![]() |
Irkçı ve Faşist Amerikan Polisi Yine Bir Siyahi Amerikalıyı Öldürdü
ABD'de siyahi gencin polis tarafından öldürülmesi
http://s25.postimg.org/j64vx94m7/fasist_abd_polisi.jpg ABD'nin Missouri eyaletinde silahsız siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine bir haftadır devam eden şiddet olayları nedeniyle olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan edilen St. Louis'in Ferguson semtinin birçok noktasında çok sayıda protesto gösterisi gerçekleşti. Ülkenin dört yanından gelenler ve yerel halk tarafından gerçekleştirilen protestolardan ilki Ferguson Polis Departmanı önünde gerçekleşti. 'Sessiz Protesto' adı verilen ve her cumartesi günü tekrarlanacağı eyleme, 2000 yılında New York'un Bronx semtindeki benzer bir olayda oğlu Malcolm Ferguson'u kaybeden Juanita Young'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Anadolu muhabirine açıklamada bulunan Young, öldürülen siyahi genç Michael Brown'un ailesinin yaşadığı acıyı en iyi anlayan kişilerden biri olarak 'destek' amacıyla New York'tan St. Louis'e geldiğini belirtti. Eylemin ardından "Adalet istiyoruz, şimdi istiyoruz" diye slogan atan Young, benzer acıyı yaşayanlar olarak, Ferguson'daki Brown ailesine yalnız olmadıklarını hissettirmek istediklerini sözlerine ekledi. Aktivist Beverly Logan da olayın ardından tüm dünya kamuoyunun ilgisinin Ferguson'a çevrildiğini anımsatarak, ellerini havaya kaldırarak teslim olmuş birine defalarca ateş ederek öldürmenin herhangi bir mantıklı açıklamasının olamayacağını söyledi. Olayın ardından meydana gelen masum kişilere ait iş yerlerine yönelik saldırıların da kabul edilemeyeceğini söyleyen Logan, olayın bir an önce adil bir biçimde sonuçlanmasını ümit ettiğini sözlerine ekledi. Çocukların da katıldığı eyleme yoldan geçen araçlar da korna çalarak destek verdiler. Gece yarısından itibaren sokağa çıkma yasağı uygulanacak olan Ferguson'daki ikinci protesto gösterisi ise Michael Brown'un öldürüldüğü Canfield yolunda başladı. Ülkenin birçok bölgesinden gelen ve beyazların da çoğunlukta olduğu kalabalık olay yerinden yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Greater St. Marks Aile Kilisesi'ne kadar yürüdü. Yüzlerine maske takan motosikletli bir grubun da eşlik ettiği grup yol boyunca, "Ellerimi kaldırdım, beni vurma" diye slogan attı. ABD başkanlığına 1984 ve 1988 seçimlerinde aday olan ancak kazanamayan ünlü politikacı, insan hakları aktivisti ve papaz Jesse Louis Jackson'ın da katıldığı gösteri sırasında polis çevrede güvenlik önlemi aldı ancak kalabalığa herhangi bir müdahalede bulunmadı. Kilise bahçesinde toplanan göstericilerin bir bölümü muhtemel bir gözaltı hâlinde ne yapmaları konusunda verilen uygulamalı eğitime katıldılar. Grubun bazı üyeleri kilise girişine tebeşirle temsili cinayet mahalli şekli çizdirirken, bazıları da Afrika ezgileriyle dans etmeyi tercih etti. Semtteki bir başka gösteri ise Florissant Caddesi üzerinde neredeyse gün boyu sürdü. Ferguson'daki şiddet olaylarına sahne olan cadde kenarına dizilen göstericiler, sloganlar atarak tepkilerini dile getirdiler. Bu gösteri sırasında açılan bir Filistin bayrağı dikkat çekti. Michael Brown'un öldürüldüğü yer de protesto gösterilerinin temel mekânlarının başında geldi. Olay yerine gelen birçok grup farklı şekilde tepkilerini dile getirdiler. Brown'un ölmeden önce bir dükkândan hırsızlık yaptığını iddia eden görüntülerin yayınlaması üzerine gerilimin yeniden tırmandığı Ferguson'da Missouri Valisi Jay Nixon olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Sokağa çıkma yasağı, gece yarısından saat 05.00'e kadar uygulanacak. Kaynak Haberler 17.08.2014 |
ABD'de siyah gencin ölümüne tepkiler durmuyor
http://s25.postimg.org/wobs9jgrj/abd..._irkciligi.jpg ABD’nin Missouri eyaletinde 18 yaşındaki bir siyahî gencin polis kurşunuyla öldürülmesinin ardından başlayan olaylar beşinci gününe girdi. Ferguson kentinde perşembe gecesi de yüzlerce gösterici, Michael Brown'ın polis tarafından öldürülmesini protesto etmek için toplandı. Polis, göstericileri dağıtmak için biber gazı ve sis bombası kullandı. Polisin verdiği bilgilere göre göstericilerden bazıları polise molotof kokteyli attı. Görgü tanıkları olaylar sırasında polisin askerî üniformalı ve ağır silahlarla donanmış olduğunu belirtiyor. 18 yaşındaki Michael Brown'ın ölümüyle ilgili çelişkili ifadeler söz konusu. Polis şefi Thomas Jackson gencin polis memuruyla arbedeye girdiğini, polis otosunun içine doğru ittiği memurun silahını almaya çalıştığını açıkladı. Jackson, memurun adını vermezken, olay sırasında suratına aldığı darbe nedeniyle hastanede tedavi gördüğünü ifade etti. Ancak olay yerinde olan bir arkadaşı, Brown'ın ateş açıldığı sırada ellerinin başının üzerinde olduğunu belirtiyor. Fox News kanalının yayınladığı çarşamba gününe ait görüntülerde göstericilerin "Eller yukarıda! Ateş etme!" diye bağırdığı ve böylece Michael Brown'ın ölümünü canlandırdıkları görülüyor. Göstericilerin attığı "Adalet yok! Barış yok!" sloganı da görüntülere yansıdı. Protestolarla ilgili yayın yapan iki gazeteci, kısa süreli olarak gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldılar. St Louis Post-Dispatch gazetesi, muhabirinin polis tarafından tartaklanarak bir içecek otomatına doğru fırlatıldığını yazdı. 10 kişinin gözaltına alındığı protestolar sırasında polise silah doğrulttuktan sonra vurulan 19 yaşındaki bir göstericinin de hastanede yaşam mücadelesi verdiği gelen bilgiler arasında. Kaynak T24 14.08.2014 |
CNN, BBC, nerede? Gezi Parkı'nda 12 saat canlı yayın yaptılar.
|
Ferguson'da neler oluyor
http://s25.postimg.org/gelm6n63j/abdde_kaos.jpg ABD'nin kenarda kalmış sessiz ve sakin mahallelerinden St. Louis'e bağlı küçük bir kasabada polisin 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ı öldürmesi ülkeyi ayağa kaldırdı. Louis Ferguson'da cumartesi gününden bu yana süren olaylar yatışmadı. 20 bin nüfuslu ve siyahilerin hâkim olduğu kasabada beyaz bir 'şerif' ve beyaz bir bölge yöneticisi var. Bütün olayların ana kaynağının bu olduğu ifade ediliyor. POLİS 18 YAŞINDAKİ BROWN'I BÖYLE ÖLDÜRDÜ Görgü tanıklarının ifadelerine göre, duran polis arabası bu sırada yürüyen iki genci yanına çağırdı. Polisler arabadan indi. Biri Brown'ın ensesinden tuttu, yere yatmasını istedi ve "seni vuracağım" dedi. Diğer bir görgü tanığı ise Brown'ın kaçmaya çalıştığını ifade etti. İfadesine silahsız olduklarını ve bir şey yapmadıklarını ekledi. Polis memurundan çıkan ateşi gördüm diyerek ise ifadesini tamamladı. + IRAK'A SAVAŞA GİDERMİŞ GİBİ Cumartesi gününden itibaren ise Ferguson'da, polisin bu cinayeti için protestolar başladı. Bölgeye takviye birlikler sevk edildi. Ayrıca Irak'a savaşa gidermiş gibi teçhizatlı, polis-asker karışımı güvenlik güçlerinin bölgeyi abluka altına aldıkları gözlendi. http://s25.postimg.org/x3n22k2ov/abd_askeri.jpg YOĞUN GAZ VE PLASTİK MERMİ YAĞMURU Bunun üzerine bölgede âdeta kıyamet koptu. Eylemcileri dağıtmak isteyen tam teçhizatlı birlikler yoğun gaz ve plastik mermi kullanınca protestolar çatışmaya döndü. http://s25.postimg.org/5uboo21lr/abd_ferguson_1.jpg http://s25.postimg.org/jp9z6iw0v/abd_ferguson_2.jpg http://s25.postimg.org/cnc1kbsf3/abd_ferguson_3.jpg GAZETECİLER GÖZALTINA ALINDI Çatışmanın büyümesiyle birlikte yerel bir 'vaka' olan bu olay birden ulusal boyuta ulaştı. Amerika ve dünya medyası bölgeye akın etti. Medyanın bölgeden uzaklaşmasını isteyen polis çok sayıda gazeteciyi gözaltına aldı. Canlı yayınlar sırasında kameralara gaz bombası atıldığı ifade edilirken bu sırada gözaltına alınan muhabirlerin olduğu öğrenildi. OBAMA'YA KATILDIĞI PARTİDE BRİFİNG Tatilde olan Başkan Obama, olaylar hakkında ilk bilgiyi katıldığı bir doğum günü partisinde aldı. Başkan'ın ilerleyen saatlerde açıklama yapması bekleniyor. Kaynak En Son Haber 14.08.2014 |
|
Amerikalılardan, Siyahların Düşmanı Irkçı ve Faşist Amerikan Polisine Başkaldırı: Hands Up! Don't Shoot! (Eller Yukarıda! Ateş Etme!)
