![]() |
Düşündükce berraklaşıyor zihnim. Geliyor cevaplarım. Hayatı bana veren, bu dünyada beni nazlı bir misafir gibi ağırlayan, sonra bu dünya uykusundan ölümümle uyandıracak olan beni… Yokluktan alıp beni varlığa taşıyan… [...] Yokluktan çıkardığı gibi yoklukta bırakmayacak beni. Hatırda tutacak, herkesin unuttuğu yerde hatırlayacak beni. Inna lillahi ve inna ileyhi raciun… (Senai Demirci) |
İçimdeki ses, beynimdeki düşünceler beni sürekli eleştiriyor, rahatsız edici bir tablo sergiliyor kendimle ilgili. Bu vicdan mı, iyilik meleği mi yoksa beni hasta kılan vehim ve vesveselerin gittikçe güçlenmesi mi? İçinden çıkamıyorum. Getirilen eleştiriler haklı üstelik... (Mustafa Everdi) |
İnsanın bir varoluş kavgası vardı hayatı boyunca. Bu varoluş kavgası, yaratılış nedenine ne kadar uygun olursa o kadar erken bulabilirdi kaybettiği mutluluğu. Yitik hisleri, kayıp saadeti, saklı düşleri ve de mercan adasının gizli altın duygularını ancak o zaman bulabilirdi. Aldatıcı ve yalancı olan dünyanın kendisiydi... (Necmettin Resuloğlu) |
Belli kalıplar içinde hayata dar gelmeye başladım. Sessizce umutlarım da terk etti beni… Nice sevgi duvarları yıkılırken içimde, kimse, savaşımın büyüklüğünü fark edemedi. Bu ıztıraplar, sona her yaklaştığımda, tekrar başa dönmenin acısını yaşarken, ben de tek çâre olan Rabbime yöneldim... (Fatma Aladağ) |
Alıntı:
|
İstikamet menziline rıza-i ilahiye ermek için girilir. Bundan başka bir maksat için bu yola girenlerin kazanacağı bir şey yoktur. Ve çoğunlukla maksadının aksiyle muamele görür. Eda edilen namazın aerobik, tutulan orucun perhiz suretini almaması ancak niyetlerin Hakka tevcih edilmesi ile mümkündür... (Veysel Türk) |
Kişi “ben” dedikçe “benim” dedikçe belki farkında olmadan giderek Nemrut’laşıyor. “Ben”lik ağır basıyor da çoklarını kendisinin sanıyor. Eline verilen her imkanın, her makamın ve her nimetin daima kendisi ile kalacağına inanıyor. Malı, mülkü, şanı, şöhreti ne denli çok olursa o denli hükümranlığa soyunuyor. Ve bir zamanlar Firavunların yaptığı gibi kendini tanrı ilan ediyor... (Eylül Başak) |
Her biri altın değerinde paylaşımlar gönlünüze sağlık.
|
Dirilt bizi ey Kur’an! Birliğimiz, birlikteliğimiz dağıldı. Her birimiz parçalanmış tesbih taneleri gibi her bir yöne dağıldık. Toparlanmaya, tekrar kardeş olmaya, yar, yaran olmaya ihtiyacımız var. Senin "müminler ancak kardeştir" ayetini yaşamaya şuan çok fazla muhtacız. Biz, bir binanın tuğlaları gibi olmalıydık. Oysa kalplerimiz sınırlarla, cemaatlerle, camialarla, mezheplerle bölündü... (Mükerrem Bulut) |
Eyvah! Dertsiz olan âlim, [...] iman olmayan genç nesil. [...] Allah’ı tanımayan dertsiz ve hissî yetkiler, ilâhî yaratılış sahibi olan genç nesilleri zincirlere vurmak, uçmaması için toprağa bağlamak istiyorlar. [...] Özgürlüğü kafese koymak (zindan), kalpleri tabiat ötesine olan aşktan uzaklaştırmak, kısacası içini şehvet, menfaat, haset, zilletle [doldurmak istiyorlar]... (Cafer Yalnızyaşar) |
All times are GMT +3. The time now is 01:10. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025