Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Tartışıyorum (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=121)
-   -   SATILIK Anne Sütü..! (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=168818)

MEÇHUL ADAM 03-01-2013 18:42

SATILIK Anne Sütü..!
 
Anne sütü…
Saf, temiz, faydalı, doğal…
Bebeklerin temel gıdası...
Kur’ân-ı Kerîm’de bile önemine binaen âyetler gelmiş, bu kadar önemli bir gıda anne sütü...

Son zamanlarda bu tertemiz anne sütünü bulandıracak faaliyetler başladı.
Bazısı kasıtlı, bazısı masumane…
Gayet masumane başlatılan bir hareketle bu konuya bizim dikkatimiz çekildi.
Bir hanım iyi niyetlerle ortaya çıkıp, mamanın içindeki zararlı maddelerden dolayı sütanne bulup bebeğine kendi veremediği anne sütünü bir başka anne ile yani sütanne vasıtasıyla vermeye başladı.
Sonra bu durumu yaygınlaştırıp bir harekete öncülük etti.
“Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar Hareketi” adını verdiği bu hareketle sütü olmayan anneleri sütü olan annelerle buluşturdu.
Bu bir gönüllük hareketiydi, Allah razı olsun, pek güzeldi, pek hoştu.
Pek çok anne de sayesinde kendi bebeğinin yanısıra başka bebeklerin de sütannesi oldu.
Süt ememeyen bebekler de süte kavuştu.
Ancak, bu oluşum sakıncaları da beraberinde getirdi.
Öncelikle dinî hassasiyet hususundaydı sakıncalar.
Bizi de ilgilendiren yanı bu husustu.

Galiba bu hareketi başlatan hanıma da bu konuda yapılmaktaydı tenkitler.
Ancak hanım, çocuklara süt veren anneyi ailenin tanıdığını söyleyerek bir bakıma temize çıkarıyordu başlattığı bu hareketini.
Fakat bir havuz oluşturacağını ve bu süt havuzuyla sütü olmayan annelere süt ulaştıracağını söyleyince işin yönü de değişti.
Burası Türkiye ve burada bunu suiistimal edenlerin de bulunabileceğini ve bu başlattığı hareketin sonradan başka bir mecraya kayabileceğini düşünemedi veya düşünmek istemedi.
Ya bilmeden sütkardeşler birbirleriyle evlenirlerse…
.....
Düşünsenize gelecek nesildeki bebekler farkında olmadan birbirleriyle kardeş oluverecekler!
Kardeş kardeş yaşayacağız anlaşılan.
Evlenmeler de kalkacak (!), ya da bilmeden sütkardeşler de birbirleriyle evlenecekler.
Çünkü verilen sütler karıştığı için kimin sütü kimin belli değil.
Bu durumda kim kimin sütannesi, kim kimin sütkardeşi yine belli değil…
İlerde aynı anneden beslendiğinin farkında bile olmayan çocuklar, belki birbirlerini sevecek ve evlenmeye kalkacak, nesepler karışacak, nesiller bozulacak, dinin hükümleri hiçe sayılacak, toplum dejenere olacaktır.

Anne sütü bankaları varmış bizde de meğer!
Biz yalnızca iyi niyetle yola çıkan bir hanımın başlattığı bu hareketi sorgularken aslında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş de haberimiz yok!
Anne Sütü Bankaları varmış bizde de…
Üstelik yakında biri daha açıldı iyi niyetlerle(!).
“Anne Sütü Bankası da ne” diye düşünenlerimiz vardır muhakkak.
Açıklayalım.
Efendim, Anne Sütü Bankası uygulaması Finlandiya’da başlamış 1937 yılında.
Bu bankalarda para yerine süt biriktirilmiş.
Annelerin sütleri özel pompalarla sağılıp bir havuzda toplanıyor ve ihtiyacı olan çocuklara içiriliyor.
Yani süt bankaları bizim sütannelerimiz gibi…
Ancak burada bir iki annenin değil, onlarca, yüzlerce annenin sütü birbirine karışmakta ve bebeklere bu karışım süt içirilmektedir.
Bu havuzlarda biriktirilip karıştırılan süt belki modern Batılılar için bir sorun değil..
Ama bizim için yani Müslümanlar için mahzurlu…
.....
Satılık anne sütü
Yakında “Satılık anne sütü” diye reklamlar duyarsanız şaşırmayın.
Çünkü birkaç yıldan beri televizyonlardaki dizilerde, özellikle bir kanalın dizilerinde sütannelik konusu işlenmekte ve para ile sütanne tutulmakta, hatta gizliden gizliye annelere gönderme yapılarak göğüslerinin bozulmaması için sütanne tutmaları mesajı verilmektedir.
Yakınlarda para ile sütanne tutulması konusunda bir sektör oluşturabilir ve “evlere sütanne gönderilir” diye reklamlar ve ilanlar görebiliriz gazete ve televizyonlarda.
İş bununla kalsa iyi, ya sütü bol olan annelerin sütlerini sağıp bir havuzda karıştırıp onları dondurup satışa sunarlarsa...

Bebeklerimizin en doğal gıdası olan ana sütü bulandırılmakta, kirletilmekte…
Bulandırılıp kirletilen ana sütü mü, nesillerimiz mi?

Fatma Toksoy

MEÇHUL ADAM 03-01-2013 18:44

Pr.Dr.Hayrettin Karaman:“Müslümanlar bu konuda çok dikkatli davranmalı”

İslam hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, eskiden emzikli kadınların fazla sütünü alıp uygun bir ortamda koruyup, gerektiğinde ihtiyacı olan bebeklere vermesinin mümkün olmadığını belirtiyor ve bu yüzden geçmiş fıkıhçıların bu konu üzerinde durmadığını aktarıyor.
“Süt bankalarıyla ilgili verilen bilgiye göre bu sütler ayrı ayrı verildiği gibi birbirine karıştırılarak da verilmekte, hangi kadının sütünün hangi çocuğa verildiği bilinmemektedir.” diyen Karaman’a göre başka dinlerde ve topluluklarda ‘sütanneliği’ ve bundan doğan evlenme engeli (sütanne ve bazı yakınları ile onu emenin evlenmesinin haram olması hükmü) bulunmadığı için böyle bir uygulamada sakınca görülmemiş, bebekler için en uygun gıda olan kadın sütünden yararlanmak tercih edilmiştir.
İslâm’da ise sütanneliği ve bundan doğan evlenme engeli olduğunu hatırlatan Karaman şu ifadeleri kullanıyor:
“Bu sebeple bebek, ilk iki yaşı içinde emdiği kadının ‘süt çocuğu’ olur, o kadınla, onun usulü, fürûu ve bazı yan akrabası ile evlenemez.
Günümüzde süt bankası uygulaması başlayınca bazı fıkıhçılar, ‘Sütler birbirine karıştığı ve kimin sütünü kimin emdiği bilinmediği, ayrıca süt kadının memesinden değil, biberon vb. bir şeyden verildiği için’ bu uygulama sonunda sütanneliği ilişkisi doğmaz.’ diyor.
Bize göre kimin olduğu bilinmeyen bir kadın sütünü bebeğe vermek için zaruret bulunması; yani verilmediği takdirde çocuk için hayatî tehlikenin bulunması gerekir.
Bu takdirde süt, zaruret sebebiyle verilmiştir, annenin kim olduğu da bilinmemektedir, insanlar bilmeden yaptıkları şeylerden sorumlu olmazlar.
Zaruret hali dışında eğer kadın sütü alınacak ve bebeklere verilmek üzere bir yerde bekletilecekse bu sütün kime veya kimlere ait olduğu hem kabının üzerine hem de uygun bir yere kaydedilmelidir.
Süt bir bebeğe verilirse bebeğin de kimlik kayıtları sütanneninkinin yanına kaydedilmeli, ayrıca ailesine bilgi verilmelidir.
Bir bebek ayrı zamanlarda veya birbirini takiben birden fazla kadını emse bu kadınların hepsi bebeğin sütannesi olur.
Buna göre sütleri karıştırılarak verilmiş kadınlar da verilen bebeğin sütannesi olurlar.
Sütanneliğinin oluşmasında etkili/belirleyici olan, sütün bebeğe nereden ve nasıl verildiği değil, sütün bebeğin midesine girmesidir.
Süt bankalarından yararlanmak isteyen Müslümanların bu konularda hassas davranmaları gerekir.”