|
ABD'de Ferguson olaylarında canlı yayına gaz bombası
http://s25.postimg.org/muz6ah40v/cnn...nal_nerede.jpg Ferguson'da siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesiyle başlayan barışçıl eylemlere yapılan sert müdahaleden basın da nasibini aldı. Türkiye'deki Gezi olayları sırasında 24 saat canlı yayın yapıp, hemen her fotoğrafı ve videoyu "Türkiye'de polis şiddeti" manşetleriyle dünya gündemine taşıyan CNN, ABD'de meydana gelen olayları görmezden geliyor. Çatışmanın büyümesiyle birlikte yerel bir 'vaka' olan bu olay birden ulusal boyuta ulaştı. Amerika ve dünya medyası bölgeye akın etti. Fakat medyanın uzaklaşmasını isteyen polis çok sayıda gazeteciyi gözaltına aldı. CANLI YAYINA GAZ BOMBASI Ayrıca, polis canlı yayınlara da engel oluyor. O anlardan biri amatör kameraya saniye saniye yansıdı. Görüntüde polis canlı yayın hazırlığında olan ekibe gaz bombası atıyor. POLİS O KAMERAYA EL KOYDU Gaz bombasıyla birlikte yayın ekibinin kaçmasının ardından polis kameraya el koydu. http://s25.postimg.org/v1r621u3j/irk...abd_polisi.jpg
Kaynak En Son Haber 14.08.2014 |
ABD'de isyan korkusu: Sokağa çıkma yasağı başladı
http://s25.postimg.org/a7a86hacf/abdde_isyan.jpg ABD’nin Missouri eyaletinde polis tarafından öldürülen siyahi genç için yapılan gösteriler alevlenirken, sokağa çıkma yasağı ilan edildi. ABD’nin Missouri eyaletindeki St.Louis kentinin banliyösü Ferguson’da Michael Brown’un (18) öldürülmesiyle başlayan olaylar tekrar alevlendi. Çatışmalar ve yağma olayları cuma gecesi tekrar başlayınca Missouri Valisi Jay Nixon dün olağanüstü hâl ilan etti. http://s25.postimg.org/6c6u3wr6n/abd_de_isyan_1.jpg Nixon birçok protestocunun kendini barışçıl şekilde ifade ettiğini ancak bir grup yağmacını tüm toplumu tehlikeye atmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek gece yarısından sabah 05.00’e kadar sokağa çıkma yasağı koydu. http://s25.postimg.org/60pdr5aqn/abd_de_isyan_2.jpg SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA UYMAYANLARA MÜDAHALE EDİLDİ Gece yarısından itibaren başlayan beş saatlik sokağa çıkma yasağını kabul etmeyen gösterici grup, “Adalet yoksa barış da yok” diye slogan attı. Yetkililerin evlerine gitmeleri için "yalvardıkları" grup, Missouri Valisi Jay Nixon tarafından ilan edilen olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağını ihlâl ettikleri gerekçesiyle Özel Silahlar ve Taktikler (SWAT) birimi ile özel eğitimli birlikler tarafından gözaltına alınmak istendiler. http://s25.postimg.org/qm8qwshpb/abd_de_isyan_3.jpg BİR KİŞİ AĞIR YARALANDI Ferguson’daki Florissant Caddesi üzerinde gruba yönelik müdahale sırasında 7 kişinin gözaltına alındığı, bir kişinin de silahla yaralandığı açıklandı. Durumu ağır olan ve henüz kimliği tespit edilemeyen yaralının polis tarafından vurulmadığı bildirildi. http://s25.postimg.org/pxzwduizj/abd_de_isyan_4.jpg HIRSIZLIKLA SUÇLADILAR, TUTMADI Siyah gencin, beyaz bir polis memuru tarafından, üstelik silahsız olduğu hâlde öldürülmesine isyan eden vatandaşlar ve polis arasında bir haftadır devam eden çatışmalar perşembe günü yerini sakin protestolara bırakmıştı. Ancak Ferguson emniyet müdürü Thomas Jackson cuma günü Brown’u soygun zanlısı ilan edince tansiyon tekrar yükseldi. http://s25.postimg.org/3nc1dvlpb/abd_de_isyan_5.jpg BİR ALÂKASI OLMADIĞINI İTİRAF ETTİ Jackson önce Brown’u 50 dolar değerinde bir kutu puro çalarken gösteren görüntüleri basına dağıttı. Yaklaşık 5 saat sonra ise bu olayın Brown’ın öldürülmesiyle ilişkisi olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Jackson, Brown’u vuran polis memuru Darren Wilson’ın (28) genci yol ortasında yürüdüğü için durdurduğunu söyledi. http://s25.postimg.org/6vgiqx7z3/abd_de_isyan_6.jpg Brown’un ailesi polisin çocuklarını karalamaya çalıştığını, hiçbir şeyin Brown’ın öldürülmesini açıklamaya yetmediğini söyledi. Ferguson halkı da polisin iddialarından rahatsız oldu. Cuma akşamı düzenlenen gösterilerde Brown’un hırsızlık yaptığı iddia edilen çeşitli dükkânlar yağmalandı. Polis olayın büyümemesi için geri çekildi. Kaynak En Son Haber 17.08.2014 |
Alıntı:
Türk Polisi, Gezi Kalkışması'nı yapan; anarşistlere, vandallara, yağmacılara karşı kahramanca mücadele etti. O vatan haini kalkışma sırasında hayatını kaybeden az sayıdaki vatandaşlarımızın da çoğu bilerek, istenilerek değil kazaen öldürüldüler. Gezi Kalkışması'na katılan eylemcilerden Berkin Elvan dahil hayatını kaybedenlerin hepsinin Alevi vatandaşlarımız olması, Gezi Kalkışması'nın Alevileri vatana ve millete saldırtma kalkışması olduğunun apaçık delillerindendir. Gezi Kalkışması, % 10 civarındaki laik + % 10 civarındaki Alevi vatandaşlarımızı, geri kalan % 80 civarındaki vatandaşlarımıza saldırtma kalkışmasıydı; ama o hain kalkışma başarılı olamadı Allah'a şükürler olsun. % 80 civarındaki büyük çoğunluk vatandaşlarımız da + % 10 civarındaki laik + % 10 civarındaki Alevi vatandaşlarımız da Türkiye'de barış ve huzur içinde yaşamak istiyorlar. Laik vatandaşlarımızın da Alevi vatandaşlarımızın da çoğunluğu, Müslüman Türk Milleti'nin çok büyük çoğunluğunu oluşturan % 80 civarındaki vatandaşlarımıza saldırtılmalarının doğru olmayacağı kanaatindediler ve umarım ki provokatörlere karşı daha dikkatli olurlar ve % 80 civarında Müslüman Türk Milleti'nin büyük çoğunluğuna saldırtılma operasyonlarında kendilerini piyon olarak, kukla olarak kullandırtmazlar. |
Yeter ya yeter! Irkçı ve Faşist ABD polisinin öldürdüğü kaçıncı siyasi Michael Brown?! Amerikan devletinin başında siyahi bir başkan bulunmasına rağmen siyahlara olan kin ve düşmanlıklarından bir türlü kurtulamadılar. Yazıklar olsun ABD polisine!
CNN gibi BBC gibi uluslararası medya kuruluşlarına da bu olay büyük bir ibretlik ders olsun. Biz Müslüman Türk Milleti olarak, laik vatandaşlarımıza da Alevi vatandaşlarımıza da düşmanlık beslemiyoruz ve onların haklarını kısıtlamıyoruz. Gidin, İstanbul'da; Kadıköy'de, Beşiktaş'ta, Bakırköy'de, Şişli'de; Ankara'da Çankaya'da; İzmir'de Karşıyaka'da yaşayan laik vatandaşlarımızla, Anadolu'da; Sivas'ta, Erzincan'da, Tunceli'de yaşayan Alevi vatandaşlarımızla görüşün. O görüşmelerinizin sonucunda laik vatandaşlarımızın da Alevi vatandaşlarımızın da baskı altında yaşamadıklarını göreceksinizdir. |
AK Parti'den ABD'ye sert tepki
http://s25.postimg.org/om11eaw0v/abd_de_isyan.jpg ABD'de yaşanan protesto gösterilerinin sert bir şekilde bastırılmasına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kapusuz'dan tepki geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, “Gezi olayları sırasında Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye kalkan ABD evvela o aklı kendine saklasın” dedi. AK Parti Genel Bbaşkan Yardımcısı Kapusuz, Twitter hesabından ABD’deki olaylarla ilgili yaptığı açıklamada, ABD’de polisin, 18 yaşında bir genci öldürdüğünü ve 2-3 gündür halka çok sert müdahalelerde bulunduğuna dikkat çekerek, “Gezi olaylarında Beyaz Saray’ın verdiği beyanatları hatırlatarak diyoruz ki 'Amerika’daki insan hakları ihlallerinden ve anti demokratik uygulamalardan kaygı duymuyor musunuz?' Polis şiddetini giderek arttıran Amerika’yı, gösteri ve yürüyüş hakkına saygıya davet ediyoruz” ifadesini kullandı. “Ne yazık ki insan haklarını ihlal eden bu uygulamalar, ABD’nin demokratik bir ülke olduğuyla ilgili şüpheleri arttırmaktadır. Amerika Hükümetini halka şiddet uygulamayı bırakarak halkın meşru taleplerini dinlemeye çağırıyoruz” diyen Kapusuz şöyle devam etti: “ABD’nin çifte standardını görüyorsunuz değil mi? Gezi’de yıkma ve yağmalama olaylarını bastıran polis için Türkiye’yi suçlayan ABD, kendi ülkesindeki gösterileri polisin sert müdahalesiyle bastırıyor. Taksim’de neredeyse 24 saat canlı yayın yapan CNN ve BBC nerede? Niye Amerika’daki polis müdahalesini “polis şiddeti” ve “hükümetin halka baskısı” diye haber yapmıyorlar? Peki Amerika’nın Missouri Valisi’nin ABD’de gösteri yapanları 'çapulcu' olarak tanımlamasına ne diyeceksiniz? Türkiye’de yağma yapanlara “çapulcu” denmesine tepki veren ABD, şimdi kendi ülkesinde polise direnenlere “çapulcu” diyor. Türkiye’de Gezi olaylarına katılıp da Amerika’nın verdiği desteği öve öve bitiremeyenler görmeli ki; ABD’deki bir kısım çevreler için Gezi olayları Türkiye’ye karşı kullanılan bir kozdu. Aslında Gezi olaylarına katılan vatandaşlarımız, ABD’deki bu çevrelerin umurunda bile değildi. Onlar için Gezi Parkı, Türkiye’ye karşı kullanılacak bir malzemeden ibaretti. Onun içindir ki her türlü sorunumuzu sokaklarda şiddet ile değil; meşru yollarla, kendi içimizde ve demokratik zeminde konuşarak halletmeliyiz. Dış güçlerin ülkemizi dizayn çabalarına fırsat vermemeliyiz. Sözün özü; Gezi olayları sırasında Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye kalkan ABD evvela o aklı kendine saklasın.” Kaynak Star 18.08.2014 |
Ferguson'da eylemci gruba özel timler müdahale etti
http://s25.postimg.org/6khwgi1zz/abd_de_isyan.jpg Şiddetin durulmadığı St. Louis kentinin Ferguson semti, bu kez de ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle âdeta savaş alanına döndü. ABD'nin Missouri eyaletinin St. Louis kentinde silahsız siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine bir haftadır süren şiddet olaylarının üzerine Missouri Valisi Jay Nixon, St. Louis'in banliyösünde olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Fakat şiddetin durulmadığı St. Louis kentinin Ferguson semti, bu kez de ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle âdeta savaş alanına döndü. Michael Brown adlı gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından Ferguson’daki güvenlik operasyonlarının başına getirilen siyahi polis Yüzbaşı Ronald Johnson ve ekibi, ikinci kez göstericilere göz yaşartıcı gazla sert müdahale etti. SWAT VE ÖZEL EĞİTİMLİ BİRİMLER MÜDAHALE ETTİ Gece yarısından itibaren başlayan beş saatlik sokağa çıkma yasağını kabul etmeyen gösterici grup, “Adalet yoksa barış da yok” diye slogan attı. Yetkililerin evlerine gitmeleri için uyarılan grup, Missouri Valisi Jay Nixon tarafından ilan edilen olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağını ihlâl ettiği gerekçesiyle Özel Silahlar ve Taktikler (SWAT) birimi ile özel eğitimli birlikler tarafından gözaltına alınmak istendi. http://s25.postimg.org/upily7man/abd_de_isyan_1.jpg http://s25.postimg.org/7pbylvogv/abd_de_isyan_2.jpg http://s25.postimg.org/iq73qwgpr/abd_de_isyan_3.jpg 7 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI, 1 KİŞİ YARALANDI Ferguson’daki Florissant Caddesi üzerinde gruba yönelik müdahale sırasında 7 kişinin gözaltına alındığı, 1 kişinin de silahla yaralandığı açıklandı. IRAK'A, AFGANİSTAN'A MÜDAHALE EDERMİŞ GİBİ Bir haftadır olayların devam ettiği Ferguson'da, bölgeye takviye edilen özel birlikler dikkat çekiyor. Irak'a, Afganistan'a savaşa gidermiş gibi teçhizatlı, polis-asker karışımı güvenlik güçlerinin bölgeyi abluka altına almasını ise Gezi olaylarında 24 saat boyunca canlı yayın yapan dünyaca ünlü haber kanalı CNN'in görmemesi tepkiye neden oluyor. Kaynak En Son Haber 17.08.2014 |
Missouri Valisi eylemciler için askerden yardım istedi
http://s25.postimg.org/oseqhe55r/abd_de_isyan_1.jpg ABD'nin Missouri eyaletinde siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesi ardından başlayan gerginlik sona ermeyince, Missouri Valisi askerden yardım istedi. ABD'nin Missouri eyaletine bağlı St. Louis kentinde 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın bir polis tarafından öldürülmesi üzerine başlayan gerginlik devam ediyor. Missouri Valisi, gerginliğin sona erdirilmesi için Ferguson kentine asker gönderilmesi talimatı verdi. http://s25.postimg.org/7giz9p127/abd_de_isyan_2.jpg SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İŞE YARAMADI Brown'ın ölümünün ardından başlayan protesto gösterilerinin ardından Missouri Valisi Jay Nixon sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hâl ilan etmişti. Ancak sokağa çıkma yasağı protestocuları durdurmadı. http://s25.postimg.org/mqiugvwkf/abd_de_isyan_3.jpg http://s25.postimg.org/6tk2k6467/abd_de_isyan_4.jpg ULUSAL MUHAFIZ BİRLİĞİ'Nİ ÇAĞIRDI Sokağa çıkma yasağının protestolara engel olmaması üzerine Missouri Valisi Jay Nixon, Ferguson kentine Ulusal Muhafız birliği konuşlandırılması için talimat verdi. Nixon, Ferguson'da "düzen ve sükûnetin yeniden sağlanması" amacıyla kente Ulusal Muhafız Birliği konuşlandırılması emrini verdiğini açıkladı. http://s25.postimg.org/6uu0dl5zz/abd_de_isyan_5.jpg OBAMA, TATİLİNİ YARIDA KESTİ ABD Başkanı Barack Obama, tatilini iki günlüğüne yarıda keserek Washington'a döndü. Irak'taki gelişmelerle ilgili Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleriyle bir araya gelecek Obama'nın ayrıca Ferguson'daki gelişmelere ilişkin Adalet Bakanı Eric Holder'la görüşeceği bildirildi. http://s25.postimg.org/un3bp480v/abd_de_isyan_6.jpg Kaynak En Son Haber 18.08.2014 |
