![]() |
Hizbullahın Üst Düzey Yöneticilerinin Tahliye Edilmesini Nasıl Değerlendiriyorsunuz ?
gündemin ilk sırasına oturan Hizbullahçıların tahliye edilmesi olayını nasıl değerlendiriyorsunuz ?
2000 yılında Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlunun öldürüldüğü evde Velioğluyla birlikte bulunan Hizbullah kurucularının tahliye edilmesi, hakkın yerine getirilmesi mi; yoksa bu tahliyelerle radikal bir örgüt olarak inandığınız bir oluşumun güçlenerek ülkemizde tehdit unsuru olabilecek bir yapılanmaya gitmesine zemin hazırlandığını mı düşünüyorsunuz ? |
Ben olumlu buluyorum ...
Zaten 10 yıl olmuş hüküm alamamış bu adamlar ne işleri var içeride... |
Ben hiçbir şey anlamadım, günlerdir takip edemiyorum..
|
tahliyeleri en ağır biçimde eleştiren kartel medyasına Hizbullahtan cevap geldi:
http://www.islamihaber.org/wp-conten...ar-serbest.jpg Milliyet Gazetesinin bu gün yer verdiği manşet, medya’nın İslam’a karşı ne kadar tutarsız olduklarını açık bir şekilde gözler önüne sürüyor. Milliyet Gazetesinin bu günki manşeti ” DOMUZ BAĞI KATİLLERİ VE BABALAR SERBEST ” şeklindeydi. asıl görevi Müslümanları karalamak olan gazetelerden biri olan ” MİLLİYET ” gazetesi insanlaın islam’a akın akın girmesine tahammül edemeyecek ki, ” DOMUZ BAĞI KATİLLERİ ” adı altında çirkef saldırılarda bulunuyor. Merak edilen mesele ise, defalarca hakim karşısına çıkan Hizbullah Cemaatinin sanıkları’nın ” DOMUZ BAĞI ” nın tamamen medya yalanı olduğunu ve operasyonda yakalanan video görüntülerde de böyle bir şeyin olmadığını, bu videoları gönül rahatlığıyla medya’ya dağıtılmasını istiyoruz demelerine rağmen, karalamalarına devam eden gazeteler ve yazarlarına kaba bir tabirle ” SİZ DOMUZ BAĞINDAN MI KURTULDUNUZ ? ” da bu kadar açık ve emin şekilde konuşuyorsunuz demek geliyor. doğruhabergazetesi.com |
Salih mirzabeyoğlu da yararlanabiliyormu bu tahliyelerden?
|
O kısmı pek bilmiyorumda bu türkiyedeki hizbullah örgütünü bir çok oluşum sevmiyor..
Arkadaşım geçenlerde menzile gitti.Menzildekilerde sevmiyormuş.. |
Hizbullahin kurulması ve gelişimi çok farklı...
