![]() |
Suriye Analizi !
|
HaArp, sen Baas ajanı Hüsnü Mahalli'nin bu sözlerine katılıyor musun? ???
Adem Özköse, Baas sözcüsü , Beşşar Esad yalakası Hüsnü Mahalli'ye karşı insanları uyarıyor...
|
''Diktatör seviciler Vesayet rejiminin yıkılması için atılan her adımı, darbe teşebbüsü içinde olanlarla ilgili başlayan soruşturmaları, Gladyo yapılanmasının Türkiye ayağı olan Ergenekon’un üzerine gidilmesini, bu çerçevede tutuklamalar olmasını hep “Türkiye’de sivil dikta kuruluyor” diye savundular.Topraktan fışkıran silah ve patlayıcılar, darbe hazırlığının ses kayıtları, binlerce belgesi gibi ne kadar delil ortaya koyarsanız koyun, hiç umurlarında olmadı. Sivil dikta diye bir kavram ürettiler ve buna deli gibi sarıldılar. Bu isimlerin şimdi Suriye Diktatörü Esad’a destek safında birleşmelerini ibret içinde izliyorum. Serdar Akinan, Enver Aysever gibi isimlerden sözediyorum. Aysever televizyondan, Akinan ise köşesinden Esad’a arka çıkmak için atmadık takla bırakmıyorlar. Bir de Hüsnü Mahalli var ki, yeminli Esad savunucusu kendisi... Üçünün de medyada aynı gruptan maaş alan isimler olması tesadüf olmasa gerek. Aynı grup, Ergenekon’la da hayli içli dışlı isimleri çalıştırıyorlardı/çalıştırmaktalar. Hatta bir ara bu grubun haber kanalının yayın tarzı Ulusal Kanal’dan beterdi. Esad rejimi diktatörlük mü değil mi ona bakalım önce... Diktatörlüklerin birkaç temel belirgin özelliği vardır: 1- İstihbarat birimlerinin tamamı tek çatı altında birleşir ve tek elden yönetilir: Türkiye’de MİT, emniyet, jandarma, askeri istihbarat ayrı ayrıdır ve bu nedenle sağlıklı işler. Gelişmiş ülkelerde bu çeşitlilik daha da artarken, Baasçı/komünist/faşist ülkelerde, Suriye’de Muhaberat teşkilatında olduğu gibi istihbarat tek elde toplanır. 2- Vatandaşların hepsi eşit değildir. Eşit haklara sahip değillerdir: Suriye’de Kürtlere kimlik kartı verilmemesi, belli bölge insanlarının oy hakkına sahip olmaması gibi. 3- Fail-i meçhul dediğimiz aniden ortadan kaybolan insanlarla ilgili sayı yüksektir: Suriye’de baba-oğul Esad döneminin tamamında bu rakamın 100 bin olduğu belirtiliyor. Bir kahvede, restoranda açıktan rejimi eleştirirseniz ertesi gün yoksunuz. 4- İktidar ve bürokrasinin kilit konumları aynı aileden ya da aynı etnik kimlikten insanlara dağıtılır: Suriye’de Esad ailesi devlete hakim olduğu gibi, Nusayrilerden başkası herhangi üst düzey bir görevde bulunamaz. 5- Ülke dış dünyaya kapalıdır: Suriye yıllardır böyle zaten. 6- Yasama-yürütme-yargı erkleri tek elde toplanır: Esad’ın geniş yetki ağı, yargı dahil bütün erklere hükmetme, emir vermeyi kapsıyor. 7- Muhaliflere yönelik toplu katliamlar yapılır: Hama katliamı örneği yeterli. Saydığım birkaç temel özelliğin hepsini karşılayan Esad, tartışmasız bir diktatör. İktidarı döneminde tek eksik “toplu katliamlar”dı, onu da son aylarda yaptıklarıyla tamamlamış oldu. Peki, en sıkı Ergenekon savunucusu olan isimler neden aynı zamanda diktatör Esad’ı savunuyor? Üç temel sebebi var: Bir: Türkiye’deki derin yapı ile Suriye’deki derin yapı paralel ve birbirini destekleyici nitelikte kuruldu. Ergenekon içinde çok kritik Nusayri isimler var. İki: Türkiye’nin zayıf tutulabilmesi için sadece Kürt kartına bel bağlamadılar. Alternatifi mezhepsel bölünme olarak elde tutulur. Nusayriler ve Aleviler arasında yarı canlı bir köprü kuruldu, devreye sokulmak için zamanlama bekleniyor. Üç: Çevre ülkelerde demokrasinin yükselmesi Türkiye’de vesayet rejiminin ayakta duramaması sonucunu doğurur. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’yi bürokrasideki bütün hücreleriyle Esad rejimini savunması için motive ediyorsa, durum çok ciddi demektir. Esad savunucularını takip etmek lazım, bu uç bizi başka yerlere götürebilir.'' Yener Dönmez - Yeni Akit http://www.habervaktim.com/yazar/469...seviciler.html |
Zalime Zalim demek Hakkı söylemek en büyük Cihaddır ! Esed Zalimdir...! Hakkı söylemek en büyük Cihaddır ! Hakkı söylemek malum ki Hüsnü Mahalli doğru söyler !!! Strateji ile siyasi Aldatma Devletler üstü projedir ! Orada haklı ! Esedi koruyor ise orada haksızdır !!!
|
Alıntı:
|
Werret Politika naçizane sana göre değil !
'Suriyeli muhaliflere silah yok' Washington, Suriyeli muhalifleri silahlandırmanın şu anda gündemlerinde olmadığını açıkladı http://www.iyibilgi.com/images/haber/48599.jpgBeyaz Saray, Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin şiddetine maruz kalan halka insani yardımların ulaştırılması için ateşkes fikrini desteklediklerini ancak bazı Kongre üyelerinin çağrılarına rağmen, Suriyeli muhalifleri silahlandırmanın şu anda gündemlerinde olmadığını bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, günlük basın brifinginde gazetecilerin, bazı Kongre üyelerinin Suriyeli muhalifleri silahlandırma çağrılarında bulunduğunu hatırlatarak, ABD yönetiminin bu seçeneğe nasıl baktığını sorması üzerine, ''Suriye'de hala bir siyasi çözümün gerektiğine inanıyoruz. Suriye'nin daha fazla askerileştirmesine katkı sağlayabilecek adımlar atmak istemiyoruz çünkü bu, ülkeyi tehlikeli bir yola götürür'' diye konuştu. Carney, ancak uluslararası toplumun atabileceği adımlar noktasında ilave tedbirleri de dışlamadıklarını belirterek, ''Eğer uluslararası toplum çok uzun süre beklerse ve atılması gereken adımları atmazsa, (gelecekte başvurulabilecek) ilave tedbirleri dışlamıyoruz, ama Suriye'de barışçıl değişim için hala bir fırsatın mevcut olduğuna inanıyoruz ve orasının daha fazla askerileştirilmesine katkı sağlamak istemiyoruz'' dedi. Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin yaralı ve hasta kişilere acil yardım ulaştırabilmek için Suriye'deki çatışmalara her gün iki saat süreyle ara verilmesi çağrısının hatırlatılması üzerine Carney, Suriye'de insani koşullardan büyük kaygı duymaya devam ettiklerini söyleyerek, şöyle devam etti: ''İnsani yardım malzemesine çok ihtiyaç duyan Suriyelilere bu yardımların ulaştırılmasına imkan tanımak için ateşkes çağrılarına destek veriyoruz. Gerçek şu ki; Esad rejiminin kendi halkına karşı menfur eylemleri, acımasız şiddet uygulamaları, temel insani yardım malzemesinin çok kıt olduğu bir duruma yol açtı. Dolayısıyla bir adım atılmalı ve tabii ki bu tür ateşkes çağrılarına destek veriyoruz''. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland da Kızılhaç'ın ateşkes çağrısıyla ilgili soru üzerine, Suriye'de şiddetin ''tamamen durması'' gerektiğini vurgulayarak, ''Eğer yapabileceğimizin en iyisi ara vermekse, o zaman tabii ki uluslararası kuruluşların Esad'ın katliamına uğrayanlara insani yardımları ulaştırabilmesini istiyoruz'' diye konuştu. Nuland, Washington'ın, şiddete tamamen son vermesi ve böylece demokratik değişimin önünün açılabilmesi için Esad rejimi üzerindeki uluslararası izolasyonu ve baskıyı artırma üzerine odaklandığını kaydetti. Suriyeli muhalifleri silahlandırma çağrılarına ilişkin bir soru üzerine de Nuland, bu konudaki duruşlarının değişmediğinin altını çizerek, ''Suriye'de ihtiyaç duyulanın, şu an için izlenmesi gereken en iyi yolun bir siyasi çözüm olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla Suriye'nin daha fazla askerileştirilmesine katkı sağlamak şu anda bize mantıklı gelmiyor. Bu ülkede şiddet dalgasının artmasını istemiyoruz. Ancak bununla birlikte, Esad'ın uyguladığımız tüm baskılara boyun eğmesini sağlayamazsak, ilave tedbirleri gündeme alabiliriz. Masadan hiçbir seçeneği dışlamıyoruz'' ifadelerini kullandı. http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=245240 |
ABD'den Suriye devrimine karşı şeytanca girişim http://www.timeturk.com/tr/2012/02/2...a-girisim.html |
Werret Sen Pentagonu tanımıyor bilmiyor olmalısın ! Onlar Hem sünnileri hem Şiaları yönetmek isterler !!! Sen sana sunulan bu iki tarafın tarafında isen bu onun istediği şeydir ! Eğer Şia ile İtikad farklılıklarını bir kenara koyabilirsen ve naçizane profilden(üstten) bakabilirsen göreceksin ki zehri ve panzehiri icad etmeye kalkan onlardır ! Taraf olmak istersen seçim sana aittir...! Vebalde...
