![]() |
Helal Gıda Nedir?
|
video yu izleyemedim ama helal gıda bence günümüzde müslümalar için çok büyük bir sorun. hazır aldığımız ürünlerde müslümanlarca yemesi helal olmayan katkı maddaleri bulunabiliyor insan artık herşeye şüpheyle yaklaşır oldu. hatta ve hatta dışardan yemek yiyemez olduk.
ama yavaş yavaş helal gıda hakkında bir kamuoyu oluşuyor. halkımızı ne kadar bilinçlendirirsek o kadar şüpheli ürünlerden kaçarlar bunu farkeden firmalarda ürünlerine helal gıda sertifikası almak zorunda hissederler. artık dikkat ediyorum aldığım ürünlerin bazılarının üzerinde "islami koşullara uygugundur yazıyor" biz bu ürünlere yoğunlaşırsak firma sahipleride helal gıda sertifikalı ürünler daha çok satılıyor diye helal gıda sertifikası almak isteyecekler.:güzel: |
Alıntı:
|
Alıntı:
kardeş benden kaynaklanan bir sorun değil açılmadı video sadece boş bir kare alan var sayfayıda yeniledim olmadı |
Alıntı:
dns ayarlarınıza 8.8.8.8 - 8.8.4.4 yazarsanız youtubeye ve yasak sitelere girebilirsiniz. daha fazla bilgi için google ye yasak sitelere nasıl girilir yazarsanız dunya kadar bilgi çıkar karsınıza |
Alıntı:
|
Alıntı:
ön yargılı gordum sizi dinci insanlar yaşar nuriye bukadar niye dusmandır bilmem dunya genelince un yapmıs birisi kendisi kitapları yabancı dile bile çevriliyor. ama ben size yaşar nuriyi körü körüne kabul edin demiyorum dinleyin sonrada soylediklerini akıl mantık suzgecinden geçirin oyle karar verin. |
dinci derken!.. biz dinci oluyorsak sizde kendinizi dinci görmüyorsaniz dinsiz mi oluyorsunuz yok dindar deseniz anlayacagim ama siz o kadar sekilciligi beyninize yapistirmissiniz ki insanlari gruplara ayirabiliyorsunuz...
yasar nuri bilmedigimiz, dinleyip zaman kaybetmedigimiz birisi degil bir 10 dakikamizi daha heba etmeyelim.. önyargiysa kralini yapiyorum cünkü onu ben bir din alimi olarak görmüyorum ve bu acidan hic bir sözüne itibar etmiyorum o kendini "ciplak uyarici" görmeye devam etsin biz onu karisini, sekreteriyle aldatan statükocu partinin eski milletvekili olarak taniyoruz! |
Helal gıda, çok önemli ve detaylı bir konu...
Yeni öğrendiğim bir bilgiyi sizede iletmek istiyorum, Tavuk yerken dikkat edilmesi en önemli konu tavuğun kesildikten sonra kuru yolmaya mı giriyor yoksa direk haşlanıyor mu? Kuru yolma yapan çok az firma var ülkemizde hatta hiç yok. Bilginiz olması amacıyla ERPİLİÇ bu konuda baya hassas... Vesselam.... |
Alıntı:
|
Alıntı:
şu yanlıs dogrusu sudur deyin. ve kanıt gosterin. |
Alıntı:
söylediklerinde dogru orani az oldugu icin yanlislarini yazmakla zaman ayirmayalim.. bozuk saatte günde iki kere dogruyu gösterir misali dogru söyledikleri olsada genel olarak amaci üzüm yemek degil, bagciyi dövmekdir.. Onun din yorumlarinida, sosyolojik yorumlarinida, siyasi yorumlarinida begenmiyorum desem.. Dinde basörtüsü yoktur, tavuk kurban edilir, oruc yerine para verilebilir tarzi fetvalar veren birinin neyine itibar edecegiz ki.. bu arada o topluma mal olmus biriyse özel hayatida bizleri ilgilendirir daha kendi uckuruna sahip olamayan birinin dediklerine neden itibar edelim ki? |
Alıntı:
et yiyemeyen yoksullara yardım etmektir. oruç yerine para vermekmi bunu yaşar nurimi soyledi diyorsun ??? :) |
Alıntı:
ya inanma, kurban kesme, oruc tutma karismam ama bunlari yapanada kafanizca fetvalar vermeyin.. hani siz diyorsunuz ya sanane benim ickimde bende diyorum ki sanane benim namazimdan, kurbanimdan... |
Alıntı:
|
Alıntı:
Yani kurbani sadece et vermek olarak algilayan zihniyete ben burada kurbanin önemini anlatsam ne yazar, anlatmasam ne yazar.. oruc tutma o zaman onlada bir fakire yardim et!.. iste sizin gibilerin amaci dinimizi asimile edip ayni hristiyanlik ve yahudilik gibi yozlastirmakdir.. Islam o kadar ince bir dindirki en ince ayrintiyi düsünmüstür buna yardimlarda dahil zaten peygamberimiz komsusu acken, tok yatan bizden degildir buyurarak sadece kurbanda yardimi öngörmemis her daim yardimi buyurmustur!.. |
Alıntı:
sen kendin soyluyorsun yaşar nuri oruç tutmayın para verin dedi. diye yaşar nuriye iftira atma bari. |
Kafani takma öyle iftira atma gibi bir huyumuz yoktur zamaninda kendisini hoca belleyip dinledigimiz icin bu kulaklarimiz böyle sacmaliklari cok fazlasiyla dinledi..
