Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Dış Gündem (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=125)
-   -   İran: Türkiye emperyalizmin taşeronu (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=161882)

-Selsebil- 04-03-2012 19:05

İran: Türkiye emperyalizmin taşeronu
 

İran: Türkiye emperyalizmin taşeronu


İran, İstanbul’da yapılan ‘Suriye’nin Dostları’ toplantısını ‘Suriye’nin Düşmanları’ olarak tanımlayarak, Türkiye için ‘emperyalizmin taşeronu oldu’ dedi.

http://www.islahhaber.com/images/15831-0.jpg

03.04.2012 - 17:28

İran Meclis Başkanı Ali Laricani, İstanbul'da yapılan "Suriye'nin Dostları" toplantısını "Suriye'nin Düşmanları" olarak tanımladı. Suriye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, "Türkiye'nin komşu bir ülkenin egemenliğini ihlal etme amaçlı bir toplantıya ev sahipliği yaptığını ve bunun savaş ilanı sayılacağını" söyledi.

Laricani, genel kurulda İstanbul'da yapılan konferansın İsrail'e yeni bir nefes aldırmak için yapıldığını öne sürerken diğer ülkelerdeki diktatörlüğe sessiz kalındığına dikkat çekti. Laricani, konferansına katılan ülkelere seslenirken, "Eğer sizler bölgedeki demokrasi için endişeliyseniz, neden Bahreyn'deki vahşi diktatörlüğe ve bazı diğer ülkelerdeki diktatörlüğe sessiz kalıyorsunuz?" diye sordu. Meclis Başkanı Ali Laricani, Suriye için Kofi Annan tarafından hazırlanan plana değinerek, şöyle dedi:

"Annan, planını uygulamaya geçirmek için çaba ederken, İstanbul'dan başka sesler yükseliyor. Demek ki bu ülkelerin meselesi Suriye'de reformlar değil. Türkiye emperyalizmin taşeronu oldu."

İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanvekili Muhammed Kevseri, Mehr ajansına yaptığı açıklamada, İstanbul'daki konferansı "Suriye'nin düşmanları" olarak değerlendirerek, Türkiye'yi "Emperyalizmin taşeronu" olmakla suçladı. Kevseri, Başbakan Erdoğan'ın İran ziyareti ile Tahran'ı Suriye konusunda ikna etmeye çalıştığını ancak "katı bir yanıt" aldığını söyledi.


Suriye: Türkiye'nin yaptığı savaş ilanıdır

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın bildirdiğine göre, Caferi, BM'de düzenlediği basın toplantısında, "(Kofi) Annan başından itibaren Suriye yönetimiyle tek sesle konuşmak istediğini söylemişti. Fakat görünen o ki bazıları paralel yollar oluşturup sesini kısmaya çalışıyor. İstanbul'da düzenlenen Suriye'nin düşmanları toplantısı da bunun en iyi örneğidir" dedi.

Caferi, İstanbul'daki toplantının, BM-Arap Birliği Suriye özel temsilcisi Annan'ın misyonuna aykırı olduğunu ve bu misyonla çeliştiğini söyledi.

Caferi, Türk hükümetinin Suriye'ye karşı "düşmanca bir politika" izlediğini ifade ederek, "Türkiye'nin komşu bir ülkenin egemenliğini ihlal etme amaçlı bir toplantıya ev sahipliği yaptığını ve bunun savaş ilanı sayılacağını" belirtti.

Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın da Annan planına bağlı kalması gerektiğini söyleyen Caferi, "planın aynı zamanda Suriye'nin egemenliğini ihlal etmeye ve BM Güvenlik Konseyi'nde tanınmayan paralel yollar yaratmaya çalışanlar için de geçerli olması gerektiğini" ifade etti.


BM heyeti Suriye'ye gidiyor

Bu arada Annan'ın sözcüsü Ahmed Fevzi, gözlemcilerin yerleştirilmesi planına hazırlık için bir BM heyetinin 48 saat içinde Suriye'ye gideceğini bildirdi.

Annan'ın sözcüsü, 5 ya da 6 kişiden oluşacak BM ekibinin gözlemcilerin yerleştirilmesi koşullarının belirlenmesi için Suriye'ye gideceklerini belirtti.

Gözlemcilerin ne zaman bu ülkeye yerleştirileceği sorusuna, "bunu bilmediği" yanıtını veren sözcü, "Gözlemciler konuşlanmadan önce bir Güvenlik Konseyi kararına ve şiddetin durmasına ihtiyaç var" dedi.

Annan, Güvenlik Konseyi'ne ateşkesin denetlenmesi için bir gözlemci heyeti yerleştirilmesini istemiş, 15 üye ülke "tam desteğini" açıklamış ve bunu yapmaya hazır olduğunu bildirmişti.

Annan'ın altı madelik planı

Annan'ın altı maddelik planının maddeleri şöyle:

- Suriye yönetimi, "halkın meşru istek ve kaygılarına yanıt vermek için başlatılacak olan ve Suriyelilerin liderlik edeceği kapsamlı siyasi süreç" için Annan'la işbirliği içinde çalışmayı taahhüt etmektedir.

- Suriye, çatışmaları durdurmayı ve insanların yaşadığı bölgelerde görülen askeri hareketliliği ve ağır silahların kullanılmasını derhal durduracağını taahhüt eder. Bu adımlar atılırken Suriye, şiddeti sonlandırmak için BM gözetimi altında Annan'la birlikte çalışacaktır. Annan, muhalefetten de bütün çatışmaların sona erdirilmesi için benzer taahhütler beklemektedir.

- Suriye insani yardımın iletilmesi ve yaralıların tahliye edilmesi için günlük iki saatlik "insani duraklama"yı kabul etmekte ve uygulamaktadır.

- Suriye "rastgele tutuklanan kişilerin serbest bırakılma hızını ve kapsamını" ve bu kişilerin tutulduğu yerlerin bir listesini sunmayı taahhüt etmektedir.

- Suriye ülke genelinde gazeteciler için hareket özgürlüğünü sağlamayı ve "ayrımcı olmayan bir vize politikası uygulamayı" taahhüt etmektedir.

- Suriye "yasalarca garantilenen çerçevede toplanma özgürlüğü ve barışçıl gösteri yapma hakkına saygı duyacağını" taahhüt etmektedir.

http://www.islahhaber.com/lookat.php?No=15831

Terennüm 04-03-2012 19:52

iranın takiyyeci bakış açısı her zaman başımızı ağrıtmıştır ve yine ağrıtacağa benziyor...

_Ednâ_ 04-03-2012 19:57

Öyle taşeronluğa can kurban...
Sizin gibi mazlum kanı akıtanların taşeronu olmaktansa...

Ammar 04-03-2012 19:58

yalan mı ?



_Ednâ_ 04-03-2012 20:02

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004271)
yalan mı ?


gerçek olsa ne olurki?
menfaat amacına bakmak lazım,
Türkiye kimin menfaatini güdüyor?
iran kimin menfaatini?

Hakan Özkan 04-03-2012 21:18

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004268)
iranın takiyyeci bakış açısı her zaman başımızı ağrıtmıştır ve yine ağrıtacağa benziyor...

Hiç haz almıyorum İran'dan batı kadar olmasada onlara y akın düzeyde tehlikeliler ülkemiz için.

Ammar 04-03-2012 21:38

Alıntı:

_Ednâ_ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004272)
gerçek olsa ne olurki?
menfaat amacına bakmak lazım,
Türkiye kimin menfaatini güdüyor?
iran kimin menfaatini?

iran kendine türkiye batıya :)

manifesto 04-03-2012 23:57

İran Suriye'de katliam yapılırken durdurmak için ne yapmış?
Halkını yok sayan bir rejim seçilmenin olmadığı insanların kimliğinin dahi olmadığı zalim bir rejimi durdurmak için ne yapmış ki Türkiye'yi taşeronlukla suçluyor?

Cihannur 04-04-2012 00:03

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004271)
yalan mı ?

Evet, yalan.

