![]() |
Böyle Nurcu Mu Olunur ?(hakkakul yazdı)..
http://i42.tinypic.com/2ue305c.jpg
Milletimiz 23.03.1960 gününün sabahı büyük bir alimin vefatıyla uyandı.O gün tarihin unutulmaz günlerinden birisiydi.Bugün, çileyle yoğrulmuş, kendisini islama adamış, ilmi bilgisini bir kağıda yazmasın diye bulunduğu mevkide kese kağıdı bile yasaklanan kişinin ölüm yıldönümü.Kimden bahsediyorum? Saidi Nursi Hz’den. Saidi Nursi Hz’nin ölüm yıldönümünde yine rahmetle anıyoruz.O ve O’nun gibilere zamankinden daha çok muhtacız.Onlar Rablerine kavuştular, geriye sayısız ilimler bıraktılar.Rabbim onların yolundan bizleri ayırmasın, şeffatlarine nail etsin. (Amin) Saidi Nursi Hz’leri diğer evliyalar gibi geriye bir çok eser bırakmış, İslamiyet için bir çok sıkınıya katlanmıştır.Ne yazık ki Cumhuriyetin kurulmasıyla gelişen bazı akımlar yüzünden ezan yasaklanıyor, şapka gibi (ilkel) bir kanun getirilerek binlerce alimimiz asılıyor, camiler ağırlara çevriliyor, kur’an Kerim okumak yasaklanıyor, bunların dışında alimlerimize büyük eziyet ve işkenceler yapılmıştır Çile ve eziyet çeken alimlerimizden birisi de Saidi Nursi Hz’dir.Bizler malesef büyük insanlara gereken ilgiyi ve alakayı gösteremedik ve yeteri kadar sahip çıkamadık. Bir takım kişiler Saidi Nursi Hz’nin yolundan gittiğini söyleyipte, üstad ile başdaşmayan hareketler yapmaktadırlar.Bizlerin Evliyalara sahip çıkamayışı bir takım insanların evliyaların ismini kullanmasına neden olmuştur. Saidi Nursi Hznin peşinden gitmekle şeref duyduklarını söyleyenlerden birisi de Zaman gazetesidir.Ne tuhaf ki Saidi Nursi Hz’nin ölüm yıldönümünü Zaman gazetesi nasıl olur da görmezden gelir veya göremez? Adama demezler mi, bu nasıl Saidi nursinin Hz’nin peşinden gitmektir? Onu kaybetmenin verdiği ıstırap nasıl olurda böyle bir günde unutulur? Saidi Nursi Hz’nin ölüm yıldönümü verilen haberlerden daha önemsiz mi görülüyor? Birinci sayfada Nevruzla ilgili haber yapılıyor, birilerini övme adına pembe tabolalarla ekonomi cambazlığı yapılıyor ama Saidi Nursi Hazretleri’nden bahsedilmiyor. yazının tamamı ve zaman gazetesı'nın mansetlerı ıcın.... http://www.fazilethaber.com/Hakkakul...__yazi324.html |
......
|
burnuma milli görüscü kokusu geliyor :).. ya bu milli görüscülerin, samanyolu grubuyla alip, veremedigi nedir bir cözemedim..
