Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Protesto (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=122)
-   -   İran'a Karşı Füze Kalkanı Kararını Protesto Ediyorum (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=154188)

Özgür Çağrı 09-03-2011 19:54

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943497)
senin aklın alırmı la itikadı bozuk adam...
elektromanyetik dalga diyor adam...

ha
o ney la sapkın şia biz bilmiyoruz ;D

Yıldırım 09-03-2011 20:01

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943493)
:)
bilmiyorum hacı bana araba motoru göstersen elimi kıstırırım diye dokunamam tırsarım :)
kaldı ki uçak motoru :)
ama bildiğim şu ki adamlar tek tuşla bitiriyor işi :)
bizim aselsan bu işi çözmeye çalışıyor yıllardır ama mühandisleri intihar eidyor(!) ne hikmetse...

O intihar eden mühendisler farklı bir çalışma içerisindeydi.Daha çok tank konusu ile alakalı:d
Alıntı:

Başbilen, ölümünden üç gün önce, 4 Ağustos 2006’ta, ASELSAN’da, Türkiye’nin savaş teknolojisinde dış bağımlılığını ortadan kaldıracak çalışmalarına ilişkin bir sunum yapacaktı. ODTÜ mezunu makine mühendisi Başbilen, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki üst rütbeli subaylarla uzun süredir ‘milli tank’ projesi üzerinde çalışıyordu. Sunumun ardından proje onaya gönderilecekti.
Başbilen, o gün cep telefonunu evde bırakmıştı. Akşam eve dönmeyince, eşi, ASELSAN’ı aradı. Gülsen Başbilen, eşinin işe gelmediği yanıtını alınca, polise Hüseyin Başbilen’in kayıp olduğunu bildirdi. İntihar haberi üç gün sonra geldi. Başbilen, “Elveda'' diye başladığı son mektubunda karısından hakkını helal etmesini istemişti. Açılan soruşturma, ‘normal intihar vakası’ ibaresiyle savcılık tarafından kapatıldı. Ama Başbilen ailesi, onun intihar ettiğine inanmadı ve dosyanın kapatılmasına itiraz etti.
Başbilen, 10 yıldır ASELSAN’da çalışıyordu. Birçok projenin içinde yer almıştı. Özellikle suikast silahı ‘kanas’ üzerinde uzmanlaşmış bir isimdi. İmza attığı projeler arasında F-16 savaş uçaklarında sinyal kırıcı sistemi de bulunuyordu.(bu imzaları atılmış bitmiş bir proje) Başbilen, tank projeleri üzerinde de çalışmaya başladı. Bu arada Milli Savunma Bakanlığı, Şubat 2006’da, yurtdışından 1000 adet tank alımını kapsayan ‘Yeni Nesil Tank Alımı Projesi’nden vazgeçti. Yerine, ASELSAN ile ‘milli tank’ projesi çalışması başlatıldı. Başbilen bu çalışmalarda gönüllü yer aldı; sinyalizasyon ve sofistike elektrik aksam konusunda projeler geliştirdi.



İntifada 09-03-2011 20:09

o mühendislerin birinci görevi f16 lardaki dost-düşman ayrımı sistemini çözmekti...
ne demek bu dersen uçaklarımız bir nato uçağını düşman olarak görmüyor şu an bizim...
f16 ların dost-düşman tanıma sistemi var ve dost olarak görünen uçaklara saldırı komutu veremiyorsun bu sistemi çözeceklerdi...
vede kilitleme olayını...

İntifada 09-03-2011 20:11

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=464151

bende sana bu kitabı önereyim...

Yıldırım 09-03-2011 20:11

Buradan bilgi alabilirsiniz.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Elektronik_sava%C5%9F

Ebuzer 09-03-2011 20:14

La bi gittik 11 sayfa olmuş..

Yıldırım 09-03-2011 20:14

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943521)

Okumuştum...Teşkilat diye bir kitabı daha var.Selman Kayabaşıyla yüzyüzede görüşme fırsatım olmuştu.
Sen şu elektronik savaş işine biraz eğil..dua edeceksin bana...

İntifada 09-03-2011 20:16

intihar etmeyelim sonra...

Yıldırım 09-03-2011 20:18

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943526)
intihar etmeyelim sonra...

Korkma intihar edecek adamın burada işi olmaz;1

Sevban 09-03-2011 20:21

Alıntı:

bur-AK Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943525)
Okumuştum...Teşkilat diye bir kitabı daha var.Selman Kayabaşıyla yüzyüzede görüşme fırsatım olmuştu.
Sen şu elektronik savaş işine biraz eğil..dua edeceksin bana...

Bizi de tanıştırsana ;D

İntifada 09-03-2011 20:21

ne bileyim intihar ediyor ediyor bu f16 konusunda çalışanlar...

cartman 09-03-2011 20:22

aydoğan vatandaş bu konudada mı yazmıs kafayı sıyırcak yakında :D

İntifada 09-03-2011 20:22

Alıntı:

Sevban Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943531)
Bizi de tanıştırsana ;D


;D;D;D

İntifada 09-03-2011 20:25

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943503)
ha
o ney la sapkın şia biz bilmiyoruz ;D

hikmeti ilahi...

