![]() |
Teslim Olan PKKlılarla ilgili Haberler...
Çeyrek asırlık savaşı bitirme yönünde çok önemli bir adım yarın atılıyor. Kandil ve Mahmur’dan Silopi’ye gelecek otuz PKK’lı dört saat içinde serbest bırakılacak. Abdullah Öcalan’ın çağrısına uyarak Türkiye’ye dönecek olan ilk PKK’lı grubu karşılamak için Merkez’den bir vali görevlendirildi. PKK da ilk grupta sadece hiçbir eyleme karışmamış örgüt mensuplarının yer almasına karar verdi. Medyanın büyük bir kısmının dün görmezden geldiği “Kandil’den dönüşte ilk adım” haberi Cumhurbaşkanı Gül tarafından olumlu karşılandı: Bu iyi ve güzel bir haber, öyle değil mi?.
http://www.taraf.com.tr/fotoraflar/18trfs11pkk.jpg Abdullah Öcalan’ın “Barış grupları Türkiye’ye gelsin” çağrısı üzerine PKK’nın Kandil ve Mahmur’dan göndereceği iki grup yarın Silopi’deki Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapacak. Kandil’den gelecek olan grubun eylemlere katılmamış PKK’lılardan seçilmesi bekleniyor. Mahmur’dan gelecek grubun ise 25 kişiden oluştuğu belirtildi. Merkez’den vali gidiyor PKK’nın, Kandil, Mahmur ve Avrupa’dan üç grubu göndereceğini açıklamasının ardından DTP yöneticileri, İçişleri Bakanlığı ile temasa geçti. Bakanlık yetkililerinin, “Tutuklanma olmayacak, sadece kimlik tesbiti yapılıp, dört saat içinde serbest bırakılacaklar” teminatı verdiği öğrenildi. Taraf’ın edindiği bilgilere göre İçişleri Bakanlığı gruplarla ilgili işlemlerin yürütülmesi için bir merkez valisini de Silopi’ye gönderecek. Avrupa’daki grubun ise hava yoluyla İstanbul’a gelecek ancak bu grubun ne zaman geleceği netleşmedi. Karşılamalar olacak Taraf’a konuşan DTP Grup Başkanvekili Gültan Kışanak, “Tutuklanmamaları için hükümete çağrı yapıyoruz. Başbakanın da haberdar olduğunu düşünüyoruz. Beklentimiz gelen grubun en kısa süre içinde özgürlüklerine kavuşacakları bir prosedürün işletilmesidir” dedi. On yıl önceki deneyiminin yaşanmasını istemediklerini belirten Kışanak, şöyle devam etti: “Böyle bir şey barışa hizmet etmez. Bundan ders çıkartmak gerektiğini ve hükümetin de böyle yaklaşmasını umuyoruz. Barış konusundaki mesajlarını kamuoyu ile paylaşmalarına izin verilmesini istiyoruz. Bu konuda ön açısı olmak için geliyorlar. Bölge halkı büyük bir hazırlık içinde. Biz de, gelen grupların barış çağrılarına olumlu yanıt verilmesi amacıyla bildiriler dağıttık. Gruplar için Cizre, Nusaybin, Kızıltepe, Diyarbakır güzergahlarında karşılamalar düzenlenecek. Beklentimiz bir barış şölenin gerçekleşmesi, aksi durumda halk barış gruplarının serbest bırakılması için protesto gösterileri yapacak.” AKP olumlu bakıyor DTP TBMM İdari Amiri Sırrı Sakık ise “On yıl önce heba edilen şansın yeniden aynı akıbetle sonuçlanmaması için çabalarımız ve girişimlerimiz var” diyerek, hükümet nezdinde girişimleri doğruladı. Sakık, “Biz de üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabi ki temaslar oluyor ve herkes süreci önemsiyor” demekle yetindi. İsminin yazılmaması kaydıyla konuşan AKP bölge milletvekilleri de hükümetin Barış Grupları’nın gelmesine olumlu baktığını ve barış için bir fırsat olarak gördüğünü söyledi. On yıl önce “İkinci Barış Grubu” adıyla Avrupa’dan gelen İmam Canpolat Taraf’a yaptığı açıklamada, “O dönem biz tutuklanmasaydık yeni gruplar gelecekti. Sorgumuzda bunu yetkililere de söyledik. Ancak bu fırsat değerlendirilmedi. Bu kez tutuklama olmazsa yeni grupların daha kalabalık bir şekilde gelmesine de imkan doğacak” dedi. Yeni gruplar gelebilir Birinci Barış Grubu’nda yer alan Yüksel Genç de şöyle konuştu: “Eğer cezaevine gireceklerse zaten bir anlamı olmayacak. Çünkü barış sürecinin önünün açılması lazım. PKK insanları sadece cezaevine göndermek için yollamaz. Mevcut yasalar zaten serbest bırakılmalarını sağlayabilir. Biz geldiğimizde de TCK’ya göre bırakılabilirdik ama bizi bırakmadılar. Umarım bu kez bırakılırlar. Kötü muamele görmez ve bırakılırlar ise barış fırsatı doğabilir.” Grupların içinde çocuklar da olacak DTP Van Milletvekilli Fatma Kurtulan, Mahmur Kampı’ndan gelecek grupta Türkçe bilmeyen çocukların da olacağını söyledi. Anadilde eğitim talebinin ne kadar haklı olduğunu bu çocukların göstereceğini belirten Kurtulan, her ilden halkın katılımının sağlanacağı bir karşılama olacağını söyledi. DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan da Avrupa’dan henüz döndüğünü, orada Türkiye’ye gelmesi muhtemel barış grubu üyeleriyle birlikte olduğunu anlattı. Gruptaki isimlerin henüz netleşmediğini içlerinden dördünün kadın olacağını belirten Buldan, “Herkes çok heyecanlı, herkes gelmek için kendisini öneriyor” dedi. Gül: Bunlar güzel haberler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, PKK’nın Türkiye’ye “barış grubu” adıyla üç grup göndereceği yönündeki haberleri, “İyi, güzel haber öyle değil mi” sözleriyle değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Gençlik Parkı’na gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Bazı PKK’lıların Türkiye’ye geleceği söyleniyor, bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı” sorusuna Gül, “İyi ya. Güzel işte. İyi, güzel haber, öyle değil mi?” karşılığı verdi. Gül, daha sonra Ankara Valisi Kemal Önal ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile birlikte yenilenen Gençlik Parkı’nı gezdi. DTP: Bu fırsat kaçmasın DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, yaptıkları açıklamada, Kürt sorununun çözümünde önemli bir sürece girildiğini ifade ettiler. “Kürtler dün olduğu gibi bugün de barış ve çözüm konusunda oldukça kararlıdır. Barış gruplarının Türkiye’ye gönderilecek olması, bu kararlılığın ve samimiyetin en açık ifadesidir” görüşüne yer verilen yazılı açıklamada şöyle dendi: “Barış elçilerine gösterilecek yaklaşım, aynı zamanda devletin ve hükümetin çözüm sürecine yaklaşımını ve bu konudaki samimiyetini ortaya koyacaktır. Eğer sürece olumlu yaklaşılır ve cesur adımlar atılırsa Türkiye’nin önü açılacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Türkiye, bu süreçten demokrasisini ve barışını güçlendirerek çıkacaktır. Bu nedenle devleti ve hükümeti, atılan bu adımlar karşısında sorumlu yaklaşmaya ve oluşan fırsatları barış ve çözüm için değerlendirmeye çağırıyoruz.” Taraf/ERGÜLEN TOPRAK/ANKARA-TUĞBA TEKEREK - Istanbul - 18.10.2009 |
30 kişilik PKK grubu yola çıktı
Kuzey Irak’tan Türkiye’ye geçecek olan 34 kişiyi, özel yetklili savcı, bir grup DTP’li ve güvenlik güçleri karşılayacak.
Örgütün dağ kadrosundan 8 kişi, Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı’ndan da 4'ü çocuk 26 kişi Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yapacak. Çadırlar kuruldu Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Kuzey Irak'taki Kandil Dağı ve Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye giriş yapacak PKK'lı grupları karşılamak için DTP, Habur Sınır Kapısı'na 1 kilometre uzaklıkta bulunan TIR parkında karşılamaya gelenler için çadır ve seyyar tuvaletler kurdu. 100 bin kişi karşılayacak iddiası DTP'nin Şırnak bölgesindeki örgütleri bildiriler dağıtılarak, bugün yapılacak karşılamaya katılmasını istedi. DTP Parti Meclisi üyesi ve Silopi Belediye eski Başkanı Mahsin Konur, gelecek PKK'lı grubu 100 bin kişi ile karşılamaya hazırlandıklarını söyledi. DTP Parti Meclisi üyesi Muhsin Konur, bugünü 'tarihi bir gün' olarak nitelendirirken bu grupların gelişini 'tarihi bir fırsat' olarak değerlendirdi. Özel yetkili savcı soruşturacak Bugün saat 11.00'da Şırnak'ın Silopi ilçesindeki Habur Gümrük Kapısı'na gelecekleri öne sürülen PKK'lı grubun soruşturmasını yürütmek için bir merkez valisi ile özel yetkili Cumhuriyet Savcısı görevlendendirildiği belirtildi. Mahmur Kampı ve Kandil Dağı'ndan gelecek PKK'lıların Silopi'de kurulacak 'kriz masasında' oluşturulacak özel ekip tarafından soruşturmaları kısa sürede tamamlanacak. Soruşturma sonunda durumunda sakınca görülmeyen örgüt üyeleri serbest bırakılacak. Kandil'den Meclis'e mektup var Kandil Dağı'ndan gelecek grubun içinde yer alan 'Filiz' adlı kadın PKK'lının beraberinde bir mektup getireceği ve bunu TBMM'ye ulaştırmaya çalışacağı ileri sürüldü. Aynı şekilde Avrupa'dan da gelecek grubun içinde yer alan 'Sakine' adlı kadın yöneticinin olduğu öne sürüldü. Batıkent'te konser Kandil Dağı ile Mahmur'dan gelen grubu karşılamak amacıyla Diyarbakırlılar Batıkent Meydanı'nda 'karşılama buluşması' düzenlenmesi için hazırlık yapılıyor. Karşılamada çeşitli gruplar konser verecek İnternethaber |
|
Teslim olmaları ile birlikte inşaAllah tutuklanırlar.Vatanı bölmeye yönelik eylemlerden kaç yıl yerler bilemiyorum.