birde o kadar sekilciler ki yok ölüm yildönümünü hatirlamadi tarzinda cok gereksiz detaylarla ilgileniyor.. Önemli olan Saidi nursi nin ölüm yildönümünü hatirlamak, yad etmek degil onun eserlerini, onun fikirlerini, düsüncelerini yasatmakdir gerisi teferruattir.. |
Ya hu nurculuk, türklük, müslümanlık, hatta ve hatta milli görüşçülük kimsenin tekelinde değil ki? Sanane, bize ne ve kime ne? Sen Sait Nursi hazretlerinin ölüm yıldönümünü hatırlayıp 1 fatiha okudun mu? Bunu söyle bize! Yani eylemlerden bahset, eylemsizliklerden değil ;)
|
Alıntı:
koku dogru mıllı gorus.. mas koku alma duyunuz kuvvetlı:güzel: ikinci olaysa su yazınızda garıbıme gıden; nasıl kı kendı dogum gununuzu sevdıgımız ınsaların dogum, olum gunlerını untmuyorsak boyle sevdıgımız kısılerın de bole ozel gunlerını unutmamak gerekır ona saygı duydugumuzun gostergesi olarak.. fikirler elbette yasıyacaktır lakın bı gazete kurumunun boyle bır zatın özel gununu nasıl gazetesıne tasımaz o bıraz ılgınc ıste... teferruatlar onemlıdır unutmayalım...hersey ıncelıklerde gızlıdır..:güzel: |
Alıntı:
|
bakın zaman arşivine kac senedir bir satır ayırmamıslar işte zihniyet milli görüşcü falan degilim sıradan müslümanım işte dünkü dindar gazeteler
http://gazete.netgazete.com/ArsivGos...%2br%2fy0qo%3d http://gazete.netgazete.com/ArsivGos...LTlDnZPNoc0%3d ve nurcu cemaatinin gazetesi http://gazete.netgazete.com/ArsivGos...UmtV4FFovg8%3d |
Alıntı:
Alıntı:
Zaman gazetesi üstad saidi nursinin vefat yıldönümünde birinci sayfasında tek kelime bundan bahsetmiyorsa bu bir yorum konusudur arkadaşlar. Bunu yazan milli görüşçü de olabilir başka görüşten de. yalan var mı? hayır. Varsa yalan buyrun zamanın l.safyası bakın şurda haber var deyin. ama yoksa bu yorum yapılacak bir konudur. Zaman gazetesinin üstadın vefat yıldönümünde birinci sayfasından tek kelime bile etmemesi ile ilgili yorum yapınız lütfen, kişisel sataşmalara gerek yok arkadaşlar. doğrusu dün bu yorumları okuyunaca hemen baktım acaba doğru mu diye gerçekten zamanın birinci safyasında tek kelime yok. hayretler içerisinde kaldım. doğrusu bir yorum yapamadım. sizin var mı? Buyrun görüşlerinizi alalım. Eylemlerden bahsedelim demiş bir aradaşımız. İyi işte zaman'ın eylemi nerde diye soruyor insanlar. Cevabınız varsa buyrun. |
zaman gazetesi gurubu zaten nurcu değil ki
Bediüzzaman hazretlerinin ölüm yıldönümünü haber yapmamalları muhakkka yanlıştır ama bunu kullanarak kıskançlığından hasedinden düşmanlık sergilemek gazete gurubuna buda ayrı izansızlıktır karaktersizliktir |
Alıntı:
|
Alıntı:
Ve siz kendiniz "muhakkak yanlıştır" dediğiniz halde aynı şeyi başkaları dedi diye o insanları İZANSIZLIKLA; KARAKTERSİZLİKLE suçlama yapmanız doğru mu? |
zaman nurcu değil mi?
bu hafta olan 32. gün programını izledimde,kurucusu pek de öyle durmuyor :| |
Alıntı:
bu lafı gazete gurubunu kötülemek eleştirmek için demiyorum Zaman gazetesi gurubu Risaleinuru kendilerini rehber alsada Üstadın meşrebinin aynısı değildir nurculuk Risaleinuru neşretme okuma ve yazma mesleğidir bu açıdan bakıldığında zaman gazetesi gurubu nurcu değildir ama İslama hizmet eden menbaını risaleden alan bir guruptur fakat bu makaleyi kaleme alan kişi ve gurup nurcu değilken başkasının nurculuğunu eleştirmek veya tartışmak ona mı düştü evet gazete Üstaddan bahsetmemekle hata yapmıştır ama Asıl amaç gazete gurubuna duyulan kıskançlık bunun neticesinde Bediüzzamanı haber yapmamayı alet ederek sürekli müslümanları tek tük hatalarından dolayı eleştiriyorsa bunada kızarım eğer bu gazete gurubu Milli görüşü destekleseydi bugün bu yorumlar yapılmayacaktı doğru mu ? :) onun için samimiyetsiz tavırlar olarak görüyorum her fırsatta zaman gurubuna sataşmak için fırsat kollayan milli görüşüde bu yüzden sevmiyorum uhuvvete zarar veriyor bu hareketleri Kafir zındık dururken sürekli müslüman guruplarla uğraşmayı hizmet olarak görmem ben |
Hakikat nazarında zulümdür.
