Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Yalan Rüzgarı (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=439)
-   -   Kartel Basınının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=31620)

ebulfeyz elcibey 08-05-2008 15:37

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://www.zshare.net/image/1625704470029d40/

Bu haberi de yalanlayın.

maviinsan 08-05-2008 17:00

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Alıntı:

ebulfeyz elcibey Nickli Üyeden Alıntı

O kişi HAşim Kılıç değil Hüsnü KIlıç idi.HAtta kendisi televizyona çıkıp o benim demişti :-*

Hüdaverdi 08-05-2008 17:02

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Eeee hürriyet okuyup açıklamalara kulak tıkarlarsa iftira atmaya devam ederler ;)

Haşim Kılıç olayı yalanladı,onun haberinide ekledim ama yüzlerce yalan haber arasında onu bulmak zor olsa gerek.
Ama kapağa ihtiyaç olduğundan dolayı bulmaya gayret edicem ;)

_Yeniden_ 08-05-2008 17:05

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Mehmet sıkı çalışıyorsun aferin sana 8)

ebulfeyz elcibey 08-05-2008 21:01

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://www.ip.org.tr/lib/pages/detay...y&idhaber=1196

Bu haberi de okuyun öyleyse..

Berika 08-05-2008 22:43

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Alıntı:

zeynepsude Nickli Üyeden Alıntı
ben en iyisi yorum yapmayım cok uzgunum gercekten Ak Parti gonul vermiş biri olarak

ne demek ..biz bir gariplik olduğunu anlamıştık..diğer yorumlarınıza bakarak :) üzülmeye gerek yok :)

Berika 08-05-2008 22:44

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
BU HABER HANGİ MAKSATLA GAZETEYE BASILDI?

Milliyet'in haberine tokat gibi cevap
Bugünkü Milliyet Gazetesi'nde yer alan bir habere Başbakanlık'tan çok sert bir açıklama geldi.

Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklama şöyle:

''Bugünkü Milliyet gazetesinde 'hayali konuşmalar' başlığı ile hezeyan olduğu peşinen kabul edildiği halde Sayın Başbakanımız ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Yaşar Büyükanıt'ı hedef alan bir karalama senaryosunun gündeme getirilmiş olması gazetecilik ciddiyeti ve sorumluluğu ile bağdaştırılmamaktadır.

Kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetinin ürünü olan bu hezeyanların hangi maksatla gazete sayfalarına taşındığı hususunu kamuoyumuzun takdirine bırakıyoruz
.''

Milliyet Gazetesi'nin iddia ettiği diyaloglar

HÜKÜMETİN TSK'YA KARŞI KONUŞMALARINA DAHA FAZLA GÖZ YUMAMAYIZ

Büyükanıt: Sayın Başbakan Şemdinli iddianamesi kapsamında elde ettiğimiz istihbarat TSK’ya karşı hükümetinizin ve partinizin bir komplo içinde olduğunu gösteriyor.

Bana ve TSK’ya karşı tavrınızı ve YAŞ’a yönelik dış destekli oluşum tezgâhını kabul etmemizi ve sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz. Eğer bugüne kadar TSK olarak, sorumlu paşalar birçok tepkiyi Anayasal platformda şahsınıza ve makamınıza iletmemişsek ülkemizde bir kaosa malzeme edinmekten çekinmemizdendir, ‘TSK konuştu, ekonomi çöktü’ dedirtmemek için kamuoyuna açık konuşmadık. Ama hükümetinizin ve partinizin dış destekli TSK’ya yönelik hamlelerine çok fazla seyirci kalamayız.

TÜRKİYE ARTIK TSK'NIN KONTROLÜNDE DEĞİL

Erdoğan: Sayın Paşam, korkmayın ‘TSK konuştu’ diye Türkiye’de ekonomik kriz çıkmaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşlarıyla anlaştık. Şemdinli iddianamesinde size ve TSK’ya yönelik araştırılması gereken ne varsa araştırılacak. Türkiye artık TSK’nın kontrolünde bir ülke değil, millet idaresinin hâkim olduğu bir ülke olacaktır. TSK’da bir paşa da konuşsa ekonomide bir şey olmaz. Rockefeller gibi dünyanın en zengin, en güçlü gruplarıyla birlikte hareket ediyoruz.

TÜRKİYE'YE KARŞI BİR KOMPLONUN İÇİNDESİNİZ


Büyükanıt: Sayın Başbakan, bu üslup Türk Hükümeti’nin Başbakanı’na ait olamaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşları ile TSK’nın Anayasal sorumluluklarını yerine getirmesini engellemek için mi anlaştınız? Sayın Başbakan, Türkiye’ye karşı bir komplonun içindesiniz. Şemdinli’de Türk askerine karşı girişilen linç hareketinin arkasında partinizi iktidara taşıyan dış güçlerin istihbarat servisleri var. Sayın Başbakan, Şemdinli araştırılırsa TSK aklanır, ben aklanırım ama siz bu işin altında kalırsanız. Sayın Genelkurmay Başkanım, soruşturmaya gerek görmeyerek beni değil, Türk Hükümeti’nin onurunu ve haysiyetini korudu. Şayet, Şemdinli iyice soruşturulursa o işin ardından siz, sizin müsteşarınız ve sizi destekleyen dış güçler görülecekti.

Hükümetinizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil ettiğini unutuyorsunuz. Sayın Başbakan, siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı değil, Rockefeller’ın başbakanı olmuşsunuz.

ŞEMDİNLİ'NİN ARDINDA TSK'NIN SAVAŞ LORDLARI VAR

Erdoğan: Sayın Paşam, istihbaratınız yanlış, Şemdinli’deki hadisenin ardında TSK’daki “Savaş Lordları” var.

ASIL SİZİN PARTİNİZİN ARKASINDA SAVAŞ LORDLARI VAR

Büyükanıt: O “Savaş Lordları”, Ak Parti’yi iktidara taşıyanların içinde. Sizin ve partinizin arkasında “Savaş Lordları” var. Bazı müttefiklerimiz, partinizi ve sizi “Truva Atı” olarak kullanıyorlar. Siz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı değilsiniz, ‘Savaş Çuval olayını Türk Silahlı Kuvvetleri’ni cezalandırmak için sizi iktidara getiren ABD içindeki güçlerle birlikte tezgâhladınız. Şemdinli hadisesini sizi iktidarda tutmaya çalışan siyonistler ve İngilizler kurguladı. Siz Türk milletine değil siyonistlere güvenen bir korkaksınız! TSK bu durumu eninde sonunda ortaya çıkaracaktır.

KİMİ İSTERSEM ONU GENELKURMAY BAŞKANI YAPARIM


Erdoğan: Türkiye, bizim kontrolümüzde, TSK da benim kontrolümde. Kimi istersem onu paşa, Genelkurmay Başkanı yaparım. Biz ABD ile anlaştık, Irak’a da İran’a da Suriye’ye de birlikte operasyon düzenleyeceğiz. BOP’ta ABD bizi de ortak olarak görüyor. Sayın Paşa, Türkiye artık TSK’nın elinde değil.

SİZLER GERÇEK MÜSLÜMAN OLAMAZSINIZ

Büyükanıt: Bu görüşmeyi Sayın Genelkurmay Başkanıma rapor etmek zorundayım. Sizler, gerçek Müslüman olamazsınız, sizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamazsınız? Bu haliniz apaçık bir ihanet.
İhanetiniz cezasız kalmayacaktır. Bu millet sahte dincilerden, sahte Atatürkçülerden, sahte milliyetçilerden, sahte demokratlardan çok çekti ama eninde sonunda hepsini cezalandırdı.

SİZ DE BİZE KATILIN

Erdoğan: Hiçbir şeye gücünüz yetmeyecek. Türkiye başka ellere geçti ve geçiyor. Her yere hâkimiz, Size tavsiyem, siz de bize katılınız.

Büyükanıt: Sayın Başbakan... Sizler gibi ihanet içinde olamam...

BU YALAKALIKLAR BAŞBAKANA YAKIŞMIYOR

Erdoğan: Beni yanlış anladınız. (Ayakta Paşa’nın çıkmasını engellemeye çalışırken)... Biz Şemdinli olayında Savcı’yı cezalandıracağız. Bazı cemaatler, TSK’nın aleyhinde olabilir. Olayı onların uzantıları araştırdı.

Büyükanıt: Bu tavırlar ve yalakalıklar bir Başbakan’a yakışmıyor. Bu iğrenç ortamdan çıkıyorum, toplantı bitmiştir.

YANLIŞ YAPTIK

Bu diyalogların ardından metinde parantez içinde şunlar yazıyor: “Recep Tayyip Erdoğan, bir takım telefon konuşmaları yapar. Çok sinirlidir. ‘Birini bul, Paşa’yı teskin etsin arkadaş, çok büyük yanlış yaptık. Kim dediyse Yaşar Büyükanıt her türlü teklife açık diye bizi yanılttı, onu bana bulun, ismini verin’ emirleri ve azarları birbirini kovaladı)

samanyoluhaber

Hüdaverdi 08-06-2008 00:33

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Alıntı:

ebulfeyz elcibey Nickli Üyeden Alıntı

Baktım,başlığı okudum ve kapattım.İşçi partisinin lideri şuan terör suçundan hapishanede yatıyor ve siz kemalist veya Atatürkçü veya chpli veya ulusalcı veya her ne iseniz bir terör suçundan içeride yatan herifin sözlerine,onun peşinden koşan terör yandaşçıların sözlerine inanıp koskoca anayasa mahkemesi başkanına iftira atmaktasın,kaldı ki 32.gün programının ardından Haşim Kılıç gerekli açıklamayı yaptı,eğer bir terör örgütü mensubu olsaydı kendisi anayasa başkanı olmadan önce gereken yapılırdı.Sanırım anayasa mahkemesi başkanının yargılanması için bir enger yok ?

Terör örgütü sözcülüğü yapmaktan ve iftira atmaktan dolayı internet üzerinden suç duyurusunda bulunabilirdim ama sanal aleme güvenim yok ;)

Cahili cühela vekili ukela gözükmeyi ne çok seviyorsunuz şaşıyorum.

hipermuhafazakar 08-07-2008 23:59

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Alıntı:

ebulfeyz elcibey Nickli Üyeden Alıntı

Tüm foyası ortaya çıkmış ERGENEKON PARTİSİNİN son 'fabrikasyonlarını' buraya taşıma..haydi yallah

Hüdaverdi 08-08-2008 05:51

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img164.imageshack.us/img164/5820/adszqa5.png

http://img164.imageshack.us/img164/9392/111628ln9.jpg

[B]Milliyet'in haberine tokat gibi cevap


Bugünkü Milliyet Gazetesi'nde yer alan bir habere Başbakanlık'tan çok sert bir açıklama geldi.

Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklama şöyle:

''Bugünkü Milliyet gazetesinde 'hayali konuşmalar' başlığı ile hezeyan olduğu peşinen kabul edildiği halde Sayın Başbakanımız ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Yaşar Büyükanıt'ı hedef alan bir karalama senaryosunun gündeme getirilmiş olması gazetecilik ciddiyeti ve sorumluluğu ile bağdaştırılmamaktadır.

Kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetinin ürünü olan bu hezeyanların hangi maksatla gazete sayfalarına taşındığı hususunu kamuoyumuzun takdirine bırakıyoruz.''


Milliyet Gazetesi'nin iddia ettiği diyaloglar

HÜKÜMETİN TSK'YA KARŞI KONUŞMALARINA DAHA FAZLA GÖZ YUMAMAYIZ


Büyükanıt: Sayın Başbakan Şemdinli iddianamesi kapsamında elde ettiğimiz istihbarat TSK’ya karşı hükümetinizin ve partinizin bir komplo içinde olduğunu gösteriyor.

Bana ve TSK’ya karşı tavrınızı ve YAŞ’a yönelik dış destekli oluşum tezgâhını kabul etmemizi ve sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz. Eğer bugüne kadar TSK olarak, sorumlu paşalar birçok tepkiyi Anayasal platformda şahsınıza ve makamınıza iletmemişsek ülkemizde bir kaosa malzeme edinmekten çekinmemizdendir, ‘TSK konuştu, ekonomi çöktü’ dedirtmemek için kamuoyuna açık konuşmadık. Ama hükümetinizin ve partinizin dış destekli TSK’ya yönelik hamlelerine çok fazla seyirci kalamayız.

