![]() |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Ben kendi adıma bu oluşumu seviyorum.Bana ve düşüncelerime uyuyor.Bu konuda tartışmak isterim
|
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
george soros'ta seviyor olumlu bulduğunu söylüyor...
|
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Fransızlar gibi cumhuriyeti numaralandırmaya luzum yok. Bazı yazarların Fransaya özenip 2. cumhuriyet muhabbeti yapması gereksiz bence.Dünya'da hiçbirşey durgun kalmaz.Cumhuriyette yeni koşullara kendini ayarlar.
|
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Karşısındakilere bakarsak desteklenmeyi hakeden bir hareket diye düşünüyorum acizane.LAiklik, demokrasi, çağdaşlık nedir "gerçek" manada ortaya koyan bir oluşum.Kendi ağızlarından dinleyelim:
*** İkinci cumhuriyet kavramı 90’lı yılların başında Prof. Mehmet Altan tarafından öne sürülen ve özünde 1923 Cumhuriyeti’nin evrensel bir içerikle demokratikleşmesini ve hukuk devleti ilkeleri ile bezenmesini hedef alan bir siyasal proje. Bu tür tartışmaları soyut bir çerçevede götürmek bir yere kadar entelektüel olarak anlamlı ama bir noktadan sonra ortaya kanımca bir kör dövüşü manzarası çıkıyor ve yine kanımca bu aşamada yapılması gereken de tartışmaları siyah-beyaz tonların daha belirginleştiği bir düzleme yani daha somut noktalara çekerek kişilerin durdukları, durmak istedikleri siyasal pozisyonları belirginleştirmek. İkinci cumhuriyet projesine karşı çıkan ve hatta bu poziyonlarını hakarete vardıran kesimlerin konuyu sürekli olarak hamaset düzeylerinde tutması ilginç bir noktadır ve asıl tartışılması gereken mevcut yapılanmanın sakatlıklarını es geçerken, özünde tarihçilerin ilgi alanı olması daha normal olan 1920’lere, 30’lara gönderme yapmayı tercih etmeleridir; 20’ler, 30’lar hepimizin ortak tarihidir ve tek tek hepimizin bu dönemi bir biçimde yorumlama hakkı en doğal hakkıdır, bu konuda yorum tekeli oluşturulamaz. Söz konusu İkinci Cumhuriyet tartışmalarını tarih yerine günümüze, günümüz ekonomik ve siyasal yapılanmasının kilometre taşlarına çekmenin ve böylece pozisyonları netleştirmenin çok daha yararlı olduğu kanısındayım. Aşağıda ikinci cumhuriyetçilerin (sıralama bana ait), bir hukuk devletinin, demokratik bir cumhuriyetin olmaz ise olmazları gördükleri bazı konuları sıralamaya gayret edeceğim. Bu noktaları, soruları çoğaltmak mümkün ama ben ilk aklıma gelenleri alt alta sıralıyorum. 1- Bir hukuk devletinde idarenin her türlü tasarrufunun, mesela Yüksek Askeri Şura kararlarının, yargısal denetime açılmasından yana mısınız? 2- Vatandaşın ödediği her kuruş verginin kamu harcaması olarak yine yurttaşlara dönerken eksiksiz, istisnasız, askeri harcamaların tümünün, fonlar dahil, TBMM ve Sayıştay denetimine açılmasına itirazınız var mı? 3- 1982 Anayasası’nda kendine geniş bir alan bulan ‘çift başlı yargı sistemi’nin (156. ve 157. maddeler), disiplin suçları dışında ortadan kaldırılmasını savunuyor musunuz? 4- Milli Güvenlik Kurulu’nun anayasal statüsünü ve anayasada yazdığı biçimiyle bu Kurul’un görüşlerini TBMM’nin içinden çıkan Bakanlar Kurulu’na ‘bildirmesi’ni demokratik bir hukuk devleti ile bağdaştırıyor musunuz? 5- Siyasal Partiler Kanunu’nun 89. maddesinde ifade edildiği gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın genel idare içindeki yerini tartışmaya açan partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması (SPK 89) size demokratik bir hukuk devletinde normal geliyor mu? 6- Türkiye’de hálá, Cumhuriyet’in 84. senesinde vatandaşlık kavramının hukuksal bir temele oturtulmamış olması, anayasal vatandaşlık kavramından bu kadar uzak olmamız sizce doğal bir konu mu?; 2006 Eylül’ünde Sezer’in Cumhurbaşkanlığı sırasında Rum ve Ermeni vakıflarının Cumhurbaşkanlığı DDK Raporu’nda ‘yabancı vakıf’ olarak tanımlanmasını bariz bir ırkçılık olarak tanımlıyor musunuz? 7-Yükseköğretim Kanunu’nun dördüncü maddesinde, tanım ve etimolojik (kelime bilim) olarak en evrensel kurum olan üniversitelerde öğretimin ‘ATATÜRK ilkeleri doğrultusunda’ yapılmasına yönelik direktif gözünüzü, kulağınızı, mantığınızı rahatsız ediyor mu? 8-2007 Türkiye’sinde yedi-sekiz yaşında çocuklara her sabah ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ gibi eski Yunan sunak-kurban ayinlerini çağrıştıran bir andın tekrarlatılması sizce çağdaş yurttaşlık kavramı ile bağdaşıyor mu? 9-Türkiye’nin en anlamlı orta vade hedefini 2023 senesinde BM İnsani Kalkınma sıralamasında ilk kırka girmesi olarak (Cumhuriyet’in 84. senesinde 92. sıradayız) tanımlıyor musunuz? 10- AB tam üyelik hedefimizi de 9. sorudaki hedefe ulaşmak için zorunlu görüyor musunuz? Bu listeyi çok daha uzatmak mümkün ama benim temel merak konum, meseleyi 1920’lerden 2007’ye, hatta 2023’e çekersek kendini ulusalcı ve birinci cumhuriyetçi diye tanımlayan arkadaşların bu somut sorulara ne cevap verdikleri; cevapları, bu konuların bir an önce çözülmesi doğrultusunda ise ben Cengiz Çandar’ın kurduğu takımdaki yerimi hemen kendilerine bırakmaya ve yedek kulübesine geçmeye hazırım. Eser Karakaş |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
İkinci Cumhuriyet isteyenler İrana doğru yol alsın. Cumhuriyet 1923 te kurulmuştur bunu yıkmaya hiçbir kuvvetin gücü yetmez.....