|
eğer tutuklanırlarsa Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük hatasını yapar . Zaten kontrollerin ardından serbest bırakılacaklar . Diğerlerine örnek olur zaten çözülmeye başlayan örgüt tamamen dağdan iner İnşAllah .
|
Serbest bırakılmazlarsa -ki kesin bırakılacaktırlar-
Türkiye yine çok büyük bir hataya düşecektir... |
Serbest bırakalım ama çok sıkı bir kontrol altında tutulmaları lazım.Eğer kontrolsüz bırakırlar sada Çok büyük bir hataya düşmüş olurlar ve bu pkklıların ne yapacağı belli olmaz.
|
FLAŞ: PKK'lı grup Türkiye tarafına geçti
Irak'taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen, DTP'lilerin ''Barış Grubu'' olarak nitelendirdiği terör örgütü PKK üyeleri, Şırnak'ın Silopi İlçesi yakınlarındaki Habur Gümrük Kapısı'na gelerek güvenlik güçlerine teslim oldu. DAĞDAN BÖYLE İNDİLER-FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN 8'i Kandil'den 26'sı Mahmur'dan toplam 34 kişi olduğu bildirilen grup, öğleden sonra Irak'ın Zaho kenti yakınlarındaki İbrahim Halil Gümrük Kapısı'na geldi. Burada bir süre işlemleri yapılmak üzere bekletilen grup, daha sonra Habur Sınır Kapısı'na geldi. Türkiye ile Irak arasındaki köprüyü yürüyerek gelen grup jandarmaya teslim oldu. Grup, ifadeleri alınmak üzere tabur komutanlığına götürüldü. Sınırın Türkiye tarafında ise 1 kilometre mesafede 50 bin insan toplandı. DTP'nin organize ettiği karşılama töreni için toplananlar PKK bayrakları, Apo posterleri; PKK'yı ve Apo'yu öven pankarlar açıldı. PKK'LILARI 45 AVUKAT SAVUNMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ Bu arada, Diyarbakır, Mardin, Van ve Şırnak barolarına kayıtlı 45 avukat, otobüsle Habur gümrük sahasına geldi. Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar, 34 kişiyi savunmak üzere geldiklerini belirterek, ''Bu kişilerin tutuklanmasını beklemiyoruz. Mahmurdakiler zaten güvenlik önlemlerinden kaynaklı gitmişlerdi. Bu kişilere ancak Pasaport Kanunu'na muhalefetten işlem yapılabilir'' dedi. Türkiye'nin Kuzey Irak sınır kapısında bugün kritik bir gün yaşanıyor. Mahmur'dan gelecek 26 kişilik grubun yola çıktığı öğrenildi. DTP'liler ise sınıra akın etti. PKK konvoyundaki kaza sonucu 1 kişi öldü. Habur sınır kapısı normal giriş çıkışlara kapatıldı. Daha önce terörist grubun saat 10 gibi sınırdan giriş yapacağı belirtilmişti. Ancak bir gecikme olduğu ve öğle saatlerinde Türkiye'ye gelecekleri belirtildi. Gecikmenin nedeni ise terörist grubu getiren konvoyda yaşanan kaza olarak açıklandı. 4'ü çocuk, 9'u kadın 26 kişiye eşlik eden konvoyda kaza oldu.İki aracın çarpıştığı kazada bir kişi öldü, birkaç kişi de yaralandı. Ancak tetur örgütü eyesi grubun Türkiye'ye gelişi öğle saatlerinde de gerçekleşmedi. Terörisit grupları karşılamak için DTP'liler sabah saatlerinden itibaren sınırdaki karşılama alanına gelmeye başladı. Yaklaşık 10 DTP'li milletvekili de karşılama da hazır bulunacak. Kandil'den gelecek 8 kişilik PKK'lı grubun da bugün teslim olması bekleniyor. Mahmur'dan gelecek grubun sınıra yakın bölgede Kandil grubu ile buluşup birlikte geçiş yapmaları planlanıyor. Kuzey Irak yönetimi girişlere izin verecek. Gelecek gruplar için özel yetkili 4 savcının ve bir merkez valisinin görevlendirildiği kaydedildi. Gelecek grupların tutuklanmaması durumunda kalabalık bir konvoy eşliğinde Diyarbakır'a geçecekleri belirtiliyor. Terörist grupların ayrı ayrı mı yoksa birlikte mi sınırdan geçeceği konusu da netmleşti. Irak'ın Kandil Dağındaki bir grup PKK'lı terörist Erbil-Musul kara yolunda Mahmur Kampından gelen gruba katıldı. SANKİ NEVRUZ KUTLAMASI Sınır kapısı önünde toplanan DTP'lilerin sayısı artıyor. Kalabalık PKK bayrakları, pankartlar ve Apo posterleri taşırken, DTP karşılamayı bir şova dönüştürmek istiyor. Kalabalık şarkılar ve türküler dinleyerek teröristleri bekliyor. Sınırda Nevruz'u aratmayan görüntülere rastlanıyor. Yöresel kıyafetli kadın ve erkekler, zılgıtlar çekerken, Kürtçe türküler söylendi. Miting alanında çadırlar ve kadın ile erkekler için ayrı ayrı seyyar tuvaletler kuruldu. SINIRDA MAHKEME KURULDU Alınan bilgilere göre gelecek gruplar sınırda kurulan mahkemede hakim karşısına çıkarılacak. Bunun için Diyarbakır'dan bir hakimin geldiği belirtildi. Gelen PKK'lılar savcı tarafından sorgulandıktan sonra hakim karşısına çıkarılacak. DTP Genel başkanı Ahmet Türk gelen PKK'lı grubun Terörle Mücadele Kanunun 221. Maddesinde yer alan "etkin pişmanlık"tan yararlanmayacaklarını söyledi. Bazı hukukçular herhangi bir suça karışmayan örgüt üyelerinin 221. maddede belirtilen indirimden yararlanabilmeleri için "kendi irademle geldim" demelerinin yeterli olduğunu belirtiyor. Kanun maddesinin böyle yorumlanması durumunda gelen grup serbest kalabilecek. İşte Kandil'den gelen PKK'lı grubunda yer alan isimler: 1971 Başkale doğumlu, Hamiyet Dinçer, 1958 Pazarcık/Maraş doğumlu Elif Uludağ, 1973 Ömerli/Mardin doğumlu Hüseyin İpek, 1973 Siverek doğumlu M. Şerif Gençdağ, 1985 doğumlu Mustafa Ayhan, 1980 Diyarbakır doğumlu Vilayet Yakut, 1952 Kığı/Bingöl doğumlu Lütfü Taş, 1975 Kığı /Bingöl doğumlu Gülbahar Çiçekçi. AHMET TÜRK: GELENLER TUTUKLANMAMALI DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, teslim olacak teröristlerle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasındateröristbaşı Öcalan'ın rolünü öven Türk şunları söyledi: "Sayın Öcalan barış umutlarının yeniden yeşermesine katkı sunarak 3 barış grubunun Türkiye'ye gelmesine öncülük etmiş, PKK de bu karara uyarak barışa katkısını göstermiştir. Burada Sayın Öcalan'ın rolü görülmüştür. Bunu her zaman söyledik. Barışa katkı sunmak için bir çaba içinde olduğunu da artık herkes görmelidir." PKK'nın ilk adımı attığını belirten Türk'e göre operasyonlarında durdurulmaıs gerekiyor: "Beklentimiz hükümetin, devletin yine aynı klasik "Teslim oldular, bittiler" mantığıyla yaklaşmamasıdır. Gelen barış gruplarının tutuklanmayacağını, sürecin aksamayacağını umut ediyoruz. Böyle bir tutuklamayı ne biz ne de halkımız kabul etmeyecekler. Eğer tutuklanmazlarsa neden geldiklerini habervaktim |
|
PKK'lıların teslim olması nasıl yorumlandı?
PKK'lıların teslim olması milletvekilleri arasında farklı yorumlara neden oldu
Irak'tan Türkiye'ye teslim olmak üzere giriş yapan bir grup PKK'lı hakkında, milletvekilleri farklı yorumlarda bulundu. CHP'li vekiller, PKK'lıların teslim sürecine kuşkuyla yaklaşırken, AK Partililer ise demokratik açılım sürecinin dikkatli takip edilmesi gerektiğini ifade ediyor. AK Partili vekiller, bu yönde atılacak her adımın önemsenmesi gerektiğini kaydediyor. (CİHAN) |
|
HADİ HAYIRLISI BAKALIM İNŞALLAH HERŞEY GÜZEL OLACAK İNŞALLAH
|
Haydi hayırlısı bakalım.