TÜRKİYE ARTIK TSK'NIN KONTROLÜNDE DEĞİL

Erdoğan: Sayın Paşam, korkmayın ‘TSK konuştu’ diye Türkiye’de ekonomik kriz çıkmaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşlarıyla anlaştık. Şemdinli iddianamesinde size ve TSK’ya yönelik araştırılması gereken ne varsa araştırılacak. Türkiye artık TSK’nın kontrolünde bir ülke değil, millet idaresinin hâkim olduğu bir ülke olacaktır. TSK’da bir paşa da konuşsa ekonomide bir şey olmaz. Rockefeller gibi dünyanın en zengin, en güçlü gruplarıyla birlikte hareket ediyoruz.

TÜRKİYE'YE KARŞI BİR KOMPLONUN İÇİNDESİNİZ

Büyükanıt: Sayın Başbakan, bu üslup Türk Hükümeti’nin Başbakanı’na ait olamaz. Dünyanın önde gelen finans kuruluşları ile TSK’nın Anayasal sorumluluklarını yerine getirmesini engellemek için mi anlaştınız? Sayın Başbakan, Türkiye’ye karşı bir komplonun içindesiniz. Şemdinli’de Türk askerine karşı girişilen linç hareketinin arkasında partinizi iktidara taşıyan dış güçlerin istihbarat servisleri var. Sayın Başbakan, Şemdinli araştırılırsa TSK aklanır, ben aklanırım ama siz bu işin altında kalırsanız. Sayın Genelkurmay Başkanım, soruşturmaya gerek görmeyerek beni değil, Türk Hükümeti’nin onurunu ve haysiyetini korudu. Şayet, Şemdinli iyice soruşturulursa o işin ardından siz, sizin müsteşarınız ve sizi destekleyen dış güçler görülecekti.

Hükümetinizin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil ettiğini unutuyorsunuz. Sayın Başbakan, siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı değil, Rockefeller’ın başbakanı olmuşsunuz.

ŞEMDİNLİ'NİN ARDINDA TSK'NIN SAVAŞ LORDLARI VAR

Erdoğan: Sayın Paşam, istihbaratınız yanlış, Şemdinli’deki hadisenin ardında TSK’daki “Savaş Lordları” var.

ASIL SİZİN PARTİNİZİN ARKASINDA SAVAŞ LORDLARI VAR

Büyükanıt: O “Savaş Lordları”, AKP’yi iktidara taşıyanların içinde. Sizin ve partinizin arkasında “Savaş Lordları” var. Bazı müttefiklerimiz, partinizi ve sizi “Truva Atı” olarak kullanıyorlar. Siz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı değilsiniz, ‘Savaş Çuval olayını Türk Silahlı Kuvvetleri’ni cezalandırmak için sizi iktidara getiren ABD içindeki güçlerle birlikte tezgâhladınız. Şemdinli hadisesini sizi iktidarda tutmaya çalışan siyonistler ve İngilizler kurguladı. Siz Türk milletine değil siyonistlere güvenen bir korkaksınız! TSK bu durumu eninde sonunda ortaya çıkaracaktır.

KİMİ İSTERSEM ONU GENELKURMAY BAŞKANI YAPARIM

Erdoğan: Türkiye, bizim kontrolümüzde, TSK da benim kontrolümde. Kimi istersem onu paşa, Genelkurmay Başkanı yaparım. Biz ABD ile anlaştık, Irak’a da İran’a da Suriye’ye de birlikte operasyon düzenleyeceğiz. BOP’ta ABD bizi de ortak olarak görüyor. Sayın Paşa, Türkiye artık TSK’nın elinde değil.

SİZLER GERÇEK MÜSLÜMAN OLAMAZSINIZ

Büyükanıt: Bu görüşmeyi Sayın Genelkurmay Başkanıma rapor etmek zorundayım. Sizler, gerçek Müslüman olamazsınız, sizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamazsınız? Bu haliniz apaçık bir ihanet.
İhanetiniz cezasız kalmayacaktır. Bu millet sahte dincilerden, sahte Atatürkçülerden, sahte milliyetçilerden, sahte demokratlardan çok çekti ama eninde sonunda hepsini cezalandırdı.

SİZ DE BİZE KATILIN

Erdoğan: Hiçbir şeye gücünüz yetmeyecek. Türkiye başka ellere geçti ve geçiyor. Her yere hâkimiz, Size tavsiyem, siz de bize katılınız.

Büyükanıt: Sayın Başbakan... Sizler gibi ihanet içinde olamam...

BU YALAKALIKLAR BAŞBAKANA YAKIŞMIYOR

Erdoğan: Beni yanlış anladınız. (Ayakta Paşa’nın çıkmasını engellemeye çalışırken)... Biz Şemdinli olayında Savcı’yı cezalandıracağız. Bazı cemaatler, TSK’nın aleyhinde olabilir. Olayı onların uzantıları araştırdı.

Büyükanıt: Bu tavırlar ve yalakalıklar bir Başbakan’a yakışmıyor. Bu iğrenç ortamdan çıkıyorum, toplantı bitmiştir.

YANLIŞ YAPTIK

Bu diyalogların ardından metinde parantez içinde şunlar yazıyor: “RTE, bir takım telefon konuşmaları yapar. Çok sinirlidir. ‘Birini bul, Paşa’yı teskin etsin arkadaş, çok büyük yanlış yaptık. Kim dediyse Yaşar Büyükanıt her türlü teklife açık diye bizi yanılttı, onu bana bulun, ismini verin’ emirleri ve azarları birbirini kovaladı)



samanyoluhaber
05.Ağustos.2008

Hüdaverdi 08-08-2008 05:57

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
[center]
http://img395.imageshack.us/img395/8...m283191zu5.gif

[B]Hürriyet manşetten kendini yalanladı


YAŞ kararlarının açıklanmasının ardından dindar personelin TSK ile ilişiğinin kesilmemesini içine sindiremeyen kartel gazetesi Hürriyet, dünkü haberini bugün manşetten yalanladı. Dün Erdoğan ve Gönül ‘şerh’ koydu diyen hürriyet, bugün “şerh koymadılar” demek zorunda kaldı.


YAŞ kararlarıyla ilgili dünkü haberinde “YAŞ’ta irticai ve diğer disiplinsizlik faaliyetleri nedeniyle TSK’dan uzaklaştırılacak personelle ilgili kararlar da verildi” diyen Hürriyet, “Bu kararlara daha önceki yıllarda olduğu gibi Başbakan Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün şerh koydukları öğrenildi” ifadelerini kullandı.



'HÜRRİYET'İN U DÖNÜŞÜ' HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ


Aydın Doğan'ın gazetesi Hürriyet, dünkü yalanını bugünkü manşetinde şu ifadelerle verdi:

“YAŞ kararları dün Cumhurbaşkanı Gül’ün de onayından geçerek açıklandı. Uzun yıllardan sonra ilk kez hiçbir personel, irticai faaliyet ve disiplinsiz davranış nedeniyle ihraç edilmedi. 32 general ve amiral ile 46 albay terfi etti.”


“CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün onayının ardından dün kamuoyuna açıklanan Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarında, beklenin aksine ihraç olmadı. Uzun yıllardan sonra, irticai faaliyet ve diğer disiplinsiz davranışları nedeniyle hiçbir personelin TSK ile ilişiği kesilmediği için Başbakan Tayyip Erdoğan ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de karara şerh koymadı.”


HÜRRİYET VE ERTUĞRUL ÖZKÖK İLE İLGİLİ HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ


habervaktim.com

Hüdaverdi 08-08-2008 06:05

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
[center][center]
http://img229.imageshack.us/img229/8836/adszjm6.png

[B]Akşam, Erdoğan'ın elini kesti !


YAŞ kararlarında hiç ihraç çıkmaması üzerine başlayan polemiği manşetine taşıyan Akşam Gazetesi öyle bir hataya imzasını attı ki...

"İpler koptu" spotuyla gündemdeki sıcak tartışmayı haberleştiren gazete, kullandığı fotoğrafta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ı aynı karede vermeye çalıştı ama olmadı. Aslında gazete baskısında ikilinin yanyana "hatta mesafeli bile durduğu" göze çarpıyordu.


http://img113.imageshack.us/img113/7859/111628pq8.jpg


Akşam, deklanşöre basıldığı anda orada bulunan "bir eli" montajlamıştı. Gazetede baskısında anlaşılmayan detay internette bütün gerçekliğyle yayındaydı...

http://img229.imageshack.us/img229/1167/111628sn7.jpg


Akşam'ın internet baskına bakanlar "olayın farkına" vardılar. Ajanstan aldıkları kare Photoshop yardımyla "rötuşlanmış" fakat internet baskısına giden fotoğrafsa gözden kaçmıştı.


http://img229.imageshack.us/img229/3965/111628pp4.jpg


Baykal ve Büyükanıt harici fotoğrafta yer alan ve "eli kesilen" 3. kişi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dı. Anadolu Ajansı'nın 29 Ekim 2006 tarihli ve Cumhuriyet Bayramı törenlerinde çekildiği kayıtlarda olan "hilesiz" fotoğraf ise "bütün gerçekliğiyle" tarihteki yerini koruyor.


http://img230.imageshack.us/img230/1483/111628qq1.jpg



SAMANYOLUHABER.COM




Hüdaverdi 08-08-2008 06:09

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
[center][center]
http://img230.imageshack.us/img230/2975/adszwq7.png

http://img229.imageshack.us/img229/1779/111628xr3.jpg

[B]Köşk'ün cevabı CHP'yi ŞOK edecek


YAŞ kararlarını çarpıtan CHP'ye bir tepki de Çankaya Köşkü'nden geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine sert cevap...

İşte Çankaya Köşkü'nün resmi internet sitesinde yer alan açıklama:


Bir siyasi parti grup başkanvekilinin Yüksek Askeri Şura kararları ile ilgili olarak yaptığı gerçek dışı yorum ve değerlendirmeler sebebiyle aşağıdaki açıklamanın yapılmasında yarar görülmüştür.

Öncelikle Devlet kurumları arasındaki iyi ilişkilerin, bir siyasi parti temsilcisi tarafından kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek eleştirilmesi ve Yüksek Askeri Şuradan ihraç kararı çıkmamasının üzüntüyle karşılanmasının sebebi anlaşılamamıştır.

Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararnameleri imzalama konusunda yerindelik denetimi yapmadığının bilinmesine rağmen, Yüksek Askeri Şura kararlarını imzalamayacağını açıkladığı yönündeki iddia gerçeği yansıtmadığı gibi, emekli olan bir Genelkurmay Başkanına olağanüstü boyutlara ulaşan bir fiyatla özel bir aracın alındığı iddiası da iftiradır.

Silahlı Kuvvetlerimizi zan altına sokan bu tür iddialar kamuoyunda yanlış kanaatler oluşmasına yol açmaktadır. Bu sebeplerle, sözü edilen haksız iddialar üzüntüyle karşılanmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.




samanyoluhaber

Hüdaverdi 08-08-2008 16:14

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img227.imageshack.us/img227/5152/adszmc8.png

http://img227.imageshack.us/img227/6338/111964sf7.jpg

[B]Millet bıktı Milliyet DHA bıkmadı


Son günlerde yalan haberleriyle sıkça gündeme gelen Milliyet-DHA işbirliği bugün bir yalan habere daha imza attı.

Bugünkü yalan haberin mekanı ise Balıkesir’in Bandırma ilçesi.Ak Parti Balıkesir milletvekili Cemal Öztaylan’ın önceki gün tedavi gördüğü Uludağ Üniversitesi Hastanesi'nde 95 yaşında yaşamını yitiren babası Ali Öztaylan,bugün Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde, 15 bin kişinin katıldığı törenle toprağa veriliyor. Milliyet Gazetesi'nin ilginç helallik olarak verdiği habere göre: “Cenaze namazını kıldıran Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Aşık, cemaate 'Hakkınızı helal ettiniz mi?' diye sormuyor ve "Ali Efendi Hazretleri'ne hak helal edilmez, onun hakkını bize helal etmesi için dua ediniz" çağrısında bulunuyor.”

