![]() |
Bülent Arınç'tan Gülen Cemaati'ne Mesaj: Allah Sizi Bizden, Bizi Sizden Ayırmasın
'Hocaefendi ile de milyonlarca ferdiyle de kavgamız yok'
http://img19.imageshack.us/img19/8054/pgot.jpg Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hocaefendi ile de cemaatin milyonlarca ferdinden birisiyle de kavgamız yok." dedi. Yanlış yapanların, yanlış yapmaya çalışanların her iki taraftan da çıkabileceğini belirten Arınç, "Dolayısıyla bunlara alet olmadan, hem hükümet tarafını da kastediyorum, kendimizi de işin içine koyalım, bu taraftan da bu güzel insanların konuşulanlara söylenenlere endişe ile baksınlar; ama bunun kendi düşünceleri olmadığını bir taraftan mutlaka yazsınlar. Küskünlük yok, arkadaşlık çok, inşallah gidilecek başka yer de yok. Ya bu deveyi güdeceğiz, ya güdeceğiz. Allah sizi bizden, bizi sizden, birbirlerinizden ayırmasın." ifadelerini kullandı. Fitnenin yaşandığını, bu fitneyi fırsat bilerek birilerini yok etme yolunda kullananların bulunduğunu ifade eden Arınç, "Bakanlar Kurulu'ndan sonra ben bunu söylediğimde bir takım dindar arkadaşlarımız, bizi çok seven, benim de kendilerini çok sevdiğim insanlar üzüntülüydüler. Sözüm onlara değildi ki. Fitne öyle bir şey ki, Hz. Hasan'ın, Hüseyin'in şehid edilmesindeki gibi her zaman olmuştur. Evs ve Hazrec kabileleri kardeş olduktan sonra aralarına fitneci girmiştir. Kardeş olanlar kavga etmeye başlamıştı, silaha sarılmıştı. Peygamberimiz hemen işe vaziyet etmiştir, kardeşliğinizi hatırlayın demiştir. Birilerinin üzerinden onları da aşarak hükümeti yıpratmaya çalışanlar, bu taraftan da vay söyle yapanlar, ateşe benzin dökenler varsa orada bir fitne vardır demektir." şeklinde konuştu. Bir insanın hangi inanca mensup olduğu sorulduğunda Müslüman'ım demesinin yeterli olduğunu dile getiren Arınç, sonuna ci, cu eklerinin getirilmesinin tehlikeli olduğunu olduğunu belirterek, "Tayyip Erdoğan'ı çok sevebilirsiniz; ama tavsiye ederim Tayyipçi olmayınız, Müslümansanız İslamcı veya sonu cicu, bucu olmayın. İslam teslim olmaktır, İslam'a gir, teslim ol, huzur bul ve Allah'ın rızasını kazan. Bu bizim için önemli." diye konuştu. Cemaate mensup insanları tanıdıklarını belirten Arınç, "Başında bulunan zattan, burada en uç noktalarda hizmet eden her arkadaşımızın her birerlerinin iyi insanlar olduğunu, çok güzel hizmetler yaptığını, onlarla birlikte zaman zaman olduğumuzu, onların hareketine destek verdiğimizi söyleriz. Her halde onlar da hiç inkâr etmezler; ama birileri cemaatçi kesilip, onların sırtından veya üzerinden bir siyasi hedefi bombalamaya kalkarsa, hiç kusura bakmayın biz hükümetimizin, Başbakanımızın yanındayız." ifadelerini kullandı. Kaynak Zaman 27.12.2013 |
Amin.
|
Aklin yolu birdir.
Ins. huzur dolu günler görürüz. Lakin, AK partide can acisi, camiadada kuyruk acisi oldugu müddetce artik eskisi gibi olmaz. |
Alıntı:
1- Gülen Cemaati, siyasetten çekilmeli. Ait olduğu yere, yani medresesine, ilmî ve dinî faaliyetlerine dönmeli; mensuplarının ya da sempatizanların devlet içinde gruplaşmalarını kabul etmemeli ve devlet içinde bu tür gruplaşmalara karşı olmalı. 2- AK Parti, dershaneler meselesini, Gülen Cemaati'ni razı edebilecek bir formülle çözüme ulaştırmaya çalışmalı; bunun için eğer gerekiyorsa dershanalerin kapatılması sürecini 1-2 yıl daha ertelemeli. |
Muhterem, siz hakikaten hala bu yasananlarin sebebinin dershaneler oldugunami inaniyorsunuz? Dershane bahane...