Türkiye kimsenin taşeronu değil. Türkiye, Suriye Halkı'nın, Zalim Suriye Ordusu tarafından katledilmesine karşı. Türkiye, Suriye'de demokrasi istiyor. Suriye'nin zalim rejimi yıkılısın, Suriye'de serbest ve demokratik seçimler yapılsın ve halk hangi parti ya da partileri seçerse iktidara o parti veya partiler gelsin. Türkiye'nin istediği bu.

Ammar 04-04-2012 01:49

Alıntı:

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004334)
Evet, yalan.

Türkiye kimsenin taşeronu değil. Türkiye, Suriye Halkı'nın, Zalim Suriye Ordusu tarafından katledilmesine karşı. Türkiye, Suriye'de demokrasi istiyor. Suriye'nin zalim rejimi yıkılısın, Suriye'de serbest ve demokratik seçimler yapılsın ve halk hangi parti ya da partileri seçerse iktidara o parti veya partiler gelsin. Türkiye'nin istediği bu.


süriye ile alakası yok taşeronun taşeronu Ak paerti hükümet diye inkara gerek yok Türkiye Batı taşeronudur !

ABD be AB den habersiz lavaboya bile gitmiyor yalanmış :w::w::w:


Türkiye Irak için niye aynı dertten yanmadı hatta teskere bile çıakrı ıraktakiler müslüman değil mi ? insna değil mi ? orda çok mu demokrasi vardı ? çeçenler insan değil mi niye yardım etmiyor ya somali ?? Süriyeye karışmak zorund açünkü Batı öyle istiyor.

Cihannur 04-04-2012 10:05

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004356)

süriye ile alakası yok taşeronun taşeronu Ak paerti hükümet diye inkara gerek yok Türkiye Batı taşeronudur !

ABD be AB den habersiz lavaboya bile gitmiyor yalanmış :w::w::w:


Türkiye Irak için niye aynı dertten yanmadı hatta teskere bile çıakrı ıraktakiler müslüman değil mi ? insna değil mi ? orda çok mu demokrasi vardı ? çeçenler insan değil mi niye yardım etmiyor ya somali ?? Süriyeye karışmak zorund açünkü Batı öyle istiyor.

Türkiye, Batı'nın taşeronu değil. Türkiye'nin ABD'den ve AB'den bağımsız bir dış politikası vardır. Politikalar hükümetlerden hükümetlere farklılık arz eder. Önceki bazı hükümetlerin yanlış politikaları sebebiyle AK Parti suçlanamaz. Hatırlarsan Doğu Türkistan'da olaylar çıkmıştı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, olaylarda pek çok Doğu Türkistanlı soydaşımızın öldürülmesi nedeniyle Çin yönetimine sert tepki göstermişti.

Yıldırım 04-04-2012 10:54

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004356)

süriye ile alakası yok taşeronun taşeronu Ak paerti hükümet diye inkara gerek yok Türkiye Batı taşeronudur !

ABD be AB den habersiz lavaboya bile gitmiyor yalanmış :w::w::w:


Türkiye Irak için niye aynı dertten yanmadı hatta teskere bile çıakrı ıraktakiler müslüman değil mi ? insna değil mi ? orda çok mu demokrasi vardı ? çeçenler insan değil mi niye yardım etmiyor ya somali ?? Süriyeye karışmak zorund açünkü Batı öyle istiyor.


Yani bağımzılık nasıl oluyor bir izah edermisin?
Bütün herkesle kavgalı, herkesle düşman, herkese meydan okuyan bir ülkemi olmak gerekiyor.
Her anın her dakikan hazımsızlıktan başka birşey değil.
Bırak artık şu boş sıkışları...
Türkiye taşeronluk yapıyormuş(lafa bak)
Senin kendi aklın, fikrin, beynin kendi politikalarını üretmeye yetmiyormu?
Açıkcası benim yetiyor ve ülkemde Ak Parti Hükumeti ile hiç olmadığı kadar daha bağımsız, özgür ve daha güçlü...
Sen algılayamıyor olabilirsin ama çıkarların kesişmesi, çıkarların çakışması diye birşey var.Biraz tarih okursan bunu çok rahat anlayabileceksin.Bir anda düşman olan iki ülke çıkarları kesiştiği için bir anda nasıl dost olabileceğini görebilirsin.


Garibüzzaman 04-04-2012 13:28

Alıntı:

bur-AK Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004379)

Yani bağımzılık nasıl oluyor bir izah edermisin?
Bütün herkesle kavgalı, herkesle düşman, herkese meydan okuyan bir ülkemi olmak gerekiyor.
Her anın her dakikan hazımsızlıktan başka birşey değil.
Bırak artık şu boş sıkışları...
Türkiye taşeronluk yapıyormuş(lafa bak)
Senin kendi aklın, fikrin, beynin kendi politikalarını üretmeye yetmiyormu?
Açıkcası benim yetiyor ve ülkemde Ak Parti Hükumeti ile hiç olmadığı kadar daha bağımsız, özgür ve daha güçlü...
Sen algılayamıyor olabilirsin ama çıkarların kesişmesi, çıkarların çakışması diye birşey var.Biraz tarih okursan bunu çok rahat anlayabileceksin.Bir anda düşman olan iki ülke çıkarları kesiştiği için bir anda nasıl dost olabileceğini görebilirsin.


Bu şekilde cevapları ya siyaset bilimi mezunları verir.Ya da o doğrultuda kitaplar okuyan bireyler verir .

Amerika'lılara ait bir söz vardı yanlış hatırlamıyorsam.

Amerikan'ın ezeli ve ebedi dostları değil, ezeli ve ebedi çıkarları vardır.

Peki çıkar nedir ?
Çıkarlar neye göre karar verilir ?
Bu doğrultuda ilkeler nasıl oluşur ?
Osmanlı Devleti'nin çıkarlar üzerrine mi politika yürütmüştür yoksa ilkeleri üzerine mi ?

Ammar 04-04-2012 19:52

Alıntı:

bur-AK Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004379)

Yani bağımzılık nasıl oluyor bir izah edermisin?
Bütün herkesle kavgalı, herkesle düşman, herkese meydan okuyan bir ülkemi olmak gerekiyor.
Her anın her dakikan hazımsızlıktan başka birşey değil.
Bırak artık şu boş sıkışları...
Türkiye taşeronluk yapıyormuş(lafa bak)
Senin kendi aklın, fikrin, beynin kendi politikalarını üretmeye yetmiyormu?
Açıkcası benim yetiyor ve ülkemde Ak Parti Hükumeti ile hiç olmadığı kadar daha bağımsız, özgür ve daha güçlü...
Sen algılayamıyor olabilirsin ama çıkarların kesişmesi, çıkarların çakışması diye birşey var.Biraz tarih okursan bunu çok rahat anlayabileceksin.Bir anda düşman olan iki ülke çıkarları kesiştiği için bir anda nasıl dost olabileceğini görebilirsin.


Garibüzzaman güzel demiş.

bu arada başta dedim akparti var diye savunma duvarı olmaya gerek yok.

BeldeiTAYYIBe 04-04-2012 21:00

Tanzimat fermaniyla Türkiyenin batiya teslimiyet sürecine girmis oldugu bir gercektir....fakat bu 200 yillik taseron veya yardakci oldugu anlamina gelmez. Böyle düsünmek, basta sehit Sultan Abdulaziz ve Cennetmekan Abdulhamid'e haksizlik olur.
Zira Tanzimat ile ne kadar yönümüzü batiya dönmüs olursak olalim, bu durum teslimiyete giden yolda bir ilk adim gibi algilanmali...fakat teslimiyyet denemez cünkü öyle olmus olsa, basta sultan AbdulHamid han 33 yil milli osmanli siyasetiyle batiyi kullanamazdi.
Buda gösteriyorki Osmanli devleti bir ilke ile yönetiliyor,
düsmanlari cikari icin kullaniyor...örnegi Sultan Abdülhamid ve siyasetidir. Alamanlari ingilizlere karsi, ingilizleri ruslara karsi, ruslarida fransizlara karsi kullanabilen bir baska siyasetci varmidirki?