Michael Brown'ın otopsi raporu açıklandı
http://s25.postimg.org/xkidj8333/abd_de_isyan.jpg Ferguson'da Brown'ın ikisi kafasında olmak üzere 6 kurşun izine rastlandı. ABD'nin Missouri eyaletine bağlı St. Louis kentinde geçen hafta bir polis tarafından öldürülen 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın cesedinde yapılan otopside ikisi kafasında olmak üzere 6 kurşun izine rastlandı. New York Times'ın haberine göre, özel olarak yaptırılan otopsinin ön raporuna göre silahsız genç, Ferguson semtinde 6 polis kurşunuyla hayatını kaybederken, kurşunlardan ikisinin gencin kafasına, diğerlerinin ise sağ koluna isabet ettiği açıklandı. Mermilerin tamamının kurbanın ön kısmına geldiği ve ilk belirlemelere göre yakından olmadığı kaydedildi. GECE BOYU ÇATIŞMALAR SÜRDÜ Brown'ın ölümünün ardından başlayan protesto gösterileri sürüyor. Missouri Valisi Jay Nixon'ın ilan ettiği sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hâl ilanı da protestocuları durduramadı. Gece saatlerinde Brown'ın öldürüldüğü yer ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alan özel birlikler, protestocu gruba karşı zaman zaman göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandılar. Olayların çıktığı bölgeyi güvenlik çemberine alan polis, buraya halkın ve gazetecilerin girmesini engelledi. Bazı gazetecilerin gözaltına alındığı, daha sonra serbest bırakıldığı da belirtildi. Bu arada, sokakların tamamen kapatıldığı, evlerine gitmek isteyen vatandaşlar dahil bölgeye kimsenin alınmadığı gözlendi. BROWN'IN CESEDİNE FEDERAL OTOPSİ Öte yandan, ABD Adalet Bakanı Eric Holder, Brown'ın cesedinde federal otopsi yapılması talimatı verdi. Bakanlık Sözcüsü Brian Fellon, eyalet yetkililerinin yaptığı otopsiye ilaveten Holder'ın, Adalet Bakanlığı'na Brown'ın cesedinde federal adli tıp uzmanlarınca da otopsi yapılması talimatı verdiğini bildirdi. Fallon, Holder'ın ilave otopsi talimatının nedeninin, bu olaydaki "olağanüstü koşullar" ve Brown'ın ailesinden bu yönde talep gelmesi olduğunu belirtti. OBAMA, TATİLİNİ YARIDA KESTİ ABD Başkanı Barack Obama, tatilini iki günlüğüne yarıda keserek Washington'a döndü. Irak'taki gelişmelerle ilgili Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleriyle bir araya gelecek Obama'nın ayrıca Ferguson'daki gelişmelere ilişkin Adalet Bakanı Eric Holder'la görüşeceği bildirildi. Missouri eyaletinde Afro-Amerikalıların yoğun olarak yaşadığı Ferguson semtinde 9 Ağustos Cumartesi gecesi, adı daha sonra Darren Wilson olarak açıklanan beyaz bir polis tarafından siyahi genç Michael Brown'ın vurularak öldürülmesi üzerine ülke çapında protesto gösterileri düzenlenmiş, sosyal medyada, ''Ellerim havada, beni vurma'', ''Adalet yoksa barış da yok'' gibi kampanyalar yapılmıştı. Obama da 18 yaşındaki gencin ölümüyle ilgili üzüntü duyduğunu açıklamıştı. FERGUSON'DA ULUSAL MUHAFIZ BİRLİĞİ KONUŞLANDIRACAK ABD'de Missouri Valisi Jay Nixon, geçen hafta 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın polis tarafından öldürüldüğü St. Louis kentinin Ferguson semtine Ulusal Muhafız birliği konuşlandırılması emrini verdi. Nixon, Ferguson'da "düzen ve sükûnetin yeniden sağlanması" amacıyla semte Ulusal Muhafız birliği konuşlandırılması emrini verdiğini açıkladı. St. Louis kentinin çoğunlukla siyahilerin yaşadığı Ferguson Mahallesi'nde 9 Ağustos'da 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown, silahsız olduğu sırada beyaz bir polis memuru tarafından vurularak öldürülmüştü. Olayın ardından Ferguson semti, hafta boyunca gösterilere sahne olmuştu. Polisin göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği göstericiler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmıştı. Missouri Valisi Nixon, Ferguson'da olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Semt dün gece yine polisle göstericiler arasında çatışmalara sahne olmuş, ABD Başkanı Barack Obama, tatilini iki günlüğüne yarıda keserek Washington'a dönmüştü. Obama'nın Washington'da Ferguson'daki gelişmeler hakkında Adalet Bakanı Eric Holder'la görüşeceği bildirilmişti. ABD Adalet Bakanı Eric Holder, Brown'ın cesedine federal otopsi yapılması talimatı vermiş, otopside siyahi gencin vücudunda ikisi kafasında olmak üzere 6 kurşun izine rastlanmıştı. Kaynak TRT Haber 18.08.2014 |
ABD'deki olaylar 9. gününe girdi
http://s25.postimg.org/ff5f563kv/abd_de_isyan.jpg Siyahi gencin polis kurşunu ile öldürülmesi ile başlayan olaylar devam ediyor. 18 yaşındaki siyah genç Michael Brown’ın silahsız olduğu hâlde polis tarafından altı kurşunla vurulmasının ardından başlayan olaylar dokuzuncu gününe girdi. Saint Louis kentinin Ferguson semtinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonuç vermedi. Yaşanan polis şiddetine tepki veren göstericiler yine sokaklara çıktılar. Polis, eylemcilere zırhlı araçlarla müdahale etti. Polis, göstericileri dağıtmak için biber gazı ve plastik mermiler kullandı, gösterciler de molotof kokteylleriyle karşılık verdiler. Çatışmalar sırasında vurularak ağır yaralanan bir başka siyahi gencin görüntüleri de ortaya çıktı. Gencin gerçek silahla vurulup vurulmadığı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı. Bu arada Missouri Valisi Nixon'un emri ile Ferguson'da askerî birlikler konuşlanmaya başladı. 40'dan fazla FBI görevlisinin kapı kapı gezdikleri ve vurulma olayı ile ilgili bilgi topladıkları bildiriliyor. Vurularak öldürülen Michael Brown'ın ailesinin isteği ve Adalet Bakanı Eric Holder'ın emri ile ölen gence yapılan otopsinin raporu da açıklandı. Rapora göre Brown'un sağ kolunda 4, başında da 2 kurşun belirlendi. Bu arada Amerikan Başkanı Barack Obama da Ferguson'daki gerilimin yükselmesi üzerine tatiline ara vererek başkent Washington'a döndü. Kaynak TRT Haber 18.08.2014 |
ABD'de gerilim tırmanıyor
http://s25.postimg.org/id2dyvb8f/abd_de_gerilim.jpg Ferguson'daki son olaylar sırasında 2 gösterici vuruldu. Amerikalı bir gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından, Missouri eyaletindeki Ferguson kasabasında protestoların ardı kesilmiyor. Irkçılık karşıtı eylemler, Amerika Birleşik Devletleri'nin birinci gündem maddesi hâline geldi. Bölge polisi düzenlediği basın toplantısında gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Buna göre, göstericilerin göz yaşartıcı bomba, molotofkokteyli kullanmaları ve ateş açmaları sonucunda polis müdahalesi başladı. Olaylarda 2 gösterici vurulurken, 31 kişi tutuklandı. Bu açıklamanın hemen ardından, bölgede çatışmalar yeniden başladı ve son bilgilere göre 4 polis yaralandı. Yetkililer, göstericilerin sadece Missouri'den gelmediğini, New York ve Kalifornia'dan protestolara katılanların olduğunu belirttiler. Öte yandan Uluslararası Af Örgütü konuyla ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri kendi sicilini düzeltmediği sürece, başka ülkelere barışçıl gösterilere yaklaşım konusunda ders vermemeli" ifadeleri kullanıldı. 10 gün önce Amerika'nın Missouri eyaletindeki Ferguson kasabasında 18 yaşındaki siyah bir genç polis tarafından öldürülmüş, ardından çıkan barışçıl gösteriler sokak olaylarına dönüşmüştü. Kaynak TRT Haber 19.08.2014 |
ABD'de sokak ayaklanması: Ferguson'da Ulusal Muhafız Birliği konuşlandırılıyor
http://s25.postimg.org/o2imj6hen/abd_de_isyan.jpg ABD'de 18 yaşında bir gencin polis tarafından öldürülmesi nedeniyle 1 haftadır çatışmalarının yaşandığı Ferguson'da sokağa çıkma yasağının ardından, semte Ulusal Muhafız Birliği'nin konuşlandırılmasına karar verildi. ABD'de Missouri Valisi Jay Nixon, geçen hafta 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın polis tarafından öldürüldüğü St. Louis kentinin Ferguson semtine Ulusal Muhafız birliği konuşlandırılması emrini verdi. Nixon, Ferguson'da "düzen ve sükûnetin yeniden sağlanması" amacıyla semte Ulusal Muhafız birliği konuşlandırılması emrini verdiğini açıkladı. St. Louis kentinin çoğunlukla siyahilerin yaşadığı Ferguson Mahallesi'nde 9 Ağustos'da 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown, silahsız olduğu sırada beyaz bir polis memuru tarafından vurularak öldürülmüştü. Olayın ardından Ferguson semti, hafta boyunca gösterilere sahne olmuştu. Polisin göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği göstericiler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmıştı. Missouri Valisi Nixon, Ferguson'da olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. OBAMA, TATİLİNİ YARIDA KESTİ Semt dün gece yine polisle göstericiler arasında çatışmalara sahne olmuş, ABD Başkanı Barack Obama, tatilini iki günlüğüne yarıda keserek Washington'a dönmüştü. Obama'nın Washington'da Ferguson'daki gelişmeler hakkında Adalet Bakanı Eric Holder'la görüşeceği bildirilmişti. OTOPSİ SONUCU ABD Adalet Bakanı Eric Holder, Brown'ın cesedine federal otopsi yapılması talimatı vermiş, otopside siyahi gencin vücudunda ikisi kafasında olmak üzere 6 kurşun izine rastlanmıştı. Kaynak Radikal 18.08.2014 |
ABD'ye "basın özgürlüğüne saygı" çağrısı
http://s25.postimg.org/azrldngkf/agi...d_ye_cagri.jpg AGİT, gazetecilerin basın özgürlüğüne saygı duyulmasını istedi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) Ferguson'daki gösterilerle ilgili haber yapan gazetecilerin basın özgürlüğüne saygı duyulmasını istedi. AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatoviç yaptığı yazılı açıklamada, ABD'de 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ın polis tarafından öldürüldüğü St. Louis kentinin Ferguson semtinde ortaya çıkan gösterilerde gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. ABD otoritelerini olayların arkasındaki nedenleri bütün yönleriyle incelemeye davet eden Mijatoviç, "Ferguson'daki olaylarla ilgili haber yapan gazetecilerin özgür ve emniyetli bir şekilde çalışabilmelerinin sağlanmasını istiyorum" dedi. Getty Images foto muhabiri Scott Olson, Alman gazeteciler Ansgar Graw ve Frank Herrmann'ın gözaltına alındığı ve daha sonra serbest bırakıldığı belirtilen açıklamada, olaylar sırasında Washington Post muhabiri Wesley Lowery, Huffington Post muhabiri Ryan J. Reilly ve El Cezire televizyonu ekibinden bir kişinin yüzlerine biber gazı sıkıldığı ve gözaltına alındıkları hatırlatıldı. Ferguson'daki olayların hassasiyetinin farkında olduğunu vurgulayan Mijatoviç, "Fakat emniyet güçleri kamu düzenini sağlarken, halk protestosu hakkında bilgi veren medyanın hakları göz önünde bulundurulmalıdır. Gazeteciler polisler tarafından tehdit edilmemelidir" ifadelerini kullandı. Kaynak TRT Haber 19.08.2014 |
Ferguson'da bir kişi daha öldürüldü
http://s25.postimg.org/heqmabna7/abd_de_isyan.jpg ABD'de yine polisin karıştığı bir öldürme vakası yaşandı. ABD'de 18 yaşındaki silahsız siyahi Michael Brown'ın polis tarafından öldürülmesi sonrası olayların patlak verdiği St. Louis kentinin Ferguson mahallesi yakınlarında yine polisin karıştığı yeni bir öldürme vakasının yaşandığı bildirildi. Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, St. Louis'de görevli iki polis memuru, Ferguson'a birkaç mil ötede, kendilerine yaklaşarak bıçak çeken siyahi bir adamı vurarak öldürdü. Polis Şefi Sam Dotson, gazetecilere yaptığı açıklamada, 23 yaşındaki adamın yakındaki bir marketten enerji içeceği ve kek tarzı bir yiyecek satın aldığını, "caddede bir geri bir ileri giderek tutarsız davranışlar sergilediğini" kaydetti. Dotson, polis memurlarının adamdan defalarca bıçağı yere bırakmasını istediklerini, ancak adamın, "Vur beni, şimdi öldür beni" şeklinde yanıt verdiğini söyledi. Dotson, bıçaklı kişinin, polis memurlarından birine 1 metreye kadar yaklaştığını belirtti. Olay yerine polis ekiplerinin konuşlandırıldığı ve bölgenin kordon altına alındığı belirtiliyor. Kaynak TRT Haber 19.08.2014 |
Neredesin CNN, neredesin BBC? Gezi Kalkışması'nda saatlerce canlı yayın yaptığınız gibi, ABD'de Ferguson'da yaşanan olaylarla ilgili olarak da saatlerce canlı yayın yapsanıza. Hadi, ne duruyorsunuz?!