Ey mü'mine kin ve adâvet besleyen insafsız adam! Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz. Aynen öyle de, sen, bir hane-i Rabbâniye ve bir sefine-i İlâhiye olan bir mü'minin vücudunda, İmân ve İslâmiyet ve komşuluk gibi, dokuz değil, belki yirmi sıfat-ı mâsume varken, sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir câni sıfatı yüzünden ona kin ve adâvet bağlamakla o hane-i mâneviye-i vücudun mânen gark ve ihrakına, tahrip ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şenî ve gaddar bir zulümdür. |
Zamsn gazetesi dahil, onlarla aynı telden çalarlar sanladılar demek ki, Nuculuğun son kullanma tarihinin geçtiğini.İşlerine gelince saidi nursiyi yere göğe sığdıramayan zihniyet işine gelmeyince hatırlamıyor bile.
|
Zaman gazetesi gerçekten Nur Cemaatinden falan değil arkadaşlar,bunu bir kere kabul edelim..Eğer gerçekten Bediüzzaman Said Nursi'nin izinden gitselerdi,birçok yanlışı yapmazlardı..Sizlerin bilmediğiniz şeyleri burada açıklayacak olsam,inanın bu kadar olmaz,diyeceksiniz..
|
Alıntı:
Başkasının nurculuğunu eleştirmek için illaki nurcu olmak gerekirse chpyi eleştirmek içni de chpli olmamız gerekmez mi? ne diye forumda ha bire chpyi eleştiriyoruz? mantığınız baştan yanlış. eleştiri ayrıdır hakaret ayrıdır. Eleştiri iyi niyetle yapıldıktan sonra alınır baş üste yapılır dostum. Arkadaşımızın yazısında da hakaret vs. görmedim, gayet seviyeli bir şekilde eleştiri hakkını kullanmış. Alıntı:
Biz gazete patronumuyuz? Bizim gazetelerimiz, televizyonlarımız mı var? Bizim reklam gelirlerimizi mi alıyorlar elimizden? Bu ne acaip bir mantık. müslümanları tek tük hatalarından dolayı her zaman eleştireceğiz, eleştirmezsek bugün tek tük olan yarın çuvalla olur. Alıntı:
Buna nasıl cevap verebiliriz ki? buyursunlar desteklesinler bu hatayı yine yaptıklarında milli görüşçüler bakalım yahu bizi destekliyorlar susalım mı diyceekler yoksa eleştirecekler mi? bunu ancak o zaman görürüz. ama bu mantığınızı okuyunca sizin bu kadar hararetli savunmanızı hem de yanlışın eleştirilmesine verdiğiniz tepkiyi bu grubun saedce akpyi desteklemesine bağlasak yanlış yapmış olur muyuz? Alıntı:
Milli görüşü sevmeyebilirsiniz, arzu ederseniz ayrı bir başlıkta açıp milli görüşü sevmmiyorum sevmiyorum sevmiyorum da diyebilirsiniz ama konumuz başka. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Biz burda kendi aramızda ELEŞTİRİ hakkımızı kullanıyoruz, senin gibi hakaret vs. yapmaya niyetimiz yok. hele hele hiç bir şey bilmeden sırf iftira atanlarla işimiz olmaz. hadi başka kapıya! |
Alıntı:
|
http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...BC7A7A616D616E
http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...BC7A7A616D616E http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...BC7A7A616D616E ee şimdi bu iftira değil mi karaktersizlik değil mi bak haber yapmışlar |
Said-i Nursi’nin Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki yaşamı, Kürt isyanlarıyla ve cumhuriyet rejimini İslamcı/hilafetçi bir yapıya dönüştürme girişimleriyle iç içe geçerken, sürgün-mahkeme-ceza sarmalından kurtulamaz.
