![]() |
SENİ SEVİYORUM
Tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni Yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni Enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına İlk çiçekler adına eriyen kar adına İnsanın ürkmediği temiz kalpli hayvanlar adına Sevmek adına seviyorum seni Sevmediğim bütün kadınlar adına seviyorum seni Kim yansıyor bana sen değilsen ben kendimi pek az görüyorum Sensiz uzayıp giden bir çöl görürüm yalnız Geçmiş ile bugün arasında Bütün bu ölüler vardı atlayıp geçtiğim samanın üzerinde Delemedim aynamın duvarını Yaşamı sözcük sözcük öğrenmem gerekti bana Unutur gibi Benimki olmayan bilgeliğin adına seviyorum seni Sağlık adına Yalnız kuruntu olan her şeye karşı seviyorum seni Zorla tutmadığım bu ölümsüz yürek adına Sen kuşku sanıyorsun kendini oysa akılsın Sen başımda yükselen güneşsin Güvendiğim zaman kendime. PAUL ELUARD http://www.salgit.com/resimler/bahce.jpg |
ARARIM SENİ Akşam erken çöker yalnızlığıma Sokak sokak gezer ararım seni Hasretin gönlümün yangınlarında Alev alev yanar ararım seni Gözyaşlarım kurur yanaklarımda Hüzünlü bir ıslık dudaklarımda Sigaram sabahlar parmaklarımda Nefes nefes çeker ararım seni Gölgen düşer sanki hep yollarıma Adım adım yürür izlerim seni Bir çılgın özleyiş girer kanıma Yudum yudum içer ararım seni... AHMET SELÇUK İLKAN http://www.lavinya.net/galeri/data/m...LIZ_KALMAK.jpg |
Bitme / Yılmaz Odabaşı
Bitme! Bak, içtim, yürüdüm, kederlendim. Denize girdim, üşüdüm, sana geldim.. Düş bitmeden sen bitme. Bitmeden sevgi gitme.. <3<3 Bitme! Bak, koştum, savruldum, hep örselendim. Cıgara ziftlendim, ille de seni sevdim.. Uzaklarda öyle çok kederlendim. <3<3 Günler bitmeden bitme. Bitmeden hasret gitme.. Bu yangın geceler, bu intihar. Gidersen paramparça yüreğimde ağıtlar! <3<3 Bu dolunay gecenin göğsünü yarar, Benim göğsümde de sana geniş bir yer var.. <3<3 Düş bitmeden sen bitme. Bitmeden sevgi gitme.. <3<3 |
Bülbül şetâreti gül-i handânı güldürür
Taklîd-i zâğ gebk-i hırâmânı güldürür Yahyâ’yı ağladırsa eğer yâr gam değil Müşkil budur ki düşmen-i nâdânı güldürür ... Şeyhülislâm Yahyâ Bülbülün neş’elenip gülmesi gülü güldürür. Karganın, kekliğin alımlı yürüyüşünü taklide yeltenmesi de kekliği güldürür. Sevgilinin bizi ağlatması bir şey değil alçak düşmanı güldürmesi dayanılır şey değil doğrusu. ... |
GÜN KARARMASIN GELDİĞİNDE
Güz yakmadan gülün pembesini avuçlarımda ol, sokul yanıma gülüşünle ısınsın bedenim ve dudaklarımda acılaşan ıslık adınla çiçeklensin Serçeler göçe dayanmaz bilirsin ne özleyen bir bakış kalır ne de sımsıcaklığın sular donar yürek üşür sende kalır seni yakan Uçurumlar açılır yollarında buharlaşır çiy damlaları Terli bir kısrak gibi gel kapıma savrulsun saçların yastığım kekik koksun Uzağı yakın et pembeleşsin çarşafın ölüm kapımın tokmağında ayrılığı iyi bilirim ferhat olmayayım dağlarda Ey gülün pembesiyle bir gülümseyişi paylaşan kar yağıyor yatağıma avuçlarım kutuplara döndü gün kararmasın geldiğinde. AHMET TELLİ http://img45.imageshack.us/img45/339/2631720lgal7.jpg |
Aya öfkelenmişim ben, işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum. Padişaha kızmışım, çırılçıplak bir yoksul olmuşum. Güzeller sıltanı gel demiş, evine çağırmış beni. Ben bir yolunu bulmuşum, yola baş kaldırmışım. Sevgilim baş çeker, naz ederse, gamlara atar, kararsız korsa beni, bir kez olsun ah demem, inad için. Ah'a da kızmışım ben. Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o. Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni. Oysa altın falan istemiş değilim ondan, şanla şerefe hele çoktan boş vermişim. Ben bir demirim, mıknatıstan kaçıyorum. Bir saman çöpüyüm ben, mıknatıslara yan çizmişim. Ben öyle bir zerreyim ki, bütün âleme isyan etmişim. Havaya, toprağa isyan etmişim, Ateşe, suya isyan etmişim. Altı yöne isyan etmişim. Beş duyuya isyan etmişim. Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki, altı yön de neymiş, beş duyu da ne. Benim için hiç bir şey umurumda değil. mevlana celaleddin rumi |
Âşk bir istidad imiş, Fuzuli’de füzun…
Gül de kırmızı kan, bülbülde ölüm... Âşk imiş ölüme en yakın, âşık ölse de kalsa da bir imiş Fuzuli |
