Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Bütün Peygamberler (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=321)
-   -   Peygamberler diyarı (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=178346)

murataltug1985 02-09-2018 09:17

Peygamberler diyarı
 
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

murataltug1985 02-09-2018 09:18

Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ÂDEM - Süleyman Hayri Bolay

ÂDEM in isim anlamı ve kökeni

*Semavî kitaplarda ilk insan ve ilk peygamberdir İslâmî kaynaklarda insanlığın atası ebü’l-beşerdir Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın seçkin kıldığı kişilerdendir safiyyullah unvanıyla anılmaktadır.
*Âdem kelimesi Sumer ve asur babil dilindeki adamu babam yapılmış, meydana getirilmiş çocuk ve genç Sâbiî dilinde ise adam ve kul anlamına gelir Âdem kırmızı topraktan yaratılmıştır bazıları ona, “kırmızı” mânasına gelen Adam adının verildiğini ileri sürmüşlerdir *Tekvîn’deki (2/7) “Yerin toprağından insanı adamı yarattı” ifadesinden dolayı, âdem kelimesi toprakla bağlantılıdır Adam, İbrânîce’de tüm insanlar için kullanılır Ahd-i Atîk’te adem ismi ilk insan için kullanılmıştır Tekvînde adem isimi insan türü” ve “ilk insan” için kullanılmıştır. *Âdem kelimesi tefsircilere göre Arapça asıllıdır esmerlik” anlamında el-üdme veya örnek” anlamındaki el-edeme kökünden türetildiğini savunurlar. edîmetü’l-arz şeklindeki yeryüzü anlamında el-edîme kelimesinden türetilmiştir. *Allah, hz Âdem’i yeryüzünün her tarafından toplanan topraklaklardan yaratmıştır. toprağın çeşitliliğinden dolayı Âdem’in nesli fıtrat huy ve ırk yönünden değişik karakterlidir *Âdem kelimesi, ülfet” anlamına gelen el-üdm veya el-üdmeden türetilmiştir isim Kökünün Arapça olduğunu iddia edenler vardır Süryânîce veya Ârâmîce’den geçtiğini savunanlar da vardır *Zemahşerîye göre, Arap dilcilerinin Ya‘kub, İdrîs, İblis isimlerinde yaptıkları gibi âdem ismini de el-üdme veya edîmü’l-arzdan türetmek istemişler ancak bu kelimenin kesinlikle yabancı bir isim olduğunu belirtmektedir

Hz Âdem’in Yaratılışı ve Meziyetleri.

*Tevrat’ta ilk insanın yaratılışı Ruhban metninde ki hikâyede insan, yaratılışın altıncı gününde, tüm varlıklardan sonra Tanrı’ya benzer bir sûrette, erkek ve dişi olarak yaratılmıştır. “Yahvist metininde önce erkeğin, daha sonra da onun kaburga kemiğinden kadının yaratıldığı anlatılır. İlk insan Tanrı tarafından yerin toprağından yapılmış, daha sonra hayat nefesi üflenerek canlı bir varlık olmuştur
*Tevrat tefsirlerinde hz Âdem’in yaratıldığı toprağın kutsal yer Kudüs’teki Süleyman Mâbedi’nin toprağı ile dünyanın kırmızı, siyah ve beyaz toprağından alındığı belirtilir *Kur’ân-ı Kerîmde hz Âdem’in yaratılışı diğer insanlarınki gibi değildir. Âl-i İmrân sûresinin elli dokuzuncu âyetinde, “Allah nezdinde -yaratılış bakımından- Îsâ’nın durumu Âdem’e benzer; Allah onu topraktan yarattı; sonra ona ‘ol!’ dedi ve oluverdi” denilerek iki peygamberin olağan üstü yaratılışına işaret edilir*Hz. Âdem’in yaratıldığı maddeyi Fahreddin er-Râzî şöyle sıralamaktadır: Toprak (türâb), su (mâ’), çamur (tîn), akışkan veya süzme çamur (sülâle min tîn), yapışkan çamur (tîn lâzib), kurumuş çamur (salsâl). Salsâl Kur’an’da farklı ifadelerle tekrarlanmıştır *İnsanın üzerinden öyle uzun bir zaman geçti ki -o vakit- o, anılmaya değer bir şey bile değildi” (el-İnsân 76/1), *Hz. Âdem’in yaratılışından bedenî ve ruhî yönleriyle tam bir insan haline gelmesine kadar uzun bir zaman geçmiştir Âdem’in çamur halinden başlayarak her yaratılış safhasında kırk yıl kaldığı belirtilmektedir. beden nefsi ve ruhu kabullenecek duruma gelinceye kadar uzun bir gelişme devresi geçirmiştir*Kur’an, sahih hadislerde Hz. Âdem topraktan yaratılmıştır. yaratılış belli aşamalardan geçmiştir gelişme süresi bilinmemektedir Âdem’in yaratılmasında Allah’ın irade ve kudreti mutlaktır ve üstündür *Hz Âdem topraktan yaratılmıştır insanın ilk atasıdır canlı ve cansız varlıkların aksine, yükümlü ve sorumlu tutulan mânevî, ahlâkî, zihnî ve psikolojik kabiliyetlerle donatılmış bir varlıktır

murataltug1985 02-09-2018 09:18

Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ÂDEM - Süleyman Hayri Bolay
***
Hz Âdem’in Yaratılışı ve Meziyetleri.

*Hz ademin yaratılışı kuraanda açıklanmıştır. insanın yaratılışını reddeden görüşleri islâm ile bağdaştıramayız*İslâmî kaynaklarda hz Âdem’in yaratıldığı toprak hakkında rivayetler vardır. Allah, Âdem’in yaratılacağı toprağı getirmesi için Cebrâil’i göndermiş, fakat yeryüzü toprak alınmasına müsaade etmemiştir. Mîkâil görevlendirilmiş, o da başaramayınca ölüm meleği yeryüzünün itirazına rağmen toprağı almıştır. *Azrail yeryüzünden aldığı kırmızı, beyaz ve siyah toprakları göğe çıkarak toprağa su katmış ve yapışkan çamur haline getirmiştir. Çamur siyahlaşıp kokunca Allah çamurdan Âdem’i yaratmıştır *Hz ademin baş ve yüzü Kâbe toprağından, göğsü ve sırtı Beytülmakdis, baldırları Yemen, bacakları Mısır, ayakları Hicaz, sağ eli doğu, sol eli ise batı topraklarından yaratılmıştır Ancak, menkıbeyi andıran bu rivayetler İslâm âlimlerince itimat görmemiştir.*Tevrat’ta hz Âdem’in yeryüzünde, altıncı günde yerin toprağından yaratıldığı bildirilmektedir, Apokrif kitaplarında Âdem, yaratılışın altıncı günü olan cuma gününün ilk saatinde Kudüs’te yaratılmıştır yahudiler Âdem’in milâttan önce 3760’da yaratıldığını kabul ederler

*Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem’in hangi günde yaratıldığı belirtilmemektedir, ancak hadislerde cuma günü yaratıldığı, cennete konulduğu, cennetten çıkarılıp, tövbesinin kabul edildiği ve bir cuma günü vefat ettiği haber verilmektedir (bk. Ebû Dâvûd, Tirmizî, )*İslâmî kaynaklarda, Hz. Âdemden önce insana benzer akıllı ve şuurlu bir varlığın konusu tartışılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de Âdem’e ve onun soyuna halife denilmektedir bu ifadelere göre yeryüzünde Âdem’den önce başka bir insan türü yaşamış olmalıdır. *Hz ademden önce yaşayan ve insana benzeyen mahlukatlar orayı fesada verdikleri ve kan döktükleri için helâk edilmişlerdir. Hz Âdem ve soyu insana benzeyen ademden önceki eski insanların halefi olmuş, onların yerine geçmiştir. *Melekler Âdem’in neslinin fesat çıkaran kan döken varlıklar olacağını eski insanlarla kıyaslayarak söylüyorlar ve Bakara sûresinde “Yeryüzünde orayı fesada verecek ve kan dökecek birini mi yaratacaksın diyorlardı
*Hz. Âdem’den önce yeryüzünde Hin Bin Tim Rim diye adlandırılan varlıklar cinlerden önce var olmuş, dünyada fesat çıkarmışlar kan döktükleri için Allah’ın tarafından helâk edildiği rivayetleri vardır bunlar İsrâiliyat’tan veya eski irandan kalma hikâyeler olup islamiyete dayanmamaktadır İbn Haldûn bu rivayetleri asılsız bulur, *Hz. Âdem ve soyu hakkında Allah melekleri bilgilendirmiş melekler levh-i mahfûzda yazılı olanları öğrenmiş ve melekler günahsız oldukları için kendileri gibi olmayan varlıkların günah işleyeceğini düşünmüşlerdir (Zemahşerî).

*Hz. Âdem ve soyunun halife diye tanıtılması bize Âdem’den önce insan türünün yaşadığı sonucuna götürmez. bu kelime, insan topluluğunun halefi, değil, “Allah’ın vekili, yeryüzünde O’nun hükümlerini yaşatan, uygulayan, dünyayı imar, insanları idare ve terbiye eden, tüm canlılardan üstün olan, emri altına alan” anlamındadır*Rivayet ve menkıbelerden hz Âdem ve soyunun yeryüzünde yaşamış olan cinlerin veya meleklerin halefleri olduğu mânasını çıkaranlar vardır İbn Abbasın rivayetine göre yeryüzünde ademden önce cinler yaşamaktaydı; Allah bunları uzaklaştırdı ve yerlerine Âdem ile soyunu yarattı.
*Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem önemsiz bir madde olan topraktan bedenî ve ruhî yönleriyle tam ve kâmil bir insan haline gelinceye kadar safhalardan geçti onun sureti Allah’ın kudretinin üstünlüğü iledir
*Hz Âdem ve nesli tüm varlıklardan üstün bir mevkidedir âyetlerde Âdem ve soyu yeryüzünün halifeleridir Allah’ın verdiği aklî, zihnî, ahlâkî meziyetleriyle Allah’a ibadet ederler Allah’ın hükümlerinin yerine getirip canlıları kendi hizmetinde kullanırlar*Allah’ın emriyle melekler Âdem’e secde ederler *Allah hz Âdem’i meleklerden üstün ve saygın yaratmıştır. Bu yalnız Âdem’e değil tüm insanlığa ait bir şereftir. Kur’an’da insanoğlunun meziyetine işaret edilmiştir *Kur’ân-ı Kerîmde Hz. Âdem’in rabbinden vahiy almıştır” Allah ona hitap etmiş, yükümlülük bildirmiştir Allah Nûh ve İbrâhim hânedanı birlikte Âdem’i âlemlere üstün kılmıştır *Ahmed Hanbel’in ilk peygamberin kim olduğu yolundaki bir sorusuna ilk Hz. Peygamber’ “Âdem’dir” karşılığını vermiştir

msabri 02-09-2018 12:09

AMİN AMİN AMİN YA RAB

murataltug1985 02-13-2018 09:22

Rabbim kafirler, müşrikler, münafıklar topluluğuna karşı bizlere yardım eylesin. Nusretini üzerimizden eksik eylemesin. Bizler şehitliğin ne olduğunu biliriz. Rabbim bizlere de şehadet nasip eylesin. Şu an mücadele veren, harp içinde olan ordumuza Rabbim yardım eylesin, güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler nasip eylesin, muzafferiyetler ihsan eylesin. Bu hakkın batıla karşı büyük bir micadelesidir.*

Ebrehe'nin ordusunu yerle bir eden yüce Mevla'mız Esma'ül hüsna'sı kuvvetine ebabillerin ağzından düşen çamur taneleri gibi ordumuzun silahından çıkan her bir kurşunu isabetli olarak yerine nasip eylesin. Rabbim güvenlik güçlerimize, kahraman Mehmetçik'imize muzafferiyetler nasip eylesin. Düşmanlarımızı mağlup eylesin. Onları Kahhar ism-i şerifi hürmetine kahreylesin, perişan eylesin. Devletimizin, milletimizin üzerinde en küçük dahi bir parçasında gözü olanların gözünü kör eylesin, kalbini mühürlesin. Onlara fırsat vermesin. Şu an Suriye'de ordumuza karşı kurulmuş olan her türlü tuzağı düşmanların kendi başlarına makuz eylesin. Birliğimizi, dirliğimizi Rabbim daim eylesin."

murataltug1985 02-13-2018 09:22

Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ÂDEM - Süleyman Hayri Bolay

*Batıl kitaplarda hz Âdem ile hz Havvâ cennetten atılınca güçlüklerle karşılaşırlar. Tanrı onlara ikametleri için kaya içinde bir mağara verir güçlükler karşısında Tanrı yardımlarına gelir onlara, 5500 sene sonra, iyilerin cennete döneceklerini müjdeler; teselli için cennetten hâtıralar verir. melek Mîkâil altın çubuk Cebrâil buhur, İsrâfil mür getirir. üç nesne, hayat ağacıyla ıslatılıp Âdem’e verilir. bu mağaraya “Hazineler Mağarası” denilmiştir. Kur’an ve hadislerde yer almaz*Batıl kitaplarda Âdem ile Havvâ’nın, evlenmeden cennetten çıktıkları, cennetin yakınındaki dağ tepesinde saklandıkları bildirilmektedir rivayetlere göre cennetten yeryüzüne inme emriyle Âdem Hindistan’a, rivayetlere göre Serendib adasına, Havvâ da Cidde’ye inmiştir. Müzdelife ve Arafat’ta buluşmuşlardır (Taberî, Mes‘ûdî, Ya‘kubî, ).
*Hz. Âdem’in dili islamda Arapça, yahudi ve hıristiyanlarda Ârâmîcedir. Cennette Arapça, yeryüzüne inince Süryânîce konuştuğu, on iki yazı çeşidi ile 700 dil bildiği öne sürülmüştür.

*İsrâiliyat bilgilerine göre Âdem ile Havvâ, cennetten çıktıktan 223 gün sonra evlenmişlerdir Havvâ, Âdem’e kırk çocuk doğurmuştur İlk ikizler Kabil ile kız kardeşi Aklima, son ikizler Abdülmugıs ve Emetülmugıs’tir Kabil ve Aklima’dan sonra Hâbil ile Lebuda doğmuştur.
*Hz ademin ilk çocuklarının isimleri, apokrif kitaplardan “Hazineler Mağarası”na göre Kabil ile Lebuda, Hâbil ile Kelimath; “Âdem’in Vefatı” adlı esere göre Kabil ile Kainan, Hâbil ile Ema; “Âdem ve Havvâ’nın Mücadelesi”ne göre ise Kabil ile Luva, Hâbil ile de Aklejane dünyaya gelmiştir.
*Tevrat’a göre hz Âdem 930 yıl yaşamıştır Hz. Âdem, ölmeden önce oğlu Şît’e vasiyetini yapar ve cuma günü vefat eder Rivayete göre Cenâb-ı Hak, Âdem’e türeyecek soyunu göstermiş, Âdem Hz. Dâvûd’un ömrünün altmış yıl olduğunu görünce 1000 yıllık ömrünün kırk yılını ona vermiştir. vaadinden dönmek isteyince Allah onun ömrünü 1000’e Dâvûd’un ömrünü de 100’e tamamlamıştır (Sa‘lebî).*Kitâb-ı Mukaddes, Hz. Âdem’in kabrinin yerini bildirmemektedir.ilk dönem yahudi ve hıristiyan yazarlar, ve apokrif kitaplar Hz. Âdem, atıldığı yeryüzü cennetinin civarında bir yere gömülmüştür. Îsâ Mesîh’in çarmıha gerildiği Calvaire’e gömüldüğünü savunmuşlardır
*Hz. Âdem’in kabri konusunda İslâmî rivayetler vardır. İbn İshak’a göre Âdem’in kabri cennetin doğusunda diğer rivayetlere göre ise Mekke’de Ebûkubeys mağarasında veya Hindistan’daki Nevz dağındadır Başka bir rivayete göre tûfanda Hz. Nûh, Âdem’in tabutunu gemiye almış, tûfandan sonra Beytülmakdis’e defnetmiştir

murataltug1985 02-13-2018 09:25

Hz. Adem Kıssası

*Kur'an-ı Kerimde kıssalar sürekli kullanılmıştır. Kıssalar peygamberin kalbinin sağlamlaştırmış akıl sahibi müminlere öğüt ve ibret olmuştur Hz. Adem ve yaratılış kıssası önemlidir kıssa Bakara, A'raf, Hicr, İsra, Taha ve Sa'd surelerinde açılardan anlatılmıştır. Hz. Adem ve yaratılış kıssası insanoğlunun yeryüzüne gelişidir bizlere sayısız müjde, uyarı haber iletilir. *insan, melek ve iblis hakkında Kur'an-ı Kerimde bilgiler ve ibretler vardır
*Allahu Teala topraktan insan yaratıp ruhundan üfleyeceğini meleklerine haber verir. Ve meleklerden ona secde etmelerini isteyecektir. Meleklere: 'Ben yeryüzünde halife yaratacağım' deyince, melekler: 'Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? biz seni hamd ile teşbih ediyor ve takdis ediyoruz! dediler.
*Allah Ben sizin bilmediğinizi bilirim' dedi ve Adem'e isimleri öğretti. Sonra meleklere 'Haydi doğrulardansanız şunların isimlerini bana söyleyin' dedi. Melekler karşılık olarak: 'Sen yücesin, bizim senin öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Yüce ve hakim olan sensin dediler. *Allah Adem'e isimleri meleklerin yanında haber vermesini istedi. Adem isimleri haber verince Allah: 'Demedim mi ben göklerin ve yerlerin gaybını bilirim. Sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilirim! dedi.*
*Allah meleklere Adem'e secde etmelerini emretti. Melekler secde ettiler. İblis secde etmedi, yüz çevirdi ve kafirlerden oldu. Allah Ey İblis, niye secde etmiyorsun, nedir bu hal? deyince, İblis 'Ben üstünüm. Beni ateşten onu topraktan yarattın. Ben hiç topraktan yarattığına secde eder miyim?' dedi.*
*Allah: 'Çık oradan. Artık lanetlendin. Ceza gününe kadar lanetim üzerindedir. büyüklenmek sana düşmez, defol sen aşağılıklardansın' buyurdu.

