![]() |
Kendini Kendine Kurban Edenler
- Kitap Kurbanları…
Toplumumuz kafasız kalpler ve kalpsiz kafalarla dolu. Kitaplı bir dinin, kitaplı bir medeniyetin çocuklarıyız. Teknolojinin ürünlerini toteme, müziği ve sporu yarı çıplak rahiplerin yönettiği bir ayine dönüştüren çağdaş zihniyetin ürünü olan kitapsız kuşaklar yetiştiriliyor. Kitap, bilginin tek taşıyıcısı değilse de en kadim ve en kalıcı taşıyıcısı olma vasfını hala üzerinde bulunduruyor. Tamir gücüne sahip olduğu gibi tahrip gücünü de koruyor. Kab bulaşık ve pis ise içine konulan yiyecek ne kadar mükemmel olursa olsun kokuşacaktır. Kitap kurbanları kitabı, işinin ehli bir doktor nezaretinde tedavi gören bir hastanın bilinçlice kullandığı bir hap gibi değil, hap adına ne bulursa midesine indiren bir hapkolik (hapçı) gibi kullanır. Okuduklarını sindirememenin fikri kabızlığını yaşamaktadır kurban. Bilgisini amele dönüştürememektedir. İnsanlar arası ilişkileri üçüncü hamur düzeyindedir. - Tesbih Kurbanları… Aslında zikrin yalnızca “tespih anlamına gelmediğini, bundan daha kapsamlı olduğunu Kuran’dan öğreniyoruz: “Ey iman edenler! Allah’ı çok çok zikredin ve O’nu sabah akşam tespih edin!(33/41, 42)" İnananlara hem zikir hem tespih emredilmiştir. Bu noktada aynı ayette hem “zikr’in hem de “tesbih"in anılması bu ikisinin birbirinin aynı olmadıklarının en açı delilidir. Bu nedenle, dil ile zikir olan tespihi küçümsemek, yok saymak ya da terketmek mümine yakışan şeyler değildir. Gerçekten büyük cihad edenler, hem içinin düşmanlarına hem dışındaki düşmanlara karşı çift yönlü bir cephe açıp önce “yürek devleti"ni kuranlardır. İslam’ın ve maneviyatın tüm değerleri yok sayılıp en kutsal değerlerimize hakaret edilirken seslerini çıkartmayan, postları başında kılları kıpırdamayanlar cihad ettiklerini zanneden tesbih kurbanlarıdır. - Silah Kurbanları… Kurban, bol dumanlı çay sohbetlerinde kurulan devletin enkazı altında kaldığı için bir türlü eyleme geçememiştir. Rüyalarını makinalı tüfek tarrakaları süsler. Heyecanını ilim ve irfanla yoğurup, ihlâsla pişirip sabırla yemeği öğrenemediği için acı çekmektedir. Bu ulvi acı bir türlü üretici olamamakta, belki kendisini bile tüketmektedir. Amellerin önem sırası heyecan verme miktarına göre dizilmiştir. “Kalk, devrim oldu!" şakası “Kalk, ezan okundu" gerçeğinden daha fazla uyarıcı bir etkiye sahiptir. Güzel düşleri acı gerçeklere tercih eder. Genelde sermaye hayaldir. Gerçek inkılâbın mahiyetini kavrayamamıştır kurban. Götürebileceği küçük yüklere tenezzül etmez, sarıldığı büyük yükleri kaldırmaya da gücü yetmez. En büyük sermayesi cesarettir. Yolcuyken aldığı yanlış konumun faturasını yola çıkarır. Çoğu zaman da kurbanın heyecanlı dönemi bitip yurt-yuva, iş-güç, çoluk-çocuk sahibi olunca her şey bir anda değişir. Kurban, kurban olduğunun farkına bile varamadan ömür biter. En acısı da bu ömür hiçbir şey yapmadan, yapamadan geçmiş bir ömürdür. MUSTAFA İSLAMOĞLU |
Kendini Kendine Kurban Edenler
mustafa islam oğlunu tanıyomusunuz
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Dedim ya takip etmeye çalışırım, bütün kitaplarını okumadım.Tasvip etmediğiniz fikirleri var galiba ? ???
