Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Beşiktaş (BJK) (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=162)
-   -   Haberler [19.12.2009] (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=121749)

Dark Warrior 12-19-2009 16:30

Haberler [19.12.2009]
 
Beşiktaş`ın 2-1 önde olduğu dakikalarda oyundan çıkan Ferrari`nin yokluğunu Beşiktaş takımı 2 gol yiyerek hissetti.

76.Dakika`da sakatlanarak yerini Yusuf Şimşek`e bırakan Ferrari`nin sakatlığı Beşiktaş`a pahalıya patladı.

Dark Warrior 12-19-2009 16:30

Avrupa`nın önde gelen liglerinde en az gol yiyen takımlardan biri olarak dikkat çeken Beşiktaş, bu akşam oynanan Bursaspor maçında 3 golü birden kalesinde gördü.

En son 5.haftada Ali Sami Yen`de oynanan Galatasaray maçında 3 gol yiyen ve daha sonra uyguladığı defans ile toplamda 7 gol yiyen Beşiktaş adeta kalesini gole kapatmıştı. Bursaspor maçında 3 gol yiyen Karakartal, böylece tam 12 hafta sonra kalesinde bir maçta 3 gol görmüş oldu.

Dark Warrior 12-19-2009 16:30

Beşiktaş teknik direktörü Mustafa Denizli, 3-2 biten Bursaspor maçından sonra açıklamalarda bulundu.

Denizli yaptığı açıklamada "Tahminlerimizin 4-5 puan gerisine düştük. Futbolun içinde olan şeyler bunlar. Bugün beklemediğimiz bir hava durumu ile karşılaştık. Yağış çok hızlıydı. İlk yarıdaki bütün oyunumuzu etkiledi bu yağış. Bir mecburi ve bir de normal değişiklik yaparak 2 değişiklik hakkımızı kullanmak zorunda kaldık. Yapılacak birşey yok.

Bir kırılganlık vardı üzerimizde. Ferrari çıktıktan sonra hava toplarını alamadık. Bu bizim aleyhimize oldu. Ferrari`de kırık var. Oyuna devam etme şansı yoktu. Rüştü`nün henüz ne gibi bir sakatlık yaşadığını bilmiyoruz. Kontrolleri yapılacak.

Türkiye`de bugüne kadar hakemliğe en fazla destek verenlerden biriyim. Ama bugün 1 değil, 2 değil 3 tane elle oynama oldu aynı oyuncunun. Biz ekstra birşey istemiyoruz. Oyun kuralları neyse onun uygulanmasını istiyoruz. Doğal olarak kullanması gereken kartları kullanmayınca oyuncularımızın da sinir seviyeleri yükseliyor. Ama biz tabii ki bunların arkasına saklanmıyoruz. Bu takımın hakkını aramak herhalde bizim de son derece doğal bir hakkımız. Biz tamamen ortada bir değerlendirme biçimi istiyoruz.

Umduğumuzun çok gerisinde kalmadık. Ama iyi bir seri yakaladıktan sonra son 3 haftada kaybettiğimiz bir 7 puan var. Biz düşündüğümüzün 5 puan gerisinde bitirdik ilk yarıyı. Ama bu telafi edilecektir. Fakat dediğim gibi bu kaybettiğimiz 7 puan tahminlerimizin çok üstünde oldu. Biz bu dönemi asgari 5 puan alarak geçmek istiyorduk." dedi.

Dark Warrior 12-19-2009 16:30

Bursaspor`a son dakikada yediği golle mağlup olan Beşiktaş`ta ilginç bir olay yaşandı. Karşılaşmanın 43. dakikasında sakatlanarak yerini Korcan`a bırakan Rüştü, kulüp doktoru Devrim Urgun`la tartıştı.

Maç içerisinde "Adelem yırtıldı, çıkmak istiyortum" diyen Rüştü, Urgun`un "Önemli bir şeyin yok, devam et" cevabı sonrası oldukça kızdı.
Urgun`a "Benim adelemi benden daha mı iyi bileceksin" diye tepki gösteren tecrübeli file bekçisini takım arkadaşları zorlukla sakinleştirdi.

Bu arada maçı tamamlayamayan Ferrari`nin hastaneye kaldırıldığı ve elmacık kemiğinde kırık şüphesi bulunduğu öğrenildi.

Dark Warrior 12-19-2009 16:31

Yoğun yağışa rağmen, dün İnönü`nün tribünlerinde 10 binden fazla taraftar vardı. Beşiktaşlılar, maç bitiminde Demirören`e tepki gösterdiler.

Maç öncesindeki yoğun yağış ve soğuk hava nedeniyle, dünkü Beşiktaş-Bursaspor maçında futbolcular kadar taraftarlar da büyük sıkıntı çektiler. Bütün olumsuz etkenlere rağmen, 30 binden fazla futbolsever takımlarını desteklemek için İnönü’deki yerini almışlardı. Maç öncesinde tüm takıma büyük destek veren Siyah-Beyazlılar, 90 dakika boyunca Beşiktaş’ı ateşlemek için ellerinden geleni yaptılar. Ancak üst üste üçüncü maçında da galibiyete hasret kalan Beşiktaş’ta taraftarlar patladı.

Zapo’nun forması kaldı
Son düdüğün ardından, tribünler yine ‘Yıldırım Demirören yeter’ tezahüratlarına başladılar ve Başkan ve yönetimini istifaya davet ettiler. Ayrıca eski oyuncuları Ali Tandoğan ve Zapotocny’e de büyük tepki gösterdiler. Maç bitiminde formasını kapalı tribüne gönderen Zapo’nun bu davranışı karşılıksız kaldı. Çünkü Çek yıldızın formasını hiçbir taraftar almadı.

Dark Warrior 12-19-2009 16:31

Beşiktaş, Diyarbakırspor ve Manisaspor beraberliklerindeki 4 puanlık zararı kapatmak için zirvede aynı hedefe koşan rakibi Bursaspor’a karşı maçı kazanmalıydı. Bunun tek yolu Bursaspor’u 3-0 yenen Kayseri gibi futbolu çok tempolu oynamaktı.
Bursaspor da kazanmanın özgüvenini ve gerekli donanımını taşıyordu. Her maça asılabiliyordu.

İkisi de kızışmıştı ya, gök de delinmiş yangın söndürürcesine yağıyordu. Zemin doymuş, sürekli yağışla biriken su futbola çelme takmaya soyunmuştu.

Zeminin daha çok etkilediği takım Beşiktaş oldu. Bursaspor kadar pas becerisi gösteremediler, çünkü topu çabuk kullanma alışkanlıkları yoktu. Top taşırken suya ya da su ile birlikte rakiplerine takıldılar. Bunlara bir de diş hekimi hakemin dengesiz faul kararları eklendi. Dişçi, 16.dakikada kartlık faul yapan sarı kartlı Ozan’a nasihat etmekle yetindi, az sonra Ozan golü atan adam oldu. Hüseyin’e ve (ikinci) ceza alanında aldatma atlayışı yapan Sercan’a da sarı kartları göstermedi.

Beşiktaş’ın oyuncu yapısı bu sahada oynamaya uygun değildi. Yetmiyor gibi ilk devre sonuna doğru Rüştü de sakatlandı ve kale hiç maç oynatılmamış genç Korcan’a kaldı!

İkinci yarıda Nihat’ın yerine Nobre’nin başlaması ve sahanın suyunun biraz çekilmesi Beşiktaş’ı hücumda başarılı olmaya itti. İlk yarıda sert faulleri görmeyen hakem Tolga Özkalfa’nın, Zapo’nun Toraman’ı düşürmesindeki inceliği yakalaması ilginçti!

Beşiktaş 2-1 öne geçtikten sonra rakibinin şoka girdiği sırada yakaladığı iki fırsatı değerlendirmeliydi. Bir takımın ve futbolcunun böyle zamanlarda nasıl oynayacağını ne denli titiz olması gerektiğini bilmesi gerekiyor.

Bilmezseniz, böyle rakibi ayağa kaldırıp, yeniliyorsunuz. Yitirilen bu üç puan Beşiktaş’ın canını çok yakacak.


Güven Taner

Dark Warrior 12-19-2009 16:31

Beşiktaş-Bursaspor maçı, takımların sahip oldukları puan ve sıralamadaki yerleri yanında kulübelerinden gelen rekabeti de sahaya yansıttı. Fakat bu rekabet görüntüsünü daha mücadeleci hale getiren yağmurlu hava ve zor zemin oldu. Bu şartlar takımların maça başlayış, oyun stratejileri ve oynayış şekillerinde etkili oldu.
Beşiktaş kendi evinde oynadığı bir maçın özellikle ilk yarısında çok etkisiz kaldı. Bursaspor`a hem oynama şansı verdi hem de özellikle ikili mücadelelerde ve ikinci toplarda üstünlük sağlayamadı. Sahanın zor şartları da buna eklenince pozisyon üretmek bir yana rakip ceza alanına çok az gidebildi. Özellikle maçın 1-0`a gelmesinden sonra Sercan`la Bursaspor adına girilen iki gol pozisyonu var ki bunlar değerlendirilebilse maç çok daha farklı hale gelebilirdi. Burada Sercan`la ilgili şunu söyleyelim: Yetenekli bir oyuncu, etkili de bir oyuncu. Ama skoru değiştirmek farklı bir şey. Büyük futbolcu olabilmek için, yıldız kavramının içini doldurabilmesi için bu tip pozisyonları değerlendirmesi gerekir ki farkını ortaya koyabilsin.
Değerlendiremediği için de Beşiktaş ikinci yarıyla beraber yapılan Nihat ve Nobre değişikliğinin yanında saha zemininin daha elverişli hale gelmesiyle müthiş bir baskı kurdu. Bu baskı sonucunda golleri de getirdi. Fakat Bursa takımına baktığımızda dirençli, istekli ve inancını kolay yitiren bir takım değil. Nitekim de 2-1`den sonra kısa bir bocalama sonrası Beşiktaş`ı tekrar baskı altına alıp golleri buldular.

