Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Tartışıyorum (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=121)
-   -   Hizbullah Terör Örgütü. (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=159363)

Blur 01-26-2012 05:43

Hizbullah Terör Örgütü.
 
Hizbullah terör örgütü; 1979 yılında Hüseyin VELİOĞLU (DURMAZ), Edip GÜMÜŞ, İsa ALTSOY gibi şahıslar öncülüğünde “Müslüman Kardeşler” örgütünden etkilenilerek Batman’da kurulmuştur.

Örgütün kolları:
AVRUPA YAPILANMASI
METROPOL İLLER
MARMARA BÖLGESİ
AKDENİZ BÖLGESİ
D.ANADOLU BÖLGESİ
G.DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Amacı; mevcut Anayasal düzeni yıkarak yerine dini esaslara dayalı bir devlet kurmaktır.

Üç safhalı bir stratejiyi öngörmektedir.

Propaganda (Tebliğ),
Teşkilatlanma (Cemaat),
Silahlı savaş (Cihad) metodudur.

Örgütün kurucu lideri Hüseyin VELİOĞLU 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul’da, ikinci lideri Sülhattin ÜRÜK 05 Eylül 2001 tarihinde Adana’da ölü olarak, daha sonra yurt içi sorumluluğuna getirilen M.Beşir VAROL ise 17 Mayıs 2003 tarihinde Konya’da sağ olarak ele geçirilmiştir.

http://img515.imageshack.us/img515/8610/resim1fd2.png

http://img515.imageshack.us/img515/6087/resim8en3.png

Yapılan aramalarda 2’si kadın 70 ceset bulunmuştur.

Türkiye’deki irticai kesimin, Hizbullah‘ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bir “Kürt-İslam Devleti” kurması fikrine sıcak bakmadığı gözlenmektedir.Bu nedenle anılan kesimden destek sağlama konusunda ciddi problemler yaşamaktadır.Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yeniden toparlanma ve taban genişletme gayretlerini sürdürmektedir.Örgütsel faaliyetlerde cezaevleri için kurye olarak kadınlardan faydalanmaya ağırlık verebilir.

Birçok örgüt mensubunun ceza evlerinde olduğu göz önüne alındığında, örgütün geleceğe dönük faaliyetlerinde ceza evlerinin etkin bir rol oynayabilir.

Halen var olduğunu ispatlayabilmek maksadıyla güvenlik güçlerine yönelik eylemlerde bulunabilir.

http://img515.imageshack.us/img515/6691/resim7pc1.png

Dini maske olarak kullanan terör örgütü Hizbullah’ın üst düzey yöneticileri Ermeni ve Süryani

Hizbullah terör örgütünün lideri Hüseyin Velioğlu’nun eşi Hayriye Velioğlu’nun dedesi Favlus ve ninesi Saro Hıristiyan Süryani’sidir. Ayrıca, Hüseyin Velioğlu 1978 yılında Durmaz olan soyadını Velioğlu olarak değiştirmiştir. Velioğlu’nun ninesinin ismi olan Suse, Ermeni ve Süryani asıllılar tarafından kullanılmaktadır.

Hizbullah terör örgütünün doğal lideri 1961 Batman-Gercüş doğumlu İsa Altsoy’un dedesi Melküm ve ninesi Mence Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütünün para kasası 1961 Mardin-Mazıdağı doğumlu Sulhadin Ürük Ermeni asıllıdır. Sulhadin Ürük, Adana’nın Pozantı İlçesi’nde terör örgütü Hizbullah’a ait yayla evine düzenlenen baskında ölü ele geçirilmiştir.

Hizbullah terör örgütünün askeri kanat sorumlularından olan 1972 Diyarbakır-Silvan doğumlu Mahsum Barut‘un dedesi Astur ve ninesi Kute Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütünün askeri kanat sorumlularından olan 1971 Van doğumlu Gürsel Aldemir’in dedesi Akup ve ninesi Sirpahi Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütünün arşivcisi 1977 Mardin-Nusaybin doğumlu Abdulhalim Türe’nin büyük dedesi Birhu ve ninesi Delu Süryani asıllıdır.

Hizbullah terör örgütü lideri Hüseyin Velioğlu’nun kayınbiraderi ve İslami Hareket Örgütü Şura üyesi olan İhsan Deniz Süryani asıllıdır.

A.Gaffar OKKAN suikastı zanlılarından Ermeni asıllı Hizbullah terör örgütü mensubu

Saim Bamidici (Ermeni asıllı): Seyfettin-Nafiye’den olma Saim Bamidici, 1977 Silvan doğumludur. Babasının dedesi Bedros ve ninesi Meryem Ermeni asıllıdır. 24 Ocak 2001 günü gerçekleştirilen ve Emniyet Müdürü A.Gaffar OKKAN ile birlikte 5 polis memurunun şehit edilmesi, 5 polisin de yaralanması eylemi ile ilgili olarak 3 Şubat 2001 tarihinde yakalanarak gözaltına alınan ve 12 Şubat 2001 günü sevk edildiği Diyarbakır DGM Yedek Üyeliğince tutuklanan Saim Bamidici, Hizbullah terör örgütü mensubu olmak suçundan 22 Eylül 2003 tarihinde TCK 168. maddeden yargılanarak 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası almıştır.

Ermeni ve Süryani asıllı Hizbullah terör örgütü mensupları

Mahmut Akyol (Süryani asıllı): Süleyman-Caziye’den olma Mahmut Akyol, 1972 Mardin- Dargeçit doğumludur. Ninesi Zefiri Akyol Hıristiyan Süryani’sidir. Hizbullah terör örgütü mensubu Mahmut Akyol, 03 Mayıs 2001 tarihinde TCK 168. maddeden yargılanarak 13 yıl 9 ay ağır hapis cezası almıştır.

Ramazan Akyol (Süryani asıllı): Hizbullah terör örgütü mensubu Mahmut Akyol’un kardeşi Ramazan Akyol da Hizbullah terör örgütünün faaliyetlerine katılmak, yardım ve yataklık yapmaktan ceza almıştır.

Aydın Akboğa (Ermeni asıllı): Salih-Saniyeden olma Aydın Akboğa, 1974 Lice doğumludur. Büyük dedesi Vahanis ve ninesi Vargik Ermeni asıllıdır. Hizbullah terör örgütü mensubu olmaktan 20 Haziran 1998 tarihinde tutuklanmıştır.

Şükrü Ayazgün (Ermeni asıllı): Muhittin-Havva’dan olma Şükrü Ayazgün, 1969 Diyarbakır doğumludur. Hizbullah terör örgütü mensubu Şükrü Ayazgün’ün büyük dedesi Bogus ve ninesi Suzan Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütüne müzahir Mustazaflar Derneği üyelerinden Ermeni ve Süryani asıllılardan bazıları




Aydın Kaysi (Süryani asıllı): 1965 Siirt doğumlu Aydın Kaysi Süryani asıllıdır. Büyük dedesi Görgis ve ninesi Şemuni Süryani asıllıdır. Hizbullah terör örgütüne müzahir Mustazaflar Derneği üyesidir.

Mustafa Bozkurt (Ermeni asıllı) : 1968 Kahta doğumlu Mustafa Bozkurt Ermeni asıllıdır. Babası Mehmet ve annesi Hatice Ermeni asıllıdır. Hizbullah terör örgütüne müzahir Mustazaflar Derneği Şanlıurfa şubesi üyesidir.

İsmail Güven (Karısı Ermeni asıllı): 1976 Adıyaman doğumlu İsmail Güven’in karısı Leyla Güven’in büyük dedesi Serkiz ve ninesi Varto Ermeni asıllıdır. İsmail Güven Hizbullah terör örgütüne müzahir Mustazaflar Derneği Şanlıurfa şubesi üyesidir.

Cuma Akbalık (Süryani asıllı): Haci-Meryem’den olma Cuma Akbalık, 1963 Nusaybin doğumludur. Hizbullah terör örgütüne özgeçmiş gönderen Cuma Akbalık’ın anneannesi Sitti Kavak Hıristiyan Süryani’sidir.

İbrahim Halil Yat (Ermeni asıllı): Mehmet-Fatma’dan olma İbrahim Halil Yat, 1974 Urfa doğumludur. Hizbullah terör örgütü mensubu olmaktan tutuklanan İbrahim Halil Yat’ın büyük dedesi Agop ve ninesi İhsabet Ermeni asıllıdır.

Diyarbakır Çınar / Bulutçeker Köyündeki Hizbullah terör örgütüne ait sözde şehitlik

Abdullah Akarsu (Ermeni asıllı): Halis-Rabia’dan olma Abdullah Akarsu, 1979 Muş doğumludur. Hizbullah terör örgütü mensubu olmaktan tutuklanan Abdullah Akarsu’nun büyük dedesi Kirkor ve ninesi Varte Ermeni asıllıdır.

Mehmet Boğuş (Ermeni asıllı): Süleyman-Behiye’den olma Mehmet Boğuş, 1975 Batman doğumludur. Hizbullah terör örgütü mensubu olmaktan tutuklanan Mehmet Boğuş’un büyük dedesi Karabet ve ninesi Maryem Ermeni asıllıdır.

Nevzat Dünsün (Ermeni asıllı): Mehmet Sıdkı-Hanım’dan olma Nevzat Dünsün, 1977 Silvan doğumludur. Hizbullah terör örgütü mensubu olan Nevzat Dünsün’ün dedesi Bedros ve ninesi Maryem Ermeni asıllıdır.

Mehmet Yılter (Ermeni asıllı): Ömer-Zeliha’dan olma Mehmet Yılter, 1977 Kahta doğumludur. Büyük dedesi Ohanis ve ninesi Hatun Ermeni asıllıdır. Hizbullah terör örgütü mensubu olmaktan 20 Mayıs 2002 tarihinde yargılanarak 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası almıştır.

İrfan Fidancı (Ermeni asıllı): Ebubekir-Fahriye’den olma İrfan Fidancı, 1964 Silvan doğumludur. Annesinin dedesi Simo ve ninesi Oski Ermeni asıllıdır. Hizbullah terör örgütü mensubu olmaktan 12 Mart 2003 tarihinde TCK 168′nci maddesinden yargılanarak 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası almıştır.

Fırat Nart (Karısı Ermeni asıllı): Vehbi-Hanım’dan olma Fırat Nart, 1971 Diyarbakır doğumludur. Hizbullah terör örgüt mensubu olan Fırat Nart’ın karısı Ayten Nart’ın dedesi Abdülhamit Öztürk Ermeni asıllıdır.