Ammar 04-04-2012 21:11

Alıntı:

BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004458)
Tanzimat fermaniyla Türkiyenin batiya teslimiyet sürecine girmis oldugu bir gercektir....fakat bu 200 yillik taseron veya yardakci oldugu anlamina gelmez. Böyle düsünmek, basta sehit Sultan Abdulaziz ve Cennetmekan Abdulhamid'e haksizlik olur.
Zira Tanzimat ile ne kadar yönümüzü batiya dönmüs olursak olalim, bu durum teslimiyete giden yolda bir ilk adim gibi algilanmali...fakat teslimiyyet denemez cünkü öyle olmus olsa, basta sultan AbdulHamid han 33 yil milli osmanli siyasetiyle batiyi kullanamazdi.
Buda gösteriyorki Osmanli devleti bir ilke ile yönetiliyor,
düsmanlari cikari icin kullaniyor...örnegi Sultan Abdülhamid ve siyasetidir. Alamanlari ingilizlere karsi, ingilizleri ruslara karsi, ruslarida fransizlara karsi kullanabilen bir baska siyasetci varmidirki?

ben belli dönemlerden bahsetmiyorum ki. devletin politikası devletin amacını söylüyorum herkes biliyor ki devletin asıl ama cı batılaşma bu uğurde ne canlar yakıldı ne ahlaklar bozuldu ne tavizler verildi ve hala devam ediyor ! ona bakarsan erbakan döneminde de Türkiye batıdan kopmaya çalışmış yada bu yönde hareket vardır ! bu durumda türkiye batılı hayranlığında piyonşuğundan kurtulmuş oluyor mu ? bence olmuyor çünkü devletin hedef amac ve politikası anlaşmaaları ve antlaşmaları bu yöndedir hep !

Yıldırım 04-04-2012 21:13

Alıntı:

Garibüzzaman Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004393)
Bu şekilde cevapları ya siyaset bilimi mezunları verir.Ya da o doğrultuda kitaplar okuyan bireyler verir .

Amerika'lılara ait bir söz vardı yanlış hatırlamıyorsam.

Amerikan'ın ezeli ve ebedi dostları değil, ezeli ve ebedi çıkarları vardır.

Peki çıkar nedir ?
Çıkarlar neye göre karar verilir ?
Bu doğrultuda ilkeler nasıl oluşur ?
Osmanlı Devleti'nin çıkarlar üzerrine mi politika yürütmüştür yoksa ilkeleri üzerine mi ?

Daha mezun olmama çok var ama bölümüm Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler...
Bahsettiğiniz sözün İngiltere'ye ait olduğunu zannediyorum fakat bu ezeli ve ebedi çıkar meselesini ABD veya bir başka ülkenin tekeline sokmak doğru olmayacaktır.Her ülkenin ezeli ve ebedi çıkarları elbette vardır.
Bahsi geçen sözde de dediği gibi ezeli ve ebedi dostlar yoktur.

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004443)
Garibüzzaman güzel demiş.

bu arada başta dedim akparti var diye savunma duvarı olmaya gerek yok.

Tamamda sen garibüzzamanın dediğini anladınmı:)
Ben kendimi anlatamıyorum sanırım .Burada Ak Parti yada başka bir parti olması benim dış politika anlayışımı değiştirmez.Siz kalıplara göre şekilleniyorsanız o ayrı tabiki.Ben her seferinde dış politika anlayışımı izahmı etmem gerekiyor samimi bir değerlendirme yapmak için?

BeldeiTAYYIBe 04-04-2012 21:15

Pekii...Osmanli devletinin sistematik olarak batililasma ( piyon, yardakcilik, hele bati taseronlugu) cabalarina dair örnekler verebilirmisin?

Veya Cumhuriyet ile kiyas edebilirmisin?

Ammar 04-04-2012 21:21

Tanzimat yetmiyor mu ? batılaşma hareketleri sonra müslimlerden alınan haklaerın gayri müslimlere verilmesi... fransız sevdası sultanlar ve batı özentisi hayat tarzının dayatılması vs...

BeldeiTAYYIBe 04-04-2012 22:20

Batililisma veya batiya özenmeyi inkar etmiyoruz.
Kimi paidisahlarin hatalarida olmustur...
Fakat devlet olarak bir bati piyonlugu, yardakcilik veya taseronculuk gösterebilirmisin...?

Millete bati özentisi bir hayat nasil dayatilmis?
Müslümandan hangi haklar alinipta Gayrimüslimlere verilmis?

Müslümanlarin haklarina dokunulmamistir...fazladan gayrimüslimlere yeni yeni haklar taninmistir...fakat bu devleti bati piyonumu yapar?

Osmanli devletinin cökene kadar islami kanunlarla yönetilmis olmasi bile batiya yardakcilik yapmadiginin bir kanitidir. Ahmet cevdet pasanin mecellesi ile yönetilmis bir devlet yapisindan kimlere batililasma dayatilmiski?

Padisahlardan hatali olanlar vardir.
Pasalardanda vardir...
Fakat ne padisah nede pasa devlet degildir.
Devletin batiya yönelik adim atmasida osmanli devletini bir bati piyonu yapmaz....

Ammar 04-04-2012 23:10

Avrupi yasaların avrupi isteklerin ve avrupi yaşamın ( ahlağın ) Müslüman halka dayatılması piyonculuk değilde nedir ? kendilerinin yapamadığını bunlarla yapmamış mıdır ? daha nasıl piyonluk olsun piyonluğu kabule etmezseniz o zaman truva atı deriz. islam devlet ve toplumunu bozmadılar mı ?

bu yönde çalışmayan ve bunları yapmayanların aşağı indirilmesi darbelenmeleri vs... devlet politikası olduğunun göstergesidir bazı kendini bilmezlerin işi olduğunun değil !

sadece osmanlıyı konuşmuyoruz son 200 sene dedim ama asıl konumuz şuan ki ve geçmişteki türkiye !

Cihannur 04-04-2012 23:18

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004481)
Avrupi yasaların avrupi isteklerin ve avrupi yaşamın ( ahlağın ) Müslüman halka dayatılması piyonculuk değilde nedir ? kendilerinin yapamadığını bunlarla yapmamış mıdır ? daha nasıl piyonluk olsun piyonluğu kabule etmezseniz o zaman truva atı deriz. islam devlet ve toplumunu bozmadılar mı ?

bu yönde çalışmayan ve bunları yapmayanların aşağı indirilmesi darbelenmeleri vs... devlet politikası olduğunun göstergesidir bazı kendini bilmezlerin işi olduğunun değil !

sadece osmanlıyı konuşmuyoruz son 200 sene dedim ama asıl konumuz şuan ki ve geçmişteki türkiye !


Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hatalarını eleştirebilirsin; ama Hizbullah meselesi sebebiyle devletimize düşmanlık beslemen doğru olmaz. Senin devlet karşıtlığının temelinde Hizbullah meselesi olduğunu değerlendiriyorum. Ne dersin bu hususta?

BeldeiTAYYIBe 04-04-2012 23:21

Bunlar dedigin kimdir ?
Padisahmi, Pasalarmi, devletmi?...kim?

Islam devlet yapisini hangi padisah bozmustur?
Sultan Abdulazizmi?
Sultan Abdulhamidmi?
Sultan mehmed resadmi?
Sultan mehmed vahideddinmi?

Kim?

Osmanli devleti islam anayasasiyla yönetilmedimi sonuna kadar?
Veya halktan kime islami yasiyorsun diye baski yapildi?

Yapilan savaslar ezan, vatan ugruna yapilmadimi?

Yalnizca bir örnek....
Sultan Abdulhamidin siyonistlerin toprak istediginde verdigi cevap bile ne derece PIYON, TASERON olmadigini gösterir osmanlinin...


Bir batililasma süreci oldu.
Fakat sanki toptan anayasa avrupai yapilanmis gibi bir sey yoktur.
Avrupai dedigin,
devlet kadrolarinda bazi degisiklikler yapildi,
giyim kusamda reformlar uygulandi...ki bir sürü elestirilebilir faydasiz uygulamamarda vardir. Hatta askere pantolon giydirildiginde ulema padisahi bile tenkit etmistir...
Fakat bunlarin hicbiri bati piyonlugu degildir.
Yardakcilik hic degildir.
Öyle olsaydi batiya karsi en siddetli savaslari osmanli cökmeden hemen evvelinde yapmistir...onlari yapmazdi.

Dedvleti Aliyye ne piyondur nede yardakcidir.
Islamin son kalesidir...