ACI BİR GÖRÜNTÜ
Burada Beşiktaş adına tartışılması gereken kendinizle aynı puanda olan bir rakiple oynarken ve şampiyonluk hedefi ortadayken kendi evinizde 3 gol yiyerek bir o kadar da gol pozisyonu vermek. Bu, bugüne kadar gelen az gol yeme ve iyi takım savunması yapma prensiplerinin tamamını bu maçta kaybetmişsiniz veya uygulayamamışsınız demektir.
Zaten Beşiktaş`ın genel olarak en önemli özelliği iyi mücadele edip çok gol atmaktan ziyade gol yemeden maçları götürmek ve skoru değiştirebilmek.
Fakat bu maçta bunların tamamının tersine bir performans ortaya çıkınca da ligin ilk yarısı böyle acı bir görüntüyle kapandı.


Ali Gültiken

Dark Warrior 12-19-2009 16:32

Hiç kimse denizdeki fırtınayı, tayfaların isyanını dinlemez. Limana bakar herkes...
Gemiyi getirebildin mi, getiremedin mi?
Getirdiysen ne ala!.. Getiremediysen, git kendi kendine ağla!
Beşiktaş için İnönü’deki maç olabilecek en zor koşullarda başladı. Metrekareye düşen su miktarı, topun bir metre bile sürülmesini engelliyordu. O nedenle ev sahibi Beşiktaş da, Bursaspor da anormal sayıda top kaybettiler. Sulu zeminin azizliğinde oluşan bu ikram toplarını alanlar da yeniden ikram (!) ederek oyuna katıldılar.
Sulu zemin, oyunla ilgili zaten çözülememiş bir yığın sorunu bulunan Beşiktaş’ı daha da zorladı. Bursaspor savunması yerinde çakılı dururken Beşiktaş’ın etkisiz forvetlerine karşı hiç sıkıntıya düşmedi ilk uyarıda.
Bursaspor’un Volkan - Ozan İpek hava hattından gelen kafa topunu ne Rüştü, ne de savunma engelleyebilirdi. Konuk takım öne geçtiği sırada oyunu zaten Beşiktaş yarı alanına yıkmış olmanın avantajıyla oynuyordu.


İlk yarının sonlarında Rüştü’nün sakatlanarak kaleyi genç Korcan’a teslim etmesi endişeleri daha da artırdı. Ancak Mustafa Denizli, Nihat - Nobre değişikliği yaparak çift santrfora dönüp Bursa yarı alanında ve ceza sahasında daha etkili bir oyunla yüklenmeyi tercih edince hem golleri buldu, hem de rahat bir nefes aldı.
Penaltı pozisyonunda Ferrari ve onun pasıyla buluşan İbrahim Toraman, Beşiktaş savunmasının hücuma soyunmuş iki fedaisi gibiydi. Tolga Özkalfa’nın kararı da tartışmalıydı.
Oyun Beşiktaş’ın önderliğinde sürerken Ertuğrul Sağlam’ın gol ümidi Sercan’ı çıkararak Ömer Erdoğan’ı alması başlangıçta pek anlaşılamadı. Ama Bursaspor genç enerjisine inatçı ve ısrarlı atak oyununu da ekleyince iki golü peşpeşe buldu. Ferrari’nin sakatlığı da işlerini kolaylaştırmıştı. Ergiç ve Zapotocny’nin gollerine Beşiktaş’ın vereceği yanıt yoktu artık.
Cuma maçları Beşiktaş’a yaramıyor, kabul. O maçlarda Beşiktaş hep beraberliğe yakalanıp adeta kilitlenmişti. Ama dün geriden gelip öne geçtiği halde yine geriye düşüp maç kaybetmesi, ne Mustafa Hoca’nın karizmasına, ne de futbolcuların mücadelesine yakıştı.
Bursaspor’u kutlamalıyız. Ertuğrul Sağlam’a “yağmur adam” desek; yeridir artık. Çünkü fırtınadan çıkardığı gemiyi limana getirmeyi bildi. Futbolcularına da bravo!
Bu galibiyetle sanırım zirve hesaplarını daha ciddi yaparlar. Beşiktaş için de tatil değil, yoğun bir ev ödevi olmalı artık!


Atilla Gökçe

Dark Warrior 12-19-2009 16:32

Beşiktaş ile Bursaspor arasındaki mücadele için `son haftanın en iyi futbol maçı olacak` beklentisi, hava şartlarının kötülüğü sebebiyle itiş kakıştan öteye geçemedi.
Ayakta durmanın zor olduğu bir zeminde mücadele etmeye çalışan oyunculara eleştiri getirmek son derece haksızlık olur. İlk yarı boyunca fizik olarak daha güçlü kalanın avantaj sağlamaya çalıştığına şahit olduk.

Bursaspor`un daha genç bir takım oluşu, topu daha fazla kullanma adına onları ön plana çıkarttı. Volkan Şen, bu hafta forma bulan İbrahim Üzülmez`in tarafında hep üstünlük sağlayan bir performansla oynadı. Beşiktaş tarafında ise gene umut Nihat olmalı ki suskun golcü ilk 11`de sahadaydı. Daha önceleri duran topları kaleye isabet ettirmede başarılarını hatırladığımız Nihat bu özelliğini kaybetmiş gibiydi. İlk yarıda kullandığı ve uygun mesafelerdeki serbest vuruşlarda onu göremedik. Bobo`yu da anlamak çok zor, santrfor; ama devamlı kenarlara gelerek top kazanmak isteği esas işini yapmasına mani oldu.

Yerden oynamanın riskini bilen Ernst ve Fink kazandıkları topların altına ayaklarını sokarak arkadaşlarına vuruş kolaylığı sağlamak için çaba gösterdiler. Ancak yerliler ve diğerleri bu hareketleri örnek almayı düşünmedi. Ağır sahada ikili mücadelelerin galip tarafı topu daha iyi iteleyenlerin olacağı aşikardı. 19. dakikada Ali Tandoğan`ın sürüklediği atakta Volkan`ın arka direk ortasına kafasını uzatan Ozan İpek fileleri havalandırdı. Sonrasında benzer bir atakta bu defa daha rahat pozisyonda Sercan takımını golden mahrum bıraktı.

Bunlar olurken Siyah-Beyazlı tarafta hâlâ bir hareket yoktu. İkinci yarıda sahada Nihat`ın yerine Nobre vardı. Şimdi golcü sayısı ikilenmişti. Yağmur da durmuş, saha biraz olsa su birikintilerinden kurtulmuştu. İkinci yarının hemen başında Sercan tribünlere oynamasa takımını iki farka taşıyacak golü atabilirdi. 56`da soldan kullanılan bir serbest atışta Nobre iyi yükseldi ve durumu 1-1 yaptı. Zeminin sudan kurtulması ev sahibinin işine yaramıştı. Zapo`nun, Toraman`a hareketi Tolga Özkalfa için ceza niteliği taşımış olmalı ki Özkalfa beyaz noktayı gösterdi. Bobo vuruşu gole çevirerek kendini gene kurtarmış oldu.

Dün gece iyi bir mücadele örneği veren Ertuğrul Sağlam`ın talebeleri önce Ergiç`le beraberliği yakaladı. Son dakikalarda kurduğu baskı sonucu da Zapo ile üstünlük sayısını kaydetti. Beşiktaş ise ligde ilk yarıyı istediği yerde bitirememenin sıkıntısıyla baş başa kaldı.


Atıf Keçeci

Dark Warrior 12-19-2009 16:33

Ne güzel olmuş o reklam!.. Ernst diyorki "Beşiktaş mücadeledir``, sarı fırtına Metin de "Beşiktaş aşktır... Aşk...`` diyor. Doğru, tribünlerde büyük bir aşk vardır taraftarın, ama sahada büyük bir mücadele yok futbolcuların!.. Bobo tek forvet!.. Tamam iyi hoş da Nobre neden yanında yok? Bunu neden söylüyorum Nihat, Ekrem ve Tello... Üçünü toplasan yaptıkları iş bir tane Nobre`nin işini yapamaz! Neden mi? İşte her şey ortada ilk yarı bir Bobo var, takım sahada yok. İkinci yarı Nobre girdi Beşiktaş`a goller geldi. Golleri buluyor ve mağlubiyetten kurtuluyorsun ama golleri yemeyeceksin. Bu gollerin şöyle bir bahanesi olabilir: Rüştü`nün sakatlanması.. Vay be Rüştü sen neymişsin, yokluğun bu maçta çıktıktan sonra hissedildi.