Bu konuda Tayyip bey agziyla kus tutsa yinede yaranamaz. Zaten hicbir Zaman dershaneler bugünden yarina dönüstürülecek denilmedi. Milli egitim bakani defalarca acikladi bunun 2 senelik gecis süreci olacagini. Camia ve siyaset...hicbirsey demeyecegim. Fakat sunu bilinki, bir memlekette bir hafta icinde milyarlarca dolar ekonomiye darbe vurulmussa, siyasete darbe girisimi yapilmissa, ülkenin itibari ayaklar altina alinmaya calisilmissa....ve bir kisim insanlar bunlarin ekmegine yag sürmüsse,...ben böyle bir durumda sizin gibi iyimser konusamiyorum ve ortada büyük bir mesele yok diyemiyorum. Ama herseye ragmen sükunetten yana ümitvarim. Azda olsa zeytin dallarini uzatmaya basladilar. |
"Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz; eğer biri diğeri üzerine saldırırsa, saldıranlarla Allah'ın buyruğuna dönmelerine kadar savaşınız; eğer dönerlerse aralarını adaletle bulunuz, adil davranınız. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever."
Hucurat Suresi 9. Ayet-i Kerime Meali |
Amenna....
Zaten bizde Ayeti Kerimede ifade edilen, " saldiranlarla Allah'in buyruguna dönmelerine kadar savasiniz" emrinin geregini ifaa etmeye calisiyoruz. Saldiranlar kilincini kinina soktuklari anda bizler kardeslik hukukunun geregi yapmaya haziriz. |
Cemaat menfaatçı olduğu sürece HEP BANA HEP BANA dediği sürece sayın hocaefendinin tabırları değişmediği sürece cemaatin a takımı kardeşim felan değildir.
|
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz."
Hucurat Suresi 10. Ayet-i Kerime Meali |
Alıntı:
AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki meselenin çok küçük olduğuna dair daha başka söyleyeceklerim var. Müsaadenle şöyle izah edeyim: Öncelikle AK Partililer ile Gülen Cemaati'nin mensuplarının genel bir tanımlamasını yapayım. AK Partililer ile Gülen Cemaati mensupları: Her iki topluluktakiler de Müslümandırlar, her iki topluluktakiler de itikatta Ehl-i Sünnet Ve'l Cemaat yolunda Sünnidirler, her iki topluluktakilerin büyük bölümü amelde Hanefi mezhebindendirler, her iki topluluktakiler de dindardırlar, her iki topluluktakilerin amaçları da (İ'lâ-i kelimetullah davası, Büyük Türkiye davası ve; İslam'a, Müslümanlara, Türkiye, Türk Milleti'ne ve insanlığa hizmet etmek ve nihayetinde Allahü Teâlâ'nın sevgisini ve rızasını kazanmak) aynıdır. Şöyle bir misal vereyim: Hani bazen bulmacalar olur ya, iki resim arasındaki 7 farkı bulun diye. AK Partililer ile Gülen Cemaati mensupları arasındaki 7 farkı bulun diye bir bulmaca sorulsa, temelde 7 fark değil 1 fark bile bulunamaz. AK Partililer ile Gülen Cemaati'nin mensuplarını genel olarak değerlendirdiğimizde, bu iki mümin topluluğun; inançları aynı, düşünceleri aynı, idealleri aynı, amaçları aynı olan iki topluluk olduklarını söyleyebiliriz. Şimdi de güncel mevzumuza giriş yapayım. Dershaneler meselesinde AK Parti hatalıydı. Dershanelerin zorla kapatılması teşebbüsü yanlış oldu. Ayrıyetten Gülen Cemaati, AK Parti'yi o kadar desteklemelerine rağmen onlar için hizmetlerinde önemli bir yer tutan dershanelerin kapatılması teşebbüsünü, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine karşı bir vefasızlığı