MEÇHUL ADAM 03-01-2013 18:49

"Anne Sütü Bankası" - Samanyolu Haber

8 Mart 2013 de İzmir' de açılacakmış ilk ANNE SÜTÜ BANKASI...
Rabbim sonumuzu hayreyleye..

Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle:

"Anne sütü, erken doğmuş ve hasta yeni doğan bebekler için hayat kurtarıcıdır.
Hastanelerde, bu bebeklerin yalnızca anne sütü ile beslenmesi yeni doğan ölümlerini azaltacak ve sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.
Bu bebekler için öncelikle kullanılacak olan kendi annelerinin sütüdür.
Anne sütünün yeterli düzeyde veya hiç olmaması durumunda, bebeklerin anne sütünden yararlanabilmeleri için "Anne Sütü Bağışı" sisteminin kurulması düşünülmüştür.
Bu husustan hareketle ülkemizde Anne Sütü Bankalarının kurulması ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerine entegre edilmesi konusunda çalışmalar yapılması kararlaştırılmıştır."

"HEKİM KARARIYLA DAĞITACAK BİR YAPIDIR"

"Anne Sütü Bankası, gönüllü annelerin bağışladıkları anne sütünü; uluslararası standartlarda toplayacak, saklayacak, testlerden geçirecek, işleyerek güvenliğini sağlayacak ve gereksinimi olan bebeklere, hekim kararıyla dağıtacak bir yapıdır.
Konuyla ilgili uluslararası uygulamalar da incelenmiştir.
Yüz yıldan fazla geçmişi olan bu sistem gelişmiş ülkelerde bebek sağlığını iyileştirmeye yönelik ulusal stratejilere entegre edilmiştir. Ülkemizde ise Anne Sütü Bankacılığı ile asırlar öncesine dayanan 'Süt anneliği' geleneğimizin etkin ve güvenli şekilde sisteme kavuşturulması amaçlanmıştır."

"HER BEBEK İÇİN TEK DONÖRDEN SÜT ALINACAKTIR"

"Ülkemizde Avrupa ülkelerinden farklı olarak süt kardeşliği hukukunu güvence altına alacak bir sistem oluşturması hususu göz önünde tutulmuştur.
Bu anlamda Anne Sütü Bankacılığı sisteminin sağlıklı ve güvenli şekilde hayata geçirilebilmesi noktasında şu esaslar öne çıkmaktadır:
Süt bağışlayan annelerin sütleri karıştırılmayacak, her bebek için tek donörden süt alınacaktır.
Bağış yapan bir annenin bir süt bebeği olacaktır.
Güvenli bir kayıt sistemi kullanılacak, süt bağışı yapanın ve alıcının kimlikleri kayıt altına alınacak, bu bilgiler her iki nüfus kütüğüne gönderilecek ve her iki tarafa da verilecektir.
Hem bağışçı hem de alıcıdan yazılı onam formu istenecektir.
Bağışçı annenin bebeği ile alıcı annenin bebeği aynı cinsiyetten olacaktır.
Süt alan bebekler 5 yıldan sonra ve her 5 yıllık periyodda en az 5 defa bilgilendirilecektir."

"ANNE SÜTÜ BAĞIŞI UYGULAMASINA BAŞLANACAKTIR"

"Anne Sütü Bankası" sistemi konusunda, yukarıdaki esaslar çerçevesinde, tüm ilgili paydaşlarla çalışmalar devam etmektedir.
Kamuoyunda tereddüde neden olabilecek riskleri ortadan kaldıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesinin ardından Anne Sütü Bağışı uygulamasına başlanacaktır."

MEÇHUL ADAM 03-01-2013 18:56

Bu konu Çok önemlidir...Hemen güncelleyelim ve peşini de bırakmayalım.

Bilhassa hanım kardeşlerimizin bu konuda çok duyarlı olmasını temenni ediyorum.


Devlet büyüklerimiz ve diyanetimiz büyük bir gaflet örneği göstermiştir..Bu mesele meclise sunuldu mu onu bilmiyorum ama dini yönden bu projenin gelecek nesil için büyük zararı vardır.

Bu projenin bir maddesinde "isteye bağlı razı olunursa din ve mezhep ayırımı yapmadan gönül rızasıyla başkasının çocuğunu emzirip süt anne olabilir" diye şerh düşürmüşler.Yahu bu kadar cehaletlik olur mu?Mezhepler her neyse ki, ya din faktörünü nasıl hallediyorlar onu anlamış değiliz.

MÜSLÜMAN BİR ANNEDEN DOĞMUŞ, LAKİN HIRİSTİYAN VEYA YAHUDİ BİR KADINDAN SÜT EMMESİ DİNiMİZİN NERESİNDE VARDIR?
HIRİSTİYANLAR DOMUZ ETİ YERLER.BUNA GÖRE, EMZİRİLECEK ÇOCUĞA DA HALİYLE SÜTÜ GEÇECEKTİR.BÖYLE BİR ORTAMDA SİZLER BUNA NASIL RAZI OLABİLİR MİSİNİZ??BİR BEBEK HANGİ ANNEDEN SÜT EMMİŞ İSE ONDAN AHLAKİ VE IRSİLİK GEÇECEKTİR.TECRÜBE EDİLMİŞTİR

Diyanetimiz diyor ki:"Her emzirilen çocuk kayıda geçirilecek ve 5-10-15-20-25 yaşlarına gelince her 5 yılda bir evlerine tebligat gönderilip "senin filan kadın süt annendir" denilecekmiş.Düşünün bir kere; bu çocuklar, annesi vefat ettiğinde veya her hangi bir sebeple öz annesinden ayrıldığında diğer süt annesinin yanında büyürlerse onların yanında ki süt kardeşleri büyüyünce kendi aralarında, süt annesi vefat etmiş olsa, miras kavgası olmayacak mı?Zaten öz kardeşler bile mirasta birbirilerine kurşun atarken nasıl olur da bunlar anlaşabilecekler?Bunlar ileride hep sorun olacak meselelerdir.Bütün bu çalışmaların asıl maksadı bu neslin ahlakını ve ırkını bozmak, ileride ne idüğü belli olmayan çeşitli ahlak sahibi olmuş nesiller türeyecektir. .Bunlar Türk neslini mahfetmek istiyorlar.Bunlar siyonizmin bir oyunudur.Bu tuzaklara düşmeyiniz

Eğer bir bebeğin öz annesinde her hangi bir sebeple sütü kalmayınca veya kesilince yapılacak tek şey, saliha olup, namazlı abdestli tanıdık komşu veya akrabadan olan bir hanıma çocuğunu emzirse bu çok güzel olur.Zira böyle yapıldığı takdirde sütten geçecek ahlaki ve ırsi durum Allah'ın izniyle sorunlu olmayacağına inanıyorum.

Ha, aklıma gelmişken söyleyeyim; anne ve babası bulunamamış veya her ikisi de ölmüşler ise; sahipsiz, yani yetim ve öksüz kalmış ise, onu emzirmek merhamet açısından bu da hayırlı olur..Elbette ki kimsesiz, sokağa atılmış, veya bir camii avlusuna terkedilmiş olup, annesi bulunamamış ise insanlık için Allah rızası için onları emzirebilirsiniz.Bunları yapmak için kanunen kayda geçirmeniz icap eder.Aksi takdirde bu çocuklar rüşde erince sizden gelecek mirastan resmi olarak hak alamayacakları malumunuzdur.

Meselenin maddi yönünü ele almışlar ama manevi yönünü hiç hesaba katmamışlar.Yahu sütlerin birbirine karışmaması meselesi de bu pek inandırıcı olmamaktadır.Zira bu ülkede sahtekarlar üçkağıtçılar cirit atarken bunlara güvenilmez.Hastanelerimizde veya süt bankalarında skandal olmayacağını kim garanti edebilir ki?Bunlardan kesin bir teminat istenmelidir.Ben şahsen hiçbir kimseye güvenmiyorum.Bu proje biz müslümanlara göre değil, gavurlara göredir.Dinimizde de yeri yoktur.

Bu çalışmalar dinlerarası diyalogçuların işidir.Zira onlar gavurlara kucak açanlardır.AB kriterlerine göre bizim vatandaşlarımızı yönlendirmeye çalışıyorlar.Bunlar tehlikeli gelişmelerdir.Ben şahsen gelecek neslimizden kaygı duymaya başladım...Allah sonumuzu hayırlı etsin!.

Taze anne sütü kadar değerli bir süt yoktur.Hijyenik bir ortamda da saklansa bile bu verimli olmaz.Zira bekletilen anne sütü bebekte bir takım hastalıkların bulaşmayacağını garanti edebilirler mi?Biz çok gördük hijyenik bir ortamda neler döndüğünü..Para için yapamayacakları şey yoktur.

Faruk Başer hocaefendi videoda tam tesbitte bulunmuş... Aynen benim dediğim gibi bu proje sakıncalı ve sorunlu olacağı kesindir.Bu proje bize göre değildir.Avrupalılar bile bu projeden vazgeçtiğine göre bu bir siyonistlerin tuzaklarıdır.

Hanımlar bilhassa aman sakın hata etmesinler bunun vebali maddi ve manevi olarak hesap vermek mecburiyetinde kalırlar.