Zapo`yu böyle görmedim
Bir tane "Sercan" denilen bir oyuncu var... Biraz dikkat etse, konsantre olsa inanılmaz pozisyonlar yakaladı, bunları gole çevirebilirdi. Olmadı. Şöyle bir bakıyorsunuz Zapotocny bu takımdan gönderildi, ama ben bu oyuncuyu Beşiktaş`ta böyle hırslı, arzulu görmedim. Belli ki Beşiktaş`a kırılmış. "Beni gönderirisiniz öyle mi`` dedi ve hesabı kesti. Bunda Ertuğrul Sağlam`ı da tebrik etmek gerekir. Bir ara mağlubiyete düşse de oyuna müdahale etti ve çok önemli skor yakaladı. Burda belli ki Ertuğrul`un da kalbi "Beni gönderirsiniz öyle mi ben de gerekeni yaparım`` diyerek, kırgınlığını pozitif enerjiye dönüştürerek haklı bir galibiyet elde etti. Bu arada Ali Tandoğan`ı da unutmayalım. Vay be eski Kartallar, olacak iş değil ama yaptığınız iş etik iş! Ferrari`nin oyundan çıkması dönüm noktası oldu. Nasıl Nobre`nin girmesi dönüm noktası oldu. İleride topu tutma düşüncesiyle Yusuf oyuna girdi! Ancak defans kurgusu bozuldu. Tolga Özkalfa çok koştu, pozisyonlara çok yakındı ancak kararlarında ikilemde kaldı.


Adnan Aybaba

Dark Warrior 12-19-2009 16:33

http://www.akpartiforum.com/images/space.gifBeşiktaş tribünleri, maç sonunda yöneticilere tepki gösterdi. Şeref Tribünü`nde oturan Beşiktaşlı yöneticilere laf atan siyah-beyazlı taraftarlar, "10 milyon euro`luk adam alıyorsunuz, ama yedek kulübesinde oturtuyorsunuz" diye bağırdılar.

Dark Warrior 12-19-2009 16:33

Tomas Zapotocny... Sezon başında Beşiktaş onu istemedi, Bursa`ya üstüne para verip gönderildi. Çek yıldız yanıtı sahada verdi, İnönü`de takımına 3 puanı getiren golü kaydetti.

Kara Kartal’a transferi de olay oldu, gidişi de... Bonservisi için ödenen paranın yüksek oluşu çok tartışıldı Tomas Zapotocny’nin... Ancak geçen sezonki çifte şampiyonlukta, hep kritik anlarda sahneye çıktı. Kupadaki Trabzonspor maçının son saniyesinde golünü atmış, kritik Kocaeli deplasmanının son anlarında kazanılan penaltıda topun başına geçmişti. Ancak Denizli’nin tercihleri doğrultusunda sezon başında transfer listesine konuldu. Talipli çıkmayınca, Bursaspor’a önerildi. Hem de 750 bin Euro’luk ücretinin, 250 bini ödenerek... Yeşil-Beyazlılar bu teklifi kabul etti ve Zapo bir seneliğine Timsah oldu.

Formasını alan çıkmadı!
Eski hocası Ertuğrul Sağlam’la Bursa’da tekrar biraraya gelen Zapotocny, performansıyla takımının başarısında önemli rol oynadı. İnönü Stadı’na ayak bastığında Beşiktaş tribünlerinin alkışladığı Çek stoper, 89. dakikada attığı golle Siyah-Beyazlı taraftarları üzdü, Bursa’ya 3 puanı getirdi. Hatta maç bitiminde tribünlere gönderdiği Bursa forması bile alıcı bulmadı, tepki gördü. Karşılaşma sonunda bir açıklama yapan Zapo, şu ifadeyi kullandı: Gol pozisyonunda biraz şanslıydım, iyi kafa vurdum ve golü attım. Ben profesyonel bir oyuncuyum, hangi formayı giyiyorsam onun için ter dökerim. Kazanmak için oynadım ve kazandım. Mutluyum. Şampiyon olmamız zor, ama Avrupa’ya gitmek istiyoruz...

Son maçta yok
Yıldız oyuncu, Beşiktaş ile Bursaspor arasında sezonun son maçındaki karşılaşmada forma giyemeyecek. Ligin son karşılaşmasında Beşiktaş’ın şampiyonluk ihtimalini gözönünde bulunduran Zapo’nun isteğiyle, sözleşmeye bu maddenin konulduğu öğrenildi.


Fanatik

Dark Warrior 12-19-2009 16:33

Beşiktaş için Bursaspor karşılaşmasında bir ilk yaşandı.

Kara Kartallar, İbrahim Toraman’ın düşürülmesiyle bu sezonki ilk penaltı vuruşunu tartışmalı şekilde kazandı. Geçen sezonki Kocaelispor mücadelesinin ardından ilk kez kazanılan penaltıyı Bobo ağlara gönderdi.

Dark Warrior 12-19-2009 16:39

Siyah-beyazlı ekibin Bursaspor`a kiralık verdiği Çek oyuncu, 89. dakikada attığı golle `intikam aldı`.

Bursa hırslıydı
Ligde zirve yarışı veren iki takımın maçı nefesleri kesti. Yoğun yağış altında başlayan ve sahadaki su birikintileri nedeniyle top kontrolünün
çok zor olduğu maçın ilk yarısında konuk Bursaspor etkiliydi. Daha çok koşan Bursaspor, bu çabasının karşılığını 19`da Ozan İpek`in attığı golle aldı. Beşiktaş ise ilk 45 dakikada sadece bir kez Fink ile rakip kaleyi yoklayabildi.

İnönü dondu!
İkinci yarıda Nihat`ın yerine oyuna giren Nobre 57`de beraberlik golünü attı. 63`te Toraman`ın düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Bobo gole çevirdi ve Beşiktaş 2-1 öne geçti. Ancak Bursa pes etmedi ve 85`te Ergiç, skoru 2-2 yapan golü kaydetti. 89`da, sezon başında Beşiktaş`ın Bursa`ya kiraladığı Zapotocny, takımına galibiyeti getiren, tribünleri ise adeta donduran golü attı.

Dark Warrior 12-19-2009 16:39

Bursalı Ozan İpek, Galatasaray maçının son dakikalarında Sabri’ye yaptığı hareket nedeniyle kırmızı kart görmüş, PFDK da 2 maç ceza vermişti. Ancak Tahkim Kurulu, 11 Aralık’taki toplantısında cezayı 1 maça indirdi. Kayseri’de oynamayan Ozan, Beşiktaş’a karşı forma giydi ve golünü attı.

Dark Warrior 12-19-2009 16:39

Bu sezon cuma maçları Beşiktaş’a yaramadı. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep ve Diyarbakır ile berabere kalan Kartal, dün de Bursa’ya yenildi; 4 maçta 9 puan kaybetti. Bu arada Bobo ligdeki son 6 maçta 5’inci kez fileleri sarstı, toplamda 6 gole ulaştı. Rüştü sakatlanıp çıkınca yerine giren Korcan, Süper Lig’de ilk kez eldiven giydi.

Dark Warrior 12-19-2009 16:40

Zemin ilk yarıda berbattı. Top sürmek olanaksızdı. Böyle bir ortamda futbol oynamak da çok zordu. İnce iş yapmaya kalkanlar sınıfta kaldı. İkinci yarıda zemin biraz daha iyiydi. Top kontrolü daha kolaydı. Ve top kullanılabiliyordu.

Zemin koşullarını Bursaspor ilk yarıda çok iyi değerlendirdi. Uzun toplarla Beşiktaş kalesine gitmek istedi. Fizik yönden de daha diri oyunculara sahipti. Özellikle de Volkan ve Sercan Beşiktaş defansını oldukça yıprattılar. Zaten Bursaspor`un golü de Volkan`ın bireysel girişimi sonucu gerçekleşti.

Beşiktaş`ta Tello ve Nihat bu sahanın adamı değillerdi. Dar alana sıkışıp kaldılar. Çalım atmak istediler bu kez de su engeline takıldılar. Orta alanın göbeğinde de Bursaspor daha güçlüydü. Hüseyin ve Bekir, Ernst ve Fink`e karşı üstünlük kurdular. Bu nedenle de dönen topları da Bursaspor aldı. Özetle ilk yarıda Beşiktaş sahada hiç yoktu. Zeminin esiri oldu.

İkinci yarıda zemin biraz olsun düzelmişti. Ve bunu Beşiktaş avantaja çevirdi. Daha iyi pas yapmaya, top çevirmeye başladılar. Teknik kapasitesi yüksek olan Beşiktaş hemen oyuna ağırlığını koyabildi. Ve artık her an gol kokuyordu.

Mustafa Denizli`nin ikinci yarıya Nobre ile başlaması çok yerinde bir karardı. Nihat`ı çıkarmak da doğruydu. Nihat hiçbir şey oynamıyor. Bir şey vermiyor. Eleştirilere küsüyor, sinirleniyor ancak gerçek Nihat`ın beklenen performansından çok uzak olması. Denizli bu oyuncuyu kazanayım derken Beşiktaş kaybediyor. Tello da aynen Nihat gibi hiçbir şey oynamıyor. Takımına en ufak bir şekilde eli değmiyor. Duran topları bile iyi kullanamıyor. Tello`da müthiş bir geriye gidiş var.