AŞKIN BİLANÇOSU I Gidersin; yağmurlarda kırık kalır mızrabım. Gidersin; ardından dilsiz bir ihanet gider. Gidersin, her şey gider. Gidersin, kalbimde bir tabur ayaklanır, ilgilenmez ordular, hükümetler… Gidersin; işte rezil bir an’dır bu. Yazdıkça silinen sözcükler gibidir hayat. Gidersin; bir hazin dramdır bu! /Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ II Bugün hasretin kırlarında dolaştım; senin adınla, aşkın adıyla savrulup aktım o ırmaklardan. Irmakları çöllerle, çölleri denizlerle, denizleri düşlerle buluşturdum… Sustum kaldım sonra günleri savuşturdum... /Ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni; simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm, dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?/ III Sen olmayınca sesin de yoktu, gözlerin de; bu yüzden odama resmini yaptım, ve söküp kalbimi yanına astım. Sensiz geçen yılları da ben buruşturdum. Kalbim hasretinde asılı kaldı, yetim kalmış anıları ben tokuşturdum… IV Daha bu solgun günlerde aşk, yaşanır sözde! Kalp, yitik bedende; yağmur değil, sanki efkâr yağıyor kente… /Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar.../ YILMAZ ODABAŞI http://img525.imageshack.us/img525/7...7sm3uf0lj6.jpg |
"Deden bile söndüremedi İslam'ın nurunu. Sen mi söndüreceksin Ebu Cehilin torunu ?!"(ÜSTAD N.F.K)
|
Bir Gece / Mehmet Akif Ersoy Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lakin, o ne husrandı ki: Hissetmedi gözler, Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi! Nerden görecekler? Göremezlerdi tabiî; Bir kerre, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi, Bir kerrede, mâmûre-i dünyâ, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin. Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi. Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o Ma'sum, Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi; Zulmün ki, zevâl aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübîni, Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sâhipse, O'nun vergisidir hep; Medyûn ona cemiyyet-i, medyun O'na ferdi. Medyundur o mâsûma bütün bir beşeriyet... Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. |
Altın Dişlim
Gel benim canımın içi, gel yanıma; İpek çoraplar alayım sana; Taksilere bindireyim, Çalgılara götüreyim seni. Gel, Gel benim altın dişlim; Sürmelim, ondüle saçlım, yosmam: Mantar topuklum, bopsitilim, gel. Orhan Veli Kanık... http://www.samsunciceksiparisi.com/b...im/6-gul-1.jpg |
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin onu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları… Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim.” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin… Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak… Can Yücel |
Aç Gözlerini En sevdiğin elbiseni giydim Bu gece kokunu sürdüm Solgun yüzünü okşadım Sessizce saçlarından öptüm Yazdığın mektupları okudum Kana kana su içer gibi Plaklarını çaldım ah! En çok o şarkıda özledim seni. Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum gece yarısı Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya katran karası Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana aldım koynuma Buseni hafızamdan koparıp iliştirdim dudaklarıma Üşüdüm karanlıkta Tenine dokundum hissetsin diye Aç gözlerini Erguvanlarına su verdim İçerken benimle konuştular Yastığını okşadım, kokladım Anılar uçuştular Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine bir meltem gibi Teninin kokusu karıştı kokuma Yakıştılar Boğuldum karanlıkta Yanı başımdasın benden çok uzaklarda Ellerimi tut dokun bana Aç gözlerini. Attım kendimi caddelere Yeşil ceketin sardı beni Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz Tuttum ellerini. Can DÜNDAR http://img132.imageshack.us/img132/9283/22588748qd1.jpg |
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... Can Yücel |
M.Akif Ersoy'un olmaması çok büyük bir eksiklik. M.F.Gülen hocaefendiye oy verdim.O muhteşem naatları ve öğüt dolu şiirleri yürekleri dağlıyor. Birde hocaefendinin yazmış olduğu şiirleri d.ali erzincanlının seslendirmesi daha bir güzelleştiriyor.
|
Bu konuda anketi yeni gördüm Gülen hocanın şiirlerinide takip ederim ama şaiir denince Necip Fazıl üsdadın yeri ayrı...
