![]() |
Eşinizle Konuşamıyorsanız Mektuplaşın
Tecrübeler öyle gösteriyor ki duyguların tek ifade aracı sözler değil. Kendisinden sevgi gösterisi bekleyen eşini mutlu etmek için beylere bir kağıt ve kalem de yetiyor. Kadınlar ve erkekler duygularını farklı şekillerde ifade eder ve algılarlar. Kadınlar hislerini açığa vurmada sorun yaşamazken erkekler için duygularını söze dökmek genelde zorlu bir süreç anlamına gelebilir. Ancak tecrübeler öyle gösteriyor ki duyguların tek ifade aracı sözler değil. Kendisinden sevgi gösterisi bekleyen eşini mutlu etmek için beylere bir kağıt ve kalem de yetiyor. Bu konuda sıkıntı yaşayan 12 yıllık evli Elvan Hanım’ın söylediklerine kulak verelim: “Eşimle görücü usulü ile evlendik. Zamanla kendisini çok sevdim. Her gün usanmadan iş yerini arar hatırını sorarım. Belki bu kadar ilgi onu bunaltıyor ama akşama kadar sabredemiyorum. Benim kadar olmasa da onun da bana özel ilgi göstermesini, iltifat etmesini bekliyorum. Çocuklarımla ilgileniyor, istediğimizi alıyor, birlikte geziyoruz. Bununla beraber sadece ikimize özel anlar, duygusal konuşmalar olsun istiyorum. Bazen “Acaba bana çocuklar için mi katlanıyor?” diye düşünmeden edemiyorum. Bir akşam dayanamayıp kendisini umursamazlıkla suçladım, geç vakitlere kadar tartıştık. Çok kötü olmuştum. Ona hak etmediği bir sevgi duyduğum için kendime kızdım, saatlerce ağladım. Ertesi gün çocukları okula götürürken kapıya asılmış bir dosya kağıdı dikkatimi çekti. Eşim akşam olanlar için özür diliyordu. Beni çok sevdiğini, eşi tarafından bu kadar sevilen bir erkek olmanın herkese nasip olmayacağını, benimle gurur duyduğunu yazmıştı. En altına kalp resmi çizerek isimlerimizi koymuştu. İnanın o anki mutluluğumu anlatmam mümkün değil. Bütün öfkem sabun köpüğü gibi eriyip gitti. Mektupla da olsa duygularını anlatması beni tarifsiz sevince boğmuştu. Ne zaman böyle bir beklentiye girsem mektubu okuyor, her defasında benzeri mutluluğu yaşıyorum.” Dolaplardan çıkan sürprizler Benzeri bir tecrübe yaşayan Esra Hanım da eşinden duygusal sözler, davranışlar beklediğini, bulduğu her fırsatı değerlendirdiğini söylüyor. Buna rağmen karşılık alamadığını, artık eşini duygudan nasibi olmayan biri gibi görmeye başladığını anlatıyor. Düşüncelerini kimseyle paylaşamadığından uyku bozuklukları, işine ve hayata karşı ilgisizlik yaşadığını belirten Esra Hanım şöyle devam ediyor: “Bir gün ütülediğim elbiseleri dolaba yerleştirirken kendi kıyafetlerim üzerine iğnelenmiş süslü kağıtlar dikkatimi çekti. Merakla okurken gözlerime inanamadım. Eşim kendi el yazısıyla, özenerek bana duyduğu sevgiyi bir şiir yazarak anlatmış. Her kıtaya ayrı bir kağıt kullanarak hislerini mısralarla çok güzel izah etmiş. Sevinçten ağladım. Ağzından dinlemeyi tercih ederdim ama buna da şükür. Doktorun verdiği ilaçtan daha etkili oldu diyebilirim. Şimdi aramız daha iyi. Galiba birbirimizin dilini öğrenmeye başladık…” Mektup, mesaj gibi yazılar olumlu sonuç verir Birbirinin sevgi dilini çözmenin eşler açısından