Oruc tutmayip, fakir doyuruldugu zaman orucun yerine gecer diye fetva buyuran bu zatta daha ne acilimlar var bunu sende biliyorsun!.. Hatta enflasyonu öne sürüp faizi bile mesru kilan bir zihniyetin dogrularina bile süpheyle bakarim! |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
kurban bayramları 3 hafta :)
|
Tavuktanda kurban olur arkadaşlar;Yaşar Nuri'nin ruhuna hediye edin..Bir kuşta novek'e kesin Kurban Bayramında..Biri gidiyor diğeri geliyor..Hay Allah'ım ya;Rabb'im sen bunları imtihan diye gönderiyorsun ama,bu cahil kulların bizim karşımıza bir tavuk kadar beyni olmayan(Yaşar Nuri)ile çıkıyor..:)
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
yasar nuri, zekeriyya beyaz gibilerin amaci toplumu bilgilendirmek degil cikarlarini güdmektir... Basörtüsüne arap kiyafeti diyen, kurbanin önemini arka plana atan, oruca cinsel yorumlar yapacak kadar sapiklasan bu zihniyetlerden rabbim bizi korusun!.. zaten yasar nurinin ne halt oldugunu chp bile anladiki onu sutladi, sonra kendi partisini kurdu halkta ona gereken cevabi verdi, en son habertürkttende kovulan bu zat su siralarda kendi calip, kendi oynuyor! |
sorumu tekrar ediyorum oraya bir iddaa attınız onuda yuzunuze gozunuze bulastırdınız yaşar nuri nerde bunu soyluyor.
yaşar nuri hangi yazısında yada videosunda bunu soyledi foruma koyarmısınız :) ömer bey :) ortaya bir idda attınız. yaşar nuri nerede tavuk kesilir demiştir. biliyormusunuz bir açıkoturum tv programı olsa yaşar nuri ile herhalde laf bile yatıştıramazdınız. bundan eminim. yaşar nuri hepinize tek tek cevabı yapıştırırdı. bundan kuşkum yok. çamur at nasıl olsa izi kalır mantıgı ile bu işler yurumez. |
yasar nurinin hayrani olan sensin.. ne deyip, demedigini sen aktariyorsun ben kendi adima onun kurban konusundaki aciklamalarini, faiz konusundaki aciklamalarini, basörtüsü konusundaki aciklamalarini duydugum icin gerisi teferruattir..