Belki başta derin devlet kurdu ama bölge insanı söylemlerini çok sevdi hizbullahin ve hizbullahta ister istemez destek veren insanların eksenine kaydı... Özellikle mustazaf der i çok beğeniyorum ve çok takdir ediyorum... |
Alıntı:
Yani çocukluğuma ve ailemin gördüklerine binaen ben pek sevmem. Milletin önünü kesip ananız babanız yezididir diyip ailelerine saldırtıyordular. Camii önlerinde polislerle durmadan vuruş dövüş.. Onların bu radikal ve kavgacı damarları yüzünden millet camiiden korkar oldu evlatlarını yollamıyorlar. Bu gün aileler korkup yollamıyorsa onların payları muhteşem derecede büyüktür. Mustazafların arasında da bulundum.Pek icraatlerini göremedim. sadece miting yapıyorlar o kadar.Ayda yılda bir iki tane.. Daha aktif ve ülkenin hızını artıracak oluşumlara ihtiyaç var. :) ben ve manevi kardeşim camiiye teravih namazı için camiiye gittik -küçüktük tabi o zaman- Onlardan biri arkadaşıma "arkadaşına tam yanaş ayak ufak parmağın onun parmağına değsin yoksa şeytan aranızda namaz kılar " dedi. Arkadaşım ne kadar güzel ya abi vesilemizle iman etmiş olur dedi..:) (nerden aklıma geldiyse pek yeride değildi ya..:)) Her ne ise konu dışına çıktık dayı bu kadar yeter..:) |
Alıntı:
2010 da tam 61 yerde mevlid etkinliği yapıldı. http://www.mustazafder.org.tr/Mustaz...ik-takvimi.htm senin memleketin Diyarbakır için söyliyeyim. Kerbela Vakası, Kerbela Tiyatrosu düzenlendi. Halepçe katliamıyla ilgili tiyatro gösterimi yapıldı yine Diyarbakırda, video görüntüleri Mustazafların sitesinde yer alıyor. Kadir Gecesi, Ramazan, Aşura günü etkinlikleri, konferanslar ve tiyatro gösterimleri yapıldı. Hz. Aişe, Hz Hatice konulu konferanslar verildi. Kur'anı yakanlar için birçok ilde protesto mitingleri düzenlendi. Kurban bayramında muhtaç aileler için yüzlerce kurban kesildi, birçok aileye maddi yardım yapıldı. defalarca Kur'an-ı Kerim konulu konferanslar verildi. Berat gecesiyle ilgili makaleler yayımlandı, referandumda "evet" için çalışmalar yapıldı. etkinliğin yapılmadığı hafta yok nerdeyse. kaliteli çalışmalar yapıyorlar. örgütte elbette kendini bilmezler olacaktır, çok uç düşünen, menfaatçi insanlar olacaktır ama mustazafların yapmış olduğu etkinliklere özellikle Güneydoğu insanının çok ihtiyacı var. |
medyanın bakış açısı felan benim için bir kenara ama bu yaşananların ben kötü olduğunu düşünüyorum beni oldukça rahatsız etti.hayal kırıklı içindeyim.olayı tam olarak anlamış değilim.araştırdıktan sonra net fikir sahibi olacam.eğer bunda adalet bakanlığımızın bir zafı söz konusuysa hatası varsa kınıyorum.gerçekten bu tür olayların ak partiye zarar vereceğini düşünüyorum.
|
Alıntı:
Madem karara bağlanmadı onca yıl o zaman tahliye kararını da ben gayet doğal bulurum. Ancak ailemin anlattığı kadarıyla (o zamanları çok net hatırlamıyorum ben) Hizbullah, zamanında çok da doğru şeyler yapmamış. Muhammedin de dediği gibi insanların yollarını kesmeleri, hiç yok yere adam öldürmeleri vs.. Bunları yapanların dışarıda senin benim gibi ellerini kollarını sallayarak rahat rahat dolaşmaları insanın zoruna gider elbette ; fakat sen o kadar yıl yapılanları bir karara bağlayamamışsan o zaman ha içerde durmuşlar ha dışarda. Fark eden bir şey yok. Bu da ülkemizdeki adalet sisteminin zayıflığının en büyük göstergesidir. |
salmışlar salmışlar ama bu beylerin vicdanları rahatmı orasını allah bilir...
|
Bizim hizbullahsa sorun yok ama şu ergenekonun hizbullahıysa orda dur. Ama sanırım bizim hizbullah bu şu diyarbakırda yüzbinleri toplayabilen doğuda pkknın canına okuyan müslüman kürtlerin önderleriyse olumlu karşılıyorum.
Oradaki kürt gençlerinin pkk veya bazı cemaatler tarafından asimile edilmemesi lazım hizbullah uyanık olmalı ve stk ları ile bölge gençliğine sahip çıkmalı zihinlerini bilinçlerini açık tutmalıdır. Müslüman uyanık olmalıdır. |
Murat abi iyi hoş diyorsunda bölge insanı hala hizbullah kelimesini duyunca dizleri titriyor.