.BEBEĞİ EMZİRECEK SÜT ANNE SALİHA BİR KADINDAN OLMALIDIR.AKSİ TAKDİRDE ÇOCUĞUN AHLAKINDA ANORMALLİKLER DOĞACAKTIR.TECRÜBELERİMİZ BİZİ YANILTMIYOR..

Bizler müslümanlar olarak çok çok titiz olmalıyız...
Fetvayı kim verirse versin bir de kendi vicdanımıza, kendi kalbimize sormalıyız...
Hatta ve hatta en sağlamı; fetva ile değil takva ile hareket etmektir inşallah...


Bu konuya çok önem veriyorum.Zira neslimiz mahf edilmek istenmektedir.

Emzirecek olan kadın, bebeğin süt annesi olacaksa o kadının bütün kimlik ve açık adreslerini bizzat yerinde görüp, ondan sonra ona göre emzirmeye çalışılmalıdır.Bunda sakınca olmaz.Bu şekilde muamele ve anlaşma resmiyete dökülürse sorun çıkmaz.

Mezheblerin farklılığını kabul etsek de din farklılığı bu meselede pek olumlu görülmüyor.Zira emzirilen bebek büyüyünce hangi dinden olacağını nasıl bir ortamda yetiştirileceğini iyi bilmek lazımdır ki müslüman bir bebek kafirlerin veya hıristiyan veya yahudi kadınların elinde heba olmasın..O bebek büyüyünce din değiştirme meselesi de ayrı bir sorun olacağını da unutmayalım.

Yıllar geçtikçe ülkemize turist olarak gelen hıristiyan kadınlar, anne sütüne ihtiyacı olan sahipsiz müslüman bebekleri emzirip sonradan onları alıp ülkelerine götürürlerse akibeti ne olur diye hiç düşündünüz mü?..Bu meseleyi devlet büyüklerimiz veya diyanet hocalarımız hiç düşünmüşler midir?Veya yıllar geçtikçe para kazanmak için ülkemize yoğun bir şekilde hıristiyan kadınların gelmeyeceğini düşünebilirmisiniz?İsteğe bağlı razı olunursa eğer,zannedersem ülkemize yoğun turist akını olacağa da benziyor.Bu, ülkemiz açısından maddi yönde çok iyi olur ama ilerisi çok sakat bir durumdur..

Nereden baksanız bu proje hep pürüzlü, sakat, sorunlu ve faydasız olacağı ta başından kesinlik kazandı.. İnşaallah bu projeyi rafa kaldırırlarda dahada tartışma olmaz ülkemizde ...

Evet, bu fikirlerimde her hangi bir yanlışlık varsa onu da sizinle beraber müzakere etmeye hazırım...

MEÇHUL ADAM 03-01-2013 19:26

Biz toplumsal ve dini olarak olarak neslimizin akibetini düşünürken,devletimiz bu projenin rağbet görmesi için para veya başka yardımlar önereceğini gözönünde bulundurursak ve de böyle bir ortam oluşturulursa şayet, zaten ülkemizin fakir ve yoksul orta hallinin toplam durumu takriben % 75 civarındadır.Geri kalan kısmı ise tuzukuru ve zengin olanlardır.Bu yüzde % 75'lik duruma yardım etmek veya para söz konusu olursa gelecekte neslimizin büyük bir kısmı hep süt kardeşlikten ibaret olacağını düşünmemiz lazımdır.Çünkü bu işler hep para ve yardıma dönüştürülürse evliliklerin çok aza indirileceği göz önünde bulundurulacağını hiç hesap etmişler midir?Hem üstelik bu proje ek gider bütçesi gündemini beraberinde getirir.

Evet yine tekrar ediyorum bu proje pürüzlü, sakat ve sorunludur..Ülkeye fayda değil hep zarar getireceğini aklımızdan çıkarmayalım..Kısacası; yıllar geçtikçe öz ve süt kardeşlerin bir arada yaşayacağı ülkemizde dünyada en çok bizde olacağı da kesindir.Ne trajı komik bir ülke olacağımızı tüm dünya bize nasıl bir gözle bakar yahu!..Eğer bu proje çok rağbet görürse bekar gençlerimiz, orta yaşlı olanlarımız evini barkını bırakıp ta gurbet ellerde evlenebilme teşebbüsünde bulunacağından şimdiden beni olumsuz etkilemeye başladı.Bu proje bize göre olamayacağı kesindir.

Milletimiz biraz şuurlanıp da aklı başına gelirse bu proje yüzünden AKP'ye oy vermeyeceğini zannediyorum.AKP hükümeti ne yaptığını bence bilmiyor.Bunlar akıllıca işler değildir.Ülkemizin nesli açısından tehlikeli ve olumsuzdur.ben asla korkak birisi debdeğilim.Sağduyulu olmak için illa ki alim, profesör olmaya da gerek yoktur.Ben her zaman ülkemizin geleceğini düşünenlerdenim.Akıllıca olan, faydalı hizmetlere de şapka çıkarırım.Lakin bu proje hiç de hoş değildir.Bana hak veriyorsunuz değil mi?

MEÇHUL ADAM 03-01-2013 19:36

Tayyip Bey, "çok çocuk yapın nüfusumuz yaşlanmaya başladı"gibi sözlerle neyi kastettiğini henüz anlamış değiliz.Yoksa bu proje için mi bu sözleri söylemiştir, Allahu alem...

Ülkemizin kaynakları henüz işletilmiş ve tükenmiş de değildir.Eğer tüm gelir kaynakları harekete geçirilirse sözümüz olmaz.Lakin vaziyet şimdilik biraz kötü durumda olduğu için bu teklif pek olumlu görülmüyor.

dahhak 03-03-2013 01:49

Anne sütü satılmaz. bu balık olmamış,
süt bankasıda olmaz
ancak (süt anne) olur bir bebeğe bir süt anne olur bunuda yasal düzenleme ile kayıt altına alınması gerekir ki diğer kardeşlerle ilerde sorun yaşamasın....

MEÇHUL ADAM 03-03-2013 01:56

Alıntı:

dahhak Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1035054)
Anne sütü satılmaz. bu balık olmamış,
süt bankasıda olmaz
ancak (süt anne) olur bir bebeğe bir süt anne olur bunuda yasal düzenleme ile kayıt altına alınması gerekir ki diğer kardeşlerle ilerde sorun yaşamasın....

Zaten bu proje pek mantıklı değil ki?.AB patentli olup bizim ülkemizde pek yürümeyeceğe benzer.İnşaallah devletimiz bu projeden vazgeçer.

Osmanzade 07-31-2013 22:01

ALEYKÜM SELAM

Ruh-i zar 08-01-2013 02:50

Yazıcıoğlu Muhammed Efendi, kardeşi Ahmed-i Bican’ın camideki vaazını dinlemeye gider fakat sohbeti dinleyemeden gülümseyerek camiden çıkar. Vaazı bitirip eve gelen Ahmed-i Bican Hazretleri annesinden, abisinin neden camiden çıktığını sormasını ister. Büyük oğluna “Kardeşin, bir hata mı işledim? diye soruyor” diyen anne duydukları karşısında gizemli bir konuyla karşı karşıya kalır. Büyük oğlu, “Kardeşimin sohbetini dinlemeye o kadar çok melek gelmişti ki oturacak yer bulamıyor ve birbirlerinin üzerine oturuyorlardı. Çok hoşuma gitti de ona tebessüm ettim. Meleklerden oturacak yer kalmadığı için çıkmak zorunda kaldım” der. Annesi duyduklarını küçük oğluna anlattığında Ahmed-i Bican çok müteessir olur. “Ağabeyim melekleri görebiliyor da ben niye göremiyorum? Ona bir sorar mısın?” der. Anne oğluna bunu da sorar ancak cevabı kendisinin bulması gerekecektir.

Çocuklarının bebeklik zamanlarından itibaren yaşanan olayları iyice gözden geçiren anne olayın nedenini çok geçmeden tahmin eder. Oğullarını daima namaz abdestiyle emzirmiştir fakat küçük oğlu sadece bir defa komşu kadın tarafından anne namazdayken bilmeden abdestsiz emzirilmiştir. Anne çabucak selam verse de duruma müdahale etmekte geç kalır. İki oğlu arasındaki bu maneviyat farklılığını, bir kereye mahsus olsa da abdestsiz süt emzirilmeye bağlar…


'Süt kardeşliği' meselesinin yanı sıra bir de böyle bir durum var.
Abdestli emzirmenin yanında süt veren kişinin kişiliği ruh hali bile etkiler bebeği.
Ben bebeğim olsa tanımadığım maneviyatını kişiliğini bilmediğim biri tarafından süt verilmesine izin veremem..

xfce 08-01-2013 15:44

'Süt kardeşliği' meselesinin yanı sıra bir de böyle bir durum var.
Abdestli emzirmenin yanında süt veren kişinin kişiliği ruh hali bile etkiler bebeği.
Ben bebeğim olsa tanımadığım maneviyatını kişiliğini bilmediğim biri tarafından süt verilmesine izin veremem..[/QUOTE]

bu soylediklerinizin bilimsel dayanagı varmı yoksa bunlar sadece tahmini gorusmu?

