![]() |
Köşe yazıları
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
*Fırat Kalkanı Harekâtı’ndan 17 ay sonra Zeytindalı Harekâtı’nda destan yazıyoruz.zaferin yaşandığı Afrin, Gazianteb’in kardeşidir. Ayıntab ve Afrin, Halep in ilçeleriydi. Mehmetçik Sultan Selim Han komutasında 24 Ağustos 1516’da Mercidabık Zaferi’ni kazanmış Kanal Cephesi’nin devamı olan Filistin-Suriye Cephesi’nde ağır zayiatlar verilmiş 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi bu bölgelerde imzalanmış suriye bölgesi zafer ve hüsran bölgesidir Kanal, Sina, Hicaz, Kudüs, Filistin, Şam, Halep, Bağdat ile Afrin, İdlib, Azez, Arap Pınarı Ayn el Arab *gibi yerleri*kaybımızdan bir asır sonra kaderi İlâhi, Mehmetçiği yeniden Sultan Selim topraklarına sevk etti.**Şu Garipliğe bakın 5 asra adaletle hükümettiğimiz ata topraklarımızı işgal eden I. Dünya emperyalistleri harekât için müsaade almamızı ummaktalar. I. Dünya emperyalistleri Orta Doğuyu İslâm coğrafyasını işgal ederken Osmanlıya karşı gafil ve sözde Arap aşiretlerini islam topraklarını gasbedip İsrail’e kazandırmak isteyen sömürgeci güçlerin Kürt komünist aşiretleri kullanıyorlar.komünist aşiretler ümitlerini kaybetmedi ağababalarının teşviki sürmekteydi.* Ankaranın ikazlarına rağmen tacizlerine devam ettiler Erbilde referandumla bağımsızlık isteme hadsizliğine kalkıştılar Türk milleti, güçlü iradesiyle 15 Temmuz ihanetini yok etti, Erbil nankörlüğünü kahrı perişan eyledi IV. Muradın ata topraklarını kafirlere çiğnetmedi Amerika çaresizce Türkiye ve Irak hududunda 30 bin kişilik askerî birlik kuracaklarını açıkladı. Amaçları DEAŞ lı teröristlerle Kürt koridoru dedikleri terör koridorunu oluşturmak komünist Kürt aşiretleri maşa kullanmaktı IV. Murad’ın fatihi olduğu topraklarda Büyük Kürdistan, ve Büyük israili kurmak istediler *İşgalciler için Afrin’ Akdeniz kapısıdır 15 Temmuz darbesindeki tüm gayretleri, Fırat’ın doğusuyla batısındaki Afrin’i birleştirmekti. Fırat’ın doğusu Suriye’nin kuzey doğusudur zengin petrol yataklarına sahiptir. Arap Baharından sonra Esad, Suriye’nin kuzeyini Türkiye’ye inat Kürt unsurlara bırakmıştı Suriye yer altı kaynaklarının yarıya yakını ve topraklarının üçte biri teröristlerin eline geçti.Suriye iç harbinden sonra KCAK: PKK/PYD-YPG, Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyi ve Türkiye’nin güneyinden Akdeniz’e uzanarak devletleşme cesareti gösterdi. Amerika, İsrail ve Rusya tarafından maşa kullanılıyorlardı Fırat Kalkanıyla tüm oyun bozuldu.*Türkiye’ye karşı kurulan haçlı-hain iş birliği,sabır taşımızı çatlattı Afrinde Zeytindalı Harekâtı başladı Rusya, hududumuzda ordu kurmaya kalkışan ABD’yi Türkiye’yi kışkırtmakla suçladı. Pentagon Türkiye’nin kaygılarını anladıkları gibi bir cümle kullandılar. Sonra da gerilimi tırmandırmama çağrısı” yaptılar. Bu samimiyetsiz söz, 15 Temmuz ağzıdır. O uğursuz gece Obama, uzun müddet sustuktan sonra* taraflara itidal tavsiye ediyoruz!” demişti. Bir tarafta *bdevlet, diğer tarafta teröristler varken “taraflar” diye* konuşmak hakikati saptırmak herkesi kör âlemi sersem sanmaktır. *Zeytindalı Harekâtı, iyi bir istihbarat hazırlığından sonra* 20 Ocak 2018 günü saat 17’de başladı. Mehmetçiğin ve bütün vatan evlâdlarının yolu açık olsun. Allah, yardım etsin ve muzaffer eylesin. burası Peygamber ocağıdır” mânevi komutanlar, Sultan Selim Dördüncü Murad Handır mânevi koruyucularımız Şam muhafızı Bilali Habeşi, Muhyiddini Arabi ve Mevlana Bağdadi Hazretleri ve nice eshab, evliya ve ulemadır...Gül Baba Türbesi’nden Gümülcine’ye, Gül Babaya Sarıkamış’a, Kıbrıs’a, Rodos’a, Bağdad’a, Kudüs’e Yemen’e, Sudan’a kadar şehidlerimizin al kanları, topraklarımızı uçsuz-bucaksız paha biçilmez bir Hereke halısı gibi nakış nakış işlemiştir. ** Bir millet, uyanmakta, şuurlanmakta kendine dönmektedir. Dirilen millet, tarihle hesaplaşıyor. Bu millet,ve ümmet kendine dönecektir Paralı askerler, Mehmetçikteki cihad ruhunu anlayamazlar.Sırada Menbiç var Fırat’ın doğusu var…*Afrinde İlk hava taarruzu 72 uçakla yapıldı. El Bâb’da 72 şehid vermiştik bu taarruz el baba saygı duruşudur Başbakan Yıldırım, basın açıklamasını, Sultan Vahideddin Köşkü’nde yaptı. İngiliz emperyalizminin mağdur ettiği *Mehmed Vahiddedin , son Osmanlı Sultanıdır son İslâm Halifesidir. Açıklamanın O mekânda olması, Vahşi Batının I. Dünya talanına karşı dik durmaktır bâşkaldırmaktır batıya olan isyanımızdır. *Kara harekâtı ordumuzun 21 Ocak 2018 günü saat 11.05’te Kilis’in Gülbaba Mevkiî’nden *Afrin’e girmesiyle başladı. Gül Baba Türbesi, Macaristan’dadır. Gül Baba Merzifonlu Alperen Cafer Efendidir 29 Ağustos 1526*da Mohaçta cuma günü şahadet şerbeti*içmiş, cenaze namazını Şeyh’ül İslâm Ebu’s Suud Hazretleri kıldırmıştır. musalla