Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Köşe Yazıları (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=124)
-   -   Taraf Yazarı Erdoğan'dan Tarife İstedi ! (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=159583)

Özgür Çağrı 01-30-2012 17:33

Taraf Yazarı Erdoğan'dan Tarife İstedi !
 
http://analizmerkezi.com/resimler/2/27535.jpg

Yıldıray Oğur, Başbakan Erdoğan'ın Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan için 30 bin liralık, Perihan Mağden için 7 bin 500 liralık tazminat davası açmasını ironik bir şekilde eleştirdi.


Oğur, "Evdeki kumbaraları boşalttık, yakıt, elektrik, internet, ulaşım, çocuk bezi masraflarını alt alta yazdık. Böyle bir yazıya ayırabilecek sadece 1000 TL'miz var. İsterseniz yazıyı önceden avukatlarınıza gönderelim onlar bir keşif bedeli belirlesin" dedi.

Taraf gazetesi yazarı Yıldıray Oğur'un "Sizi 1000 liralık eleştirebilir miyim"başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

"Bu devirde yazını yorganına göre uzatacaksın. Hele siz de, yazıdan para kazanmaktan çoktan vazgeçmiş, bir de yazıdan para kaybetmeyi göze alamayacaklardansanız. Havalar soğudu, masraflar arttı. Üstüne üstlük bir de bizim gibi bebek bekliyorsanız...

Yani artık öyle oturup "Kabinenin en çalışkan üç bakanı: İdris Naim Şahin"diye espriler yapma lüksünüz yok.

Yani yazıda iktisat yapmak lazım iyi de, bunu nasıl yapalım, önümüzü göremiyoruz ki. Başbakan eleştirisinde ciddi bir hesap edilemezlik sorunu var. (Aman küçümsemeyin. Bu hukuki accountability öyle bir ciddi meseledir ki uğruna burjuvazi devrim yapmıştır.)

Yani Başbakan'ı eleştirmenin tarifesi nedir bir açıklansa da, ne yazdığımızda ne kadar ödeyeceğimizi bilsek, bütçemize göre muhalif olsak, şu menüsünde fiyatlar yazmayan kazık bir fusion restoranda yemek yiyormuş stresinden kurtulsak.

Tüm bunları düşünerek aynı belirsizlikten mustarip yazar-çizer takımının önünü görebilmesi için, az çok fikir versin diye -tabii ki tamamen geçmişlerimin yüzü suyu hürmetine- son üç beş yıl içinde Başbakan'ın açtığı tazminat davalarına bakarak basit bir "Başbakan'ı eleştirme tarifesi" çıkardım.

Mesela "Yazık sana, şu düştüğün hale bak, milletin yiğidiydin, devletin oyuncağı oldun. Senin başbakanlığını yaptığın devlet bu ülkenin 35 çocuğunu bombalarla parçaladı. Ya seni kendi yönetimindeki devlet tuzağa düşürdü, ya da sen bile bile öldürdün. Bombacılara sahip çıkarak, gerçekleri halkından saklayarak, olayları saptırarak, tuzağa düşürmediğini anlattın" diye Başbakan'dan 35 sivil için hesap soracaksanız 30 bin TL'yi gözden çıkaracaksınız.

Ama tercihiniz "Kof kabadayı" gibi butik bir şeylerse en az 50 bin TL cebinizde nakitle yazının başına oturun derim. Çok şanlıysanız seçim mevsiminde yazıyı bedavaya da getirebilirsiniz.

Son olarak Perihan Mağden'e açılan davadan küçük bir tüyo: "İki topuk selamına sattı satıyor hakikatle olan hassas bağını" diye bir cümleyi 7500'e bırakıyor Başbakan'ın avukatları.

"Başbakan gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde" gibi klasikleri sevenler içinse fiyatlar 4 bin TL'den başlıyor.

Ama benden söylemesi "Senin yürüttüğün paranın yarısını tasarruf etsek zaten memleket güllük gülistanlık olacak" gibi fos bir Kılıçdaroğlu iddiası için 40 bin TL verilmez. Bir "Recep Bey" için 10 bin TL verip, bile isteye kazıklananlar için çok para değil aslında...

Hasip Kaplan'lık yapıp "Dolmabahçe, işbirlikçi iktidarların tezgâh kurduğu bir mekâna dönüşmüştür. Orada Büyükanıt'la ne tezgâhlar çevrildi. Ey Erdoğan! Yürekliysen, mertsen gel barajı kaldır, beraber seçime girelim"diyesiniz tuttuysa bunun size mal olacağı 20 bin TL'lik bedeli düşünüp çenenizi tutacaksınız.

Baydemir'in öyle ortaya edilmiş "has..tiriniz lütfen" küfrü 50 bin TL. Valla sudan ucuz. Bence MoMA Müzesi bu dünya tarihinin en kibarca ifade edilmiş kült küfrü için daha fazlasını ödeyebilir. Tabii önce küfür edip sonra utanmaya paha biçilemiyor.

Başbakan'a "Maganda üslubu bırak" demenin bedeli 10 bin TL. İnanmayan Deniz Baykal'a, Cüneyt Arcayürek'e sorsun. Evlat acısı gibi...

