![]() |
“Şeytan sizi Allah’ın rahmetine güvendirerek aldatmasın.” (31/Lokman, 33; 35/Fâtır, 5) |
Kur’an’ın korku bağlamında insanları hakka yöneltmek için zaman zaman başvurduğu yöntemlerden biri terhîb denilen korkutmadır. Çünkü korku ifadeleri şiddet içerir; şiddetin de özelliği kalpleri hassaslaştırmasıdır. [...] Bu aynen bir yavrunun korkunun tesiriyle kaçıp ana kucağına sığınması gibi insanı bir ilticâ/sığınma noktasına doğru sürükler... (Ahmed Kalkan) |
Bil ki, umuttan söz ettiğin her dem aşktan söz ediyorsunuzdur. Çünkü umut aşkın çocuğudur. Aşksız umut, plastik bebekler gibidir; oynar, eskitir ve atarsın. “Umudum tükendi” deme, doğrusunu itiraf et, aşkının tükendiğini… Sahi, aşk tükenir mi? Evet, eğer ölümlüden, ölümlüye ve ölümlü adına ise tükenir. O, aşk suretinde görünen tutkudur... (Mustafa İslamoğlu) |
Modern kadın, dişiliği erkekler tarafından tepe tepe sömürülmek amacıyla kişiliği yok edilen kadındır. Eğer Müslüman kadın, tesettürü kişiliğin öne çıkarılması için dişiliğin örtülmesi olarak görmeyip, onu dişiliğini öne çıkarmanın bir aracı kılıyorsa, o tesettür tesettür değildir. Ona “örtülü çıplak” derler. Siz kendi değerlerinizi dalgaya alıyorsanız, sizi kim ciddiye alır? (Mustafa İslamoğlu) |
Şehvet gayyasına yuvarlanan, nefis cehennemine düşen, fuhuş, kumar, uyuşturucu gibi kâtillerin eline geçen her genç bizim kaybımız. Şimdilerde bize o kayıpları da arayıp bulmak, hiç kimsenin ebedî hüsranına razı olmamak ve herkese bir kurtuluş yolu göstermek için çabalayıp durmak düşüyor... (M. Fethullah Gülen) |
Ey Rabbimiz... halimizi Kur’ân’ca eyle. Sözümüzü Kur’ân’dan eyle. Özümüzü Kur’ân’la süsle. Yolumuzu Kur’ân’lı eyle. Yüzümüzü Kur’ân’a dönük eyle. Ahlakımızı Kur’ân’ın ahlakı eyle… Âmin. (Senai Demirci) |
Tevhit çerçevesine giren insanın hayatının imrenilecek bir değişikliğe uğraması gerekir. Bunu elde etmiş olan insanın kin, nefret, haset ve gösteriş putlarından kurtulması gerekir. Kendini beğenen, kibir gösteren, haset duyan, iki yüzlü, sözünde durmayan insan bu kötü huylarından kurtulmaya çaba harcamadığı sürece, bu putları besledikçe gerçek bir tevhit çizgisinde olduğu söz konusu olamaz... (Ali Öner) |
Soruları kadar büyüktür insan… Büyük sorular demek engin cevapların duası, talebi demektir. Neyin duasındaysanız, nelerin talibiyseniz onlarla muhatap olur, o türlü cevaplara nail olursunuz. [...] Hatta zannımca her şey bir sorudur, varolan her şey bir soruyu önümüze kondurur: [herşey] hep aynı soruyu kıyılarımıza vurur: Men rabbuke? (Rabbin kim?)... (Yusuf Özkan Özburun) |
Allah’ım [...] sonu gelmez bir dünyada yaşadığım zannına kapılmama izin verme lütfen. İçinde uyuyan mutluluğu uyandıramayanlar adına, dışarıdan bir elin gelip de kendilerini ayağa kaldırmasını bekleyen bu sonsuz uykudakiler adına, uyandır ki beni uyandırayım uyuyanları, bu mutluluğu çok görme Allah’ım. Sen ki bana tüm yarattıklarını sevme gibi bir nimeti bahşetmişsin… (Selim Gündüzalp) |
Göğün katında, anlam dairelerinin bulunduğu katmanda, isimlerin oluşmadan önceki hallerin yoğrulmasında bir “rahim” görevi görür nokta. Aynı zamanda âdemoğlunun isim koyabileceği, bir olgu olarak zihninde tutup düşünme eylemine; düşünsel zemine inilmesine vesile olan, tevekkülü içinde barındıran bir sessizliktir... (Yunus Emre Tozal) |
All times are GMT +3. The time now is 08:34. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025