taşının önünde 200 bin kişilik bir cemaat vardır. Muhteşem Süleyman imamın arkasında er kişiye el bağlayan mü’minlerden biridir |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ANALAR, NE ARSLANLAR DOĞURMUŞ!.. *Abdülhamid Hanı Fransız İhtilali’nin zehirlediği kıt akıllı ırkçılar toprağa düşürdü,Kürtçülük fitnesini; Abdülhamid Han muhalifi akılsızlar İslam’ın ve ümmetin amansız düşmanı İngiliz seralarda çimlendirdi,Komünistler, fidanlaştırdı, Kapitalistler, ağaçlandırdı.Dualarla karılmış, şehid kanlarıyla sulanmış gazi topraklarının civanmert evladları kürtçülük fitnesini kökünden söküp atacak, hudutlar yıkılacak ve kardeş, kardeşle kucaklaşacaktır inşallah.Mü’minler, kardeştir. Kalbleri birdir.İmanları birdir.Kıbleleri birdir. Onlar, Allah’a kul, Habibine ümmettir. Onlar, korku nedir bilmezler.*Onlar Oğuz Han Alparslan Yıldırım Fatih Yavuz Murad Han Çanakkale ve İstiklal Harbi kahramanları Kore Kıbrıs Afrin şehitleridir onlar Mehmetçiktir! Mehmed, ismini Şanlı Peygamber’den alan tek askerdir.Mehmedim, Avuçlar, semaya senin için açılmaktadır.şehadet aşkın Bedr’de tutuştu. Ananın ak sütü helal,Şahadetin afiyet, Gazan mübarek,Fetih suresi yoldaşın, Yolun açık olsun Bil ki sömürge çağına son vermektesin. doğan güneş, zaferini kutlamaktadır. Muştular oldun!...FETİH MÜBAREK OLSUN! |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
Fethiniz mübarek olsun *millî mücadele ve millî cihâd yolunda Fırat Kalkanı bir ilkti. İlk hamleyle bugünlere hazırlandık. Hazırlığın güzergâhını Cumhurbaşkanı Fırat’ın doğusu-batısından sonra Kandil’e kadar gidilecek. Afrin Harekâtı, Kızılelma yürüyüşüdür *PYD’nin başındaki terörist Müslim ağababalarına Türkleri durdurun diye feryat etmekte yalvarmaktadır Afrin Harekâtı’nda Mehmetçik ve Suriye Millî*Ordusu"* mücahitlerinin mânevi gücü yüksektir. mânevî zırhla Burseya Dağı fethedilmiştir hain ve zalimlerin kalesine Türk’ün fetihlere hasret şanlı bayrağı dikildi. ikinci Kandil dağını ABD kurtaramamış Mehmetçik fethetmiştir fethin mübarek olsun şanlı asker*Dedelerimiz Harb-i Umumide I. Cihan Harbi’nde düşmanla cenk etmiştir bugünde şanlı torunları Afrin’de, Cebel-i Burseya’da 7 düvele cihad etmektedir. Millî Mücadelemizin ismi "Millî Mücahede"dir. Halife’nin, cihad ilânı"yla başlamıştı. cihada Müslümanların iştirak etmesi farz-ı ayn Allahın buyruğuydu O gün cihad, 7 düvele Haçlıya yapılmaktaydı. Dün Bosna’da yapılan buydu. Bugün Afrin’den Kandil'e kadar yapılan ve yapılacak olan muharebe cihaddır. *cihadımız Çanakkale’de olduğu gibi*bir müdafaa harbidir.meşrû müdafaa yapmaktayız. Türkiye Cumhuriyeti bugün kendi topraklarının bütünlüğü, vatandaşlarının hürriyet ve hayatı ve komşu devletler Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü ve oradaki insanlar için hukuki meşrû müdafaa yapmaktadır.*Bugün ortadoğuya tarafsız kalmamız mümkün değildir insanların katledilmesine aldırmazlık edemeyiz. *Türk milleti suriyeyle filistinle din kardeşidir. kan kardeşidir tarihimiz ortaktır zulme razı olamayız.*Suriyeden Arap, Kürt ve Türkmen kardeşlerimiz mülteci olarak ana vatanları Türkiye’ye sığınmasalardı Tek bir kişi gelmeseydi bile Stalin eşkıyası esedin haçlı iş birliğiyle sivillere zulmetmesine meşru müdafaa hakkımızı kullanırdık.*Suriye nüfusunun yarısı yerinden yurdundan olmuştur. *40 yıldan bu yana bölücü terörden çekmekteyiz. camilerimize cemaatimize vatanımıza tasmalı köpekler saldırmaktadır. seyirci kalmamız milletimize ihanettir *cephede aslanlar gibi cihad eden*Mehmetçiğin kuvveti mâneviyatı morali yüksektir. Kendini Mehmetçik gören vatandaş aynı ruh hâlindedir. 15 Temmuz'dan içeriden ve dışarıdan sinsi algı operasyonlarıyla "cihadcı ruhumuz ve cihad*şuurumuz öldürülmek istenmiştir. *mukaddes kitabımızla harp ediyorlardı. 15 Temmuz gecesi millet cihadda dirildi. *Suriyeli vatanseverler ve askerimizin moralini yükselten sebebler Hükûmet, güçlü bir siyâsi*iradeyle arkalarındadır. 80 milyon Türkiye ve İslâm âleminin duaları onlarla beraberdir. Mehmetçik, sağanak sağanak dua almaktadır. *Cephede savaşan askerin hiçbir eksiği yoktur. Muharebe silahlarımızı kendimiz*yapmaktayız. Başkomutan, Ordu’nun başındadır… *Uzun ve şerefli bir yoldayız. 40 yılın hesabını görüyoruz. Belki de 100 yılın… Kâzım Karabekir ne demişti? -Yâ İstiklâl yâ ölüm!!! Afrin aslanları! Fethiniz mübarek olsun! Alnınız iki cihanda da ak olsun! Allah, zaferlerinizin devamını nasip buyursun. Alnınızdan öpüyoruz... |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