En ufak bir olaydan bile irtica yaygarası koparma gayretinde olan gazete burada da boş durmuyor. Boş durmuyor ama her zaman olduğu gibi yine çuvallıyorlar. Samanyoluhaber.com olarak yaptığımız küçük bir araştırma ile olayın doğrusunu öğreniyoruz.


'İlginç hellalik' haberinde helalliği istediği iddia edilerek hedef tahtasına konulan Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Aşık, gazetenin ipliğini pazara serdi.

Kendisine telefonla ulaştığımız Aşık, cenaze namazını iddia edildiği gibi kendisinin kıldırmadığını, namazı Tuğrul İnançer’in kıldırdığını söyledi. Aşık, cenaze namazını kıldıran imamı bile çarpıtan gazetenin bu haberini kasıtlı bir haber olarak değerlendirdi.



samanyoluhaber


Hüdaverdi 08-14-2008 13:38

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Haber sitelerine yansımamış ama yazayım.Dün haber kanallarına bakarken star'a bakayım dedim,diğer kanallar kafkaslarda yaşanan çatışmaları haber yaparken star tv kafkasları aşıp uğur dündarın ve bir radyocunun reklamını yapmaya başladı.Türkiye'nin ve Dünya'nın gündemi uğur dündar ve o radyonu ya o bakımdan(!) ;)

Her neyse,reklamlarını yaptıktan sonra -bu arada o radyocu (konuşmaktan aciz) yorum yapayım derken ağzını boka karıştırıp küfürlü bir yorumda bulundu- tekrar merkez binaya dönüldü ve nasıl olduysa kafkaslarla ilgili SON DAKİKA haberi verdiler.Tabi ne telefon bağlantısı oldu nede bir görüntü,sadece haberi sunan yalaka sunucu ufak haberi kısaca aktardı.O kadar yalan kokan haberdi ki kendisi dahi inanmadığı için ''abd Gürcistan topraklarında'' diye kısaca geçiştirip gitti.Abd Gürcistan'da olacak ve kısaca geçecekler haberi :-X Kendi söyledikleri yalana kendileri dahi inanmayarak sözde haber yapan bu kişilere RTÜK el atmalı,yalan ve çirkef haberler bir an önce yasaklanmalı.

Ülkenin her yeri işgal ama abd Gürcistan'a girmiş,bak bak bak ;D

Hüdaverdi 08-14-2008 17:15

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://www.habervaktim.com/resim/res...jpg?r=62752825

[B]Bush'a övgü, Ahmedinejad'a sövgü

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak İstanbul’a gelen İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ziyareti, Aydın Doğan medyasını üzdü. Ahmedinejad için alınan güvenlik önlemlerinden yola çıkarak, İstanbul’un felç yaşadığını ve büyük bir zulüm gördüğünü yazdı.


Ahmedinejad için alınan güvenlik önlemlerinin benzerleri daha önce ABD Başkanı George Bush ve Papa 16. Benedict için de alınmıştı ancak Doğan’ın medyası, Papa ve Bush’un ziyaretindeki en ince ayrıntıları övgüyle okuyucularına duyurmuştu.


ANTİ-AHMEDİNEJAD PROPAGANDASI

Doğan'ın gazetelerinden Vatan, normal şartlar altında her yabancı devlet başkanı için alınabilecek (Ahmedinejad nükleer tartışmalar nedeniyle en fazla gündemde olanlardan biri) rutin güvenlik önlemlerini, internet sayfasından ‘İstanbullu böyle zulüm görmedi’ başlığıyla verdi.

Ahmedinejad için alınan güvenlik önlemlerinden rahatsız olan bir diğer gazete ise Hürriyet oldu. Hürriyet gazetesi, haberi ‘İstanbul kilit E-5 bile kapalı’ başlığıyla vererek, güvenlik önlemleri üzerinden Ahmedinejad karşıtı propaganda yaptı.

habervaktim.com

Hüdaverdi 08-14-2008 17:25

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
[B]CUMHURİYET’İN YALAN VE İFTİRASI


[color=black]Bunları “öncelikle ve özellikle” söyledim ki; biraz sonra yazacaklarımdan dolayı; hiç kimse “laga-luga” yapmasın, hiç kimse oraya-buraya çekmeye yeltenmesin!..
Ne yalan söyleyeyim;
Cumhuriyet ve Akşam gazeteleri başta olmak üzere, diğer “Ergenekoncu kartel gazeteleri”nde yer alan, “Kur’an Kursu’nda kızlara tecavüz” başlıklı haberi okuyunca, kimyam bozuldu!..
Adeta isyan ettim:
“Yetti be!.. Ne biçim Müslümansınız siz?.. Ya Kur’an Kursu’ndan defolun, ya da uçkurunuza hakim olun!”
Evet, isyan ettim... Ama “haber veren” kaynak kartel gazeteleri olunca, içime bir kurt düştü!..
“Acaba” dedim;
“Acaba doğru mu?..
Yoksa, dindarları töhmet altında bırakmayı amaçlayan yeni bir tezgâhla mı karşı karşıyayız!?!”

Cumhuriyet gazetesini çok iyi bildiğim, hele de “keçisi çalınan imam”la ilgili haberi, “imam keçi çaldı” başlığıyla verdiğini hiç unutmadığım için, hemen araştırmalara başladım.
Öyle ya, Cumhuriyet’in iddiası şuydu:
“Çorum’da Ensar Vakfı çorum Şube Başkanı, Mehmetçik Lisesi’nde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni evli ve iki çocuk babası Z.İ., vakıfta Kur’an öğrenen 15 yaşındaki Ö.Y.’ye tecavüz ettiği, E.G.’yi de taciz ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
Hamile kaldığı belirtilen Ö.Y., ifadesinde Z.İ.’nin tecavüz ettiğini söyledi. E.G. de davacı oldu. Dinci bir gazetede yazan Z.İ., Cumhuriyet’i ve başyazarımız İlhan Selçuk’u hedef almasıyla tanınıyor.”

İşin içine “Cumhuriyet ve İlhan Selçuk’la ilgili eleştiri” girdiğine göre, haber “yalan” olmalıydı...
Ama yine de araştırılmalıydı...

Yazının devamı için tıkla: Çorum’daki olay... Şeytanca bir plân ve iğrenç bir iftira!

_________________________________________
  • BİLİRKİŞİ RAPORU, SON NOKTA!
  • ÇORUM’DAKİ OLAYIN ASLI
  • KEÇİSİ ÇALINAN İMAM OLAYI GİBİ!
  • UĞUR MUMCU’YU KİM ÖLDÜRDÜ?

Yazının devamı için tıkla: “Gerçek”lerin gerçek dostu: Vakit

Hüdaverdi 08-14-2008 17:37

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://medya.zaman.com.tr/2008/08/09/yalanhaber.jpg

[B]Kur'an kursunda tecavüz haberleri de yalan çıktı

Çorum'daki bir vakıf yöneticisi Z.İ.'nin Özlem Y. isimli kıza tecavüz ettiği, bir başka kız öğrenciye de tacizde bulunduğu yönündeki haberler yalan çıktı.


Tecavüze uğradığı iddia edilen Özlem Y., emniyetteki ifadesinde kendi rızasıyla Adem M. isimli başka bir şahısla birlikte olduğunu anlattı. Dün Cumhuriyet başta olmak üzere bazı gazetelerde, 'Kur'an kursunda eğitim gören Özlem Y. isimli bir öğrencinin din kültürü öğretmeni ve vakıf yöneticisi Z.İ. tarafından hamile bırakıldığı' ileri sürüldü. İddiaya göre Z.İ., 15 yaşındaki kıza zorla sahip olmuş ve hamile bırakmıştı. Ancak olayın haberlerde anlatıldığı gibi olmadığı anlaşıldı.

Öncelikle Özlem Y. 21 yaşında. Ailesi Çorum'da ikamet eden Özlem Y., Kahramanmaraş'taki Sütçü İmam Üniversitesi'nde öğrenci. Çorum'daki bir vakıftan da burs alıyor. Uzun süredir kızlarından haber alamayan aile, söz konusu vakfa başvurarak, 'Kızımız para için sizi arayacaktır. Lütfen yerini bize bildirin' demiş.

Özlem Y. bir süre sonra bursunu almak için vakfı aramış. Kızın yerini öğrenen vakıf yöneticileri de hemen ailesine haber vermiş. Bunun üzerine genç kız Adana'nın Ceyhan ilçesinde emniyet tarafından gözaltına alınmış.


http://medya.zaman.com.tr/2008/08/09/yalanhaber1.jpg

Poliste verdiği ifadede de, arkadaş ortamında tanıştığı evli olan Adem M. isimli başka bir şahısla kendi rızasıyla birlikte olduğunu ve hamile kaldığını anlatmış ve şikâyetçi de olmamış.

Daha sonra ailesinin yanına gelen Özlem Y. burada ifade değiştiriyor ve kendisini ihbar eden vakıf çalışanı Z.İ.'nin kendisine tecavüz ettiğini iddia ederek savcılığa başvuruyor.

Bunun üzerine Z.İ. gözaltına alınıyor ve tutuklanarak cezaevine gönderiliyor. Z.İ.'nin eşi T.İ. "Kızın bulunduğu yeri ailesine söyleyen eşime iftira atıldı. Yalan haberler hakkında yasal hakkımızı kullanacağız." dedi.

Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığı, vakıf hakkında, cinsel istismar iddialarıyla ilgili olarak soruşturma başlattı.




Zaman

Hüdaverdi 08-18-2008 20:14

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img113.imageshack.us/img113/571/aafp8.jpg


[B]Cumhuriyet baltayı taşa vurdu!


Cumhuriyet'te 11 Ağustos'ta çıkan MİT içinde CIA emrinde ajan olarak çalıştığı şeklindeki haber üzerine ünlü sinema sanatçısı Kadir İnanır'ın avukatı Armağan Güner imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı...

Açıklamada şöyle denildi.


Cumhuriyet Gazetesi'nde 11 Ağustos'ta çıkan MİT içinde CIA emrinde ajan olarak çalıştığı şeklindeki haber üzerine ünlü sinema sanatçısı Kadir İnanır’ın avukatı Armağan Güner imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, iddianın tümüyle gerçek dışı olduğu kaydedildi.

“Sembol bir isimdir”

Açıklamada şöyle denildi: "Müvekkil hayatını sanata ve sinemaya adamış, 40 yıldır sürdürdüğü sanat hayatında 184 filmde başrol oynamış ve Türk sinemasına ölmez eserler kazandırmıştır. Müvekkil Kadir İnanır, Türk sinemasına verdiği hizmetler nedeniyle 'sanatçı' kimliğinin sembol isimlerinden biridir ve özel yaşantısını da bu kimliğin saygınlığını koruyacak şekilde sınırlandırarak sürdürmektedir. Esasen vefekâr milletimizin gönlünde taht kurmasının ve seneler boyu burada kalmasının da yegane sebebi budur; sanatçı olmak sadece sanata hizmet etmek ve sanatçı gibi yaşamak.. Belirtilen nedenlerle müvekkilin sanat dışında ve sanatçı kimliği ile bağdaşmayan bir konu ile ilişkilendirilmeye çalışılması abesle iştigaldir. Özellikle; Gladio, CIA ajanları gibi sıfatların, müvekkil ile uzak yakın hiçbir ilişki yoktur, olamaz."


BUGÜN
17 / 08 / 2008




Hüdaverdi 08-19-2008 17:49

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img169.imageshack.us/img169/6128/adszht5.png

http://img386.imageshack.us/img386/8391/113378hu9.jpg

[B]Bir 'TÜRK' gazetesi bunu yapar mı?


Ulusalcı çizgide yaptığı yayınlarla bilinen Akşam Gazetesi bugün öyle bir habere imza attı ki olmaz olsun böyle ulusalcılık dedirtecek cinsten.

Uzun yıllar dış politikada üstüne ölü toprağı serpilen ve sürekli masadan kaçan Türkiye, son dönemde dış politikada müthiş bir atağa kalktı. Özellikle bölgesindeki bir çok ülke ile yakın ilişkiler geliştiren Türkiye, küçük büyük demeden tüm dünya ülkeleri yakın ilişkiler kurmak için geceli gündüzlü çalışıyor.

