Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Önden Giden Atlılar (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=360)
-   -   Hakikat Damlaları - M. Fethullah Gülen (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=166202)

_Ednâ_ 11-08-2012 23:48

Hakikat Damlaları - M. Fethullah Gülen
 
Bizim Allah’la irtibattan daha öte herhangi bir güç kaynağımız yoktur.
* * *
Büyük ya da küçük kendini bir şey zannedenler kaybetmeye namzettirler.
* * *
Kulluk, niyet ve davranış bütünlüğüne ulaşmanın unvanından ibarettir.
* * *
Ahireti hesabına endişesiz yaşayanın akıbetinden korkulur.
* * *
Sadece O’na kul olmak lazım. Bir köleniz olsaydı siz onun başkası için de köle olmasına razı olur muydunuz!?
* * *
Sağlam bir itikatla Allah’a sığınınca hallolmayacak hiçbir mesele yoktur.
* * *
Laubali arkadaşlar ve gayr-i ciddi ortamlar insan için en büyük tehlike sayılmalıdır.
* * *
İstiğna kadar insanı güçlü hale getiren ve güven vaad eden başka bir zenginlik kaynağı gösterilemez.
* * *
Nefsin nefesini kesmezseniz nefis ve şeytan bir gün keser sizin nefesinizi!
* * *
Kendi iyiliklerinin hafızı olmak marifet değildir.
* * *
Her günah başka bir günah için bir referanstır.
* * *
Ahiretle dünyayı avlamaya çalışmak dine karşı ihanet, Allah’a karşı da saygısızlıktır.
* * *
‘Estağfirullah’a yatırım yapmak için söylenen tevazu ifadeleri birer zımnî yalandan ibarettir.

_Ednâ_ 11-08-2012 23:51

Hakikat Damlaları - 2
 
Bazı meselelerde aldanmayı, başkalarını zulme uğratmaya tercih etmelisiniz.
* * *
Münafıkların bahşişi sönük bir gülücüktür.
* * *
Mü’min övülmeyi sövülme gibi görmelidir.
* * *
Sabr-ı cemil, sıkıştığın zaman içini Allah’a dökmendir.
* * *
İnsanları sırat-ı müstakime çağırmada hal önemlidir.
* * *
Kimde olursa olsun, azıcık samimiyet bir başarı vesilesi olabilir.
* * *
Tefsir ve te’vile en kapalı beyan sükûttur.
* * *
Az yemek, az uyumak insan-ı kâmil olmanın vazgeçilmez yoludur.
* * *
Bir defa yalan söyleyen her zaman söyleyebilir. Bir kere iftira eden de...
* * *
Esas hürriyet Allah’a kul olmaktır.
* * *
Allah’ın rızasını istemede ve O’nun adını dünyanın her yerine duyurmada hırslı
olmak gerekir.
* * *
Allah’ı bilmemek demek, hiçbir şey bilmemek demektir.
* * *
Bilerek bir karıncayı ezen, başına bir şey geleceğinden korkmalıdır.
* * *
Kendi eksiklerini göremeyenler, kusurlarını asla telafi edemezler.

_Ednâ_ 11-08-2012 23:57

Hakikat Damlaları - 3
 
Her hangi bir beklentiye bağlanmış işler, çok kahramanca bile gerçekleştirilmiş olsalar hiçbir gelecek vâdetmezler.

***

Sadakatla emniyet birbirine o kadar yakındır ki, ikiz olarak doğmuşlardır dense sezadır. Mü’minin doğru söylememesi yadırganmış, şeytanın doğru söylemesi ise taaccüble karşılanmıştır.

***

Kaba söz ve davranışlar ruhunda kabalık olanların dışa akseden hırıltılarından başka bir şey değildir.

***
Derinleşme azminde olmayanlar hiç farkına varmadan zamanla sığlaşırlar.
***
Bütün mesâvi-i ahlakın kaynağı yerinde saymaktır.
***
Yeryüzünde Efendimiz’i (aleyhissalatü vesselam) tartacak baskülü Allah yaratmamıştır.
***
Kudsî demek dava adamı demektir. Dava adamı da iddia adamı değil, hareket ve aksiyon adamıdır.

***
Allah’ın bir kuluna lütfettiği en büyük nimet ihlastır.
***
İşlenen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın rahmeti her zaman daha büyüktür.
***
Azığı irfan olanlar hiçbir zaman ihlas ve mücahede bezginliğine düşmezler.

***

Cenab-ı Hak’la sağlam bir irtibat tesis edemeyenler, insanlarla da iyi bir münasebet ortaya koyamazlar.

_Ednâ_ 11-09-2012 00:09

Hakikat Damlaları - 4
 
Allah’a yakın olmayanların ufuklarında her zaman bu’d (uzaklık) rüzgarları eser.
***
Yaptıkları işlere “ben” mülahazasını katanlar onları kirletiyorlar demektir.
***
Beyan, kalbin sesi soluğu olabildiği ölçüde kıymet kazanır.
***
Kulluğunun idrakinde bulunan bir iman erine düşen vazife Sonsuz karşısında sıfır olmaktır. Kendini
sıfırlamayanlar Sonsuz’a kat’iyen ulaşamazlar.
***
İnsanı, Allah’ın rızasına i’lâ-yı kelimetullahtan daha hızlı ulaştıracak bir vesile bilmiyorum.
***
İbadetler, sadece bilmesi bir kıymet ifade eden Zât’ın bilmesine bağlanmalıdır.
***
Sebeplere riayetsizlik de Allah’a karşı bir nevî saygısızlıktır.
***
Hiç kimseye köle olmamanın tek yolu Allah’a halis-muhlis kul olmaktır.
***
Laubalîlik Allah’tan uzakta olmanın, ciddiyet ise Allah’a yakın bulunmanın en açık alametidir.
***
Allah’ım, bize, neyi, nerede ve nasıl konuşacağımızı öğret!
***
Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar dahi olsa, hoşnut olmayacağın şeylerle bizi baş başa bırakma!

_Ednâ_ 11-09-2012 00:16

Hakikat Damlaları - 5
 
Mü’minin şiârı, oturup bahtına ağlamak değil, bahtını aydınlatmaya çalışmaktır.
***
Bir insan Allah içinse, Allah da onun içindir.
***
Allah’ım, ne olur ruhumun abidesini her zaman dimdik tut!
***
Mazinin ızdırabını ve hâlin sıkıntısını hafifletecek en büyük iksirlerden birisi de geleceğin güzelliklerinin ümidiyle yaşamaktır.
***
Allah’ım, Sen’den sadece Sen’i istiyorum.. Sen’den hoşnudum. Benim ihtiyacımı da Sen biliyorsun.
***
Gelin; hep beraber biraz ızdırap dilenelim.
***
N’olur Allah’ım, huzurunun mehabetini kalbime duyur!
***
Bugün dünyanın başka şeye değil kendisini dinine adamış birkaç deliye ihtiyacı var. Siz onlara “dinin delileri” de diyebilirsiniz.
***
Entellektüel, sadece aydın insan demek değildir; o, aynı zamanda bir aksiyon insanıdır.
***
Allah’ım, Seni bilebilmem için marifetimi ve aşkımı artır!
***
Kusura mazeret arama kusuru katlama demektir.

