![]() |
öyle durduğu yerde eskimemeli keder
Bu adamcağızı pek sevmemekle birlikte burayı beğendim :) |
“önce çocukluk, o çok sesli fotoğraf:
zayıftı o, hep donardı elleri durgun bu, kime çekmiş dediler bu dünyada yabani otlar gibi gibisi fazla, evet, yabani… olsun, desinler” i.tenekeci |
Dedin, “Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim.
Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet. Yazgıdır yakama yapışır neye kalkışsam; ve yüreğim gömülü bir ceset sanki. Aklım daha nice kalacak bu ülkede. Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma, yıllarımı kıydığım boşa harcadığım.” |
Aşk, Züleyha olacağını bile bile... Yusuf'a vurulmaktır. Yusuf olduğunu bile bile... Kuyuya atılmaktır. Kuyu olduğunu bile bile... Yusuf'u saklamaktır. Aşk; hem Züleyha hem Yusuf hem de kuyu... Aşk; olduğunu olabilmektir belki de... |
Bak yine kalabalık içinde yapayalnız,savunmasızım Her beden kendi halinde Bense ayrı bir dertte… İhtiyacım olan bişey var derinlerde Ulaşmak istiyor ulaşamıyorum…!!!! |
İbrahim PAŞALI'dan günlerdir dinlediğim bıkmadığım mükemmel bir şiir..
ÇOCUKSUN SEN / I Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil. AHMET TELLİ |
''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak. onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. halbuki, bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar.'' Sezai KARAKOÇ |
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. … Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Can Yücel |
Yağan da yanar mı?...Yağmurlarda yakıyor işte.... Bir hayır`la bu gönül usanır mı?...Sevdikçe seviyor işte.... Tükenmek üzereyim..... Bakma kendimi güçlü gösterdiğime... Tükeniyorum... Susuyorum.... |
Şakağıma dayanmış bir namlunun
Tetiğini çekmeyişin Oluk oluk cana hayat veren kanı Şahdamarda kesişin Ve beni benden edişin En yaşanacak zamanında yaşanmamışlıkların Çekip gidişin Ve aşktan ölürken dahi Sevmiyorum deyişin Ve günahsız gidişin Beni günaha sokar ya... |
Biri beni kurtarsın bu yarasa zulmünden
Övsün istemiyorum beni artık suçlular Yüzümden okunan kitabın müellifi çıksın ortaya Kendimle geçinemiyorum bari bunu anlasın Bir de kaç yılda geçer bir sevgili yarası Tek dipnotu bu olsun benim ahmak yazgımın |
Bazıları hiç delirmezler.
Ne korkunç hayat sürüyorlardır Allah bilir. Bukowski |
vıdı vıdı vıdı vıdı
bunca sözü nereden buluyorsunuz ne kadar çok şey istiyorsunuz ne kadar çok şey biliyorsunuz mezar taşlarından, kitabelerden çok… |
zihnimde yeşeren üç başak
üç damla kan damlıyor saçlarıma üç damla yaş dökülüyor gözlerimden açılıyor yüreğimin kilidi donuyor dişlerim sesim gecenin karasında konuşamıyorum... Gökhan Serter / Sürgü Düştü Sözüme |
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü, Kuru yaprak gibi eline düştü, İstersen rüzgara salıver gitsin! Necip Fazıl /Veda |
Beni bitiren birşey var bunda..
"Başka diyarlara, başka denizlere giderim, dedin. Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa. Sanki bir hükümle yazgılanmış bir çabam; ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya. Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım? Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam burada gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın." Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler. Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent. Dolaşacaksın aynı sokaklarda. Ve aynı mahallede yaşlanacaksın ve burada, bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların. Hep aynı kente varacaksın. Bir başka kent bekleme sakın, ne bir gemi var, ne de bir yol sana. Nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte, yıktın onu, işte yok ettin onu tüm yeryüzünde. Constantino KAVAFİS |
Son kaya iniyor kuyu aydınlanıyor
Ses insanın derinlerde parlayan Son isyan denemesi oluyor güzel İçimde yaman tutuk bir şair doğuyor Tut elimden Dosta düşmana karşı bir iyi konuşayım Tut Kulede saat kırılmasın Geyikler sağır Rüyalar boğuk olmasın |
Zaten zındandayım ya !