buyrun yasar nurinin kurban hakkinda görüsleri ; Yaşar NuriÖztürk: Kurban ‘kesmek’ ibadet mi? Yaşar Nuri ÖZTÜRK Kurban kesmek, geleneksel fıkha göre sünnet veya vacip bir ibadettir. İttifak edilen nokta, kurban kesmenin farz olmadığıdır. Ülkemizde bu, göz ardı ediliyor ve kurban farz ibadet gibi algılanıyor. Bu yanlış algılama doğal olarak art arda birçok yanlışı da beraberinde getiriyor. İkinci olarak, kurban kesmek zengin sıfatı olan kişilere düşer. Yani bir kişinin kurban sünnetini yerine getirmesi için mali bakımdan zekát verecek, hacca gidecek nitelikte olması gerekir. Ülkemizde bu da göz ardı ediliyor. Hemen herkes kurban kesiyor. Şöyle de denebilir: Hemen herkese kurban kestiriliyor. Hatta Anadolu'da birçok insan borçlanarak kurban kesmektedir. Nitekim Anadolu'da borçlanarak hacca gidenler de az değildir. Geleneksel fıkhın verilerini Kur'an'ın verileri açısından değerlendirmeden önce iki noktanın altını çizelim. Birincisi: Özellikle son yıllarda, hızlı ve amansız bir biçimde yol alan din sömürüsünün önemli gelir kaynaklarından biri haline getirilen kurban, trilyonluk meblağların konusu bir sektöre dönüştü. Bu yüzden kurban, sünnet olmaktan çıkarılıp fiilen farzlaştırıldı; onunla da yetinilmedi, örtülü bir biçimde İslam'ın en büyük farzı haline getirildi. Din sömürüsü sektörü, elinden gelse, ailenin tüm bireylerine bir veya iki kurban kestirecek. Son yıllarda, kurbanın esas İslami amacı olan ‘‘yoksulun et yemesi’’ adeta unutulmuş, kurban denince akla bir tür deri kapma savaşı gelir olmuştur. Ortada, Allah rızası, din-diyanet, akıl-insaf ara ki bulasın... Utanmazlığın bini bir para... Uyuşturucu çetelerinin dalaşını andıran bir manzara karşısındayız. İki milyonu aşkın hayvan kesilmekte, Allah'ın ve fakirin adı paravan yapılarak birkaç başlı bir deri vurgunu sektörü beslenmektedir. İkinci nokta: Hz. Peygamber'in açık ve ısrarlı talimatına göre, kurban kesimi, hayvanın acı çekmesini en aza indirecek şekilde olmalıdır. Modern dünyada bu, elektroşok denen bir bayıltma yöntemiyle yapılmakta ve bu sayede hayvanların acısı hemen hemen sıfırlanmaktadır. Bu yöntemin öncelikle Müslümanlar tarafından uygulanması gerekmez miydi? Acı çektirilen, hakları ihlal edilen hayvanların Allah huzurunda bizden davacı olacaklarını söyleyen ilk insan bizim peygamberimizdir. Bu anlayışı biz uygulamalarla hayatımıza yansıtabildik mi? Nerede? Bırakın yansıtmayı, elektroşok yönteminin ‘‘gayri şer'i’’ olduğunu iddia edebilen ilim ve merhamet düşmanlarıyla hálá karşılaşabiliyoruz. Hayvanlar acı çekiyor, dünyanın önünde dinimiz ve insanımız ithama maruz kalıyor. Yazık, günah değil mi? Olaya bu noktadan bakıldığında, bırakın İslami esprinin korunmasını, kurban kesimleri yer yer hayvanlara işkence manzarası andırmaktadır. Hayvanlar yetersiz-kör bıçaklarla dakikalarca kıvrandırılmakta, zaman zaman yarı kesilmiş halde ayağa kalkmakta, hatta bazen caddelere fırlayarak yarı-kesik başlarıyla koşuşmaktadır. Allah elbette bunları görüyor ve bu mazlum hayvanların acılarından doğan günahı bir öfkeye dönüştürerek bu toprakların üstüne geri gönderiyor. Kur'an'ın dinini ve onun tebliğcisi Hz. Muhammed'i gerçekten tanıyanlar, şu söylediğimi anlamakta en küçük bir zorluk çekmeyeceklerdir. Bir kez daha söylemek istiyorum: Peygamberimizin buyruklarına ters kurban kesimi hayvan katliamlarına, Kur'an'ın buyruklarına ters hac uygulaması ise yüzlerce, bazen binlerce insanın can vermesine sebep olmaktadır. Ve İslam dünyası, ‘‘ibadet’’ ettiğini sanarak kasılıp durmaktadır. Çünkü İslam dünyası, ruhu-özü arayacak erdirici kaygıdan uzakta, fotoğraf ve lafı her şey sanacak bir sığlığa teslim olmuş bulunuyor. |
birakin tavuk kesmeyi, kurbanin yerine bagis yapmanin kurban yerine gectigini belirtiyor yasar nuri bey
Kurban kesmek yerine bir vakfa bağış yapılabilir mi? Y.N.Ö : Kurbanlık hayvan kesmek yerine tutarı olan parayı yardım olarak verebilirsiniz. |
Alıntı:
ayrıca oruçla cinsellik muhabbeti demişsiniz. onada geleyim yaşar nuri hoca şunu demiştir. oruçlu iken cinsel ilişki olmamalı. ama oruç bittikten sonra eşi ile cinsi munasebet olabilir. demiştir.ee peki bunda ne kötülük var? siz herhalde bütün ramazan ayı boyunca asla eşe el surulmeyecek sanıyorsunuz :) |
Kurban yerine bedeli bağış yapılır mı?
