Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Belgelendirme (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=206)
-   -   54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=113044)

Erol-38 08-11-2009 00:20

54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
 
http://www.milligorus-forum.com/imaj/rp.jpg
Alıntı:

hako Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 164111)
2. Dünya Harbi’nden sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır. Ne var ki, Müslüman Arap dünyasının tepkisinden çekinen Türkiye İsrail ile ilişkilerini uzun yıllar, maslahatgüzarlık seviyesinde sürdürmüştür.
Türkiye ile İsrail arasında bugün en yoğun hale gelen ilişkilerin başlaması Rusya’daki komünist rejimin çöktüğü ve özellikle Filistin ile İsrail arasında barış rüzgarlarının estirildiği 1990’lı yıllara rastlar. Bu yıllarda Oslo’da taraflar arasında yapılan anlaşma Türk Dış Politikasında da etkisini gösterir ve Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ABD’nin de etkisi sonucu bugünkü seviyesine doğru yükseltme çabasına girişir.
Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi



Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.
1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)
Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik
21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.
25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.
(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)
31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın
15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)
Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)
14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)
Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:
“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”
REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.
Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.
Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.
REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.
İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)
Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.
Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.


Erol-38 08-11-2009 00:24

Alıntı:

hako Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 164111)
2. Dünya Harbi’nden sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır. Ne var ki, Müslüman Arap dünyasının tepkisinden çekinen Türkiye İsrail ile ilişkilerini uzun yıllar, maslahatgüzarlık seviyesinde sürdürmüştür.
Türkiye ile İsrail arasında bugün en yoğun hale gelen ilişkilerin başlaması Rusya’daki komünist rejimin çöktüğü ve özellikle Filistin ile İsrail arasında barış rüzgarlarının estirildiği 1990’lı yıllara rastlar. Bu yıllarda Oslo’da taraflar arasında yapılan anlaşma Türk Dış Politikasında da etkisini gösterir ve Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ABD’nin de etkisi sonucu bugünkü seviyesine doğru yükseltme çabasına girişir.
Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi



Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.
1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)
Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik
21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.
25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.
(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)
31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın
15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)
Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)
14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)
Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:
“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”
REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.
Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.
Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.
REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.
İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)
Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.
Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.

:gül::gül:

Erol-38 08-11-2009 00:25

Alıntı:

hako Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 164112)
REFAHYOL döneminde Türkiye İsrail ilişkileri açsısından son derece önem arz eden icraatlardan biri Türk Askerî Birliği’nin Filistin’e gönderilmesiydi. Bu Osmanlı Devleti’nin inkırazından tam 80 yıl sonra ilk defa gerçekleşen bir olaydı. 15 Ocak 1997 tarihinde Filistin yönetimiyle İsrail arasında El-Halil (Hebron) şehrinin Filistin yönetimine devri anlaşması imzalanmış, bu anlaşmayı müteakip bölgedeki barışın korunması için de 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo’da imzalanan bir ikinci anlaşmayla Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından bir barış gücü oluşturulmasına karar verilmişti.
REFAHYOL Hükümeti Türkiye tarafından imzalanan bu anlaşmayı üç gün sonra 04.02.1997 tarihinde Bakanlar Kurulu olarak onaylıyor, bir yandan bu anlaşmanın Meclis tarafından da tasdiki için hazırlanan tasarıyı Meclis’e sevk ederken, diğer yandan Anayasa’nın 92. Maddesi’ne göre bölgeye asker gönderilmesi için Meclis’ten izin talebinde bulunuyordu.
Filistin’e asker gönderme önerisi TBMM’nin 20 Şubat 1997 tarihli 59. Birleşimi’nde görüşülmüş ve bütün partilerin oy birliğiyle ve alkışlarla kabul edilmiştir. O tarihteki Birleşimi yöneten Meclis başkanı bu mutlu olayı şu cümlelerle ifade ediyordu: “Diliyoruz ki, şanlı ordumuzun geçmişte bu bölgede bulunması dolayısıyla sağlanan barışın, şimdi tekrar ve sürekli olarak korunmasında bu defaki şanlı birliğimizin gidişi de yeterli bir unsur olsun.”
24.02.1997’de Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın İsrail’i Ziyareti. REFAHYOL Hükümeti kendisinden önceki hükümetlerin büyük önem verdiği Türkiye-İsrail ilişkilerini olması gereken makul bir seviyeye indirmeye çalışırken buna karşı, Türk Genelkurmay’ı nedense bu ilişkileri daha da hızlandırmaya gayret ediyor ve 28 Şubat öncesindeki günlerde Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, İsrail’i ziyaret eden ilk Türk Genelkurmay Başkanı oluyordu.
Ziyaretinde İsrail’de büyük bir coşku ve alakayla karşılanan Karadayı bu geziden memnuniyetle dönüyor ve ayağının tozuyla 28 Şubat MGK Toplantısı’na katılıyordu. 28 Şubat MGK Toplantısı’ndan sonra yaşananları hatırlayınca, insanın aklına ister istemez, Haziran 1996’da HABİTAT II Toplantısı için Türkiye’ye gelen Weizman’ın uçakta söylediği sözler ile (13.06.1996 Hürriyet) bu ziyaret esnasında İsrail’deki etkin kişi ve kuruluşlar kendisini nasıl bir tesir altına aldıkları düşüncesi de akla geliyordu.!
Mehmet Ali Birand’ın da bahsi geçen yazısında belirttiği gibi REFAHYOL Hükümeti’nden önce İsrail ile yapılan askeri anlaşmaların, ne yükümlülükleri ne de çerçevesi tam olarak biliniyordu. Ama İsrail’in gizli niyetinin, Türk hava sahasını kullanacak pilotlarının toplayacakları istihbarat bilgileriyle, Türkiye coğrafyasını, özellikle de Fırat ve Dicle havzasını tam manasıyla mercek altına alarak gelecekteki “Arz-ı Mev’ud” projesinin doğu yakasına ait olanını hazırlamak olduğunda hiç şüphe yoktu! Zira GAP Bölgesi’nde 1990 başından bu yana şahidi olduğumuz arazi sahiplenmeleri ve GAP idaresinin önemli bazı projelerinin İsrail’li Firmalara verilmiş olması bu haklı endişelerimizi teyit ediyordu.
Peki, Başbakan Erbakan’ın İsrail’e Karşı Kişisel Yaklaşımı Nasıldı?
Başbakan Erbakan’ın REFAHYOL Hükümeti’nde kişisel eğiliminin ne olduğunu anlamak için şu üç olaya bir bakış yapmak yeterlidir zannediyorum: 1. Olay: 26.09.1996’da İsrail Başbakanı Netenyahu, El Aksa Camii’nin altından geçen tüneli açınca çıkan olaylarda 38 Filistinli ve 11 İsrail’li ölmüş; bu olay üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tünelin derhal kapatılması çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de, bu olaya ne Demirel, ne de Çiller hiç ses çıkarmazken Başbakan Erbakan: “Böyle bir tünel kazma çalışması büyük bir tahriktir. Kendilerine bir an önce bu tahrikten vazgeçmelerini, tüneli derhal kapatmalarını hatırlatıyorum. Ortadoğu’da barışı bozucu hareketler, önce bu barışı bozanlara zarar verir. Bu sözleri 65 milyonun hislerine tercüman olarak söylüyorum.” (Stratejik ittifak, sh. 77) diyordu.
Erbakan’ın bu konuşmayı “Hükümet adına” değil “millet adına” yapıyorum demesi, olaylar karşısında Çiller’in suskun kalmasından kaynaklanıyordu. Ne de olsa Çiller Türkiye-İsrail ilişkilerinin mimarlarından biriydi.
2. Olay Yılmaz Hükümeti zamanında 14.03.1996 tarihinde imzalanan ve Türkiye ile İsrail arasında Gümrüklerin Sıfırlanmasını Öngören Anlaşma TBMM’nin 04.04.1997 tarihli oturumunda kabul edilmişti. Ne var ki Başbakan Erbakan’ın talimatı üzerine bu anlaşmanın yürürlüğü REFAHYOL Hükümeti’nin sonuna kadar durdurulmuş ve bu konuda yapılması gereken çalışmalar askıya alınmıştı.
3. Olay REFAHYOL Hükümeti’nin kurulmasından sonra İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy uzun uğraşlar ve ısrarlı randevu talepleri sonunda Başbakan Necmettin Erbakan’ı 08.04.1997 tarihinde ziyarete gelmiş ve bu görüşme sonunda Erbakan kendisine aşağıdaki uyarıları yapmıştı:
• Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz.
• İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz.
• Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz.
• Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz.

