![]() |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Peygamber
Sende insan ve toplum, sende temel ve bina; Ne getirdin, götürdün, bildirdinse amenna!... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Peygamber
Sen, fikir kadar güzel; Ve tek, birden daha tek! Itrını süzmüş ezel; Bal sensin, varlık petek... Sensin ölüme hisar; Bâkisi hep inkisar... Sar bizi, çepçevre sar, Rahmet rüzgârı etek!.. 1958 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Rahmet
Yaradan, rahmetini kahrından üstün saydı; Ne olurdu halimiz, gözyaşı olmasaydı? 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Ramazan
Ramazan mübarek ay, müminlerin balayı; Hatırla der, suyu bal kaybedilmiş sılayı... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Renkler
Renkler, mavi, kırmızı, yeşil, erguvan ve mor; Camlarda, kaybedilmiş vatanı heceliyor... 1978 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Ruh
Ya bin yıl, ya bin asır sonra o gün gelecek. Koklarken küllerimi mezarımda bir böcek O kadar yanacak ki, bir yüksüklük toprağım, Yerden bir damar gibi kopup fışkıracağım! Ve birden bakacağım, her tarafım bitişmiş, Başım, toprak altında bir maden gibi pişmiş. Nefesten daha ince bir ipek kumaş derim; Fosfordan daha parlak, ince uzun ellerim. Dalacağım kendimin hayran hayran seyrine, Diyeceğim: Bu dönen şeyler eski yerine, Benim diye baktığım şeyler miydi bir zaman? Külümün rüyası mı yoksa gördüğüm?.. Aman! Başımda açılacak fânilerin seması, Ve onların toprağa gerçek diye teması, Bir tatlı vehim gibi içimi bayıltacak; Toprağın, koşacağım, üzerinde yalnayak; Şehrin, dolaşacağım kuş gibi etrafında; Bir beyaz hayaletin upuzun çarşafında, Gezeceğim, doğduğum evin odalarını. Geceleyin, koskoca şehrin lambalarını, Bir keskin üfleyişim söndürmeye yetecek; Korku, şehrin çelikten sesini tüketecek. Herşey susacak o ân, çalınacak kapılar; Kiremitleri yaprak yaprak alan bir rüzgâr, Ağzımdan haykıracak, uzun, gizli, çapraşık... Erişilmez fikir ki, düğüm düğüm dolaşık... Sarıldıkça boşanan yumak, çözülen demet; Başı görünmez hayâl, sonu gelmez nedamet... 1931 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Rütbe
Düşünün, ben ne büyük rütbeye tutkuluyum! Çünkü O'nun kulunun kölesinin kuluyum! 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Rüya
Uzun bir uykudan kalkıp bir sabah, Baktım ki, yepyeni odamda eşya. Çocukluk evim bu değildi.. Eyvah! Gördüğüm, değildi bildiğim dünya! Ellerim bir kanat gibi titrekti, Tutmasam, gözümden yaş inecekti; Bir şey beni dürtüp aynaya çekti, Ondaydı gecenin esrarı güya. Sordum etrafıma, ne oldu, ne var? Nedir suratımda bu çukur yollar? Sanki yaşamaya güvenim kadar Büyük bir şey çaldı benden o rüyâ... 1926 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Rüzgar
İçerimde koca bir dağ gizlidir, Rüzgar döne döne çıkar mı bilmem. Yarim ince uzun, saz benizlidir, Başımı göğsünde sıkar mı bilmem. Hey... Ne kimsesizdir bu uzun yollar, Gözlerim yollarda birini kollar, Bana kim göklerden bir haber yollar, Gökler susa susa bıkar mı bilmem. İçlensem, içlensem bir hayal kursam, Göklere yaslanıp çığlık savursam, İçimdeki dağı dağlara vursam, Bu vuruş gönlümü yıkar mı bilmem. Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Saat
Bakma saatine ikide birde! Halin neyse saat onun saati. Saat tutamaz ki, ölü kabirde; Zamana eşyada gör itaati! Bir kıvrım, bir helezon, Her noktası baş ve son... Dün hâtıra, yarın hayal, bugün ne? İki renk arası bir çizgicik pay. Ne devlet zamanı bütünleyene! Ebed bestecisi bir çark ve bir yay. Hesap soran yaratık; O dimdik her şey yatık. Zaman bir işvebaz, kaçak hayalet; Eskiyenin kement atar boynuna. Ne pişmanlık tanır, ne af, ne mühlet; Ancak fatihinin girer koynuna. Niyeti gizli fettan Köle biçimli sultan... 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Saat 12
Çın, çın, on iki hece, Çaldı bir eski saat. On ikide her gece, Bana diyor ki, saat: Dün, bugün, yarın, siz, biz, Bu yayın içindeyiz; Onu yüzyıl sayın siz. Ömür on iki saat... 1931 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Saat Kaç?
