Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Önden Giden Atlılar (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=360)
-   -   (¯`•. M.Fethullah Gülen'den Damıtılmış Sözler.•´¯) (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=138875)

El Emin 10-06-2010 23:19

(¯`•. M.Fethullah Gülen'den Damıtılmış Sözler.•´¯)
 
M.Fethullah Gülen Hocaefendinin kitaplarından vaazlarından damıtılmış sözleri bu çatı altında paylaşmak istedim.Sizlerinde desteklerini beklerim.

***

Birden ortaya çıkan ve zahmetsizce gelenler, aniden kaybolur ve sessizce giderler

Hakikat Damlaları

BeDeVİ 10-07-2010 01:22

Çok iyi düşünmüşsün Muhammet kardeşim. Bizlerde faydalanırız inşallah. Takipçisi olacağım. :)

Ukbâ 10-07-2010 13:58

Hakikat damlalarına sinelerin ihtiyacı var. Devamını bekliyoruz sevgili kardeşim.

İntifada 10-07-2010 14:02

Yolcu buruk baş gerek,
Gözde daim yaş gerek
Huy biraz yavaş gerek,
Yoksa yollar aşılmaz!

bir dörtlük cümle değil ama olsun bu dörtlüğünü severim gülenin...

El Emin 10-07-2010 19:40

Teşekkürler yavuz.



***
"Muştular geleceğe, selam şanlı mâziye." M.F.G

El Emin 10-08-2010 21:56

"Toprak olmak çok önemli çünkü topraktan başka gül bitiren olmaz."

El Emin 11-21-2010 14:59

‎"İnanmayacaklar, bizim insanlığın sulh ve selameti için çalıştığımıza.
İnanmayacaklar, dünyayı bütün insanlığın kardeşçe yaşadığı bir sulh
adacığı yapmak için gayret gösterdiğimize.
İnanmayacaklar, ne dünya ne
de ukba adına hiçbir beklentimizin olmadığına.
İnanmayacaklar, Allah'ın
rızasından başka bir talebimizin bulunmadığına."

El Emin 11-22-2010 20:48

BİR MİLLETİN GELECEĞİ HAKKINDA KEHANETTE BULUNMAK İSTEYENLER, O MİLLETİN GENÇLERİNE VERİLEN TERBİYEYE BAKSALAR,HÜKÜMLERİNDE YÜZDE YÜZ İSABET EDERLER.
|||M.Fethullah GÜLEN|||

_Ednâ_ 11-22-2010 21:03

Bu dava,
hasbiler davasıdır.
Kazanma değil yani, insan kazanma davasıdır
gönül fethetme davasıdır.
İsrafilce hareket etme davasıdır,
Hızırca hareket etme davasıdır,
uğradığı her yeri yeşertme davasıdır.
Diriltme davasıdır,
soluklama davasıdır...

_Ednâ_ 11-22-2010 21:06

İnsanlık bir ağaçtır; milletler de onun dalları.. şiddetli rüzgarlara benzeyen hâdiseler, şiddetleri ölçüsünde onları birbirine vurdurur ve çarpıştırır. Tabiî zararı da ağaç çeker. “Herkes ne ederse kendisine eder”in ma’nâsı da bence budur.
***
Şikayet hep zamandan ve mekândan olur. Oysa ki, asıl mücrim cehalettir. Zaman ve felek masum, insan çok nankör ve çok câhildir.
***
Vatan, orman değil, bir bahçedir. Onun tanziminde meyveli fidanların ve çiçeklerin çoğaltılmasına ihtiyaç vardır.

Bahçeyi ayrık otlarının işgâline terkedip, sonra da “Felek Felek!” deyip şikayette bulunana bilmem ki ne demeli...
***
Nice güneşli, çimenli, çiçekli, pırıl pırıl yollar vardır ki, gider öldüren çöllere ulaşır. Ve nice dikenli sarp patikalar da vardır ki, gider sıratın Cennet yakasıyla kavşaklaşır.
***
En büyük hikmetlerden biri “insan dilinin altında saklıdır” sözü olsa gerek... Bence bundan daha büyüğü de “dost istersen Allah yeter, arkadaş istersen Kur’ân”.. sözüdür.
***
İnsanlar, idrâki ve idrâk olunanı bilirler ama, idrâk edeni bilemezler. Bilen ruhtur, akıl vâsıta; gören ruhtur, göz vâsıta...
Hareket, aklî veya tabîî sâikler neticesinde meydana geliyorsa hayvânî; irâdî ve vicdânî ise, o da rûhî ve insânîdir.
***
Yokluk, korkunç bir hiçtir. Hiçlik, öyle sonsuz ve başdöndürücü bir sahadır ki, onda varlığı gösterir bir zerre bile bulmak mümkün değildir.
****
Her akıl, tıpkı aynı çelikten yapılmış ayrı ayrı bıçaklar gibidir. Farklılık, bilenişlerinden doğmaktadır.
Muhteşem ve muazzam milletlerin tekke, zâviye hatta türbeleri bile, ma’mûr ve süslüdür. Ma’bedlerin çehresinde, mezar taşlarının alınlarında her milletin zevk ve san’at anlayışını okumak mümkündür.
***
Madde, idrâkten, şuurdan, hisden, irâdeden mahrum ve sadece eşyanın teşkilinde kullanılan bir kısım kanun ve zerreciklerden ibarettir. Onu varlığa esas saymak ne utandırıcı bir gaflettir