*İblis Allah'tan insanların diriltilecekleri kıyamete kadar süre istedi. Allah da ona süre verdi İblis anlatmaya başladı: 'Beni azdırdığın için ben de onları saptırmak için pusu kuracağım. onlara onlara sokulacağım. İhlaslı kulların hariç hepsini senin yolundan ayıracağım. dedi. *Allah İblis'in halis kullara karşı hiç bir gücü olmadığını İblis'e ancak azgınların uyacağını onunla ve ona uyanlarla Cehennemi dolduracağını" söyler.**Ve allah İblis'e şöyle hitap eder: 'Şeytan aldatmadan başka bir şey va'detmez-. Mü'min kullar üzerinde hiç bir hakimiyeti olamaz. Rabbin vekil olarak yeter.'*
*Allah ile İblis arasındaki konuşmalardan sonra Allah Adem'e İblis'in düşman olduğunu kendilerini cennetten çıkarmaya çalışacağını söyler. Allah Adem'e şöyle der: 'Sen ve eşin cennette yerleşin, dilediğiniz gibi yiyin için. Burada acıkmak ve Susamak yoktur. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. bu ağaca yaklaşırsanız zalimlerden olursunuz.
*İblis lanetlenip de Adem ve eşi de cennete yerleştirildikten sonra İblis Adem ve eşine karşı fırsatlar kollar. Rabbinizin sizi ağaçtan men etmesinin sebebi sizin melek olmanız ve burada hakimiyete sahip olmanız ve ebedi yaşamamanız içindir. Yemin ediyorum, tek amacım öğüt vermek iyiliğinizi istemektir' dedi. Adem ve eşi yasak ağaçtan yediler

*Yasak ağaçtan yiyen hz adem ve eşinin çirkin yerleri gözüktü. Üstlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.*İblis onları aldattı mevkilerinden indirdi ayaklarını kaydırdı cennetten çıkardı. Adem Rabbinin buyruğuna karşı geldi, yolunu şaşırdı. Allah onu azimli bulmadı.*
*Allah: 'Ben sizi ağaçtan men etmedim mi? Şeytan düşmandır demedim mi?' buyurdu. Adem ve eşi: 'Rabbimiz kendimize zulmettik. bizi bağışlamaz, merhamet etmezsen ziyana uğrarız dediler.
*Allahi teala şöyle emretti ey adem yeryüzüne inin sizin için yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinme vardır. Orada yaşayacak, orada ölecek ve yine oradan diriltilip çıkarılacaksınız*Adem allahın inayetiyle ve tam bir teslimiyetle Allah'a tevbe etti. Allah tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeyi çok kabul edendir ve çok bağışlayandır (et-Tevvabu'r-Rahim)*Allahu Teala emretti benden hidayet geldiğinde kim hidayetime tabi olursa o sapmaz sıkıntıya düşmez.kim benden yüz çevirirse, ona sıkıntı vardır. kıyamete kör kaldırırız.*O Allah'ım ben daha önce görürken şimdi niçin beni kör ettin deyince, Allah: 'Sana ayetlerimiz geldiğinde sen onları unutmuş görmezlikten gelmiştin. bugün de sen böyle unutuldun buyurdu

murataltug1985 02-13-2018 09:25

Hz. Adem Kıssasından Çıkarılabilecek Dersler

*kıssada üç yaratıktan söz edilmiştir. Bunlar; teslimiyetçi melekler, kibirli, isyan ve günahkar nankör iblis ve iyilik ve kötülük timsali insan.*İnsan hem melek hem de İblisle aynı özelliklere sahiptir hem meleklerden yüce hem de İblisten aşağılık olabilir.*İnsanın dünyadaki hayatı tesadüfen değildir Allah ve kainatın işleyişiyle uyumlu bir şekilde yaratmıştır.İnsan kainatta üstün, eşsiz bir varlıktır sıfatı 'halife'dir. varis kılınmıştır.*başına buyruk yaratılmamıştır. Allah'ın ölçülerini unutulmamalı, hakimlik taslamamalıdır haddini aşan insan kafir, zalim ve fasık olacaktır.
*Allah Adem'e isimleri öğretmiş İnsana bilgi yetki ve irade verilmiştir ondan isteklerde bulunulmuştur. O hilafetini bilgisiyle sürdürecektir. Hilafeti adalet içinde olmalı, hevasına uymamalı Allah'a teslim olması gerektiğini unutmamalıdır.*
*İnsan haya duygusuna sahiptir. Hayasız insanlar fıtratları bozulmuş, insanlıktan uzaklaşmış kimselerdir.*Fıtratı bozulmamış insanlar kötülüğü kabul etmezler. İblis insanın bu özelliğini bildiği için ona sokulur, doğrulardan olduğuna inandırmak için yemin eder, yasakları çiğnetmek için güzellikten bahsederek onu kandırabilir.

*İnsan iblisin kendisini kandırmak güzel sözlerle
geleceğini unutmamalı, Allah tarafından yasaklanan şeyleri, güzel göstermeye çalışmamalı, hürmetsizlik etmemelidir.İnsanda mevki arzusu vardır. insan bunun için haramları çiğneyebilir. İblis Adem ve eşine mevki gösterip inandırarak kandırmış, yasağı çiğnetmiştir*İnsan sapmamak ve sıkıntıya uğramamak için Allah'ın hidayetine uymalıdır. İnsan hidayete muhtaçtır Allah hiç bir zaman hidayetten yoksun bırakmayacaktır.
*İnsan hata yapınca haram işleyince karşısında Allah'ı bulacaktır. Ve sonunda O'na hesap verecektir*İnsanın önünde iki yol vardır; birisi İblisin yolu itaatten çıkma, nasihat kabul etmeme ve Allah'a isyan yolu diğeri de Adem'in itaati yanılgısı tevbe yoludur Allah günahından vazgeçen kullara bağışlayandır. İnsana yakışan tevbedir.
*Adem ve eşi cennetteyken Allah tarafından denenmiştir Dünyada imtihandır. Her iki imtihanda sınırsız mubah alanı ve çok az haram alanı vardır. Mubah insanın tüm ihtiyaçlarını karşılar haramı aşan kimseler kendilerini savunamaz Tek yapılması gereken Adem gibi tevbe etmektir.
*İnsan İblis'in düşman olduğunu felaket istediğini unutmamalıdır. İblis'in tuzağına düşüp günah işlemek İblis tarafından zavallı duruma düşürülmektir. Tevbe etmemek ve iblise kapılmak zaaf ve alçaklıktır İnsanın şerefli ve güçlü olması için, el-Aziz olan Allah'a dayanması ve teslim olması, İblis'ten uzak durması gerekir.

murataltug1985 02-13-2018 09:25

Hz. Adem Kıssasından Çıkarılabilecek Dersler

*Allah, yasak sınırını aşan Adem ve eşini affetmiş dünya imtihanını günahsız olarak başlatmıştır. Tüm insanlar dünyaya günahsız gelecekler, dünya hayatlarında sayısız imtihanlar geçireceklerdir.
*İblis Allah'a inanmaktadır Allah'a itaat etmeyip, yüz çeviren biridir. yüz çevirmesinden dolayı lanetlenmiştir. İnsanlardan kim büyüklük taslar, Allahtan yüz çevirirse İblis gibi nankörlerden sayılacak laneti hak edecektir. Yüz çeviren, büyüklenen Allah'ın yolundan alıkoyanlar İblis ile birlikte cehenneme doldurulacaklardır.
*İblis ve onun taraftarları ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar Allah'ın halis kullarını saptıramayacaklardır. İblis davette bulunup sanıkları ortata çıkaracaktır.*O ve adamları insanları isyana çağırırken iyiliklere engel olurken Allah'ın halis ve salih kulları insanları Allah'ın doğru yoluna çağıracak, iblisin hilelerine karşı uyaracaklardır. *Allah, halis kullarını meleklerle destekleyecektir. Melekler muhafızlık yaparak, haber ve vahy getirerek, mü'minleri müjdeleyerek, cihadda mü'minlerle birlikte yer alarak ve onlar için Allah'a dua ederek mü'minleri destekleyeceklerdir.*

*Melekler Allah'ın kızları değildir, Allah'a teslim olmuş, Allah'ı hamd ile teşbih eden kullardır.
ilk saptırılan kimse kadındır veya erkektir" denilemez. Kadın ve erkek Adem ve eşi yasağı birlikte çiğnemişlerdir.Adem (as) yaratılış kıssasında kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı iddia edilemez. Kadın ve erkeğin ortak adı insandır ve insan topraktan yaratılmıştır.*
*Allah'ın insana seçtiği yer cennettir. İnsan Allah'ın hidayetine uyar ve tevbe ederse cennete dönecektir. kazanacak, şeytanın yolunu reddedip onun tüm çabalasını boşa çıkarmanın mükafatı olarak cennete girecektir.**İblis ve adamlarına karşı mücadele ciddi ve süreklidir İnsan güçlü bir iman ve Allah'a şartsız itaat ile mücadeleyi başarı ile bitirecek şeytandan kurtulacakdır.*İnsan şeytani hilelere uyanık olmalı, savaşmalı, tuzakları sezmeli ve açığa çıkarmalıdır. Ancak tuzağa düşebilir. Tuzağa düşünce tevbe ederek toparlanmalıdır. İnsan fıtratına uygun davranış, hatalarda ısrar değil, tevbedir.*Seyyid Kutup İnsan Uzun ve çetin savaşını şeytan ve yardımcılarına yöneltmelidir heves ve şehvet ile şeytana uyup, kendini ilah yerine koyanlarla ve şer kuvvetlerle savaşan müslüman tek bir düşmanla çetince savaştığını bilmelidir. Müslümanın savaşı, sinsi ve inatçı düşmanı şeytana karşıdır cihad kıyamet gününe kadar her yönüyle devam edecektir."

murataltug1985 02-13-2018 09:26

Kaynak sorularla islamiyet.com HÂBİL VE KÂBİL


*Kur'an-ı Kerîm'de kıssaları yeralan, Hz. Âdem (a.s)'ın iki oğlunun isimleri zikredilmektedir kıssalar ibrettir*İslâm nur ve huzur saçtıkça, putperestlerin yahudî ve hristiyanların dinimize düşmanlıkları kabarıyor, hasetleri sınır tanımıyor Yahudîler İslâm'a darbe vurmak için Hz. Peygamber (s.a.s) ve önde gelen sahabîleri öldürmek için tuzak kurmuşlardı. Onları yok edeceklerdi. Allah'ın (c.c) lütfuyla Hz. Peygamber'in suikastten haberi oldu
*Hz. Peygamber insanlara kahır elini değil, lütuf elini uzattı. müslümanlar müşrikleri affetme büyüklüğünü gösterdi.*Siyercilere ve İbn İshâk'ın rivayetine göre Hz. Havva kırk çocuk doğurmuştur.ikizlerden biri oğlan, diğeri kız oluyordu. Allah Teâlâ Âdem (a.s)'a, ikizlerden her birinin kız evlendirmesini vahyetmişti., Âdem (a.s)'ın büyük oğlu Kâbil ile küçük oğlu Hâbil de birbirinin kız ikiziyle evleneceklerdi. *Kâbil'in ikizi olan kız Aklimâ, Hâbil'in ikizinden güzeldi. Kâbil razı olmamış, Aklima ile evlenmek istemişti. Âdem (a.s) isteğin gayr-i meşrû olduğunu izah etti ise de Kâbil' söz dinlemedi. Kâbil'in ikizi Aklimâ hakkında kurban takdim etmelerini, hangisinin kurbanı kabul görülürse Aklimâ ile evlenmesini çare göstermiş, bunun üzerine kurban takdim etmişlerdi

*Tefsirlerde Kâbil ziraatçı, Hâbil çobandır. Kâbil'in kurbanı değersiz cılız başaklardan oluşan bir demetti. Üstelik dolgun bir başağı kurban etmeğe kıyamayarak yemiş, Hâbil ise beğendiği koyunu, kurban etmişti Hâbil'in kurbanı kabul görmüş, gökten inen beyaz bir ateş parçası Hâbil'in kurbanını yakmıştı *Habil ve kabil Kıssası Kur'an-ı Kerîm'de şöyle ifade edilir: "Onlara Âdem'in iki oğlunun kıssasını oku Hani Âdem'in iki oğlu kurban takdîm etmişlerdi biri kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. *Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine; Ahdim olsun seni katledeceğim' dedi. Diğeri Allah ancak muttakîlerden kurban kabul eder. Öyleyse Allah'tan kork, niyetini düzelt. Eğer beni öldürmeye elini kaldırsan bile, ben elimi kaldıracak değilim. *ben Rabbü'l-âlemîn olan Allah'tan korkarım. Dilerim ki günâhımı yüklenesin ve cehennemlikler den olasın. İşte zalimlerin cezası budur' dedi.

*Kâbil Hâbil'i öldürmekte nefsine uydu onu öldürerek zarara uğrayanlardan oldu.*Allah kabile kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermeye, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Kâbil gömmeyi düşünemiyordu. Yapacağı işi bir kargadan öğrenince Bana yazıklar olsun Kardeşimin ölüsünü örtmede karga kadar olamadım' dedi de ettiğine yananlardan oldu" (el-Mâide).*rivayetlere göre, karga başka bir kargayı öldürdü bir karganın leşini buldu yeri eşeleyerek gömdü ve Kâbil'e örnek oldu.Kâbil'in pişmanlığı "tövbe değildi. katlanmak zorunda kaldığı vicdanî eziyyetti çektiği sinir yorgunluğu içindi.*Kabil hâdisesinde Hz. Âdem oğullarını Kâbil'e emânet etmiş ve gitmişti. Dönüşünde çok üzüldü ve Kâbil'e lânet ve beddua etti. Kâbil kızkardeşini alarak babasından uzaklaştı, Yemene giderek ölünceye kadar orada kaldı *Kabil kıssasında yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek olanları mı yaratacaksın?" diye, soran meleklerin ifadeleri gerçekleşiyor; şeytan yeryüzünde ilk başarısını kazanıyordu. mücâdele, insanlar için imtihan yeri olan dünyanın bir gerçeğiydi.*Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Öyle bir fitne gelecek ki oturan, ayakta olandan, ayaktaki yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacak"

murataltug1985 02-14-2018 08:38

EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

murataltug1985 02-14-2018 08:38

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

“*Her Peygamber, kendi zamanında, ve mekânında, üstündür.aleyhisselâm ise, her zamanda, her memlekette, dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya tüm varlıkların, en üstünüdür. Hiç kimse, Onun üstünde değildir.
*Dilediğini yapan, her istediğini yaratan, hz Muhammedî üstün yaratmıştır. Onu medh edecek güç Onu tenkîd edecek iktidâr yoktur. O’na tâbi olunursa saadet-i ebediyye, sonsuz kurtuluş umulur. Yoksa O’na tâbi olmayan, herşey, hiçtir. Ona uyulmadıkça, hayır ve iyilik, dünyada kalır, âhırette ele birşey geçmez.

HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)
Mübarek*Ruhu Nurun Yaratılması*

*Peygamberimiz aleyhisselam, Allahü teâlânın habibi, sevgilisidir tüm insanların, mahlukatın en üstünü, en güzeli, en şereflisidir. insan ve cinne son ve en üstün peygamberdir. Alemlere rahmettir her şey onun hürmetine yaratılmıştır.*Allahü teâlâ, tüm peygamberlere ismen hitab etmiş sadece efendimize "Habibim demiş Seni alemlere rahmet gönderdik"sen olmasaydın, mahlukatı yaratmazdım" buyurmuştur*Peygamberimiz dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, tüm varlıkların en üstünü, en faziletlisidir. kimse, O'nun üstünde değildir. Cenabı Hak, O'nu öyle yaratmıştır.
*Allahü teâlâ sevgilisi peygamberimiz aleyhisselamın mübarek nurunu yarattı.
Eshabı kiramdan Abdullah, Ya Resulallah! Allahü teâlânın her şeyden evvel yarattığı nedir?" diye sorunca; "Her şeyden evvel benim nurumu kendi nurundan yarattı. O zaman; levh, kalem, Cennet, Cehennem, melek, sema , arz güneş, ay, insan ve cinler yoktu" buyurdu

*Peygamberimizin nuru, Adem aleyhisselamın kalbi ve cesedi yaratılınca, onun iki kaşına kondu. Adem aleyhisselama ruh verilince, alnında, zühre yıldızı gibi parlayan bir nurun olduğunu fark etti.*Adem aleyhisselam yaratıldığında, cenabı Hakk Ebu Muhammed yani Muhammed'in babası diyerek hitab etti Ey Rabbim Bana niçin Ebu Muhammed künyesini verdin?" diye sual edince, Allahü teâlâ; "Ey Adem! Başını kaldır!" diyince Adem aleyhisselam, Arşı alada sevgili Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" nurdan yazılmış Ahmed ismini gördü.
*Hz adem "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sual etti. Allahü teâlâ "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberdir. O'nun ismi göklerde Ahmed, yerde Muhammed'dir. O olmasaydı, seni yaratmazdım. Yerleri ve gökleri de halk etmezdim" buyurdu.**Âdem aleyhisselamın alnına nakşedilen nur parlamaya başladı. Âdem aleyhisselamdan itibaren temiz babalardan ve temiz analardan efendimize kadar geldi nur...ayet-i kerimede şöyle bildirmiştir:"Senin nurun, secde edenlerden dolaştırılıp, sana ınkılab etmiştir (Şuara suresi)

murataltug1985 02-14-2018 08:39

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

*Hadis-i şerifte şöyle bildirilmiştir Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda getirdi. Sonra, kısımlarından en iyisini seçti. Beni vücuda getirdi. evlerden, ailelerden en iyisini seçip, beni meydana getirdi. benim ruhum ve cesedim mahlukların en iyisidir. silsilem, ecdadım en iyi insanlardır."*Yaratılan ilk insan Âdem aleyhisselamda, Efendimizin nuru parlıyordu. Nur zerresi Hazret-i Havva'ya, ondan Şit aleyhisselama temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti.aleyhisselamın nuru alınlardan alınlara geçti *Âdem aleyhisselam oğlu Şit aleyhisselama şu vasiyette bulundu Yavrum! alnında parlayan nur, son peygamber hz Muhammed nurudur. Bunu, mümin, temiz hanımlara teslim et ve oğluna vasiyette bulun*Muhammed aleyhisselama gelinceye kadar, en asil erkekler en kibar kızlar ile evlendiler. Nur, kadın erkek, temiz alınlardan geçerek sahibine ulaştı.efendimizin nuru, en şerefli ve hayırlı tarafta bulunurdu. Her asırdaki zatlar yüzündeki nurdan belli olurdu.*Efendimizin nurunu taşıyan seçilmiş bir soy vardı bu soydan olanın yüzü güzel ve nurlu olurdu.nuru kardeşleri arasında seçilir, kabilesi başka kabilelerden üstün, ve şerefli olurdu.*Peygamber efendimiz buyurdu dedelerim zina yapmadı. Allahü teâlâ, beni, temiz, baba ve analardan getirdi. Dedelerimin iki oğlu olsaydı, ben en hayırlısında, en iyisinde bulunurdum."
Topluluğum ne zaman ikiye ayrılsa Allahü teâlâ beni muhakkak en hayırlı tarafda bulundurmuştur." buyurdu.*adem aleyhisselamdan beri, evladdan evlada geçen nur, Taruh'a, ondan oğlu İbrahim aleyhisselama, sonra oğlu İsmail aleyhisselama geçmiştir. Onun alnındaki güneş gibi nur,
sıra ile intikal ederek asıl sahibi osevgili peygamberimiz aleyhisselama ulaştı.*

murataltug1985 02-14-2018 08:39

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin dedesi abdulmuttalib

*efendimizin babası Hz. Abdullah, Resulullahın dünyayı teşrifinden önce vefat ettiği için dedesi Abdülmuttalib O'nu himayesine almıştı. *Abdülmuttalib'in ismi Şeybe'dir. Şeybe, babası Haşim vefat ettiğinde, çocuktu. Medine'de ok talimleri yapıyordu. Şeybe'nin alnında parlayan nura hayran kaldılar*Şeybe'ye yayını gerip hedefe okunu saldı. Ok, isabet edince, o heyecanla; "Ben Haşim'in oğluyum. Elbette okum hedefini bulur!" dedi. Onun Mekkeli Haşim'in oğlu olduğunu anladılar.*Haşim vefat etmişti. Abdü Menaf oğulları Mekke'ye döndü Haşim'in kardeşi Muttalib'e; "Medine'deki yeğeni Şeybenin çok akıllı bir çocuk. Alnında herkesi hayran bırakan bir nur parlıyor. dediler*Muttalib, yeğeni Şeybe'yi Mekke'ye getirdi.çocuk kimdir?" diye soranlara zarar vermemeleri için "Kölemdir" Şeybe'nin ismi, Muttalib'in kölesi anlamına gelen Abdülmuttalib olarak kaldı.*Abdülmuttalib'in mübarek bedeninden misk kokusu gelirdi. Alnında, Allahü teâlânın habibi aleyhisselamın nuru parlar, etrafına hayırlar, bereketler saçardı. *Mekkede kıtlık olsa, Mekkeliler Abdülmuttalib'i Sebir dağına çıkarırlar, O da Allahü teâlâya yağmur için dua ederdi. Cenab- Hak Abdülmuttalib'in alnında parlayan sevgili Peygamberimizin nuru bereketine duasını kabul eder, bol bol yağmur gönderirdi.ve Abdülmuttalib'in kıymet ve itibarı çoğalırdı.
*Mekkeliler onu reis seçtiler. Ona karşı gelen olmaz, emri altına giren rahat ve huzur bulurdu. hükümdarlar Abdülmuttalib'in faziletini ve büyüklüğünü tasdik ederdi. İran kisrası onu çekemez, düşmanlık beslerdi.*Abdülmuttalib, Hanifti Müslüman idi. Bdin, dedelerinden İbrahim aleyhisselamın dini idi. hiç bir zaman puta tapmadı Kabe'nin etrafında Allahü teâlâya dua eder, ibadetlerini yapardı.*

murataltug1985 02-14-2018 08:40

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Zemzem kuyusu

*Zemzem bir sudur hiç eksilmez dibine erişilmez. hacılara kifayet eder. Cebrail aleyhisselamın kanadıyla vurduğu yerden çıkmıştır.
Allahü teâlânın, İsmail aleyhisselama yarattığı sudur. Susuzları kandırır, açları doyurur. Hastalara şifa olur. *Dede Abdülmuttalib'e, rüyasında bir kimse; "Ey Abdülmuttalib! Kalk Tayyibe'yi kaz!"diyerek kayboldu. Ertesi gün; "Kalk, Berre'yi kaz!" Üçüncü gün Kalk, Mednune'yi kaz Dördüncü gün "Ey Abdülmuttalib Kalk, Zemzem kuyusunu kaz!" deyince, Abdülmuttalib; "Zemzem nedir? diye sordu. O zat şöyle cevap verdi Kurban kesilen yere git. kırmızı gagalı bir karga gelir. Gagasıyla yeri eştiği yerde, bir karınca yuvası görürsün. orası Zemzemin yeridir" dedi.*efendimizin dedesi Abdülmuttalib, rüyasındaki yere gitti rüyada söylenen kırmızı gagalı karga bir çukura kondu gagası ile yere vurunca Altından karınca yuvası çıktı. Abdülmuttalib kazınca kuyunun ağzı göründü.Abdülmuttalib Allahü ekber, Allahü ekber!" diyerek tekbir getirdi Kureyşliler, Ey Abdülmuttalib! Bu, babamız İsmail'in kuyusudur. Onda hakkımız vardır. Bizi ortak etmelisin!" dediler.

*Abdülmuttalib Hayır! Bu sadece bana ihsan edilmiştir diye cevab verdi. Kureyşliler; "Sen yalnızsın. bize karşı koyman mümkün değil!" dediler.içi burkuldu. Tek çocuğu olduğuna üzüldü. üzüntü ile ellerini kaldırarak; "Ya Rabbi Bana on çocuk ihsan eyle. duamı kabul buyurursan, Kabe'de kurban edeceğim" diye yalvardı.*Abdülmuttalib, kazı işinde şiddetli çarpışmaların olabileceğini düşündü. kazmayı bıraktı bir hakem istedi. Şam'dan bir kahin getirdiler ancak Yoldan çıkacak kervan susuzluktan ve sıcaktan hareket edemez oldu. Abdülmuttalib geliniz! Toplanınız size ve hayvanlarınıza yetecek kadar su buldum! diye bağırdı.*aleyhisselamın mübarek nurunu taşıyan Abdülmuttalib, su ararken, devesinin ayağı taşa takılmıştı taş yerinden oynayınca su çıkmıştı. Herkes geldi, kana kana su içerek hayat buldu.
*Abdülmuttalib'in büyüklüğü karşısında mahcub olan Kureşyliler Ey Abdülmuttalib sana sözümüz kalmadı. Zemzem kuyusuna layık olan sensin. seninle münakaşa etmeyeceğiz.hakeme lüzum kalmadı dönüyoruz, dediler Abdülmuttalib, alnındaki nurun hürmetine, Zemzem kuyusunu kazıp, su çıkarma şerefine kavuştu.*

murataltug1985 02-14-2018 08:40

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Kurbanlık oğul*efendimizin babası abdullah

*Abdülmuttalib'in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra şanı arttı yıllar geçti. Oğlunu adak adamıştı Cenab-ı Hak, gönlündeki duayı kabul edip Abdülmuttalib'e, Haris'den başka on oğul ve altı kız çocuğu ihsan etti. Ancak adağını unuttu.*Abdülmuttalib'e, rüyasında;
Ey Abdülmuttalib! Adağını yerine getir! denildi. Sabahleyin Abdülmuttalib bir koç kurban etti. Fakat ikaz edildi büyük bir sığır kurban etti rüyasında;
Ondan büyüğünü kurban et! Emriyle büyüğü nedir?" diye sordu. Oğullarından birini kurban adamıştın. Adağını yerine getir denildi.*Abdülmuttalib'e rüyasında adağını yerine getirilmesi bildirildi. çocuklarına yaptığı duayı söyledi. oğullarından adağı için birini kurban istedi. Evladları muhalefet etmedi.Ey babamız Adağını yerine getir! İstediğini yapmakta serbestsin! dediler.*Abdülmuttalib, kur'a çekti kurban olacağı oğlu en çok sevdiği Allahü teâlânın habibi*aleyhisselamın nurunu taşıyan Abdullah'a çıktı. Abdülmuttalib, sendeledi, göz pınarları yaşla doldu. Allahü teâlâya verdiği sözü yerine getirmeliydi. bir eline bıçağı, bir eline ciğerparesi Abdullah'ı alarak, Rabbine sözünü yerine getirmek için Kabe'ye vardı

.*Gözü yaşlı baba, Abdullah'ı kurban etmek için hazırlıklarını tamamladı. Kureyş'in ileri gelenlerinden Ey Abdülmuttalib! Dur Biz senin oğlunu boğazlamana razı değiliz. Eğer böyle bir iş yaparsan, Kureyşte adet olur. Herkes oğlunu keser. Buna ön ayak olma adağını başka bir şekilde getir!.. dedi. *Abdülmuttalib Hayber'de Kutbe adındaki kahine gitti Kahin sordu Sizde insan diyeti ne kadardır?On devedir.- O zaman, on deve ve oğlunuz arasında kur'a çekiniz. Kur'a oğlunuza çıkarsa, on deve artırarak yeniden kur'a çekiniz. Kur'a develere çıkıncaya kadar artırınız dedi Abdülmuttalib, sevinçle Mekkede kahinin dediğini yaptı. defalarca kur'a çekti. Hep Abdullah'a çıktı. deve sayısı yüze çıkınca, kur'a develere isabet etti. Abdülmuttalib; "Allahü ekber tekbirleriyle develeri kesti. Etlerin Hepsini fakirlere dağıttı.*efendimizin nesebi İsmail aleyhisselama dayandığı için; "Ben, iki kurbanlığın oğluyum" buyurmuştur.**Kurban edilmekten kurtulan abdulmuttalib oğlu Abdullah, büluğ çağında güzel ahlakı, ve yakışıklılığı ile dillere destan oldu. herkes, ona kızlarını vermek için yarıştı Güzelliği ve şöhreti Mısır'a kadar yayıldı. İki yüze yakın kız ona evlenme teklif etdi. Abdülmuttalib ise oğluna; kibar, asil, İbrahim aleyhisselamdan beri uydukları "Hanif dini"ne bağlı Müslüman bir kız arıyordu.

*Abdülmuttalib, Zühre kabilesinin büyüğü Vehb'in kızı Amine'nin güzelliğini, iffet ve hayasını, işitmişti. Soy bakımından akraba idiler oğlu Abdullah'ı, Vehb'in kızı Amine ile evlendirdi...
efendimizin Babası Abdullah'ın evlendiği sene Mekke'de kıtlık vardı. Senelerdir yağmur yağmamıştı. Ağaçlar kurumuş, mahsulden eser yoktu. İnsanlar sıkıntı içinde ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi.*Peygamberimizin mübarek nuru, hazret-i Abdullah'dan hazret-i Amine'ye geçince yağmurlar başladı mahsuller oldu o seneye bolluk senesi dendi
*Amine validemizin hamileliğinde kocası Abdullah ticarete Şam'a gitti. Dönüşünde hastalandı. Medinede dayıları Neccaroğullarının yanında yirmi beş yaşında vefat etti.Mekke üzüntüye gark oldu.
*efendimizin babası Abdullah, vefat edince melekler;- Ey Rabbimiz, Resulün yetim kaldı, dediler. Allahü teâlâ;- O'nun koruyucusu ve yardımcısı benim, buyurdu.*

murataltug1985 02-14-2018 08:41

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Fil vak'ası*

*efendimizin doğmasına iki ay vardı. Fil vak'ası oldu. İnsanlar akın akın Kabe'yi ziyaret ederdi. Yemen valisi Ebrehe, Bizans İmparatorunun yardımı ile Sana'da kilise yaptırdı.
İnsanların Kabe'yi değil bu kiliseyi ziyaret etmelerini istedi. Araplar Ebrehe'nin kilisesine itibar etmediler. Hakaret gözüyle baktılar. Ebrehe ise Kabe'yi yıkmaya karar verdi.*Ebrehe büyük bir orduyla, Mekkeye yürüdü. Kureyş'i yağmaladı, Abdülmuttalibin iki yüz devesine el koydu Abdülmuttalib,develerini istedi. Ebrehe;
Ben sizin mukaddes Kabe'nizi yıkmaya geldim. Sen onu korumuyorsun develerini mi istiyorsun diyince abdulmuttalib Ben develerin sahibiyim. Kabe'nin elbette sahibi vardır. Onu, O korur.
*Ebrehe:Bana karşı koruyacak yoktur! diyerek Abdülmuttalibin develerini verdi, sonra ordusuyla Kabe'ye hareket etdi.Ebrehe'nin ordusunda, zafere kavuşturacak Mahmud" adında bir fil vardı. Ebrehe, Kabe'ye yönelince, fil yere çöktü ve yürümedi. Halbuki Yemen'e çevrilince; koşarak gidiyordu.
*Mekke'ye hücum edemeyen Ebrehe'nin üzerine, Allahü teâlâ, Ebabil Kırlangıcını gönderdi. kuşların her biri; ağzında ve ayaklarında nohut ve mercimek taşlarını taşıyorlardı.*Ebrehe'nin ordusuna ebabiller mercimek taşlarını bıraktılar. Taşlar, askerleri, başlarından deliyor. Taşa hedef olanlar derhal ölüyordu.*Ayet-i kerimedeki gibi, ebrehenin ordusu, yenilmişti Ebrehe, kaçmak istedi.kaçamadı. Taşlara hedef oldu Kaçtıkça parçalandı etleri parça parça dökülerek öldü.
*Kur'an-ı kerimde Fil suresi şöyle geçmektedir:
"O kuşların her biri, çamurdan yapılmış ateşte pişirilmiş taş atarlardı. Nihayet Allahü teâlâ onları, güve yemiş ekin yaprağı gibi, yok ediverdi."*

murataltug1985 02-14-2018 08:41

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Semavi kitapların müjdesi* müjdelenen peygamber

*Zaman ve mekan içinde, nebiler, resuller geldi... Mukaddes bayrağı birbirlerine teslim etti Gaye, bayrağın bütün zamana ve mekana hakim, Allahın Habibine ulaşmasıydı.*Hepsinin geleceğini haber verdiği biri vardı... herkes ümmet olmayı arzu ediyordu O'na..*Kainatın efendisi aleyhisselamın geleceği, Âdem aleyhisselam ve her peygambere ve ümmete bildirilmiş; doğması müjdelenmişti.
*Tevrat'ta, hz muhammed şöyle yazılıydı:
O, öyle bir mübarek zattır ki, himmeti yüksek, yardımı ziyadedir. Fakirlerin sevgilisi, zenginlerin tabibidir. O, güzeller güzeli, temizler temizidir. Sohbeti yumuşak, taksimi adil, yaptığı her muamelede doğrudur.*Kafirlere sert ve şiddetlidir. Yaşlılara hürmet, küçüklere şefkat eder. şükreder. Esirlere acır. güler yüzlüdür. Gülüşü, tebessümdür, kahkaha etmez. Ümmidir; her şey O'na bildirilmiştir.*O'nun ümmeti iyi ahlak sahibidir
*O Allahü teâlânın resulüdür. Kötü huylu, katı kalbli değildir. Çarşı ve pazarda bağırmaz. ümmeti iyi ahlak sahibidir. Allahü teâlânın ismini anarlar.
Abdestle namaz kılarlar. safları düzeltirler tesbih sesleri bal arısının sesi gibidir. Mekke'de doğan Medine'den Şam'a kadar her şey O'nun idaresindedir *İsmi Muhammed'dir mütevekkildir Bozuk dinleri kaldırıp hak dini yaymadıkça O'nu dünyadan çıkarmam. O, Hakk'a çağırır.bereketiyle gözler açılır, kulaklar işitir. Kalblerden gaflet gider..."