önemine değinen Psikolog Tuğba Güngör, eşlerin birbirlerine duygularını mektup, mesaj gibi yazı diliyle iletmesinin olumlu sonuçlar vereceğini şu sözleriyle açıklıyor: “Eğer, her şeyi yaptığınızı fakat buna rağmen eşinize ulaşamadığınızı düşünüyorsanız, mutlaka denemediğiniz bir yol daha vardır. Belki de ona mektup yazmalısınız. Konuşarak birbirinizi tükettiğinizi aranızdaki duygusal etkiletişimi yitirdiğinizi düşünüyorsanız bu sizin için etkili bir yöntem olabilir. Mektup yazmak eşinizi suçlamadan yalnızca kendi duygularınıza odaklanarak, kendinizi ifade etme fırsatı sunar.” Sadece olumlu duyguları değil olumsuzlukları da yazı yoluyla anlatmanın faydalarına değinen Tuğba Hanım ekliyor: “Bazen olumsuz duygularınızı kağıda dökmek, kendi duygularınızla yüzleştiğinizde sizi bile şaşırtır. Ne kadar sevgiden ve anlayıştan uzak olduğunuzu fark edersiniz. Ya da öfkeniz siz yazarken yerini şefkat ve anlayışa bırakır. Mektubu yırtar atar, eşinize olumlu duygularla yaklaşırsınız ve bu kez her şey çok daha iyi gider. Kendinizi biraz daha rahatlamış hissedersiniz. Öfke, pişmanlık, sevgi, kırgınlık gibi tüm duygularınızı bu mektupta yazabilirsiniz. Eşinizden duymak istediklerinizi, beklentilerinizi, nasıl davranırsa kendinizi sevilmiş ya da değerli hissedebileceğinizi de açık davranış örnekleriyle yazmalısınız mektupta. Tek dikkat etmeniz gereken şey kendi duygularınıza odaklanmak. Eşinizin davranışlarına değil olabildiğince kendi duygularınıza…” “Rabbim eşimi Efendimiz’in şefaatine mazhar eylesin” Gerçek anlamda huzurlu bir yuva isteyenler, eşlerinin duygu dilini öğrenmek için fırsatları iyi değerlendirmeli. Fırsatlar kendilerini arayanları bekler, uygun bir zamanda karşısına çıkar. Netice beklediğiniz gibi olmasa bile üzerinize düşeni yapmanın rahatlığına erişirsiniz. “Düşüncemde samimiydim” demek, “Düşüncem samimi” demekten daha değerlidir. Eşinden zaman zaman sürpriz hediyeler beklediğini söyleyen Hatice Hanım, kocasından hiç hediye almadığını anlatıyor. Çekingenliğinden anlatamadığı duygularını bastırmaya çalışmış. Ta ki bir gün kocası “Ben Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) övdüğü eşlerden olmayı, seni her yönden memnun etmeyi istiyorum. Belki benden beklediğin ama benim fark edemediğim şeyler olabilir. Eğer söylersen elimden geleni yaparım” dediği zamana kadar… Eşinin bu düşüncesini öğrenen Hatice Hanım çok duygulanmış. “Onun bu inceliği karşısında benim beklentimin ne kadar basit olduğunu gördüm. O sözler hiç bir hediyenin yerini dolduramayacağı kadar değerliydi benim için” diyen Hatice Hanım, cesaretlenip beklentisini anlattığında artık bunun önemli olmadığını da eklemiş. Açık yüreklikle düşüncelerini paylaştığı için memnuniyetini bildirip teşekkür etmiş kocasına. O günden sonra eşinin hiç ummadık zamanda sürpriz hediyelerle geldiğini söyleyen Hatice Hanım şu sözlerle bitiriyor konuşmasını: “Yirmi yıllık evliyim ve hep aynı heyecanla eşimin işten dönmesini bekliyorum. Rabbim eşimi Efendimiz’in şefaatine mazhar eylesin.” Ne diyelim, darısı bütün evlilerin başına… Necla Günay Semerkand Aile |