_Ednâ_ 11-09-2012 00:21

Hakikat Damlaları - 6
 
Bir insan için en büyük bir talihsizlik, akıbeti adına hiçbir endişe taşımaması ve beklemediği bir anda görülmedik hesaplarla öbür tarafa göçüvermesidir.
***
Özümüze erme, kendi değerlerimizle bir kere daha dirilmemiz demektir.
***
Yalanın hiçbir türlüsüyle dine hizmet edilmez. İnsanlarda aşk u şevk uyandırmak için yalan söylenmek bile hizmet düşüncesine ihanet sayılmalıdır.
***
Allah’a talip olanlar, O’nun bilmesini ve takdirini yeterli bulmalı; başkaları tarafından bilinme ve takdir edilme beklentilerinden azade kalmalıdırlar.
***
Bir sarraf hassasiyeti içinde her şeyin O’nun muradına uygunluğu aranmalı!
***
İman yolunun yolcuları hakkında en çok endişe ettiğim hususlardan biri de, sebepler ile netice arasındaki dengeyi koruyamamaları ve Allah’a güvenme yerine esbaba itimat etmeleridir.
***
Herkese şirin görünmek, ulaşılamayan bir zirvedir ve bu zirveye çıkmak nebilere de müyesser olmamıştır.
***
İnsan, bir şey avlamak istiyorsa ağlarını ızdırap yamaçlarına germeli ve oralarda avlanmalıdır.
***
Kendimizi görme açımızı genişlettikçe Allah’ı görme ufkumuzu daraltmış oluruz.
***
İ’lâ-yı kelimetullah yolunda rıza-yı İlâhîye yürüyenler, gaye-i hayallerini mantığın eline, mantıklarını da kalbin emrine vermelidirler.
***
Zihni kirleten sebeplerden biri de hep başkalarının tavır ve davranışlarıyla meşgul olmaktır.

onurcan 11-09-2012 01:16

Hakikat Damlaları,.....
paylaşım için teşekkürler...

_Ednâ_ 11-09-2012 01:47

Alıntı:

onurcan Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1025708)
Hakikat Damlaları,.....
paylaşım için teşekkürler...

rica ederim efendim...

Terennüm 11-09-2012 13:11

Her biri bir solukta okunacak kadar kısa fakat bir saat düşündürecek kadar derin sözler..teşekkürler.

_Ednâ_ 11-09-2012 16:29

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1025745)
Her biri bir solukta okunacak kadar kısa fakat bir saat düşündürecek kadar derin sözler..teşekkürler.

kesinlikle hocam bazen dünyevi telaşe içinde zihnimizi kirleten ve bu hassasiyetleri unutturan hadiseler içinde boğuluyoruz, ister istemez uzaklaşıyoruz,
arada birde olsa okuyup hatırlamak icap ediyor,
o ihtiyacı her daim Rabbimiz içimize duyursun inşallah...

_Ednâ_ 11-09-2012 16:31

Hakikat Damlaları - 7
 
Allah’ın rızasını elde etmekle hiçbir gaye tartılamayacağı gibi onu kazanma vesilesi olarak da i’lâ-yı kelimetullahla hiçbir amel tartılamaz.
***
Davranışların tabiata mal olması çok önemlidir. Sahabe çok tabiî bir topluluk idi.
***
Yazmasına, okumasına, konuşmasına... aşık olanlar ruhen hasta insanlardır ve onların, muhataplarına müessir olmaları da kat’iyen söz konusu değildir.
***
Yanlışları asgariye çekmenin en önemli yolu meseleleri, ehil olanlarla meşveret etmektir.
***
İşe derinlik katan ve onu kabul ufkuna götüren iksir niyettir.
***
İnsan kalbi gözlerle ve kulaklarla sürekli beslenmiyorsa iman havzına bir şey akmıyor demektir.
***
Kur’an’ı Efendimiz’de, Efendimiz’i de Kur’an-ı Kerim’de aramak lazım.
***
Şeâire riâyet etmenin, Allah’la irtibata delalet eden emarelerin en önemlilerinden biri olduğunda asla şüphe edilmemelidir.
***
Kur’an’sız ümmet de, ümmetsiz Kur’an da gariptir.
***
İrşad eksenini bulmak ancak gerçek mürşidlere nasip olur.

_Ednâ_ 11-09-2012 16:32

Hakikat Damlaları - 8
 
Gecelerin sürpriz meyvelerini tatmayanlar başkalarını uzun süreli besleyemezler.
***
Cennet, Allah’ın insanlara sevgisinin tezahürüdür.
***
Cenab-ı Hakk’a ulaşmanın “burak”ı ihlastır.
***
Gülde bile diken vardır. İnsanın, gülün kokusunu duymayıp dikenine takılması biraz da kendi ruhundaki dikenlerden kaynaklanır.
***
Izdırap bir taraftan çok önemli bir dua, diğer yandan da insanı harekete geçiren çok güçlü bir dinamodur.
***
Marifete giden yol nazarî planda ilimden amelî planda da ibadetten geçer.
***
Kur’an’ı sadece Arapça’yı iyi bilenler değil aynı zamanda Allah’la münasebeti kavî olanlar anlar.
***
Niyeti büyük olanların davranışlarındaki darlığı anlamak mümkün değildir.
***
Öyle payeler vardır ki oraya sadece güzel ahlakla ulaşılabilir.
***
Satırlarda kalıp sadırlara nüfuz edemeyen bilgi kırıntılarının hiçbir faydası yoktur.
***
Hakiki mü’min aynı zamanda bir afv ü safh insanıdır.

_Ednâ_ 11-09-2012 16:34

Hakikat Damlaları - 9
 
Hüznün son haddine vardığı nokta, sürura kapının aralandığı aynı noktadır. Onun içindir ki, Mirac senesi, “Senetü’l-hüzün” iken “Senetü’s-sürûr” olmuştur.
***
Başkalarının hata ve günahlarını serrişte etmenin bir sorumluluk olduğuna dair hiçbir dinî mesned göstermek mümkün değildir.
***
Başkalarının günahlarına takılıp kalma bir kalb marazıdır.

