![]() |
Kadının Pantolon Giymesi...
KADININ PANTOLON GIYMESI
Önemli olan avretini örtmek olduğuna göre, kadının bunu pantolon giyerek sağlaması yeterli olmaz mı? Başka bir münasebetle de anlatmaya çalıştığımız gibi kadının giyiminde aranan şartlardan biri de erkek elbisesine benzememesidir. Rasulüllah Efendimiz'in (s.a.s) "Allah kadına benzeyen (kadınlaşan) erkeğe ve erkeğe benzeyen (erkekleşen) kadına lânet etmiştir" hadîs-i şerîfleri, öncelikle giyim-kuşamdaki benzeyişi anlatır. Buna göre erkek gibi pantolon giyinen bir kadın, avretini örtme emrini yerine getirmiş olsa dahî, erkeğe benzememe emrini yerine getirmediğinden günahtan kurtulamaz. Giydiği pantolon dar olur da vücut hatlarını ortaya koyarsa, fitneye (helâl olmayan cinsel duygulara) sebep olacağı için ayrıca günah işlemiş olur.Ancak kadınların "cilbâb"larının (dışlık örtülerinin) altından pantolon giymeleri mahzurlu olmadığı gibi övülen bir uygulamadır. Hz. Ali Efendimizin aktardığına göre: "Bulutlu ve yağmurlu bir günde Bakî'de Rasûlüllah'la beraberdik. Merkebe binmiş bir kadın geçiyordu. Merkepten düşecek oldu da Rasûlüllah (bir ,yeri açılır endişesiyle) ondan yüzünü döndü. Orada bulunanlar: Kadının pantolonu (sirvalı) var (üzeri açılmaz) dediler de Rasûlüllah: "Pantolonlar (sirvaller) edinin. Çünkü onlar en iyi örten elbiselerinizdendir. Kadınlarınızı (avretini) da dışarı çıktıklarında onlarla koruyun." buyurdular." (Hadîsi; Ukaylî, Ibn Adîy (Kâmil'de) ve Beyhakî (el-Edep'te) rivâyet etmişlerdir. Suyûti "zayıf" işaretini koymustur. bk. Münâvi, Feyzu'1-Kadîr I/109-110) Bir başka rivâyette ise, kadının o hâli hoşuna gittiğinden ötürü: "Allah sirval giyen kadınlara merhamet eylesin." buyurdular.(Hadîsi; Dârakutnî (el-Efrâd'da), Hâkim (Tarihinde), Beyhakî (Su'abul-imânda), Hatîp (el-Müttefek'te) rivâyet etmişlerdir. Münâvî zayıf oluşunu anlatır. bk. IV/22-23) Hattâ bizzat Rasûlüllah Efendimizin de "sirval" satın aldığı rivâyet edilmiş ve kendisinin giydiği bilinmediğine göre, hanımları için satın almış olabilir, denmiştir.(Münâvî, age I/110) Ne var ki, bu her iki hadîs de zayıftır ama, aksi de söylenmediğine göre, bunlarla amel edilmesinde bir sakınca yoktur. Yani kadın dışlığının altından pântolon (sirval) giyebilir. Bunu daha iyi örtünmek için yapmışsa güzel bir iş yapmış olur.Ancak hadîslerde geçen "sirval"ı tamı tamına bugünkü pantolonlar gibi anlamak da yanlış olur. Eğer paçaları görülecekse onları erkek pantolonu paçalarından farklı yapmalıdır. Aslında Anadolu kadınlarının giydiği ve "dizlik" tabir edilen uzun içdonu "sirval" tarifine daha yakındır. (Allah'u a'lem) |
ALLAH razı olsun aydınlatıcı bir konu.
|
Tasvip etmiyorum...
Hatta evlenirsem pantolon felan giydirmem... |
Alıntı:
|
Bol bir pantolonun üzerine uzun bir tunik giymekte bir mahsur görmüyorum. Hatta bu tarz pantolonlar ev disinda çok fazla aktif olan bayanlar için etekten daha uygun oldugunu düsünüyorum...
|
Erkekleşmiş kadınlara iyi gözle bakmam kısa ve özü...