Vallahi çok ilginç ama çok hoş :)
Herhalde biz erkeklerin çoğunda vardır bu duygu açamama problemi.Hatta bir erkeği tek başına bıraksalar kimse olmasa ilk isteyeceği şey belkide ağlamaktır.Ben bunun sonradan kazanılmış bir duygu değil doğuştan kimyamız nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Paylaştığınız konular gerçekten aile kavramı için çok değerli.İnşAllah ilerde evlendiğimizde işimize yarayacak |
InsaAllah :)
Evet, duygularini ifade edememek erkeklerin birçogunda hakim. Fakat yazmak (mesela bilgisayarda) kolaylastirici bir etken rolü oynuyor. Bazilari "çocukça" oldugunu düsünsede, makalede verilen örnekler evlilikte sevgiyi pekistirecek cinsten :) |
İyi güzelde ya olmayanlar ne yapsın habeniimmm canım ablacım :ağla::ağla::ağla:
|
Daha küçüksün ablasi :)
|
Valla abla yha olmayanlar napsın kiminle mektuplaşsın (:
|
Yeterince olgun olmadiginiz taaa Belçikalardan belli oluyor :) Fiziksel gelisim tamam da, biraz zihinsel ve ruhsal gelisim'e yogunlasin :)
|
Alıntı:
|
(: Abla sende bizi 5 yaşında çoçuk qibi qörüyorsun (:
|
Alıntı:
|
Cano Devlet benim elime silah vermiyi (: sana veriyi
|
Konuyu dagitmayalim lütfen; çocuk parki yan sokakta ;D
|
Neyyyyy (: abla bu bana yapılmış bir sözlü hakaret (: .....D
|
Alıntı:
anasından babasından çok kocasının veya hanımınnın yanında gözünü açıyor dünyada kendisininde varoldugunu ögreniyor... bence evlilik böyle çok degişik bişey degil... herşey şu kalbin içinde yatıyor... orası saglam olmadıktan sonra istersen 40 yaşında evlen... öyle degilmi acaba ????????? |
Alıntı:
"Hersey kalpte bitiyor" gibi cümleler kendini oyalamaktan birsey degildir :) Kalpte basliyor olabilir, fakat evliligi huzurlu bir biçimde sürdürmek ve saglikli aile iliskileri kurmak için sevgi yetersiz kaliyor. Evlilik sadece hanimina "koca" olmak degildir. Sevginin yaninda maddi ve manevi birçok deger gerekiyor. Tabi bunlar hem kiz hemde erkek tarafi için geçerli, lakin erkeklerin "ev reisligi" vasfina kadir olmalari istemeleri durumunda sorumluluklari biraz daha artiyor :) Ve günümüz gençleri 20 yasinda bile buna hazir olmadiklari ortada :) |
Ablaaaa neden sildin yavv yazdıklarımızı (: ....D
|
İkaz etmistim :)
|
İkaz memuru qibisin abla (: sanal ortamdada mı kurallar olurmuş yhaa
|
Dünya kurallar üzere kurulu iken, internetin bu kurullardan mahrum kalmasi düsünülemez. Sohbet etmek üzere gerekli araçlar internette fazlasiyla mevcut, orada kurallari kendin koyarsin :)
|
Abla lütfen konu dışına çıqmayalım (:
|
ÖZÜR Diliyorum abla ): qereksiz cevaplar yazdım
|
Alıntı:
bazı konularda oldugu gibi çogu şey sadece sözlerle kalıyor... nasıl dersen bu söylediklerinin hepsi bölgeden bölgeye çok ama çok büyük farklılıklar gösteriyor... belkide sen buraları görseydin böyle konuşamazdın diye düşünüyorum... Ha bide istisna hariç 15 - 16 yaşlarında evlenip beldike bizim modern çagdaş dedigimiz birçok aileden güzel geçinip saglıklı nesiller yetiştirenleri çok görüyorum :) Ayrıca devir öyle bi devir olmuşki en büyük aşklar bile 1 yıllık geçim sıkıntısında bitiyor...yani paran varsa kalbin var demektir zaten kalbin var oldugu zaman ona sahip çıkaçak kişiler kendiliginden bulunuyor :) |