MEÇHUL ADAM 08-01-2013 19:40

Alıntı:

xfce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1038522)
'Süt kardeşliği' meselesinin yanı sıra bir de böyle bir durum var.
Abdestli emzirmenin yanında süt veren kişinin kişiliği ruh hali bile etkiler bebeği.
Ben bebeğim olsa tanımadığım maneviyatını kişiliğini bilmediğim biri tarafından süt verilmesine izin veremem..

bu soylediklerinizin bilimsel dayanagı varmı yoksa bunlar sadece tahmini gorusmu?[/QUOTE]

Evet, bilimsel dayanak odur ki genlerde ki nice sırlar hala çözülmüş değildir.Gerçekten de bebek, büyüyünce sülaleden birinin veya birkaçının ahlakını veya huyunu aldığı gözlnmiştir.Tecrübe ile sabittir.Kanıbozuk (ahlakı -mayası bozuk) olanların sütünü emen bir bebek, büyüyünce onunda kanı bozuk olur.Saliha bir müslüman kadını emen bir bebek Allah'ın izniyle büyüyünce alim olur.Haramla beslenen bir bebeğin büyüyünce nasıl bir ahlak sahibi olduğunu artık siz düşünün.İşte bunun gibi helalinden süt yapan bir annenin evladı da salih kişi olur.Tecrübelerle sabittir.Bilim bunda aciz kalmıştır.

MEÇHUL ADAM 08-01-2013 19:44

Alıntı:

xfce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1038522)
'Süt kardeşliği' meselesinin yanı sıra bir de böyle bir durum var.
Abdestli emzirmenin yanında süt veren kişinin kişiliği ruh hali bile etkiler bebeği.
Ben bebeğim olsa tanımadığım maneviyatını kişiliğini bilmediğim biri tarafından süt verilmesine izin veremem..




Alıntı:

bu soylediklerinizin bilimsel dayanagı varmı yoksa bunlar sadece tahmini gorusmu?
Evet, bilimsel dayanak odur ki genlerde ki nice sırlar halâ çözülmüş değildir.Gerçekten de bebek, büyüyünce sülaleden birinin veya birkaçının ahlakını veya huyunu aldığı gözlenmiştir.Tecrübe ile sabittir.Kanıbozuk (ahlakı -mayası bozuk) olanların sütünü emen bir bebek, büyüyünce onunda kanı bozuk olur.Saliha bir müslüman kadını emen bir bebek Allah'ın izniyle büyüyünce alim olur.Haramla beslenen bir bebeğin büyüyünce nasıl bir ahlak sahibi olacağını artık siz düşünün.İşte bunun gibi helalinden süt yapan bir annenin evladı da salih kişi olur.Tecrübelerle sabittir.Bilim bunda aciz kalmıştır.

Ruh-i zar 08-02-2013 01:00

Alıntı:

xfce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1038522)

bu soylediklerinizin bilimsel dayanagı varmı yoksa bunlar sadece tahmini gorusmu?

Düşüncelerin hücrelere ve moleküllere etkisine dair bir çok bilimsel araştırma var.

http://arsiv.indigodergisi.com/arsiv/burcin01_13.htm

http://okyanusum.com/makale/bilim-makale/su-mucizesi/

Verdiğim linkler sadece birer örnek bunlar çoğaltılabilir.
Sadece su molekülleri üzerinden düşünürsek.
Anne sütünün yaklaşık %80 i su dan oluşur.
Annenin ruh hali sütü ve dolayısıyla da bebeği etkiler.

MEÇHUL ADAM 11-12-2013 05:28

http://www.milligazete.com.tr/img/sutt_kopya.jpg

Süt bankalarını Avrupa fonlayacak

Avrupa Süt Bankası Derneği’nin İstanbul’da düzenlenen 2. Uluslararası Kongresi’nde anne sütünün depolanacağı ‘Süt Bankacılığı’ ele alındı. Özellikle Avrupa ülkelerinde yaygın olan Süt Bankalarının Türkiye’de de açılması palanları toplumsal infiale neden olmuş durumda. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ABD ve Brezilya’dan konuşmacıların yer aldığı 2 gün süren kongrede, dünyadaki süt bankası modelleri, anne sütünün kalite standardı ve güvenlik gibi konular ele alındı.

Otel Barcelo Eresin Topkapı’da gerçekleşen kongrenin ilk günü Farklı Kültürler ve Gelenekler; Aynı Süt Bankalar? adlı oturumunda ‘İnsan Sütü Mucizesi’ başlığı ele alındı. Bu oturumda Türkiye’den Sertaç Arslanoğlu, Uğur Dilmen, İtalya’dan Guido Moro, İsviçre’den George Marx, İspanya’dan Juan Rodriguez ve İsveç’ten Catharina Svanborg konuşma yaptılar. Konuşmacılar, anne sütündeki besin yapsına dikkat çekerek bunu ‘mucizevi’ bir olay olarak yorumladılar. Öte yandan erken doğan bebekler için de donör sütün faydalarına dikkat çektiler.

BATI’DAKİ SÜT BANKACILIĞINI ANLATTILAR

Kongrenin ikinci günü Uluslar arası İnsan Sütü Bankacılığı; Küreselleşen köyler ya da Ayrı Dünyalar adlı oturumunda ‘Geleneksel Süt Bankacılığı Modelleri’, ‘Yeni Model Süt Bankacılığı’, ‘Süt Bankacılığındaki Mevcut Güvenlik Konuları’, ‘Donör Sütünün Besin Kalitesi’ konuları işlendi. Frances Jones “Kuzey Amerika’daki Süt Bankacılığını”, Staffan Polberger “İsveç’teki Süt Bankacılığını”, Giuseppe De Nisi “İtalyan Süt Bankası Anketini”, Corinna Gebauer “Almanya’daki Süt Bankacılığını”, Joao Aprigio “Süt Bankacılığında Amerikan Modelini” anlattı.

SÜT BANKALARINA AVRUPA FONU ÖNERİSİ

Süt bankalarında güvenlik meselesinin konuşulduğu oturumda İngiltere’den katılan Paul Ashford, süt bankalarının merkezi bir sistemle yönetilmesi gerektiğini ifade etti. Fransa’dan katılan Yves Boquien ise donör süt kalitesini artırmak için Avrupa Fon Ağı kurulması gerektiğini savundu. ABD’den katılan Kiersten İsrail Ballard da, ülkelerde uygulanan süt bankacılığındaki farklılıkların tespit edilip bir kurala bağlanmasına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Milli Gazete

MEÇHUL ADAM 11-12-2013 05:35

Ehli sünnet bir kurula bağlanmadan, bu iş çok sakıncalı ayette açıkca ifade ediyor Mevla süt analarınız ve süt kardeşlerinizle nikah akdi haram artık ötesini biz düşünelim…

Katılımcıların çoğu olan yahudi ve hırıstiyanlardan ne bekliyorsunuz?

Onlar mı doğruları düşünür? Bebekleri düşünecek olsalardı Filistin'de, Myanmar'da, Suriye'de daha buraya sığmıyacak bir çok İslam ülkelerinde ki katlettikleri bebeklere yaşam olanağı sunarlardı. Bırakın süt bankaçılığını, Kur'an'a göre çalışın sonrası geçmişte olduğu gibi Allah'ın izniyle gelir adaletten evliliğe, siyasetten alışverişe, fıkıhtan akaide, ilme, tıbba, astronomiye, aklınıza gelebilecek herşey ama herşey düzelir, lakin bir tek münafıklık hariç, o hiçbir zaman düzelmeyecek…Münafıkları da ahirette onları Allah, ebedi cehennem azabı ile düzeltecek...

Ekinoks 11-12-2013 12:37

Milli gazete bana şu soruların cevabını verirse memnun olurum.

Kafir bir annenin ölecek olan bir bebeğe süt vermesinin günah olduğunu düşünmüyorum hemde hiç. Bu kadar cahil bu kadar saçma bir şeye asla inanmam Yurt dışından gelen böbreği gözü korneayı kullanırken müslüman oluyoruz süt verince kafirmi oluyoruz günahmı işliyoruz?

Biz müslümanız infak etmek ile mükellefiz süt bankasına süt vermek isteyen kim varsa versin içmek istemeyen müslüman çocuğuna içirmez ben çocuğuma içirmem yahudiler ve kafirler yüzünden fakat açlık sınırındaki bir çok ülkede bu işe yarayacak, oradan faydalanacak başka çocuklar varsa pekala çok güzel bir uygulama. Yahudilerden gelen hiç bir şeyi almam yemem bebeğime yedirmem içirmem fakat anne sütü yeni doğanlara verileceği için ihtiyacı olan bebeklere sakınca görmüyorum ki zaten sizden süt talep ediliyor gelin müslüman çocuklarınıza içirelim demiyorlar.