Ülke için yayarlı olacağını umuyorum. |
PKK'lıların teslim olması nasıl yorumlandı?
PKK'lıların teslim olması milletvekilleri arasında farklı yorumlara neden oldu
http://www.habervaktim.com/resim/resim91132_2.jpg Irak'tan Türkiye'ye teslim olmak üzere giriş yapan bir grup PKK'lı hakkında, milletvekilleri farklı yorumlarda bulundu. CHP'li vekiller, PKK'lıların teslim sürecine kuşkuyla yaklaşırken, AK Partililer ise demokratik açılım sürecinin dikkatli takip edilmesi gerektiğini ifade ediyor. AK Partili vekiller, bu yönde atılacak her adımın önemsenmesi gerektiğini kaydediyor. (CİHAN) |
Bu hainleri vatan toprağına girerken ve onları karşılayanları görünce midem bulaandı başka bişrey değil..
|
Irak işgal edilmesiyle birlikte dagda bir pkk varlıgına gerek kalmamıştı
onlara silah verip daga cıkın diyenler şimdi inin dediler onlarda indiler Davasına inanan insan silah bırakmaz , inanmayan insan bunun için daga cıkmaz bunlar hangi katagoriye giriyor bende anlamadım Bi gercek varsa o da bunlar kendilerine malik degiller kim ıslık calsa oraya koşuyorlar Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzlerine OĞLUM, BU TEMENNİ NEYE BENZER, BANA BAK:
|
vallahi benimde midem bulandı, bu pislikleri oracıkta temizlemek vardı.
|
29 PKK' lı serbest bırakıldı...
Irak'taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen ve savcılıkça ifadeleri alınan 34 terör örgütü PKK üyesinden 29'u serbest bırakıldı.
Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan 34 kişinin savcılıkça ifadelerinin alınması tamamlandı. Diyarbakır'dan gelen 4 özel yetkili savcı tarafından ifadeleri alınan 34 kişiden 29'u serbest bırakıldı. 5 örgüt üyesiyle ilgili de yazışmaların beklenmesinin kararlaştırıldığı belirtildi. Yazışma cevaplarına göre, 5 örgüt üyesiyle ilgili kararın verileceği bildirildi. haber7.com |
Diğerlerinin de bırakılacağını umuyorum.
|
Cumhuriyetin barış milâdı
Kürt sorununun silahsız çözümü için en kritik viraj geçildi. Habur’daki buluşma barış ümitlerini yeşertti. Sekizi Kandil, 26’sı Mahmur’dan gelen 34 PKK’lı 16:38’de Habur’dan Türkiye’ye girdi. Gümrükte 2.5 saat bekletilen grup önce sağlık kontrolünden geçirildi. Ardından da kimlik kontrolleri yapıldı. Bugünkü MGK öncesi İçişleri Müsteşarı Güneş, Ankara’yı her saniye bilgilendirdi. Kandil grubuna “örgüt üyeliğinden”, Mahmur grubuna ise “pasaport kanununa muhalefet”ten işlem yapıldığı öğrenildi. Taraf’a konuşan üst düzey bir yetkili kalıcı barış için kararlılık mesajı verdi: Her şey yasalarla çözülmüyor. Dağdan inenler böyle değerlendirilmeli
http://www.taraf.com.tr/fotoraflar/20trfs1baris1.jpg Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK’nın aldığı kararla Kuzey Irak’taki Kandil Dağı’ndan sekiz, Musul yakınlarındaki Mahmur Kampı’ndan da 26 kişi, dün Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye girdi. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 34 kişi için Adalet Bakanlığı, dört özel yetkili savcı ve bir hâkim görevlendirildi. Kandil’den Hamiyet Dinçer (1971/Başkale), Elif Uludağ (1958/Pazarcık), Hüseyin İpek (1973/Ömerli), M. Şerif Gençdağ (1973/Siverek), Mustafa Ayhan (1985), Vilayet Yakut (1980/Diyarbakır), Lütfü Dağ (1952/Kığı) ve Gülbahar Çiçekçi (1975/Kığı) adlı PKK’lılar ile Mahmur Kampı’ndan Kamil Yüksel (50), eşi Hamsiye Yüksel (32), çocukları Helena, Hevi ve Bewar, Nurettin Turgut (49), Musa Tomak (25), eşi Nurcan Tomak (24) çocukları Rojda, Yusuf Şen (60), Cane Kabul (39), Sait Şedal (53), İsmail Ayaz (19), Ayşe Kara (26), Sosin Yaman (55), Abdullah Yaman (17), Emine Sağat (54), Melekşa Soydan (36), eşi Mikail Soydan (38), Hacı Sorgül, (56), Mehmet Adanmış (39), Fatma İzer (22), Nizar Buldan (22), Bülent Aka (26), Mehmet Kaçan (39), Zehra Tunç (24) adlı kişiler, sabah erken saatlerinde yola çıktı. 34 kişi, dokuz saatlik yolculuğun ardından saat 16.38’de Türkiye sınırına ulaştı. Mahmur’dan gelen grubun 1992-95 yılları arasında, özellikle Şırnak ve Hakkari’den Kuzey Irak’a geçtikleri öğrenildi. 45 avukat hazır bulundu Her iki grubu karşılamak üzere Diyarbakır, Şırnak, Mardin ve Van Barosu’na kayıtı 45 avukat ile DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna ile 15 DTP milletvekili hazır bulundu. Diyarbakır Barosu Başkanı M. Emin Aktar, 34 kişiyi savunmak için geldiklerini belirterek, “Bu kişilerin tutuklanmasını beklemiyoruz. Mahmurdakiler zaten güvenlik önlemlerinden kaynaklı olarak gitmişlerdi. Bu kişilere ancak Pasaport Kanunu’na muhalefetten işlem yapılabilir” dedi. İşlemleri hızlandırmak isteyen emniyet ve savcılar, gruplarda yer alanların isimleri açıklandığı için kimlik tespiti ve Genel Bilgi Tarama işlemlerini önceden hazırladı. Gruplar geldikten sonra 2.5 saat süreyle Gümrük’te bekletildi ve ardından sağlık muayenesinden geçirildi. Dört kişi aranıyormuş Şırnak İl Jandarma Komutanlığı da işlemleri takip ederek, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’na anında bilgi verdi. PKK’lı sekiz kişilik gruba ilk önce “örgüt üyeliği”nden işlem yapılacağı, ifadelerine göre suç vasfının değişebileceği belirtildi. Mahmur’dan gelen 26 kişiye ise “Pasaport Kanunu’na muhalefet”ten işlem yapılacağı belirtildi. Tek tek sorgulanan 34 kişiden dördü hakkında arama kaydı çıktı. Ancak ne amaçla arandıklarına ilişkin bilgi verilmedi. Grubu karşılamak üzere sabah saatlerinden itibaren on binlerce kişi sınır kapısında toplanırken, bölgede yoğun önlemler alındı. Gümrük sahası ile DTP’lilerin beklediği TIR Parkı’nın arasına güvenlik bariyeri oluşturuldu. Binlerce kişi kutlama yaptı Barış gruplarının Türkiye’ye gelmesi, DTP tarafından organize edilen mitinglerle kutlandı. DTP milletvekillerinin öncülük ettiği mitinglerin en kalabalığı Silopi’deki Habur Sınır Kapısı’nda bulunan TIR Garajı’nda yapıldı. Binlerce kişinin katıldığı mitingde barış sürecini destekleyen pankartlar taşındı. İkinci büyük ise Diyarbakır Batıkent Meydanı’nda yapıldı. Kandil’den gelen grupta yer alanların ailelerinin de katıldığı mitingde konuşma yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, beyaz güvercinler uçurdu. İstanbul, Adana, Van, Hakkari, Tunceli, Mardin, İzmir, Mersin, Şanlıurfa, Batman, Kars, Iğdır, Bitlis, Ağrı, Ardahan, Muş’ta yapılan gösterilerde barış talepleri dile getirildi. Sabah olunca yola koyuldular PKK’nın Kandil’den göndereceği sekiz örgüt üyesi ile Mahmur Kampı’nda yaşayan 26 kişiden oluşan grup, dün sabah saatlerinden itibaren yola koyuldu. Kandil’den sabah 07.00’de yola çıkan sekiz kişi için kamptaki PKK’lılar tören düzenledi. Grup içinde yer alan M. Şerif Gençdağ, yaptığı konuşmada “Türkiye’de yaşanan tıkanmayı aşacağımızı ve attığımız bu adımın vesile olmasını istiyoruz. Türk devleti de bunu fırsat olarak değerlendirmeli. Kalıcı bir barış için üzerimize düşen görevleri yerine getireceğiz. Bu kutsal ve anlamlı yürüyüşün herkese hayırlı olmasını diliyor, üzerimize düşen barış elçiliği görevini layıkıyla yerine getireceğimize inanıyoruz” dedi. Bu konuşmanın ardından grup yola koyuldu. Mahmur grubu da sabah saatlerinde yola çıktı. Kampta kalan 10 bini aşkın Mahmurlu, 26 kişiye konvoylarla eşlik etti. Her iki grup saat 12 gibi Erbil çıkışında birleşti. Burada Türkiye Barış Meclisi’nden ve aynı zamanda 1999’da Türkiye’ye gelen 1. Barış Grubu içinde yer alan Seydi Fırat bir konuşma yaptı. Fırat, barış gruplarının gelişinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu adımın kalıcı barışa dönüşmesi için yetkililerin olumlu cevap vermesi gerektiğini söyledi. Konuşmaların ardından gruplar, yüzlerce araçlık konvoy ile yoluna devam etti. Bu