Hizbullah Evlerinde Hizbullahın Yaptığı Katliamlar Ve Geride Bıraktıkları

NE O KOKUYU NE DE O KÜÇÜK KIZI UNUTABİLDİM

Soğuk bir kış günü Ankara’dan apar topar yola çıktık. Türkiye Hizbullah operasyonları ile sarsılıyordu. Konya’da aralarında Konca Kuriş’in de bulunduğu bir kısım insanların cesetlerine ulaşılmıştı. Polis, Hizbullah militanlarını sorguladıkça yeni ceset evlerinde ortaya çıkacağı bilgisini vermişti. Biz de kameraman Ümit Kumcuoğlu ile birlikte CNN TÜRK adına haber yapmak için yola çıkmıştık.

Diğer bütün televizyon ekipleriyle birlikte otele yerleşip, polisten gelecek haberi beklemeye başladık.
Soruşturmayı Ankara DGM Başsavcılığı yürütüyordu. Soruşturma savcısı Nuh Mete Yüksel’di. DGM’nin ve Nuh Mete Yüksel’in en kudretli zamanlarıydı.

Sonunda beklenen haber geldi. Konya’nın kenar mahallelerinden birinde iki veya üç katlı küçük bir apartmana yeni mezar ev bulunmuştu. Bütün canlı yayın araçları, onlarca gazeteci nefesimizi tutmuş bekliyorduk. Kepçe ve beton delme makineleri getirilmişti. Sık sık canlı yayına bağlanıp son gelişmeleri bildiriyordum. Ancak çalışmalar uzadıkça uzadı. Neden bu kadar uzadığını ise sonra öğrenecektik. Sonunda cesetlere ulaşıldı. Hemen son dakika haberiyle canlı yayına bağlanıp anlatmaya başladım: Burası ceset kaynıyor!… Şu kadar ceset olduğu tahmin ediliyor… Polisin açıklama yapmasını bekliyoruz… Sürekli toprak çıkartılıyor…

Ve tüm Türkiye canlı yayında cesetlerin o apartmandan siyah ceset torbaları içinde tek tek çıkarılışlarını izledi. Kaç kişinin cesedinin çıkarıldığını hatırlamıyorum şu anda. Arşive girip de bakmadım. Sayı önemli değildi. İstatistik üzerine çıkan bir vahşet ve bu vahşetin çırılçıplak gerçekliği vardı ortada.

Ve biz gazeteciler bu vahşeti saniye saniye Türkiye’ye anlattık. Türkiye’de dinledi, seyretti. Ama işimiz bitmemişti daha. Hepimiz evin içine girerek görüntü alma derdindeydik. Uzun bir bekleyişten sonra sırayla bizi içeri almaya başladılar. Ben gazetecilik sıcaklığına inanırım. Aynen maç yaparken dizinize aldığınız darbenin vücudunuz sıcak olduğu için kendini hissettirmemesine benzer. Sıcaklık geçince darbenin acısını algılamaya ve çekmeye başlarsınız. O gün de hepimizde gazetecilik sıcaklığı vardı. O gün orada gördüklerimizin acısını sıcaklık geçtikten sonra hissettim bende.

Hala gözümün önünde. Bodrum katına merdivenlerle indik. İçerde zayıf bir ışık vardı. Kameranın ışığı sayesinde görebiliyorduk her şeyi. Bodrum katının beton zemini paramparça edilmişti. Toprağa ulaşılınca da 2 metreden fazla kazılmıştı. Gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Kalın bir beton zemin. Altında 2 metreden fazla toprak. Cesetler işte buradan çıkartılmıştı. Elbette genel görüntüleri aldıktan sonra her gazetecinin yapacağı gibi mezarın(!) içine girmek istedim. Kameraman arkadaşım Ümit’in yardımlarıyla güç bela 2 metrelik çukura inmeyi başardım. İşte sonunda insanların Hizbullah tarafından sorgulanıp, domuz bağı yapılarak öldürüldüğü ve gömüldüğü yerin içindeydim. Yukarı doğru baktım. Ümit kayıttaydı. Anons çekmem gerekiyordu. Bir türlü başlayamıyordum. Ne diyeceğimi nasıl anlatacağımı kurgulayamıyordum. En sonunda kendimi zorlaya zorlaya bir anons çektim. Yine bin bir güçlükle o çukurdan çıkabildim. Sonradan düşündüğümde şunu fark ettim. Asıl korkutucu olan o betonun kırılıp, iki metre kazılıp cesetlere ulaşılması değildi. Asıl korkutucu olan bu “işin” hazırlığıydı. Bir dakika düşünün. Bir insanı kaçırdınız. Günlerce sorguladınız. Sonra o insan canlıyken domuz bağını yaptınız. O evin betonunu kimseye fark ettirmeden kırdınız. Toprağı iki metre kazdınız. Sonra domuz bağı halinde olan insanları –belki bir kısmı hala yaşıyordu- o çukurun içine yerleştirdiniz. Toprağı ve kırdığınız betonun parçalarını tekrar doldurdunuz. Ve nihayet yeniden toprağın üzerine beton döktünüz… Eminim yazması kadar okuması da zor bu satırları.

Ama bütün bunlar gerçek…
Belki yukarıda bir grup sorgu yaparken, bir grupta bodrumda betonu kırıp toprağı kazıyordu. Bu yüzden korkutucu olan cesetlere ulaşılması değildi. Korkutucu olan cesetlerin oraya yerleştirilme süreci ve bu süreci gerçek kılan düşüncelerdi. Bir insanın nasıl böyle düşüncelere ve planlamalara sahip olabileceğini idrak etmek gerçekten çok zor. Bir filmde seyretseniz “yuh, uçmuşlar” diyebilirdiniz belki. Ama hayır. Hepsi gerçekti. Hala televizyonların arşivlerinde saklanıyor bu görüntüler.

Bir nokta daha var. En başta anlatmam gereken ama bilerek sona sakladığım bir nokta. Görüntü hafızası yıllar geçtikçe insanı yanıltabilir. Belki beyin hatırlamak istemediği görüntüleri siliyor veya en gerilere atıyordur. Bilmiyorum. Ama bildiğim bir tek şey var. Koku hafızası asla unutmuyor. Bodruma inerken ilk fark ettiğimiz kokuydu. Bulabildiğimiz her şeyi burnumuzu kapatmak için kullandık. Hiçbir işe yaramadı. O kokuyu asla unutmadım. Asla da unutamam. İnsan cesedinin böyle koktuğunu bilmezdim. Bilmem de mümkün değildi zaten o ana kadar. Tarifi imkansız. Biliyorum belki bu satırları okurken rahatsız oldunuz. Ama tekrar etmem gerekiyor. Her şey gibi bu kokuda gerçekti… Çekimi tamamlayıp otele döndük. Hemen duşa attım kendimi. Yaklaşık 1 saat duşta kaldım. Koku geçmiyordu bir türlü. Daha doğrusu o koku içime o kadar işlemişti ki ne yaparsam yapayım üzerime sinmiş gibi geliyordu. O gece iki kez daha duş aldım. Ve ben bugün görüntülerin büyük bir kısmını silmeyi başarmış olsam da o kokuyu hala içimde taşıyorum. Galiba ölene kadarda taşıyacağım.

Birkaç gün daha Konya’da çekim yapıp Ankara’ya döndük. Gazetecilik adına iyi iş çıkarmıştık. Bir daha Hizbullah ile ilgili bir habere adliyelerdeki duruşmalar dışında gitmedim. Ta ki 1 sene sonrasına kadar. 1 sene sonra aynı yere döneceğimizi ve Hizbullah ile yeniden yolumun kesişeceğini hiç tahmin etmiyordum…

YENİ GÖREVİM: HİZBULLAH EVLERİ

1 sene Ankara’da çalıştıktan sonra İstanbul CNN TÜRK'e transfer oldum. Daha ilk iş günümde Soner Yalçın kafasındaki planı açıkladı. Tüm Türkiye’deki Hizbullah’ın mezar evlerini gezecek ve 3–4 bölümlük bir haber hazırlayacaktık. Hizbullah operasyonunun yıldönümüydü. Türkiye Hizbullah’ı unutmaya başlamıştı. Biz ise haklı olarak insanların unutmamasını istiyorduk bu akıl almaz vahşeti. Bu bu toprakların gerçeğiydi çünkü.

Efsane kameraman Atilla Alicikoğlu ile birlikte yola çıktık. Rotamız belliydi. Ankara-Konya-Mersin-Diyarbakır.

Ankara’da çalışmama rağmen, Ankara operasyonu sırasında görev almamıştım. Ankara’daki evi ilk kez görecektim. Sora sora yerini bulduk. Zaten mahalledeki herkes evi biliyordu. Evi ilk gördüğümde ağzımdan ilk dökülen cümleler “aaa içerde yaşayan var” oldu. Zaten sonradan haberin manşetini buna göre attık. “Mezar evde yaşam vardı…”

Gecekonduydu. İçinde yanlış hatırlamıyorsam iki çocuklu bir aile yaşıyordu. Kiracıydılar. Gecekondunun kirası emsallerine göre daha düşüktü. Bu yüzden burayı tercih etmişlerdi. Daha az kira ödemek için 1 sene önce cesetler çıkartılan evde yaşamayı kabullenmişlerdi. Karı kocayla, mahalle sakinleriyle röportaj yaptık. Ev ahalisi tedirgindi ama alışmışlardı. Gerçeği bile bile o evde yaşamaya devam etmek zorundaydılar.