*Davud aleyhisselama gelen, Zebur'da hz muhammed O yüce peygamber şöyle bildiriliyordu.
O, öyle bir kimsedir ki, eli açıktır. cömerttir. Asla kızmaz. Çok yumuşaktır. Tatlı sözlü, nurani yüzlüdür. İnsanların tabibidir. Çok ağlar, az güler. Az uyur, çok düşünür. Yaratılışı hoş ve güzeldir. Sözleri gönülleri alır, ruhları cezbeder...*Ey Habibim! Himmet kılıcını sıyırıp, bütün kuvvetinle kahramanlık meydanında kafirlerden intikam alasın. Güzel bir lisan ile hamd ve senamı her yere yayasın. Bütün kafirlerin başları, kerametli ellerin önünde eğilecektir..."*hakiki İncil'de efendimiz tabi olunması emrediliyordu insanlara O, çok yemez, cimri değildir. Hile yapmaz, kimseyi kötülemez,acele etmez. intikam almaz. Tembel değildir. gıybet etmez..." buyuruluyordu.*İncil'de şöyle yazılıdır:Rab tarafından gelecek benden önce gelmiş olsaydı, bana şehadet ederdi. Siz de ona şehadet edesiniz. öteden beri benimle bulunanlar. şüpheye düşmeyin sürçmeyin*müjdeler, alametler açıkca gösteriyordu ki, Makam-ı mahmud sahibi, şefaatçıların baş tacı geliyordu!..Kainatın hocası, insanların efendisi geliyordu peygamberlerin sultanı geliyordu!..Allahü teâlânın Habibi hürmetine yaratıldığımız, alemlere rahmet sevgili Peygamberimiz geliyordu!...*

murataltug1985 02-14-2018 08:42

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Cahiliye devri efendimizden önce

*Fahr-i kainat efendimiz doğmadan önce, alemde müthiş bir zulmet ve karanlık vardı. İnsanlar hadsiz, hudutsuz derecede azgınlaşmışlardı Allahü teâlânın dini unutulmuş ilahi hükümler yerine, insan kafasından çıkan fikirler, yer almıştı.
*mahluklar, insanların vahşet ve zulmünden bunalmıştı. Yeryüzünde Allahü teâlâya iman unutulmuş, huzurun, saadet ve sevinç kaynağı Tevhid ortadan kalkmıştı.*Küfür fırtınası, kalblerden imanı atmış, gönüllerde, Allahü teâlâya inanma yerine, putlara tapma fikri yerleşmişti. Musa aleyhisselamın dini unutulmuş, Tevrat bozulmuş. İsrailoğulları birbirlerine düşmüştü.
*İsa aleyhisselamın Hıristiyanlığı bozulmuş din ile alakası kalmamıştı. Teslis üçlü tanrı fikri kabul edilmişti. İncil kaybolmuş, papazlar onu tahrip etmişlerdi.*kitaplar, Allahü teâlânın kelamı olmaktan çıkmış Mısır bozulmuş Tevrat'ın hükmü, Bizans'ta değiştirilmişti İran'da ateşe tapılıyor, ateşperestlerin ateşi bin senedir söndürülmüyordu. Çin'de Konfüçyüsizm, Hindistan'da Budizm Hinduizm gibi uydurma dinler hüküm sürüyordu.
*Arabistan'ın insanları şaşırmış ve sapıtmışlardı. Allahü teâlânın kıymetlisi Kabe-i muazzamaya, put yerleştirmişlerdi. Kabe-i muazzama arş'ta meleklerin ziyaret ettiği "Beyt-i Ma'mur"un idi. Kim Kabe'ye hürmetsizlik ederse cenab-ı Hak onu, helak eylemişti.*Cürhüm kabilesi zina ve fuhuşta ileri gitmişti. alçakça hareketleri gören hükümdarlar Ey Cürhümiler! Allahü teâlânın Harem-i şerifini gözeterek kendinize geliniz. Sizden önceki Hud, Salih ve Şu'ayb aleyhimüsselamın ümmetlerinin başlarına gelen halleri ve helaklarını biliyorsunuz. iyiliği emredin, kötülüklerden sakının. kuvvetinize güvenerek aldanmayın

*Mekke'de, Hak'tan yüz çevirmekten ve zulümden sakınınız. zulüm, insanların helakine sebep olur. Allahü teâlâya yemin ederek söylüyorum bir kimse zulüm yapsın, Hak'tan yüz çevirsin de Allahü teâlâ onların soylarını kesmemiş, köklerini kazımamış yerlerine başka bir kavmi getirmemiş olsun.*Azgınlığına devam eden ve Hak'tan yüz çevirenler için, burada devamlılık yoktur. Sizden önce uzun ömürlü, sizden kuvvetli, ve zengin olan Tasm, Cedis ve Amalikalıların başına gelenleri biliyorsunuz. Onların, Harem-i şerifi hafife almaları, Hak'tan yüz çevirerek zulme dalmaları, mübarek yerden atılmalarına sebeb olmuştur.
*Allahü teâlânın, küçük karıncaları musallat ederek, kimini kıtlıkla, kiminide kılınçla çıkardığını görmüş ve işitmişsinizdir onlar dinlemediler. Allahü teâlâ onları azgınlıkları sebebiyle, perişan eyledi...*güneşin doğmasına az bir zaman kalmıştı. Alem, nurun sahibini karşılamaya hazırlanıyordu. İnsanlara sonsuz saadeti gösterecek eşsiz insanı bekliyordu.... Şefkat ve merhamet kaynağını Rabbinin ahlakı ile ahlaklanmış yüksek insanı bekliyordu...*Zulüm, had safhadaydı...*
*Yeryüzünün merkezi mübarek Mekke'de, küfür sel gibi akıyor, Beytullah'ın içine, lat, uzza, menat putu doldurulmuştu. Zulüm son haddindeydi ahlaksızlık, iftihar vesilesiydi. Arabistan dini, ruhi, sosyal ve siyasi bakımlardan, koyu bir karanlıkta cahiliyet, taşkınlık, azgınlık ve sapıklık içerisindeydi
*Cahiliye devrinde insanlar göçebeydi kabileler çekişme içindeydi Arab kabileleri,için baskın ve yağmacılık, geçim vasıtasıydı. Zulm ve yağmacılık yaygındı Arabistan'da, siyasi bir nizam, ve düzen yoktu

*içki, kumar, zina, hırsızlık, zulüm, yalan ahlaksızlık yayılmıştı. Zulm amansızca tüyleri ürpertiyordu kadın, basit bir mal gibi alınıp satılıyor kız çocuklarının doğmasını felaket sayılıyordu
*kız çocukların kızgın kumlara diri diri yatırılıp; "Babacığım! Babacığım" diyerek boyunlarına sarılmalarına ve acı acı feryat etmelerine hiç kulak asmadan, üzerlerini toprakla kapatarak ölüme terkediliyordu*Cahiliye insanlarında vicdanlar sızlamıyor, yapılanlar kahramanlık sayılıyord şefkat, merhamet, iyilik adalet yok olmuş; insanlar canavarlaşmıştı.*Arablarda, dikkate değer tek husus edebiyat belagatın ve fesahatın kıymet kazanıp zirveye çıkmasıydı. Şaire ve şiire önem verilir, iftihar edilirdi şairler kabilesine itibar sağlardı.*panayırlar kurulur, şiir ve hitabet yarışmaları yapılırdı. Birinci gelenlerin şiirleri veya hitabeleri Kabeye asılırdı. Kabe duvarına asılan yedi şiire, Muallakat-us-Seb'a, yani yedi askı denilirdi.*Cahiliye Arabistanında insanların inancı bölük bölüktü. Bir kısmı inançsız ve dünya hayatından başka bir şey kabul etmiyor. Bir kısmı Allahü teâlâya ve ahırete inanıyor; fakat peygamberi geleceğini kabul etmiyordu.Bir kısmı Allahü teâlâya inanıyor, ahırete inanmıyordu. Allaha şirk koşup putlara tapıyordu. Müşriklerin evinde put bulunuyordu.*hazret-i İbrahim'in bildirdiği dine inanan Hanifler vardı.Bunlar Allaha inanır putlardan uzak dururdu efendimizin babası Abdullah, dedesi Abdülmuttalib, annesi ve bazı kimseler, bu dindendi*Haniflerden başka bütün gruplar batıl olup, zulmet ve karanlığa gönülmüştü Alem mahzun, varlıklar mahzun, gönüller mahzundu. Yüzler gülmeyi unutmuştu. Allahü teâlânın, mahluklardan üstün yarattığı insanları Cehennem'den kurtulmalarına sebep olacak bir kahraman lazımdı.*her Peygamber güneş gibi doğup karanlıkları aydınlığa, nura çevirmişdi. Şimdi de cahillik, vahşet zirvedeydi. İnsanlar insanlıktan çıkmışdı. karanlıktan kurtaracak, insanlara insanlıklarını hatırlatacak Resul gelmek üzereydi... alametleri teker teker ortaya çıkıyordu

murataltug1985 02-14-2018 08:42

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

HAZRET-İ* MUHAMMED Hoş geldin ya Resulallah*

*Yedi kat yer, yedi kat gök, bütün alem büyük bir hürmet ve sevinçle Seyyid-il-Mürselin, Hatem-ül-enbiya, Habib-i Huda efendisini beklemektedir
*mahlukat; "Hoş geldin ya Resulallah!" demek için hazırdır... Hicretten 53 sene evvel Fil vak'asından iki ay sonra, Rebi'ul-evvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı Haşimoğulları mahallesinde, Safa Tepesindeki saadethanede hasretle beklenen, nur "Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem" doğdu, alem, hayat buldu. Karanlıklar,Nur ile aydınladı.*Şereflerin en yücesine mazhar olan annelerin en bahtiyarı hazret-i Amine, hamileliğini şöyle anlatır:O Servere hamile olduğum günlerde, acı ve elem görmedim. Hamile olduğumu hissetmedim. *altı ay sonra*bir gün, uykuda iken bir bana;Senin hamile olduğun kimdir, bilir misin? dediler Bilmiyorum deyince Bilmiş ol ki, Peygamberlerin sonuncusuna hamilesin dedi.Doğumda tekrar geldi, ve dedilerki Ey Amine Çocuk doğunca, ismini "Muhammed" koy!"dediler
*Kainatın efendisi doğduğunda hazret-i Amine validemizin yanında Avf'ın annesi Şifa Hatun, ve Ebil-As'ın annesi Fatıma Hatun vardı Şifa Hatun şöyle anlatıyor o gece Amineye yardım ediyordum. O doğar doğmaz dua ve niyaz ettilet işittim. Bir nur ışık verdi doğudan batıya her yer göründü..."O'na peygamberlik bildirildi, hiç tereddüd etmeden ilk iman edenlerden biri ben oldum" demiştir.
*Safiyye Hatun şöyle anlatmıştır:aleyhisselam doğduğunda her tarafı nur kapladı. Doğar doğmaz secde etti, mübarek başını kaldırıp La ilahe illallah, inni resulullah" dedi. O'nu yıkamak istediğimde biz O'nu yıkanmış olarak gönderdik, denildi.Göbeği kesilmiş ve sünnet olmuştu. Secde halinde mübarek ağzıyla Ümmetim, ümmetim diyordu..."

*Hazret-i Amine validemiz, şöyle anlatır:
Doğumda, heybetli bir ses işittim. Ürperdim başladım. beyaz bir kuş gördüm, kanadı ile beni sıvazladı. Korku ve ürperti yoktu. susamış, yanıyordum. süt gibi beyaz, bir kase şerbet gördüm. İçtim, baldan tatlı soğuk idi. susuzluğum kalmamıştı.*büyük bir nur gördüm, evim nurlandı nurdan başkası yoktu. etrafımda hizmet edenler vardı hanım gördüm. Boyları uzun, yüzleri güneş gibiydi Abdü Menaf kabilesinin kızlarına benzerlerdi. birden bire ortaya çıkmışlardı Ben Fir'avn'ın hanımı Asiye Ben de Meryem Bunlar da Cennet hurileridir" dedi.*beyaz, uzun gökten yere kadar uzanmış ipek kumaş gördüm. örtün" dediler. kuşlar peyda oldu. Ağızları zümrütten, kanatları yakuttandı. Korkudan terlemiştim, ter damlalarından misk yayılıyordu.*gözümden perdeyi kaldırdılar. yeryüzünü gördüm. Etrafımı melekler kuşattı. aleyhisselam doğar doğmaz, mübarek başını secdeye koydu, şehadet parmağını kaldırdı. gökden, beyaz bir bulut indi.
*Bir ses işittim; "O'nu mağripten maşrıka gezdirin. Gezdirin ki, cümle alem ismiyle, cismiyle sıfatıyla görsünler. isminin Mahi olduğunu Allahü teâlânın O'nunla şirki yok ettiğini bilsinler" diyordu.
*bulut gözden kayboldu sallallahü aleyhi ve sellemi yünlü kumaş içinde sarılı gördüm. yüzleri güneş gibi parlayan üç kişi geldi. elinde gümüşten bir ibrik, zümrütten bir leğen ve ipek vardı.
İbrikten sanki misk damlıyordu. *Mübarek oğlumu leğene koydular. Mübarek başını ve ayağını yıkayıp, ipeğe sardılar. mübarek başına güzel koku sürdüler, mübarek gözlerine sürme çektiler ve gözden kayboldular."o ise Ümmetim!... ümmetim!...*diyordu

*Dedesi Abdülmuttalib, Peygamberimiz doğduğunda Kabe'de Allahü teâlâya yalvarıp dua ediyordu. Ona müjde verdiler. Efendimizin doğumunda birçok hadise gören Abdülmuttalib, çok sevinip; oğlumun şanı, şerefi çok yüce olacaktır" dedi.*Abdülmuttalib, büyük bir mutluluğu kutlamak için, kutlu doğumun yedinci gününde Mekke halkına ziyafet verdi.her mahallede develer kesti, insanlara yedirdi çocuğa "MUHAMMED" ismini verdim, Allahü teâlânın ve insanların O'nu methetmelerini, övmelerini istedim dedi*Sevgili Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib şöyle anlatmıştır:Rüyamda çok büyük bir ağaç gördüm. ucu semaya yükselmiş, dalları doğuya batıya yayılmıştı.ağaçtan nur saçılıyordu güneş yanında çok hafifti. Bazan gözüküyor, bazan kayboluyordu. İnsanlar ona yönelmişti. nuru artıyordu.*Kureyş kabilesi ağaca tutunuyor, ağacı kesmeye çalışıyordu. Bir genç de mani oluyordu. Çok güzel bir yüzü vardı şimdiye kadar öyle bir yüz görmedim. vücudundan etrafa hoş kokular yayılıyordu. Ağacın dalına uzandım, fakat ulaşamadım."*Abdulmuttalib rüyasını anlattı tabircinin yüzü değişti. Benzi sarardı;- O ağaçdan nasibin yok! dedi.- Kimin nasibi var?- O ağacın dalına tutananların... Senin soyundan bir peygamber gelecek, her tarafa malik olacak, insanlar O'nun dinine girecekler İşte o ağaç, el-Emin Muhammed aleyhisselamdır" demiştir.

murataltug1985 02-15-2018 08:56

EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

murataltug1985 02-15-2018 08:57

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin Doğduğu geceki olaylar*

*Resul efendimiz, doğmadan önce alametler gerçekleşmiştir:peygamberimizin dünyaya geldiğinde bir yıldız doğdu. Yahudiler aleyhisselamın doğduğunu anladı. Ve Ey Yahudiler!" . Haberiniz olsun, Ahmed'in yıldızı doğdu! Ahmed bu gece dünyaya geldi..." dediler
*Efendimiz doğduğunda Kabe'deki putlar yüzüstü yere yıkıldı. Kureyşin bir putu vardı. onu tavaf ederler, develer kesip şarap içerlerdi. put yüzüstü yıkılmıştı bir ses işitildi Bir kimse doğdu, yeryüzü harekete geldi. putlar yıkıldı. Kralların korkudan kalbleri titredi!"*Resulullahın doğduğu gece Medayinde İran Kisrasının sarayı ve on dört kulesi, yıkıldı. O dehşetle uyanan Kisra ve halkı; gördükleri korkunç rüyaları tabir ettirdiklerinde, bunun büyük bir alamet olduğunu anlamışlardı.*o gece, mecusi ateşe tapanların bin senedir yanmakta olan ateş yığınları sönüverdi. Kisra'nın sarayında burçlar yıkıldı mukaddes Save Gölü'nün suyu kurudu Şam tarafında bin yıldan beri akmayan kurumuş Semave Nehri vadisi taşarak akmaya başladı.