Tüm dünyanın alkışladığı bu çalışma, ne acı ki Türkiye’deki bir kısım medya tarafından ısrarla görülmüyor ya da saptırılıyor.



http://resim.samanyoluhaber.com/resi...anset_1908.jpg


Bunun son örneğini ise Türkiye’de yayın yapan,Türkler tarafından satın alınan ve Türk olarak bildiğimiz bir gazete yaptı. Bu gazete AKŞAM GAZETESİ.

“İşbirliği bahane destek şahane”
başlığı ile haberi manşetten veren gazete, Cumhurbaşkanı Gül’ün ev sahipliğinde yapılan Türkiye - Afrika İşbirliği Zirvesi’ni öyle bir haberleştirdi ki okuyanlar gözlerine inanmakta zorlandılar. Dünyanın gıpta ile takip ettiği zirveyi küçümser bir edayla yazan gazete, zirvenin aslında bir film olduğunu ve Türkiye’nin bu zirvedeki asıl amacının, BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üyelik için Afrika’dan destek aradığını yazdı.

Birkaç yıl öncesine kadar Afrika ülkelerinde ismi bile duyulmayan Türkiye’nin, diğer gelişmiş ülkeler gibi Afrika’ya yakın ilgi göstermesi, birçok alanda işbirliğine girmesi belli ki Akşam Gazetesi’ni çok rahatsız etmiş. Bu rahatsızlığın sebebini anlamakta güçlük çeken kamuoyunun ilk yorumu ise,bu haberi bir Türk gazetesi yapamaz şeklinde oldu.

SAMANYOLUHABER

19.Ağustos.2008 15:56:45

Hüdaverdi 08-19-2008 20:56

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
[B]star haber azdıkça azıyor,kaşıyıcı arıyor

Ankara Keçiören'de dükkanını geç kapattığı için belediye görevlileri tarafınca dövülen kişinin dayak yeme sebebini star haber ''alköl satığı için öldürüsiye dövüldü'' diye haber yaptı az önce.

O değil adamla röportaj yapıyor bu adi şereften yoksun kişiler,daya yiyen dahi ''neden geç kapatıyorsun bizim başımız belaya giriyor'' dediler diye muhabire cevap veriyor.Buna rağmen star haber şerefsizliğini gösterip ''alköl sattı diye dayak yedi'' haber yapmasına bilmem ne demeli ?

Görüntülerde dahi dayak atan kişiler esnafın dondurma dolabını dükkanın içine atıyor,buda dükanı geç kapattığı için dayak attıklarını gösteriyor.Söz konusu içki olsaydı içkileri kırmazlar mıydı ?

Bunlar bu kadar adi,bu kadar çirkef,bu kadar hayvandan daha aşağı mahluk...

hipermuhafazakar 08-20-2008 17:09

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
CHP VE ERGENEKON YANLISI SABATAYCI MEDYA !!!

Hüdaverdi 08-21-2008 16:22

Tahammülsüzlüğün bu kadarına da pes !
 
http://img49.imageshack.us/img49/5058/adszdk2.png

http://img49.imageshack.us/img49/2263/113644dr4.jpg

[B]Tahammülsüzlüğün bu kadarına da pes !


Pekin Olimpiyatları'nda güreşçimiz Ramazan Şahin'in altın madalya almasına sevinemediğini belirten Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, bakın nelere takmış...

Mustafa Mutlu'nun Vatan Gazetesi'ndeki yazısı...

DEVŞİRME SPORCUDAN ÇEÇEN ZAFER İŞARETİ

“Olimpiyatlarda kötü gidişe sonunda dur dedik ve Dağıstan asıllı devşirme güreşçi Ramazan Şahin’le ilk altın madalya sevincini yaşadık...” Yukarıdaki cümle gerçek duygularımı yansıtmıyor! Çünkü sevinmek bir yana, asıl adı Ramazan İrbayhanov olan bu güreşçinin, şampiyon olduktan sonraki tavırlarını izlerken dondum kaldım. Önce tüm saflığımla, dinciliğinin ilanı olan sakalını, galibiyetten sonra minderde secdeye varmasını anlayışla karşılaşmaya çalıştım. Ama tam o sırada, bu güreşçinin Karadeniz’de gemi kaçıran Çeçen militanları andıran antrenörünü gördüm... Ve galibiyeti ilan edildiği anda havaya kalkan elinin işaret parmağını... O işaret, bir yerlerden fazlasıyla tanıdık geldi bana... Bu işlerden anlayan arkadaşlara sordum, “İBDA-C işareti” dediler! Ama işin gerçeği öyle değil! Yukarıdaki fotoğraflardan biri Ramazan Şahin dün bu işareti yaptığı sırada çekildi... Diğeri ise 22 Haziran 2007’de, Beşiktaş’taki adliye binasının önünde... İBDA-C’nin lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun duruşması vardı o tarihte... Adliyenin bahçesinde toplanan İBDA-C taraftarları, baş ve işaret parmaklarını kaldırarak cezaevi aracından indirildiği sırada selamlamıştı Mirzabeyoğlu’nu.

AŞIRI DİNCİ MİLİTANLARIN İŞARETİ

Aynı işareti 5 Şubat 2006’da da görmüştüm televizyon ekranlarından... Trabzon’da rahip Santoro’yu öldürdüğü iddiasıyla yargılanan 16 yaşındaki O. A., duruşma sonrasında cezaevine götürülürken aracın penceresinden gazetecilere bu işaretle poz vermişti. Ramazan Şahin’in dün yaptığı o işaret ise İBDA-C’nin işaretini andırmakla birlikte farklı bir anlam taşıyor. Çeçenistan’daki aşırı dinci militanların işareti bu. Zaten spor camiamız için de yeni değil... 2000’deki Sidney Olimpiyatları’nda judoda altın madalya kazanan Çeçen asıllı sporcumuz Hüseyin Özkan da kürsüde ayrı işareti yapmıştı. Ama yöneticiler hemen devreye girmiş ve “Hüseyin’in kötü bir amacı yoktu” diyerek olayın üzerini kapatmışlardı.

DİNCİ SİYASETİN GÖLGESİ DÜŞTÜ

Tamam dünkü altın madalyaya kadar olimpiyatlarda büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorduk ve başarıya gerçekten çok ihtiyacımız vardı... Ama böylesi bir zafere kesinlikle “dinci siyaset”in gölgesi düşmemeliydi... Türkçe konuşamayan, kürsüye çıktığında çalınan İstiklal Marşı’nı bile anlayamayan... Ve bu yüzden etrafa boş boş bakınan ve asıl kimliklerinden asla sıyrılamayan sporcularla gelmemeliydi özlediğimiz başarı... Dinci direnişçilerin sembollerinden medet uman anlayışla gelmemeliydi... Tribünde oturan milletvekillerinin, genel müdürlerin, federasyon başkanlarının, teknik adamların bu tür mesajlaşmalara göz yummalarıyla... Ulusal değerlerimizden taviz vermeleriyle gelmemeliydi!

SEVİNMEK ÇEÇENLERİN HAKKI

İşte bu yüzden... Dünkü madalyayı Türkiye’nin hanesine yazanlara katılamıyor ve sevinemiyorum! Olsa olsa, Çeçenler’in madalyasıdır bu... Sevinmek, onların hakkı!


samanyoluhaber
21.Ağustos.2008

Hüdaverdi 08-21-2008 16:24

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
Hem din düşmanı,hem ırkçı,hem müslüman Çeçen halkına karşı kin besliyor,hem insanların görünüşüne göre yorumlar yapıyor.Acaba kendisi Türk mü ? Yoksa rus eniği mi ? Merak ediyorum.

Hüdaverdi 08-21-2008 16:32

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img111.imageshack.us/img111/8346/adszmp9.png

http://img228.imageshack.us/img228/2249/aaio2.jpg

[B]Sadece Cumhuriyet yayınladı


DHKP-C lideri Dursun Karataş'ın ailesi tarafından verilen taziye teşekkürürü ilanını sadece Cumhuriyet gazetesi yayınladı.


İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan ve Hollanda'da kanserden ölen yasadışı DHKP-C lideri Dursun Karataş'ın ailesi tarafından verilen taziye teşekkürürü ilanını sadece Cumhuriyet gazetesi yayınladı.


http://img135.imageshack.us/img135/6919/cumhurivu2.jpg

Türkiye'de Sabancı suikastı, Hiram Abas, emekli Yarbay Ata Burcu, emekli Orgeneral Hulusi Sayın, emekli Oramiral Kemal Kayacan süikastleri gibi pek çok kanlı eylemi gerçekleştiren DHKP/C terör örgütünün elebaşı Dursun Karataş, 12 Ağustos'ta ölmüştü. Karataş, 15 Ağustos'ta da DHKP/C'lilerin sloganları arasında defnedilmişti.

Cenazenin ardından PKK'nın da içinde olduğu pek çok yasa dışı terör örgütü başsağlığı mesajları yayınlamıştı.

Karataş ailesinin bu mesajlara teşekkür için yayınladığı taziye teşekkürü ilanını sadece Cumhuriyet gazetesi tarafından yayınlanması dikkat çekti.



samanyoluhaber
21.Ağustos.2008

hipermuhafazakar 08-21-2008 19:34

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
vay gözü dönmüş gizli amerikan tüfekleri vay...daha öncedende bunlar ortaya çıkmııştı !

http://img229.imageshack.us/img229/372/34636910ea4.jpg

http://img229.imageshack.us/img229/1948/71839213uc1.jpg

Hüdaverdi 08-22-2008 19:15

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img124.imageshack.us/img124/2...m306001fl9.jpg

[B]Hürriyetçilerin Hz. Ömer'e Saygısızlığı


Hürriyet Gazetesinin hafta sonu ilavelerini yapan otuz kişilik ekibin Bebek Ambassador'daki toplantısına katılan Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök büyük bir gafa imza attı.


Gazetenin ağırlıklı olarak cinsel konuları işleyen yazarı Ayşe Arman'ın "eşi Ömer'in adını sağ göğsüne dövme yaptırdığını" belirtmesi ve bu dövmeyi herkese göstermesi üzerine tartışmalar çıktı. "Ayrılırsanız ne olacak?" eleştirileri üzerine tartışma uzayıp giderken Özkök duruma el koyarak -güya- pratik bir çözüm yolu gösterdi;

"Ne var canım!. Ayrılırlarsa Ömer'in başına bir Hz. koyar olur biter... Benim inancım der, geçer gider..."

Bu olayı köşesine taşıyan Arman'ın yazdığına göre Özkök'ün bu esprisi (!) üzerine tartışma kahkahalarla bitmiş.

Adaletiyle nam salan halife Hazreti Ömer'i içki muhabbetine "meze" yapmaya çalışan Arman ve Özkök'ü kınıyor, cinsel bunalımlarına dinsel espri bulmaktan vazgeçmelerini ve Müslümanların inancına en azından saygılı olmalarını diliyoruz.

Rıfat Yörük-Yorum-habervaktim.com


Hüdaverdi 08-28-2008 11:33

Çok güzel bir haber...
 
Milliyet.com.tr RTÜK'ün filtresine takılıyor?


Milliyet yine sınıfta kaldı! Milliyet'in Türkiye porno aramalarında lider haberini Gazeteciler.com yalanlıyor! İşte asıl gerçek

GAZETECİLER

Türkiye "porno" da gerçekten zirvede mi? İşte bu konuda yapılan bir çok araştırma bu haberi yalanlıyor. Eğer Milliyet, Türkiye'deki internet kullanıcı rakamlarını ve en çok ziyaret edilen siteleri gözönüne alsaydı bu büyük hataya düşmeyecek kamouyonu da yanlış yönlendirmeyecekti! Nasıl mı? İşte istatistiklerle Türkiye'nin internet gerçeği;

Türkiye, arama motorlarında en çok "porno" araması mı yapıyor? Aslında bu soruya en iyi yanıt, bugüne kadar yapılan bir kaç araştırma da ortaya konulmuş durumda. Eğer haberi derleyen muhabir ve haberi internet sitesine aktadar editör, zahmet edip bu konuda biraz araştırma yapmış olsaydı ve daha önemlisi de biraz internet bilgisi olsaydı böyle bir hataya düşmeyecekti. İşte Gazeteciler.com'un derlediği rakamlarla Türkiye'deki internet gerçeği;

İnternet'te dünya 16. sıradayız!
Bugüne kadar yapılan ve ayağı yere basan bir kaç araştırma dan derlediğimiz rakamlar, Türkiye'nin internet kullanımında bir çok gelişmiş ülkenin çok daha gerisinde olduğunu gösteriyor. 2007 yılı Ocak ayı verilerine göre internet kullanımında Türkiye, dünya sıralamasında 16. sırada yer alıyor ve nüfusun sadece yüzde 21.1'i internet kullanıyor.