KONCA KURİŞ'İ BİLİR MİSİNİZ

Ankara’dan Konya’ya geçtik. 1 sene sonra gene aynı yerde olmak. İnsan gene her yerden ceset çıkacağını düşünüyor. 1 sene önce gözümüzün önünde cesetlerin çıkarıldığı bina harabe haline gelmişti. Bütün camları kırılmış, kapıları sökülmüştü. Ama ben bu kez “diğer ev” üzerinde durmak istiyordum. Konca Kuriş’in cesedinin de bulunduğu ev…

Aslında ev demek çok doğru değil. Düpedüz bir villa. Rengi pembeydi yanlış hatırlamıyorsam. Bana çok ironik gelmişti. Ev sahibi bayanı da emlakçı vasıtasıyla bulmuştuk. Kadıncağız aradan 1 sene geçmesine rağmen hala şoku üzerinden atamamıştı. Bütün dengesi bozulmuştu. Gülümsemeye çalışarak bize olanları bir kez daha anlattı. Villa boştu. Aslında 1 sene içinde çok talibi çıkmış villanın. Ancak olayı duyan ya vazgeçmiş ya da hemen taşınmış. Kiraya verememekten şikayetçi olmuştu bize içeriyi gezdirirken emlakçısı gibi. Yine elbette bodrum kata indik. Unutamadığım çok net bir görüntü var. Tavana sabitlenmiş çengeller. Büyükbaş hayvanların kesildikten sonra asıldığı büyük çengellerden. Hizbullah bu çengellere asıp sorgu ve işkence yapmış insanlara. Hala oldukları yerde duruyorlardı. Ama kazılan çukur kapatılmış ve izler olabildiğince silinmişti. Ama Hizbullah sadece zeminde değil tavandaydı. En çok Konca Kuriş’i düşündüm bomboş villanın içinde gezerken. 1 sene önce bu evin içinde son nefesini vermişti. Neydi suçu, günahı? Hizbullah nasıl yargıcı ve celladı olabilmişti diğer onlarca insan gibi? Ben bir cevap bulamamıştım o gün. Hala da bulabilmiş değilim.
Konca Kuriş önemliydi. Önemliydi çünkü Hizbullah operasyonunun simgelerinden biri olmuştu. Sırada Mersin vardı. Konca Kuriş’in evine gidecektik. Mersin’e gittiğimizde Konca Kuriş’in eşine ulaşmakta çok zorlandık. İlk başta bizimle görüşmek istemedi. En sonunda ikna ettik. Buluşmaya küçük bir minibüsle geldi. Sonradan hatırladım. Konca Kuriş’de bu minibüsü kullanırken durdurulmuş ve kaçırılmıştı. Aynı araçla bizi evine götürdü. Biraz çekim yaptık. Hayatımdaki en zor röportajlardan biriydi. Sadece düşündüğü için kaçırılan, günlerce işkence yapılan sonunda da domuz bağıyla öldürülüp gömülen bir insanın kocasına ne sorabilirsiniz ki? Yine de bizi en iyi şekilde ağırlamaya çalıştığını hiç unutmuyorum. Ama gözlerinde hala korku vardı. Zaten Hizbullah’ın en büyük gücü insanlar üzerinde yarattığı bu korkudan geliyordu.

Evde Konca Kuriş’in küçük kızını da gördük. Okuldan yeni gelmişti. İlkokula gidiyordu. Kamera önünde hiç konuşmadık o küçük kızla. Sadece çok kısa görüntüsünü aldık haberde kullanmak için. Çekimleri tamamlayıp evden ayrıldık. Hava güneşliydi. Benim memleketimdi Mersin. Benim memleketimde devam eden bir hayat, Konya’da bir villada sona ermişti. Olabilecek en kötü şekilde..

O küçük kızı da hiç unutmadım. Aradan 10 sene geçtikten sonra artık bir genç kız olmuştur. Belki üniversitede okuyordur. Belki çalışıyordur. Acaba ne düşünüyordur şimdi? Bu korkunç travmayı nasıl ve ne şekilde saklıyordur içinde? Acaba tahliye olan insanları görünce “annemi öldürenler acaba bunlardan birileri mi?” diye düşünmüş müdür? Ben burada onlarca soru sorarken o binlerce soru sormuyor mudur? Ben hala 10 sene önce o evde bıraktığımız küçük kızı hatırlıyorum…

BETONLA KAPATILAN EV

Son durak Diyarbakır.
Bu kez tedirginiz. Hizbullah hala dışarılarda bir yerde çünkü. Mihmandarımızla birlikte adrese gittik. Kapı numarası 13’dü galiba. Sokağa girdik. Çok dar bir sokaktı. Diyarbakır’ın en eski evlerinin olduğu sokaktı belki de. Hepsi müstakil 2 katlı evler. Ama yok. Bulamıyoruz bir türlü. Mezar evi bulamıyoruz. Elimizde kapı numarasına kadar var. Ama aradığımız numarayı bulamıyoruz. Sonunda gerçek ortaya çıktı. Mezar evin kapısı betonla örtülmüştü. Evet. Evin kapısı yoktu. Çünkü bütün girişler betonla kapatılmıştı !

Ama bizim bir şekilde eve girmemiz gerekiyordu. Sonunda uzun bir merdiven bulup üst pencereden evin içine girmeyi başardık. O merdivenden elimizde malzemelerle kamerayla tırmanmamızda ayrı bir macera olmuştu bizim için. Evin içinde hatırladığım en dikkat çekici nokta her tarafta tünellerin oluşuydu. Köstebek gibi kazmışlardı evin her tarafını. Cesetleri de bu tünellere gömmüşlerdi. Kapısı olmayan bir evden bir an önce çıkmak için can atıyorduk. Çekimleri tamamlayıp yine maceralı bir şekilde merdivenden inerek son mezar evden de uzaklaştık.

Diyarbakır’a gitmeden emniyet müdürü Gaffar Okkan’dan randevu almak istemiştim. Diyarbakır’da ki operasyonun beyniydi. Güzel bir habercilik olabilirdi. Ne yazık ki biz İstanbul’a döndükten sonra bize dönüş oldu. Gelecek sefere diye sözleşmiştik. Ama olmadı. Ne yazık ki şehit edildi.

İstanbul’a döndükten sonra gece gündüz haberleri hazırladık. Sonunda yeni yayın dönemine yetişti ve yanılmıyorsam 4 bölüm halinde yayımlandı. Baya bir ses getirdi. Başarılı bir habercilik olmuştu.

EL-kaide ve hizbullah ve benzeri oluşumların atlamış olduğu büyük Nokta-


Günümüz İslam aleminin, Hz peygamber dönemi cahiliye dönemi ile hiç bir farkları yok Hz Allah (cc) o toplumu 23 senede peygamber efendimiz gibi bir önderle ancak islah ettirmiştir. Adım adım, aşama aşama, ayet ayet, tek tek yaşanarak, eğitilerek toplum cahiliye aşamasından Mümin toplum aşamasına gelmiş. Aynı özelliklere sagip ama kendini Müslüman sayan günümüz İslam alemine bir anda Kur’anî emir ve yasakların, toplum eğitilmeden, kademe kademe belli bir seviyeye getirilmeden İslamî bir ortamın içine sokulma gayreti ne nebevi ne de sünnetullah ölçülerine uyar.
Hz resul’un (as) 23 senede yapmış olduğu bu devrimi, bilgi- yaşam olarak sahabeden geri olan günümüz İslamî akımlarının bir anda yapma gayretlerini sadece ütopya, hayatın gerçeklerinden kopuk ve en önemlisi de Kur’an’ın ruhunu anlamadan kur’an’a hizmet etme gayreti olarak açıklayabiliriz ki, bu da sadece İslam’a ve Müslümanlara zarar verir.
İslam; aşama aşama, kademe kademe, merhale merhale, “toplum, zihnen ve ruhen hazırlanarak” insanlar arasında ancak yer tutar ve devamlı olur.
Sadece kabuk, dış görünüş, nâs’ın -Ayet, hadisin- kelimeleri değil ruhu ve amaçları ele alınmadan yapılan çalışmalar sadece İslam’ın toplumca anlaşılmasını geciktirir ki bu da dünya ve ahiret saadeti için hem insanlık hem İslam alemi için hüsran demek olur.

Beylerbeyi 01-26-2012 06:02

şimdi sen konuyu "tartışıyorum" bölümüne açtın ama ortada tartışılacak bir şey bırakmamışsın. hizbullah bir terör örgütü müdür şeklinde açabilirdin konuyu? sonra da üyeler tartışırdı. bu şekilde kim neyi tartışacak? sen çamur atacaksın "terörist" diyeceksin. başkası çıkıp senin pisliğini temizlemeye kalkacak.

hizbullah'ın ermeni ve süryani liderleri de varmış bunu da yeni öğrendim bu yazı vesilesiyle :)

konuda geçen resimler deli saçması, tam bir komedi. resim yeteneğim olsaydı ben de birkaç resim çizip "terörist Blur" adı altında bir başlık açardım ama gel gör ki resim çizmeye yetenekli değilim. ;D

Mavera 01-26-2012 12:51

Alıntı:

Beylerbeyi Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 983954)
şimdi sen konuyu "tartışıyorum" bölümüne açtın ama ortada tartışılacak bir şey bırakmamışsın. hizbullah bir terör örgütü müdür şeklinde açabilirdin konuyu? sonra da üyeler tartışırdı. bu şekilde kim neyi tartışacak? sen çamur atacaksın "terörist" diyeceksin. başkası çıkıp senin pisliğini temizlemeye kalkacak.

hizbullah'ın ermeni ve süryani liderleri de varmış bunu da yeni öğrendim bu yazı vesilesiyle :)

konuda geçen resimler deli saçması, tam bir komedi. resim yeteneğim olsaydı ben de birkaç resim çizip "terörist Blur" adı altında bir başlık açardım ama gel gör ki resim çizmeye yetenekli değilim. ;D


Muratcim bu konuda senin fikirlerine itibar ederim.. ne ammar gibi yanli bir yakis acin olacakdir nede hizbullah karsitlari gibi tarafli bir bakis acin olacakdir..
sahsen mustazaf derlerin yaptigi etkinleri destekleyen, onlarin stk lasmasini sonuna kadar önemseyen birisi olarak senin fikirlerine itibar ediyorum..
cünkü sen hem o bölgede yasadin,hem muhafazakar bir yapin var ve süreci az, cok hatirlayabiliyorsun..
kisaca özet gecebilirsen nedir bu hizbullah, günahlari, sevablari nedir.. derin devletle iliskileir, bölge halkinin bakis acisi, pkk yla olan iliskisi, ak partiye bakis acisi, cemaatle olan husumeti..

HaArP 01-26-2012 13:51

Alıntı:

EL-kaide ve hizbullah ve benzeri oluşumların atlamış olduğu büyük Nokta-


Günümüz İslam aleminin, Hz peygamber dönemi cahiliye dönemi ile hiç bir farkları yok Hz Allah (cc) o toplumu 23 senede peygamber efendimiz gibi bir önderle ancak islah ettirmiştir. Adım adım, aşama aşama, ayet ayet, tek tek yaşanarak, eğitilerek toplum cahiliye aşamasından Mümin toplum aşamasına gelmiş. Aynı özelliklere sagip ama kendini Müslüman sayan günümüz İslam alemine bir anda Kur’anî emir ve yasakların, toplum eğitilmeden, kademe kademe belli bir seviyeye getirilmeden İslamî bir ortamın içine sokulma gayreti ne nebevi ne de sünnetullah ölçülerine uyar.
Hz resul’un (as) 23 senede yapmış olduğu bu devrimi, bilgi- yaşam olarak sahabeden geri olan günümüz İslamî akımlarının bir anda yapma gayretlerini sadece ütopya, hayatın gerçeklerinden kopuk ve en önemlisi de Kur’an’ın ruhunu anlamadan kur’an’a hizmet etme gayreti olarak açıklayabiliriz ki, bu da sadece İslam’a ve Müslümanlara zarar verir.
İslam; aşama aşama, kademe kademe, merhale merhale, “toplum, zihnen ve ruhen hazırlanarak” insanlar arasında ancak yer tutar ve devamlı olur.
Sadece kabuk, dış görünüş, nâs’ın -Ayet, hadisin- kelimeleri değil ruhu ve amaçları ele alınmadan yapılan çalışmalar sadece İslam’ın toplumca anlaşılmasını geciktirir ki bu da dünya ve ahiret saadeti için hem insanlık hem İslam alemi için hüsran demek olur.