Bu uyarılar elbette Levy’nin hoşuna gitmedi ve Levy İsrail’e içi buruk döndü.
Durumu farkeden Çiller Levy’nin hemen arkasından Mayıs 1997’de Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan’ı, Genelkurmay Başkanı Org. Karadayı da, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir’i İsrail’e gönül almaya gönderiyorlardı!
Şu inkar edilemez bir gerçektir ki, REFAHYOL Hükümeti’nin en büyük sıkıntısı, İsrail konusundaki görüşleri gün gibi berrak olan Refah Partisi’yle, Türk-İsrail ilişkilerinin mimarı kabul edilen DYP’nin Tansu Çilleri’nin birlikte hükümet olmalarından kaynaklanıyordu. Yine de bir kanadı İslam Dünyasından, diğer kanadı ise İsrail’den yana olan bir REFAHYOL Hükümeti’nde Genelkurmay’ın ve Tansu Çiller’in özel çabaları ötesinde Türkiye-İsrail ilişkilerinde zaten fazla bir gelişme de kaydedilmiş değildi.


(Kaynak: Şevket KAZAN, Refah Gerçeği, 2. Cilt, sh. 281-287)

:gül:

FarukARSLAN. 08-11-2009 04:57

Alıntı:

Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.
Şu şöyleymişte bu böyleymişte damdan dallar sarkmışta horoz erken ötmüşte...

Bu 'konunun aslını irdeleme'yi diğer mes'elelerde de görsek de samimiyetini görsek Milli Görüş'ün :)

redyellow 08-11-2009 14:00

Alıntı:

FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 653968)
Şu şöyleymişte bu böyleymişte damdan dallar sarkmışta horoz erken ötmüşte...

Bu 'konunun aslını irdeleme'yi diğer mes'elelerde de görsek de samimiyetini görsek Milli Dövüş'ün :)


ne güzel yazıyorsunuz ya, bu kadar güzel!! bu kadar kaliteli!! bu kadrar seviyeli!!! yazmayı nerden öğrendiniz:)

Erol-38 08-11-2009 18:04

Alıntı:

FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 653968)
Şu şöyleymişte bu böyleymişte damdan dallar sarkmışta horoz erken ötmüşte...

Bu 'konunun aslını irdeleme'yi diğer mes'elelerde de görsek de samimiyetini görsek Milli Görüş'ün :)






Lütfen biraz daha dikkatli yorumlarda bulunalım . Milletin değer verdiği şahsiyetler hakkında yorumlarımız biraz daha makul olursa faydalı olur sevgiler.

redyellow 08-11-2009 19:21

Alıntı:

Erol-38 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654269)

Sadece kendi görüşünüzü, fikirlerinizi ve düşüncelerinizi yazın.

Başkalarına iftira, çamur vs. atmayın.

Bu daha doğru bir tavır olur.

Yıldırım 08-11-2009 20:13

Alıntı:

ebubekir Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654324)
Bak muhterem sitede görevin medya takip. Sanırım bütün medyayı takip etmek vazifen. Ama görüyorum ki dinsiz medyaseni etkisine almış. Onların ağzıyla, içinde zerre kadar mantık olmayan şeylerle saldırmayı tercih ediyorsun.

demek medyayı bile dinli dinsiz olarak ayırt ediyorsunuz bu nasıl bir paranoya...yandaş medya olurda dinli dinsiz vay be...

rica etsem dinlilerini sayarmısın....

FarukARSLAN. 08-11-2009 20:30

Alıntı:

ebubekir Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654324)
Bak muhterem sitede görevin medya takip. Sanırım bütün medyayı takip etmek vazifen. Ama görüyorum ki dinsiz medyaseni etkisine almış. Onların ağzıyla, içinde zerre kadar mantık olmayan şeylerle saldırmayı tercih ediyorsun.

Ne alaka?
Benim alıntıladğım yazıyla yorumumla ne alaka?
Benim yazdığım senin koyduğunu alıntılayıp ona yorum getirmekti, senin koyduğun şeyde mantık yoksa ben ne yapayım?

Meseleyi anlayamamışsınız.
Bu 'mesele irdeleme' işini dedim başka konularda değil de kendinizde görünce samimyetiniz kaçıyor.
Neden mi?

