Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Haberler (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=120)
-   -   Kim demiş ‘Nazım Hikmet vatan şairidir' diye… (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=107340)

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:09

Kim demiş ‘Nazım Hikmet vatan şairidir' diye…
 
http://www.habervaktim.com/resim/resim74692_2.jpg


Bazı kesimler Nazım Hikmet için, ‘sürgündeki şair', ‘vatan şairi' derken, gerçekler bu söylemleri bir bir yalanlıyor. Nazım'ın yaptığı işler ve söylediği sözler, onun ‘vatan şairi' değil, tam anlamıyla bir ‘vatan haini' ve ateist olduğunu gösteriyor.

Ölümünün 46. yılında yapılan programlarla anılan ve laik kesim tarafından hala ‘memleket sevdalısı' gibi gösterilmeye çalışılan Nazım Hikmet, “Beni yaratan Stalin'dir. Gözlerimin ışığını Stalin'e borçluyum. O beni yarattı, O beni yaşatıyor. Ben Sovyetler Birliğinin çocuğuyum” şeklinde konuşarak hem ateistliğini açıkça belli etmiş, hem de hangi vatana mensup olduğunu açıkça ifade etmişti.

Ölümünün 46. yılında bile kartel gazeteleri ve bazı yayın organları tarafından kendisinden övgüyle bahsedilen ve ‘vatan şairi' olarak anılan Nazım Hikmet, “Beni yaratan Stalin'dir. Gözlerimin ışığını Stalin'e borçluyum. O beni yarattı, O beni yaşatıyor” şeklinde Stalin'e olan hayranlığını belirtirken adeta dine olan kindarlığını ve ateistliğini gözler önüne sermişti.

NAZIM'IN VATANI SOVYETLER!


Türk varlığı aleyhine gayret gösteren bir casus, kanun karşısında otuz yıl hapse, halk vicdanında ebediyen hiçliğe ve lanetlenmişliğe mahkûm edilmiş bir halk düşmanı olan Nazım Hikmet, ‘Ben Sovyetler birliğinin çocuğuyum' diyerek, hangi vatanın şairi olduğunu kendi ağzından söylüyor.

SOVYETLERİN ÇOCUĞUYUM

“O kadar bahtiyarım ki! Ben bütün hayatımı, idealimi, aşkımı bu muazzam şehre borçluyum. Ben Sovyetler Birliğinin çocuğuyum” diyen Nazım Hikmet, Stalin'in kendisi için çok önemli olduğunu belirtmiş, Türk halkının da katil olacağını söylemekten çekinmemiştir: “Bugün memleketimin halkı Amerikan emperyalistlerinin elinde esirdir. Türk Halkı Amerikan üniforması giydirilerek Kore'ye katil olmaya gönderilmektedir. Stalin benim için çok mühimdir. Gözümün ışığı, fikirlerimin kaynağıdır.”

DAMARINDA BİR GRAM TÜRK KANI OLMAYAN NAZIM!

İstiklal savaşımızda 18 yaşındaki delikanlılardan 70 yaşındaki dedelere kadar erkekler cephede savaştı. Yaşlı teyzelerimiz de vatan malı ıslanmasın diye kış günü bebeğinin üzerindeki örtüyle silahların üzerini örterken, Nazım Hikmet 20 yaşında cepheye koşacağı yerde komünist Sovyetler Birliğine devrimi kutlamaya koştu

STALİN'E AĞIT YAKAN BİRİ TÜRK OLABİLİR Mİ?

Lenin, 6 yıl içinde 815 bini köylü olmak üzere yaklaşık 2 milyon kişiyi katletmiştir. Nazım Hikmet, bu gerçeği bile bile Türkiye'yi Moskova'ya uydu komünist bir devlet haline getirmek için mücadele etmişti. Nazım, Stalin için ‘Beni o yarattı' diyecek kadar ateist bir insandı. Stalin, 112 bin Türk ailesini buzlara gömüp, 425 bin Türk'ü yük vagonlarında haftalarca aç, susuz, tuvaletsiz, havasız bırakarak yerlerinden ederken, Nazım, Stalin'in öldüğü akşam Budapeşte radyosundan Stalin'e şiirler, ağıtlar okumuştu. Damarında bir gram Türk kanı taşımayan Nazım Hikmet, Stalin'in katlettiği milyonlarca Türk için bir nebze üzülmemişti.