yolculuk sırasında üzücü bir olay yaşandı. Konvoy içindeki bir aracın şarampole devrilmesi sonucu Ahmet Çetin adlı kişi öldü. Kaza nedeniyle konvoyun ilerleyişinde gecikme yaşandı. Bir saat sonra yola devam eden konvoy, saat 15.00 sıralarında Habur Sınır Kapısı’na bir kilometre mesafede bulunan Halil İbrahim Köprüsü’nde peşmergeler tarafından durduruldu. Gruplar daha sonra 16.38’de Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye adım attı. Ankara’nın gözü Habur’daydı İçişleri ve Adalet bakanlıkları, Silopi ve Cizre’ye özel ekipler gönderdi. Silopi’ye giden özel yetkili savcı ve hakimler gelenlerin ifadelerini alırken, Cizre’ye giden İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş de kontrol dışı bir işlem yapılmaması için çalışmaları bizzat yönetti. İçişleri Bakanlığı, Mahmur ve Kandil’den gelen grupların, Habur Kapısı’ndan girişindeki işlemlerin yürütülmesi için Bakanlık Müsteşarı Osman Güneş başkanlığında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü ile bir merkez valisini görevlendirdi. Taraf, İçişleri Bakanlığı’nın özel bir ekip göndereceğini iki gün önceden yazmıştı. Şırnak’a giden özel ekip, çalışmaları Silopi ve Cizre’de yönetti. Güneş, gelen grupların girişinde kontrol dışı bir işlemi önlemek ve DTP’nin karşılama mitinginde olağandışı bir müdahalenin önüne geçmek için çalışmaları bizzat takip etti. Güneş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a gelişmeler hakkında sürekli bilgi vererek, Ankara’yı haberdar etti. DTP milletvekilleri ve avukatlarla görüşerek gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunan Güneş’in “Pişmanlık konusunu dayatmama ve serbest bırakılmalarını sağlama” konularında güvence verdiği öğrenildi. Bugün MGK gündeminde Barış gruplarının Türkiye’ye gelişi, bugün toplanacak olan MGK’da da ele alınacak, Atalay, kurula detaylı bilgiler aktaracak. Başbakan Erdoğan, dün kurul üyesi bakanlar ve MİT Müsteşarı Emre Taner ile biraraya gelerek gelişmeleri değerlendirdi. DTP ise olası gelişmelere karşı Ankara’da kriz masası kurdu. Dokuz maddede talepler: Anadilde eğitim, anayasa Kendilerine “Barış ve Demokratik Çözüm Grubu” adını veren iki grup, beraberinde bir mektup ve dokuz maddeden oluşan talep listesi açıkladı. “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sayın Yetkililerine” ve “Türkiye Halklarına Ve Demokratik Komuoyuna” diye başlayan mektupta, “Halklarımızın barış umutlarına ve özgürce birlikte yaşama arayışına cevap olmak istiyoruz” dendi. Grubun dokuz maddelik talepleri şöyle: 1- Öcalan’ın hazırladığı Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümü için yol haritasının ilgili muhataplarına verilmesini ve tüm kamuoyuna açıklanması, 2- Askeri ve siyasi alana dönük operasyonların durdurulmasını ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik siyasi çözümünün önünün açılmasını ve bu çözümün Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak Kürt halkının özgür iradesini esas alma temelinde diyalog ve müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmesini, 3- Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliğimiz temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak, 4- Anadilimiz olan Kürtçeyi her yerde özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilimizde yaşamak, 5- Çocuklarımızı Kürtçe adlandırmak, Kürtçe eğitmek ve büyütmek, 6- Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanat ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak, 7- Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek, 8- Bölgenin köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekatçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkanlara kavuşmuş ve güvenlik içinde yaşamak, 9- Türkiye’nin demokratikleşmesini ve bunun için sivil-demokratik bir anayasanın hazırlanmasını istiyoruz. Taraf/KURTULUŞ TAYİZ-FARUK BALIKÇI-KADİR BARIŞ-SELİM KEMALOĞLU-ADEM TAYAN- ÖMER OĞUZ-RECEP OKUYUCU-REMZİ BUDANCİR-ERGÜLEN TOPRAK - Istanbul - 20.10.2009 |
Madem Kürt Sorunu Var,O zaman Bilenler Konuşacak,Bilmeyenler Susacak!
Kürt sorunu denildiği zaman herkesin konuşmaması gerek!Böyle ciddi ve hayatti bir konuda sadece bilenlerin konuşması gerek diye düşünüyorum.Haliyle bilenler konuşacağından çözüm yolunda büyük adımlar atılacaktır!Lakin Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli gibi bu sorunuda kısırdöngü siyaset sahalarına çekeceklerse,çekilecekse bu şahısların susması daha efdaldır.Bu sorunu gerçekten doğru irdelemek gerekiyor.Türkiye'de var olan onlarca etnik kökenden bir taneside 'Kürtlüktür',ve bunun gibi 'lazı','çerkezi'v.b etnik kökene sahip vatandaşlarımız vardır.Her bir etnik köken üzerinde emperyalist göçler çeşitli senaryolar üretmektedirler!Bi bakıyorsunuz karadenizli vatandaşlarımız üzerinde,bi bakıyorsunuz alevi vatandaşlarımız üzerinde...Bu planda gerçekten tutucu bir plandır,bir ülkeyi özelikle ülkemizi topla,tüfekle yıkamayan düşmanlar en kolay yol olarak bunu görmektedirler.Bu yüzden sorunları hakkaniyet duyguları ile düşünmek elzem olandır.Kürt sorunuda bu şekilde önümüze getirilen bir sorundur.Aslında böyle bir sorun yok çevrenize baktığınız zaman.Çünkü kürt ve Türk vatandaşlarımız büyük bir mutluluk içinde birlikte yaşamakta,acısıyla tatlısıyla hep beraber duygulanmaktadırlar.Artık ailelerin yapısına baktığınız zaman,kürt gelin,türk damat evlilikleride çoktan tavan yapmış vaziyette.İşte bu insanlar bu şekilde bir aile meydana getirmişlerse,kalkıp klişe laflarla sorunları büyütmek bu ülkenin vatandaşlarına yapılan en büyük zulümdür.Kürt sorununu ''KÜRT VATANDAŞLARIMIZ' meydana getirmemektedir,öncelikle bunu doğru bir zemine oturtmamız gerekir!Kürt sorununu veya başka bir etnik köken sorunu üretenler,bu ülkenin bir karış toprağında gözü bulunan emperyalist güçlerden başka değildir!!!Yoksa bu ülkede yaşıyan vatandaşların birbirleri ile herhangi bir sorunu yoktur!Lakin eğitim sevyesinin çok düşük olduğu yıllarda bu kirli oyunu yönetenler buldukları fırsat ve o dönemde bakal yönetir gibi ülke yönetenlerin açıkları ile,var olmayan bir sorunu adetta çiyan yaptılar!Allah'a şükürler olsun ki,geldiğimiz süreçte hayatti gelişmeler yaşanmıştır.Özelikle duyarlı çevrelerin hakkaniyetli adımları sorunları bitirme noktasına getirmiştir...Aslında şimdi önümüze bir film konulmuş bizde başımıza örülen çorapları bir bir izlemekteyiz..Ergenekon yapılanmasına bakar mısınız!?Meydana gelen gelişmelere baktığınız zaman tüyler ürpertici sonuçlar elde edersiniz.Kardeşi kardeşe kırdırtmak için ellerinden gelen hainliği yapan bu çete,ülkemizi hangi aşama getirdiğini hepimiz dehşetle izliyoruz..Yine dürüst ve duyarlı bir kısım medya organlarının doğru yayınları sayesinde,ocağımıza nasıl incir ağaçlarının dikildiğini izlmedik mi?TEK TÜRKİYE dizisinde Kürt sorununun nasıl meydana getirildiğini apaaçık gözlerle izlemedik mi?..İşte bütün olay bundan ibaretken bugün yakalanan tarifi fırsatı kimsenin suistimal etmeye hakkı ve haddi yoktur!!!Sorun deşifre edilmiş,birilerine hakları teslim edilecektir.Bu bağlamda birilerinin art niyet gözeterek,kan siyaseti güderek şakşakçılık yapmasına hiç gerek yok!!!Bu miller aziz ve şerefli bir millettir.Gelinen noktada bütün gerçekleri,bütün çıplaklığı ile irdeleme bilincine vakıf olmuştur!Provakasyonlara,ve provakatörlere fırsat vermeyecek kadar akılanmıştır..Asllolan birtek gerçek varki oda islam dairesi etrafında toplanmaktır,islam dairesi etrafında birleştiğimiz zaman,hiçbir güç aramıza nifak tohumları ekemeyecektir..Selam ve dua ile. |
Madem Kürt Sorunu Var,O zaman Bilenler Konuşacak,Bilmeyenler Susacak!