|
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Alıntı:
2. cumhuriyetçiler ve İran :) Şovenizmi bırakıp sadede gelseniz ?.. Yukardaki yazılanlara mantık dahilinde itirazınız varsa konuşalım. |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Mutlaka herşeyin bir başlangıcı ve sonu vardır.
Adını ne koyarsanız koyun, zamanla aşınır insan yapıları. |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
insanlar değişti...Tehdit algılamaları değişti...Bizim ve komşularımızın sınırı değişti...Dünya savaşı yaşandı...Soğuk savaş yaşandı..Yani herşey bugün çok farklı.İşte bu farklılıklara cumhuriyetin de ayak uydurması lazım.
Uyduramazsa ne mi olur_?.Osmanlı değişen Dünya'ya ayak uyduramayınca ne olduysa o olur...(allah yazdıysa bozsun) |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Konuyu acarmisiniz?
2.Cumhuriyet ne demek? |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
cok sacma bi konu.Hic bisi ifade etmeyen sacma sapan bi konu olmus.Cumhuriyet tektir. oda TURKIYE CUMHURIYETI'dir
|
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Arkadaşlar yukardaki yazımda Eser Karakaş 10 tane maddeden bahsetmiş 2. cumhuriyet hakkında.İtirazı olanları bir tanesini çürütmeye davet ediyorum.Kafalarınızdaki tabuları burada tekrarlayıp tez sunmak yerine slogan atarak kendinizi fikir sahibi olmadan kanaat sahibi olan kimseler konumuna düşürüyorsunuz.
Benden söylemesi.. |
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Bu olaya menfi bir gözle bakiyorum..bu anlayisi savunanlara bakinci görüslerim dahada bir olumlu oluyor ama benim merak ettigim 2. cumhuriyette 27 nisan bildirgesinin etkisi nedir ;)
|
II. Cumhuriyet sizce nasıl bir hareket? "Ak" mı kara mı?
Artık sonlarına geldiğimiz 2007 yılının en çok söz edilen kavramlarından biri de hiç şüphesiz ‘ İkinci Cumhuriyet’ oldu.
Nitekim, televizyonlar 2007 yılının son tartışma programlarını da bu konuya ayırmıştı... Baktım, bu programlardan birini yapan Can Dündar dün köşesinde bu konuyu ve televizyonda yaptığı programın bir değerlendirmesini tartışmakta... Başlığı da ‘Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?’ Gene dünkü Taraf gazetesi’nde de Ahmet Altan’ın ‘cumhuriyet’ başlıklı bir yazısı vardı. *** Görüyorum ki toplumların kavramları içselleştirmesi uzun zaman alıyor. Bunda akılları karıştıran siyasal propagandaların, kavramları öğretmeyen eğitim sisteminin ve çok ayrı şeyleri ‘aynı anlamlara içeriyormuş’ gibi sunan ve ayrımlara vurgu yapmayan medyanın da payı var. Toplum adına üzüntü veren böyle bir kavramsal sefalet yaşanmasa hala ‘cumhuriyet’ ve ‘demokrasi’ mi tartışırdık? Tek parti rejiminden çoğulcu bir yapıya.. Kemalizm’den demokrasiye... Birinci Cumhuriyet’ten İkinci Cumhuriyet’e (www.ikincicumhuriyet.org) geçmek konu mu edilirdi? Ama... Cumhuriyet ile demokrasinin... Kemalizm ile çoğulculuğun çok farklı şeyler olduğunu yeni yeni ve yavaş yavaş öğreniyoruz. *** Türkiye İstatistik Kurumu, Birinci Cumhuriyet’in 84 yıllık serüveni sonunda hala Türkiye’de 539 bin kişinin açlık, on iki milyon 903 bin kişinin de yoksulluk sınırı altında yaşadığını açıkladı. İnsanlarımızı daha özgür ve zengin yapabilmek... Vatandaşlarımızı daha mutlu kılacak bir değişime gitmek... ‘Yönetileni’ esas alan... ‘İnsan odaklı’, ‘vatandaş odaklı’ bir çağdaş rejime dönüşsek... ‘İnsanın yaşamına sürekli kalite ve nitelik