|
Neyden bahsediyosun? Suriye'de katledilen müslümanların vebali; Beşşar Esad kafirininin ve bu kafirin yaptığı müslüman katliamlarına rağmen buna destek verenlerin üzerindedir... Sen de komplo teorileriye insanların kafalarını karıştırmaya çalışacağına, Suriye konusunda safını İslam düşmanı Baas rejimine karşı ayaklanan Suriye'li müslümanların tarafında olarak net bir şekilde seçersen hem dünyan hem de ahiretin için iyilik yapmış olursun... Benim İran'a karşı böyle sert bir şekilde tavır almamın sebebi zaten; İran'ın Suriye'deki İSLAM DÜŞMANI Baas rejimine karşı ayaklanan Suriye'li müslümanlara destek vermek yerine kendi mezhebi ve stratejik çıkarlarını düşünerek ve Suriye'de yaşanan müslüman katliamlarına rağmen Suriye'deki Nusayri-Baas rejimine ve Beşşar Esad kafirine destek vermesidir... İran'ın Suriye konusundaki tavrını gördükçe; İran rejiminin çok mezhepçi ve pragmatist bir rejim olduğunu anladım... Afganistan'da sünni Taliban'a karşı karşı sözde ''büyük şeytan'' dediği ABD ile işbirliği yapan , Irak'ta sünni direnişçilere karşı yine ABD ile işbirliği yapan Safevi İran rejimi şimdi de Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine destek vererek Suriye'li müslümanlara ihanet ediyor... Evet senin toz kondurmadığın İran rejimi, ''büyük şeytan'' dediği ABD ile bile yeri geldiğinde sünni müslümanlara karşı işbirliği yapmaktan çekinmemiştir... Ben bu İran'ın nesini savunayım?! ''Suriye'de olan biteni anlamak için Suriye'de yaşanan olaylar ve İran'ın bu konudaki tavrı İran'la ilgili bazı galat-ı meşhurları sorgulamamıza fırsat verdi. Daha önce İran'a bir eleştiri getirdiğinizde bazı Müslüman aydınlar, 'İslamcı' reflekslerle İran'ı sahiplenirler ve kararlılıkla savunurlardı (hâlâ da böyle yapanlar yok değil). Bu savunma refleksi biraz da Batı karşıtlığından kaynaklanıyordu. Türkiye'deki laiklerin olumsuz İran vurguları ve İslam'la ilgili her şeyi götürüp İran'a bağlamaları da, İslamcı kesimlerin İran'ı sahiplenmelerinde etkili olmaktaydı. Bu kesimler 'İslam' ortak paydasından hareketle, İran'a toz kondurmuyorlar; meseleye derinlemesine ve analitik bakmaktan kaçınıyorlardı. Son olay İran'ı ve politikalarındaki temel saikleri anlamamızda bir turnusol vazifesi gördü. İran, İslamî duyarlılığı yüksek, daha önce de katliama maruz kalmış Sünni kesimlere karşı, İslam'ın pratiklerinden tamamen kopuk, teorisiyle ilgisiyse ciddi biçimde sorgulanan Nusayri yönetime arka çıkmaktadır. Bu arka çıkma, Suriyeli Müslümanların zulme uğramasına, kanlarının akıtılmasına destek noktasına ulaşmaktadır. Dahası, Suriye'de yaşanan olaylardan, İran'ı uluslararası her platformda savunan Türkiye'yi sorumlu tutmakta, Türkiye'ye mesnetsiz suçlamalarda bulunmaktadır. Resmî ajansları dahil İran haber kaynakları, "Türkiye'nin Suriye'ye iftira attığını", "isyancılara silah dağıttığını" vs. söyleyebilmektedir. Maocu olarak bilinen Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'in Aydınlık Dergisi'nin de Suriye-İran ittifakına katılarak Türkiye'yi karalayıcı yayınlar yapması enteresan bir tablo ortaya koymaktadır (Yener Dönmez, Yeni Akit, 18.06.2011). Türkiye'nin yapıcı politikalarına rağmen, İran'ın olumsuz yaklaşımları bununla sınırlı değildir. İran, bölgede Ermenistan'ı besleyen ve destekleyen en önemli ülkedir. Tam da bizim onları dünyaya karşı hararetle savunduğumuz bir dönemde, 2010 Ağustos ayında İran cumhurbaşkanı yardımcısı Hamid Baghaey "1915'te Osmanlı'nın Ermenilere soykırım uyguladığını" söyleyebilmiştir. İran, 1990'larda Azerbaycan'ın Ruslar tarafından işgalinde ve Azerilerin ezilmesinde Ruslardan yana tavır takınmıştır. İran, reel politiğe uygun davranarak kendi siyasetini yürütmekte, duygusal savrulmalara kapılmadan bölgedeki gücünü ve etkinliğini artırmaktadır. İdeolojik ve mezhepsel öncelik, İslamî duyarlılığın önüne geçmektedir. Bu, bazıları tarafından yadırgansa da Şiiliği ve Pers geleneğini bilenler açısından şaşırtıcı bir durum değildir. İran'ın öncelikli hedefi bölgede kurduğu Şii ekseni korumaktır. Bu eksene, Suriye ve Lübnan'a ilave olarak ABD müdahalesi sonrası Şii ağırlık kazanan Irak da katılmıştır. İran, Yemen, Afganistan, Pakistan ve Körfez ülkelerinde Şiilik kartını kullanarak etkinliğini artırmaktadır. İran, İsrail ve ABD karşıtı söylemler üzerinden İslam coğrafyasında sempati toplarken, Şiilik üzerinden yeni kartlar ve avantajlar elde etmektedir. Uygulamalarıyla Batı'nın "Şii-Sünni çatlağı oluşturarak Müslümanları vuruşturma" tezine zemin hazırlamaktadır. Yoksa İran, İslam'la ilgisiz, Baasçı, dahası Müslümanlara tarihi boyunca zulmetmiş, Hama-Humus'ta 80 bin insanı katletmiş bir yönetime neden destek verir? Bir zamanlar İslam dışı kabul edilen Nusayriliği Şii din adamlarının fetvasıyla neden meşrulaştırır? İran eski ve köklü devlet geleneğine sahip bir ülkedir. Diplomatik ve siyasî refleksleri çok güçlüdür; bölgede ciddi bir istihbarat ağına sahiptir. Nusayri-Baasçıların elinde bulunan mevcut Suriye yönetimi İran'ın müttefikidir. Suriye'deki otoriter yönetiminin değişmesi bölge ve Suriyeli Müslümanlar adına yararlı olabilir; ancak İran adına hiç de iyi olmayacaktır. Suriye'de yaşanacak rejim değişikliği ile İslam'la pek ilgisi olmayan, ama İran'ın müttefiki yüzde 10'a dayanan Nusayri yönetim gidecek; yüzde 80'i teşkil eden Sünni-Müslüman kesimler etkin hale geleceklerdir. Bu durum İran'ın kurduğu Şii eksenin parçalanması, Suriye'nin yanında Lübnan'ı da kaybetmesi demektir. Ayrıca oluşacak yeni durum bu bölgede Türkiye'yi İran'ın önüne geçirecek, Türkiye'nin etkinliğini artıracaktır. Suriye, Türkiye'yle ve dünyayla entegre olacak; ama İran'dan kopacaktır. Bu nedenlerden dolayı İran Suriye'deki mevcut rejime Müslümanların kanının akıtılması, büyük zulümlerin işlenmesi pahasına destek vermektedir; verecektir. Ortadoğu'daki bazı problemleri algılamak için İran'ı doğru okumak gerekiyor. İran'ın hedeflerini, istihbarî çalışmalarını, örtülü ittifaklarını iyi anlamak gerekiyor. Batı'nın bölgeye her müdahalesinin neden İran'ı ve Şiiliği güçlendirdiğini sorgulamak gerekiyor. İran'ı Müslüman dünyanın lideri gibi gören bazı İslamcılara İran'a bir seyahat yapmalarını ve İran'ın İslam'a sahip çıkma ve yaşama konusundaki yaklaşımlarını yerinde görmelerini salık veriyorum. İran önemli bir komşumuzdur ve bizim gibi Müslüman bir ülkedir; bu ortak özelliklerimizi dikkate alarak İran'la iyi ilişkiler geliştirmemiz gerekir. Ancak, İbni Haldun'un dediği gibi "milletlerin geleceği geçmişine, suyun suya benzediği kadar benzer". Devletlerarası ilişkiler duygusal yaklaşımlarla sürdürülemez; muhatabı çok iyi tanımak gerekir. Bunun için kadimden bu yana ortaya koyduğu uygulamalar esas alınır. Bu ilişkilerde, karşılıklılık ilkesi gözetilir. Bazıları İran-Türkiye ilişkilerinde aşklarının karşılıksız olduğunu fark etmeli ve duygularının reel politiğin önüne geçmesine fırsat vermemelidir.'' Yrd. Doç. Dr. Mahmut Akpınar - 24.06.2011 http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...i-anlamak-icin |
Alıntı:
İran'ı savunma !!! Yukarından oynayan Abd'nin oyununa gelme ! Tercih senin ! Safımız İslam lakin duruşumuz hakkaniyettir...! Abd adına savaşmıyoruz diyorlar ! Ama Abd adına savaştığının farkında değiller ! Bu öğütten başkası değildir...! İster Al istersen duvara vur ! |
ABD'nin de , Safevi İran rejiminin de canı cehenneme!.. |
Alıntı:
|
Arkadaşlar Lütfen kışkırtmalara kanmayınız. Suriye halkı ve devleti arasında bir savas yok. Suriyeli bir arkadaşımla konuştum. Tüm suriye halkı basar esatın yanındadır dedi. Sizde nasıl teröristler varsa, o teröristler şimdide bizim halkımıza saldırmaktadır dedi.
