Bu geçmiş konuya tebessüm içinde bakıyorum. İsrail yanıyor. Çoluk çocuk, genç yaşlı, masum olup olmadığını hatta kim olduğunu bile bilmediğimiz onlarca kişi canlı canlı yanıp ölüyor. Onlarcası, binlercesi de tehlike içinde. Ve biz diyoruz ki; İsrail katil devlet, kötü devlet, varsın yansın. Varsın ölsün herkes. Bir odun da biz atalım. Rabbimiz bile masum dediği çocukların, bebeklerin bile diri diri yanmaları umrumuzda değil.

Bu zihniyet nasıl olurda 99 katilin, bir masumun olduğu bir gemiyi batırmayalım der? Demek ki batırırmışız. Hem de batırıp üstüne de zafer nağraları atarmışız. Meğer bu konuya verilen cevapların çoğu sadece bir yalanmış.

Bugün kimse başbakanımızı eleştirmesin. Başbakanımız her fırsatta bizim İsrail'de yaşayanlarla, İsrail halkıyla bir sorunumuz olmadığını, İsrail devletiyle sıkıntı yaşadığımı belirtmiştir. Yapılan yardımlar, devlete değil, insanlaradır. Partimiz kin gütmeden, o gemideki masumlara el uzatma gayesindedir.

Ayrıca yanan ormanlar da yine bizim akciğerlerimizdir. İsrail başka bir evrende mi yaşıyor? İsraildeki insanlar bizden farklı bir hava mı soluyor? Ya da İsrail'de cayır cayır yanan o güzel ağaçların bugüne kadar atmosfere yaydığı oksijenden, temiz havadan sadece İsrail mi yararlanıyor? Aynı apartmanda sevmediğiniz bir komşunun evinde yangın çıksa, "Bana ne. Ev onun evi" mi diyorsunuz?

Partimizin yaptıkları doğru olandır. Kimse bu durumdan nemalanmaya kalkmasın. Kimse bu partiyi kötülemesin. Bu ülkeye onlarca başbakan geldi. Kim kalkıp İsrail'e "one minute" diyebilmiş? Kim "Katil İsrail" diyebilmiş? Kim başbakanımız kadar İsrail'i yerden yere vurabilmiş? Günahtır. Böyle bir başbakana böyle ithamlarda bulunulduğu için utanıyorum!


Akıncı kardeşim, o bir masumun ölümü senin vicdan azabı çekmene mi sebep olur?

Bu yorumunu okuyanlar, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler vAllahi.