olarak algıladılar kanaatimce. Gelen tepkiler üzerine AK Parti'nin dershanelerin kapatılma sürecini 2 yıllık bir sürece yayacağını açıklamasıyla Gülen Cemaati biraz olsun rahatlamış oldu. Dershanelerin kapatılmasının 2 yıllık bir sürece yayılmasıyla birlikte AK Parti ile Gülen Cemaati arasında ateşkes ilan edilmiş olsa da, 17 Aralık 2013 AK Parti'yi Bitirme Operasyonu'nun başlamasıyla birlikte Gülen Cemaati'ni destekleyen gazetelerinin (Zaman ve Bugün), AK Parti, yolsuzluk yapıyor ve yolsuzlukları ört bas ediyor iması içeren yayınlar yapmasıyla Gülen Cemaati, AK Parti'yle köprüleri atmış oldu. Köprüleri atan Gülen Cemaati oldu, çünkü 17 Aralıık 2013 AK Parti'yi Bitirme Operasyonu'yla birlikte kanımca şöyle bir iç güdü ile hareket etmeye başladılar. Maddeler hâlinde anlatayım: 1- Dershaneler benim için hayati önemde. 2- AK Parti dershaneler için ve dolayısıyla benim için tehdit oluşturuyor. 3- Yolsuzluk operasyonu başladı ve böylelikle AK Parti'den kurtulmam için elime önemli bir fırsat geçmiş oldu. 4- AK Parti'nin iktidardan düşürülmesi için elimden geleni yapayım ve sonunda AK Parti'nin iktidardan düşürülmesini sağlayayım. 5- AK Parti iktidardan düşerse benim için çok önemi olan dershanelerin kapatılması önlenmiş olur ve böylelilke Hizmet hareketimi rahatça yapmaya devam edebilirim. İşte, kanımca 17 Aralık 2013 AK Parti'yi Bitirme Operasyonu'yla birlikte Gülen Cemaati'nin gazeteleri ve Cemaat'in pek çok mensubu yukarıdaki gibi bir anlayışla hareket etmeye başladılar. İç güdüsel bir hisle, ne olursa olsun yeter ki AK Parti'den kurtulayım, böylelikle dershanelerimin kapatılmasını önleyeyim anlayışı içinde mücadele sürdürdüler. Oysa bu davranışlarının büyük bir hata olduğunun farkına varamadılar, hâlen de farkına varmış değiller kanımca. Bunun sebeplerini de kısaca izah edeyim: Birincisi, AK Parti'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye toplumundaki ağırlığını hesap edemediler; yani böyle bir operasyon neticesinde AK Parti'nin kolay kolay yıkılamayacağını ve AK Parti'nin genel seçimde olsa olsa belki 3-5 puan oy kaybedebileceğini, kaybedilebilecek 3-5 puan civarındaki oy oranının, önümüzdeki genel seçimde de AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını engellleyebilecek bir düzeyde olamayacağının kuvvetle muhtemel olduğunu hesap edemediler. İkincisi, AK Parti gitsin de ne olursa olsun anlayışının çok hatalı bir anlayış olabileceğini düşünemediler. AK Parti'nin gittiğini ve onun yerine CHP-MHP faşizm koalisyonunun geldiğini varsayalım, o sonuç belki Gülen Cemaati'nin cemaat çıkarları için faydalı olabilir ve CHP-MHP faşizm koalisyonu belki dershaneleri kapatmayabilir; ama öyle bir koalisyon, Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne çok zararlar verebileceği gibi, o faşist koalisyondan Gülen Cemaati'nin mensuplarının da dâhil olduğu dindarlar da epey zarar göreceklerdir. Mevzunun bu aşamasında Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, 17 Aralık 2013 AK Parti'yi Bitirme Operasyonu'na karşı verdiği mücadeleyle ilgili bazı görüşlerimi söyleyeyim: Başbakanımız Erdoğan, AK Parti'ye karşı girişilen 17 Aralık 2013 Operasyonu'na karşı dururken, Gülen Cemaati'ni de Muhterem Fethulllah Gülen Hocaefendi'yi de bu işin dışında tutmaya çalışmalıdır diye düşünüyorum. Cemaat'in çete olmadığı, kendini Cemaaat mensubu olarak gösteren ya da Cemaat mensubu olan bazı şahısların çeteleşmeye gittikleri vurgulanmalı, Hocaefendi'nin ve Gülen Cemaati'nin mensuplarının rencide olup üzülmemeleri için gayret edilmelidir. |
