![]() |
''Suriye'de olan biteni anlamak için Suriye'de yaşanan olaylar ve İran'ın bu konudaki tavrı İran'la ilgili bazı galat-ı meşhurları sorgulamamıza fırsat verdi. Daha önce İran'a bir eleştiri getirdiğinizde bazı Müslüman aydınlar, 'İslamcı' reflekslerle İran'ı sahiplenirler ve kararlılıkla savunurlardı (hâlâ da böyle yapanlar yok değil). Bu savunma refleksi biraz da Batı karşıtlığından kaynaklanıyordu. Türkiye'deki laiklerin olumsuz İran vurguları ve İslam'la ilgili her şeyi götürüp İran'a bağlamaları da, İslamcı kesimlerin İran'ı sahiplenmelerinde etkili olmaktaydı. Bu kesimler 'İslam' ortak paydasından hareketle, İran'a toz kondurmuyorlar; meseleye derinlemesine ve analitik bakmaktan kaçınıyorlardı. Son olay İran'ı ve politikalarındaki temel saikleri anlamamızda bir turnusol vazifesi gördü. İran, İslamî duyarlılığı yüksek, daha önce de katliama maruz kalmış Sünni kesimlere karşı, İslam'ın pratiklerinden tamamen kopuk, teorisiyle ilgisiyse ciddi biçimde sorgulanan Nusayri yönetime arka çıkmaktadır. Bu arka çıkma, Suriyeli Müslümanların zulme uğramasına, kanlarının akıtılmasına destek noktasına ulaşmaktadır. Dahası, Suriye'de yaşanan olaylardan, İran'ı uluslararası her platformda savunan Türkiye'yi sorumlu tutmakta, Türkiye'ye mesnetsiz suçlamalarda bulunmaktadır. Resmî ajansları dahil İran haber kaynakları, "Türkiye'nin Suriye'ye iftira attığını", "isyancılara silah dağıttığını" vs. söyleyebilmektedir. Maocu olarak bilinen Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'in Aydınlık Dergisi'nin de Suriye-İran ittifakına katılarak Türkiye'yi karalayıcı yayınlar yapması enteresan bir tablo ortaya koymaktadır (Yener Dönmez, Yeni Akit, 18.06.2011). Türkiye'nin yapıcı politikalarına rağmen, İran'ın olumsuz yaklaşımları bununla sınırlı değildir. İran, bölgede Ermenistan'ı besleyen ve destekleyen en önemli ülkedir. Tam da bizim onları dünyaya karşı hararetle savunduğumuz bir dönemde, 2010 Ağustos ayında İran cumhurbaşkanı yardımcısı Hamid Baghaey "1915'te Osmanlı'nın Ermenilere soykırım uyguladığını" söyleyebilmiştir. İran, 1990'larda Azerbaycan'ın Ruslar tarafından işgalinde ve Azerilerin ezilmesinde Ruslardan yana tavır takınmıştır. İran, reel politiğe uygun davranarak kendi siyasetini yürütmekte, duygusal savrulmalara kapılmadan bölgedeki gücünü ve etkinliğini artırmaktadır. İdeolojik ve mezhepsel öncelik, İslamî duyarlılığın önüne geçmektedir. Bu, bazıları tarafından yadırgansa da Şiiliği ve Pers geleneğini bilenler açısından şaşırtıcı bir durum değildir. İran'ın öncelikli hedefi bölgede kurduğu Şii ekseni korumaktır. Bu eksene, Suriye ve Lübnan'a ilave olarak ABD müdahalesi sonrası Şii ağırlık kazanan Irak da katılmıştır. İran, Yemen, Afganistan, Pakistan ve Körfez ülkelerinde Şiilik kartını kullanarak etkinliğini artırmaktadır. İran, İsrail ve ABD karşıtı söylemler üzerinden İslam coğrafyasında