Yıldırım 09-03-2011 20:25

Alıntı:

Sevban Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943531)
Bizi de tanıştırsana ;D

Gülhanenin oralarda bunların bina var selamımı söyle git yanına orada editör:)

Ebuzer 09-03-2011 20:27

La mesajların yarısına baktım bişey anlamadım ;D
Diğer yarısını okumaya üşendim..
Ama anlatırsan anlaşırız seninle Burak..
Biz de sayısalcıyız ;D

Yıldırım 09-03-2011 20:29

Alıntı:

Azap Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943537)
La mesajların yarısına baktım bişey anlamadım ;D
Diğer yarısını okumaya üşendim..
Ama anlatırsan anlaşırız seninle Burak..
Biz de sayısalcıyız ;D

gel msn ye

İntifada 09-03-2011 20:34

ben şimdi duvar örmeye gidiyom gençler...
yapın birşeyler gelince okuyalım biraz :D
belli etmem ama fantastik eserleri severim :D

Ebuzer 09-03-2011 20:38

Merak ettim la şu kitabı..
Okuyanı elektromanyetik savaş teknisyeni yapıyor gibi sanki..
Burak'da gördüm bu ışığı ;D

Yıldırım 09-03-2011 22:04

Alıntı:

Azap Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943546)
Merak ettim la şu kitabı..
Okuyanı elektromanyetik savaş teknisyeni yapıyor gibi sanki..
Burak'da gördüm bu ışığı ;D

Kitabın içinden bölümleri yazayım size belki şevke gelirsin.
  • Elektormanyetik silahlar
  • Elektromanyetik terörizm
  • Elektromanyetik Bombalar ve Özellikleri
  • 'HAARP' Genelkurmay belgelerinde
  • Elektromanyetik hastalık iletimi
  • Elektormanyetik İzleme sistemi
  • Beyin Kontrolü ve Askeri Sahada Hipnoz Kullanımı
  • Elektromanyetik mikrodalganın ve Zihin Kontrol Teknolojisinin Askeri Kullanımı
Ve en son kitabın sonunda Harp Akademisinin 2002 yılında çıkardığı bülten yer alıyor...

Cihannur 09-04-2011 00:15

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943294)
He ya kesin öyledir :)
Lozana imza attığımızdan beri artık bir tehlike değiliz batı için...
Bak bakalım 90 yıllık tarihimize batınin bizden isteyipte yaptıramadiği birşey varmı


Türkiye Cumhuriyeti her ne kadar laik bir devlet olsa da ülkemiz bir İslam ülkesidir. Bulunduğumuz coğrafi konum itibariyle ve soğuk savaşta komünizme karşı demokratik batı ülkelerinin yanında yer alarak NATO'ya girdiğimiz için batı ülkeleri müttefiklerimiz olmuşlardır. Türkiye'yi küçümseme. Türkiye, batı ülkelerinin her istediğini yapan zavallı bir ülke değildir ve Cumhuriyet Tarihi'nde de böyle olmamış ve Türkiye'nin kendi politikaları olmuştur.

Küffara karşı en büyük İslam güçlerinden birinin ve belki de en büyüğünün Türkiye olması demek, gidip bütün kâfirlere karşı saldırı düzenleyip kâfirleri öldüreceğiz anlamında değerlendirilmemelidir. Türkiye'nin; siyasi, askerî, fikrî vd. güçleri toplam olarak değerlendirildiğinde, mesela küffarın inancı ve zihniyeti olan küfrü yok etmede Türkiye'nin diğer İslam ülkeleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu görürüz. Son yüzyıllarda Türkiye'li bazı insanlar tarafından yazılmış olan ve İslami hakikatleri anlatıp kanıtayan pek çok kitaplar, küfrün çürütülüp yok edilip böylelikle küffarın inancının yok olması yönünde küffara vurulmuş ağır darbelerdir.

Mesela bir örnek vererek konuyu açıklayayım. Vereceğim örnekte Türkiye'li yazarların etkisi olmuşmudur bilmiyorum; ama küffara karşı mücadelenin siyasi ve askerî alanın dışındaki boyutunun bir misalidir. İngiltere'nin eski başbakanlarından Tony Blair'in baldızı Müslüman oldu. Bu bile İslam'ın küfre, küffara karşı başarılarından, zaferlerinden bir örnek olarak gösterilebilir. Küffara karşı askerî ve siyasi gücün yanında fikrî gücün çok daha önemli olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye, son yüzyıllarda İslami hakikatleri anlatan pek çok eserin yazılmasıyla, küfre ve küffara karşı verilen mücadelede özellikle fikrî açıdan önemli bir yere sahiptir.

Cihannur 09-04-2011 00:34

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943340)
şu bizdeki emevi sünnileri ve irandaki safevi şiileri yani kısaca iki tarafın mafyaları şu mezhepçi takıntılarından bi vazgeçseler dünyayı titretiyor olurduk...

Türkiye'de Emevi Sünnileri olduğunu zannetmiyorum. Kimlerdir o Emevi Sünnileri?

Ehl-i Sünnet yolu, Allah Resulü'nün ve onun ashabının yolu olan İslam'ın doğru yoludur. Ehl-i Sünnet, bidatlerden uzak olan İslam'ın doğru yoludur. Bizleri Ehl-i Sünnet itikadında bulundurduğu için ve bizleri; dinde reformcu, bidatçi, mezhepsiz kılmadığı için Allah'a şükürler olsun.

İntifada 09-04-2011 03:45

Alıntı:

Türkiye Cumhuriyeti her ne kadar laik bir devlet olsa da ülkemiz bir İslam ülkesidir. Bulunduğumuz coğrafi konum itibariyle ve soğuk savaşta komünizme karşı demokratik batı ülkelerinin yanında yer alarak NATO'ya girdiğimiz için batı ülkeleri müttefiklerimiz olmuşlardır. Türkiye'yi küçümseme. Türkiye, batı ülkelerinin her istediğini yapan zavallı bir ülke değildir ve Cumhuriyet Tarihi'nde de böyle olmamış ve Türkiye'nin kendi politikaları olmuştur.
2.dünya savaşına neden girdin ?
kore savaşına niye girdin ?
bosnada neden gıkın çıkmadı ?
üslerini natoya niye açtın ?
son ırak savaşında 4900 sortiyi neden yaptırdın ?

evet şu an kendi rolümüzü belirleyecek güce geldik ama cumhuriyet tarihi boyunca çok zavallı hallerimiz olmuştur...

