![]() |
Kaybedenler Kulübü
Yapım: 2010 ~ Türkiye Tür: Dram, Komedi, Psikolojik, Romantik Yönetmen: Tolga Örnek Oyuncular: Nejat İşler, Yiğit Özşener, Ahu Türkpençe, Serra Yılmaz, Rıza Kocaoğlu, Barış Bağcı, İdil Fırat, Cengiz Bozkurt, Aslı, Erdal Küçükkömürcü, şafak Başkaya, şenol Erdoğan Senaryo: Tolga Örnek, Mehmet Ada öztekin Yapımcı: Tolga Örnek, Kemal ş.kaplanoğlu, Neslihan Dörtbudak, Murat Dörtbudak Görüntü Yönetmeni: Burak Kanbir Müzik: Erdem Tarabuş, Can Gox, Cavit Ergun Filmin Websitesi: www.kaybedenlerkulubufilm.com Süre: 1 saat 45 dk Konusu: Alternatif kitaplar basan bir yayınevinin sahibi olan Kaan (Nejat İşler) ile Kadıköy’de bar işleten, çok sıkı bir plak ve efemera koleksiyoneri olan Mete (Yiğit Özşener), 90’lı yılların ikinci yarısında, sanki bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış ve kimsenin bundan haberi yokmuş gibi bir radyo programı yapmaya başlarlar. Yaptıkları program zaman içinde hem onların hem de dinleyenlerin hayatını değiştirecektir. Programın şöhreti hızla yayılırken Kaan ve Mete eski hayatlarına aynen devam ederler. Hergün başka kadınlarla yalnızlığını gidermeye çalışan Kaan, aradığı aşkı Zeynep’de (Ahu Türkpençe) bulur ve bu aşkı tutkuyla yaşamaya çalışır; aralarındaki hayat görüşü farklılığına rağmen... Bu arada herkesin ‘kendi kaybını’ bulduğu ‘Kaybedenler Kulübü’, toplumun farklı kesiminden insanları biraraya getirerek adeta bir ‘ortak mahalle’ de buluşturur. Kendi yalnızlıklarıyla bile dalga geçen, sisteme her gün başkaldıran, hayatın kıyısında yaşayan Kaan ve Mete’nin renkli hayatlarını yansıtan programın tutkunları, ‘Kaybedenler Kulübü’nün üyeleridir artık. |
Not; Film sevenler izlesin,herkes tat almaz,herkesin kafa yapısına uymaz.
Film sevenler kesin beğenir benden tam puan aldı. Hem güldürüyor,hem üzünlendiriyor,tam tarzım :güzel: |
düşündürüyomu la ?
|
He la,gerçi bitirmedim yarısındayım ama güzel la şiirden anlamam ama şiir gibi film ;D
|
Başkalarının yaşam biçimini tastip edip onlar gibi davranan mallardan oluşan toplumumuzu da iyi gösteriyor aslında.Başkasına/bakalarına özenip içki içmeler,onlara özenip onlar gibi hareket söylemlerde bulunmalar,onlar gibi olabilmek için yatağa girmeler,onları elde etmek için onlara kul olmalar.Yaşantısını tastik ettikleri kişiyi sevmek yerine,onlar gibi davranıp onları yüceltiklerinin ama kendilerinin alçaldığını farkedememe durumu.Bu filmde bunu çok iyi gördüm.Oysa filmin kahramanları normal sıradan kendi hayatlarını yaşıyor,ama radyoda filmin kahramanlarını dinleyenler uzaklaşıyor benliklerinden.Acayip bir şey resmen.
|
:hmm Vaktim olursa izlicem inşallah... Güzel duruyor :evet:
|
Ailecek izleme ;D
|
|
|
Sinemada izlemek istiyodum aslında ama son anda çığlık filmine girmek zorunda bırakıldım:)ama izliycem mutlaka merak ediyorum..
|
Nete düştü izleyebilirsin rahatlıkla.
İndiririm dersen linkleri ulaştırabilirim görüntü ses en üst seviyede. |
Alıntı:
|
Bazen ağlarsın baya,Bazen ağlayamıyorsun baya baya.
