![]() |
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlâssız çözülmez işin düğümü Aklımdan geçeni, düşündüğümü Okusam kim dinler, yazsam kim anlar? Bahattin Karakoç / ACABA |
Kâbe'den maksat varmaktır yâra,
Kör gibi tapınma kuru duvara. NEYZEN TEVFİK |
http://img67.yukle.tc/images/18ates-i_ask.JPG
Ey aşk, artık anladım meğer sen her şeymişsin, Hem öldüren bir zehir, hem dirilten bir iksir; Allah’a götüren yollarda altından sesin, Diriliş üflemekte ölü rûhlara bir bir... Siirin tamami icin;buradan... |
Şimdi keskin bir mevsim dönüşümü yaşıyor bedenim
Bir yanım sonbaharda kalmış,bir yanımsa hep kış Bal içimde yeni yangınlar büyütse de duygularım hep soğuk,hep karakış Yok sevgili yok Bu aciz beden dayanmaz daha Kafama yerleşen bu dayanılmaz sancılar sonumu hazırlamakta Belki bu sözleri bir yazının uydurulmuş satırları gibi okuyorsun Ama öyle değil sevgili? Ne yazdıysam bunların hepsi aşkının bedeli Değer mi dediklerine bir cevap bu da belki Benim sana olan sevdam; Senin için basit, Herkes için değerli, Benim içinse;seni en az bu kadar sevdiğimin çaresizliğiydi |
Kaçan bir gol kadar üzülmedik değil mi
Ölürken çocuklar o güzel Afrikada İ.Tenekeci |
dağlardan dünya bir başka görünür,
ölüm korkusu gözümden silinir ana, her şehidin kanı bir lale olmuş, haydi sen de katıl bize katıl der bana.. Grup genç |
Bilmeyen öğrensin duymayan duysun
Kardeşiz tek vucut tek bir milletiz Bölücü sapıklar aklına koysun Kardeşiz tek vucut tek bir milletiz Grup Haykırış |
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı (Yükselmek, iyi bir mevkiye gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, önceleri bu beceriksizliği bilmezdik, bu da yeni çıktı) ziya paşa |
Suya versin bâğbân gülzârı zahmet çekmesin.
Bir gül açılmaz yüzün tek virse bin gülzâre su ... Fuzuli 'den en sevdiğim beyittir. :gül::gül::gül: |
bir insanı,
o beni seviyor diye seversem; bu sevgi değil, alışveriş olur. sevgi, insanın durağa yaklaştıkça koşasının gelmesi gibi birşeydir bu koşu her zaman iyidir. İ. tenekeci |
Nasıl anlatılır ki içimdeki misafir
dünyayı dar ediyor bende konakladıkça üstelik bu sandığın kilidi utangaçlık boncuk boncuk terliyor hafif aralandıkça. Ali Ayçil |
içindeki denizlerde
masallarını avlayan korsanlara vuruldun sualini abes buldu müneccimler ezberlenmiş uçurumların kenarında oynuyordum Ali Ayçil |
Aylardan ağustos, günlerden cuma
Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a Bozkurtlar ordusu geçti hücüma Yeni bir şevk ile gürledi gökler Ya Allah...Bismillah... Allahüekber Önde yalın kılıç Türkmen başbuğu Ardında Oğuz'un ellibin tuğu Andırır Altay'dan kopan bir çığı Budur, Peygamberin övdügü Türkler Ya Allah...Bismillah... Allahüekber (Malazgirt marşı) |
azap
Bağ bozuk, bağban yaslı, güllere hazan azap; Yaz günü yaprakları solduran hicran azap. Düşmanlar düşman tamam, ona bir şey diyemem; Can azap, canan azap, her günkü yâran azap. Yıllar var yollardayız, mesafeler amansız, Yol asi, hedef uzak, bel veren zaman azap. Yakmak için tek bir mum, çekilenler besbelli, Söndürüyor rüzgârlar, savrulan harman azap. Muzdarip bütün toplum, ilacı bunun iman, İmana aç ruhlara başka bir derman azap. Sarsılmış başta akıl, bakış bulanık hepten, Bir acı imtihan bu, bize imtihan azap. Himmete muhtaç herkes, kupkuru dağ ve bayır, Çöllere dönmüş arza boşalan bâran azap. İnsanlara el açmak, hep gîran geldi bize, Mihrabı hak olana bu türden gîran azap. Tatmadık hiç kimseden minnet kokan bir ihsan, Vicdanı hür olana minnetli ihsan azap. m.fethullah gülen |
Söyle:Memnun musun uzaklarda
Yuvan aydın gönülcüğün şen mi? arif nihat asya |
" Sabır,yüzünü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmendir" ( Cüneyd-i Bağdadi)
|
Aşk;
Gitmek ve kalmak arasında sıkıştırıyor, Hep bulmamak için aratıyordu. Sefersiz gemilerden bilet alıyor, şehrin titreyen iskelelerinde bekliyor, Uykusuz banklarına yaslanıyordu. Hiç ummadığımız anda geliyor, umduğumuz anda gitmiyordu. Zira umduğumuz an, hiç olmuyordu. Ve öğretiyordu Aşk: Keşkesiz kaldıkça yaşanıyordu. |
Neden korkayım benzemekle bir kahramana
Neden benzemekle bir şaire sözümün düşsün değeri Aynada beliren kendi yüzüm Sesimin rengi hangi renge benzerki Korkayım ve saklayayım kılıncımı Ben olmaktan başka deneyebileceğim bir şey yok Kendim mezarımdan başka, hangi mezar kabullenir ki beni İlhami Atmaca |
İyiki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından İnsandan insana şükürki fark var Birine cennetse birine zindan İyiki bilmiyor kalabalıklar.... Sezai Karakoç / Yağmur Duası |
Ya sen nesin? Mütevekkil! Yutulmaz artık bu!