sempati toplarken, Şiilik üzerinden yeni kartlar ve avantajlar elde etmektedir. Uygulamalarıyla Batı'nın "Şii-Sünni çatlağı oluşturarak Müslümanları vuruşturma" tezine zemin hazırlamaktadır. Yoksa İran, İslam'la ilgisiz, Baasçı, dahası Müslümanlara tarihi boyunca zulmetmiş, Hama-Humus'ta 80 bin insanı katletmiş bir yönetime neden destek verir? Bir zamanlar İslam dışı kabul edilen Nusayriliği Şii din adamlarının fetvasıyla neden meşrulaştırır? İran eski ve köklü devlet geleneğine sahip bir ülkedir. Diplomatik ve siyasî refleksleri çok güçlüdür; bölgede ciddi bir istihbarat ağına sahiptir. Nusayri-Baasçıların elinde bulunan mevcut Suriye yönetimi İran'ın müttefikidir. Suriye'deki otoriter yönetiminin değişmesi bölge ve Suriyeli Müslümanlar adına yararlı olabilir; ancak İran adına hiç de iyi olmayacaktır. Suriye'de yaşanacak rejim değişikliği ile İslam'la pek ilgisi olmayan, ama İran'ın müttefiki yüzde 10'a dayanan Nusayri yönetim gidecek; yüzde 80'i teşkil eden Sünni-Müslüman kesimler etkin hale geleceklerdir. Bu durum İran'ın kurduğu Şii eksenin parçalanması, Suriye'nin yanında Lübnan'ı da kaybetmesi demektir. Ayrıca oluşacak yeni durum bu bölgede Türkiye'yi İran'ın önüne geçirecek, Türkiye'nin etkinliğini artıracaktır. Suriye, Türkiye'yle ve dünyayla entegre olacak; ama İran'dan kopacaktır. Bu nedenlerden dolayı İran Suriye'deki mevcut rejime Müslümanların kanının akıtılması, büyük zulümlerin işlenmesi pahasına destek vermektedir; verecektir. Ortadoğu'daki bazı problemleri algılamak için İran'ı doğru okumak gerekiyor. İran'ın hedeflerini, istihbarî çalışmalarını, örtülü ittifaklarını iyi anlamak gerekiyor. Batı'nın bölgeye her müdahalesinin neden İran'ı ve Şiiliği güçlendirdiğini sorgulamak gerekiyor. İran'ı Müslüman dünyanın lideri gibi gören bazı İslamcılara İran'a bir seyahat yapmalarını ve İran'ın İslam'a sahip çıkma ve yaşama konusundaki yaklaşımlarını yerinde görmelerini salık veriyorum. İran önemli bir komşumuzdur ve bizim gibi Müslüman bir ülkedir; bu ortak özelliklerimizi dikkate alarak İran'la iyi ilişkiler geliştirmemiz gerekir. Ancak, İbni Haldun'un dediği gibi "milletlerin geleceği geçmişine, suyun suya benzediği kadar benzer". Devletlerarası ilişkiler duygusal yaklaşımlarla sürdürülemez; muhatabı çok iyi tanımak gerekir. Bunun için kadimden bu yana ortaya koyduğu uygulamalar esas alınır. Bu ilişkilerde, karşılıklılık ilkesi gözetilir. Bazıları İran-Türkiye ilişkilerinde aşklarının karşılıksız olduğunu fark etmeli ve duygularının reel politiğin önüne geçmesine fırsat vermemelidir.'' Yrd. Doç. Dr. Mahmut Akpınar - 24.06.2011 http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1150413&title=yorum-yrd-doc-dr-mahmut-akpinar-suriyede-olan-biteni-anlamak-icin |
Bu yazı stratejik gerçeklerin dışında duygusal bir yazıya dönüşmüştür...! Zamanlamalar istihbarat ve strateji açısından çok önemlidir...!
