Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Osmanlı Tarihi (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=137)
-   -   Osmanoğulları 1299-1922 biz osmanlı torunuyuz (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=178182)

murataltug1985 11-27-2017 18:05

Osmanoğulları 1299-1922 biz osmanlı torunuyuz
 
Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize
bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların*ve o sapmışların yoluna değil

murataltug1985 11-27-2017 18:05

Kasrı şirin antlaşması 1746
enfal.de.com dan alıntıdır

Damat ibrahim Paşa zamanındaki iran savaşları Lâle Devri'nden sonra da devam etdi Ruslar, Safavilerin elindeki Azerbaycan ve Dağıstanı işgal etdi.Rusyanın kuzey irandaki işgaline karşın Osmanlılar Güney Azerbaycanı topraklarına kattı Tahmasp 1732'de Osmanlılar ile anlaştı Afsar Nadir Bey, Tahmasp'ı devirerek hâkimiyetini ilan etti (1736). Osmanlilar iran topraklarını Nadir Han'a bıraktı Her iki tarafıda yıpratan savaşlar, Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla bugünkü sınırların kabulüyle 1746 da son buldu*

I.Mahmut döneminde, başarılı savaşlar ve orduda düzenlemeler yapıldı.Fransız olan Osmanlı beylerbeyi Ahmet Paşa, Humbaraci Ocağını kurdu batılı savaş teknikleri uygulandı III.Osman'in yerine geçen, amcaoğlu III. Mustafa zamanında da orduda islahatlar devam etti Tophane islah edilerek yeni ve güçlü toplar dökülmüş, donanma yenilenmiştir. Ancak, Rusya ile yapılan harplerde yeniliklerin yeterli olmadığı görüldü

murataltug1985 11-27-2017 18:06

1829 edirne antlaşması
enfal.de.com dan alıntıdır


Girit ve Mora valiliğini II.Mahmut'a kabul ettiren Mehmet Ali Paşa yunan isyanını bastırmakla görevlendirildi. 1822'de Girit'e, 25' te Mora'ya girildi. Rusya, Fransa ve ingiltere aralarında anlaşarak Yunanistana özerklik istedi Türkler bu teklifi reddetti. Osmanlı ve Mısır donanması Navarin'de,yok edildi. 1828'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilân etti. Rus ordusu Erzurum'u ele geçirdi. Batıda Edirne işgal edildi. Padişah, Prusya, Fransa ve ingiltereyi araya sokarak, Londra Protokolünü kabul etti 1829 da Edirne Antlaşması 1930 da Londra Konferansı imzalandı. Antlaşma ile Prut rusya ile sınır oluyor, Eflâk, Boğdan ile Sırbistanın özerkliği kabul ediliyordu. Girit Osmanlılarda kalmış Yunanistanın bağımsızlığı tasdik edilmiştir

murataltug1985 11-27-2017 18:06

MISIR MESELESİ NİN ÇÖZÜMÜ*
BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ*
enfal.de.com dan alıntıdır

Rusya'nın Hünkar Iskelesi Antlaşmasıyla mısıra müdahalesini uygun bulmayan ingiltere ve Fransa devreye girdiler. Avusturya ve Prusyanın katılmasıyla 1840 da londra konferansı toplandı*

Mehmet Ali Paşanın veraset yoluyla Mısır valisi olması karşılığında, Suriye'den ve elinde tuttuğu Osmanlı donanmasından vazgeçmesi istendi. Konferans kararlarını Ali Paşa tanımadı ingiltere Suriyeyi topa tuttu. Ali Paşa antlaşmayı kabul etti. I.Abdulmecit ali paşanın mısır valiliğini onayladı. İngiltere kendileri aleyhine olan Hünkar iskelesi antlâşmasını iptal etdi 1841 de Londra Antlaşması ile istanbul ve Çanakkalenin barış zamanında savaş gemilerine kapalı tutması kararlaştırıldı*

Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Rusya 'nın boğazlardaki inisiyatifi elinden alındı .Islahat Hareketleri, Osmanli Devleti'nin uyguladığı, içte ve dıştaki başarısızlıklarını önlemeye yönelik yeniliklerdir Avrupa ve Rusya'nın iç işlerine müdahalesi, Osmanlı Devleti'ni, yeni tedbirler almaya zorladı. gayrimüslim devletlerin müdahalesine firsat vermemek için idarî ve hukukî düzenlemelere gidildi*

Tanzimat dönemindeki barış Rusya'nın müdahalesiyle bozuldu Balkanlarda panislavist politika izleyen Rusya, Kutsal yerler sorunuyla Osmanlı Devletini hedef aldı."Şark Meselesiyle Osmanlı Devleti'nin toprakları paylaşıldı*
Küçük Kaynarca antlaşmasıyla Osmanlı Ortodoks haklarını koruma rolü üstlenen Rusya, Kudüs merkezli "kutsal yerler"in koruma ve idaresini gündeme getirdi. Lâtin din adamlarına Kudüs Kilisesinde bazı haklar tanındı

murataltug1985 11-27-2017 18:06

Gülhane Hattı hümayun 3 kasım 1839
enfal.de.com dan alıntıdır

Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Pasa'nın düzenlemeleri Abdülmecit han tarafindan tasdik edildi. 3 Kasim 1839'da Abdülmecit "Gülhane Hattı Hümayunu"nu ilan etti. dini ve ırkı ne olursa olsun herkesin eşit olması, yasalarla yargılanması, herkesin varlığı ölçüsünde vergilendirilmesi askerlik süresinin 4-5 yılı geçmemesi gibi hükümler yer alıyordu. Osmanlı Devletinde Avrupa tarzında idarî düzenlemeler yapıldı. Antlaşmada Avrupa devletlerinin Osmanlı toprak bütünlüğüne saygısının kazanılması hedeflenmekteydi. ancak mümkün olmadı.

murataltug1985 11-27-2017 18:07

Paris antlaşması 30 mart 1856
enfal.de.com dan alıntıdır

Çar I.Nikola, ingiltereye Osmanlı Devleti'ni paylaşmayı teklif etti askerlerini Baserebya ve Lehistan'a çıkarttı. Rus elçisinin teklifini reddeden I.Abdülmecit, ingiliz taraftarı Mustafa Reşit Paşayı sadrazamlığa getirdi. Ruslar 26 Haziran 1853'te, Eflâk ve Boğdanı istilâ etti Osmanlı Devleti, Fransa ve ingiltere ile anlaşma imzaladı.osmanlı donanması Çanakkale'de mevzilendi Ruslar askerlerini geri çekti Müttefikler, Rusyanın Karadeniz'deki gücünü ortadan kaldırmak için, Kırıma yöneldi Rusların en büyük üssü Sivastopol,1855 de ele geçirildi çar II.Alexandre, barışı kabul etti. 30 mart 1856 Paris Antlaşması ile taraflar işgal ettikleri bölgelerden çekilecek, Osmanlı toprakları ve Boğazlar Avrupanın "kefilliği" altında korunacaktı. Osmanlıların Avrupa Konseyi'ne dahil edilmesiyle sultan yeni bir islahat fermanı yapacaktı Bu madde ve Karadeniz'in tarafsızlığı savaşın galibi Osmanlıların aleyhine idi. Eflâk ve Boğdanın birleşmesi ve Sırbistana yönelik yeni haklar Paris Antlaşmasıyla tescil edilmiştir.

murataltug1985 11-27-2017 18:07

Osmanli - Avusturya Barisi ve Sonuçlari*

Osmanli seferleri karşısında bunalan ve kardeşi şarlken'in yardımıyla ayakta kalan Ferdinand'ın, Macaristan Kralı olmak için giriştiği teşebbüsler, boşa gidiyordu. Osmanlı Devleti'nin Zapolyayı tutması emeline ulaşmasına engel oluyordu.Alman imparatoru'nun şarlkenin tavsiyesiyle Ferdinandın Osmanlılarla anlaşmaktan baska çaresi kalmamıştı.*

Ferdinand'ın müracaatı, Osmanlıların işine geldi Macaristan seferleri büyük masraflara sebep oldu memleketin doğu hududları ihmal ediliyordu.Şah ismail'in vefatıyla yerine geçen oğlu Tahmasb Doğuda yıkıcı faaliyetlerde bulunmuş iki devlet arasında bazı hâdiseler cereyan etmişti. Osmanlı Devleti Ferdinandın teklifine sıcak bakıyordu

l4 Ocak l533'te Padişah tarafindan Avusturyadan kesin bir barış ve Ferdinand'ın itaat alâmeti olarak Estergon kalesi istendi Kanunî,Estergon kalesine karsilik Macaristan'daki kaleleri verebilecegini belirtmişti. Hammer'in ifadesiyle Mütareke şartları, Bohemya'lilari epey korkuttu.*

29 Mayıs'ta Estergon (Gran )'un anahtarları Osmanli elçisi ile istanbul'a hareket etti Istanbul görüsmeleri l533'te antlasma ile sonuçlandı antlasmaya göre Ferdinand, Macaristandan vaz geçecekti. Sadece Macaristan'da fiilen hakim oldugu topraklar kendisine ait sayilacakti. Elindeki bu topraklar için de her yil 30.000 altin verecekti.*

protokol gereği Ferdinand, Osmanlı Vezir-i A'zamı ibrahim Paşa ile müsavi eşit sayılacaktı.Pâdişahın huzuruna kabul edilen elçiler, ibrahim Paşa 'nın verdiği tâlimatla konuşarak, Sultan'a "Oğlun Kral Ferdinand, mâlik olduklarını kendi malı kendisinin sahip olduğu memleketleri senin mülkün addeder, çünkü o, senin oglundur" dediler.*

Padişah, oğlu Ferdinand'ın dostlarının dostu ve düşmanlarının düşmanı olacağını bildirir. antlasmadan sonra Ferdinand ile Zapolyanın hâkim olduklari yerler, bir sınır hattı ile Osmanli temsilcileri nezâretinde belirlenecektir

antlasma geregince biri Osmanlı himayesindeki Jan Zapolyai'ye, diğeri Ferdinand'a ait iki Macaristan ortaya çıkıyordu.antlasma, Macaristan meselesini bir süre halletmiş ve Osmanlıların doğu problemi ile ilgilenmelerine firsat vermişti.

Osmanli kılıcından gözü yılan Ferdinand, Macar tahtından feragat ederek barış istemek zorunda kalmış, Orta macaristan'da bir kale idaresine razı olarak protokolde Pâdişah'a "Pederim", Vezir-i A'zam'a da "Birâderim" diye hitab etmek zorunda kalir.

murataltug1985 11-27-2017 18:08

Amasya Antlasmasi*

Sultan Süleyman Amasya'dayken Tahmasb'ın nâzırı çesitli hediyeler ile Amasya'ya gelir. divana kabul edilip."vezirlerin karşısında iskemlede oturdular. Şah, mektubunda, Padişahın mektubunu Süleyman Nebi"den geliyormuşçasına aldığını, kendisine büyük saygı duyduğunu, ve halk arasında iyi münasebetlerin kurulmasına temas ediyordu. Şah, dostluk teminatı verdigi gibi Şiilerin Ka'be ve mukaddes yerleri ziyaret etmesinen izin istiyordu*

Büyük iltifatlara nail olan nazır Ferruh Bey'e, Kanunî tarafindan, Şah Tahmasb'a hitaben bir mektup verilir. Osmanlı - iran arasındaki barışı tasdik eden mektupta, arzu edilen barış " sulh u salâh-i umûr âsâyis-i halk ve intizâm-i ahvâl-i cumhurdur" ifadeleri ile hüsn-i kabul gördügü belirtildiği gibi, şu maddeler belirtilmekteydi:

a) iran'da ashab-i güzin ve hulefa-yi mehdiyyine sövüp, küfr etmekte olan Teberrâiliğin men'i, taşkın Şiiler in, üç halife (Hz. Ebu Bekr, Ömer ve Osman ile Hz. Aişe'ye sövüp saymalarının ve bunu merasim haline getirmelerinin yasaklanması*
b) fitne (kışkırtma) ve taarruz olmadıkça hudud sınırlarına tecavüz ve taarruzun men edileceği*
c) Hacıların refah ve itminanla haccı edâ etmelerine izin verlimesi*

Amasya antlasmasi ile Basra, Bağdad, şehrizor, Van, Bitlis, Erzurum, Kars ve Atabegler yurdu üzerindeki Osmanlı hâkimiyeti Safevîlerce tanınmıştır Gürcistan'da iki taraf arasinda nüfuz bölgeleri tesis edilmistir. Tahmasbın vefatına kadar Osmanli - Safevî münasebetleri dostâne bir şekilde devam etmiştir.