|
Almanya'da Hamburg'da yapılan protestolara karşı Alman Hükümeti'nin yapmış olduğu sert müdahaleler ve ABD'de Ferguson'da yapılan protestolara karşı Amerikan Hükümeti'nin yapmış olduğu sert müdahaleler, Türkiye'de mevcut meşru hükümeti devirmeye yönelik olarak gerçekleştirilmiş olan Gezi Kalkışması'na karşı yapılan müdahaleleri eleştirenlerin fikren perişan olmalarını sağladı Allah'a şükürler olsun.
Türk Polisi, Gezi Kalkışması süresince büyük bir kahramanlık sergileyerek hem Gezici anarşistlerin anarşilerini bastırmaya çalışırken hem de can kaybı olmaması için orantılı müdahalele bulunmaya çalıştı. Maalesef ki 5-6 civarında vatandaşımız istenilmese de çoğunluğu kazaen olmak üzere bu kalkışma sırasında öldüler. Kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın. Türkiye'de 4 askerî darbeyle (27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 askerî darbeleri) 3 tek parti yönetimindeki sağ hükümet (1960'da Demokrat Parti, 1971 ve 1980'de 2 kez Adalet Partisi) ve 1 sağ koalisyon (1997'de Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin oluşturmuş olduğu Refahyol Koalisyonu) gayrimeşru yolla devrilmiştir. Daha önce 4 askerî darbeyle milletin hükümetlerinin devrildiklerini bilen şımarık zengin çocukları, bir kısım Alevi vatandaşlarımızı da kandırarak Gezi Kalkışması'yla 5. askerî darbeyi yaptırmak ve 1 sağ parti hükümetini (Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti) daha yine askerî darbeyle yine gayrimeşru yolla devirmek için anarşist kalkışmada bulunmuşlardır. Gezi Kalkışması, 5. askerî darbe teşebbüsüdür ve AK Parti Hükümeti'nin sağlam duruşu ve Türk Polisi'nin kahramanca mücadelesi ve Müslüman Türk Milleti'nin de partisinin ve polisinin yanında ve arkasında yer alması sayesinde başarıyla bastırılmıştır hamdolsun. Gezi Kalkışması olayları sırasında Reis ne yaptı? Erdoğan, kalkışmanın öncülerinden bazı şahıslarla görüşerek Gezi Parkı'na Topçu Kışlası'nın yapılmasını halk oylamasına götürmeye hazırız diyerek demokratik bir öneri sundu. Buna rağmen Geziciler anarşilerine devam ettiler. Reis, demokratça davrandı, kararı halkımız versin dedi; ama Geziciler anarşistliklerini, darbeciliklerini sürdürdüler. Demokrasilerde, meclislerden güven oyu almış olan hükümetler sokaklarda yapılan kalkışmalarla düşmezler, düşürülmezler. Türkiye'de yaşayan laik vatandaşlarımızın ve Alevi vatandaşlarımızın ülkemize ve milletimize karşı kışkırtılmaları ve saldırtılmaları büyük bir alçaklıktır. Kimse laik vatandaşlarımızı ve Alevi vatandaşlarımızı vatanımıza ve milletimize saldırtmaya çalışmasın. Laik vatandaşlarımızın ve Alevi vatandaşlarımızın destekledikleri siyasi partiler iktidara gelemezler diye bir kural yok. % 10 civarındaki laik vatandaşlarımız + % 10 civarındaki Alevi vatandaşlarımızın oluşturduğu CHP, eğer birlikte iktidar olabilecek kadar bir çoğunluğa ulaşabilirlerse % 10 civarındaki Türk milliyetçisi vatandaşlarımızın oluşturduğu MHP ile CHP-MHP faşizm koalisyonunu oluşturabilir. Türkiye'de daha önce de bunun benzeri bir koalisyon olan Anasol-M Koalisyonu kurulabildi. % 10 civarındaki laik + % 10 civarındaki Alevi + % 10 civarındaki Türk milliyetçisi vatandaşlarımız genel seçimlerde halkımızı ikna edebilirlerse; laik, Alevi ve Türk milliyetçisi CHP-MHP faşizm koalisyonunu oluşturabilirler. Herkes hukuk kuralları ve demokrasi içerisinde mücadelesini sürdürmeli ve kimse, darbe, kalkışma türü gayrimeşru yollara tevessül etmemelidir. |
Selim Atalay
http://s25.postimg.org/q628ibvyz/selim_atalay.jpg Kollarını kaldırıp teslim olsa bile... Önceki yıl Florida’da 17 yaşındaki bir siyah genç, mahalleyi korumak için gönüllü muhafızlık yapan beyaz tarafından öldürüldü. Beyaz muhafız, siyah gencin tipini beğenmemişti... Mahkemede beraat etti. Başkan Obama o sıra -O genç 35 yıl önce ben olabilirdim- dedi... Haklıydı. Amerika’da siyah olmak, potansiyel suçlu sayılarak öldürülmek için yeterli bir neden. Siyah adam öldürülmeden gençlik yıllarını atlatabilirse, orta yaşlarda ABD Başkanı olabiliyor. Önemli olan, seçilene dek sağ kalmayı başarmak... Üstelik siyah genç ölümleri sıklaşmaya başladı. Ve sayı artınca, Obama ölen her siyahla özdeşleşmekten vazgeçti. Geçen hafta Mizuri eyaletinin 20 bin nüfuslu Ferguson kasabasında 18 yaşında bir genç polis tarafından öldürüldü. Görgü tanıkları, gencin elleri havadayken polisin 7 ila 10 el ateş ettiğini söylüyor... Polis ise gencin, memurun silahını almaya çalıştığı için vurulduğunu savunuyor... Her durumda, silahsız birisine şarjör boşaltmaya -infaz- denmekte... Bu olay öncesinde de ABD’de siyahlar sudan nedenlerle polis tarafından öldürülmüştü. Ferguson’daki son cinayet, siyahlarda -Neden hep biz ölüyoruz- sorusunu uyandırdı, sonra da sokağa çıktılar... Ferguson 4 gün, daha çok geceleri birbirine girdi. Birkaç yüz siyah protestocu sokaklara çıkınca, karşılarına birkaç yüz tam teçhizatlı ve üstelik askerî teçhizatlı polis çıktı... ABD; Irak ve Afganistan’dan çekildikten sonra elde o kadar çok silah, malzeme, helikopter, zırhlı araç kaldı ki, bunları polis teşkilatlarına vermeye başladılar. Polisler de bu askerî teçhizatla kendilerini Rambo sanmaya başladı... Ferguson’da siyah protestocuların karşısına özel harekât kamuflajlı, otomatik tüfek ve lazer dürbünlü bir savaş makinesi çıktı... Usulen gelen -Dağılın- komutuna uyulmayınca, polis gaz attı, plastik mermi kullandı. Karşıdan da molotof geldi... İlk gecelerde dükkanlar yağmalandı, yangınlar çıktı. Ferguson’un patlamakta olduğu gözle görülürken, ABD ulusal medyası olayla ancak 3. günde ilgilenmeye başladı. O ilgi bile 1-2 dakikalık TV haberleri ya da gazetelerde ajans haberleriyle sınırlı kaldı... Twitter ise Ferguson’u daha yakından izliyordu. Ulusal medya kasabaya gelince, bilgi akışı Twitter üzerinden hızlandı. Dördüncü gece ise kıyamet koptu... Polisin gaz kullanımı olaydan uzak evlere yansıdı. Kapsüller ilgisiz evlerin bahçelerine atıldı. Polis, medyayı doğrudan hedef aldı. Canlı yayın yapan TV ekibine gaz fişeği atıldı, yayındaki muhabirler kuşatılıp yayın kesildi... Kamera ekiplerine -kameraları kapatıp buradan uzaklaşın- dendi. Hamburgercide oturup haber yazmakta olan 2 muhabiri yıldırmak için polis -Burayı kapatıyoruz, siz de kalkın- dedi, muhabirler neden diye sorunca, kelepçelenip gözaltına alındı. Bir tanesi Washington Post’un muhabiriydi. Polis bu muhabiri kelepçeledikten sonra -fazla yavaş yürüyor- diye itip kola dolabına yapıştırdı... Sonra karga tulumba araca alındılar. Görüntüleri var. Bir saat nezarette kaldılar, sonra sorgusuz kayıtsız serbest bırakıldılar. Polis, muhabirleri etkisiz kılmak için önemli bir gıda zincirinin dükkânını kapattı. Barışçı protesto hakkı- diye birşey varsa, o Ferguson’da yoktu. Gerçi polis -itidalli davrandık, önce onlar molotof attı- diyor, ama barışçı unsuru ilk dakikalarda kayboldu. Sonra polisin aşırı güç kullanmaması ilkesi de ânında yok oldu. Selam- diyene polis otomatik silah namlularını doğrultup korku yaydı... Yağma, yangın bir-iki gece oldu, orada da protestocular çizgiyi kaybetti... Ve yağma, polisin kalıcı biçimde sertleşmesine yetti... Gözaltılar var, tam sayı belirsiz, ama -dağılın- uyarısından sonra gözaltına alınanlar anayasal gösteri hakkını mı kullanıyor, polise karşı mı geliyor, anlaşılamadı... Yaralılar var, ancak hafif... Kafasından kapsülle yaralanan bir-iki kişi var, karnına plastik mermi gelen de öyle... Eylemcilerin sayısı birkaç yüzde kaldı, ancak mahallelerin halkı çoluk çocuk protestoya katıldı. Bütün bu aşamalarda olayların gidişini polisin tavrı belirledi... Ve gerilim sürekli tırmandı. Bakınca, polislerin beyaz, karşısındakilerin de siyah olması zaten kendi başına gerilim nedeni. Sonunda Başkan Obama yeniden açıklama yaptı ve -mazereti olmayan- Anayasa ihlâllerini hatırlattı: - Polise karşı şiddet - Vandallık ve yağma - Polisin aşırı güç kullanması - Gösteri hakkını kullananın nezarete atılması - Gazetecilerin taciz edilmesi, nezarete atılması - Gazetecilerin haber toplama ve bildirme hakkının engellenmesi ABD Anayasasındaki temel hak ve özgürlüklerin hemen hepsi Amerika’nın ortasında çiğnenmiş... Bunlar münferit olarak yaşanmaktaydı, şimdi toplu hâlde. Evet ihlâllerin -mazereti yok- ama 1960’ları andırırcasına 2014 yılında hâlâ ihlal yaşanıyor. Hesapta ABD siyah bir başkan seçti... Olayları yatıştırmak için konuşan bir siyah yerel siyasetçi: Bütün dünya bizi izliyor- dedi... Doğru... Hayret ve şaşkınlıkla izledik... Görgü tanıkları Ferguson’daki gencin vurulmadan önce kollarını ‘teslim’ şekilde havaya kaldırmış olduğunu anlatıyor. Teslim olan ve silahsız olan ahlâken de hukuken de vurulmaz... Vahşi Batı’da bile öyleydi... Şimdi ise vahşi kent sokaklarında teslim olmak bile yaşamı kurtarmaya yetmiyor. Ölünce de trajedi deniyor. Kaynak Star 16.08.2014 |
Selim Atalay