Sevgili Muhammed sana katılıyorum Mehmet Akif'inde olması gerekti |
Biliyor Musun?
Tutamayıp kendimi dudaklarımdan dökülüyor O iki kelime, "Özledim seni" Yakınımda olduğunu bilmek Huzur veriyor bana Ve ısıttığın kalbimde İnce bir sızı Yeni yeni fark ediyorum Yokluğunu aslında Biliyorsun ki; Hiç istememiştim gitmeni Geldin ya işte Özlemişim seni Hem de çok Biliyor musun? Yakındakiler de özlenirmiş Öğreniyor insan zamanla Ve yüreğine söz geçirmek En zor işmiş insana Ne kadar yasaklasa da... Burhan Küçük http://img2.blogcu.com/images/g/i/z/...342_zleyi_.jpg |
Bilir Misin Gülüm
Hep sakladım seni karanlığın bir köşesinde Ay ışığının aydınlattığı o muhteşem gecede Yıldızlar birer nur gibi yağarken üzerime Bir seni sevdim gülüm kalbimle tüm benliğimle Her gece yıdızlarla paylaşıyorum derdimi Hep seni anlatıyorum onlara o eşsiz güzelliğini Hiç bıkmadan hep şefkatle dinliyorlar beni Bilir misin, onlar bilir seni nasıl sevdiğimi... Recep Yıldırım http://www.midyatfm.com/guller_dosyalar/gulum7.jpg |
Hoşgeldin
Hoşgeldin!.. Yeniden aramıza, Gönül otağımıza, İyi ki geldin. hoşgeldin!.. Hoşgeldin!.. Gözlerindeki gülümseyiş, ''Arkadaşlar'' deyişindeki coşkuyla, Hoşgeldin aramıza!.. Özlemiştik, Saçlarının dalgasını, Gözlerinin karasını, Istanbul'un havasını, Özlemiştik!.. Aradık, Masanda, koltuğunda, İnsanın bolluğunda, Aradık varlığını... Yalnızdık, Otururken, gezerken, Hatta kahvaltı ederken, Yalnızdık yokluğunda... Hoşgeldin!.. Yeniden aramıza, Gönlümüzün süslü çadırına, İyi ki geldin, hoşgeldin!... alıntı http://www.gulceedebiyat.com/gulcesa...n/gulistan.jpg |
BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin... Fedakârlığımı anlıyorsun : vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orda beraber yaşarız külümün içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım. Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde? İçimden bir şey : belki diyor. 18 Şubat 1945 Nazım Hikmet |
http://img.blogcu.com/uploads/becaus...cc788f3f97.jpg
Üç harf yan yana kaç şekilde gelir, bilir misin ? 'Aşk' dersin, 'Sen' dersin, 'Ben' dersin. Sen ben biter; 'Biz' dersin. Gün gelir; 'Git' dersin. Peki, 'Dur' kelimesinden haberdar değil misin ? 'Dur' demeyi bilmez misin? 'Git' demek kolay 'Dur' diyebilecek kadar yürekli misin ? Can Yücel |
Zulmü Alkışlayamam
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!... -Boğamazsın ki! -Hiçolmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu? Mehmet Akif Ersoy |
Hayatım
Hayatın anlamını bulduğum noktada, Ben SENi buldum. Hayatım, hayatımın anlamı. Sevmek sende güzel, Güzel sensin ey yar. Güzelim herşeyim. Hayatı anlatan, Ey hayatıma anlam katan. Ay yüzlüm, hurma gözlü Filizim... Hayatımın Anlamı Seni de götürdüm yanımda Yüreğim en güzel yerinde Gözlerimde hayalin Kulaklarımda sesin Beğenilen bir şarkıyı düşündüm seninle Şarkıyı dinlerken öyle bir özledim ki Bir sarılmak istedim ki sana Seni kollarımda olmanı öyle bekledim ki.. alıntı http://sweetmoments.typepad.com/swee...3/22/bahar.jpg |
Biz Nerdeyiz Sevgilim Gecesi benden, mehtabı senden Bir bahçesi var ki aşkımızın, Mevsimlerdir dolaşırız, bitmez. Kim demiş ki zamanla gül solar? Bülbül hiç yorulur mu türküden? Dilbersin işte, delikanlıyım. Ne hikmettir bu Yarab, ne güzel! Herhalde yeryüzünde değiliz; Sahiden biz nerdeyiz sevgilim? Cahit Sıtkı Tarancı http://www.balim.net/files/image/sevgilim.jpg |