Osmanlilarla Safevîler arasindaki otuz yedi süren harblere son verilir. taraflar, sulhun te'yidine gayret sarfetmeye baslarlar. Tahmasb, Süleymaniye külliyesinin açılış münasebetiyle tebrikler ve hediyeler gönderir. antlasma Osmanli - Safevî antlasmasinin temel unsurlarini teskil edecektir.

murataltug1985 11-27-2017 18:08

Karlofça antlaşması

II. Mustafa (1695-1703), Viyana bozgunuyla gelen toprak kayıplarını önlemek için üç kez Avusturya'ya sefer düzenledi,Osmanlı ordusu Zentada bozguna uğradı. Karlofça Antlaşması imzalandı 26 Ocak 1699 da 25 yıl süreyle imzalanan anlaşma sonunda, Avusturya'ya Macaristan 'ın büyük bir bölümü ve Erdel, Venediklilere Dalmaçya kıyıları ve Mora, Lehistan'a ise Podolya ve Ukrayna bırakılıyordu. Azak Kalesi Ruslara terk ediliyor istanbul'da daimî bir elçi bulundurmaları kabul ediliyordu. Karlofça Antlaşması, Osmanlıların toprak kaybıyla neticelenen şimdiye kadar imzaladıkları en ağır anlaşmadır

murataltug1985 11-27-2017 18:08

1718 pasarofça antlaşması

I.Edirne Vakasi ayaklanması ile Osmanli tahtına III. Ahmet geçirildi (1703-1730). Rusya Doğu Avrupa ve Karadeniz istikametinde ilerliyordu Poltova yenilgisiyle Osmanlılara sığınan Isveç Kralı şarl, Osmanlı rus* savaşının başlamasına vesile oldu. Bu savaşla Osmanlılar, Karlofça'da kaybettiklerini tekrar kazanacaktı Prut'ta sıkıştırılan Ruslar Azak'ı terk etti Karadağ'da isyan çıkartan Venedik'e karşı* Mora kurtarıldı. 1715 teki başarılar üzerine, harekete geçen Avusturya, Osmanlıları yendi

Temeşvar ve Belgrad düştü. 1718 de Pasarofça Antlaşması imzalandı Temeşvar Belgrad Eflâk* Kuzey Sırbistan Avusturya'ya bırakıldı. Dalmaçya kıyılarındaki kalelerin Venedik'e terkiyle Mora muhafaza edildi. Avrupa seferlerinde stratejik bir mevkii olan Belgrat 'ın düşmesinin ağır sonuçları olmuştur Avusturya, Belgrat'tan Balkan içlerine sarkmakta daha başarılı olacaktır.

murataltug1985 11-27-2017 18:09

LÂLE DEVRI enfal.de.com dan alıntıdır
Patrona halil isyanı

Pasarofça Antlaşmasıyla Avrupa karşısında savunmaya geçen osmanlılar Balkanlardaki halkı yanında tutmak için vergileri azalttı Damat ibrahim Paşa, Osmanlılara üstünlük kuran Avrupayı tanımak için Avrupa başkentlerine elçiler göndertti. 1718-1730 da sanatta lâle motifinin işlenmesiyle döneme "Lâle Devri" dendi matbaalar çini ve kumaş fabrikaları kuruldu III. Ahmet ve saray çevresinin eğlenceleri ve lüks harcamalar huzursuzlugu artırdı. Damat ibrahim Paşanın, iran savaşından netice alınamadı Tebriz'in iran'a terk edilmesiyle muhalefet harekete geçti patrona halil isyanı patlak verdi Patrona Halil Ayaklanmasının patlak vermesiyle lale devri sona erdi Damat ibrahim Paşa ve yakınlarıyla Sultan III. Ahmet katledildi III. Ahmet'in yegeni I.Mustafa hükümdarlığa getirildi. (1730-1754).

murataltug1985 11-27-2017 18:09

ermeni isyanları enfal.de.com dan alıntıdır

93 Harbi'nden sonra Ermeni Meselesi ortaya çıktı. Osmanlı Devleti'ne bağlıklarıyla "millet-i sadika" olarak adlandırılan Ermeniler Doğu Anadolu'yu ele geçirmek isteyen Rusya ve ingiltere tarafindan kullanıldı Hınçak ve Taşnak örgütleri kuruldu terör yaratan Ermeniler ingilizler tarafindan destekleniyordu Ermeni devleti ile Rusya Akdeniz ve Orta Doğu'ya sızabilecekti. İngiliz himayesindeki Ermeni devleti rusları engelleyebilirdi ermeniler ruslar ve ingilizlerce kullanıldı Ermeniler 1889'dan itibaren isyana başladı Van, Erzurum ve Bitlis isyanları bastırıldı. başkentte ermeniler Osmanlı Bankasına kanlı bir baskın yaptılar II.Abdülhamit'e suikast düzenlediler I.Dünya Savaşı ve istiklal Harbinde Ermeniler isyanlarına devam ettiler

murataltug1985 11-27-2017 18:09

II. MEŞRUTİYET İTTİHAT VE TERAKKİ*
enfal.de.com dan alıntıdır

I.Meşrutiyet'in kaldırılmasıyla Abdülhamit han olumsuz gelismelerin de etkisiyle, hassas ve planlı bir yönetim sergiledi. Meşrutiyet taraftarları muhalefeti artırdı. Osmanlılık fikrinin temsilcisi Sadrazam Midhat Pasa 1881'de ölüm cezasına çarptırılmış,affedilerek, Arabistan'a sürgüne gönderildi 1883'te öldürüldü

Ali Suavi, Ziya Paşa ve Namık Kemal sultan aleyhine faaliyetlerini sürdürdü Osmanlı Devleti iktisadî açıdan çok zor durumda idi. Devlet borçlarini kapatabilmek için batılıların elindeki Osmanlı Bankası ile anlaşma imzalamak zorunda kaldı banka mali yardımlar karşılığında, devletin gelirlerini devraldı. İngiliz ve Fransızların kontrolündeki düyun-u Umumîye Osmanli ülkesini sömürge hâline getirdi*

Genç Türkler ve Jön Türkler koyu Meşrutiyetçiler, istanbul'da ittihad-i Osmani derneğini kurmuşlar ve bu dernek 1895'te ittihat ve Terakki Cemiyeti adını almıştır. Selanik'te Enver ve Niyazi Paşaların da katılımıyla güçlenen İttihatçılar, Osmanlı devletini ancak Kanun-i Esasî'yle kurtarabileceğini düşünüyordu. Kolağası Niyazi Beye katilan Enver Bey'in Resne'de isyan ederek ayaklanması üzerine Abdülhamit han anayasayı yürürlüğe koyarak II.Meşrutiyeti ilân etti 23 Temmuz 1908

murataltug1985 11-27-2017 18:10

II. MEŞRUTİYET İTTİHAT VE TERAKKİ*
enfal.de.com dan alıntıdır

17 Aralik 1908'de meclis yeniden açıldı. İttihat ve Terakki Fırkası başarı sağladı Bulgaristan bağımsızlığını elde etti ve Girit Yunanistan'a katıldı
İsgal altındaki Bosna Hersek Avusturya tarafindan fiilen ilhak edilmişti Millî bir politika izleyen İttihatçılar, olumsuz gelişmelerin etkisiyle otoriter bir idare oluşturdular Avrupanın desteğiyle isyan ettiler. Abdülhamit han kardes kanının dökülmemesi için isyancılara karşı çıkmadı. Mahmut Şevket Paşa Selanik'ten yola çıktı. büyük bir isyan başlattı Abdülhamit han
kardeş kanı dökmek istemediğinden 27 Nisan 1909 da tahttan indirildi*

kardeşi Mehmet Reşat getirildi.büyük şahsiyet ve büyük devlet adamı Abdülhamid hanı Rahmetle anıyoruz.Ülkeyi çok kötü şartlarda idare eden büyük devlet adamı Abdülhamid han Dünya savaşının çıkıp Avrupanın birbirine gireceğini biliyordu siyasetini buna göre planlamıştı.kendini bilmez İttihatçılar koskoca Osmanlıyı hayalleri uğruna Dünya savaşına katarak Osmanlı imparatorluğunun yokolmasına vesile oldu V.Mehmed devlet idaresini ittihatçılara bıraktı. İttihatçılar zamanında felâketler birbirini takip etti. Osmanlı Devleti dağılma devrine girdi

murataltug1985 11-27-2017 18:10

GERİLEME DÖNEMİ enfal.de.com dan alıntıdır
Küçük kaynarca antlaşması

1764 da Rusya,Lehistanı işgal etmiş ve mültecileri katletmiştir. Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilân etmiştir Ruslar, Baserabya ve Kırımı işgal etmişler İngilizlerin filosonu Akdeniz'e göndererek, Mora Rumlarını isyana teşvik etmişlerdir Çesme'de Osmanlı donanmasını yakmışlardır. Mısırda isyanlar başlamıştır. Rusçuk ve Silistrede Osmanlı kuvvetleri başarılar kazanarak Katerina, Osmanlılarla anlaşma yapmayı kabul etmiştir.*

I.Abdulhamit'in (1773-1789) başa geçmesiyle imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla 21 Temmuz 1774 te Kırım Osmanlıdan koparılmış bağımsız olmuştur Baserabya, Eflâk, Boğdan Osmanlılarda kalmış, Azak ve Kabartay Rus hâkimiyetine geçmistir. Ruslar kapitülasyonları kazanmış konsolosluk açma hakkıyla Osmanlı iç işlerine karışmıştır. 1783'te Kırımı işgal eden Rusya, Karadeniz'e hâkim olup, sıcak denizlere inmiştir Ortodoksları himaye ederek Balkanlarda kuvvetlenmiştir.

murataltug1985 11-27-2017 18:11

Yaş ve ziştovi antlaşmaları
enfal.de.com dan alıntıdır

Rusyanın amacı, istanbul'u ele geçirip Bizansı diriltmek idi. Osmanlı Devletini taksim için Avusturya ile anlaştı. Osmanlı Devleti, ingiltere'nin tahrikiyle Rusya'ya savaş açtı. Kırımı almak Osmanlının en büyük arzusuydu. savaşa Rusyanın müttefiki olan Avusturyanın katılmasıyla, Osmanlılar iki cephede mücadele etti 1788 de Avusturya savaşı kazanıldı. Belgrat ve Banat ele geçirildi. Rusya'ya doğu cephesinde başarı sağlanamadı. III. Selim isveç ile anlaştı Rusya Bükreş ile Küçük Eflâkı almış, Belgrat ve Bender düşmüştü. 1790'da Avusturyada iç ayaklanmalar baş gösterdi Fransız ihtilalinin etkileri hissedildi II.Leopold, Ziştovi anlaşmasını imzalayarak Osmanlılarla savaşı sona erdirdi anlaşma mevcut statükoyu muhafaza ediyordu Rusya ile de, ispanyanın aracılığıyla 1792 de Yaş Antlaşması imzalandı Rusya sadece Öziyi geri verdi Avusturya ve Rusya osmanlı topraklarından geri çekilerek Fransa ve Lehistan'daki gelismelere yöneldi Osmanlı Devleti ıslahatları yapmak için zaman bulabilecekti.

murataltug1985 11-27-2017 18:11

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların*ve o sapmışların yoluna değil

murataltug1985 11-27-2017 18:12

II. MAHMÛD ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır

Otuzuncu Osmanlı sultanı. İslâm halîfelerinin doksan beşincisidir. Birinci Abdülhamîd Hanın Nakş-i Dil Sultandan olan oğlu olup, istanbul’da 20 temmuz 1786 da doğdu. din ve fen ilimlerini, öğrendi. Amcası Üçüncü Selim Han onun yetişmesine çok îtinâ gösterdi 28 Temmuz 1808’de Alemdâr Mustafa Paşanın Selim Hanı başa geçirmek üzere saraya girdiği sırada sâbık hakanın şehit edilmesiyle Sultan Mahmûd, Osmanlı tahtına çıktı

İkinci Mahmûd Han, Alemdâr Mustafa Paşayı vezîriâzam tâyin edip, zorbaları yola getirmekle vazifelendirdi. Kabakçı Mustafa isyanındaki âsîler cezâlandırıldı. Fesatçılar istanbul dışına sürüldü istanbul’da karışıklıklar devâm etti asiler Cezâyir’in idâresini ele geçirmişti. Vehhâbîler Haremeyndeki hutbelerden Pâdişahın adını kaldırmışlardı. Sultan Mahmûd, vâlilerini istanbul’a dâvet etti. Vâliler Mahmûd Hana itaat etti âsîlere karşı ittifak senedi imzaladılar. yeniçeri ocağı düzeltilmek istendiyse de, yeniçeriler memnun olmadı 1808’de Sekbân-ı Cedîd adıyla modern bir ordu kuruldu Vezîriâzam Alemdâr Mustafa Paşanın icrââtları yeniçerileri isyana sevk etti. isyan sırasında Alemdâr Mustafa Paşa öldürüldü. Mahmûd Han, yenilikleri durdurdu

murataltug1985 11-27-2017 18:12

Islahat Fermani 18 Subat 1856
enfal.de.com dan alıntıdır

Kırım Savaşı sürerken, Viyana'da ingiltere, Fransa ve Avusturya, Hristiyanlarla Müslümanlar arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılması için bir fermanı sultanın önüne koymuşlardı. Abdülmecit han tarafindan Islahat Fermanı ilân edildi bu fermanla, Müslümanlarla Hristiyanlar arasında eşitlik sağlandı iç hukuk ve ticaret hukukunda yenilikler getirildi Ceza ve medenî hukuk dinî esaslardan arındırıldı 1868'de Sura-yı Devlet ve Divan-ı Ahkam-ı Adliye kurularak Hristiyanlar ve Müslümanlara görevler verildi Islahat Fermanı uygulaması I.Abdülaziz'in tahta çıkması ile gerçekleşebilmiştir.

