![]() |
Nursi'nin Talebelerinden Gülen'e Mektup
http://www.tevhidhaber.com/images/news/29692.jpg
Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi ile ilgili daha önce kamuoyuna açıklama yapan Bediüzzaman Said Nursi’nin talebeleri konuyla ilgili Fethullah Gülen’e de bir mektup gönderdi... http://www.risalehaber.com/images/ot...ebe_mektup.jpg Mektupta sadeleştirilme çalışmalarının durdurulması istendi. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vâris, nâşir ve talebesi olan altı kişinin imzasıyla yapılan açıklama ve Fethullah Gülen'e hitaben yazılan mektup şöyle: Risale-i Nur'ların 'sadeleştirme' adı altında tahrif edilerek neşredilmeye başlaması üzerine, Risale-i Nur Külliyatı Müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hizmetinde bulunmuş olan talebe ve vârisleri olarak, bu mevzudaki görüşlerimizi kamuoyuna açıklamıştık. Alenî olarak ve neşir yoluyla yürütülen bu faaliyete karşı bir taraftan Üstadımızın böyle bir tasarrufa asla müsaadesinin bulunmadığını umumî olarak açıklarken, bir taraftan da, bu teşebbüsü yürüten cemaatin Hocaefendi olarak tanıyıp hürmet ettiği muhterem M. Fethullah Gülen'e de ulaşmak ve görüşlerimizi yazılı olarak kendisine bildirmek istedik. Bu maksatla bir mektup kaleme aldık ve bir kardeşimizi elçi olarak tayin edip kendisiyle görüşmek ve mektubu takdim etmek üzere vazifelendirdik. Fakat bize ulaştırılan cevap, 'Mektubu İstanbul'daki filân kişiye bırakın' şeklinde oldu. Bu durumda, biz de, bahis mevzuu mektubu, efkâr-ı umumiyeye tevdi ederek bu suretle kendilerine ulaştırmayı kararlaştırmış bulunuyoruz. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin talebe, hizmetkâr ve vârisleri olarak M. Fethullah Gülen'e hitaben kaleme aldığımız mektup aynen şöyledir: Muhterem Fethullah Hoca Efendi, Evvelâ; selam ile sıhhat ve afiyetinizi Cenab-ı Hak'tan niyaz ederiz. Saniyen; Ufuk Yayınları namı altında Bediüzzaman Hazretlerinin Lem'alar Risalesi kelimeleri değiştirilerek güya sadeleştirme nâmı altında tahrib edilerek basılmıştır. Bediüzzaman Hazretlerinin vâris, talebe ve naşirlerinden 6 kişinin imzası ile Lem'aların bu şekilde asliyeti bozularak neşredilmesinin karşısındayız. Kat'iyyen tasvib etmiyoruz. Risale-i Nurları tahriftir ve tahriptir diye beyanat verdiğimiz halde, bu beyanatımızı görüp okudukları halde, mezkûr yayınevi bu ikazımıza hiçbir değer vermeden neşriyatlarına devam etmekte ve reklamlarını her tarafta ilan etmektedirler. Onların bu tavrı Bediüzzaman Hazretlerinin vâris ve talebelerini ciddi bir surette rahatsız etmiştir. Kendi kitapları olmadığı, vâris ve naşirlerinden izin alınmadığı, ve şer'an da caiz olmadığı halde sırf kanunî boşluktan istifade ederek bu neşriyata madde ve nam için İslâmî hak ve hukuku çiğneyerek pervasızca devam etmeleri hayret ve ibretle takip edilmektedir. Muhterem Hoca Efendi, Lem'aları tahrip ederek basan bu Ufuk Yayınlarının sizin camiaya dahil olduklarını duymaktayız. Sizin bu tahribattan haberdar olup olmadığınızı bilmiyoruz. Eğer haberdar değilseniz lütfen size haber veriyoruz. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin vâris, naşir ve talebeleri bu neşriyattan ciddi surette rahatsızdırlar. Derhal bunları durdurmanızı ve o şekil neşriyata son vermelerini rica ediyoruz. Bu hususta bizim bu mektubumuza da cevap vermenizi hemen rica ediyoruz. Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Ahmed Aytimur, Salih Özcan, M. Said Özdemir risale haber |
ben bu olayı cidden anlamıyorum ne bu rahatsızlığın nedeni...
ya risale anlaşılmasın istiyorlar... ya da risale anlaşılsın diye kendilerine muhtaç olunmasını istiyorlar... statükodur bu,statükoculuktur... kendim okumayacağım, ama desteklerim meal yahut sadeleştirmeyi |
Tahrib'ten bahsediyorlar....