1932’de tutuklandı, 1934’te Isparta’ya sürüldü. 1935’te Eskişehir’de 11 ay hapse mahkûm oldu. 1936’da Kastamonu’ya sürüldü. Kastamonu’da yedi yıl kalan Said-i Nursi, yörenin zenginlerinden Taşköprülü Sadık Demireller (1902–1979) ile birlikte yaşadı. “Miralay Sadık Bey” diye de anılan bu yeni “talebe” onun parasal destekçisi oldu; yemeğini yaptı, hatta ayaklarını da yıkadı. Sürgünde yaşadığı ev giderek bir merkez oldu. Ünü ve etkisi giderek yayıldı. İbrahim Fakazlı’nın anlattıkları bu etkiye iyi bir örnek oluşturmaktadır: “İkinci Cihan savaşında ihtiyat askeri iken bir gece rüyamda karargâh çadırında oturuyorduk. O sırada askerler bana dediler ki, ‘Peygamber Efendimiz (a.s.m.) karargâhımıza geldi.’ …Birden karşımda kendilerini gördüm. Belinde yerlere değen kılıç, başında o zamana kadar hiç görmediğim uzun bir sarık, ayağında normal bir şalvar, üzerinde göğsü açık bir gömlek, çok nurani sakalsız, bıyıklı bir zat. Ağlayarak kendimi ayaklarına attım.” Böylece rüyada da olsa, peygamberin fiziksel tarifini yapan Fakazlı, daha sonra Kastamonu’ya gittiğini ve rüyasında gördüklerinin benzerini yaşadığını anlatmaktadır. Rüyaya inancın hiç kimseye bir zararı yoktur, ama başka kişiler üstünde egemenlik kurmak için kullanılması ya da kullandırılması daha sonra örnekleriyle göreceğimiz gibi, kişisel ve toplumsal zararlara yol açabilmektedir. İbrahim Fakazlı’nın rüyasına dönelim: “Zira ben üstadımızı görür görmez, askerde gördüğüm rüya gözümün önüne geldi. Rüyada Peygamber Efendimizi aynı sarık, aynı kıyafet ve aynı endam ve nuraniyet içinde görmüştüm. Bunun için şaşkın ve perişan bir halde ağlayarak Üstadın mübarek ayaklarına kapanmışım, ‘Ancak gelebildim’ diyemiyordum.” Said-i Nursi bağlılarının rüyaları kendi yaşamlarını etkilemekle kalmaz aynı zamanda adaletin yerine getirilmesinde de ana etken olur. T.C. yargıçlarından Abdurrahman Şeref, gördüğü ‘rüya’nın etkisiyle nasıl mahkeme kararı verdiğini anlatarak ilginç bir örnek oluşturmaktadır: “1- Ben Said-i Nursi’nin ‘Tefrikaya düşmeyin. Birleşin, vahdette kuvvet var, nitekim üç ayrı elif üç eder. Yan yana gelirse (111) eder’ teşbihini çok beğenir, hemen her yeri düştükçe söylerdim… 2-Kararın yazılması sırasında rüyamda İmam-ı Gazali Hazretlerini gördüm, ‘Kararını okudum ve çok beğendim’ dedi. 3-Rüyamda celalüddini Suyuti Hazretlerini gördüm. Elinden öptüm, alnımdan öptü… 4-Rüyamda Hazret-i Ali’yi gördüm, ‘Bana yardım etmiyorsunuz‘ dedim. Harp kıyafeti içerisinde idi, gülümsedi. ‘Yardım ediyoruz, ediyoruz…’ dedi…” Yargıç dava kararını rüyasında bağlamaya kararlıdır ama uygun bir gerekçe yaratmak için rüyasından bir süre daha yararlanmak ve davayı buna göre sonuçlandırmak gereksinimin duymaktadır. “5- Rüyamda Ali Himmet Berki’yi gördüm. ‘28 buraya gel’ dedi. Koşarak gittim, eğil dedi. Eğildim. Sağ göğsüme bir madalya taktı. ‘Bu nedir efendim?’ dedim. Cevap verdi: ‘Gerekçeli olarak yazdığınız bir karardan dolayı…’ Uyandım. Ve, derhal rüyamı yazdım.” Yargıç Abdurrahman Şeref’in Hz. Peygamber’i gördüğü son rüyası mahkeme kararını bağlar.... Said-i Nursi’nin olabileceklere işaret eden sözleri de varislik yaklaşımı aydınlatmaktadır. O, daha önceleri, kendisini mahkûm edecek olan yargıçlardan ve devlet yöneticilerinden öcünün nasıl alınacağını belirtiyordu: “Beni öldürdükten sonra yaşayamayacaksınız! Kahhar bir el ile, cennetiniz ve mahbubunuz olan dünyadan tardedilip ebedî zulümata çabuk atılacaksınız! Arkamdan, pek çabuk sizin Nem-rudlaşmış reisleriniz gebertilecek, yanıma gönderilecek. Ben de huzur-u İlahîde yakalarını tutacağım. Adalet-i İlahiye, onları esfel-i safiline atmakla intikamımı alacağım!” Said-i Nursi’nin hoşgörüsü yoktur. Düşmanı olarak bellediği kişileri beyinlerini bomba ile dağıtmakla tehdit eder: “Ey din ve âhiretini dünyaya satan bedbahtlar! Yaşamanızı isterseniz, bana ilişmeyiniz! İlişseniz, intikamım muzaaf (katmerli) bir surette sizden alınacağını biliniz, titreyiniz! Ben rahmet-i İlahîden ümid ederim ki: Mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek ve ölümüm başınızda bomba gibi patlayıp başınızı dağıtacak! Cesaretiniz varsa ilişiniz! Yapacağınız varsa, göreceğiniz de var!” (Meczup Yaratmak, UDY, 3. Basım, 2007) |
Ziyaretçilere ait bazı dostlar tarafından ihtar ile bir düstur izah edilmek istenilmiştir. Onun için yazılmıştır.