***
İnsan, benliğine takıldığı ölçüde şeytana yakın, Allah’tan da uzaktır. “Ben” diyene kapılar açılmaz.

***
Başarıları kendinden bilme bir mağlubiyettir. Gerçek başarı her muvaffakiyeti Allah’tan bilmekle kazanılır.
***
Çilesizlik ve ızdırapsızlık, insana musallat olmuş çok büyük bir beladır.
***
Yollar varıp dayandıkları hedeflerin kıymeti ölçüsünde kıymet kazanırlar.
***
Kalb-i selim, içinde gıll u gış olmayan kalb demektir.
***
Islaha kilitlenmiş bir toplumu Cenab-ı Allah helâk etmez.
***
Maddî-manevî bir çok muvaffakiyet, maddî-manevî bir çok zorlukları aşmaya bağlıdır.
***

Allah’la irtibatı olmayan her sohbet ebterdir.

_Ednâ_ 11-09-2012 16:35

Hakikat Damlaları - 10
 
Herkesin değeri niyetinin enginliği kadardır.
***
Ciddiyet, marifetle mebsuten mütenasiptir (doğru orantılıdır).
***
İnsan, kendini okuyabildiği ölçüde içe doğru derinleşebilir.
***
Yapılan her iş, Allah’ın, Rasûlü’nün ve inananların teftişine arz edilebilecek şekilde yapılmalıdır.
***

Yazdıklarını, okuduklarını ve konuştuklarını nefse mal edenler, yaptıklarının hiçbir tesiri olmayacağını baştan kabullenmelidirler.
***
Allah’ı unutturan nimet, nimet görünümlü nikmettir.
***
Maruf adına da münker adına da küçük diye bir şey yoktur.

***
Her şey Allah katında ne ifade ediyorsa o kadar kıymete sahip demektir. Önemli olan Allah’ın değer vermesidir.

***
Korku ölçüsünde reca, reca ölçüsünde de korku olmalıdır.
***
Ne olur Allah’ım! Nezd-i uluhiyetinde makbul insan nasıl oluyorsa bana da o şekilde olmayı lutfet!
***
İnsan kayıp gitmekten korkarak bir ipin üzerinde yürüyor gibi hareket etmeli, düşmemek için de Allah’a çok sığınmalıdır.

_Ednâ_ 11-09-2012 16:37

Hakikat Damlaları - 11
 
Rabbim! Bilinen bir insan olmayı değil, bilinmesem de Sen’i çok iyi bilen bir insan olmayı arzu ediyorum.
***
İnsanların kitaplara olan ihtiyacı kadar, kitapların da onları iyi temsil edebilecek insanlara ihtiyacı vardır.
***
Vesileler, kendileriyle hedeflenen gayenin kıymeti ölçüsünde değer kazanırlar.
***
Yapılan hiçbir işin içine zerre kadar dahi olsa sun’îlik girmesine müsaade edilmemelidir.
***
Bizim farklılığımız, farklılık mülahazasına girmememizdir.
***
Şeytanın insana karşı en büyük oyunu, kendi mevcudiyetini unutturmasıdır.
***
Muhataplar üzerinde, çok şey anlatanlardan daha ziyade dosdoğru yaşayanlar müessir olurlar.
***
Egoizmin babası şeytandır. İnsan, egoizmasının büyüklüğü ölçüsünde şeytana yakın, Allah’tan da uzaktır.
***
Yalanın zerresiyle bile dine hizmet edilmez.
***
İnsan nefsiyle hesaplaşırken –ye’se düşmemek şartıyla– kendini yerden yere vurmalı fakat başkaları hakkında hep hüsn-ü zanda bulunmalıdır.
***
İnsan her zaman ibadet ü taatında canlı olamayabilir; aslolan her zaman canlı olmaya ve onu ter ü taze duymaya çalışmaktır.

_Ednâ_ 11-09-2012 16:38

Hakikat Damlaları - 12
 
Denge İslam’ın ruhudur.
***
İçimizden kopup gelmeyen emanet ifadelerle kendimizi anlatmaya çalışmamız beyhude bir çabadır. Her söylediğimiz ve her yaptığımız içimizin sesi olmalı.
***
İnsanlara Allah’ı anlatmak için meşru her enstrümanı kullanmak bir peygamber ahlakıdır.
***
“Din bilinmez, yaşanmaz, anlatılmaz ve hayata hayat kılınmazsa yaşamanın hiçbir manası yoktur” mülahazası zihinlerde her zaman tazeliğini korumalıdır.
***
Milletimizin istikbali parlasın da varsın takdir ve teşekkürden bize birşey kalmasın.
***
Kur'an’ı canlı gibi düşünmek lazım. Siz ona teveccüh gösterirseniz o da size teveccühte bulunur ve böylece arada manevî bir bağ olur.
***
Keşke işlerimizi namaz vakitlerine göre ayarlayabilsek!
***
İnadın güzel olduğu bir yer vardır; o da hakta sebattır.
***
Küçük şeylere takılmak küçük insanların işidir.
***
Günahlar karşısında iradeli olup direnç gösterme bazen yüzlerce rekat namaz kılmaktan daha fazla sevap kazandırabilir.
***
Hemen herkes için en dokunaklı ses insanın kendi sesidir. Dileyenler, gecelerin ıssız koylarında, ahengini bulmuş bir sesle Allah’ı zikrederek bunu deneyebilirler.

Terennüm 11-09-2012 18:00

Gülde bile diken vardır. İnsanın, gülün kokusunu duymayıp dikenine takılması biraz da kendi ruhundaki dikenlerden kaynaklanır....

Müthiş...

_Ednâ_ 11-10-2012 00:15

Hakikat Damlaları - 13
 
Kur’an’ın muhtevaya göre kelime seçme bakımından da eşi ve benzeri yoktur.
* * *
Kulluk, idrak ve marifet ufkuna göre bir çizginin adıdır.
* * *
‘Ne yaptım da başıma bunlar geldi?’ çok çirkin bir sorudur. Başına gökten taş yağmadığına şükretmelisin!
* * *
Teessür ve ızdırabın zatı itibariyle bir kıymeti yoktur; önemli olan onların bir aksiyona dönüşmesidir.
* * *
Nezd-i uluhiyette sarj olmayan kalbler asla zan ve tahminden kurtulamazlar.
* * *
Tebliğin metodu her zaman değişebilir; değişmeyen tek şey onun temsil yanıdır.
* * *
Kelimelerin yanıltıcı tarafları olabilir, fakat tavır ve davranışlar kolay kolay yanıltmazlar; hele basiret ehlini asla!
* * *
Hasende (güzelde) ittifak olmuşsa ahsenin (daha güzelin) kavgasını yapmamak gerekir.
* * *
Sen kulluğunu derince yap, sonra da karşılığını Allah’ın rahmetinin enginliğine bırak!
* * *
İslam, Allah ahlakının yeryüzündeki tecellisi demektir.
* * *
Meşveret olan yerde –Allah’ın izniyle– haybet olmaz.