*aleyhisselamın doğduğu geceden itibaren, şeytan ve cinler haber*veremez oldu. Kehanet sona erdi...
Ve nice olağanüstü haller...*efendimizin doğduğu geceye Mevlid Gecesi denir. Mevlid doğum zamanıdır. Kadir Gecesiyle birlikte en kıymetli gecedir. Bu gecede Peygamberimize sevinenler affolunur.*efendimizin doğumunu mucizelerini okumak, dinlemek,öğrenmek sevabdır. Eshab-ı kiram bu gece toplanır, efendimizi yad ederler, okurlar ve anlatırlardı.Müslümanlar, her sene Mevlid Kandilini kutlamaktadır. Mevlid kasideleriyle Kainatın sultanı hatırlanılmaktadır.
*Her ümmeti, peygamberinin doğumunu bayram yapmıştır. Kutlu doğum Müslümanların bayramıdır neşe ve sevinç günüdür.Çünkü, Allahın sevgilisi, kainatın efendisi, alemlere rahmet peygamberi... dünyaya geldi...

murataltug1985 02-15-2018 08:57

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin süt annesi hz halime

*Sene 571. Nisan ayının yirminci günü. Pazartesi sabaha karşı. Amine validemiz, nurunu kucağına aldı, hazret-i Abdullah'ın vefat acısını unuttu Dokuz gün emzirdikten sonra da, Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe Hatun süt annelik yaptı Süveybe hazret-i Hamza ve Ebu Seleme'yi de emzirmişti.*Mekkede çocuklar süt anneye verilirdi. Mekke'nin havası sıcakdı. Her sene Mekke'ye gelen hanımlar emzirmek için birer çocuk alıp giderdi. Çocukları büyütünce, ücret ve hediyeler alırlardı.efendimizin doğduğu sene Beni Sa'd kabilesinden hanım, süt annelik niyeti ile Mekkeden birer çocuk almıştı.halime hatun ise efendimizi almıştı
*Beni Sa'd kabilesi, Mekkede şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve meşhurdu.Bu kabileden efendimizin süt annesi Halime Hatun şöyle anlatır:
Çok fakirdik, sıkıntıdan. ağzıma bir şey koymazdım. Sütüm azdı. Allahü teâlâya şükrederdim. Rüyamda beni sütten ak bir suya daldırıp iç" dediler. Kanıncaya kadar içtim.baldan tatlı idi. *Sütün çok olsun ey Halime! Ben senin sıkıntılıyken ettiğin hamd ve şükrünüm. Ey Halime! Mekke'ye git. Orada bir "Nur" arkadaş olur, bereketlerle dolarsın. rüyanı kimseye söyleme!' dediler hz haljme. Uyanınca göğüsleri süt ile doldu sıkıntı ve açlık onu terketmişti*Kıtlıktan dolayı, ücretle çocuk emzirmek üzere, süt anneleri Mekke'ye. Gelmişti İffeti, temizliği, hayası ve güzel ahlaklı Halime Hatun, ise geç kalmışdı.bu gecikme onların nura kavuşmasına sebeb olmuştu.

*Kocası ile Mekke'de dolaşan halime hatun hürmetli bir zatla karşılaştılar. Bu, Mekke reisi Abdülmuttalib idi. torununu almalarını, büyük bir saadete kavuşacaklarını söyledi.Halime Hatun hazret-i Amine'nin evine götürüldü. Nur çocuk uyuyordu...*Nura, ısınan hz halime Elini göğsüne koyunca, uyandı nur tebessüm etti... Abdülmuttalib, "Sana müjdeler olsun hanımlar içinde senin gibi nimete kavuşan olmadı" dedi.*
*Halime Hatun,efendimizi, aldıktan sonra şöyle anlatır Amine Hatun sordu- Ey Halime, oğluna süt verecek kadın, Züeyb soyundandır" diye bir ses işittim" sen hangi kabiledensin-Beni Sa'd kabilesindenim ve babam Ebu Züeyb'dir dedi
Mekke'ye gelmeden rüyamda müjdeler olsun ey Halime gözler kamaştıran ve alemleri aydınlatan nuru emzirmek sana nasib olacak" diye sesler geldi Nur'u alıp hazret-i Amineden ayrıldım.
*Kocam- Ey Halime bugüne kadar böyle güzel görmedim. Bilmiş ol ki, sen mübarek ve kadri yüksek bir çocuk almışsın, dedi. Vallahi, öyle dilerdim, istediğim oldu, dedim.*Halime Hatun, kocası ile Efendimizi alıp, Mekke'den yola çıktı berekete kavuştu Çelimsiz merkebler küheylan kesildi Beni Sa'd yurdu bolluğa ve berekete kavuştu Sütsüz hayvanların memeleri dolup taştı Kuraklıktan yağmur duasına çıkanlar aleyhisselam hürmetine yağmura ve berekete kavuştu
*efendimiz, süt annesi Halime Hatun'un sağ memesini emer, solu süt kardeşine bırakırdı. İki aylıkken emekledi. Üç aylıkken ayakta durur, dört aylıkken dokuz ayda konuştu efendimizin ilk sözü, "La ilahe illallahü vallahü ekber. Velhamdülillahi rabbil alemin" oldu.

murataltug1985 02-15-2018 08:57

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin süt annesi hz halime ve şakkı şadr

*Efendimiz Allahü teâlânın ismini anmadan hareket etmedi Sol eli ile yemezdi çocukların oyunlarından uzak durur Biz, bunun için yaratılmadık" buyururdu. Her gün etrafı nur kaplardı. Ay ile konuşurdu *Halime Hatun şöyle anlatır: efendimiz İki yaşında iken sütten kestim. O'nun bereketine kavuştuk O'ndan ayrılmak, mübarek yüzünü görmemek çok güçtü
*Amine Hatun oğlumun büyük şanı vardır,
- Vallahi, bundan daha mübarek görmedim, dedi
Halime Hatun'a, şöyle dedi efendimizin sayesinde kabilemiz evimiz bereketle doldu, malımız, mülkümüz şanımız arttı. Sayısız nimete kavuştuk.*
*Süt anne Halime Hatuna Server-i alem sordu:
kardeşlerim nerede - Koyun gütmekte diyince
süt kardeşi Şeyma onu kıra götürdü süt anne hz halime sordu Gözümün nuru oğlum Muhammed nerededir? Ciğerimin köşesi sıcağa nasıl dayanıyor dedi şeyma cevap verdi Ey anneciğim! O'na zarar gelmez. mübarek başında bulut, O'nunla ve güneşten korumaktadır.

*bir öğle vakti efendimizin süt kardeşi Abdullah koşarak gelip;Anneciğim! Acele koş!.. karındaşımla koyun güderken. gökten yeşiller giymiş kimseler geldi. Kardeşimi alıp dağ başına götürdüler. bıçak ile karnını yardılar.dedi.*kan başıma sıçradı. Mübarek yüzünü öpüp;Ey gözümün nuru! Alemlere rahmet oğlum! başına diye sordum. şöyle anlattı Evden çıkınca yeşil elbiseliler gördüm. elinde gümüş ibrik, yeşil zümrütten leğen vardı. Leğen, kardan beyaz bir şey vardı Beni dağ başına götürdüler. göğsümü yardılar. Hiç acı ve elem duymadım. *Elini sokup içimde ne varsa çıkardılar. Biri diğerine;Kalk, hizmetimi yerine getireyim, dedi yüreğimi çıkardı. İki parça etti içinden siyah bir şey çıkarıp attılar Senin vücudunda şeytanın nasibini attık. Ey Allahın sevgilisi! Seni vesveseden şeytanın hilesinden emin ettik" dediler. *Efendimizin yüreğini latif ile doldurdular. Nurdan mühürlediler. mührün soğukluğu, mevcuttu melekler elleriyle yarasını iyileştirdi. elini ve yüzünü öptüler Kur'an-ı kerim İnşirah ayet-i kerimesinde bildirilen hadiseye Şakk-ı sadr göğsünün yarılması hadisesi, denir.*Halime Hatun, dört yaşında efendimizi Mekke'ye götürüp annesine verdi. Dedesi Abdülmuttalib, Halime Hatun'a çok büyük hediyeler verip ihsanda bulundu.*

murataltug1985 02-15-2018 08:58

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin annesinin vefatı

*Sevgili Peygamberimiz üç yaşında Tekbir getiriyor Allah'a hamd ediyordu. ciddiyeti ve, ağır başlılığıyla tüm çocuklardan ayrılıyordu
*Akranları oyun oynarken, efendimiz katılmaz seyrederdi.Altı yaşında annesi babası Abdullah'ın mezarını ziyaret etmeye Medine'ye gittiler.
efendimiz Medine'de Neccaroğullarının havuzunda yüzmeyi öğrendi. Yahudi alimi nübüvvet alametini görünce, "acaba O Peygamber çocuğun endişesine düştüler*Yahudiler efendimizin yanına sokularak sordular- adın ne?- Ahmed...diyince yahudiler haykırdılar ümmetin peygamberi burada sözlerini duyan Ümmü Eymen, durumu Amine validemize haber verdiler, mübarek anne oğluna zarar gelmesinden korkarak Mekke'ye yola çıktılar
*Ebvada efendimizin annesi hz Amine validemiz hastalandı. kendinden geçdi. Şefkat ve merhamet dolu gözlerin kainatın özünden mukaddes oğlundan nurun merkezinden onun güzel yüzünden ayırılmıyordu...*Mukaddes evladını öksüz bırakmak üzere olan Amine Hatun'un oğluna şu sözleri söyledi:Allahü teâlâ seni, mübarek eylesin. Rüyama göre, sen celal ve ikram sahibi Allahü teâlâ tarafından, Âdemoğullarına helal ve haramı bildirmeye gönderilen peygambersin.
*Efendimizin annesi mübarek oğluna son nefeste Cenab-ı Hak seni, putlardan ve putperestlikten koruyacaktır" diyerek şu beytleri söyledi:
Eskir yeni olan, ölür yaşayan
Tükenir çok olan, var mı genç kalan.
Ben de öleceğim, tek farkım
Seni doğurdum, şerefim budur.
Geride bıraktım hayırlı evlad,
Gözümü kapadım, içim rahat.
namım kalır dillerde,
Senin sevgin yaşar gönüllerde.
Şiir bitince nur anne, ruhunu teslim etti.
*Amine validemiz vefat ettiğinde yirmi yaşında idi. Efendimiz anneden öksüz kaldı Ümmü Eymen, Alemlerin efendisini alıp, Mekkede dedesi Abdülmuttalibe bıraktı.*O'nun şanı yücedir!*

murataltug1985 02-15-2018 08:58

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin dedesi hz abdulmuttalibin vasiyeti

*Peygamberimiz sekiz yaşına kadar dedesiyle büyüdü. Dedesi Abdülmuttalib, sevilen heybetli, sabırlı, ahlaklı, dürüst, mert ve cömert idi.
Fakirleri doyurur, aç ve susuz hayvanlara yiyecek verirdi. Allahü teâlâya ve ahırete inanır cahiliyeden uzak dururdu.*Mekke'de zulme, engel olur misafirleri ağırlardı. Ramazanda Hira dağında inzivaya çekilir Çocukları sever sevgili torununu bağrına basıp gece-gündüz yanından ayırmazdı.Kabede minderine oturur, Bırakın oğlumu, O'nun şanı yücedir, derdi.*Peygamber efendimizin dadısı Ümmü Eymen demiştir ki: "O'nun çocukluğunda açlıktan, ve susuzluktan şikayet ettiğini görmedim Sabahleyin bir yudum zemzem içerdi. yemekte istemem tokum" derdi."
*Abdülmuttalib uyurken yalnızken, O'ndan başkası yanına giremezdi. O'nu şefkatle bağrına basar, efendimizin söz ve hareketlerinden hoşlanırdı. Sofrada O'nu dizine oturtur, yemeğin en iyisini, O'na yedirir Onsuz sofraya oturmazdı.*O'nun hakkında rüyalar görüp, hadiselere şahid olurdu. Mekke'de kuraklık olunca dede Abdülmuttalib, gördüğü rüyayla mübarek torununun elinden tutarak Ebu Kubeys dağına çıkıp; "Allah'ım, bu çocuk hakkı bizi berekete yağmurla sevindir" diyerek dua etti. Dua kabul olundu bol yağmur yağdı. şairler şiirler yazdı
*Abdülmuttalib,Kabe'nin yanında iken Necranlı rahip konuştu Biz, İsmail soyundan en son peygamberin sıfatlarıyla kitaplarda yazılı olduğunu okuduk. Mekke O'nun doğum yeridir. Dedi
*Peygamberimizi seyreden Necranlı rahipler gözlerine, sırtına, ayaklarına bakıp heyecanla;
İşte, bu Bu çocuk son peygamberdir dediler
*Abdülmuttalib O benim oğlumdur, deyince, Necranlı rahip;Kitaplarda babasının olmaması lazımdır deyince Abdülmuttalib:- O, oğlumun oğludur. Babası O doğmadan, annesi hamile iken vefat etti, deyince, rahip doğru söyledin, dedi.

Abdülmuttalib, oğullarına şu uyarıyı yaptı:
- söylenileni işittiniz! O'nu görüp gözetin iyi koruyun dedi*Merhamet deryası Abdülmuttalib vefat edeceğine yakın, oğullarını topladı ahırete göçme vaktim geldi. Tek düşüncem bu yetim... Keşke ömrüm uzun olsaydı ona hizmeti etseydim. Fakat Ömür vefa etmeyecek. gönlüm dilim hasret ateşiyle yanıyor. inci tanesini emanet etmeyi isterim. hanginiz O'nun hakkını gözetir ve hizmetde kusur etmez?!*Ebu Leheb cevap verdi:- Ey Arabın efendisi! emanete hizmet ederim dedi. Abdülmuttalib Malın çoktur. Fakat katısın merhametin azdır. Yetim kalbi yaralı ve incedir.kırılır, dedi.Sıra*Ebu Talib'e Ben, hepsinden çok istiyorum. Fakat, büyüklerimin önüne geçmek uygun olmaz Malım azdır, diyince Abdülmuttalib Bu hizmete layıksın. ben her işte O'na danışır ve isteğiyle hareket ederim. Diyerek Peygamberimize dönerek;*- Ey göz nuru! amcalarından hangisini tercih ediyorsun? diye sordu.efendimiz Ebu Talib'in boynuna sarıldı ve dizine oturdu. *Abdülmuttalib, "Allahü teâlâya hamdolsun. dedi ve Ebu Talib'e dönerek;- Ey Ebu Talib inci danesi, ana-baba şefkati görmemiştir. Ona titreyesin. Seni çocuklarımdan üstün görürüm. Büyük ve kıymetli emaneti sana havale ettim. O'nun babasıyla aynı anadansın O'nu nefsin gibi koruyasın. vasiyetimi kabul ettin mi? diye sordu. *Abdülmuttalib Peygamberimizi kucakladı, mübarek başını, yüzünü öptü kokladı. Hepiniz şahid olun ki, ben bundan daha güzel koku koklamadım ve bundan güzel bir yüz görmedim, dedi.

murataltug1985 02-15-2018 08:58

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
KAİNATIN EFENDİSİ HAZRET-İ*MUHAMMED
(Sallallahü aleyhi ve sellem) yazan Mehmet ORUÇ

Efendimizin amcası ebu talib ve rahip bahira

*Ebu Talib babası Abdülmuttalib gibi, Kureyş'in sevgili ve, saygılısıydı efendimize büyük bir şefkat gösterdi.O'nu kendi çocuklarından çok sevdi onsuz uyumadı, bir yere gitmedi ona Sen çok hayırlısın, çok mübareksin!" derdi.*Onsuz yemeğe başlanmaz Sabahları yüzünün ay gibi parlardı saçları taranırdı
*Ebu Talib'in malı yoktu. Ailesi kalabalıktı. efendimizi himayesine alınca bolluğa ve berekete kavuştu.**Efendimiz on iki yaşlarında Ebu Talib'in Şam kervanına katıldı.. ilk yolculuğu... idi Kervan, Busra'da, konakladı.manastırda Bahira adında bir rahib vardı Her sabah manastırında kafileleri arayış içinde merakla beklerdi.*Kureyş kervanı uzaktan göründü, üstünde bir bulut süzülüyordu ağaçlar ona secde ediyordu bahira heyecanlandı Kureyş kervanını yemeğe davet etti.
Peygamberimiz, malların yanında bırakılınca, Bahira, Yemeğe gelmeyen var mı? diye sordu.
Efendimizinde yemeğe gelmesini istedi.
*Efendimizi inceleyen bahira Ebu Talib'e sordu:
- çocuk senin neyindir?- Oğlum...
- Kitablarda çocuğun babası olmayacağı yazılı.
- kardeşimin oğludur.- Babası doğmadan öldü.
Bahira, efendimize dönüp, putlara yemin edince Peygamberimiz, "Putlara yemin verme. Dünyada onlardan büyük düşman yoktur. Ben, onlardan nefret ederim" buyurdu.