Ammar 04-05-2012 14:47

Alıntı:

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004485)

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hatalarını eleştirebilirsin; ama Hizbullah meselesi sebebiyle devletimize düşmanlık beslemen doğru olmaz. Senin devlet karşıtlığının temelinde Hizbullah meselesi olduğunu değerlendiriyorum. Ne dersin bu hususta?

hiç alakası yok benim devletle değil devlet rejimiyle ( islama düşman ) sorunum var. Türkiyedeki her sorunun büyük kısmı bundan kaynaklıdır. Hizbullahla alakası hiç yok. hizbulah yokken de düşüncemiz buydu ! aksine hizbullah'a olan düşmanlık bundan kaynaklıdır. Laik kemalist rejim yerine islami rejim arzulaması ve istemesidir.


Alıntı:

BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004487)
Bunlar dedigin kimdir ?
Padisahmi, Pasalarmi, devletmi?...kim?

Islam devlet yapisini hangi padisah bozmustur?
Sultan Abdulazizmi?
Sultan Abdulhamidmi?
Sultan mehmed resadmi?
Sultan mehmed vahideddinmi?

Kim?

Osmanli devleti islam anayasasiyla yönetilmedimi sonuna kadar?
Veya halktan kime islami yasiyorsun diye baski yapildi?

Yapilan savaslar ezan, vatan ugruna yapilmadimi?

Yalnizca bir örnek....
Sultan Abdulhamidin siyonistlerin toprak istediginde verdigi cevap bile ne derece PIYON, TASERON olmadigini gösterir osmanlinin...


Bir batililasma süreci oldu.
Fakat sanki toptan anayasa avrupai yapilanmis gibi bir sey yoktur.
Avrupai dedigin,
devlet kadrolarinda bazi degisiklikler yapildi,
giyim kusamda reformlar uygulandi...ki bir sürü elestirilebilir faydasiz uygulamamarda vardir. Hatta askere pantolon giydirildiginde ulema padisahi bile tenkit etmistir...
Fakat bunlarin hicbiri bati piyonlugu degildir.
Yardakcilik hic degildir.
Öyle olsaydi batiya karsi en siddetli savaslari osmanli cökmeden hemen evvelinde yapmistir...onlari yapmazdi.

Dedvleti Aliyye ne piyondur nede yardakcidir.
Islamin son kalesidir...


valla zamanım yok isim bakamam ve ben isimler üzerinden konuşmuyır ki isimler üzerinden konuşmuyorum... ben devletin politikası hedef amaç ve çalışmalarını söylüyorum. batılaşma harekeleri başlamış bir çok yasa kanun çıkarılmış giyim kuşam ve bir çok şey resmi olarak avrupi özenti ile gelişmiştir. buda aprupanın piyononu değil de kızıyorsun buna truva atlılığı veya atıdır. islam toplumunu şuaki güne kadar getirdi dahada gidiyor piyonluk daha ne olsun ! yani sıfr bana devletin rejmin suçu yok demek için fatih sultana veya daha öncesine kadar gidebilirsin. ben osmanlının son dönemlerini söyliyorum ki sen daha hepimiz biliyoruz ki osmnalının son dönemleri ve tc tarihi temiz değil ! avrupa özentisi avrupa hayranlığı ona benzeme ondan kanun alma uygulama bastırma vs... bunların hepsiin müslüman topluma dayatılması PİYONCULUK Pardon atçılıktır yapılacak birşey yok !

Garibüzzaman 04-05-2012 15:08

"Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak"

Yıllar öncesinde Bediüzzaman'ın söylemiş olduğu bir söz. Birinci şık bütün netliği ile ispat etmiştir. Bu şıkkın doğru çıkması gösteriyor ki, ikinci şık da doğru çıkacaktır.

Daha fazla söz ve kelam etmeye gerek yok.

El Emin 04-05-2012 16:29

Konuyu 'dinime küfreden müslüman olsa'sözü özetliyor.

Doğru türkiye kısmen yanlış yapıyor müdahale konusunda haklı ve doğru ama kuzuyu kurda teslim ediyor.Abd'nin elinin değdiği hangi yer iflah oldu ki.Ama başkada çare göremiyorum.

İran bizim solcular gibi aynen.Moskova yolunu deva gören takiyyeci tutum..Sanki rusya emperyalist değil.Hatta Abd'den daha emperyalist bir ülkeden bahsediyoruz.Çok samimi ise bizim iranve irancılarımız neden çeçenistana hala mağduriyet yaşatan rusya ve türk müslümanları hala katleden çinle dostluk üzeri bir dostluk ilişkisi yaşıyor.İran'ın şiadan başka derdi yok.Esed zulmünü savunan zalim müslümanlarımız!

BeldeiTAYYIBe 04-05-2012 21:06

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004573)
ben devletin politikası hedef amaç ve çalışmalarını söylüyorum. batılaşma harekeleri başlamış bir çok yasa kanun çıkarılmış giyim kuşam ve bir çok şey resmi olarak avrupi özenti ile gelişmiştir



Kardesim,
ben isterdimki yukardaki sorularimin bir tanesine olsun net bir cevap veresin. Son kez soruyorum...Osmanlinin devlet politikasi nedir?
Senin nezdinde hangi sebeplerden Osmanli yardakci hükümündedir.?
Osmanli devlet politikasi hangi batili ülkenin hesabina calistiriliyordu?
Piyon dediklerin kimdir.?

Siyonizme menfaat kapilarini kapatan ve abdestsiz evrak dahi imzalamayan Abdulhamid 'mi piyondur?
Masonlarin hesabini alt üst eden takva sahibi bir mümin olan, avrupa seyahatine bile abdest suyunu yaninda götüren sehit Abdulaziz hanmi piyondur?
Bir mazlum padisah olan, öldügünde yastiginin altindan parasizliktan alamadigi ilaclarin receteleri cikan Sultan Vahideddin hanmi piyondur?

Piyon ne demek bilirmisin sen?
Kendini satana,
baskalarinin cikari icin kisiligini, sahsiyetini, devletini , milletini satana piyon derler....

Bati taklitciligi adami piyon yapmaz.
Elestirebilirsin...hatalidir dersin....amma velakin ne piyon nede yardakci deme hakkina sahipsin.

Osmanli devleti son anina kadar Mecelle ile hükmedilmis islami bir devletti.
Kimsenin piyonu ve yardakcisi olmadigi icin osmanlinin altindaki sehpaya tekmeyi vurdular....

Ben senin ne demek istedigini anliyorumda,
ümit ederim sende benim ne demek istedigimi anlarsin...

Ammar 04-06-2012 00:05

Alıntı:

BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004614)
Kardesim,
ben isterdimki yukardaki sorularimin bir tanesine olsun net bir cevap veresin. Son kez soruyorum...Osmanlinin devlet politikasi nedir?
Senin nezdinde hangi sebeplerden Osmanli yardakci hükümündedir.?
Osmanli devlet politikasi hangi batili ülkenin hesabina calistiriliyordu?
Piyon dediklerin kimdir.?

Siyonizme menfaat kapilarini kapatan ve abdestsiz evrak dahi imzalamayan Abdulhamid 'mi piyondur?
Masonlarin hesabini alt üst eden takva sahibi bir mümin olan, avrupa seyahatine bile abdest suyunu yaninda götüren sehit Abdulaziz hanmi piyondur?
Bir mazlum padisah olan, öldügünde yastiginin altindan parasizliktan alamadigi ilaclarin receteleri cikan Sultan Vahideddin hanmi piyondur?

Piyon ne demek bilirmisin sen?
Kendini satana,
baskalarinin cikari icin kisiligini, sahsiyetini, devletini , milletini satana piyon derler....

Bati taklitciligi adami piyon yapmaz.
Elestirebilirsin...hatalidir dersin....amma velakin ne piyon nede yardakci deme hakkina sahipsin.

Osmanli devleti son anina kadar Mecelle ile hükmedilmis islami bir devletti.
Kimsenin piyonu ve yardakcisi olmadigi icin osmanlinin altindaki sehpaya tekmeyi vurdular....