Dış devletler Islahat Fermanını, Osmanlıya koz olarak kullandılar. Fransa, Dürzilerin Katolik Marunilere saldırmasıyla Lübnan'a asker çıkarmış Karadağdaki anlaşmazlıklar dış devletlerin aracılığı ile halledilmiştir dış devletlerin tahrik ettikleri Balkanlar ve Hristiyan toplulukların isyanları bastırılsa bile Sırplar ve Bulgarlar yeni haklar elde etti Eflâk ve Boğdan Romanya adı altında birleşti Muhtariyet hakları genişletilen Mısırda, ingiliz-fransız mücadelesi kızıştı Napolyon'un teşebbüsüyle Abdülaziz han istemedigi hâlde Süveyş Kanalı projesini kabul etmiş ve kanal 1869'da büyük bir törenle açılmıştır.

murataltug1985 11-27-2017 18:12

I.MEŞRUTİYET DÖNEMİ
enfal.de.com dan alıntıdır

Avrupa devletleri ve Rusya'nın kışkırttığı topluluklar, bağımsızlık ilânı için harekete geçti 1866'da Girit isyanı çıktı. Girit'e yeni bir statü verildi*
1870 de Rusya komitacıları vasıtasıyla Bulgarlar ayaklandı Onlara da geniş haklar verildi Bulgarlar, Bosna ve Hersek'te yeniden ayaklandi (1875-76).

Bulgar isyanı sert biçimde bastırıldı. Genç Osmanlılar, Abdülaziz hanı Mithat Pasa'nin öncülügünde 30 Mayis 1876 da
tahttan indirerek yeğeni V.Muratı başa geçirdi Ancak hastalığı sebebiyle üç ay sonra tahttan indirildi Kanun-i Esasi'yi ilân edecegini beyan eden kardeşi Abdülhamit han tahta çıkarıldı.
Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne baskısını menfaatine aykırı gören İngiltere, istanbul'da uluslar arası bir konferans topladı ve II.Abdülhamit Mesrutiyet'i ilân etti (23 Aralik 1876). Meclis-i Mebusan'da bütün topluluklar temsil edilecekti. monarşi, istanbul Konferansını ortadan kaldırmasına rağmen, Balkanlar bağımsızlık istediklerinden sonuca varılamadı. Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilân etti.93 Harbi" diye bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi, askerî ve siyasî bakımdan önemli sonuçlar doğurmuştur.

Kanun-i Esasi ile açılan Genel Meclis, padisah tarafindan seçilen Ayan Meclisi ve halk tarafindan seçilen Mebusan Meclisi'nden ibaretti. Londra Konferansından önce çalışmaya başlayan meclisin çalışmaları 93 Harbiyle sekteye uğradı Gazi Osman Pasa'nın büyük bir kahramanlıkla savunduğu Plevne'yi aşan Ruslar, Erzurumda durduruldular. Meclis savaştan padişahı sorumlu tutarak, tansiyonu yükseltdi. Abdülhamit han*
Kanun-i Esasi'nin verdiği yetkiyle 14 Şubat 1878 te
meclisi kapattı I.Meşrutiyet sona erdi

murataltug1985 11-27-2017 18:13

BERLİN KONGRESİ VE BALKANLARDAKİ GELİŞMELER enfal.de.com dan alıntıdır

İstanbul önlerine kadar gelen Rusya ile Yeşilköyde
3 Mart 1878 de Ayastefanos Antlaşması imzalandı sözde Osmanlıya bağlı Dobruca, Doğu Makedonya ve Trakya'yı içine alan Büyük Bulgaristan Prensliği kuruluyordu Romanya, Sirbistan ve Karadağ bağımsızlıklarına kavuşuyordu. Ancak,Abdülhamid hanın büyük siyasi dehasıyla Avrupa ayaklandırdı, Rusyadan rahatsız olan Avrupa devletleri anlaşmayı imzalattırmadı abdülhamit han siyasi dehasıyla avrupa milletlerini birbirine düşürdü

İngiltere donanmasını harekete geçirdi. Osmanlı Devleti ile anlaşarak Kıbrıs'a yerleşti Bismark, menfaatlerini korumak istiyordu. Berlin Kongresi 13 Temmuz 1878'de son buldu. anlaşma, Osmanlıyı parçalama ve, pay alma anlaşmasıydı. Sirbistan, Karadağ ve Romanya'nın bağımsızlığı onaylandı. Bulgaristan üçe ayrıldı. Doğu Rumeli eyaleti oluşturuldu. Makedonya, Osmanlı Devleti'nde kaldı. Yunanistan Tesalya ve Epir'in bir bölümünü aldi. Bosna-Hersek, Avusturya tarafindan işgal edildi. Avusturya Kars, Ardahan ve Batum'a sahip oldu. BerlinKongresi, büyük devletlerin Osmanlı Devleti'ni paylaşma ve ortadan kaldırma arzularının neticesi idi. Balkanlardaki küçük devletçikler, bölgedeki büyük devletlerin siyasî ve etnik çatışmaların piyonlarıydı Avusturya'nın ve Rusya'nın Balkanlardaki nüfuzlarını artırmaları, Balkan Savaşları ve I.Dünya Savaşına yol açtı*

Berlin Kongresi'nin sonuçları kısa zamanda ortaya çıktı. Balkanlardan pay alamayan Fransa, Cezayir ile Tunus arasındaki sınır problemini bahane ederek, 1881 de Tunus'u işgal etti İngilizler iskenderiye'yi topa tuttu. İngilizler 1882 de Mısırı ele geçirdi Bulgaristan bölgeyi kontrol altına aldı. Osmanlı Devleti Rusya'nın baskısıyla Kırca-ali ve Rodop dışındaki Dogu Rumeli Valiliği'nin Bulgar Prensliğine geçmesini kabul etti ikinci Mesrutiyet'in ilanıyla 1908 de Bulgarlar bağımsızlıklarını ilân ettiler Bulgar, Yunan ve Arnavutların istediği Makedonya'da çıkan olaylar Osmanlı kuvvetlerince bastırıldı. Megalo Idea adıyla Bizansı diriltmek isteyen küçük Yunanistan, 1896'da çikan isyanı bahane ederek Girit'i işgale yeltendi Osmanlılar Dömeke Meydan Savaşı ile Yunanlıları bozguna uğrattı 1897 de Rusya ve Avrupa devletlerinin müdahalesi ile istanbul'da toplanan bir konferans ile Girit valiliğine Yunan kralının oğlu getirildi özerk bir yönetim kuruldu, ada fiilen Yunanistan'a bırakılıyordu

murataltug1985 11-27-2017 18:14

III. SELİM ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır

Selim Han, sulh devrine girmesiyle; ıslâhatlar yaptı seferlerdeki mağlûbiyetler askeriyenin ıslâhını gerektiriyordu.Selim Han, 24 Şubat 1793 de, modern tarzda, Nizâm-ı Cedid ordusunu kurdu.
Nizâm-ı Cedid in masrafları için İrâd-ı Cedîd Defterdarlığı kuruldu, Mustafa Reşîd Efendi bu işle vazifelendirildi. Levend çiftliğinde kışla kurulup, ordu tâlime başlatıldı. Nizam-ı Cedîd ordusundaki yenilikler, Yeniçerilere tatbik edilmek istendi. Yeniçeriler, kabullenmeyerek, eğitimi terk etti humbaracı, lağımcı, topçu ocakları için kânunlar yapıldı.*

1794’te Teknik Üniversite Sütlüce’de Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn kuruldu. Okulun ihtiyaçları dışarıdan karşılandı. Nizâm-ı Cedîd ordusunun yetiştirilmesi için Ankara, Kayseri ve Konya’da teşkilâtlar kuruldu Mülkî ıslâhatlar yapılıp, Anadolu ve Rumeli toprakları, yirmi sekiz eyâlete ayrıldı. Âyanların halk tarafından seçilmesi kânunlaştırıldı. yeni nizâmnâmeler yayınlandı. İlmî eserler yazılıp, tercüme edildi, Ticârî ve iktisâdî sahada Zahire Nazırlığı kuruldu. Tımar ve Zeamet kânunuyla, harbe katılmayanlardan tımar ve zeâmet sâhiplerinden toprakları geri alındı

Gayri müslimler vergi ve para kaçırıyordu paranın dışarıya çıkarılmasına karşı tedbir alındı. Avrupada elçilikler kurularak, 1793’te ilk tâyin yapıldı. elçiler; memleketlerin siyâsetiyle ilgili bilgiler toplayıp İstanbul’a gönderdi Rusya Balkanları İngilizler Arabistan’da Vehhâbi Bedevîleri Ortadoğu’da Dürzî ve Marunîler, Kölemenler Rumeli’de eşkiyâ Kırcalılar devlete isyan çıkardılar. Bonapart’ın 1798’de Mısır’a asker çıkarmasıyla ayaklanmalara çâre bulunamadı.

murataltug1985 11-27-2017 18:14

III. SELİM ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır

Sultan Selim Han Fransız ihtilaline, karışmadı Nizam-ı Cedid için, Fransa’dan eleman getirildi. imparator Bonapart, görevden alınınca, Selim Hanın dâvetiyle Nizâm-ıCedid Ordusunda vazife aldı Osmanlı Fransız ihtilalini tanıyan ilk devletlerdendi. Ancak Fransa’nın 1795 Basel Antlaşmasıyla Venedikden Dalmaçyayı almasıyla Balkanlardaki istiklâl propagandası, siyâsetlerin değişmesine sebep oldu.

Adâlet-Eşitlik-fikrinden uzaklaşan Fransız İhtilâli, Fransa’nın yayılma siyâsetine döndü. Hırvat, Rum ve Sırplar arasında ihtilâl fikirleri yayıldı Yahûdîler Filistin’de istiklale dâvet edildi Fransa, sömürgecilikle; İngiltere’yi Akdeniz’den çıkarmak Uzakdoğu’daki İngiliz sömürgelerini ele geçirmek için Mısır’a sâhip olmak idealiyle, Osmanlı toprak bütünlüğünü bozmaya çalıştı. Bonapart, beş yüze yakın gemiyle Malta’yı işgâl etti 2 Temmuz 1798 de İskenderiye’den Mısır’a çıkarma yaptı.*

Fransa’nın Mısır çıkarması, ingilizlere ters düştü İngiliz Amirali Nelson 1 Ağustos 1798 de Fransız Donanmasını Ebûkîr’de mağlup etti. Napolyon’un Fransız ordusuyla irtibatı kesildi. Rusya, çarlığı korumak için Osmanlıyla ittifak kurdu. Rus filosu, Osmanlı donanmasıyla birlikte hareket etti. Tepedelenli Ali Paşa, Preveze’de Fransızları yendi. Osmanlı-Rus donanması Zenta ve Kefalonyada Fransız gemilerini mağlup edip, zaptetti.

murataltug1985 11-27-2017 18:15

III. SELİM ve dönemi*
enfal.de.com dan alıntıdır

Sultan Selim Han, yaratılışında halim, selîm ve çok zekîydi. Hayırsever olup, pekçok hayır müessesesi yaptırdı. Üsküdar’da Selimiye Câmiini Çiçekçi Eyüp Câmiini yaptırdı. Karaca Ahmed’de Miskinler Tekkesi denilen Dedeler Mescidini Küçükmustafapaşa’da Gül Câmiini Üsküdar’da meşhur Selimiye Kışlasını, Heybeliada’da Deniz Harp Okulunu Bahriye Mektebini, Halıcıoğlu’ndaTeknik Üniversite mâhiyetindeki Mühendis ve Topçu mekteplerini yaptırdı bölükler kurdu. Saltanatında içte ve dışta düşmanlarla mücâdele etmesine rağmen, ülkeyi îmâr etti fazla toprak kaybı olmadı.ıslâhata başlayacağı zaman şehit edildi büyük hizmetlerini yerine getiremedi

murataltug1985 11-27-2017 18:15

ABDÜLMECîD HAN ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır
*
13 Temmuz 1841’de Osmanlı, İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve Londra’da bir araya gelerek, Boğazlar andlaşmasını imzaladı Rusya, ingililizlerle Osmanlıyı bölüşmek istedi. İngiltere, Rusya ile ittifak istemiyordu. Osmanlı Devleti’ni Rusya ile meşgul ederek, Hindistan’da ve Ortadoğu’da istediğini yapıyordu.