Bugün De Ölmedim Anne... http://img22.imageshack.us/img22/400...c109aehf7z.jpgYüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum Sıkıldım dertlendim dostlarımla buluştum Bugün de ölmedim anne. Kapalıydı kapılar, perdeler örtük Silah sesleri uzakta boğuk boğuk Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük Bugünde ölmedim anne. üstüme bir silah doğruldu sandım Rüzgar beline dolandığımda bir dal Korktum, güldüm, kendime kızdım Bugünde ölmedim anne. Bana böylesi garip duygular Bilmem neye gelir nereye gider Döndüm işte Acı yüreğimden beynime sızar Bugünde ölmedim anne... Ahmet KAYA... |
33 KURŞUN
1. Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van'da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari güvercinler su başlarında Ve karaca sürüsü, Keklik takımı... Yiğitlik inkar gelinmez Tek'e - tek döğüşte yenilmediler Bin yıllardan bu yan, bura uşağı Gel haberi nerden verek Turna sürüsü değil bu Gökte yıldız burcu değil Otuzüç kurşunlu yürek Otuzüç kan pınarı Akmaz, Göl olmuş bu dağda... 2. Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı Sırtı alacakır Karnı sütbeyaz Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı Yüreği ağzında öyle zavallı Tövbeye getirir insanı Tenhaydı, tenhaydı vakitler Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı Baktı otuzüçten biri Karnında açlığın ağır boşluğu Saç, sakal bir karış Yakasında bit, Baktı kolları vurulu, Cehennem yürekli bir yiğit, Bir garip tavşana, Bir gerilere. Düştü nazlı filintası aklına, Yastığı altında küsmüş, Düştü, Harran ovasından getirdiği tay Perçemi mavi boncuklu, Alnından akıtma Üç topuğu ak, Eşkini hovarda, kıvrak, Doru, seğlavi kısrağı. Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde! Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı, Böyle arkasında bir soğuk namlu Bulunmayaydı, Sığınabilirdi yüceltilere... Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir, Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı, Yanan cigaranın külünü, Güneşlerde çatal kıvılcımlanan Engereğin dilini, İlk atımda uçuran Usta elleri... Bu gözler, bir kere bile faka basmadı Çığ bekleyen boğazların kıyametini Karlı, yumuşacık hıyanetini Uçurumların, Önceden bilen gözleri... Çaresiz Vurulacaktı, Buyruk kesindi, Gayrı gözlerini kör sürüngenler Yüreğini leş kuşları yesindi... 3. Vurulmuşum Dağların kuytuluk bir boğazında Vakitlerden bir sabah namazında Yatarım Kanlı, upuzun... Vurulmuşum Düşüm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki... 4. Ölüm buyruğunu uyguladılar, Mavi dağ dumanını ve uyur-uyanık seher yelini Kanlara buladılar. Sonra oracıkta tüfek çattılar Koynumuzu usul-usul yoklayıp Aradılar. Didik-didik ettiler Kirmanşah dokuması al kuşağımı Tespihimi, tabakamı alıp gittiler Hepside armağandı Acemelinden... Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız Karşıyaka köyleri, obalarıyla Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu, Komşuyuz yaka yakaya Birbirine karışır tavuklarımız Bilmezlikten değil, Fukaralıktan Pasaporta ısınmamış içimiz Budur katlimize sebep suçumuz, Gayrı eşkiyaya çıkar adımız Kaçakçıya Soyguncuya Hayına... Kirvem hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki... 5. Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda sözüm var Haldan bilene. Babam gözlerini verdi Urfa önünde Üç de kardaşını Üç nazlı selvi, Ömrüne doymamış üç dağ parçası. Burçlardan, tepelerden, minarelerden Kirve, hısım, dağların çocukları Fransız Kuşatmasına karşı koyanda Bıyıkları yeni terlemiş daha Benim küçük dayım Nazif Yakışıklı, Hafif, İyi süvari Vurun kardaş demiş Namus günüdür Ve şaha kaldırmış atını. Kirvem hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki... Ahmed ARİF http://2.bp.blogspot.com/-QoxaL2fqfo...uludereIII.jpg |