Katıldığım bir izah olmuş ellerine sağlık cihannur, Sayın Başbakanımızın şu çok sevdiğim cümlelerinide nokta olarak burayada yerleştireyim: ''Türkiye'nin bir zenginlik olarak gördüğümüz tüm farklılıklarını birbirinden ayırmak,birbirine rakip ve düşman gibi göstermek KİMİN HADDİNE? Selahaddin Eyyubi'nin sancağı altında Kudüs'ü fethederek orayı bir barış ve huzur şehrine çeviren ordunun neferleri BİZ DEĞİL MİYDİK?..'' RECEP TAYYİP ERDOĞAN |
Alıntı:
Onceden de yazmis oldugum gibi Gulen hareketi Islam i bir hareket degil, ozellikle maddi olarak guclenmeye basladiktan sonra. Zaten Zaman'dan, bugun muhtemelen iyi polisi oynayan, Huseyin Gulerce, hareketlerinin Islam'i olmadigini acikladi. Bunun uzerine artik bunlar Islam'i dava edinmis adamlar demenin bir manasi yok, kendileri yok diyor. Bugun heryerde okullarimiz var, hizmet ediyoruz diyorlar. Yaptiklari sey, oradaki ogrencilere Turkce ogretip Turkiye de Islam'a yakismayan organizasyonlar yapmak, tabi sunu sormak lazim bu Islam'la alakasi olmayan islerin parasini kimler, ne niyetle veriyor? Ee bunun ulkeye ne faydasi var? Iceriye bakiyorsun, yaptiklari tek sey, menfaatlerine dokunuldugunda kendilerine bagli adamlari devreye sokmak. Ulke icerisinde genclerin Islam'a yonelmelerini sagladiklari tabi ki inkar edilemez. Ancak, Gulen in videolari, soyledikleri ve yazilari ortadayken, Gulen'in arkasindan Islam'i dava etmis biri gibi gidenler, suursuz yetisen Musluman'lardan farksizdir. Yani Gulen ne yapiyorsa dogrudur, ne soyluyorsa haktir diyen adamlar goruyorum, sasiyorum. Boyle bagnaz bir ortamda, korkum o Islam'a yonelenlerin, Islam'dan ayrilma durumlaridir. ORNEK, Gulen'in kendi sitesinden. Gidin genel ittifakin oldugu hocalardan birine sorun. Bu sozler icin ne diyorlar (http://tr.fgulen.com/content/view/16939/11/): Bütün dünya insanligi için faydali gayretlerde bulunan biri olarak, Odessa'li Hiristiyanlara ne söylemek ve onlardan ne gibi dileklerde bulunmak istersiniz? Fethullah Gülen: Estagfirullah, bin defa estagfirullah. Yukarida arz etmeye çalistigim gibi, kimseye bir sey söyleme, yol gösterme mevkiinde degilim. Insanlik için faydali gayretlerde bulundugum seklindeki sözünüzü de sadece bir dua ve sizlerin bir teveccühü, hüsnüzanni olarak kabul edebilirim. Odessali Hiristiyanlarin ise elbette rehberleri, din büyükleri vardir ve onlara söylenmesi gerekeni söylemektedirler. Bir Müslüman, yani dinlerin temel birligine inanan biri olarak, onlarin söylediklerinin bir Müslüman'in söylediginden ve söyleyeceginden farkli olacagini düsünmüyorum. Hz. Isa gibi, bizim nazarimizda ülü'l-azm, yani tarih boyu gelmis peygamberler arasinda en büyük bes peygamberden biri olan bir zatin ardindan gitmek, onu takip etmek, yapilabilecek en güzel