Bir yürek, bir yürek, kutuda, tık tık... Korkarım, saat kaç diye bakamam. Son vapur kalkarken atlayamadık, Kapılar kapandı, vâdeler tamam. Ne oldu, ne bitti, anlayamadık: Zamandaymış meğer zorlanmaz mantık, O, her yaratığı yiyen yaratık, Bense öz beynini dişleyen yamyam. 1968 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sabır
Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Belâ sana kahretsin; Sen belâya selâm et! Felâh mı, onda felâh, Silâh mı, onda silâh Sen de kim oluyorsun? Asıl sabreden Allah. Sabır, incecik sırat; Murat içinde murat. Sabır Hakk'a tevekkül. Sabır Hakk'a itimat. Sabırla pişer koruk, Yerle bir olur doruk. Sabır, sabır ve sabır, İşte Kur'an'da buyruk! Bir sır ki âşikâre, Avcı yenik şikâre. Yalnız, yalnız sabırda Çaresizliğe çare... 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Saçların
Saçların omuzlarından aksın Mermer üzerinden geçen su gibi. İçimde bir ezgin his duyacaksın Yaz vaktinin gündüz uykusu gibi Saç tel tel, örtüler hep tül tül düşer; Gözün değdiği yere gül düşer; Sonunda sana da bir gönül düşer; Gönlümün şimdiki duygusu gibi. Dillerde dökülüp sayılır saçın, Sıcak nefeslerle bayılır saçın, Bir tütsüdür, kalbe yayılır saçın Kararan gözlerin buğusu gibi. Necip Fazıl Kısakürek | |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sağ-Sol
Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim; Görevi olmasaydı sol elimi keserdim... 1977 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sahte Kahraman
Bize kalan aziz borç, asırlık zamanlardan; Tarihi temizlemek sahte kahramanlardan... 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!.. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal; Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal. Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan; Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında halâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!.. Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sanat
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış; Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış... 1939 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sayıklama
Kedim, ayak ucumda büzülmüş, uyumakta; İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta, Hırıl hırıl, Hırıl hırıl... Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece, Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce, Fırıl fırıl, Fırıl fırıl... Söndürün lambaları, uzaklara gideyim; Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim, Pırıl pırıl, Pırıl pırıl... Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan; Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan; Şırıl şırıl, Şırıl şırıl... Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda, Bahsetse yaşamanın tadından başucumda, Mırıl mırıl, Mırıl mırıl... 1927 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sayılar
Sayılar yalnız Bir'in kendi dalgalanışı, Sayılar kemmiyetin keyfiyeti anışı... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sen
Senden, senden, hep senden, Akisler aynalarda, Göğe çıksam mahzenden; Hasretim turnalarda. Seni buldun bulduysam; Gökten bir davet duysam Ben ki, suçumu yuysam, Su biter kurnalarda. Garibe sensin vatan, Nur yurdunu aratan Sensin, sensin yaratan, Rahmetli analarda. 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Serseri
Yeryüzünde yalnız benim serseri, Yeryüzünde yalnız ben derbederim. Herkesin dünyada varsa bir yeri, Ben de bütün dünya benimdir derim. Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı, Aradım bir ömür, arkadaşımı. Ölsem dikecek yok mezar taşımı; Halime ben bile hayret ederim. Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin peşinden yürür giderim... 1924 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Ses