Bu itibar ile İran'a karşı Batı'nın stratejilerinin yenilgi ile sonuçlanmasının duygusal hazımsanmaması meseleleri çarpıtmaya götürmüştür...! İran Devletinin stratejisini Şiilik eksenine yaymak Abd stratejisidir... Bunuda komik bir şekilde Direniş yahutta Cihad boyutundan değilde ! Şiilik ekseninden alması en büyük kanıtıdır...! Buna en büyük örnek husilerdir !!! İran Devleti'nin Kozlarının büyük olması (Hürmüz Boğazı), Ortadoğuda Askeri alanda Arap Devletlerinin onu bastıramıyacak kapasitede olmasıda topyekün bir tukakaya dönüştürülmesinden ibarettir...! İran Hamas ve Hizbullah ile onurlu şekilde Batıya Meydan okuyan Tek Ülkedir...! Türkiye'de ''One minute'' başlangıcı ile onurlu bir döngüye çevirmeye başlamış lakin kendi zorlukları ve mecburiyetleri ile bunu devam ettirebilmek için zorlanmaktadır...! Bugün hiç kimse hiç bir analist özellikle bugün bir ülke olarak İran'dan daha fazla Batıya, Emperyalizme, Abd ve İsrail'e net bir şekilde tavır alamamış ve Siyonizmin ayağını İran kadar kesememiştir...! Bundan gayrısı demogojiden ibarettir...! Geriye dönük hataların ısıtılıp gündeme getirilmesi hakikatin tek taraflı bakış açısından ibarettir...!!! |
İran rejimi fazlasıyla mezhepçi olan bir şia devletidir. Bugün Suriye'de İslam düşmanı bir rejim müslümanları katlediyorken, İran bu rejime mezhebi ve stratejik çıkarları gereği siyasi ve askeri olarak tam destek veriyorsa ''İran'ın bana ve diğer sünni müslümanlara ne yararı var ?'' diye sormam gayet normaldir , değil mi ? İran'ın Afganistan'da ve Irak'ta sünni direnişçilere karşı ABD ile işbirliği yaptığını ve de Suriye'deki halk ayaklanmasına karşı İslam düşmanı Baas rejimine destek verdiğini öğrendikten sonra artık İran rejiminin sünni müslümanlara yararından çok zararı olduğu düşünüyorum. Ayrıca İran yönetimi, en azından sözde ''büyük şeytan'' dediği ABD ile bile sünni müslümanlara karşı işbirliği yaptıktan (bknz: ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgali) sonra sünni olduğunu söyleyen bazı insanların İran'ı hala ısrarla savunmaya çalışmalarını anlamakta güçlük çekiyorum. |
Degerli abiler ve kardesler.
Ihtilafa dair cok sey söylendi. Ittifaka dair ne söylenebilir bunun üzerinden biraz fikir alisverisi olsada istifade etsek... |
La bunlarda İranı bir şey sanıyor ;D
|
Özellikle Sayin Davudoglunun Mezhepsel kutuplasmaya müsaade etmiyecegiz tarzi aciklamalarini cok önemsiyorum...
|
Alıntı:
Yemen'in Suudi Arabistan sınırındaki Şii Huti isyancıları ile Sünniler arasında alevlenen mezhep çatışmasında 20 Sünni hayatını kaybetti. 27 Kasım 2011 Başkent Sana'nın kuzeyindeki Damaj bölgesinde yaşayan Hutilerle Sünni yerleşimciler arasındaki gerginlik tırmanıyor. 2006 yılından beri Yemen hükümetini tanımayan ve güvenlik güçleriyle çatışma içerisinde olan Hutilerin bölgede faaliyet gösteren Selefi okullarına yönelik baskınları sonucu birçok Sünni hayatını kaybetti. Hutiler bölgedeki Sünni gruplarla çatışmalara girerken, Suudi Arabistan sınırındaki Şii yapılanmaları giderek artıyor. 