_Ednâ_ 11-10-2012 00:18

Hakikat Damlaları - 14
 
Kalb kirliliği çoğu zaman göz kirliliğinden kaynaklanır.
* * *

En iyi kime bildirmişsen Kendini, o ölçüde Sen’i bilmek istiyorum Allahım!
* * *
Kayıp gitmeyle yerinde kalma arasında çok ince bir perde var. Bu zaviyeden herkes kendini bir ipin üzerinde yürüyor kabul etmeli, düşmemek için de Allah’a çok sığınıp istiğfar ve duaya sarılmalıdır.
* * *
Talebin kıymeti sahibinin de kıymetini yükseltir.
* * *
Kur’an kendine saygılı olanlara içini açar; gönlünde Kur’an’a karşı saygı ve hürmet hissi olmayanların ondan alabilecekleri hiçbir şey yoktur.
* * *
İbadet-ü tâatla elde edilmeyen öyle şeyler vardır ki, onlar sadece edeple elde edilebilirler.
* * *
Sen tohum saç git; varsın onun hasat mevsimi başkalarına nasip olsun!
* * *
Kur’an’ı Allah'ın huzurunda okuyor gibi -ki öyledir- okumalı. “Allah'ım bu kelimeleri Sen’den aldık yine Sana sunuyoruz” demeli.
* * *
Aramadan bulanların sayısı yok denecek kadar az olduğu gibi arayıp da bulamayanların sayısı da yok denecek kadar azdır.
* * *
Tebliğ, def-i bela kabilinden anlatmakla olmaz; yüreğini ortaya koymakla olur.
***
Şirkten daha fazla gayretullaha dokunan bir cürüm yoktur.

_Ednâ_ 11-11-2012 01:27

Hakikat Damlaları - 15
 
Allah var ve bir de O’nun sanatı var. Sanatı Sanatkar'la karıştırmamak lazım.
***
Temiz bir zihin ve selim bir kalb isteyenler, her türlü düşünceye vize uygulamalı ve yabancı mülahazalara geçiş hakkı tanımamalıdırlar.
***
Dinî ilimleri bilen çok insan var, fakat Allah'ı bilen, Efendimiz'i bilen çok az.
***
Ne yapıp edip taklide takılı mülahazalardan sıyrılmak lazım!.
***
İmam Rabbani, İmam Gazali, Üstad Bediüzzaman gibi kimseler Zat-ı Uluhiyeti çok iyi anlamışlar. Zannediyorum kalb O'na teveccüh edip ısrarla "Bildir bana Kendini!" deyince, O da bu yakarışa marifet şualarıyla cevap veriyor ve talep edenin samimiyeti ölçüsünde Kendini ona tanıtıyor.
***
Başkalarının marifete yürüdüğü yolu takip ederek Allah'ı bilme ufkuna ulaşmak mümkün değildir. Diğer insanların tecrübeleri sadece bir fikir verir; onlar adeta yol haritasını belirler. Ne var ki, o haritayı eline alsan ve yolu öğrensen de, mesafeleri bizzat sen katedecek ve varılacak yere sen varacaksın!..
***
Allah'ım! Bana, yaptığım en küçük kötülüğü dahi asla unutmayacak kadar güçlü, Senin inayetinle benden sadır olmuş bazı iyilikler varsa onları da hemen unutacak kadar dağınık bir hafıza ver!.
***
En küçük günahlardan dolayı bile kayıp düşme endişesi olmalı! Kayma endişesi olmalı ki, Allah kaydırmasın!
***
Allah'tan (celle celâlühû) isterken, Allah'ı (azze ve celle) istemeli!
***
Tabiî olmayan davranışlarda inkıtaların olması pek tabiîdir.
***
Ruhunu yonta yonta onu Cuma Yamaçları’na ehil hale getirememiş insanların hayatı bir yalandan ibarettir.

_Ednâ_ 11-11-2012 01:29

Hakikat Damlaları - 16
 
Kur'an kendisine açılanlara açılır. O'nun fiyatı kalbinizdir. Kalbinizi verirseniz O'nu alırsınız. Evet, Allah'ın yarattığı kalbinizi verin, Kelam sıfat-ı sübhaniyesinden gelen Ezelî Kelâm'ını alın!
* * *
'Deha için intihap yoktur' derler. Peygamber fetaneti için de bir ân-ı seyyale teemmüle ihtiyaç yoktur.
* * *
En büyük hüsran duaya devam etmekten vazgeçip onu terketme düşüncesidir.
* * *
Mü’minin sükûtu tefekkür, konuşması da hikmet olmalıdır.
* * *
Namazda esneme namaza konsantre olamamanın ifadesidir ve huzurunda durulan Zat'a karşı bir ayıptır. Namaz ibadetini eda eden kimse namaz esnasında esnemekten haya etmelidir.
* * *
Savaşların en zoru basiretsizliğe ve anlayışsızlığa karşı verilen savaştır.
* * *
Dua ederken elleri açıp yukarıda tutmada gevşeklik gösterme bir çeşit ruh miskinliğidir ve onda –haşa– Allah'tan istiğna gibi bir anlam vardır.
* * *
Güzel şeylerin güzelliklerindeki ayrı bir derinlik de onlardaki temadîdir.
* * *
Yapılan iyilikler sünbüllenmek için toprağa atılmış tohumlar gibidir.
* * *
Dünyada savaş isteyenlerin alternatif savaş sebepleri ortaya koyduğu günümüzde bize düşen vazife alternatif sulh sebepleri ortaya koymak olmalıdır.
* * *
Hep sırt üstü yatanların Allah'ın lütfuna mazhar olmaları zor hatta imkansızdır.