Din İşleri Yüksek Kurulu, kurban kesmek yerine bedelinin muhtaç kişilere ya da ilgili kurumlara verilmesiyle kurban ibadetinin yerine getirilmiş olamayacağına karar verdi. Din İşleri Yüksek Kurulu, kurban kesmek yerine bedelinin muhtaç kişilere ya da ilgili kurumlara verilmesiyle kurban ibadetinin yerine getirilmiş olamayacağına karar verdi. Kurul kararında, ''Vekaletle de olsa, kurban kesme uygulamasının amacından uzaklaştırılarak 'yardım kampanyası' şekline dönüştürülmesi uygun değildir'' denildi. Edinilen bilgiye göre, kurulun, 11 Kasım Çarşamba günü yapılan toplantısında, ''vekalet yoluyla kurban kesimi'' konusu ele alındı. Toplantıda, ibadetlerin, bedeni, mali, hem bedeni hem mali olmak üzere üç kısma ayrıldığı, namaz ve oruç gibi bedeni ibadetlerin ancak mükellef tarafından yerine getirilebileceği, vekalet yoluyla başkasına yaptırılamayacağı ifade edildi. Hac ve umre gibi hem bedeni hem mali ibadetlerin ise bizzat mükellef tarafından yapılması gerektiğine dikkat çekilerek, ancak yükümlünün bu tür ibadetleri ifa etmekten aciz kalması durumunda, vekalet yoluyla yaptırmanın caiz olduğu belirtildi. Mali ibadetlerin, yükümlünün bizzat kendisinin yapmaktan aciz olup olmamasına bakılmaksızın vekalet yoluyla da yerine getirilebileceğine işaret edilerek, ''Mali bir ibadet olan ve sırf Allah rızası için yerine getirilmesi gereken kurbanı, kişinin bizzat kendisi kesebileceği gibi vekalet yoluyla kestirmesinin de mümkün olduğu'' görüşü dile getirildi. Yapılan müzakereler sonucunda vekaletin dinen geçerli olabilmesi için şu şartların gerekli olduğuna karar verildi: -Vekil, kurbanı müvekkil adına kesmeli veya kestirmeli. -Vekalet, bizzat ya da çeşitli iletişim araçlarıyla verilebilir. -Vekil, kar amacı gütmemek kaydıyla, müvekkil adına kesilmek üzere kurbanlık satın alabilir. -Kurban kesmek yerine bedeli muhtaç kişilere ya da ilgili kurumlara verilmesi ile kurban ibadeti yerine getirilmiş olamaz. -İbadet cihetiyle kesilen kurbanın amacına uygun değerlendirilmesi gerekir. -Kurbanda asıl olan, kişinin bu ibadeti Allah rızası için yerine getirmesidir, bu bakımdan vekaletle de olsa kurban kesme uygulamasının amacından uzaklaştırılarak 'yardım kampanyası' şekline dönüştürülmesi uygun olmaz. -Kesilen hayvanın eti, derisi ve herhangi bir cüzü kesim ücreti olarak verilemez. Ancak bakım, kesim, taşıma ve muhafaza masrafları gibi giderler müvekkilin parasından karşılanabilir. Haber 7 |
Alıntı:
buyur kanitla diyordun al sana kanit.. birakin tavuk kesmeyi, hic kurban kesmeseniz bagis yeterlidir diyor yasar nuri bey ve diyanet isleri baskani onu yalanliyor!.. az önce kanitlayin diye nara atiyosunuz.. isterseniz yasar nurinin diger sacmaliklarinida burada ortaya cikaralim.. amaci islami bilgi vermek degil, ortaligi sulandirmak olan birinin arkasindanda "namazda gözü, ezanda kulagi olmayanlar" gider" ;) |
bu son yazıyı niye koydunuz amacınız nedir anlayamadım benim sorduguma niye cevap yazamıyorsunuz?
|
Alıntı:
ben ne yaptim yasar nurinin diyanet isleri tarafindan kapak olacak sekilde yalanan bir aciklamasini aktardim.. ;).. ama sen hemen kivirip konuyu oruca getirdin yok o konuda gerci "oruc cinsel iliskiyle acilir" gibi sapik bir düsünce yapisina sahip zekeriya beyaz kadar sacmalayamaz!.. |
Alıntı:
haber 7 nin yazısını niye koydunuz buraya ne anlatmaya çalışıyorsunuz?? yaşar hocanın ismi nerde geçiyor? siz bu yazıyı hangi siteden aldınız ayrıca bu yazıyı yaşar nurimi yazmış? :=) dalgamı geçiyorsunuz yaşar nurinin ismi bile geçmeyen bir yazı kopyalamışsınız buraya |
önünde google var onuda sen arastir.. yazilari bizati yasar hocanin habertürkteyken kösesinden aldim..