Kilitledim kendimi sensizliğin zındanına… Mazgallarından bakıyorum şehrin meydanına.. Meydanda bir darağacı… Asmışlar darağacına özgürlüğümdeki “ben”i… Tutsaklığım ölmüyor …nerdesin… |
Yüreğimde mecnûn esen rüzgârı,
Saçımda üşüyen karı sevdim ben. Yusuf”tan haberci kanlı gömleği, Mansur”un gittiği darı sevdim ben. Eyüple ıstırap çeken toprağı, İbrahim”e âşık narı sevdim ben. O gözlerin üftadesi çok olur, Gözünde hareli arı sevdim ben. Gülün içindeki gülü göreli, Yaprağa sığınan harı sevdim ben |
adimlar
bir adım attığım yerde ne vardı ki gitmemle kayboldu her adımımda sonsuz ben'leri koyuyorum boşluğa ve yine ben dolmuyorum geçip gittiğim yerlerden iç içe öne ve arkaya bakan bir sürü ben ler koymuşumdur eskileri çocuk şimdikiler ihtiyar -asaf halet çelebi- |
ne güzel bir paylaşım. teşekkürler +
|
GÜLCE
Uçurumun kenarindayim hızır Bir dilber kalesinin burcunda Vazgeçilmez belaya nazir Topuklarim boiluiun avucunda Derin yar Adimi çaiirir Kaldim parmaklarimin ucunda Uçurumun kenarindayim hizir Bir gamzelik rüzgar yetecek Ha itti beni ha itecek Uçurumun kenarindayim hizir Divan hazir Ferman hazir Kurban hazir Güzelliiin zulme çaldiii sinir Baiim döner, beynim bulanir El etmez Gel etmez Gözleri bir ret, bir davet Gülce uzak uzak dolanir Mecaz deiil Maraz deiil Gülce semavi bir afet Uçurumun kenarindayim hizir Gülce bir beyaz sihir Canima bedel bir haz Nur Nar ve nurdan bir zehir Gülce araf'ta infaz Bir tek bakiiiyla suyum isinir Güzelliiin zulme çaldiii sinir Uçurumun kenarindayim hizir Ben fakir En hakir Bin taksir Cahil cesaretimi alem tanir Ateiten Kalleiten Mizrakla gürzden Dabbetül arz'dan Deccal'dan, yedi düvelden Korku nedir bilmeyen ben Tir tir titriyorum gülce'den Ödüm patliyor gülce'ye bakmaktan Nutkum tutuluyor, ürperiyorum Saniyeler gözlerimde birer can Her saniyede bir can veriyorum Uçurumun kenarindayim hizir Bir dilber kalesinin burcunda Vazgeçilmez belaya nazir Topuklarim boiluiun avucunda Derin yar Adimi çaiirir Kaldim parmaklarimin ucunda... İBRAHİM SADRİ http://img1.blogcu.com/images/f/s/a/fsahin/ucurum.jpg |
BÖYLEDİR İNSAN
http://img.webme.com/pic/h/hayalperestim/abac.jpg Öyle anlar gelirki bazen, bu hayat karmaşası içinde ruhu yaralandığında içten incitildiğinde umutsuzluğa kapılır insan tutamaz ki kendini dizginleri bırakır elinden güçlü olması gerekirken yüzüstü düşer bazen ve rüzgarın oradan oraya savurduğu yaprak gibi savrulur insan tutamaz ki kendini! neylersin onun anatomisi böyle yazılmıştır bir kez neylersin suçu yoktur ki onun neylersin kendini iter bilinçsizce mutsuzluğun akıntısna doğru farkında değildir boğulacağının durup düşünmeden sadece kaçmak ister o an herkesten ve herşeyden ya da uzun bir uykuya dalmak ister masaldaki prenses misali önemini yitirmiştir ya herşey hayatı,çevresindekiler sevdikleri,dostları ve bazen en büyük aşkı bile herşey bitmiş ve yapacaklarını yapamadan sönmüştür hayat işte bir yıldızı daha kaybetti gökyüzü biri daha kayboldu biri daha söndü hayalleri,emelleri herşey bitti kaçmanın onu nereye kadar tutacaığnı bilmeden kaçtı o kısaydı hayat ama anlamsız değildi hiç yapacak bişeyler vardı hep ama o kaçmayı seçti ya sen? |