Fethiniz mübarek olsun *Arapçasıyla “Cebel-i Burseya”, Türkçesiyle*“Burseya Dağı”, Kuzey Suriye’de Haleptedif 855 metre rakımlı dağ,* Azez Ovasıyla Afrin Çayı Vâdisinde yer alır. *Dağlar ve ırmaklar, muharebelerde *son sözü söyler Dağlar susar, ırmaklar konuşur son söz onlardadır. Zafer, sonların rızasına* bağlıdır. 90 bin yiğit Mehmed,* Allahüekber Dağlarını aşabilseydi Türk Ordusu, Turan ile buluşacak ve sonrası bu günkü gibi olmayacaktı.*Zeytin Dalı Harekâtı, 20 Ocak 2018 *ikindi vakti başladı.. *Harekâttan 8 gün sonra 28 Ocak 2018 günü zafer, kazanıldı. Harekât, başladığında *ikindi ezanı okunmuştu Burseya Dağı’nın fethinde vakit, asr-ı evveldir.*Müfessirler, yorumcuları, asr’a *“ikindi vakti” ve yüzyıllık zaman demişlerdir. *Zeytin Dalı Harekâtı ve Burseya zaferi Allahü teâlânın “ve’l asr…” diyerek yemîn ettiği asr vaktinde, ikindide başladı *Türk Bayrağı’nın Burseya Dağı’ndaki düşman kal’asına dikilmesi *asırlık, yüz yıllık hasretin neticesidir; bir kardeş kucaklaşmasıdır.*Buseya bayrağı siyasetçi, devlet ricâli kurmayın aklı ve hesap eseri değildir. Fetih Sûrelerinin, Umredeki, gecedeki, seherdeki, asırdaki…. duaların, Allah katında kabulünün mübarek tecellisidir.biz o dağa “BUSEVDA DAĞI” adını koyduk. *Küllî irade, cüz’î iradeyi sevk ve idare etmektedir. Ey Rabbim…Bize güzel yazılar yaz. Senin Habibin Peygamberimizin ordusu bu millet, nice zaferden sonra 1683’teki Viyana kaybından bu yana gülemedi. O’nu güldür ya Rabbi! *Bu millet, senin ve Habibinin şanlı Bayrağını, asırların zafer hasretinin nişanı olarak ‘Busevda Dağı’nda yükseltti.*Rabbim, sen Bayrağımızı düşürme! İslâmın iç ve dış düşmanları 7 Düveli, zalim haçlıyı sevindirme!Şehîdlerimize rahmet eyle. Arkada kalanlara sabırlar ver. Yâ Şâfi; gazilerimize şifalar lütfeyle.*Allahım,Bu millete yeniden İslâm’a hâdim olma, Ümmete Serdar olma şânını bahşeyle.Asr vakti hürmetine, Asr Sûre-i celîlesi hatırına Mehmetçiği mahzun eyleme. Âmin... **** |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
MUHALİF SURİYELİ ASKERLER MEHMETÇİKTİR!.. *Mehmedcik Yüce Allah’a îmân eden aleyhisselâm yolunda yürüyen Bayrağımız ve Ezan-ı Muhammedîyeye ay*yıldızlı Al Bayrağımız’a*sevdalı olan,*kalbinde engin bir vatan sevdası taşıyan millet bağımlısı ümmet şuurunda olup, namus ve millî haysiyetten taviz vermeyen istiklâlimiz için her fedakârlığı göze alıp, canını feda eden gaziliğe yükselip, şahadete kanatlanandır*gazanız Cihadınız mübarek olsun yaşadığınız hayat helâl olsun! ana ve babalarınızdan Allah razı olsun. *Bedr Şehîdlerindeki hasletler bütün şehîd ve gazilerimizde vardır. Dandanakan Malazgirt’e, Mohaç Bağdat’a, Amare Sakarya’ya, Kunuri Kıbrıs Fırat Kalkanı ve sayamadığımız er meydanlarında kanları, yürekleri ve cesaretleriyle destan yazan; yiğitlerimiz hz Ali, ve şehîdler serdarı Hamzadır Afrinde Menbiç dövüşen yiğitlerin hepsi bedir şehididir *Fırat Kalkanı Zaferi, ÖSO denen yiğitlerle kazanıldı. Bugün Afrin de onlarla verdiğimiz cihad mücadelesidir ve öso Suriyenin Kuvayı Millîyesidir *Millet, cephedeki arslanlar için “Mehmedcik” derken hem Türk Ordusu’nun azîz neferlerini ve hem de Suriye Kuvayı Millîyesinin azîz neferlerini kastetmektedir. Aksini söylemek bozgunculuktur ve düşmandan yana yer almaktır.*Suriye Muhalefeti’ni BM üyesi devletlerin üçte ikisi tanımakta müzakerelerde yer almaktadır. Onların Hür Suriye Ordusu adıyla askerî teşkilatı vardır. kardeşlerimize terörist terör örgütü adıyla anmak İslâmın mukaddes cihad kavramını yermektir soylu milletimize düşman olmak demektir. *İftira atılan suriye Mehmedcikleri değerlerimize sevdalıdır. Fırat Kalkanı’nda bizimle şehîd düşmüşlerdir müfteriler, Çanakkalede içki içip eğlenmişler yiğitlere hakaret edenler, Nusayri, Baas ve Esad’dan yana saf tutmuştur*Mehmedciğe bir şey demeye yürekleri yetmeyenler, Suriye Kuvayı Millîyesine saldırıyorlar. yabancılaşmış nasipsizler, yerli ve millî her şeye karşıdır.*Kem söz,*sahibine*fazilet, hak edene aittir. bir gün herkes, sevdiğiyle olacaktır. Dileyen, dilediği yerde olur!.. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
KAHRAMANLIĞI AŞAN YİĞİTLER! *Bu millet, İslâmla şereflendikten bu yana şehidliğe sevdalıdır. Afrin’de şehidler veriyoruz, gazilerimiz oluyor. 20’li, 30’lu yaşlardaki aslan delikanlıların yaptıkları ortada. yiğitlerin amelleri üzerine bir şey demeye gerek yok.*Onlar, hayatlarıyla, kanlarıyla, yürekleriyle destanlar yazıyorlar. şehadet şerbeti içip ebediyete göçüyor, ve gazilik mertebesine yükseliyor.*Şehidler, can verirken acı duymazlar onlar, ölü değil, diridirler lâkin biz onları göremeyiz.Gaziler, yükseldikleri mertebeye şükrediyorlar.Gazilik rütbesi, dünya rütbelerinin üstünde.