http://s25.postimg.org/q628ibvyz/selim_atalay.jpg Ağustos 2014’te ABD: Sokağa çıkma yasağı, ardından asker Yirmi bin nüfuslu Ferguson’da siyahların ayaklanması var... Polis kurşunuyla öldürülen 18 yaşındaki Michael Brown olayının sarsıntısı günlerdir sürüyor. Önce yerel polis etkisiz kaldı, sonra tam teçhizatlı eyalet polisi etkisiz kaldı. Gece sokağa çıkma yasağı işe yaramadı. Sokağa çıkma yasağı, ABD’de tarihî önemde bir karardır ve en uç noktayı gösterir: Halkı eve kapatmadan asayiş sağlanamıyor... Ardından da Ferguson’a asker yollandı... Bu ABD’de sıkıyönetim ilanı gibi birşeydir. Halkı eve kapat ve sokağa asker yolla... Bunlar kıyamet alametleri. Ferguson’da siyah gencin öldürülmesi haberine ABD TV’leri başlangıçta mesafeli kaldılar. İlgi, öldürülen gencin dükkân soyma görüntüleriyle arttı... Genelde sosyal medya öne çıktı. Cumartesi günü ise bir başka gariplik yaşandı. Akşam üzeri valinin -sokağa çıkma yasağı- açıklaması duyuruldu, ama bu karara neyin yol açtığını TV’den öğrenmek mümkün olmadı... Meğer cuma gecesi ciddi yağma yaşanmış... Yasak saati yaklaştıkça kentteki durumu TV’lerden göremiyorduk. Yasağın başlamasına 5 saat kala haber kanallarında saat başı bültende Ferguson birkaç dakika vardı, sonra yok oldu. Zaten sonra saat başı bülten de yoktu, cumartesi geceleri pek bülten olmazdı. Yasak saati yaklaşırken kentten canlı yayın beklerken, hiçbir kanal normal akışını bozmadı. Günde 1 ana haber saati olan ulusal kanalların akış değiştirmesi zaten beklenmezdi. Ancak haber kanallarında da ses yoktu. Yasağa 4 saat kala Fox News normal saat başı bültende birkaç dakika Ferguson’a bağlandı. Rakibi CNN ise haftalardır promosyonunu yaptığı belgesele geçti: Karabalık- Katil Balinaların hikâyesi. Bu belgeselden önce CNN’de Yezidiler ve Robin Williams için 2 ayrı kuşak daha vardı. Ferguson’da yasak öncesi gerilimin arttığı Twitter’da belliyken ve canlı yayın hak edecek görüntü, kent sokaklarında beklerken, CNN, Balina belgeselinden Kanun Kaçakları dizisine geçti. Fox, magazin sohbetiyle 2 saat geçirdi. MSNBC de o sıra belgesel yayınlıyordu. Vurgulamak gerekir: Fox açıkça Cumhuriyetçi Parti’yi, MSNBC de Demokratlar’ı destekler. Siyasi renkleri ilan edilmiştir. CNN ise ortadadır. Saat başında yasak yürürlüğe girince CNN, Kanun Kaçağı dizisini kesip, haber bültenine geçti ve Ferguson’a bağlandı. Bu sırada New York - Washington hattında saat 01.00, Ferguson’da gece yarısıydı ve ABD’nin doğusu yatağa girmişti... Yasak Ferguson’da başladığında ise polis bütün medyayı uzak bir kaldırıma toplayıp, çevrelerine plastik bant geçirdi: Sokağa çıkma yasağı medyayı da kapsıyordu, medya oradan kımıldamayacaktı. O noktadan kentte ne olduğunu anlamak mümkün değildi. O saatte Ferguson’dan yayının anlamı kalmamıştı. Ardından CNN anchor’ları gayet yatıştırıcı ve kanun -nizam- intizam yanlısı bir üslup izlediler. Anchor -Bu gece Ferguson’da barış, sükûnet var. Ve çoğu insan bunun sürmesini diliyor- derken, Twitter’da çatışma haberleri yer alıyordu... CNN yatıştırıcı ve sakin yayın yaparken, -kimsenin zarar görmemesi için polisin elinden geleni yaptığını, polisin gaz atmama sözü verdiğini ve bu sözü tuttuğunu, Ferguson halkının sükûnet istediğini, halkın bu olaylardan sıkıldığını, büyük çoğunluğun evde olduğunu, sokağa küçük grupların çıktığını- anlattı. Yasak yürürlükteyken CNN -İyi haberi verelim: Kentte sükûn, barış hâkim- dedi, olumlu tarafı vurguladı. İlk gece yasak sırasında birkaç medyacı gözaltına alındı. Kendilerine normal prosedür uygulandı: Silah doğrultuldu, yere yatırıldılar, elleri kelepçelendi, bir süre sonra da azarlanıp serbest bırakıldılar. İkinci gece olaylar erken patladı, silahlar konuştu, tam teçhizatlı polis, harekât başlattı. O sırada da haber kanalları daha seri canlı yayına geçtiler. Bu kez polis, -ayak altında dolaştıkları için- medyacılara sert davrandı. Peki medya neden Ferguson’a çekingen girdi? Önce belki cumartesi rehavetiyle yayın yıkmaya ve sponsorlu reklamlı belgeselleri aksatmaya cesaret edemediler... Nihayet Ferguson evet önemli sembolik anlamlar taşıyor olabilirdi, ama sokakta 100-200 kişilik grup olay çıkarıyordu. Sayılar ve yıkım daha fazla olsaydı ne olurdu, bilemiyoruz. Gerçek şu: ABD’de toplumsal eyleme karşı sokağa çıkma yasağı gibi çok olağandışı bir adım atıldı, ancak ilk gece kimse yayın akışını değiştirmedi. Canlı yayındaki yatıştırıcı üslup, polise destek ifadeleri, -halkın geneli bunu onaylamıyor- vurguları, yalnızca CNN değil, diğer kanallarda örneğin yerel eyalet kanalı KSDK’da da vardı. Anlaşılan kimse yangının üzerine körükle gitmiyordu. Hiçbir TV kanalı, olayı körükleyip, ABD’nin başka yerinde siyahları sokağa döken ve -Ağustos 2014’te ABD’yi yakan olayları tetikleyen TV kanalı olma- unvanını istemiyordu... O kadar dengeliydiler ki, Michael Brown’ı sokakta öldüren polis için bir avuç Fergusonlu destek gösterisi yaptı... Onu da yayında verdiler. Kaynak Star 19.08.2014 |
Akif Beki
http://img543.imageshack.us/img543/5020/zf6q.jpg Amerikan valisine teessüf ediyorum ABD'de polis, 18 yaşındaki silahsız bir zenciyi elleri havadayken vurup öldürürse ne olur? Kıyamet kopar... Missouri Eyalet valisi Jay Nixon da, Ferguson’da kopuveren kıyameti durdurmak için olağanüstü hâl ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Bunu yaparken ‘bir avuç çapulcunun, halkın güvenliğini tehlikeye atmasına izin vermeyeceklerini’ söylediği için değil yalnız teessüfüm. Sokağa çıkma yasağı ilan ederek Amerikan küresel düzenine yanlış mesaj gönderdiği ve çok kötü örnek olduğu için de değil... Öyleyse, bir toplumsal kıpraşmada sarıldığı ilk şey yasak koymak olduğu için midir Vali Bey’e bu teessüflerim?... Kendi halkından, Hüsnü Mübarek’in, Tahrir Meydanı’ndaki Mısırlılardan korktuğu gibi korktuğu için mi yani?... Sokak olaylarını, hemen eskilerin zecri tedbir dediği sert önlemlerle bastırmaya kalkıştığı için mi?... İtirazı olan bireylere, zulme başkaldıran muhaliflere karşı devletin gücünü, Şark devletlerindeki gibi görgüsüzce göstermeye yeltendiği için mi?... Amerika’dan dünyaya sakil bir Ortadoğu manzarasının yansımasına fırsat verdiği için mi?... Sokak hareketlerine en fazla bir hafta dayanabildiği, hemen höt zöte, devlet şiddetine, kamu gücüne ve kaba kuvvete abandığı için mi ya da?... Yoksa her muhalifi terörist, her protestocuyu çapulcu, her eylemciyi potansiyel düşman yerine koyduğu için mi?... Demokratik protesto hakkını acılı ve öfkeli insanların elinden aldığı, barışçıl gösteri ve yürüyüşleri fiilen imkânsızlaştırdığı, düşünce ve ifade hürriyetini fütursuzca askıya aldığı için mi?... Seçilmiş zorbalık eğilimi sergilediği, sivil diktatörlük kurma özlemlerini dışavurduğu, otoriterleşme temayülünü ayyuka çıkardığı için mi peki?... Ülkesinin resmî söylemleri ve her seferinde başkalarının gözüne soktuğu demokratik değerleriyle ters düştüğü için mi?... Seyahat özgürlüğünü hiçe saydığı, bu çağda vatandaşlarını eve hapsettiği için mi?... ‘Demek ki imamın dediğini yapacaksın ama yaptığını asla yapmayacaksın’ sözünü, en azından Amerika’yı imam belleyenler açısından haklı çıkardığı için mi?... Gezi şamatası sırasında Beyaz Saray ve Dışişleri bakanlıklarının art arda yayımladığı ‘Demokratik muhalefeti susturmayın beyler’ temalı en az 18 uyarı, ikaz ve ihtarı şimdi nereye koyacağı sorusunu şak diye kendi alnının çatına bir serlevha gibi yapıştırdığı için mi?... Hayır, hiçbiri değil Amerikalı valiyi esefle kınama sebebim. Çok daha basit bir gerekçesi var. AK Parti iktidarına karşı yürüttükleri mücadelenin bütün ahlâki meşruiyetini, Amerikalıların resmî ağızlarından dökülecek iki kırık cümleye bağlayan Türkiye’deki sokak muhalefetini nasıl iyot gibi açığa düşürüp ortada bırakacağını hesaba katmadığı için... Bu çifte standart, bu tutarsızlık, bu çelişkiler karşısında, vaziyeti kurtarmaya çalışırken kıvranan bedbahtları ne gülünç zorluklara mâruz bırakacağını öngöremediği için... Obama’ya, aynen Tayyip Erdoğan gibi “Polise mukavemetin de, çapulculuk ve vandallığın da mazereti olamaz” dedirterek yandaşlarına kıvırma payı bırakmadığı için... Ankara’daki bir Amerikan Büyükelçisi’nin, bundan sonra sokak olaylarına hangi yüzle koltuk çıkacağını düşünmeden hareket ettiği için... ABD’nin lafına güvenerek kendi hükümetlerine kafa tutan dünyanın her yerindeki muhaliflerin ayağının altındaki referans halısını hoyratça çekip aldığı için... Kısacası, ‘Demokratik protesto hakkına saygı bekliyoruz, barışçıl gösterilere müdahaleyi kaygı ve endişeyle izliyoruz, bütün devletleri zorbalık ve ceberutluktan uzak durmaya çağırıyoruz’ türü teraneler eşliğinde çok güzel çalıp durdukları Amerikan zurnası, ne zaman ucu kendilerine dokunsa orada acı acı zırt dediği için... İşte bunun için kendilerine en kalbi teessüflerimi bildiriyorum. Hürriyet 19.08.2014 |
Cemile Bayraktar