seylerdendir. Üçüncü sorunun cevabinda arz edilmeye çalisildigi üzere, onun mesajinda öne çikan maneviyat, ruhaniyet, haramlardan azamî kaçinma, azamî takva, zühd, anne-babaya tam iyilik, tib, yani insanlarin maddî-manevî hayatlarini kurtarma ilmi ve gayreti, helâl yollardan kazanip, kazançta haram yollara asla tevessül etmeme, insanlarla tam diyalog, hosgörü, kavgadan-savaslardan-çatismalardan kaçinma, dost-düsman herkese iyilikte bulunma gibi hususlar, bugün din ve insanliga hizmet adina en fazla öne çikarilmasi gereken ve kendilerine en fazla önem atfedilmesi gereken hususlardir ki, Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Âhir Zaman'da, yani bu dönemde bir baska peygamberin degil, onun yeniden yeryüzüne gelecegini beyan buyurmustur. Öyle ise, bu temel noktalarda sürekli diyalog ve isbirligimiz, üzerimizde kaçinilmaz bir borç olmaktadir. Boyle bir durumda yapilacak is bu adamlarla aramiza net bir mesafe koymaktir. Cunku bu adamlar bugun herseyi durdursa, yarin yine yapmayacaklarinin garantisi yok. Ayrica, Bulent Arinc mealen kraldan cok kralcilar aramizi bozuyor demis. Yani aslinda Gulen'in bu olaylarla bir alakasi yok demeye getirmis. Eger bir iki munferit olay olsa, mesela Zaman'da bir iki problemli yazi ciksa, STV bir iki hukumet dusmani yayin yapsa, Gulen'in bu olaylarla ilgisi olmayabilir denebilir ama bu adamlar bir suredir direk, bariz hukumet dusmani yayinlar yapiyorlar. Bu yayinlarin Gulen'in bilgisi ve onayi olmadan yapilma ihtimali sifir. Ayrica, Turkiye'den yapilan yayinlardan daha once baslamis bazi olaylar var. Today's Zaman (yani Zaman'in Ingilizce gastesi (!)) ni okuyanlar gorecektir ki, bu dusmanlik icin once yurtdisindan kamuoyu olusturuldu. Sonra buradaki olaylar patlak verince iceriden de saldirilara basladilar. Yapmamiz gereken sey cok acik. Bu holding i cokusunu saglamak, daha dogrusu hizlandirmak. Tabi ki bunu bazi illegal yapilar yoluyla yapacak degiliz, peki nasil olacak bu? 1- Fiilen dershanelerin kapatilmasi. Bu harekete mensup dershanelerle iliskilerimizi kesecegiz. Basbakanimiz da dedi zaten bunu. Bu adamlarin para musluklarini kesmedikce, guclerini bitirmemiz mumkun degil. Eger suurlu Muslumanlarsak bunu yaptigimiz zaman ortada dershane falan kalmaz. Yani Basbakanimizin soylemis oldugu ozel okula donusme gibi secenekler de ortadan kalkar. Bu milletten toplanan vergiler bu tur, kendi menfaatlerini ummetin, ulkenin ve milletin onunde goren insanlara gitmez. 2- Okullariyla iliskilerimizi kesecegiz. Ulke icerisinde ki okullarina giden arkadaslar varsa, birakip baska okullara gidecekler. Zaten adamlarin okullari ozel okullar. Yani zengin degilsen gidemezsin. Herhalde oralara verecek parasi olanlar, cocuklarini cok rahat baska okullara aldirabilirler. 3- Malum universitesiyle ilgili tavir koymak. Son zamanlarda konusulanlara gore, ozellikle universitenin tepe yonetiminde bulunan ogretim gorevlileri, derslerinde Ak Parti hukumetinin ne kadar kotu oldugu, Erdogan'in nasil zararli bir adam oldugunu surekli ogrencilere telkin ediyorlar. Bu arkadaslar gerekli tavri koyup, YOK'e sikayette bulunmalilar. Fakat daha onemlisi bu sikayetlerini basin kanaliyla da komuoyuna duyurmalilar. 