Korkuyorlar.Hatta millet kendi arasında konuşuyor. Bunlar serbest kaldı.Ortalık yine karışacak.Vs. gibisinden. Ya abi şimdi yaptıkları iki üç konferans beni etkilemez. Millet onların yüzünden kendi dininden korkuyor. Aileler kendi çocuklarını camiiye yollamıyor. Biz cemaatte sohbet yapıyoruz. Öğrenciyi çekeceğiz diye anamız ağlıyor. Peşlerinden koşuyoruz tüm kontörümüz onlara gidiyor. Yani bunları nefsimi tezkiye adına veya çabama üzülmüyorum. Milletin din diyince korkması ve bazen olumsuz sonuç vermesi beni derinden yaralıyor. Yani bunun mimarlarına sevgi duyamıyorum. Gelsin beni öldürsün yine amenna yine sevgi duyarım ama bu durumda olmuyor.Her ne ise onlarda benim din kardeşim fakat onlar böyle demiyor ayaklarına taş düşse fethullahçılar nurcular yaptı diyor. Herkesi kafir zındık ilan ediyorlar.Zaten sadece onlar müslüman. Herkese karşı bir kin nefret...Çoğu idealist değil ondan benim tipim değil.. Sakalımı bırakırım ev camii arası mekik dokurum zihniyeti var.. Her ne ise Allah ıslah etsin.Daha fazla konuşmakta istemiyorum. Karalamaya girmek istemiyorum ama öyle işte... |
Suçunu ispat edemiyorsan adamı bu kadar uzun süre içerde tutmanın mantığı yok ama darbecilerin suçları ortaya çıkmadan onları salan hukuk sistemine darbeyi indiririm. :)
Muhammed sendki bu hizmet aşkı beni bitiriyor. Hizbullaha rağmen orda hizmete devam. |
Alıntı:
:) eyvallah abim..Yok artık onlarda hizmet yapmaya çalışıyorda bu seferde yanlış yapıyor..:) Mustazafçı epey var çevremde..Bazıları evde torba kalaşnikof saklıyor..Cihadı bekliyor..:) Bir söz vardır hani beni bir sen anladın sende yanlış anladın onun gibi bir şey..:) |
Cihad silah ile olmaz silah ile cihat yapmayı düşünen islami akım islama zarar vermekten başka işe yaramaz. İslamı herkez iyi yorumlayıp tatbik edemez hizmeti bu yönden seviyorum sinsi ve sessiz cihat yapıyor.
|
Alıntı:
Çok fazla hızbullaha bağlı olan insan tanımıyorum ama tanıdığım bir kaç kisi var onlarda aynen yukarda Muhammedin dediği gibi korku politikasından,şiddetten, nur cemaatini, Ak partiyi herşeyi ama herşeyi eleştirmekten başka bir şey yapmıyorlar... Yaptıkları çok güzel bir şey var oda eleştiri... |
Alıntı:
Globalleşen Düyanın Postmodern Dervişleri diye nitelendiriyorum ben..:) Bu çağ farklı..Bu çağ zor..Bu çağın reçetesi farklı.. İnşaallah üstadın yazmış olduğu reçeteyi tatbik ederek hizmet dairemizi çizeceğiz. |
Valla bir çok mustazaf tanıdım kimseye haybeden tepki duymuyorlar. Bu düzene adam yetiştiren yetişen nesli düzenin çarpıklığına karşı tepkisizleştiren, gözlerini kapatıp süslü sözler ezberletip tek tipçi manifestolar söyleten güruha karşı tepki göstermeleri gayet normal. İnanmış insanlar ve inandıklarının gereğini yerine getiriyorlar. Onlara bazı islami etiketli gazeteler provakatör damgası yapıştırmak isteyebilir bizlerede bazen terörist gözüyle bakıyorlar. Olsun baksınlar çok ileri gidince bizde toplanıp onları protesto ediyoruz. Belki sayıca kalabalık olabilirler maddi güçleride fazla olabilir ama elbette zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Birçoğumuz onlar gibi olamayız biz tavizkar bir hayat sürüyoruz ama onlar taviz vermiyorlar. Allah değerlerinden taviz vermeyerek inancı uğruna inandığı yolda gelecek tepkilere yaftalara aldırmaksızın yürüyenlerin yardımcısı olsun. Onlar gibi olamıyoruz bari dua edelim ...
|
Can furkan..Camii ev arası tek mekik dokusa nuri alçoda taviz vermez...