_Ednâ_ 11-11-2012 01:31

Hakikat Damlaları - 17
 
Din, yaşana yaşana insanın tabiatı haline gelebilir; insan onun peşinde olmalı!.
* * *
Gözyaşları, kalbde duyulan hislerin bestesidir.
* * *
Kâmil manada dua, onu yürekten ortaya koymaya bağlıdır.
* * *
Allah'ım, beni kendi isteklerim yönünde değil Sen'in muradın doğrultusunda yönlendir!
* * *
Davranışlardaki boşluklar ancak niyetle doldurabilir.
* * *
Allah güzeli güzellerden ayırmaz.
* * *
Bazı dönemlerde bazı vazifeler öne çıkar. İçinde bulunduğumuz dönemde en öndeki vazife Hakk'ı ve hakîkati anlatma vazifesidir.
* * *
Kur'an'ın gurbetini izale etmeye niyet etmiş insanlar evvela kendi gurbetlerini giderip kurbet ufkuna ulaşmalıdırlar ki, Kur'an'ın gurbetini giderebilsinler.
* * *
Izdırap bir taraftan insanı Allah’a yaklaştıran en önemli bir dua, diğer taraftan da aksiyona sevkeden çok önemli bir dinamodur.
* * *
Günah işlememe bir fazilet olduğu gibi başkalarının günaha girmesine sebep olmama da ayrı bir fazilet hatta bir vazifedir.
* * *
Allah'tan gelen nimetlerin kesilmemesinin yegane vesilesi, her zaman onları Gerçek Sahibi'ne verip, nefsimiz başta başkalarına izafe etmekten sakınmaktır.

_Ednâ_ 11-11-2012 01:35

Hakikat Damlaları - 18
 
Geçmiş, hal ve gelecek bir vahidin üç yüzüdür ve aralarında gizli bir sır vardır.
* * *
Günümüzde ancak, sağlam, konumunun hakkını verebilen, ismet ve iffet sahibi, prensip insanları tesirli olabilirler.
* * *
Her müslüman bir deniz feneri olmaya kendini adamalı ve hep yerinde sabit kalmalıdır. Vakt-i merhunu gelince Cenab-ı Hak onu mutlaka değerlendirecektir.
* * *
Güzel söz salih amelle gerçek değerini bulur.
* * *
Cenab-ı Hakk’ın geniş tuttuklarını daraltmayalım; O'nun merhamet buyurduklarını da mahrum etmeyelim.
* * *
Yaşamanın ancak dine hizmetle bir anlam ifade ettiğini hep hatırda tutmak gerekir.
* * *
Dava-yı nübüvvetin varisleri, Allah rızasından başka bir şey düşünmeyi kendileri için günah saymalıdırlar.
* * *
Gönüllere girerseniz etrafınızda bir sürü gönüllü olur.
* * *
Dini ekmeliyeti içerisinde yaşıyorsanız, evrensel insanî değerleri yaşıyorsunuz demektir.
* * *
İyiliklerde esas olan gizli tutulmalarıdır; belki başkalarını teşvik amacıyla izhar edilebilirler.
* * *
Bir gece maruz kaldığı bir rüya kirliliği bile iffetli insanın gönlünde ürperti meydana getirir.

BeldeiTAYYIBe 11-11-2012 01:52

Bahcedeki cicege deger veren onun güzelligidir.
O güzelligi meydana getiren vasita rahmettir...
Semadan akan rahmet damlalarinin bahcedeki cicege vasil olup onu uykusundan uyararak, Cenabi Hak'kin lütfettigi güzelligi aleme yansitmasi ne güzel bir nimettir.
Bu hakikat damlalarinin, gaflet uykusuna dalmis bizlerin uyanisina vesile olmasini ümit ederim...

_Ednâ_ 11-11-2012 01:57

Alıntı:

BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1025937)
Bahcedeki cicege deger veren onun güzelligidir.
O güzelligi meydana getiren vasita rahmettir...
Semadan akan rahmet damlalarinin bahcedeki cicege vasil olup onu uykusundan uyararak, Cenabi Hak'kin lütfettigi güzelligi aleme yansitmasi ne güzel bir nimettir.
Bu hakikat damlalarinin, gaflet uykusuna dalmis bizlerin uyanisina vesile olmasini ümit ederim...

İnşallah hocam ..
İnsanların tabiatında nisyan mevcut,
bazen onu hayra çevirebildiğimiz gibi, bazende gafletin dibine o çekiyor bizi..
Hatırlamak hatırlatmak anlamak ve hayatımıza geçirebilmek duası ile..

Atlantis 11-11-2012 02:22

Esas hürriyet Allah’a kul olmaktır.

bu söze ne denilebilirki , facede paylastim hemen .

_Ednâ_ 11-11-2012 15:04

Hakikat Damlaları - 19
 
Şer'î şehadetleri kabul olmayan çocuklar bir yönüyle dünyanın en sadık şahitleridirler.
* * *
Basiret, Efendimiz'in mesajının genel çerçevesidir.
* * *
İlim gerçek kıymet ve derinliğe ibadetle ulaşır.
* * *
Ümit, Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz kudretine dayanıp tevekkül etmenin unvanıdır.
* * *
Allah'a doğru yürünen yolda iştiyak nisbetinde kapıların aralanması müyesser olur.
* * *
Dua, sebepler ötesi bir yöneliştir ve onda hâlis tevhid nümâyandır.
* * *
Biz Rabbimizle münasebette tam olursak, O, küçük şeylerle bizi muvaffak eder.
* * *
İstiaze ve Besmele, namazın atkıları gibi olmalı, sonra da namaz o atkılara göre işlenmelidir.
* * *
Dünyanın bütün bağ ve bahçelerine sahip olmanın üç tane insanla ilgilenmek kadar ehemmiyeti yoktur.
* * *
Senin onurun Ka'be değil ki yıkılınca kıyamet kopsun!
* * *
Allah'ın lütufları ölçüsünde O'na sadık olmak lazım.

_Ednâ_ 11-11-2012 15:06

Hakikat Damlaları - 20
 
Kendi şahsımızla ilgili bir kısım meselelerden dolayı üzüldüğümüz kadar, İslam'ın izzeti ile alakalı hususlarda sıkıntı çekmiyorsak daha alacağımız çok yol var demektir.
***
Bugün bizim Kaf Dağı'nın arkasındaki anka kuşunun düşen bir tüyünden bile kendisini mesul tutacak kadar sorumluluk duygusuyla meşbu yüreklere ihtiyacımız var.
***
Derdi şerhetme yeis sebebi yapılmamalı, bilakis metafizik gerilimi ve çalışma azmini artırmaya matuf olmalıdır.
***
“Ben yaptım!” diyenler, kurtuluş aradıkları bir yolda kayıpların en büyüğü olan şirke düşmüş olurlar.
***
Şeytan boş insanlarla uğraşmaz; gayretli kimselerle uğraşır. Binaenaleyh, hizmet alanı artanlar şeytandan Allah'a daha çok sığınmalıdırlar.
***
Hiçbir meslek sadece meslek olduğu için yapılmaya değmez. Onunla hedeflenen gaye önemlidir.
***
Hizmet erlerinin en önemli dinamiği adanmışlık ruhu ve beklentisizliktir.
***
Hâl ile hallolmayacak mesele yoktur.
***
Küçükleri büyük yapan en önemli sıfatlardan birisi hiç şüphesiz büyüklere gösterdikleri hürmet ve saygıdır.
***
Düzen hızı yavaşlatmamalı, hız da düzeni bozmamalıdır.
***
Övülünce sevinme, Kur'an'da münafıkların bir vasfı olarak anlatılmaktadır.