Biraz da saygı gerektir... Ne saygısızlık bu! Hudâ-yı kendine kul yaptı, kendi oldu Hudâ; Utanmadan da tevekkül diyor bu cür´ete... Ha? Mehmet Akif |
TAMARA
Ellerini yağmurdan sıyırdım da getirdim! Dediler ki karanlık korkusunu sıyırmışken Aklını bulandıran doğumlarda kaçıncı sayfadır yanan Bir şair suhufunda dirildi encam! Kırık tümleçler atılan zarflara kırkayak bağladı Ardına sürüklenen mahir fener aman/sız Dökülürken yoluna Dedim ki bende intizar yokluk meşalesi Bir ölüm bezinden sarkmıştır! Üç ölüm akrep Üç şiir kezzap Ah Tamara! Ah Tamara! = bilal can - TAMARA = |
Hastayım… Kalbimin karanlıklarında bir inilti var. Nokta nokta istiğfar ediyor lekelenmişlikleri… Acısı dinmez arayışlar depreşiyor şimdi, Hiç olamamışlıklarına… Hz. Meryem kadar Temiz… Hz. Hatice kadar Bahtiyar… Söyle bana Ey Yâr! Yerdemiyim göktemi? Yoksa 18 bin âlemden öte de mi? İki Cihanda Yalnızların Yârisin! Söyle bana Ey Yâr! Kirlerimi Temizler misin!!! |
Serin bir gölge bekliyor beni
Ve yola çıkamıyorum, şaşırdım kaldım Yollar sanki buğulu cam Allah biliyor ya Benim şaşkınlığım sizinkine benzemez Şaşkınım şehir açmıyor beni Namım yürümüyor burada. İbrahim Tenekeci |
SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz.) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz, Çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek. Yılların telaşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vakit olmadı. Behçet Necatigil |
aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi Bitti. Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim Belki bir yağmur yağar akşama doğru Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım Aşk da bitti diyordu ya bir şair Aşk bitti işte tam da öyle |
Aşklar mı diyordun,
anladım Senin incindiğin, benimse Yollara düştüğümdür yeniden |
Ve nerde ikimize değen bir şarkı duysam
dolacak gözlerim istemsiz. Bir daha hiç bir çiçek açmayacak bu bahçede. Ellerimde mezartaşları şimdi, her bayram düzenli olarak ziyaret ediliyor kabrin. |
"Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı!" N.F.K. |
Yine bir güz büyümekte kanında gölgelerin
O üzünç orduları tarlalar çiğnemekte Bak, ölüm gözü kıskanıyor Mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin Güze el değdirmeyen ellerin nerde? İsmet Özel... |
Yolu şaşmış aşk acısı sineme sığdı nezaketen
Yanmam tez günde geri gitse veda etmeden Çok oyalandı ne tür kuytu buldu bende bilmem Bir daha mı davet? Bir gün misafir etmem. İsmet Özel... |
Ah hep o kelimeyi bulmak için bütün bu
Çabalarım Seni çağıracak olan. |
Vakit yakın…
Can çekişiyorum can-ımı can yapanım. Namlunun ucunda ayrılık, eli tetikte bekliyor günahlarım… vur emriyle vurulacak sol yanım; “Yâr” verecek “Cân” kaybından… |
Bir gün beni anlarsın alyazmalım kimim ben
Bir gün beni dinlersin şiirimle beni hatırlarsın Bir gün yanına gelirsem eğer ne olur korkma benden Bir gün güneşin gündüzünde sana sesleniyorum aşığım dersem sana O zaman ben yasin olarak seniseviyorum Alyazmalım seslenirim :utangaç: :gül::gül::gül::gül::gül::gül:??? |
Bir gün baksam ki gelmişsin...