Ama benim yerimde dedem olsa emin ol o bile taviz verir.. Hem ne tavizi.Neyin tavizi kime göre taviz..:) Ben kim daha çok ses çıkarıyor falanda bakmak.. Bakıyorumda kim mevcut sistemi değiştirebiliyorsa ona destek veriyorum. |
Güneydoğuda bir çok insanın İslam dininden soğumasına neden olan bu hizbulllah denen örgüttür.
Yüzlerce masum insan hiç bir suçu bulunmadığı halde sokaklarda infaz edildi. Benim çocukluğum ve okul dönemim bunlara denk geldi ve ne acı tesadüfki imam hatipte okurken bunlar yüzünden imam hatipi bıraktım. |
O yıllar da bu şerefsizler yüzünden biz töhmet altında kaldık sokakta yürürken bile Hizbullahçı damgası yiyen yakınlarım oldu küçüktüm ama hatırlıyorum..
Bunların 28 Şubat aktörlerinden bir farkı yok hepsi dolap bu oyunda payları olduysa eğer çıkartanlara yazıklar olsun..! |
Alıntı:
Şimdi bu domuz bağı konusu hikâye miydi? Tamamen medya yalanı mı? İyi de bu haberleri sadece milliyet yapmadı ki? Samanyolu da yaptı. http://www.samanyoluhaber.com/h_190707_.html Bunları yapanlara hep hizbul-vahşet dedik. Terörist dedik. Tek Türkiye gibi dizilerle bu oluşum hizbulkıyam olarak topluma vahşi bir terörist grup olarak tanıtıldı. Şimdi bunların hepsi nasıl hikaye oldu? Nasıl terörist dediğimiz bir unsur bir gecede bu kadar değişti? Ya tamamen kandırılıyoruz ya da bu işin içinde başka bir iş var. Bu tahliye edilenler, hizbulkıyam, hizbulvahşet dediğimiz grubun mensupları mı? |
Bugün özellikle kanal d haberi izledim...
Serbest bırakılan teröristleri,mafya babalarını hiç haber etmediler 45 dakikalık haberin 20 dakikası hizbullahla alakalıydı... Adamlar madem var dağıtın medyaya domuz bağı videolarini diyecek kadar eminken kendilerinden varsa yoksa domuz bağı katilleri serbest bırakıldı diye bağırdılar durdular... Acaba salınan mafya babaları çete liderleri pkklılar kamu vicdanını rahatsız etmiyorda hizbullahmı ediyor orasıda ayrı konu... Kimileride konuyu cemaatlerinin reklamına getirmiş :) cihat silahla olmaz diyen bile olmuş :) Afganistandan natoyu filistinden ısraili esnaf abilerin yardımlarıyla kovacagız inşallah ... Bu konuda görüşüm net 10 yıl olmuş bu adalet sistemi hüküm verememiş bu adamlara... O zaman hüküm giyeme kadar dışarıda duracaklar :) |
Metnin tam linkini bulamadım ama bir ara Cumhuriyet Gazetesini Hizbullah'ı destekliyor, sözcülüğünü yapıyor diye eleştiriler yapılmıştı.
http://www.tumgazeteler.com/?a=3934663&cache=1 Şahsen bu tahliye benim kafamı çok karıştırdı |
Her silahlı örgüt gibi Hizbullah'ın da yanlışları oldu. PKK gibi bir örgüt bile derin devletle işbirliği yapıyorsa bu derin devlet Hizbullah'a her halükarda uzanır. Onun için olaya dönemin konjönktörü üzerinden bakmak zorundayız. Bir dönem düşünün ki şimdi kodese tıkılmış olan bu Ergenekon ülke yönetimine hakim... Güneydoğu tam bir çorba... Kimin eli kimin neresinde hiç bir şey belli değil... Öyle bir dönemi konuşuyoruz dikkat edelim...