_Ednâ_ 11-12-2012 15:04

Hakikat Damlaları - 21
 
Yörüngesini tutturamayanlar ömürlerini gel-gitlerin ağında harcamaktan asla kurtulamazlar .
***
Bir topluluğun izzet ve haysiyeti o topluluğu meydana getiren her ferde bir emanettir.
***
Ölüm kendisini hissettirmeye başladığı zaman infakta bulunmanın da bir kıymeti olsa bile, aslolan hiç şüphesiz hayatta ve sıhhatli iken vermektir.
***
İnsan kaynaklı bütün problemlerin altında nefsin kendine bir pay çıkarma arzusu vardır.
***
Allah'a ait şeyleri kendilerine izafe etmeye çalışanlar en büyük gâsıptırlar. Gasbedenlerin cezasız kalmayacağı ise âşikardır.
***
Nefyin en zoru kendini nefiydir.
***
Hazımsızlık ve çekememe bazen düşmanlardan daha fazla zarar verebilir; pek çok düşmanlığın altında da bu duygu yatmakta değil midir?!.
***
Strateji karşısında tepkinin yapabileceği hiçbir şey yoktur.
***
İrade, Allah'ın insana en büyük ihsanlarındandır.
***
Ömrünüz bin sene olsa ve siz bir gün vefasızlık gösterseniz, onun tokadını mutlaka yersiniz. İnsan bir vefa âbidesi olmalı…
***
Günahlar küçük görülürse büyür ve sahibini yutacak hale gelirler; aksine, küçükleri bile büyük görülür, onlardan endişe edilirse o zaman da küçülür ve kaybolurlar.

_Ednâ_ 11-12-2012 15:05

Hakikat Damlaları - 22
 
Medhedilince sevinmek nifak alametidir; hakiki mü'min “koynumdaki akrebi gösteriyorlar” diye düşünüp zemmedilince sevinmeli!
* * *
Siz Allah'ı seviyorsanız bilmelisiniz ki O da sizi seviyor; kalbinizde aşk yoksa O'nun nezdinde bir kıymetiniz olduğu da söylenemez.
* * *
Bir iş temelde hayra bina edilmiş ve aynı zamanda makûliyeti de gözetilmiş değilse niyetin onu güzelleştiremeyeceği açıktır.
* * *

Allah'a yakın olmanın en sarîh emarelerinden biri de kibirden uzak yaşamaktır.
* * *
“Allah'ım, yaptığım işlerde, konuştuğum sözlerde azıcık bile olsa kendimi ifade etme gibi bir inhiraf varsa ne olur bana hiçbir şey söyletme!” irşad erlerinin daimî duası olmalıdır.
* * *
Dünyanın en talihsiz insanları başkalarının fikrini almadan, onlara danışmadan iş yapanlardır.
* * *
İnsanın doyuncaya kadar tıka-basa yemesi yediği şeylere karşı içinde bir istikrah uyarır ve hamd duygusunu öldürür. İnsan, gözü sofradakilerdeyken yemeyi bırakmalıdır.
* * *
Kendini yerden yere vur ama başkalarını hep başının üstüne koy!
* * *
Günah işledikten sonra mazeret beyan etmek ayrı bir günahtır. Yapılması gerekli olan şey tevbe, inabe ve evbedir.
­­­ ­­­ ***
Hedef ile o hedefe giden yol arasında her zaman ciddi bir irtibat sözkonusudur. Dolayısıyla hedefleri ciddi olanlar o hedefe doğru yürüdükleri yolda ciddi olmalıdırlar.
***
En küçük nimetlere bile şükretmeyenler, pek büyük ihsanları dahi zayi ederler.

_Ednâ_ 11-12-2012 15:07

Hakikat Damlaları - 23
 
Allah'ım! Bana vereceğin nimetler beni yoldan çıkaracak ya da çizgimi değiştirtecekse ben onları istemiyorum. Ne olur, beni altından kalkamayacağım imtihanlara tabî tutma!.
* * *
Allah'ım! Hayrât ve hasenâta Senin ihtiyacın yok; ama ilâhî lütfuna benim ihtiyacım çok!
* * *
Kâmil imana ulaşmak, Allah'a hep yakın durma ve her zaman O'na yakın olma yollarını araştırmaktan geçer.
* * *
Mü'minler kendilerine değil Allah'a güvenirler; “özgüven” dedikleri şey en hafif ifadesiyle bir aldanmışlıktır.
* * *
Hiç katkıda bulunmadığı bir işten dolayı methedilmekten hoşlanmak –Kur'an'ın açık ifadesiyle– büyük bir nifak alametidir.
* * *
Kâmil mü'min olmaya azmedenler kusurlarını duymaktan dolayı rahatsız olmamayı kendilerine bir şiar edinmelidirler.
* * *
Mü'minin namazdan daha önemli işi olamaz; o, namazı kendine takvim yapmalı ve işlerini elden geldiğince ona göre ayarlamalıdır.
* * *
Hayatınızda bir iğne ucu kadar günahınız varsa onu gözünüzde çok büyük görmeli ve “Her şeyi görüp bilen Müheymin bunu bana sorduğunda ne yaparım?” diye düşünmelisiniz. İşte gerçek iman budur.
* * *
“Lime tekûlûne mâ lâ tef'alûn/Niçin yapmadığınız şeyleri başkalarına söylüyorsunuz?” demek, “Madem yapmıyorsunuz, o halde söylemeyin” demek değildir. O, “Madem söylüyorsunuz o halde söylediklerinizi evvela siz yapın” demektir. Onun için insan yapmasa da söylemeli, fakat dediklerini de yapmaya çalışmalıdır.
* * *
Bir çeşit başkalaşan her çeşit başkalaşabilir.
* * *
Yüreklerinde hayatı istihkar duygusunu geliştiremeyenler hep dünyanın kulu kölesi olarak kalır giderler.