Alıntı:

Küffara karşı en büyük İslam güçlerinden birinin ve belki de en büyüğünün Türkiye olması demek, gidip bütün kâfirlere karşı saldırı düzenleyip kâfirleri öldüreceğiz anlamında değerlendirilmemelidir. Türkiye'nin; siyasi, askerî, fikrî vd. güçleri toplam olarak değerlendirildiğinde, mesela küffarın inancı ve zihniyeti olan küfrü yok etmede Türkiye'nin diğer İslam ülkeleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu görürüz. Son yüzyıllarda Türkiye'li bazı insanlar tarafından yazılmış olan ve İslami hakikatleri anlatıp kanıtayan pek çok kitaplar, küfrün çürütülüp yok edilip böylelikle küffarın inancının yok olması yönünde küffara vurulmuş ağır darbelerdir.
la sen ne konuşuyorsun ya :)
şurada 20 sene önce kabe kerhanedir diyen kitabı çeviren aziz nesini susturamıyorduk nereden bahsediyorsun...


Alıntı:

Mesela bir örnek vererek konuyu açıklayayım. Vereceğim örnekte Türkiye'li yazarların etkisi olmuşmudur bilmiyorum; ama küffara karşı mücadelenin siyasi ve askerî alanın dışındaki boyutunun bir misalidir. İngiltere'nin eski başbakanlarından Tony Blair'in baldızı Müslüman oldu. Bu bile İslam'ın küfre, küffara karşı başarılarından, zaferlerinden bir örnek olarak gösterilebilir. Küffara karşı askerî ve siyasi gücün yanında fikrî gücün çok daha önemli olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye, son yüzyıllarda İslami hakikatleri anlatan pek çok eserin yazılmasıyla, küfre ve küffara karşı verilen mücadelede özellikle fikrî açıdan önemli bir yere sahiptir.
:utangaç::utangaç::utangaç:

EpiVaTeS 09-04-2011 03:47

şia mı varlan forumda...???
sahabeye küfreden adamlar ile aynı ortamda makaramı yapıyoz...???

İntifada 09-04-2011 03:55

pff...
valla sizi görünce şia olsaydım diyorum he...
geçin babalar bunu geçin...

sahabeyi küfredenin hükmünün ne olacağını imam hamaney açıkladıda fitneyi savdı sağolsun...

EpiVaTeS 09-04-2011 03:57

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943820)
pff...
valla sizi görünce şia olsaydım diyorum he...
geçin babalar bunu geçin...

sahabeyi küfredenin hükmünün ne olacağını imam hamaney açıkladıda fitneyi savdı sağolsun...

panpa bildiğim Hz.Ebubekir ile Hz.Ayşe'ye giydiriyorlardı...
ula iranlıları çok iyi tanırım 15 ayım geçti olm...;;)

Özgür Çağrı 09-04-2011 03:57

imam humeyni hz. aişe tüm hepimizin annesidir diyen bir insandevrimden hemen sonra söylüyor bunu
irandaki sapık mollalar türkiyede yok mu sanki ? türkiyede etraf sapık şıh dolu la
ehli sünnet sapıklıkmı oluyor şimdi ?
cübbeliye bakıp ehli sünnet hakkında yorum yapmak ne kadar mantıklı ?

İntifada 09-04-2011 04:08

Alıntı:

EpiVaTeS Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943822)
panpa bildiğim Hz.Ebubekir ile Hz.Ayşe'ye giydiriyorlardı...
ula iranlıları çok iyi tanırım 15 ayım geçti olm...;;)


şianında sapığı var aynı sünninin sapığı olduğu gibi...

Ammar 09-04-2011 04:20

İranı tehdit görenlere gelsin bu resim :w::w::w::w::w: :hihi2::hihi2::hihi2::hihi2::hihi2:

https://lh6.googleusercontent.com/-T...0675982218.gif

EpiVaTeS 09-04-2011 04:22

Alıntı:

grevs Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943836)
İranı tehdit görenlere gelsin bu resim :w::w::w::w::w: :hihi2::hihi2::hihi2::hihi2::hihi2:

https://lh6.googleusercontent.com/-T...0675982218.gif

napıyo bu liseli...???

Cihannur 09-04-2011 04:49

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943806)
2.dünya savaşına neden girdin ?
kore savaşına niye girdin ?
bosnada neden gıkın çıkmadı ?
üslerini natoya niye açtın ?
son ırak savaşında 4900 sortiyi neden yaptırdın ?

evet şu an kendi rolümüzü belirleyecek güce geldik ama cumhuriyet tarihi boyunca çok zavallı hallerimiz olmuştur...


şurada 20 sene önce kabe kerhanedir diyen kitabı çeviren aziz nesini susturamıyorduk nereden bahsediyorsun...


2. Dünya Savaşı'na savaşın bitmek üzere olduğu bir dönemde girdik.

Sırpların Bosna'daki katliamlarını durdurmak için Türkiye dahil bütün insanlık müdahale etmeliydi.

Irak'a yapılan müdahaleyi desteklemedim. 1 Mart 2003 tezkeresine karşıydım. Konunun açıklığa kavuşması için Türkiye'den Irak'a yapılmış olan sortilerle ilgili olarak şu soruları sormak gereklidir. Türkiye'den Irak'a 4.900 sorti yapılmışsa, o 4.900 sorti Irak halkını öldürmek için mi yapılmıştır, yoksa oradaki faşist Baas diktatörlüğünü yıkmak için mi yapılmıştır? Yapılan o sortilerle sivil hedefler mi vurulmuş, yoksa askerî hedefler mi vurulmuştur? Bu konudaki detaylı bilgilere hükümet kaynaklarından ulaşılabilir diye tahmin ediyorum.