Ben bu tahliyelere anlam verebiliyorum. PKK'nın {BDP-DTK-KCK} gibi yapılanlamalarla belediyeler üzerinden Güneydoğu'da egemenlik kurmaya yönelmesi orada kendi devletini alttan alta şekillendirmeye çalışması karşılıksız kalmayacaktı tabi... İslami bir hareket bölgede PKK'ya karşı tek güçtür... Kötü tecrübelerden ders alınmışsa artık ileriye bakmak gerek... Aklı selim ve olgun bir İslami siyasi hareket Güneydoğuya can verecektir. Bölgenin buna ihtiyacı var. BDP artık yalnız değil, olmamalı, olamaz. -------------------------------------------------------------- Bak Osman Tazıyı Geri Alırım Ha bu yazıyı okuyabilirsiniz... --------------------------------------------------------------- "Hizbullahilerin tek derdi vardı insanlara hakkıyla İslam’ı anlatmaktı. Ve bunun karşılığında hiç kimseden maddi bir beklentileri olmadı. Tek beklentileri Allah rızasını kazanmaktı. Allah izni ve yardımıyla bu emelleri doğrultusunda birçok genç İslam’a koştu ve Hizbullahilerin safında yerini aldı. Hizbullah'a karşı başlatılan birçok çirkin iftiralara rağmen, Allah’ın yardımı ile cemaat yoluna devam etti. Bugün Hizbullahilerin vesilesi ile hidayete ermiş birisi olarak bu Kahramanlara her zaman bir vefa borcum olduğuna inanırım. Eğer bugün Hizbullahi Müslümanlar olmasaydı beklide ben farklı bir ideoloji ile büyüyecektim." --------------------------------------------------------- Yukarıdaki yazı da okunmalı Hürseda Net - Ziya Gündüz ----------------------------------------------------------- |
Alıntı:
Tek siz değilsiniz malesef kardeşim... Milyonlara aşkın insan kendi dininden korkuyor.. Sebep Mücahid(!)LER...:) Acı ama gerçek... |
Alıntı:
|
Arkadaşlar önce bazı tesbitler yapalım bu kişilerin Tutuksuz yargılanmasına devam edilecek bu şekilde serbest bırakıldı
Bu serbest bırakılmalar Türkiyeyi AHİM karşısında zor durumda kalmasını engellemek amacıyla yapıldı çünkü AHİM'de 10 yıllık tutukluluk süresi ile kesin Türkiyeyi mahküm eder bizde katillere tazminat ödemek zorunda kalırdık . Olaya duygularımızla değil mantığımızla bakmalıyız . Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle tahliye olabilecek tutuklu sayılarının tarihe göre değişebileceğini belirterek, “Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır” dedi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle tahliye olabilecek tutuklu sayılarının tarihe göre değişebileceğini belirterek, “Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır” dedi. Ergin, NTV'de canlı yayına katılarak, tahliyelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir davanın ağır ceza mahkemesinde ortalama bin 622 günde bitirildiğini, bu davanın ilk derece mahkemesindeki yargılama ve savcılık soruşturmasının 580 günde bitirildiğini, aynı dosyanın da bin 42 gün yüksek yargıda beklediğini anlatan Ergin, bir dava dosyasının ortalama 473 gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda beklediğini, dosyanın ilgili ceza dairesinde de 399 gün kaldığını vurguladı. Bakan Ergin, bu sürenin azaltılması için çalıştıklarını, Adalet Bakanlığı'nın projelerinin ve planlarının bu yönde olduğunu