Bir El Kaide vardır Allah c.c. yolunda cihad eder ! Birde Avama sunulan kesilip biçilen videolar haberlerle zihne kazınan istihbaratların müthiş dezenformasyonudur ! Onun Adı Cia'dir...!

Bir Hizbullah vardır Lübnan'da Millidir ! Yalnız İsrail'e karşı savaşır ! İran Devleti karşı istihbarat yapmasa oda Terörist olarak zihinlere kazınırdı ! Lakin yüzde ellisi ancak bilmektedir !

Türkiye'deki Hizbullah'a gelince Bir Hizbul-Kontra-Vahşet vardır ! Hizbullah'ın dışında hareket eden bir yapıdır ! Adı Jitemdir ! Bir diğeri vardır Onlar Müslümanlardır !

Devletlerin, Derin Yapıların işleri suyun akışına göre hareket etmek suretiyle, kimseye fark ettirmeden sızmak ve suyun yönünü kendilerine doğru çevirmektir ! Yaftalananlar ise zihinlerde kalanlardır !

Ammar 01-26-2012 13:54

HİZB-İ KONTRA GERÇEĞİ

REJİM'İN KARANLIK VE KİRLİ PERDELERİ

ERGENEKON TİPİ YAPILANMALAR VE HİZBULLAH

CEMAL TUTAR ''SAVUNMA METNİ'' ( 6 NOLU AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA )

HİZBULLAH CEMAATİ'NİN MANİFESTOSU


Blur 01-26-2012 14:03

Aç interneti araştır bakalım o resimlerde olan olayları videolu bir şekilde görecekmisin görmeyecekmisin...

Ben çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmiyorum bir insanı domuz bağıyla öldürebilen bir örgüt Müslüman falan olamaz...

Siz bunun nesini savunuyorsunuz ben anlamıyorum farklı gezegenlerdemi yaşıyoruz hangi dinde bir insanı domuz bağıyla yada işkence çektirerek öldürmek yazıyor...

Hangi dinde canlı bomba olun diye bir telkin var...

Canlı bomba olup suçsuz insanların canına kast edenler Müslüman'mı oluyor ?

Her gün yeni bir terör örgütünü savunuyorsunuz...

Ebuzer 01-26-2012 14:09

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984000)

Bir El Kaide vardır Allah c.c. yolunda cihad eder ! Birde Avama sunulan kesilip biçilen videolar haberlerle zihne kazınan istihbaratların müthiş dezenformasyonudur ! Onun Adı Cia'dir...!

Bir Hizbullah vardır Lübnan'da Millidir ! Yalnız İsrail'e karşı savaşır ! İran Devleti karşı istihbarat yapmasa oda Terörist olarak zihinlere kazınırdı ! Lakin yüzde ellisi ancak bilmektedir !

Türkiye'deki Hizbullah'a gelince Bir Hizbul-Kontra-Vahşet vardır ! Hizbullah'ın dışında hareket eden bir yapıdır ! Adı Jitemdir ! Bir diğeri vardır Onlar Müslümanlardır !

Devletlerin, Derin Yapıların işleri suyun akışına göre hareket etmek suretiyle, kimseye fark ettirmeden sızmak ve suyun yönünü kendilerine doğru çevirmektir ! Yaftalananlar ise zihinlerde kalanlardır !

Yav bırakın boş boş konuşmayı da üstadın yazdığına bakın..

Blur 01-26-2012 14:10

Bu arada el kaide Allah için cihat yapıyor diyen arkadaş...

Allah katında suçsuz bir insanı öldürmenin hükmü nedir ben sana bunu soruyorum ?

HaArP 01-26-2012 14:12

Alıntı:

Her gün yeni bir terör örgütünü savunuyorsunuz...
Sizin böyle düşünmenizi isteyen Anafikri yazayım ''War on Terror= Teröre karşı savaş'' War on Islam= Islam'a karşı savaş''

Terör kelimesi batı sorgulamalı bir kelimedir bu kelime korkutmak, yıldırmak demektir ! Eğer HAKSIZ yere can alınıyor ise bunun adı Teror olur ! Eğer Din Adına İslami hükümlerde yer alan HAKLI yere yapılıyor ise bunun adı cihad olur !!!

Ayette belirtildiği gibi bir Müslüman olayların siyak ve sibakını, hakikatini ve muhakemesini yapmak zorundadır !

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

Hucurat - 6 Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.

Ammar 01-26-2012 14:13

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984003)
Aç interneti araştır bakalım o resimlerde olan olayları videolu bir şekilde görecekmisin görmeyecekmisin...

Ben çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmiyorum bir insanı domuz bağıyla öldürebilen bir örgüt Müslüman falan olamaz...

Siz bunun nesini savunuyorsunuz ben anlamıyorum farklı gezegenlerdemi yaşıyoruz hangi dinde bir insanı domuz bağıyla yada işkence çektirerek öldürmek yazıyor...

Hangi dinde canlı bomba olun diye bir telkin var...

Canlı bomba olup suçsuz insanların canına kast edenler Müslüman'mı oluyor ?

Her gün yeni bir terör örgütünü savunuyorsunuz...

video koymayan müfteridir sapıktır !. ....... dır hade domuz bağı iskence ile ilgili video getir.

Ahmet Yasin 01-26-2012 14:17

http://img515.imageshack.us/img515/8610/resim1fd2.png

Tuttum bu resmi :)

Blur 01-26-2012 14:18

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984012)
video koymayan müfteridir sapıktır !. ....... dır hade domuz bağı iskence ile ilgili video getir.

http://analiztv.aktifhaber.com/news_detail.php?id=20516

Ammar 01-26-2012 14:24

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984017)

vahşeti göster domuz bağını göster bey efendi ayrıca İzzetin yıldırma hakerrettir bu video bir islam alimi iki tokat yedi diye ( ki Hizbullah böyle bir şey yapmadığını söylüyor ) ben 30 yıl şiteme çalıştım demez. bunun için bir alimi bu kadar aciz göstermez ancak ona hakarettir.

ayrıca yüzü senin benimkinde daha temiz ben bi vahşet göremiyorum. idanı kanıtla şerefini kurtar !


İZZETTİN YILDIRIM OLAYI İLE İLGİLİ ZARURİ BİR AÇIKLAMA

Blur 01-26-2012 14:30

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984019)
vahşeti göster domuz bağını göster bey efendi ayrıca İzzetin yıldırma hakerrettir bu video bir islam alimi iki tokat yedi diye ( ki Hizbullah böyle bir şey yapmadığını söylüyor ) ben 33 yıl şiteme çalıştım demez. bunun için bir alimi bu kadar aciz göstermez ancak ona hakarettir.

ayrıca yüzü senin benimkinde daha temiz ben bi vahşet göremiyorum. idanı kanıtla şerefini kurtar !

Sen hala neyi tartışıyorsun ben anlamıyorum ki...

İslamcı yazar Konca Kuriş ve Malki cinayeti davası sanığı Mehmet Sümbül’ün sorgulanıp öldürüldüğü de bu operasyonlarda bulunan kasetlerle anlaşıldı. Emniyet sorgusunda, Kuriş’in Konya’da öldürüldüğü evin adresini verdiği iddia edilen Gümüş’ün beyanları, Mersin’deki evinin önünden kaçırıldıktan sonra bulunamayan Kuriş’in cesedinin bulunmasını sağladı. Adana’da, Beylerbeyi, Kirazlıtepe’de, Ankara’da art arda domuz bağı yapılmış, bir bölümü teşhis bile edilemeyen cesetler bulundu. Örgütün arşivleri de aralarında eski DEP milletvekili Mehmet Sincan’ın da bulunduğu Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlerin Hizbullah’ın eylemleri olduğunu ortaya koydu.

Ankara'da geçen hafta sonuçlandırılan Hizbullah operasyonunda örgütün sorumlusu olarak tutuklanan Mehmet Şerif O.'nun evinde ele geçirilen eğitim CD'sinde 1999'da Davut Oral adlı bir kişinin sorgulanarak domuz bağı yöntemiyle öldürülmesine ilişkin "dehşet görüntüleri" yer aldı. Görüntülerde domuz bağı yöntemiyle bağlanan Oral'ın başına, ayağıyla basan bir Hizbullahçının "boğma teli" kullanarak Oral'ı öldürdüğü görüldü. Milliyet, Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi'nce gerçekleştirilen, yeniden radikal dinci Hizbullah örgütü faaliyetlerine başlayan gruba yönelik operasyonda ele geçirilen "domuz bağı" yöntemi ile öldürülme görüntülerine ulaştı. 2000'de İstanbul Beykoz'da örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü operasyonla Türkiye'nin gündemine giren "Hizb-ul vahşet"in uygulama görüntüleri böylece ilk kez kamuoyuna yansıdı.

Böyle yüzlerce haber var..

Sen hala katilleri savunmaya devam edebilirsin kendinde ispat edemediğin şeyleri başkasını suçlayarak kirletme :)

Sana kaynaklı konuşuyorum sen ise bu teröristlerin kendi sitelerinden alıntıladığın haberleri paylaşıyorsun yok öyleymiş böyleymiş..

Ben sana mahkeme kararlarını koyuyorum , emniyetin raporlarını gösteriyorum..

Ama yok... Ya Allah bismillah saldır hizbullah :güzel: ;D

Geçer geçer...

HaArP 01-26-2012 14:32

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984009)
Bu arada el kaide Allah için cihat yapıyor diyen arkadaş...

Allah katında suçsuz bir insanı öldürmenin hükmü nedir ben sana bunu soruyorum ?

Suçsuz olduğuna hükmedilen yahutta suçlu konularını İslami hükümler, Harici Cihad beldeleri hükümleri ve sarih net delillerle ele almak gerekir aksi haber kanallarındaki parapisikolojik haberlerle bir yere varmanın çok zor olduğu su götürmez bir gerçektir...!

Blur 01-26-2012 14:34

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984022)
Suçsuz olduğuna hükmedilen yahutta suçlu konularını İslami hükümler, Harici Cihad beldeleri hükümleri ve sarih net delillerle ele almak gerekir aksi haber kanallarındaki parapisikolojik haberlerle bir yere varmanın çok zor olduğu su götürmez bir gerçektir...!

Yahu bir insana işkence yapılır mı ? Domuz bağıyla öldürülür mü bi insan ?