Bölgeden bölgeye kültür degisiklikleri var olabilir. Fakat benim söylediklerim Islamî bir çerçeveye uyan ve huzura götürecek ipuçlari. Mutlulugu elde etmek üzere baska yollar da vardir elbet, bu yollardan yürümek bireyin kendisine kalmis :) Evlilikte her iki taraf söylediginiz sekilde mutlu olup, o evlilikten dogan çocuklara da bu mutlulugu tattiriyorsa ille de bir yolun dogru oldugunu savunmak yanlis olur :)
"Yani paran varsa kalbin var demektir" cümlesine gelince... baslina basina yanlis bir düsünce sekli. Sadece para uçunca ortadan kaybolanlar para ile kalp'in arasinda bu sekilde duygusal bir bag kurarlar :) |
Alıntı:
Lanet olsun zalim felek millete bunu benimsetmiş... Gerçek aşk ve gerçek sevgi çok ama çok az kalmış bu yeryüzünde... Ne mutlu ki karşılıksız sevgiyi bulabilene...:ağla::ağla::ağla: |
Alıntı:
"Ask" ve "sevgi" kavramlarini biraz da yanlis algiliyormusuz gibime geliyor. Bunlar evliligin sonucu da olabiliyorlar. Bir insan'i tanimak onu sevmemize neden olabiliyor; bir insan'in fiziksel özelliklerini begenmek farkli birseydir, onu taniyip sevmek apayri birseydir. Hak verirsiniz ki ikinci durumda daha saglam bir temel atilmis, yani daha uzun süren bir mutluluk elde edilmis olur. "Tanimak" derken "flört"ü savundugum aklinizdan geçmesin asla, evlilikten önce bir parça taniyip (nisanlilik döneminde), devamini ise evlilikle (sayet nisanlilik döneminde anlasilmissa) getirmekten söz ediyorum. |
Ooof ooff gençlik çok dertli ne olacak bizim bu halimiz :)
Ahmedo bizim kozayıda alamda urfaya gelem bize bi çiğköfte sofrası kurda dertleşelim :) Bne çiğköfte yer sizi dinlerim :) |
Nefret ediyorum bu Hayattan boş HAYALLER Kurup duruyoruz ):
|
Alıntı:
|
Çokmu qüzel (: neresi qüzel acaba yarı yolda bırakılıyorum hep neresi qüzel ( özür diliyorum tekrar konu dışına cıkmıycam )
|
Postacı kim olucak çocuklarmı :))
|
"Postaci" olarak çocuklardan yardim istemek hos olabilir. Tabi çocugu ebeveynlerin arasini yapma araci olarak kullanmamak ve çocugu "postaci" konumuna yakistirmamak sartiyla :)
|
Alıntı:
Ciddi olarak yorum yazmak gerekirse eşler arasında bu kadar kopukluk olabileceğini sanmıyorum . Realist olarak değerlendiririsek eğer bu kadar kopukluk varsa bunda başka birşey vardır . O sorunu bulup onunla yüzleşmek gerek olduğunu düşünüyorum . |
"Kopukluk" ile bir ilgisi olabilecegi gibi olmayabilir de. Esler hissettiklerini ifade etmekte güçlük çekebiliyor ve genellikle erkekler için bu durum geçerlidir. Bu makale iletisim güçlügü çekip bu durum'a bir çare arayan çiftlere yardimci olabilecek nitelikte :)
|
Alıntı:
|
Tamda aileden sormulu bakan olacak kişisiniz sayın Minikkelebek hanım :)
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 08:06. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025