İlk yarıda Volkan karşısında zaman zaman zor anlar yaşayan İbrahim Üzülmez ikinci yarıda Volkan oyundan çıktıktan sonra çok rahatladı. Ve ataklara da çıkmaya başladı. Etkili ortalar yaptı. Bir tanesinde Bobo biraz dikkatli olsaydı Beşiktaş farkı açabilirdi. Zaten maçın kader anı bu posizypon oldu. Daha sonra Bursa iki gol atarak yeniden hayata döndü. Ertuğrul Sağlam`ın Volkan`ı çıkarmasına akıl sır erdiremedim. Volkan Beşiktaş`ı oldukça zorluyordu.

İkinci yarı karşılıklı gol pozisyonlarıyla geçti. Her iki takım da daha fazla sayıda gol kazanabilirdi. Beşiktaş defansı bu kez o eski sağlamlığında değildi. Özellikle de Ferrari sakatlanarak oyundan çıktıktan sonra büyük tehlikeler yaşadılar. Ve bunların birinde de İvan Ergiç`e engel olamadılar.

Hemen belirteyim Beşiktaş`ın kazandığı penaltı kararında hakem bana göre hata yaptı. Zapotocny`nin, İbrahim Toraman`a teması yoktu. Aynı Zapotocny Bursaspor`u galibiyete taşıyan adam oldu. Ertuğrul Sağlam`ı gönülden kutluyorum. Mücadeleci bir takım oluşturmuş. Ve de futbolun hem ofansif hem de defansif yönünü iyi uyguluyorlar. Hak ettiler kazandılar.


Sanlı Sarıalioğlu

Dark Warrior 12-19-2009 16:41

Oyunu iki 45 dakikayı birbirinden ayırarak değerlendirelim; ıslak zemin şartlarında teknik taktik oyun değerlendirilmesi yapmanın çok inandırıcı olmayacağını peşinen kabul etmek gerekir.

Ayağından çıkan topun takibini iyi yaparsan ikinci şansı yakalamışsın demektir. Bir su birikintisi topun hızını kesip yakalama umudunu kaybettiğin meşin yuvarlağı yeniden sana teslim edebilir. Seken toptan ümidini kesersen koşan rakibin ceza kesmesini peşinen kabullenmiş sayılırsın.

Dün akşam Beşiktaş`ta sezonun ilk devresinde en güvenilir mevki olan savunmanın dengesini sadece zemin şartlarının bozduğunu söylemek Bursaspor`un istekli ve kusursuz oyununu inkar anlamına gelir. İstanbul`a gün boyunca yağan yağmur İnönü Stadı`nı oyuncular için hileli bir zemin haline getirmişti. Bir başka taraftan bakınca aslında minik gölcüklerin oluşturduğu kaos futbolu merakla izlememizi sağladı. Bu durumda zemin sizin için hilelerle doluysa bir parça zeka ve bir parça fizik gücüne ihtiyaç duyarsınız. İlk yarıda doğru olan şeref tribünü önündeki alanda ceza sahasıyla taç çizgisi arasındaki top sürmeye elverişli boşlukları değerlendirmekti.

Bursaspor ilk yarıda Beşiktaş savunmasının sol tarafındaki bu bölgeyi başarıyla kullanmanın ödülünü Ozan`ın golüyle aldı. Ozan, Volkan ve Sercan üçlüsünün enerjilerini sonuna kadar kullandığı ilk yarı aklını ve adalelerini iyi kullanan tarafın üstünlüğüyle sona erdi. Zeminin dakika dakika daha iyiye gittiği ikinci yarı taktik ve teknik değerlendirmeye tabii ki açık. Nobre`nin oyuna girişiyle Mustafa Denizli, ikinci yarıda hava hakimiyeti yüksek oyuncuların sayısını artırarak yüksek toplarla gol planını yürürlüğe koymuştu. Plan aslında hatasız işledi. Nobre`nin golü planlanmış bir sayı olsa da ikinci golü getiren hatalı penaltı hesapta olmayan bir başka sayı kazandırdı Beşiktaş`a.

Şüphesiz ki Beşiktaş`ta Ferrari`nin sakatlığı oyunda kurulmayı bekleyen dengeyi altüst etti. Toraman`ın göbeğe çekilmesiyle açılan kanat Bursaspor`un işine yaradı. Bursaspor, Türkiye Ligi`nin topla oynadığı maçlarda en çok sonuca giden takımı ve bu nedenle Beşiktaş`ın ihtiyacı olan aslında skoru garantiye almaktı. Oysa Beşiktaş, kendisini psikolojik olarak rahat hissetti. Sercan`ın ikinci yarının başında ve durum 2-1 iken kaçırdığı iki gole karşın, Bursaspor takımı, Ertuğrul Sağlam`ın elindeki malzemeyi kullanma mahareti ve Ozan`ın müthiş başarılı oyunuyla sezonun ilk yarısını Beşiktaş`ın önünde tamamlamayı başardı.

Sadece Ozan değil, aslına bakılırsa Bursaspor hemen hemen tüm hatlarıyla çok iyi bir takım oyunu oynadı. Ergiç`in harika golü, Zapo`nun cesareti, Ertuğrul Sağlam`a hak ettiği özel bir gün yaşattı. İstikrarlı olmayı başarırsa Bursaspor bu ligi Beşiktaş`ın 10 puan önünde bitirir. Sahadaki Beşiktaş, yönetime acil yardım sinyali verdi zira.


Okay Karacan

Dark Warrior 12-19-2009 16:41

İstanbul’un yağmuru bir başkadır. Bazen E-5’i, bazen Merter’i, bazen İkitelli’yi alır kucağına. Ve boğar oraları, içindeki canlı cansızlarıyla. O yağmur dün gece İnönü’yü de esir aldı.
Ligin en zevkli geçmesi beklenen karşılaşması, yağmur ve seli takmayarak, golleriyle, mücadelesiyle unutulmaz bir geceye imza attı.
Manisa kadrosundan sadece İsmail-İbrahim Üzülmez değişikliği yaparak sahaya çıkan Beşiktaş, eski hocası Ertuğrul Sağlam‘ın radikal değişiklikler yaparak, as futbolcularını kenarda tutup, fizik güçleri daha iyi olanları sahaya sürmesi ile öldüresiye mücadele etmek zorunda kaldı.
Yağmur, Bursasporlu futbolculara “vız gelip, tırıs geçmişti” sanki.
Onlar hep ayakta kalırken, ikili mücadelelerin hepsinde galip gelirken, Beşiktaş, çoğu zaman komik durumlara düştü.
Böyle bir maçta, futbolun inceliklerini beklemek hayalcilik olurdu.
Öyle olmadı.
Bursaspor defansı ve orta sahası, böyle ağır bir sahada hata yapmamak için büyük uğraş verirken, Beşiktaş forvetleri, kendi bölgelerinde, top ayaklarında yokken dinlenmeye geçti.
Ne Tello adam kovaladı, ne Bobo.
Ekrem‘e birkaç haftadan beri bir şeyler oldu sanki.
Mustafa Denizli, bu futbolcunun nesine güveniyor da bu kadar şans veriyor kendine.
Beşiktaş; 19. dakikada yediği ilk golde de Ekrem‘in yalan koşusunun bedelini ödedi zaten.
Nihat için çenemizi boşuna yoruyoruz.
Ne Denizli bizi duyuyor, ne de Nihat bildiğinden vazgeçiyor. Bir futbolcu takımına bu kadar köstek olur.
Tamam anladık, yönetim inanılmaz paraları saydı bu futbolcuya. Zararı kasasına. Ama onun sahada olması ise Beşiktaş’ın zararına. Dün bir devre, hiç ama hiçbir şey yapmadı yine. Sercan‘ın, İstanbul büyüklerine kapılanma sevdası uğruna müthiş pozisyonlar yakalayıp kaçırdığı karşılaşmada, Beşiktaş’ın ilk yarıda bir defa bile Bursaspor kalesine etkili yaklaşamaması biraz da fizik güçlerinin Bursaspor karşısında ezikliğinden dolayı idi. 2. yarıda Nihat‘ın yerine giren Nobre, 9 ay sonra golle tanışırken, bu atak 56 dakika sonra Bursa kalesindeki ilk tehlikeydi zaten. Yalnız bu gol öncesi faul atışı için, hakem Özkalfa düdüğünü çalmamıştı.
İşi idare etti sizin anlayacağınız. İkinci atak da penaltıdan Bobo‘nun ayağından geldiğinde, Beşiktaş işi bitirdim zannetti. Ama Bursaspor, 86’da Ergiç‘in, 89’da Zapotocny‘nin golleri ile Beşiktaş’ın mutluluğuna kan doğrarken, yeşil-beyazlılar, Rüştü ve Ferrari sakatlığını da fırsat bilip, bir gecelik de olsa, liderlik koltuğuna oturdu.