Bu konuda hoşgörüye,beyin gıdıklayan yaklaşımlara kapalıyım.. Etek giyen erkeklere henüz o engin "hoşgörü anlayışı" uygulanamadığı için onlara toplumda iyi gözle bakılmaz 1970'lere kadar kadın için pantolonda böyleydi.. Ama bir kaç tane etek giyme cesareti gösteren erkek var Türkiye'de üstelik ünlülerden seçilmiş şahıslar yani alıştırma aşamasına geçilmiş... Fazla değil bir 10 yıl sonra Türkiye'de etek giyen erkeklere'de hoşgörü pompalayan zevatlar olacaktır elbet ,bugün'de vardır muhakkak ama kaç kişi.. |
İslâmda bence diye bir şey yok diyorum bende.
Pantalon giymesi caiz değilken, ben nasıl giyilebileceğini uygun göreyim... |
Eger pantolon beden hatlarini belli etmeyecek sekilde ise, ve üzerine dizlere kadar bir tunik giyiliyorsa, hem erkek giyiminden uzak hemde tesettüre uygun bir giyim biçimi degil midir?
|
Minikkelebek'in düşüncesinin usulüne,kaidesine uygun olmakla birlikte geçerli olabileceğine,fakat yinede şüpheli bir giyim tarzı olduğunu belirtmekte fayda görüyorum!
Zaten bana göre tesettürün en sağlıklısı ve en makbulünün,eski çarşaf biçiminin biraz daha modernleştirilmiş hali olduğunu iddia ediyorum... Bunun dışında günümüz tesettür biçimlerinin,HAK tesettürü yansıtmadığı kanatindeym. Ve gitikçede yozlaşmaya doğru gidildiği ortadadır. Özelikle yeni yetişen nesillin Tesettür giyiminden oldukça bihaber olduğu, daha doğrusu dini ilmi noktasında cehalet düşünceleri içinde olduklarını üzülerek belirtmek isterim. Herşeye rağmen,ahir zaman diliminde Allah'ın emir ve yasaklarını elimizden geldiği kadarı ile gerçekleştirip,bilerek-bilmeyerek gerçekleştiremediklerimizin Tevekkülünü Yücce yaradana bırakmak en makbulü olsa gerek.Selam ve dua ile. |
Alıntı:
Tesettür Âyeti geldikden sonra Hz Muhammed (sav) in eşleri nasıl bir hal almış, Sahabede bu emir nasıl uygulamış bu sorgulanmalı... Pantalon İslama ne kadar uyuyor ki vücut hatlarını belli etmediği sürece giyilebileceği fetvasını verelim. Kadının örtüsü " çarşaf" dır. Dâvâmız hayat uymak değil; hayatı Hakk'a uydurmakdır.. Burada rahatımızdan ziyade, İslama uygun olup olmadığını tartışıyoruz. |
Alıntı:
|
Konu daha önce de tartışılmıştı. Bence pantolondan pantolona fark var. Sonuça bu isim, unutulmamalıdır ki genel, kapsayıcı bir isim. Şalvarın bile bir pantolon türü olduğunu düşünürsek;
http://www.kastamonukulturturizm.gov...ESIMISIM=3.jpg Böyle bir giyimin bile İslama aykırı olduğunu söylemek ne kadar doğrudur bilemiyorum. |
Ölçü bellidir. Kendi din algımıza göre değil, İslam'ın hükmüne göre konuşalım. Ölçü; çarşaf, pardesü veya başka bir elbise değil. Kadınlar için; el, yüz ve ayaklar hariç vücudun geri kalan kısmını örtecek, vücut hatlarını belli etmeyecek biçimde kapanmaktır.
|
Yöresel farklılıklara göre İslami ölçülere uyan bir çok tesettür vardır çarşaf,ihram,ferace,şalvar-atkı,etek-atkı vs...