*yiğitlerimizin Bir de cephe gerisi var. Hâne halkı var. Onları şehit ve gazi ana-babaları can parçalarını, cepheye uğurluyurlar *onlar eş ve kardeş Aslan gibi evlâdını, körpe yaşda toprağa veren ana-babalar nişanlı kızlar, eli kınalı gelinler feryad-ü figan etmiyorlar isyan şikayet ve idareciye içerlemiyor vatan sağolsun diyorlar*gazilerimiz hamd etmekte, şehid ana-babaları, eşi, kardeşi *şükretmekte ve* bizi de askere alsınlar, şehid olmak istiyoruz, her kula nasip olmaz ben şehid babasıyım, anasıyım, eşiyim… demekteler. *Şehitit eşleri, yetim yavrucaklarını kucaklarken Allah’a hamd etmekte, devlete, millete teşekkür etmekteler *Baba konuşuyor sanki bir dev. Konuşuyor Aslan parçası oğlunu şehid vermiş neredeyse bayram edecek. İnanılmaz bir tevekkül ve teslimiyet. Ana, ondan da yiğit, içten gelen konuşmasıyla tüyler diken diken Şehidin bacısı konuşuyor Bu nasıl bir yükseklik Bu yürekleri besleyen cevher nedir? *Şehit Ana, baba, eş, yetim ve kardeşlerdeki ahlâk, nasıl bir ahlâktır hiçbiri şehidlik kursuna gitmedi, kahramanlık dersi almadı!..kalbi aleyhisselam- muhabbetiyle doldu, Allah aşkıyla nakışlandı, iradeleri çifte su verilmiş çeliğe döndü. *Türk’ün evi, mekteptir Gazi konuşuyor deryalar coşuyor.Çünkü samimi, çünkü riyâsız çünkü yaşıyor.Şükür ki, hamd ki cepheye gitme zarureti doğunca milletin içinde “ne yapalım diyen sünepeler çıkmıyor. *Bir destanı, *milletçe yazıyoruz. Silah fabrikalarımız harıl harıl millî silah îmâl ediyor, borsa coşuyor, iş adamı yatırımlar yapıyor, muhabirler cepheyi aşkla* ekrana taşıyor, gazimiz sadece dua istiyor, şehid babası, anası, bacısı eşi biz şehit olmak istiyoruz diyor, *gençler sıra sıra askere gitmek istiyor, ablalar, halalar teyzeler Mehmetçiklere sofralar donatıyor. Bu hikâye, hududun iki yakasının, bir asırdır ayrı düşmüş bir yüreğin iki parçasının hasretle kucaklaşmasının hikâyesidir.*Bugün Dua vaktidir.Aşrı şerifler, Yâsinler, Fetih Sureleri, hatmi şerîfler, dualar, şehidlerimiz, gazilerimiz arkada kalan sabır âbidesi yakınları içindir.*cephedekiler ve cephe gerisindekiler.Kahramanlığı aşan yiğitlerdir.bazı bahtlılar, kahramanlığı aşıp şehidliğe gittiler.Bazıları, gaziliğe yükseldiler.Bazıları, onların evlâdı, eşi, nişanlısı, kardeşi anası-babası olma bahtiyarlığına erdi.Cephe ve cephe gerisindekiler *Bir kısmımız şehid olmaktayız*şehidliğe hasret çekmekteyiz. Kahramanlığı aşan yiğitlere selâm olsun.Onların hakları Asla ödenmez!..Bir asır evvel, yiğit dedeleri toprakları kanlarıyla sulamıştı.Şimdi *yiğit torunlar, aynı toprakları kanlarıyla sulamakta. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
AFRİN’İ ANLAMAK *Suriye merkezli ihtilafta iç harp, terör, rekabet ve savaş aynı anda yaşanmaktadır Taraf devletler ABD Rusya İran, İsrail. koalisyon Başını Britanya Krallığı’nın çektiği AB devletleridir. kraliçenin çatısında Kanada, Avustralya ve Yeni Zelenda yer alır.kullanılan maşa eşkıya ve teröristler PKK, PYD ve DEAŞ’ FETÖ Türkiye aleyhine faaliyettedir. *PKK, I. Dünya Harbi’nde Osmanlıyı Padişahı ve halifeliği yıkan emperyalistler tarafından, 40 yıl önce bu vatana musallat edilmiş ve desteklenmiştir, desteklenmektedir.*Suriye vilayetimiz, harp, kargaşa, terör, rekabet ve savaş sahasıdır bölünmüştür. Nusayri rejim güçleri, muhalifler ve Suriye Kuvayı Milliyesi.olarak 3 e ayrılır Rejim, iç unsurlarla savaşmakta İsrail’le araları kötüleşmektedir uçağını düşürmesi tesadüf değildir. Kapışmaları, harpten ziyade İsrail’in Suriye’yi işgali olur. emperyaller, Suriye’ye sevk ederlerse suriye, yangın yerine döner. *PKK, ABD’nin terör listesindedir. Lakin PYD’yi stratejik müttefik saymaktadır. PKK, Rusya’nın terör örgütlerinde yoktur. PYD’nin Moskova’da temsilcilik açmasına müsaade etmiştir. Rusya’nın Suriye’de 2, ABD’nin 20 üssü vardır. *Rusyanın suriyedeki emeli Akdeniz ve Orta Doğu’ya inmektir ABD Büyük İsrail yolunda Kuzey Irak’tan Akdeniz’e uzanacak bir Kürt devleti kurmak için suriyededir tüm hayalleri ve bozmak için suriyedeyiz ve tüm kirli oyunları bozmaktayız. *İran Suriye’dedir. Suriye rejiminin yanındadır, Türkiye ile dost zannedilmektedir Washington, İran’ın Suriyedeki faaliyetlerinden rahatsızdır. Türkiye İran’ın Şia ideolojisinden rahatsızdır. *Biritanya ve ABD çok yara almıştır Washington, teröristlere her türlü desteği verdiği için Türkiye rahatsızdır. Biz, Rusya’ya karşı güçlenmek için NATO’ya girmiştik. Bugün Moskova, Ankara’ya yakındır. Washington, dostu-düşmanı ayırt edemez hâldedir. Son 3 Başkan kifayetsizlikte yarışmıştır. *FETÖ darbesinin arkasında Washington vardır FETÖ/PDY ye destek vermiş Kuzey Irak da bağımsız bir devlet kurmaya çalışmıştır düzmece davalar kurmuş FETÖ’nün liderini iade etmemektedir. *Washington’dan dışişleri bakanı ve millî güvenlik danışmanı türkiyeye geliyorlar.netice alınmadan avuçlarını yalayıp isteklerine kavuşmadan çekip gideceklerdir*Türkiye, FETÖ, PKK, DEAŞ tarafından içeriden ve dışarıdan, kuşatılıp ayrıca ABD öncülüğünde terör koridoruyla karşı karşıya kalmaktadır *türkiye Fırat Kalkanı Harekâtı’nı yaptı sahaya indi Bugün Afrin’dedir. Yarın Menbiç ve Fırat’ın doğusundan Kandile inecektir Irak ve Suriye için toprak bütünlüğünü koruyan tek devletiz. biz, kardeş topraklarız. meşru müdafaa için cephedeyiz.