33 yıllık Ali Abdullah Salih rejiminin kronik problemlerinden olan Huti meselesi, Ocak ayından beri devam eden ve Salih'in istifasını isteyen halk ayaklanmalarının sebep olduğu siyasi krizle birlikte tırmanışa geçti. Hutiler güvenlik güçleri ile sık sık silahlı çatışmalara girerken, zayıflayan Salih rejimi karşısında eylemlerini bölgede yaşayan Sünnilere çevirdi. http://www.pressmedya.com/?aType=haber&ArticleID=5184 http://www.haber7.com/haber/20111127...asi-20-olu.php ''Sünni Şehir Şii Kuşatması Altında'' http://www.islam-tr.net/guncel-haber...i-altinda.html Dammac hala Husilerin kuşatmasında Yemen'in Güneyinde bulunan Sa'da Eyaletinin Dammac kentinin, 2 aydan beri Husiler tarafından işgal edildiği iddia edildi. Bu hareketin ardında İran'ın olduğu öne sürülüyor. Press medya'nın özel haberi 30 Aralık 2011 Cuma Yemen'in Güneyinde bulunan Sa'da Eyaletinin Dammac kentinin 2 aydan beri Şii işgali altında olduğu belirtiliyor. Hamaney'in önderliğindeki Velayeti İmam merciyetine bağlı Husi'lerin şu ana kadar 50 Sünni'yi öldürdüğü öne sürüldü. [1] Damac kentinde Sünni'lere ait 10 öğrencisi bulunan Darul Hadis Mektebini top atışına tutan Husi'lerin şehre yiyecek gitmesini de engellediği iddialar arasında.[2] İlk kuşatma sırasında şehre rastgele düzenlenen top atışında Amerikan, Rus, Fransız ve Endonezyalıların da öldürüldüğü bildirildi.[3] Kızıl Haç'ın arabuluculuğuyla geçici ateşkes yapıldığı ve Dammac'a gıda yardımı sokulduğu ancak ateşkesin ardından Husi güçlerinin şehri yeniden roket ve havan ateşine tuttukları bildirildi.[4] Darul Hadis medresesi imamı İslam dünyasından yardım istedi ve savaşacaklarını açıkladı.[5] Husi saldırılarında kadın ve çocukların da öldüğü bildirildi. Kızıl Haç durumun oldukça kritik olduğunu duyurdu.[6] http://b1201.hizliresim.com/t/7/1n3n3.jpg Bombardımanda ölen bir bebek El Kaide Bir Tabur Savaşçı Gönderdi Yemen'in Abyan vilayetinin tümünü ve Sabva Eyaletinde de bazı kentleri elinde bulunduran El Kaide, Dammac'da Husilerin saldırısına uğrayan halkı kurtarmak amacıyla bir tümen savaşçı gönderdiklerini açıkladı.[7] Dammac halkının yardım talebi üzerine 1000 El Kaide savaşçısının kuşatmayı yararak Dammac şehrine girdikleri, bölgedeki gençleri de silahlandırarak Husi'leri püskürttükleri bildirildi. Zeydi'lere karşı bir düşmanlık beslemediklerini ilan eden El Kaide “İran güdümündeki Husi'ler, Ehli Sünneti kâfir olarak görüyor ve imamete bağlı olmayanların kanlarını helal sayıyor” açıklamasında bulunmuştu. Husilerin Genel Komutanı Öldürüldü El Kaide savaşçılarının Husi'lerin genel askeri komutanı Abu Ali El Hekim'i pusuya düşürdüğü iddia edildi. Çatışmalarda Ali El Hekim'in, 25 Husi savaşçısıyla beraber yaşamını yitirdiği öne sürüldü. El Hekim'in Sünni şehre, 50 gündür devam eden kuşatmayı denetlemek üzere giderken El Kaide tarafından pusuya düşürüldüğü bildirildi. http://b1201.hizliresim.com/t/7/1n3ul.jpg İran Şii-Sünni Savaşı Mı Çıkarmak İstiyor? Suudi Arabistan'da Şii'lerin büyük bir isyan gerçekleştirmeleri, İran, Hizbullah ve Mehdi ordusunun Suriye'de Esad rejimine yardım için savaşçılar göndermesinin ardından İslam dünyasında büyük bir tepkiye maruz kalan İran'ın, İslam Âleminde bir Şii Sünni savaşı çıkarmayı amaçladığı iddia ediliyor. İran yanlısı Maliki yönetiminin Irak'ta Sünni Tarık El Haşimi'ye tutuklama kararı çıkarması da bölgeyi ateş topuna tutacak tehlikeli bir mezhep savaşının İran tarafından organize edildiği iddialarına neden oluyor. Suudi Âlimler Sessiz Suudi Arabistan sınırına yakın Sünni şehir Dammac'da 50 gündür devam eden kuşatmaya[8] Suudi Arabistan Âlimlerinden ve yönetiminden henüz herhangi bir tepki gelmedi. İran'ın, Yemen ve Suudi Arabistan'daki Şii'leri harekete geçirerek Suriye konusunda Suud yönetimine baskı yaptığı düşünülüyor. Yemen hükumetinin de şu ana kadar Dammac halkına herhangi bir yardım göndermediği bildirildi. pressmedya.com kaynak ve devamı için: http://www.pressmedya.com/?aType=haber&ArticleID=5837 |
Alıntı:
KARADAVİ’DEN HÜR SURİYE ORDUSUNA KATILIM ÇAĞRISI İRAN ANALİZ / Dünyaca meşhur İslam alimi ve Uluslararası Müslüman Alimler Birliği başkanı Prof. Dr. Yusuf Karadavi Suriye ordusundaki komutanlara seslenerek gayri meşru Esed rejimine karşı halkı koruyan “Hür Suriye Ordususuna” katılmaları çağrısında bulundu. Muhlis Suriye halkına ateş açmanın haram olduğu fetvasını veren Şeyh Karadavi herkesi bu halkı yansıtan gösterilere katılmaya davet etti. Uluslararası Müslüman Alimler Birliği başkanı Şeyh Yusuf Karadvi Arap Birliği gözlemcilerine de seslenerek göstericilerin yanlarına gitmelerini, onların yanlarında silah bulunmadığını sadece hançerlerinde ve dillerinde şu sözlerin olduğunu görmelerini istedi: “Rejimi Düşürmek İstiyoruz.” Açıklamasında meşhur alim şunları söyledi: “İdarecilerinden istemediklerini reddetmek her halkın hakkıdır. Esed ailesi de yaklaşık 50 yıldır iktidardadır. Ancak cumhuriyet ülkesine tahakküm eden bu aileye artık daha fazla yer yoktur.” “Bunların gitmesi gerekmektedir. Suriye halkı bu yola başını koymuştur, şehadeti istemekte olup zalimler ve tağutlardan ülkelerini kurtarmak istemektedirler.” dedi Şeyh Karadavi. Öte yandan Suriye İhvanul Müslimin (Müslüman Kardeşler) Teşkilatı da dün Şam’da meydana gelen ve 25 kişin öldüğü, yaklaşık 50 kişinin yaralandığı patlamalardan Esed rejimini sorumlu tuttu. Patlamanın uluslarası ve Arap alemince kurulacak bir heyet tarafından soruşturulması çağrısında bulundu. Kaynak: Beyyine http://irananaliz.wordpress.com/2012...isi/#more-8152 ALLAH (c.c.), Üstad Karadavi'den razı olsun. |
''Suriye’de rejim değişikliği en çok İran ve İsrail’i endişelendiriyor. İsrail, Müslüman Kardeşler’in yönetime geleceğini ve bunun da kendisi için çok belirsiz ve önü alınamayacak bir probleme yol açacağını düşünürken, İran da 30 yıllık Baas rejimi ile olan diplomatik ilişkisi sonucunda yeni gelen yönetimle arasının eskisi gibi olmayacağını, bölgesel, jeopolitik, jeostratejik bir kayıp içerisine gireceğini düşünerek Baas rejiminin asla gitmesini istemiyor. İran, Türkiye ve Suriye muhalefetini ABD yanlısı olmakla suçluyor. Ama Irak ve Suriye’ye bakalım. Beşşar CHP ziyaretçilerine diyor ki; “Ben asla Suriye’de İslam devleti, şeriat yönetimine müsaade edemem. PKK sizin için ne ise Müslüman Kardeşler benim için odur.” Irak’ta İngiliz ve ABD ordusu beraber Saddam Hüseyin’i bertaraf ederek % 60 Şii olan Irak muhalefetine bir devlet hediye ettiler. İran asla muhalefete ‘Saddam ile reform, dialog yapın’ demedi. Aynı İran Afganistan’da ABD destekli Karzai hükümeti ile beraber Taliban’a karşı stratejik ortak. Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanlarının katledilmesine karşı Çin’i görmezden geliyor.'' Osman Atalay http://haksozhaber.net/turkiye-ve-ir...asi-24872h.htm |
İsrail Türkiye'nin bu tatbikatını konuşuyor
Ortadoğu’da sular durulmuyor. İran’ın büyük tepki çeken Hürmüz Boğazı tatbikatının ardından, ABD ile İsrail, Türkiye ile Mısır art arda askeri tatbikatlar gerçekleştirmeye başladı. http://www.iyibilgi.com/images/haber/49057.jpgHer biri adeta güç gösterisine dönüşen tatbikatlar “savaş hazırlığı mı” yorumlarını daha da alevlendiriyor. Türkiye ve Mısır’dan dev ortak tatbikat Türkiye ile Mısır’ın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri ortak deniz ve hava tatbikatı Mısır ve İsrail basınında büyük yankı uyandırdı. İsrail’in Yedioth Ahronot gazetesi, onlarca savaş gemisi, F-16 uçağı ve helikopterin katıldığı tatbikatın son aylarda bölgede düzenlenen en büyük tatbikatlardan biri olduğunu yazdı. “Dostluk” adlı tatbikatın görüntüleri Mısır basınında da uzun uzun