El ve yüz hariç(burası mezheplere göre değişir Şafi mezhebin'de yüzün örtülmesi'de zorunludur,Hanefi'de örtülmesi zorunlu olmasada daha faziletli görülmüştür) bütün bedenin örtülmesi evet bir ölçü olabilir ama bu ölçüye uygun kıyafet Kuranı Kerim'de cilbab ayetinde belirtilmiştir.. Yukarıda saydığım tesettürler'de başta çarşaf olmak üzere cilbaba uygun olduğu için İslami ölçüye uygun kabul edilmişlerdir... Kemik çıkıntıları dahil hiç bir vücut hattını belli etmeyecek kadar bol olan,gençliği ve güzelliği farkettirmeyen,süslü gösterişli olmayan her türlü tesettürün cilbab ayetine uygun olacağınıda Alimler belirtmiştir... Yüzbinlerce Tefsir Alimi cilbab ayetinde ki cilbabı çarşaf olarak tefsir etmiştir diğer tesettür şekilleri aynı ölçüye uygun olduğu için onlarda uygun görülmüştür... Bunlar dışında aynı ölçüye uygun olmayan kıyafet şekilleri Dinde değişime gitmek olacaktır ki buda bidattır.. |
Pantolon giyilmemesi gerekiyor..Şöyle ki, "pantolona göre değişir.." diyoruz , fakat ; tesettürün bile azala azala ne hâle geldiğini görebiliyorken , pantolana küçük bir musamma göstermek dâhi ; ileri boyuta taşınıyor...
Önce tunik vesaire diyerek pantolona musamma gösteriliyor; sonra ortada ne tunik var ne "gerçek tesettür"... Tartışılacak bir yanı olduğunu düşünmüyorum..İslâm şahsi din değil ve "bence"si olamaz... |
çok güzel bir konu teşekkürler
|
Depare ve Elif zeynep bir hususda net görüşünüzü merak ediyorum. Örtünmenin birinci dereceden gayesi vucut hatlarının saklanması yanında, bunu sağlar iken erkeklerin giymiş olduğu pantolon ile olmasımı sakıncalı.
|
Alıntı:
Pardesünün altından giyildiğin'de saklayabilse bile erkeğe benzeme durumu olduğu için yine günah olacaktır.. Burada konu tesettürden çıkar isterse üst üste 3 tane çarşaf giysin içinden pantolon giyiyorsa burada yine erkeğe benzeme vardır.. Benzemek illa göstermekle olmaz uygulamakla olur... |
Bende arkadaşlarıma katılıyorum zaten dinden taviz vere vere bu hallere geldik!!Neden bu özenme şunu söyliyeyim ben bir erkek kendimce mecbur kalmasam hayatta pantolon giymem. dinimizde herşey insan sağlığına göre belirlenmiştir yarın birgün filanca ülkenin bilimadamları gene ortaya çıkar ve söyler pantolon giymek bayan sağlığına zararlı diye
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Pantolon giyilmesinde bir mahzuru yok diyenlerin,hemen ortaya koyduğu görüş "üstüne tunik, bol bir elbise..." .. Konumu ne olursa olsun, faketmez. Pantolon bir erkek giysisidir. Bu nedenle müslüman bir bayanın giymesi uygun değildir, bu konuda tartışılması bile abes geliyor.. ...................... Buradaki yazıda mevzubahis olan konu ifade edilmiş.. Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ile Bâki mezarlığında iken yoldan eşeğe binmiş bir kadın geçiyordu. Hava az yağışlı olduğundan eşeğin ayağı bir çukura girdi. Hayvan tökezleyince kadın yere düştü. Peygamberimiz (s.a.v.) hemen yüzünü ters tarafa çevirdi.Ya Rasülûllah! Kadının üstünde sirval var dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.): “Allah’ım! Sirval giyen kadınları bağışla. Ey insanlar! Hepiniz sirval giyiniz. Kadınlarınız dışarıya çıkacakları zaman sirval kadar örtülmesi gereken yerleri örten birşey yoktur.” buyurmuşlardır." (Beyhaki, Edep. Şuabü’l-İman. Dârkutni, el-Efrâd, el-Kenz: 8/55. Hayatü’s-Sahabe: 3/367 Buradaki bahsedilen "sirval" ; "Uzun ve vücudu belli etmeyen bolluktaki don" demektir. Anadolu hanımlarının vücut hatlarını belli etmeyecek bollukta giydikleri şalvar tipinde bir dondur. Bu derece bolluktaki donun kimseyi rahatsız etmeyeceği ayrıca tesettürü muhafaza edeceği malumdur. Bazı zevat sirvali pantolon olarak açıklıyor ve üzerinde bir giyim olması halinde kadınların pantolon giyebileceklerini ifade ediyorlar. Bu hatalı ve zorlamalı bir beyandır. Asla isabetli de değildir. Silvar, asla pantolon olamaz; o bir dondur. Giyenler Efendimiz (sa.v.)’in lânet bedduasının muhataplarıdırlar. Etek altına pantolon, liberal modanın saçmalıklarından biridir. Moda furyası kadınların yüzde 85’ini, bu arada bir bölüm erkekleri de çekirdek gibi çatlattı. Pantolon giyen, burunlarına hızma takan, kaşına göbeğine ve bilumum yerlerine piercing takan “kız”lar piyasayı doldurdu. Sağcısı-solcusu, başını örteni, örtmeyeni erkeği-kadını hep aynı çizginin acınasıcıları oldular.Kadın-erkek gençliğin (istisnaları hâriç) tümüne yakını 1980 sonrasında marka pantolon giymeye başladılar. C 21 marka kot pantolonla başlayan mâcera Lee Cooper’le, Levis’la, Lee’yle, FBI’la sürüyor. Başını örtenler de pardesü ve tunik altına (veya pardesüsüzler de) marka pantolonlar giyiyorlar. Marka, toplum anlayışında önemli bir sınıf atlama taşıdır. Bundan dolayı doğası gereği gizlenemez. Pantolon markaları arkada ve bir hayli de üstte olduğundan bir kısımları pardesüyü kısalttılar. Son yıllarda düşük bel pantolon modası çok sürmeden düşük kalça pantolon modasına inkilâp etti. Çünkü kapitalizm insanların bedenlerini istiyor: “Bedenini özgür bırak. Zihnini bana emanet et” Kapitalizmin sömürü sloganı budur. Bu slogana aldananlar kim olursa olsun kişiliksiz olmaya ve evde kalmaya mahkumdurlar. Kendilerini özgür zanneden köleler de bunlardır... Diz kapaklarına kadar dar bir üst elbise giyip, dizden aşağısında sadece pantolon bulunması sünnet ölçülerinden giyim şekli değildir ve tesettürü de oluşturmaz. Böyle giyinen kadın da tesettürlü değildir.Sadece pantolon giymek konumu ne olursa olsun 104 kitabın hiçbirinde yeri yoktur. Kesinlikle câiz değildir. ( Mevlüt Özcan ) |
şalvar giymek yöreye göre değişir.