Tersine örnekler de verilebilir. Mesela Türkiye'nin Kıbrıs konusunda yaptıklarına bakılabilir. Türkiye, batı ülkeleri karşı olmasına rağmen Kıbrıs'a girmiş, hiçbir batı ülkesi tanımadığı halde Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımış ve KKTC'nin arkasında durmuştur. Bu durum, Türkiye'nin hep batının istedikleri doğrultusunda politika izlemeyip, gerektiğinde batıya karşı politikalar izleyebildiğinin temel kanıtlarından biridir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti maalesef laik bir devlettir. Devlet laik olduğu için ülkemizde maalesef İslam'a aykırı ve karşı yayınların yayınlanmasına müsaade ediliyor.
Türkiye ise İslam ülkesidir. Türkiye'nin halkının büyük çoğunluğu ve çoğu zaman da yöneticilerinin çoğunluğu Müslümanlardan oluşmaktadır. Türkiye'nin küfre ve küffara karşı verdiği mücadelede özellikle fikrî mücadele, kitaplar yazılması türü yayınlar yoluyla yani ilimle yapılmaktadır. Günümüzde savaşlar yoluyla ülkelerin işgal edilip işgal edilen yerlerde iktidara gelinmesi yok gibidir. Türkiye'deki pek çok Müslüman yazarların, İslami hakikatleri anlatan eserler yayınlamış olmaları, Türkiye'nin küfre ve küffara karşı verilen mücadelede dünyadaki en büyük İslami güçlerden biri ve belki de en büyüğü olmasında önemli yer tutmaktadır.

İntifada 09-04-2011 05:04

ee legend benim dediğim herşeye böyle olmalıydı şöyle olmalıydı yok şöyleydi diyerek bahane yazıyorsun...
nasıl olacak o...
natonun keyfini bekleseydik kıbrısada girmeyecektik zaten...
İlk defa bir lider insiyatif almıştır buda necmettin erbakandır...
Bana ne amerikadan diyerek kıbrısa çıkmalarını emretmiştir ordumuza ve ecevitte mecbur desteklemiştir bu kararı...
ecevitin saldırı izni için merdivenlerden bi yukarı bi aşağı koştuğunu duymuşuzdur...

4900 sorti meselesinde resmen saçmalıyorsun legend...
Alıntı:

Türkiye'den Irak'a 4.900 sorti yapılmışsa, o 4.900 sorti Irak halkını öldürmek için mi yapılmıştır, yoksa oradaki faşist Baas diktatörlüğünü yıkmak için mi yapılmıştır?
içimi rahatlattın sağol :)
yahu saddam kendi adamları zaten onların uçaklarına uçak bile kaldırmadı :)
sen halk harici savunan kimseyi gördün mü...
senaryo bir yakalnmayla yakalandı sonra...
amerika müslüman bir halka savaş açıyor 4900 sorti yapıyor üslerimizden adamın dediği lafa bak
bu kadar komik müdafalarla gelmeyin bana...

unnamed 09-04-2011 05:30

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943862)
ee legend benim dediğim herşeye böyle olmalıydı şöyle olmalıydı yok şöyleydi diyerek bahane yazıyorsun...
nasıl olacak o...
natonun keyfini bekleseydik kıbrısada girmeyecektik zaten...
İlk defa bir lider insiyatif almıştır buda necmettin erbakandır...
Bana ne amerikadan diyerek kıbrısa çıkmalarını emretmiştir ordumuza ve ecevitte mecbur desteklemiştir bu kararı...
ecevitin saldırı izni için merdivenlerden bi yukarı bi aşağı koştuğunu duymuşuzdur...

4900 sorti meselesinde resmen saçmalıyorsun legend...

içimi rahatlattın sağol :)
yahu saddam kendi adamları zaten onların uçaklarına uçak bile kaldırmadı :)
sen halk harici savunan kimseyi gördün mü...
senaryo bir yakalnmayla yakalandı sonra...
amerika müslüman bir halka savaş açıyor 4900 sorti yapıyor üslerimizden adamın dediği lafa bak
bu kadar komik müdafalarla gelmeyin bana...

:saygılar::saygılar::güzel:

Cihannur 09-04-2011 05:32

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943862)
ee legend benim dediğim herşeye böyle olmalıydı şöyle olmalıydı yok şöyleydi diyerek bahane yazıyorsun...
nasıl olacak o...
natonun keyfini bekleseydik kıbrısada girmeyecektik zaten...
İlk defa bir lider insiyatif almıştır buda necmettin erbakandır...
Bana ne amerikadan diyerek kıbrısa çıkmalarını emretmiştir ordumuza ve ecevitte mecbur desteklemiştir bu kararı...
ecevitin saldırı izni için merdivenlerden bi yukarı bi aşağı koştuğunu duymuşuzdur...

4900 sorti meselesinde resmen saçmalıyorsun legend...

içimi rahatlattın sağol :)
yahu saddam kendi adamları zaten onların uçaklarına uçak bile kaldırmadı :)
sen halk harici savunan kimseyi gördün mü...
senaryo bir yakalnmayla yakalandı sonra...
amerika müslüman bir halka savaş açıyor 4900 sorti yapıyor üslerimizden adamın dediği lafa bak
bu kadar komik müdafalarla gelmeyin bana...


Kıbrıs'a müdahalede rahmetli Necmettin Erbakan'ın etkisinin olması, Türkiye'nin yeri geldiği zaman batının politkalarına karşı kendi farklı politikasını uygulayabilmiş olduğu gerçeğini değiştirmez Akıncı.


Yoo, hiç de saçmalamıyorum ve sorduğum sorular komik de değil. Irak'a karşı 4.900 sorti yapıldı denilince, sanki Irak'a yapılan sortiler Irak halkını öldürmek için yapılmış ve Türkiye'de iktidarda bulunan AK Parti Hükümeti de buna razı olmuş izlenimi çıkıyor. Türkiye'den Irak'a yapılan sortilere sadece askerî hedeflerin vurulması için izin verilmiş ve o sortilerle de askerî hedefler vurulmuş olabilir.

Irak'a yapılacak müdahaleye karşıydım. Türkiye'den Irak'a sortiler yapılmış olmasını da desteklemiyorum elbette. Ama sanki Türkiye'den uçaklar kalkmışlar ve o uçaklar gidip Irak halkının üzerine bomba yağdırıp sivilleri öldürmüşler şeklinde bir izlenim verilmesini de doğru bulmuyorum.

İntifada 09-04-2011 16:44

Alıntı:

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943868)


Yoo, hiç de saçmalamıyorum ve sorduğum sorular komik de değil. Irak'a karşı 4.900 sorti yapıldı denilince, sanki Irak'a yapılan sortiler Irak halkını öldürmek için yapılmış ve Türkiye'de iktidarda bulunan AK Parti Hükümeti de buna razı olmuş izlenimi çıkıyor. Türkiye'den Irak'a yapılan sortilere sadece askerî hedeflerin vurulması için izin verilmiş ve o sortilerle de askerî hedefler vurulmuş olabilir.