Mısırda yenilen Fransa, Lübnan’daki Marunileri kışkırtarak, Dürzilerle çarpıştırdı. 1845 de Osmanlı hükumeti tedbirler alarak Fransız kışkırtmalarını önlemeye çalıştı. Lübnanda Marunilere ve Dürzilere ait kazalar kurularak Sayda valisine bağlandı.
ilk senelerini iç ve dış olaylar ile geçiren Abdülmecid,han devleti huzura kavuşturdu. Islahatlar ile uğraştı*

Abdülmecid Hanın genç yaşta tahta çıkışı saf ve temiz kalpli olması saltanatında büyük hatalara sebep oldu. Bu hata, Osmanlıda korkunç bir dönüm noktası olmuş ve muhteşem İslam devletinde yok olma devri başlamıştır Bu hata; azılı ve sinsi İslam düşmanı İngilizlerin tatlı dillerine aldanarak İskoç masonlarını ve cahilleri iş başına getirmesi ve bunların devleti yıkma siyasetini anlayamamasıdır.

murataltug1985 11-27-2017 18:16

ABDÜLMECîD HAN ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır
Kırım harbi ve ıslahat fermanı

1848’de Avusturya’da Macarlar, Rusya’da Lehler ayaklandı İsyanı Avusturya ve Rusya çok kanlı bir şekilde bastırdı.Fransız ve İngiliz kamuoyunda Rusya aleyhine büyük bir tepki çıktı Macar ve Lehler Osmanlıya sığındılar Abdülmecid Han, mültecileri, Rusya ve Avusturya’nın savaş tehditlerine rağmen geri vermedi. Sultan’ın itibarı arttı. Rusya ve Avusturya’ya karşı Fransız ve İngiliz desteği sağlandı.*

Rusya ile vuku bulan 1853-55 teki Kırım Harbi zaferle neticelendi. zaferin Osmanlıya faturası ağır oldu Batılı devletler yardımlarının karşılığı olarak Hıristiyanlara haklar tanıyan 1856 Islahat Fermanı’nı yayınlattılar. Osmanlı toplumunu ayırım gözetmeden kaynaştırmayı hedef alan Islahat Fermanı azınlıkların isyanlarını hızlandırıp, devleti yıkıma götürdü Suriye ve Cidde’de Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında çarpışmalar başladı. Eflak, Boğdan ve Karadağ’da isyanlar çıktı.Sultan Abdülmecid Han 25 Haziran 1861 de vefat etti
Kabri, Sultan Selim Camii bahçesindedir

murataltug1985 11-27-2017 18:16

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize
bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların*ve o sapmışların yoluna değil

murataltug1985 11-27-2017 18:17

enfal.de.com dan alıntıdır
Salim Aydüz
Osmanlılarda Ateşli Silahlar Sanayii

Osmanlilar XIV. asırda Avrupa'da kullanılan ateşli silahları kendi ülkelerine transfer ettlier.*Sultan Mehmet döneminde ateşli silahlarda ve* topçulukta, dönemin en ileri teknolojisine sahip olundu ortadan ayrılabilen iki parça toplar, kuşatma ve sahra topları, havan topları, gülleler harika savas araçlarıydı.Osmanlılar, istanbul'daki Tophane-i Amire'de büyük çaplarda toplar dökerken, top götürmenin mümkün olmadığı yerlere, bakır ve tunç top yapım malzemesini götürerek top döktüler.*

Osmanlılar silah sanayiinde Avrupa'dan ileri seviyededir* Fransa 1493 italya Seferi'nde, top nakletmede güçlüklerle karşılaşmıştır oysaki Sultan II. Murad 43 sene önce Akçahisar Muhasarasında, Fatih han ise, on beş sene önce işkodra Muhasarasında usta topçularıyla meselenin üstesinden kolayca gelmişlerdir Osmanlı topçuluğunun gelişmesinde padişahların topçulukla bizzat ilgilenmesi topçuları yüksek ücretle himaye etmesi ateşli silahların öneminin hükümdarlarca kavranması bulunmaktadır.
Osmanlıların malî sıkıntılarının olmaması topçuluğun gelişiminde etkili olmuştur

Fütuhat sebebiyle kaleler yıkmak için daima muhasara toplari büyük önem kazanmıştır silahlar geliştirilmiş ve yenilenmiştir topçuluğun gelişiminde zengin madenlere* sahip olunması iyi bir hazinenin bulunması büyük bir avantajdır*
1430'larda, Osmanli ordusunda büyük çaplarda toplar ve top ustaları vardır Türk asıllı topçu ustalarında Haydar, ismail, Muslihiddin ve Saruca ilk örneklerdir. ispanyol topçuları Osmanli topunun orantısız ve kusurlu olduğunu eleştirirken yüksek kaliteli madenden yapıldığını belirterek övmektedir. Osmanlı topunun üstünlüğü kalitesinde* değil neticeye çabuk ulaşan ebatlarının büyüklügündeydi. Halen Londra Kulesi Müzesi'nde bulunan 1464 te yapilan ortadan ikiye ayrılabilen iki parçali Osmanlı topu kusurlu olmasına rağmen, iyi bronzdan dökülmüştü

murataltug1985 11-27-2017 18:17

enfal.de.com dan alıntıdır
Salim Aydüz
Osmanlılarda Ateşli Silahlar Sanayii

Osmanlıların, Avrupa'dan ateşli silahları aktarmadaki istekli tavırlarına islam devletlerinde rastlanmaz Osmanlıların XV. yüzyılın başlarından itibaren kullandıkları tüfek, Memlüklara 1489 iran'da ise 1478 den sonra kullanılmıştır ateşli silahları Osmanlılardan önce tanıyan Memluk Devleti Portekiz saldırılarında Osmanlılardan silah yardımı almıştır.barut ve tüfenk, topçular ve tüfekçiler getirmişlerdir."

Osmanlılar, sahip olduklari silah teknolojisini gelistirmişler Asya ve Afrika ülkelerine yayılmasında köprü rolü oynamışlardır. top ve tüfek yardımı yapmışlardır şah Abbas dönemindeki iran dışında kalan Doğu ülkeleri, etkili bir ordu kuramamışlardır. Osmanlıların ateşli silah taşıdıkları ülkeler arasında Türkistan Kırım Hanlıkları Hindistan Açe Sultanlığı Akkoyunlu ve Safeviler, Memluklar sayilabilir.Osmanlılar siyasî ve dinî ilişkilerine göre devletlere personel, silah, barut satarak Asya, Afrika ve Orta Doğu'daki etkinliklerini artırmışlardır dış ülkelere ve uç beylerbeylerine savaş malzemesi veya topçu ustalar istanbul'dan gönderilmekteydi.

Osmanlıların verdiği atesli silahlar, Orta Asya'da Türk Devletleri'nin iç savaşlarında Habeşistan ve Açe'de Portekiz ve Hollanda gibi gayri müslimlerle* yapılan savaşlarda ciddî ölçüde tesirli olmuştur Osmanlıların, itibarı artmış islam üstün gelmiştir

murataltug1985 11-27-2017 18:17

Ortaçağ ateşli silah sanayii
enfal.de.com dan alıntıdır

İslam dünyasında Memluklar ile iranlılar, Avrupadan silah almakta ve osmanlılar gibi silah yapımı için Avrupalı ustaları kullanmaktaydılar. silahları kendi milletlerine öğretirken osmanlılar kadar başarılı olamadılar yaptıkları, savaşlarda Osmanlılara kaybettiler. İslam devletlerinde ateşli silahlar ilk kez osmanlılarda gelişmiştir osmanlılar* Orta Avrupa ve Balkanlara yakınlığını madenlere sahip olmanin avantajını çok iyi kullanmıştır

1509'da Memlük Sultanı Kansu Gavri, Portekizlilerle savaşmak için donanma malzemesini Osmanlı Devleti'nden istemiştir. Osmanli Devleti 400 top, 40 kantar barut ve bir miktar bakırdan oluşan bir yardım yaparak Memlukları Hiristiyan Portekizlilere karşı desteklemistir. ateşli silahlarda önemli bir yeri olan Memlüklar, Kansu Gavri devrinde Ridaniye'de, Osmanlılara mağlup olmaktan kurtulamamışlardır.

Osmanlılar, Habeşistan'daki Sultan Ahmed Gran'a 1527 ve 1542 de Portekizlilerle savaşmak üzere ateşli silah ve top yardımı yapmıştır. Sumatra'da Osmanlı adina hutbe okuyan Açe Sultanı'na* Hollanda ve Portekizlilerle savaşması için yardım gemileri gönderilmiş Yemen isyanı sebebiyle yardım ulaşamamıştır. Osmanlılar, usta topçularını Açe'ye göndermiş.200 bronz top dökülerek Portekiz savaşında muvaffakiyet sağlanmıştır

murataltug1985 11-27-2017 18:18

III. SELİM ve dönemi
enfal.de.com dan alıntıdır

28.Osmanlı sultanı İslâm halifelerinin 93.sü*
3. Mustafa Hanın oğludur, annesi Mihrişah Sultandır. İstanbul’da 24 Aralık 1761 de, Topkapı Sarayında doğdu. Şehzâde Selim’in doğumunda yedi gün, yedi gece merâsimlerle şenlikler yapıldı. Şehzâde mükemmel bir eğitimle yetiştirildi.dini ilimler Arapça ve Farsçayı öğrendi.
Veliahd Selim, Avusturya-Rus Harbindeki acılara dayanamayan amcası, Birinci Abdülhamid Hanın vefâtıyla 7 Nisan 1789 da Sultan oldu. Avusturya ve Rusya harbine karar verdi.Saray ve halkın yardımlarıyla cepheler takviye edildi.*

11 Temmuz 1789 da Beykoz İttifak Antlaşması imzâlandı. Serasker Kemankeş Mustafa Paşa, Yaş’tan sefere giderken, Avusturya ordusunun taarruzuna uğradı. Arnavutların ihânetiyle Osmanlıordusu, 1 Ağustos 1789 târihinde yenildi . Avusturyalılar, Belgratı aldı 31 Ocak 1790’da Prusya ile Avusturya ve Rusya’ya karşı ittifak kuruldu Prusya’nın arabuluculuğuyla Avusturya harbine son verildi Avusturya ile 4 Ağustos 1791de Ziştovi Antlaşması imzâlandı.*

Avusturya 1788-1791 harbinde aldığı yerleri Osmanlı Devletine geri verecekti. Rusya ile 1787’den beri Kafkasya ve Balkanlar’da devam eden harp, 9 Aralık 1792 târihli Yaş Antlaşmasıyla neticelendi. Rusya ile Avrupa’da Dinyester Turla Nehri, Kafkasya’da Kuban Nehri hudut kesildi. Osmanlı Devleti, Ziştovi ve Yaş Antlaşmalarıyla, en az kayıpla harbe son verilmiştir 1789 Fransız İhtilâliyle, geçici bir sulh devrine girilmiştir

murataltug1985 06-11-2018 22:15

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN

*Osmanlı pâdişâhlarının otuz dördüncüsü, İslâm halîfelerinin doksan dokuzuncusudur. Sultan Abdülmecîd Han’ın İkinci oğludur 21 Eylül 1842 Çarşamba günü sabah 5’de eski Çırağan Sarayı’nda doğdu. On yaşlarında annesini kaybeden şehzâde Abdülhamîd, Perestû Kadınefendi’nin himayesine verildi ve iyi bir eğitim gördü. sadrâzam Safvet Paşa’dan; tefsîr, hadîs, fıkıh Osmanlı târihi öğrendi. Spor ve at biniciliğini Lala Sâdık Ağadan öğrendi Şaziliyye tarîkatini Mehmed Zafîr Efendi’den, Kâdiriyye tarîkatını Rumeli kazaskeri Halebli Ebü’l-Hüdâ Efendi’den tahsîl etti.iyi bir hattat ve marangozdu. Marangoz atölyesi ve çiftlikleri vardı. Koyun besletti,
mâdenleri işletti. Para kazanarak zengin olup, servetini, din ve devlet hizmetlerine sarfetti.
*Zekâsı ve politik kabiliyetiyle amcası sultan Abdülazîz, onu Mısır ve Avrupa seyahatlerine götürdü.Şehzâde Abdülhamîd, zamanını ibâdetle, ilimle ata binmek, silâh kullanmak ve sporla değerlendirirdi. iktisatlı, hayır ve hasenât için cömert, ileri görüşlü, maharetli, basını tâkib eder, her şeyi iyi öğrenmek isterdi. Dedesi sultan Mahmûd’u örnek almıştı. gördüğünü unutmazdı. Çok nâzikti, herkesin gönlünü alırdı Babası sultan Abdülmecîd vefât ettiğinde on dokuz yaşında idi. Amcası sultan Abdülazîz Han’ın 1876’da şehîd edilmesiyle ağabeyi şehzâde Murâd pâdişâh oldu. rahatsızlığı sebebiyle tahtta ancak üç ay kaldı Velîahd şehzâde Abdülhamîd, otuz dört yaşında iken 31 Ağustos 1876 Perşembe günü Osmanlı tahtına oturdu.