Afrikada,somalide,sudanda ve daha bir çok açlık bölgesinde ineklerin arkasında içebilmek için idrar bekleyen o insanların öyle bir sütün nereden geldiğine önem vereceklerini sanmıyorum O bebekler zaten müslüman fıtratı üzerine doğup kafirleriştirildiler yani sütle alakası yok.

Milli görüşün en büyük sorunu bence şapkanın altına bakmamaları.Sahabeler zamanında islam yoktu putlar vardı,o zaman müslüman olan sahabelerin ailelerinde kafir kalanlar vardı ama herkes kendi dinini yaşadı.

Afrika ve amerika kıtasında insanlar koloniler haline getirilip ağır yaptırımlara maruz bırakıldılar hristiyan ve musevileştirildiler, milli gazete o zaman neredeydi?
Saadet zincirlerine para kaptıran o kadar milli görüşlü sayabilirimki milli görüş bile gördüklerine inanamaz.
Evlerde halı temizliği için kosla kullanan mili görüşlü büyüklerimiz yokmu acaba?
Calgonit kullanılmıyormu makinelerde?
Ekran samsung işlemci intel pc dışardan gelmiyormu?
Acaba o görüşü ileri büyüklerimiz afrikaya 15 kişinin 3 ay idare edeceği yardımı gönderemezlermiydi?

Milli gazete 100 milyon nüfuslu Türkiye devletinin 7 milyarlık dünyaya anne sütü gönderebileceğini düşünüyorsa seri bir şekilde sağıma başlaması lazım yoksa işi zor yetişmez. Yardım edemiyorlarsa köstek olmasınlar diyorum milli gazeteye.

MEÇHUL ADAM 11-13-2013 16:54

Alıntı:

Ekinoks Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1040588)
Milli gazete bana şu soruların cevabını verirse memnun olurum.

Kafir bir annenin ölecek olan bir bebeğe süt vermesinin günah olduğunu düşünmüyorum hemde hiç. Bu kadar cahil bu kadar saçma bir şeye asla inanmam Yurt dışından gelen böbreği gözü korneayı kullanırken müslüman oluyoruz süt verince kafirmi oluyoruz günahmı işliyoruz?

Biz müslümanız infak etmek ile mükellefiz süt bankasına süt vermek isteyen kim varsa versin içmek istemeyen müslüman çocuğuna içirmez ben çocuğuma içirmem yahudiler ve kafirler yüzünden fakat açlık sınırındaki bir çok ülkede bu işe yarayacak, oradan faydalanacak başka çocuklar varsa pekala çok güzel bir uygulama. Yahudilerden gelen hiç bir şeyi almam yemem bebeğime yedirmem içirmem fakat anne sütü yeni doğanlara verileceği için ihtiyacı olan bebeklere sakınca görmüyorum ki zaten sizden süt talep ediliyor gelin müslüman çocuklarınıza içirelim demiyorlar.

Afrikada,somalide,sudanda ve daha bir çok açlık bölgesinde ineklerin arkasında içebilmek için idrar bekleyen o insanların öyle bir sütün nereden geldiğine önem vereceklerini sanmıyorum O bebekler zaten müslüman fıtratı üzerine doğup kafirleriştirildiler yani sütle alakası yok.

Milli görüşün en büyük sorunu bence şapkanın altına bakmamaları.Sahabeler zamanında islam yoktu putlar vardı,o zaman müslüman olan sahabelerin ailelerinde kafir kalanlar vardı ama herkes kendi dinini yaşadı.

Afrika ve amerika kıtasında insanlar koloniler haline getirilip ağır yaptırımlara maruz bırakıldılar hristiyan ve musevileştirildiler, milli gazete o zaman neredeydi?
Saadet zincirlerine para kaptıran o kadar milli görüşlü sayabilirimki milli görüş bile gördüklerine inanamaz.
Evlerde halı temizliği için kosla kullanan mili görüşlü büyüklerimiz yokmu acaba?
Calgonit kullanılmıyormu makinelerde?
Ekran samsung işlemci intel pc dışardan gelmiyormu?
Acaba o görüşü ileri büyüklerimiz afrikaya 15 kişinin 3 ay idare edeceği yardımı gönderemezlermiydi?

Milli gazete 100 milyon nüfuslu Türkiye devletinin 7 milyarlık dünyaya anne sütü gönderebileceğini düşünüyorsa seri bir şekilde sağıma başlaması lazım yoksa işi zor yetişmez. Yardım edemiyorlarsa köstek olmasınlar diyorum milli gazeteye.


http://www.7-24haberci.com/images/ha...iyor_h7669.jpg


Fidan “Bunun hayata geçirilmesi Başbakanın üç çocuk ve sağlıklı nesil istekleriyle de taban tabana çelişki oluşturmaktadır” dedi.

TYB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan’ın “Süt Bankası Tartışmaları Ve İslam'da Sütanneliğinin Yeri” başlıklı makalesi şöyle:

“İslâm dininin emir ve yasakları açısından son derece bilgisiz bir toplum halinde yaşıyoruz. İslâm'ın son derece hassas kurallar tesis ettiği yasak ve emirler, İslâm'ın temel kitabı Kur'an ve Sünnet ile değerlendirmek yerine, güncel ve magazin ölçüleriyle algılanmakta ve değerlendirilmektedir.

Müslüman bir toplum için son derece üzücü bir olaydır, Müslüman olmak ama Kur'an ve Sünnetle zıtlaşmak. Sağlık Bakanlığınca son günlerde gündeme taşınan "Süt Bankacılığı" tartışması da böyle bir ortamda tartışılmakta ve değerlendirilmektedir. Son derece üzücü, bir o kadar da üzerinde düşünülerek hüküm verilmesi gereken bu konuda bir gerçek ile yüz yüze bulunmaktayız.

Konu hakkında sadece Kanun yapma (Yasama) tekniği açısından bakılmakta ama dinin bu konudaki temel hükümleri göz ardı edilmektedir. Hâlbuki süt bankacılığı ile bizzat Müslüman kesim hedeflenmektedir.

İslâm, neslin korunmasına büyük önem atfetmiştir. Neslin korunmasında kurallar son derece dikkatli bir şekilde konulmuştur. Neslin korunmasında en önemli konulardan birisi de "Anne sütü"dür. İslâm fıkhında buna "Radâ'" denilmektedir. Kelimenin anlamı, çocuğun, annesi veya başka bir kadın tarafından emzirilmesi anlamına gelmektedir.

Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i şeriflerde konu açık ve net bir şekilde hükme bağlanmıştır. Fıkıh kitaplarında tüm ayrıntıları ile açıklanmıştır. Radâ', terim olarak "bir kadının sütünün emzirme yoluyla ya da başka bir biçimde içilip yutulması" anlamındadır. Sütanneye murdi', süt verilen çocuğa ise radi' sütten doğan akrabalığa ise karabatü'r-radâ' denilmektedir. Çocuğun sağlıklı gelişimi ve büyümesi için anne sütünün hayati bir öneme sahip olduğu insanlık tarihi boyunca bilinen ve kabul gören bir gerçektir. Anne sütü konusunda gerek sosyal ve gerekse din açısından sadece İslâm dini kurallar koymuştur.

Ne Hristiyanlıkta ne de Yahudilikte sütle ilgili bir kural bulunmamaktadır. İslâm dininde süt akrabalığının evlenme engeli konulmasının, konuyla ilgili tıp disiplinleri tarafından da kabul görmüş bulunmaktadır. Günümüze kadar bütün fıkıh âlimleri ve İslâm dünyasında tesis edilmiş aile kanunlarının tamamı süt akrabalığından doğan evlenme yasağını kabul etmişlerdir.

17.02.1926 tarihli Türk Medeni Kanun'unda (md.92) süt akrabaları arasındaki evliliğin mutlak butlanla batıl olacağı hükmünü içermekte iken henüz yürürlüğe konulmadan yapılan bir değişiklikle bu hüküm metinden çıkarılmıştır. (4 Nisan ve 8 Mayıs 1926 tarihli Resmi Gazeteler) Süt hısımlığı sadece belirli yakınlar arasında evlenme engelli oluşturmaktadır. Miras ve nafaka, şahitlik gibi konularda yasak içermemektedir.

Kur'an-Kerim Nisa Suresi 23’üncü ayetle sütanne ve sütkız kardeşle evlenmeyi yasaklamaktadır.

Süt konusunda ayrıca Bakara Suresi 233. Ayet ve Lokman Suresi 14. Ayetler açıklıkla ifade etmektedir. Konuyu gündeme taşıyan Sağlık Bakanlığı yetkilerinin bilmesi gereken bir konu daha bulunmaktadır. Batı toplumlarında önceleri yaygın şekilde bulunan "Süt Bankacılığı" işlevini yitirdiği için artık işlememektedir.