kazandıracak’ AB standartlarını pusula bellesek fena mı olur? Bunun tartışılacak... Buna itiraz edilecek .... Buna karşı çıkılacak ne var, anlaşılır gibi değil. Eğer... Çağdaş çoğulcu demokrasinin ne olup olmadığını bilmiyorsanız.... Demokrat değilseniz... ‘Kışla’ ile ‘cami’ arasında siyaset salıncağından inmemişseniz... ‘Demokratik bir cumhuriyet’ için de kolları sıvamaz... Halkın sahneye girmesinden hoşlanmaz... AB standartları için de çabalamazsınız. Ne yaparsınız? Korkar, ürker, tek parti rejimine tapınırsınız. *** Can Dündar, yönettiği tartışmanın ‘ortak mesajını’ şöyle veriyor: ‘Şişeden çıkan farklı kimlikleri, kendilerini ifade edebilecek şekilde sistemin içine yerleştirebilen, ilk projeyi günün ihtiyaçlarıyla yenileyen, rötar yapmadan çözüm üreten, demokratik, dinamik bir cumhuriyet...’ Bunun için ne yapmalı? Ahmet Altan’dan okuyalım: ‘Bu hengámenin üzerine kurulmuş Cumhuriyetle biz bugünlere kadar geldik. Yolda bazı kaçınılmaz rötuşlar yaptık. Ama bugün baktığınızda Avrupa’nın en fakir, en geri, en çağdışı, insan haklarından en uzak ülkesiyiz. Zaten bu yüzden kendimizi Avrupa’yla kıyaslamaktan nefret ederiz. Bugünü hep seksen yıl önceki Türkiye ile kıyaslarız. Şimdi artık kendimizi Avrupa ile kıyaslamanın zamanı geldi. İkinci Dünya Savaşı sırasında yakıp yıkılan, çöken, fakirleşen, milyonlarca insanını kaybeden Avrupa nasıl oldu da o savaşa girmemiş olan Türkiye’ye bu kadar büyük bir fark attı? Bunun bir cevabı olmalı. Sanırım cevap, Cumhuriyetin kuruluş biçiminde ve zihniyetinde yatıyor. Bu Cumhuriyetin ‘padişahçı’ zihniyetini, İttihatçı kadrosunu, ancak bir diktatörlüğe uygun eğitimini ve ‘hoyrat devletini’ korumak için uydurulmuş hukukunu değiştirmek gerekiyor. Hızla değişen dünyada İttihatçı bir diktatörlük varlığını uzun süre götüremez.’ *** Cumhuriyet’i demokrasiyle evlendirebilecek miyiz? Bu aynı zamanda, ‘açlık ve yoksulluk sınırındaki milyonlarca insanımızın da çilesine son verebilecek miyiz’ anlamına bir soru? Cevabı toplum verecek. Mehmet Altan |
Alıntı:
;D Bende irana gitmek isterim. Mustafa Kemal'in ilk kurduğu Cumhuriyeti biz Ak parti olarak ikinci Cumhuriyet olarak kuracağız. Varmı ötesi. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Yalçın başkan eskinden daha betermişsiniz :utangaç: |
totoliter ne la :)
|
Alıntı:
|
totaliterimi kast ediyor acaba sayın karaca :)
|
O zaman yeniymiş başkan heyecanına ver akıncı
|
Cumhuriyet anlamı: Halkın kendi kendini bağımsız olarak idare etmesidir, idare şeklidir.
Şu anda tam idare şekli türkiyemizin ama bu idare şekline yine idare şekline yine bazı idareci olanlar gölge düşürmeye çalışıyorlar, serbest idareye karşı çıkıyorlar. Ama başaramayacaklar. |
Alıntı:
sizin tanımınız hiç cumhuriyete benzemiyor... anarşizmi andırıyor |
Alıntı:
Forum artık eskiyor. 4. yılımızdayız. Büyüyoruz, gelişiyoruz, olgunlaşıyoruz. Yazdıklarımız, bize ait siyasi bir günlük tadında bazen karşımıza çıkıyor ve bizi şaşırtabiliyor. |
sayın karaca beklesin :)
osmanelindeki korku imparatorluğunu yıkmama az kaldı :) insanlar özgür ortam arıyor :) sırada forumda var :) |
Akinci beraber gidiyoruz sahi devirmeye unutma;D
|
Nedendir bilinmez, içimde bir Kaddafi ruhu depreşti. ;ı:
|
ikinci adres belli oldu esrefide devirecez;D
|
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 09:31. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025