AK Parti kuran kursu yıktırdı derken irdelemeden etmeden yaftayı yapıştıran, bilmeden etmeden AK Parti Akdamar Kilisesi'ni açtırdı deyip aslını astarını araştırmadan yaftayı 'çakan' cenâh gelip saydırıp saydırıp yapılan anlaşmayı en sona bir kaç cümleyle kıvırmalarla verecek..

Hani şundan bundan değil 'kafa yapısı'ndan kaybediyorsunuz arkadaş.

İsrail'le anlaşmaları engelleme kadar gücü olsaydı, sonradan Türkiye'nin yol haritası olacak olan Orgeneral Karadayı'ya kendi dönemlerinde "İsrail ve Türkiye silahlı kuvvetlerinin dostluğunun ebedi olacağını" söyletmezdi bu 'güç'.

Fatihin Torunu 08-11-2009 20:46

Kimsenin Refah partisine siz israille anlaşma yaptığınız demeye hakkı yoktur.
Çünkü kendiş tutukları partiye baksınlar önce, onlar kaç tane anlaşmaları var.
AK Parti hükümetin sayısız anlaşmalrı var bunu görmeyip olmayan anlaşmayı basetmek ayıptan başka birşey der.
Herkes kendine baksın.

İsraille anlaşma yapılmadığı yazıoyor.
Bunu herkes göremiyor demek ki.

FarukARSLAN. 08-11-2009 20:54

Alıntı:

Fatihin Torunu Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654364)
Kimsenin Refah partisine siz israille anlaşma yaptığınız demeye hakkı yoktur.
Çünkü kendiş tutukları partiye baksınlar önce, onlar kaç tane anlaşmaları var.
AK Parti hükümetin sayısız anlaşmalrı var bunu görmeyip olmayan anlaşmayı basetmek ayıptan başka birşey der.
Herkes kendine baksın.

İsraille anlaşma yapılmadığı yazıoyor.
Bunu herkes göremiyor demek ki.

Biz öyle bir şey demedik bakın, siz "Bizim anlaşmamız yok" diyen tarafsınız.
Bizde kendi yazınızda olan yeri aldık(m).

Alıntı:

Akp hükümetin sayısız anlaşmalrı var bunu görmeyip olmayan anlaşmayı basetmek ayıptan başka birşey der.
İsrail'le anlaşma yapmak kötüdür diyen sizsiniz.
Yapmadık diyen sizsiniz.
Sonra meseleyi tepemize bindirip asıl meselenize gelen yine sizsiniz.
Ama bakın bunu da biz değil sizin yazınız, yazarınız söylüyor;

Alıntı:

Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.


Bi "anlaşma yapmadık" deyip, sonra "vardı ama şöyleydi böyleydi" diyecek kadar %180 derece değilsiniz değil mi?
Yok..
Değilsinizdir..

Fatihin Torunu 08-11-2009 22:27

Alıntı:

FarukARSLAN. Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654373)
Biz öyle bir şey demedik bakın, siz "Bizim anlaşmamız yok" diyen tarafsınız.
Bizde kendi yazınızda olan yeri aldık(m).



İsrail'le anlaşma yapmak kötüdür diyen sizsiniz.
Yapmadık diyen sizsiniz.
Sonra meseleyi tepemize bindirip asıl meselenize gelen yine sizsiniz.
Ama bakın bunu da biz değil sizin yazınız, yazarınız söylüyor;



Bi "anlaşma yapmadık" deyip, sonra "vardı ama şöyleydi böyleydi" diyecek kadar %180 derece değilsiniz değil mi?
Yok..
Değilsinizdir..


Bırakın yahu ne dediğiniz anlaşılmıyor.
180 derece dönen falan yok.
Biz olanı olduğu gibi aktarıyoruz.
Siz İsraille anlaşma yapıp duruyorsunuz.

BlueMoon 08-11-2009 22:50

Alıntı:

Fatihin Torunu Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654459)

Bırakın yahu ne dediğiniz anlaşılmıyor.
180 derece dönen falan yok.
Biz olanı olduğu gibi aktarıyoruz.
Siz İsraille anlaşma yapıp duruyorsunuz.

şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...

Fatihin Torunu 08-11-2009 23:02

Alıntı:

olcayatay Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654466)
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...