Konu seksenli yıllarda İslam Dünyasında tartışılmış ve 22-28 ARALK 1985 tarihinde Cidde'de toplanan İslam Konferansı Teşkilatının Fıkıh Akademisinde alınan bir kararla "İslâm Ülkelerindeki sosyal yapı içinde genellikle çocuğu doğal biçimde emziren bir sütannenin bulunabileceğine, Batı ülkelerinde de süt bankalarının giderek azaldığına dikkat çekildikten sonra farklı annelerden alınan sütlerin karışımının süt hısımlığı doğuracağı, ancak süt bankasına süt veren annelerin belirlenmesindeki güçlük sebebiyle süt hısımlarının bilinmesinin mümkün olmayacağı, bunun da aralarında evlenme yasağı bulunan kişilerin bu durumu bilmeden evlenmelerine yol açabileceği, süt bankasından süt almanın haram olduğu ve İslâm Ülkelerinde süt bankası kurulmasının engellenmesi gerektiği" sonucuna varılmıştır.

Süt bankacılığı düşüncesinin Sağlık Bakanlığı bürokratlarının yeni Sağlık Bakanına sundukları bir medyatik şov düşüncesi olduğu kanaatindeyim. Bunun yeni bakanın basında şirin görünmesini sağlamak ve kendilerine paye çıkarmayı amaçlamışlardır. Böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi Başbakanın ısrarla üç çocuk ve sağlıklı nesil istekleriyle taban tabana çelişki oluşturmaktadır.

Umarım yeni Sağlık Bakanı gündeme taşıdığı ve savunmakta zorlandığı bu düşüncesinden en kısa zamanda vaz geçer. Bu konuda en önemli görev helal ve haram konusunda hassasiyeti bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarına düşmektedir.
Gerekirse STK olayı sokağa taşımalı ve en kısa zamanda Sağlık Bakanlığı nezdinde protesto etmelidirler. Çünkü gündeme taşınan konu sadece bugünü değil nesilleri ilgilendirmektedir.

El değmemiş bir anne sütü kalmıştı. Ona da namahrem eli değerse vay nesillerin haline.”

habervaktim.com

MEÇHUL ADAM 11-13-2013 16:57

https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.n...15909240_n.jpg

Son olarak İstanbul’da düzenlenen 2. Avrupa Süt Bankası Kongresi bunun en önemli kanıtı oldu. Gazetecilerin içeriye sokulmadığı kongre ifsad projesini yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı. Kongrenin ardından âlimler nesebimizi tehlikeye sokacak bu projeye karşı bir kez daha seslerini yükseltti.

Fatih YEDİER

Kardeş Evliliklerinin Önü Açılır

Prof. Dr. Cevat Akşit: “İnancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez. Sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, birbirleriyle evlenemezler. Süt emmek ya da emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilinecek şekilde tespit etmek lazım. Ancak bu mümkün değil.”

Kan Tahlilleri Bile Karışıyor

İlahiyatçı Mahmut Toptaş: “Bu hususta yapılabilecek sahtekarlıklar konusunda İçişleri Bakanlığı’na bir sorulsa, Sağlık Bakanlığı neler olabileceğini anlar. Hastahanelerde kan tahlilleri bile karışıyor. Süt annelerinin verdiği sütü üzerine yazacağız. Filan annenin nüfus cüzdanıyla beraber. Alanı da yazacağız diyorlar ama hastahaneler de kanserli hastaya temizsin diyor da temiz adama da kanserlisin diyorlar. Sonra ortaya çıkıyor gerçekler. Bu tür mahzurlar ortaya çıkacak.”

Bu Kural, Allah’ın Kuralıdır

İLAHİYATÇI Nureddin Yıldız Hocaefendi: “Kim kimin sütünü emerse, süt emdiği kadının çocuğudur. O kadının o anki kocası onun babası, o kadının çocukları da onun kardeşleridir. İnsan, kendi öz kardeşiyle evlenemezse süt kardeşleriyle de evlenemez. Bu kural, mezheplerden birinin ya da müştehitlerden birinin kuralı değildir. Bu kural, Allah’ın kitabı Kur’an’ın kuralıdır. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin kuralıdır. Hiçbir Müslüman, süt bankasına süt veremez. Süt bankasından çocuğuna süt içiremez. Ortada ciddi bir güvensizlik var. Şeriatımızı ilke olarak kabul etmeyen bir sistemin, şeriatımıza dair bir hassasiyeti korumaya söz vermesi yanlış bir şeydir.”

Birilerine Yaranmaya Çalışıyorlar

İLAHİYATÇI Doç. Dr. Nedim Urhan: “Aslı itibariyle Sağlık Bakanlığı ateşle oynuyor. Bu proje Müslümanlarca haram olan bir şeyin helalleştirmeye doğru bir alt yapı çalışmasıdır. Birçok alim bu projenin doğru olmadığını defalarca vurguladı ve fetvasını da verdi. Buna rağmen bu çalışma da ısrarcı olunuyorsa bundan bir art niyet aranabilir. Bu uygulama birilerini yakacak. İslami aile yaşantısını kökten sarsacak.”

Harama Kapı Açar

İlahiyatçı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Efe: “Bankalarda toplanan sütlerin kime ait olduğu ve verildiği her ne kadar kayıt altına alınsa da bunun karışmayacağını garanti edemezler. Bu süt merkeziyle harama kapı açılmış olur. Kur’an’da, harama götüren yolların da haram olduğu esası vardır. Mesela içki içmek haramdır. Ama satmak ya da buna aracı olmak da haramdır. Süt merkezi meselesi de böyledir. İleride sütkardeşlerin birbirleriyle evlenmelerine yol açacağı için böyle ‘Süt Merkezi’nin açılması haramdır.” /11

Sağlık Bakanlığı tepkilere neden olan ‘Anne Sütü Bankası’ projesinden taviz vermiyor. Bankaların ilkini 8 Mart’ta İzmir’de açmayı planlayan ancak bazı eksiklerden dolayı açılışı tehir eden Bakanlık, projeden vazgeçmiş değil. Sağlık Bakanlığı kamuoyundan ve din adamlarından gelen tepkiler üzerine ‘Anne Sütü Bankası’ ifsad projesini gizli kapaklı sürdürmeye devam ediyor. Son olarak İstanbul’da düzenlenen 2. Avrupa Süt Bankası Kongresi bunun en önemli kanıtı oldu. Gazetecilerin içeriye sokulmadığı kongre ifsad projesini yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı. Kongrenin ardından âlimler nesebimizi tehlikeye sokacak bu projeye karşı bir kez daha seslerini yükseltti.

Kardeş Evlilikleri Artar

İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, “İnancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez. Sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez. Bir, iki ay buzdolabına koydular fark etmez. Bir yudum bile içse sütkızı, sütoğlu olur. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, birbirleriyle evlenemezler. Süt emmek ya da emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilinecek şekilde tespit etmek lazım. Ancak bu mümkün değil” diyerek ilerleyen süreçlerde yasak evliliklerin yayılabilme tehlikesine dikkat çekti.

Birilerine yaranmaya çalışıyorlar

İlahiyatçı Doç. Dr. Nedim Urhan: “Aslı itibariyle Sağlık Bakanlığı ateşle oynuyor. Bu proje Müslümanlarca haram olan bir şeyin helalleştirmeye doğru bir alt yapı çalışmasıdır. Bir çok alim bu projenin doğru olmadığını defalarca vurguladı ve fetvasını da verdi. Buna rağmen bu çalışma da ısrarcı olunuyorsa bunda bir art niyet aranabilir. Bunun doğru bir uygulama olmadığını defalarca söyledik hâlâ ısrarcı olmalarının sebebinin birilerine yaranmak olduğu da görülüyor. Bu uygulama birilerini yakacak. İslami aile yaşantısını kökten sarsacak. Başta da söylediğim gibi Sağlık Bakanı ateşle oynuyor. Bu saçma sapan düşünceden geri dönmesini öneriyorum”

İstismara Açık

İlahiyatçı-Yazar Mahmut Toptaş: “İslam dininin süt kardeşliğinin ispat zorunluluğu şu çerçevededir. Çevrede onu bizzat görebilen, yaşayabilen, görme imkanı olan insanların şahitlik etmesi gerekmektedir. Mesela Adana’dan iki adam çıkıp gelip de İstanbul’da birilerinin birileriyle süt kardeş olduğunu iddia etse bunların görüşme imkanı olmadığından, şahitlikleri kabul edilmez. Şimdi burada, nüfus müdürlüğü diyecek ki bu bunun süt kardeşi. Nerden biliyor? Bizim oraya kayıtlı. Kaydı senin yapmadığını nerden bilelim. Bu hususta yapılabilecek sahtekarlıklar konusunda İçişleri Bakanlığı’na bir sorulsa, Sağlık Bakanlığı neler olabileceğini anlar. Kan tahlillerinde bile hastahanelerde karışıklık meydan geliyor. Süt annelerinin verdiği sütü üzerine yazacağız. Filan annenin nüfus cüzdanıyla beraber. Alanı da yazacağız diyor da hastaneler de kanserli hastaya temizsin diyor da temiz adama da kanserlisin diyorlar. Sonra ortaya çıkıyor gerçekler. Bu tür mahzurlar ortaya çıkacak. Art niyetli insanlar bu projeyi istismar edebilir.”