AŞKIN BİLANÇOSU I Gidersin; yağmurlarda kırık kalır mızrabım. Gidersin; ardından dilsiz bir ihanet gider. Gidersin, her şey gider. Gidersin, kalbimde bir tabur ayaklanır, ilgilenmez ordular, hükümetler… Gidersin; işte rezil bir an’dır bu. Yazdıkça silinen sözcükler gibidir hayat. Gidersin; bir hazin dramdır bu! /Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ II Bugün hasretin kırlarında dolaştım; senin adınla, aşkın adıyla savrulup aktım o ırmaklardan. Irmakları çöllerle, çölleri denizlerle, denizleri düşlerle buluşturdum… Sustum kaldım sonra günleri savuşturdum... /Ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni; simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm, dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?/ III Sen olmayınca sesin de yoktu, gözlerin de; bu yüzden odama resmini yaptım, ve söküp kalbimi yanına astım. Sensiz geçen yılları da ben buruşturdum. Kalbim hasretinde asılı kaldı, yetim kalmış anıları ben tokuşturdum… IV Daha bu solgun günlerde aşk, yaşanır sözde! Kalp, yitik bedende; yağmur değil, sanki efkâr yağıyor kente… /Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar.../ YILMAZ ODABAŞI http://img525.imageshack.us/img525/7...7sm3uf0lj6.jpg |
"..Yas tutan şu dünyanın kalabalığında
Gelenler gittiler, gölgemle kaldım. Çek git yolumdan kalbim artık, uslandım! Ama kuşlarım... Kuşlarım vuruldu, çoktan kimsesiz kaldım.." |
Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız... |
Ey Torunlar... Sanmayın...
http://2.bp.blogspot.com/_5CnRy7Mu-T...aya_hayat1.jpg Ey torunlar Bize sordunuz mu biz kimleriz Alevi Sünni Kürt Türk Kardeşçe yatan elleriz Sanmayın ki yeryuzunde kalanlarımız düşman olacak Sanmayın ki bu vatan için ölen bizler ayrı ayrı Toprak olacak Bizler bu topraklar için şimdi burdayız Sanmayın ki birer faniyiz Acıdayız kordayız Sizler böyle davrandıkça Bizler burda zordayız Kavga devam ederse Bir gün yine ordayız Bir gün sizde gelip buradan bir görseniz Ülkeyi dört bir koldan sevgiyle örtseniz Bizler işte o zaman huzur ile uyuruz Bunları her kesim ile paylaşır dururum Şarapneller patlarken gözlerimin önünde Ayrım yoktur ülkemin yarınında dününde Vatan için seve seve canımızı verdikte Kahrolan yine biziz halimizi gördükçe Sanmayın ki rahat uyuruz bu kavgalar sürdükçe İstemem mezarda ne bir anıt ne bir taş Sizler birlikte olun vatan için hemi kardeş Neden böyle ağlarız bilirmisiniz mezarda Sizleri böyle gördükçe yaralarımız azarda Yine destanlar yazarız yattığımız mezarda Alevi Sunni nedir Nereden çıktı bu kavga Sevmesini bilseniz inan biter bu dava Vatanıma zarardır puslu ürkek bu hava Bizler yine birliğiz Barışta hem savaşta Kopartmak istiyorlar sizi bu yarışta Kürt Türk Alevi Sunni Bu ütopyada bu mezarlar seçilmez Birlik olup haykırdık Bütün dünya duysun diye Cesetlerimiz geçilir de Çanakkale geçilmez Bizler birlikte öldük Sizler neden kavgada O gün birlik tohumları ektik Bu gün neden biçilmez Sizler Birlik oldukça Çanakkale'ler değil Edirne'den Ardahan'a Ülkemin bir karış toprağı geçilmez... Ahmet KAYA... |