Kanıt istiyenler için bir veideo buldum, umarım sıkılmayıp izlersiniz. http://www.youtube.com/watch?v=cjDFI...layer_embedded |
Alıntı:
|
''Uzun'' nickli üye o Ulusal Kanal videosuyla burada birilerini kandıracağını mı sanıyorsun? Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine karşı ayaklanan mücahidlere terorist dediğine göre, senin İsrail uşağı adi bir terorist olmandan şüphe edilir!.. Suriye'de şuan yaşananlar Suriye'nin çoğunluğunun , Suriye rejimini elinde tutan küçük bir azınlığa karşı ayaklanmasıdır. Suriye'de şuan yaşananlar; Suriye'li müslümanların kafirlere , zalimlere ve hainlere karşı ayaklanmasıdır. Suriye'nin büyük çoğunluğu sünni olmasına rağmen Suriye'de senelerdir azınlık Nusayri-Baas rejimi iktidardadır ve bu azgın , azınlık , İslam düşmanı Baas rejimi senelerdir Suriye'li müslümanlara eziyet ve işkence yapmaktadır. Mesela Kürt'ler Türkiye'de azınlık değil mi ? ve Bu kürtlerin içerisinde PKK'ya destek veren kürtler daha da küçük bir azınlıktır. PKK da tıpkı Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimi gibi İslam düşmanı bir örgüttür. Şimdi, Türkiye'de yaşayan azınlık PKK sempatizanları , BDP'liler -tıpkı Suriye'de Baasçıların seneler önce yaptıkları gibi- bir şekilde darbe yapıp askeriyeyi , Türkiye Cumhuriyeti'nin kontrolünü yani Türkiye'nin rejimini ele geçirseler ne olur ? Hadi diyelim böyle bir şey oldu , senin bu olaya tepkin ne olur ? Böyle bir durumda mutemelen birçok insan -tıpkı şuan Suriye'de Suriye'li müslümanların İslam düşmanı Baas rejimine ayaklandıkları gibi- böyle bir rejime karşı er ya da geç ayaklanır. Türkiye'de azınlık olan PKK sempatizanlarının böyle bir rejimine Türkiye'de yaşayan bir çok müslüman türk ve müslüman kürt ayaklansa, ve böyle bir şeye başka ülkelerde (özellikle müslüman ülkelerde) yaşayan bazı insanlar: ''bölücüler , fitneciler , Türkiye'yi karıştırmak isteyenler, ABD ve İsrail'in adamları Türkiye'deki PKK rejimine karşı ayaklanıyorlar'' falan filan deseler sen ne düşünürsün ? not: müslüman kürtler benim kardeşlerimdir. Ha bu arada PKK'lı teroristler de, Beşar Esad'a destek veriyorlar.. İşte Suriye’deki Kandil! http://www.turkiyegazetesi.com.tr/haber/525420/iste_suriye%E2%80%99deki_kandil_.aspx http://c1201.hizliresim.com/t/z/293hc.jpg http://haksozhaber.net/suriye-diktatorune-pkkdan-destek...-25293h.htm |
Ankara'nın 'blok' mesajı
Suriye bölünürse, Türkiye nasıl etkilenir? Suriye konusunda birbiri ardına, üstelik çoğu kafa karıştırıcı gelişmeler yaşanıyor. Ankara’nın tam da böyle bir aşamada, kendi içinde yeniden denge kurmak zorunda kalması gerçekten can sıkıcı. Çünkü küresel ve bölgesel ölçekteki hemen tüm oyun kurucuların ‘iç dengesi’, en azından bize oranla daha sağlam görünüyor. Üçüncü kez burada yazıyorum. Suriye konusunda en küçük gelişmeyi bile haber, sansasyon ve ‘flaş, flaş’ ölçeğinde yansıtanlar, her nedense Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Rus mevkidaşı Sergei Lavrov arasında imzalanan 30 maddelik işbirliği metnini ısrarla görmezden geliyorlar. Oysa iki ülkenin bölgesel sorunlar başta olmak üzere pek çok başlık altında konuşabildiğinin değil, konuştuğunun, bundan sonra da gerekirse daha fazla konuşacağının imzasıydı bahsettiğim metin. Kim dinler, Rusya dediğiniz öylesine bir ülke, zaten Soğuk Savaş bitmiş, parçalanmış, gücü kudreti kalmamış bir garip memleket! Şu halde memleketimizde en üst düzeyde ağırlanan Çinli konuğumuz da sıradan birisi (!) olmalı. Dileyen yanlış anlayabilir, sakıncası yok. Lakin şunu demeye çalışmıyorum: Türkiye, ani bir manevrayla Rusya-Çin ekseninde yer almaya karar verdi ve bölgesel sorunlar başta olmak üzere beklenmedik adımlar atabilir. Hayır, şunu söylüyorum: Suriye ve onunla birlikte asıl hedef tahtasındaki ülke olan İran başta olmak üzere her konuda, sadece bir bloğa kulak vermek zorunda olmadığını lisanı hal ile anlatıyor Ankara. Hepsi bu. Çin: Sadece ticaret mi? Çin’in ikinci adamının, bir başka deyişle yakın gelecekteki bir numaralı isminin böyle bir kabul görmesini, ticaret hacmiyle, muhtemel bol sıfırlı anlaşmalarla izah edenlere küçük bir itirazım var: Bu görüşme trafiğinin politik karşılığı olmasa, o rakamları rüyanızda bile göremezsiniz. Kim neresinden çekiştirirse çekiştirsin, Ankara’nın son yıllarda uyguladığı dış politika çizgisinde temel bir değişiklik yok. Bu ‘çekiştirme’ sözünü, şu sıralar kendi içimizde yaşadığımız krizin, esasen dış politikayla doğrudan ilgili olduğuna dair kullanmakta herhalde bir sakınca yok. İran-Suriye ekseninde olup bitmesi muhtemel her gelişmede yahut planlanan her hamlede, Ankara’nın değerini bilenler ‘Eğer bizimle yol arkadaşlığı yapmayacaksanız, işte hendek, işte deve’ deyiverdiler kısa yoldan. Heyhat, Ankara’nın bu tür restleşmelere ve de ‘şantaj’lara ne kadar dayanıklı olduğunu bilen bilir. Dahası, bunlara boyun eğmeyecek kadar basiretli ve kararlı bir siyasi liderliğe de sahip. ... Rusya, Çin ve elbette İran, Şam yönetiminin arkasında daha fazla duramayacağının farkında. Uluslararası baskının bu denli artması karşısında, madem bölünecek, o halde haritayı biz çizelim arayışında olabilirler mi? Kesinlikle ciddiye alınması gereken bir ihtimal. Bir başka gerçek, Suriye’nin bölünmesinden ciddi ölçüde etkilenecek ülkelerin şöyle bir sıralamasını yapsak ve en başa Türkiye’yi yazsak, kimse kolayca itiraz etmeyecektir. İyi de neden bu kadar kritik bir eşikte, dip dalgalar halinde devam eden bir kriz yaşıyoruz ve kan kaybediyoruz? Böyle bir gerilim hattında Ankara’nın mesela bölünmüş bir Suriye’nin ne getirip götüreceğini soğukkanlı biçimde değerlendirmesi mümkün mü? Nasuhi Güngör / Star(İlgili kısım) http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=245268 |