Bu Kural, Allah’ın Kitabı Kur’an’ın Kuralıdır

İlahiyatçı Nureddin Yıldız Hocaefendi de, “Bir insanın başka bir kadının sütünü emmiş olması, kadının rahminden doğmuş gibi olmuş demektir. Kim kimin sütünü emerse, süt emdiği kadının çocuğudur. O kadının o anki kocası onun babası, o kadının çocukları da onun kardeşleridir. İnsan, kendi öz kardeşiyle evlenemezse süt kardeşleriyle de evlenemez. Bu kural, Allah’ın kitabı Kur’an’ın kuralıdır. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin kuralıdır” dedi.

Bu Proje Avrupa’nın Projesidir

”Biz Müslümanlar olarak meleklere, kadere, ahirete, namaza inandığımız gibi, bir kadının sütünü emen iki çocuğun da kardeş olduğuna inanıyoruz. Çocukların emeceği sütü, kadınların önceden göğüslerinden çıkarıp bir yerde muhafaza etmeleri yada günlük olarak bir çocuğa sunmalarını kabul edemeyiz.” diyen Yıldız “Bu, Avrupa’da gelişmiş bir sistem. Avrupa’da emzirmeye üşenen, göğüslerinin bozulmasını istemeyen üşengeç Avrupalı kadınların hastalığıydı bu. Devlet de, doğan çocuğa çare bulmak için Cezayir’den falan gelmiş ikinci sınıf vatandaş olan siyahi kadınların sütlerini önceden toplayıp kendi lort kadınlarının doğurduğu ama emzirmeye üşendikleri çocuklarına hazır süt bulmak için geliştirilmiş bir projedir. Bir çocuk Ayşe isimli bir kadının sütünü emiyorsa bu caiz ise aynı şekilde devlet tarafından organize edilse suç sayılmaz. Ama kimin ne kadar vergi vereceğini bile takip edemeyen bir devletin, kimin sütünü kimin ne kadar içtiğini de kontrol edebileceğine inanamıyoruz. Hiçbir Müslüman, süt bankasına süt veremez. Süt bankasından çocuğuna süt içiremez. Ortada ciddi bir güvensizlik var. Şeriatımızı ilke olarak kabul etmeyen bir sistemin, şeriatımıza dair bir hassasiyeti korumaya söz vermesi yanlış bir şeydir. Bu laikliğin kendisi değil bir defa. Belgelemeyi falan da kabul edemeyiz. Devlet böyle bir banka kurarsa, bu bankanın resmi olmayanını da vatandaş köylerde kurar. Devlet vergisini toplayamıyor. Devlet henüz kimin nerede oturduğunu bilemiyor. Terörü önleyemiyor. Süt terörünü hiç önleyemez.” şeklinde konuştu
.

MEÇHUL ADAM 11-13-2013 17:01

https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.n...57343349_n.jpg


Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye dayattığı ‘Anne Sütü Bankası’ ifsad projesi kamuoyundan gelen tepkilerin ardından kapalı kapılar arkasında yürütülüyor. 2. Avrupa Süt Bankası Birliği Kongresi dün İstanbul’un göbeğinde başladı. Kamuoyundan saklanılarak yapılmasına özen gösterilen Kongre’de, Türkiye’de açılması düşünülen ifsad bankalarının planlaması masaya yatırılıyor. Toplantıya katılımı engellemek için giriş ücreti fahiş bir fiyat olarak belirlenirken, içeriye gazeteciler de alınmadı.

Timuçin MERCANOĞLU

Hiçbir Müslüman Ülkede “İfsad Bank” Bulunmuyor

Hıristiyan inancında ‘süt kardeşliği’ gibi bir müessese olmadığı için, bebeklere verilecek olan sütün kimden alındığının ve sonrasında izlenecek şer’i kuralların hiçbir önemi yok. Haliyle onların bizi anlamasını beklemek saflık olur. Asıl önemli olan Türk yetkililerin bu projeye verdikleri destek. Din adamlarının karşı çıkmasına, muhafazakâr ve mütedeyyin vatandaşların tepkisine rağmen bu yanlışta neden bu kadar ısrar edildiğini anlamak güç. Şu ana kadar herhangi bir Müslüman ülkede açılmış bir süt bankası bulunmuyor. Gayri meşru doğumların tavan yaptığı Avrupa ülkelerinde ise süt bankası hızla yayılıyor. Eğer açılırsa Türkiye’deki merkez ilk olacak. Türkiye örnek gösterilip bu ifsad projesi diğer Müslüman ülkelere de pazarlanacak. Böylelikle Müslümanların nesebi Avrupa eliyle bozulacak.

Sadece Saadet Partisi Oradaydı Süreci Hızlandırmak İstiyorlar

İki gün sürecek kongrenin yapılış amacı başta Türkiye olmak üzere yeni açılacak olan ifsad bankaları. İzmir ve Ankara’da faaliyete geçirilmek istenen bu bankalar için AB ve Sağlık Bakanlığı büyük efor sarf ediyor. Toplantının İstanbul’da olmasının nedeni de bu baskıyı daha da artırmak ve süreci hızlandırmak. Kongrenin yapıldığı otelin önünde toplanan Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları üyeleri, bu çirkin toplantıyı protesto etti. Daha önce de Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları, ‘Anne Sütü Bankası’ ifsadına karşı başlattığı imza kampanyasında topladığı 60 bin imzayı Meclis Dilekçe Komisyonu ve Sağlık Bakanlığı’na göndermişti. Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Nagehan Gül Asiltürk burada yaptığı basın açıklamasında, “Hak-hukuk, helal-haram tanımayan inanç değerlerimizi hiçe sayarak, kendine özgü çarpık düşüncelerini geçer ölçü kabul eden bir zihniyetin ifsat çalışmaları ile karşı karşıya bulunuyoruz” tepkisinde bulundu.

2. Avrupa Süt Bankası Birliği Kongresi dün İstanbul’da protestolar eşliğinde başladı. Basından kaçarcasına yapılan etkinlikte Türkiye’de açılması düşünülen ifsad bankaları konuşuldu. Toplantıya katılımı engellemek için giriş ücreti fahiş bir fiyat olarak belirlenirken, içeriye gazetecilerde alınmadı. Toplantının yapıldığı otelin önünde toplanan Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları üyeleri, bu çirkin çalıştayı protesto etti.

Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Nagehan Gül Asiltürk burada yaptığı açıklamada, “Hak-hukuk, helal-haram tanımayan inanç değerlerimizi hiçe sayarak, kendine özgü çarpık düşüncelerini geçer ölçü kabul eden bir zihniyetin ifsat çalışmaları ile karşı karşıya bulunuyoruz. AKP Hükümeti ve ilgili Bakanlıklar tarafından yürütülen bu ifsat çalışmalarını ve bu tür çalışmalara ön açıcı tutum ve davranışları şiddetle kınıyoruz. Projenin hükümete AB dayatması olduğu da bu kongre çalışmasıyla birlikte bir kez daha tescillenmiş olmaktadır. Cumhuriyet tarihi boyunca cesaret edilemeyen uygulamalar mevcut iktidar eliyle oldubittiye getirilerek milli manevi varlığımıza müdahale edilmiş, hatta Avrupa Birliği sürecinin en hızlı şekilde ilerlemesi adına ülke tarihimizde ilk defa ve hususi olarak AB Bakanlığı ihdas edilmiştir.” dedi.