*7 Eylül günü Eyyûb Sultan da kılıç kuşandı kıratına binerek, Edirnekapı’dan şehre girip Topkapı Sarayı’na yürüdü. halk pâdişâhtan çok şeyler bekliyordu. Yeni pâdişâh seraskerliği medreseleri, âlimleri, hastahâneleri ziyaret edip, devletin ileri gelenlerine ziyafet verdi. câmilerde, halkın arasında aynı safta namaz kıldı. Sultânı halk seviyordu. Abdülhamîd Han, tahta geçtiğinde Rüşdî Paşa sadrâzam idi. Bosna-Hersek’de ayaklanmalar olmuş, Karadağ, ordumuzu yenmiş, Sırbistan savaş îlân etmişti. Girid’de huzursuzluk vardı Rusya, Osmanlı Devleti’ni hasta görüyor parçalamak için elinden geleni yapıyordu. Osmanlı topraklarında hıristiyanları ayaklandırıp, ortalığı karıştırıyor ve devleti baskı altında tutmaya çalışıyordu. *Başlıca istekleri; Osmanlı Devleti’ni parçalayıp, Balkanlar ile Orta Doğu’da küçük devletler kurmaktı, İngiltere ve Fransa Osmanlının parçalanacağına kesin gözle bakıyor; İngiltere parçalanmanın Rusya elinden olmasını istemiyordu. Osmanlı Devleti’nin parçalanması, Rusların sıcak denizlere inmesine sebeb olacak, bu da İngiltere’nin Hindistan ve Ortadoğu’daki nüfûzunu tehlikeye sokacaktı. Sultan Abdülhamîd Han, sadrâzam Mütercim Rüşdî Paşa’nın istifasını kabûl etmedi. Kânûn-i esasî hazırlığı için, müslüman ve gayr-i müslimlerden komisyon kuruldu. Midhat Paşa ile sadrâzam Rüşdî Paşa’nın arası açılınca, 19 Aralık 1876 da sadrâzam görevinden istifa etti ve Midhat Paşa sadârete getirildi. Sadrâzam aynı zamanda Kânûn-i esâsî hey’etine başkanlık ediyordu.

*Midhat Paşa, hukukçu olmayıp, meşrûtiyet rejiminde gerekli bilgilerden yoksundu kendisine ermeni hukukçu Odyan Efendi akıl hocalığı yapıyordu.Midhat Paşa’nın başkanlığındaki Kânûn-i esâsîde, “Türkçe’nin yanısıra azınlık dillerinin de resmî dil sayılması, pâdişâhın insanları muhâkemesiz sürgüne göndermek hakkının bulunması Sultân’ın selâhiyetini yok etmek için, anayasanın büyük devletlerin kefaletine alınması” gibi maddeler vardı Sultan Abdülhamîd Türkçe’den başka dillerin resmî dil olmasına, insanların muhâkemesiz sürülmesine ve anayasanın büyük devletlerin kefaletine alınmasına karşı çıktı.Midhat Paşa’ya kabul ettiremedi. Çünkü Midhat Paşa rakiplerini uzağa sürgün ettirmek için bu maddeyi koydurmuştu. *Sultân’ın emri ile, Kânûn-i esasinin Avrupa kefaleti altında bulunduğuna dâir madde çıkarıldı. Midhat Paşa’nın gayesi devlet bünyesindeki her milletin kendi dilini resmen kullanabileceği ve Türkçe’nin resmî dil olduğu yazıldı. 25 Aralık 1876 günü Midhat Paşa’nın eseri olan Birinci Meşrûtiyet îlân edildi Bu sırada Osmanlı ordusu Sırbistan ve Karadağ’da harb ediyordu. Osmanlı kuvvetleri beşe ayrılmış üçü Sırbistan ikisi de Karadağa gönderilmişti. Sırbistana gönderilen ordu birlikleri Vidin, Niş ve Yenipazarda bulunuyordu. Vidin’deki kuvvetler Osman Nûrî Paşa, Niş’dekiler Ahmed Eyyûb Paşa, Yenipazar’dakiler Ali Paşa ile Mehmed Paşa komutasına verilmişti. Bütün ordunun toplamı, Mısır askerleri ile birlikte yüz bin kişiyi buluyordu.

murataltug1985 06-11-2018 22:16

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN


*Osmanlı ordusunun başkumandanlığı, serasker ve serdâr-ı ekrem Abdülkerîm Paşa’ya verilmişti. Vidin kumandanı Osman Nûrî Paşa, Sırp saldırılarını durdurdu Sırplarca tahkim edilmiş Zayça kasabası ele geçirildi. Nişdeki harp de Osmanlı lehinde gelişiyor. Sırp yenilgileri İstanbul’da büyük sevinç uyandırıyordu yabancı müdâhalesine meydan verilmemesi için serdâr-ı ekrem Abdülkerîm Paşa’ya Belgrad üzerine yürümesi ve Sırplıları barışa mecbur etmesi için emir verildi. Belgradda Abdülkerîm Paşa Sırp ordusunu ağır mağlûbiyete uğrattı. Osmanlı Belgrad’a girmek üzere iken, Rusya’nın İstanbul elçisi Osmanlı hükûmetine ültimatom verdi. Sırplı ve Karadağlı tebeası ile iki aylık mütâreke yaptı. Rusya Balkan ihtilâfının çözülmesi teşebbüsünü İngiltere’nin elinden aldı
*Hindistan yolu tehlikedeydi Rus hareketini önlemek için ingilizler konferans teklif etti.kabul eden, Almanya, İngiltere, Avusturya, Fransa, Rusya, İtalya ve Macaristan devletleri konferans için İstanbul’a murahhas gönderdiler. Osmanlı hâriciye nâzırı Safvet Paşa’nın başkanlığında 23 Aralık 1876 ta başlayan görüşmeler bir ay sürdü Tersâne konferansı, Bâb-ı âli’ye Tuna ve Bosna-Hersek eyâletlerinde ıslâhat için teklifte bulundu. Midhat Paşa, konferansı incelemek için, gayr-i müslimlerin de bulunduğu mecliste yaptığı konuşmada, Rusya hakkında hükûmet başkanının ağzından çıkmaması gereken sözler söyledi Avrupaya çattı. Harb aleyhinde rey kullanacakları, vatan sevgisizliği ve ihaneti ile itham etti.

*Meclis, Tersane konferansını reddetti. Midhat Paşa, talebe ile işsiz takıma para dağıtarak harb için nümayişler yaptırdı. Yeni Osmanlı basını harp kundakçılığında Midhat Paşa’dan aşağı kalmıyordu. Sükûnet bozulmuş ve ihtilâl havası esiyor. diplomasi işlemiyordu Midhat Paşa Pâdişâh’a ordunun da harb istediğini ve Rusya’nın yenileceğini, İngiltere’nin Osmanlı yanında harbe katılacağını söyledi Abdülhamîd Han, fikirlere katılmamakla beraber, tahta yeni geçmiş ve harbi önleyecek nüfuzta değildi. Bu gelişmeler üzerine , Avrupa devletleri İstanbul’u terketti İngiltere’nin teklifi ve ile Londra’da bir konferans toplandı 31 Mart 1877’de Rusların tekliflerini Bâb-ı âli’ye bildirdiler. *Osmanlı Devleti aleyhinde çok ağır hükümler taşıyan protokolü Pâdişâh reddetdi bu 12 Nisan 1877’de hükûmetçe batıya bildirildi. Midhat Paşa İngiltere’den Kânûn-i esâsî’nin tatbikinin garanti edilmesini istedi. Osmanlı sülâlesini tahttan uzaklaştırıp yerine kendi ailesini getirmek istemesi ve Pâdişâh’a tahakküme yeltenmesi üzerine Sultan tarafından 5 Şubat 1877’de sadrâzamlıktan azledilerek sürgüne gönderildi. Sadârete İbrâhim Edhem Paşa tâyin edildi. Abdülhamîd Han Midhat Paşa’yı sürgüne gönderirken, Midhat Paşa’nın Kanün-i esâsî’ye koydurduğu, yüz on üçüncü maddeye istinaden göndermiştir. Abdülhamîd Han, devletin savaşa girmesini doğru bulmamış, felâket olduğunu söylemişti. Ancak Midhat Paşa, halkı ve erkânını, harb için, şartlandırmış ve Rusya ile harbi kaçınılmaz bir hâle getirmişti.

*Abdülhamîd Han, Midhat Paşa’nın; “Rusya ile savaşmamız lâzım!..” raporuna karşı; “Rumeli’nin tamâmiyle elimizden çıkmasına sebeb olacaklar!” diyerek felâketi haber vermişti. Midhat Paşa’nın en büyük yardımcıları serasker Redîf ve Dâmâd Mahmûd Celâleddîn Paşa idi. Cevdet Paşa bunlar için; “Midhat Paşa tüfeği doldurdu. Dâmâd Mahmûd Paşa üst tetiğe çıkardı. Redîf Paşa ateş etti. Bu üç kişi devletin başına felâket getirdi” 24 Nisan 1877 de Rusya Osmanlı Devleti’ne harb îlân etti. 93 harbi denilen bu savaş, Edirne mütârekesine kadar, dokuz ay sürdü. Meşrutiyetçilerin mareşal yaptıkları Süleymân Paşa, Şıpka geçidinde büyük gafletle Türk birliklerinin harcanmasına sebeb oldu. Bu hezimet, kahramanlık olarak gösterildi ve başkumandan yapıldı. *Filibe’ye ve Edirne’ye kaçtı. Edirne’de mütâreke istedi. Yeşilköy’e gelen Rus orduları, doğuda Kars’a girmiş ve Erzurum yakınlarında durdurulmuş ve barıştan başka çâre kalmamıştı Harbin neticelenmesi üzerine, çok üzülen sultan Abdülhamîd meclisi toplayıp, fikirlerini sorduğunda, kethüda Ahmed Efendi ayağa kalkarak; fikirlerimizi çok geç soruyorsunuz. Felâketin önünü atmak mümkün olduğunda bize baş vurmalıydınız. Meclis-i meb’ûsân, mağlûbiyetten mes’ûliyet kabul etmez!..” diye başlayan konuşmasında Pâdişâh’a hakaretlerde bulundu. Meclis-i meb’ûsân Rusya ile harp için çırpınan Midhat Paşa ile tarafdarlarını desteklediklerini ve Rusya ile harb istediklerini unutarak Doksanüç harbi mağlûbiyetinden Pâdişâh’ı mes’ûl tutuyorlardı.

murataltug1985 06-11-2018 22:16

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN

*Pâdişâh başından beri harb istememişti Abdülhamîd Han, ayağa kalkarak; harbin ilânına ve cereyan tarzına âid mes’ûliyetin şahsına âid olmadığını bildirdikten sonra; “Artık Cennetmekân dedem sultan Mahmûd’un yolundan gitmek mecburiyetindeyim!..” diyerek salonu terk etti. 13 Şubat 1878 te Meclis-i meb’ûsânı kapattı ülkenin idaresini eline aldı tarihçi ve siyâsîler şöyle değerlendirdi İsmâil Hami Dânişmend: “İlk Meclis-i meb’ûsân dağılmayıp devam etseydi, Osmanlı Cihân Devleti yirminci asrı idrâk edemeyip, on dokuzuncu asrın sonlarında yıkılıp giderdi.”
prens Bismark: “İyi ki parlamentoyu kapattınız. Çünkü bir devlet tek bir milletten meydâna gelmedikçe, parlamentonun faydadan çok zararı olur.”*3 Mart 1878’de Osmanlı târihinde benzeri görülmeyen, ağır ve fecî şartlar getiren 29 maddelik ayestefanos andlaşmasına göre batıda büyük Bulgaristan prensliği kurulacak, Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Rus kuklası otonom prensliğe verilecek Kars, Ardahan, Batum Rusya’ya verilip, Karadağ ve Sırbistan’ın kabul edilecek Osmanlı Devleti, Rusya’ya 245 milyon Osmanlı altını harp tazmînâtı verecekti Andlaşmaya göre Rumeli’nde kesin kayıplar 237. 298 kilometrekare toprak ve 8.184.000 nüfus idi. İmtiyaz verilmiş devletin kaybı korkunçtu.Ayastefanos andlaşması Batı Avrupayı telâşa düşürdü. Bulgaristanın Ege denizine inmesi demek, Rusların sıcak denizlere inmesi demekti. Bu durum Bosna-Hersek’e göz dikmiş olan Avusturya’yı ve Hind yolunun tehlikeye girdiğini gören İngiltere’yi telâşa düşürdü.