"Esad'ın amacı Nusayri devleti" Suriye'deki Beşar Esad yönetimi Humus'a yönelik saldırılarına hız verirken Lübnanlı gazeteci Michael Young, Şam'ın asıl amacının "mini bir Nusayri devleti" kurmak olduğunu iddia etti. Lübnan'da İngilizce yayınlanan Daily Star Gazetesi'nin editörü Young "Geçtiğimiz yaz, Suriye' de Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin Şam'daki gücünü kaybettiğini hissederse Nusayri nüfusun yoğun olduğu kıyı kesimlerine ve kuzeybatı bölgelerine doğru çekilebileceğini, söylemiştim. Bugün bu seçenek hayata geçiriliyor" dedi. LAZKİYE'YE ÇEKİLİYOR Lübnan ve Suriye siyasetini yakından takip etmesiyle bilinen Young, Humus'un Esad rejiminin çekileceği kıyı bölgesinin güvenliği için hayati önemde olduğunu söyledi. Young, Esad'ın ulusrararası toplumun tüm tepkilerine rağmen Humus'a tüm gücüyle saldırmasının da bu planın bir parçası olduğunu ifade etti. Young, kenar nüfusları Nusayri olan Humus kentinin, diğer Nusayri yerleşim birimlerine açılan yollara hâkim olması nedeniyle stratejik öneme sahip olduğunu kaydetti. http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/0...usayri-devleti ''... Bu arada, Lübnan liderlerinden birinden –ismi saklı- aldığım bir mesajın bazı bölümlerini paylaşayım. ‘Bazı kaynaklar’dan edindiği bilgiyi şöyle aktardı: “... Farslar’ın (yani İranlılar cç) Cebel Alaviyyin’i (Hatay sınırlarımızın güneyindeki dağlık bölge; Aleviler Dağı adını taşır. cç) Güney Lübnan’daki ayrıca Baalbek ve Hermel’deki Hizbullah bölgesine benzer biçimde bir Alevi bölgesi oluşturmak için tahkim etmekte Suriye rejimine destek olduklarını işittim. (Suriye’deki) Alevi bölgesiyle (Lübnan’daki) Hizbullah bölgesi arasındaki bağlantı noktası Homs’tur. Suriye devriminin Stalingrad’ı. Başşar’ın onu yıkmaya çalışmasının nedeni budur. Ayrıca, Homs, kıyı bölgesine, Rus deniz üssünün bulunduğu Tartus’a ve liman ve havaalanı bulunan Lazkiye’ye giden yol üzerindedir. Eğer Homs yıkılırsa Sünni iç bölgenin, Şam, Halep ve denize ulaşımı kapatılmış olacak ve orada Rusların ve İranlıların desteği altında Başşar ve kliğinin sığınacakları bir alan oluşacak. Amerikalılar olsun, Fransızlar olsun; isyancılara Başşar’ın ordusundaki tanklar ve diğer savaş araçlarına karşı koyacak cephane sağlamaya hazır görünmüyorlar. Bence, Batı ve Ruslar hâlâ Alevi rejimini koruyorlar, çünkü tarihi olarak Siyonistlerin en iyi müttefiki odur. Onlarca yıl ortak hedefleri Lübnan’daki Arafat idi. Hatta, aslında Farslar ve İsrailliler onların ortak dostudur. Batı ve Rusların başlıca kaygısı İsrail’in kuzey sınırlarının güvenliğidir. Başşar’ın roketlerini, Frog ve Scud’ları Alevi bölgesine kaydırdığını sanıyorum. Ne kadar sinik bir konfigürasyon söz konusu...” ...'' Cengiz Çandar http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=98 |
Suriye'de çatışma hattına Esed rejiminin güçleri, Şebbiha'sı, İran ve Hizbullah milislerinin yanı sıra suç örgütleri de girdi.
Şu an El Kaide örgütü krizi kullanacağını açıkladı. Şam'daki rejimi finanse eden ve ablukayı kıran bir Irak rejimi var. El Kaide'nin geçen 7 yıl boyunca Suriye rejimiyle irtibatlı olduğunu hatırlatmalıyız. Örgütün Irak ve Körfez'de faaliyet gösteren bütün teröristleri, Suriyelilerin bilgisi, düzenlemesi ve bazen eğitimi ve finansmanı ile sınırları geçiyordu. Kendi topraklarında El Kaide liderlerini misafir eden İran, şimdi dünyayı korkutmak ve 'Esed rejimi düşerse alternatifi El Kaide' demek için terör örgütüyle vurma kararı aldı. Suriye ve İran rejimleri El Kaide kartının tutumları değiştireceğini ve Esed'e iktidarda kalması için yeni bir ömür vereceğini düşünüyor. Doğal olarak her tutumun bir bedeli var. Suudi Arabistan, geçen yaz büyükelçisini çekerek diplomatik çatışma başlattığında ve Kral Abdullah, Suriye rejiminin kendi vatandaşlarına karşı işlediği katliamlardan güçlü şekilde bahsettiğinde Şam, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerindeki Şii ve muhalif grupları harekete geçirmekle tehdit etmişti. İran'ın desteğiyle bu tehdit bilfiil yaşandı. Bu kış birkaç gün önce Kral Abdullah, Rusya ve Çin'in Güvenlik Konseyi kararını engelleyerek yaptığına sessiz kalmadı. Dışişleri Bakanı Suud El Faysal, dün ileri bir aşamaya geçerek sessiz kalmanın bir seçenek olmadığını vurguladı ve Suriyelilerin kendilerini savunması için desteklenmesi de dahil bütün şekilleriyle Suriye halkını desteklemeye çağırdı. Burada çekişmenin genişlediğini ve yeni bir döneme girdiğini anlamalıyız. Suriye'de yaşananlara ordu ve Şebbiha ile göstericiler ve ordudan ayrılan askerler arasındaki bir savaş olarak bakamayız. Suriye'de yaşananlar bir soykırımdır ve toprak üzerindeki şartları zorla değiştirme girişimidir. Suriye'de yaşananlar ayrıca İran, Hizbullah, Irak ve El Kaide'nin Beşşar Esed rejiminin yanında girdiği bölgesel bir savaştır. Buna karşın güvenlik ve maişet açısından abluka altındaki Suriye insanına yardım edecek hiç kimse bulunmuyor. Ürdün, kaçabilenlere kamp kurdu. Türkiye, birkaç uyarı açıklamalarıyla birlikte Suriye ordusunun sınır bölgelerini mayınlaması sonucu çıkışları duran mültecilere kamplar kurdu. Zaman geçtikçe Suriye, İran ve Hizbullah, Suriyelilerin ayaklanmasını uluslararası müdahaleyi engelleyecek şekilde mezhepçi bir savaşa çevirmek için mezhepçilik boyasına sahip çatışmaları tırmandırıyor. Bu yüzden 20 milyon Suriyeli bugün uluslararası veya Arap desteği olmaksızın 5 yerel ve bölgesel güç tarafından abluka altında savunmasız hale geldi. Suudi Arabistan ve sorumluluk duyan diğer ülkeler, Suriye halkının korunmasını iptal eden engelleri aşabilirler. Suriye Ulusal Konseyi'ni alternatif olarak derhal tanıyabilirler. Keza Faysal'ın da dediği gibi savunmasız Suriye halkına kendisini savunması için bütün yardımları sunabilirler. Bütün bunlar Suriye halkına karşı açılan savaşın durması için kaçınılmaz oldu. İran, Suriye rejimine vatandaşlarını bastırması için bütün askerî, lojistik ve mali destekleri sunuyor. Irak rejimi de Esed rejimiyle mali, ekonomik ve petrol alanında işbirliği yapıyor, ekonomik yaptırımların başarısız olması için başı çekiyor. Dolayısıyla bu duruma sadece salim bir hükümetin kendi vatandaşlarına yönelik bireysel eylemi olarak değil, bölgesel bir saldırı olarak bakmalıyız. Arap Birliği ve uluslararası toplumun orta çözümler oluştururken Suriye rejimi çatışma sahasında gerçek haline gelen kapsamlı askerî bir koalisyon inşa etti. Hepimiz tam bir yıldır uygulanan bir soykırım karşısındayız. Kanımca ilgili ülkeler erken kenetlenseydi işler siyasi ve Arap düzleminde bu kötü sürece gelmezdi. Halk silahlanmasıyla güçlü olsaydı Esed aslan kesilmez, öldürmeler artmaz, Arap Birliği ve BM'yle alay edemezdi. Arap ülkelerinin tutumu ilaç, gıda ve silahla destekli olsaydı Rusya ve Çin, Arap siyasi çözümünü reddetmeye cesaret edemezdi. Kriz sürecinin uzaması, Esed'i kurtarmak için Suriye'yi parçalamak ve yakmak isteyen İran gibi ülkelerin hedeflerine hizmet ediyor. Bu yüzden Suriye halkının desteklenmesi, onların hakkı ve bizim görevimizdir. http://zaman.com.tr/haber.do?haberno...ak-ve-el-kaide |
werret arkadaşa cevaplar ...