daha bunlar neler hocada ne inciler var.. gerek namaz konusunda, gerek hac konusunda, gerek türkce ibadet konusunda hatta icki konusunda bile cok orjinal yorumlar var... simdi bak yine kiviriyorsun tavuga gerek yok hoca hic kurban kesilmesede olur diyor sen hala daha tavuktasin.. ayrica o tavuk degil horoz onunda kurban olabilecegini söyleyen beyaz ama Allahi var o en azindan beyaz horozunda kurban edilebilecegini savunuyor :).. |
Alıntı:
yaşar nuri demiştir diye dedigin yazıda bile yaşar nurinin adı geçmiyor. ben sana kendi iddalarımla ilgili video bile koyuyorum foruma . yaşar nuri kafasından bişey uydurmaz araştırır kaynaklardan veya kuran dan . ondan sonra bişey soyler. bak adam allah ile aldatmak isimli kitap çıkardı vay efendim oyle isim olurmuymus. yahu adam dediki kuranda boyle bir tabir var kurandan aldım ben bu tabiri dedi. ee tabi cevap veremediler. yaşa yaşar hoca :) halk gerçek hoca ile sahte arasındaki ayrıma iyi yapar siz merak etmeyin. kurban yerine bagıs yapın dedimi bilmiyorum ama dediysede iyi bir sebebi vardır eminim. yaşar hoca ile tv ye çıkıp laf yarıştırmaya cesaret eden hoca goremedim ben daha ama gorursem kaçırmam. o tv programını :) asıl konuya dönersek yaşar hocaya katılıyorum hristiyanın kestigi et niye yenmesin domuz eti olmadıgı muddetçe sorun yok. ayrıca kuranın neresinde boyle bir şeyin olmayacagı yazıyor? yeterki hijyen koşullarına uygun olsun. |
yasar nurinin sacma fetvalar bunlarlada sinirli degildir..
enflosyan varsa faiz haram degildir namaz 3 rekattir müslüman bir kadin, müslüman olmayan bir erkekle evlenebilir bunun gibi 10 binlerce fetva var.. peki senin Kuran bilgin nedir, hersey kuranda yaziyor mu.. kuranda detaylar yazmaz detaylari biz hadis ve sünnetten ögreniyoruz ve su ana kadar bütün müctehidler ehli din olmayanin kestigi et yenilmez deniliyor.. bu noktada hem fikiriz simdi hristiyanlik ve yahudilik artik ehli din degildir cünkü degistirilmistir ve ilk indigi halden cok farklidir zaten öyle olmasaydi islam son ve gecerli din olarak gelmezdi! |
Yaşar Nuri Öztürk
Hac ve kurban üzerine Saygıdeğer okuyucularım, aziz Türk halkı, değerli basın mensubu meslektaşlarım! Günlerdir siz sordunuz, bense ‘Kendi sütunumda açıklayacağım’ diyerek sizden izin istedim. Hac ve kurban konusunda yıllardan beri açıkladığım düşüncelerimi bir kez daha ifade ediyorum. Ben, Kur’an"ın bana kazandırdığı vicdan ve irfanla şöyle düşünüyorum: İslamî esası, yoksullara yardım (infak) olan Kurban Bayramı, hayvanlara işkence, İslam’a utanç getirme ve Allah ile aldatan deri vurguncularına (resmî ve gayri resmîsi) rant sağlama şölenine dönüştürülmüştür. İslamî, ilahî, insanî bir yanı neredeyse kalmamıştır. Bunun adı bayram değil Demir sopalarla ölesiye dövülen hayvanlar, kan gölüne döndürülmüş sokaklar, kan ve boğazlama seyretmekten kekemeleşen, ruhsal dengesini yitiren çocuklar... Ve adı bayram... Allah da bilenler de biliyor ki böyle bir bayram vahyin dininden onay alamaz... Böyle bir olguya bayram diyen bir dine saygı duymayı kimden bekleyebilirsiniz? İşte, dünya... Saygı duymuyorlar. Duymazlar. Sen istediğin kadar bağır: ‘Gávurlar, káfirler, falanlar, filanlar...’ Eğer dinle kastedilen, Kur’an’ın getirdiği İslam ise, vicdan ve irfanı kararmamış herkes bilsin ki, Allah, insanlara layık göreceği ákıbeti, yapılan işlere bakarak belirleyecektir, işleri yapanların iddia ve kuruntularına göre değil... Aforoz ve iddia ile cennet devrini Kur’an kapatmıştır. Kimse kendini aldatmasın!... Hayvanlar haklarini alacak Aforoz ve iddiaları bir yana bırakalım da işe ve esasa bakarak bazı tespitler yapalım: 1. Muazzez Peygamberimizin beyanına göre, mahşer günü, hayvanlar da haklarını almak üzere insandan ve hemcinslerinden davacı olacaklar ve şikáyetleri dinlenecektir. Bizzat o Resul’ün beyanıyla: ‘Boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.’ Bu böyle olacaktır da o mazlum hayvanları demir çubuklarla, dünyanın gözleri önünde dakikalarca darbeleyen, böğürten ve nihayet acılar içinde yerlere yığan taş yüreklilerle, bu olup bitenlere yıllardır seyirci kalanlar o hayvanlara hesap vermeyecekler mi? Hiç kimse, ‘Ben bu hayvanları, kurban etmek için işkenceye tabî tuttum. Dünyaya din adına sadizm seansları izletmemin maksadı budur; ibadet, kurban kastıyla yaptım...’ diyerek Allah’ın gazap ve azabından kurtulamayacaktır. Bu zulmü yapanlar da buna engel olmayanlar da hesap vereceklerdir. Resmîsi, gayri resmîsi ile... Yardım mı, kan bayramı mi? 2. Yoksullara infak yani yardım bayramı olması gereken bir bayramı kan akıtma, kafa kesme, can yakma, işkence ve nihayet deri çarpma uygulamasına dönüştürenler ve böylece Allah’ın dinine dünyanın önünde karalama kapısı açanlar, bu yolla vücut verdikleri günahları hiçbir ibadet ve niyazla silemezler. Allah yakalarını bırakmayacaktır. 3. Bayram ve ibadet (háşa) adı altında yürütülen bu şiddet, vurgun ve kan uygulaması devam ettikçe bu toprakların üstüne Allah’tan öfke, eziyet, hatta lanet yağacaktır. Çünkü mazlum hayvanlar bizi göklere şikáyet etmeye devam etmektedir. O şikáyetleri hiçbir söz hüneri, hiçbir riyakár takva edebiyatı ortadan kaldıramaz. Gaddarlıklara tüm dünya tanıktır; Allah zaten tanıktır. İslam’ın buyruğuna aykırı 4. Hac ibadeti adı altında kesilen üç milyon kurbanın yaklaşık iki buçuk milyonunun, değerlendirilememek yüzünden telef olduğu, 9 Mart 2001 tarihli gazetelerde yer almıştır. Milyarlarca aç ve sefil insanı barındıran bir yerküre ile milyonlarca aç ve sefil insanı barındıran bir İslam dünyasının gözü önünde böyle bir zulüm ve israfı (israfın bir anlamı da zulümdür) hem de ibadet adıyla sergilemek tam bir hüsrandır; dini-İslam’ı yanlış anlamak veya çarpıtmaktır; dinlerin tüm ilkelerine, İslam’ın tüm taleplerine, beklentilerine, buyruklarına aykırıdır. Bu aykırılıkların sergilendiği bir hac merasiminin de müslüman topraklara Allah’ın öfkesini yağdıracağını Kur’an’dan öğrenmiş bulunuyorum. Böyle bir hacca katılanlar, doğmuş bulunan bu günahlara ortaktırlar. Hepsinin tövbe ederek Allah’tan af, haklarına zarar verdikleri yoksullarla, canlarını bir hiç uğruna aldıkları hayvanlardan özür dilemeleri gerekmektedir. Dine saygıları varsa, ivedilikle yapacakları şey budur... 5. Doğmuş bulunan günahların baş sorumlusu, dini temsil ettiklerini söyleyen, ama dinin gerçeği yerine hurafe ve bid’at anlatan kişilerdir. Türkiye için konuşursak, gerçekleri halka açıklamayan, günü kurtarmaya ve ona-buna şirin görünmeye uğraşan Diyanet İşleri Teşkilatı ’dır. Bu teşkilatın en üst düzey fetva yetkililerinin, bayram münasebetiyle halka, Kur’an’ın açık beyanlarının tam aksine, bir Cahiliye mantığıyla, şu yolda konuştuklarını bizzat dinlemiş bulunmaktayım: Kurban kesip kanı akıtmak bizatihi ibadettir. Kan akacak ki bizim içimizdeki kinleri, şiddet ve nefret duygularını alıp götürsün. Allah ve Peygamber böyle istiyor... Kanlar Allah’a ulaşmaz Hayır, háşa, Allah ve Peygamber böyle istemiyor. Sizin kan ve boğazlamayı dinleştiren laflarınızın tam aksine, Alah’ın kitabı şöyle diyor: ‘O kesilen hayvanların etleri de kanları da Allah’a asla ulaşmaz; Allah’a sizin takvanız ulaşır.’ (Hac Suresi, 37) O takva ise, Kur’an’ın infak dediği paylaşımdır, yardımdır. Bu yardımı hayvan canı almadan, yoksulun ihtiyacına daha çok yarayacak bir parayı vererek yerine getirmek isteyenlerin önünü neden açmıyorsunuz? Neden sevabın hayvan boğazlamak değil, açlara ve yoksullara yardım etmek olduğunu söylemiyorsunuz? Onun-bunun hatırını, ‘aferinler’i kazanmak kolaydır; lafı yuvarlarsınız, olur biter ama bu tutumun yol açtığı günahlarla, hayvanların şikáyetlerinden doğan tanrısal öfkenin çıkaracağı faturayı o aferinler ödeyemez. Allah, tüm yanlışların, günahların, zulümlerin, aldatmaların, din adına yalan söylemelerin hesabını elbette soracaktır. Ve soruyor. Ben, bu olup bitenlerden acı duyan bir müslüman sıfatıyla şu kanaate varmış bulunuyorum: Allah, ibadet adı altında işlenen bu günahlara karşılık olarak topraklarımızın üstüne öfke yağdırıyor ve iki yakamızı bir araya getirmiyor. İşte, bakın, dünyanın orasında-burasında ‘program ve para’ dilenmek için dolanıp duruyoruz... 6. Diyanet İşleri, hiç vakit yitirmeden halka şunu açıklamak zorundadır: Kurban, Allah’a yaklaştıran davranış demektir. Kurban Bayramı adıyla anılan günlerde bu davranış, infak yoluyla yapılır. Hayvan kesip et dağıtmak bu infakın bir uygulamasıdır ve daha çok, uzak diyarlardan hacca gelmiş insanların doyurulması için kullanılmış bir yoldur. Diyanet’e sesleniyorum... Günümüzde, kurbanlık hayvan kesmenin, bu şekliyle bir anlamı hemen hemen kalmamıştır. İslam’ın taleplerine en uygunu, kurbanlık hayvanın tutarı olan meblağı, yoksulun ácil ihtiyacını karşılayacak şekilde ona para olarak vermektir. Halkımızı, bu tür bir uygulamayı öne çıkarmaya çağırıyoruz... Ancak, kurbanlık hayvan kesmekte ısrarlı olanların bunu, hayvanın acısını asgariye indirecek şoklama yöntemiyle yapması gerekir; aksi kesimlere izin vermeyeceğiz. Verirsek, hepimiz Allah katında sorumlu oluruz... Diyanet halka bunları söylemeliydi. Söylememiştir, söylemiyor. Dinin ve dindarın kendisinden beklediğini yapamıyor veya yapmıyor. Diyanet’i kotaran meslektaşlarıma sesleniyorum: Bunu yapın! Bunu yaparsanız, hayvanlar sizden şikáyet yerine size dua edeceklerdir. Ve tabii ki Allah, topraklarımız üzerine öfke yerine rahmet indirecektir. Ben, bir Kur’an mümini olarak böyle düşünüyor, dinden ve İslam’dan bunu anlıyorum. Bugün izlenen yolu onaylayacak hiçbir Kur’an beyyinesi bulamıyorum. Hac bu değil, yapma kardeş! Şeytan taşlama denen örfî uygulama yüzünden her yıl onlarca (bazan yüzlerce ve binlerce) insan ölmektedir. Bu yıl da onlarca insan öldü. Bu konuyla ilgili olarak Kur’an’dan öğrendiklerimi sizlere aktarmak istiyorum: 1. Haccın şartları içinde şeytan taşlamak diye bir şey yoktur. Bu bir geleneksel-sembolik uygulamadır. Terk edilmesi, hacca en küçük bir zarar getirmez. Terk edilmemesi ise onca insanın ölümüne yol açmaktadır. Bu gerçek bilindiği halde, bu ölümcül uygulamayı sürdürenler, ‘taksirle ölüme sebep olmak’ tan sorumlu olmazlar mı? Bugünkü uygulamaya uygun olarak hacca gidenlerin şu hesabı yapmaları kaçınılmazdır: Acaba hacdan alacağımız sevap, içinde yer aldığımız ‘taksirle adam öldürme’ günahının bize yükleyeceği sorumluluğu bertaraf etmeye yetecek midir? Geleneksel kabullere göre hac yapan tüm hacıların tövbe etmeleri ve kef á ret ödemeleri gerekir diye düşünmekteyim. Çünkü, haccın şartları içinde olmayan bir geleneksel davranışı sürdürmek uğruna, Kur’an’ın en ağır günahlardan biri (hatta birincisi) saydığı cana kıymaya sebep olmayı mazur göstermek mümkün değildir. 