bu durum meseleyi biraz degistirir. Ortada yalnizca bir tercüme veya tefsir calismasi olmadigi anlasiliyor bu durumda. |
Haberi aldığın sitede (tevhidhaber) birisi güzel bir yorum yapmış,demiş ki;
http://f1203.hizliresim.com/v/j/3lg43.jpg |
aslı yazılı olarak bulunan birşey tahrip olmaz...
bu yüzyılda teknolojik ortamlarda dahil orjinal hali kayıtlı olan birşey tahrip olmaz... |
|
Benim bu mektubtan anladigim kadariyla bu calismanin tahrib icerdigine dair bir mesaj veriliyor.
Kurani Kerim arabcasinda tahrip edilememissede meal ve tefsir yoluyla farkli anlamlar verilir olmus. Kiyas yapmak icin yazmiyorum...fakat risalelerin orijinali tarhip olmasada yapilan bu calismadaki kelime degisIkligi mana tahribine yol acabilir.... Ha suda var. Ben orijinalite acisindan eski dilde muhafazasindan yana olmakla beraber, aslina uygun bir sekilde sadelestirilmis bir türkce ile basilmasinada karsi degilim....´ Bu haberde oldugu gibi süpheli olmamali. |
Alıntı:
Gerçekten böylemi düşünüyorsun? Aklı olan insan zaten Risale-i Nur okuduğunda zorlada olsa anlayabiliyor çünkü hemen hemen şu anda basılı olan Risale-i Nur'larda eski kelimelerin anlamlarını açıklamalı olarak vermiş. Bir çırpıda okuyamassın o ayrı bir mesele... Bediüzzaman H.z. konuya olan yorumunu vurgulayan bir anektodu aktarıyorum. Alıntı:
Ha bu arada "yapamassınız" demiyor "öyle birşey yazarsan o senin eserin olur" diyor. |
Ufuk Yayınları Gülen grubuna yakındır
Sadeleştirme de o gruptan geliyor Esasen Gülen daha önce de sadeleştirme çalışmalarının yapılmamasına üzülmüştür. Rahmetli Necip Fazıl bu işe talip olunca o zamanlar talebeleri var onların görüşü daha önemlidir demiş ancak talebeleri Necip Fazıl gibi bir edbiyat dahisinin dahi sadeleştirme çabasına izin vermemişti Aradan 50 yıl geçti neredeyse Sadeleştirme gereksinimi daha da büyüdü Nurlar onlarca dile çevrildi Rusça İngilizce İspanyolca.... Tüm bu çeviriler gerekliydi ve tahribat söz konusu değildi Bir ingiliz Nurları bir Türk'den daha iyi anlıyor Ben sadeleştirme çabalarını tahrifat olarak görmüyorum Elbette talebelerinin hatırı büyüktür ama Nurlar kimsenin tekelinde değil |
Alıntı:
risaleleri bu gün türkiyede eline alan kaç adam okuyup anlayabilir... iştersen yaz buraya 1 sayfa okutalım 5 adama görelim... ha bire sözlüğe bak,sonra yazıya bak öyle ne kadar anlayabilirsin ? zorlama savunmalara lüzum yok,bu ayet değil sünnet değil,üstelik ayetin sünnetin bile meali yapılıyor... aslı bulunan hiç bir eser tahrip olmaz... Alıntı:
çok etkilendim... 70 yıl geçmiş,o dönemin kelimeleri kullanılmaz,edilmez... din adına hizmet yapıyorum deniliyorsa,bu kitapta islamı anlattığını iddia ediyorsa herkesin anlayacağı bir şekilde düzenlenmesi lazım... aksi halde bir dogmadan öteye gitmez... |
Alıntı:
|
Mesela dün akşam risale sohbetine gittik valla oturduğum yerde uyuyakalıyordum amcam ordan anlatıyor iyi hoş ama ben anlamıyorum :) Risale öyle eline aldığında direk anlayabileceğin bir kitap değil derinlemesine okuman lazım bunuda kaç kişiye yaptırabilirsin ?
İnsanlar anlamadıkları bir şeyi neden okuma gereksinimi duysunlar ki Kur'an tefsirleri bugün en anlaşılır dille yazılmasına rağmen meal tefsir okuma oranı kaç ? Ki osmanlıcayla yoğrulmuş bu kitaplar okunsun. |
Mesela dün akşam risale sohbetine gittik valla oturduğum yerde uyuyakalıyordum amcam ordan anlatıyor iyi hoş ama ben anlamıyorum :) Risale öyle eline aldığında direk anlayabileceğin bir kitap değil derinlemesine okuman lazım bunuda kaç kişiye yaptırabilirsin ?