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/823/ngpk.png Ferguson'da Malkom X ve Bedford Forrest posteri yan yana mıydı? Bir önceki yazımda, Suriyeli mülteciler konusundaki birtakım ırkçı çıkışlar ile Ferguson Olayları'nın "ırkçılık" başlığında benzerliğinden bahsedip, cümlemizi naçizane merhamete davet etmiştim, bu kez Ferguson Olayları'na basının yaklaşımı noktasındaki iki yüzlülük ve bir takım sorunlu analojiler üzerinden devam edelim... Ferguson'da geçtiğimiz hafta 18 yaşındaki siyahi genç, silahsız olmasına rağmen polis tarafından öldürüldü, gencin vücudundan 6 kurşun çıkarıldı. Bunun üzerine bölgede eylemler başladı, ABD güvenlik güçleri olaylara sert müdahale etti. Gezi günlerini hatırlarsınız, CNN ve BBC gibi dünya kanalları Gezi'den 24 saat canlı haber yaptı, kullandıkları haber dili sanki Türkiye'de bir "iç savaş çıkmış" gibiydi hatta bazen kaynağı olmayan, "iddiaya göre" diliyle haber yapma telaşına bile düşüldü. Mesele ABD/Ferguson'a gelince ise bu yayınlar mecbur olmadıkça konuyu dillendirmedi. Durum böyle olunca haklı olarak bu kanallar tarafgir olmakla ve basın etiği olmamakla itham edildi. Hatta Atlanta'da CNN'i protesto etmek için eylem yapıldı. Gezi'de ne olmuştu, kısmına girmeyeceğim zira çoğumuz bu başı spontan, devamı plânlı darbe girişiminin ne olduğunu, devamında gelen darbe girişimleri ve yukarıda saydığım basın sayesinde gayet net biliyor. Mesele Gezi değil zira Gezi başarısızlıkla sonuçlanmış bir darbe girişimi olarak nahoş anılarımız arasındaki yerini aldı. Mesele Ferguson ve Gezi arasında kurulan sakat analojiler... İlk sakat analojimiz Uluslararası Af Örgütü/Amnesty International'dan, aslında birçok noktada iyi işler yapan Amnesty, mesele Müslümanlar olunca yer yer tarafgir olabiliyor, daha evvel ABD ordusunun, Afgan kadınları "özgürleştirdiği" pankartına imza atan Amnesty'nin pankartının mürekkebi kurumadan, sivil Afgan kadınlar, ABD ordusu askerince katledilmişti. Ferguson Olayları konusunda da Amnesty boş durmamış ve Gezi ile benzerlik olduğu vurgusunda bulunmuş, ne alâkaysa? Diğer analojiler ise sosyal medya üzerinden yapılıyor, Fergusonlular ile Geziciler eşitleniyor... Uzatmayacağım; Gezi Olayları iç ve dış müdahaleler -özellikle bugünlerde bizi dinlediği ortaya çıkan Almanya- sonucu işlenen bir süreçti, Gezi'nin hedefinde Türkiye'deki zenciler -ahlâki ifade ile siyahiler- ve onların iradesi vardı, Ferguson'da da aynı şekilde hedef olan kesim siyahiler. Yani, Gezi ve Ferguson arasında bir analoji kuramayız, illa kuracaksak burada hedef olan kesimleri doğru tanımlamamız gerekiyor. İlla bir analoji kurulacaksa bir darbe girişimi olan Gezi, yakıp yıkan "Moğol anlayışı ile ilerleyen" Gezi eylemcileri ile Ferguson polisi arasında "siyahilere" karşı olmak bakımından bir analoji kurulabilir. Bir diğer husus kafa karışıklığı... Tozu dumana katan Gezi'deki mâlûm kafa karışıklığı sonucunda hatırlarsınız sık sık Mustafa Kemal posterleri ile Abdullah Öcalan posterleri yan yana açılmıştı. Mustafa Keser'in ah pardon Mustafa Kemal'in askerleri, Apocu gerilla ile yan yana yürüyordu. Kimin kime benzediği kısmına hiç girmeden, zira bu isimler arasında Malkom X'e benzetebileceğim kimse yok, merak ediyorum acaba Ferguson'da Malkom X posteri ile siyahilere yönelik ırkçılığın baş isimlerinden Klu Klux Klancı Bedford Forrest posteri yan yana gelmiş midir? Sorum retorik, gelmediğinden şüphemiz yok, en fazla Fergusonlular Malkom'un posterini taşıyorken, ABD kolluk güçleri Klu Klux Klan maskesi takıyordur. Ez cümle; bu sakat analojilere girilmemeli, meselede tek bir boyut var o da birtakım örgütlü medyanın Gezi'nin eylemcisi, Ferguson'un polisi olması mevzusu... Son olarak, dünyaya "demokrasi" dersi vermekte mahir, kendi içinde bir ABD milliyetçiliği -görmek için birkaç bölüm Rambo izlemek kâfi- oluşturmuş ABD için üzeri örtülü bir ırkçılık hortlaması tehlike sinyali veriyor: Amerika araştırma kuruluşlarından Pew Research'in Ağustos ayında 1.000 yetişkinle yaptığı araştırmaya göre, Amerikalıların % 44'ü olayın ırkçılıkla alâkalı bir konu olduğunu düşünüyor ama % 40'ı konunun hak ettiğinden fazla ilgi gördüğünü düşünüyor, ayrıca % 32'si olaylarda polisin doğru yaptığını düşünüyor. Sakat analojilerden ziyade mesele budur. Kaynak Yeni Şafak 20.08.2014 |
|
Selim Atalay
http://s25.postimg.org/q628ibvyz/selim_atalay.jpg ABD'de uzun yaşamanın sırları Amerikan polisi silahını çekince, karşısındakinden mutlak itaat bekler... Ve polis tetiğe basmaya karar verdiğinde öldürmek için ateş eder... Öldürücü Kuvvet Kullanmak- deniyor... ABD polisi için silah kullanmak, bir güvenlik adımı... Yetkiyi anayasa mahkemesinden alıyorlar. Mahkeme kararlarından çıkan sonuç şu: Polisin, diğer polislerin ya da çevredekilerin yaşamına tehdit oluşturan bir kişiye polis ateş eder. Ayrıca eğer sanık ağır bir suç işlemişse ve kaçmaya çalışıyorsa ve de kaçması ciddi bir tehdit oluşturacaksa, yine vurulur. Ferguson’da günlerdir süren ayaklanmanın ve polisle çatışmaların temelinde 18 yaşındaki silahsız ve siyah gencin en az 6 kurşunla polis memurunca vurulması var... Silahsız birisinin öldürülmesi, her durumda rahatsız edici, ancak olayın ayrıntıları hâlâ tam bilinmiyor. Gencin, polisin silahını almaya çalıştığı ya da polise yumruk attığı iddiaları var. -Dur- ihtarından sonra koşarak polisin üzerine yürüdüğü de öne sürülüyor, ancak ayrıntı hâlâ yok. Bu olayın daha etkisi sürerken, 5-6 km ötede bir başka olayda polis bir siyahı daha öldürdü... Görüntüleri de var. Bu kez sanık bakkaldan iki kutu içecek alıp, ödemeden dışarı çıkıyor, sonra dönüp raftan bir de donut kurabiye alıyor... Dükkanın önünde oyalanırken ve akıllı hareketler yapmazken, polis geliyor. İki polis araçtan çıkarken, sanık bıçak çıkarıyor ve polislere doğru sallayıp, bağırıp çağırıyor. Bu arada -Olduğun yerde kal- komutu var, ancak dinlemiyor ve iki polis 12 el ateşle sanığı öldürüyor. Neden yaralamıyorlar? Polis anlayışında yaralama yok. O hareketlerin filmlerde olduğunu söylüyorlar... Yaralamaya çalışırken ıskalayıp başkalarına zarar vermeleri riski varmış. Ayrıca yaralamakla tehdidin durmayacağına inanç var. O yüzden silah çekiliyor, şöyle böyle ihtar ediliyor ve öldürücü kuvvet kullanılıyor. Ferguson’daki olayda ve diğerlerinde polisin ceza da almadan dosyanın kapanması mümkün. ABD’de 2012’de 410 kişi polis tarafından öldürüldü ve dosyalarda yargılamaya gerek görülmedi. 2013’te bu sayının 450’ye yaklaştığı söyleniyor. Tam veri yok. Japonya’da ise yakın tarihte bilinen hiç böyle bir olay yok. Almanya’da 8 kişi öldürülmüş. Yani Amerika’da her gün en az bir kişi polis kurşunuyla öldürülüyor. İdam cezası ile de karşılaştırmışlar, son 10 yılda idamların sayısı yılda 80-90 arasında kalmış. Polis kurşunuyla ölümler ise 400’den aşağı inmemiş. Silahsız adamı kurşunlayıp öldürmek -Orantısız güç kullanımı- diye düşünülse de yasa, polise mâkul karar verme yetkisi veriyor. Yani o anda başka polis nasıl düşünüp nasıl hareket ederse, o mâkul. Burada -silahsız adam polise doğru koştu, polis de onu vurdu- deyince, gerçekten tehdit olup olmaması değil, polisin algılaması ve takdiri önemli. Hukukçular şu garip örnekte ateş etmesi hâlinde polisin yargılanmayacağını söylüyorlar: Bir adamın, çocuğun boğazına bıçak dayadığını gören polis, ateş edip adamı vuruyor. Ama adam çocuğun babası ve elindeki de plastik bıçak: Baba şaka yapıyormuş... Burada polis -ben tehlike gördüm- deyip kurtuluyor. Aslında bu garipliklerin ve infazların en büyük nedeni: ABD’nin silah merakı... Herkes tepeden tırnağa silahlı olunca, silahlanmak bir Anayasal hak sayılınca, polis de herkesten daha önce tetiği çeken taraf olmak istiyor... Elini cebinden çıkaracaksın, çünkü silah tuttuğunu sanabilir. Amerikan polisi itaat bekliyor. Los Angeles’ta 17 yıl polislik yapan, şimdi de üniversite hocası Sunil Dutta, geçen, Washington Post gazetesine yazdı. Diyor ki: Canının yanmasını istemiyorsan, dediğime uy... Olaya polisin nasıl baktığını özetlemiş: “Kurşunlanmak, taser ile elektrik akımı yemek, biber gazına hedef olmak, coplanmak, yere indirilmek istemiyorsan, sana ne diyorsam onu yap. Benle tartışmaya girme, bana argo sıfatla hitap etme, -beni durduramazsın- deme, -ırkçı köpek- deme, sonra hakkımda dava açacağını ve beni meslekten attıracağını falan söyleme. Maaşını ben veriyorum- deme, hatta bana doğru sert adımlarla yürümeyi aklına bile getirme...” Peki poliste bir kanunsuzluk varsa: Sonra amirimi bul, şikâyet et, insan hakları kuruluşlarına git- diyor... Sistem açısından da -Polisin karşısında sen zaten yargı kararı kesinleşene dek suçlu değilsin- diyor ve polise o an tolere edilip, sistemin işlemesine izin verilmesini istiyor... Ve vurgu hep aynı: Öldürülmemek için, o an söylediklerime aynen uy... Polisten uzak kalmayı başaranlar, ABD’de uzun yaşıyor. Kaynak Star 23.08.2014 |
Amerikan Polisinin, Ferguson Yakınlarında Yine Bir Siyahi Genci Vurarak Öldürmesinin Video Görüntüleri
|
ABD polisi savunmasız bir siyahiyi daha vurdu
http://s25.postimg.org/9tkpdy97j/irk...abd_polisi.jpg ABD’nin Güney Carolina eyaletine bağlı Richland County kasabasında emniyet kemerini takmadığı için durdurulan siyahi bir genç, silahsız olduğu ve hiçbir direnme göstermediği hâlde polis tarafından vuruldu. ABC News’un haberine göre, Levar Jones adlı 34 yaşındaki siyahi adam, emniyet kemerini takmadığı için polis tarafından durduruldu. Polis Sean Groubert, Levar Jones’u aracından indirerek kimlik belgelerini istedi. İKİ KEZ ATEŞ ETTİ Jones kimlik belgelerini almak için kamyonetinin içine eğildiği sırada silahını çeken polis Sean Groubert, “Arabadan çık” diye bağırdıktan sonra kurbana iki kez ateş ederek vurdu. "BENİ NEDEN VURDUN" Siyahi adamın o sırada, “Beni neden vurdun” diye bağırdığı duyuldu. Olay üzerine polis Sean Groubert açığa alındı. Groubert’in 20 yıl hapis istemiyle yargılanması bekleniyor. Kaynak En Son Haber 29.09.2014 |
|