Bir de Başbakan'ın hayvanlar âlemiyle ilgili özel bir tarifesi var. Mesela Başbakan'ı kedi gibi çizmek 10 bin TL, kene gibi çizmek 25 bin TL, bütün hayvanlar âlemi gibi çizmek ise 50 bin TL. Sonuncunun fiyatı daha hesaplı görünüyor. Beş alana üç bedava tarzı bir kampanya var herhalde. Yine de dikkat; hayvana benzetilmenin hakaret sayılmadığı günler epey uzak. Kötü espri yapan karikatüristi meşum kaderiyle baş başa bırakmaksa en iyisi.

Tabii bir de ihanet kültünün en berbat sözlerini art arda sıralayan Bahçeli'nin durumu var. Rekor onda: 250 bin TL tazminat. Valla Vakko'da sıradan bir siyah takım elbiseye 10 bin TL vermekten bir farkı yok. Seveni vardır tabii.

Eh Başbakan zaten bütün bu tazminatları kazandıysa, ancak bu tahammülsüzlüğüyle, ileri demokrasisi bütün Ortadoğu'ya ilham kaynağı olan Türkiye'nin imajına verdiği zararı telafi edebilir.

Yok, aslında benimkisi böyle iddialı, gösterişli, pahalı bir şey değil. Basit, ucuz bir şey. "Sayın Başbakan biraz daha sinirlerinize hâkim olsanız, her okuduğunuz yazıdan sonra avukatlarınızı aramasanız, demokratik sabır gösterseniz" gibi bir şey.

Aslında öyle zorunlu bir masraf kalemi değil bu yazı. Olmazsa da olur. Hatta aile bütçemiz için lüks bile kaçıyor. Uygun bir fiyatta anlaşabilirsek, belki.

Evdeki kumbaraları boşalttık, yakıt, elektrik, internet, ulaşım, çocuk bezi masraflarını alt alta yazdık. Böyle bir yazıya ayırabilecek sadece 1000 TL'miz var. İsterseniz yazıyı önceden avukatlarınıza gönderelim onlar bir keşif bedeli belirlesin. 1000 TL'yi geçen yerlerini gerekirse çıkartırız da. Belki bir olurunu buluruz. Fiyatta pazarlık pek mümkün değil.

Olmazsa da ne yapalım, kısmet...

İntifada 01-30-2012 17:43

çok kafa adam yıldıray oğur ;D
twitterde yarıyor resmen ;D

Hüdaverdi 01-30-2012 17:49

Bu lavuk önce kendisine sövülmesinin tarifesini açıklasın ;D Sövülecek bir tipi var çünkü.Zaten tarafta bulunması otomatik sövme mekanizmamı harekete geçiriyor cümleler sıkışma yapıyor ;D

BeldeiTAYYIBe 01-30-2012 21:02

Aymazlikmi desek,
küstahlikmi desek...

Fikir'in F'sini agzindan cikaranlari yillarca ceza evlerinde süründürdükleri bir ülkeydi burasi...adam gibi elstir paran cebinde kalsin...

Özgür Çağrı 01-30-2012 21:16

şimdi süründürmüyor cebini boşaltıyor :)
ha süründürdükleride var tabi.

Bir de Başbakan'ın hayvanlar âlemiyle ilgili özel bir tarifesi var. Mesela Başbakan'ı kedi gibi çizmek 10 bin TL, kene gibi çizmek 25 bin TL, bütün hayvanlar âlemi gibi çizmek ise 50 bin TL. Sonuncunun fiyatı daha hesaplı görünüyor. Beş alana üç bedava tarzı bir kampanya var herhalde. Yine de dikkat; hayvana benzetilmenin hakaret sayılmadığı günler epey uzak. Kötü espri yapan karikatüristi meşum kaderiyle baş başa bırakmaksa en iyisi.


hayvanına göre muamele resmen ya koptum :)

BeldeiTAYYIBe 01-30-2012 21:26

Bu nasil birsey ki,
hakareti tarifeye göre yapiyorlar.

Yıldırım 01-30-2012 21:40

Bir insanı kedi köpek gibi çizmek ne zamandan beri eleştiri olmuş???
Böyle bir yaklaşım kabul edilebilir değil.Buna eleştiri denilmez düpedüz hakarettir.

Özgür Çağrı 01-30-2012 21:52

Alıntı:

Ama benden söylemesi "Senin yürüttüğün paranın yarısını tasarruf etsek zaten memleket güllük gülistanlık olacak" gibi fos bir Kılıçdaroğlu iddiası için 40 bin TL verilmez. Bir "Recep Bey" için 10 bin TL verip, bile isteye kazıklananlar için çok para değil aslında...

Hasip Kaplan'lık yapıp "Dolmabahçe, işbirlikçi iktidarların tezgâh kurduğu bir mekâna dönüşmüştür. Orada Büyükanıt'la ne tezgâhlar çevrildi. Ey Erdoğan! Yürekliysen, mertsen gel barajı kaldır, beraber seçime girelim"diyesiniz tuttuysa bunun size mal olacağı 20 bin TL'lik bedeli düşünüp çenenizi tutacaksınız.