bir kişi şalvarı sünnet diye giyer kınanır ve denirki bu zamanda şalvarmı olur. ama bir başkası üst kıyafetlerinide saç sakal bıyık tıraşını öyle bir uydururki onun bu şekiller ile şalvar giymesi ayrıcalık olur ve resim karelerine yansır. bizim şalvar giyerek sünnete uymamız belki bizi tatmin eder ve deriz elhamdulillah efendimizin mirası olan hal ve tavra uydum ama dışarıdan bakan kişiler ne düşünür? halkın nazarında nasıl bir bakış açısı ve hissiyat uyandırırız onuda iyi tahlil etmek gerektir. bol kıyafetler sağlık açısından tavsiye olunur. bununla beraber otururken kalkarken kullanım rahatlığı ile edepli bir görünüş içinde bol kıyafet vaz geçilmez tarzdır. bol giyeceğiz diye illaki şalvar giymek gerekmez. şalvar giydiğimiz zaman bize gtirisi ne olur bizden götürüsü ne olur iyi tahlil etmek gerek. diye düşünüyorum. |
Peygamberin sünnetini bize tavsiye ettiği bir şeyi halkın nazarına göre değerlendirirsek "Ümmetimin fesada uğradığı zamanda benim sünnetimi diriltene 100 şehit sevabı vardır" diyen Peygamberimizin (s.a.v) bu sözünü algılama noktasında sıkıntı var demektir..
Halkın nazarı ne olur bu noktada en kötü düşünenleri yani sözüm ona çağdaş geçinen tayfanın nazarını ele alırsak "psikolojik tedavi görmesi gereken hastalar,akıl yoksunu cahiller,Arap milliyetçileri" böyle gider.. Buda "İslami yaşayışınız dolayısıyla size deli denmedikçe kamil manada iman etmiş sayılmazsınız" diyen Peygamberimizin (s.a.v) sözünü doğrulamıyor mu :) Şalvar giyenin getirisi sevap olur götürüsü halkın gözünde küçümsenmek ise bu daha çok sevap olur (: |
Alıntı:
|
islam akıl dinidir.lütfen hasan sabbahın diniyle karıştırmayaılm...
|
Alıntı:
Allahü teâlâ sevgili Peygamberi ve Onun Ehl-i beyti (aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât vettehıyyât velberekât) hurmetine, kuvvetinizi artdırsın! Yardımcınız olsun! Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: (Bir kimseye deli denmedikçe, onun îmânı temâm olmaz!). Bu zemânda, islâm sevgisinin, islâm gayretinin alâmeti olan, bu cünûn, sizin temiz rûhunuzda görülmekdedir. Bu nimeti veren, Allahü teâlâya hamd olsun! Bugün, öyle bir gündür ki, az bir hareket, hemen kabûl olunup pekçok sevâb verilir. Eshâb-ı Kehfin (rahmetullahi teâlâ aleyhim), bu kadar kıymet ve şöhret kazanmasının sebebi, yalnız hicret etmeleri idi. Düşman saldırdığı zemân, suvârîlerin az bir hareketi, çok kıymetli olur. Sulh zemânında, pek ince, güç talîmleri, bu kıymeti alamaz. Bugün sizin, söz ile yapdığınız cihâd, cihâd-ı ekberdir. Size nasîb olan bu nimetin kıymetini biliniz. Var kuvvetiniz ile, din düşmânlarını rezîl edip, hakkı söylemeğe çalışınız! Bu söz ile olan cihâdı, kılınç ile olan cihâddan dahâ kârlı biliniz! Bizim gibi eli yazmaz, dili söylemez zevallılar, bu nimetden mahrûmuz. (İmamı Rabbani-Mektubat 65. Mektup) Değerli kardeşim bakın İmamı Rabbani mektubatında bu hadise yer vermiş bu kafidir aslında.. Ama kaynağıda bulunca paylaşıcam.. Belki ben karıştırırımda İmamı Rabbani bu Dini Hasan Sabbahın Diniyle karıştırmaz :evet: Hasan Basri Hazretleri vaazlarında sık sık "Siz bizden öncekileri (Sahabe ve Tabiin) görseydiniz bunlar delidir derdiniz onlar sizi görseydi "bunlar şeytandır" derdi buyuruyor ( ihya,a.g) Bu Din elbette akıl Dinidir bundan nasıl böyle bir sonuç çıkardınız anlayamadım.. Demek istenen basit aslında Peygamberin sünnetine,İslama tahammülü olmayanların bizlere deli demesi bu Dinin akıl Dini olmadığını göstermez ki bunları diyenlerin akıl yoksunu olduğunu gösterir :) |