Irak'a yapılacak müdahaleye karşıydım. Türkiye'den Irak'a sortiler yapılmış olmasını da desteklemiyorum elbette. Ama sanki Türkiye'den uçaklar kalkmışlar ve o uçaklar gidip Irak halkının üzerine bomba yağdırıp sivilleri öldürmüşler şeklinde bir izlenim verilmesini de doğru bulmuyorum.

daha buna cevap ne yazılır bilmiyorum ki ?
direnen müslüman halk,savaşan müslüman halk,amerikaya karşı koyan müslüman halk...
saddamın hangi askeri karşı koymuş saddam kim ?
yani körü körüne savunma yapıyorsunuz...
tam olarak öyle söylüyorum...
türkiyeden havalanan uçaklar işgal için müslüman bir ülkeye girdi ve tonlarca füze bomba yağdırdı ırağa...
yüzlerce müslüman öldü...
sivil yada asker...
darul harp olan bir yerden bahsediyoruz senin ettiğin lafa bak...

depare 09-04-2011 17:14

İran'da bu Ramazan Bayramı Sünni kardeşleriniz hiç bir camide Bayram namazı kılamadı çünkü yasak Tahran da ki yetkili bir çok otorite Sünni kökenli vatandaşların Bayram namazı kılmasını yasaklayan karar aldı..!

Siz hala bize Mezhepçi deyin hiç bir Sünni ülke ne kadar sapık ve İslam düşmanı olsalar bile kimsen'in namaz kılmasını engellemez..

Benim İranda ki Sünnilerle irtibatı olan tanıklarım var ben internet ten belge toplamıyorum onun için kimse bana kaynak sormasın..!

Belki ararsanız bir kaç Sünni odaklı yabancı siteler de bulursunuz onları da bizim basınımız hiç gündemine almaz nedense..


Bu tür tartışmaları genel de uzaktan seyretmeyi tercih edip tebessüm etmekle yetinirim :)

Burada ki hiç bir kardeşimi kınamıyorum zaman bazı şeylerin ilacı acı olan ise geç gelen pişmanlıktır..




Hüdavendigâr 09-04-2011 17:17

Alıntı:

depare Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 944036)
İran'da bu Ramazan Bayramı Sünni kardeşleriniz hiç bir camide Bayram namazı kılamadı çünkü yasak Tahran da ki yetkili bir çok otorite Sünni kökenli vatandaşların Bayram namazı kılmasını yasaklayan karar aldı..!

Siz hala bize Mezhepçi deyin hiç bir Sünni ülke ne kadar sapık ve İslam düşmanı olsalar bile kimsen'in namaz kılmasını engellemez..

Benim İranda ki Sünnilerle irtibatı olan tanıklarım var ben internet ten belge toplamıyorum onun için kimse bana kaynak sormasın..!

Belki ararsanız bir kaç Sünni odaklı yabancı siteler de bulursunuz onları da bizim basınımız hiç gündemine almaz nedense..


Bu tür tartışmaları genel de uzaktan seyretmeyi tercih edip tebessüm etmekle yetinirim :)

Burada ki hiç bir kardeşimi kınamıyorum zaman bazı şeylerin ilacı acı olan ise geç gelen pişmanlıktır..




din mafyası fan klübe hoşgeldin kardeşim seni aramızda görmekten mutluyuz..

Cihannur 09-04-2011 17:53

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 944001)
daha buna cevap ne yazılır bilmiyorum ki ?
direnen müslüman halk,savaşan müslüman halk,amerikaya karşı koyan müslüman halk...
saddamın hangi askeri karşı koymuş saddam kim ?
yani körü körüne savunma yapıyorsunuz...
tam olarak öyle söylüyorum...
türkiyeden havalanan uçaklar işgal için müslüman bir ülkeye girdi ve tonlarca füze bomba yağdırdı ırağa...
yüzlerce müslüman öldü...
sivil yada asker...
darul harp olan bir yerden bahsediyoruz senin ettiğin lafa bak...

Ben o saldırıları desteklemediğimi söylüyorum. Irak'a karşı yapılan ne kara saldırılarını ne de hava saldırılarını desteklemedim ve desteklemiyorum. Bu yüzden söylediklerimi savunma yapıyorum olarak algılaman doğru olmaz. Olay netliğe kavuşsun diye sorular soruyorum.

Irak bombalandı; ama Türkiye ve ABD, hangi şartlarda anlaştılar ve Türkiye'den kalkan uçaklar Irak'ta nereleri vurdular? Türkiye ile ABD arasında belki de sadece askerî tesislerin vurulması için anlaşma yapılmış olabilir. Türkiye'den kalkıp Irak'ta bombalama yapan uçaklar o sortilerini sivil hedeflere değil de askerî hedeflere yapmışlarsa daha az kötü bir eylem yapmışlardır.

Türk Uçakları bugünlerde Kuzey Irak'ı bombalıyorlar. Yukarıda yazdıklarını bugünlerde Kuzey Irak'a yapmakta olduğumuz bombalamalar için de yazabilir misin? Yazamazsın. Niye? Çünkü Kuzey Irak'ta, Bölücü Terör Örgütü'nün üyelerini ve Bölücü Terör Örgütü'ne ait yerleri bombalıyoruz; sivilleri bombalamıyoruz. Demek ki bütün bombalamalar aynı değil, bombalamadan bombalamaya fark var.

Yıldırım 09-06-2011 21:31

Alıntı:

Azap Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 943546)
Merak ettim la şu kitabı..
Okuyanı elektromanyetik savaş teknisyeni yapıyor gibi sanki..
Burak'da gördüm bu ışığı ;D

Kardeşim bu haber belki ön yargıları kırabilir...Bu haber elektromanyetik bombadanda bahsediyor.Bazı arkadaşlar uydurma muamelesi yaptı ama neyse onlarda feyizlensinler.Kişinin anlattığı karşıdakinin anladığı kadardır bizde yanlış anlatmış olabiliriz.Kırmızı yazıları okursan yapılabilecekler konusunda biraz fikrin olabilir.En alttada haberin linki mevcut...