Başbakan'a "Maganda üslubu bırak" demenin bedeli 10 bin TL. İnanmayan Deniz Baykal'a, Cüneyt Arcayürek'e sorsun. Evlat acısı gibi...


tazminat çetesi kurmuşlar resmen la
oldu olacak başbakanı koruma kanunuda çıkar 5816 gibi :)

İntifada 01-30-2012 22:08

lan bakın yarın birgün burayada ceza gelirse yönetim öder ha...

Yıldırım 01-30-2012 22:09

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985699)

tazminat çetesi kurmuşlar resmen la
oldu olacak başbakanı koruma kanunuda çıkar 5816 gibi :)

Başbakan hiç tazminat ödemiyor mu zannediyorsun?
Aynı hakaretleri başbakanda kullansa cezası aynıdır.
Geçen gün mecliste Ak Parti'li milletveklinin biri Bdp'lilerden birine faşist dedi.Hemen çıktı Bdp'li "Mahkemede hesaplaşacağız,faşist kelimesi için tazminat davası acacağım" dedi.Bir diğeri Kamer Genç:) bildiğim kadarıyla en çok tazminat parası yiyen milletvekilidir.Yani bu işler tek taraflı değil anlayacağın.
Sonuçta bu tarz davalar birbiri için hep emsal niteliğindedir aynı cümleleri başbakan kullanırsa onada dava açılabilir:)

Özgür Çağrı 01-30-2012 22:12

o zaman herkes tazminat çetesi kurmuş rantını yiyor :)

kof kabadayı demek 50 bin
maganda dilini kullanmayı bırak 10 bin

bu ne la oyhşş

balıkçı rüstem manav hikmete dava açtı . Kendisine pabucumun balıkçısı diyen hikmete kızan rüstem 5 bin liralık manevi tazminat davası açtı :p

Yıldırım 01-30-2012 22:20

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985706)
lan bakın yarın birgün burayada ceza gelirse yönetim öder ha...

Foruma üye olurken Genel Kurallar'ın 4. ve 26. maddesini okumadın sanırım.Herkes kendi yazdığından sorumludur ve yönetim hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.:):):)

_Ednâ_ 01-30-2012 22:41

eleştirmenin üslubunuda öğrenicekler inşallah :)
böyle çırpınmaları normal tabi alışık değiller adalete :)
hakaretle tenkitin ayrımını yapamayanlarla mücadelesini kutluyorum başbakanın :)

El Emin 01-30-2012 22:42

başbakan sadece bunları ünlendiriyor ve onları sbeplerin ürettiği bir kahraman yapıyor.
Herşeye tazminatla sadece reklamlarını yapıyor.
Yok diktatörlük yapacaksada onu da hukukla yapmasın da direk bir diktatör gibi kabul edip saygı duyalım.
Başbakanın böyle fazla tazminat davası açmasını açıkçası gereksiz buluyor ve eleştiriyorum zaten basında onlarca yağdanlık görevi görende çok bırakta bir kaç tane sertte olsa eleştiren olsun.

EZEL 01-30-2012 23:30

Şimdi ben insanlarda samimiyetsizlik gördümmü o samimiyetsizliği milletin gözüne sokmayı severim . Taraf gazetesi bir yerden komut almış gibi 360 derece dönüp Başbakanı ve Ak partiyi hedef almadan önce yani Başbakana yalamalık yaptığı dönemlerde Başbakan kartelin yazarlarına dava açmıyormuydu ? Açıyordu bizde kazandığı tazminatları oh olsun dercesine bu forumda açmıyormuyduk ? Açıyorduk şimdi ne oldu yahu Taraf gazetesi yazalarının ağzından salyalar akarak başbakana saldırmaları karşısında Başbakanın dava açmasına başka telden çalıyorsunuz ? Sonra Başbakan diğer kartelin yazarlarına dava açınca tazminat kazanınca Taraf buna tepki veriyormuydu ? Hayır bayram ediyordu belkide :))
Taraf gazetesi sanıyorduki biz bu başbakanı güdüyoruz yönlendiriyoruz her istediğimizi yaptırıyoruz baktılarki işin aslı öyle değil Başbakan onları kullanıyormuş şimdi zırlıyorlar kudurmuş köpek gibi saldırıyorlar ..

Özgür Çağrı 01-30-2012 23:38

açılacak söz var açılmayacak söz var

maganda dili kullanıyorsun 10 bin
kof kapadayı 50 bin
Mesela "Yazık sana, şu düştüğün hale bak, milletin yiğidiydin, devletin oyuncağı oldun. Senin başbakanlığını yaptığın devlet bu ülkenin 35 çocuğunu bombalarla parçaladı. Ya seni kendi yönetimindeki devlet tuzağa düşürdü, ya da sen bile bile öldürdün. Bombacılara sahip çıkarak, gerçekleri halkından saklayarak, olayları saptırarak, tuzağa düşürmediğini anlattın" diye Başbakan'dan 35 sivil için hesap soracaksanız 30 bin TL'yi gözden çıkaracaksınız.

buna 30 bin istemek nedir yani şakamısınız :)

Son olarak Perihan Mağden'e açılan davadan küçük bir tüyo: "İki topuk selamına sattı satıyor hakikatle olan hassas bağını" diye bir cümleyi 7500'e bırakıyor Başbakan'ın avukatları.


bu ülkenin fikir insanları konuşmayacak mı bu mu amaçlanıyor ? O kadar yalaka yağcı gazeteci salyalarını akıtırken bırakında muhalif seslerde biraz çıksın .