Malûm olsun ki, bizi ziyaret eden, ya hayat-ı dünyeviye cihetinde gelir; o kapı kapalıdır. Veya hayat-ı uhreviye cihetinde gelir. O cihette iki kapı var: Ya şahsımı mübarek ve makam sahibi zannedip gelir. O kapı dahi kapalıdır. Çünkü ben kendimi beğenmiyorum; beni beğenenleri de beğenmiyorum. Cenâb-ı Hakka çok şükür, beni kendime beğendirmemiş. İkinci cihet, sırf Kur'ân-ı Hakîmin dellâlı olduğum cihetledir. Bu kapıdan girenleri ale'r-re'si ve'l-ayn kabul ediyorum. Onlar da üç tarzda olur: Ya dost olur, ya kardeş olur, ya talebe olur. Dostun hassası ve şartı budur ki: Katiyen Sözlere ve envâr-ı Kur'âniyeye dair olan hizmetimize ciddî taraftar olsun; ve haksızlığa ve bid'alara ve dalâlete kalben taraftar olmasın; kendine de istifadeye çalışsın. Kardeşin hassası ve şartı şudur ki: Hakikî olarak Sözlerin neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş farz namazını edâ etmek, yedi kebâiri işlememektir. Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin. İşte bu üç tabaka, benim üç şahsiyetimle alâkadardır: Dost, benim şahsî ve zâtî şahsiyetimle münasebettar olur. Kardeş, abdiyetim ve ubudiyet noktasındaki şahsiyetimle alâkadar olur. Talebe ise, Kur'ân-ı Hakîmin dellâlı cihetinde ve hocalık vazifesindeki şahsiyetimle münasebettardır. Şu görüşmenin de üç meyvesi var: Birincisi: Dellâllık itibarıyla mücevherât-ı Kur'âniyeyi benden veya Sözlerden ders almak; velev bir ders de olsa. İkincisi: İbadet itibarıyla uhrevî kazancıma hissedar olur. Üçüncüsü: Beraber dergâh-ı İlâhiyeye müteveccih olup rapt-ı kalb ederek, Kur'ân-ı Hakîmin hizmetinde el ele verip tevfik ve hidayet istemek. Eğer talebe ise, her sabah mütemadiyen ismiyle, Bazen hayaliyle dahi yanımda hazır olur, hissedar olur. Eğer kardeş ise, birkaç defa hususî ismiyle ve suretiyle dua ve kazancımda hazır olup hissedar olur. Sonra umum ihvanlar içinde dahil olup, rahmet-i İlâhiyeye teslim ediyorum ki, dua vaktinde "ihvetî ve ihvânî" dediğim vakit onlar içinde bulunur. Ben bilmezsem, rahmet-i İlâhiye onları biliyor ve görüyor. Eğer dost ise ve ferâizi kılar ve kebâiri terk ederse, umumiyet-i ihvan itibarıyla duamda dahildir. Bu üç tabaka dahi beni mânevî dua ve kazançlarında dahil etmek şarttır. MEKTUBAT Üstad zaten gazete köşesindede hatırlanmayı istemiyorum onun istediği Allah rızası istikametinde hizmet etmektir |
redyellow ne kadar menfi bir başlıkta olsa müspete çevirip Üstadın güzel tavsiyelerini buraya ekleyelim :) üstadın vefat yıldönümünde
belki faydası olur milli görüşe işte milli görüşün Üstadın tavsiyelerine zıt tutumları bu başlıkta olduğu gibi İşte bu müthiş sebebin verdiği vahîm neticeleri görmemenin yegâne çaresi, Dokuz Emirdir. 1. Müsbet hareket etmektir ki, yani, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adâveti ve başkalarının tenkîsi, onun fik-rine ve ilmine müdahale etmesin, onlarla meşgul olmasın. 2. Belki, daire-i İslâmiyet içinde, hangi meşrepte olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek, 3. Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise, "Mesleğim haktır," yahut "daha güzeldir" diyebilir. Yoksa, başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima eden "Hak yalnız benim mesleğimdir" veyahut "Güzel benim meşrebimdir" diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek, 4. Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i İlâhînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle, 5. Hem ehl-i dalâlet ve haksızlık, tesanüd sebebiyle, cemaat suretindeki kuvvetli bir şahs-ı mânevînin dehâsıyla hücumu zamanında, o şahs-ı mânevîye karşı, en kuvvetli ferdî olan mukavemetin mağlûp düştüğünü anlayıp, ehl-i hak tarafındaki ittifak ile bir şahs-ı mânevî çıkarıp, o müthiş şahs-ı mânevî-i dalâlete karşı hakkaniyeti muhafaza ettirmek, 6. Ve hakkı, bâtılın savletinden kurtarmak için, 7. Nefsini ve enâniyetini, 8. Ve yanlış düşündüğü izzetini, 9. Ve ehemmiyetsiz, rekabetkârâne hissiyatını terk etmekle ihlâsı kazanır, vazifesini hakkıyla ifa eder 20.LEMA |
Bu defa yazılarınızda İhlâs Risalelerini gördüğüm için, sizi o gibi risalelerin dersine havale edip, ziyade bir derse ihtiyaç görmedim. Yalnız bunu ihtar ediyorum ki, mesleğimiz, sırr-ı ihlasa dayanıp, hakaik-i imaniye olduğu için, hayat-ı dünyaya, hayat-ı içtimaiyeye mecbur olmadan karışmamak ve rekabet ve tarafgirliğe ve mübarezeye sevk eden hâlâttan tecerrüt etmeye mesleğimiz itibarıyla mecburuz. Binler teessüf ki, şimdi müthiş yılanların hücumuna maruz biçare ehl-i ilim ve ehl-i diyanet, sineklerin ısırması gibi cüz'î kusuratı bahane ederek, birbirini tenkitle, yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar.
Kastamonu Lâhikası | Tahlil | 191 Milli görüşün Üstadın tavsiyelerine ne kadar zıt davranışları olduğunu görüyor musun redyellow :) |
Alıntı:
Kırmızı ile alıntıladığım yeri iyi okuyun, eleştirinin özünü iyi anlayın sonra insanları karaktersizlikle suçlayın. Senin verdiğin linkler internet sitesindeki haberler. Gazetenin 1.sayfasında yok. |
Alıntı:
Bu nassıl Atatürkçü demiyor muyuz? Yapmayın lütfen. Bir yeri, bir kişiyi, bir kuruluşu eleştirmek içni o kişiden, o kuruluştan olmak gerekmez. Yazdıklarını tekrar düşün bence. Ve lütfen eleştirileri kızgınlıkla değil daha sakin bir kafayla oku, eleştiriler daha güzel olması içindir. Bazılarının yazdıklarıyla bizim yazdıklarımızı karıştırma. |
Fitne kokan başlık ardından fitne çıkarmayı arzulayan yorumlar. Baştan yöneticiler konu başlığını kaldırmalarını talep ediyorum hatta konunun.
Kardeşim adama sorarlar sen kimsin böyle bir konu kaleme alıyorsun , yıllardır Zaman ailesine karşı yenemediğiniz fitneniz varsa buenerjinizi imanını kaybetmiş nesle harcasınıza İslam adına Allah adına bir şey yapmış olursunuz. Günden güne bu kafa mantalitesi yüzünden milletin dışında kaldınız bir avuc kaldınız hala fitne için uğraşıyorsunuz. Zaman gazetesini takip ederim orta sayfalarında yorumlarında her zaman Said Nursi hz eserlerine yer verilir kaldıkı ölüm yıldönümünde bile vardı bunlar manşete niye almamış falan filan size ne kardeşim manşete almadı diye ona saygısızlık mı yapmış oluyor ne kafa sizin kide fitne cıkarmak için bir şey bulamayınca komikleşiyorsunuz. Dünya mal olan hizmetlerin başını cekmesi sizlerin dar anlayışına dar geliyorsa sizde akıllı davranın dünyaya mâl olun. Herkes haddini bilsin fitne için değil kardeşlik için mücadele versin. Yıllardır bir kısım zevat Zaman ailesini parcalamak için elinden gelen mücadeleyi veriyor ama Allahu Teala her seferinde bunu yapmak isteyenleri burnun üstüne düşüyor. |
Velevki dediğiniz gibi olsa bile Zaman gazetesi gazetedir , ilmihal kitabı değildir habercilik ile islamı birbirine karıştıran aymazların durumu ortada aslında , islamı sömürerek insanların islama olan bağlarını bile parcalayanlar şimdi kalkmışlar ,yayıncılık anlayışı hakkında fikir beyan ediyor .