TANRISI STALİN OLANIN…

Laikçi kesim Nazım Hikmet'i vatan şairi olarak göstermeye çalışıp, memleket hasretiyle öldüğünü söylemeye çalışırken, bu sözleri kolladıkları adam Nazım Hikmet kendi cümleleriyle yalanlıyor. 1951'de Moskova Radyosu, havaalanında Nazım'ın, “Beni yaratan Stalin'dir. Gözlerimin ışığını Stalin'e borçluyum. Her şeyimi O'na borçluyum. O beni yarattı, O beni yaşatıyor” sözlerini dinleyicilerine yansıtmıştır. Haber bülteninde Nazım'ın “Bundan sonra şehrim Moskova, vatanım Rusya'dır. Ömrümün sonuna kadar Stalin'in bayrağı altında vazife göreceğim” demesine rağmen, ülkemizdeki bir takım medya organları onu hala Türkiye sevdalısı bir insan gibi göstermeye çalışıyor.

“TÜKÜRÜN NAZIM'IN YÜZÜNE!”

Bugün sıkı ‘Nazımcı' kesilen çevreler, daha önce ‘Tükürün kızıl şaire, katile' diyerek kampanya başlatmışlardı. Vakit, arşivlerin tozlu rafları arasında kalan bir belgeyi de gün yüzüne çıkarmış, bugün Nazım'ı göklere çıkartan kesimlerin daha önceleri ‘yüzüne tükürülsün diye resmini bastırdıklarını' belgelemişti. 12 Temmuz 1951 tarihli nüshasında; Nazım Hikmet'in, Moskova'da Sovyet Muharrirler Birliği Umumi Katibi Fadeyev ile kol kola çekilmiş fotoğrafını basan Cumhuriyet'in haberinde şöyle denilmişti: “Sovyetler, Nazım Hikmet'in Moskova'da aldırdıkları boy boy şekil şekil resimlerini bütün dünya fotoğraf ajanslarına dağıtmaya başlamışlardır. Yukarıda gördüğünüz resim, bunlardan biridir. Bu fotoğrafı sütunlarımıza geçirirken, şair Eşref'in, tavsiyesi aklımıza geliyor. Bu tavsiye, ‘Resmini teksir ettirip dağıt ki, millet doya doya yüzüne tükürsün' mealindedir. Biz de yukarıdaki resmi, Nazım hesabına aynı gaye ile basmış bulunuyoruz.” “Nihayet resmi de geldi” başlıkla haberde Cumhuriyet, halka, “Nazım'a tükürün” diye seslenmişti.

NAZIM HİKMET KİMDİR?

Nazım Hikmet, 20 Kasım 1901'de Selanik'te doğdu. Şiir yazmaya daha okul çağlarında şair dedesi Nazım Paşa'nın etkisiyle başladı. Hastalığı nedeniyle 17 Mayıs 1920'de, subaylıktan çürüğe çıkarıldı. 5 Mart 1933'te hakkında ‘halkı rejim aleyhine kışkırtmak' suçuyla ve 22 Mart 1933'te gizli örgüt kurmaktan davalar açıldı. İdam talebiyle başlayan dava 31 Ocak 1934'te 5 yıl hapis kararıyla son buldu ve genel afla serbest kaldı. Ardından yine dine, vatana ve millete karşı yazıları ve şiirleri nedeniyle çok sayıda dava açılan ve cezaevine giren Nazım Hikmet, 12 yıl 7 ay yattı, yine genel afla serbest kaldı. Sonrasında çürüğe ayrıldığı halde Sivas'ın Zara ilçesine askere gitmesi tebliğ edildi.

YALANCI NAZIM, ROMANYA'YA KAÇMIŞTI

17 Haziran 1951 sabahı, askerlik işini düzeltmek amacıyla Ankara'ya gideceğini söyleyerek evden ayrılan Nazım Hikmet'in 20 Haziran 1951'de Romanya'ya vardığı Bükreş Radyosu'ndan öğrenildi. Akrabası yazar Refik Erduran'ın kullandığı bir sürat motoruyla İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e açılmış, Bulgaristan sahillerine çıkmayı amaçlarken, yolda rastladığı bir Rumen şilebiyle Romanya'ya gitmişti. Oradan Moskova'ya geçmesi üzerine, Nazım Hikmet, 25 Temmuz 1951'de, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılmıştı. Türk vatandaşlığından çıkarılan Hikmet, Polonya vatandaşlığına geçer ve Borzecki soyadını alır. ‘Stalin aşığı' Hikmet, Moskova'da 3 Haziran 1963 tarihinde kalp krizinden öldü ve cenazesi ünlü Novo-Deviçye Mezarlığı'na gömüldü.