Neden işinize mi gelmedi ?

redyellow 08-12-2009 00:06

Alıntı:

olcayatay Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654466)
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...

İnsanların yazılarında hakaret yoksa, küfür yoksa, aşağılama vs. yoksa niye konuşturmuyorsunuz ki?

Bırakın insanlar konuşsunlar.

mühim olan edeb içerisinde, adap içerisinde olmaktır, bunu yapan herkes her türlü fikrini söylemelidir.

Vurun susturun zihniyeti faşist zihniyettir ve bu foruma yakışmaz.

BlueMoon 08-12-2009 09:26

Alıntı:

redyellow Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654494)
İnsanların yazılarında hakaret yoksa, küfür yoksa, aşağılama vs. yoksa niye konuşturmuyorsunuz ki?

Bırakın insanlar konuşsunlar.

mühim olan edeb içerisinde, adap içerisinde olmaktır, bunu yapan herkes her türlü fikrini söylemelidir.

Vurun susturun zihniyeti faşist zihniyettir ve bu foruma yakışmaz.

zaten ben vurun susturun demiyorum ki. Bu ve buna benzer üyeler günde 4-5 tane çıkıyor. Amaçları seviyeli bir tartışma yapmak değil huzur bozmak. Zaten niyetleri de ilk 1-2 mesajından az çok anlaşılıyor. İlk önce normal dozda eleştiriyorlar daha sonra ise ahlak ve edeb dışına çıkıp haddi aşıyorlar.

zaten ilk mesajlarında kendilerini deşifre ediyorlar. Böyle üyeleri sadece banlamakla kalmayıp sistemden de silmek gerekir. Veritabanında boş yere yer tutuyorlar..

redyellow 08-12-2009 10:54

Alıntı:

olcayatay Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654662)
zaten ben vurun susturun demiyorum ki. Bu ve buna benzer üyeler günde 4-5 tane çıkıyor. Amaçları seviyeli bir tartışma yapmak değil huzur bozmak. Zaten niyetleri de ilk 1-2 mesajından az çok anlaşılıyor. İlk önce normal dozda eleştiriyorlar daha sonra ise ahlak ve edeb dışına çıkıp haddi aşıyorlar.

zaten ilk mesajlarında kendilerini deşifre ediyorlar. Böyle üyeleri sadece banlamakla kalmayıp sistemden de silmek gerekir. Veritabanında boş yere yer tutuyorlar..

Alıntı:


olcayatay Nickli Üyeden Alıntı http://www.akpartiforum.com/images/s...s/viewpost.gif
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...
Kardeş bu yazıyı sen yazdın, hem susturun demiyorum ki diyorsun hemde bu
yazıyı yazabiliyorsun, çelişki içindesin.

İkincisi: "İlk önce normal dozda eleştiriyorlar daha sonra ise ahlak ve edeb dışına çıkıp haddi aşıyorlar."tamam işte, normal dozda eleştiriyorsa bırak eleştirsin, şu ana kadar bir ahlak ve edeq dışına çıkıp had aştıkları varmı ki sen onları susturun diyebiliyorsun?

Edep dışına çıkmışlarsa örnek yazıyı gösterirsin ve banlanmalarını hep beraber isteriz.

ama EDEP DIŞINA ÇIKACAKLAR diye tutup insanları susturmaya kalkmak yanlış olur.

Selamlar.

Erol-38 08-12-2009 15:25

Konu 54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
Bakiyorum sayin olcatay konuyu dagitmis

BlueMoon 08-12-2009 15:46

redyellow@

fikirlerinize saygı duyuyorum, fakat forumda tecrübeli üye olmanıza rağmen neden her konuya muhalefet eden ve gereksiz tartışmalara meydan veren kişileri savunuyorsunuz anlamadım ?

hangi konuda çelişkiliyim bu arada ? söylemiş olduğum gayet açık ve net

"bu üyeler ilk öncelikli olarak normal mesaj atıyorlar daha sonra seviyeli tartışma ortamlarının dışına çıkıp konuları saptırıp huzursuzluk yaratıyorlar. e sonuç ta malum"

söylediklerim gayet normal ve doğru şeyler.

redyellow 08-13-2009 00:50

Alıntı:

olcayatay Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654836)
redyellow@

fikirlerinize saygı duyuyorum, fakat forumda tecrübeli üye olmanıza rağmen neden her konuya muhalefet eden ve gereksiz tartışmalara meydan veren kişileri savunuyorsunuz anlamadım ?

hangi konuda çelişkiliyim bu arada ? söylemiş olduğum gayet açık ve net

"bu üyeler ilk öncelikli olarak normal mesaj atıyorlar daha sonra seviyeli tartışma ortamlarının dışına çıkıp konuları saptırıp huzursuzluk yaratıyorlar. e sonuç ta malum"

söylediklerim gayet normal ve doğru şeyler.


olcayatay@

Fikirlerime duyduğunuz saygı için Teşekkürler.