EZEL 01-30-2012 23:42

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985744)
açılacak söz var açılmayacak söz var

maganda dili kullanıyorsun 10 bin
kof kapadayı 50 bin
Mesela "Yazık sana, şu düştüğün hale bak, milletin yiğidiydin, devletin oyuncağı oldun. Senin başbakanlığını yaptığın devlet bu ülkenin 35 çocuğunu bombalarla parçaladı. Ya seni kendi yönetimindeki devlet tuzağa düşürdü, ya da sen bile bile öldürdün. Bombacılara sahip çıkarak, gerçekleri halkından saklayarak, olayları saptırarak, tuzağa düşürmediğini anlattın" diye Başbakan'dan 35 sivil için hesap soracaksanız 30 bin TL'yi gözden çıkaracaksınız.

buna 30 bin istemek nedir yani şakamısınız :)

Son olarak Perihan Mağden'e açılan davadan küçük bir tüyo: "İki topuk selamına sattı satıyor hakikatle olan hassas bağını" diye bir cümleyi 7500'e bırakıyor Başbakan'ın avukatları.


bu ülkenin fikir insanları konuşmayacak mı bu mu amaçlanıyor ? O kadar yalaka yağcı gazeteci salyalarını akıtırken bırakında muhalif seslerde biraz çıksın .

Senin cebindemi çıkıyor ?
“Senin başbakanlığını yaptığın devlet bu ülkenin 35 çocuğunu bombalarla parçaladı. Ya sen kendi yönetimindeki devlet tuzağa düşürdü, ya da sen bile bile öldürdün. Bombacılara sahip çıkarak, gerçekleri halkından saklayarak, olayları saptırarak, tuzağa düşürmediğini anlattın bize. O zaman öldürülen çocukların hesabını ver. Bu çocukları niye öldürdünüz, bize bunun söyle”

Elinde kesin bir delil varmış Devleti vede Başbakanı suçlamak bence çok ağır bir suçturki adam resmen katil diyor ..

Özgür Çağrı 01-30-2012 23:53

“Senin başbakanlığını yaptığın devlet bu ülkenin 35 çocuğunu bombalarla parçaladı. Ya sen kendi yönetimindeki devlet tuzağa düşürdü, ya da sen bile bile öldürdün. Bombacılara sahip çıkarak, gerçekleri halkından saklayarak, olayları saptırarak, tuzağa düşürmediğini anlattın bize. O zaman öldürülen çocukların hesabını ver. Bu çocukları niye öldürdünüz, bize bunun söyle”


Ahmet Altan'a katılıyorum. Ya hesap sor Ya neden öldürdüğünü söyle !
Gayet güzel yazmış.

Benden de 30 bin lira istemesinler :) Hoş isteseler güzel bir karşılık alırlar ama :p

CeVHeR 01-31-2012 00:07

Furkan sen Çarşı danmısın ;)

Özgür Çağrı 01-31-2012 00:15

Alıntı:

CeVHeR Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985752)
Furkan sen Çarşı danmısın ;)

yok yav ne çarşısı dağın başında oturuyoruz be abi :)

EZEL 01-31-2012 01:21

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985747)
“Senin başbakanlığını yaptığın devlet bu ülkenin 35 çocuğunu bombalarla parçaladı. Ya sen kendi yönetimindeki devlet tuzağa düşürdü, ya da sen bile bile öldürdün. Bombacılara sahip çıkarak, gerçekleri halkından saklayarak, olayları saptırarak, tuzağa düşürmediğini anlattın bize. O zaman öldürülen çocukların hesabını ver. Bu çocukları niye öldürdünüz, bize bunun söyle”


Ahmet Altan'a katılıyorum. Ya hesap sor Ya neden öldürdüğünü söyle !
Gayet güzel yazmış.

Benden de 30 bin lira istemesinler :) Hoş isteseler güzel bir karşılık alırlar ama :p

Hesap sor derken kimden ne hesabı soracak ? Nasıl soracak ? Nasıl yapacak ? Suçlular kim isim isim bellimi açık şekilde bir delil varmı ?

Özgür Çağrı 01-31-2012 01:29

Alıntı:

EZEL Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985781)
Hesap sor derken kimden ne hesabı soracak ?

genelkurmaydan istihbarattan 34 kişinin ölümünün hesabını soracak .

EZEL 01-31-2012 01:35

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985784)
genelkurmaydan istihbarattan 34 kişinin ölümünün hesabını soracak .

Ne diye soracak sınır dışındaki bu katırları ve kaçakçıları ne diye vurdunuz niye onların kaçakçı olduğunu anlamadınız niye terörist sandınızmı diye hesap soracak ?

Özgür Çağrı 01-31-2012 01:37

evet .

Mavera 01-31-2012 01:37

yildiray ogurun yazilarina ve fikirlerine deger veririm bana göre tam anlamiyla demokrat ve özgürlükcü biridir..
ama sayin ogur sunuda anlamali her özgürlügünde bir siniri olmali eger benim özgürlügüm baskasinin özgürlügünü rahatsiz ediyorsa orada bitmisdir, bitmelidir!..
o acidan basbakana yapilan elestirilere, tenkitlere eyvallah ama hakarete, iftira ve karalamaya bir dur demek lazim!..