_Ednâ_ 11-12-2012 15:08

Hakikat Damlaları - 24
 
Zulmetmek ne kadar çirkinse zulmedilebilirlik de o kadar çirkindir.
***
Cenâb-ı Hakk'ın lütufları sebebler planında illa bir şeye verilecekse mutlaka vifak ve ittifaka verilmelidir.
***
Müslümanlıkta kendine güven yoktur; Allah'a güvenme ve Allah'ın verdiği iradeyi iyi kullanma vardır.
***
“ İyi şeyler yapıyor ve sevap kazanıyoruz” mülahazaları benlik hesabına sizi sardığı aynı anda bir kaybetme sürecine girmişsiniz demektir.
***
Dinimiz gerçek kıymetini tavırlarımızda bulur.
***
Tavır ve davranışların iman olup içe akması sözkonusu değilse yapılan şeylerin folklordan bir farkı kalmaz.
***
İnsan, Allah'a nisbet edilen her şeye karşı saygılı olmalıdır.
***
Sürçerek bir kere büyük günah işleyen ve o günahından dolayı tir tir titreyen insan, küçük günah işleyip umursamadan o günahlarında ısrar eden insandan daha hayırlıdır.
***
Şikayetle hizmet aynı anda aynı kimsede bulunmaz.
***
Kur'an, “...namazlarını kılarlar” demiyor, “...namazlarını ikame ediyorlar” diyor.
***
Muhtemel maslahatlar için muhakkak mefsedetlere girilmemelidir.

_Ednâ_ 11-12-2012 15:10

Hakikat Damlaları - 25
 
İslam dünyasının boşluğu bir hâl boşluğudur. Günümüzde, simalara akseden bir inanmışlık tavrı görmek oldukça zor!..
***
Din insanı şekillendirsin, bir kalıba soksun, ona çeki düzen versin diye gelmiştir; insan dini keyfince şekillendirsin diye değil.
***
Lafla meseleler halledilseydi, münafıkların en baş döndürücü beyanlarıyla şimdiye kadar çözülmemiş hiçbir problem kalmazdı.
***
Müslümanlığı arızasız, noksansız ve Kur'an'a göre yaşamak en büyük keramettir.
***
Zirveleşme mahrumiyetlerin arkasındadır. İnsan katlandığı sıkıntı nispetinde terakkiye mazhar olur.
***
Büyük şeylerin kıymeti bilinmezse zamanla hiçbir kıymeti olmayan küçük şeyler onların yerini alır.
***
Müzalahazalarını İslam'ın varlığına bağlayan ruh, kâmil ruhtur.
***
Bir meselenin içindeki en âmî adam, o meseleyi alakadar eden hususlarda, dıştaki filozoftan daha bilgilidir.
***
Meseleler hâl ile hallolur, hâlin müphem bıraktığı yerde ise kitaba ve söze başvurulur; yoksa, sadece kitap okuyarak ve konuşarak meseleler anlatılamaz.
***
Doğru, bir tanedir; insanları o doğrudan uzaklaştırırsanız rengarenk eğriler içine girerler.
***
İman toprak gibidir; tohumun atılmasından hasad zamanına kadar her seviyede toprak ile sıkı irtibat lazımdır.

_Ednâ_ 11-13-2012 16:59

Hakikat Damlaları - 26
 
Gırtlağına kadar kesrete boğulmuş bir insanın, başkalarını vahdete ulaştırması mümkün değildir.
* * *
İmanın hazzına ulaşanlar içlerinden geçen düşüncelerden dolayı bile kendilerini sorgular ve kat'iyen tavır yalanına girmezler.
* * *
Yaptığımız şeyleri monotonluğa kurban etmemeli, her zaman onları içimizde yeniden bir kere daha duymaya çalışmalıyız.
* * *
Nefsi itibarıyla ölmeyenler hakiki hayata eremezler.
* * *
“Neredesin?”e cevap verip “Buradayım!” diyebilecek yiğitlere ihtiyaç var.
* * *
İdare eden kaba kuvvet değil, hakkaniyet ve adalettir.
* * *
Faydasız ve lüzumsuz şeyler, faydalı olanları da faydasız hale getirirler.
* * *
Zaaflar, insan tabiatının açık olduğu boşluklardır; şeytan da işte o boşlukları kullanır.
* * *
Sözümüzün aks-i sadâ uyarmasını bekliyorsak her zaman kendi değerlerimizle hareket etme hususunda çok dikkatli olmalıyız.
* * *
Gerçek sahibine bağlanmayan şeyler sahipsiz demektir.
* * *
“Ben” diyenler, diskalifiye edilmelerinin dilekçesini kendi elleriyle vermiş sayılırlar.

_Ednâ_ 11-13-2012 17:01

Hakikat Damlaları - 27
 
Birisine, ‘seni seviyorum' demek başka, ‘eşin-menendin yok' demek başkadır. Birincisi makbul olsa da, ikincisinin mahzurlu olduğunda şüphe yoktur.
***
Medeniyetlere kastedenlerin, kültürleri ortadan kaldırmaya yeltenenlerin vebalini dünyada tartacak bir baskül olmadığı gibi ahirette de o büyüklükte bir kantar yaratılmamıştır.
***
Allah'a dilbeste olmuş gönüller, işlerini planlarken O'nunla alakalı mülahazaları bir ana nakış gibi işin merkezine oturtmalıdırlar.
***
Günahın Allah tarafından affedilmesi başka mesele, kulun o günahtan dolayı sorguya çekileceğini düşünerek hep ızdırap duyması daha başka bir meseledir.
***
Şuursuz taklid makbul değildir.
***
İnsanlara karşı hakiki şefkat, onlara ebedî saadeti kazandırma yolunda ortaya konan cehd ü gayretle olur.
***
Bediüzzaman, gerçek Mukteda Bih'e (sallallahü aleyhi vesellem) basiretle iktida etmiş bir basiret muktedisidir.
***
İnsanın inandığı meseleye kilitlenmesi o hususta yapacağı en büyük duadır.
***
Allah'ı (celle celalühü) vicdanda derinlemesine duymanın en önemli şartı bir an evvel nazarîden sıyrılıp meseleleri amelînin enginliğiyle hissetmeye bakmaktır.
***
Eski-yeni bütün tiranlar, şefkatten mahrum bir kısım insan bozmalarıdır.
***
Kalb ve ruhta şefkat eksikliği bir tabiat deformasyonunun neticesidir. Bunun içindir ki, hakiki bir insanın şefkatten mahrum olması düşünülemez.