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Umur Işık'ın "Türkiye'de internet kullanımı" başlıklı çalışmasında yer alan bir başka analize göre de ABD'de 210, Çin'de 132, Japonya'da 86, Almanya'da 50, İtalya'da 30, Türkiye'de ise 16 milyon internet kullanıcısı bulunuyor. ABD'de nüfusun yüzde 69.9'u internet kullanırken Japonya'nın yüzde 67.1'i, Güney Kore'nin yüzde 66.1'i, İtalya'nın yüzde 51.7'si, Türkiye'nin ise yüzde 21.1'i internet kullanıyor. İnternet World Stats'ın 2008 yılının Ağustos ayı verilerine göre ise Türkiye'deki internet kullanımı oranı yüzde 22.5..! Bu rakam Avrupa'daki toplam internet kullanımının yüzde 4.6'sını tüm internet kullanımının ise sadece yüzde 1.09'unu oluşturuyor. Dünya genelindeki toplam internet kullanıcı sayısı ise yine 2008 yılı İnternet World Stats verilerine göre yaklaşık 1 milyar 464 milyon civarında.

Google arama seçenekleri
Tüm bu rakamlar göz önüne alındığında Türkiye'nin toplam yüzde 1.09'luk bir internet kullanım oranıyla, herhangi bir kelimede arama motorları sıralamasında dünya zirvesinde olma ihtimali bir hayli düşük. Pekala Milliyet'in yaptığı araştırma da elde edilen sonuç nasıl ortaya çıkıyor?

İşin sırrı "sayılara yalan" söyletmekte!
Milliyet muhabirinin araştırmayı yaparken dikkate aldığı değerler ve ortaya çıkan sonuçlar her ne kadar gerçeği yansıtıyor gözükse bile durum gözükenden çok daha farklı.


Fransızca kökenli olan "porno" kelimesinin konuşma dilindeki kullanımı ülkeden ülkeye farklılık arzediyor. Bu kelimenin arama motorlarındaki kullanımı da buna parelel olarak değişiyor. Örneğin Fransızlar, Google.fr'de Türk Dil Kurumu'nun internet sözlüğünde "ahlaka aykırı düşen, pornografi" anlamı taşıyan ve Türkçe'deki kullanımı "porno" olan kelimeyi "porn" olarak arıyor. Bu kullanım İngiltere, Amerika başta olmak üzere resmi dili İngilizce olan ülkelerde de aynı. Yani İngililtere'de ya da Amerika'da pornografik içerikli internet aramalarında "porno" yerine kullanıcılar "porn" kelimesini kullanıyor.

Türkiye pornografi de zirvede değil!
Tüm bunlar göz önüne alındığında Türkiye'nin internet aramalarında "porno" kelimesinde ilk sırada çıkması bu açıdan doğal. Eğer Milliyet, bu araştırmayı yaparken yaptığı sıralamada Türkiye'yi izleyen diğer ülkelere dikkat etseydi, biraz önce belirttiğimiz gerçeği rahatlıkla anlayabilirdi. Çünkü Türkiye'yi izleyen ülkeler, Türkiye gibi pornografik aramalarda "porn" yerine daha çok "porno"yu kullanıyor.

Türkiye kadar Milliyet'te sabıkalı!
Şimdi sıkı durun! Milliyet'in "Türkiye pornoda lider" haberinin ardından gazeteciler.com'un "Türkiye'deki internet kullanımı" başlıklı bir diğer çalışmasından çarpıcı bir örnek verelim! Milliyet gazetesinin resmi web sitesi, Telekom ve RTÜK'ün, internet kullanıcılarının pornografik içeriğe ulaşılmaması için her eve önerdiği koruma filitrelerinde kelimenin tam anlamıyla sınıfta kaldı. Yani koruma filtreleri, Millliyet'i Türkiye'de kullanımı yasaklı bir çok pornografik siteyle eşdeğer tutuyor. Bir diğer ifadeyle Türk Telekom ve RTÜK, Milliyet'in içeriğinin başta çocuklar olmak üzere yetişkin çağa gelmemiş bireylerin akıl ve ruh sağlığı için oldukça tehlikeli buluyor! Bizden söylemesi...

Hüdaverdi 09-06-2008 11:46

Kartel Basının Yalan ve Çirkef Haberler Arşivi
 
http://img165.imageshack.us/img165/1777/adszym6.png

http://resim.samanyoluhaber.com//hab...6/6/115661.jpg

Akman: Almanya'ya giriş yasağım yok

Hürriyet'e tokat Almanya'dan geldi

Hürriyet Gazetesi'nin RTÜK Başkanı Zahid Akman hakkında, Almanya’ya giriş yasağına ilişkin haberi Alman resmi makamlarınca yalanlandı. İşte belgeler:


http://www.hizliresim.com/2008/9/6/881.jpg


Hürriyet Gazetesi’nin Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman hakkında, Almanya’nın Main-Taunus Bölge Yabancılar Dairesi’nin, mali suç işlediği gerekçesiyle Almanya'ya girişini 5 yıl yasaklandığına ilişkin haberi Alman resmi makamlarınca yalanlandı.

Hürriyet’in, RTÜK Başkanı Zahid Akman hakkında bugün manşetten, “Almanya’ya girişi yasak” başlığı ile verdiği haberi yalanlayan Almanya Main-Taunus Kaymakamlığı, Akman’ın Almanya’ya girişi ile ilgili böyle bir yasaklamanın olmadığının altını çizdi.

Main-Taunus Kaymakamlığı'ndan yapılan resmi açıklamada, “Almanya ikamet yasasının 11. Maddesi gereği sadece yurtdışı edilmeleri ve yurt içine giriş reddi gibi durumlarda verilen, “yurt içine giriş yasağı” söz konusu değildir ve bu yönde de herhangi bir talimat mevzubahis değildir.” denildi.


HÜRRİYET BİLİNÇLİ OLARAK KARALIYOR!

Hürriyet’in Alman resmi makamlarınca yalanlanan haberi hakkında bir açıklama da Zahid Akman’ın avukatı olan Ali Yıldız’dan geldi. Müvekkili Zahid Akman’ın Hürriyet Gazetesi tarafından bir süredir kasıtlı bir şekilde karalanıp bir dizi iftira ve iddiaya maruz bırakıldığını söyledi.

Yıldız yaptığı yazılı açıklamada, Hürriyet Gazetesi’nde Akman'ın Almanya'ya girişinin yasaklandığına dair haberin yer aldığını anımsattı. 5 Eylül 2008 tarihli Main-Taunus-Kreis Kaymakamlığı Yabancılar Dairesi tarafından düzenlenen belgenin ellerinde olduğunu ifade eden Yıldız, belgede Akman'ın Almanya'ya girişine ilişkin ''en küçük bir yasal engel bulunmadığının görüldüğünü'' belirtti.

Yıldız, açıklamasında şunları kaydetti: ''Müvekkilimin Almanya'ya girişine ilişkin en küçük bir yasal engel bulunmazken kasıtlı olarak karalamaya yönelik iddia ve iftiralara devam edilmesi hangi yayıncılık ilkesiyle bağdaşmaktadır? Bu yazı ve tercümesi incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilim hakkında Alman makamlarınca verilmiş bir yasak ya da tedbir kararı bulunmamaktadır. Söz konusu iddialara ilişkin olarak, bugüne kadar çeşitli basın yayın organlarında yapılmış olan tüm haberler kamuoyunun önünde şeffaf bir biçimde tekzip edilmiş, mahkeme kararlarıyla bu iddiaların gerçeğe aykırı olduğu tespit ve tescil edilmiştir.

Gerçeğe aykırı bu iddia ve beyanlar aynı zamanda Türk Ceza Kanunu'nun 267. maddesi vesair hükümleri gereği suç oluşturmaktadır. Müvekkilim hakkında kamuoyunda yanlış bir kanaat oluşmasını sağlayacak şekilde kullanılan ve kullanılacak olan iddia ve beyanlara karşı hukuki ve cezai müeyyidelerin uygulanması için yasal yollara başvuracağız.''


AKMAN: İFTİRALARIN HESABINI YARGI SORACAK

Yıldız, belgede, ''Almanya İkamet Yasası'nın 11. maddesi gereği sadece yurt dışı edilmeleri ve yurt içine giriş reddi gibi durumlarda verilen 'yurt içine giriş yasağı' söz konusu değildir ve bu yönde de herhangi bir talimat mevzu bahis değildir'' denildiğini bildirdi.

http://www.resimyuklet.net/yuklenenr...1220660598.jpg

Öte yandan dün hakkındaki iddialarla ilgil sert bir açıklama yapan ve konuyu yargıya taşıyacağını söyleyen RTÜK Başkanı Zahid Akman da yaptığı açıklamada, belgeden durumun açıkça anlaşıldığını belirtti. Akman, ''Bu iftiraların hesabını sormak için yargı önünde gerekli girişimlerde bulunacağız'' diye konuştu.


İŞTE HÜRRİYET'İ YALANLAYAN RESMİ BELGE:

http://www.resimyuklet.net/yuklenenr...1220660583.jpg

Hürriyet Gazetesi'nin RTÜK Başanı Zahid Akman, için Alman resmi makamlarına dayandırarak verdiği, "Main-Taunus Bölge Yabancılar Dairesi Akman’ın geçtiğimiz yıl mayıs ayından 2012 yılının mayıs ayına kadar 5 yıl Almanya’ya girişini yasakladı." haberi aynı makamlarca yalanlandı. Hürriyet'i yalanlayan açıklamanın 'yeminli Türkçe tercümesi' şöyle; “Almanya ikamet yasasının 11. Maddesi gereği sadece yurtdışı edilmeleri ve yurt içine giriş reddi gibi durumlarda verilen, “yurt içine giriş yasağı” söz konusu değildir ve bu yönde de herhangi bir talimat mevzubahis değildir.



06 09 2008 00:01
(Haber 7)



Hüdaverdi 09-23-2008 20:53

http://img99.imageshack.us/img99/831/resim352041xh1.jpg

Adalet Bakanlığı'ndan Cumhuriyet gazetesine yalanlama

Cumhuriyet gazetesinde yer alan "Yargıç Övüç'ün odası arandı'' ''Gözdağı gibi baskın" haberi Adalet Bakanlığı tarafından yalanlandı.


Bugün gazetede yer alan haberin ardından Adalet Bakanlığı yazılı açıklamada bulunarak, "'Cumhuriyet Gazetesi'nin bugünkü baskısında birinci sayfadan, "Yargıç Övüç'ün odası arandı - Gözdağı gibi baskın" devamında da "Yargıca 6 müfettişle baskın" başlıklarıyla yayımlanan haberde gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Haberde, 'Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tazminat ödemesine karar veren hakimin odasının, bir başka davada gerekçeli kararı geç yazdığı için 22.09.2008 tarihinde, 6 müfettiş tarafından basılarak arandığı' iddia edilmektedir. Haberde geçtiği gibi adalet müfettişlerinin, 22.09.2008 tarihinde ya da öncesinde adı geçen hakimin odasına baskın yaptığı iddiası kesinlikle doğru değildir." denildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ocak-Mayıs 2008 döneminde Kartal adalet daireleri ve hakimliklerinde gerçekleştirilen olağan denetim sırasında 8 müfettiş tarafından bütün hakim ve savcıların işlemleri denetlenmiştir. Bu denetimler sırasında haberde adı geçen hakimin 207 davanın gerekçeli kararlarını 15 günlük yasal süresinde yazmayıp 1 ay ile 6 ay arasında değişen sürelerle geciktirdiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine hakim hakkında süresinde yazılmayan gerekçeli kararların fazla olması ve gecikme sürelerinin uzun olması nedeniyle 1 başmüfettiş tarafından soruşturma yapılmıştır. Soruşturma sonucunda görevi ihmal suçundan kovuşturma yapılması ve disiplin yönünden gereğinin takdiri için dosyanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na gönderilmesi 30.06.2008 tarihli olurla uygun görülmüştür. Rutin denetim sonucunda yapılan bu soruşturmanın ve hazırlanan müfettiş raporunun, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki davayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yasalar çerçevesinde bütün hakim ve savcılar hakkında yapılan olağan bir denetim işlemi, yanlış tarih ve bilgilerle 'baskın' şeklinde sunulmuş ve ilgisiz bir davayla irtibat kurularak haberleştirilmiştir.''