*İngiltere ve Avusturya’nın teşebbüsleriyle 1856 Paris muahedesinde imzası bulunan devletleri, Almanya Ayastefanos yerine Berlin’de andlaşma için davet etti. İngiltere, Kıbrıs’ın kendisine bırakılmasını istedi. Osmanlılara yardım vâdetti. İngiltere Kıbrıs’ı Ruslara karşı olarak kullanacağını bahane etmişse de, adanın Hindistan, Süveyş ve Doğu Akdeniz için ehemmiyeti vardı. İngiltere sefîri, Kıbrıs’ı almak için İngiliz donanmasının çıkarma yapacağı tehdidinde bulundu Safvet Paşa, Kıbrıs’ın idaresini İngilizlere bırakmak mecburiyetinde kalmıştı (4 Haziran 1878). Sultan andlaşmayı tasdîk etmemeye çalışıyordu. hükümranlık haklarına halel gelmeyeceği konusunda İngilizlerden belge atmak suretiyle andlaşmayı tasdîk etti. *Osmanlı Devleti’nin bir parçası olarak kalacak adanın gelirleri her sene İstanbul’a yollanacaktı. İngiltere söz verdiği hâlde tutmadı. 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin muahedesi ile topraklarımızın bir kısmı geri alındı Osmanlı Devleti, Rus savaşından mağlûb çıktı ağır şartlarla barış imzaladı Galatasaray Lisesi müdürlüğünden azledildigi için sultan Abdülhamîde düşman kesilen Ali Süâvî, Sultân’ı tahttan indirip 5. Murâdı tahta geçirmek için Çırağan Sarayı’na baskın düzenledi. Ali Süâvî İngiliz yanlısı olup, devletin, ancak İngiliz yardımı ile kurtulacağına” inanıyordu. Rus harbinden, İstanbul’a gelen Balkan göçmenleriyle Ali Süâvî, beş yüz kişi ile 20 Mayıs 1878 günü saat on civarında, Çırağan Sarayı’nı işgal etti.

*Beşiktaş zaptiye âmiri Hasan Paşa, iki saatte isyânı bastırdı. Ele başı Ali Süâvîyi Hasan Paşa, sopa ile başına vurarak öldürdü. Yıldız Sarayı’nda hâdisenin tek başına Ali Süâvî’nın çılgın macerasından ibaret olmadığı ve İngiltere’nin parmağı olduğu anlaşıldı. devlet ricali bu harekete gizlice tarafdâr olmuşdu Abdülhamîd Han, Çırağan baskınından dîn ve memleketin selâmeti için tedbirli olmak lüzumunu duydu. istihbarat teşkilâtı kurdu. gizli emniyet teşkilâtının başındakine Serhâfiye-i hazret-i şehriyârî, yâni Pâdişâh’ın baş ajanı denirdi. Modern haber alma teşkilâtı, memleketinde devletin aleyhinde yazılanları, suikast hazırlıklarını, gününe Pâdişâh’a bildiriyordu.
*Sultan, hizmet edenleri çok iyi bilirdi haberleri okur, güvendiği adamlarına tekrar tedkîk ettirir gerekeni yaptırırdı. Şahsî kin ve garaz için yapılan jurnalleri dikkate almazdı.Sultan Abdülazîz Han’ın şehîd edilmesinden beş sene geçmesine rağmen halk, unutamamıştı Katilleri istiyordu. Sultan Abdülhamîd Han, bu işin en kısa zamanda bitirilmesi için mahkeme kurdurdu Yıldız mahkemesinde sultan Abdülazîz’in şehîd edildiği tesbit edilmiş, bâzı sanıklar suçlarını îtirâf etmişlerdi. Mâbeynci Fahri, Yozgatlı Mustafa Cezâyirli Mustafa Pehlivan, Boyabatlı Hacı Mehmed Pehlivan, Midhat Paşa, şeyhülislâm Hayrullah Efendi, sadrâzam Mütercim Rüşdî Paşa, ve Nûrî paşalar 1 Temmuz 1881’de îdâma mahkûm edildiler Abdülhamîd Han merhametiyle ölümü hak eden suçluları affedip sürgüne gönderdi.

murataltug1985 06-11-2018 22:16

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN

*Sultan Abdülhamîd Han, tahta çıktığı zamanı ve saltanat siyâsetini şöyle anlatır: “Amerika’da genç ve kuvvetli bir devlet doğmuştu, İspanya, sömürgelerinden çıkarılıyordu. Dünyâ yahûdîleri teşkilâtlanmıştı. Mason locaları arz-ı mev’ûdun Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların peşine düştüler. Bunlar daha sonra Filistin’de yahûdîler için büyük paralar karşılığı toprak istedi. reddettim.
Avrupa’ dünyâyı bölüşmeye çıkmışdı. Bölüşülecek ülkelerde Osmanlı mülkü de vardı. bu kuvvetlerin önünde tek başına duramazdım. Gücüm yetmezdi. Yapabileceğim tek şey, rekabetten yararlanıp, her birine büyük lokma” ümidi dağıtarak biribirine düşürmekti. Almanya’nın kurulması ile bozulan Avrupa birbirine düşecekti. *memleketimi parçalanmaktan kurtarabilirsem, çatışma koptuğunda, kümelenmelerden birine katılıp öteki tarafı kırmakla varlığımızı koruyabilirdim. Bunun zamanı belli değil ama, uzak görünmüyor Almanlar güçlenince, Fransız ve Ruslar ve İngilizler tedirgin oldu Bunun sonu kapışmak ve hesaplaşmak olacaktır. yolumu araştırdım.Büyük devletlerin niyetleri hıristiyan hukukunu te’min değil, Osmanlı ülkesini parçalamaktır Bunu, te’min etmek için hıristiyan ahâliyi ayaklandırıp ortalığı karıştırdılar bizi kendi aramızda parçalamak için meşrutî idareyi getirmek... gayeleri için de aramızda kolayca tarafdâr buluyorlardı.

*Meşrutî idarelerin millî vahdet hâlinde bulunan ülkelerde kolayca işlediğini, vahdet içinde olmayan ülkelerin idareye itibâr etmediğini fark edemeyen Türk münevverleri,düşman ekmeğine yağ sürmekteydiler. ihanetlerin ve ayaklanmaların içinden ülkemi nasıl çıkarabilirdim?...Ordunun yeni silâhlarla donanmasına harp san’atına uygun hız verdim, büyük asker olan Alman Wander Goltz’u İstanbul’a getirdim. Yarınki savaşta denizlere hâkim devletle olursam, ordularım onun işine yarayacak, donanması da benim işimi kolaylaştıracaktı ve üstelik elimde, dövüştüğüm milletin harb oyunlarını çok İyi bilen bir ordum olacaktı.Avrupa ile tek başıma boğuşmaya gücüm yoktu ama, Rusya ve İngiltere gibi Asya’da bir çok müslümanı idare altına almış büyük devletler benim hilâfet silâhımdan ürküyorlardı. *Osmanlıyı bitirmek için anlaşabilirlerdi. silâhımı hudut dışında kullanmamalıydım. Çünkü bu teşebbüs ne din kardeşlerime yarayacak, ne ülkemin yararı olacaktı. Hilâfetimi, memleket huzuru ve birliği için kullanmaya, din kardeşlerimi sağlam tutmaya karar verdim.Hilâfet İngilizi tedirgin ediyordu. Cemâleddîn-i Efgânî adlı bir maskaranın el birliği ederek ingilizle hazırladıkları bir plân elime geçti. Bunlar, hilâfetin Türklerce zorla alındığını ileri sürüyor ve Mekke şerifi Hüseyin’in halîfe îlân edilmesini İngilize teklif ediyordu Efgânî’yi yakından tanırdım. bir adamdı. mehdîlik iddiasıyla bütün Orta Asya müslümanlarını ayaklandırmayı teklif etmişti muktedir olmadı İngilizlerin adamı idi muhtemel olarak İngilizler beni sınamak için bu adamı hazırlamışlardı. reddettim. İngiliz ile işbirliği yaptı.

*kendisini İstanbul’a çağırttım. İstanbul’dan çıkmasına izin vermedim.Hilâfet mevzuunda İngiliz teşebbüslerinin sonu gelmemişdi. Asya’da yüz elli milyon müslüman idareleri altındaydı müslümanlarda hilâfetin büyük bir nüfuzu vardı. İngilizleri kuşkulandırmadan, seyyidler, şeyhler, dervişler gönderip Asya müslümanlarını hilâfete bağlamaya itinâ gösteriyordum. Buhârâlı şeyh Süleymân Efendi’nin Rusya’da müslümanlar arasında yaptığı hizmetleri şükranla yâd ederim. İngiliz münâsebetlerinde çok faydası oldu Hindistan vâlileri müslümanların Osmanlılarla iyi geçinilmesini yazıyorlar işlerimizi kolaylaştırıyorlardı *Tek başına yaşayacak ve direnecek gücümüz yoktu. Bizi parçalamakta birleşmiş düşmanlarımız parçalanırlarsa ve biz de vazgeçilmez olabilirsek, yeniden dünyâda söz sahibi olabiliriz.Büyük devletlerin rekabeti onları çatışmaya götürecekti Osmanlı Devleti çatışmadan ve parçalanmadan yaşamalı ve çatışma günü ağırlığını ortaya koymalıydı. İşte 33 yıl süren siyâsetimin sırrı...”Mısır hidivi İsmâil Paşa, İngiltere ve Fransa’dan 100 milyon altın borç alarak, Mısır’ı kalkamıyacağı bir yük altına soktu. Borçlarını ödeyemeyince alacaklı devletler, Mısır’da mâlî kontrol sağladılar. Süveyş kanalı tahvillerinin önemli mikdârını İngilizler satın alarak kanalın yarısına sâhib oldular. Hidiv, borçların faizlerini ödeyemez hâle gelince, bir İngiliz’i mâliye, bir Fransız’ı da nâfia vekili yapmak mecburiyetinde kaldı.

murataltug1985 06-11-2018 22:17

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN

*Mısır ordusunu otuz binden on bir bin kişiye indirdiler. 2500 subayı emekliye ayırınca, subaylar, miralay Arâbî Bey liderliğinde hidiv İsmail Paşa’ya isyân ettiler. Abdülhamîd Han, İsmâil Paşa’yı azlederek yerine oğlu Tevfik Paşa’yı getirdi (25 Haziran 1879) Arâbî mîrlivâlığa terfi ettirilerek paşa ünvânı verildi. Arâbî Paşa, Mısır’da Avrupalı me’murların işine son verip, memleketlerine gönderdi. İngilizler Mısır’ı tek başlarına işgal etmeyi tasarlamışlardı. ZMısır, İngiliz hâkimiyetine girerse, Hindistan ve ipek yolu emniyeti sağlanacakdı. İngilizler, Mısır’daki Avrupalıları korumak için amiral Sir Seymour yönetiminde Mısır’a asker çıkardı. İskenderiyye’de ki kanlı çarpışmalarda Mısır bozguna uğradı. İngilizler, Mısır’ı 15 Eylül 1882 günü işgal ettiler*Mısır, Osmanlı hâkimiyetinde kalmak ve vergi vermek suretiyle İngiltere’nin işgaline girdi 1877 Osmanlı-Rus harbinden sonra Berlin muahedesiyle Teselya ve Narda, harble ilgisi olmadığı hâlde Yunanistan’a verildi. Yunanistan, Yanya ve Girid’e göz dikti. Avrupaya sırt dayayan Yunan, çeteler Girid’e asker çıkarıp, Müslümanları öldürdü, Osmanlı askeri de rum çetelere karşılık verdi. Yunanlılar; “Osmanlılar hıristiyanları kesiyor” diyerek Avrupa’da Türk mezâlimi yaygarası kopardı Osmanlıya seferberlik îlân ettiler. Harp tarafdârı olmayan Sultan, Edhem Paşa kumandasındaki ordusunu hazırladı Yunanlıların Osmanlı sınırlarını ihlâl etmesiyle, 18 Nisan 1897 günü Sultan Yunanlılara karşı harb îlân etti.

*Osmanlı ordusu Atina kapılarına dayandı. Yunanistan’ın alınacağını anlayan Yunan hükümeti, Avrupa’dan yardım istedi. Rus çarı İstanbul’a telgraf çekti. Abdülhamîd Han, harp tazmînâtı ve Teselya ile Narda’nın iadesini istedi Fakat Avrupa Sultân’ı harble tehdîd ederek Yunanistan lehine sulh yaptırdı İslâm düşmanı olan İngilizler, Osmanlı Devleti’nin iyiye gidişini durdurmak ve yıkmak için isyân çıkarabilecekleri yerleri araştırdılar. İttihâd ve Terakkî nin çalışmalarına hız verdirdiler. Pâdişâh’ın aleyhindeki basını harekete geçirdiler. Arabistan yarımadasında, Necd bölgesindeki bedevî kabîlelerini, Doğu Anadolu’daki ermenileri devlete isyân ettirdiler. Arabistan’da isyânında Basra körfezi İngiliz nüfuzuna girdi. Yemen’de de Osmanlılara karşı isyân çıkarttılar. *Seneler süren çarpışmalarda yüz binlerce Osmanlı yiğidi şehîd düştü. Giden dönmedi. Osmanlı kuvvetlerini çölde heba eden İngilizler, Pâdişâh’ın hilâfetini kırmaya çalıştılar. Abdülhamîd Han’ın cesaretle karşı koyması, İngilizleri şaşkına çevirdi.Memleketine fevkalâde hassasiyet gösteren Abdülhamîd Han, Berlin andlaşmasının, Anadolu’da ermenil vilâyetlerinde ıslâhât isteyen 61. maddeyi kesinlikle tatbik etmedi. ermeni muhtariyetin doğacağını görerek; “ölürüm de bu maddeyi uygulayamam” dedi. Avrupanın tehdîdlerine rağmen, tâvizkar. sadrâzam ve devlet adamlarını azletti. İngilizler, ermenileri isyâna ettirdiler. Doğu Anadolu’daki ermeni isyânları ile müslümanlar katledildi. Sultan, Hamîdiye alaylarını kurdu.