ABD polisi siyahi bir genci daha vurdu
http://s25.postimg.org/lly12fpgf/abd_polisi.jpg Bir polis memurunun görevde olmadığı esnada, siyahi genci öldürdüğü belirtildi. Olay, ülkede Ağustos ayında büyük protesto gösterilerine neden olan, siyahi genç Michael Brown'ın öldürüldüğü Ferguson'a 20 kilometre uzaklıktaki Shaw semtinde meydana geldi. St. Louis Polisi, adını açıklamadığı 18 yaşındaki siyahi gencin silahlı olduğunu ve güvenlik güçlerine 3 el ateş ettiğini ileri sürerken, gencin yakınları ise siyahi gencin elinde sandviç olduğunu ve polisin bunu silah sanarak ateş ettiğini savundular. Olayın duyulmasının ardından kentin bazı bölgelerinde protesto gösterileri düzenlenirken, protestocuların polis araçlarına zarar verdikleri kaydedildi. Olayın ardından bölge polisinin açıklamasına göre, kimliği açıklanmayan, ancak altı yıldır St. Louis Polis Departmanı'nda görev yaptığı belirtilen polis memurunun takip ettiği iki şüpheliyi gözaltına almak istediği, 'dur' ihtarı üzerine kaçmaya başlayan gençlerden birisinin üzerindeki silahı memura yönelterek ateş etmeye başladığı belirtildi. Polis, silahlı gencin en az 3 el ateş ettikten sonra silahının tutukluk yaptığını açıkladı. Polisin siyahi genci etkisiz hâle getirmek için 17 el ateş ettiği öğrenildi. Özel bir güvenlik firmasında da görev yaptığı öğrenilen memurun olay sırasında herhangi bir yara almadığı kaydedildi. Polis memurunun mesaide bulunmadığı hâlde neden resmî üniformasının üzerinde olduğu ise tartışma yarattı. Polis, olay yerinde yapılan incelemede gence ait olduğu ileri sürülen bir 9 mm. Ruger marka tabanca bulunduğunu açıkladı. ÖLEN GENCİN SİLAHSIZ OLDUĞU İDDİASI Öte yandan ölen gencin yakınları, polisin açıklamasına tepki göstererek kurbanın olay ânında silahlı olmadığını savundular. Adı açıklanmayan siyahi gencin elinde silah olmadığı ve sandviç taşıdığı belirtilirken, polisin, kamuoyunu yanılttığı öne sürüldü. Kaynak TRT Haber 09.10.2014 |
|
ABD'de polis oyuncak silahlı çocuğu vurdu
http://s25.postimg.org/cdw8lybof/tamir_rice.jpg Amerika Birleşik Devletleri bir kez daha polis şiddeti vakasıyla sarsıldı. Polisler bu kez elinde sahte silah olan 12 yaşında bir çocuğu vurarak öldürdü. ABD'nin Cleveland şehrinde 12 yaşında bir çocuk, oyun parkında, elinde sonradan gerçek olmadığı anlaşılan bir silah olduğu için polis tarafından vurdu. Emniyetin açıklamasında, çocuğun polisin ‘eller yukarı’ çağrısına uymadığı için iki kez vurulduğu belirtildi. Çocuk hastanede hayatını kaybederken, biri 1 yıl, diğeri 10 yıldır görevde olan polisler hakkında soruşturma başlatıldı. Emniyet müdür yardımcısından, çocuğun olay yerine giden iki polise yönelik herhangi bir tehdidinin olmadığı, silahı da polislere doğrultmadığı açıklaması geldi. Kaynak Ntvmsnbc 24.11.2014 |
Oyuncak silahlı çocuk polis kurşunuyla öldü
http://s25.postimg.org/vlnywajdr/tamir_rice.jpg ABD’nin Ohio eyaletinde oyuncak tabancayla salıncakta sallanan 12 yaşındaki siyahi Tamir Rice, polise ‘silah doğrultmadığı’ hâlde açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Amerikan polisinin, siyahi gençlere önyargılı davranıp şiddete eğilim gösterdiğine yönelik tartışma yeni bir olayla alevlendi. Ohio eyaletinin Cleveland kentindeki bir oyun parkında 12 yaşındaki siyahi kökenli Tamir Rice, polisin ateş açması sonucu öldü. Polis Sözcüsü Ed Tomba, oyun parkı yakınlarındaki oturan bir kişinin cumartesi günü 911 yardım hattına telefon ederek salıncaktaki bir çocuğun elindeki silahla herkesi korkuttuğunu ihbar etmesinin ardından mahalleye polis gönderildiğini belirtti. Oyuncak olduğu belirtildi Tomba, ihbar üzerine parka giden polisin Rice’a ellerini yukarı kaldırmasını söylediğini, çocuğun belindeki silahı çekmesi üzerine görevinin ilk yılındaki bir polisin iki el ateş ettiğini söyledi. Çocuğun herhangi bir sözlü tehditte bulunmadığını, silahını da polise doğrultmadığını kaydeden Tomba, polisin neden ateş açtığının soruşturma sonucu belirleneceğini vurguladı. En az bir kurşunun Rice’ı karnından vurduğu ortaya çıktı; küçük çocuğu öldüren yaraya ise göğsü hedef alınarak ateş açılması neden oldu. Sonradan yayınlanan 911 kaydında ihbarı yapan kişinin Rice’ın elindeki tabancanın ‘muhtemelen sahte’ olduğunu söylediği açıkça duyuluyor. Irksal gerginlikler Ateş eden polisin geçici olarak görevden uzaklaştırıldığı belirtilse de Rice ailesi ‘gerçekte ne olduğunun aydınlatılmasını’ istiyor. Ailenin avukatı Timothy Kucharski, polisin ateş açmasına neden olan olayları bilmediğini vurgulayarak, “Âni kararlarla yargıya varmak istemiyorum” dedi. Missouri eyaletindeki St. Louis kentinin Ferguson bölgesinde 9 Ağustos’ta 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown’ı vuran beyaz polise ilişkin büyük jürinin kararı beklenirken Amerikan toplumunda ırksal nedenlere bağlı gerginlikler yükseliyor. Kaynak Milliyet 25.11.2014 |
|
Ve karar açıklandı
Jüri, polis Wilson'un yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. http://s1.trthaber.com/resimler/378000/379151.jpg ABD'nin Missiouri eyaletinde 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı öldüren polis memuru Darren Wilson'ın yargılanmasına gerek olmadığına karar verildi. Jürinin günlerdir süren değerlendirmesinin ardından St. Louis kentinin Ferguson mahallesinde Brown'u öldüren polis memuru hakkındaki karar açıklandı. 9'u beyaz ve 3'ü siyahiden oluşan 12 kişilik jürinin kararını St. Louis Savcısı Robert McCulloch birçok televizyon kanalından canlı yayınlanan basın toplantısı ile açıkladı. Jürinin olayın gerçekleştiği anda ve ardından toplanan fiziki delilleri incelediğini ve birçok görgü tanığını dinlediğini kaydeden McCulloch, detaylı bir sürecin ardından polis memuru Wilson'ın "kendisine verilen yetkiler dahilinde hareket ettiği ve cezai yargılamaya gerek görülmediğine" karar verildiğini söyledi. Jüri üyelerinin kararları ve kimin ne yönde oy kullandığı bilgilerinin gizli olduğunu ve açıklanmayacağını da belirten McCulloch, soruşturma sürecinde kayıt yapılmadığını da dile getirdi. GÖSTERİLER BAŞLADI Öldürülen siyahi genç Michael Brown'ın ailesi "karardan büyük hayal kırıklığı duyduklarını ancak karara ilişkin yapılacak protesto gösterilerinin barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmesini" istediler. Kararın ardından başta Ferguson olmak üzere birçok ABD kentinde gösteriler düzenleniyor. Polis, gösterilerin başladığı noktalarda geniş güvenlik önlemleri aldı. New York'ta Union Square'da toplanan yaklaşık bin kişilik topluluk, kararın açıklanmasının ardından polis barikatını yararak Wall Street yönüne doğru yürüyüşe geçti. MİSSOURİ'DE OLAĞANÜSTÜ HÂL Missouri Eyaleti'nde Vali Jay Nixon, karar açıklanmadan olağanüstü hâl ilan etmiş ve yarın okulların tatil edildiğini duyurmuştu. St. Louis'de Ulusal Muhafız Birlikleri kritik binaları koruma altına alırken, Vali Nixon, halka ''barış, karşılıklı saygı ve itidal'' çağrısında bulundu. St. Louis Belediye Başkanı Slay de barışçıl protestolara müsaade edileceğini ancak özel mülke zarar verilmesine müsamaha gösterilmeyeceğinin altını çizdi. 9 Ağustos'ta Ferguson'da meydana gelen olaydan sonra ülke genelinde protestolar meydana gelirken, polis Wilson açığa alınmış ama hakkında herhangi bir dava açılmamıştı. OBAMA'DAN AÇIKLAMA ABD Başkanı Barack Obama, Ferguson'da jürinin 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı vurarak öldüren beyaz polis memuruna ceza verilmemesi kararının ardından gösterilerin barışçıl şekilde yürütülmesini istedi. Kararın açıklanmasının ardından hemen Beyaz Saray'da kameraların karşısına geçen Obama, "Bazı insanlar bu karara katılırken, bazılarının çok büyük hayal kırıklığına uğradığını ve bu konudaki reaksiyonların anlaşılır olduğunu" söyledi. Ancak, barışçıl protesto çağrısında bulunan Michael Brown'ın ailesine katıldığını ifade ederek, kendisi de barışçıl gösteri çağrısında bulundu. Obama, "Michael Brown'un ailesi herkesten daha çok kayba sahip, onların bu isteklerini onurlandırmalıyız" diye konuştu. Obama, ABD'nin kanunlar ülkesi olduğunun altını çizerek, karardan öfke ve hoşnutsuzluk duyanlar olsa da Amerikalıların jürinin verdiği kararı kabul etmesi gerektiğini kaydetti. ABD'nin St. Louis kentindeki Soruşturma Kurulu, Ferguson'da silahsız 18 yaşındaki siyahi gencin öldüren polis Wilson'un yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. Kararın ardından ülke genelinde gösteriler başladı. Kaynak TRT Haber 25.11.2014 |
Ferguson'da Jüri Kararını Açıkladı, ABD Karıştı