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor Bağışlamanı dilerim Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme Hayat bir boş rüyaymış Geçen ibadetler özürlü Eski günahlar dipdiri Seçkin bir kimse değilim İsmimin baş harflerinde kimliğim Bağışlanmamı dilerim — Cahit Zarifoğlu |
Denedim insanını dünyanın
Sabah sabah Cimrilikle dolu deriler yürüyordu Başka bir şey göremedim Sonra Kanaat kınından bir kılıç çektim Keskin tarafıyla onlardan Ümitlerimi kestim İmam Şâfiî |
'gitsem kusurlu
kalsam hasar goruyorum benim sevgili benim ilac benim anlamli yenilgilerim" Murat Kapkıner |
Ufacık bir taş kırar dişi en nefis bir yemekte
Ve toplar asırlık sofrayı kara bir haber birdenbire En güneşli günde ayrılır yollar Aşk çiçeğini olgunlaşmadan yiyen bin kurt var Sezai Karakoç |
Sana her zaman söylüyorum senin yüzünde gülmek var
Bakınca bir yaşama ordusu çıkıyor aydınlığa Bir çiçek geliyorsun yer altı çevresinden Bir kartal gidiyorsun çıplağın ayaklarla Edip Cansever |
"Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum" Hasan Hüseyin Korkmazgil |
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur ARAGON |
Kendime armağan ediyorum;1
Hatta bir beze yazıp bayrak olarak taşıyacağım:karizmatik: YOLA ÇIKMAK! YİTİRMEK ÜLKELERİ Yola çıkmak! Yitirmek ülkeleri! Bir başkası olmak süresiz, Yalnız görmek için yaşamaktır Köksüz bir ruhu olmak! Kimseye ait olmamak, kendime bile! Durmadan gitmek, sonu olmayan Bir yokluğun peşinde Ve ona ulaşma isteği içinde! Böyle yola çıkmaktır yolculuk. Ama ben açık bir yol düşünden öte, Bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda. Gerisi sadece gök ve toprak. (1933) Fernando PESSOA |
FETİH VE 1 MAYIS
Fetih ve 1 Mayıs Kapılara kilit,kalplere korku vuruldu 1 Mayıs günü,İstanbul'da hayat felç oldu. İmkan bulan şehirden birgün evvel ayrıldı Kalanlarda korkuya,endişeye kapıldı. Savaş yok,deprem yok üstelik bayramdı gelen Böyle korkmamıştyı halk,İstanbul feth olurken. Donanma indirilmişken karadan bağrına Devam ediyordu herkes günlük hayatına. Bir yanda çağ açan,bir yanda devrim provası İstanbul tarihinde 1 MAYIS yüz karası. Gözlerinde kin,nefret; kanlarında ihanet Değişsinmiş rejim,kominist olsunmuş devlet. Sol yumruklar havada,devrim andı içilen Hürriyetlere pranga,rejim diye seçilen. Tank,panzer emre hazır,polis,asker siperde Görülmüşmüdür bilmem, böyle bayram tarihte. KENDİNİZE BAŞKA AY,BAŞKA BİR ŞEHİR BULUN İSTANBUL MAYISINDIR,MAYIS İSTANBUL'UN. Ulubatlı Hasan'ın diktiği o sancağı Ayağa kalksa dünya indiremez aşağı. Üzülme İSTANBUL'um,canında sıkılmasın Sevenlerin bağrı daha fazla yanmasın. Orhan Afacan (Alıntıdır) |
"Dostlarım
Başkaldırmıyorsa, nedir ki şiir? Azgınları ve azışları devirmiyorsa, nedir ki şiir? Zamanda ve mekanda Sarsıntı yapmıyorsa, nedir ki şiir? Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?" |
" kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına,
ey ufuklar diyorum yolculuk var yarına " NOKTASIZ Biri gelir sorarsa Sana beni sorarsa Gitti der misin Gittiğimi söyler misin Gidiyorum ben sana Benimle gider misin. Özdemir ASAF |
Üç nokta; aşktır...