2. Hac, Kur’an’ın açık ve tartışmasız beyanıyla (bk. Bakara, 197) ‘hac ayları’ denen üç ayda (bir kabule göre dört ayda) yapılır. Haccı, iki-üç güne hapsedip onca insanı izdiham ve telaşa maruz bırakmak ve yüzlerce insanın ölümüne sebep ve ortam hazırlamak Kur’an’ın buyruklarına açıkça aykırıdır. Haccın gün şartı yoktur Allah bunun da hesabını elbette sorar. Edebiyat veya felsefe tartışması yapmıyoruz; dünyanın gözleri önünde, ‘ibadet’ adı altında her yıl onca insanın ölümüne göz yumulmaktadır. Kur’an’dan nasiplenenler bilir ki, tüm o hacıların sevabını bir araya toplasanız, o taşlama sırasında bir tek insanın ölmesinden doğan günahın yüküne denk olmaz. Çünkü ‘Bir insanın canına kıymak, bütün insanlığın canına kıymakla eşanlamlıdır.’ (M á ide, 32) 3. Kur’an’dan edindiğim vicdan ve irfanla bütün müslümanlara şunu öneriyorum: Haccınızı, Kur’an’ın Bakara Suresi 197. ayetindeki ilahî beyana uygun olarak yapın. Şevval, Zilkade, Zilhicce ayları içinde kolayınıza gelen bir zaman seçip gidin ve K á be’yi ziyaret ve tavaf edin, Arafat’ta da vakfe yapın. Kur’an bunlar için belirli gün şartı koymamıştır; üç ay içinde hangi günlerde gitmişseniz o görevleri o günlerde yaparsınız. Şeytan taşlamak diye bir hac şartı yoktur. Safa ile Merve arasında koşmak diye bir şart da yoktur. O koşma hoşgörüyle karşılanmıştır ama, istenmemiştir. (bk. Bakara, 158) İzin vermek başkadır, emretmek başkadır. Yaşlı, beli bükük insanları, ‘haccın şartı’ diyerek o iki tepe arasında koşturmak veya parayla taşıyıcılık yapan birilerine taşıtmak dinin ve haccın ruhuna aykırıdır. Aksini söyleyenler, geleneksel uygulamaya uygun ama Kur’an’a aykırı konuşmaktadırlar. Ve olanlar işte bu yüzden olmaktadır. Diyanet İşleri’ nin, bu gerçekleri de içeren ve Kur’an ile gerçek sünneti esas alan bir ‘ilmihal’ hazırlayıp ivedilikle halkımızın hizmetine sunması gerekir. Kur’an ehlinin söylediklerini, birkaç yıl bekledikten sonra kabul ve ilan etme alışkanlığından vazgeçilmesi kaçınılmazdır. İnat ve hasedin kimseye yararı olmamıştır. Huzur ve mutluluk, Kur’an’ın din dediğini din yapmaktadır. İslam dünyası, aksini tercih ettiği içindir ki Peygamber’in şikáyetine (bk. Furkan Suresi, 30) ve Allah’ın öfkesine maruz kalmıştır; perişanlıktan kurtulamamaktadır. Gerçek bayramlar ümidiyle Nefsini levv á me (kendini öz eleştiriye tábi tutan benlik) mertebesine çıkaramayıp emm á re (keyfine göre buyuran) basamağında kalanların iki dünyasının hüsrana mahkûm olduğunu da Kur’an’dan öğrendim. Gönül huzuru ve Hak rızasına uygunluk içinde geçireceğimiz gerçek bayramlar a kavuşmak ümidiyle... yasarnuriozturk@stargazete.com 18 03 2001 |
novek siyah yaziyla yazdigim yerde kaba tabirle sana kapak olsun hemde hocanin kendi köse yazisindan..
Ne diyor hoca orada kurbanin meblagi fakirlere para olarak yardim edilmelidir sonrada diyanet isleri bu yazinin ardindan yukaridaki aciklamayi yapiyor sende orada yasar nuri ismini ara dur! sen iki saattir burada kendini niye yirtiyorsun hoca böyle birsey dememistir diye buyur bunuda yalanla bakalim! |
yazı çok uzun site adresinide yazsaydın aldıgın?
|
All times are GMT +3. The time now is 23:23. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025