Her konuya muhalefet etmek suç mu sevgili kardeşim.

herkes bizim gibi düşünmek zorunda mı?

Çelişki şurda: Diyorsunuz ki; Bu üyeler önce normal mesaj atıyorlar sonra azıtıyorlar... kısaca meali bu.

Ben de diyorum ki: normal mesaj attıkları sürece o üyelere hiç bir şey yapamazsınız, yapmamalısınız, yapılmamalı.

Normal mesaj yazan herkesin bu forumda yazı yazma hakkı vardır.

SONRA AZITACAKLAR, CIVITACAKLAR diye kimseye ceza veremezsiniz, forumdan atamazsınız.

Bu yanlışlık olur.

Bu söylediğiniz şey ADAM KESECEKLER DİYE BIÇAK ÜRETİMİNİ YASAKLAMAYA BENZİYOR.

Hiç kimseyi evet hiç kimseyi suç işleyecek diye ceza veremezsiniz, ancak suç işleyene ceza verilir.

Ben bunları söyledim ve her zaman da söyleyeceğim.

takdir sizin.

Yine forum yöneticilerini bunları atın diye göreve çağırabilirsiniz.

İntifada 03-14-2010 00:21

Alıntı:

Erol-38 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 654815)
Konu 54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
Bakiyorum sayin olcatay konuyu dagitmis


http://img62.imageshack.us/img62/807/buyrun54hkmet.png

Buyrun o dönemde israille olan anlaşmanın iptali söz konusumu diye verilen bir soru önergesinin cevabı

İntifada 03-14-2010 00:27

http://img63.imageshack.us/img63/174...lemresmicl.png

Buyrun ticari anlaşma

montenegro 03-17-2010 09:15

Konyadaki askeri tatbikatı iptal ettiren

İsrail devletine Türkiye büyükelçisine yaptığından dolayı özür dileten

one minute çıkışını sergileyen

BM başta olmaküzere her gittiği yerde israili yerden yere vuran

İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi.



başka bir hükümet yok


ha bide içimizdeki israilin uşakları ergenkonun üstüne giden bir hükümet olduğumuzuda gururla söylüyorum

bunları hiçbir hükümet yapmamıştır yapamamıştır

gurur duyuyom başbakanımla

redyellow 03-17-2010 10:15

Alıntı:

montenegro Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 719739)


eğer israil irana saldırrsa bizim alanımızdan uçaklar geçerse indiririz diye İsraile meydan okuyan


başka bir hükümet yok

Bu ne zaman oldu sevgili montenegro?

montenegro 03-17-2010 11:21

Alıntı:

redyellow Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 719765)
Bu ne zaman oldu sevgili montenegro?

sevgili redyellow


----------------------

Erdoğan İsrail'i ve AB'yi uyardı


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanyol El Pais gazetesi ile yaptığı uzun söyleşide İsrailin İrana yönelik olası bir saldırısıyla ilgili, "Bölge için bir felaket olur. Tahmin edilemeyecek sonuçlara yol açar" uyarısını yaparken, "Tahran ile çok önemli ilişkilerimiz var. Stratejik bir ilişkimiz var. İhtilaf, diplomatik yöntemlerle çözümlenmeli. Hiç kimse müzakere masasından kalkmamalı. Diplomasi sonuna kadar gitmeli" uyarısında bulundu.


22.02.2010


http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=...IbrahimKaragul
11.1202009


İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi.





redyellow 03-17-2010 11:28

Alıntı:

montenegro Nickli Üyeden Alıntı http://www.akpartiforum.com/images/s...s/viewpost.gif


eğer israil irana saldırrsa bizim alanımızdan uçaklar geçerse indiririz diye İsraile meydan okuyan


başka bir hükümet yok

ben bu cümleyi göremedim oralarda.