Her nokta gizli bir (ah!)tır. Seviyorum diye haykıramamaktır. Boğazda düğümlenen iki çift sözdür. Dilin lal, gönlün melal olduğu andır. Gözlerden süzülemeyen iki damla gözyaşıdır. Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır. Üç nokta; hayattır... Hüznüyle, sevinciyle... Üç nokta; bitmeyendir... Bitemeyendir... Üç nokta; ölümdür... İçinde sonsuzluğu barındıran sondur. Üç nokta; dünün güzelliklerine duyulan özlem, yarına duyulan hasrettir. Geçmişle gelecek arasında kurulan köprüdür üç nokta, üzerinden bugünün geçtiği. Üç nokta; bir an durmaktır... Bir nefeslik moladır... Bazen korkudur, heyecandır... Bütün duyguları içinde barındırandır... Üç nokta; 'yar'dır her noktada bir harfin gizlendiği... Üç nokta; bitmeyen duamdır ve hediyemdir sizlere! Yaşanacak daha çok şeyiniz olsun diye... Üç noktanız bol olsun! |
bunu sen de bilirsin
alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine yaşamak bir gün uyanmaktır birgün birdenbire yalnız kalmaktır yaşamak alışmalardan sonra alıştığın herşeyle savaşmaktır yaşamak alışmaktır işportada satılan kadın geceliklerine alışmak manavlara alışmak doçentlik tezlerine bunu sen de bilirsin alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine Afşar Timuçin.. |
Misafir
sana bakarak bütün yüzleri unutmak kendimden ve arap saçı olmuş bir sürü hikayelerden bıkarak sana misafir geliyorum denizlerin sesi içinde ve gündüz güneşlerinde şaşırmış sana misafir geliyorum biraz daha uykuya yakın biraz daha dalgın biraz daha başka şeylerden uzak Asaf Halef Çelebi |
yaralı olmak
yerinde olmamak uzun gecikmesi son kesinliğin bir sabah biliyoruz elbet neyi bölüştüğümüzü göz göze bakışınca. Biliyoruz. neyi bölüştüğümüzü. Konuşmasak da. |
kırılgan bir çocuğum ben,
yüreğim cam kırığı... |
Sen'i seven her ruh uludur ya Rasûlellah!
Gönlü-gözü onun doludur ya Rasûlellah! Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh, Kapının ayrılmaz kuludur ya Rasûlellâh! Beklemez bir başka iltifat Sana erenler, Semtin iltifat buğuludur ya Rasûlellâh! Gönül gözleriyle bir kere seni görenler: Onlar, ruhların bir koludur ya Rasûlellâh! Uçuşur ikliminde altın kanatlı kuşlar; İklimin, kuşların yoludur ya Rasûlellâh! Cennet yamaçları gibidir orda ufuklar; Cemâlin bu ufkun tülüdür ya Rasûlellâh! Sana ermek imanlı gönüllerin rüyası; Seni bilmeyenler ölüdür ya Rasûlellâh! Vuslatın, bu garip kıtmîrin her dem hülyası, Bu, benim gönlümün gülüdür ya Rasûlellâh! Kırık Mızrap |
All times are GMT +3. The time now is 08:40. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025