2003 yılında çıkan bir haber...
Kitabıda okursan taşlar yerine oturacaktır

Alıntı:

21.01.2003Irak’ta 4 yeni silahla ‘Blitzkrieg’Bütün dünyadan yoğun tepki almasına rağmen Irak’a saldırmaya kararlı olan Bush yönetimi, 2. Körfez Savaşı için özel kuvvetlere ve son sistem askeri teknolojiye dayanan yeni bir tür Alman ‘Blitzkrieg’i (yıldırım savaşı) hazırladı. Bush gizli tutulan 4 yeni silahla Irak’ı kısa sürede teslim almayı planlıyor. BM denetçileri Irak’ta nükleer silah olduğunu gösterecek herhangi bir kanıt bulamamalarına rağmen, ABD, savaş hazırlıklarını hemen hemen tamamlamış durumda. Belli başlı hedefler ise, Bağdat’a 150 km. uzaklıkta, Irak Devlet Başkanı’nın sarayını çevreleyen göllerin içinde kazılmış yeraltı sığınakları olacak.

PLAZMA BOMBASI

Irak askerlerini hedef alıyor. Geniş bir yüzeydeki oksijeni emerek, insanların boğulmasına neden oluyor.



GRAFİT BOMBASI

Avcı uçaklarınca atılacak, amaç telekomünikasyon sistemi ve hava sahasının denetimini tam olarak ele geçirmek; elektrik üreten tesislere zarar vermeden elektrik üretimini durdurup her tür sinyal alışverişini kesmek.



ELEKTROMANYETİK BOMBA

Mikrodalga ile çalışıyor, hedefi elektronik tesisatlar, radarlar, haberleşme sistemleri, bilgisayarlar; şimşekten yüz kat daha etkili elektromanyetik bir alan oluşturup, yolunun üzerindeki tüm elektronik ekipmanı tahrip ediyor. Uçak, taşıt ve askerleri, mikrodalgayı etkisizleştiren giysi ve donanımlarla korumak mümkün.



NÜKLEER MİNİ-BOMBA

Amerikalılar bunu Güçlü Nükleer Toprak Delici (RNEP) nükleer bomba olarak nitelendiriyor. Amaç yeraltındaki hedefleri yok etmek.


Jöle ve C4

Cephanesi aerosoldan farklı olarak, rüzgarlı havalarda bile havada dağılmayan çok daha yoğun, kimyasal açıdan nötr, karmaşık bir karışımdan oluşmuş bir tür jöleyle dolu. C4 kategorisinden patlayıcılar toprağa 500 m. mesafede reflektörler aracılığıyla çok daha simetrik bir şekilde patlayıp, 1 ila 3 km. çapı olan homojen bir kubbe oluşturuyorlar. Karışım, kubbe içinde ışıl ışıl parlayan mavi bir lazer aracılığıyla ateşleniyor; böylece mevcut oksijenin tümüyle kimyasal bir tepkime meydana geliyor.


İnsansız uçaklar devrede

İçerdikleri kameralar aracılığıyla anında bilgi ulaştırabilen insansız uçaklar karar sürecini de hızlandırıyorlar. Bu uçaklardan, kasım ayında Yemen’de ‘USS Cole’ firkateynine yapılan saldırının ardından yararlanılmıştı.


Plazma bombası


Tür: Havadaki oksijenle çalışıyor.

Hedeflediği yeri oksijensiz bırakıyor.

Hedef: Personel

Uçaktan atılan bu korkunç bomba, geniş bir yüzeydeki oksijeni emerek, insanların boğulmasına neden oluyor. FuelAirExplosive ‘FAE’ türü ya da ilk kez Vietnam’da kullanılan ‘Cluster Bomb’ CBU 55-72 bombalarının modern bir versiyonu olan bu korkunç silahın temel ilkesi, topraktaki oksijeni emmek için yanıcı madde bulutu oluşturmak. Çöl Fırtınası Operasyonu sırasında Amerikan kuvvetleri modernize edilmiş ‘Cluster Bombaları’ CBU-72’ler kullandılar. Bunlardan her biri, etilen oksidiyle dolu bir tür metalik silindir olan üç cephane bırakıyor. Açılan silindir, yaklaşık 18 m.çapında ve 3 cm. kalınlığında bir aerosol bulutu yayıyor. Bu katman daha sonra toprağa 30 m. kala kapsül fitiliyle ateşleniyor. Ortaya çıkan basınç ve esinti madenlere, taşıtlara, uçaklara, sığınaklara ve insanlara karşı etkii oluyor. Ancak bu bombanın kullanımında en büyük zorluk, yanma işleminin tam olması için son derece düzgün bir aerosol katmanı elde etmek. İşte bu nedenle, Amerikalı kuvvetler Irak’la çatışma halinde daha modern bir versiyonunu kullanmayı planlıyorlar.


Tür: Şebekelerde kısa devre yaratıyor

Hedef: Elektrik şebekeleri



Avcı uçaklar tarafından elektrik üretim tesislerine atılıyor. Bomba toprağa 500 m. kala açılarak, mekik masuralarını andıran BLU-114/B adlı cephanelerden bırakıyor. Hedefin tam üzerinde patlayan ‘mekik masurası’, grafitle kaplı çok ince karbon ipliklerinden oluşmuş yumaklar yayıyor; bu yumaklar elektrik tesislerinin elektromanyetik yükü tarafından çekiliyorlar. Bunlar elektrik kablosuyla karşılaştıklarında karbonlu iplikler aşırı gerilim, kısa devre ve kirlilik yaratıyor. Ve böylece şebeke devre dışı kalıyor. Fransız elektrik dağıtım şirketi EPS’nin verilerine göre 1999 yılındaki savaş sırasında bu tür bir saldırının ardından Sırp topraklarının yüzde 70’i elektriksiz kaldı. Temizlikten sonra ise altyapılar yeniden kullanılır hale geliyor. Bu bombalar ölümcül olmasa da uzmanlar bu ince iplik yumaklarının insan sağlığını olumsuz etkilediğini, özellikle de solunum yollarına zarar verdiğini ifade ediyorlar.