_Ednâ_ 11-13-2012 17:03

Hakikat Damlaları - 28
 
İnanmış bir insan kendisini sorgularken imansız olarak devrilip gitmekten dolayı tir tir titreyebilir; fakat asla, “Ben münafığım” diyemez. Nifak alameti taşımak başka münafık olmaksa bambaşkadır.
***
Efendimiz başta bütün enbiyâyı tanıyıp anlayabilmenin ilk şartı, onları kendimiz gibi, davranışlarını da bizim davranışlarımız gibi değerlendirmemektir. Unutulmamalıdır ki, onlar ısmarlama insanlardır.
***
Dinim birinci sırada gelir; dilimsiz de edemem.
***
“Ene”yi toprağa gömmek.. var olunacaksa “nahnü” ile var olmak.. “Hüve”yi bulduktan sonra “nahnü”den de kurtulmak... işte mesleğimizin esası.
***
Cenâb-ı Allah'ın kıymet atfettiği şeylere değer vermek, sevmediği hususlara da sırtını dönmek takvalı olmanın en önemli şartlarından biridir.
***
Şefkat en paslı kilitleri açan bir anahtar ve ölmüş ruhları bile diriltebilecek bir yed-i Mesîh'tir.
***
Kâdir biz değiliz ki, kader bize bağlı olarak cereyan etsin...
***
Allah'ın nimetlerini hatırlatma bakımından oruçtan daha güzel bir hatırlatıcı yoktur.
***
En büyük muvaffakiyetleri bile kendinden bilmeme içe dönük en büyük muvaffakiyettir.
***
“Ehad”, ikincisi olmayan tek demektir ve insanlarda isim olarak kullanılması uygun değildir. Bu husus esmâ-i hüsnâdan başkaları için de düşünülebilir.
***
Halk, yani yaratma fiili sadece Cenâb-ı Hakk'a mahsustur ve kanaatimce Allah'tan başkası için kullanmak da doğru değildir.

_Ednâ_ 11-13-2012 17:05

Hakikat Damlaları - 29
 
Ekmeli ancak ekmel olanlar elde edebilirler.
* * *
Kalbî ve ruhî hayatı itibarıyla kaybeden, cismanî ve dünyevî olarak kazanıyor görünse de aslında ziyandadır.
* * *
Yüce bir mefkûreye dilbeste olmuş dava adamının sadece yaptıkları değil mülahazalarının bütünü de o mefkûreye endeksli olur; olmalıdır da!..
* * *
İnsan ameliyle dolduramayacağı koca koca boşlukları niyetinin enginliğiyle doldurabilir.
* * *
Yuva bir toplumun molekülü gibidir. Yuvası yıkılmış bir toplumun ayakta durması söz konusu değildir.
* * *
Büyük bir hedefi gerçekleştirmek için ortaya konan vesileler gerçekleşmesi beklenen hedef kadar büyüktürler.
* * *
Siz, Allah’ın size verdiği imkanları sonuna kadar kullanın, sonra da işi Sahibi’ne bırakın. Hiç şüpheniz olmasın ki, O, hiç kimsenin sa’yini zayi etmez.
* * *
Allah rızasının orta direği ilâ-yı kelimetullahtır.
* * *
Başın büyüklüğüne göre dert de büyük olur.
* * *
Bütün bir tarih boyunca mansıp ve şöhretle beraber saffeti muhafaza edebilmiş insan sayısı iki elin parmaklarını geçmez, desek, mübalağa etmiş olmayız.
***
Öç alma duygusu mü’mine yakışmaz; bir kimsenin Cehennem’e gitmesini dileyerek ondan intikam almaksa insanlığa hiç sığmaz.

_Ednâ_ 11-13-2012 17:07

Hakikat Damlaları - 30
 
Din kendisiyle insanlar şekillensin diye gelmiştir; insanlar dini kendilerine göre şekillendirsinler diye değil.
* * *
Efendimizin dualarında seçtiği kelimeler şu cihan saltanatının Sahibi'nin kapısının tokmağını vururken mırıldanacağımız en isabetli söz cevherleridir ve o dualardaki nuraniyeti başkalarında görmek asla mümkün değildir.
* * *
Zat-ı Uluhiyet'i iyi tanıyıp gönülden sevmemiz O'nun hakkı bizim de en önemli vazifemizdir.
* * *
Müslüman olmak güzel, güzel müslüman olmak daha güzel ve güzel müslümanlıkta mütemadi olmak ondan da güzeldir.
* * *
Cenâb-ı Hak'ta mütekabiliyet ahlakı var. O (celle celâlühû), "Siz Beni anın, Ben de sizi anayım; Siz dua edin, Ben icabette bulunayım!" buyuruyor. İnanan gönüllere düşen böyle bir tenezzül-ü ilahînin hakkını vermeye çalışmaktır.
* * *
Osmanlılar tarihe Allah'ın bir lütfudur. Onların kıymetini anlamak için şimdilerde kan gölüne dönen coğrafyalara bakmak yeterli olsa gerektir.
* * *
Aklı, dehayı ve karizmayı bütün bütün nefyetmeyelim ama şunu da unutmayalım ki; aslolan meşîet-i ilahiyedir ve neticede hep Allah'ın murad buyurduğu olur. İşte bunun içindir ki, hep O Kudreti Sonsuz'a sığınmak iktiza eder.
* * *
İnsan işlediği günahın affedileceğini bilse bile o günahından dolayı hep Allah'tan haya etmelidir.
* * *
Amele güven ve itimat, insanda Allah'a güven ve itimat hissini azaltır.
* * *
Haybet yaşamak istemeyenler her işlerini bir bilene yahut bilenlere danışarak yaparlar.
* * *
Duymadan ve hissetmeden bin sene yaşamaktansa, duyarak, hissederek, şuurluca bir dakika yaşamak daha evlâdır.

Garibüzzaman 11-13-2012 17:08

Kusura bakmayın ama bir kaç söz dışında liyakatli bir özlü söz göremedim. Herkesin dilinden düşebileceği kelamlar bunlar. entellektüel tarafı yok gibi bir şey. İsme odaklı bir tenkit değil, sadece hissettiklerim.

_Ednâ_ 11-13-2012 17:22

Alıntı:

Garibüzzaman Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1026115)
Kusura bakmayın ama bir kaç söz dışında liyakatli bir özlü söz göremedim. Herkesin dilinden düşebileceği kelamlar bunlar. entellektüel tarafı yok gibi bir şey. İsme odaklı bir tenkit değil, sadece hissettiklerim.

Bu hissinizi gizlemeniz, bu hakikatlere ihtiyacı olan ben ve benim gibi şahsiyetler için daha güzel olurdu..
benim kanaatimce Rabbimizin nazarındada öyle...
Siz ilminizin vüsati nisbetinde daha derin söz kelam arzu edebilirsiniz, onun için başka kaynaklar araştırıp okuyabilirsiniz...
Ama ifadeleriniz sizde benim kusuruma bakmayın ama bu hakikatleri arzu edenler ihtiyaç duyanlara karşı küstahlıktır!


Ayrıca şunuda ifade etmekte fayda görüyorumki, bu hakikat kelamlarından herkes aynı ölçüde nasiplenemez kanaatindeyim,
Çünkü herkes ilminin derinliği nisbetinde 1 hakikatten 10 hakikat dahi çıkarabilir ve işte o ona zevk verir, liyakatide orda gizlidir...


All times are GMT +3. The time now is 05:27.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025