------ Ulusal Kanal videosuyla burada birilerini kandıracağını mı sanıyorsun? Sen içeriğe değil isme takılmış gibi görünüyorsun. ------ Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine karşı ayaklanan mücahidlere terorist dediğine göre, senin İsrail uşağı adi bir terorist olmandan şüphe edilir!.. Sanırım sizin okuduğunuzu anlamama gibi bir probleminiz var. Size okuduklarınızı yavaş yavaş okumanızı tavsiye ederim. Belki o zaman kelime anlamlarını anlıyabilirsiniz. '' Suriyeli bir arkadaşımla konuştum. Tüm suriye halkı basar esatın yanındadır dedi. Sizde nasıl teröristler varsa, o teröristler şimdide bizim halkımıza saldırmaktadır dedi. '' Bu cümleyi okuyarak beni İsrail uşağı adi bir terörist yaptınız. Sizin akıl sağlınızdan şüphe duymaktayım. Sanırım öğrendiğiniz 3 - 5 cümle ile propoganda yapmaya çalışmışsınız. ------ Suriye'de şuan yaşananlar Suriye'nin çoğunluğunun , Suriye rejimini elinde tutan küçük bir azınlığa karşı ayaklanmasıdır. Suriye'de şuan yaşananlar; Suriye'li müslümanların kafirlere , zalimlere ve hainlere karşı ayaklanmasıdır. Suriye'nin büyük çoğunluğu sünni olmasına rağmen Suriye'de senelerdir azınlık Nusayri-Baas rejimi iktidardadır ve bu azgın , azınlık , İslam düşmanı Baas rejimi senelerdir Suriye'li müslümanlara eziyet ve işkence yapmaktadır. - Zaten gönderdiğim video yu izlediğinizde söylediklerinizin ne kadar gereksiz olduğunun bi nebzede olsa farkına varabilirsiniz. Bence başlarının size söyledikleri herşeyin doğru olmadığını farketmenizi temenni etmekteyim. ------ Mesela Kürt'ler Türkiye'de azınlık değil mi ? ve Bu kürtlerin içerisinde PKK'ya destek veren kürtler daha da küçük bir azınlıktır. PKK da tıpkı Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimi gibi İslam düşmanı bir örgüttür. Şimdi, Türkiye'de yaşayan azınlık PKK sempatizanları , BDP'liler -tıpkı Suriye'de Baasçıların seneler önce yaptıkları gibi- bir şekilde darbe yapıp askeriyeyi , Türkiye Cumhuriyeti'nin kontrolünü yani Türkiye'nin rejimini ele geçirseler ne olur ?Hadi diyelim böyle bir şey oldu , senin bu olaya tepkin ne olur ? Böyle bir durumda mutemelen birçok insan -tıpkı şuan Suriye'de Suriye'li müslümanların İslam düşmanı Baas rejimine ayaklandıkları gibi- böyle bir rejime karşı er ya da geç ayaklanır. Türkiye'de azınlık olan PKK sempatizanlarının böyle bir rejimine Türkiye'de yaşayan bir çok müslüman türk ve müslüman kürt ayaklansa, ve böyle bir şeye başka ülkelerde (özellikle müslüman ülkelerde) yaşayan bazı insanlar: ''bölücüler , fitneciler , Türkiye'yi karıştırmak isteyenler, ABD ve İsrail'in adamları Türkiye'deki PKK rejimine karşı ayaklanıyorlar'' falan filan deseler sen ne düşünürsün ? - Malesef olayları algılamanız çok yanlış bir biçimde gerçekleşmektedir. Verdiğiniz örnekle suriye örneğinin hiçbir alakası bulunmamaktadır. Bence olayları daha inceden inceye araştırın. Gördüğünüz haberlere inanıpta yanlış bilgilerin peşinden gitmeyin. Eğer ki çok gaza geldiyseniz size '' illuminati '' konusunu iyice araştırmanızı öneririm. Eğerki daha fazla ileri gitmek ve herçek hayata dair 3 - 5 fikir daha edinmek isterseniz '' Zeitgeist '' belgeselini izleyin, aydınlanmanız açısından size daha yararlı olacağını tavsiye ederim. Suriye olayları Mısırdan çok ama çok farklı. Suriyeli arkadaşımda öğrendiğim kadarıyla suriyedeki halk kendi rejimlerinden mutlu. Not : Müslüman olsun olmasın, her zaman doğruyu söyliyen ve doğru yolda ilerleyen tüm kürtler benim kardeşlerimdir. ------ Ha bu arada PKK'lı teroristler de, Beşar Esat'a destek veriyorlar.. Malesef bu bilgide çok yanlış. PKK'lı teröristler Esat rejimini hiç sevmemektedirler. Eğer birazçık geçmişi araştırma zahmetine girerseniz. Esat rejiminin Türkiye'ye teröristlerle savaş anlamında ne kadar yardım ettiğini görürsünüz. Eğer hala önünüzdeki gerçekleri görmezlikten gelmeğe kararlıysanız size sadece şunu söyliyeyim. ABD için hiçbir halkın özgürlüğü, kalkınması önemli değildir. ABD sadece PARA PARA PARA peşinde koşmaktadır. Adamlar afganistana girdi milyonlarca insanı öldürdü, Sırf özgürlük için. Adamlar IRAK a saldırdı, 10 yılda 2 milyon IRAKLI insanı öldürdü. Bunların hepsi sizce özgürlük içinmi? Adamaların artık savaşacak bütçeleri kalmadı ve adamlar kendilerine karşı gelen rejimleri artık değiştirmek için böyle bir yola girdiler. Müslüman kardeşlerimizle aramızı bozmalarına izin vermeğin. |
Hala suriyedeki olayları anlıyamadıysanız bu videoyuda izleyin. Umarım biraz olsun gerçeği görebilirsiniz. Bırakın medyada cıkan haberleri. Adamlar istediklerini istedikleri gibi gösteriyor.
http://www.youtube.com/watch?v=kBY2N...yer_embedded#! |
Alıntı:
Ne garip,bir gazetecimiz hem orada bulunuyor,ardından ülkeye geri geliyor,oradaki tanıdıklarıyla iletişimini kesmiyor haliyle,anlattıklarına bakılırsa suriye ordusu ergenliğine girmemiş ufacık bedenlere dahi tecavüz ediyor. En basitinden,velev ki oradakiler terörist,bu ordu nasıl ordu ki terörist ile ufacık çocukları ayırt edemeden vuruyor ? Bu ordu yarın bir gün israille savaşsa ne bok yiyecek ? israilli askerler yerine ağaçları mı vurur ? Ne de olsa hedef sapması söz konusu. Bu hafta tv de oradaki çocukların görüntüsü yayınlandı. Adamın birisi,yanında yatan 16 yaşlarında çocuğun bacağını gösterdi diz altı tammen yok ve etleri sallanıyor.Veya 5-6 yaşındaki kafasından yaralanmış kız çocuğu esat köpeğine beddua ediyor,'bizim suçumuz ne' diyor.Ufacık aklıyla bunu diyebiliyorsa bu kız çocuğu,senin arkadaşının demek ki beyni ile kıçı yer değiştirmiş durumda.Biz olayın uzağındayken bunları az da olsa görüyorsak ki görünenlerin kat ve kat daha fazlası yaşandığı kesin,arkadaşın nasıl göremiyor ? Demek ki mal kendisi. Bir yandan medyadaki haberleri bırak diyorsun öte yandan hem ulusal kanalın videosunu hemde son koyduğun 12 imamcı bir elemanın videsonu ekliyorsun ;D Bahreyn desek şimdi ''oradakiler mazlum'' diye ağlamaya başlarsın. Mezhepçi misin ? Zalimci misin ? Önce bunu belirt. |
Hüdaverdi, sadece araştır diyorum. Al sana halktan birinin BBC ye verdiği röpörtaja bak. Söylediklerinin ne kadar gereksiz olduğunu anlamanda yardımcı olur.
http://www.youtube.com/watch?v=1cui3...eature=related Ne meshepçiyim, Ne zalimciyim. Ben Doğrucuyum arkadaşım. |
Hüdaverdi, sadece araştır diyorum. Al sana halktan birinin BBC ye verdiği röpörtaja bak. Söylediklerinin ne kadar gereksiz olduğunu anlamanda yardımcı olur.
http://www.youtube.com/watch?v=1cui3...eature=related Ne meshepçiyim, Ne zalimciyim. Ben Doğrucuyum arkadaşım. |
Kardeşim geri zekalı değiliz burada ben dahil herks olayların 3 yönüylede ilgilidir araştırı okur takip eder.Muhalifler ne diyor bakar,esatçılar ne diyor bakar,bu ülkeyi takip eden ülkeler ne diyor bakar,kendi ülkemizin hükümeti ve muhalefeti ne diyor bakar.Ben muhalifleri de eleştiririyorum vakti geldiğinde,esatı da.Ama Muhaliflerin hepsi kaka değil,içinde çoluk çocuk kadın varsa ve öldürülüyorsa öldürene bakarım,neden öldürdüğüne ve nasıl öldürdüğüne de bakarım.