-Hiç birisinin sana sahip olduğunu düşündüğün oluyor mu? Ya da bir şeyin? -Evet, fark ettim bunu her fark ettiğimde de gitmek istedim. Bazı insanlar aile kurmaya önem verirler buna değer verirler. Bazılarıysa başka bir takım şeylere değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez bile toplum içinde erimiş olan biri. Yani toplum koleje girmeyi değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir. Koleje girmek için yarışır. Üniversiteye girmek için yarışır. İyi bir işe girmek için yarışır. Özel bir kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu .. -Aslında kazanmak nedir ki? En büyük zaferi kazandığında bir Antonyus olduğunu düşün Parise geldiğini ve otakın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün ve gücün en üstünde olduğunu.. Yalnız kaldığın o anda “ ne oldu be! şimdi ne olacak?” Diyorsan kaybedensin sen. Kaybetmişsin. Yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin. -Peki, bunun farkında olmak, Yaşlı bir kızıl derilinin dediği gibi “hayatın bize sunamadıklarını sunar.” Bir radyo dinleyicisinin dediği gibi “sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir?” Yaşlı bir kızıl derili ne kadar yanılabilir? -Bazen yanılabilir. -Bazen susar. -Bazen konuşmak ister. -Bazen dinlemek ister. -Bazen yalnız kalmak ister. -Bazen arkadaş ister. -Bazen gitmek ister. -Gider bazen. -Bazen gidemez. -Bazen hiç gidememekten korkar. -Bazıları sonsuz neşeye dolar, -Bazıları sonsuz geceye, -Bazen ölürsün. -Bazen ölemezsin. Bazen bütün koşullar bile uygunken ölemezsin. -Bazen kendinden uzaklaşmak ister insan. -Bazen gidersin sırf dönebilmek için. -Bazen ağlarsın baya. -Bazen ağlayamıyorsun baya baya. -Bazen içiyorsun, çok ama çok fazla içmek istiyorsun da bazen sen zaten içmeye gidiyorsun. -Bazen Acıbademden bir taksiye biniyorsun “Kadıköy” diyorsun. Bazen yüzüne bile bakmıyor. -Bazen bir kadın geliyor. Oturuyor karşına ve ağlıyor. -Kadınlar hep ağlıyor. -Bazen bir kadın sana en çok korktuğum şey bir kadının gözyaşıdır diyor. Kendi adına… Eğer çok sevdiysen diyor, yani çok sevdiysen başta bilmiyor ki sevmekte bi ana ait. -Her şeyin başı su -Felsefenin de.. |
bitti sonunda yav izlediğim en kötü filmdi diyebilirim ..iyiki sinemada izlemedim iğrenç sahneler var kimseye tavsiye etmiyorum:olmaz:
|
Höh,bu film kötüyse,iyi dediğin filmleri merak ediyorum :güzel:
O tür sahneler her filmde olur,film sektörü sonuçta.Belki doğru değildir ama filmin geneline yaymak doğru olmaz bana göre. Filmin öne çıkardığı taban -asosyal insanlar-,samimiyet,insanın içinden geldiği gibi nasıl davrandığı,hayattan kopmuş 2 arkadaşın neler yaptığı vs. vs. Bence gayet başarılı bir film. Sen otur bir daha izle bence :güzel: Yukarıeklediğim replik mesela,filmin en güzel yerlerinden birisiydi. |
Alıntı:
evet bazı replikler güzeldi ama bu filmle alakalı fikrlerimi değiştirmez.. bence tek kelimeyle berbattı:) |
bu sıralar dram takılıyorum ağa...
|
Yaw zaten o tür yaşantı içerisinde bulunanlar başka hangi hallerde olabilirlerdi ki ? İçki,sigara,gece alemi,keyif,bunlar bir araya gelince illa ki o tür şeyler oluşuyor.Filmde bu doğallığı bozmamış yansıtmış.Bir nevi gerçeği yansıtmışlar.Film olduğunuda unutmamak lazım.
Ha illa ki rahatsız etmiştir ama film olarak baktığımdan ve doğallığı koruduklarından benim açımdan gayet güzel bir filmdi. 'Seviyeli düzeyli değil' denilebilir elbet ama filme bence kötü denmez ;D |
Alıntı:
İzle,şok ol. Dehşet dram. |
film zevkin kötüymüş anladım ben:V
|
Karşında film eleştirmeni var :p
Bakış açın yanlış ;ı: Ha olmazsa olur muydu ? Olmazdı. Mesela,diskonun wcsinde geçen o sahne olmazsa olmazlardan.Neden ? Çünkü insanların,bir heves uğruna kendisini,kız arkadaşlarının ismini dahi bilmediği/daha önce karşılaşmadığı sadece radyodan dinlediği/daha sonra hiç karşılaşmayacağı kişiye nasıl basit şekilde teslim ettiğini gösteriyor. Önemli bu bence. |
eyvallah reyiz...
yarın izlerim ancak... |
sence bu filmden kendine ders çıkaran olmuşmudur ?ben hiç zannetmiyorum:)
|
Alıntı:
Süper ötesi izle hacı. Tavsiyem filmi irdelemeden izlemek,sadece filmin akışına kendini ver yeter. Son sahnede etkilenmek için bu daha yararlı. Zaten sonunu tahmin etsen bile bir mektup sahnesi var ki Allah ya. Offff. |
Alıntı:
Herkes kendisine göre ders çıkarabilir. |
|
K
izlemedim daha...
yakın zamanda aradan çıkartırım ama.... |
bineviradyo.com'dan orjinal program 1tl karılığı dinlenebilir.
|
sevişmek ve sövüşmek üstüne kurulu bi film...
bitirmedim bu filmi çok varken kapadım bi mesajı yoktu benim için... |
İzleyeyim diye açtım ama sonunu getiremedim..
Sınırlar biraz fazla zorlanmış... |
Alıntı:
Tek alabildiğim mesaj kız arkadaş hayatınızı karıştırır. 2 adam kız arkadaşlarından ayrıldıktan sonra hayatları normale dönüyor :karasız: Hüda reyiz önermişti :) |
farklı bakış açısı ama izlemiştim
|
All times are GMT +3. The time now is 20:45. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025