Naci Arkın

Dark Warrior 12-19-2009 16:42

İki kaliteli teknik direktörün, kaliteli futbolculardan kurulu takımlarının mücadelesine şahit olduk dün. Eğer zemin ve hava şartları futbol oynamaya müsait olsaydı, mücadelenin yanı sıra güzel futbol da izlerdik. Ama özellikle ilk 45 dakikada zemin buna müsade etmedi. Futbolcular birbirleriyle mücadeleden çok, zeminle mücadele ettiler. Bursaspor ilk 45 dakikada çok daha akıllı oynadı. Ve görüldü ki fizik gücü olarak da üstündü. Nitekim bu üstünlük Bursaspor`a golü de getirdi. Beşiktaş`ın yediği ilk golde başta orta yaptıran Ekrem`le Ozan İpek`in kafa vurmasına izin veren İbrahim Toraman`ın hatası vardı.
İkinci 45 dakikada yağmur durdu. Beşiktaş daha iyi oynamaya başladı. Nihat-Nobre değişikliği de meyvesini verdi. Ve Nobre Beşiktaş`a beraberliği getirdi. Bu golde de Ivankov`un büyük hatası vardı. Beşiktaş bu moralle 2. golü de buldu. Bobo`nun penaltıdan attığı golle öne geçti.

Golden sonra Ferrari`nin sakatlanıp çıkması Beşiktaş için çok büyük şanssızlıktı. Nitekim Bursaspor iki golle durumu 3-2`ye getirdi. Esasında maçın kırılma noktası Sercan`ın Beşiktaş defansını çalımlayıp kaleciyle karşı karşıya kaldığı halde yüzde 100 golü kaçırmasıydı. İlk yarıda ve ikinci yarıda süper mücadele izledik.
Ertuğrul hocayı tebrik etmek gerek. Çok sürpriz bir kadro çıkarttı ve böyle bir sahada nasıl bir taktikle oynanacağını adeta ders vererek gösterdi. Maçın hakemi Tolga Özkalfa`ya gelince; bu hava şartlarında maç idare etmek çok zordur. Özkalfa da bu zorlukları yaşadı. Kartlarda cimri davrandı. Bursaspor`da Ozan İpek`in ikinci sarıdan kırmızı kart görmesi gerekirdi. Beşiktaş`ın penaltısı bana göre penaltı değildi. Kısacası bu hava şartlarında zevkli ve gollü bir maç izlettiren her iki takım futbolcularını kutlamak ve teşekkür etmek gerekir.


Ömer Güvenç

Dark Warrior 12-19-2009 16:42

Denizli, "Sıralamayı etkileyebilecek maçın başında, hakemin 3 sarı kartlık pozisyona 1 sarı kart göstermesi, futbolcularımızın da sinirlenmesine neden oldu. Devre arasında hakemle konuşmak istedim. Bana `Biz sizi kibar bilirdik` dedi" ifadesini kullandı
Beşiktaş Teknik Direktörü Denizli, ligin ilk yarısı itibariyle yaptıkları hesapta çok başarılı olamadıklarını ve tahminlerinin 4-5 puan gerisinde kaldıklarını söyledi. Denizli, "İlk yarı sonunda biri mecburiyetten, biri de doğal olmak üzere 2 değişiklik yaptık. Bugün üzerimizde bir kırılganlığımız vardı. Alışık olmadığımız bir kırılganlıktı. Ferrari`nin sakatlığından sonra, göbekte uzun topları yalnızca İbrahim Toraman ve Sivok ile karşılamak zorunda kaldık. Oyunda öne geçtikten sonra daha fazla gol atacağımızı düşündüğümüz dönemde, gol yedik`` diye konuştu.

FATURAYI HAKEME KESTİ

Maçın hakemi Özkalfa`ya da sitemde bulunan Denizli, şöyle devam etti: "Böyle sıralamayı etkileyebilecek maçta, oyunun başında 3 sarı kartlık pozisyona 1 sarı kart göstermesi, futbolcularımızın da sinirlenmesine neden oldu. Ben hiçbir dönemde bunu kullanan bir hoca değilim. Devre arasında hakem arkadaşımızla konuştum. Sadece (Biz sizi çok kibar biliyoruz) dedi. (Oyun kuralları oyunun başında kart kullanmaya engel mi?) dedim. Düşünmediğimiz şekilde bir 90 dakika tamamladık. Bunun telafisi de yine bu takımın elinde.``

sabah

Dark Warrior 12-19-2009 16:43

DAHA birkaç gün öncesine kadar “Biz Beşiktaş’ta mutluyuz, hiçbir yere gitmeyeceğiz” deyip göğsümüzde kabartma yapan iki yabancı futbolcumuzun, önceki gün Marsilya’dan gelen ve Beşiktaşlı olmayan menajerle transfer görüşmesine oturup büyük ölçüde anlaşması anlaşılır gibi değil.

Fransa’da doğup Beşiktaşlı olanlara helal, kendi yetiştirdiğimiz evlatlarımıza ne bu şiddet bu celal. Ulu Önder Atatürk’ün bile tartışıldığı bu ülkede yabancı hayranlığımızın tartışılması için Meclis’e önerge vermeyi düşünüyorum. Korkarım Meclis benim gazetemden aldığım maaşı tartışmayı tercih eder. İyisi mi ben maçıma bakıp yazımı yazayım.
Suya takıldı
Maç başlayınca görüyoruz ki hocaların teknik ve taktik anlayışı suya takılacak. Fizik mücadele, bireysel hatalar ve şans, skoru belirleyecek. Takımların saha dizilişi aynı: 4-2-3-1. Bu kullanışlı diziliş, deplasmanda oynayan ya da tek forvet arkasında kreatif oyuncu kullanmak isteyen hocaların öncelikli tercihi. Ama bu sahanın dizilişi değil. Topu uzun oynamak mecburiyeti çift santrfor oynama ihtiyacı doğuracak. Üstelik her iki takımın tek forvetleri Bobo ve Sercan fiziğini değil süratini ve teknik becerisini kullanan oyncular.
Oyun orta sahaya kilitlenecek derken oyuncular saha şartlarını dikkate alıp topu yerden kaldırmaya başlıyorlar. Ve ilk ciddi atağında Bursa golünü atıyor. Arka direkte iki Bursalı’yı birden yalnız bırakmak ha! Bu ne tedbirsizlik.. Beşiktaş yediği golden esinlenip uzun toplarla oynamaya başlayınca karşılıklı pozisyonlar başlıyor. Fink bu hava ve saha koşullarında geçerli bir şeyi daha fark ediyor. Şut atmak. Bursa kalecisi Ivankov tırnaklarını kesmiş olsa Beşiktaş beraberliği yakalayacak.

Rüzgar gibi forvetler

Öne geçen Bursa’nın bir büyük avantajı da rüzgar gibi forvetleri. Tello, Sercan’ın süratini fark edene kadar Sercan kaleciyle karşı karşıya. Allah’tan Sercan’ın beline dolanmaktan son anda vazgeçip Beşiktaş’ı eksik bırakmıyor. Gazi Rüştü oyuna devam edemeyince kale genç Korcan’a teslim. İlk defa kaleye geçmek için talihsiz bir maç. Zemin kaygan ve takımın 1-0 mağlup. Bireysel hatayla ikinci golü yersen, yakalanan ilk fırsat hayal kırıklığı olur.

Doğru hamleler

İkinci yarıya girerken Nihat-Nobre değişikliği mantıklı, Mustafa Denizli’nin doğru anlayışı Beşiktaş’ın beraberlik golünü getiriyor. İkinci yarıya daha istekli başlayan taraf ilk yarının aksine Beşiktaş, hakemin de desteğiyle penaltıdan ikici golü de buluyor. Hamle sırası Ertuğrul Sağlam’da; Sercan’ı çıkarıp Ömer’i santrfor alıyor ki şişirme toplarla beraberlik gölünü arayacak. Hemen akabinde gelen beraberlik golü ve Ertuğrul Hoca’nın saha içi hamlesi, Ömer defansa Zapo orta sahayı da geçip, Beşiktaş 18’ine girip kafayı çakınca Bursa öne geçen taraf oluyor. Doğru hamlelerin bu kadar çabuk sonuç vermesi gecenin bir başka güzelliği.


Feyyaz Uçar

Dark Warrior 12-19-2009 16:43

DAHA birkaç gün öncesine kadar “Biz Beşiktaş’ta mutluyuz, hiçbir yere gitmeyeceğiz” deyip göğsümüzde kabartma yapan iki yabancı futbolcumuzun, önceki gün Marsilya’dan gelen ve Beşiktaşlı olmayan menajerle transfer görüşmesine oturup büyük ölçüde anlaşması anlaşılır gibi değil.