|
Alıntı:
habercilikle islamı birbirine karıştıran burda eleştiri yapanlar mı yoksa başkaları mı? Gazete habercilik yapar, Saidi nursinin vefat yıldönümü de haberdir. Gazete habercilik yapmıyorsa eleştirilir. |
Alıntı:
ben CHP nin vatana millete zararlı eylem ve düşüncelerini eleştiririm Üstaddan verdiğim iktibasları iyi okuyun başka cemaatleri sürekli eleştirmek onların hatalarını aramak İslama hizmette yanlış bir metoddur bunu üstad bahsediyor kaldı ki gene Üstaddan aldığım iktibaslarla üstad gazete köşelerinden bahsedilmeyide çok istemiyor dediğim gibi eğer zaman gazetesi milli görüşü destekleseydi bugün o manşetler atılmazdı. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Hatta sen chpyi hiç eleştirmezsin:) Alıntı:
Zaman gene yanlış yapmış demektir, bak sen link verdin bahsetmiş diye. madem üstad bahsedilmeyi istemiyor niye internet sitesinde bahsetmişler? gene yanlış yapmışlar o zaman:) Alıntı:
Ben manşet felan görmedim milli görüş gazetesinde vs. Siz gördünüzde mi yazıyorsunuz, yoksa ezbere mi yazıyorsunuz. Görmeden yazıyorsanız üstadın yazılarından alıntı yapın bu yaptığınız ne oluyor birlikte bakalım. |
kaldı ki gazete sizin dediğiniz gibi yanlış yapmış olsa bile bu sizi ilgilendirmez
cemaatleri eleştirme metodu uhuvveti bozan ehli sünnete ters ittifakı vahdeti bozan bir yaklaşımdır milli görüş bunu sürekli yapıyor her cemaatin hatası olabilir bunu gündeme getirip sürekli eleştirmek yanlış bir eylemdir Müsbet hareket etmektir ki, yani, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adâveti ve başkalarının tenkîsi, onun fik-rine ve ilmine müdahale etmesin, onlarla meşgul olmasın. Belki, daire-i İslâmiyet içinde, hangi meşrepte olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek, bak Bediüzzaman ne demiş bunu yapamıyorsunuz işte :) |
Alıntı:
ves selam |
Alıntı:
Allah yolunu açık etsin. hoşçakal. |
Redyellow, islami hassasiyete sahip olan insanlar bu tür fitne ateşi için mücadele verenlerin safında olmaz, belki haddime değil ama benden size öneri , etrafta imansızlık almış başını gidiyor aynı dinin mensuplarına karşı böyle tavır takınmanın hiç bir maruzatı olamaz. Sizin için önemli olan diğeri için yüzeyseldir. Bir şeye önem vermenin bir çok çeşiti vardır herkes kendi karakterince doğru olanı karşı taraftan beklemesi beklediğini bulamadığı zaman onun içinde fitne araması doğru değildir . Temelde bizlerde biliyoruz ki asrın alimine karşı islamı yapıya saygısı olan her insanın saygısızlık yapması mümkün değildir. Zaman gazetesi sadece bir gün değil her zaman said nursinin eserlerine yer verir. başta da söyledim en güzel konular derin mülahazalar her zaman gazetenin ortasında olur. kaldıkı bunun da taraftarı değilimdir gazetecilik ile dini konuların ayrışması ayrı ekler vasıtası ile lanse edilmesi ulusal gazetecilik anlayışının olmazsa olmazıdır.
|
Dinimize hizmet eden alimleri vede bu istikamette hizmet veren gazetelerimizi kendi dar kıskacımızda karalamak ve bu millete kazandırdığı zenlikliği ve hizmeti görmemezlikten gelemek bizlerin şiarı değildir.
Konu tartışmayı farklı mecralara taşıması münasebetiyle açılmamak üzere kilitlenmiştir. |
All times are GMT +3. The time now is 18:48. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025