Alıntı:
bende giyiyordum açıkken pantolonu. vazgeçemeyeceğimi düşünüyordum hatta ama elhamdülillah şu an eteklerimle çok mutluyum. bencesi yok bu işin şeriatın kestiği parmak acımaz. :) |
Alıntı:
http://img352.imageshack.us/img352/4...0708005fb1.jpg "Dinen sadece çarşaf uygundur" demek, bayanları tek tip bir kıyafete sokmaya çalışmak demektir. Hz. Peygamber (sav)'in hayatına baktığımızda, giyim konusunda şu üç ölçüyü öne çıkardığı görülür: 1. İsraftan sakınmak; 2. Giyinmeyi, kibir, gurur, azamet ve gösteriş vesilesi yapmamak; 3. İçinde bulunduğu sosyal sınıfın imkan ve şartlarına uygun biçimde giyinmek.* *http://www.sorularlaislamiyet.com/su...icle&aid=10968 |
"Kolaylastiriniz, güçlestirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz". Diye buyuruyor Efendimiz... Peygamber efendimizin bu sözünden bazı küçük ayrıntılara takılmamamız gerektiğini anlamamız lazım... Bu konuyu bizimle paylaşan arkadaştan Rabbim razı olsun ... Güzel bir paylaşım olmuş ama ondan sonraki bazı tartışmalar bana gereksiz gibi geldi.... Yok kadınlar pantolun giysinmi ,giymesinmi ?... Saçma bir soru olduğu gibi bu, sonu olmayan tartışmalarada sebebiyet veriyor... İslamı konuları içeripte ;kişilerin bence ile başlayan tartışmaları islama hep zarar vermiştir... Ondan dolayı diyorumki :"Ameller niyetlere göredir " ... Kimin ,neyi, hangi düşünce ile yaptığını kimse bilemez .... Pantolun giyen bir hanım kardeşimizin o pantolunu ne niyetle giydiğini kimse bilemez... Ve kimseninde pantolun giydi diye birilerini eleştirme hakkı yoktur... Herkes kendi yüzünün karasına ( günahlarına )baksın ve ona yansın ... |
Alıntı:
|
Bence bir bayan pantolon giyinebilir. Tabiki belli şeylere dikkat ettiği sürece. Ben bol bir pantolon giyinip üzerinede pardesümü giyindiğim zaman bunda herhangi bir zarar yada kötü bir davranış olduğunu düşünmüyorum. Heee tabi bunu giyindiğim yerlerde sınırlıdır. Benim ailemde annelerim teyzelerim asla pantolon giyinmezler ve bende ailemle yada akrabalarımla bir ortama gireceğim zaman ona uygun giyinirim. Arkadaşlarımla dışarı çıkıyorsam yada tatildeysem bol pantolon üzeri tunik yada pardesü beni rahatsız etmez.
|
Alıntı:
Ayrıca İslami hükümlerde bence sence diye bir şey yokdur. Âyet ve Hadisler ile Âlimlerin vermiş olduğu fetvalar doğrultusunda düşüncemizi söyleyebiliriz. Aksi hâlde sana bana kalırsa din diye bişey kalmaz :) |
Sevgili arkadaşlar...
Kıyamet alametlerinden biride... Sence böyleydi bence böyleydi... Gibi söylemlerin başlamasıdır... Not: Bu konuyla ilgili olarakda kadının dar elbise giymesi olmaz diye biliyorum... |
urfalı-ahmedo ama bu ne yaman çelişkidir ki imzandaki fotoğraftaki kız da dar kıyafetler giymiş o ne olacak.Ayrıca yıl 2009 hala daha kara çarşaf mı konuşuluyor yapmayın lütfen arkadaşlar.
|
Alıntı:
arkadaşım... ben imzada öyle dar pantılon filan göremiyorum... sen hangi gözle bakıyorsan artık... birde yıl 2009 degil yanlış hatırlamıyorsam 2010... burda kimse kadınlarımız kara çarşaf giysin diye birşeyden bahsetmiyor...:olmaz::olmaz::olmaz: bunasıl bir anlayış tarzıdır hayret... :hmm:hmm:hmm |
Bu çağda hala daha bunları konuşmak son derece çağ dışı buluyorum. Ayrıca altta yazan yazıyı son derece dikkatli okuyunuz.