**her devletin suriyede hesabı vardır suriyenin işgal, ve kargaşadan kurtarılması, sulh-ve huzurun temini zaman alacaktır. Ve uzundur. Beka mücadelemiz, 2023’ü bulabilir.*Afrinde terörist köpeklerin taşmasını tutan eli görmemek Afrin’e girmeyelim, ve dönelim demek, zamanı-mekânı tarihi istikbali okuyamamaktır. İskenderun’dan Kandil’e kadar istediğimiz düzeni kuramazsak Ankara düşer.*Biz biliyoruz ki;Dün İstanbul’un hududu Belgrad vilayetimizdi. Belgrad, düştükten 125 sene sonra İstanbul, İngilizin işgaline uğradı.*Biz biliyoruz ki haçlıların sinsi hedefi, bizi vatanımızdan sürmektir Onlar, Müslümanları, Endülüs’ten 800 sene sonra sürüp çıkarma vahşetini zafer sayıp hiç unutmadılar. Biz de unutmadık!!!...* **** |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
AFRİN, BÜYÜK BİR MİLLÎ DAVADIR GEÇİT NOKTASIDIR Mehmetcik, emniyet, istihbarat, Suriye Kuvvacıları havada ve karada destanlar yazarken...Afrin düşerken Jandarma Polis şehre girerken Devlet, 7 Düvele, Vahşi Batı'ya, siyon ve haçlılara dişe-diş bir mücadele verilirken HDP Eş Başkanı yoldaşlar..” diye söze başlamış ve Afrin halkını direnişe çağırmıştır. aynı partiden eski bir belediye başkanı, Türkiye Kürtlerini isyana çağırmıştır bre densuzlet Afrinli Kürtler, direniş değil, imkân bulsalar Mehmetciğe davetiye yollayacaklar. Çünkü zulümden kurtulmaktalar.*Cumhurbaşkanı bakanlar masaya oturacakken, Mehmetcik Afrin’de kritik eşikteyken Mehmetcik, cephede canını dişine takmış ölürken öldürürken böylesi sarf edilen söze dikkat edimelidir sırta saplanan bıçağa dikkat edilmelidir *Afrin istikbalimizde büyük bir millî*davadır geçit noktasıdır idrak edemeyene yazıklar olsun.*1984’te ilk PKK katliamlarında sığ politikacılar ve genelkurmay 3-5 çapulcu” diyordu. Ve Bu sözü dillerinden düşürmediler.*devlet, terörle mücadele için kendilerine her türlü imkânı verdi genelkurmay başkanları, 3-5 çapulcuyu bertaraf etmeyip azmanlaşarak başa dert olmasına yol açtılar O günden bugüne gelmiş-geçmiş yetkililer ve paşalar, hesap vermelidir!.. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
DOĞU GUTA’YI KURTARMAK MI, TÜRKİYE’Yİ DURDURMAK MI? *Doğu Guta, Şam merkezine 10 km mesafede 104 km2’lik bir alana sahiptir ilçe ve kasabalardan meydana gelir 400 bin nüfusludur. Suriye iç savaşının en büyük mağdurudur. insanlık, iflas etmiştir.*Doğu Guta’yı rejim ve Rus uçakları bombalamaktadır. 400 sivilin can verdiği 21 Ağustos 2013 tarihli katliamdan bu yana ölen, yaralanan, sakat kalan sivil sayısı binlerle ifade edilmektedir. *Gutada Ölenler kadın ve çocuktur. Burası bombalanırken şeytan Esad zalim, esad sarayının penceresinden bombalamayı seyredebilmektedir.*Zalimin Rejimine göre Gutalılar teröristtir. Sivilleri canlı kalkan okullanmaktadırlar.’’ Bu iftiranın hiçbir dayanağı yoktur. Şeytan esed sivilleri bombalamaktadır Moskova ve tahran destekli rejim, zulme devam etmektedir. *Zalim Nusayri rejimi din ve mezhep farkı öfkesiyle sivil halka klor gazı gibi kimyevî silahlar, *vakum, misket, sığınak delici bombalar ve havan topları kullanmaktadır. *400 bin nüfuslu bir yerde gıda, ilaç, hekim yoktur. *BMGK, 24 Şubat 2018 de Doğu Guta ve Suriyede bir aylık bir ateşkes ilan etti Rusya, kararı veto etmedi.Putin’in Nerona “yetti gayri! Düş mazlumların yakasından!” demesi mazlumları kurtarırdı. *Washington’un mes’elesi, Doğu Guta’nın mağdur olması *değil, Kudüs’ün İsrail’in başkenti yapılmasıdır.**BM kararı,* “insani durumun alarm verdiği Doğu Guta” rejimin kuşatma ve zulmü altındaki Yermük, Fua, Kefra’daki muhasara kaldırılmalı ve buralara insani yardımlar ulaştırılmalı, ağır hasta ve yaralılar tahliye edilmelidir, diyor.26 Şubat’tan itibaren güya yardım başlayacak *Suriye ve Rusya afrinde kuşatma kaldırılmalı demiş.*Bizim aramızda da böyle düşünen talihsizler vardır Bu laf bir safsatadır *Güvenlik Konseyi kararı DEAŞ terör örgütlerini kapsamaz Türkiye, afrinde DEAŞ gibi teröristlerle savaşmaktadır pkk Bölgeyi ele geçirme peşindedir PKK, BMGK tarafından terör istesine alınmıştır. PYD/YPG PKK’nın yavru eniktir *Türkiye, vatan topraklarına tecavüzü defetmek *için BM hukukunun verdiği hakla meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır. sahamızda teröristler vardır. Muhatabımız olmadıklarından anlaşmamız mevzubahis değildir.*Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalında hiçbir sivile ziyan vermemiştir, veremez; hukuk ve adalet dışına çıkmamıştır, çıkamaz.Suriye Kuvayı Millîyesi ile hareket etmekte, sivillere her türlü yardımı götürmektedir. *Suriyeye yardıma hem insan, hem İslam, hem soydaş olarak mecburuz. Afrin türkmen toprağıdır. yıllardır terörist işgalindedir bölge halkı Suriye Millî Kuvvetleri ile Türk Millî Kuvvetleri tarafından kurtarılmaktadır. Harekât başlarken Şam’daki idareye yazılı bilgi verilmiştir. * *Suriye rejimi, ülke bütünlüğünü koruyamamaktadır Ve niyeti yoktur. Ülke Rusya ve İran’ın vesâyetine bırakılmıştır Kuzey Suriye teröristlere terk edilmiştir. *Rejim, hukuka aykırı olarak Suriye vatandaşlarına din ve mezhep ayırımı yapmaktadır.Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Suriye rejimi değil, Irak’taki gibi Türkiye muhafaza etmektedir… *Bm kararını Türkiye için bağlayıcı saymak, aklı ve mantığı zorlamaktır hakikati tepetaklak etmektir Kim ne karar alırsa alsın, Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti afrinde huzur ve insanların saadeti için her şeyi yapacaktır *mağdur, mazlum, mülteci, rehine, sakat, aç ve ilaçsız Suriyelilere yardıma devam edilecektir. kimsenin türkiyeyi durdurma hakkı yoktur. Olursa neticesini düşünmek zorundadır. *dünya 5’ten büyüktür. Azimliyiz, îmânlıyız, güçlüyüz. Biz, afrinin işgalcisi değil misafiriyiz müstemleke değil, bin yıllık sahibiyiz. insanıyla aşımızı-ekmeğimizi bölüşürüz. *Türk asırlarında hiçbir bölgede hiçbir zaman insani alarm yaşanmadı.O alarmalar, sömürmeler, Hollanda misalinde olduğu gibi haçlılar zamanında yaşandı.Ezan sesinin yükseldiği her yer bizden sorulur.*Suriye ahalisi, Neron ve şeytanların suratını görmek istemiyor. İnsanlar, bizim merhamet, şefkat ve adaletimize muhtaç.Bölge, Türkleri bekliyor.Onlar, dün olduğu gibi bugün de bizden razılar. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
İNSANLIĞIN DOĞU GUTA AYIBI! *BMGK nın bir ay süreyle aldığı “Suriye Ateşkes Kararı’’nın ölü doğdu Oy birliğiyle alınmış ve Rusya’nın silahların günde 5 saat susması tavsiyesine rağmenGuta, rejim tarafından ezilmeye devam ediliyor.*Bm Guta’daki ağır yaralı ve hastaların tahliyesini öngörmektedir Kararı ölü doğmuştur çünkü niyetler kirlidir Konsey, karar Suriye rejiminin zulüm ve bombasında hayat hakkını kaybetmiş Guta halkı için alınmıştır’’ muğlak ifadeler kullanıldı. “Terör örgütleri ateşkes dışındadır’’ dedi DEAŞ, El-Kaide, en-Nusra terörist sayıldı fakat PKK/PYD-YPG sayılmadı*İran, “Ateşkes uygulansın, Guta hariç tutulsun’’ diyerek kan dondurdu. Türkiye, BM’nin Cenevre Sözleşmesine dayanarak meşru müdafaa hakkını kullandığı hâlde ABD, Zeytin Dalı Harekâtı’nı ateşkese dâhil etmeye kalkmakta. bir müttefikin iflah olmaz hâllerini tarihe geçirmektedir. *Esad’ın Moskova’ya rağmen vahşete devam etmesi mümkün değildir. Suriye, rejimi Rusya’nın eline düşmüştür. Nusayrilerin ihaneti, ABD gaflettedir Şam rejim tarafından savsaklanmaktadır .Moskova esed konusunda samimiyetsizdir Putin korumamalıdır ancak dün Gorbaçova bugün Putine inanılmaktadır rus tuzağına düşülmemelidir gutadaki 5 saatlik ateşkes insanlık ayıbıdır Paralar cepte, AVM’ler açık, hayat devam etmektedir*400 bin nüfuslu Guta’nın yarısı çocuk, dörtte biri kadın ve yaşlıdır terörist olamazlar*Suriyede Şam, Tahran, Moskova, Washington olmak üzere dört başkent var. işgalci gayrimeşru bir rejim mevcut. BM, BMGK, AB, Hiçbiri Gutaya derman olmuyor. her saat siviller ölmekte. Bebekler mamaya, yaşlılar alacak nefese muhtaçlar. İnsanlık, Guta’da tükeniyor. Burası insanlığın ayıbıdır, utancıdır. Esad, soykırım suçundan İnsan Haklarına verilip mahkûm edilmeli guta, huzur ve istikrara kavuşmalıdır insanlık ayıbı karşısında karar çıkartmayan BMGK’nin köhnemiş yapısı değişmedikçe dünya adalete hasret kalacaktır.Bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil çığlıklarını duymayan; duyup da tedbir almayan devlet, ne süper güçtür, ne büyük devlettir. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ŞAFAKTA YÜRÜYEN ÇOCUKLAR İlahi takdirle vazife ve şerefi almış Kur’ân Ezan Namaz Bayrağın Milletin Ümmetin ve İffetin kalkanı İslamın ordusu, sür’atle aslına, yakışan şanına dönmekte.Bedir Harbi’nden düşen kıvılcımla Peygamber Ocağı, yanmaya başladı. Hafız Paşalar yetiştiren damar, güneşle kucaklaştı. Sadece asker değil, âlim ve evliya çıkaran kutlu ocak, inşallah kıyamete dek sönmeyecek... Afrinde tarihle zamanla ve mekânla iç ve dış ihanetle hesaplaşıyoruz.Görülecek çok hesap var. Dünya hayrette. Ümmetin kalbinde ümit gülleri tomurcuğa durmuş, tebessüm eden yüzler, gülen gözlerle hasret kucaklaşması yaşanıyor.Kader kavşağındayız.Ceza bitti.Hasta adam iftirasıyla, horlamasıyla incinen dedelerin torunları, Mehmetcikler, Ahmetcikler, JÖH’ler, PÖH’ler, sultani asil ve korkusuz yiğit duruşlarıyla ümmete sancaktar oldular. Bu devlet, yükselen parlak bir yıldızdır. Türkiye, Devlet-i Ebed Müddet’in tecellisi olarak Büyük Türkiye Cumhuriyetidir. Kader, azap dolu zor bir asırdan sonra Türklere gülmüştür. Kimsenin şüphesi olmasın ki bu toprakların yarınları çok büyük olacaktır. Dostlar, mazlumlar ve mağdurlar sevinsinler, hasret kalmışlardı. Düşmanlar kahrolsunlar Orta Doğudaki talana değişecek, su yatağına akacaktır. Amenna; Şanlı Peygambere selamımızı arz ederek buyurduklarını bir ekmek gibi; nan-ı aziz gibi öpüp başımıza koyduktan sonra tekrarlarız-Vatan sevgisi imandandır.