İnsanlar anlamadıkları bir şeyi neden okuma gereksinimi duysunlar ki Kur'an tefsirleri bugün en anlaşılır dille yazılmasına rağmen meal tefsir okuma oranı kaç ? Ki osmanlıcayla yoğrulmuş bu kitaplar okunsun. |
aslın güzel bir şekilde muhafaza edildikten sonra sadeleştirlimesi amlaşılması için daha anlamlı ve lüzümlüdür.
belki bir komüsyon dernek ne biliyim bir kaç kişiden oluşan bir heyet kurulur sadeleştirmeler o heyetin elinin altından geçer vel hasılı kelam sadeleştirilmesi güzel olur sonuç itibari ile bunu okuyupta insanlara anlatanda aynı sadeleştirme gibi günümüz cümleleri ile tercüme ediyor veya açıklıyor. |
burada üstadın risaleleri Osmanlıcadan Türkçeyle çevrilmesi sürecindeki duruşuna bakmalı.eğer karşı çıksaydı burada karşı çıkar kendi zamanında buna izin vermezdi..sadeleştirilmesi derinliği kaldırabilir haklılıar ama bunu risale okumaya ilk defa başlayanlar için bir kolaylık olacağı kesin..zira risalenin kendine has bir uslubu var günümüz insanlarınca anlaşılması heleki ilk başlayanlar için epey zordur..buda ilk başlayan herkes için okumak istiyorum lakin anlamıyorum sözünü defaatle duymuşuzdur..risale kendini okuyanlara açar buda büyük bir sabır ve gayret ister..Velhasılkelam burada niyete bakmak lazım..hocafendinin niyeti tahrip etmek midir yoksa daha geniş kitlelere risaleleri sunmakmıdır?
|
İşte burada da büyük bir gerçeğin gözler önüne serilmiş hakikatlerini teşhis etmekteyiz. Hocaefendi'nin Üstad'ın belirlemiş olduğu çizgi ve düstur mihrakından, fikir, mülahaza ve mücadele minvalinin oldukça uzağında.
Cemil Tokpınar ve bir çok talebenin bu noktada sadeleştirmenin mümkün olmayacağı, anlam ve mana kısırlaşmasına sebep olacağını, iki kere iki dört eder katiyetinde önümüze sermiştir. Keza yayınevinin, bu noktada fikir alışverişi ve istişarelerde bulunması için çalınması gereken kapı neşirde de görüldüğü üzere üstadın ilk talebeleridir. Bu noktada üstadın pozisyonunu en iyi teşhis ve tahlil edecek onlardır. |
Alıntı:
aslı yazılı olarak duran ve belki milyonlarca nüshası olan bir eser tahrif olmaz... |
Kurani Kerim tektir ve bir kelimesi bile degismemistir ve kiyamete kadar degismiyecektir.
Fakat, yüzlerce Kurani Kerim tefsiri veya mealinde ayni kelimeye nicin farkli manalar yüklenmeye calisiliyor? Burda tahrip Kuran'in arabcasina degildir...ki zaten TEK KURAN'i KERIM arabcadir....ve buda kiyamete kadar ilahi muhafaza altindadir. Biz aslindan bahsetmiyoruz.... manada yapilmaya calisilan tahribattan bahsediyoruz. Fark budur. Tekrar ediyorum... risalelerin halkin anliyabilecegi bir sekilde günümüz türkcesine uyarlanmasina TAMAMEN karsi degilim....lakin basta üstadin talebeleri olmak üzere , ilim ehlince yapilmasi zarureti vardir.... Yoksa üc bes kelam arabca biliyorum diye ortaya cikan sözde PROF. larin yaptigi gibi bir tefsir calismasi, hizmetten cok hezimet olur. |
Kuran yani Allah kelamı kendisiyle amel edilsin diye indirildi...