Hepsini geçtim bu canlı bomba olaylarında , yok füze atılması olayların kaç yüz kişi ölüyor suçsuz yere...

Siz hepsini teker teker hükme bağladınız yani öyle mi...

Tebrikler.

Yıldırım 01-26-2012 14:35

Türkiye Hizbullahı'nın şuan hiçbir illegal oluşum içerisinde olmadığına kefil olabilirim fakat geçmişi konusunda böyle birşey söylemem mümkün değil.Zaten geçmişte yapılan infazları inkar eden yok.Bunu avukatınız aracılığıyla duyurdunuz zaten.Sayısı konusunda tabi tartışmalar mevcut.Birde infazlarda hakılımıyız haksızmıyız tartışmasına girenler var.
Pkk'ya yapılan son operasyonlar sonrası beli kırılmış ve zayıflatılmıştır.Pkk'nın bölgedeki zayıflığını fırsat bilen Hizbullah'ta geçtiğimiz haftalarda yayınladığı manifestosu ile yeni bir başlangıç yapmıştır.(Zekice buluyor ve Pkk'ya karşı destekliyorum)Benim yakından takip ettiğim bir hareket olmasına karşı son bir iki haftadaki değişim gözle görülebilecek cinsten.
Hizbullah'a yapacağım bir öneri şu geçmişinizi aklamaya çalışmaktan vazgeçmelisiniz.Yanlış yada doğru geçmişte yapılanlarlar hata olabilir biz bundan sonrasına bakmalıyız demeliler.Birde şu Mustazaf vurgusu daha önemli Hizbullah'ın Türkiye'deki çağrışımlarından bahsetmeye gerek yok.

Blur 01-26-2012 14:40

Alıntı:

bur-AK Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984025)
Türkiye Hizbullahı'nın şuan hiçbir illegal oluşum içerisinde olmadığına kefil olabilirim fakat geçmişi konusunda böyle birşey söylemem mümkün değil.Zaten geçmişte yapılan infazları inkar eden yok.Bunu avukatınız aracılığıyla duyurdunuz zaten.Sayısı konusunda tabi tartışmalar mevcut.Birde infazlarda hakılımıyız haksızmıyız tartışmasına girenler var.
Pkk'ya yapılan son operasyonlar sonrası beli kırılmış ve zayıflatılmıştır.Pkk'nın bölgedeki zayıflığını fırsat bilen Hizbullah'ta geçtiğimiz haftalarda yayınladığı manifestosu ile yeni bir başlangıç yapmıştır.(Zekice buluyor ve Pkk'ya karşı destekliyorum)Benim yakından takip ettiğim bir hareket olmasına karşı son bir iki haftadaki değişim gözle görülebilecek cinsten.
Hizbullah'a yapacağım bir öneri şu geçmişinizi aklamaya çalışmaktan vazgeçmelisiniz.Yanlış yada doğru geçmişte yapılanlarlar hata olabilir biz bundan sonrasına bakmalıyız demeliler.Birde şu Mustazaf vurgusu daha önemli Hizbullah'ın Türkiye'deki çağrışımlarından bahsetmeye gerek yok.


Kardeşim yazdıklarına katılıyorum fakat tansu çiller döneminden sonra bu adamlar tamamen menfaat ilişkisine döndürmüşlerdir olayı...

http://www.belgeler.com/blg/28at/hizbullah-dosyasi

Burada örgütün mahkeme kayıtlarıyla birlikte tarihsel gelişim süreci ele alınıyor...

Evet kurulduğu zaman pkk'ya karşı büyük savaş vermiştir eyvallah bunu her TÜRK evladı destekler fakat gelişen olaylar failler , suikastler....

Bu olayların ardını kimse Müslümanlığa sığınarak örtmeye kalkmasın komik oluyor çünkü......

Ammar 01-26-2012 14:41

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984024)
Yahu bir insana işkence yapılır mı ? Domuz bağıyla öldürülür mü bi insan ?

Hepsini geçtim bu canlı bomba olaylarında , yok füze atılması olayların kaç yüz kişi ölüyor suçsuz yere...

Siz hepsini teker teker hükme bağladınız yani öyle mi...

Tebrikler.


herkes oldu vahşet bi sen kaldıninsan değil mi ? önce devletinin iskence ve katliamlarından konuş hizbullahın 180 kişisine takılmışsın dersimde 10 binde fazla insan ödürüldü.

Türkiye geneldinde 5 binde fazla alim idam edildi.

kubilay olayı öyle Şehit şeyh Sait olayı öyle ?

ayrıca sen video dedin video getir kanıtla şerefini kurtar !

HaArP 01-26-2012 14:41

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984024)
Yahu bir insana işkence yapılır mı ? Domuz bağıyla öldürülür mü bi insan ?

Hepsini geçtim bu canlı bomba olaylarında , yok füze atılması olayların kaç yüz kişi ölüyor suçsuz yere...

Siz hepsini teker teker hükme bağladınız yani öyle mi...

Tebrikler.

Öncelikle sizi sakin olmaya davet ediyorum naçizane... Kızgınlıkla meseleler şahsileşmemelidir.. Burada Bilgi ve fikir paylaşımı yapılmakta bu itibar ile ideolojik görüşlerden çok hakikatlere odaklanmalı ve bilgi paylaşımlarımızla sadece kendimizi değil izleyen ve okuyan bir çok insanıda aydınlatmaya çalıştığımız hatta sorumluluklar ve veballer aldığımız unutulmamalıdır...!

Geniş manada ''Canlı Bomba'', ''Domuz Bağı'' gibi kelimeler ağırdır ! Lakin Meselenin Kimler yapıyor neden ve nerede soruları gündeme getirir !

Siz Salt bir örnek verirseniz İnşaAllah İslami Hükümlerini yazmaya gayret ederim...!

''İşkence'' kelime anlamı olarak vahşet kokar ! Lakin İslam'daki Kıyas'a vahşet derseniz sizden ayrılırım !

''Öldürmek'' geniş manada kötü ve hoş değildir ! Lakin Allah c.c. Yolunda Haklı sebebler adına yapıldığında ''Katl'' İslami bir emirdir !

Tüm Bunlar arasında ''Genelleme'' bilgilendirmeleride yanlıştır ! İçlerinde cahil, ideolojik, İslam hükümlerini bilmeyenler hatta Haksız yere zulum edenler olursa onlarada İslami hükümler yok sanmamak gerekir !!

Ammar 01-26-2012 14:46

Hizbullah İnfazları red etmemektedir. ancak iftiraları da kabullenmemektedir. Pkk ile savaşırken ( pkk özerklik ilan etmişti devlet çıt çıkaramıyordu harakollarının yüzde 60-70 ni kaldırmıştı bölgeden PKK sabah akşam kendi evi gibi her yerde geziyodu ) birileri çıkmış insancıl olmuş vahşice yok ya bide hizbullah jitem ve pKK karşısında el pence divan dursaydı değil mi ? sizin gibi... kusura bakmayın Müslümana ancak izzet yaraşır ! kafire boyun eğmek yoktur. 700 den fazla şehit vererek bunu kanıtlamıştır.

Blur 01-26-2012 14:46

Mevzuyu ne güzel çeviriyorsun be Ammar...

Konumuz hizbullah'ın terör örgütü olup olmadığı ayrıca Hizbullah'ın domuz bağı görüntüleri kamuoyuna yansımış haberlerde bile çıkmış bu görüntüler ben sana video getirsem ne getirmesem ne :)

Haksız yere 180 değil 1 kişi bile öldürülmüş olsa ben o örgüte örgüt demem arkadaş...

Şeyh Sait ülkesine baş kaldırdığı için öldürüldü rejimi değiştireceğim diye Müslüman askere kılıç mı çekilirmiş...

Biraz Bediüzzaman Said-i Nursi'yi okuyun...

Ben devletin astığı 5000 alim olayını savunmuyorum o dönem büyük yanlışlar yapıldı kabul ediyorum , Güneydoğu ve Doğu'da bir sürü aile katledildi bunları yapanlarda bizim düşmanımızdır biz her zaman haklının tarafındayız...

İnsanları öldüren bir örgütün değil...

HaArP usta yanlış anladın ben sinirli falan değilim sadece tutanakları gösteriyorum sizlere çıkarılmış olan mahkeme kararlarını gösteriyorum hizbullah'ın açıkça insanları katlettiği ortada iken ben daha neyini araştırayım ki neyine hüküm vereyim bu olayın.

Blur 01-26-2012 14:49

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984029)
Hizbullah İnfazları red etmemektedir. ancak iftiraları da kabullenmemektedir. Pkk ile savaşırken ( pkk özerklik ilan etmişti devlet çıt çıkaramıyordu harakollarının yüzde 60-70 ni kaldırmıştı bölgeden PKK sabah akşam kendi evi gibi her yerde geziyodu ) birileri çıkmış insancıl olmuş vahşice yok ya bide hizbullah jitem ve pKK karşısında el pence divan dursaud değil mi sizin gibi kusura bakmayın Müslümana ancak izzet yaraşır ! kafire boyun eğmek yoktur. 700 den fazla şehit vererek bunu kanıtlamıştır.

Sana diyorum bunlar menfaat ordusu diye...

pkk ile savaştıda ne oldu hangi dağda kurt öldüde ateşkes çağrısı yapıldı gelin ortak olalım birlikte vuralım kıralım denildi...

Elde imkan olsa bunlar mehmetçiğe kurşun sıkacaklardı...



Hizbullah'tan PKK'ye ateşkes çağrısı
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından askeri ve siyasi liderleri cezaevinden salıverilen ve daha sonra ortadan kaybolan Hizbullah, PKK’ye ateşkes çağrısı yaptı.

Hizbullah Basın Bürosu tarafından gece yapılan yazılı açıklamada, “Ateşkes, çatışmazsızlık ve bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız” denildi. Açıklamada, geçmişte yaşanan çatışmalardan iki tarafın zarar gördüğünü belirtildi.

“Haksız bir şekilde fiili saldırıya uğramadıkları müddetçe, silaha başvurma veya güç kullanma gibi bir niyet, plan ve programlarının olmadığı" mesajı verilen açıklamada, örgütün 1990’lı yıllarda PKK’ya karşı eylemlerine ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu:

“Bizim dağlarda sizi kovalayacak ve çatışacak bir durumumuz olmadığından, bir kısmı kırsal alanda olmak üzere uzun süre devam eden bu çatışmaların çoğu yerleşim alanlarında cereyan etti. Kimin ne kaybettiği, çatışmanın kazanan ve kaybeden tarafının kim olduğu konusundaki hükmü uzmanlara, araştırmacılara ve bölge halkına bırakalım. Ancak genel anlamda, Kürt halkı açısından ve siyasi sonuçları itibarıyla bu çatışmanın her iki taraf için kazançtan çok zarar getirdiğini ve bu çatışmadan direkt ve dolaylı en iyi istifade edenin Kemalist rejim ve onun derin unsurları olduğuna inanıyoruz.”