/ VAKİT

tugbaph 06-05-2009 16:12

vay be çok şaşırdım
tuaf gerçeklerden biri buda
paylaşımınız için teşekkür edrz

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:14

Bakın bugünkü Cumhuriyet Gazetesi, Nazım hakkında makaleler düzüyor ölüm yıldönümünde..

Alıntı:

Bugün sıkı ‘Nazımcı' kesilen çevreler, daha önce ‘Tükürün kızıl şaire, katile' diyerek kampanya başlatmışlardı. Vakit, arşivlerin tozlu rafları arasında kalan bir belgeyi de gün yüzüne çıkarmış, bugün Nazım'ı göklere çıkartan kesimlerin daha önceleri ‘yüzüne tükürülsün diye resmini bastırdıklarını' belgelemişti. 12 Temmuz 1951 tarihli nüshasında; Nazım Hikmet'in, Moskova'da Sovyet Muharrirler Birliği Umumi Katibi Fadeyev ile kol kola çekilmiş fotoğrafını basan Cumhuriyet'in haberinde şöyle denilmişti: “Sovyetler, Nazım Hikmet'in Moskova'da aldırdıkları boy boy şekil şekil resimlerini bütün dünya fotoğraf ajanslarına dağıtmaya başlamışlardır. Yukarıda gördüğünüz resim, bunlardan biridir. Bu fotoğrafı sütunlarımıza geçirirken, şair Eşref'in, tavsiyesi aklımıza geliyor. Bu tavsiye, ‘Resmini teksir ettirip dağıt ki, millet doya doya yüzüne tükürsün' mealindedir. Biz de yukarıdaki resmi, Nazım hesabına aynı gaye ile basmış bulunuyoruz.” “Nihayet resmi de geldi” başlıkla haberde Cumhuriyet, halka, “Nazım'a tükürün” diye seslenmişti.
Bu da DÜN ÖYLE BUGÜN BÖYLEliklerinin belgesi:

http://img265.imageshack.us/img265/4594/kapaksi8.gif


Tükürün İkisinin de yüzüne..

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:17

Dökülsün pislikleri tek tek.

Bu da Vatan'ın dönekliği:

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf...an%20haini.jpg


---


http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf...tan%5B1%5D.jpg

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:18

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf/hf22/atil.jpg

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:19

Bunlar ansın onu.
Ben niye anayım:

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf/hf22/d.jpg

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:20

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf...p_image004.jpg

--

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf...p_image008.jpg

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:21

CUMHURİYET:

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf...p_image033.jpg

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:24

Koyuyorum.
Ama birileri tükürmesin yüzüne!

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf...p_image034.jpg

FarukARSLAN. 06-05-2009 16:43

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

Ertuğrul ÖZGÜL 06-05-2009 20:54

Cumhuriyet gazetesi: Millet Nazım'ın yüzüne tükürsün
 

Moskova Radyosu dün akşamki yayınlarında Kızıl Şair Nazım Hikmet'in Moskova'ya vardığını ve hava alanında beyanatta bulunurken "beni yaratan Stalindir" diye bağırdığını bildirmiştir. Gene Moskova Radyosu'na göre, kızıl şair, Stalin'i göklere çıkaran şu sözleri de sarf etmiştir:" Gözlerimin ışığını Staline borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor." (Cumhuriyet, 30 Haziran 1951)

Prof. Dr Ahmet B. ERCİLASUN

Hafta geçmiyor ki büyük gazete veya televizyonlardan birinde Nazım Hikmet'ten bahsedilmesin. Son zamanlarda bazı siyasiler de bu koroya katıldı. Aynı dönemlerde yaşamış ve şiirde en az Nazım Hikmet seviyesindeki Faruk Nafiz, Ahmet Muhip, Arif Nihat, Necip Fazıl, Cahit Sıtkı'dan hiç bahis yok. Sanki o dönelerde başka şairimiz yaşamamış. Ömrünü komünizm için harcamış olan Nazım Hikmet'in komünistliği inkar edildiği gibi neredeyse en büyük millî şair mertebesine yükseltiliyor. Bu konuda yazacak çok şey var. Şimdilik Cumhuriyet gazetesinin 1951 yılına ait sayılarını karıştıralım ve Nazım Hikmet'in yurt dışına nasıl çıktığını oradan izleyelim:

21 Haziran 1951, 1. sayfa

Başlık: Şair Nazım Hikmet Bükreşe mi kaçtı?