EZEL 01-31-2012 01:50

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985787)
evet .

Kasten vurduklarınıda iddia ediyormusun ?

Özgür Çağrı 01-31-2012 02:22

Alıntı:

EZEL Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985799)
Kasten vurduklarınıda iddia ediyormusun ?

istihbaratın kasten yanlış yapıldığına inanıyorum vuranlar masum olabilir.

EZEL 01-31-2012 02:28

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985815)
istihbaratın kasten yanlış yapıldığına inanıyorum vuranlar masum olabilir.

İnanıyorumla filan olmuyor bu işler neye dayanrak söylüyorsun bizde öğrenelim .

Özgür Çağrı 01-31-2012 02:34

görgü tanıklarının anlattıkları ve islami kuruluşların raporlarına dayanarak

HAŞİM ENCÜ (Köy muhtarı):

"3 yıldan bu yana Ortasu köyü muhtarlığı yapmaktayım. Babalarımızın, atalarımızın uzun yıllar önce henüz sınır yokken yapmış olduğu ticareti, aramıza sınır çekilince de dedelerimiz sürdürmek zorunda kalmıştır. Aynı ticareti biz de halen yapmaktayız. Bu sınır ticaretini sadece biz değil burada herkes yapmaktadır. Kaçakçılığın medyada kötü bir şeymiş gibi ifade edilmesi bizi üzüyor. Bizim için kaçakçılık, atalarımızdan beri yapılan sınır ticaretidir. Burası tarıma elverişli olmadığından buranın tek geçim kaynağıdır diyebilirim. Hayvancılık bölge olaylarından dolayı geçim kaynağı olamıyor. Vefat eden çocuklarımızın çoğu büyük şehirlere çalışmaya gitmiş imkânsızlıktan tekrar köye dönmüş insanlardı. Kendim dahi 15 yıl Ankara'da inşaatlarda çalışıp, sonra köye dönmüş biriyim. Burada geçim kaynağı olan kaçakçılık, devletin, askerin, buradaki tüm yetkililerin bildiği bir şeydir.

Normalde kaçakçılık 5, 10, 15 hatta 20 kişilik gruplarla yapılır. 3 yıllık muhtarlık görevim süresince de her kaçak grubu geçişinde asker beni arayıp teyit ederdi. 'Şu an geçen grup sizinkiler mi değil mi?' diye sorarlardı. Ama bu sefer hiçbir şey sorulmadı bana. O nedenle kesinlikle kasıtlı bir olay olduğuna inanıyoruz. Bu olay bu şekilde olmadı, sorulmadı bana. Normalde bu saldırıya uğrayan 40 kişi birlikte yolculuk etmiyorlardı. 5-6 kişilik gruplar halinde ayrı ayrı geliyorlardı. Örneğin birkaç ay önce kardeşimin de içinde olduğu bir kaçakçı grubu yanlışlıkla vuruldu, yaralıları tedavi ettik ama kimseye haber vermedik ve olayı kimseye yansıtmadık. Bu sefer grupları bile bile bekletip topladıktan sonra bombalamışlar. O yüzden kesin kasıt var. Alaydan zırhlı araçlar gidip, gelen ilk grubun önünü kesiyor. Kendilerinin orada olduklarını göstermişler. Normalde böyle yapmazlar. Gizlenirler ve gelenleri yakalayıp savcılığa sevk ederler. Ancak bu kez orada olduklarını göstermişler. Ardından her gelen grup askerleri görünce sınırın sıfır noktasında birikmeye başlamışlar. Devlet diyor ki "40 kişilik kaçakçı grup olmaz bunlar neden 40 kişiden oluşuyordu?". Ama devlet onları bekletip birikmelerini sağladı. Eğer yolu kapatmasaydı onlar 40 kişi olmazdı ki orada. Asker Türkiye tarafında grup da sıfır noktasındaymış. F-16'lardan önce top atışlarını duyduk, aydınlatma fişekleri atıldı.

Top atışlarından ve ardından gelen uçaklardan dolayı saldırıyı köyde duyduk. Toplardan sonra yolu kesen asker hemen çekildi. Uçaklar da çekildikten sonra halk olarak olay yerine o gece gittik. Cenazeleri biz sıfır noktasından gidip, kendimiz aldık. Devletin o konuda bize hiç desteği olmadı.

Cesetleri Uludere Devlet Hastanesine götürdük. Malatya'dan gelen 2 doktor orada otopsi yaptı. Açık mı yüzeysel mi otopsi yapıldığını bilemiyorum.