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
Mesela yukardaki makalesinde tasvip etmediğiniz ne vardır? |
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
canım ya bende biraz daha araştır çok iyi bir tefsirci
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
Beğenmiyor olabiirsiniz ;) , ben hala sapkın bir kifrine rastlamadım,rastlayana kadar ben de beğenmeye devam edeceğim haliyle :), hayırlısı bakalım |
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
gelenekci olmadığı için ve birçok ayeti farklı yorumladığı için beğenmeyenler var. ben bunun dışında |
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
Evet öyle biliyorum ben de, ama takdir edilecektir ki(siz de benim gibi düşündüğünüze göre ;) ) mezhep imamlarının kendileri dahi fikirlerinin bağlayıcı olmadığını ısrarla söylemiştir, o dönemin şartlarına uygun olarak yapılmış değerli İmamlarımızın yorumlarını zorla bugüne taşımaya çalışmak İslamı dondurmak, işlevselsizleştirmek demektir.Biz yüzyıllardır alimsizliğin acısını çekiyoruz bence, mezhep imamlarının doktrinlerini tekrarlayacak değil bugüne uyarlayacak alimlerin... Bu arada ibadet ve itikat konuları saklı tabii ki.Bu konularda içtihad kapısı kapanmış diyebiliriz.Zaten M.İslamoğlu'nun böyle bir iddası da yok. Aşırı modernist görüşleri olabilir ama olaya şöyle bakılması daha uygun olur kanımca: 1.M.İslamoğlu dahil hiç bir ehl-i fıkıh İslam budur diye iddaa etmiyor.Benim düşüncem budur diye başlıyor iş.İtimat edip etmemek inananların elinde. 2.Usulüne göre farklı fıkıhi görüşler aynı 1300 sene önce olduğu gibi bugün de zenginliğimizdir.Sapık düşünceler hariç tabii, zaten sapıksa usule de aykırıdır. |
Kendini Kendine Kurban Edenler
islam tekdir değistirileme saptırılamaz...peygambere gerektiğinden fazla saygı duyuluyor diyen bi insana ben hic bi zaman saygı duymam duyamam...duyanıda uyarmak boynumun borcudur
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
"Gerektiğinden fazla saygı" ifadesini yanlış anladığınızı tahmin ediyorum.Bu konuda bir cümlenin bir yarısını değil de ayrıntılı bir makalesini yayınlasanız, ya da neden "gereksiz saygıdan" (ki ifadenin tam olarak bu olduğundan da emin değiliz) şikayetçi olmuş daha ayrıntılı belirtse idiniz daha güzel olacaktı. İslamoğlunun yanlış Peygamber tasavvurları üzerine düşüncelerini az çok biliyorum.Efendimiz bizzat ümmetine "bana Hrıstıyanların İsa'ya yaptığını yapmayın" beyanını hatırlarsak ve günümüzde Resulu SADECE "mucize meydana getiren" (ki Allah korusun mucizeyi Resule mal edenler de olabilir) "parmağından su çıkaran", "saçtığı kumla gözleri kör eden", "bilinmeyeni bilen","insan üstü bir varlık" olarak ele alanlar olduğunu göz önünde bulundurursak "yanlış" ve "aşırı" bir Resul temayülüne karşı çıkan insanları takdirle karşılamak gerekir diye düşünüyorum acizane."Haddini aşan herşey aksine rûcu eder" Uyarınız için teşekkürler, fakir de sizi daha kucaklayıcı olmak konusunda uyarmak isterim. M.İslamoğlu'nun yanlış yorumları olduğunu düşünsek bile en azından İslami bir cehd içinde olduğu/ birşeyler yapmaya çalıştığı tartışılamaz galiba.Hep birbirimizden böyle şüphe duyarak hep zarar ediyoruz, hep bu yüzden dibe batıyoruz. |
Kendini Kendine Kurban Edenler
M.İslamoğlu'nun yanlış yorumları olduğunu düşünsek bile en azından İslami bir cehd içinde olduğu/ birşeyler yapmaya çalıştığı tartışılamaz galiba.Hep birbirimizden böyle şüphe duyarak hep zarar ediyoruz, hep bu yüzden dibe batıyoruz.
ben eger sapkın biriyle tepeye çıkacaksam dibe vurmaya razıyım....benim babam imam ben gerçek iman sahiplerine inanılmasına ve ha duyarak dinlenmesi taraftarıyım |
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
Ama müslümanların var olduğu bir forumda bir fıkıhçı hakkındaki su i zannınızı ilmi dayanaklarla desteklemenizi beklerdik ki gerçek iman sahipleri ve diğerleri ayrımını nasıl yaptınız biz de vakıf olabilelim. |
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
o zaman araştırın meshepleri inkar eden birinin imanından şüphe ederim....ben onları çok iiyi tanıyorumda ısrar ediyorum
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
ne diyim allah kurtarsın
|
Kendini Kendine Kurban Edenler
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 23:39. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025