ifade ederek, “Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır. 40 bin rakamı kesinlikle doğru değil. Radikal tedbirler alınmazsa bu rakam 2 bin olur, 3 bin olur, 2014'de daha fazla da artabilir. Burada tıkanıklık yüksek yargımızda” diye konuştu. ERGENEKON VE BALYOZ'LA İLGİSİ YOK Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 2004 yılında hazırlandığını ve yürürlüğe girmesinin 2010 yılının sonuna bırakıldığını belirterek, söz konusu düzenlemenin Ergenekon ya da Balyoz davaları sanıkları için yapıldığı yönündeki yorumların doğru olmadığını söyledi. Bakan Ergin, televizyon programında, tahliyelerle ilgili soruları yanıtladı. Tahliyelere ilişkin tartışmanın doğru zeminde yapılmadığını belirten Ergin, yazılı ve görsel basında 10 yıllık ve 5 yıllık tutuklu kalınabilinecek sürenin uzunluğunun tartışıldığını, bu sürelerin bile makul ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kabul edeceği sürelerin de üzerinde olduğunu söyledi. Tartışmaların tahliye edilenlerin kimliklerine bakılmaksızın sürdürüldüğünü ifade eden Ergin, “Tahliye olan kişilerin işlemiş oldukları fiiller, bunların toplumda uyandırdığı infial, vicdanlardaki merhamet duygusu hepimizi irite ediyor. Ancak ceza hukukunda kanunilik prensibi esastır, vicdanı kanaatlere göre hakimlerin değerlendirme yapması ceza yargılamasında söz konusu değildir” dedi. AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davaların yaklaşık yüzde 14'ünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesindeki “özgürlük ve güvenlik hakkına” ve bu hakkın ihlaline ilişkin davalar olduğunu ifade eden Ergin, Türkiye'nin, 2004 yılında Ceza Usul Yasası'nı hazırlarken limitsiz tutukluluk süresine disiplin getirmek ve AİHM'de Türkiye'nin mahkum olmasını engellemek için çalışmalar yapıldığını kaydetti. Söz konusu düzenlemenin 2008 yılına ertelendiğini, mevzuat nedeniyle bu sürenin daha sonra 2010 yılına uzatıldığını ve 2010 yılı sonunda düzenlemenin yürürlüğe girdiğini belirten Ergin, asıl tartışılması gereken konunun Türk yargısındaki uzun yargılamalar olduğunu ve bunun nasıl kısaltılacağı konusunun çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti. Yargının iş yükünün azaltılması ve sorunların çözülmesi için gelecek hafta mecliste Tebligat Yasası'nın görüşüleceğini, ara buluculuk kanun tasarısı ve kamu denetçiliğine ilişkin düzenlemelerin tamamlanacağını, yüksek mahkemelerin insan kaynakları sorununun çözülmesine dair çalışmaların da devam ettiğini ifade etti. ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARINDAKİ TUTUKLULUK SÜRELERİ Tahliyelere ilişkin düzenlemenin Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tutukluluk sürelerini 10 yıla kadar çıkaracağı yönünde yorumlar bulunduğunun anımsatılması üzerine de Ergin, söz konusu yasal düzenlemenin 2004 yılında yapıldığını hatırlattı. Ergin, “Bu yasa 2004'te yapıldı. O zaman Ergenekon ya da Balyoz soruşturması var mıydı? 