Özgür Çağrı 01-31-2012 02:34

görgü tanıklarının anlattıkları ve islami kuruluşların raporlarına dayanarak

HAŞİM ENCÜ (Köy muhtarı):

"3 yıldan bu yana Ortasu köyü muhtarlığı yapmaktayım. Babalarımızın, atalarımızın uzun yıllar önce henüz sınır yokken yapmış olduğu ticareti, aramıza sınır çekilince de dedelerimiz sürdürmek zorunda kalmıştır. Aynı ticareti biz de halen yapmaktayız. Bu sınır ticaretini sadece biz değil burada herkes yapmaktadır. Kaçakçılığın medyada kötü bir şeymiş gibi ifade edilmesi bizi üzüyor. Bizim için kaçakçılık, atalarımızdan beri yapılan sınır ticaretidir. Burası tarıma elverişli olmadığından buranın tek geçim kaynağıdır diyebilirim. Hayvancılık bölge olaylarından dolayı geçim kaynağı olamıyor. Vefat eden çocuklarımızın çoğu büyük şehirlere çalışmaya gitmiş imkânsızlıktan tekrar köye dönmüş insanlardı. Kendim dahi 15 yıl Ankara'da inşaatlarda çalışıp, sonra köye dönmüş biriyim. Burada geçim kaynağı olan kaçakçılık, devletin, askerin, buradaki tüm yetkililerin bildiği bir şeydir.

Normalde kaçakçılık 5, 10, 15 hatta 20 kişilik gruplarla yapılır. 3 yıllık muhtarlık görevim süresince de her kaçak grubu geçişinde asker beni arayıp teyit ederdi. 'Şu an geçen grup sizinkiler mi değil mi?' diye sorarlardı. Ama bu sefer hiçbir şey sorulmadı bana. O nedenle kesinlikle kasıtlı bir olay olduğuna inanıyoruz. Bu olay bu şekilde olmadı, sorulmadı bana. Normalde bu saldırıya uğrayan 40 kişi birlikte yolculuk etmiyorlardı. 5-6 kişilik gruplar halinde ayrı ayrı geliyorlardı. Örneğin birkaç ay önce kardeşimin de içinde olduğu bir kaçakçı grubu yanlışlıkla vuruldu, yaralıları tedavi ettik ama kimseye haber vermedik ve olayı kimseye yansıtmadık. Bu sefer grupları bile bile bekletip topladıktan sonra bombalamışlar. O yüzden kesin kasıt var. Alaydan zırhlı araçlar gidip, gelen ilk grubun önünü kesiyor. Kendilerinin orada olduklarını göstermişler. Normalde böyle yapmazlar. Gizlenirler ve gelenleri yakalayıp savcılığa sevk ederler. Ancak bu kez orada olduklarını göstermişler. Ardından her gelen grup askerleri görünce sınırın sıfır noktasında birikmeye başlamışlar. Devlet diyor ki "40 kişilik kaçakçı grup olmaz bunlar neden 40 kişiden oluşuyordu?". Ama devlet onları bekletip birikmelerini sağladı. Eğer yolu kapatmasaydı onlar 40 kişi olmazdı ki orada. Asker Türkiye tarafında grup da sıfır noktasındaymış. F-16'lardan önce top atışlarını duyduk, aydınlatma fişekleri atıldı.

Top atışlarından ve ardından gelen uçaklardan dolayı saldırıyı köyde duyduk. Toplardan sonra yolu kesen asker hemen çekildi. Uçaklar da çekildikten sonra halk olarak olay yerine o gece gittik. Cenazeleri biz sıfır noktasından gidip, kendimiz aldık. Devletin o konuda bize hiç desteği olmadı.

Cesetleri Uludere Devlet Hastanesine götürdük. Malatya'dan gelen 2 doktor orada otopsi yaptı. Açık mı yüzeysel mi otopsi yapıldığını bilemiyorum.


Özgür Çağrı 01-31-2012 02:35

ABDAL ENCÜ (Ölenlerden Celal Encü'nün Abisi):

Haşim Encü ve Muzaffer Encü'nün konuşmalarını teyid ederek;

"Olay gecesi olay bombalama olduğunda bizimkilerin bombalandığını anladık çünkü bombardıman bölgesindeydiler. Hemen yola çıktık. 15 yaşındaki kardeşim Celal Encü de gidenler arasındaydı. Cesetler paramparçaydı. Ben kardeşimi yanmış elbisesinden tanıyabildim. Bütün vücudu parçalanmış tanınmayacak haldeydi. Elbisesini tanıyınca kardeşimin parçalarını çuvala koyup öylece getirebildim. Bazı parçalarını bulamadık. Biz olayda bir kasıt olduğuna inanıyoruz. Orada olanların köylüler olduğunu biliyorlardı. Genelkurmay başkanı görevden alınmalıdır."

Özgür Çağrı 01-31-2012 02:35

ABDAL ENCÜ (Ölenlerden Celal Encü'nün Abisi):

Haşim Encü ve Muzaffer Encü'nün konuşmalarını teyid ederek;

"Olay gecesi olay bombalama olduğunda bizimkilerin bombalandığını anladık çünkü bombardıman bölgesindeydiler. Hemen yola çıktık. 15 yaşındaki kardeşim Celal Encü de gidenler arasındaydı. Cesetler paramparçaydı. Ben kardeşimi yanmış elbisesinden tanıyabildim. Bütün vücudu parçalanmış tanınmayacak haldeydi. Elbisesini tanıyınca kardeşimin parçalarını çuvala koyup öylece getirebildim. Bazı parçalarını bulamadık. Biz olayda bir kasıt olduğuna inanıyoruz. Orada olanların köylüler olduğunu biliyorlardı. Genelkurmay başkanı görevden alınmalıdır."