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yâr Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik Saçlarında ilkbahar... Yavuz Bülent Bakiler |
Sen iyisimi ellerini alıştır duaya ve vedaya...
Son defa bakıyorum sana bulutlar, gökyüzü… Elvada! (da) elleri böğründe kalanlarım... Üzülmeyin; biter bir gün, acı yanlarım… Salkım saçak sancılarım… Elveda! Ey gel geç Leyla, ey dünya… Ey kör sevdalarım... Elveda... Ey, çöllerin Serabı… Ey, yandıkça yandıran tuzlu suyu denizlerin... Elveda... Atamadığım çığlıklarım... Yollardaki izim... Dinmeyen sızım... Besteleri boynu bükük sazım... Elveda... Gün b/atımları, hey! Dayanamam bu sarı/solgun bu "olgun" ayrılığa... Bu her akşamki kıyamete... Ah, ben ki sabahlardan geliyorum... Birdenbire bu vakitli elveda? Ellerini alıştır vedaya... Ve duaya… Bak, avuçlarında tuttuğun zamanlar dağların ardına düştü... Titrek bir istasyona, çığlık bir v/edaya hazır mısın? Ne zaman gelir bu giden bahar! Bu kış hangi ölümdür! Sonbahar yaprakları kaç veda mektubudur! Ömrümüz kaç elveda... Kaç sonbahar, kaç çığlık... Saydın mı aynalarda değişen yüzlerini... Ellerini alıştır vedaya... Ve duaya… Yol uzun... Her adım bir ayrılık... Kapı arkası gurbet ya... Yaka paça götürüyorlar bizi... Çocukluğumuzu, gençliğimizi... Bilsen ki her an bir zelzele... Duysan ki ne velvele... Sen iyisi mi ellerini alıştır vedaya... Ve duaya... Her derde devaya... Ali Hakkoymaz... Düşündüm neresini kırpsamda koysam. Hangi mısralar daha özverili diye. Bütününden ayrılacak bir cümle bulamadım... Tamamını ekledim... |
Haydi gel bir daha bir daha Arayalım Herkesin ve herşeyin uykuya vardığı Bir vakitte Gürül gürül Bardaktan boşanır gibi Yeryüzünü ve gökyüzünü Dünyanın bu yüzünü ve öbür yüzünü Geceyi ve gündüzü Dolduran Yüreğimizi kuşatan O kitaptan Okunanı. |
Alıntı:
Eyvallah.. Ellerini alıştır vedaya... Ve duaya… Yol uzun... Her adım bir ayrılık... Kapı arkası gurbet ya... |
SEKSAPEL SEKSEN PAPEL
Bir 45’lik lütfen; plak ya da tabanca. Stresli bir gangster başka ne ister? Aşiretim kötürüm çetem komada Hareketli bir hedef gibi Jüpiter Telefonum çalıyor, arayan canlı bir kız! Ateş ile barut süper bir ikilidir. Kimsecikler kırılmaz, hangi çağdayız? Hem cinayet göründüğü kadar zevkli değildir. Pekala, yanılmışım fakat isabet olmuş: Taziyeye giden bir ağır hasta gibi İmgesel rehineler, simgesel değiş tokuş… Kainatı görmezden gelemezsin ki? Radyo anteni sanki, Türkiye’ye yapışık, Halka dik dik bakan 30 bin heykel. Duygu, zaman, imaj, beden her şey kiralık Maalesef, mesela seksapel seksen papel. Avını kovalarken kaybolmayasın? Şans, bir aptalın temel ihtiyacıdır. Paso lagaluga, habire mırın kırın “İnşallah” demeyen paranoyaktır. Murat Menteş |
Mehmedim sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin eve dönsekte Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim elbet bizimdir! Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir! |
bak yine o ıslak kuş çığlıklara vurmuş yokuşlarını hangi yanı sustuğunun kapımı çalan bu kış konuştuğun ölümün hangi serseri yanı yapma be Armağan en aptal yalnızlık ölüm olmalı öyle durduğu yerde eskimemeli keder çiçek gibi çiçekler açmalı içimizde ipek gibi yağmurlar aşk gibi aşklar yaşayan ve yaşanacak olan... ... Kahraman Tazeoğlu / Armağan Ben ve Kuşlar |
All times are GMT +3. The time now is 22:45. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025