'Yaşlı nüfusumuz hızla artıyor'
 

http://medya.zaman.com.tr/2010/08/18/genc-nufus.jpg

Akdeniz Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Yaman, hızla artan yaşlı nüfusun bakım hizmetlerinin iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.





Prof. Dr. Hakan Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 65 yaş üzeri nüfusun, toplam nüfusun yüzde 7'sini oluşturduğunu, 65 yaş üzeri nüfusun 2015 yılında yaklaşık 8.5 milyon, 2025 yılında 12.5 milyon olmasının öngörüldüğünü belirtti.

Dünyadaki yaşlı kişilerin yüzde 60'ından fazlasının gelişmekte olan ülkelerde bulunduğunu ifade eden Yaman, ''Dünyada 60 yaş üzeri 600 milyon kişi yaşıyor. Bu rakamın 2025 yılında 1 milyar 200 milyon kişiye, 2050 yılında ise 2 milyara ulaşması bekleniyor. Nüfus içerisinde giderek artan yaşlı bireylerin sağlıklı, aktif, üretken ve bağımsız kalabilmelerine yardım etmek için önlemler alınması, politikalar geliştirilmesi ve sağlık sisteminin yaşlı nüfusun gereksinimlerine göre yeniden planlanması son derece önemlidir'' diye konuştu.

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yaşlı nüfusun hızla arttığına dikkati çeken Yaman, Türkiye'de üreme hızının yüzde 2'lerin altına düştüğünü söyledi.

Yaman, ''Türkiye OECD ülkeleri arasında en hızlı yaşlanan ülkelerden biri. Yaşlı nüfus orantısal olarak genç nüfusa göre artıyor. Bu nedenle yaşlı nüfus için hazırlık yapmamız gerekiyor'' dedi.

-''BUNADI DERLER, DEPRESYONDADIR''-
Yaşlıların şikayetlerinin, yakınları, aile bireyleri ve toplum tarafından 'gereksiz yakınma' gibi algılandığını ifade eden Prof. Dr. Hakan Yaman, ''Yaşlının yemek yeme alışkanlığı değişir, iştahsızlık olarak algılanır. Halbuki ağzında yara vardır çiğneyemez. Mutsuz görünür aslında depresyondadır ama 'Ahmet amca biraz matıfladı, bunadı' derler. Ama yaşlının durumu sağlık çalışanı tarafından irdelendiğinde depresyonda olduğu ortaya çıkar'' diye konuştu.


-EV İÇİ GÜVENLİK YAŞLI İÇİN ÖNEMLİ-

Yaşlı bireyler için ev içi güvenliğin önemine vurgu yapan Hakan Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kalça, omurga kırığı nedeniyle erken ölen yaşlı hasta sayımız gerçekten çok fazla. Yaşlılar güvenli olmayan bir banyoda yıkanırken düşüp bir yerini kırabilir. Bu tür vakalarda yakınları çoğu zaman 'yaşlının her yeri ağrır' düşüncesiyle doktora bile götürmek istemezler. Ama yaşlı bireyin omuzunda kırık vardır ve üç ay sonra ölmüştür. Yakınları 'vadesi doldu' derler ama kırık kişinin erken ölümüne neden olmuştur. Koruyucu hekimlik çerçevesinde ev ziyareti yapılmasını ve yaşlılar için evin güvenliğine bakılmasını öneriyoruz.''

Ev içinde alınacak küçük önlemlerle yaralanma ve ölümlerin azaltılabileceğini bildiren Prof. Dr. Yaman, ev içi ve çevresinde yapılacak düzenlemelerle yaşlının düşme riskinin azaltılabileceğini belirtti. Sağlık çalışanlarına kazaların önlenmesi konusunda önemli görevler düştüğünü anlatan Hakan Yaman, yapılacak ev ziyaretleri ve görüşme ili muayenenin ardından hasta ve bakıcı eğitimiyle kazalar ve düşmelerin önlenebileceğini vurguladı.

Yaşlılıkta izolasyon ve yalnızlığın, bedensel iyiliğin azalmasıyla ilintili olduğuna da işaret eden Yaman, sözlerini şöyle tamamladı: ''Depresyon sıklıkla buna bağlı en sık ortaya çıkan sorundur. Sağlık hizmeti sunan sağlık çalışanlarının yaşlı hastaların aile ve sosyal yaşamları konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Böylece ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesinde, erken tanısında ve tedavisinde başarılı olunabilir.''

aa

Artık genç nüfusumuzla övünebilmemeiz için Başbakanımızında dediği gibi 3 çocuk şart oldu.

Çocuk yerine kedi köpeği tercih edenlerin nesillerini devam ettirme derdi yok ki?

Başbakanımız bu konuda önderimiz.

bakamıyorum diye 1 veya 2 çocukta sınılı olanları aklım almıyor.
annelerimiz bize nasıl baktı hiç düşünmüyorlar mı bakıyorum da öyle söyleyenlerin yapamadıkları tek şey rahatlarından vazgeçememeleri.
yoksa çocuk kadar güzel bir nimet var mı ki dünyada.

birde efendimizin ümmetinin çokluğuyla övüneceği müjdesi bilincinde olunursa

İslami açıdan bakarsak Allah teala dünyay gönderdiği çocuğun rızkını beraberinde gönderiyor. geçim derdi için telaşa gerek yok

Bence de arkadaşlar bana da saçmalık gibi geliyor şu 'üç çocuk' muhabbeti.
Bu zamanda akıl karı değil. Bakmak zor.