2004'te yapılmış bir yasanın 2008'den sonra ortaya çıkmış soruşturmalar için yapıldığını söylemek doğru değil. Buradaki düzenleme Türkiye'de yargılamanın uzun tutukluluğu önlemek için siyaset kurumunun ortaya koyduğu bir iradedir, doğru bir düzenlemedir” dedi. Bakan Ergin, 102. maddedeki düzenlemeden önce alt sınırı 7 yıl ve daha üst olan fiiller için tutuklama sınırı olmadığını belirterek, buna limit getirildiğini, bu limitin de uzun olduğunu söyledi. YARGITAY'I ELEŞTİRMİŞTİ Bakan Ergin daha önce yaptığı açıklamalarda da tahliyelerle ilgili Yargıtay'a eleştirilerde bulunmuştu. Tahliye edilecek tutuklu sayısının bini geçmeyeceğini söyleyen Ergin, bu dosyaların dörtte üçünün Yargıtay’da olduğunu ancak Yargıtay’ın bu dosyaları öne almama konusunda “ısrarlı direnişi” olduğunu savunmuştu. Ergin, tutukluluk sürelerini sınırlayan ve 31 Aralık günü yürürlüğe giren maddenin yürürlük tarihinin neden ertelenmediği sorusuna, “Yürürlük tarihi elbette ertelenebilirdi. Ama ertelenseydi bu defa ‘Uzun tutukluluk yetmedi, bir daha uzatılıyor’ denecekti. AİHM’de bu kadar ihlal kararı verilirken böyle bir uzatma kararı nasıl algılanacaktı?” yanıtını verdi. Ergin şöyle devam etti: "Tartışmaların temelinde şu var: Tutukluluk süresini dolduran sanıkların olduğu dosyaların 4’te 1’i yerel mahkemelerde, 4’te 3’ü ise Yargıtay’da. Ancak Yargıtay’da bu dosyaları öne çekip bir şey yapmama konusunda ısrarlı direniş var. Burada maharet yargılama sürelerini kısaltmaktır. 57 bin kişi tahliye olacak filan deniyor. İlgisi yok. Bizim Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden baktığımızda bu sayı 1000’e ulaşmayacağını görüyoruz.” Ergin, daha önce 1 Nisan 2008 olan hükmün yürürlüğe giriş tarihinin 31 Aralık 2010’a uzatıldığının hatırlatılması üzerine “Bunu bu şartlarda uzattığımız takdirde ardı gelmezdi. Kurumlar kendilerine çeki düzen vermek zorunda. Şişme yüksek yargıda. Bu şişmeyi önleyecek bazı tedbirleri almak için adım atıyoruz. Ayrıca yargılama süresini kısaltacak tedbirler alacağız” dedi. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16686517.asp?gid=373 |
evrensel hukuk takmaz tembel yargıyı
|
O dönem ben hizbullahçıyım diyen bugün ben pkk lıyım diyor.
Bugün güneydoğuda bdp bu kadar güçlü ise gene bunun sorumlusu hizbullah denen o cinayet şebekesidir. Hizbullah devlet tarafından kurulmuş dinle İslamiyet'le ilgisi olmayan bir suç şebekesidir. Güneydoğuda insanların dini duygularını sömürmüş, İslamiyet'i kullanmışlardır. |
Alıntı:
|
Olumsuz buluyorum.Sadece hizbullahın değil,suçlu olarak içeriye girip hiçbir suçla yargılanmayıp dışarıya çıkan herkesin bugün dışarıda olmalarını olumsuz buluyorum.
Oh ne güzel.İstediğim suçu işleyeyim sonrada günü gelince dışarıya çıkıyım.Bu tabloyu örnek alacak çok gencimiz var ülkemizde.Hem o gençlerin günahını hemde babasını abisini öldüren insanların bugün dışarda gezip tozmalarını acıyla seyreden hergün acıları dahada katlanan insanların günahının vebalini kime yüklemeli şimdi acaba. |
Yeniden tutuklama kararı çıkmış ama hiç birini bulamamışlar geçmiş olsun :)
Yolda yürürken temkinli olun sonra domuz bağına kurban gitmeyin.. Bak seçime yaklaştık derin devlet yeniden ısıtabilir bu olayları sonra demedi demeyin.. |
Doğan Medya grubunun oyunu..Hizbulkıyamlar meydanlarda...