Kürt sorunu denildiği zaman herkesin konuşmaması gerek!Böyle ciddi ve hayatti bir konuda sadece bilenlerin konuşması gerek diye düşünüyorum.Haliyle bilenler konuşacağından çözüm yolunda büyük adımlar atılacaktır!Lakin Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli gibi bu sorunuda kısırdöngü siyaset sahalarına çekeceklerse,çekilecekse bu şahısların susması daha efdaldır.Bu sorunu gerçekten doğru irdelemek gerekiyor.Türkiye'de var olan onlarca etnik kökenden bir taneside 'Kürtlüktür',ve bunun gibi 'lazı','çerkezi'v.b etnik kökene sahip vatandaşlarımız vardır.Her bir etnik köken üzerinde emperyalist göçler çeşitli senaryolar üretmektedirler!Bi bakıyorsunuz karadenizli vatandaşlarımız üzerinde,bi bakıyorsunuz alevi vatandaşlarımız üzerinde...Bu planda gerçekten tutucu bir plandır,bir ülkeyi özelikle ülkemizi topla,tüfekle yıkamayan düşmanlar en kolay yol olarak bunu görmektedirler.Bu yüzden sorunları hakkaniyet duyguları ile düşünmek elzem olandır.Kürt sorunuda bu şekilde önümüze getirilen bir sorundur.Aslında böyle bir sorun yok çevrenize baktığınız zaman.Çünkü kürt ve Türk vatandaşlarımız büyük bir mutluluk içinde birlikte yaşamakta,acısıyla tatlısıyla hep beraber duygulanmaktadırlar.Artık ailelerin yapısına baktığınız zaman,kürt gelin,türk damat evlilikleride çoktan tavan yapmış vaziyette.İşte bu insanlar bu şekilde bir aile meydana getirmişlerse,kalkıp klişe laflarla sorunları büyütmek bu ülkenin vatandaşlarına yapılan en büyük zulümdür.Kürt sorununu ''KÜRT VATANDAŞLARIMIZ' meydana getirmemektedir,öncelikle bunu doğru bir zemine oturtmamız gerekir!Kürt sorununu veya başka bir etnik köken sorunu üretenler,bu ülkenin bir karış toprağında gözü bulunan emperyalist güçlerden başka değildir!!!Yoksa bu ülkede yaşıyan vatandaşların birbirleri ile herhangi bir sorunu yoktur!Lakin eğitim sevyesinin çok düşük olduğu yıllarda bu kirli oyunu yönetenler buldukları fırsat ve o dönemde bakal yönetir gibi ülke yönetenlerin açıkları ile,var olmayan bir sorunu adetta çiyan yaptılar!Allah'a şükürler olsun ki,geldiğimiz süreçte hayatti gelişmeler yaşanmıştır.Özelikle duyarlı çevrelerin hakkaniyetli adımları sorunları bitirme noktasına getirmiştir...Aslında şimdi önümüze bir film konulmuş bizde başımıza örülen çorapları bir bir izlemekteyiz..Ergenekon yapılanmasına bakar mısınız!?Meydana gelen gelişmelere baktığınız zaman tüyler ürpertici sonuçlar elde edersiniz.Kardeşi kardeşe kırdırtmak için ellerinden gelen hainliği yapan bu çete,ülkemizi hangi aşama getirdiğini hepimiz dehşetle izliyoruz..Yine dürüst ve duyarlı bir kısım medya organlarının doğru yayınları sayesinde,ocağımıza nasıl incir ağaçlarının dikildiğini izlmedik mi?TEK TÜRKİYE dizisinde Kürt sorununun nasıl meydana getirildiğini apaaçık gözlerle izlemedik mi?..İşte bütün olay bundan ibaretken bugün yakalanan tarifi fırsatı kimsenin suistimal etmeye hakkı ve haddi yoktur!!!Sorun deşifre edilmiş,birilerine hakları teslim edilecektir.Bu bağlamda birilerinin art niyet gözeterek,kan siyaseti güderek şakşakçılık yapmasına hiç gerek yok!!!Bu miller aziz ve şerefli bir millettir.Gelinen noktada bütün gerçekleri,bütün çıplaklığı ile irdeleme bilincine vakıf olmuştur!Provakasyonlara,ve provakatörlere fırsat vermeyecek kadar akılanmıştır..Asllolan birtek gerçek varki oda islam dairesi etrafında toplanmaktır,islam dairesi etrafında birleştiğimiz zaman,hiçbir güç aramıza nifak tohumları ekemeyecektir..Selam ve dua ile. |
Asi_isyankar ve [O]bjektif'e katılıyorum.. Serbest Bırakılmamalıdır.. Aksi halde gerek açılım Gerekse Ak partimiz yıpratılacaktır..
|
En uzun gecede pazarlık
Dağdan inen PKK’lılar, Pişmanlık Yasası’na dahil edilmek istendi. Kriz on saatte aşıldı. DTP lideri Türk’e saat 23:00’da gelen bir telefon tüm moralleri bozdu. Habere göre Habur’dan giren PKK’lılar, Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmayı kabul ettikleri takdirde serbest kalabileceklerdi. Bu da, bütün açılımın suya düşmesi demekti. O andan itibaren müthiş bir telefon trafiği yaşandı. Türk, İçişleri Bakanı Atalay’la birebir görüştü. Gece uykusuz geçti ama değdi. Kriz sabah aşılmıştı. DTP lideri Ahmet Türk, devletin bir adım atması halinde PKK’nın on adım birden atacağını söyledi: Operasyonların durması en büyük güven hareketi olacaktır. Hükümet, bu kez soruna devletin statükocu mantığı ile yaklaşmamalıdır.
http://www.taraf.com.tr/fotoraflar/20trfs10turk.jpg DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün önceki akşam 23.00’da başlayan ve dün sabah 10.00’a kadar geçen gecesini böyle nitelemek yerinde olur. Çünkü Ahmet Türk ve bir grup DTP’li milletvekili önceki gece sabaha kadar uyuyamadı. Haber kötüydü; Habur Sınır Kapısı’ndan gelecek olan 34 kişilik grup Türk Ceza Kanunu’nda “etkin pişmanlık” hükmünü düzenleyen 221. maddeden ‘yararlandıkları’ takdirde serbest kalabileceklerdi. Bu haberin tek bir anlamı vardı: O da gelecek olan 34 kişi cezaevine girmek zorunda kalacakltı. Bu da ‘barışın suya düşmesi’ demekti. Atalay ile telefon trafiği Silopi’de yerleştiğimiz otelin bahçesindeki masadan saat 23.00’ı biraz geçe, umutsuz ve sinirli bir şekilde ayrılan Ahmet Türk’ün sabaha kadar sürecek olan telefon diplomasisi de başlamıştı. Gece boyunca Ahmet Türk ile birlikte DTP’nin hukukçu milletvekilleri Hasip Kaplan, Ayla Akat Ata, Sırrı Sakık, Sevahir Bayındır ve İbrahim Binici sabaha kadar gözlerini kırpmamıştı. Ayla Akat ve Sevahir Bayındır gece yarısı Şırnak Valisi Ali Yerlikaya ile bir görüşme gerçekleştirdi. Validen son bilgileri aldı. Ama en önemli görüşme trafiğini Ahmet Türk gerçekleştiriyordu. Telefonun öbür ucundaki isim ne Adalet Bakanı, ne Vali ne de yerel yetkililerdi. Aldığım bilgiye göre telefonun öbür ucundaki isim demokratik açılım çalışmalarının koordinatörlüğünü yürüten İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dı. Perde arkasından yürütüldüğünü anladığım görüşmelerde Türk’ün önüne şu formül konmuştu: Gelecek olan gruptaki kişiler ifadeleri alındıktan sonra TCK’nın 221. maddesine dayanılarak serbest bırakılacaktı. Türk’e ‘Başka hukuki olanak yok’ deniyordu. Türk ise, bu durumda bütün barış çabalarının boşa gideceğini ve demokratik açılım sürecinin nihayetleneceğini belirtiyordu. Çünkü gelecek olan 34 kişilik grup 221. maddeden yararlanarak serbest bırakılmayı kabul etmeyecek ve cezaevine girecekti. Türk, gece boyunca DTP’nin hukukçu milletvekilleriyle istişarelerde bulunarak çıkış yolu aramaya çalıştı. Ama 221. maddeden ‘çıkış yolu’ yoktu. Erken saatlerde otelin lobisinde dolaşırken DTP’nin hukukçu milletvekillerinin bu konuya sabaha kadar kafa yorduklarını anladım. Ahmet Türk’ün formülü 10 yıl önce gelen PKK’lılar da aynı ‘hukuki açmaz’ karşısında cezaevine girmeyi tercih etmişler. Üstelik şöyle bir farkla; 1999’da yürürlükte olan TCK’nın pişmanlık yasasını düzenleyen 170’inci maddesi ‘Cezasızlık durumu’ başlığı altındaydı. Yani bu maddede yer alan bir fıkraya göre ‘nesnel durum’ gereği ‘pişmanım’ demeden, mahkeme fiili durumu gözeterek gelenleri serbest bırakabilirdi. Ancak ne mahkeme bu yorumu yapmış ne de gelen gruptakiler bu maddeden yararlanmayı talep etmişti. Bugünkü yeni TCK’da ise, böyle bir ‘nesnel durum’a olanak tanıyacak bir düzenleme bulunmuyor. Çünkü 221. madde zaten “Etkin Pişmanlık” başlığı altında düzenlenmiş. Ahmet Türk ve DTP’li ekibinin, telefonun öbür ucunda olan İçişleri Bakanı Atalay’a önerdikleri formül ise şöyle olmuş: Yerel mahkeme somut duruma göre içtihat niteliği de taşıyabilecek bir yorum getirsin. Demokratik açılım süreciyle birlikte başlayan süreçte ülke barışına hizmet etmeye geldikleri için güvenlik soruşturması yapıldıktan sonra serbest bırakılsın. Bu pazarlığın sabaha kadar sonuçlanmadığını da fark ettim. Milletvekilleriyle sohbet ederken, hepsine gergin bir bekleyişin hâkim olduğunu gördüm. Türk’ün sabah 09.00’da yapması beklenen basın toplantısı bir türlü yapılamıyordu. Saatler 10.00’ı gösterdiğinde Ahmet Türk, lobiye indi. Salonda hukukçu milletvekilleriyle bir grup avukatı yanına aldı ve otelin arkasında bulunan bahçeye çıktı. ‘Cudi Limanı’nda toplantı Halka da açık olan bu bahçenin adı da ilginç: “Cudi Limanı.” Bahçenin en kuytu köşesindeki bir akasya ağacının altında Türk’ün yanı sıra, Hasip Kaplan, Ayla Akat Ata, Şırnak Barosu Başkanı Nuşerivan Elçi, Avukat Hatice Korkut, Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak ile Şanlı Urfa Milletvekili İbrahim Binici ve Sırrı Sakık toplandı. Yaklaşık 40 dakika süren toplantının hemen ardından “ara bir formül” bulunduğunu ve krizin nihayet çözüldüğünü öğrendim. Gelecek olan grupların ifadeleri üzerinde bile anlaşılmıştı. Silopi’den Türkiye’ye giriş yapacak olanlar üç satırbaşıyla ifadelerini vereceklerdi. Birinci başlıkta, Türkiye’de başlayan demokratik açılım sürecinin önemine dikkat çekeceklerdi. İkinci başlıkta 25 yıldır süren savaşın nedenlerini anlatacaklardı. Son başlıkta ise Öcalan’ın yaptığı çağrıya uyarak Türkiye’de yeni bir sürecin