(CİHAN)

hipermuhafazakar 09-28-2008 23:28

Zahit Akman^da Hürriyete verilmek üzere elimde 11 tane tekzip var diyordu, canlı yayına çağırıyordu

FarukARSLAN. 10-15-2008 17:45

Uğur Dündar'ın Aktütün'de Öğretmen Yok Yalanı
 
Her defasında en küçük detayda dahi devlete silah doğrultmayı kendine yeğleyen kartelin asparagas araştırmacısı Uğur Dündar'ın PKK'nın ekmeğine yağ sürdüğünün farkında olmadan(!) 17 şehit veridğimiz Aktütün'de okulda öğretmen olmadığını haber yapıp küçük çocukları 'okulumuzda öğretmenimiz yok' dedirtmişti..

Hüdaverdi 11-06-2008 20:12

http://img230.imageshack.us/img230/2223/adszcu5.png

http://img45.imageshack.us/img45/3727/118109yc1.jpg

HER TARAFI YALAN !!!


Din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmeni Mehmet Yıldız, basında yer alan haberler suç duyurusu kabul edilerek 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada beraat etti.



Yaklaşık 1,5 yıl süren dava sonucunda, Mehmet Yıldız'ın, kitabın dağıtıldığı ileri sürülen 23 Nisan 2007'de Türkiye'de olmadığı da ortaya çıktı.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), 15 Mayıs 2007'de Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyerek Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda, Namaz Gönüllüleri Platformu tarafından hazırlanan 'Dinin Direği Namaz' isimli kitabın dağıtıldığını ileri sürdü. '27 Nisan e-muhtırası' olarak kayıtlara geçen Genelkurmay bildirisinin ardından ortaya atılan bu iddia özellikle Doğan Grubu gazetelerinde genişçe yer aldı. Hürriyet, 'Okulda cihat propagandası iddiası', Milliyet, '23 Nisan'da öğrencilere namaz kitabı', Radikal ise 'Türkiye, Denizli olmasın' manşetiyle iddiayı kamuoyuna duyurdu. Haberlerin ardından Denizli Valiliği olayı soruşturmak üzere müfettiş görevlendirdi. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı ise basında yer alan haberleri suç duyurusu kabul ederek 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Ancak müfettişler davanın sonucunu beklemeden Yıldız'a idari para ve kınama cezası verdi. Yıldız, evinin yakınında bulunan ve başmüdür yardımcısı olarak görev yaptığı Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'ndaki görevinden alınarak, uzak bir mahalledeki Dr. Bekir Sıddık Müftüler İlköğretim Okulu'na öğretmen olarak atandı.


Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 1,5 yıl süren yargılamanın ardından Yıldız'ın kendi branşıyla ilgili kitabı bazı öğrencilere dağıtmış olmasının görevi kötüye kullanma suçu oluşturmayacağına karar verdi. Mahkeme, yaptığı araştırmada, Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olan, çalışkanlığından dolayı maaş mükafatı, üç takdir ve üç teşekkür belgesi verilen Yıldız'ın dağıttığı iddia edilen kitap hakkında yasaklama ve toplatma kararı olmadığına işaret etti. Mahkeme kararında şöyle denildi: "Söz konusu kitap, dosyada mevcut yazı ve raporlardan anlaşılacağı üzere İslâm dini ve dinin emirlerinden olan namazla ilgilidir. Kitabın bazılarımızca beğenilmemesi veya uygun görülmemesi, böyle bir suçu oluşturmasını gerektirmeyeceği anlaşılmakla sanığın beraatine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır." Yıldız, mahkemeye sunduğu belgelerde kitabın dağıtıldığı iddia edilen 23 Nisan'da yurtdışında (Suriye'de) olduğunu, izin ve pasaport belgeleriyle ispatladı.

Memur Sendikaları Konfederasyonu'na bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Denizli Şube Başkanı Ahmet Sert, Yıldız'ın yalan bir bilgi sebebiyle linç edildiğini söyledi. Eğitim-İş'in olaylarda siyasi davrandığını ifade eden Sert, ilgili sendikanın "çamur at, izi kalsın" mantığıyla hareket ettiğini söyledi. Sert, Yıldız'ın bütün haklarının iade edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

RESUL CENGİZ- ZAMAN


23.Eylül.2008 05:38:25



Hüdaverdi 11-06-2008 20:16

http://img230.imageshack.us/img230/3669/adszak9.png

http://img45.imageshack.us/img45/338/118109fo0.jpg

Adalet Bakanlığı'ndan yalanlama


Cumhuriyet gazetesinde yer alan "Yargıç Övüç'ün odası arandı'' ''Gözdağı gibi baskın" haberi Adalet Bakanlığı tarafından yalanlandı.



Bugün gazetede yer alan haberin ardından Adalet Bakanlığı yazılı açıklamada bulunarak, "'Cumhuriyet Gazetesi'nin bugünkü baskısında birinci sayfadan, "Yargıç Övüç'ün odası arandı - Gözdağı gibi baskın" devamında da "Yargıca 6 müfettişle baskın" başlıklarıyla yayımlanan haberde gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Haberde, 'Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tazminat ödemesine karar veren hâkimin odasının, bir başka davada gerekçeli kararı geç yazdığı için 22.09.2008 tarihinde, 6 müfettiş tarafından basılarak arandığı' iddia edilmektedir. Haberde geçtiği gibi adalet müfettişlerinin, 22.09.2008 tarihinde ya da öncesinde adı geçen hâkimin odasına baskın yaptığı iddiası kesinlikle doğru değildir." denildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ocak-Mayıs 2008 döneminde Kartal adalet daireleri ve hâkimliklerinde gerçekleştirilen olağan denetim sırasında 8 müfettiş tarafından bütün hâkim ve savcıların işlemleri denetlenmiştir. Bu denetimler sırasında haberde adı geçen hâkimin 207 davanın gerekçeli kararlarını 15 günlük yasal süresinde yazmayıp 1 ay ile 6 ay arasında değişen sürelerle geciktirdiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine hâkim hakkında süresinde yazılmayan gerekçeli kararların fazla olması ve gecikme sürelerinin uzun olması nedeniyle 1 başmüfettiş tarafından soruşturma yapılmıştır. Soruşturma sonucunda görevi ihmal suçundan kovuşturma yapılması ve disiplin yönünden gereğinin takdiri için dosyanın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na gönderilmesi 30.06.2008 tarihli olurla uygun görülmüştür. Rutin denetim sonucunda yapılan bu soruşturmanın ve hazırlanan müfettiş raporunun, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki davayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yasalar çerçevesinde bütün hâkim ve savcılar hakkında yapılan olağan bir denetim işlemi, yanlış tarih ve bilgilerle 'baskın' şeklinde sunulmuş ve ilgisiz bir davayla irtibat kurularak haberleştirilmiştir.''

SAMANYOLUHABER
23.Eylül.2008

Hüdaverdi 11-06-2008 20:20

http://img230.imageshack.us/img230/9051/adszth6.png

http://img230.imageshack.us/img230/6985/118109lq2.jpg

MEB'den Radikal'in haberine yalanlama


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Radikal Gazetesi'nde bugün yayınlanan "Felsefe dersinin ruhuna el Fatiha" başlıklı haberi yalanladı.



Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, MEB tarafından yürütülen program geliştirme çalışmalarında "katılımcılık" ilkesi gereği ilgili akademik ve sosyal paydaşların görüşleri alındıktan sonra olgunlaştırılan taslak programların Talim ve Terbiye Kurulu'nda görüşülerek karara bağlandığı hatırlatıldı. Açıklamada, 1993 yılından beri uygulanmakta olan mevcut felsefe öğretim programının da öğrenci merkezli eğitim yaklaşımına uyarlanması için Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından Kayseri'de bir grup akademisyen ve öğretmenden oluşan özel bir ihtisas komisyonu kurulduğu belirtildi.

Diğer derslerde yapıldığı gibi bu dersin de taslak programı, ilgili akademik ve sosyal paydaşların görüş ve değerlendirmelerine sunulduğunun vurgulandığı açıklamada, "Bu taslağın henüz resmi bir geçerliği bulunmamaktadır. Bu yaklaşım gereği, kendilerinden görüş istenen birçok akademik ve sosyal paydaşın taslak metni tamamlayıcı, geliştirici nitelikteki önerileri Bakanlığımıza ulaşmış ve bu öneriler takdire şayan bulunmuştur. Ancak kendilerinden görüş istenen bazı paydaşların ise program taslağına katkıda bulunmak yerine henüz resmi geçerliği bulunmayan bu taslağı kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuş gibi basın üzerinden tartışmaya açmaları demokratik katılımcılık kültürüne uygunsuzluğu açısından dikkat çekicidir. Belirtilen gazete haberinde verilen ve taslak metinden alıntılanan bazı içeriklerin 1993 tarihli felsefe dersi programında da bulunduğu halde bunların şimdiye kadar haber konusu edilmeyerek, bu konulara ilk defa yer veriliyormuş gibi kamuoyunun dikkatine sunulması meslek ilkelerine uygun olmadığı düşünülmekte ve iyi niyetle bağdaşmamaktadır. Konu ile ilgili çalışmalar Bakanlığımızın ilgili birimlerinde gerekli bilimsel ciddiyet içinde sürdürülmekte olup çalışmalar tamamlanınca kamuoyuna duyurulacaktır. Bu aşamada taslak metinler üzerinde yapılan spekülasyonlara itibar edilmemesi önem arz etmektedir. Durum kamuoyunun bilgisine önemle arz edilir." ifadeleri kullanıldı.

CİHAN

Hüdaverdi 11-06-2008 20:23

http://img354.imageshack.us/img354/2406/adszhj2.png

http://img84.imageshack.us/img84/3939/118109kw7.jpg

MEB'den Star TV'ye yalanlama


Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Star TV'de yayınlanan Aktütün ilköğretim okulunda öğretmen olmadığı haberlere yalanlama geldi.



Star TV'de yayınlanan 'Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları' haberlere Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yalanlama geldi.

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları yönündeki iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğu'' bildirildi.

Açıklamada, 4 Ekimdeki hain saldırı sonucu 17 askerin şehit olduğu Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün köyünde, olayı takip eden günlerde bazı televizyonların yaptığı yayınların ve haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek, şöyle denildi:

''Dün ve bugün bazı televizyonların canlı yayınlarında, 'Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları' yönündeki iddialar tümüyle gerçek dışıdır.


Aktütün köyünde 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk günü olan 8 Eylül 2008 Pazartesi günü eğitim-öğretim başlamıştır. Okulda eğitim alan 68 öğrencinin ders kitapları ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Öğretmenleri Cevdet Arıcı ve Kadir Sönmez ile eğitimleri kesintisiz devam etmiştir. Menfur saldırının ardından 6 Ekim 2008 tarihinde her iki öğretmenimiz yerel yöneticilerin bilgisi doğrultusunda ilçe merkezinde 'Okuma-Yazma Teknikleri'' konulu bir günlük seminere alınmışlardır. Televizyonların canlı yayınlarında ekrana getirdikleri 'kapalı okul' görüntüsünün çekildiği tarihte öğretmenlerimiz, 1 günlük seminer programına katılmışlardır.