Ben senin ne demek istedigini anliyorumda,
ümit ederim sende benim ne demek istedigimi anlarsin...


osmanlı demedim osmanlının son dönemleri dedim. sen şahıslara dayandırıp duruyorsun. sanki osmanlının sön döneleriden padişahın elinde birşey varmış gibi :)

ben son 200 yıl dedim halka avrupi hayatın dayatılması piyonculuktur gayet açıktır. kendilerinin yapmadığını yaptırdılar. ayrıca sen şahıslara takılmışsın ben sana türkiye avrupa hayranı ve onun taklitçisi diyorum tayip erdoğan demiyorum bunlar devlet politikası haline getirildiği için hükümetler çok şey değiştirmiyor ! piyonculuğa devam ediyor inş. anlatabildim.

şahısları konuşmuyor ok.

-Selsebil- 04-06-2012 00:15

http://img823.imageshack.us/img823/3038/340634.jpg

BAŞBAKAN ERDOĞAN: İRAN DÜRÜST DEĞİL

http://aktifhaber.com/basbakan-erdog...il-583008h.htm

depare 04-06-2012 11:58

Zalimce katledilen masum insanlara yardım etmeye çalışmak emperyalizmin taşeronluğu oluyorsa İran'ın Suriye tutumu da Firavun'un taşeronluğunu yapmakla eşdeğerdir :)

Siz zalimi desteklemeye devam edin bir gün ABD Suriye için barış ve demokrasi (!) getirmeye geldiğinde asıl o zaman emperyalizme nasıl taşeron olduğunuzu öğreneceksiniz :)

HaArP 04-06-2012 17:12

Bu Şam bütün Zalimleri, Bütün küfür ehlininin belini kırar !!! görünmekte...! Zamanıda gelmedi değil hani...!

BeldeiTAYYIBe 04-06-2012 21:54

Alıntı:

Ammar Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004642)
osmanlı demedim osmanlının son dönemleri dedim. sen şahıslara dayandırıp duruyorsun. sanki osmanlının sön döneleriden padişahın elinde birşey varmış gibi :)

ben son 200 yıl dedim halka avrupi hayatın dayatılması piyonculuktur gayet açıktır. kendilerinin yapmadığını yaptırdılar. ayrıca sen şahıslara takılmışsın ben sana türkiye avrupa hayranı ve onun taklitçisi diyorum tayip erdoğan demiyorum bunlar devlet politikası haline getirildiği için hükümetler çok şey değiştirmiyor ! piyonculuğa devam ediyor inş. anlatabildim.

şahısları konuşmuyor ok.

Cok sey söylenir lakin beyhude oldugunu anladim.
Olaylar, sahislar, siyasi tarih ve objektif bir analiz olmadiktan sonra ve kavram kargasasinin had safhada oldugu bir ortamda verimlilik alamayacagimizi fark ettim....

Ammar 04-07-2012 01:18

senin düşüncen ama bunlar gerçek !

tanzimat manzimat sonra padişahların güçsüzlüğünü sonra ikide bir alt edilmelerini alt edilmese dahi evleriden çıkamamalarını alıp buraya kopyalamanında bir anlamı yok ! osmanlının son demlerde ne halde olduğunu tüm dünya biliyor ama siz yok diyorsanız sizin keyfiniz.

BeldeiTAYYIBe 04-07-2012 02:13

Sana yalnizca bir tavsiye....

Hasta adam diye tabir ettikleri Osmanli devletinin,
hem ic ve hemde dis hainliklere ragmen,
33 yil boyunca Sultan 2. Abdulhamid'in saltanati okumani ve okuduklarini objektif olarak algilamani tavsiye ederim.

Dünya tarihinde en muhtesem hafiye teskilatina sahip olan Abdulhamid mi evden cikamamis acaba?

Kimse yapilan hatalari inkar etmiyor.
Fakat görmedigin bir gercek var... hain kadrolara ve dis mihraklara ragmen osmanli tüm varligiyla devlet olarak islami doktirinlerle yönetilmis, öyle veya böyle nizami alem icin mücadele etmisitir...

Tanzimat olsun,
ittihati terakki idaresi olsun devleti zayiflatmis ve hatta cökertmistir ama asla bir baska devletin piyonu haline getirememistir....hele yardakcisi hic olmamistir.
Sana defaalarca sordum...hangi devletin piyonlugunu yapmis ve hangi devletin yardakcisi olmus?

Tanzimat dönemi osmanliya agir darbeler vurmustur.
Maddi külfet yüklemistir...disa borclanma sürecine sokmustur...
Fakat hicbir padisah biz borcluyuz diyerek ne vatanini nede haysiyetini, nede ilkesini satmamistir....istisnalar var elbette....ama geneli budur.

Osmanliyi cumhuriyetle kiyaslayamazsin...cünkü cumhuriyet rejimi tamamen din, örf ve ananelere ters olan yepyeni bir sistemi inkilaplar yoluyla zorunlu kilmistir. Fakat Osmanlida en asiri reformlar bile kanunla halka dayatilmamistir...kaldiki defalarca söyledim osmanlida kanuni mecelle yürürlükteydi...ayrica makami hilafet yürürlükteydi.


Yani hatasiyla bile olsa osmanli son dönemlerinde cumhuriyetten alisik oldugunuz o yardakciligi ve senin deyiminle piyonculugu yapmamistir....

Bunun sayisiz örneklerini verebilirim sana ama daha fazla yazmayida acikcasi artik gerekli bulmuyorum.

Yinede,
Yapti diyorsan...
hangi devletin piyonuydu ve kimlere yardakcilik yapti ve hangi padisahlar bu yardakciliga göz yumdu anlatta bilelim. Aydinlanmis oluruz....

Ammar 04-07-2012 02:31

Allah neiye herşeyi kişi veya bir padişaha bağlıyorsun ! ikide bindirilip indirilen benim babam değildi her halde. ! abdulhamit bir adamdır eğerki onun elinden gelseydi o duruma yada bu duruma düşmezdi osmanlı osmanlının son dönemleri parlak değilll :)

Özgür Suriye 05-25-2012 03:49

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

barayev 05-26-2012 12:25

TC Hükümeti Başbakanı İran Devlet adamlarından EVET BİN kere daha Akıllı ve Basiret sahibidir...
Ben İran İslam Devriminden yanayımdır ve Sayın Başbakanım Erdoğanın yanındayımdır...
İran Devlet adamlarının dilerim ki Sayın Başbakanımız Erdoğanın sözlerine kulak verirler ve istişare yaparlar..
Suriyedeki Tezgahın arkasında Türkiyenin Ekonomik ve Siyasi olarak ( Türkiyenin askeri gücü yoktur) Güçlenmesinden ve İranın Askeri Güç olarak Kuvvet bulmasından KORKANLAR ( ABD,AB ve İsrail) ve onların işbirlikçisi ETÖ cü,DARBECİ, ve piyonları terör örgütleri vardır

Özgür Suriye 05-27-2012 04:33


@barayev


Şia Devrimi'ni ''İslam Devrimi'' diye mi pazarlamaya çalışıyorsun ?

ALLAH'a şükür; ben İran Şia Devrimi'nden yana değilim.



ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgalinde ABD ile işbirliği yaparak müslümanlara ihanet eden İran, şimdi de Suriye'deki İslam düşmanı Nusayri-Baas rejimine karşı ayaklanan müslümanlara destek vermek yerine , İslam düşmanı Nusayri-Baas rejimine ve ALLAH düşmanı Beşşar Esed kafirine destek vererek müslümanlara ihanet ediyor.

ABD'nin de el altından , sinsice İran Şia Cumhuriyeti'ni desteklediğini biliyoruz. Sünni Taliban'ı devirmek için Afganistan'a , Irak'ta da İran destekli bir şii devleti kurmak için Irak'a giren ABD, İran ile de danışıklı bir şekilde laf dalaşı yaparak İran'ın popülaritesini arttırmaktadır.






''Suriye'deki tezgah'' derken ?

Mazlum müslümanların, İslam düşmanı Nusayri-Baas rejimine karşı ayaklanmasına ''tezgah'' mı diyorsun sen?!