başlamasına vesile olması umuduyla geldiklerini açıklayacaklardı. Buna karşılık savcılığın veya mahkemenin ya da sadece mahkemenin Türkiye’nin demokratik açılım süreciyle birlikte yeni bir dönemin başladığı değerlendirmesini yaparak kimlik tesbiti ve güvenlik soruşturmasını yaptıktan sonra “adresleri sabit olduğundan ve kaçma şüphesi taşımadığından” tahliye edilmelerine karar verecekti. Ağacın altında yaklaşık 40 dakika süren toplantının ardından Ahmet Türk ve DTP’li ekibin daha rahat olduğunu gözledim. Sohbet ettiğim vekiller ile hukukçular yine de “nelerin yaşanacağını geldiklerinde göreceğiz” diyerek son dakika sürprizlerine açık olduklarını belirtmeyi gerekli gördü. Bu yazı kaleme alındığı sıralarda 34 kişilik grup Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesi’nden Türkiye’ye henüz giriş yapmamıştı. Bir adıma on adım... Kandil ve Mahmur’dan gelen PKK’lı iki grubu karşılamak için Silopi’ye giden DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, “Bugün eğer istersek burada ölümlerin duracağı, barışın filizleneceği bir süreç başlatabiliriz” dedi. DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna ve Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Aygül Bidav’ın da katılımıyla basın toplantısı düzenleyen Türk, sürecin doğru okunması ve barış gruplarının niçin gönderildiğinin doğru değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Grupların tıkanan açılım tartışmalarını, sürecin barışçıl ve demokratik gelişimin önünü açmak için geldiğini vurgulayan Türk şöyle dedi: Burada oluş nedenimiz, bu tıkanıklığın aşılmasıdır. PKK bunun ilk adımını yine attı, devletin de buna karşı operasyonları durdurması en büyük güven hareketi olacaktır. Bu geliş aynı zamanda PKK’nın savaşta değil barışta ısrarcı olduğunun da göstergesidir. Eğer devlet bir adım atarsa PKK on adım atacaktır. Sadece tartışmaların tıkanmaması için böyle bir jestin yapılmış olması bile hükümetin elini güçlendirecek büyük bir yaklaşım olarak değerlendirmek gerekir. Beklentimiz hükümetin, devletin yine aynı klasik statükocu ‘teslim oldular, bittiler’ mantığı ile yaklaşmamasıdır.” Şahin: Randevu talebi gelirse değerlendiririz Yetim çocukları kabulünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, PKK’lı iki grubun Türkiye’ye geldiği ve Meclis’te görüşmeler yapmak istediklerinin anımsatılması üzerine, bu girişimin iyi niyetli, Türkiye’nin 30 yıla yakın uğraş verdiği terörün sona ermesine yol açıcı bir teşebbüs olmasını diledi. Şahin, “Gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz ve göreceğiz” dedi. Konuyla ilgili Meclis Başkanlığı’na herhangi bir randevu talebinin ulaşmadığını bildiren Şahin, “Böyle bir talep ulaşırsa, talebi ve içeriğini öğrendikten sonra değerlendirmemizi yapar, ondan sonra kararımızı açıklarız” dedi. Hükümetten sabotaja karşı ihtiyat çağrısı Hükümet, dağdan inmelerin devam etmesi ve barış sürecinin sabote edilmemesi için alarma geçti. Özellikle DTP’nin süreci krize sokacak açıklamalardan kaçınmasını isteyen hükümet çevreleri, son gelişmelerin bugünkü MGK toplantısında masaya yatırılacağını belirtti. Gelişmeleri Taraf’a değerlendiren yetkililer şunları söyledi: “Sürecin başarısızlığa uğramaması için, dağdan inenlerin ve onu karşılayanların ‘biz bu sürece, barışa destek vermek için geldik’ demeleri gerekir. Bunu başka noktalara çekmemek gerekir. Bu süreci çok iyi analiz etmek gerekir. Özellikle DTP’nin bu sürece açıklamalarıyla ve eylemleriyle sabote etmemesi gerekir. Bu nedenle çok ihtiyatlı davranmak gerekiyor. Dağdan gelen bu insanların ‘pazarlık’ yapmaya gelmediğini kamuoyuna açıklanmalı. Bu insanlar bu sürece destek vermek için geldiği yönünde değerlendirilmeli. Ve bu kişiler ‘memleketimize geri dönüyoruz’ mesajını vermeli.” Dağdan inmelerin teşvik edilmesi ve sürecin ‘kalıcı barışa’ doğru gitmesi için hükümetin kararlı olduğunu belirten bir yetkili, “Eminim ki dağdan gelenlerin çoğu kısa bir süre içinde evlerine anne ve babalarına sarılarak yepyeni bir hayatla tanışacaklar” dedi. Bu sürecin başarısızlığa uğramaması için dağdan inişlerin devam etmesi gerektiğini de belirten yetkililer, “Bazı çevrelerden gelen bu kişilerin 1999 yılında yaşananlara maruz kalmaları özellikle isteniyor. Devletin bütün birimleri bu nedenle bu süreci en iyi bir şekilde değerlendirmeli. Arzu edilen o dönemde yaşananlar tekrarlanmamalı. Her şey kanunla çözülmüyor. Devlet dağdan inenleri bu çerçevede değerlendirmeli. Öyle olacağını da umuyoruz” diye konuştu. MGK’da görüşülecek Bugün yapılacak MGK toplantısında ağırlıklı olarak demokratik açılımın ele alınacağı belirten kaynaklar, “Özellikle İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın bu çerçevede yürüttüğü görüşmeler ve değerlendirmeler içeren raporu görüşülecek. Bu çerçevede Mahmur ve Kandil’den inişler ele alınacak. Bu nedenle yarınki MGK’da önemli gelişmeler ve kararlar çıkabilir” dedi. Taraf/KURTULUŞ TAYİZ-FARUK BALIKÇI/SİLOPİ-FİKRET KARAGÖZ/ANKARA - Istanbul - 20.10.2009 |
Hayırlı Haberler Peş Peşe Gelmeye Başladı;Beşir Atalay,100-150 PKKlı Daha Bekleniliyo
http://www.olay.com.tr/sayfalar/Mans...1256031805.jpg
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları buna kararlı ve hazırlıklıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız'' dedi. Atalay, ''eve dönüş''ün, demokratik açılım sürecinin bir safhası, planın bir parçası olduğunu belirtti. İçişleri Bakanı Atalay, Rixos Otel'de basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. ''Demokratik açılım'' paketi ve ''eve dönüş'' süreciyle ilgili bilgiler veren Atalay, bu süreçte toplumun her kesiminden destek gördüklerini belirtti. Atalay, gelinen noktayı ''Hepimizin ortak başarısıdır'' diye niteledi. Başlangıçta basın mensuplarıyla bir araya geldiğinde destek istediğini hatırlatan Atalay, ''Gerçekten de bize büyük destek verdiniz. Yazılarınızla, haberlerinizle değerli katkılarınız oldu. En fazla desteği basından gördük'' diye konuştu. Kesinleşmeden süreçle ilgili erken değerlendirmeler yapmaktan özellikle kaçındığını vurgulayan İçişleri Bakanı Atalay, ''eve dönüş'' süreciyle ilgili önceden açıklama yapılmamasının da alınan tedbirlerin bir parçası olduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Atalay, ''eve dönüş''ün sürecin bir parçası olduğunu belirterek, ''demokratik açılım''ın bir paketten ziyade bir süreç olduğunu ifade etti. Atalay, ''Çoğu uygulamayla görülecek bazı hazırlıklarımız var. İdari tasarruflarla olabilecekler var. Meclis tasarrufuyla olacaklar var. İnce ince dokumak gerekiyor. Yöntem, üslup çok önemli. Hassasiyetleri koruyarak yürüyeceğiz'' dedi. Bu süreç çerçevesinde dış temasların da önemli olduğuna işaret eden Atalay, Dışişleri Bakanı'nın ve kendisinin bir dizi temaslarda bulunduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da Kuzey Irak'ta önemli görüşmeler yaptığını hatırlattı. Kendisinin Suriye, Irak ve İran'da önemli temaslarda bulunduğunu belirten Atalay, ''Şartları olgunlaştırarak adım adım gidiyoruz'' ifadesini kullandı. -''İLK UYGULAMA''- Irak'ın kuzeyinden dün başlayan ''eve dönüş'' sürecinin ilk uygulama olduğu için anlamlı olduğunu vurgulayan Beşir Atalay, devlet olarak idare, güvenlik, yargı ve sağlık boyutuyla her türlü tedbirin alındığını bildirdi. Sağlık Bakanlığı'nın psikologlar dahil gerekli önlemleri aldığını vurgulayan Atalay, gelenlerin sağlık kontrollerinin yapıldığını, idari tedbirlerin ardından yargının devreye girdiğini söyledi. Bu uygulamanın alt yapısının TCK'nın 221. maddesine göre gerçekleştirildiğini kaydeden Atalay, 29 kişinin işlemlerinin tamamlandığını, 5 kişinin işlemlerinin ise halen sürdüğünü anımsattı. Atalay, şöyle devam etti: ''Büyük hassasiyetler gerekiyor. Bu herhangi bir konu değil. Sabırla sonuçlar alınacak. DTP'nin, vatandaşların hassasiyetleri gerekiyor. Süreç içinde yanlışlıklar olmaması için herkesin daha sorumlu davranması gerekiyor. İlk grupta bazı şeyler daha çabuk olabilirdi. Bazı gecikmeler yaşandı.'' Gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi halinde sürecin daha sağlıklı işleyebileceğini vurgulayan Atalay, ''Bunun devamını bekliyoruz. Açıkça şunu ifade edeyim, dağdaki insan da bunun bir çıkmaz sokak olduğunu görüyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları bu konuda kararlıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız'' diye konuştu. Beklenmedik şeylerin olmaması için önceden özellikle açıklama yapmadıklarını kaydeden İçişleri Bakanı Atalay, basın mensuplarından gelenlerle ilgili haberlerde daha titiz davranmaları isteğinde bulundu. Teyit edilmemiş haberlerin yazılmamasını talep eden Atalay, tereddüt halinde kendilerinden doğru bilgi alınabileceğini belirtti. Atalay, ''Ben bu sürecin her safhasında destek veren basın mensuplarına çok teşekkür ediyorum. Alacağımız sonuç, geleceğe bırakacağımız önemli bir miras olur. Türkiye'nin terörsüz, huzurlu, refah içinde büyümesi hepimizin ortak arzusudur'' dedi. (AA) |
Kökü kazınacak mı...???