Alt başlık: Bükreş Radyosu, şairin Romanya'ya vardığını ve karşılandığını bildirdi.

Küçük alt başlık: Dün gece aldığımız malûmata göre Nazım Hikmet beş gündür şehrimizde tagayyüb etmiştir.

Haberin baş tarafı: İstanbul 20 (T.H.A.)- Bükreş radyosu bu akşamki yayınında, Nazım Hikmet'in Bükreş'e geldiğini ve şehirde kominforma teşkilatı tarafından karşılandığını bildirmiştir. Bu hususta yorumda bulunan radyo sözcüsü, Nazım Hikmeti beynelmilel komünizmin bir kahramanı ve kurbanı olarak tanıtmıştır...

23 Haziran 1951, 1. sayfa

Başlık: Nazım Hikmet

Alt başlık: Moskova radyosu dün gece, Kızıl Şair'in Demir Perde içine girdiğini teyid etti.

Haber: Moskova 22 (A.P.) - Pravda gazetesi bugün solcu Türk şairi Nazım Hikmet'in Romanya'ya vardığını bildirmiştir. Nazım Hikmet'in "celladların elinden kaçırıldığını" yazan Sovyet gazetesine göre, şair Bükreşte komünist işçiler tarafından büyük tezahürler ve şenliklerle karşılanmıştır... Moskova radyosu da dün akşamki yayınlarında Nazım Hikmet'in Bükreşe vardığını teyid etmiş ve mumaileyhin şerefine "Barışı koruma komitesi" başkanı Sadoyan tarafından bir ziyaret verildiğini de zikretmiştir. Gene Moskova Radyosu'na göre, Nazım Hikmet, bir Rumen gazetesine verdiği beyanatta "Rumen topraklarında rahat nefes almak fırsatını kazandığımdan dolayı mesudum" demiştir.

30 Haziran 1951, 1. sayfa

Başlık: Nazım Hikmet Moskova'da.

Alt başlık: Şakşakçı Kızıl Şair hava alanında "beni yaratan Stalin'dir" diye bağırdı ve vatanının Rusya olduğunu söyledi.

Haber: Moskova radyosu dün akşamki yayınlarında Kızıl Şair Nazım Hikmet'in Moskova'ya vardığını ve havaalanında beyanatta bulunurken "beni yaratan Stalindir" diye bağırdığını bildirmiştir. Gene Moskova radyosuna göre, Kızıl Şair Stalin'i göklere çıkaran şu sözleri de sarf etmiştir:

"- Gözlerimin ışığını Stalin'e borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor."

Stalin'in şakşakçısı, bundan sonra vatanının Rusya olduğunu, şehrinin Moskova bulunduğunu da söylemiş ve Stalin'in bayrağı altında vazife göreceğini kaydetmiştir.

1 Temmuz 1951, 4. safya

Alt başlık: Nazım Hikmet'in Moskova'da yazdığı makaleler.

Haber: Moskova, 30 (A.P.) Sovyet basını bugün Demir Perde gerisine kaçan müfrid solcu Türk şairi Nazım Hikmet'in Moskova'ya varışını büyük tezahürlerle karşılamıştır.... Moskova "ebedi" gazetesi Hikmet'e, hatta Pravdadan bile fazla yer ayırmış ve komünist şairin "Türkiye'de Amerikanlar" başlıklı bir makelesini yayınlamıştır. Nazım Hikmet bu yazısında "Türk burjuva sınıfının her türlü hicab hissini kaybettğini ve burjuvaların Türkiye'yi Birleşik Amerika'ya sattıklarını" ileri sürmüş ve Türkiye'de Sovyetler Birliği'ne karşı harb için hummalı hazırlıklar yapıldığını iddia etmiştir.

1 Temmuz 1951, 1. sayfa

Kızıllar ve Ticaniler (Nadir Nadi'nin baş yazısından bir parça)

Yurdundan kaçarak Demir Perde gerisine sığınan kızıl şair Nazım Hikmet, Moskova hava alanına iner inmez:

"- Gözlerimin ışığını Stalin'e borçluyum, her şeyimi ona borçluyum. Beni o yarattı, beni o yaşatıyor!" diye bağırmış.