http://s25.postimg.org/6tocp2273/ferguson.jpg ABD'nin Ferguson kasabasında mahkeme, silahsız siyahi genç Michael Brown'ı öldüren polis memurunun yargılanmasına "Gerek yok." dedi, ortalık savaş alanına döndü. ABD'nin Missiouri eyaletinde 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı öldüren polis memuru Darren Wilson'ın yargılanmasına gerek olmadığına karar verildi. Günlerdir beklenen kararın açıklanmasının ardından başta Ferguson kenti olmak üzere birçok şehirde tansiyon yükseldi. Sokaklara dökülen protestocular polisle çatışıyorlar. KARARI CANLI YAYINDA AÇIKLADILAR Jürinin günlerdir süren değerlendirmesinin ardından Ferguson kentinde Brown'ı öldüren polis memuru hakkındaki karar açıklandı. Dokuzu beyaz ve üçü siyahiden oluşan 12 kişilik jürinin kararını St. Louis Savcısı Robert McCulloch birçok televizyon kanalından canlı yayınlanan basın toplantısı ile açıkladı. Jürinin olayın gerçekleştiği anda ve ardından toplanan fiziki delilleri incelediğini ve birçok görgü tanığını dinlediğini kaydeden McCulloch, detaylı bir sürecin ardından polis memuru Wilson'ın "kendisine verilen yetkiler dahilinde hareket ettiği ve cezai yargılamaya gerek görülmediğine" karar verildiğini söyledi. Jüri üyelerinin kararları ve kimin ne yönde oy kullandığı bilgilerinin gizli olduğunu ve açıklanmayacağını da belirten McCulloch, soruşturma sürecinde kayıt yapılmadığını da dile getirdi. http://s25.postimg.org/uyp26rmhr/irk...n_polisi_1.jpg KARARIN ARDINDAN GÖSTERİLER BAŞLADI Kararın ardından başta Ferguson olmak üzere birçok ABD kentinde gösteriler düzenleniyor. Polis, gösterilerin başladığı noktalarda geniş güvenlik önlemleri aldı. http://s25.postimg.org/bi4ck8rdr/irk...n_polisi_2.jpg New York'ta Union Square'da toplanan yaklaşık bin kişilik topluluk, kararın açıklanmasının ardından polis barikatını yararak Wall Street yönüne doğru yürüyüşe geçti. http://s25.postimg.org/whkgbqt27/abd_de_kaos_1.jpg POLİS ARAÇLARI ATEŞE VERİLDİ Missouri Valisi Jay Nixon, jürinin kararı açıklanmadan önce tüm tarafları karar ne yönde olursa olsun sağduyulu olmaya çağırdı. Ancak jürinin aldığı karar sonrasında Ferguson sokaklarındaki gergin bekleyiş yerini şiddetli protesto gösterilerine bıraktı. Polis araçları ateşe verildi. Bazı iş yerlerinin camları kırıldı. http://s25.postimg.org/ur1fa9bj3/abd_de_kaos_2.jpg OLAĞANÜSTÜ HÂL İLAN EDİLMİŞTİ Vali, geçen hafta eyalette olağanüstü hâl ilan etmiş ve Ulusal Muhafız Birliğini de göreve çağırmıştı. Federal Soruşturma Ofisi (FBI) da geçtiğimiz hafta Ferguson semtine 100 ajanını göndererek gelişmeleri yakından takibe almıştı. http://s25.postimg.org/k5hjy957j/abd_de_kaos_3.jpg OBAMA: JÜRİNİN KARARINI KABUL ETMEK ZORUNDAYIZ ABD Başkanı Barack Obama, Ferguson'da jürinin 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı vurarak öldüren polis memurunun yargılanmasına gerek olmadığına karar vermesinin ardından gösterilerin barışçıl şekilde yürütülmesini istedi. http://s25.postimg.org/u42ikqen3/obama.jpg Kararın açıklanmasının ardından Beyaz Saray'da kameraların karşısına geçen Obama, "Bazı insanların bu karara katıldığını, bazılarının ise çok büyük hayal kırıklığına uğradığını ve bu konudaki reaksiyonların anlaşılır olduğunu" söyledi. Barışçıl protesto çağrısında bulunan Michael Brown'ın ailesine katıldığını ifade eden Obama, "Michael Brown'un ailesi herkesten daha çok kayba sahip, onların bu isteklerini onurlandırmalıyız" diye konuştu. Obama, ABD'nin kanunlar ülkesi olduğunun altını çizerek, karardan öfke ve hoşnutsuzluk duyanlar olsa da Amerikalıların jürinin verdiği kararı kabul etmeleri gerektiğini kaydetti. AİLEDEN "GÖSTERİLER BARIŞÇIL OLSUN" MESAJI Öldürülen siyahi genç Michael Brown'ın ailesi "karardan büyük hayal kırıklığı duyduklarını ancak karara ilişkin yapılacak protesto gösterilerinin barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmesini" istedi. http://s25.postimg.org/h1bhf7dsv/abd_de_kaos_4.jpg "YARGILANMAYACAĞINDAN EMİNDİ" 9 Ağustos'ta Ferguson'da meydana gelen olaydan sonra ülke genelinde protestolar meydana gelirken, polis Wilson açığa alınmış ama hakkında herhangi bir dava açılmamıştı. Brown'u öldüren polis Darren Wilson'ın "adam öldürme" suçundan yargılanıp yargılanmama kararı öncesinde evlenmesi, "yargılanmayacağından emindi" yorumlarına yol açmıştı. Polis Wilson'un merakla beklenen juri kararı öncesinde, karardan emin bir şekilde evlendiği ortaya çıktı. New York Times'da yayınlanan habere göre, geçen yıl boşanan 28 yaşındaki polis Wilson kendisinden 9 yaş büyük bir kadınla 24 Ekim'de evlendi. http://s25.postimg.org/ctgp6gcdb/darren_wilson.jpg (Brown'ı öldüren polis memuru Darren Wilson) http://s25.postimg.org/p9df075pb/michael_brown.jpg (Öldürülen siyahi genç Michael Brown) Kaynak Haberler 25.11.2014 |
ABD'de şiddet tırmanıyor!
http://s17.postimg.org/77a4dckcf/abd_de_siddet.jpg ABD'nin Missiouri eyaletinde 18 yaşındaki siyahi genci öldüren polisin yargılanmaması kararı üzerine çıkan olaylar büyüdü. ABD'nin Missiouri eyaletinde jürinin 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı öldüren polis memurunun yargılanmamasına yönelik kararı üzerine çıkan gösterilerin şiddet eylemlerine dönmesi nedeniyle Missouri Valisi Jay Nixon, bölgeye ek güvenlik gücü göndereceğini açıkladı. Jürininin kararını açıklamasıyla başta Missouri'deki St. Louis kentinin Ferguson bölgesi olmak üzere başkent Washington, New York, Los Angeles, Philadelphia, Seattle ve Oakland'da düzenlenen gösteriler bazı yerlerde şiddet eylemlerine döndü. Özellikle Ferguson'da onlarca binanın camının kırılıp ateşe verilmesi, bazı polis araçları ile bölge halkına ait araçların yakılması, silahlı eylemlerin görülmesi üzerine bölgedeki güvenlik önlemleri artırıldı. Missouri Valisi Nixon, Ferguson'da silahlı şiddet eylemlerine dönen gösteriler nedeniyle bölgeye ek Ulusal Muhafız Birliği askerleri göndereceğini duyurdu. St. Louis Emniyet Müdürü Jon Belmar, olaylı gecenin sabahında yaptığı basın toplantısında, 10 bin polisin görev yaptığı Ferguson'daki olaylarda 61 kişinin göz altına alındığını bildirdi. Belmar, ''Gerçekten ben orada barışçıl bir protesto görmedim. Bundan hayal kırıklığına uğradım" dedi. Daha sonra yapılan başka bir açıklamada ise gece boyu devam eden gösterilerde gözaltına alınanların sayısının 82'yi bulduğu kaydedildi. Olaylarda onlarca bina ve aracı ateşe veren göstericilerin bir kısmının özellikle alkol ve gıda satan dükkanları yağmaladıkları görüldü. St. Louis Savcısı, dokuz beyaz ve üç siyahi Amerikalıdan oluşan Soruşturma Kurulu'nun Brown'ı vuran polis memurunun yargılanmamasına yönelik kararını eldeki delilere dayanarak verdiğini açıklamıştı. Bu arada, Brown ailesinin avukatı Benjamin Crump, ABD medyasına yaptığı açıklamada adalet istediklerini belirterek, "Bu sistem her zaman polise, çocuklarımıza zarar vermeye ve öldürme izni veriyor. Bu dinamiği değiştirmek zorundayız" dedi. Kaynak Haber 7 25.11.2014 |
ABD'de sokaklar alev alev
http://s29.postimg.org/o77z0305j/abd_de_kaos.jpg Ferguson'da siyahi genci öldüren polisin yargılanmamasına yönelik protesto gösterileri alev alev ABD sokaklarına yayılmaya başladı. Araçları yakıp dükkânlara zarar veren çok sayıda eylemci gözaltına alındı. Gezi'de 24 saat yayın yapıp provokatörleri destekleyen CNN, Oakland'daki eylemcileri "ajitatör" ilan etti. Bir CNN muhabiri olaylarda yaralandı. ABD’nin Missouri eyaletinin Ferguson kentinde siyahi bir genci öldüren polisin yargılanmamasına yönelik jüri kararı üzerine California'nın Oakland kentinde düzenlenen protesto gösterisinde olay çıktı. Missouri eyaletinin St. Louis kentindeki Soruşturma Kurulu'nun kararının açıklanmasının ardından Oakland'da yaklaşık bin kişi 580 numaralı otoyolu trafiğe kapattı. Göstericiler daha sonra Oakland kent merkezine doğru yürüyüşe geçtiler. Şehir merkezinde toplanan göstericiler burada protestolarına devam ettiler. “Eller yukarı, ateş etme” sloganları atan protestoculardan bazıları polislere sözlü saldırıda bulundular. Göstericiler arasında bulunan bazı gruplar çevredeki kimi iş yerlerine ve araçlara saldırdılar ve maddi hasara yol açtılar. Bir grup ise sokakta ateş yaktı. Çok sayıda polis kentin belli yerlerinde tampon bölge oluşturdu. Polisin çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı bildirildi. Olaylarda kaç kişinin gözaltına alındığı açıklanmadı. CNN "ajitatör" ilan etti Türkiye'de Gezi Parkı olaylarında 24 saat canlı yayın yapıp provokatörlere destek veren CNN'in, Ferguson'daki gösterilerde eylemcileri "kışkırtıcı" mânâsında "ajitatör" şeklinde sıfatlandırması dikkat çekti. Protesto gösterisine katılanlardan Dequan Taylor, "Michael Brown ve ailesine saygı gösterisinde bulunmak için buradayız. Polisin böyle bir şey yapmaya hakkı yok. Şimdi o polisi serbest bıraktılar. Kesinlikle adalet yok. Burada bunu göstermek için toplandık" şeklinde konuştu. Mark Mason isimli bir başka gösterici ise, "Biz burada polis memuru Darren Wilson tarafından öldürülen Michael Brown ve ailesine destek için toplandık. O polisin şu anda kasten cinayetten hapiste olması gerekir. ABD genelinde polisler tarafından öldürülen birçok masum var. Burada bunları protesto etmek için bulunuyoruz" dedi. http://s16.postimg.org/n4gnlm3h1/abd_de_catismalar.jpg Missouri eyaletindeki St. Louis kentine bağlı Ferguson'da ağustos ayında meydana gelen olayda, polis memuru Darren Wilson'ın silahsız siyahi genç Michael Brown'ı vurarak öldürdüğü belirtilmiş, bunun üzerine Ferguson'da günler süren gösteriler başlamıştı. St. Louis'deki Soruşturma Kurulu'nun günler süren değerlendirmesinin ardından 18 yaşındaki Brown'ı öldüren polis memuru Wilson'ın yargılanmasına gerek olmadığı kararı açıklanmıştı. Karara tepki amacıyla ABD'nin birçok kentinde gösteriler düzenlendi. Kaynak Yeni Şafak 25.11.2014 |
|
All times are GMT +3. The time now is 06:49. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025