*Bahira, Allahü teâlâya yemin verip sualler sordu Aldığı cevaplar kitaplara uyuyordu. sevgili Peygamberimizin mübarek gözlerindeki kırmızılığı farketti.Kalbindeki mühr-i nübüvveti görünce kendinden geçti. güzelliği temaşa etti. Heyecanla öptü gözlerinden sel gibi yaşlar boşandı.şehadet ederim ki, sen Allahü teâlânın resulüsün" dedi.*Bahira Sesini yükselterek; "İşte Alemlerin efendisi... İşte Allahü teâlânın alemlere rahmeti büyük Peygamber..." dedi.
*Bahira Ebu Talib'e dönerek şu ikazı yaptı:
- Sen bu çocuğu Şam' a götürme! zarar verebilirler!
- Bu, peygamberlerin sonuncusu ve en şereflisidir. dini, yeryüzüne yayılır ve eski dinleri nesh eder.*
İsrailoğulları kendilerinden gelmeyene düşmandır. mübarek bedenine zarar verirler!*Ebu Talib, Bahira'nın sözleriyle, Şam'a gitmedi Mallarını Busra'da satıp Mekke'ye döndü. Bahira'dan işittikleri, Ebu Talib'in kulaklarında çınladı. efendimizi çok sevdi. O'nu ölünceye kadar korudu ve her işde yardımcı oldu.*

*

murataltug1985 02-16-2018 08:03

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Gençliği ve Evliliği

*En güvenilir kimse...*insanların en üstünü Efendimiz, Mekkede beğenilmiş; güzel ahlakı, görülmemiş bir sakinliği, yumuşaklığı üstün halleriyle sevilmiştir.*Efendimize İnsanlar hayran olmuştur. Mekkede doğru sözlülük ve güvenilirliğinden dolayı,El-Emin" güvenilir lakabını verilmiştir*Peygamberimizin gençliğinde, koyu bir cahiliyyet vardı. Put, içki, kumar, zina, faiz yaygınlaşmıştı. Sevgili Peygamberimiz bozukluktan son derece nefret eder,kötülükden uzak dururdu.*Mekke O'nu bilir ve hayret ederdi. Putlardan nefret eder asla yanlarına yaklaşmazdı. Putlar için kesilen kurbanlardan yemedi. kendine ait koyunları, güder, geçimini sağlardı.
*Efendimiz bozuk cemiyetlerden uzak dururdu Eshab-ı kirama Koyun gütmeyen hiç bir peygamber yoktur, ben de güttüm, buyurdu.*Sevgili Peygamberimiz yirmi yaşlarında iken Mekke'de asayiş bozulmuştu. Zulüm yaygınlaşıp; mal, can ve namus emniyeti kalmamıştı.Mekkeliler Kabe'yi ziyarete gelenlere zulmediyorlardı. Zulme uğrayanlara kimse Yardım etmiyordu
*Mekke'ye gelen Yemenli tüccarın malları, As adında Mekkeli biri tarafından zorla gasb edilmişti. Yemenli, Ebu Kubeys dağında feryad ederek, hakkını istedi.zulm had safhadaydı*Haşim ve Zühre oğulları Cüdan'ın evinde toplandılar.zulüm ve haksızlık yapılmamasına mani olmaya ve haksızlığa uğrayanların haklarını almaya karar verdiler. bir "adalet cemiyeti" kurdular.
Peygamberimizin genç yaşta katıldığı bu cemiyete "Hılf-ül-Füdul" denildi. *Hılul fudul cemiyeti zulmü önleyip, Mekke'de asayişi kurdu. Resulullah peygamberliğini Eshab-ı kirama anlatıp Cüdan'ın evinde yapılan sözleşme, kırmızı tüylü develere servetten daha sevimlidir. bir meclise çağrılsam icabet ederim. İslâmiyet hakk ve mazlum için nazil oldu." buyurdu.*

Hazret-i Hadice'nin rüyası*

*Peygamberimiz yirmi beş yaşında iken, Mekke'de geçim sıkıntısı arttı. Mekkeliler, Şam'a gitmek üzere ticaret kervanı hazırladılar. Ebu Talib Efendimize Ey sevgili yeğenim! Fakirlik Kıtlık elimizde, bir şey bırakmadı. Kureyş kervanında Hadice Hatun kervanla mal gönderecek. işi yapacak güvenilir kimseler arıyor. senin gibi emin, temiz vefakar birine ihtiyaç vardır. Ne dersin?
efendimizin cevabı nasıl istersen öyle yap, amcacığım dedi*Hazret-i Hadice; güzelliği, malı, aklı, iffeti, hayası ve edebi ile Arabistan'da büyük şöhreti olan bir hanımefendi idi.*Hz hatice annemizin her taraftan taliblileri vardı. rüyasının gereği kimseye iltifat etmedi Rüyasında, "gökten ay inip koynuna girmiş, ayın nuru koltuğundan çıkıp bütün alemi aydınlatmıştı." Varaka şöyle tabir etti:"Ahır zaman Peygamberi gelmiştir. Seninle evlenir ve vahy nazil olur. Dini ve nuru alemi doldurur. En önce iman eden sen olursun. O Peygamber, Kureyş'ten ve Beni Haşim'den olur."
*Hazret-i Hadice Peygamberin gelmesini bekledi
efendimizi konuşmak üzere davet etti.Ona hürmette bulundu. efendimizin nezaketine cemaline hayran kaldı. efendimize dedi ki: "Doğru sözlü, güvenilir,güzel huylu olduğunuzu biliyorum. Hizmetiniz için kimseye vermediğim ücreti vereceğim..."*Hadice validemiz, hıristiyan olan amcasının oğlu Varaka dan peygamberlik alametini öğrenmişti. Efendimizi teşhis etti.develerinden en güzelini sultanlara layık bir şekilde donattı. Ve şunları söyledi: o hazretin hizmetkarı bil O'ndan izinsiz bir iş yapma ve O'nu muhafaza etmek, için canını esirgeme! çok eğlenmeyin mahcub olmayalım.

murataltug1985 02-16-2018 08:04

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Gençliği ve Evliliği

Şam kervanı

*Kervan hazırlandı, Mekkeliler toplandılar. Sevgili Peygamberimizin halası, Allahü teâlânın Resulüne bu görevi uygun görmedi ağlayıp feryad etti. "Ey Abdülmuttalib!! Ey Abdullah! Kabirlerinizden kalkıp, başınızı evirip de şu mübareğin halini görün!" O, bu ümmetin Peygamberi!* *Efendimiz vedalaşırken gözünden yaşlar aktı: "Beni sakın unutmayın, beni yad eyleyin!" diyerek vedalaştı.**Şam kervanında rahmet Peygamberinin üzerinde, bulutun ve kuş şeklinde iki melek hareket ediyordu Yolda yürüyemeyen develer birden sür'atlendi ve şam kervanındakiler efendimizin hallerini görünce, şanının yüce olacağını anladılar.*Busrada konaklayan efendimizin kervanı manastırda konakladı. son peygamberi müjdeleyen Bahira ölmüş, yerine Nastura geçmişti.Kureyş kervanını seyreden rahip Nastura, kuru ağacın yeşerdiğini görünce, Şimdiye kadar bu ağaca peygamberden başkası oturmamıştır" dedi.Bu, İncil'deki son peygamberdir. Keşke peygamberliğinde yaşasaydım" dedi...*Efendimiz, Busrada hz Hadice nin mallarını satarken bir Yahudi; "Lat ve uzza" ya yemin et sana inanayım" deyince, efendimiz Ben putlar adına asla yemin etmem! Onlara yüzümü çeviririm" buyurdu.

*Yahudiler efendimizin alametlerini görünce Söz, senin sözündür. Vallahi bu peygamber olacak kimsedir" dedi Alimlerimiz kitaplarda vasfını bulmuşlardır" diyerek efendimize hayran kaldılar *Rahip Meysere, efendimizi zihnine nakşediyor ve O'na hayranlığı artıyordu. Meysere'nin kalbinde, Alemlerin efendisine büyük bir muhabbet olmuştu. O'na zevkle ve hürmetle hizmet ediyor, en küçük işaretini büyük bir aşkla yerine getiriyordu.*mallar satılmış, efendimizin bereketi katmıştı Kervanlar dönüşe geçti. Merr-uz-zahranda Meysere, Peygamberimize, Mekke'ye müjde götürmesini teklif etti. Efendimiz Mekkede Hadice validemizi Verdiği müjde ile sevindirdi.
*Rahip Meysere, Hadice validemize, efendimizin fevkaladeliklerini anlattı. validemiz, olup bitenleri Varaka'ya anlattı. O; "Ey Hadice, anlattıklarından, O'nun, ümmetin peygamberi olacağı anlaşılıyor" dedi.*efendimiz 12 yaşında iken amcası Ebu Talib ile ticaret için Busra'ya kadar, 17 yaşında iken amcası Zübeyr ile Yemen'e, 20 yaşında Şam'a ve 25 yaşında da hazret-i Hadice'nin mallarını satmak üzere Şam'a tam dört seyahate çıktı. başka hiç bir yere seyahat yapmadı.*

murataltug1985 02-16-2018 08:04

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Gençliği ve Evliliği

Efendimizin Hazret-i Hadice ile evlenmesi*

*Hadice validemiz, Varaka dan Efendimizin, ümmete peygamber olacağının müjdesini alınca sevgili hanımı olup, hizmetiyle şereflenmeye meyletti. Fakat nasıl olacaktı? Kimi aracı yapacaktı?...*binti Müniyye, Resul-i ekremin yüksek huzuruna gelerek sordu- Ya Muhammed! seni evlenmeden alıkoyan nedir?- Evlenmek için yeterli para mevcut değildir.- Ya Muhammed iffetli ve şerefli, mal ve cemal sahibi bir hatunla evlenmek istersen O hatun - Hadice binti Hüveylid'dir
*Hz Hadice'ye müjde verildi. Hadice Amr ile Varakaya durumu anlattı. efendimizi davet etti. Ebu Talib ve kardeşleri hazırlık yaptılar efendimize gittiler.validemiz, şükrane olarak zinetlerini hediye etti. Hizmetçilerini hürriyete kavuşturdu. efendimiz, Hadice validemizin evini amcaları ile teşrif ettiler.
*Ebu Talib bir konuşma yaptı:"Yaradanımıza hamdolsun bizi İbrahim aleyhisselamın evladından ve İsmail aleyhisselamın neslinden eyledi. Bizi, Beytullah'ın muhafızı kıldı. İnsanların kıblesi mübarek haneyi, her kötülükten korudu bize müyesser eyledi. *Kardeşim Abdullah'ın oğlu Muhammed öyle bir kimsedir ki, Kureyş'ten herkesten üstün gelir. malı azdır, mala itibar olunmaz.mal gölge gibidir. Elden ele gider. Yeğenimin şerefi, üstünlüğü malumdur. Şimdi Hadice Huveylid'i helallığa taleb ederim."
*Hadice validemizin amcası Esed; "Şahid olun ki, Hadice binti Huveylid'i Muhammed bin Abdullah'a hatunluğa verdim" dedi. Böylece nikah akdi tamam oldu.*Hazret-i Hadice validemiz tüm varlığını efendimize hediye etti Bu mallar yüce şahsınıza aittir. Ben de sana muhtacım ve minnetin altındayım" dedi.*Hadice validemiz,hayatı boyunca, aleyhisselama daima hizmet edip yardımcı oldu. efendimizin evliliği, validemizin vefatına kadar yirmi beş sene sürdü. on beş senesi bi'setten peygamberlikten önce, on senesi bi'setten sonra idi.*Peygamberimiz, ilk hanımı hazret-i Hadice hayatta iken evlenmedi. İkisi erkek, dördü kız altı çocuğu oldu. İsimleri Kasım, Zeynep, Rukayye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah'tır.Erkek çocukları küçük yaşlarda vefat etti. En küçük kızı hz Fatıma'dan başka kızları Resulullahtan önce vefat etti Fatıma validemiz efendimizden altı ay sonra vefat etti. Hazret-i Ali ile evlendi peygamber soyu, hazret-i Fatıma'nın evladları ile devam etti.*

murataltug1985 02-16-2018 08:05

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

*Güneş artık doğmak üzere Peygamberimizin yaşları kırka ilerlemekte...Nübüvvetin tebliği yaklaşmakta... Alametler ortaya çıkmakta...
alametler keskinleşmişti güneşin, aydınlığı ufuklara binmişti...*Kainatın efendisi, otuz yedi yaşında gaibden;"Ya Muhammed!" diye çağıran sesler duydu. Otuz sekiz yaşında nurlar görd hallerini, sadece Hadice validemize anlatırdı. *aleyhisselamın peygamberliği yaklaştığında meşhur ediblerden Saide, Ukaz panayırında, O'nu müjdelemişti. şöyle diyordu:"Ey insanlar! Geliniz! ibret alınız Yaşayan ölür, ölen fena bulur, Yağmur yağar, ot biter. Çocuklar doğar; ana ve babalarının yerini alır. Sonra onlar da gider, *Vukuatın durağı yoktur. Birbirini takip eder. Haber var gökyüzünde, işaret var yeryüzünde. Yıldızlar yürür, denizler durur.Gelen durmaz, giden gelmez. gittikleri yerden hoşnud kaldıkları için mi dönmüyorlar yoksa orada uykuya mı dalıyorlar.*Yemin ediyorum!.. Allah indinde öyle bir din var ki, şimdiki dininizden daha aziz daha sevgili....Yemin ediyorum! Allah, bir Peygamber daha gönderecektir. zuhur edecek... gölgesi üstümüze düşmeye başladı.*O Peygambere iman eden bahtlılara ne saadet. O'nu inkar edecek bahtsızlara yazıklar olsun. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere.
*Ey insanlar Hani aba ve ecdat? Hani süslü kaşhaneler? Hani taş saraylar sahibi Ad ve Semud? Hani tanrılık iddia eden Firavun; ya Nemrud nerede? Onlar sizden zengin ve kalabalıktı.
Toprak onları değirmeninde öğüterek toz etti. Kemikleri kalmadı. Evleri ıssız ve kimsesiz.yurdlarını köpekler şenlendiriyor. Onlar gibi gafil olmayın ve onların izinde gitmeyin.
*Her şey ölümlüdür. Baki yalnız Cenab-ı Hak'dır. doğmamış ve doğurmamıştır. *Unutmayın ölüm ırmağına girecek kıyı çok; kurtulacak yer yoktur... ister yaşlı, ister küçük, vadesi dolan gidiyor; akıbetinizi.. İyi düşünün, nereden gelip nereye gidiyoruz; niçin varız ne olacağız?.."
*İslâmiyet bütün insanlığa tebliğ edilmişti Allahın Resulü Eshabına:- Saide'nin Ukaz panayırında yaptığı, hutbe hatırımdan çıkmaz- Ümit ederim Cenab-ı Hak, O'nu kıyamette tek başına bir ümmet olarak diriltecek ve bana yollayacaktır.*

Allahın adı ile oku*


*efendimiz kırk yaşında... Ramazanın onyedinci Pazartesi günü, Hira Dağı'nda Tefekküre dalmıştı Gece yarısı bir ses işitti.her tarafı bir nur kapladı gördü. Cebrail aleyhisselam "Oku!" dedi. Efendimiz, Ben okumuş değilim" cevabını verdi.
*melek, takati kesilinceye kadar Oku!" dedi. Ben okumuş değilim" cevabını verdi. üçüncü defa
"Ya Muhammed! Yaratıcı Allahü teâlânın adı ile oku! O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı! Oku, Allahü teâlâ kerem sahibidir. O, öğretir" mealindeki Alak suresinin ilk beş ayet-i kerimesi getirildi.
*aleyhisselam melekle beraber okudu. İlk vahy geldi ve bütün cihan aydınlandı İslâm güneşi doğdu.*efendimiz, büyük bir ürpertiyle Hira mağarasından çıkınca Cebrail aleyhisselam;- Ya Muhammed! Sen, Allahın resulüsün, ben de Cebrail'im, dedi ökçesini yere vurunca yerden su çıktı melek abdest aldı. efendimiz dikkatle seyrediyordu.*Cebrail as abdestini bitirdi, efendimize, abdest almasını söyledi Cebrail aleyhisselam imam olup, iki rekat namaz kıldılar.
*Cebrail aleyhisselam Ya Muhammed! Rabbinin sselamı var "Sen, cin ve insanlara resulümsün. onları tevhide davet eyle!" Dedi ve cebrail göğe yükseldi. Peygamberimi Cebrail aleyhisselamı görmüş, ve konuşmuşdu.*efendimiz, yolda her taşın, her ağacın; "Esselamü aleyke ya Resulallah!" dediğini işitti. Evine gelip; "Beni örtünüz! Beni örtünüz!" buyurdu ve ürpermesi geçinceye kadar, istirahat ettiler.*Efendimiz gördüklerini Hadice validemize anlattı. Bu günleri bekleyen, hazret-i Hadice; "Allahü teâlâ korusun. Hakk sana hayır ihsan eder ve hayırdan başka bir şey dilemez. Allahü teâlânın hakkı için, ümmetin peygamberi olacağına inanıyorum. sen, misafiri seversin. Doğru ve eminsin. yardım eder, korursun bu hasletlerin sahibinde korku olmaz" dedi.*Varaka, efendimizi dinledi Müjde ey aleyhisselam Allaha yemin ederim ki, sen, hazret-i İsa'nın haber verdiği son peygambersin. Sana görünen melek, Musa aleyhisselama gelen Cebrail aleyhisselamdır. Keşke genç olsaydım. Saba yetişip yardımına koşsaydım. Çok yakında tebliğ ve cihadla emrolunursun" dedi .efendimizin mübarek elini öptü. Çok geçmeden vefat etti.*

murataltug1985 02-16-2018 08:05

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

*Sevgili Peygamberimize, ilk vahiyden sonra üç sene vahiy gelmedi. Bu arada İsrafil aleyhisselam bazı şeyler öğretti. efendimiz Efendimiz üzüldükçe, Cebrail aleyhisselam"Ey Habibullah! Sen Allahü teâlânın peygamberisin" der ve üzüntüsünü yatıştırırdı.*efendimiz şöyle anlatır:
"Vahy kesildiğinde Hira dağından gökte bir ses işittim. Hazreti Cebrail'i gördüm. Yer ile gök arasında, bir kürsi üzerinde oturmuş idi. korku ile Eve vardım. Beni örtün, dedim. *Hak teâlâ vahiy gönderdi; "Ey örtüye bürünen Peygamber! Kalk kavmini Allah'ın azabı ile korkut! İman etmezlerse, azaba uğrayacaklarını haber ver. Rabbini tekbir et. Elbiseni temiz tut Hak teâlâ vahiy gönderdi;
*efendimiz, insanları, İslâm'a davete, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını tebliğe başladı.
Cebrail aleyhisselam, vahy getirirken insan şekline girer ve Dıhye-i Kelbi'nin suretinde gelir efendimizin kalbine telkin ederdi.
efendimiz, onu görmezdi. Bazan rüya ile, bazan dehşet saçan bir uğultu ile gelirdi. *Vahy, efendimize geldiğinde en soğuk günde bile mübarek alınlarından ter dökülür devesi vahyin ağırlığından deve yere çökerdi. Yanındaki sahabiler vahyin ağırlığını hissederlerdi. Cebrail aleyhisselam, birkaç defa kendi suretinde geldi.