Özgür Çağrı 01-31-2012 02:37

DAVUT ENCÜ (Olaydan sağ kurtulan ve olayda dokuz kuzenini kaybeden mağdur)

Haşim Encü ve Muzaffer Encü'nün konuşmalarını teyid ederek;

"Köyümüz korucu köyüdür. Karakolla normalde sürekli irtibatımız vardır. Bu nedenle gidip geldiğimizden haberdarlar. Bunu bildiğimiz için bir bombalama beklemiyorduk. Askerler önümüzü tuttuğu için geriye doğru gittik. Biz sekiz kişilik bir gruptuk. Sınırın 200-300 metre Irak tarafında idik. Bir kısmı da sınıra sıfır noktasında toplandı. Bize teslim ol çağrısı yapılmadı. Yapılsa teslim olurduk. Bulunduğumuz yerde telefon çekmiyordu. İrtibat kurma imkânımız yoktu. Zaten olsa da bir bombardıman beklemiyorduk. Uçakları bombalamadan sonra fark ettik. Sınırın sıfır noktasında telefon çekiyor ama oradakiler de bir saldırı beklemediklerinden kimseyi arama ihtiyacı duymadılar. Bizim her zaman yaşadığımız hadiselerden farklı bir gelişme görünmüyordu çünkü. İki defa bombardıman yapıldı. İlk bombala yapıldığında sıfır noktasındaki gruba yapıldı. Hemen ardından bize saldırı yapıldı. Bizler mağdurlar ve mağdur yakınları olarak davacı olduk. Savcılığa şikâyetlerimizi bildirdik. Mağdur olarak ifade verdik."

Özgür Çağrı 01-31-2012 02:37

DAVUT ENCÜ (Olaydan sağ kurtulan ve olayda dokuz kuzenini kaybeden mağdur)

Haşim Encü ve Muzaffer Encü'nün konuşmalarını teyid ederek;

"Köyümüz korucu köyüdür. Karakolla normalde sürekli irtibatımız vardır. Bu nedenle gidip geldiğimizden haberdarlar. Bunu bildiğimiz için bir bombalama beklemiyorduk. Askerler önümüzü tuttuğu için geriye doğru gittik. Biz sekiz kişilik bir gruptuk. Sınırın 200-300 metre Irak tarafında idik. Bir kısmı da sınıra sıfır noktasında toplandı. Bize teslim ol çağrısı yapılmadı. Yapılsa teslim olurduk. Bulunduğumuz yerde telefon çekmiyordu. İrtibat kurma imkânımız yoktu. Zaten olsa da bir bombardıman beklemiyorduk. Uçakları bombalamadan sonra fark ettik. Sınırın sıfır noktasında telefon çekiyor ama oradakiler de bir saldırı beklemediklerinden kimseyi arama ihtiyacı duymadılar. Bizim her zaman yaşadığımız hadiselerden farklı bir gelişme görünmüyordu çünkü. İki defa bombardıman yapıldı. İlk bombala yapıldığında sıfır noktasındaki gruba yapıldı. Hemen ardından bize saldırı yapıldı. Bizler mağdurlar ve mağdur yakınları olarak davacı olduk. Savcılığa şikâyetlerimizi bildirdik. Mağdur olarak ifade verdik."

EZEL 01-31-2012 03:03

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 985818)
görgü tanıklarının anlattıkları ve islami kuruluşların raporlarına dayanarak

HAŞİM ENCÜ (Köy muhtarı):

"3 yıldan bu yana Ortasu köyü muhtarlığı yapmaktayım. Babalarımızın, atalarımızın uzun yıllar önce henüz sınır yokken yapmış olduğu ticareti, aramıza sınır çekilince de dedelerimiz sürdürmek zorunda kalmıştır. Aynı ticareti biz de halen yapmaktayız. Bu sınır ticaretini sadece biz değil burada herkes yapmaktadır. Kaçakçılığın medyada kötü bir şeymiş gibi ifade edilmesi bizi üzüyor. Bizim için kaçakçılık, atalarımızdan beri yapılan sınır ticaretidir. Burası tarıma elverişli olmadığından buranın tek geçim kaynağıdır diyebilirim. Hayvancılık bölge olaylarından dolayı geçim kaynağı olamıyor. Vefat eden çocuklarımızın çoğu büyük şehirlere çalışmaya gitmiş imkânsızlıktan tekrar köye dönmüş insanlardı. Kendim dahi 15 yıl Ankara'da inşaatlarda çalışıp, sonra köye dönmüş biriyim. Burada geçim kaynağı olan kaçakçılık, devletin, askerin, buradaki tüm yetkililerin bildiği bir şeydir.