-İnsanların en hayrlısı, insanlara faideli olandır.Mekke meydanında başlayan imanla küfrün, haçla hilalin, tevhidle teslisin mücadelesi, dün vardı, bugün var, bitmeyecek. Viyana’nın, I. Dünya Harbi’nin, cetvelle harita çizme zorbalığının defterleri bir gün açılacaktır.İlayı kelimetullah davası uğrunda yılmayan, yorulmayan, durmayanlara, mukaddes davayı omuzlayarak Kızılelma şafağına akan şahadet sevdalısı koçyiğitlere selam olsun. Dağ yürüyüşlü babalar. Aslan doğuran bu analar. Sabır timsali bu eşler var oldukça. İslam ahlakı yaşadıkça hakikat varolacaktır |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
TARİFSİZ VAHŞET *-Bir kadının ırzına geçmek vahşettir! -Evli bir kadınının ırzına geçmek katmerli vahşettir! -Evli bir kadının kocasının gözleri önünde ırzına geçmek tarifsiz vahşettir!..Bu vahşetlerin hepsi Doğu Guta’da işlenmektedir.kadınlardan biri sesini duyurabildi. Anlattıklarını televizyonlar verdi. Esad şeytanının askerleri, kocasının gözleri önünde kadına tecavüz ettiler. Bir kadının ve bir kocanın da başına bundan daha büyük hangi felaket gelebilir? Doğu Guta, insanlığın öldüğü yerdir.Tecavüz mağduresi hamile kadını dünya dinledi. Peki dünyayı idare edenler, dünya kadınları ne yaptı? Türk kadınları ne yaptılar? *zalim esedi caydırıcı kimse yok Kim bilir daha kaç kadın ağzı salyalı tasmasız köpeklerin aşağılık fiillerine maruz kaldılar, berbat Esad’la hayvani haydutlarının hesap vermesi, yargılanması gerekmez mi suçta Suriye Esad yalnız değildir. Terörist putinle ortaktır. “Suriye’de ateşkes olsun ama Doğu Guta hariç” diyen şia başı İran ortaktır. Filistin celladı İsrail’e destek olmakta sadık köpekleri maşa uşakları komünist PKK/PYD’yi devleştirmeye çalışmaktadır guta katliamına Amerika ortaktır. Çerden-çöpten bir ateşkes kararını tatbik ettirmekte acze düşen BMGK ortaktır... *Tecavüze uğrayan kadıncağızın haberini dinlediğimden beri unutamıyorum. Üzüntümün haddi, hesabı yok. Bu coğrafya bu hâle mi düşecekti İnsanlık suçlusu Esad, Guta’da kadın, çocuk ve sivillerin katlediyor. üstlerine ateş yağdırıyor Kocasının gözleri önünde kadınlar tecavüze uğruyor bu bir vahşettir, sadizmdir, terördür.ey ümmetin evlatları yokmu gutadaki katliamı durduracak müslüman evladı Türkiye medyası suskun sessiz aciz Oscara verdiği haber değerini kanlı gözyaşları dökenlere göstermiyor Türkiye büyük güce erişmedikçe; dünya, Türklerin zalimleri kanlarında boğduğuna şahit olmadıkça yeryüzüne adalet de huzur da gelmeyecektir. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi ANA SÖZÜ
*Tsk ile Suriye Kuvvacıları afrin’i kuşattı vaziyette.Şehre girmeye çok fzaman kalmadı. jandarma, komando, polis keskin nişancılar bölgeye sevk edilmekte. Afrin’e girildiğinde yapılacakcerrahi müdahalede. Hainler ayıklanacak *Tam bu safhada Washington’dan müzakere teklifi geldi. Cumhurbaşkanı ABD Dışişleri Bakanı Tillorson’ı kabul etti. Bakanımız Çavuşoğlu görüştü nurettin Canikli, Brüksel’de ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile masaya oturdu Tillorson Biz, PYD’ye ağır silah vermedik ki neyi alalım!?"*dedi bu laf, gafletle edilmiş, ağızdan kaçmış veya gerçekleri gizlemekteydi. Amerika, tırlar dolusu silahı teröristlere verirken geri almak kaydıyla veriyoruz"*demişti. dışişleri bakanları yalan konuşmaktaydı. güvenlik danışmanı CB sözcümüze PYD’ye silah vermeyeceklerine dair beyanda bulunmuştu. silahları geri almak kaydıyla veriyoruz"*demek mesnetsiz bir vaaddir. "Kaybettik, çalındı, karşı tarafa geçti…"*gibi bahaneleri ne ile çürütebilirler? *ABD Savunma Bakanı'nın, Millî*Savunma Bakanımıza yaptığı teklifte İsterseniz, YPG’yi PKK ile savaştırabiliriz!"*derken Acaba abd hükûmetinin görüşünü mü yansıtıyordu yoksa aklına eseni mi söylüyordu eğer PYD ve PKK’nın aynı teröristler olduğu*bilinmiyorsa bu bir faciadır.Amerikaya tuhaf laflar ettiren sebep, içine düştükleri çıkmazdır. İçeride Yahudi para ve medya sının baskısı altındadır. Dışarıda itimat kaybetmektedir. Kuzey Irak Kürt İdaresi müstakil bir devlet iken referandum, ve bağımsızlık’ vaadiyle yıkıldı. PKK/PYD-YPG Irak ve Suriye’de ABD’ye güveniyordu. Güvendikleri Trump Kudüs skandalına imza attı. Türkiye zafer kazandı. *Amerika Kuzey Suriye’de pkk desteğiyle Kürt ordusu kuracaklarını hayal etdiler. Ve Türkiye 20 Ocak 2018’de Afrin Harekâtıyla kafirlerin planını bozdu hayallerini yıktı afrin Harekâtı gâyet güzel gitmekte:Siyasi irade güçlü, Halk desteği muazzam,Cephedeki kuvvetler cengaver...