Bakın ben her forumda her ortamda başbakanın one munite olayını desteklediğimi bir saadet partili olarak açıkca yazdım savundum.

ama bu yazdığınız İNDİRİRİZ lafı yok, bu çok abartı olmuş.

Bunu başka yerde de yazarsanız mahcup duruma düşersiniz.

Ne dersiniz?

montenegro 03-17-2010 11:35

Alıntı:

redyellow Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 719804)
ben bu cümleyi göremedim oralarda.

Bakın ben her forumda her ortamda başbakanın one munite olayını desteklediğimi bir saadet partili olarak açıkca yazdım savundum.

ama bu yazdığınız İNDİRİRİZ lafı yok, bu çok abartı olmuş.

Bunu başka yerde de yazarsanız mahcup duruma düşersiniz.

Ne dersiniz?

tahmin ettim bunu diyeceğini

yapma muhterem keilme değişince anlamı değişiyor mu

takıldığın basit ayrıntılar başka bir şey değil


tamam o halde cümleyi değiştiriyorum

montenegro 03-17-2010 11:37

İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi.


yani şu cümleyle o cümle arasında çokta fark yok

hep bunu yapıyorsunuz ama konuyu farklı mecraya çekiyorsunuz

burda mesele başbakanın israile meydan okuması dik duruşu

bicümledeki bir kaç kelimenin değişmesi Başbakanın dik duruşunu meydan okumasını değiştirmiyor o halde bu basit ayrıntıya neden bu kadar takılıyorsunuz

işte cümleyi değiştirdim

redyellow 03-17-2010 11:45

tercih sizin ben görüşümü yazdım:)

Dik duruş konusunu yazdım dik duran herkesi alkışlarım, fakat dik duruş sürekli olursa manası olur.

İsrail genel kurmay başkanı iki üç gün önce ankarada idi.

İsrail kudüste alçaklık üzerine alçaklık yaparken genel kurmay başkanı ankarada idi!

Hiç duyan oldu mu?

Bu alçağa gelme denseydi dik duruş müthiş olurdu!

montenegro 03-17-2010 11:54

Alıntı:

redyellow Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 719813)
tercih sizin ben görüşümü yazdım:)

Dik duruş konusunu yazdım dik duran herkesi alkışlarım, fakat dik duruş sürekli olursa manası olur.

İsrail genel kurmay başkanı iki üç gün önce ankarada idi.

İsrail kudüste alçaklık üzerine alçaklık yaparken genel kurmay başkanı ankarada idi!

Hiç duyan oldu mu?

Bu alçağa gelme denseydi dik duruş müthiş olurdu!


konuyu hemen değiştirdin bak

geldiyse nolmuş

yani sizin dik durmadan anladığınız kapıyı tamamen kapatacaksın hiç görüşmeyeceksin bu mu yani

biliyormusun genelkurmay başkanı ile kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu ,

bugün israil deki gazeteleri bi oku bakalım hepsi AK partiye ateş püskürüyor


sizler zahiri şeylere takılıyor fakat ince şeyleri göremiyorsunuz işte mesele bu


ne var yani genel kurmay başkanı geldiyse her ülkenin genelkurmay başkanı değişik ülkere gelir gider müttefik olsada gider olmasada gider

bizim genelkurmay başkanımız israile gitmişti gidince ne oldu İsrail bize taviz mi verdi sizin yorumunuzdan bu çıkıyor

dünyada kamuoyunu takip edin

dünya kamuoyu İsrail ile Türkiyenin arasının bozulduğunu yazıyor

redyellow 03-17-2010 11:58

:)

Sakin olun.

Ben israil gazeteleri akpye ateş püskürmüyorlar vs. demedim.

şöyle olsaydı daha iyi olurdu dedim.

bu kadar kızacağınızı bilseydim demezdim:)

Bir kaç gündür kudüste çok büyük oyunlar dönüyor, filistin ayakta!

YENİ BİR İNTİFADA BAŞLAMAK ÜZERE!

sadece bunu hatırlatıyor ve konuyu uzatmak istemiyorum.