Sosyal hayatta her olayın bilimsel izahını yapmaya çalışan, daima objektif kalmaya gayret harcayan, hiç bir şeye hayret etmemeye yıllardır alışmış bir adam olduğum halde yukarıdaki sözleri okuyunca doğrusu şaşırdım. Kızıllığın psikolojik özünü bildiğimden Nazım'ın kaçışı beni sinirlendirmemişti... Fakat Moskova'ya vardığı dakikada, ayağının tozu ile söylediği sözlere pes dedim... İlk önce düşündüm: "- Belki o böyle konuşmamıştır da onun ağzından radyoda uydurmuşlardır" diyesim geldi. Bu hükmün yersizliğini çabucak anladım. Nazım Moskova'nın da Demir Perde'nin de ne olduğunu elbet biliyordu. Oraya giderken kendi adına yayınlanacak bütün demeçleri, şiirleri ve yazıları peşinen imzalamaya hazırlanmıştı. Bu yönden bir kaygusu olsa idi, Türkiye'den ayrılmaz, Demir Perde'ye bir adım yaklaşmak içinden gelmezdi. Şu halde, yıllardır Nazım'ın samimi inancı budur...

12 Temmuz 1951, 1. sayfa

Başlık: Nihayet resmi de geldi. Resim, başlıktan sonra yer alıyor.

Resim altı şöyle: Nazım Hikmet, Moskova'da Muharrirler Birliği umumî katibi Fadeyef ile kolkola.

Haber metni: Kendi tabirile Stalin'in yarattığı Nazım Hikmet, Moskova'ya varınca hepimizin nefretle okuduğumuz mahud beyanatı verdi. Kızıl propaganda plağa aldırdığı bu demeçten bol bol istifade etmeğe çalıştı. Nihayet onlar da rahat ettiler, biz de rahata kavuştuk, derken bu sefer resim faslı başladı. Sovyetler, Nazım Hikmet'in Moskova'da aldırdıkları boy boy, şekil şekil resimlerini bütün dünya fotoğraf ajanslarına dağıtmaya başlamışlardır. Yukarıda gördüğünüz resim, bunlardan biridir. Bu fotoğrafı sütunlarımıza geçirirken şair Eşrefin Abdülhamide yaptığı tavsiye aklımıza geliyor. bu tavsiye "resmini teksir ettirip dağıt ki millet doya doya yüzüne tükürsün" mealindedir. Biz de yukarıdaki resmi Nazım hesabına aynı gaye ile basmış bulunuyoruz.

27 Temmuz 1951, 1. sayfa

Başlık: Nazım Hikmet vatandaşlıktan iskat edildi (çıkarıldı.)

Alt başlık: Buna dair Bakanlar Kurulu kararı Cumhurbaşkanını tasdikine sunuldu.

28 Temmuz 1951, 3. sayfa

Sütun başlığı: Bir dakika

Başlık: Tatarağaları.

Doğan Nadi'nin küçük fıkrasının metni: Hükümet komünist şair Nazım Hikmet'i Türk vatandaşlığından ıskat etmeğe karar vermiş. Bizim hükümetin tuhaf bir hali var. Hemen her kararı "geçten sonra merhaba" kabilinden birşey oluyor. Nitekim bu sonunca da gene geç kaldı. Öyle ya... Nazım Hikmet bir defa memleketten kaçmış. Herif, bu hareketiyle, Türk vatandaşlığından kendi kendisini ıskat ederek, esasen, hükümetten daha atik davranmış olmuyor mu? D.N.

***

Yüzüne tükürülsün diye Nazım Hikmet'in resmini 1. sayfasına basan Cumhuriyet gazetesi, aynı nüshanın 4. sayfasında künyesini şöyle veriyor:

Sahib ve Başmuharriri: Nadir Nadi

Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden: Cevad Fehmi Başkut.

31 Temmuz 1951 tarihli Cumhuriyet'in 1. sayfasında Nazım Hikmet'le ilgili son uyarı-haber yer alıyor. "Biraz dikkat!" başlıklı bu küçük uyarıda, Nazım Hikmet'in, vatandaşlıktan çıkarılmasını protesto için Pravda'da yazdığı yazıdan bahseden ve bunu haber olarak sütunlarına alan Türk gazeteleri kınanıyor, protesto yazısının aslında bir propaganda yazısı olduğu belirtiliyor ve diğer gazetelerin "bu propaganda hapını yuttukları"na işaret edilerek artık Kızıl Şair'in "havadis kıymeti"nin "köpeği ısırığı zaman yükselebileceği" söyleniyor. "Bunu bilelim ve Moskova radyosunun oyununa gelmeyelim" cümlesiyle küçük uyarı son buluyor. Bir daha da Cumhuriyet'te N. Hikmet'le ilgili bir habere rastlanmıyor.

(ORKUN Dergisi Ağustos 2000)




All times are GMT +3. The time now is 02:49.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025