Blur 11-22-2010 21:11

Ezbere konuştugumuz kadar ezber çalışsaydık,Kur'an hafızı olurduk..

Bence söz budur..

_Ednâ_ 11-22-2010 21:13

Allahım, Sana ve duâlara i’ti-mâdımı arttır; sebeblere riâyeti de bir vazife şuuru olarak vicdanıma duyur!

Allahım, ne azabına dayanacak hâlim ne de rahmetinden mahrum kalmaya mecâlim yoktur!

Allahım, vefâsızlık edip Sen’den uzak kalsam da, hâlim, Sen’siz edemiyeceğimi haykırmaktadır.. vefâsızlığım i’tibariyle değil, ihtiyacıma göre Sen’in lütfuna tâlibim...!

_Ednâ_ 11-23-2010 13:08

İslamın ruhi hayatı bu; hergün yeni bir insan olmak.
Seni bir kere daha buldum Rabbim demiyorsa hazan olur.

_Ednâ_ 11-23-2010 13:10

Cennete ulaşmak için 8 kapı vardır. Hz. Ebubekir sekizinden birden giriyor. Allah'a ulaşmak için çok yol var, kulvar var. Hakiki kul odur ki; bütün yolları kullanır. (namaz, evrad, gece, Kuran...)

_Ednâ_ 11-24-2010 12:49

Büyük oynamak lâzım. Büyük oynamak, idareye talip olmak demek değildir; gönüllere talip olmak, her gönle, Allah’ı anlatmak, Allah’ı duyurmaktır.

_Ednâ_ 11-24-2010 12:51

Bediüzzaman, hayata gözlerini en büyük problemler içinde açmış. Ama, ne geçmişe, ne hâle sövmüş, ne de mücrimlerle meşgul olmuş. “Bu problemleri nasıl çözeriz” demiş ve menfîlerin karşısına müsbet değerleri koymuş. Geçmişi, öncekileri tenkid etmenin kazandıracağı bir şey yoktur; önemli olan, yapılması gerekeni yapmaktır. MFG

_Ednâ_ 11-24-2010 12:56

İyi işleyen bir sistem, beraberinde körlük getirir; buna “sistem körlüğü” diyebiliriz. Mükemmellik de, beraberinde rehâvet getirir. Binaenaleyh, bugün üçüncü sınıf görülen milletler, daha alternatifli düşünebilirler. Tarih boyunca kurulan büyük medeniyetlerin kahir ekseriyetini bedevî kavimlerin kurmuş olması, büyük ölçüde bundandır.


Hocaefendinin bu sözü şimdiki (hala yokluk sefalet içinde olduğumuzu,geri kalmışlığımızı savunan, sürekli şekva ve isyan içinde olan) muhaliflere güzel bir cevap olabilir...:)

_Ednâ_ 11-24-2010 12:59

İnsan, kendisinin bir kuyunun dibinde olduğunu kabul etmezse, yükselme gayreti olmaz. A’zamî takvâ, ihlâs-ı etemm, şüpheli şeylerden kaçınma, a’zamî zühd, hayatını başkalarını yaşatmaya bağlama ve insanın, sahip bulunduğu ufkun ötesinde ufuk kabûl etmesi, yükselmenin başlıca şartlarıdır.

_Ednâ_ 11-24-2010 13:01

Sadece bizimle iyi geçinenle iyi geçinmek, bir egoistliktir. İnsanların Allah’a kul olmaları yetmiyormuş gibi, kalkıp bize de kul olmalarını beklemeyelim. En kötü insanla bile geçinemeyen, kötü insandır.