Fransa’da doğup Beşiktaşlı olanlara helal, kendi yetiştirdiğimiz evlatlarımıza ne bu şiddet bu celal. Ulu Önder Atatürk’ün bile tartışıldığı bu ülkede yabancı hayranlığımızın tartışılması için Meclis’e önerge vermeyi düşünüyorum. Korkarım Meclis benim gazetemden aldığım maaşı tartışmayı tercih eder. İyisi mi ben maçıma bakıp yazımı yazayım.
Suya takıldı
Maç başlayınca görüyoruz ki hocaların teknik ve taktik anlayışı suya takılacak. Fizik mücadele, bireysel hatalar ve şans, skoru belirleyecek. Takımların saha dizilişi aynı: 4-2-3-1. Bu kullanışlı diziliş, deplasmanda oynayan ya da tek forvet arkasında kreatif oyuncu kullanmak isteyen hocaların öncelikli tercihi. Ama bu sahanın dizilişi değil. Topu uzun oynamak mecburiyeti çift santrfor oynama ihtiyacı doğuracak. Üstelik her iki takımın tek forvetleri Bobo ve Sercan fiziğini değil süratini ve teknik becerisini kullanan oyncular.
Oyun orta sahaya kilitlenecek derken oyuncular saha şartlarını dikkate alıp topu yerden kaldırmaya başlıyorlar. Ve ilk ciddi atağında Bursa golünü atıyor. Arka direkte iki Bursalı’yı birden yalnız bırakmak ha! Bu ne tedbirsizlik.. Beşiktaş yediği golden esinlenip uzun toplarla oynamaya başlayınca karşılıklı pozisyonlar başlıyor. Fink bu hava ve saha koşullarında geçerli bir şeyi daha fark ediyor. Şut atmak. Bursa kalecisi Ivankov tırnaklarını kesmiş olsa Beşiktaş beraberliği yakalayacak.

Rüzgar gibi forvetler

Öne geçen Bursa’nın bir büyük avantajı da rüzgar gibi forvetleri. Tello, Sercan’ın süratini fark edene kadar Sercan kaleciyle karşı karşıya. Allah’tan Sercan’ın beline dolanmaktan son anda vazgeçip Beşiktaş’ı eksik bırakmıyor. Gazi Rüştü oyuna devam edemeyince kale genç Korcan’a teslim. İlk defa kaleye geçmek için talihsiz bir maç. Zemin kaygan ve takımın 1-0 mağlup. Bireysel hatayla ikinci golü yersen, yakalanan ilk fırsat hayal kırıklığı olur.

Doğru hamleler

İkinci yarıya girerken Nihat-Nobre değişikliği mantıklı, Mustafa Denizli’nin doğru anlayışı Beşiktaş’ın beraberlik golünü getiriyor. İkinci yarıya daha istekli başlayan taraf ilk yarının aksine Beşiktaş, hakemin de desteğiyle penaltıdan ikici golü de buluyor. Hamle sırası Ertuğrul Sağlam’da; Sercan’ı çıkarıp Ömer’i santrfor alıyor ki şişirme toplarla beraberlik gölünü arayacak. Hemen akabinde gelen beraberlik golü ve Ertuğrul Hoca’nın saha içi hamlesi, Ömer defansa Zapo orta sahayı da geçip, Beşiktaş 18’ine girip kafayı çakınca Bursa öne geçen taraf oluyor. Doğru hamlelerin bu kadar çabuk sonuç vermesi gecenin bir başka güzelliği.


Feyyaz Uçar

Dark Warrior 12-19-2009 16:43

DAHA birkaç gün öncesine kadar “Biz Beşiktaş’ta mutluyuz, hiçbir yere gitmeyeceğiz” deyip göğsümüzde kabartma yapan iki yabancı futbolcumuzun, önceki gün Marsilya’dan gelen ve Beşiktaşlı olmayan menajerle transfer görüşmesine oturup büyük ölçüde anlaşması anlaşılır gibi değil.

Fransa’da doğup Beşiktaşlı olanlara helal, kendi yetiştirdiğimiz evlatlarımıza ne bu şiddet bu celal. Ulu Önder Atatürk’ün bile tartışıldığı bu ülkede yabancı hayranlığımızın tartışılması için Meclis’e önerge vermeyi düşünüyorum. Korkarım Meclis benim gazetemden aldığım maaşı tartışmayı tercih eder. İyisi mi ben maçıma bakıp yazımı yazayım.
Suya takıldı
Maç başlayınca görüyoruz ki hocaların teknik ve taktik anlayışı suya takılacak. Fizik mücadele, bireysel hatalar ve şans, skoru belirleyecek. Takımların saha dizilişi aynı: 4-2-3-1. Bu kullanışlı diziliş, deplasmanda oynayan ya da tek forvet arkasında kreatif oyuncu kullanmak isteyen hocaların öncelikli tercihi. Ama bu sahanın dizilişi değil. Topu uzun oynamak mecburiyeti çift santrfor oynama ihtiyacı doğuracak. Üstelik her iki takımın tek forvetleri Bobo ve Sercan fiziğini değil süratini ve teknik becerisini kullanan oyncular.
Oyun orta sahaya kilitlenecek derken oyuncular saha şartlarını dikkate alıp topu yerden kaldırmaya başlıyorlar. Ve ilk ciddi atağında Bursa golünü atıyor. Arka direkte iki Bursalı’yı birden yalnız bırakmak ha! Bu ne tedbirsizlik.. Beşiktaş yediği golden esinlenip uzun toplarla oynamaya başlayınca karşılıklı pozisyonlar başlıyor. Fink bu hava ve saha koşullarında geçerli bir şeyi daha fark ediyor. Şut atmak. Bursa kalecisi Ivankov tırnaklarını kesmiş olsa Beşiktaş beraberliği yakalayacak.

Rüzgar gibi forvetler

Öne geçen Bursa’nın bir büyük avantajı da rüzgar gibi forvetleri. Tello, Sercan’ın süratini fark edene kadar Sercan kaleciyle karşı karşıya. Allah’tan Sercan’ın beline dolanmaktan son anda vazgeçip Beşiktaş’ı eksik bırakmıyor. Gazi Rüştü oyuna devam edemeyince kale genç Korcan’a teslim. İlk defa kaleye geçmek için talihsiz bir maç. Zemin kaygan ve takımın 1-0 mağlup. Bireysel hatayla ikinci golü yersen, yakalanan ilk fırsat hayal kırıklığı olur.

Doğru hamleler

İkinci yarıya girerken Nihat-Nobre değişikliği mantıklı, Mustafa Denizli’nin doğru anlayışı Beşiktaş’ın beraberlik golünü getiriyor. İkinci yarıya daha istekli başlayan taraf ilk yarının aksine Beşiktaş, hakemin de desteğiyle penaltıdan ikici golü de buluyor. Hamle sırası Ertuğrul Sağlam’da; Sercan’ı çıkarıp Ömer’i santrfor alıyor ki şişirme toplarla beraberlik gölünü arayacak. Hemen akabinde gelen beraberlik golü ve Ertuğrul Hoca’nın saha içi hamlesi, Ömer defansa Zapo orta sahayı da geçip, Beşiktaş 18’ine girip kafayı çakınca Bursa öne geçen taraf oluyor. Doğru hamlelerin bu kadar çabuk sonuç vermesi gecenin bir başka güzelliği.


Feyyaz Uçar

Dark Warrior 12-19-2009 16:43

Beşiktaş Futbol Takımı bugünlü izinli geçirecek.

22 Aralık Salı günü Ziraat Türkiye Kupası`nda Vestel Manisaspor`la deplasmanda karşılaşacak olan Siyah Beyazlılar, hazırlıklarına yarın (20 Aralık) saat 11.00`de basına kapalı yapacağı idmanla başlayacak

Dark Warrior 12-19-2009 16:44

Aslında sonuç çok fazla sürpriz değil. Neden? Çünkü iki teknik direktör de maça çıkarttıkları kadrolarla bir anlamda oyunun kaderini belirlediler. Özellikle böyle bir zeminde oynanacak oyun açık ve net. Yerden oynamayacaksın, havadan uzun topları tercih edeceksin.

Maçı analiz etmek gerekirse; iki takım açısından da çok iyi bir mücadele oldu. Ağır zemine rağmen takımlar iyi bir futbol sergiledi. Oyuna baktığımızda Mustafa Denizli iki tane yanlış hamle yaptı ki maçı kaybetmesindeki en büyük etken buydu. Böyle bir zeminde formsuz bir Nihat ile başlamak son derece yanlıştı. Denizli aslında maça Nobre ile başlayabilirdi. Oyun çok fazla yerden oynanamayacağı için hava hakimiyeti yüksek olan Nobre tercih edilmeliydi. Denizli’nin ikinci en büyük yanlışı ki, bu maçı kaybetmesine etki etti bence; Ferrari’nin yerine Yusuf’u oyuna sokmasıydı. Yusuf tercihi son derece yanlıştı. Denizli bu dakikalarda takımı daha fazla ayakta tutabilecek birini almalıydı. Mustafa Denizli yaptığı hamlelerle Beşiktaş’a maçı kaybettirdi.

Sıkıntılı süreç

Beşiktaş artık yavaş yavaş sıkıntılı bir dönemin içine girmeye başladı. Denizli bundan sonra şu haftayı bu haftayı bekleyin diyerek insanları avutmaya devam edecektir. Çok akıllı bir teknik direktör. Zaman kazanmasını bilen biri.

Geçen sene Beşiktaş’ın rakipleri Sivas ve Trabzonspor’du. Bu sene Fenherbahçe, Galatasaray ve Kayserispor. Buna dikkat edilmeli.