Askeri ve siyasal analistlere ve savaşı inceleyen bilim otoritelerine göre, ABD Irak’ı işgal etmekte son derece kararlı. Böylece ABD, işgalle birlikte yeni bir askeri stratejiyi de başlatmış oluyor. Türkiye’den ikinci (veya birinci) cepheyi açmak için Ankara üzerinde yoğun baskı uygulayan ABD bu savaşta yeraltı ve yerüstü hedefleri daha önce bazılarını ilk biçimleriyle denediği, ancak bu süre içinde geliştirdiği ve daha korkunçlaştırdığı yeni silahlarla vuracak.

Dünyada çeşitli bilim dergileri hem ABD’nin bu yeni stratejisi hem de kullanmayı planladığı yeni silahlar hakkında elde ettikleri bilgileri ve ipuçları hakkında yayın yapmaya başladılar.

Fransız Science at Avenir dergisinin Aralık sayısında, ‘Irak’a yönelik saldırı planlarını aylar öncesinden gündeme getiren Pentagon, daha önceki Körfez Savaşı’ndan farklı bir savaş stratejisi üzerinde çalışıyor’ görüşü dile getirildi. Yazıda özetle şu görüşlere yer verildi ve kullanılacak yeni silahlar tanıtıldı:

1991 yılındaki savaşta geniş kapsamlı bir müttefik desteğiyle saldıran Washington yönetimi bu kez, sadece İngiliz askerlerinin takviyesiyle, Amerikan askeri gücünün başı çektiği bir saldırı öngörüyor. ABD, Saddam rejimini devirip Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeye hazırlanırken, gözlemciler bu savaşla, 30’lu yıllardan beri gündemde olan Mitchell doktrininin de rafa kaldırılacağını belirtiyorlar.

Havadan stratejik hedeflerin bombalanmasını öngören Mitchell doktrini en son Yugoslavya’ya yönelik saldırılarda uygulanmış, ancak bu yöntemle Sırp askeri gücünde en ufak bir tahribata yol açamamıştı. Askeri uzmanlar bu stratejinin sadece sivil ve endüstri tesislerinin yok edilmesinde etkili olabileceğini kaydediyorlar.

Dört ‘yeni’ silah

İşte bu nedenle Mitchell doktrini bir ulus-devleti hedef alan savaşlarda etkili olsa da, Taliban ya da Saddam gibi rejimi devirmeyi amaçlayan müdahalelerde etkili olamıyor. Kaliforniya, Monterrey’deki Denizcilik Okulu’ndan profesör John Arquilla, en modern teknolojilerin bile uygun bir askeri doktrin çerçevesinde kullanılmadığı sürece sonucun felaket olacağını, bunun en çarpıcı örneğinin de Vietnam olduğunu söylüyor.

Afganistan’da uygulamaya konulan ve başarıya ulaşılan yeni ‘savaş kokteyli’, bombardıman uçaklarıyla irtibat halinde olan özel kuvvetlerin son derece sofistike silahlarla, hareket eden ya da dağınık haldeki hedefleri vurmalarını öngörüyor.

Amerikalılar hedeflerine ulaşabilmek için dört yeni silah geliştirdi.

İlk aşamada amaç telekomünikasyon sistemi ve hava sahasının denetimini tam olarak ele geçirmek; bu amaçla, daha önce Kosova’da kullanılan grafit bombaları, elektrik üreten tesislere zarar vermeden elektrik üretimini durdururken her tür sinyal alışverişinin kesilmesini sağlıyor. Vietnam’da kullanılan ve havadaki oksijenin patlatılmasını hedefleyen gizemli plazma bombaları bu kez daha ileri teknolojiyle donanmış bir halde devreye sokulacak.

‘Papatya toplayıcısı’ olarak adlandırılan Blu-82b bombaları da aynı kategorideki silahlar olarak değerlendiriliyor. Hiroşima’da kullanılanın binde biri kadar bir güce sahip olan, 7.5 ton ağırlığındaki bu bombalar öldürücü ışınları nedeniyle son derece tehlikeli silahlar sınıfında değerlendiriliyor; bombanın atılmasının yol açtığı gürültü çok uzak mesafelerden bile duyulabiliyor.

Gündemde olan bir diğer silah ise E bombası; bu bombanın özellikleri sır olarak saklanmasına rağmen Batı basınında yer alan yazılara göre, söz konusu bomba, bilgisayar ya da elektronik malzemelerle donanmış tesisleri (radarlar, başka alıcılar, telekomünikasyon v.b.) tahrip edecek son derece güçlü elektromanyetik sinyaller üretiyor.

Elektromanyetik sinyal

Güçlü elektromanyetik sinyaller yayma yöntemi, atom bombalarının yan etkileri araştırılırken gündeme geldi. Uzun menzilli (50 kilometre menzilli) nükleer bombalar, 3000 km’lik bir alanda bulunan tüm elektronik aygıtları etkileyebiliyorlar.

Bu bombalar bu özellikleriyle de topyekün bir savaş için elverişli olmalarına rağmen Irak savaşı için uygun görülmüyorlar. Öte yandan, çok daha kısa menzilli (300-400 m.) E bombalarının uygunluğu konusunda da ciddi kuşkular bulunuyor.

ABD’nin diğer silahı ise, patlamadan önce yeraltı sığınaklarının çatısında 6-10 metrelik bir delik açabilen 1-5 kilotonluk taktik atom bombaları ya da diğer bir deyişle mini-nükleerler. Bu yeraltı sığınakları balistik füze modeli göz önüne alınarak inşa edildiklerinden, nükleer patlamalara karşı ne kadar dayanıklı oldukları teorik testlerle anlaşılmaya çalışılıyor. Mini nükleerlerin amacı, dalgalar halinde yayılan patlamanın şiddeti aracılığıyla hem sığınaktaki insanlar hem de malzemeler üzerinde yok edici bir etki yaratmak.

