Siyaset Forum - Zaman yazarı "..Gülen Türkiye'ye Apo evine.. "

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)

- Küpürlerle Köşe Yazıları (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=433)

- - Zaman yazarı "..Gülen Türkiye'ye Apo evine.. " (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=161938)

Zaman yazarı "..Gülen Türkiye'ye Apo evine.. "

Bugün okuduğum en talihsiz yazı
Böyle bir yazı TÜM CAMİAYI zan altında bırakır
Mutlaka tekzip edilmeli
Reddedilmeli
Ve gerekirse Şahin ALPAY'a yol verilmelidir..
Bu yazıyı bu haliyle yayınlayan editörlere de sitem ediyorum
Böyle bir sözü söyleme cüretini kimse kendinde bulamaz
Gülen sanki ülkesine dönemiyor da herkes formül üretiyor
Hele Apo ve Gülen'i aynı çözüm de yan yana zikretmek ne büyük talihsizlik
Bu Apo geberene kadar deliğinde çıkamaz
Apo'yu evine gönderecek babayiğit var ise çıksın meydana..

"Yeni Türkiye'nin formülü" şu: "Erdoğan Çankaya'ya, Gül başbakanlığa, Hocaefendi yurduna, Öcalan evine..."

Yazının geri kalanını okumaya gerek yok.Bir dinamit gibi patlatmış..

Gerek yok , düşüncelerini pek benimsemem ama farklı ses olarak kalması lazım.

yazının tamamı okunursa, kendisinin şahsi fikrinden ziyade Diyarbakırda yapmış olduğu toplantılardan çıkardığı izlenimlerden biri olduğunu görebilirz zannediyorum...

Yazıyı okuduğunuzdan eminmisiniz?
Böyle cımbızlamalar yakışmıyor kardeşim...

Alıntı:

Şahin Alpay
Yeni Türkiye'nin formülü

Geçen hafta sonu Diyarbakır Ticaret Odası salonlarında "Nasıl bir anayasa?" konulu iki konuşma yaptığımı yazdım.