Beşiktaş kazanması gereken maçları kazanamıyor. Neden? Bobo’nun haricinde ön tarafta üretken oyuncusu yok. Kartal dişe diş oynayan, defansı iyi olan takımlar karşısında sıknıtı yaşıyor. Bugün Mustafa Denizli’nin 1,5 senelik dönemine baktığınınz zaman yapılan transferler Siyah-Beyazlı camiayı sıkıntıya sokmuştur. Alınan oyuncular ve maliyetleri çok fazla. Bu kadar maliyetli oyuncuların alınması son derece yanlıştır. Çok fazla olayın ayrıntısına girmek istemiyorum. Oyuna baktığınız zaman maçı iki üç yönlü değerlendirmemiz lazım. Beşiktaş’ın yaptığı yanlışlarla oyunu Bursaspor’a vermesi gecenin en iyi özetidir.

Bursa’nın hakkını yemeyelim

Bursaspor’un da hakkını yememek lazım. Özellikle Sağlam’ın çıkardığı 11 ve sonda Sercan’ı çıkarıp Ömer Erdoğan’ı sokması Bursa’nın maçı çevirmesinde en büyük etkendi. Hüseyin Cimşir de orta sahada takımını ayakta tutan ismiydi. Bence gecenin adamı Ertuğrul Sağlam’dır.

Not: Beşiktaş camiasını bundan sonnraki dönemde çok zorlu bir süreç beklemekte. Alınan sonuçlar bunu göstermekte. Bunları hem yönetime hem hocayı söylüyorum. Bu takım bu kadroyla hem ligi hem kupayı götüremez.

Sergen Yalçın

Dark Warrior 12-19-2009 16:44

Beşiktaş’ın beraberlik golünden önce Tello, Tolga Özkalfa’yı eliyle iterek topun önünden uzaklaştırdı ve atışı kullandı. Özkalfa düdüğünü çaldı, ancak ortalanan top gol olunca, hakem de golü verdi. Pozisyonun devamı oyun kuralı ihlalini meydana getirdi.

İnönü Stadı’ndaki olumsuz hava ve saha şartları futbolcuları olduğu gibi hakemlerin görüşünü de zorlaştırdı. Karşılaşmada birçok tartışmalı pozisyon yaşandı.

Özkalfa’nın topla bilerek elle oynadığı için Ozan’a çıkardığı sarı kart doğruydu. Aynı oyuncuyu Ernst’e karşıdan kayarak yaptığı kontrolsüz hareketi nedeniyle ikinci sarıdan kırmızı kartla 15. dakikada oyundan ihraç etmesi gerekirdi.

Oyundan atılması gereken Ozan 18. dakikada Bursaspor’u öne geçiren golü attı. Ceza alanı içinde Sercan-Tello ikili mücadelesindeki devam kararı doğruydu. İkinci devre kale alanı içinde Ferrari Ivankov’a faul yaptı. Atılan golün iptal kararı yerindeydi.

Beşiktaş’ın attığı beraberlik golü öncesi çok ilginç bir pozisyon yaşandı. Tello topun başında Ali Tandoğan ise topun önünde oyuna çabuk başlamasını engellemek için durdu. Özkalfa araya girerek Ali’yi uzaklaştırdı. Tello bu arada hakemi eli ile itekledi. Özkalfa düdüğünü Tello’ya göstererek beklemesini işaret etti. Ama çalmadı. Bu arada Tello atışı kullandı. Tolga Özkalfa ise top oyuna girdikten sonra düdüğünü çaldı. Ortalanan topta Nobre beraberlik golünü attı. Top oyuna girdikten sonra düdük çaldığı için oyun durmalıydı. Pozisyonun devamı oyun kuralı ihlalini meydana getirdi.

Böyle bir olayın benzeri yıllar önce İnönü Stadı’nda Beşiktaş-Gençlerbirliği maçında meydana gelmişti. Serbest vuruş kullanılmıştı. O zamanki maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu atıştan sonra düdük çalmış ve pozisyon golle sonuçlanmıştı. Müftüoğlu da golü vermişti. Futbol Federasyonu o maçı kural hatası nedeniyle tekrar ettirmişti.

Penaltı değildi

Ceza alanı içinde İbrahim Toraman, Zapotocny’nin kayarak geldiğini görünce kendini yere bıraktı. İbrahim Toraman’a hakemi aldatmadan kart göstermesi gerekirken penaltı verdi. Karşılaşmayı Bursaspor’un kazanması müsabaka boyu verdiği kararlarla skoru etkileyen Tolga Özkalfa’nın hatalarını örttü.

‘Düdük çalmadım’

Beşiktaş’ın Nobre ile bulduğu beraberlik golü bir hayli sıkıntı yarattı. Bursasporlu oyuncular da Tello’nun hakem Tolga Özkalfa’yı iterek oyunu hemen başlatmasına yoğun bir şekilde itiraz ettiler.

Özkalfa’nın topun başına geçerek Bursasporlu oyuncuları yerlerine geçmeleri konusunda uyarırken, pozisyonun gelişmesi ve Tello topa vurduktan sonra Tolga Özkalfa’nın düdüğünü ağzına getirmesi kural hatası tartışmalarının tavan yapmasına neden oldu.

Tekrarı olmaz

Karşılaşmanın hakemi Tolga Özkalfa’nın maçtan sonra gözlemci İbrahim Aksoy’a, pozisyonda Tello’nun oyunu hemen başlattığını, önce düdük çalmaya niyetlendiğini ancak bundan vazgeçtiğini söylediği öğrenildi. MHK’nin de Bursaspor’un galip gelmesi nedeniyle rahatladığı, yeşil-beyazlı takımın kural hatası yapıldığı yönünde bir itirazda bulunmayacak olması nedeniyle maçın tekrar edilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı bildirildi.

Beşiktaş’tan herhangi bir itiraz gelmesi halinde bile, siyah-beyazlı ekibin skor açısından herhangi bir mağduriyeti bulunmaması nedeniyle bir sonuca varamayacağı kaydedildi.

Dark Warrior 12-19-2009 16:45

Maça geçmeden, öncesini anlatmak istiyorum...
İstanbul’a yağan sağanak yağmur, maçı izlemeye gelen binlerce taraftarı iliğine kadar ıslattı...
Ben de nasibimi aldım. Sahada mücadele eden futbolcular gibi her taraftar o psikoloji ile karşılaşmayı takip etti...
Kapıda yapılan güvenlik önlemi ise tam bir fiyasko, yağmur bardaktan boşanırcasına yağarken, sevgili emniyet mensupları tek tek içeri aldıkları taraftarı, ufak bir derenin ortasında beklemek zorunda bıraktılar...
Anlam veremiyorum. Açıkcası taraftarın maça takımını izlemek için geldiğinin artık farkına varmak lazım, her suçu taraftara atıp dışarı da işkenceye maruz bırakmak ne hakka uyar ne de hukuka, bilmem anlatabildim mi?!

**

Karşılaşmanın ilk dakikası geride kaldığında zeminin hangi bölgelerinin top kullanmaya elverişli olduğunu anlayabildik...
Özellikle orta alanın sağ ve sol kesiminde su birikintisi, topla oynamak isteyen futbolculara engel oldu...
Bu nokta da ufak bir dip not açıp İnönü Stadyumu yetkililerini tebrik etmek istiyorum. İstanbul’a düşen olağanüstü yağmura rağmen zemin de en ufak bir kalkma olmadı...
Gerçekten bravo!
Maça dönersek...
Bursaspor özellikle, İbrahim Üzülmez’in koruduğu kanattan çok etkili geldi...
Nitekim Deli İbo’nun yaptığı hata, kademesin de Ekrem’in hovardalığı, Volkan Şen’e hayatının en rahat ortasını açma fırsatı verdi...
Ozan’ın attığı gol ile takım biraz sirkelenip kendine geldi aslında...
Kazanmak için birşeyler yapmaya çalışsa da, ilk yarı futbol oynamaya elverişli olmayan zemin, buna engel oldu...
İlk yarı dikkatimi çeken bir diğer husus ise İbrahim Toraman, Ernst ve Fink dışında geri kalan tüm oyuncularımız birer gönüllü asker gibiydi, yalnızca izledi...
Devre arası taraftar maçın dönmesi konusunda umutsuzdu...
Yağmur ve soğuk hava bahane olarak gösterilse de, futbolcuların üzerinde ki isteksizlik taraftarında ruh haline işlemişti...
İkinci yarı herkesi yanıltan Nobre değişikliği açıkcası takımı ateşledi...
İbrahim Üzülmez’in, devre arası yediği fırça ile kendine gelmesi(!) takıma pozitif olarak etki etti...
Zira İbrahim’in taşıdığı toplar golün sinyalini veriyordu ki, sol kanattan kazanılan faul de, Tello, Ekrem ikilisi golü getirdi...
Nobre’nin altın dokunuşunu da unutmamak gerekiyor...
Erman Toroğlu’nu diyenler için bu konuya bir açıklık getiriyorum...
İşkembeden, oynat, dur, geri sar yöntemleriyle pozisyon analiz edilmez...
Olay tam önümde oldu...
Tolga Özkalfa, elini düdüğüne götürdü ve Tello, Ekrem’e pasını attı...
Pozisyon öncesi hatta çabuk başlamak için Tello, hakemi eliyle öne itti...
Erman Toroğlu, futbol oynamış bir hakem, demek oluyor ki oynamasına rağmen futbolu pek bilmiyor...
Anderalin seviyesi yükselen futbolcu, büyük oranda hakemi istemeden es geçebilir...
Üstelik pozisyonun da futbol oynamak, oyunu güzelleştirmek isteyen Tello’dur!
Anlıyor musun Erman Hoca?