Amaçları tekrar o sağ sol çatışmalarını çıkarmak tekrar ortalığı bulandırmak.. O günlere dönmeyi allah nasip etmesin.. Dikkatli olalım..Olmaz demeyin yeni ölüm evleri çıkabilir herkes kendinede dikkat etsin. |
İnsanlıktan nasibi almamış bu insanların tekrar insanların içine salınmasını garipsedim. Hangi dinde insanları domuz gibi bağlayıp öldürmek var ? Güzel dinimizde böle insanlara yer yok.
|
Alıntı:
|
Örgüt naylon örgütler katagorisinde kuruldu. Naylon örgüt; kur kulan örgüt mensuplarının üstüne yığ yaptıkları işleri. Hizbullahın yapsına baktığımızda hücre teşkilatlanmasını görürüz yani iki kurucu var. Örgütün en tepedeki isimleri ile onu yönlendirenlerin ilişkileri tespit edilemez. Devlet kanadında Veli küçük ve teoman koman vardı. Örgütte teoman daha aktifti bi bakıma o direktifleri veriyordu. Örgütten ilişkide oldukları hüseyin velioğluydu. Örgüt kurulduğu dönemde velioğlunun sertlik yanlısı politikaları yüzünden bölündü. Başlangıçta velioğlu, fidan güngör, abdulvahap ekinciyle yola koyulan örgüt bu bölünme sonuçunda üç guruba ayrıldı. Kendi aralarında ve pkkyla kanlı kavgalara, çatışmalara başladı. Hizbullah örgütü, vahdet kitapevi çevresinde Abdulvahap ekinci, menzil kitapevi çevresinde Fidan güngör, İlim kitapevi çevresinde ise hüseyin velioğlunun oluşturduğu guruplar faliyetini sürdürmüştür. Kanlı eylemleri bu üç guruptan ilim gurubu imza atacaktır. İlim gurubu üç ayrı koldan faaliyetlerini sürdürmüştür. Bunlar esnaf, memur ve askeri işler. Askeri işler örgütün jitem yani suikast koluydu o kola girenler askeri kamplarda eğitim alıyordu ve hepsi profesyonel birer suikastciydi. Ali Gafar Okkan cinayetine yine bu ekip imza atmıştır. Bölgede adeta kan kusturmuşlardır. Amaçları pkkya yardım eden yada malı mülkü olan kürt kökenli vatandaşları ya ortadan kaldırmak yada mal varlığına el koymak. Bu mağdurlardan en canlı örneği o dönemde bölgede iş adamı olam mehmet ali altındağdır. Kendisi örgüte yanılmıyorsam 350 bin tl haraç vermiştir bu dönemin parasıyla. Her zengin kişinin mal varlığı hesaplanır taksitler halinde alınırdı. Büyük paralar elde etti örgüt ve bu paraların en büyük payına komutanlar kondu. Memur kanat ve öğrenci gubu ise bu örgütün insanları yanıltma koluydu. Sirk kurulmuştu anlayacağınız. İlim gurubunda diğer yapılar ise tehdit gurubu, bıçak gurubu, satır gurubu ve suikast gurubuydu hepsinde de öldürme, yaralama, kaçırma yetkileri vardı. Örgüt diğer iki gurubu saf dışı bırakacak kanlı yoluna pkkayla devam edecektir. Velioğlu fırsatan istifade edip irana gidiyor ve eğitim bile görüyor savama istihbaratında. Sonra onlardan istediği yardımı alamıyor onlarda kendileri için sadık olamadıklarını sezmiş olmalılarki baya bir arka plana atıyorlar. Velioğlı neyi neden yaptığını bilmeden istanbuldaki çatışmada öldü. İşin arkasında çok farklı amaçlar ve bölgedeki zenginlik var. Konuya dini açıdan bakarsak birşey çıkaramayız. Camide ben çok gördüm namaz kılmadan toplanıp kaleşnikofları bir kenara bırakıp toplantı yaptıklarını. Diyarbakırlılar sadece işin cami boyutunu bilir toplanıp işte millete kızıyorlar satır çekiyorlar falan.. Konuyu yazsam detaylı şöyle bir cilt dolar kısa keseyim burda..
|
Bu son serbest bırakılmalara gelince, tamamen hükümeti yıpratmaya yönelik bir girişimdi. Örgütün aktif olacağı yok yani..
|
All times are GMT +3. The time now is 05:43. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025