Bu konuşmalardan biri davetlilere, biri kamuya açıktı. Toplantılarda çok sayıda görüşe ve soruya muhatap oldum. Toplantılar dışında temaslarım ve gözlemlerim oldu. Sanırım Diyarbakır - Amed'in nabzı hakkında iyi bir fikir edindim.
Muhakkak ki Diyarbakır, barış gelsin, artık çocuklar ölmesin, dağdakiler normal yaşama dönsün istiyor. Türkiye bir Türk devleti değil yurttaşlar devleti olsun, Kürt kimliği bütün gerekleriyle tanınsın, Kürtler de eşit hak ve özgürlüklere sahip olsun istiyor. Türkiyelilikte buluşturacak bir anayasa, Kürtçenin eğitim dili olması, ötekiler gibi Kürt çoğunluklu bölgenin de yerinden yönetilmesi ortak, temel talepler olmayı sürdürüyor. Yerinden yönetim bölge üzerinde KCK / PKK vesayetinin tesisi anlamına gelecek ise buna karşı olanlar kuşkusuz büyük çoğunlukta. Başbakan'ın Kürt sorununun çözümü için Meclis çatısı altında müzakere şeklinde ifade ettiği "yeni strateji"ye BDP'nin verdiği cevap makul karşılanıyor. Bilindiği üzere BDP, İmralı ve Kandil'le serbestçe görüşme imkânının sağlanması halinde, barışın tesisi için rol üstlenmeye hazır olduğunu açıkladı. Ben de BDP'nin bu rolü üstlenmesini makul buluyor ve destekliyorum.
Hükümetin siyasî değil askerî çözüme yönelmesi, sapla samanı ayırmadan yapılan KCK operasyonları, binlerce kişinin cezaevlerine tıkılması, bir özür bile dilenmeyen Uludere faciası, son olarak Newroz kutlamalarının engellenmesi ile AKP'nin büyük tepki topladığı, seçmen kaybettiği anlaşılıyor. Geçen Meclis'ten bu Meclis'e AKP'nin Kürtleri temsil niteliğinin iyice zayıfladığı görüşü hakim. Sadece Kürtler değil, bütün ülke nezdinde AKP'ye en büyük zararı da yeni İçişleri Bakanı'nın verdiği muhakkak. Bakanın hangi beyan ve davranışlarının buna neden olduğunu burada saymama herhalde gerek yok, ama 18 Mart'ta yasağı dinlemeyip Newroz kutlamalarına katılanlar hakkında, "75 milyonun tükürüğüyle boğulacak hainler" diye konuşması, bardağı taşıran damla.
Erdoğan'ın, İstanbul belediye başkanlığı sırasında genel sekreter yardımcısı olan şahsı hangi düşünceyle içişleri bakanı yaptığına dair farklı görüşler var. Bir görüşe göre amaç, MHP oylarını kazanmak. Başka bir görüşe göre ise: Başbakan'ın amacı güvendiği bir yakınını ödüllendirmekti, ama pişman oldu. Ülkeye ve partiye zarar vermemesi, Başbakan'ı zor durumda bırakmaması ve kendi saygınlığı açısından Bakan'ın bir an önce istifa etmesinde yarar var. Ben de bu tavsiyeye katılıyorum.
Yaklaşık bir yıl arayla yeniden ziyaretimde gözlemlediğim bir olgu da, Diyarbakır'ın da Türkiye'deki genel refah artışından pay aldığı. Bunu gözlemlemek için Diclekent'e, (Diyarbakır'ın İstinye Parkı) Ninova alış veriş merkezine gitmek yeter. Refah artışında Irak Kürdistanı ile artan ticarî ilişkilerin önemli bir rolü olduğu muhakkak.
Peki, Diyarbakır geleceğe nasıl bakıyor? Bu konudaki görüşleri esas olarak iki eğilimde toplayabilirim. Bir eğilim, karamsar. AKP iktidarının Kürt kimliğinin inkarına son verdikten sonra, bu noktadan bir adım daha ileri gitmeye niyeti, artık statükoyu korumaktan öte bir amacı yok. Bunun için de bahane olarak PKK silahlı ayaklanmasını kullanıyor. Bu nedenle şiddetin son bulması değil, bir ara Erdoğan'ın da açıkça ifade ettiği üzere, "marjinalleştirilmesi" katlanılabilir düzeye indirilmesi hedefleniyor.
Başka bir eğilim, hayli iyimser. Şöyle ifade ediliyor: Türkiye'de artık her mesele konuşulabiliyor. Her eğilimden insanlar Meclis çatısı altında buluşuyor, bir masa etrafında oturup konuşabiliyor. Konuşmanın çatışmanın yerini alması kaçınılmaz. Çünkü herkes barış gelsin, gençler ölmesin istiyor. Uluslararası konjonktür de Türkiye içinde barışın sağlanmasını zorunlu kılmakta. İyimser bir görüş sahibine göre barışı gerçekleştirecek "Yeni Türkiye'nin formülü" şu: "Erdoğan Çankaya'ya, Gül başbakanlığa, Hocaefendi yurduna, Öcalan evine..."

Arkadaşlar bir haber veya konu paylaşırken yazının tamamını verelim kaynağını belirtelim,
sonra yorumu altına yapalım,

yazının tamamını vermeden konuya hakim olamayız, yorumlarımız eksik veya yanlış aktarılmış olabilir, dikkat edelim...

Alıntı:

BENHUR Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004655)

"Yeni Türkiye'nin formülü" şu: "Erdoğan Çankaya'ya, Gül başbakanlığa, Hocaefendi yurduna, Öcalan evine..."

Ben de bir formül yazayım. Türkiye'de önümüzdeki dönemde:

1- Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığa,
2- Ahmet Davutoğlu başbakanlığa,
3- Fethullah Gülen Türkiye'ye,
4- Abdullah Öcalan ölene kadar cezaevinde,
5- Abdullah Gül de Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine...

Yazının tamamında sorun yok
Sorun yazının son kısmında zaten
Bu formül "iyimser" görüş formülü değil
Aponun idam edilmeyişini sırtımızda bir kambur gibi taşıyorken onu deliğinden çıkarma fikri Türkiye'yi kurtarmaz aksine iç savaş için yeterlidir.
Ne demek Apoyu evine göndermek.
Hangi ev?
Cesedinin dahi bu ülkeye yük olduğunu hatırlatmaya gerek bile yok

Alıntı:

BENHUR Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004779)

Benhur özür dileyip yanlış anlamışım demek seni küçültmez, aksine yüceltir.
Sen hala savunmaya geçiyorsun.Burada kimse "Öcalan evine gitsin" demiyor.Sen yanlış anladığın bir yazıdan dolayı bütün bir cemaati zan altında bırakacak bir konu açıyorsun.
Yazdıklarına tekrar bir göz atarsan ne demek istediğimi anlayacaksın...