Gözlemciler, bu sığınakların vurulması halinde etrafa yayılacak olan radyoaktivite çok büyük boyutlara varacağından Bush yönetiminin ‘makul’ gerekçeler bulmak amacıyla Saddam Hüseyin’in nükleer programını ısrarla gündeme getirmeye çalıştığını kaydediyorlar.

Mini-nükleerlerin aynı zamanda Saddam Hüseyin’in elit askerleri olan Cumhuriyetçi muhafız ordusunun dağıtılması için de kullanılacağı ifade ediliyor.


Elektromanyetik bomba

Tür: Mikrodalga.

Hedef: Elektronik tesisatlar, radarlar, haberleşme

sistemleri, bilgisayarlar.



Bir nanosaniye içinde mikrodalgalı bomba ya da MFP (Magnetic Force Pulse), şimşekten yüz kat daha etkili elektromanyetik bir alan oluşturup, yolunun üzerindeki tüm elektronik ekipmanı tahrip ediyor. Menzili birkaç on metreden bir kilometreye kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Uçaklar, taşıtlar ve askerleri, mikrodalgayı etkisizleştiren giysi ve donanımlarla korumak mümkün.

Ancak bu bomba yeraltı sığınaklarını etkilemiyor. Elektronik bir aktivite belirlendiği zaman, Tomahawk ya da Storm Shadow füzeleriyle taşınan E bombaları atılıyor. Bu bombanın Amerikan versiyonu ‘kompresyonlu akım jeneratörü’ne (FCG) sahip: Mega-amper düzeyinde akım enjeksiyonuyla ultrafrekans bir tüp içinde manyetik bir alan oluşturuluyor. Hedeften birkaç yüz metre uzaklıkta bomba patlayıp enerjisini manyetik alana naklediyor.

Saniyeden daha kısa bir sürede de, terawatt (10 12 gücünde watt) elektromanyetik bir alan elde ediliyor. ‘Titreşen sanal katot’ ya da Vircator, mikrodalga frekansında çıkan elektron akımını mikrodalga frekansında titreştiriyor. Anten dalgayı hedefe yöneltiyor. E bombası Yugoslavya savaşında da Tomahawk füzeleriyle kullanıldı.

Bir başka versiyonu ise, savaş uçaklarına, gemilere, insansız uçaklara, kamyonlara yerleştiriliyor; hatta gelecekte, uçak reaktörü gibi bir elektrik kaynağıyla beslenen ‘Marx jeneratörü’ türü bir jeneratörün uydularına da yerleştirilmesi planlanıyor. Hedef vurulurken devre kapanıyor ve Vircator aracılığıyla mikrodalgalara dönüştürülen çok güçlü bir sinyal yayıyor. Bu bombanın tekrar tekrar (1000 kez) kullanılabilmesi önemli bir avantaj olarak görülüyor.

Bu silah sadece nesneleri hedef alıp insanları öldürmüyor. Ancak mikrodalgalı elektrik alanının saniyede birkaç kez yön değiştirmesi, biyolojik hücrelerin su moleküllerinin kaynaşmasına yol açarak pişme etkisi yaratabiliyor. İnsan üzerindeki etkileri ise mikrodalga demetinin gücüne bağlı.

Bira şişesi büyüklüğündeki, 10-15 metre menzilli mini versiyonunun ise Ruslar tarafından geliştirildiği sanılıyor. Moskova’da 23 Ekim’deki tiyatro baskını sırasında Çeçen eylemciler E mini bombasıyla etkisizleştirilmiş olabilir mi? Avustralya’da, Monash Üniversitesi’nde elektromanyetik silahlar uzmanı Carlo Kopp(Bu işin uzmanları bile var) detonatörlerin elektrikli olması durumunda E bombasının her şeyi havaya uçurabileceğini belirterek şunları ekliyor:’Bu durumda Ruslar, Çeçen eylemcilerden çok daha korkunç bir patlamaya yol açabilirlerdi.’


Nükleer mini-bomba


Tür: Amerikalıların tanımıyla Güçlü Nükleer .

Toprak Delici (RNEP) nükleer bomba

Hedef: Yeraltındaki hedefler.



Gücü 1 ila 5 ton arasına değişen bu bomba, B2 bombardıman uçağından atıldığında, katı burnu (zayıflatılmış uranyum) sayesinde yerin altı metre altına girebiliyor. Başlığın geciktirilmiş nükleer patlaması art arda mikrodalga dalgaları yaratıp en sağlam yapılardan bile içeri sızabiliyor. GBU-28’den üç kat daha hafif ve on iki kat daha güçlü olan nükleer mini bomba, B61-11’in nükleer başlıklı versiyonu. Çok küçük bir hacimde bu derece büyük bir güç yaratabilmek için nükleer reaksiyonu ‘artırmak’ gerekiyor çünkü tam bir reaksiyon için gereken kritik kütleye ulaşılmamış olunuyor. Tetikleyici madde ise, iki yarıküre arasına yerleştirilmiş, plütonyum kalıpları içeren döteryumlu barut kabı. C4 patlayıcılarının simetrik infilakı iki yarı kürenin şokuna neden oluyor. Aynı anda harekete geçen döteryum buraya nötron akımı enjekte ediyor. İki kütle iç içe geçerken, plütonyum atomları parçalanıyor, nötronlar zincirleme reaksiyonu meydana getiriyor. Bu bomba zayıflatılmış uranyumlu başlığıyla, 17 Mart 1997’de Alaska’da denendi. Ölümcül bir bomba ve muhtemelen etrafa radyoaktivite yayıyor.

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/01/21/238242.asp

Tarantula_ 09-06-2011 23:56

İran lideriği elinden gittiğinde ne kadar kaypaklaşabileceğini gösterdi, bence yerindedir...


All times are GMT +3. The time now is 19:26.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025