Osmanlı ülkesinin vatandaşları kılık-kıyafetleri ile tam bir karışık görünüşe sahiptiler. Müslüman, Hıristiyan din adamları ibadet yerlerinde taşıdıkları giysilerle her yerde dolaşıyorlardı. Pek çok vatandaş şalvar, potur içinde, kafaları garip külahlarla süslü biçimde gülünç bir durum gösterirlerdi. Sivil aydınların elbiseleri Batılı görünüşteydi. Ancak kafada mutlaka fes bulunuyordu. Fes, Müslümanların büyük önem verdiği, müminlerin saygı işareti olarak başlayan kırmızı bir başlıktır. Ayrıca Kuran’da belirtildiği gibi güneşliksiz başlık, “yüzü güneşe dönük” savaşmanın da bir işareti olarak kabul edilir. Fes bir Yunan başlığı idi. II. Mahmur modernleştirmeye çalıştığı bürokraside, memurların düzgün bir kılıkla görünmeleri için bunun giyilmesini zorunlu kılmıştı. O zamanlar din adamları büyük itirazlarda bulunmuşlar, fes giyenin “kafir” sayılacağını söylemişlerdi. Zamanla fes bir İslam başlığı durumuna gelmiş Osmanlılığın bir sembolü olmuştur. Elbisesi Batılı kimselerin fes giymesi gülünç bir durum yaratıyordu. Fes Türk halkının başından atılmalıydı. Böylece hem kıyafet laikleşecek, hem de Türk vatandaşı modern dünyanın insanları gibi giyinmiş olacaktı. Bütün sorun, halkın kıyafetini laikleştirerek, dinsel hayatın simgelerini günlük yaşayıştan uzaklaştırmak ve kılık-kıyafet ile din arasında bir ilişki olmadığını göstermekti. Kadın kıyafetlerinde 2. meşrutiyet döneminde halk arasında bazı değişiklikler meydana gelmiş, Balkan savaşları sonrasında bu değişiklik hız kazanarak devam etmiştir. Kadının çalışma hayatına katılması da kadın kıyafetlerinde değişikliklere yol açmıştır. Kadınlar eski şartlarda giymek zorunda kaldıkları kıyafetlerini bırakarak daha pratik ve kullanımı daha rahat kıyafetler benimsemeye başlamışlar ve bu yüzden zaman zaman polis müdahalelerine maruz kalıp bazen de muhafazakar grupların saldırılarına uğramışlardır. Bu dönem cemiyetleri özellikle Türk ocakları, İttihat ve Terakki Partisi ve bazı kadın cemiyetleri kadınların kıyafetlerinin değişmesini isteyen faaliyetlerde bulunarak, kadının sosyal hayata katılmasını kısıtlamayacak yeni bir giyim tarzını topluma benimsetmeye gayret etmişlerdi. Özellikle Halide Edip’in Yeni Turan romanında peçesiz, başörtülü, mantolu kadın kıyafeti “Müslüman Türk Kadın Kıyafeti” olarak Türk Ocakları tarafından topluma örnek kadın kıyafeti olarak sunulmuştur. Atatürk 1925 yılı Ağustos ayında Kastamonu’ya bir geziye çıktı. 