Alıntı:

BENHUR Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004655)

zamanda her yazılan cemaati bağlarsa hoca yanmış demek..Hoca efendi mi editor her yazanı tasdikliyor ?

Ayrıca şahin alpay da saçmalamış yeni türkiyeye diyarbakırdan iyimser bakar mı yön vercez..

ortada bir saçmalık yok bence,
meseleyi eleştirmek 'iyimser' kavramından çıkarılan anlama bakar algıya bakar...
'iyimser' kavramının kelime manası ortaya atılan düşüncenin kötü sonuçları olabilme ihtimalini düşünmemek manasına gelir,
belki kötü birçok sonucu beraberinde getirebilir ama iyimser düşünen biri o kötü sonuçları görmek istemez...

yani 'iyimser düşünce' demek 'bu çok iyi ve kusursuz bir düşünce' demek değil....

Alıntı:

BENHUR Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004779)

Usta Ak parti Apoyu dışarı çıkarmayı hiç bir zaman düşünmez. Siyasi bir konumu olmayan Alpayın ise söylemi tamamen o bölgede ki havanın eseri. İnsan o bölgede biraz havayı soludumu kanın durmasının aponun ev hapsinde olduğunu sanır.

Gülen türkiyeye gelemediği icin değil gelmek istemediği için gelmiyor yasaklar kalktı mesela ama toplumda gerilim ortamı oluşturmak istemiyor herhalde ölünce de cenazesinin buraya getirilmesini vasiyet etmeyecektir kanaatimce

Alıntı:

BlueMoon Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004894)

Darbe havası ülkemizden iyice sıyrılsın hocaefendi gelir. Hizmetlerin zarar görmemesi için toprağında uzak kalmanın adı adanmışlıktır. Öldükten sonra da mutlaka döner ülkesine .

Alıntı:

Hakan Özkan Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004937)

Darbe havası ülkemizden iyice sıyrılsın hocaefendi gelir. Hizmetlerin zarar görmemesi için toprağında uzak kalmanın adı adanmışlıktır. Öldükten sonra da mutlaka döner ülkesine .

Davayı İlahi Kelimetullah... Duygu ve Özlemden daha efdal ve daha hayırlıdır... Bu Manada uzaklık yahut yakınlığın bir önemi yoktur...!

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1005044)

Davayı İlahi Kelimetullah... Duygu ve Özlemden daha efdal ve daha hayırlıdır... Bu Manada uzaklık yahut yakınlığın bir önemi yoktur...!

Çok doğru tespit Üstadım.

Şahin Alpay'ın köşesini sıklık ile takip ederim. Uyuşmayan çok yönlerimiz olur. Zaman ailesinin farklılığı tam bu noktada ehemmiyetli , tek boyutlu hareket ederek kısıtlı kalma yerine bütün gönüllere ulaşma stratejisi manidar. Doğu ile yakın ilişkisi olan herkesin o bölgeye dair hissiyatları batıda yaşayanlara nazar ile çok farklı. Kullanılan söylem bölgeye dair derin ifade taşıyor , bizlere göre ise mümkünatı olmayan boyutta.

Alıntı:

Ukbâ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1005050)

Hocaefendi'nin bazı izahları kendisini sevenlerin beklentileri üzerinedir...! Yoksa ''Oradaki Dava ve Şer'i manadaki bilinç''in yeterince farkındadır Allahualem...!

Alıntı:

Hakan Özkan Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1004937)

Darbe havası ülkemizden iyice sıyrılsın hocaefendi gelir. Hizmetlerin zarar görmemesi için toprağında uzak kalmanın adı adanmışlıktır. Öldükten sonra da mutlaka döner ülkesine .

Hakan üsdadım bir abinin şöyle bir sözü vardı " İslam adına yaptığı çalışmaları, hizmeti, verdiği emeği herşeyi küfrün merkezinden yönetmek başlıbaşına dünyaya verilmiş bir mesaj değilmidir" aslında sözün içerisinde anlam itibariyle saklanmış nekadar güzellikler var..

Alıntı:

Gönülden Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1005108)

Kesinlikle öyle Gönülden hanım.