*Allahü teâlâ, meleksiz perdesiz, hiç bir vasıta olmadan efendimize vahyetmiştir. Bu Mirac gecesinde vaki olmuştur.*efendimizin, İslâm'ı tebliği yirmi üç sene devam etti.onüç senesi Mekke'de, on senesi de Medine'de geçti. Kur'an-ı kerim 22 sene 2 ay 22 gün de vahyedilip tamamlanmıştır.*Efendimiz İslâmiyeti bildirmek için, Hicretin altıncı senesinde Rum, İran ve Habeş hükümdarlarına Arab padişahlarına mektuplar gönderdi. Huzuruna altmıştan elçi gelmiştir.
*Efendimiz ümmiydi Kur'an-ı kerimde Sen, Kur'an-ı kerim gelmeden kitap okumadın. Yazı yazmadın. Okur-yazar olsaydın, başkalarından öğrendin diyebilirlerdi" (Ankebut suresi: 48) bildirilmektedir.
Hadis-i şerifte Ben ümmi Peygamber Muhammed'im... Benden sonra Peygamber yoktur" buyruldu.Kur'anda buyurulmaktadır: "O kendiliğinden konuşmamaktadır. O'nun sözleri, O'na bir vahiy ile bildirilmekte, öğretilmektedir." (Necm suresi: 3, 4)

murataltug1985 02-16-2018 08:05

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

Danyal aleyhisselamın rüya tabiri*

*Ka'bul Ahbar anlatır: Buhtunnasar birçok zulümden sonra korkulu bir rü'ya gördü ve Kahinlerine ve sihrbazlarına rüyasını sordu. rüyanı söyle ki tabirini yapalım, dediler.Buhtunnasar ben sizi böyle günler için tutarım. Size üç gün müddet rü'yamı bilip ta'bir edemezseniz, hepinizi öldürürüm, dedi.Danyal aleyhisselam Zindandaydı Buhtunnasara söyle, ben rü'yasını biliyorum. Dedi
*Danyal peygamber zindandan çıkarılıp Buhtunnasarıa götürüldü. Buhtunnasar Danyal aleyhisselama niçin secde etmedin diye sordu. şöyle cevab verdi: Rabbim bana, başkasına secde etmemem şartıyla rü'ya ta'biri ilmini öğretdi.
*sana secde edersem ilmini alır. rü'yanı ta'bir edemem beni öldürürsün. Secde etmemekden dolayı gelecek sıkıntı, secde etmekden dolayı gelecek sıkıntıdan kolaydır, secde etmemem hem benim hem de senin için iyidir*Buhtunnasar, Sen Rabbinin ahdine vefa ettiğin için sana itimad edilir. Rabbinin ahdine vefa eden kimse iyi kimsedir. rü'yamın ta'birini biliyormusun dedi. Danyal aleyhisselam ona Sen rü'yanda put gördün. Üst tarafı altından, ortası gümüşden, uçları bakırdan, topukları demirden, ayakları saksıdan idi. putu seyrederken gökden bir taş onu toz haline getirdi.
*altın, gümüş ve saksı birbirine öyle karışdı insanlar ve cinler onları rüzgarla darmadağın olacaktı taş büyüdü gökyüzünü kapladı. Taştan başkasını görmedin.*O put çeşitli ümmetlerdir. Altın kısmı senin ümmetin, gümüş senden sonra oğlunun ümmettir. Bakır rumlar demir Faris ehlidir. Saksı ise, rumlara ve acemlere padişah olacak iki kadındır.Gökten inen putu toz haline getiren taş ahır zamanda gelecek bir dindir. Allahü teâlâ arablar arasından bir Peygamber gönderecekdir. Onun dini bütün dinleri yürürlükden kaldıracak ve tüm yeryüzüne yayılacakdır.*İsrail oğullarının memleketleri Buhtunnasar tarafından istila edilip ve zulme uğradılar ve memleketlerini terk ettiler. Hazret-i Harunun evladları Tevrat'ta hz Muhammedin medh edildiğini Arabistanda hurma ağaçlarının çok olduğu bir yerde bulunacağını okudular.Şamdan Yemene kadar dolaştılar. Tevrat'taki Medineye yerleştiler. aleyhisselamın zuhur etmesini ve Onunla şereflenmeyi beklediler. Fakat ömürleri yetmedi. Evladlarına O'na İman ediniz diye vasıyyet ettiler.*

murataltug1985 02-16-2018 08:06

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği

Abdülmuttalibin rüyası*Peygamberimizin dedesi rüyasını şöyle anlatır:

*rü'ya Yerden göklere yükselen bir ağaç gördüm. Dalları doğu ve batıya ulaşıyordu. O ağaçdan daha parlak bir nur görmedim. Güneşten yetmiş def'a parlak idi. Arablar ve acemler ona secde ediyordu. Ağacın büyüklüğü, nuru ve yüksekliği gittikce artıyordu*Bazan kayboluyor, bazan açığa çıkıyordu. Kureyş kabilesi ağacın dallarına sarılıyordu. Bir kısmı ağacı kesmeye çalışıyordu. Onun gibisini görmediğim güzel yüzlü bir genç ağacı koruyordu
*Bir kısmının ağacı çekiyor, bir kısmı gözüne ışık salıyordu. Ben ağacdan nasibimi almak için elimi uzattım ve Bu nur kimlere nasib olur?" dedim.
Senden önce ağaca yapışanlar nasiplenirler" dediler*korku ile uyandım. Rüyamı anlattım insanların rengi değişdi senin neslinden bir oğul gelecek, doğudan batıya heryere hakim olacak, bütün insanlar ona itaat edecekdir" dedi.
*Abdülmuttalib yanındaki oğlu Ebu Talibe bakıp,"O sen olmayasın?" dedi. Resulullah zuhur edince, Ebu*Talib nurlu ağaç hadisesini devamlı anlatdı ve o nurlu ağaç "Ebul Kasım Muhammed-ül-Emindir" derdi Ebu Talibe, neden iman etmiyorsun, dediklerinde, "Ayblanmakdan korkuyorum" dedi
*Peygamberimiz yedi yaşında göz ağrısına tutuldu. ilaçlar fayda fayda etmedi.* Abdülmuttalib Efendimizi rahibe götürdü.. kilise kapalıydı Resulullah aşağı inince O anda kilise sallanmaya başladı. Sanki kilise yıkılacaktı*Rahib geldi ve "Ey Abdülmuttalib, şu çocuk ümmetin Nebisidir. dışarı çıkmasaydım kilise üzerime yıkılırdı. Bunu dikkatle koru!" dedi. Sonra göz ağrısı için yaptığı ilaclardan verdi.

*efendimizin müjdeleyenlerden biri de Sa'de-tül Ebadi'dir.Resulullah Sa'deyi sordu.
"Ya Resulallah, hepimiz onu biliriz"vefat etti, dediler. efendimiz buyurdu ki:"Sanki dün gibi hatırlıyorum. Ukazda kızıl tüylü deve üzerinde va'az eylerdi.nasihatlarla, Hak Sübhanehü ve teâlânın bir olduğunu ve Ona imana çağırırdı. *bir kişi, "Ya Resulallah, ben o beytleri Sa'de'den işitmiştim. okuyayım" dedi.*efendimiz, "Şiir güzeli güzel, çirkini de çirkin olan bir sözdür" buyurdu ve izin verdi.*Şiirin ma'nası şöyleydi gelip geçenlerden ibret çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var çıkacak yeri yoktur. Büyük küçük hep göçüp gidiyor. Giden gelmiyor. herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim."
*Ensar efendimizin huzurunda şöyle anlattı: Devemi kaybetmiştim. Aramak için dağlara çıktım. Akşam oldu. bir ses şöyle diyordu:
Ey karanlıklarda kalmış kimse,
Şüphesiz, Allah bir Nebi gönderdi
O, Beni Haşimden, vefalı, kerem sahibi,
Cennetlerin ebediliğini müjdeledi.
*etrafımda kimseyi göremedim ve şöyle dedim:
Ey karanlıklardan bana seslenen kimse,
sıkıntılı zamanda hoş geldin bize.
Allahü teâlâ hidayet versin sana,
Söylediğini açıklasana.
ansızın yine şöyle bir ses işittim:
"Nur zahir oldu, Allahü teâlâ aleyhisselamı Peygamber ve en üstün olarak gönderdi.
*Mahlukatı abes yaratmayan bizi İsa aleyhisselamdan sonra boş bırakmayan bize kıymet verip en şerefli ümmet olarak yaratan Allahü teâlâya hamd olsun.
*Muhammed aleyhisselamı Nebilerin en üstünüdür. Ona salat ve selam olsun. Hiç bir topluluk, Ona karşı galib gelemez" dedi.
*Sabah osevincimden devemi unutmuştum. yürüyüp Bir yere geldim. Kus bin Sa'de ağaç altında bastonuyla cenk şiiri okuyordu.
selam verdim. kabirler kimindir diye sordum. iki arkadaşım Allahü teâlâya ibadet ederlerdi ve Ona şirk koşmazlardı. Vefat ettiler.kabir onlarındır kavuşmayı bekliyorum, son peygambere mutlaka tabi ol dedi.*

*

murataltug1985 02-17-2018 08:36

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) İlk Hicret

*Habeşistana hicret*efendimizin Peygamberliğini ilan edişinin beşinci yılında... Müşrik işkencelerine rağmen, Müslümanların sayısı artıyor... müşrikler işkencelerini artıtrıyordu.Efendimiz Eshabının işkencelere uğramasına, ayaklarından iplerle develere bağlanıp, parçalatılmasına çok üzülüyordu.*işkencelere, merhamet dolu kalbi, tahammül etmiyordu efendimiz Eshabını topladı:
- Ey Eshabım yeryüzüne dağılın. Allahü teâlâ, yakında sizi bir araya toplar! buyurdu. Onlar Ya Resulallah! Nereye gidelim? diye sual ettiler.efendimiz Mübarek eliyle Habeş ülkesini gösterdi Habeş toprağına gidiniz! orada, zulmedmeyen bir hükümdar vardır.orası bir doğruluk ülkesidir. Allahü bulunduğunuz sıkıntılardan kurtuluş açıncaya kadar, orada bulununuz! buyurdu.*Server-i alem efendimiz, Eshabının işkencelerden kurtulmasına karşılık Mekkeli müşriklerle tek başına mücadele edecekti Doğduğu vakit, "Ümmetim! Ümmetim!" diyen Peygamberimiz, Eshabı için, kendisini feda ediyordu.*Eshab-ı kiram vatanlarından ayrılarak hicret ediyor sevgili Peygamberimizden ayrıldıklarına üzülüyorlardı ilk hicrette Hz Osman ve hanımı Ebu Huzeyfe Zübeyr , Mus'ab Ümmü Seleme, Ümmü Gülsüm vardı.*efendimiz, hazret-i Osman için;"Şüphesiz ki, Osman, Lut peygamberden sonra zevcesiyle birlikte hicret eden ilk kimsedir" buyurdu.*Eshab-ı kiramın bir kısmı binekli, bir kısmı yaya Mekke'den ayrıldı.Kızıldeniz'den Habeşistana ulaştılar.Habeş hükümdarı Necaşi, Müslümanlara iyi davrandı. Eshab-ı kiram, Habeşistan için Biz burada komşuluk ve himaye gördük. Dinimize dokunulmadı, incitilmedik. Hoşlanmadığımız söz duymadık. Huzur içinde, Allahü teâlâya ibadet ettik" dediler.

murataltug1985 02-17-2018 08:36

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)
Hz. Hamza'nın şehadeti

*İslâmiyetin yayılması müşrikleri çıldırtıyor... İslâmiyet'in yayılmasına mani olunamıyordu
efendimiz, Safa Tepesi'nde müşrikleri imana davet etti. Kafir olanlar Peygamberimize hakaret ettiler efendimiz üzüldü... *efendimize selam vererek;"Ya Resulallah! Kafirler size münasib olmayan şeyler söylemiş. Ben, onu öldürdüm. yarın Safa Tepesi'ne teşrif eder misiniz? Siz İslâmiyete davet edersiniz. Ben de sizi medhederim" dedi.*Peygamberimiz, müşrikleri imana davet ettiğinde Cehil de vardık. Müslüman biri, müşriklerin putunun içine girip, Peygamberimizi ve İslâmiyeti anlata sözler ve şiirler söyledi.Müşrikler, putu parçaladı ve Resulullaha saldırdılar. Mübarek saçları darmadağın oldu. Mübarek yüzü kana boyandı. Onların cefalarına tahammül gösteren efendimiz Ey Kureyşliler Bana vuruyorsunuz; ama ben sizin peygamberinizim" buyuruyordu... *hazret-i Hamza, dağda avlanırken Bir ceylan dile gelerek Ya Hamza! Bana ok atacağına, kardeşinin oğlunu öldürmek isteyenlere ok atsan daha hayırlı olur" dedi.*Hazret-i Hamza süratle evine gitti. Harem-i şerife tavaf yaparken, bir hizmetçi kız, Ebu Cehil'in, Efendimize yaptıklarını haber verdi. Hazret-i Hamza, Silahlarını alarak müşriklerin yerine geldi:
Kardeşimin oğluna söz söyleyen, inciten İşte benim dinim O'nun dinidir. Gücün yetiyorsa o yaptıklarını bana yap diyerek, Cehil'in başını yardı.
*kafirler hazret-i Hamza'ya saldırmak istediler. Cehil,Hamza haklıdır. kötü sözler söyledim, ona ilişmeyin kızar da Müslüman olursa Muhammed kuvvetlenir, diyerek Hamza'nın Müslüman olmaması için, cahil kafasının yarılmasına razı olmuştu. *Hz Hamza hatırı sayılan, kuvvetli ve kıymetli biriydi. Hamza, efendimize Ya Muhammed! Cehil'den intikamını aldım. Onu, kana boyadım. Üzülme, sevin! dedi. Peygamberimiz
- Ben, böyle şeylere sevinmem!..Ey amcam! Ben senin iman etmen ve kıymetli bedenini Cehennemden kurtarman ile sevinirim *Efendimuzin sözleri hz hamzanın Hamza hemen Müslümanlığı kabul etti ve hazret-i Hamza oldu...*
Dengeler değişmeğe başladı*

*Hazret-i Hamza, müşriklere Müslüman olduğunu Allahü teâlânın Habibi aleyhisselamı canı pahasına koruyacağını bildirirdi. Kalbimi, İslâmiyet'e, meylettiren, Allahü teâlâya hamdolsun. Bu din, herkese lütfu ile muamele eden, kudreti her şeye galip alemlerin Rabbi Allahü teâlâ tarafından gönderilmiştir.
*Kur'an-ı kerim okunduğu zaman, kalb ve akıl sahiplerinin gözlerinden yaşlar akar. Kur'an-ı kerim, ayetler halinde aleyhisselama nazil olmuştur. Muhammed Mustafa sözü dinlenen, boyun eğilen mübarek bir kimsedir Ey müşrikler! Aklınız başınızdan gidip, gözünüz kararıp sert, ağır ve kaba sözler söylemeyin. biz Müslümanların cesedine basıp geçmeden, hiç kimse O'na dokunamaz"*Hazret-i Hamza'nın Müslüman olmasıyla Peygamberimiz sevindi. Müslümanlar, çok kuvvetlendi Mekkeliler onun; cengaver, cesur, mert, pehlivan olduğunu biliyorlardı. Kureyş müşrikleri Müslümanlara, dokunamadı Hamza'nın kılıcından çekindiler.*İslâm yayılıyor, Kur'an-ı kerimin nuru, ruhları aydınlatıyordu. Karanlıktaki insanlar, Allahü teâlânın ihsanına iman ediyor, hidayete kavuşuyordu Eshab-ı kiramlan şereflenen mübarekler el ele, gönül gönüle veriyor, efendimizin etrafında pervane oluyorlardı.

murataltug1985 02-17-2018 08:37

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)

HATTAB GELİYOR

*Ashab küçük bir arzu ve işareti emir biliyor, birbirleri ile yarışıyor canlarını bile feda etmekten çekinmiyorlardı. Müşriklerin telaş ve endişesi had safhadaydı kahraman Hamza da Müslüman olmuş, Resulullah'ın saflarında yer almıştı.*Hattab Müslüman olmamıştı bir efendimizi, gördüğü öldürmek niyetiyle evinden çıktı.Peygamberimizi Mescid-i Haram'da El-Hakka sure-i şerifini okuyordu. Mealen diyordui Nedir hak olan kıyamet? Kim bildirdi? Semud ve Ad kavimleri, dehşetinden kalblerin titreyeceği kıyameti tekzib ettiler, yalanladılar. azgınlıkları sebebiyle helak edildiler...
*Hazret-i Ömer, efendimizi hayranlıkla dinliyordu. böyle güzel sözler duymamıştı. sözlere hayran olmuştu.Resulullah, sureyi okuduktan sonra, kalbinde İslâm'a meyl hasıl oldu. İslâmdan kıvılcım geçmişti kalbine artık...*Sıra hazreti Ömer'deydi...*
*Hz Hamza'nın Müslümanlığıyla müşriklerde huzur kalmamıştı Ne yapacaklarını bilemediler... Cehil, müşriklere Ey Kureyşliler! Muhammed, putlarımıza dil uzattı. Bizden önce atalarımızın Cehennem'de azab gördüklerini, bizim oraya gideceğimizi söyledi.. O'nu öldürmekten başka çare yoktur!.. O'nu öldürecek kimseye sayısız altın vereceğim!..
*Hattaboğlu Ömer Bu işi Hattaboğlu'ndan başka yapacak yoktur, diyerek kılıcını kuşanıp nereye ya Ömer- Milletin arasına ikilik sokan, kardeşi kardeşe düşman eden Muhammed'i öldürmeye gidiyorum.
- Ya Ömer! Bu zor bir iş. Eshabı, çevresinde O'na titriyorlar. Yanlarına yaklaşmak zordur. O'nu öldürsen Abdülmuttalib oğullarından kurtaramazsın!*- Ya Ömer! Kardeşin Fatıma ile kocası Zeyd Müslüman oldu. Haberini duyunca Hazret-i Ömer kız kardeşine gitti.Taha suresini okuyorlardı Hazret-i Ömerin kılıcını görünce, yazıyı sakladılar Ömer eniştesini yere fırlattı Kardeşine, tokat indirdi.*ve kardeşinin yüzünden kan akmaya başladı