Şu linklerdeki videoları izle de senin büyük bir hararetle savunduğun İran'ın tam destek verdiği Baas güçlerinin yaptığı katliamlardan bazılarını gör!.. Böylece İran'ı desteklemenden dolayı belki insanlığından utanırsın; tabii insanlığın varsa!...

http://www.haksozhaber.net/suriyede-...deo-29736h.htm

http://pressmedya.com/?aType=haber&ArticleID=8887

http://www.haksozhaber.net/hulada-ka...deo-29884h.htm


Başbakan yardımcısı Bülent Arınç: ''İran'dan ses çıkmıyor, adı İran İslam Cumhuriyeti. Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl Müslüman kardeşliği. Sen orada korunmasız insanların öldürülmesi karşısında bir söz söylemeyecek misin? İran'daki Maliki bir söz söylemeyecek misin, Lübnan'daki Mitaki sen bir şey söylemeyecek misin kardeşim? Aralarında başka türlü bir dayanışma var. Bu İslam'da olmayan bir şeydir.''

Siyonist İsrail rejimi de senin çok sevdiğin ve hararetle savunduğun İran rejimi gibi, İsrail'in favori diktatörü olan Beşşar Esed kafirinin devrilmesini istemiyor!


İsrail Esad'ın devrilmesini istemiyor!


İsrail Savunma Bakanlığı üst düzey yetkilisi tümgeneral Gilad, Esad'ın devrilmesi halinde İsrail'in ciddi bir krizle karşı karşıya kalacağını açıkladı


http://www.dunyabulteni.net/resim/25.../16/israil.gif

Suriye’de meydana gelen isyan ve gösteriler devam ediyor. Arap dünyası başta olmak üzere dünya kamuoyu Suriye’deki olayları yakından takip ederken; İsrail’in tutumu ise dikkat çekiyor.

İsrail Savunma Bakanlığı üst düzey yetkililerinden Tümgeneral Amos Gilad, Suriye’de meydana gelen iç karışıklıklar ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"ESAD'IN DEVRİLMESİ İSRAİL İÇİN BÜYÜK BİR KRİZE NEDEN OLUR"

Beşar Esad’ın iktidarda kalmasını istiyen Gilad; Beşar Esad rejiminin devrilmesi halinde İsrail’in zor durumda kalacağını ifade etti.

Ayrıca Tümgeneral Gilad, Esad’ın devrilmesi halinde Ortadoğu’da bir İslam İmparatorluğu kurulacağını da iddia etti.


İsrail Savunma Bakanlığı üst düzey yetkililerinden Tümgeneral Amos Gilad



GOLAN TEPELERİ YILLARDIR İSRAİL İÇİN EN GÜVENLİ SINIR

Suriye ile İsrail arasındaki sınırı ise Golan Tepeleri oluşturuyor. Uzmanlar ise İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki güvenliğe karşı Esad rejimine ses çıkarmadıklarına dikkat çekiyor.

Dünya Bülteni / Haber Merkezi



Tabii ergenekoncular da...



ODATV'DEN İRAN VE ESAD'A TAM DESTEK!

http://www.aktifhaber.com/odatvden-i...ek-478490h.htm

Özgür Suriye 05-27-2012 04:36

İran Sünnilerine yapılan baskılar ya da Şii mezhep faşizmi

16. yüzyıla kadar tamamen Sünni olan, sadece bazı kentlerinde azınlık olarak Şii bir nüfus barındıran İran, bu asırdan sonra Türk ve Sünni asıllı Safeviye hükümetinin siyasi birtakım gailelerle mezhep değiştirmesi ve Osmanlı karşısındaki tutumuyla tarih sahnesindeki yerini almış olmakla birlikte genel olarak İran "cihadı olmayan İslam topluluğu" nitelemesine mâsadak olmuştur.

İran coğrafyasında yaşayan Sünni topluluklar, 16. asırdan sonra yavaş yavaş çeşitli baskılar ve zulümler neticesinde İran sınırlarına hatta bu sınırların dışına yerleşmek zorunda kalmışlardır. Bugünkü Türkmenistan sınırında yaşayan yaklaşık iki milyon Sünni Türkmen, Pakistan-Afganistan sınırında yaşayan dört milyon Sünni Beluçi, sayıları birkaç milyonu bulan Basra Körfezi kıyılarında yaşayan Sünni Arap, yedi milyon civarında Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Senendeç Sünnileri, Kirmanşah, Hemedan Sünnileri, Urumiye ve civarında yaşayan yaklaşık beş yüz bin Türk asıllı Sünni, Taliş ve Astara tarafında yaşayan birkaç yüz bin Türk Sünni ciddi baskılar altında bulunmaktadırlar.


İran içi muhalefeti daima kendi dünyalarının problemleriyle meşguldür ve asla Sünnilerin problemleriyle ilgilenmezler. Bunun gibi meselelerle ilgilenmek devrim düşmanlığı ve bölücülük olarak addedilir, dolayısıyla kimse buna cüret edemez.
Sünniler, adeta 1979 İslam devriminden bugüne milli bir tehdit olarak algılanmış, faaliyetleri sürekli tarassut altında tutulmuş, Sünni olmaları dolayısıyla İslam dışı, kültürsüz, medeniyetsiz olarak tavsif edilmiş ve Şii İran halkına böyle anlatılmıştır. Bugün İran sınırları içinde yaşayan hatırı sayılır bir nüfusa (on beş milyon) sahip olan Sünni toplulukların bazı problemlerinden bahsedeceğiz. Görülecektir ki, İran'da bugün itibarıyla ciddi bir "Şii mezhep faşizmi" yaşanmaktadır.

İran'da yaşayan Sünniler, yeni doğan çocuklarına istedikleri ismi koyamazlar, nüfus idaresinde bir isimler kitabı bulunmaktadır, bu kitapta bulunan isimlerin dışında isim konulmaz. Mesela, İran'da Ebubekir, Ömer, Osman, Ayşe isimleri hiç yoktur. Bu isimleri nüfus idaresi nüfus cüzdanına kaydetmez.
Hatta meşhur İran şairi Ömer Hayyam dahi Hayyam olarak seslendirilir. Sünniler askerlik hizmetine alınır fakat Sünni kökenli rütbeli asker asla bulunmaz. Hemen hemen bütün idari ve istihdam formlarında "Sünni misiniz? Şii misiniz?" sorusu mutlaka bulunur. Sünni kaynak kitaplarının basımı serbest değildir. Sünni bölgelerde okullarda okutulan din dersleri Şii akidesi üzerinedir. Sünnilikle alakalı çok az bilgi verilir.

Birkaç yıl önce alınan siyasi bir kararla Sünnilere ait dini medreselerde dini liderin (Velayet-i Fakih) Şii bir temsilcisi bulunacak ve elinde fevkalade yetkiler olacaktır. İstediğini atayıp istediğini azledebilecek. Sünnilerin şimdilik karşı çıktığı bu uygulama çerçevesinde Şii akidesine ait ilimler bu medreselerde mutlaka okutulacaktır. Senede bir hafta "vahdet haftası" olarak kutlanan İran'da slogandan öteye gitmeyen bu faaliyet aslında Sünnileri Şiiliğe davettir. Vahdet yani hepiniz Şiilik temelinde birleşin problem çözülsün. Bugün İran hükümetinde Sünni bir bakan yoktur. Halk seçtiği için mecburen mecliste milletvekili vardır. Sünni medrese ve camilere devletin asla desteği yoktur. Sünni toplulukların himmet ve gayreti ile faaliyet göstermektedirler. Yakın tarihte Meşhed ve Bojnurd şehirlerinde çeşitli bahanelerle Sünnilerce kullanılan iki cami devlet tarafından yıkılmıştır. Başkent Tahran'da 2 milyon Sünni yaşamasına rağmen Sünnilerin cuma namazı kılacak bir camileri bulunmamaktadır. Hatta Tahran Sünnilerinin cuma namazı kılmak için gittikleri önce Pakistan Elçilik Okulu ve daha sonra Endonezya elçiliğinde kılınan cuma namazlarının yasaklanması, baskının keyfiyetini göstermektedir. Tahran'da birçok kilise bulunmasına rağmen Sünni caminin olmaması çok gariptir.