4- Sirketleriyle para-alisverisini kesecegiz. Bugun Gulen haraketinin altinda bulunan sirketler ortadadir. Mesela en basiti, bu adamlarin Turkiye'de bulunan katilim bankasi. Muhtemelen Ak Parti'ye oy verenler dahil bircok insanin orada hesaplari var. Bu Muslumanlar suurlu olupta oradaki paralarini cekse ve hesaplarini kapatsa, ortada banka falan kalmaz. Ve boylece, bu hareketin onemli bir finans ayagi fiilen bitirilmis olur. Tabi ki boyle bir hesap iptali olayinin kamuoyuna duyurulmasi yine cok onemli. Ayrica, bu sirketlerin (tabi ki kesin olarak bu harakete bagli oldugu bilinenlerin) isimlerinin herhangi bir yasal sorumluluk olusturmayacak bicimde ifsa edilmesi onemli. 5- Basin ayaganin gucsuzlestirilmesi. Abonelikleri olan arkadaslarin biran once bu aboneliklerini iptal etmeleri. Ve zengin kisilerin, gaste (!) ve TV lerine verdikleri reklamlari kesmeleri. Birkac kere tekrarladigim gibi bu islerin acikca kamuoyuna aciklanmasi onemli. Mesela, kac kisi o bankadan hesaplarini kapatti, kac kisi gaste (!) aboneliklerini bitirdi, kac kisi o dershanelerden cocuklarini cekti gibi. Tabi ki bu liste daha da uzatilabilir. Is suurlu olmakta bitiyor. Bu kadar olaydan sonra hala bu adamlara dogru veya dolayli yoldan yardim edenler, yasananlarda vebal sahibi olur bu kadar soyluyorum. Suurlu olmak ifadesini kullaniyorum cunku bu konuda kendimizi cok eksik goruyorum. Mesela, biri cikiyor falanca ulke soyle kotu, boyle zararli diyor ama diger taraftan o ulkenin uretmis oldugu urunleri almaya devam ediyor. Bu suurlu bir haraket degil kesinlikle. Bu suuru tam olarak gosterdigimiz gun bugunku olaylar yasanmayacak, ulkemize operasyon yapma fikrini birakin gerceklestirmeyi, ifade edenler bile olmayacaktir. |
|
Arınç arayı düzeltmeye çalışıyor ama nafile.
Ok yaydan çıktı bir kere. Ne Erdoğan geri adım atar nede Gülen. |
Alıntı:
O zaman soru su: Gulen acaba millet nezdinde kaybettigi itibarini tekrar kazanmak icin zeytin dali mi uzatiyor yoksa Huseyin Gulerce'ye iyi polis rolunu verip bir tiyatro mu ceviriyor? Iste bunu bilmiyoruz... Hukumette Bulent Arinc gibi Gulen'e yaklasalim, bu savasi bitirelim tutumunda olan insanlar var. Ancak, cok mumkun degil. Insallah da olmaz. Insallah diyorum cunlu eger yakinlasma olursa, devlet icerisinde ki yapi aynen devam eder. Ve baska bir gun yine karsimiza cikar. |
Bülent Arınç neden böyle bir konuşma yapmışki? Yani bir kez elimizi kurtarmışız bırakalım gitsin ne istiyorsa yapsın amerikada, bu ülkenin desteği olmadan.
5 yıl sonra yine bir kazan kaldıracak,yine zarar verecekler. Sonra ahu vah etmek için buralarda kafa patlatacağız. |
Başbakan hala mitinglerde örgüt örgüt diye bağırıyor.
En baştan istifaları alıp, cemaatte de sizin derdiniz nedir gelin görüşelim demedikten sonra bu işler düzelmez. Cemaat de Hocaefendi, Ak partide başbakan ne derse o olur. Bu kadar basit. Ama herkes geri adam atmalı. |
Alıntı:
Sağ olasın safahat. Birbirleriyle tartışan iki mümin topluluğun arasını düzeltmeye yönelik katkın için de teşekkür ederim. Allah razı olsun. |
Rabbim bizleri FG ve Taifesinden korusun...