*Hamidiye alayları yerli halktan askerlerden meydana geliyordu asayişle görevli idi Ermeniler Doğu Anadolu’daki isyânla yetinmediler. Sultân’ı öldürmek için fırsat kolladılar. Saatli bir bomba ile Osmanlı sultânını şehîd ettikten sonra Bâb-ı âlîyi, Galata köprüsünü, Osmanlı Bankası’nı, resmî kuruluşlarla yabancı sefarethâneleri, havaya uçurmak, kargaşa ve isyânla İstanbul’u kan gölü hâline getirmek, ve Avrupa askerî müdâhalesine sebeb olarak ermeni mes’elesini hâlletmek için plân yaptılar. Suikastın elebaşı Troşak ermeni komitesi reislerinden Bakü’lü Samoil diğer adıyla Hristofor Mikaelyan ile yardımcılarıydı. Saatli bombada usta olan Belçikalı anarşist Jorris’e çok para vererek ikna ettiler. Jorris bombayı 21 Temmuz 1905 Cuma günü patlatmaya karar verdi.
*Sultan, namazını kıldıktan sonra, câmiden çıkarken, şeyhülislâm Cemâleddîn Efendi ile uzun konuştu. bir kaç metre ileride yeri göğü sarsan büyük bomba patladı. Suikasttan salimen kurtulan sultan, büyük bir tevekkül ile Allahü teâlâya sığınmış, dimdik duruyordu. soğukkanlılıkla, kaçanları gösterip, yakalanma emiri verdi, gür ve tok sesi ile; “Korkmayın! Korkmayınl” diyerek halkı yatıştırdı. Yirmi altı kişi ölmüş, elli sekiz kişi yaralanmıştı. ecnebi diplomata karşı “Kendimce en büyük emel, ahâlinin rahat ve mes’ûd olmasıdır. gece-gündüz çalışıldığı malûmdur. Gayret ve hüsn-i niyetimin Allah tarafından mükâfatı, şu hâdiseden, Allah’ın, korumasıyla kurtulmamdır cenâb-ı Hakk’a şükür ve hamd ederim. Müteessir olduğum şey asker evlâdlarımdan ve ahâliden bâzılarının telef ve mecruh olmalarıdır

murataltug1985 06-11-2018 22:17

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN

*Abdülhamit cuma selamlığında halka şöyle seslendi Tebeamın hakkımda göstermiş oldukları hissiyata bütün samimiyetimle memnuniyetimi beyân eyler, göğe ve yere âit âfetlerden korunmaları için duâ ederim” diyerek temiz kalbliliğini, milletin olgun ve şefkatli bir babası olduğunu gösterdi. Sultan Abdülhamîd Han’ın karşı koyduğu konulardan biri de Filistin mes’elesi idi. Yahûdîler Arz-ı Mev’ûd üzerinde devlet kurma çalışmalarına İngiltere’de başladı. Siyonist teşkilâtlar kurup zengin kaynaklar te’min ettiler. Siyonistlerin başında Theodor Herzl, Filistin’de yahûdî devletinin, kurulması için çok çalıştı. Yahudiler 1870 den îtibâren Filistin topraklarına yerleşmeye başladılar. 1870-1896 arasında, Filistin’de on yedi tarım kolonisi kurdular. Herzl, binbir zorlukla Abdülhamîd Han ile görüşme imkânı bulabildi.*Herzl Filistin’de aristokratik cumhuriyet kurmak için izin istedi Osmanlı Devleti’nin borçlarını ödemeyi taahhüd etti Sultan, târihe altın harflerle geçen şu cevâbını verdi Ben bir karış dahi olsa toprak satmam; zîrâ vatan bana değil milletime âiddir. Milletim devleti kanlarıyla kanıyla mahsuldar kılmışdır. O bizden ayrılmadan kanlarımızla örteriz. Suriye ve Filistin alaylarım Plevne’de şehîd düşmüşlerdir, geri dönmemek üzere muhârebe meydanlarında kalmışlardır. Bu vatan bana âid değildir Türk milletinindir hiç bir parçasını vermem. yahûdîler milyarlarını saklasınlar. imparatorluğum parçalandığı zaman Filistin’i karşılıksız ele geçirebilirler. Ben canlı bir bedende ameliyat yapılmasına müsâde edemem.”

*Herzl, Abdülhamîd Han’ın cevâbından sonra da
müracaattan vaz geçmedi. Sultan Filistin’in tamâmını arâzî-i şâhâne ilân etti. şahsına bağlı bir orduyu Filistin’de vazifelendirdi. Filistin’de demiryolları ve zirâat kuruluşları te’sis etti. yahûdîlere toprak satılmasını yasakladı. Kafkas ve Balkanlardaki bir kısım müslümanları Filistin’e yerleştirdi. Herzl’in Jön Türkleri, ermeni ve rumları pâdişâha kışkırttı. İngilizlere, Osmanlı Devleti’nde İkinci Meşrûtiyet’in îlânı için baskı yapılmasını teklif etti 1890 da İngiliz yardımıyla kurulan İttihâd ve Terakkînin ilk hedefi, sultan Abdülhamîd’i tahttan indirmek ve meşrûtiyetti. tarafdâr topladı. 1897 de, Sultân’ı hal’ etmek için hazırlıklara girişti, Sultan suçları îdâm olan cemiyet üyelerine merhamet edip yurdun çeşitti yerlerine sürdü.
*Bâzıları Paris’e kaçarak devlet aleyhinde faaliyetlerine devam ettiler. 1902 de Paris’te Sultan aleyhdârı Türk, rum, ermeni, arnavud, yahûdî, çerkes ve İttihâd ve Terakkî üyeleri bir araya geldi Osmanlı’nın Doğu Anadolu ve Makedonyaya muhtariyet vermesini istiyorlardı. yahûdî ve ermeni gibi milletlere hak tanınsın muhtariyet, istiklâl verilsin diyorlardı. Sultan aleyhindeki faaliyetlerini için Makedonya’yı seçtiler.
İttihâdcılar, Balkan komitacılarıyla işbirliği yapdılar. Müslüman kanı dökmekten zevk alan bulgar, sırp, yunan çeteleri, sultan Abdülhamîd i devirmek için İttihâd ve Terakkî ile birleşti İttihâdcılar 1908’de Payitahta karşı şiddetli bir propagandaya başladılar. arnavut İhtilâl komitesiyle birleştiler. Üsküp civarında altı bin arnavud toplandı

*Abdülhamîd Han’a telgraf çekildi. Meşrûtiyeti îlân etmezse elli bin kişiyle İstanbul’a yürüyeceklerini bildirdiler. Sultan Abdülhamîd , İttihâd ve Terakkînin gayr-i müslimlerle birleşip Avrupadan yardım istemelerine ve tehdîd dolu telgraflarına çok üzüldü. çetelerin üzerine az bir asker göndermekle haklarından gelirdi. Fakat kan istemiyordu. Olayları önleyemeyen ve bu destekleyen sadrâzam Dâmâd Ferîd Paşa’yı 22 Temmuz 1908’de azletti. Yerine Küçük Saîd Paşa’yı yedinci defa sadrâzamlığa tâyin etti. Harbiye nâzırlığına, Müşir Ömer Rüşdî Paşa’yı getirdi. Otuz iki sene önce îlân edilen Birinci Meşrûtiyet’ten sonra ikinci defa meşrûtiyeti îlâna zorlanıyordu. Sultan, sarayda Türklerin hakimiyetinde yeni bir kânûn-i esâsî düşünüyordu.
*çıkan yerel isyânlar, İttihâdcıların Avrupadan yardım istemeleri ve ihtilâl sebebiyle kânûn-i esâsîye fırsat yoktu. müslüman kanı dökülmesini istemeyen Sultan, 23 Temmuz 1908’de Kânûn-i esâsîyi yürürlüğe koyarak ikinci Meşrûtiyeti îlân etti. Meşrûtiyet’in îlânı ile, İttihâd ve Terakkîden Cemâl, Enver, Talat, sadrâzama ve devlete baskı yaptı, hükûmetin işlerine karıştı, af ile yurda dönen Jön Türkler ve dağlardan silâhlarını bırakarak inen komitacıların da katıldığı sözde kardeşlik havası fazla sürmedi. İttihâdcıların hatâları sebebiyle Bulgaristan, 5 Ekim 1908’de Osmanlı Cihân Devleti’nden ayrılarak krallığını îlân etti. Avusturya-Macaristan, Bosna-Hersek eyâletini işgal etti. 6 Ekim 1908’de Girid Osmanlı Devleti’nden ayrılıp Yunanistan’a katıldı

murataltug1985 06-11-2018 22:18

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN


*sultan Abdülhamîd dış politikada dehâydı otuz sene durmuş facialar ittiçılar döneminde tekrar başladı.Aralık 1908’de Meclis-i meb’ûsan toplandı. En azılı Osmanlı düşmanları meclise girmişti. Meclisteki azınlıklar etkili idi. Meşrûtiyette Sultan, sâdece sadrâzam ile şeyhülislâmı seçebiliyor Sadrâzam nâzırları seçiyor, kabine güven oyu alırsa çalışıyor, meclis istediği zaman hükûmeti düşürebiliyordu. devletin idaresi tecrübesiz ellere geçti. çeşitli din, dil ve ırka mensup meb’uslar Osmanlı Devleti’nden ayrılarak istiklâllerini îlân etmek için gayr-i meşruya başvuruyordu. Binlerce müslümanın kanına giren yunan, sırp, bulgar ve ermeni çetecilerine af îlân edildi. Osmanlı Devleti’nden kaçan isyâncılara kapılar açıldı bunlar İstanbul’a geldi İngilizler, Ruslar ve hıristiyan devletler, azınlıklara bol mikdarda silâh gönderdiler.

*İttihâd ve Terakkî cemiyeti liderleri, acemi siyâsetleri ile ortalığı karıştırdı. Selanik’ten avcı taburlarını getirerek taş kışlaya yerleştirdiler. Kendilerine karşı olanı öldürüyor terör estiriyorlardı. halkın huzuru kaçtı. İttihâdçılar lanetle anıldı. alaylı subaylar ordudan çıkartıldı. gazeteler ittihâdçılara karşı halkın dînîni galeyana getirip halk ve orduyu isyâna teşvik ediyordu. 31 Mart günü dördüncü avcı taburu isyân ederek subayları hapsettiler. Pâdişâh Abdülhamîd Han, isyânı öğrendi. İsyancılar sadrâzamın azledilmesini, görevden alınan alaylı subayların orduya alınmasını istiyordu. Hüseyin Hilmi Paşa sadrâzamlıktan azl ederek yerine Tevfik Paşa getirildi ve Müşir Edhem Paşa harbiye nâzırı yapıldı
*isyâncılara, isyândan vazgeçtikleri takdirde af edildiklerine dâir hatt-ı hümâyûn gönderildi. isyân yatıştıysa da ertesi gün yine alevlendi.İsyanın Rumeli’deki yankısı büyüktü .Sultan hedef oldu. Üçüncü ordu ile gönüllü bulgar ve sırp, yunan, yahûdî, arnavut çetecileri İstanbul’a sevkedildi. orduya Hareket ordusu denildi. gayesi Sultân’ı tahttan indirmekti. Pâdişâhla sâdık paşalar saraya gelerek Yıldız birliklerinin Hareket ordusuna karşı kullanılması için izin istedi. Abdülhamîd Han; “Tüfekçilerin silâhları toplansın, kimse silâh atmasın, müslümanı müslümana kırdırmam” diyerek” reddetti. Kuvvetli olmasına rağmen fitne çıkmaması için bunu yaptı .