25 Ağustos’ta Kastamonu’ya vardı. Kastamonu tutucu olmakla tanınmış bir yerdi. Atatürk’ün bu önemli adımı neden orada attığını herkes merak ediyordu. Bunun nedenini soran arkadaşlarına şöyle cevap vermiştir: “Kastamonu dolaylarına il kez gidiyordum. Halk benim başımda ne görürse onu hemen kabullenecekti. Halbuki örneğin, İzmir’de bu işi yapsaydım, yalnız şapkamı göreceklerdi. Atatürk’ün halkı ne kadar iyi tanıdığı bu sözleri açıkça göstermektedir. Kastamonu halkının şapkayı hemen kabullenmesi yurdun her yerine yayıldı. Herkes hemen fesi attı. Bu olay, Türk ulusunun fesi asla benimsemediğini gösterir. Fesin yasaklanması ve yerine şapkanın konmasıyla, gerek değişik din ve mezhepten, gerekse değişik görüşten yurttaşlar arasında Müslüman ve Müslüman olmayan ayrımı yapılması da son buldu. Her birey, dini, mezhebi, görüşü, cinsiyeti… ne olursa olsun başka bireylerin de kendisiyle eşit haklaya sahip yurttaş olduğunu ve her günkü yaşamıyla kavrayıp uygulama olanağını buldu. 25 Kasım 1925’te “Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun” çıkarıldı. Şapka Türk ulusunca benimsendi. Şapkanın kabul edilmesinin inkılap tarihimizdeki yeri büyüktür. Çünkü bu serpuş, Doğu ve Batı medeniyetini ayıran bir sembol hükmündeydi. Şapka taşıyanlar kafir sayıldığı için onların medeniyet eserleri de yüzyıllarca küfür sayılmıştı. Meşrutiyet devrinde Türkiye’de yeni fikirleri temsil eden kimselerin karikatürleri tahrik edilirdi. Şapkanın alınmasıyla, II. Mahmut döneminde başlamış olan kıyafet devrimi tamamlanmış olduğu gibi, fes ile ifade edilmiş olan Batı Medeniyeti düşmanlığı zihniyetinin de ortadan kaldırılması için çok önemli bir hareket yapılmış oldu. |
Arkadaşım senin zihniyetin 2010 da başörtüsü takanları okula almıyor ama yaman çelişkilerden bahsedeceksek bunuda bi konuşalım istersen.Kimse kimseye çarşaf giy demiyor üzerine yapışmayan bol bir elbiseler giyinn diyoruz.Eğer illa pantolon giyecekseniz üzerine uzun bir elbise yada bol bir pardüse giyin diyoruz okuyunda konuşun
|
Ne yapğacaklar alacaklar mı bir de olur. Sen örtü dersen budist kendi kıyafetini dayatır yahudi kendi kıyafetini o zaman ne olur kaos karmaşa olur. Kılıkkıyafet kanunu işte bu yüzden var. Ayrıca sizler neden örtü diye dayatıyorsunuz da sizinle aynı inançtan olmayanlar sizin gibi böyle yaygara kopartmıyor?
|
Arkadaş pes ya Müslüman bir ülkede yaşıyorsun böyle bir yorum yapıyorsun ya.Böyle saçma bir dayatmaya böyle bir açıklma yapıyorsun ya. eğer herşeyi o saçma kanunlarla açıklayacaksan benim bildiğim buı ülkede inanç özgürlüğüde var.sen az önce yaptığın yorumla onuda ihlal etin bence sus artık.konuştukça batıyorsun çünkü
|
evet ınanc ozgurlugu vsar ama kalkıpta kımösde sana camıye gıdemessın namaz kılamassın demıyor degıl mı camıde gıdıyorsun namazını rahatca kılıyor ıbadetını yapıyorsun.Ondan sonra kalkıp Ataturk kanunlarına sacma sdıyorsun utanmadan haddını bıleceksın bıldırıolır yoksa sen kımsın kı Ataturkun kanunlarına bu sekılde dıl uzatuıyorsun. Senın camın mı kapatılıyor bvana soylesene namaz kılmana engel bır sey mı soz konusau hayır degıl sızler azıtıyorsunuz sıze ozgurluk verıldıkce dahasını ıstıyorsunuz.
|
All times are GMT +3. The time now is 14:26. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025