İran'da Sünni âlimlerin bir araya gelmeleri engellenmektedir. Ülke içi ve dışı seyahatlerini rahatça gerçekleştirememektedirler. Bazen TV-radyo-gazete ve mecmualarda ehl-i sünnetin büyükleri kötülenmektedir. Hz. Ayşe'ye açıkça saldırıldığı çokça vakidir. "Müslüman mısınız? Sünni misiniz?" sorusu çok normaldir. Ehl-i sünnet, genel olarak ehl-i dalalet olarak bilinir. Hz. Ömer'i şehid eden Ebu Lolo'ya "Baba Lolo" diyen Şiiler, ehl-i sünneti rencide edecek şekilde yakın zamana kadar Ebu Lolo'nun İsfahan yakınlarındaki Kaşan şehrinde bulunan mezarını ziyaret ederlerdi. Hz. Ömer'in şehadet yıldönümünde Ceşn-i Ömer Koşi (Ömer öldürme merasimi) tertip ederek o pâk dâmen hazretin bir heykel veya suretini yaparak üzerine pis şeyler atarlar. Bugün hâlâ Tahran'ın güneyinde ve ülkenin çeşitli yerlerinde maalesef bu merasimler yapılır.


Sünnilerin oturduğu bölgelerde vazife yapan idari amirlerin hemen hepsi Şii'dir. Sünnilere asla böyle makamlar verilmez. Sünnilere ait TV-radyo-gazete ve mecmua bulunmamaktadır. Mezhep değiştiren, yani Şii olan Sünnilere makam ve mevkiler verilmektedir. Sünnilerin geleneksel kıyafetleri okullarda yasaklanmıştır, tek tip üniforma giydirilmektedir. Sünnilerin kendi dilleri okullarda okutulmamaktadır (Azerice, Türkmence, Taliş dili, Kürtçe, Beluçi). Akidesi gereği vaazlarda konuşan Sünni ulema cezalandırılmaktadır. Yakın zamanda Hayrşahi Beluç ve Eyüb Genci, ciddi işkencelere maruz kalmıştır. İranşehr'de Sünni ulema, birtakım isnatlarla idam edilmiştir. Sünniler arasında revaçta olan tasavvuf, İran'da yasaktır.
Şiilerin sevdikleri din büyüklerini ehl-i sünnet sever fakat ehl-i sünnetin sevdiklerine Şiiler saygı dahi göstermezler. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Muaviye ve Hz. Ayşe'nin adları anıldığında "lanetullahi aleyh" (Allah'ın laneti üzerine olsun) derler.

Dr. Ali Şeriati, yaptığı araştırmalar neticesinde ehl-i sünnete uygulanan haksız birtakım söylemlerin doğru olmadığını söyleyince Şii İranlılar tarafından Sünni olarak suçlanmıştır. Yakın zamana kadar Dr. Ali Şeriati'nin kitapları İran'da sansürlü olarak yayımlanmaktaydı.
Suriye, Lübnan, Irak, Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan gibi ülkelerde yaşayan Şiilerin her türlü hakkını savunmayı kendine ödev bilen İran acaba kendi ülkesinde yaşayan Sünnilerin sahipsiz olduğunu düşündüğünden dolayı mı böylesine acımasızca davranmaktadır? İslam dininin hak ve adalet anlayışı bu mudur? Yoksa İran Şiilerinin tarihi bir tatmin hamlesi midir?

Bilindiği gibi İran'ın hiçbir zaman Bosna, Çeçenistan, Keşmir ve Uygur'da yaşayan Müslümanların uğradıkları haksızlıklara ve zulümlere karşı Müslümanca bir tavrı olmamıştır. Niçin? Çünkü Bosna'da Avrupalılarla, Çeçenistan'da Rusya, Keşmir'de Hindistan ve Uygur'da Çin ile karşı karşıya gelmek istememiştir ve adları anılan coğrafyada yaşayan Müslümanlar Sünni'dir. Öyleyse neden Irak ve Filistin ile ilgileniyor? Öncelikle Irak'ta yüksek oranda nüfusu bulunan Şiiler ile gayet muazzam olan ilişkileri ve Şii bir başbakan seçtirebilecek kadar nüfuzlu olması önemli bir husustur. İkincisi, Filistin davasına sahip çıkıyor görünmek ise İsrail ile çatışma zemini oluşturma ve bu çatışma zemininden faydalanmak. Her halükarda, Ortadoğu'daki karışıklık İran'daki rejimin ömrünü uzatan bir vasıtadır. İran'ın nükleer enerji ve İsrail ile çatışmadan başka hiçbir gündemi yoktur.
Bu iki unsur elinden alındığı takdirde İran'ın oynadığı oyun sona erecek ve içerideki kavgalarla meşgul olacaktır.

İran'da yaşayan Sünnilerin uğradığı haksız baskılar maalesef Türk dış politikasının gündeminde değildir ve hiçbir zaman da olmamıştır. İran'da yaşayan Sünnilerin problemleri Türkiye'nin Tahran büyükelçiliğinde duyulmadığı gibi Ankara'da hiç duyulmuyor. Yukarıda bahsedilen yaşanan problemlerin dışında son zamanlarda şiddetlenen baskılar tahammül sınırlarını aşmıştır.
Geçtiğimiz haziran ayında İstanbul'da uluslararası İslam ulemasının toplantısına davet edilen İran Belucistan Eyaleti ve bütün İran Sünnilerinin dini temsilcisi Mevlana Abdülhamit, Türkiye dönüşü Tahran İmam Humeyni Havaalanı'nda gözaltına alındı, sorgulandı, pasaportuna el konularak yurtdışına çıkması yasaklandı. Bunun Türkiye dönüşü yapılması anlamlı. Nasıl ki, Irak, Bahreyn, Kuveyt, BAE, Umman, Yemen, Suudi Arabistan'da yaşayan Şiilerin İran'dan beklentileri varsa İran'da yaşayan on beş milyon Sünni nüfusun da Türkiye'den beklentileri olması çok tabiidir. Aynı zamanda Belucistan eyaletinin merkezi Zahidan şehrinde bulunan İran'ın en büyük Sünni medresesinin de hem üstadı hem de yöneticisi olan Mevlana Abdülhamit ile birlikte İran'dan Türkiye'deki toplantıya gelen diğer kimseler de yine aynı şekilde gözaltına alınmış, sorgulanmış ve pasaportlarına el konularak yurtdışı yasağı getirilmiştir.

Türkiye'nin verdiği uluslararası desteği ve krediyi hoyratça kullanan İran, bunlarla yetinmedi. İran Sünnilerinin resmi web sitesi sunnionline.com'un verdiği bazı haberler, durumun vahametini açıkça ortaya koymaktadır. Kürdistan eyaleti Kamyaran şehrinde Cuma Camii, İran devrim ordusu askerleri tarafından muhasara edilerek cuma namazı kılmaya gelenlerin üzerleri aranmak suretiyle tahrik edilmiştir. İran'da yayımlanan Risalet gazetesi, İran Sünnilerinin lideri Mevlana Abdülhamit hakkında yalan bir haber yazarak güya onun "Humeyni Komitesi yardım sandıklarına sadaka atılmaması yönünde bir fetva verdiğini" iddia etmiştir. Bu haber, Mevlana Abdülhamit tarafından tekzip edilmiştir. Zahidan şehrinde genişletilmesi ve yenilenmesi düşünülen caminin para kaynağı sorgulanmak suretiyle bölgedeki Sünni din adamlarına iftira atılmıştır. Zahidan'da bulunan İran Sünnilerinin en büyük dini medresesi olan Daru'l-Ulûm'da müderrislik yapan ve yurtdışı gezilerinde Mevlana Abdülhamit'e eşlik eden ve kendisinin damadı olan Hafız İsmail Mollazehi, gerekçe gösterilmeksizin tutuklanmıştır. Daru'l-Ulum medrese ve camisinin hadimlerinden ve Mevlana Abdülhamit'in ikinci damadı Hacı Abdurrahim de gerekçesiz olarak tutuklanmıştır. Aynı medreseden Hafız Muhammed İslam suikasta uğramıştır. Medrese üstatlarından Mevlevi Emanullah Gumşadzehi, suikasta uğramıştır. Aynı medresede idari işler müdürü Mevlana Ahmet Naruyi gerekçesiz tutuklanmıştır.