benim beklediğim soru bu...??? |
Alıntı:
|
Hal böyleyken örgütün "halkımıza zulmediliyor" demesi ya da "halkın kültürel hakları verilmiyor" gibi bir söyleme sığınması artık çok zor. Örgüt böyle söylese bile insanlar "Kardeşim devlet daha ne yapsın?" diye sorar. Terör örgütünün suiistimal ettiği hassas sorunlar ortadan kaldırıldıkça PKK'nın inandırıcılığı da buharlaşıyor. Bu durum dışarıda da böyle. Yakın zamana kadar bölge ülkelerinden lojistik destek alan PKK'nın bugün aynı rahat ortamı yakalaması düşünülemez. Türkiye, Suriye'yle bu kadar yakınlaşırsa, Kuzey Irak ve merkezî Irak devletiyle stratejik işbirliği yaparsa bu ülkelerin PKK'ya destek vermesi eskisi kadar kolay gerçekleşebilir mi? Tabii ki hayır!
PKK, Türkiye'nin yürüttüğü diplomatik kuşatma harekâtı sonrasında dağ başında sıkışıp kaldı. Kaçacak yer de yok, sığınacak hami de. Üstelik mazeretler de bir bir ortadan kaldırıldı, kaldırılıyor. Uzun süre dağda kalan örgüt üyelerinin yaşadığı sağlık sorunları da artık herkesin malumu. Geriye tek bir çare kalıyor: Silahlara veda! Yani dağdan inmek, normalleşen bir ülkede insan gibi yaşamak... DTP'nin silah bırakma eylemini şova dönüştürmek istemesi, örgüt mantığıyla düşünüldüğünde, anlaşılır bazı özelliklere sahip. Örgütün lider kadrosu, teslim olmanın örgütte yol açacağı travmayı herkesten iyi biliyor olmalı. Bu psikolojiyi perdelemek için şov yapmalarına gerek yok. Ancak o şovun peşine takılıp tahriklere kapılıp dağdan iniş sürecini yok saymaya da gerek yok. Sonuçta bir süreç yaşanıyor; asıl önemli olan bu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "PKK'nın dağdan inmesini memnuniyetle karşılıyorum." demiş. Çok haklı. Bu süreç devam ederse gencecik fidanlarımızın al bayraklı mahzun tabutlarını artık görmeyeceğiz. Her bir ferdin birinci sınıf vatandaş olarak yaşamasını hedefleyen "demokratik açılım"ın gerçek anlamı esas o zaman anlaşılacak... Ekrem Dumanlı-zaman |
Hal böyleyken örgütün "halkımıza zulmediliyor" demesi ya da "halkın kültürel hakları verilmiyor" gibi bir söyleme sığınması artık çok zor. Örgüt böyle söylese bile insanlar "Kardeşim devlet daha ne yapsın?" diye sorar. Terör örgütünün suiistimal ettiği hassas sorunlar ortadan kaldırıldıkça PKK'nın inandırıcılığı da buharlaşıyor. Bu durum dışarıda da böyle. Yakın zamana kadar bölge ülkelerinden lojistik destek alan PKK'nın bugün aynı rahat ortamı yakalaması düşünülemez. Türkiye, Suriye'yle bu kadar yakınlaşırsa, Kuzey Irak ve merkezî Irak devletiyle stratejik işbirliği yaparsa bu ülkelerin PKK'ya destek vermesi eskisi kadar kolay gerçekleşebilir mi? Tabii ki hayır!
PKK, Türkiye'nin yürüttüğü diplomatik kuşatma harekâtı sonrasında dağ başında sıkışıp kaldı. Kaçacak yer de yok, sığınacak hami de. Üstelik mazeretler de bir bir ortadan kaldırıldı, kaldırılıyor. Uzun süre dağda kalan örgüt üyelerinin yaşadığı sağlık sorunları da artık herkesin malumu. Geriye tek bir çare kalıyor: Silahlara veda! Yani dağdan inmek, normalleşen bir ülkede insan gibi yaşamak... DTP'nin silah bırakma eylemini şova dönüştürmek istemesi, örgüt mantığıyla düşünüldüğünde, anlaşılır bazı özelliklere sahip. Örgütün lider kadrosu, teslim olmanın örgütte yol açacağı travmayı herkesten iyi biliyor olmalı. Bu psikolojiyi perdelemek için şov yapmalarına gerek yok. Ancak o şovun peşine takılıp tahriklere kapılıp dağdan iniş sürecini yok saymaya da gerek yok. Sonuçta bir süreç yaşanıyor; asıl önemli olan bu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "PKK'nın dağdan inmesini memnuniyetle karşılıyorum." demiş. Çok haklı. Bu süreç devam ederse gencecik fidanlarımızın al bayraklı mahzun tabutlarını artık görmeyeceğiz. Her bir ferdin birinci sınıf vatandaş olarak yaşamasını hedefleyen "demokratik açılım"ın gerçek anlamı esas o zaman anlaşılacak... Ekrem Dumanlı-zaman |
Hal böyleyken örgütün "halkımıza zulmediliyor" demesi ya da "halkın kültürel hakları verilmiyor" gibi bir söyleme sığınması artık çok zor. Örgüt böyle söylese bile insanlar "Kardeşim devlet daha ne yapsın?" diye sorar. Terör örgütünün suiistimal ettiği hassas sorunlar ortadan kaldırıldıkça PKK'nın inandırıcılığı da buharlaşıyor. Bu durum dışarıda da böyle. Yakın zamana kadar bölge ülkelerinden lojistik destek alan PKK'nın bugün aynı rahat ortamı yakalaması düşünülemez. Türkiye, Suriye'yle bu kadar yakınlaşırsa, Kuzey Irak ve merkezî Irak devletiyle stratejik işbirliği yaparsa bu ülkelerin PKK'ya destek vermesi eskisi kadar kolay gerçekleşebilir mi? Tabii ki hayır!