Yani ya sen arapça öğreneceksin,yada onu anlamak için meal edeceksin... anlamadan okuduğun,rafta duran,okuduğunda ne okuduğunu bile anlamadığın bir kuranın kimseye faydası olamaz... ve de kuran cahil bir topluma indirilmiştir ve genellikle ''basit algı'' ya dayalıdır... cahil bir arap kuranı kerimi duyduğunda yada okuduğunda anlayabilir... meallerdede bunu görüyoruz... Kuranı anlamak isteyen alır eline meale bakar ve büyük oranda kuranı kerimi anlar... içinde kesin naslar taşır tartışmalı konular yüzde 5 ancadır ve onları koskoca alimler bile tartışmışlardır... Risale neden böyle değil bugün ? insanlar neden bir kitabı anlamak için kırk takla atsın,yada birilerine gerek duysun ? İnsanların anlaması gerekmiyor mu bu kitabı ? ALlah kelamı desen değil,sünnet desen değil herhangi bir dini kitap insanlar neden anlamak için birilerine yada birşeylere ihtiyaç duysun ? Risaleleri sadeleştirmeyelim,olduğu gibi kalsın düşüncesinin altında ya bu amcaların kendi ruhban sınıflarını koruma arzusu var... Risale neden sorun çıkarsın ? sanki tüm risaleleri toplayıp yerine bu risaleleri mi dağıtacaklar... yoksa şöyle bi düşüncemi var... malum risalelerin Allah tarafından yazdırıldığına dair 'bence' çok talihsiz ve komik bir inanış var... Allahın kitabı tahrif edilecek diyemi korkuyor insanlar :) |
Yukarida kelime tahribatina dayali bir kiyas yapmaya calistim.
Yoksa hasa Kurani Kerimin konumu ile risalelerin konumu hakkinda bir kiyas yapacak kadar aklimi peynir ekmekle yemedim vesselam... Risaleler hakkindaki degerlendirmem diger osmanlica eserler icinde gecerlidir...ehli tarafindan yapilmasi uygun olur. |
Alıntı:
yapılan sadeleştirmeler, Risalei nurlarda verilmek istenen mananın mesajın ayinesi olabilir sadece,bende o kanaatteyim.... hatta bu kaynakların insanların seviyesine indirilmesinden ziyade onların o kaynakların seviyesine çıkarması taraftarıyım... fakat ihtiyaç var bu bir gerçek... insanlar anlıyamadıkları için o muhteşem kaynaklara ellerini sürmeye korkuyorlar... belkide okuyacağı o kaynaklar vesilesiyle ettiği tefekkürle imanında zirvelere çıkacakken, sırf bu korkuları sebebiyle tamamen mahrum kalıyorlar... burak arkadaşımızın dediği gibi üstad kendi eseri olarak gösterilmesinden yana olmamamıştır, fakat çıkarılmasınada katiyen karşı çıkmamıştır... Üstadımızın talebeleri başlarımızın tacıdır, hepsi birbirinden hazine gerçektende, fakat ben onlardan, adına 'tahribat' olarak koymaktan ve karşı cephe oluşturma çabalarından ziyade şunu beklerdim... 'madem sadeleştiriliyor, gelin bizimle istişare edin, bizde destek verelimki anlam kaymaları olmasın, çıkaran şahsın adınada sadeleştiren kişilerin ismini koyalım,Üstadın kaynakları yine aynı Üstadın adıyla devam etsin ''' gibi gibi çözüm önerileri... |
|
Tahrib etmeden sadeleştirilmesi gerekir eğer kasıtlı tahrib varsa buna karşı çıkmaları tabiki hakları..
Günümüzde de Kuranı Kerim meaili adı altında saçma sapan mealler basılıyor evrimi destekleyen'in den çağdaş yaşamı önerenine kadar ne ararsanız mevcut :) Adam ayet meali yazıp yanına parantez açıp İslam da böyle bir uygulama yoktur diyebiliyor :) Sadeleştirmek kötü niyetli olmaksızın manayı illaki bozar ama insanların anlayarak okuyabilmesi için bu kadarına göz yumulması gerekiyor.. Bir diğer mesele geçmişte dinsel açıdan çobanların koyun güttüğü gibi insanları gütmeye fikir üretmesine,sorgulamasına ve düşündüklerini açıklamasına müsade etmeyen insanlar ve sistemler olmuş olabilir pek tabi günümüz teknolojisin de her türlü haber alma ve öğrenme mekanizması oluştuğu için bu tür yaklaşımlar azalacaktır ama dini bağlamda.. Yoksa ne yazık ki daha beteri olan günümüz de bilimi ve teknolojiyi elinde tutan örgütler insanlara kendi istedikleri bilimi ve bilgiyi aşılayıp istedikleri rotada koyun gibi gütmektedirler :) |
.........................
|
All times are GMT +3. The time now is 10:25. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025