Dr. Ali Rıza Gafuri - 24.04.2012 - Zaman


kaynak ve devamı için:


http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...i&haberSayfa=0

http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...i&haberSayfa=1

Özgür Suriye 05-27-2012 04:50


Türkiye’nin Yeni Ana Muhalefet Partisi: İran


''Fars Haber Ajansı’nın Türkçe yayın yapan bir sitesi var. Orada 2012’de Türkiye ile ilgili çıkmış haberlere bakıyoruz. Aman Allah’ım. Yoksa yanlışlıkla Sözcü gazetesinin sitesine mi girdik?''

http://www.haksozhaber.net/d/news/33080.jpg

Yıldıray Oğur
; Fars Haber Ajansının son 1 yıl içinde yapmış olduğu haberler üzerinden İran’ın AK Parti'ye bakışını değerlendiriyor:



Türkiye’nin yeni ana muhalefet partisi: İran

Gelin bugün Türkiye’ye komşumuzun gözünden bakalım. İran’ın gözünden. İran’ın iki ajansı var. Biri resmî sıkıcı ajans IRNA. İkincisi yarı resmî Fars Haber Ajansı. Yarı resmî demenin çaktırmadan resmî demek olduğunu tahmin etmişsinizdir. Aslında tam olarak şöyle demek: Esas vermek istediğimiz, içimizden geçen haberler burada ama bunların devletimizi zor durumda bırakmasını da istemiyoruz. O yüzden biz de IRNA’nın değil daha açık sözlü Fars Haber Ajansı’nın gözünden bakalım Türkiye’ye.

Fars Haber Ajansı’nın Türkçe yayın yapan bir sitesi var. Orada 2012’de Türkiye ile ilgili çıkmış haberlere bakıyoruz. Aman Allah’ım. Yoksa yanlışlıkla Sözcü gazetesinin sitesine mi girdik?

Karşımıza çıkan ilk haberin başlığı “Komşularla sıfır sorun bu mu?”“İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, ‘Amerika adına, komşularımız Suriye ve İran’la ilişkilerimizi her geçen gün çıkmaza sokan, bu iki ülkeyi Türkiye karşıtı bir safta gören Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı makamında kalamaz. Derhal istifa etmelidir’ dedi.” Okuyalım:

Ooo çok sert. Ajansın haberlerini karıştırmaya devam edelim. Başlık: Türk solundan Türkiye’nin Suriye politikasına itiraz. Kimmiş bakalım bu Türk solu: “AKP, Suriye’ye müdahale edilmesini isteyenleri İstanbul’da toplayınca Türkiye’de solcu medya olarak tanınan ‘Aydınlık Gazetesi’ Türkiye solunun bu politikayı benimsemediğini ve tepki verdiklerini yazdı.”

Aydınlık’ı yanlış tanıyorlar deyip geçelim. “Türkiye medyasında Davutoğlu ve Gül’ tepki” başlıklı habere bakalım: “Yeniçağ Gazetesi ‘İsyancıları silahlandırma çağrısı!’ başlıklı haber yorumunda olayı şöyle değerlendirdi.” Gerisini okumaya gerek var mı?

Memlekette neler neler oluyor, İran ajansı olmazsa haberimiz olmayacak. Saadet Partisi’nin İran ve Suriye konusunda AKP’yi eleştiren açıklamalarını da günü gününe buradan takip edebilirsiniz.

Fars Haber Ajansı’nın en büyük ilgiyi gösterdiği parti ise tabii ki CHP. Tanıyanlar varsa bu haberi göstermeden önce limon kolonyasını hazırlasın, ajansın en çok ilgi gösterdiği CHP’lilerin başında da Emine Ülker Tarhan geliyor.

Sanmayın ki Fars Haber Ajansı’nda sadece AKP muhaliflerinin haberlerine yer veriliyor. Türkiye ile ilgili haberleri de muhaliflerin susturulduğu Türkiye’de kimsenin cesaret edemeyeceği bir muhalif kafa tutmayla veriyor site.

Konu Türkiye’de benzin fiyatları mı. Buyurun: “Dört bir yanında petrol fışkıran komşuları olduğu halde Türkiye’de petrolün fiyatı, Ortadoğu’dan binlerce km. uzaklarda olan ABD’den bile daha pahalı!”

Peki, Türkiye ekonomisinin durumu nasıl: “IMF’nin en genç başekonomisti Raghuram Rajan Türkiye ekonomisini değerlendirirken tehlikeli sularda olunduğuna vurgu yaptı.”

Murdoch’un Erdoğan’ı ziyareti: “Türkiye medyasının topyekûn Suriye’ye karşı harekete geçirilerek bütün dikkatlerin İsrail’den başka yönlere kaydırıldığı günlerde ABD’li medya patronu Murdoch, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Başbakanlık Merkez Bina’da ziyaret etti. Ziyaretin ardından Erdoğan’ın Suriye konusundaki sert açıklamaları dikkat çekti..”

İstanbul’daki Suriye’nin Dostları toplantısı sırasında yapılan bir İsrail’in Gazze saldırısı haberi sahiden çok kötücül: “İsrail rahat nefes alıyor şimdi. İstanbul Esad’a yüklenirken İsrail yine kan kustu.”

4+4+4 haberi peki nasıl yer almış Fars’ta: “Türkiye’de süngü zoruyla dayatılan eğitim bitti. AKP’nin yeni eğitim sisteminin kendi önerileri olduğunu belirten MHP yetkilileri, AKP’yi geç davranmakla suçluyor.”

Bense en çok bu haberi sevdim: “Müslüman ülkelerin topraklarını işgal ederek kurulan İsrail Yahudi devletinin kurucusunun Türkiye’deki Yahudilerden olduğu ortaya çıktı! Haberin Türkiye medyasında çok sempatik bir spor ve barış haberi gibi verilmesi de ayrıca dikkat çekici bulundu. Başkalarının vatanlarını işgal ederek ve binlerce mazlum Müslüman’ın kanını dökerek kurulan İsrail’i alelade bir devlet gibi gösteren haberde ‘Galatasaray, kurucusu Davit Ben Gurion’un Galatasaray Lisesi mezunu olması yüzünden İsrail lobisinin de desteğiyle, Türk- Amerikan İş Derneği tarafından 10 günlük kamp için New York’a davet edildi’ denildi..”

Komploculukta bizden birkaç kuşak ilerideler. Türkiye’de Başbakanlık önüne patlama haberine attıkları başlığı bakar mısınız: “TÜSİAD tartışmalarından sonra alevlendi.”

Peki, durup dururken niye Türkiye’ye Fars Haber Ajansı’nın gözünden baktık?

Türkiye solcuları uzun yıllar Sovyetler Birliği’nin bir devlet olduğunu kabul edemedi. O Sovyetlerdi, devleti sönümlendirecek, dünyaya sosyalizmi getirecekti. Böyle kutsi bir amacı olan bir ülke hiç çıkarları, gizli, pis işleri, diplomatik oyunları, istihbarat numaraları olan diğer devletlere benzeyebilir miydi? Sonunda benzediği ortaya çıktı. Ama bizimkiler bunu Sovyet tankları Prag’ı ezerken bile göremedi, Boğaz’dan geçen Sovyet tankerlerine bakıp bakıp dalıp gitti.

Şimdi bazı dindarlarımız da İran’a böyle bakıyor. Bütün dünya biraraya gelmiş bu İslam devrimi yapmış mübarek ülkeyle uğraşıyor sanki. Unutmayın: İran bir devlet. Hem de bizim devletimizden daha eski, daha köklü bir devlet. Bu devlet şimdi sırf çıkarları öyle gerektirdiği için bu aralar İsrail’den daha çok Müslüman kanı akıtan Suriye rejimini destekliyor. Ece Temelkuran’ın Hizbullah’ın gazetesinde yazdığı yeni ve cesur bir dünya bu.

Bu yeni dünyada bir sonraki Cumhuriyet mitingi Tahran’da düzenlenmesin?


Yıldıray Oğur - TARAF

http://haksozhaber.net/turkiyenin-ye...ran-28931h.htm


All times are GMT +3. The time now is 17:20.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025