Onları çok sevdikleri ve bu aralar gönül birlikteliği yaşadıkları Emin Çölaşan ve CHP camiası ile beraber kılsın... Rabbim gençlerimizi FG zehirinden uzak eylesin... Bunlar gibi Menfaatçi Din Satıcılarından bizi uzak tutsun... |
Alıntı:
|
Alıntı:
Kültürümüzde, "Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış." diye bir atasözümüz vardır. AK Partililer ile Gülen Cemaati'nin mensupları kardeştirler. Bu iki değerli insan topluluğunun arasında yaşanmış olan ufak tefek tartışmalar aramızdaki kardeşliğe, kardeşliğimize zarar vermeyecektir inşaallah. |
Beldei Tayyibe, AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki meselenin kolaylıkla halledilebilecek küçük bir mesele olduğunu bazı başka şeyleri daha hatırlatarak belirtmek istiyorum:
1- Sevgili Peygamberimizin davranışları onun ümmeti olan biz Ümmet-i Muhammed'e en güzel misallerdendir. Allah Resulü, Mekke'nin fethi sonrasında müşriklere şöyle seslenmiştir: "Haydi gidiniz, hepiniz serbestsiniz." Resululllah, Müslümanlara türlü türlü cefalar ve zulümler yapmış müşriklere hem de Allah düşmanlığı yapmış olan müşriklere karşı zafer kazandıktan sonra onlara merhametle yaklaşmış ve onlardan hesap sormayıp serbest bırakmışken, ikisi de Müslüman dindarlardan oluşan iki topluluğun (AK Partililer ile Gülen Cemaati mensupları) temsilcileri AK Parti ile Gülen Cemaati arasında büyük bir sorun bile olmamışken, sadece ufak tefek tartışmalar yaşanmışken, aralarında temelde hiç fark bulunmayan bu iki değerli topluluğun (AK Partililer ile Gülen Cemaati mensupları) temsilcileri olan AK Parti ile Gülen Cemaati'nin aralarındaki basit meseleleri uhuvvet anlayışına bağlı olarak usuletle ve suhuletle halletmeleri çok kolaydır. 2- Cenab-ı Hak, Kuran-ı Kerim'de Hucurat Suresi'nin 10. ayetinde mealen şöyle buyuruyor: "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz." Mademki Allah, bizleri kardeş kılmış, mademki bizler birbirimizin kardeşleriyiz, öyleyse aramızdaki meseleleri kardeşlik hukuku içinde çözmeye gayret ederek, Allah'ın izni ve inayetiyle de kardeşlik hukuku içinde çözüme ulaştırmalıyız. Mute Savaşı'nda bazı sahabe efendilerimizin şehid olmak üzerelerken kendilerine uzatılan suyu içmeden diğer kardeşlerine göndermelerinin hayat düsturlarımızdan biri olduğu bilinci içinde olarak, yeri ve zamanı geldiğinde biz de sahabe efendilerimizin yaptığı gibi yaparak, Müslüman kardeşimizin nefsini kendi nefsimize tercih edebilmeliyiz. 3- Dediğim gibi, AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki sorunlar aslında küçük sorunlardır. Gülen Cemaati, siyasetten çekilmeyi, ait olduğu yere yani medresesine, ilmî ve dinî faaliyetlerine dönmeyi kabul edecek, devlet içinde gruplaşmalara, çeteleşmelere karşı olduğunu açıklayacak, AK Parti de, devlet içindeki gruplaşmaları, çeteleri temizlerken aşırıya gitmeyecek, Gülen Cemaati mensuplarının devlette var olmalarının normal ve doğal olduğunu kabul ederek Cemaat mensuplarını devletten çıkarmaya çalışmayacak ve dershaneler meselesini Gülen Cemaati'ni razı ederek çözmeyi kabul edip bu yönde bir politika uygulayacak. Gülen Cemaati, siyasetten çekilmeyi kabul ederse, AK Parti de dershaneler meselesini Gülen Cemaati'ni razı ederek çözmeyi kabul ederse aradaki mesele büyük oranda çözüme ulaştırılır inşaallah. 4- Başbakanımız Recep Tayyip Edoğan'ın, son yaşanan gelişmeler hakkında bir açıklama yaparak, devlet içinde var olan gruplaşmaların, çeteleşmelerin, güzide ve değerli cemaatimiz Gülen Cemaati'ne nispet edilemeyeceğini, devlette çeteler var derken kastettiğinin Gülen Cemaati olmadığını bu cemaatimizi istismar eden bazı şahıslar olduğunu söylemesi, aradaki anlaşmazlığın giderilmesinde etkili olacaktır inşaallah. 