17 Ocak 2000 günü Beykoz’da üst düzey yöneticilere yönelik yapılan operasyonunun ise "PKK ile çatışmaları durdurdukları için" yapıldığı öne sürülen açıklamada, “Bu tarihten itibaren bilerek ve kendi irademizle silahları bir kenara bıraktık” denildi.

-İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ-

PKK ile yaşadıkları bütün sorunlara rağmen aralarında resmi bir ateşkes, çatışmazsızlık veya anlaşmanın söz konusu olmadığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

“Sadece zımni ve fiili bir ateşkes veya çatışmasızlık durumu söz konusudur. Bıçak kemiğe dayanmadıkça sizinle fiili çatışmadan kaçınacağız. Ateşkes, çatışmazsızlık ve gerekirse halkımızın çıkarına olacak bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız. Ancak her ne olacaksa yetkili kişi ve organlar tarafından yapılmalı ve bunun resmi bir statüye kavuşması gerekir.”

Ebuzer 01-26-2012 14:50

Bu konu uçacak yine..

HaArP 01-26-2012 14:54

Alıntı:

Haksız yere 180 değil 1 kişi bile öldürülmüş olsa ben o örgüte örgüt demem arkadaş...


Acizane yaptığım araştırmalar Cia-Mossad tarzı yapılan derin yapıların ''Haksız yere öldürmek'' gibi stratejileri mevcuttur ! İslami Örgütler kendi ideolojisi dışında kalmak suretiyle Halk ve Avamın gözünde özelliklede Müslüman Ailelerin gözünde karalanma stratejisi ile ''Genç kazanma'' önlenmeye çalışılır ! Buda Örgüt'ün verdiği zararın İstihbaratların limitine uyup uymaması yahutta bazen çıkarları adına kendi amacına birilerini öldürüp Medyada O örgütlerin isimleriyle Karalama yapmak suretiyle örtmek gibi stratejileride mevcuttur ! El Kaide adına bunu söyleyebilirim !

Alıntı:

HaArP usta yanlış anladın ben sinirli falan değilim sadece tutanakları gösteriyorum sizlere çıkarılmış olan mahkeme kararlarını gösteriyorum hizbullah'ın açıkça insanları katlettiği ortada iken ben daha neyini araştırayım ki neyine hüküm vereyim bu olayın.
Emniyet, İstihbarat, Mit daha doğrusu Devlet'in üst kademesindeki Stratejiler, Pazarlıklar farklıdır !!! Bu itibarla Madolyonun diğer yüzünü hesaba katmazsak klasik ''Hukuk Ülkesiyiz'' sendromu ile konuyu kapatabiliriz !!!

Ammar 01-26-2012 14:55

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984030)
Mevzuyu ne güzel çeviriyorsun be Ammar...

Konumuz hizbullah'ın terör örgütü olup olmadığı ayrıca Hizbullah'ın domuz bağı görüntüleri kamuoyuna yansımış haberlerde bile çıkmış bu görüntüler ben sana video getirsem ne getirmesem ne :)

Haksız yere 180 değil 1 kişi bile öldürülmüş olsa ben o örgüte örgüt demem arkadaş...

Şeyh Sait ülkesine baş kaldırdığı için öldürüldü rejimi değiştireceğim diye Müslüman askere kılıç mı çekilirmiş...

Biraz Bediüzzaman Said-i Nursi'yi okuyun...

Ben devletin astığı 5000 alim olayını savunmuyorum o dönem büyük yanlışlar yapıldı kabul ediyorum , Güneydoğu ve Doğu'da bir sürü aile katledildi bunları yapanlarda bizim düşmanımızdır biz her zaman haklının tarafındayız...

İnsanları öldüren bir örgütün değil...

HaArP usta yanlış anladın ben sinirli falan değilim sadece tutanakları gösteriyorum sizlere çıkarılmış olan mahkeme kararlarını gösteriyorum hizbullah'ın açıkça insanları katlettiği ortada iken ben daha neyini araştırayım ki neyine hüküm vereyim bu olayın.

atma recep domuz bağı ilgi hiç bir video ve fotoğraf yoktur olsadı senin gibi hazırcılar çizim değil fotoğraf koyardı değil video koyardı. ama iftiranızı kanıtlayamazsınız. beni öldürmeye geleni elimden gelirse öldürürüm bunda katledildi diyemzsiniz. ayrıca sen kimsin ki haklı olup olmadığını söylüyorsun haksız diyorsun öldürülenlerden kaç tane tanıyorsun.

Şehit Şeyh said en iyisini yapmıştır. rejimi değiştireceğim diye yapılır balgibi yapılır müslüman askerin laik kemalist rejimin tarafında ne işi var. ? kimi savunuyorsan ondansın o kadar basit. müslüman askere sialm mı çekilirmiş ? Hz.Ali hayatını oku da biraz beynin açılsın. milliyetçilik seni esir almış. hz Ebubekiri oku haz Hüseyini oku..

infaz hak edene haktır. bu ayetle de hadisle de haktır !

Blur 01-26-2012 15:01

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984037)
atma recep domuz bağı ilgi hiç bir video ve fotoğraf yoktur olsadı senin gibi hazırcılar çizim değil fotoğraf koyardı değil video koyardı. ama iftiranızı kanıtlayamazsınız. beni öldürmeye geleni elimden gelirse öldürürüm bunda katledildi diyemzsiniz. ayrıca sen kimsin ki haklı olup olmadığını söylüyorsun haksız diyorsun öldürülenlerden kaç tane tanıyorsun.

Şehit Şeyh said en iyisini yapmıştır. rejimi değiştireceğim diye yapılır balgibi yapılır müslüman askerin laik kemalist rejimin tarafında ne işi var. ? kimi savunuyorsan ondansın o kadar basit. müslüman askere sialm mı çekilirmiş ? Hz.Ali hayatını oku da biraz beynin açılsın. milliyetçilik seni esir almış. hz Ebubekiri oku haz Hüseyini oku..

infaz hak edene haktır. bu ayetle de hadisle de haktır !

http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos..._6521441_a.jpg


Hizbullah'ın lider kadrosu ve tetikçilerinin CMK'nın 102'nci maddesinde yapılan değişiklikle salıverilmesine, Hizbullah ve JİTEM tarafından Kuştepe Köyü'nde kurulan karargahta yakınları sorgulanarak katledilen Cizreli mağdurlardan tepki geldi. Hizbullah tarafından eşi katledilen Fatma Yaşar, "Neden insanları öldürenleri de cezalandıracak bir yasa çıkartmıyorlar?" diye sorarken, eşi öldürülen Şefkiye Aslan da, "Herkes bilsin ki bundan sonra yaşanacak olan ölümlerden ve faili meçhullerden hükümet sorumludur" dedi.

Hizbullah'ın lider kadrosu ve tetikçilerinin CMK'nın 102'nci maddesinde yapılan değişiklikle salıverilmesine mağdur yakınlarından büyük tepki geldi. Bir dönemin kanlı izlerini taşıyan Cizre'de, adam kaçırma, yargısız infaz ve akıl almaz işkence yöntemleri ile anılan Hizbullah, lider ve tetikçi kadrosunun serbest bırakılmasıyla tekrar gündemde. Hizbullah Örgütü, JİTEM ve korucu başı Kamil Atak'ın adamları Kuştepe Köyü'nü PKK'ye yardım ettikleri gerekçesi ile boşalttıktan sonra Hizbullah ile JİTEM Grup Komutanı Albay Cemal Temizöz tarafından hem karargah hem de sorgulama ve infaz merkezi olarak kullanıldı. Hizbullah operasyonu sırasında ilk cesetler de bu köyde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkmıştı. CMK'nın 102'nci maddesinde yapılan değişiklik nedeni ile dönemin cinayetlerine karar veren Hizbullah'ın lider kadrosu ile tetikçilerinin serbest bırakılması yakınlarını Hizbullah tetikçilerine kurban veren Cizreli aileleri isyan ettirdi.

'35 gün akıl almaz işkenceler gördü'

1992 yılında Hizbullah tarafından katledilen Süleyman Turgut'un eşi Fatma Yaşar'ın anlattıkları hem o dönemde Hizbullah'ın kimlerin himayesinde ve talimatı ile cinayetler işlediğini gözler önüne seriyor hem de işkence seanslarının nasıl devrede olduğuna ışık tutuyor. Fatma Yaşar, "Fakir bir aileyiz. 92 yılında eşimi Yafes Mahallesi'nde bulunan emniyete götürdüler. Orda 35 gün işkencede bıraktılar. Eve geldiği zaman öyle bir haldeydi ki biz onu tanıyamadık. Kocam eve geldi ve onu tıraş ettik. Sonra bana dedi ki 'Benim bir resmimi çekin bir gün size lazım olacak. Çünkü bu adamlar beni artık sağ bırakmayacaklar' dedi. Eşimi 25 gün evde çocuk gibi besledim. Ancak sıvı şeyler yiyebiliyordu. Bu 25 gün içinde meyve ve su ile besledim eşimi" dedi. Yapılan işkence sonucu eşinin akli dengesinin de bozulduğunu belirten Yaşar, "Eşimi öyle bir hale getirmişlerdi ki, beni bile kardeşi sanıyordu artık" diye konuştu.

'Savcı gülünce öldürüldüğünü anladık'

Yaşar, "25 gün onu evde besledikten sonra yine bir gün gelip evden aldılar. Kuştepe Köyü'ne götürdüler. Bizler aramadık yer bırakmadık. Savcılığa bile gittik. Savcı bize güldü. Savcının gülmesiyle birlikte Süleyman'ı öldürdüklerini anladık. Günlerce aradık ama bir gün onun ölüm haberini duyduk. Süleyman'ın Kuştepe'de öldürüldüğünü oradaki köylüler söyledi. Öldürüldüğü yere gittiğimizde kanlı elbiseleri vardı. Köylüler onu gömmüşlerdi. Eşim Hizbullah ve JİTEM tarafından öldürüldü" dedi. 10 yıllık bir yargılama sürecinde Hizbullah üyeleri hakkında yargının bir karara varmamasına tepki gösteren Yaşar, "Hükümet çıkarttığı yasalarla suçluları ve insanları katledenleri bırakıyor. Neden insanları öldürenleri de cezalandıracak bir yasa çıkartmıyorlar. Bu insanların hiçbir şekilde bırakılmaması gerekiyor. Benim kocamın hiç kimseye zararı dokunmamıştı. Neden öldürdüklerini de anlamadım" dedi.