*Hareket ordusu İstanbuldayken, Abdülhamîd Han; “Madem beni istemiyorlar, saltanatı biraderime ferağ ederim, devleti o idare etsin. Fakat meclis Dîvân-i âlî mi ne kurulursa kurulup, benim hâdise ile alâkamın olup olmadığı tesbit edilmelidir” demişti. Ancak Saîd Paşa; “Suçsuz çıkarsa halimiz nice olur” diyerek resmî tahkikatın açılmasına mâni oldu. on beş bine varan Hareket ordusu, 24 Nisan’da Topkapı ve Edirnekapı’dan şehre girerek askerî karakolları teslim aldı ve Harbiyeyi işgal etti. Taksim kışlasında ve Taşkışla’daki mukavemet, şiddetli top ateşi ile kırıldı. Yıldız Sarayı’nın işgalinde sultan Abdülhamîd mukâvemet isteyen askerlere; “Ben halîfe-i İslâm’ım, müslümanı müslümana kırdırmam. Silâh çekmek isteyen ilk önce beni vursun sonra diğer asker kardeşlerine kurşun atsın” demek suretiyle çatışmanın önüne geçti. *ülkenin en mükemmel ordusu Birinci orduya direnme emri verilseydi, Hareket ordusu bir anda dağılırdı. Pâdişâh’ın emrine boyun eğen askerler silâh teslim ettiler. 25 Nisanda Hareket ordusu İstanbul’a hâkim oldu. Mahmûd Şevket Paşa, sıkıyönetim îlân ederek suçsuz bir çok insanı îdâm ettirdi. Yüzlerce balkan çetesi saraya girerek, kıymetli eşyaları yağmaladı, İttihâd ve Terakkî İstanbul’da terör estirdi 27 Nisan 1909 da meclis toplandı. Âyân’dan Gâzi Ahmed Paşa, Pâdişâh’ın hal’ edilmesini teklif etti. Gâzi Ahmed Paşa, hal’ fetvası istedi meb’uslardan Elmalılı Yazır hoca yazmıştı. Fetvada Sultan Abdülhamîd e 31 Mart isyânına sebeb olmak, din kitaplarını tahrif etmek hazîneyi israf etmek, insanları suçsuzca îdâm ettirmek... gibi suçlar yükleniyordu.

murataltug1985 06-11-2018 22:18

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN


*Meclis, fetva ile Sultân’ı hal’ karârı aldı.Pâdişâh’a tebliğ için, Âyan ve Meb’ûsan’ı temsîlen bir hey’et Yıldız Sarayı’na gönderildi. Bu Türk târihinin en yüz kızartıcı hâdisesiydi Osmanlıyı temsil etmesi gereken hey’ette Türk yoktu. yahûdî Karasso, arnavut Toptanî, ermeni Aram Efendi ve Pâdişâh’ın uzun seneler yaverliğini yapan Arif Hikmet Paşa idiler. mâbeyn başkâtibi Cevâd Beye “Bir Türk pâdişâhına, İslâm halîfesine hal’ karârı bildirmek için bir yahûdî, bir ermeni, bir arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?!” demekten kendini alamadı.İttihâdçılar, 27 Nisan 1909 da Abdülhamîd Han’ı İstanbul’dan çıkararak, kontrolde tutabilecekleri bir yere nakletmeyi düşünüyorlardı. En emin yer; İttihâd ve Terakkî ile Üçüncü ordunun hâkimiyeti altındaki Selânik idi. *sultan Abdülhamîd kendisine baş kaldıran Selanik Halkının ayağına getirilerek rencide edilecekti. Sultan Abdülhamîd, 38 kişilik maiyyetiyle trene bindirilerek hiçbir şeyini almasına izin verilmedi. Pâdişâh’a yolculuğunda üç kızı ile oğullarının ikisi refakat etti. Selanik’te Alâtini Köşkü tahsis edildi. acıklı yıllar geçirdi. Bu arada özellikle gazete okumasına izin verilmedi.Sarayı yağmalanan Sultan, Selanik’teki ızdırâblı günlerinde İttihâd ve Terakkî cemiyeti tarafından gönderilen telgrafla, bütün mevduâtına el koyabilmek için mâliye nâzırı Câvid Bey’e vekâletname vermeye zorlandı. Vaziyet vahim’di. Abdülhamîd Han şöyle anlatmaktadır: “Bu günler hayâtımın en elim günleriydi. çoluk-çocuğum da tazyik ediliyordu. subaylar, istedikleri parayı orduya vermezsem, köşkün Osmanlı donanması ile topa tutulacağını, hepimizin yok olacağını söylemekten çekinmiyorlardı.

*İstedikleri paranın bir kısmı tahvil, bir kısmı çocuklarımın Ayrupa’da tahsili için Liyon bankasına yatırdığım elli bin lira idi. Memleketimden esirgeyeceğim hiç bir şeyim yoktu. Severek son üç kuruşumu verebilirdim.hayâtımız emniyette değildi. Bizi korumakla vazîfeli olanlar, bizi ölümle, topla tehdîd ediyorlardı. hareket ordusu kumandanı Mahmûd Şevket Paşa; “Öldüğün zaman paran elimize geçecek, bizi zorlama, gönül rızânla ver elimizi kana bulama diyordu. Getir imzâlıyacağım” dedim. “Böylece büyük Osmanlı Sultân’ı servetinden mahrum bırakılarak devlete ve hükûmete el açar duruma geldi. İkinci Meşrûtiyet memleketimiz için büyük felâket ve ziyandı 1911 de Trablusgarb’ı İtalyanlar işgal etti. 1912 de Balkan harbi bozgunu oldu. İki büyük kıta ile ilgimiz kesildi. *Afrika’da bir milyon iki yüz bin; Rumeli’de ise, iki yüz elli bin kilometre kare yerimiz elden gitti. Sultan Abdülhamîd Han, Selanik’te üç yıldan fazla kaldı. Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’ne harb îlân etmesiyle, Büyük kabine Gâzi Ahmed Paşa sultan Abdülhamîd Han’ı İstanbul’a nakleddi Sultan Reşâd karârı tasdik etti.1 Kasım 1912 de Beylerbeyi Sarayı’na yerleştirildi.Sultan Abdülhamîd Beylerbeyi Sarayı’nda beş buçuk yıl yaşadı. otuz üç yıl dâhiyane bir denge ile harp riskine sokmadan ayakta tutmaya çalıştığı devletin oldu-bittiyle felâketine sürüklendiğine şâhid oldu.

*İngilizler ve Fransızlar Çanakkale Boğazı’nı zorluyordu... Boğazın dayanamayacağı ve düşmanın Marmarayı geçeceğinden endişe ile pâdişâh ve hükûmetin Eskişehir’e nakli kararlaştırılmıştı. Durum Abdülhamîd Han’a bildirilince; “Ben Fâtih’in torunuyum. Bizans imparatoru Kostantin’den aşağı kalamam. Dedem İstanbul’u alırken, Kostantin askerinin başında savaşa savaşa ölmüştür. Biraderim nereye giderlerse gitsinler. Fakat o ve hükûmet, İstanbul’dan ayrılırsa bir daha dönemezler. ben Beylerbeyi Sarayı’ndan ayağımı dışarıya atmam!” diye cevâb verdi. hükûmet İstanbul’da kaldı. devletin yıkılması önlendi*Abdülhamîd Han, Harb-i Umûmî’nin sonuna yaklaşıldığı 1918 Şubat ayında hastalandı. Yetmiş yedi yaşında idi. Şiddetli nezleye tutulmuş, yaşlılığından dolayı yatağa düşmüştü. 10 Şubat 1918 günü akşamı vefât etti.Sultan Hamîd’i tahtdan indiren İttihâd ve Terakkî memleketi düşman çizmelerine bırakarak kaçtılar. Onun büyüklüğünü anlıyamadıklarını itiraf edip hayatlarını hüsranla bitirdiler. İlk Enver Paşa, Talat Paşa, Doktor Nazım 30 Ekim 1918’de Mondros mütârekesini imza ettikten bir gün sonra, gece yarısı memleketi terk etti Talat Paşa 1921’de kırk dokuz yaşında Berlin’de, Enver Paşa kırk yaşında 1922’de Türkistan’da, Cemâl Paşa da 1922’de elli yaşında Tiflis’de öldürüldüler.

murataltug1985 06-11-2018 22:18

Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN


*Abdülhamîd Han 30 Temmuz 1908’de, İttihâdçılar idareyi gasb ederken; “Türkiye’yi 10 sene idare edebilirlerse, bir asır idare edebildik diye sevinsinler” diyerek neticeyi işin başında işaret ediyordu. koca devlet İttihâd ve Terakkî zıddına yol aldı ve kısa zamanda dağıldı Sultan Abdülhamîd rekabet üzerine kurulan dış politikayı göz önüne alıp, zaman kazanarak devleti kalkındıracak reform yapmak gayesini güttü. Tanzîmât borçları Pâdişâh’ı bağlıyordu. devlet, maddî bakımdan güç durumda idi. Harpler, hazîneyi bitirmiş ve dış ülkeler milyonlarca borç altına girmişti. Abdülhamîd Han, pâdişâh olunca, devletin borçlarını ödemeyi vâdetmiş ve sarsılan itibârı bu şekilde düzeltme yoluna gitmişti. Alacaklı devletler 1 Eylül 1881’de İstanbul’da toplandı. *Muharrem kararnamesi diye meşhur olan kararnameyle devletin borçlarının Ödeneceği açıklandı.siyâsî dehâ olan Sultan, alacaklı İngiltere ve Fransa’yı razı ederek, borcu indirtti. borç tahsîli için Düyûn-ı umûmiye kuruldu. idareye, tütün, tuz ve ipek gelirleri ile, damga pulu gibi bâzı vergileri toplama yetkisi verildi. Abdülhamîd Han, saltanatında dış borçların büyük kısmını ödedi. Az mikdarda dış borç aldı. Sultan Abdülhamîd Han’ın eğitim ve îmâr hizmeti büyüktür. Bunlar, onun dikkatle tâkib ettiği hususlardı. Sultan, hükümdarlığında çok hizmet yapmıştır. faaliyetlerini düşmanları bile kabul etmiştir. Onun devri, ilmî, edebî, dînî bakımından Osmanlı Devleti’nin en zengin ve verimli zamanlarından biridir.

*Matbaalar artmış; neşriyat gelişmiştir. ilim dalında yeni ve modern eserler basılmış, ansiklopediler neşredilmiş, Türk lügatçiliği bugün bile o devri geçememiştir. Yaptırdığı ilk, orta, lise ve yüksek okulların çok olduğu, mecmualardan anlaşılmaktadır. ilim adamları üstün tutulmuştur. Safvet ve Tunuslu Hayreddîn paşalar sadrâzam olmuşlar; Cevdet Paşa, Gâzi Ahmed Muhtar Paşa, ve daha niceleri dâima devletin en yüksek kademelerinde hizmet görmüşlerdir. İlim, irfan ve hizmet için imkânlar tanınmıştır. edebiyat adı ile yıkıcılığı meslek edinen bâzıları, ilim adına hiyânete sapmış sansür yaygarası koparıp iftirada bulunmuşlardır. *Abdülhamîd Han, memleketin her köşesine okul yaptırarak, eğitim ve öğretime gayret sarfetmiştir. Basra, Bağdâd, Musul, Haleb, Suriye, Beyrut, Kudüs, Hicaz, Yemen, Bingâzi ve pek çok yerde ilk, orta, lise ve yüksek okul yaptırmıştır. Anadolu ve Rumeli’de yaptırdığı mekteplerin mikdârı kabarıktır. bir kısmı günümüzde de öğretime devam etmektedir. açtığı yüksek okullardan bâzıları: Mekteb-i Mülkiye, Yüksek Ticâret Mektebi Mülkiye Lisesi, Fen ve Edebiyat Fakültelerini Bir çok vilâyetde Abdülhamîd Han yaptırmıştır. Askerî Tıbbiye’den çıkan hekimlerin staj gayesiyle, 1898 de Viyana’dan başka bir yerde bulunmayan Gülhâne Askeriye Tatbîkât Mektebi kuruldu.

*1903 de Haydarpaşa Mekteb-i Şâhâne ve Şam Tıbbiyesi açıldı.Kendi parasıyla yaptırdığı Şişli Etfal Hastahânesi, en mühimlerindendir. yüzlerce tabib Avrupa ve dünyâ tıbbında söz sahibi idi Herbiri İstiklâl harbinde hizmet görmüşler, Bütün vilâyetlere batı tarzında okullar açtırdı.mektepleri köylere kadar götürdü. ortaokullarda yabancı lisan öğrenimi mecburî tutuldu. Memleketin kültür seviyesi yükseldi. mekteblerde yetişen kültürlü genç nesil Çanakkale savaşlarında şehîd oldu.
Abdülhamîd Han, şehirlerin, fotoğraflarını çektirip, albüm kolleksiyonu hazırlattı. albümler, İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi’nde mevcuttur.
*Abdülhamîd Han’ın askerî hizmetleri takdire şayandır. Balkan harbi ve Birinci dünyâ savaşı Millî mücâdelenin komutanları onun devrinde yetişti Çok mikdarda tüfek,top te’min ettirmiştir. İstanbul ve Çanakkale boğazlarını tahkim ettirdi. askerî te’sisler yaptırdı. Birinci cihân harbinde Çanakkale, Abdülhamîd Han’ın istihkâmlarıyla kendini savundu Ordunun geçimiyle bizzat ilgilendi geçim şartlarına îtinâ gösterdi. İlk defa denizaltı proje ve inşâsı yaptırdı örneğidir. Harp gücünü kaybetmiş eski gemileri Haliç’e çekip, Avrupa’da yapılan kruvazörler, zırhlılar ile donanmayı kuvvetlendirdi. Askerî ıslâhat için Almanya’dan uzman getirtti bu ülkeye Türk subayları gönderdi. Askerî rüşdiyeleri çoğalttı.


All times are GMT +3. The time now is 08:10.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025