PKK, Türkiye'nin yürüttüğü diplomatik kuşatma harekâtı sonrasında dağ başında sıkışıp kaldı. Kaçacak yer de yok, sığınacak hami de. Üstelik mazeretler de bir bir ortadan kaldırıldı, kaldırılıyor. Uzun süre dağda kalan örgüt üyelerinin yaşadığı sağlık sorunları da artık herkesin malumu. Geriye tek bir çare kalıyor: Silahlara veda! Yani dağdan inmek, normalleşen bir ülkede insan gibi yaşamak... DTP'nin silah bırakma eylemini şova dönüştürmek istemesi, örgüt mantığıyla düşünüldüğünde, anlaşılır bazı özelliklere sahip. Örgütün lider kadrosu, teslim olmanın örgütte yol açacağı travmayı herkesten iyi biliyor olmalı. Bu psikolojiyi perdelemek için şov yapmalarına gerek yok. Ancak o şovun peşine takılıp tahriklere kapılıp dağdan iniş sürecini yok saymaya da gerek yok. Sonuçta bir süreç yaşanıyor; asıl önemli olan bu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "PKK'nın dağdan inmesini memnuniyetle karşılıyorum." demiş. Çok haklı. Bu süreç devam ederse gencecik fidanlarımızın al bayraklı mahzun tabutlarını artık görmeyeceğiz. Her bir ferdin birinci sınıf vatandaş olarak yaşamasını hedefleyen "demokratik açılım"ın gerçek anlamı esas o zaman anlaşılacak... Ekrem Dumanlı-zaman |
Hal böyleyken örgütün "halkımıza zulmediliyor" demesi ya da "halkın kültürel hakları verilmiyor" gibi bir söyleme sığınması artık çok zor. Örgüt böyle söylese bile insanlar "Kardeşim devlet daha ne yapsın?" diye sorar. Terör örgütünün suiistimal ettiği hassas sorunlar ortadan kaldırıldıkça PKK'nın inandırıcılığı da buharlaşıyor. Bu durum dışarıda da böyle. Yakın zamana kadar bölge ülkelerinden lojistik destek alan PKK'nın bugün aynı rahat ortamı yakalaması düşünülemez. Türkiye, Suriye'yle bu kadar yakınlaşırsa, Kuzey Irak ve merkezî Irak devletiyle stratejik işbirliği yaparsa bu ülkelerin PKK'ya destek vermesi eskisi kadar kolay gerçekleşebilir mi? Tabii ki hayır!
PKK, Türkiye'nin yürüttüğü diplomatik kuşatma harekâtı sonrasında dağ başında sıkışıp kaldı. Kaçacak yer de yok, sığınacak hami de. Üstelik mazeretler de bir bir ortadan kaldırıldı, kaldırılıyor. Uzun süre dağda kalan örgüt üyelerinin yaşadığı sağlık sorunları da artık herkesin malumu. Geriye tek bir çare kalıyor: Silahlara veda! Yani dağdan inmek, normalleşen bir ülkede insan gibi yaşamak... DTP'nin silah bırakma eylemini şova dönüştürmek istemesi, örgüt mantığıyla düşünüldüğünde, anlaşılır bazı özelliklere sahip. Örgütün lider kadrosu, teslim olmanın örgütte yol açacağı travmayı herkesten iyi biliyor olmalı. Bu psikolojiyi perdelemek için şov yapmalarına gerek yok. Ancak o şovun peşine takılıp tahriklere kapılıp dağdan iniş sürecini yok saymaya da gerek yok. Sonuçta bir süreç yaşanıyor; asıl önemli olan bu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "PKK'nın dağdan inmesini memnuniyetle karşılıyorum." demiş. Çok haklı. Bu süreç devam ederse gencecik fidanlarımızın al bayraklı mahzun tabutlarını artık görmeyeceğiz. Her bir ferdin birinci sınıf vatandaş olarak yaşamasını hedefleyen "demokratik açılım"ın gerçek anlamı esas o zaman anlaşılacak... Ekrem Dumanlı-zaman |
pkk lılar kandilden bu talepleri indirdi.
http://image.haber7.com/haber/haber7...9064704267.jpg
Kandil Dağı ve Mahmur Kampı'ndan gelerek, güvenlik güçlerine teslim olmak üzere Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan PKK'lı gurubun, beraberinde getirdikleri ve 'taleplerinin' yer aldığı mektupta ilginç istekler var... Kendilerine “Barış ve Demokratik Çözüm Grubu” adını veren, aralarında kadın ve çocuklarının da olduğu 36 kişilik PKK’lı gurubun beraberinde getirdiği mektupta, 9 madde halinde Kürtlerin dil, kültür ve kimlik talepleri yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti yetkileri ve Türk kamuoyuna sunulacak olan mektupta, kendilerini "Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine barış sürecine katkıda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen grup" olarak tanıtan PKK’lılar, gelişlerini “Eve Dönüş Yasası” olarak bilinen 221. Madde ile alakalı olmadığını belirtiyorlar. İSTEKLER 9 MADDEDE SIRALANDI Bugün Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan PKK’lı gurubun, 9 maddelik talep listesinde ise sivil anayasa, Kürtçe öğrenmek, çocuklara Kürtçe isim vermek gibi istekler var... PKK'lıların talepleri şöyle: Abdullah Öcalan’ın hazırladığı yol haritasının kamuoyuna açıklanması, PKK’ya karşı düzenlenen askeri operasyonların durdurulması, Kürtçe'yi özgürce konuşmak, öğrenmek, çocuklara Kürtçe isim vermek, demokratik çerçevelerde siyaset yapmak, Doğu ve Güneydoğu’daki Kürtlerin yaşadığı köy, kasaba ve şehirlerde özel harekatçı, korucu ve polisin baskı yapmaması, sivil ve demokratik bir anayasa... |
Teslim olan 5 pkk lıya tutuklama talabi
http://image.haber7.com/haber/haber7...9064704267.jpg
Irak'taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen ve savcılıkça ifadeleri alınan terör örgütü PKK üyesi 34 kişiden 29'u serbest bırakıldı, 5 örgüt üyesiyle ilgili de yazışmaların cevabı geldi. şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı'nda teslim olan terör örgütü üyelerinden 5'i, tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Irak'taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen ve savcılıkça ifadeleri alınan terör örgütü PKK üyesi 34 kişiden 29'u serbest bırakıldı, 5 örgüt üyesiyle ilgili de yazışmaların cevabının beklenmesi kararlaştırıldı. Cevabi yazının gelmesinin ardından H.İ, B.Y, E.U, M.T ve N.T. TCK'nın 314. maddesi uyarınca terör örgütüne üye olma suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 29 kişi ise halen Habur Sınır Kapısı'nda bulunuyor. |
Gözaltındaki bütün PKK'lılar serbest!
Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı'nda teslim olan ve tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye çıkarılan 5 terör örgütü üyesi de serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre, Irak'taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen ve özel yetkili 4 savcı tarafından ifadeleri alınan 34 kişilik grupta yer alan 5 terör örgütü üyesi, sabah saatlerinde nöbetçi mahkemeye çıkarıldı. Burada ifadeleri alınan bölücü örgüt PKK mensubu; Hüseyin İpek, Nurettin Turgut, Musa Tomak, Vilayet Yakut ve Elif Uludağ isimli terörsitler, "pişman olduklarını" beyan edince "TCK'nın 221. maddesinden yararlanıp" serbest kaldılar. DTP OTOBÜSÜNE BİNDİLER, ALANDA KARNAVAL VAR Hüseyin İpek, Nurettin Turgut, Musa Tomak, Vilayet Yakut ve Elif Uludağ, TCK'nın 314. maddesi uyarınca terör örgütüne üye olma suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. Irak'ın kuzeyinden dün Habur Sınır Kapısı'na gelen 34 kişiden 29'u serbest bırakılmıştı. Böylelikle, gelenlerin tamamı serbest bırakılmış oldu. Serbest bırakılan 34 PKK'lı DTP otobüsüne binerek Silopi'ye doğru yola çıkarken, Habur Sınır Kapısı'na yakın mesafede kurulan "kutlama" alanında toplanan binlerce insan, PKK'lıların serbest kaldığı haberini olunca meydanı bayram yerine çevirdiği gözlemlendi... http://fotogaleri.haber7.com/inner//...9045639457.jpg Haber 7 *** Vatana ve millete hayırlı olsun bakalım... |
AKparti'nin;bölge ülkeleri ile yaptığı stratejik anlaşmalar,terörle işbirliği,ülkemizi enerji koridoru yapması,temel hak ve özgürlüklerdeki gelişim,ergenekon,pkk(kck) gözaltıları ve bölgesel güç olma hedefi düşünüldüğünde artık pkk'nın siyasal ve uluslararası dayanabileceği ortam bulunmadığı için örgüt'ün tasfiyesi kaçınılmaz oldu.pkk'nın yaptığı zafer mitingleri olayın perde arkasını gizlemektedir maalesef medya'da buna alet olarak bu şerefsizlilerin propagandasına ve toplumu provake etmesine aracı olmuştur.
|
Serbest bırakıldılar.Yani bizimle eşdeğer oldular.
... .. ............ |
Serbest bırakılmaları çok güzel bir gelişme zaten aksi olması imkansızdı kesinlikle bir anlaşma sonucu indiler . Yoksa özgür bir insan hapishaneye kendi adımlarıyla gelmez.
Şimdi diğer örgüt militanlarıda inecek inşAllah . |
Teslim olan PKK'lıların tümü serbest bırakıldı
Tutuklanması istenen 5 PKK'lı da salıverildi. Böylece teslim olan 34 kişinin tümü serbest bırakılmış oldu. Hükümetin başlattığı demokratik açılım sürecine destek vermek amacıyla Mahmur Kampı ve Kandil'den Türkiye'ye gelerek Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan 34 PKK'lının hepsi serbest bırakıldı. Savcılık tarafından sorgulanan 34 kişiden 29'u serbest bırakılmış, 5'i ise tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevkedilmişti. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan kişilerin hepsi DTP otobüsüyle Habur sınır kapısından alındı. Kalabalık bir grup tarafından karşılanan otobüs Mardin'e doğru yola çıktı. ayrıntılar gelecek... Dünya Bülteni / Haber Merkezi |
Bi de şov yaparak kahraman gibi davranarak gelmeselerdi
|
o kadar okudum üniversite bitirdim çalışıyorum vergi ödüyorum. vatanımı milletimi seviyorum beni böyle karşılayan olmadı. bizdemi hain olsak acaba???
|
All times are GMT +3. The time now is 19:52. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025