**

Son olarak gelelim maçın nasıl kaybedildiğine...
Karşılaşma üstünlüğümüz ile devam ederken, “üçüncüyü bulmazsak maç gider!” ...
Aşağı yukarı, tüm taraftarın kafasında aynı düşünce vardı...
Korkulan oldu ve üçüncü gol gelmeyince, Bursa daha dirençli saldırdı ve beraberlik golünü attı...
Şunu unutmamak lazım, sonuç berabere devam ederken ve hava koşulları futbol oynamaya elverişli değilse, önemli etken mücadeledir!
Beşiktaş ve Bursaspor, beraberlik anından itibaren denk takımlar halindeydi...
Fırsatı iyi değerlendiren Zapo ile Bursaspor olunca kaybettik...

**

Futbol adına maçın iki adet kırılma noktası vardı...
Birincisi karşılaşma 1-0 devam ederken, Sercan’ın Korcan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda dışarı attığı top...
İkincisi ise karşılaşma 2-1’e döndüğünde Bobo’nun, İbrahim’in açtığı mükemmel ortaya vurduğu dengesiz vuruş... Dengesiz vuruştan kastım, kararsız kaldı kafa mı, ayak mı? Derken, ortaya karışık bir vuruş çıktı...

**

Umut elçisi olmak her zaman hoşuma gitmiştir...
Geri de bıraktığımız yarım sezonu iyi değerlendirmek gerekiyor...
Beşiktaş nereden nereye geldi...
17. hafta maçları sona erdiğinde oluşabilecek maksimum puan farkı beş...
Beş puan kesinlikle kapatılamayacak bir fark değil...
Bizim takımımız bunu başarabilecek güçte...
Geçen sezon bir Ankaraspor karşılaşması vardı, herkes hatırlar...
3-1 kaybedilen...
Bursaspor maçını da, Ankaraspor karşılaşmasına benzetiyorum...
Hakem son düdüğü çaldığında biz aslında Bursaspor’a kaybetmedik...
Şampiyon olduk...

Dark Warrior 12-19-2009 16:46

Turkcell Süper Lig`in 17. haftasında kendi sahasında Bursaspor`a 3-2 yenilerek ilk yarıyı 32 puanla toplayan Beşiktaş, zirve mücadelesi yaptığı rakipleri karşısında başarısız bir görüntü çizdi.

Ligin ilk bölümünü Bursaspor, Kayserispor, Fenerbahçe ve Galatasaray`ın ardından 5. sırada tamamlayan siyah-beyazlı ekip, zirvedeki rakipleriyle yaptığı maçlarda başarısız sonuçlara imza attı. Beşiktaş, zirvede bulunan 4 takım karşısında 1 kez galip gelerek sadece 3 puan çıkarabildi.

Turkcell Süper Lig`de şu an ilk 4 sırayı paylaşan takımlar arasında sadece Fenerbahçe`yi yenebilen siyah-beyazlı takım, Bursaspor, Kayserispor ve Galatasaray`a ise mağlup oldu.

Geçen sezon da zirve mücadelesi yaptığı takımlardan ziyade orta ve alt sıralarda bulunan takımlar karşısında başarılı olan Beşiktaş, 4 ekip karşısında aldığı sonuçlarla bu sezon da aynı görüntüyü verdi. Bu arada ligin ilk yarısında 3 kez mağlup olan ``Kara kartallar``, bu yenilgileri de yine zirvedeki takımlardan aldı.

-YARIŞTAKİ RAKİPLERİNDEN SADECE 3 PUAN ÇIKTI-

Beşiktaş, şampiyonluk mücadelesi yaptığı Bursaspor, Kayserispor, Fenerbahçe ve Galatasaray ile oynadığı karşılaşmalarda 12 puanlık bölümün sadece 3`ünü alabildi.
Derbi mücadelesinde BJK İnönü Stadı`nda Fenerbahçe`yi 3-0 yenerek bu 3 puanını alan siyah-beyazlı takım, Ali Sami Yen Stadı`nda Galatasaray`a 3-0 yenildi. Beşiktaş, diğer rakipleriyle kendi sahasında yaptığı karşılaşmalarda ise Kayserispor`a 1-0 ve son olarak Bursaspor`a 3-2 mağlup oldu.

-10 GOLÜN 7`SİNİ ÜSTÜNDEKİ RAKİPLERİNDEN YEDİ-

Bu sezon savunmasıyla dikkat çeken siyah-beyazlı ekip, zirvedeki takımlara karşı ise kalesini başarılı şekilde savunamadı.

Ligin ilk yarısında kalesinde 10 gol gören Beşiktaş, bu gollerin 7`sini zirvedeki 3 takımdan yedi. Sadece Fenerbahçe`ye karşı kalesini kapatabilen ``Kara kartallar``, Galatasaray ve Bursaspor`un 3`er, Kayserispor`un da 1 olmak üzere toplam 7 golüne engel olamadı.

Beşiktaş, ilk 4 sırada yer alan takımlara ise 5 gol attı.

-PUANLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ ALTTAKİLERDEN ALDI-

Siyah-beyazlı takım, ligin ilk yarısında topladığı puanların büyük bölümünü altındaki takımlardan aldı.

32 puanın sadece 3`ünü üstündeki ekiplerde çıkaran Beşiktaş, altında yer alan takımlar karşısında ise 12 maçta 7 galibiyet, 5 beraberlik alıp 26 puan elde etti.
Altındaki ekiplere karşı başarılı bir görüntü sergileyen siyah-beyazlı takım, bu takımlar karşısında yenilgi üzüntüsü de yaşamadı.

Beşiktaş, puan cetvelinde altında bulunan takımlarla oynadığı 12 maçta ise kalesinde sadece 3 gol gördü.

-ZİRVEDEKİ VE ALTINDAKİ TAKIMLARA KARŞI ALDIĞI SONUÇLAR-

Beşiktaş`ın zirvede yer alan 4 takıma karşı aldığı sonuçlar şöyle:


Galatasaray-Beşiktaş..........: 3-0
Beşiktaş-Kayserispor..........: 0-1
Beşiktaş-Fenerbahçe...........: 3-0
Beşiktaş-Bursaspor............: 2-3

Siyah-beyazlı ekibin altındaki ekiplere karşı aldığı sonuçlar ise şöyle:

İstanbul B. Bel.-Beşiktaş.....: 1-1
Beşiktaş-Antalyaspor..........: 2-0
Gençlerbirliği-Beşiktaş.......: 0-0
Beşiktaş-Gaziantepspor........: 0-0
Beşiktaş-Denizlispor..........: 1-0
Beşiktaş-Kasımpaşa............: 2-1
Eskişehirspor-Beşiktaş........: 0-1
Beşiktaş-Ankaragücü...........: 1-0
Trabzonspor-Beşiktaş..........: 0-2
Sivasspor-Beşiktaş............: 0-1
Beşiktaş-Diyarbakırspor.......: 0-0
Manisaspor-Beşiktaş...........: 1-1

*Bu arada Beşiktaş, küme düşürülen Ankaraspor maçını da hükmen 3-0 kazanarak alttaki bir takıma karşı 3 puanını hanesine yazdırdı.

Dark Warrior 12-19-2009 16:46

Dün akşam Beşiktaş - Bursaspor maçının hemen ardından Ligtv.com.tr `de yayınlanan Rüştü ve kulüp doktoru Devrim Urgun arasındaki tartışmanın aslını öğrenmek için bugün Devrim Urgun ile Telefon görüşmesi yaptık.

Lig Tv`nin haberine göre ;

``Bursaspor`a son dakikada yediği golle mağlup olan Beşiktaş`ta ilginç bir olay yaşandı. Karşılaşmanın 43. dakikasında sakatlanarak yerini Korcan`a bırakan Rüştü, kulüp doktoru Devrim Urgun`la tartıştı.

Maç içerisinde "Adelem yırtıldı, çıkmak istiyortum" diyen Rüştü, Urgun`un "Önemli bir şeyin yok, devam et" cevabı sonrası oldukça kızdı.
Urgun`a "Benim adelemi benden daha mı iyi bileceksin" diye tepki gösteren tecrübeli file bekçisini takım arkadaşları zorlukla sakinleştirdi.``Diye basına lanse edilen bu haberin aslının olmadığını dile getiren Urgun sözlerine;

`` Kesinlikle böyle birşeyin olması söz konusu değildir.Bunları nereden çıkarıyorlar dudak mı okuyorlar.Zaten görüntüleri izlediğinizde ben değişiklik işareti yapıyorum .Oradaki tek dialog Korcan`ın hazırlanması için Rüştü`nün yere yatmasını sölememdir.Bundan fazla bir dialog geçmemiştir.`` Diyerek sözlerini tamamladı.

Rüştü`nün sakatlığı için ise öğleden sonra randevu alındığı ve çekilcek olan emarlardan sonra durumunun netlik kazanacağını ifade etti.


All times are GMT +3. The time now is 22:40.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025