YALANSIZ SEVDİM SENİ Dert etme kendine İnim inim inleme Sus! Bir kere dinle. Çıkarsız sevdim seni Üşürken ısınmaya hasret gecelerde Yalansız sevdim seni Ölüme esen sabah yellerinde. Yanarcasına sevdim seni Çırasız ateşinle yanarken de Ölürcesine sevdim seni Aşkımız tarih yazarken dillerde. Parçalanırcasına sevdim seni Gözlerine bakamazken, ağlarken de Ve boğulurken de gözyaşımda sevdim seni Sen sırtını çevirip yerlere atarken de. Muhtaç etme sözlerine Damla damla ağlama Gel son kez dinle. Dört bir yanda sabah ezanlarında sevdim seni Ellerini tutamazken, göğsünde uyuyamazken de Serseri olmayan, namuslu duyguyla sevdim seni Sen umutları bulutlara güneşe çizerken de... Bozkır kaldığım dağ yamaçlarında sevdim seni Yaşamakla ölmek arasındaki kılda ezilirken de Ödlek olmayan yürekli bir sevgiyle sevdim seni Sevdim seni, sevdim seni, ne çare!.. Dert etme üzülme Gel beni son kez dinle Yalansız sevdim seni Sevdim seni ne çare... Zindan odalarda bin bir dualarda sevdim seni Sen şartlı sevdalara maddelere dökerken de Gözü kara, yalan dolan olmayan sevgimle sevdim seni Umutlarımı hicranlara, yarınlarımı karalara salarken de. Biliyorsun yok demiştin umut Olmaz dilekleri tüket Yüreğine unutmaktan söz et Nafile dilde son düet Umutlara kes bir bilet Dedin diye, istedin diye Razı oldum sustum! Şimdi paramparça dilim dişlerimde Gücümün yettiği kadar Sesimin çıktığı kadar Avaz avaz bağırıyorum Son nefesimde ölürken de sevdim seni Ölürcesine sevdim seni!.. Dert etme üzülme Gel beni son kez dinle Yalansız sevdim seni Sevdim seni ne çare... Murat İNCE http://www.resimrehberi.com/files/fi...anliz-adam.jpg |
SENİ BİR TUFAN GİBİ SEVDİM
(Martılar gelmezdi ki sizin ordan. Martılar sizindi ey evlerinin önü deniz… Bizde ölen kartallardan, dağlardan size haber veririz; bir bakımlık deniz, bir avuç imbat göndermediniz!) Seni bir çığlık gibi sevdim. Uzanıp sesimin avlularına sen de her sabah sabah; her sabah sevince bir sevgiyle gideriz. Sonra durur vitrinlerden çiçekleri seyrederiz; puştluklar bizi seyreder, biz çiçekleri... Seni bir kar gibi sevdim üşüye üşüye e- ri- diim! Bak, kentleri de, dağları da bozdular, başka rüzgârlar giydirdiler kentlere, dağlara başka tüfekler… Kalk, gidelim; buralardan gidelim! Seni bir namlu gibi sevdim, Sen ise tetiklerimi ezberliyordun… Ve kıyametler koparken alnından bu kentin, seni bir tufan gibi sevdim: Bedenim alabora… Yılmaz Odabaşı/1997,Ankara |
Necip Fazil Kisakürek :)
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin; Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem! İsterseniz hayat aşını verin; Sayılı nimetler bal olsa yemem! Ey akıl, nasıl delinmez küfen? Ebedi oluşun urbası kefen! Kursa da boşluğa asma köprü, fen, Allah derim, başka hiçbir şey demem |
RTE
Ölmeden Ölen, Doğmadan Doğan ! Nesli Nezih, Ecdâdı Nezih ! Aklı Nezih, Kalbi Nezih, Cânı Nezih ! Aşkı Nezih, Îmânı Nezih ! Alnında İhlâsını Yansıtan ! Ana Sütü Gibi Ak, Davası Hak ! Kavgası Hak, Sevdâsı Hak, Ülküsü Hak ! Derdi Hak, Dermânı Hak, Devrimi Hak ! Kahrolsun Sözlük'ler, Gebersin Putlar ! Elif Gibi Dimdik, Bükülmeyen Er ! Ümmetine Nefer, Solmayan Lider ! Azığı Keder, Beklenen Kader ! Mezarlardan Dahi Yükselen Bahar ! Yenilgi Yenilgi Büyüyen Zafer ! Zalime Cehennem, Mazluma Cennet ! Ey Büyük Doğu, Ey Diriliş, Ey Nursi ! Fikri Nezih, İrfânı Nezih ! Nesli Nezih, Ecdâdı Nezih ! Ölmeden Ölen, Doğmadan Doğan ! Dirilt Bizi Receb Tayyib Erdoğan ! Bilal Yavuz |
Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen işte sen
Har-ı gamda andelib-i zar dersen işte ben BAKİ |
All times are GMT +3. The time now is 10:07. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025