Bu koyduğun videoyu aylar önce izledim,nereye gidersen git hangi ülkede ayaklanma çatışma varsa,orada muhalifi destekleyende bulursun,muhaliflerin karşı durduğu kişileri destekleyeni de.Bunu Mısır'da da görürsün,Libya'da da,Filistin'de de ki zaten görüyoruz gördük.Veya başka ülkelerde de. Bir iki kişinin söylemine bakıp ''vay anasını avradını demek olay bundan ibaretmiş laaa'' diyecek kadar da mal değiliz.Mal olsak,chp nin sözlerine hak verirdik iktidar yapardık öyle değil mi ? Ben partimden çok chp yi takip ederim mesela.Olay bu kadar basit. Senin burada yaptığın ezberlerini ortaya dökmek sadece,bunu da video ebeliği yaparak yapmaya çalışıyorsun.Belki sağdan soldan bir kaç işi yutar ama bu forumda kimseye yutturamazsın. Doğruculuk belli başlı grupların ağzının içine bakmakla olmuyor,sadece ağız kokularını içine çekersin o kadar fazla ileri gidemezsin. Bahreyn den söz et bakalım ? Oradakilerde birer terörist diyebilecek misin yoksa hakikatten mezhepçi misin değil misin bu sayede ortaya çıkar. Cüneyt Özdemir de gitti suriyeye,Şam'ı çekti eğlene akşamlarını vs. ''Çatışma yok burada'' dedi sırf başbakana muhalif olmak için,ne oldu ? Babayı aldı. |
Alıntı:
Suriye'de 500'ü çocuk, 9 bine yakın insan katledildi Bağımsız Birleşmiş Milletler Komisyonu'nun hazırladığı Suriye raporu |
Sen onun bunun dediğini araştıracağına. Git 1-2 tane suriyeli insan bul ve onlara sor. Açıkçası nasıl tartışma yapıldığını bile bildiğinden şüphe duymaktayım. Suriyeyi tartışıyoruz. Sadece bazı insanlarla aynı fikirde olmadığım için, terörist oldum, meshepçi oldum, zelimci oldum. Arkadaşım, sen ona buna laf atacağına, sataşacağına yada kimin ne olduğunla ilgileneceğine biraz tartışma yapmayı öğren.
Farkındamısın bilmiyorum ama Yurt dışındaki haberlerde tetöristlere '' Kurdish rebels '' ( Özgürlük savaşcıları ) diye bahsebilir. Kimse onlara terörist demez. Senin ülken hakkında bile aynı olayı yapıyor adamlar. Allahtan Türkiye güçlü bir devlet ki kendini dünyaya anlatabiliyor. Yoksa ülkemizede adamlar kürtlere zulum ediyorsun diye girecekler. Git neyi nasıl araştıyorsan araştır. Kimseye birşey yutturmayıda düşünmüyorum. İsteyen istediğine istediği gibi inanır. Sadece mantığını doğru kullanan doğruyu bulur. |
Kardeşim burada nasıl tartışılır nasıl yazılır muhabbeti yapılmıyor.Sen gelmişsin buraya yok onlar bunlar terörist yok bilmem ne diyerek saçma salak videolar ekliyorsun.Tartışma dediğin bir iki angutun söylediklerini eklemekten ibaret ise bende ekleyim bir kaç video videolar üzerinden meseleyi ele alalım ? Yok arkadaşınmış,yok BBC imiş,oldu bittiye getirmek kolay mı ? Aha bak senin söylemini destekleyen cüneyt özdemirin programını örnek gösterdim,haklılık payın mı arttı ? ;D
2500 sayısını kim açıkladı esat birlikleri mi ? Esat haklıysa,son zamanlarda ordudan kaçıp toplu halde muhaliflere katılım neden artıyor ? Videocusun,aç bak izle katılımları.Zulüm sadece öldürmek değildir,kaldı ki ölenlerin sayısı 5 dahi olsa zulüm zulümdür.Sen hala öldürülen insanları anlayamamışsın,bu yüzden öldürülmelerini gayet doğal karşılıyorsun. Eee bu devlet zamanında kürtlere zulüm yapmadı mı ? Teröristlerde bunu iyi değerlendirip yurt dışında nasıl iş yaptıkları ortada,Hollanda da meclis kurulmasına izin vermeler,kanallarına izin vermeler,para alış verişi ve beslenmeleri,pkk nın ve batının yaptıklarını bana anlatmaya kalkmayasın sakına ;) ''Batı pkk için söylediklerini,suriyeli muhalifler için söylüyorlar'' demeye kalkıyorsan,bizim ülke bu durumda hangi konumda peki ? (=: Kaldı ki pkk ya darbeler vurulmakta avrupada artık. Ha pkk demişken,pkknın en büyük destekçilerinden biri rusya değil midir ? Öyle,aynı zamanda çin.Rusya ve çin suriye konusunda da esatı destekliyor.Esat ise şuan pkkya ev sahipliği yapmakta.pkk elemanları da esat birliklerine destek veriyor.Fantaziler dünyası ;D Bahreynliler için neden ''onlar da terörist'' diyemiyorsun ? Mezhepçilik bataklığında boğuluyorsun. Bir iki suriyeli bulmakla ''aa bu olay böylemiydi'' anlamı çıkarılmaz aslanım.Ha illa suriyelileri muhattap al diyorsan,zaten oları alıyorum canını sıkma sen ;) Hem bilgi ver bakalım madem bilgi kaynağısın o kadar araştırıp takip edip suriyelileri muttap almışsın,bu terörist dediklerin muhaliflerin kuruluşundan itibaren geçmişlerini yaz bakalım neler yapmışlar şimdiye kadar bilelim öğrenelim. Özellikle öldürülen 1 yaşındaki bebeği yaz,elebaşı olması lazım kendisi. |
Buti: Sözde Suriye Dostları Aslında İsrail'in Dostlarıdır. ŞAM – İslam'ın önde gelen allamelerinden Dr Muhammed Sait Ramazan el-Buti; Suriye Arap Cumhuriyeti yeni anayasa taslağının devlet, yönetim yada her hangi bir taraf adına hazırlanmadığını belirterek halkın ideallerini, isteklerini ve umutlarını yansıttığını belirtti. Allame Buti bugün okuduğu Cuma hutbesinde; anayasa taslağının herkesin yeniden kendini ve doğru yolu bulması için önemli bir adım teşkil ettiğini söyledi. Din ve şeriatının anayasa taslağını dikkate alma, inceleme ve ardından evet yada hayır dememizi emrettiğini söyleyen Buti; sessiz kalmanın caiz olmadığını, sessiz kalanın da sözü olmadığını belirtti. Dr Buti, yeni anayasa taslağının iki önemli garantör teşkil ettiğini ve uygulanması halinde Suriye halkına güven, istikrar ve refah getireceğini açıkladı. İki garantöre değinen Dr Buti; bunların ilkinin ümmetin kimliğine sahip çıkması, ikincisinin ise çok partili siyasi sisteme geçişi sağlamasından ibaret olduklarını açıkladı. Tunus’ta toplanan sözde Suriye dostlarına da değinen büyük allame Buti; bu grubu İsrail'in dostları olarak nitelendirirken, ümmetin vücudundaki tehlikeli hastalıklar olmasaydı bu konferansı düzenlemenin imkansız olduğunu ifade etti. Bu bağlamda Dr Buti, balta ve ağaç hikayesini örnek vererek, Arap ve İslam ümmetinin varlığını tehdit eden bu hastalıkları iyileştirme önemine dikkat çekti. Dr Buti; Şam’daki Büyük Emeviler Camiinde okuduğu hutbesinde yüce Allahın kelamından ayetler okurken; Allah’ın “hepiniz benim ipime tutununuz ki kurtulasınız” diye buyurduğunu, fakat bir kısım Müslümanların bize “Bernard Levy’inin ipine tutununuz” dediklerini açıkladı. Leyv’nin de Libya’yı alevler ve yıkım cehennemine dönüştürmesi ardından şimdi Suriye'ye yöneldiğine dikkat çekerek, Libya’da yaşanan katliamlara, yıkıma ve kaosa vurgu yaptı. Allame Buti; şimdi de sözde Suriye dostlarının Libya senaryosunun Suriye'de tekrarlanmasını talep ettiklerini ve buna bel bağladıklarını söyledi. Hutbesinin bitiminde Allame Buti; mantık, din, şeriat, iman ve ilkelerin kendi evimize dönmeyi, restore etmeyi ve hastalıklarımızı tedavi etmeyi gerekli kıldığının altını çizdi. Haber kaynağı:http://www.sana.sy/tur/236/2012/02/24/402428.htm |
esadın ve sistemin köpeği el buti...