5- Şimdi de hem Sevgili Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a hem de Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye hitap etmek istiyorum. Öncelikle Türk Tarihi'nde yaşanmış olan ibretlik bir hatırayı burada hatırlatmak isterim: "Yavuz Sultan Selim, Mısır seferi sonrası dönüşünde yanında hocası Anadolu Kazaskeri İbn-i Kemal de bulunmaktadır. Ordu ilerlerken bir ara çamurla kaplı bir sahadan geçilirken İbn-i Kemal'in atının ayağı sürçer ve yerden sıçrayan çamurlar padişahın kaftanını kirletir. Büyük âlim İbn-i Kemal, başını önüne eğer ve endişeli gözlerle beklerken padişah, "Hocam üzülmeyiniz. Sizin gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir." ifadelerini kullandıktan sonra kaftanını çıkarıp, "Vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine sersinler." der. Hocasına verdiği değeri gösteren Yavuz Sultan Selim'in vasiyeti de yerine getirilir ve çamur sıçrayan kaftan, Yavuz Sultan Selim'in sandukasına örtülür." Nasıl ki Sevgili Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, günümüzün; Fatih Sultan Mehmet'i, Yavuz Sultan Selim'i, Kanuni Sultan Süleyman'ı mesabesindeyse, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi de, günümüzün; Akşemseddin'i, Molla Gürani'si, İbn-i Kemal'i, Şeyhülislam Yahya Efendi'si, Zenbilli Ali Efendi'si, Ebu Suud Efendi'si mesabesindedir. 3. Boğaz Köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapmakta olan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Yavuz Sultan Selim'in, İbn-i Kemal'e göstermiş olduğu saygı ve hürmeti, Fethullah Gülen Hocaefendi'ye göstermesini ve Hocaefendi'yi üzebilecek söz ve davranışlardan kaçınmasını bekleriz. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin de, Sevgili Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, günümüzün; Fatih Sultan Mehmet'i, Yavuz Sultan Selim'i, Kanuni Sultan Süleyman'ı mesabesinde olduğu gerçeğinden hareketle; ülkemiz, milletimiz, ümmetimiz ve insanlık için önemli bir lider olan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a devamlı olarak hayır dualarda bulunmasını ve mübarek davamız için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Sembol Lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı daima desteklemesini bekleriz. |
Abd-İsrail Taşeronluğu...(Operasyon)
Faiz Lobilerin Pasta payı...(Kuzey Irak Petrollerinin Halkbank yerine Abd Bankasına verilmesi sonucu hatta bu savaşta kaybedilen miktarın kime geçtiği) Söz konusu Yolsuzluklar... (Makyaj ve küçük detay olarak görünse de Müslüman sorumluluğunu bilmelidir.) ''Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak''görünmektedir... Allah c.c. Herşeyi Hakkıyla bilendir... |
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Harfiyyen katılıyorum, Mehmet Ali Şahin'de dönün artık Türkiye'ye diyerek davet etti, buda güzel. Kin tutmak ve bedduda bulunmak bizlere yakışmaz kardeşlerim, kendisine yakıştıranlar hata yapmışlar ve ona kızmıyormuyuz zaten? Yangına körükle varmanın bir anlamı yok, beni affedin ama bu satırları Peygamber efendimizin (s.a.v.) Veda Hutbesindeki bizlere olan vasiyeti, tavsiyesi, emrini hatırlayarak yazıyorum. Selam ve dua ile |
Cihannur kardesim, daha öncede ifade ettigim gibi iyi niyetini takdir ediyorum.
Senin bizlere paylastigin boyutuyla aradaki pürüzlerin giderilme cabalarini elbette destekliyoruz. Ve hatta arzuluyoruz... Fakat bu sorun bir diger boyutuylada ele alinmadigi en azindan ciddi analizi yapilmadigi takdirde iyi niyetli yapilmis temenniler havada kaliyor gibi geliyor bana. Ne anlatmak istedigimi daha net anlayabilmen icin Abdurrrahman Dilipak hocanin bugünkü yazisini okumani tavsiye ederim. |
All times are GMT +3. The time now is 16:02. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025