Doğruları haykırma görevini yerine getrirdik

Asiltürk, “Biz bu süreçte Saadet Partisi camiası olarak her bir yanlış için ayrı ayrı uyarılarımızı yapmış, doğruları haykırma görevini yerine getirmiş durumdayız. Sağlık Bakanlığınca, geçtiğimiz 8 Mart 2013 tarihinde İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde Süt Bankası açma girişimi inançlı imanlı milletimiz tarafından tepkiyle karşılandığı için şükürler olsun ki sonuçsuz kalmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın ertelemesi iptal anlamı taşımadığı için biz Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları olarak bu güne kadar amansız bir mücadele veriyoruz.”diyerek sürdürdüğü açıklamanın devamında, “Bu çerçevede İstanbul İl Kadın Kolları olarak İstanbul ili genelinde Anne Sütü Bankası Projesi’nin iptal edilmesi için etkili fertlerin harekete geçirilmesi, konuya ilişkin basın açıklamalarının yapılması ve son olarak da kısa süreli bir imza kampanyası faaliyetlerinde bulunulmuştur. Çok kısa zamanda “Anne Sütü Bankası İstemiyoruz” imza kampanyamız 60 bin imzaya dayanmıştır. Kısa sürede toplanan bu imzalar İstanbul İl Kadın Kollarımız tarafından Meclis Dilekçe Komisyonu ve Sağlık Bakanlığı’na ulaştırılmıştır. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve milletvekillerine birer dilekçe gönderilmiş ve talep doğrultusunda harekete geçmeleri çağrısı yapılmıştır. 24.06.2013 tarihinde gönderilen dilekçelerimize ilk resmi cevap Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan gelmiştir. Bakanlığın gönderdiği cevap, maalesef, endişelerimizdeki haklılığımızın resmi belgesi olarak elimizdedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “Anne Sütü Bankası Projesi’nin ülkemizde kesinlikle uygulamaya konmaması” gerektiğine ilişkin dilekçemize verdiği cevap içeriğinde görüldüğü gibi bakanlığın görev alanının tamamen karşısında olan, aileyi imha eden bir boyut kazanmıştır ve yetkisizlik itirafı yapılarak konunun AB Bakanlığı bünyesinde olduğu ifade edilmiş ve bir acziyet ortaya konulmuştur. AB Bakanlığı’ndan başvurumuza gelen cevapta ise, bu konu Avrupa Birliği seviyesinde düzenlenmemektedir denmiştir. Sağlık Bakanlığı ise başvurumuza cevap vermek yerine, Din İşleri Yüksek Kurulu Mütalaasını ek bilgi olarak göndermiştir ve bu cevap da bizim tezlerimizin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.

Süt Bankacılığı sütün helal ve haram boyutlarını yok sayan bir projedir

“Sütü alınacak kadının donör, anne sütünün ise endüstriyel bir ürün olarak nitelendirildiği annelik ve anneliğin kutsiyetinin yok sayıldığı bir anlayışla çıkılan bu yolun sonu felakettir.” diyen Asiltürk, “Süt Bankacılığı süt’ün helal ve haram boyutlarını yok sayan bir projedir. Takibi mümkün olmadığı için meşru bir proje değildir. Çok özel kayıt ve şartlarda uygulansa bile sürdürülebilir değildir. Küçük bir ihmalin dahi çok acı sonuçlar doğuracağı bu projenin suiistimal edilmesi mümkün ve kuvvetle muhtemeldir. Bu sosyal felaketlerin başlangıcı anlamına gelir. Tek çözüm yolu sütanneliği uygulamasına geri dönmektir.

1435 yıl önce, insanlığın son peygamberi Hz Muhammed’e (sav) vahyedilen, kıyamete kadar tüm insanlık için gönderilmiş kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de anne sütünün kıymeti, emzirme süresi, annesinin sütünü alma imkânı bulamayan bebeklerle alakalı sütannesi müessesesi en ince detayına kadar belirlenmiştir.” şeklinde konuştu.

Asiltürk konuşması şu sözlerle bitirdi: “Siz Manevi fikir ve davranışları, insani değerleri, güzel ahlakı bitirmeyi amaçlayan gayri meşru küresel merkezler ve bu merkezlerin himayesinde kurulan Avrupa Süt Bankası Birliği (EMBA) yetkilileri çarpık fikirlerinizle kendi işinize bakın. Demokrasi, insan hakları, sözde insancıllık pazarlamayı bırakın gelin bu necip milletimizin mensup olduğu medeniyetin deneyimlerinden faydalanın ya da toplumumuzla bağdaşmayan fikirlerinizi alın gidin diyoruz ve Cumhurbaşkanımızı, Başbakanı, ilgili Bakanlıkları, TBMM Başkanını, tüm Milletvekillerini ve tüm STK’ları bu ifsat çalışmasının derhal durdurulması için göreve çağırıyoruz.”

Pojeye Toplumun Bütün Kesimlerinden Tepki Var

Hıristiyan inancında ‘süt kardeşliği’ gibi bir müessese olmadığı için, bebeklere verilecek olan sütün kimden alındığının ve sonrasında izlenecek şerri kuralların hiçbir önemi yok. Haliyle onların bizi anlamasını beklemek saflık olur. Asıl önemli olan Türk yetkililerin bu projeye verdikleri destek. Din adamlarının karşı çıkmasına, muhafazakar ve mütedeyyin vatandaşların tepkisine rağmen bu yanlışta neden bu kadar ısrar edildiğini anlamak güç. Daha önce de Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları, ‘Anne Sütü Bankası’ projesine halkın gösterdiği büyük tepki üzerine başlattığı imza kampanyasında topladığı 60 bin imzayı Meclis Dilekçe Komisyonu ve Sağlık Bakanlığı’na ulaştırmıştı.

13 Yeni Süt Bankası Yolda

Hali hazırda 28 ülkede 203 aktif süt bankası bulunuyor. Yine bu ülkelerde 13 adet yeni süt bankasının önümüzdeki günlerde açılması bekleniyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Rusya, Slovenya ve Hırvatistan’da süt bankası ilk defa açılacak.24 ülkede sayları 203’ü bulan süt bankalarına yenileri ekleniyor. 13 adet yeni süt bankası her an açılabilir. Portekiz’de 1, Almanya’da 2, Polonya’da 4, Yunanistan’da 1, Rusya’da 1, Slovenya’da 1, Hırvatistan’da 1 ve Türkiye’de 2 adet.

Hiçbir Müslüman Ülkede ‘Süt Bankası’ Yok

Süt bankaları Batılı ülkelerde hızlı bir şekilde yayılıyor. Özellikle Avrupa Birliği üye ülkelerinde daha sık görülen süt bankalarına yenileri ekleniyor. Portekiz’de 1, Almanya’da 2, Polonya’da 4 ve Yunanistan’da 1 adet olmak üzere yeni süt bankaları açılıyor. Süt bankalarının en fazla olduğu ülkeler şöyle; Fransa’da36, İtalya’da 30, İsveç’te 28, Finlandiya’da 17, İngiltere’de 15, Norveç’te 12, Almanya’da 12 adet süt bankası bulunuyor. Önümüzdeki günlerde Rusya, Slovenya ve Hırvatistan’da ilk defa süt bankası açılacak. Şimdilik birer adet olacağı belirtilen süt bankalarının önümüzdeki yıllarda sayısının daha da aratacağı tahmin ediliyor.

İzmir Ve Ankara’ya Açılmak İsteniyor

Türkiye’de uzun tartışmalara neden olan ‘süt bankası’ kamuoyundan büyük tepki almıştı. Tüm olanlara rağmen Sağlık Bakanlığı geri adım atmayı ‘süt bankası’ adını ‘sütanne merkezi’ olarak değiştirmişti. Türkiye’de ilk süt merkezi İzmir’de Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde kuruldu. Henüz açılışı gerçekleştirilmedi. Bir diğer süt bankasının ise Ankara’da açılması planlanıyor.

Hangi ülkede Süt Bankası var?

İspanya 7, Portekiz 1 (1 adet daha açılması planlanıyor), Finlandiya 17, Estonya 1, Norveç 12, İsveç 28, İskoçya 1, İrlanda 1, İngiltere 15, Danimarka 2, Hollanda 1, Belçika 4, Almanya 12 (2 adet daha açılması planlanıyor), Polonya 3 (4 adet daha açılması planlanıyor), Çek 4, Slovakya 6, Fransa 36, İsviçre 6, Avusturya 2, Macaristan 8, İtalya 30, Sırbistan 3, Bulgaristan 1, Yunanistan 2 (1 adet daha açılması planlanıyor) İLK DEFA AÇILACAK Türkiye 2, Rusya 1, Slovenya 1, Hırvatistan 1

MEÇHUL ADAM 11-13-2013 17:08

Şu Sağlık bakanın yediği naneye bakın ya!.Bu kadar da gafil olunmaz ki?Bu proje gavurları memnun edecek, hala gaflet uykusundan uyanamadılar.Bunun vebali çok korkunçtur.İleri ki yıllarda bu pis ve adi projelerin neticeleri alındıkça "ah keşke böyle bir hataya düşmeseydik,meğer ne etmişiz biz! diyeceklerdir.

Biz her zaman Allah rızası için bu meselenin peşini bırakacak değiliz.Zira bu nesil için çok önem arz eden bir meseledir.Ülke neslinin bekası için buna önem vermemek hem İslam'a hem de bu müslümanlara ihanettir.

Hüdaverdi 11-13-2013 18:31

Nasıl sağcakalr acaba ? :D Töbe est. ne kadar saçma bir şey.


All times are GMT +3. The time now is 01:01.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025