|
Sözde Suriye Dostları Grubu, Suriye Halkının Düşmanıdır MOSKOVA - BEYRUT – Rusya Duma Meclisinde Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Alexey Pushkov; bugün Tunus’ta toplanan sözde Suriye dostları grubunun, Suriye halkının dostu değil düşmanı olduğunu ifade etti. Bugün Moskova’da düzenlediği basın toplantısında Pushkov; bu guruptaki tarafların sadece Suriye muhalefetinin dostları olduklarını, bunların Suriye ve halkının dostları değil de düşmanları olduğunu söyledi. Batı ve Arap Liginin Suriye'deki durumlar konusunda izledikleri senaryo yöntemlerinden uyaran Pushkov; bu gibi planların halk savaşına yol açabileceğine dikkat çekti. Pushkov; batının Suriye'de ateşkesin sağlanması ve silahların kullanılmamasında sadece tek tarafa yaptıkları çağrıları eleştirirken, bu çağrıların sadece Suriye yönetimine yönlendirildiğini, oysa ki bu çağrılara eş zamanlı olarak Suriye'deki muhalefete dışarıdan silah ve para dahil her türlü desteğin sağlandığına vurgu yaptı. İstanbul meclisinin sadece batının desteğini aldığını ve Suriye'de hiç bir destek yada onayı bulunmadığına işaret eden Pushkov; bu meclis üyelerinin halklarında uzak olarak yaşadıklarını söyledi. Pushkov; Suriye'deki silahlı gruplara batının bizzat kendisi destek sağladığını, dolayısıyla da Homs’ta yaşanan ölümlerin sorumluluğunun bizzat batıya düştüğünü belirtti. Ayrıca batıyı, şiddete son verme yönünde muhalefete doğru yönlendirmelerde bulunmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad’ın sahip olduğu geniş halk tabanı ve halkın genelinin onun etrafında kenetlendiğine dikkat çeken Pushkov; yaklaşık olarak bir hafta önce ziyaret ettiği Şam’ın normal bir şekilde yaşamını sürdürdüğünü ve halk savaşının eşiğinde olmadığının altını çizdi. Bogdanov: Suriye Halkının Temsilcilerini İçermemesi Esef Vericidir Kendi tarafından Rusya Başkanının Ortadoğu Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakanı Yardımcısı Mikhail Bogdanov; Suriye'ye insani yardımların sunulmasının askeri müdahalede bulunmak için bahane olarak kullanılmamasında ülkesinin temennilerini ifade etti. Tunus’ta düzenlenen sözde Suriye dostları konferansının, Suriye halkının temsilcilerini içermemesinden ülkesinin duyduğu esefi belirten Bogdanov; Rusya'nın, bu gibi toplantıların Suriye'deki tüm siyasi akımları temsil edenlerin katılımıyla düzenlenmesine gösterdiği özeni vurguladı. Rusya, İnsani Bahaneler Altında Başka Hedefler Sağlamayı Kabul Edemez Bu arada Rusya'nın Lübnan Büyükelçisi Alexander Saspkin; insani bahaneler altında başka hedefler sağlama çabalarına karşı ülkesinin tutumunu yeniden belirterek, bunların arasında Suriye'ye silah kaçırmanın da yer aldığını ifade etti. Rus Büyükelçi Saspkin bugün yayınlanan basın açıklamasında; sözde Suriye dostları grubunu tek taraflı olarak nitelendirerek, düzenlenecek tüm çaba ve buluşmaların tüm tarafları kapsaması gereğini belirtti. İnsani yardımlar konusuna da değinen Saspkin, bunun başta Suriye hükümeti olmak üzere tüm taraflarla koordinasyonun yapılmasını gerektirdiğini ifade etti. Rus Büyükelçi Saspkin; Suriye'de krizin çözülmesi ve tüm taraflar arasında kapsamlı diyalogun başlatılması yönünde ülkesinin BM’deki çabalarını sürdürdüğünü söyledi. http://www.sana.sy/tur/237/2012/02/24/402418.htm |
Alıntı:
Bu cok net bir özet olmus. Suriyede bir katliam vardir. Bu saatten sonra bu katliami yapanlarda savunanlarda tarih sahnesinde vebal alan taraf olmuslardir. Esad gitmeli, baas bitmeli... Fakat bir gercegide zihnimden cikaramiyorum... Sudurki, mahallinin söyledigi bir gercek, daha düne kadar cecenler katledilirken, Chinde uygurlar öldürülürken biz nicin ses cikarmadik? Yoksa o cografyadaki zulumler özelliklemi hafizamizdan sildirilmeye calisiliyor? Yada suriyedeki zulüm özelliklemi gündem yapilmaya calisiliyor.? Zalime dur diyelim ama bu sorularin cevabinida bilelim ve ona göre hareket edelim. |
Alıntı:
Yalana bakar mısınız? Suriye halkının çoğunluğu Beşşar Esad'ın yanındaymış... Bunu diyen insan, ALLAH'tan korkmaz mı hiç?! [01.07.2011] Hama, Asi Meydanında Beşşar Esad karşıtı gösteriden Muhteşem Sloganlar ve Türk Bayrağı...
Bu gösterinin büyüklüğü aşağıdaki videoda daha iyi anlaşılıyor [01.07.2011] HAMA, Asi Meydanındaki Esad Karşıtı Gösteri...
[22.07.2011] Hama, bu da üstteki gösteriden 3 hafta sonraki bir başka Baas-Esad karşıtı bir gösteri... Bu Esad karşıtı mitingdeki yüzbinlerce Hama'lı, Baas-Esad rejiminin bütün tehditlerine , Baas güçlerinin Esad karşıtı gösteri düzenleyenlere ateş açmasına ve Baas-Esad rejiminin Esad karşıtı mitinglere katılanları tutuklayıp işkence altında katletmesine rağmen böylesine büyük bir mitinge katılıyor. Bunlar bindirilmiş kıtalar değil! Bunlar Baasçı ve Esad yalakası hiç değil! Bunlar müslüman!
[24.06.2011] Hama, Asi meydanında üzerinde ''Teşekkürler TÜRKİYE'' yazan Türkiye bayrağı... Hamalılar, Esad-Baas rejiminin zulmünden kaçan Suriyelilere sahip çıktığı için Türkiye'ye teşekkür ediyor...
Beşşar Esad kafiri bu görüntülere daha fazla dayanamadığı için Ramazan'ın başında askerlerini, Hama'ya gönderdi ve Hama'yı bombalatıp yüzlerce Hama'lı müslümanı birkaç gün içinde katlettirdi!.. Alıntı:
Sen bizi salak mı zannediyorsun ? Abdullah Öcalan'ı yıllarca Şam'da krallar gibi ağırlayan, Beşşar Esad'ın babası büyük katil Hafız Esad değil miydi?! Türkiye'nin savaş tehdidi üzerine, Baas rejimi Abdullah Öcalan'ı Suriye'den çıkartmak zorunda kalmıştı... ''Apo'nun Suriye'deki mesut günleri Galeri'' http://www.haber7.com/haber/20110906...eri-Galeri.php Tayyip Erdoğan'ın, Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine karşı tavır alması üzerine, şimdi de Beşşar Esad, PKK'ya kuçak açtı!... ''Suriye'nin kucak açtığı PKK yol kontrollerine başladı'' http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...lerine-basladi Alıntı:
|
Uzun süredir Türk basınına konuşmayan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim sessizliğini bozdu. Esad yönetimi kırgın. Türkiye’ye sert mesajlar veren Muallim, Ankara’yı Suriye Özgür Ordusu’nun sınırı geçerek saldırı düzenlemesine izin vermekle suçladı.