Her taraf pırıl pırıl; Toz yağmuru, samandan. Rüyada bastırıldım, Ses geliyor ormandan... Süzülmüş ki, süzülmüş, Son kelime harmandan; Altından bir anahtar, Ses geliyor ormandan... Benim bir bilmecem var, Daha grift zamandan. Çözülsene kördüğüm! Ses geliyor ormandan... Arkalarda şehirler, Kıvılcımdan, dumandan, Hasretten daha ılık, Ses geliyor ormandan... Kaçın, kaçın kuytuya Ahtan, oftan, amandan! Kafdağına giden yol, Ses geliyor ormandan... Bir yıldızdan münzevî, Bir sahilsiz ummandan, Gariblere bir haber, Ses geliyor ormandan... 1944 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sevinç
Bir sevinç var ki kalbte Arşı doldurur sesi; O ne sonsuz sevinçtir, ebediyet neş'esi... 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Seyyid Tâhâ'yı Ziyaret
Şemdinli dağlarının içtim nur çeşmesinden; Kurtuldum akreplerin ruhumu deşmesinden... 1976 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sofra
Doymayan nefs, gözünü kara toprak doyursun! Soframıza açlığı besleyenler buyursun! 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sokak
Öyle bir sokak ki, bu Her köşede bir kadın; Geçene, öz yolcusu Gibi bakar... Anladın... Ve kalbin sana sorar: Bakıp geçmekte ne var? Sen de her insan kadar Onlara aşinaydın... 1928 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Son Sığınak
Hayat perdenin arkasında; Hayatın öte yakasında. Şu gaflet yükü insana bak; Kendinden varlık cakasında. Ve aşksız yobaz... İşi gücü, Namazla Cennet takasında. Tam dört asırdır Müslümanlık, Cansız etiket markasında. Ku'ran kalbi kör ezbercide, Din, üfürükçü muskasında. Batı, Batı der çırpınırlar, Batı tükürük hokkasında. Makine dimdik demirden put, İnsanoğlu ruh laçkasında. Hürriyet nerde söyleyeyim: Hakka esaret halkasında. Zamanda herşey kopuk, kesik; Biçkisi kader makasında. Ey insan, sana son sığınak, Son peygamberin hırkasında! 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sonsuzluk Kervanı
Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben, Üç ayakla seken topal köpeğim!" Bastığınız yeri taş taş öpeyim. Bir kırıntı yeter, kereminizden! Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben... Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller... Ufuk önlerinde bayrak kulesi. Bu gidenler Altun Kol Silsilesi; Ölçüden, ahenkten daha güzeller. Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller... Sonsuzluk Kervanı, istemem azat! Köleniz olmakmış gerçek hürriyet. Ölmezi bulmaksa biricik niyet; Bastığınız yerde ebedi hasat. Sonsuzluk Kervanı, istemem azat... 1952 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su I
Bir hamam ki, arınma gayesinden şaheser; Arınmışları yeri, Cennette nurlu kevser. 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su II
Kainatta ne varsa suda yaşadı önce; Üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce. 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su III
İnsanlar habersizken yolların verasından, Gökle toprak arası su şaşmaz mecrasından. 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su IV
Su kesiksiz hareket, zikir, ahenk, şırıltı; Akmayan kokar diye esrarlı bir mırıltı. 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su V
Kah susar, kah çırpınır, kah ürperir, kah çağlar; Su, eşyayı kemiren küfe ve pasa ağlar. 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su VI
Su bir şekil üstü ruh, kalıplarda gizlenen; Yerde kire battı mı, bulutta temizlenen... 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su VII
Bu dünya insanlığa manevi hamam olsa; Her rengiyle insanlık tek renkte tamam olsa... 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Su VIII
Su duadır, yakarış, ayna, berraklık, saffet; Onu madeni gökte altınlar gibi sarfet! 1980 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Sual-Cevap
Sual: Ey veli, insan nasıl olmalı, söyle! Cevap: Son anda nasıl olacaksa hep öyle... 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Surda Açılan Gedik
Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!.. 1947 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Susan Deniz
Gittim, gittim, denizin, Sınır yerine vardım. Halin bana da geçsin! Diye ona yalvardım. Bir çılgın vesvesede, İçim didiklense de, Olaydım o cüssede, Onun gibi susardım... 1930 Necip Fazıl Kısakürek |
All times are GMT +3. The time now is 10:47. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025