Özetle, hain saldırının ardından Aktütün köyünde eğitim-öğretim sadece 1 günlük kesintiye uğramıştır. Hal böyleyken Aktütün köyünde eğitim-öğretim olmadığı iddiasıyla canlı yayınlar yapmak, asılsız haber yapmaktan öte öncelikle o köyde büyük fedakarlıkla çocuklarımızı eğitmek isteyen iki genç öğretmenimizin ve eğitim camiasının emeğine yapılmış bir haksızlıktır.''


08.Ekim.2008 17:02:19

Hüdaverdi 11-06-2008 20:26

http://img84.imageshack.us/img84/7273/adszok1.png

http://img84.imageshack.us/img84/1668/118109yj1.jpg

Müfettiş haberi de yalan çıktı


Bir okul müdürü kendisi hakkında, "Allah'a inanmıyor, Ermeni" gibi dedikodular yapıldığını söyleyerek konunun soruşturulmasını istedi.



Bazı gazeteler, şikâyet üzerine yapılan soruşturmayı Milli Eğitim tarafından başlatılmış gibi haber yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin, Antalya Aksu İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Karakaş hakkında 'Allah'a inanmadığı' gerekçesiyle soruşturma başlattığı yönündeki haberler yalan çıktı. Soruşturmanın Milli Eğitim'in değil Müdür Mehmet Karakaş'ın talebiyle yapıldığı ortaya çıktı. Ancak, gazeteler konuyla ilgili haberleri müdürün talebini görmezden gelerek soruşturmayı Milli Eğitim müfettişleri başlatmış gibi sundu. Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, haberlerdeki çarpıtmaya dikkat çekerek şu açıklamada bulundu: "Müdür, bir öğretmen benim hakkımda böyle dedikodular yapıyor diye şikâyetçi olmuş. Müfettişler de müdürün şikâyeti üzerine 'Bunları dediniz mi?' diye sormuş."

Müzik öğretmeni Sevil Ünlü geçen yıl müdür Mehmet Karakaş hakkında 'taciz' suçlamasında bulundu. Daha sonra okul müdürü hakkında, "Allah'a inanmıyor, Ermeni, öğle yemeğinde ayranına rakı katarak içiyor." gibi dedikodular başladı. Bunun üzerine okul müdürü Mehmet Karakaş, Antalya Valiliği'ne bir dilekçe vererek bu dedikoduları kendisini tacizle suçlayan öğretmenin çıkardığını iddia etti. Müdür Karakaş bu iddiaların açıklığa kavuşturulmasını talep etti. Dilekçeyi işleme koyan Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü, olayı araştırması için 2 müfettiş görevlendirdi. Müfettişler de iddiaların araştırılmasını isteyen Mehmet Karakaş'ın dilekçesinde ifade ettiği suçlamaları öğretmenlere sordu.


Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, olayın gazetelerde yer aldığı gibi gerçekleşmediğini açıkladı. Yetkililer, Mehmet Karakaş'ın dilekçesinde kendisi hakkında söylendiğini duyduğu bazı konuların araştırılmasını istediğini belirterek, "Öğretmen bana bunları diyor diye müdür kendisi şikâyetçi olmuş. Müfettişler de müdürün şikâyetine göre 'Bunları dediniz mi?' diye sormuş." açıklamasını yaptı.

Mehmet Karakaş'ın halen İsmail Hakkı Kaya İlköğretim Okulu'nda müdür olarak görev yaptığını anlatan Milli Eğitim yetkilileri, müdürü ve öğretmeni başka yerde görevlendirmenin bu soruşturma ile ilgisi bulunmadığını belirterek şunları kaydetti: "Öğretmenle okul müdürü bu iddialardan ötürü görevden alınmadı. İddialar sübuta ermemiş. Başka suçlar sebebiyle yerleri değiştirilmiş." Okul Müdürü Mehmet Karakaş, konu hakkında konuşmak istemediğini söyledi. Antalya'nın İbradi ilçesindeki bir başka okula tayin edilen müzik öğretmeni Sevil Ünlü ise kendisinin derslerde öğrencilere müdürün inancı ve etnik kökeni hakkında konuştuğu iddialarını yalanladı. Öte yandan mesai arkadaşları, Mehmet Karakaş ve Sevil Ünlü'nün daha önce son derece samimi arkadaş oldukları ve aralarında herhangi bir sorun olmadığını ifade etti.


11.Ekim.2008 08:14:24

Hüdaverdi 11-06-2008 20:32

http://img219.imageshack.us/img219/6923/adsznx5.png

http://img213.imageshack.us/img213/5820/122501pl0.jpg

Bu haber de yalan çıktı - İZLE


Yalan haberi alışkanlık haline getiren bazı basın yayın organları yine bildiklerini okudu.



Henüz taslak halinde olan çalışmayı yasalaşmış gibi gösterdi ve ülke içki yasağına gidiyor haberleri yayınladı. Oysa gerçek öyle değil. Sadece alkollü içki tüketimini özendiren reklamların önüne geçiyor.

Tütün ve Alkol Piyasası yeniden düzenleniyor. Üzerinde 6 aydır çalışılan Taslak son halini aldı.

Buna göre alkol satışı ve kullanımını teşvik artık yasaklanıyor.



ALKOLÜ TEŞVİK YASAKLANIYOR

İlk etapta Türkiye genelinde sayısı 200 bini bulan içki ruhsatı yeniden gözden geçirilecek. Usulsüz içki satanlara ağır cezalar kesilecek.


200 BİN İÇKİ RUHSATLI SATICI VAR

Kamuoyunda çarpıtıldığının aksine alkollü içki satışına ise yasak getirilmiyor. Piyasayı düzenleyen Kurumun Başkanı '4.Murat uygulamaları yeniden geliyor' eleştirilerine katılmıyor.

Ama içki kullanımını teşvik eden reklam, promosyon ve kampanyaların önüne geçiliyor.


SİNEMA VE TİYATRODA İÇKİ REKLAMI OLMAYACAK

Amaç içkiyle tanışmamış gençleri bu zararlı alışkanlıktan korumak. Bu amaçla, çocukların ve gençlerin bulunduğu ortamlara, onların katıldığı etkinliklere artık alkollü içecek giremeyecek. Böylece üniversite şenlikleri, tiyatro ve sinemalarda sıkça gördüğümüz alkollü içecek reklamları artık son bulacak.


"18 YAŞINDAN KÜÇÜKLERE ALKOL REKLAMI YAPILAMAYACAK."

Eğer Taslak bu haliyle onaylanırsa alkol, gençlerin ilgi gösterdiği tüm alanlardan uzaklaştırılacak. Örneğin alkol, gazetelerin spor sayfalarına reklam olarak giremeyecek.


GAZETELERİN SPOR SAYFALARI DA KAPALI

Şirketler verdikleri alkol reklamında o içeceği özendirici mesajlar seçemeyecek. Örneğin "keyif verir, tedavi edicidir ve sorunları unutturur" gibi mesajlar kesinlikle kullanılmayacak.


TEŞVİK EDİCİ MESAJLAR KULLANILMAYACAK

Tüm bu kısıtlayıcı tedbirler alkol üreticilerinin sponsorluğunu veya spor kulüplerine desteğini önlemeyecek. Firmalar sporcuları veya kamuoyuna mal olmuş isimleri oynatmadan reklam vermeye devam edecek.



İZLE: http://www.samanyoluhaber.com/haber-122501.html

SAMANYOLU HABER
24.Ekim.2008 20:53:59

Hüdaverdi 11-19-2008 14:31

http://img206.imageshack.us/img206/3338/122501ox1.jpg

Radikal'e Bakan tokadı!

Bakan Şimşek ile Hazine Müsteşarı Çanakçı arasında anlaşmazlık olduğu iddialarına yalanlama


Devlet Bakanı Mehmet Şimşek adına Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Bakan Şimşek ile Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı arasında anlaşmazlık olduğu yönündeki iddialar yalanlandı.

Müsteşarlıktan yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: ''Bugün Radikal Gazetesi yazarı İsmet Berkan'ın "Ekonomik kriz mi, yönetim krizi mi ?" konulu köşe yazısı bir gerçeği daha ortaya çıkarmıştır. Hazine Müsteşarı Sn. İbrahim Çanakçı ile Sn. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek arasında ileri sürülen iddialar bilinçli, maksatlı bir şekilde gündeme getirilmeye devam etmektedir. 15 Kasım tarihli Vatan Gazetesi'nin manşetinde yer alan Sn. Müsteşar Çanakçı ile Sn. Bakan Şimşek arasında geçtiği iddia edilen diyaloglar tarafımızdan yalanlanırken, Sn. Berkan bugünkü köşesinde bu iddiaların yalanlanmadığını belirtmiştir. Sn. Berkan, Hazine Müsteşarlığı internet sitesinde bu iddialar, 15 Kasım tarihinde yalanlanmıştır. Hala da bu yalanma metni bu sitede mevcuttur. Ayrıca, bu yalanlamalarımız aynı gün çok çeşitli internet sitelerinin birinci haberi olurken, ertesi gün de pek çok gazetede yer almıştır. Bu durum şu gerçeği göstermektedir ki sadece Sn. Bakanı yıpratmak maksatlı gündeme getirilen bu iddialar, köşe yazarımız tarafından da gerekli araştırma yapılmadan kaleme alınmıştır. Bu vesile ile tekrar Sn. Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ile Sn. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek arasında geçtiği iddia edilen ve görüş ayrılıklarını içeren diyaloglar mesnetsiz, sadece bir iddiadır.''


Habervaktim
2008-11-19 12:21:40

Üç mevsim 12-22-2008 15:47

Yalancılık Hürriyettir!!!

Değerli ziyaretçiler, Basının Amiral gemisi su almaya devam ederken, Başbakanlık akredite kartlarının yenilenmeme sebebi acaba aşağıdaki kasıtlı yalan haberlerin toplamı olabilir mi?

http://img165.imageshack.us/img165/5876/ahruau9.jpg



***

13 Mart 2005 tarihli Hürriyet’i satın alanlar, Demre Belediye Başkanı Süleyman Topçu’nun AK Parti’de krize yol açtığını okudular. Habere göre; Başkan Topçu, Ruslar tarafından hediye edilen Noel Baba heykelini kaldırtarak yerine plastik heykel diktirmiş, bu duruma tepki gösteren AK Parti Genel Merkezi başkana çok kızmış, durumunu MKYK’da ele almayı kararlaştırmış!

http://www.bizimantalya.com/pictures/1186590310.jpg http://img165.imageshack.us/img165/3752/santa5au0.jpg

Oysa Başkan Topçu, AK Partili değil DYP’liydi.

***

17 Aralık 2006 tarihli Hürriyet’e bakanlar, ‘Tesettür Faciası’ manşetini gözlerine inanamayarak okudular. Habere göre; Çoban A.G, testislerinde şiddetli ağrı ve şişlik şikayetiyle Konya Numune Hastanesi’ne gitti. Acilen Ültrasona gönderildi. Tesettürlü Radyoloji uzmanı geri çevirdi! Ertesi gün yine ultrason çektirmeye gönderildi. Görevli olan ikinci tesettürlü kadın doktor da geri çevirdi!

http://site.mynet.com/sedatyedigun/m...sortusu3r2.JPG http://medya.zaman.com.tr/2007/01/31/ertugrulozkok.jpg

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 30 Ocak 2007 tarihli köşesinde bu haberin ‘yalan’ olduğunu açıkça itiraf etmek zorunda kaldı.

***

2007 yılı Nisan ayında AK Parti’de Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun istişare edildiği dönemde Hürriyet’te yayınlanan bir haberde; MKYK Üyesi Egemen Bağış’ın Başbakan Erdoğan’ı aday olmaması konusunda uyardığı belirtiliyordu.

http://habercininyeri.files.wordpres...1/egemen-b.jpg

Bağış, o toplantıda yoktu, ABD’deydi.