*Hz ömer kardeşi Fatıma'nın canını yakmış, her yer kana boyanmıştı Fakat kardeşi iman kuvvetiyle Allahü teâlâya sığınırak;- Ya Ömer! Niçin Allahtan utanmaz, ayetler ve mucizeler Peygamberine inanmazsın? İşte ben ve zevcim, şereflendik. Başımızı kessen, dönmeyiz, diyerek Kelime-i şehadeti söyledi...*Hazret-i Ömer, kız kardeşinin imanıyla yumuşadı ve yere oturdu. okuduğunuzu çıkarın" dedi. Hazret-i Ömer Taha suresini okudu Kur'an-ı kerim kalbini yumuşattı. "Göklerde yeryüzünde ve yedi kat toprağın altındakiler O'nundur" (Taha suresi) ayet-i yle düşünceye daldı.
*Hz ömer kardeşine - Ya Fatıma bitmez tükenmez varlıklar, hep sizin inandığınız Allah'ın mıdır
- Evet, öyle Şüphe mi var? -Ya Fatıma! Bizim altından, heykellerimiz var. Hiç birinin, bir şeyi yok... diyerek hz ömerin şaşkınlığı arttı.
*"Allahü telâlâdan başka ibadet edilecek,tapılacak hakk yoktur. En güzel isimler O'nundur. " (Tâhâ) ayet-i kerimesiyle Habbab gizlendiği yerden fırladı
-Müjde ya Ömer! Resulullah, Ya Rabbi! dini, Cehil ile Ömer ile kuvvetlendir" dua etmişti. İşte bu devlet, bu saadet sana nasib oldu, dedi.*

murataltug1985 02-17-2018 08:37

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)

HATTAB GELİYOR


*Hazret-i Ömerin okuduğu ayetlerle kızgınlığı ve düşmanlığı silindi. İlk sözü:- Resulullah nerede? oldu.Kalbi, Resulullah'a tutuldu Eshab-ı kiram hz ekramın evinde, resulün nurlu cemali tatlı, te'sirli sözleri ile kalbini cilalıyor; sonsuz lezzet, zevk ve neş'e içinde ruhlarını ferahlatıyorlardı.*Hazret-i Ömer'in Erkam'ın evinde ve Kılıcı yanında idi. Eshab-ı kiram, Resulullah'ın etrafını sardı. Hazret-i Hamza,"Ömer'den çekinecek ne var, iyilik ile geldi ise, hoş geldi. Yoksa kılıcımla başını uçururum" dedi.*efendimiz Yol verin, gelsin!" buyurdu.
Cebrail aleyhisselam,, hazret-i Ömer'in imanla geldiğini haber vermişti. Resulullah hazret-i Ömer'i tebessüm ile karşıladı Hz.Ömer, diz çöktü. Resulullah, hazret-i Ömere İmana gel, ya Ömer!" buyurdu. O da temiz kalb ile şehadeti söyledi. Eshab tekbir seslerini göklere yükseltti

*Hazret-i Ömer, Müslüman olduktan sonra şöyle anlatır:"Müslüman olduğumda Eshab müşriklerden gizlenir ibadetlerini gizli yapardı. -Ya Resulallah! Biz hak üzereyiz? açığa çıkalım. Kavmimiz insaflı davranırsa ne ala, yok taşkınlık isterlerse, çarpışırız, dedim.*iki saf halinde dışarı çıkıp, Harem-i şerife yürüdük. Safların başında hz Hamza, diğerinin başında ben vardım Sert adımlarla, toprağı un ederek tozuta tozuta Mescid-i Haram'a girdik. Kureyşli müşrikler, Hamza'ya bakıyorlardı. Öyle bir hüzün ve kedere uğradılar ki, hayatlarında böyle bir yeise düşmemişlerdi.
*Hazret-i Ömer'in gelişiyle, Cehil - Ya Ömer! Bu ne haldir? deyince, hazret-i Ömer "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh" dedi. Ve müşriklere Ey Kureyş!.. ben Hattaboğlu Ömer'im... Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen kıpırdasın! Kımıldayanı, kılıcımla doğrayıp yere sererim!.. *Kureyşliler dağılıp, uzaklaştılar. Resulullah ve yüce Eshabı, saf tutup, tekbir getirdiler. Mekke semaları, Eshab-ı kiramın; "Allahü ekber!... Allahü ekber!.." nidaları ile çınladı. İlk defa Harem-i şerifte namaz kılındı.
*Hazret-i Ömer Müslüman olunca, Enfal suresi indi. Mealen;"Ey Peygamberim! Sana yardımcı Allahü teâlâ mü'minlerden senin izinde gidenler yetişir" buyuruldu. Müslümanların sayısı gün geçtikçe çığ gibi büyüdü

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) ikinci hicret*

*Habeşistan'daki Müslümanlara, "Habeş hükümdarından izin alarak Mekke'ye döndüler...
efendimizin huzuruna gelip, Habeşistan'da rahat ettiklerini ve hükümdardan memnuniyetlerini bildirdiler... Mekkede müşrikler eza ve cefaya başladılar. Zulümleri arttı. Her türlü işkenceyi yapıyorlardı...*Bir gün hazret-i Osman, Resulullaha Habeşistan'a gitmek için izin istedi. efendimiz buyurdu ki:Habeşistan'a dönün ki, Allahü teâlânın ismiyle mahfuz olasınız!*Ya Resulallah! siz, habeşistanana teşrif etseniz, belki Müslüman olurlar. Ehl-i kitap çabuk İslâm'a gelirler diyince efendimiz Ben, huzur ve rahata memur olmadım. Hicret hususunda Allahü teâlânın emr-ini bekliyorum. Nasıl emrolunursa öyle amel ederim!..
*Yüzbir kişilik hicret kafilesi ikinci defa Habeşistan'a gitti. kafilenin başında, Ca'fer Ebi Talib hazretleri vardı. Necaşi'nin ülkesine vardılar.müşrikler Habeşistana elçi ve. Necaşi'ye kıymetli hediyeler hazırlardılar. Ebi Rebia ile Amr bin As vazifelendirildi. Necaşiye söyleyecekleri ezberletildi. *Hükümdar ile konuşmadan patrik ve kumandanlara hediyelerini veriniz. Necaşi'ninkini takdim ediniz. Müslümanların teslimini isteyiniz. Necaşi'nin Müslümanlar ile konuşmasına meydan vermeyiniz" denildi.*Müşriklerin Elçileri Habeşistan'a geldiler. İçimizde bir takım insanlar türedi. bir din uydurdular. götürmek istiyoruz. bize teslim edin onlarla en çok meşgul olabilecek olanlar, öz ana-babaları ve komşularıdır.* dediler.müşrik Elçiler,*Necaşi'ye maksatlarını sinsice anlattılar:*Ey Melik! bir takım kimseler memleketine iltica etmişdir. kendi milletlerinin dinini terkettikleri gibi, sizin dininize de girmemişlerdir. uydurma dinleri vardır. bu dini bilmiyoruz. Bizi millet gönderdi. eşraf, size iltica eden adamların öz akrabalarıdır. İstekleri, iadedir. Ve onların hallerini yakından bilirler

murataltug1985 02-20-2018 08:45

Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammedin hayatı habeşistan hicreti

*Mekkeli müşriklerden Amr bin As, ve Ebi Rebia'nın tek arzusu Hükümdar Necaşi'nin desteğiydi rüşvet alan necaşinin patrikleri müşriklere destek verdiler:
Ve şöyle dediler müşrik Elçileri insanlarını iyi bilir, siz esirleri teslim ediniz bunlar onları
memleketlerine ve milletlerine götürsünler.*Melik Necaşi müslüman esirlerin teslimini isteyen patriklerine kızarak Ben kimseyi dinlemeden teslim etmem... Bana iltica edip, memleketime gelenlere hıyanet edemem. Bunlar, beni tercih etmiş ülkeme gelmişlerdir. muhacirleri sarayıma davet eder, onları cevaplarını dinlerim. onları korur, iyilik ederim...*Hükümdar Necaşi, boş değildi. semavi kitapları incelemişti. aleyhisselama yalancı deyip inanmayacaklarını ve Mekke'den çıkaracaklarını biliyordu. Necaşi, Müşriklere sordu onlar
Hz Muhammedin dini ve mezhebi yoktur. Diyerek efendimizi yalanladılar*Necaşi Mezhebini ve dinini bilmediğim, bana sığınan bir topluluğu nasıl teslim ederim? Meclis kuralım. getirelim. Sizlerle yüzleştirelim. durum belli olsun. Onların dinini bileyim...diyerek Necaşi, Müslümanları saraya davet etti. Huzurda selam secde etmediler. Necaşi sorunca Allahü teâlâdan başkasına secde etmeyiz. efendimiz Allahü teâlâdan başkasına secde etmekten men edip; "Secde, yalnız Allahü teâlâya mahsustur" buyurdu.

*Necaşi Ey huzuruma getirilmiş topluluk Ülkeme ne için geldiniz? Hz. Ca'fer cevap verdi:Ey Hükümdar! Biz, iade edilecek köleler miyiz?haksız yere kan mı döktük de, kan dükenlere iade edileceğiz üzerimizde ödemekle mükellef olduğumuz malları mı vardı?
*Necaşi müşriklere sordu:
- siz bunlardan ne istiyorsunuz?
- Onlar ile biz, birdik. Onlar, Muhammede uydular.*
Necaşi şöyle seslendi o allahın resulüdür
*Necaşi, İslâmiyet hakkında bilgi sahibi olmak için Hz. Ca'fer'e sordu:- Siz, dininizi bırakıp, ne diye başkasına uydunuz? sizin dininiz nasıldır?
- Ey Hükümdar! Biz cahildik. Puta tapardık. Leş yer, kötülük işlerdik. zulmeder ve merhametsizdik Allah bize, doğruluk eminlik, iffet ve temizlik peygamberini gönderdi*peygamber bizi; Allahü teâlânın varlığına birliğine ibadete, taşları ve putları bırakmaya davet etti. Doğruyu, emaneti akrabalığı komşuluğu güzelliği emretti. ahlaksızlıkdan, yalandan yetim malından iftiradan sakındırdı.
*Bize, Allahü teâlâya ibadeti emretti. Biz kabul ettik Allahü teâlâdan gelene inandık emirlerini yerine getirdik. ibadet ettik. haram ve helali bildik amel ettik. kavmimiz, bize düşman olup, zulmetti. dinimizden döndürüp, ibadetten vazgeçirip, tekrar putlara tapmak için işkencelere ve mihnetlere uğrattılar.

*bize zulmettiler. Bizi sıkıştırdılar. dinimizle aramıza girdiler ve dinimizden ayırmak istediler. yurdumuzu, yuvamızı bırakarak ülkene sığındık. Seni, tercih ettik. Senin himayene, komşuluğuna sığındık. Senin yanında zulme, haksızlığa uğramayacağımızı ummaktayız.. *Necaşi sordu:- Sen, Allah'ın bildirdiklerini biraz biliyor musun diyince Hazret-i Ca'fer Meryem suresini okudu... Necaşi -Vallahi, kandilden fışkıran bir nurdur, Kureyş elçileri Gidiniz, vallahi, ben ne onları teslim eder, ne de kötülük düşünürüm, dedi. *Müslümanlardan Resulullah ve dini hakkında bilgi aldı. Necaşi müslüman muhacirlere - Sizi ve yanından geldiğiniz zatı tebrik ederim! inandım ki, O, resuldür.O'nu İncil'de görmüştük. O buralarda olsaydı, eşyalarını taşır, ayaklarını yıkardım! Gidiniz! Ülkemde, emniyet ve huzurla yaşayınız. Size kötülük edeni helak ederim. dedi.*Hükümdar Necaşi, Kureyş müşriklerinin rüşveti için;Benim bunlara ihtiyacım yoktur, diyerek hediyeleri iade etti.Kureyş elçileri, Necaşi'nin huzurundan boş ve perişan döndüler. Necaşi İslâmiyeti seçmiş, Eshab-ı kiramı sevindirmişti...*

murataltug1985 02-20-2018 08:45

Kaynak islam ansiklopedisi android programı *HAZRET-İ* MUHAMMED ve Hüzünlü Yıllar

*Müşrikler, İslâmı önlemek için durmadan çabalıyordu... her geçen gün Müslümanlar çoğalıyor...Müslümanlara yapılan işkence ve zulümler, onları yollarından döndürmüyor, birbirlerine sarılmalarına ve kenetlenmelerine sebeb oluyordu... Hiç birisi dinden dönmüyor... efendimize can feda etmekten çekinmiyordu
İslâmın nuru uzak yerlere ulaşıyordu...
*Müşrikler, Necaşi'nin Müslüman olduğunu öğrenince, çılgına döndüler İslâmı kurutmak için şu korkunç kararı aldılar:Her nerede olursa olsun, aleyhisselam mutlaka öldürülecektir!.."
Kafirler bunun için yemin ettiler...*Ebu Talib, Çiğerparesi, mübarek yeğeninin hayatı için Kabilesine Kainatın sultanı"nı Kureyşli müşriklere karşı korumaları emirini verdi. efendimizi Mekke'nin kuzey tarafında, Beytullah'a üç km. uzaklıktaki Şı'b-ı Ebu Talib'e Ebu Talib Mahallesi"ne davet ettiler.*efendimiz, Eshabını toplayarak, Ebu Talib Mahallesi'nde ikamet etdi Haşimoğullarından sadece Ebu Leheb, efendimizi korumadı ve
Peygamberimizi öldürmek için fırsat kolladılar

*Müşrikler, efendimizi koruyan Eshaba, karşı şu kararı aldılar Muhammed öldürülmek üzere Kureyşlilere teslim edilinceye kadar; Haşimoğullarından kız alınmayacak!.. kız verilmeyecek!.. hiç bir şey satılmayacak!... ve alınmayacak!.. Onlarla konuşulmayacak, Onlara gidilmeyecek!... barış kabul edilmeyecek!.. onlara acınmayacak!.."*Müşrikler müsĺümanlara boykot başlatıp ruhi yönden çaresiz bırakmaya çalışdılar boykot kararı Kabe-i muazzamaya asıldı Peygamberimizin duasıyla boykotu bildiren Mansur bedbahtının elleri kurudu. Müşrikler şaşkına döndüler *Müşrikler iyice azgınlaştı Ebu Talib Mahallesi'ne bekçiler diktiler. yiyecek ve giyecek sokulmasına mani oldular. Mekke'ye gelen satıcıların Ebu Talib Mahallesi'ne girmemesini, engellediler*Abluka tüm şiddetiyle, acımasızlığıyla devam ediyor... müslümanları aç bırakacaklarını öldüreceklerini Haşimoğullarının teslim olacaklarını sandılar...**Kabe'nin ziyaret mevsiminde kan dökülmezdi. Haşimoğulları serbestçe Mekke'ye giderler, alış-veriş yapardı mal almaya gelenler, müşriklere haber verilirdi Leheb ve Cehil tüccarlara;"Ey tüccarlar! Muhammed'in eshabına fiyatlarınızı yükseltin. kimse bir şey satın alamasın! derlerdi.**peygamberimiz, hazret-i Hadice validemiz, Ebu Bekir-i Sıddik bütün mallarını cihat yolunda harcadılar, çocukların açlıktan göklere çıkan feryatlarını dindirmeye çalıştılar.

**Müslümanlar Elde avuçta bitince, otları, ağaç yapraklarını yiyerek açlıklarını giderdiler Çocukların ağlamalarını kesmek için, kurumuş deri parçalarını ıslatıp ateşte pişirdiler efendimiz ve Eshab-ı mübarek karınlarına taş bağladılar. anneler bir deri bir kemik kaldı. Müslümanlar zordaydı
*Müşrikler, yaptıkları zulüm ile Haşimoğullarının yola gelip, Ebu Talib'in, efendimizi teslim etmesini beklediler. Ebu Talib Mahallesi efendimizi koruyor ve ona zarar gelmemesi için canlarını feda ediyordu *Ebu Talib, suikastı önlemek için, efendimizin yanına muhafız koyuyordu efendimiz hiç çekinmeden, Allahü teâlânın emri ve İslâm için bir saniyesini boşa harcamıyor, insanlari dine davet ederek Cehennem'den kurtulmalarına uğraşıyor, sabırla nasihat ediyordu.**Efendimizi yalanlayan Kureyşliler de, açlığı anlasın diye Resulullah "Ey Allahım! Şunlara Yusuf'un aleyhisselam zamanındaki yedi kıtlık yılı gibi yedi kıtlık azabı vererek bana yardım eyle" diyerek dua buyurdular.*
*Resulullahın duasıyla mekkeye gökyüzünden bir damla yağmur yağmadı. Toprak susuzluktan kavruldu. Yerde yeşil bir nebata rastlanmaz oldu. Kureyşli müşrikler neye uğradıklarını şaşırdılar.*
gökyüzünü duman kapladı Akılları başlarına gelen müşrikler yaptıkları zulmün büyüklüğünü anladılar


All times are GMT +3. The time now is 01:52.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025