verildi. Tatbikat sırasında denizde gerçekleşebilecek olası bir saldırı canlandırılırken açık denizde savunma tatbikatları yapıldı. İran’da şimdi kara birlikleri hazırlanıyor İran ordusunun Hürmüz Boğazı’nda 10 gün süren deniz tatbikatının ardından şimdi de kara tatbikatının hazırlıklarına başladı. Fars haber ajansının Devrim Muhafızları Halkla İlişkiler Birimi’ne dayandırdığı habere göre, ağır kış şartlarının sürdüğü ülkenin doğusunda kara tatbikatının hazırlık safhası başladı. Tatbikatın pazartesi başlayacağı belirtildi. İran önümüzdeki günlerde Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda tekrar donanma tatbikatı yapacağını da açıkladı. İran’ın Hürmüz Boğazı’ndaki provaları ABD ile gerginlik yaratmıştı. Binlerce Amerikan askeri İsrail yolunda Rus haber kanalı RT, ABD ve İsrail’in tarihlerindeki en büyük askeri tatbikatı gerçekleştirmeye hazırlandıklarını yazdı. Habere göre binlerce Amerikan askeri İsrail’e doğru yola çıktı. Tam tarihi açıklanmayan yaklaşık 12 füze tatbikatının Tahran’ı endişelendireceği düşünülüyor. Tahranlı yetkililer bunu ‘büyük bir şeyin hazırlığı’ şeklinde yorumluyor. İsrail gazetesi Jerusalem Post ise Amerikalı Komutan General Frank Gorenc’in, “Bu yalnızca bir egzersiz değil binlerce Amerikan askerini içeren bir mevzilenme” sözlerini aktardı. Milliyet http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=239492 'Bu savaşı önleyebilecek iki ülke var' "İslam mukadderatı açısından şiddetli bir şekilde imtihan edildiğimiz gerçek." http://www.iyibilgi.com/images/haber/47472.jpg Ortadoğu'nun tarihi yeniden yazılırken, önemli duraklardan biri olan İran'daydım. ... Türkiye'yi gıptayla takip ediyorlar. Türk dizileri için çanak anten alıyorlar. Bırakın Azerileri, Farisiler de Türkçe öğrenmeye başlamış. Ekonomide ciddi bir Türkiye tartışması yaşanıyor. Parasını Dubai üzerinden dünyaya taşıyan İran, Türkiye alternatifini tartışıyor ciddi olarak. Kitleler nezdinde yükselen değer Türkiye. Türkiye, İran olacak diyen uzak görüşlü! 28 Şubatçıların canı sağ olsun. Dış politikada Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı'nın Dış Politika Danışmanı ve Meclis Dışişleri Komisyonu söz konusu. Ordu da iki ayak üstünde oturuyor. Devrim Muhafızları ve düzenli ordu. Devrim Muhafızları aynı zamanda en büyük ekonomik güç. Peki bunların hangisi İran Sizi yanıltmasın aslında hepsi İran. Acem siyaseti bazen onu bazen diğerini ön plana çıkarıyor. Biz İran'dayken Irak'taki Şii Maliki yönetimi, Sünni bakanların yerine atama yaptı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz buradayken böyle bir atama yapılması bir Amerikan politikası mı, yoksa Acem siyaseti mi?" diye sordu. Hem de kime? Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'a. İran sadece İran değil. İran aynı zamanda Irak. İran aynı zamanda Suriye ve Lübnan. Irak'ta Sünni bakanların yerine geri dönmesi ve bir müddet sonra Tarık El Haşimi'nin garantiler sağlanarak Bağdat'a geri dönmesi şaşırtıcı olmasın. "Bölgede bir mezhep savaşı İran-Irak savaşından beter olur. O zaman iki devlet savaşıyordu. Ama bölgeyi içine alan bir savaş olursa önüne geçemeyiz." Bu değerlendirme Davutoğlu'na ait. Bu savaşı önleyebilecek iki ülke var. Türkiye ve İran. İslam mukadderatı açısından şiddetli bir şekilde imtihan edildiğimiz gerçek. Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak (İlgili kısım) http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=239511 |
All times are GMT +3. The time now is 19:19. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025