Normalde kaçakçılık 5, 10, 15 hatta 20 kişilik gruplarla yapılır. 3 yıllık muhtarlık görevim süresince de her kaçak grubu geçişinde asker beni arayıp teyit ederdi. 'Şu an geçen grup sizinkiler mi değil mi?' diye sorarlardı. Ama bu sefer hiçbir şey sorulmadı bana. O nedenle kesinlikle kasıtlı bir olay olduğuna inanıyoruz. Bu olay bu şekilde olmadı, sorulmadı bana. Normalde bu saldırıya uğrayan 40 kişi birlikte yolculuk etmiyorlardı. 5-6 kişilik gruplar halinde ayrı ayrı geliyorlardı. Örneğin birkaç ay önce kardeşimin de içinde olduğu bir kaçakçı grubu yanlışlıkla vuruldu, yaralıları tedavi ettik ama kimseye haber vermedik ve olayı kimseye yansıtmadık. Bu sefer grupları bile bile bekletip topladıktan sonra bombalamışlar. O yüzden kesin kasıt var. Alaydan zırhlı araçlar gidip, gelen ilk grubun önünü kesiyor. Kendilerinin orada olduklarını göstermişler. Normalde böyle yapmazlar. Gizlenirler ve gelenleri yakalayıp savcılığa sevk ederler. Ancak bu kez orada olduklarını göstermişler. Ardından her gelen grup askerleri görünce sınırın sıfır noktasında birikmeye başlamışlar. Devlet diyor ki "40 kişilik kaçakçı grup olmaz bunlar neden 40 kişiden oluşuyordu?". Ama devlet onları bekletip birikmelerini sağladı. Eğer yolu kapatmasaydı onlar 40 kişi olmazdı ki orada. Asker Türkiye tarafında grup da sıfır noktasındaymış. F-16'lardan önce top atışlarını duyduk, aydınlatma fişekleri atıldı.

Top atışlarından ve ardından gelen uçaklardan dolayı saldırıyı köyde duyduk. Toplardan sonra yolu kesen asker hemen çekildi. Uçaklar da çekildikten sonra halk olarak olay yerine o gece gittik. Cenazeleri biz sıfır noktasından gidip, kendimiz aldık. Devletin o konuda bize hiç desteği olmadı.

Cesetleri Uludere Devlet Hastanesine götürdük. Malatya'dan gelen 2 doktor orada otopsi yaptı. Açık mı yüzeysel mi otopsi yapıldığını bilemiyorum.

Furkanca Bakış e anlat işte sen ne anladın bize açıkla .. mesala muhtarın şu dediğinden şunu çıkardım de bizde senin neyi nasıl yorumladığını görelim .

Özgür Çağrı 01-31-2012 03:05

"Köyümüz korucu köyüdür. Karakolla normalde sürekli irtibatımız vardır. Bu nedenle gidip geldiğimizden haberdarlar. Bunu bildiğimiz için bir bombalama beklemiyorduk. Askerler önümüzü tuttuğu için geriye doğru gittik. Biz sekiz kişilik bir gruptuk. Sınırın 200-300 metre Irak tarafında idik. Bir kısmı da sınıra sıfır noktasında toplandı. Bize teslim ol çağrısı yapılmadı. Yapılsa teslim olurduk. Bulunduğumuz yerde telefon çekmiyordu. İrtibat kurma imkânımız yoktu. Zaten olsa da bir bombardıman beklemiyorduk. Uçakları bombalamadan sonra fark ettik. Sınırın sıfır noktasında telefon çekiyor ama oradakiler de bir saldırı beklemediklerinden kimseyi arama ihtiyacı duymadılar. Bizim her zaman yaşadığımız hadiselerden farklı bir gelişme görünmüyordu çünkü. İki defa bombardıman yapıldı. İlk bombala yapıldığında sıfır noktasındaki gruba yapıldı. Hemen ardından bize saldırı yapıldı. Bizler mağdurlar ve mağdur yakınları olarak davacı olduk. Savcılığa şikâyetlerimizi bildirdik. Mağdur olarak ifade verdik."

Özgür Çağrı 01-31-2012 03:06

"Köyümüz korucu köyüdür. Karakolla normalde sürekli irtibatımız vardır. Bu nedenle gidip geldiğimizden haberdarlar. Bunu bildiğimiz için bir bombalama beklemiyorduk. Askerler önümüzü tuttuğu için geriye doğru gittik. Biz sekiz kişilik bir gruptuk. Sınırın 200-300 metre Irak tarafında idik. Bir kısmı da sınıra sıfır noktasında toplandı. Bize teslim ol çağrısı yapılmadı. Yapılsa teslim olurduk. Bulunduğumuz yerde telefon çekmiyordu. İrtibat kurma imkânımız yoktu. Zaten olsa da bir bombardıman beklemiyorduk. Uçakları bombalamadan sonra fark ettik. Sınırın sıfır noktasında telefon çekiyor ama oradakiler de bir saldırı beklemediklerinden kimseyi arama ihtiyacı duymadılar. Bizim her zaman yaşadığımız hadiselerden farklı bir gelişme görünmüyordu çünkü. İki defa bombardıman yapıldı. İlk bombala yapıldığında sıfır noktasındaki gruba yapıldı. Hemen ardından bize saldırı yapıldı. Bizler mağdurlar ve mağdur yakınları olarak davacı olduk. Savcılığa şikâyetlerimizi bildirdik. Mağdur olarak ifade verdik."

EZEL 01-31-2012 03:19

Furkan bu söylediklerini zaten soruşturuyorlar ama birileri illa kelle istiyor yani soruşturmadan kelle istiyor .. Ben bu olayın kasten olduğuna emin olayım veya Türk halkı emin olsun emin ol yapanların kellelerini isterdi ististai olanlar hariç onlardan zaten hepimiz nefret ediyoruz ..

Fırat 01-31-2012 03:24

Yazıya iyi kötü bir değer biçilir de bu anguta paha biçilmez kardeşlik..


All times are GMT +3. The time now is 16:50.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025