'Korucubaşı Atak 'Eşini Hizbullah'a verdik' dedi'

Korucubaşı Kamil Atak ve JİTEM elemanları tarafından 1994 yılında evinden alınan Hüseyin Aslan'ın eşi Şefkiye Aslan, "Eşimi evden aldıkları zaman, ben onlara engel olmak istedim fakat beni taşlarla kovaladılar. Beni de dövdüler, bebeğim de kucağımdaydı. Onların beni tekme tokat dövmeleri soncu bebeğim yere düşerek yaralandı. Ben yinede eşimi götürenlerin peşine düştüm. Ama engel olamadım. Eşimi götürdüler. Ben daha sonra Kamil Atak'ın evine gittim. Onun ayaklarına kapandım eşimi geri vermesi için. Onun ayaklarına kapanarak eşime bir şey yapmamaları için yalvardım. Kamil Atak, bana 'Ben artık müdahale edemem. Çünkü eşini Hizbullah'a teslim ettik. O günden sonra eşimden bir haber alamadım. O günden sonra eşimin bir kemik parçasını ne de elbiselerini bulabildik" şeklinde konuştu.

'Bu katilleri hiçbir şey olmamış gibi aramıza gönderdiler'

Eşini ve daha nice insanı öldürenlerin ceza almadan hükümetin yasa değişikliğiyle serbest bırakılmasını bir türlü anlayamadığının altını çizen Aslan, "Bu hukuk dışı bir şeydir. Hükümet neden tetikçileri ve tecavüzcülere serbest bırakıyor da suçsuz olanların cezaevlerinde tutuyor anlamıyorum. Biz bu kişilerin cezalandırılmadan serbest bırakılmasını istemiyoruz. Şimdi bu katilleri hiçbir şey olmamış gibi bizim aramıza yine gönderecekler. Yine yeni ölümlere yeni kayıplara yol açacaklar. Herkes bilsin ki bundan sonra yine yaşanacak olan ölümlerden ve faili meçhullerden hükümet sorumludur" dedi.

'Bölgedeki cinayetlerin yüzde 80'ini Hizbullah işledi'

Mehmet Tunç adlı vatandaş da, "90'lı yıllardan 2000 yıllarına kadarki sürede Cizre'ye baktığımızda 300'ü aşkın kişi öldürüldü, katledildi veya kaybedildi. Bu insanlarımızı öldürenler ve kaybettirenler şimdi hükümetin çıkardığı yasalarla serbest bırakılıyor" diyerek tepki gösterdi. Yaşanan cinayetlerin yüzde 80'ninin Hizbullah örgütünün yaptığını herkes tarafından bilindiğini vurgulayan Tunç, "İşlenen bunca cinayetten sonra Hizbullah örgütü devlete sorun olmaya başladığı için hepsini topladılar. Şimdi de serbest bırakıyorlar. Bu durum şu anlama geliyor, 'bunları tekrar Kürt halkının içine göndereceğiz. Kürtlüğe karşı dursunlar. Yine ölümler yaşansın. Zulümler yapılsın'" dedi. Devletin çıkarttığı yasalar karşısında şaşkınlık içinde olduğunu belirten Tunç, "Cezaevlerinde yıllardır türlü türlü hastalıklarla boğuşanlar, suçsuz bir şekilde yıllardır cezaevinde kalanlar bırakılmıyor. Yüzlerce kişinin ölümünden sorumlu olanların serbest bırakılması Türk adaletinin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor" dedi.

'Bunlar devletin adamlarıdır'

90'lı yıllarda kellecilik, Jitemcilik, mitçilik ve Hizbullahçılık adı altında kullanılan kişilerden bir kısmı daha önce tutuklanıp cezaevine atıldığını ve bunların devletin adamları olduğunu belirten Mehmet Şerifoğlu da, "O dönemde de bunlar birlikte çalışıyorlardı. Şimdide hükümet çıkardığı bir yasayla bu kişileri serbest bıraktı. Buda devletin bir taktiğidir. Yani hukuki bir şey değildir. Sadece milleti ezmek, yok etmek, zulüm yapmaktır. Tecavüzcüler, rantçılar ve tetikçiler bırakılıyor fakat 20 yıldır cezaevinde bulunan kanser hastalarını bile bırakmıyorlar. Bir sürü hasta tutsak var onları neden bırakmıyorlar. Devlette adaletli bir hukukun işlenmesini istiyoruz" dedi.

'Suçluları bırakıp, suçsuzlara ceza vermeye son versinler'

Devletin, tetikçileri, Hizbullahçıları ve tecavüzcüleri serbest bırakmalarını istemediğini dile getiren Abdurahim Dadak ise, düşüncesini dile getirdiği için, hakkını aradığı için ya da ana dilini konuştuğu için 20 yıl ceza alanların serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de seslenen Dadak, "Meclisten ricamız bu konular üstünde dursunlar. Suçluları bırakıp suçsuzlara ceza vermeye son versinler. Suçluları bırakmasınlar" dedi.

Bütün bu açıklamalar her şey yalandır değil mi ?

Hangi sahabe birisini katletmiş işkence yapmış infaz domuz bağıylamı olur... :w:

HaArP 01-26-2012 15:01

Alıntı:

rejimi değiştireceğim diye yapılır balgibi yapılır müslüman askerin laik kemalist rejimin tarafında ne işi var. ?
Ammar biraz daha sakin olmanı istirham ederim... Eskiden böyle bir yazı haberlerde yahutta herhangi bir yerde yazılsaydı ! Masonlar seni haberlere öyle bir aktarırlardı ki ! Hiç kimseye derdini anlatamazdın !!! (Sanırım bu örnekten Blur kardeşimizde sende bir nasip alırsın)

Ammar 01-26-2012 15:03

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984032)
Sana diyorum bunlar menfaat ordusu diye...

pkk ile savaştıda ne oldu hangi dağda kurt öldüde ateşkes çağrısı yapıldı gelin ortak olalım birlikte vuralım kıralım denildi...

Elde imkan olsa bunlar mehmetçiğe kurşun sıkacaklardı...



Hizbullah'tan PKK'ye ateşkes çağrısı
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından askeri ve siyasi liderleri cezaevinden salıverilen ve daha sonra ortadan kaybolan Hizbullah, PKK’ye ateşkes çağrısı yaptı.

Hizbullah Basın Bürosu tarafından gece yapılan yazılı açıklamada, “Ateşkes, çatışmazsızlık ve bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız” denildi. Açıklamada, geçmişte yaşanan çatışmalardan iki tarafın zarar gördüğünü belirtildi.

“Haksız bir şekilde fiili saldırıya uğramadıkları müddetçe, silaha başvurma veya güç kullanma gibi bir niyet, plan ve programlarının olmadığı" mesajı verilen açıklamada, örgütün 1990’lı yıllarda PKK’ya karşı eylemlerine ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu:

“Bizim dağlarda sizi kovalayacak ve çatışacak bir durumumuz olmadığından, bir kısmı kırsal alanda olmak üzere uzun süre devam eden bu çatışmaların çoğu yerleşim alanlarında cereyan etti. Kimin ne kaybettiği, çatışmanın kazanan ve kaybeden tarafının kim olduğu konusundaki hükmü uzmanlara, araştırmacılara ve bölge halkına bırakalım. Ancak genel anlamda, Kürt halkı açısından ve siyasi sonuçları itibarıyla bu çatışmanın her iki taraf için kazançtan çok zarar getirdiğini ve bu çatışmadan direkt ve dolaylı en iyi istifade edenin Kemalist rejim ve onun derin unsurları olduğuna inanıyoruz.”

17 Ocak 2000 günü Beykoz’da üst düzey yöneticilere yönelik yapılan operasyonunun ise "PKK ile çatışmaları durdurdukları için" yapıldığı öne sürülen açıklamada, “Bu tarihten itibaren bilerek ve kendi irademizle silahları bir kenara bıraktık” denildi.

-İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ-

PKK ile yaşadıkları bütün sorunlara rağmen aralarında resmi bir ateşkes, çatışmazsızlık veya anlaşmanın söz konusu olmadığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

“Sadece zımni ve fiili bir ateşkes veya çatışmasızlık durumu söz konusudur. Bıçak kemiğe dayanmadıkça sizinle fiili çatışmadan kaçınacağız. Ateşkes, çatışmazsızlık ve gerekirse halkımızın çıkarına olacak bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız. Ancak her ne olacaksa yetkili kişi ve organlar tarafından yapılmalı ve bunun resmi bir statüye kavuşması gerekir.”

law siz ne biçim insansınız öldürse neden öldürdü. halkın yararına alternatiflere açığız dese siz yine aynısınız. savaş ilan etse aynısını barış ilan etse aynısın 12 yıldır tek eylemi yok yine aynısınız yani derdiniz başka ! ayrıca sizin hayatınız yalan dolan kendiniz gibileri referans aldığınız sürece böyle kalacaksınız !

o bildiriyi buradan oku da bir kerde olsa kaynağından bak kendi gibi kindarları direk birinci kaynak alma.

kendi beynin var sen değerlendir.

HİZBULLAH BASIN BÜROSUNDAN KAMUOYUNA!
ALLAH’IN ADIYLA


Bizleri iman nuruyla karanlıktan aydınlığa kavuşturan ve mücadele tarihi boyunca her zaman gaybi yardımlarıyla destekleyen Rabbimize sonsuz hamd olsun.

Tüm halkımız tarafından görüldüğü ve gözlendiği üzere son zamanlarda Hizbullah Cemaatine karşı İslam düşmanı değişik kesimler tarafından çirkin iftira ve yalan temelinde bir karalama ve linç kampanyası yürütülmektedir.

Şu gerçek herkes tarafından çok iyi bilinmelidir ki; tutukluluk süresini düzenleyen yasadan Hizbullah sanıkları istifade etmesinler diye daha önce bilinçli olarak iki defa ertelenerek uygulamaya konmamıştır. Eğer daha önceki tarihlerde bu yasa uygulansaydı çok sayıda Hizbullahi Müslüman istifade ederek özgürlüğüne kavuşacaktı. Mevcut durumda bu yasadan en az sayıda istifade edecek olanlar Hizbullahi Müslümanlar olmalarına rağmen Kürt ve Türk Kemalist ulusalcılar tarafından bilinçli bir dezenformasyon kampanyası yürütülmektedir.

Bu münasebetle genelde tüm kamuoyuna ve bir de özel olarak PKK’ye çağrı ve söyleyeceklerimiz vardır.