Dilimizi unutmak, millî günahtır. Dışarıda doğup büyümüş ve Türkçe’yi öğrenmekten mahrum kalmış çocukları, hiç olmazsa yazları Türkiye’ye gönderip, Türkçe’yi öğrenmelerini sağlamak lâzım.

_Ednâ_ 11-24-2010 13:03

Ben, Bediüzzaman ölçüsünde ehlullâha saygılı kimse görmedim. İmâm-ı Rabbânî, Şâh-ı Geylânî, Şâh-ı Nakşibendî gibi zâtlar için, “üstâdım, imamım” vb. ifadeler kullanıyor.
*
M. Birlik, önemli bir tarikatın mensuplarından Risaleler’le ilgili bir tenkid duyunca, Bediüzzaman’a meseleyi sormak için gider. Fakat, o daha sormadan Bediüzzaman, “Kardeşim, 12 tarikattan ders vermeye salâhiyetim olduğu halde, hiç kimseye tarîkat dersi vermedim…” buyurur. İman, ana gıdadır, tasavvufun sağladığına meyve nazarıyla bakılır. En önemli vazife, imanı kurtarmaktır.

_Ednâ_ 11-24-2010 13:06

Bir dağın başında çobanlarla bile görüştürülmeyen, yanına aylarca kimse uğramayan bir insan, “Küfrün beli kırılmıştır” diyor. O gün için inanmak ne kadar zor.
*
Allah’ın küçük sebeplerle büyük işler yapması, küçük kişilere büyük işler yaptırması, Allah’ın büyüklüğünün delilidir.

_Ednâ_ 11-24-2010 13:08

Tenkitler olabilir ve olmalıdır. Ama bunlar yapıcı olmalı. Bizdeki eksikliği, yanlışı, kusuru gidermeye matuf olmalı. Bunun yanında eksik olarak gördükleri hususları gidermemiz için bizi teşvik edici bir üslupla dile getirilmeli. Hatta bizde heyecan oluşturmalı. Mükemmeli elde etmek bizim elimizde değil; onu sadece Allah yapar. Fakat gayret gösterir, çalışır ve çabalarız.
*
Beni ısırıyorlar diye parçalamak için Allah’ın bana iki diş, iki pençe vermesini istemem. Bize akıtılan her zehire karşı panzehirimiz “sevgi” dir.
MFG

_Ednâ_ 11-24-2010 20:44

Biri, çocuğu hakkında “namazdan başka nesi var ki?” deyince dünya başıma yıkıldı. Namaz öyle bir şeydir ki, onun boşluğunu dolduracak ikinci bir şey yoktur.

El Emin 12-11-2010 20:34

"Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun
İnançla geril, insana sevgi duy
Kalmasın el açmadığın bir mahsun gönül"

Kur'ânTalebesi 12-13-2010 00:05

İnsanın tabiatının oluşmasında çevre çok önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki sahabe gibi parlak bir nesil de son derece fena bir çevrede yetişmişti.
| M. Fethullah Gülen

Ukbâ 12-14-2010 10:52

Her biri çok anlamlı , katkı içerisinde olanlardan Mevlam razı olsun.

_Ednâ_ 01-26-2011 18:27

İnsan imtihanlarla saflaşır ve özüne erer. Hayat imtihanlar sayesinde yeknesaklıktan kurtulur ve renklilik kazanır. Ruh imtihan gördüğü nispette olgunlaşır ve büyük işleri göğüsleyebilecek hale gelir. Geçirilen imtihanların ağırlığı ve sorunların terleticiliği nispetinde, fert, insanlık mertebesinde sınıf geçmeye ve yükselmeye başlar.

Gönülden 01-26-2011 18:35

Rabbim imtihan çerçevesinde üzerimize gelen her hal karşısında dirayetli bir şekilde özüne erip insanlık mertebebizi arttıranlardan eylesin..
Güzel bir alıntıydı sevgili Duygu Mevalm razı olsun




_Ednâ_ 01-26-2011 18:45

amin inşallah..
Mevlam cümlemizden razı olsun.
imtihanlara olan bakış açımızı zenginleştiren bir söz...

_Ednâ_ 01-30-2011 00:08

İnsan, belli bir düşünceye göre, eşya ve hadiselere bakışı devam ettiği sürece, karakter ve ruh yapısı itibariyle, yavaş yavaş giderek o düşünce çizgisinde bir hüviyet kazanır.

İnsan bir şeye kendini kaptırdığı ölçüde, yavaş yavaş o şeyin tesirine girer ve onda fani olur.


All times are GMT +3. The time now is 10:28.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025