CeVHeR 03-17-2010 12:24

İsrail Cumhurbaşkanı veya Başbakanına onlarıda geçtim bir bürokratına; bırakın bütün dünyanın gözünün önünü, kapalı kapılar ardında bile siz çocuk katilisiniz diyen veya diyebilecek cesareti olan bir ülke lideri daha mevcutmudur acaba... Hiç zannetmiyorum...
Yok ne imiş İsrail' le anlaşmalar yapıyormuşuz...
İsrail' le iş yapmadan İsrail üzerinde veya nezdinde nasıl söz sahibi olacağız. Bütün dünyanın sayduığı bir devleti saymadan Dünya nezdinde nasıl söz sahibi olacağız...
İSrail ile iş yapmazsan İsrail senin sözünü dinler mi veya söz dinlemekten ziyade söylediklerini kaale alır mı?
Ne yani savaşmı açalım İsrail' e...
Bunu söyleyemezsiniz çünkü bunu sizde yapmadınız...
Yok efendim biz İsrail ile anlaşma yapmadık, iş yapmadın ama devletlerarası tepkini koydunmu. Ağzını açıp bütün dünyanın önünde İsrail' in yaptıklarını yüzüne vurabildin mi?
Ancak dünyanın gözü önünde ve senin karşında memleketine küfreden bir çobana gülücükler salladın...
Bumudur yani...
Siz kendi kendinizi biz İsrail' le anlaşma yapmadık demekki müslümanların yanındayız diye kandırmaya devam edin. Anlaşma yapmayın ama ağzınızı açıpda tek kelimede etmeyin...

redyellow 03-17-2010 13:08

Sevgili montenegro:

Yazımda herhangi bir şekilde bir yerlere saldırı vs yok gördüğünüz gibi sadece "şöyle olsaydı" daha hoş olurdu diye gönlümden geçeni yazdım.

Yazımda taviz verildi vs. de yok, tekrar ediyorum: "şöyle olsaydı" daha hoş olurdu şeklinde gönlümden geçendir yazdıklarım.

Kapıları tamamen kapatmakonusuna gelirsek:

Evet gönlümden geçen amerika ve israil ile kapıların tamamen kapatılmasıdır, iran gibi.

Ha bunu akp niye yapmıyor vs. demiyorum dikkat edin.

Gene BAZILARI siz niye yapmadınız? illaki şavaş mı açalım vs derler onun için bunu özellikle yazıyorum.

İsrail ile türkiyenin arasının bozulduğunu yazıyorlar demişsin, ne güzel, inşaallah daha çok bozulur ve tamamen kopar!

Benim düşüncem, gönlümden geçen budur.

Muhabbetle.

CeVHeR 03-17-2010 13:15

Bazıları şunu bilsin ki konuya sadece kendileri yorum yapmıyor...
Her lafı üstlerine almalarına gerek yok...
Ayrıca son sözü mutlaka ben söylemeliyim düşünceside bence doğru değil, belki konu ile alakalı değil ama anlayan anlamıştır...

İntifada 03-17-2010 13:25

http://img62.imageshack.us/img62/807/buyrun54hkmet.png

İntifada 03-17-2010 13:25

http://img63.imageshack.us/img63/174...lemresmicl.png

İntifada 03-17-2010 13:26

konu neden değişti anlamış değilim ?

redyellow 03-17-2010 13:27

sayın akıncı:

Bu eklediğiniz belgelerin kaynağı nedir?

link verirmisiniz?

İntifada 03-17-2010 13:42

resimler bilgisayarımda kayıtlıydı imageshacktan ekledim.
İsterseniz biraz araştırır size linkini verebilirim.
Ama yalan olmadığını biliyorum çünkü üzerinde numaralrı var ve tutanak dergisinden verilme

redyellow 03-17-2010 13:44

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 719874)
resimler bilgisayarımda kayıtlıydı imageshacktan ekledim.
İsterseniz biraz araştırır size linkini verebilirim.
Ama yalan olmadığını biliyorum çünkü üzerinde numaralrı var ve tutanak dergisinden verilme

hayır yalan vs. demedim bu anlamda sormadım zaten.

İmza felan olmayınca herhangi bir bilgisayarda da hazırlanmış olan bir belge mi (çünkü belge şekilnde hazırlanmış) yoksa tbmmnin böyle bir sitesi kaynağı var mı diye sormuştum.

Tbmmnın böyle bir hizmeti varsas çok süper olurdu.


All times are GMT +3. The time now is 11:40.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025