Kamuoyuna çağrımız:

Daha önce değişik münasebetlerle kamuoyuna duyurduğumuz gibi şunu kesin ve açık bir dille belirtmek isteriz ki; “İslam’ı bireysel olarak öğrenme, yaşama ve toplumsal alanda örgütlenip tebliğ etmemize engel olunmadığı ve Müslümanlar haksız bir şekilde fiili saldırıya uğramadığı müddetçe, silaha başvurma veya güç kullanma gibi bir niyet, plan ve programımız yoktur.”

Nitekim 2002 tarihinden bu yana farklı alanlarda birçok kez fiili saldırılara uğramamıza rağmen tahammül etmiş, oyuna gelmemiş ve provokasyonları boşa çıkarmışızdır. Aynı zamanda bu kışkırtma ve haksız saldırıları halka duyurmuş ve şikâyette bulunmuşuzdur.

PKK’ye çağrımız:

Doksanlı yıllarda sizinle bir çatışma yaşamamak için hem yerel düzeyde ve hem de yurt dışında çalmadık kapı bırakmadığımız ve şehid verdiğimiz halde aylarca sabrederek ısrarla size cevap vermeyip silahlı çatışmadan uzak kaldığımız halde, o dönemin zafer sarhoşluğu içinde istemediğimiz ve karşı olduğumuz uzun süreli ve acımasız bir çatışmayı bize tahmil ettiniz.

Sizin ölçüsüz dil ve edebiyatınız, iftira, yalan, karalamaya ve dezenformasyona dayalı çirkin ve bir o kadar da acımasız propagandanız, çatışma sürecini hızlandıran ve bölgeyi bir ateş çemberine sürükleyen en önemli ve belirgin etken olmuştu.

Bizim dağlarda sizi kovalayacak ve çatışacak bir durumumuz olmadığından, bir kısmı kırsal alanda olmak üzere uzun süre devam eden bu çatışmaların çoğu yerleşim alanlarında cereyan etti. Kimin ne kaybettiği, çatışmanın kazanan ve kaybeden tarafının kim olduğu konusundaki hükmü uzmanlara, araştırmacılara ve bölge halkına bırakalım. Ancak genel anlamda, Kürt halkı açısından ve siyasi sonuçları itibarıyla bu çatışmanın her iki taraf için kazançtan çok zarar getirdiğini ve bu çatışmadan direkt ve dolaylı en iyi istifade edenin Kemalist rejim ve onun derin unsurları olduğuna inanıyoruz.

Siz yerleşim alanlarında eylem yapamayacak bir duruma geldiğinizde ve devlete bağlı unsurların bu çatışmaları alevlendirmek ve daha uzun sürmesini sağlamak için hem PKK ve hem de Hizbullah adına iki tarafa karşı eylemler yaptıklarını tespit ettiğimizde, biz de size karşı eylemleri durdurup o ihanet şebekelerine ve onlara bağlı unsurlara yöneldik. Nitekim bizim onlarla olan şiddetli çatışmamız bize yönelik 17 Ocak operasyonunun yapılmasına zemin hazırladığı gibi, süregelen çatışmalar 2002 yılına kadar devam etti. Bu tarihten itibaren bilerek ve kendi irademizle silahları bir kenara bıraktık. Yukarıda belirttiğimiz şartlar oluşmadıkça -ki Allah’tan dileğimiz oluşmaz- silaha başvurma gibi bir düşüncemiz de yoktur.

Siz PKK olarak çok iyi biliyorsunuz, ancak kamuoyunun da bilmesini isteriz ki bugüne kadar sizinle yaşadığımız bütün bu sorunlara rağmen aramızda resmi bir ateşkes, çatışmazsızlık veya anlaşma söz konusu olmamıştır. Sadece zımni ve fiili bir ateşkes veya çatışmasızlık durumu söz konusudur. Kürdistan’ın sosyal yapısı gereği karşılıklı olarak birbirimizi iyi tanıdığımız veya bir aileden her iki örgütle beraber olan fertler bulunduğundan, son dönemlerde lokal düzeyde bazı görüşmeler ve karşılıklı mesaj alış verişleri olmuş olabilir ki bunun bir resmiyeti ve genel bağlayıcılığı yoktur.

Sürekli olarak ve özellikle son dönemlerde sanki ders ve ibret alınmamış gibi 90’lı yılların başlarında kullandığınız dil, üslup ve yapılan hatalar tarafınızdan tekerrür etmektedir. Bugüne kadar sabrettiğimiz gibi bundan sonrada sabredeceğiz ve bıçak kemiğe dayanmadıkça sizinle fiili çatışmadan kaçınacağız.

Kamuoyu huzurunda size çağrımız şudur; geçmişte yaşanılan çatışmaların müsebbibi sizsiniz ve bu çatışmayı siz başlatmışsınız. O dönemde arkadaşlarımızı şehit ettiğiniz halde altı aya yakın size cevap bile vermedik. Dolayısıyla eğer kalıcı ve köklü bir çözüm istiyorsanız bu durumu kabul edin ve bunu kamuoyuna duyurun. Ayrıca ateşkes, çatışmazsızlık ve gerekirse halkımızın çıkarına olacak bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız. Ancak her ne olacaksa yetkili kişi ve organlar tarafından yapılmalı ve bunun resmi bir statüye kavuşması gerekir.

Halkımıza saygıyla duyururuz.

Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.

HİZBULLAH BASIN BÜROSU - OCAK 2011

Ebuzer 01-26-2012 15:05

Blur..
Bence buraya kopyalayıp yapıştırdığın yazılara pek güvenmemelisin kardeşim..
Onlar kesin bir şey göstermiyor..
Daha dikatli olmanı tavsiye ederim..
Daha hassas olalım lütfen, yoksa hesap gününde altından kalkamayız vesselam..

Blur 01-26-2012 15:06

Bu arada evet Milliyetçiyim çok şükür yediğim kaba pislemiyorum burası Türkiye eğer durumdan hoşnut olmayan kimseler varsa Dünya'da herkese göre bir yer var..

Biz ülkemizi pkk'lılara , şeriatçılara , bilmem kimcilere göre şeklemi sokacağız...

Şeriat yönetimini sevmeyen bir Müslüman olamaz fakat Şeriat'ı sen kiminle uygulayacaksın şu anda böyle bir şey mümkün mü ? Şeriat getireceğim diye insanları katledemezsin...

Blur 01-26-2012 15:11

Altından kalkamayacağım bir şey yok haksız bir olayı savunmuyorum suçsuz yere katledilen insanların haklarını savunuyorum...

Ammar 01-26-2012 15:12

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984043)
Bu arada evet Milliyetçiyim çok şükür yediğim kaba pislemiyorum burası Türkiye eğer durumdan hoşnut olmayan kimseler varsa Dünya'da herkese göre bir yer var..

Biz ülkemizi pkk'lılara , şeriatçılara , bilmem kimcilere göre şeklemi sokacağız...

Şeriat yönetimini sevmeyen bir Müslüman olamaz fakat Şeriat'ı sen kiminle uygulayacaksın şu anda böyle bir şey mümkün mü ? Şeriat getireceğim diye insanları katledemezsin...

milliyetçiler kendi yediği kaba pisliyor ne yazık ki ! Allah nimetlerini yiyip Allah asi olmak. sen şeriatın gelmesi ve bunu uygulayacak olanların yetişmesi için ne yaptın da çıkıp kim uygulayacak diyorsun resmen Türkiyede ki alimlere hakaret ediyorsun.

ayrıca bualar benim vatanımken senin gibi milliyetçilere anadolunun ne olduğunu bilmiyordu keşif birlikleri gönderiyordu ' ( toprak olarak düşünürsen ki benim için nasıl bir toprak önemli oldu için. müslümanaların keşifleri benim onurumdur )

laik rejim bir gecede geldi uygulayanlar çıktı değil mi sizin zihniyetiniz bu işte ! bahene ile Allah'ın hükümlerini etkisiz kılma. neymiş uygulayacak yokmuş !

Blur 01-26-2012 15:14

Tamam hadi gel savaşmaya gidelim.

Ammar 01-26-2012 15:14

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984044)
Altından kalkamayacağım bir şey yok haksız bir olayı savunmuyorum suçsuz yere katledilen insanların haklarını savunuyorum...

haksız olduklarını yad ahaklı olduklarını nereden biliyorsun munecip misin yoksa haşa gayıpten haber mi alıyorsun ! senin devletin kanıtlayamamış faili meçhul saymış yada ceza verememiş ceza verdikleride şeriat kurmak istiyorlar suçlaması ile ceza vermiş !

Ammar 01-26-2012 15:14

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984046)
Tamam hadi gel savaşmaya gidelim.

biz Allah çok şükür mücadele halindeyiz. senin gibi kuma gömemişiz.

Hüdaverdi 01-26-2012 15:15

Ben burada hizbullah değil devlet terörü görüyorum ;D Ne de olsa deevletin kontrolü altındalardı.Şuan nasıl ki pkk için ''PKK, Kemalist devletin bir projesidir'' diye konu açılıyorsa, o dönemin hizbullahı da din içinmiş bilmem ne içinmiş hareket etmediği ortada kabak gibi ;D La aponun eski karısı mı ne o olsun,bir de eniştesi mi kuzeni mi ne o olsun mitle ilişkisi ortaya çıktı.Falan filan sallayın olum yeni jitem kuruyorum başkan yardımcısı benim başkan olarak kimseyi seçmiyorum hayali bir şey olsun ;D

Ammar 01-26-2012 15:19

Alıntı:

Hüdaverdi Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984049)
Ben burada hizbullah değil devlet terörü görüyorum ;D Ne de olsa deevletin kontrolü altındalardı.Şuan nasıl ki pkk için ''PKK, Kemalist devletin bir projesidir'' diye konu açılıyorsa, o dönemin hizbullahı da din içinmiş bilmem ne içinmiş hareket etmediği ortada kabak gibi ;D La aponun eski karısı mı ne o olsun,bir de eniştesi mi kuzeni mi ne o olsun mitle ilişkisi ortaya çıktı.Falan filan sallayın olum yeni jitem kuruyorum başkan yardımcısı benim başkan olarak kimseyi seçmiyorum hayali bir şey olsun ;D

kabağı bize de göster yoksa sende blur gibi perinçkin dergileriden alıntı mı yapacaksın !

Allah için olup olmadığına Allah şahittir.

Allah şahit olarak yeter.

Blur 01-26-2012 15:20

Sen devletin mahkeme kararlarına , Emineyet'in raporlarına perinçekin dergisimi diyorsun :)

Ammar 01-26-2012 15:23

Alıntı:

Blur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 984051)
Sen devletin mahkeme kararlarına , Emineyet'in raporlarına perinçekin dergisimi diyorsun :)

onlarında kaynağı aynı merak etme senin gibi hazırcılar böyle öğreniyor sen eminyetin raporunu okumamışsın bile ! :)


All times are GMT +3. The time now is 16:25.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025