***

Bu haberden kısa süre sonra 6 Haziran 2007 tarihli Hürriyet’te 1 Mart Tezkeresi’ne karşı çıkan Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen’in liste dışında bırakıldığı haber veriliyordu.

http://images.habervitrini.com/haber...i_ergezen2.jpg

O tarihte liste açıklanmış ve Ergezen, Bitlis’te 1. sıradaydı

***

4 Ağustos 2008 tarihli Hürriyet’te bir ilginç haber daha vardı. Başbakan Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Gönül, Yüksek Askeri Şura’da ihraç kararlarına ‘şerh’ koymuştu!

http://eski.stargazete.com/starextra.../yas112907.jpg

Aynı gün şura kararları açıklandı. YAŞ’tan çıkan tek bir ihraç kararı yoktu. Haliyle ‘şerh’ de söz konusu değildi

***

1 Ekim 2007 tarihli Akşam Gazetesi’nde 28 Şubat sürecinde Sultanbeyli Belediyesi Mezarlıklar Müdürü olan ve o dönemde açıklamalarıyla tartışmalara neden olan İmdat Kaya’nın, müridi (!) Emre Kahyaoğlu aracılığıyla Başbakan Erdoğan’dan yurda dönebilmek için izin istediği haberi vardı!

http://www.samanyoluhaber.com/images.../6/2/73623.jpg

Halbuki İmdat Kaya, 3.5 yıldır Artvin’de yaşıyordu

***

Başbakan Erdoğan’ın Ürdün’e Kral Abdullah ile Kraliçe Reina’yı barıştırmak için gittiğine dair ‘yalan’ haberleri ise saymıyorum.

http://www.realhaber.com/images/news/7573.jpg

Herhalde basın özgürlüğü, ‘yalan rüzgarı’ değildir.

***

Bir de ‘üslup’ meselesi var

Geçen Ramazan’da tanık oldum, Radikal Gazetesi’nin bir genç muhabiri, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya soruyor: ‘Almanya’da Deniz Feneri davası sonuçlandı. Epeyi malı götürmüşler, nasıl değerlendiriyorsunuz?’


http://tbn1.google.com/images?q=tbn:...uk/radikal.jpg

Allah aşkına, gazetecilikte böyle bir soru üslubu var mı?

24 yıllık gazetecilik hayatımda böyle bir tekniği hiç kimse bize öğretmedi. ‘Yeni dönem böyle’ diyorsanız, o zaman Genelkurmay brifinglerinde ‘Özür dileyerek’ başlanıp yöneltilen soruları, birilerinin bize izah etmesi gerekir.

Bu brifinglerde açıklama sahiplerini, ‘Efendim açıklamalarınız yanlış anlaşılabilir’ diyerek basın müşaviri gibi uyaran gazeteci arkadaşlarımızı da dikkatlerinize sunmak isterim.

Evet...

Akreditasyonlara tümüyle karşı çıkalım, isyan edelim, öfkemizi haykıralım. Ancak; Medya kuruluşları da kendine çeki düzen vermeli, meslek kuralları karargahlara göre esneklik taşımamalı, haksızlıklar, muhataplarının ideolojik kimliklerine veya çalıştıkları kurumlara göre ele alınmamalıdır.

Var mısınız?...

Alıntı: Star Gazetesi/Şamil TAYYAR

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gifAmasya Kız Meslek Lisesi'nde okulun pansiyonunda kalan 4 öğrenci dini baskı gördüklerini için bu okuldan ayrıldılar.

Doğrusu: H.D., G.D., Ş.Ç. ve Ş.D. isimli öğrencilerin 3'ü hiç pansiyonda kalmamış. Diğeri ise 1 hafta pansiyonda kaldıktan sonra köyüne yakın diye başka bir liseye kaydını yaptırmış.


Dini baskı gördükleri iddia edilen. H.D., G.D., Ş.Ç bir yakınlarının yanında kalmışlar ve bu yakınlarının iş sebebiyle Turhal'a taşınması sebebiyle okuldan nakillerini almışlar. Ayrıca haberin aksine hiçbir öğrenci yakınının resmi bir makama şikâyeti olmamış.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif Isparta'da bir öğretmene, öğrencilerine “Atatürk resimli tişört” giydirdi diye soruşturma açıldı.

http://www.egitimsen.org.tr/basinda/291107_vatan.jpg

Doğrusu: Soruşturma; öğretmenin, öğrencileri yönetmeliğe aykırı şekilde okul idaresinden izinsiz olarak başka bir şehirde yapılan Cumhuriyet mitingine götürdüğü için açılmış.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif Abdullah Gül'ün kızının düğününün yapıldığı kongre salonu için “3 bin davetliyi Allah korudu” manşeti yapıldı. Haberde, “düğünün” yapıldığı Kongre ve Gösteri Merkezi'nin taşıyıcı sistemlerinin her an çökebileceği ve Gül'ün binlerce kişinin hayatını tehlikeye attığı da öne sürüldü…

http://galeri.sabah.com.tr/resimler/...EBA037B9Fp.jpg

Doğrusu: Yetkililer salonun sağlam olduğunu ve uzun yıllar herhangi bir tehlike söz konusu olmadığını belirttiler. Ayrıca 27 Mayıs 2005 tarihinde aynı salonda düzenlenen geceye Doğan Holding'in 4500 çalışanı ve yakınlarının katıldığı ve “Ney Flames of Passion”ı izledikleri ortaya çıktı.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif AK Partili Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu 29 Ekim kutlamalarına, eşsiz davet edildiği halde, başörtülü eşiyle gelerek kriz çıkardı.
http://www.samanyoluhaber.com/images.../davetiye2.jpg
Doğrusu: Hürriyet'in kriz umudu, milletvekilinin eşli davetiyesini basına faks etmesiyle boşa çıktı.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde verdiği, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini de davet ettiği resepsiyona, cumhuriyet mitinglerini düzenleyen derneklerin yöneticilerini davet etmedi.

http://resimler.haberler.com/haber/8...sepsiyon_o.jpg

Doğrusu: İddialar Kanal D'nin canlı yayınında yalanlandı ve Başdanışman Sever, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur'a 5 Eylül günü için, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'a ise 7 Eylül günü için davetiye gönderildiğini söyledi. Kanal Türk Ankara Temsilcisi Hulki Cevizoğlu'na da davetiye gönderildiği ortaya çıktı.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif İftar vaktinde Başbakanlık korumaları yerinde yok. Manşet: "İftar Vaktinde Allah'a Emanet"

http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/78932.jpg http://img.turkmedya.tv/image/41fd33...356815/248/189

Doğrusu: Olay, başbakanlık güvenlik kameraları görüntüleriyle saniye saniye yalanladı.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif "Olmaz" denilen imamı müdür yaptılar, başlığıyla “Zonguldak'ta 10 yıldır imamlık yapan 34 yaşındaki Selahattin Çolak, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün olumsuz görüş bildirmesine rağmen, aynı bakanlık tarafından Zonguldak İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandı.”

Gazetenizin 02.09.2006 tarihli nüshasının 16. sayfasında "OLMAZ DENİLEN İMAMI MÜDÜR YAPTILAR" başlığı altında verilen haber GERÇEK DIŞIDIR. İlgili haberde kentte 10 yıldır cami imamı olduğu belirtilen Selahattin ÇOLAK, imam olarak değil, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü emrinde memur kadrosunda 31.08.1993 tarihinden beri görev yapmaktadır. Selahattin ÇOLAK Zonguldak İli Sağlık Müdürlüğünde (İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğünde) memur olarak görev yapmakta iken; başarılı çalışmaları ve derece yükselmeleri nedeni ile 07.04.2005 tarihinde Valilik oluru ile Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğüne İdari Sağlık Müdür Yardımcısı olarak görevlendirilmiştir. Sonradan bu görevlendirme Bakanlık görevlendirilmesine çevrilmiştir. 26.05.2006 tarihinde ise ’13.03.2003 tarih ve 25047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik’ gereği hukuka ve usulüne uygun olarak bulunduğu göreve Sağlık Bakanlığı tarafından ASALETEN ataması yapılmıştır. Sonuç olarak Selahattin Çolak hakkında 02.09.2006 tarihli gazetemizde yayımlanan; kentte 10 yıldır camide imamlık yapan Selahattin ÇOLAK, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün olumsuz görüş bildirmesine rağmen aynı bakanlıkça Zonguldak İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandığına dair haber gerçek dışıdır.Bu haber nedeni ile Selahattin ÇOLAK’ın gerek özel gerekse de mesleki çevresindeki kişiliği hakkında olumsuz izlenimler meydana gelmesine sebep olduğundan gerçeklerin kamuoyuna tekziben duyurulması gerekli görülmüştür.

Selahattin ÇOLAK
http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/2092451.jpg

Doğrusu: Selahattin Çolak'ın, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü emrinde memur kadrosunda 31.08.1993 tarihinden beri görev yaptığı ve imamlık yapmadığı. Haber tekzip edildi ve gerçek ortaya çıktı.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif Manşet: “Ağustos Böceği ile Karınca”. Melih Gökçek, Ankara'yı susuz bıraktı. DSP'li Eskişehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ise çok çalıştı Eskişehir'e baraj yaptı.

http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/3842484.jpg

Doğrusu: Büyükerşen, baraj değil gölet yapmış. Ayrıca gölet, kano yarışları için yapılmış ve Eskişehir'e su falan verdiği yok. Su verse bile Eskişehir'in yalnızca 29 günlük su ihtiyacını karşılıyor.(Belediyenin kendi beyanı)

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif "Töreden kaçtı" ve "Üvey oğlu tecavüz etti" "Sus öldürürüz! dediler" başlıklı bir manşet haber.

http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/1757720.jpg

Hürriyet Gazetesi’nde 26 Haziran 2006 tarihinde yayınlanan ´Töreden kaçtı´ ve ´Üvey oğlu tecavüz etti´ ´Sus öldürürüz dediler´ başlıklı haberde Fadime Sarıtaş tarafından yapılan açıklamalar tümüyle gerçekdışı ve müvekkilimin aile şerefini zedeleyici niteliktedir. Haberde anlatılan olayların hiçbiri gerçekleşmemiş, Fadime Sarıtaş’a yönelik maddi, psikolojik veya cinsel bir baskı uygulanmamıştır. Kamuoyunun ve gazete okurlarının bilgisine saygıyla arz olunur. 14.8.2006

Mehmet Çiçek Vekili
Av. Hüseyin AYGÜN

Doğrusu: Hürriyet'te yayınlanan tekzip: ”Haberde anlatılan olayların hiçbiri gerçekleşmemiş, Fadime Sarıtaş'a yönelik maddi, psikolojik veya cinsel bir baskı uygulanmamıştır.”

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif "Üfürükçü hocanın sözüne kandı, katliam yaptı" Haberde Akın K.'nın üfürükçü hoca ile görüşmek için Muğla'ya gittiği ve üfürükçü hocanın talimatı ile dayısını öldürdüğü iddia ediliyor.

http://www.samanyoluhaber.com/images...berleri_14.jpg

Doğrusu: Cinayetin zanlısı olan ve intihar ettiği için yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Akın K.'nın haberlerin aksine Muğla'ya yalnızca hastaneye gittiği tanıklarca ifade edildi.

***

http://www.blogcu.com/kaynak/img/blo...milie/excl.gif Fatih Çekirge sürmanşetten 'Arka kapıdan gelen ziyaretçi' başlıklı haberde başörtülü olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün GATA'ya 'arka kapıdan' ve 'özel izinle' eşini ziyaret edebildiği iddia edildi.

http://img165.imageshack.us/img165/6...hekirgepa3.jpg

Doğrusu: Dışişleri Basın Sözcüsü Namık Tan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün hastaneye 'arka kapıdan' alındığı yönündeki haberin doğru olmadığını ve Gül'e yattıkları andan taburcu edilmelerine kadar geçen tedavi süresi boyunca Hayrunnisa Hanım'ın refakat ettiğini ve hastaneye 'arka kapıdan' alınmalarının söz konusu olmadığını açıkladı.


Derleme : Haber'in Doğru Adresi, Haber, Yerel Haber, Siyaset Haberleri, Sondakika Haberleri, Gazeteler, Haberler [ Hazırlayan : Günsel GÜNHAN ]

Not: Arkadaşlar bu haberlerin hemen hepsi bu bölümde bulunuyor ama biz yine toplu şekilde duyurmak istedik. Bu belgelendirmeyi Forum'a ulaştıran "ahmetermiş" e teşekkürler.


All times are GMT +3. The time now is 09:57.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025