Sevda canım eskinin şartlarıyla bugünün şartları bir değil artık. Bunu bilmek için üst düzeyde bir bilginin olmasına gerek yok. Çünkü ufak bir çocuk bile bunun farkında bugün.

Bakabiliyorsan 3 değil 5 çocuğun olsun. Ama bakamıyorsan hem o çocukların hem de anne babanın kendilerini perişan etmelerine gerek yok.

Bir şekilde haklı olabilrisin ama ben şöyle düşünüyorum , ben doğduğumda ailemizin durumu pek iyi değildi eğer sizin bu manteliteniz ile hareket etmiş olsaydık benim kardeşim olmayacaktı . Ama şimdi hamd olsun iki kardeşim var ve gayet mutluyuz rahatız.

ana babanın aklı varsa 3 taneyede bakar 5 taneyede.. keyfinize bahane bulmayın.

gecekondu bulucaksın, yavuzum....(:

öyle bişey demedim. senin bakış açın;1

babam devlet memuru. 99 depreminden sonra herşeye sıfırdan başladık. annem çalışmıyor. abim üniversiteye yeni başlamış, ablam lisede ben orta okula başladım o sene. yani okuyan 3 çocuk, ve sıfırdan düzen. bir ailenin en zor durumda kaldığı zamanlardan biri. ayrıca annemin ciddi birde hastalığı vardı o dönemler. şükürki hepsi geçti. okuyan ve bekar bir ben kaldım. 1 2 seneye kadar bende kendi başımın çaresine bakacağım. bunlardan sonra birde evimiz arabamız vs miz oldu. ve bunlar bir memur maaşıyla oldu. kendimi anlatmak için yazmıyorum bunları. istedikden sonra olmayacak şey değil. ve bu yazdıklarım bir anadolu kentinde değil istanbulda. ve kriz dönemlerinde. daha fazla olumsuzluk eklemek istemiyorum bu kadarı yeterli dimi ;1 ama istersen olur dostum:saygılar:

Fakat şöyle bir durum da yok mu..
Gün geçtikçe hepimiz daha da bilinçlenmiyor muyuz? En basitinden bir örnek vereyim.
Çok değil geçen yıl yaptığımız herhangi bir şeyden dolayı bugün pişman olabiliyoruz. Keşke yapmasaydık diyebiliyoruz. Bu da bizim her an bilinçlendiğimizin en büyük kanıtı değil mi?

Sizin durumunuza da en bariz örnek bu bence. Eskiden maddi açıdan aile iyi de olsa kötü de olsa çok fazla bazı şeyleri idrak edemezdi. Derin düşünerek hareket edilmezdi.
Fakat bugün olsa eminim aileniz maddi duruma bakar , çocuk yapıp yapmama konusunda.

Yani dün başkaydık bugün bambaşka oluyoruz yarın ne olacağımız belli değil.. :)

Zaman ve şarta göre aklımı karıştıran bir durum var. Ümmetimin çokluğu ile övünülen nesil olma durumu bütün asırları kaplamazmı ki, yarın neyin nasıl olacağını bilemediğimiz için anlık düşünüp günlük yaşayarak geleceğimizi kısıtlımı değerlendirmemiz lazım.

İlk anda söyledikleriniz mantıklı geliyor bana. Ama yinede üç evladın olması onların rızıkları ile gelmesi mağdur olamayacağına dair gönlümde hisler var belki benim durum müsait beni bu şekilde düşünmeye teşvik ediyor başkaları için farklı düşünülüp ona göre hareketler söz konusu olabilir. Zor bir durum vesselam.:)

Kaçımız asgari ücretle çalışıyoruz ki ?

Eğer benim babam zamanında bir işçi parasıyla 7 çocuk bakabiliyorsa ve 5 çocuğunu aynı anda ( 2 ilkokul,1 orta, 2 lise ) okutabiliyorsa bu zamandakilerde en azından 3 çocuk bakabilmeli tabi kimine göre zor kimine göre kolay hayat sadece istanbulla bağlı değil ki istanbula apayrı dünya diğer yerlerde 100 ila 200 arasında kira bulunur bundan 8 sene önce işçi memur halinden şikayet etse haklıydı şimdi en az 1100 civarında alıyor bildiğim kadarıyla (yanlışım varsa düzeltin)

Zateb dünyanın heryerinde geçerli olan bir evde para biriktirmek için en az 2 kişi çalışmak zorunda.veya ben öyle düşünüyorum

ben aşiret kurun demiyorum. 3 çocuk yine normal ama tek veya 2 çocukta kısıtlı kalanlara açıyorum.
yarın öbür gün o çocuklar neden bizim bir kardeşimiz yok diye hesap sormazlar mı.
şimdiye kadar tanıdıklarım çeşke olsaydı diyor.
annemin tek kardeşi var. başka kardeşi olmadığı için çok üzülüyor.