“Bizim Müslüman Kardeşler’e bakışımız farklı. Türk hükümeti ile ideolojik farklılığımız var” diyen Muallim, Başbakan Erdoğan’ın, Müslüman Kardeşler’e yönelik diyalog çağrısına, Esad’ın “bireysel olarak gelip siyaset yapabilirler ancak parti olarak gelmelerine izin veremeyiz” açıklamasıyla kopma noktasına geldi dedi. "SİLAHLI GRUPLAR MİSAFİR EDİLİYOR" Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, “Türkiye, silahlı grupları misafir ediyor. Sınırdan geçişlere izin veriyor. Bu bir komşuluk yaklaşımı değildir” dedi. Askeri müdahale olmadan insani koridor oluşturulamayacağını belirten Muallim, “Türkiye’nin Suriye’ye müdahale için neden bu kadar hevesli olduğunu çözebilmiş değiliz” ifadesini kullandı. "DAVUTOĞLU DEMOKRASİ DERSİNDEN VAZGEÇSİN" Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da demokrasi dersi vermekten vazgeçmesi gerektiğini belirtti. "PKK’YA DESTEK VERMEYİZ" PKK konusuna da değinen Muallim, PKK’yı kesinlikle desteklemediklerini vurguladı. “Adana anlaşmasına bağlıyız. Türk halkının acı çekmesini istemiyoruz” dedi. Muallim, ilişkilerin düzelmesi konusunda hala umutlu olduğunu belirtti ama Türkiye’nin bu politikasıyla ilişkilerde bir gelecek görmediğini de sözlerine ekledi. |
Alıntı:
Yarin gec oldugunda anlarlar bunu. |
Alıntı:
Alıntı:
|
Teröristler Semtimizi Cehenneme Dönüştürmüşlerdi HOMS – Güvenlik birimleri; Homs Kenti Babaamro Semtinde yıkım, öldürme, fesat ve dehşet eylemleriyle semt ahalisinin hayatını cehenneme dönüştüren silahlı terör gruplarından temizlemesi ardından semtte güvenlik ve istikrarı yeniden sağladı. Semt ahalisinden bir kısım vatandaşlar; dış taraflarca finanse edilen ve yönlendirilen terör gruplarının semtte bulundukları vahşi ve barbar terör eylemlerinin bir kısım ayrıntılarını anlatırlarken, insanlık dışı vahşetlerini kelimelerle anlatmanın mümkün olmadığına işaret ettiler. Semt ahalisi terör gruplarının semt içinde sivil vatandaşlara, kamu ve özel mülklere ve evlere ve her şeye dehşet verici çirkef saldırılarda bulunduklarını söylediler. Terör gruplarının semt içindeki yollarda barikat ve metrisler kurduklarını, hareket özgürlüklerini sınırlandırdıklarını ve kendilerine saldırdıklarını ifade eden semt ahalisi; terör eylemlerine karşı çıkan herkesi tehdit ettiklerini, öldürdüklerini yada mallarına saldırdıklarını ifade ettiler. Babaamro ahalisi terör gruplarının silah gücüyle okulları, sağlık merkezlerini ve tüm kamu kurumlarını işgal ettiklerini ve bu yerleri katletme, işkence ve terör merkezlerine dönüştürdüklerini söylediler. Teröristlerin söz konusu merkezlerin vatandaşlara verdikleri hizmetleri kestiklerini ve çirkef insanlık dışı eylemlerini planladıkları ve organize ettikleri yerlere dönüştürdüklerini eklediler. Babaamro’da bulunan terör gruplarının sahip oldukları muhtelif silahlar, cihazlar ve saha hastanelerine işaret eden ahali; teröristlerde oldukça gelişmiş silahlar, cihazlar ve bol miktarlarda tıbbi malzemelerin bulunduğunu belirttiler. Semt ahalisi; teröristlerin silah tehdidiyle kendilerini gösterilere çıkardıklarını, emirlerine uymayanları işkenceyle öldürdüklerine dikkat çekerek, semtteki yaşamı cehenneme dönüştürdüklerini söylediler. Aynı zamanda sokaklarda ve bina çatılarının üstünde yoğun bir şekilde yayılan ve herkese ateş açan teröristler nedeniyle kimsenin evlerinden çıkmaya cesaret etmediğini ifade ettiler. Babaamro ahalisi; güvenlik birimlerinin semte girmeleri ve semti teröristlerden temizlemelerinin ardından duydukları güven ve rahatlığı dile getirdiler. http://www.sana.sy/tur/339/2012/03/03/403869.htm |
Terörist mi yuh çoluk,çocuk ayırmadan onbinlerce insan katledildi hangi teröristten bahsediyosun sen koca şehirler bombalandı..!
Herhalde senin arkadaş evine kapanmış Suriye devlet kanalın'ın masallarını dinliyor olmalı :) Halktan bir kısım insanın Esad'ın katliamlarını onaylaması onun eylemlerini meşrumu kılacak banane destekleyenden..! Halktan biri BBC'ye röportaj vermiş bizim halktan da çok kişi çok kanala röportaj verip Pkk'yı destekledi ne olacak şimdi at gözlüğü takıp bizdemi destekleyecez..? Bu bölge kendi,kendine bu hale gelmedi arkasın da başka güçlerin olduğu açık Esad zalimide masum kanı dökmeye devam ederek buna çanak tutuyor Suriye her geçen gün iç savaşa sürükleniyor.. |
Aile Katliamı Terör Vahşetinin Sadece bir Bölümüdür ŞAM – Enformasyon Bakanı Adnan Mahmut; silahlı terör gruplarının (muhaliflerin) Suriye'ye karşı uluslararası düşmancı tutumları körükleme amacıyla Homs Kenti Kerm el-Zeytun Semtinde insanlığa karşı en çirkef ve barbar bir eylemde bulunduklarını, kadınları, çocukları ve yaşlıları cani bir şekilde katledip cesetlerini parçaladıklarını söyledi. Bakan Mahmut, dün yaptığı basın açıklamasında silahlı terör gruplarına destek veren bir kısım Arap e bölgesel ülkelerin Suriye halkının muhtelif kesimlerini hedef alan tüm bu çirkef eylemlerde ortak olduklarına işaret etti. Mahmut, akan Suriyeli kanlar ve tırmanan şiddetin sorumluluğunu teröristlere sağladıkları barınak, eğitim, silah, para ve medya desteğiyle söz konusu ülkelere yükledi. Silahlı terör gruplarının (muhaliflerin) özellikle uluslararası güvenlik konseyinin oturumları öncesinde ve esnasında ülkedeki vahşi eylemlerini tırmandırdıklarına dikkat çeken Bakan Mahmut; yandaş medya aracılığı ile Suriye'ye karşı uluslararası tepki toplamak için insanlık dışı bu eylemleri Suriye ordusu ve güvenlik güçlerine arsızca yüklemeye çalıştıklarını belirtti. Mahmut; Cezire ve Arabiye gibi dezenformasyon kanalların masum insanları hedef alan terörde ortak olduklarını ifade ederken bu kanalların muhabirleri olduklarını iddia eden kişilerin ise eli kanlı silahlı teröristlerden ibaret olduklarını söyledi. Enformasyon Bakanı ayrıca; terör gruplarının (muhaliflerin) Kerm el-Zeytin Semtinde bir aileyi toplu bir şekilde katleden teröristlerin bu vahşi eylemlerinin bir çok ülkenin desteğiyle Homs kentinde işledikleri vahşetin sadece bir parçasını yansıttığına işaret etti. |
ALLAH'tan kork!.. Beşşar Esed'in şebbiha köpeklerinin yaptıkları katliamların suçunu bile muhaliflere atıyorsunuz!.. Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejiminin resmi ajansı olan SANA'nın yalanlarıyla bizi kandıracağını mı sanıyorsun?! Alıntı:
|
Suriye'de Çocuk-Kadın 140 Kişi Katledildi Suriye'de Yerel Koordinasyon Komiteleri'nden yapılan açıklamaya göre dünkü operasyonlarda 140 kişi öldürüldü. http://www.haksozhaber.net/d/news/32661.jpg 12 Mart 2012 Pazartesi 09:36 Suriye'de dün de 100'den fazla insanın Esed rejimine bağlı güçler tarafından katledildiği bildirildi. BM ve Arap Birliği'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın başarısız Şam ziyareti sona ererken katliamların da sürdüğü belirtildi. Yerel Koordinasyon Komiteleri'nden yapılan açıklamaya göre dün Humus'ta 70, İdlib'de 25, Şam kırsalında 5, Halep'te 5, diğer bölgelerde de 3 kişi öldürüldü. Sosyal paylaşım sitelerinde Humus'ta öldürülen kadın ve çocuklara ait cesetlerin görüntüleri yayınlandı. İşte Şebbiha milisleri tarafından katledilen, çocukları ve kadınlarının tecavüze uğradığı söylenen, kesici ve delici aletlerle doğrananların görüntüleri:
*** Aynı katliamdan bir diğer video (+18)
Ayrıca başlarından vurularak infaz edilen çok sayıda Suriyeli erkeğin görütüleri de sosyal medyaya düştü. Görüntüler sitemizde yayınlanabilecek gibi olmadığı için yayınlayamıyoruz. *** HALEP: Allah, Hür Orduyu Korusun! Dün gece Halep'te yapılan gösteriden bir görüntü:
HAKSÖZ-HABER http://www.haksozhaber.net/suriyede-cocuk-kadin-140-kisi-katledildi-28303h.htm ''İşte Suriye'de Yok Denilen Katliamın Fotoğrafları'' http://www.haksozhaber.net/iste-suriyede-yok-denilen-katliamin-fotograflari--28315h.htm |
All times are GMT +3. The time now is 07:28. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025