Şehidler, gaziler kahraman; onların "ağlayıp kâfiri sevindirmeyeceğiz!!!"*diyen ana-babaları da kahraman. *Geçen hafta Erdoğan ile Tillorson görüştü. PKK/PYD, Afrin Harekâtı ve FETÖ konuşulacak. Türkiye’nin oyalanmamalı rüzgârın dinmemelidir Tillorson, FETÖ ihanetinin belgeleri verilsin bakarız, dedi. Ankara’nın Washington’a kamyon dolusu evrak verdiğinden haberi yok Türkiye, yakaladığı rüzgârla Kandil’e gitmelidir. Biz savaşmıyoruz, bölgemizden teröristleri atıyoruz. Bunu 40 yıldır yapmaktayız. Afrin Harekâtında döviz düşmekte, borsa coşmakta. Gençler, askerlik şubelerinde kuyruğa girmekte ve leş rekorumuz artmaktadır Sahada kazandığımızı masada heba edemeyiz. Washington Müzakeresi şanlı harekâtı durdurmamalı ve hızını kesmemelidir*PKK/PYD Fırat’ın doğusundan ve batısından çekip gitmedikçe, PKK Kandil’i terk etmedikçe, DEAŞ tiyatrosu bitmedikçe, İsrail bölgeden elini çekmedikçe, FETÖ mensupları iade edilmedikçe, Türkiye şantaj dâvâları düşürülmedikçe, verilen sözler tutulmadıkça abd ile masaya oturulmamalıdır bir sahada ve masada.Hem silahla hemde kalemle.milli iradeyle ve milli kelamla kazanmak zorundayız. PYD, Afrin’e Suriye rejimini davet etti. Bu PYD-Esad iş birliğidir Oyunlar, ne olursa olsun yolumuzdan dönemeyiz. kahraman şehid Piyade Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’ın kahraman vâlidesi Ülker Ana ne dedi? -Bir Ömer ölür, bin Ömer gelir! **** |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ZİNA SUÇTUR, İDAM HAKTIR!.. *Yavrularımızı korumak için yapılacak her türlü kanuni düzenlemenin tam destekçisiyiz. Ancak sadece ceza mevzuatında iyileştirme yetmez. Hastalıklardan birinin tedavisi, tüm hastalıklara şifa olmaz Ceza mevzuatımız düzenlemeye muhtaçtır. TCK ve Medeni Kanun yeniden düzenlenmiştir anayasamız yamalı bohçaya dönmüş hukukumuz yozlaşmıştır 1940’lar Tek partisi anayasayı öz Türkçeleştirme adına kurbağa diline çevirmişti. Lisan yaşayan bir varlıktır. eskiyen ve kullanımdan düşen kelimeler Ama onu devrim adı altında imha ve tasfiyeye kalkışmak* sosyal cinayettir. *1940 latda kamutay kelimesi milletvekilime saylav, vali ye çevrilmiştir Moğolca kelimeler, Türkçe diye resmîleştiriliyordu. Demokrat Parti, iktidarında kelimeler eski haline çevirildi 1965’lerden sonra* Ecevit’in Türkçeye zararı dokundu. Yapmacık ve uydurma dil Ecevit’in fikriydi. Siyasi nutuklarıyla Türkçeyi kısırlaştırdı. sun’i ve köksüz kelimeler Türkçeye girmesine yol açtı bu mesele, kanunların Türkçe cephesidir. kanun dilinde kelime hayati kıymettedir. Kanun dili ile oynamak millete darbe yapmaktır. *AK Parti iktidar olduğunda 28 Şubat zalimleri ve sinsi AB baskıları altındaydı. IMF, iktisadî hayatımıza AB de hukuk hayatımıza baskı yapmaktaydı. idam ve zina ceza sisteminden çıkartıldı.yüce kitabımız Kur’ân-ı kerîm, kısasta sizin için hayat vardır"*buyurmaktadır. Hak eden kişi idam edilirse, bin kişi kurtulur. ceza mevzuatında korkutuculuk ve ibret olmazsa olmaz katili affetmek devlete değil sadece ve sadece mirasçıya aittir.Bugün tarafların rızasında zina suç değildir, Zorla tasallut, saldırma, ırza geçme suçtur. Müftülere nikâh kıyabilme yetkisi veren kanuna muhalefet edenler, niçin zinanın suç olmaktan çıkmasına tek kelime etmediler.*Zina suç olmalıdır 15 Temmuz katilleri idam edilmelidir idamdır idam mevzuatta yer almadığı için mahkeme, müebbet vermekte. devlet idamlıkları ve hainleri cezaevinde himaye etmektedir.Hâkimler zina mes’elesinde çaresizdir Polis, vazifesini yapıp cânileri mahkemeye getiriyor, fakat onlar ya savcılık ve hâkim sorgusunda serbest bırakılıyorlar. Sokaktaki vatandaş haklı olarak öfke püskürmektedir *Bunlar, kanayan sosyal yaralarımızdır. Derin ve dehşetli yaralardır *Yavrularımızı koruyacak en şiddetli tedbirler kanunlaşıp hemen tatbik edilmelidir. Ancak buda yetersizdir arzu edilen huzur için hukuk ve bütün mevzuat, ele alınmalı, zina ve *idam, kanunlaştırılmalı a’dan z’ye bütün kanunlar yerli ve millî olmalıdır Boşanmalar, uyuşturucu, ahlâksız yayınlar terör kadar tehlikelidir Her işte yerli ve millî olmak esastır evvela hukuk ve kanunlar yerli ve millî olmalıdır. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
İTTİFAK, İSTİKRARIN TEMİNATIDIR! *Her şerde bir hayr vardır.15 Temmuz darbesi yaşanmasaydı Yenikapı Ruhu doğmayacak AK Parti ve MHP çapta dayanışmaya gidemeyecekti. vatan müdafaasında birbirlerini tanıdılar. Ve o kabus günlerden bugünlere gelindi...insan veya toplum, şerle karşılaştığında yıkılmadan, ümidini kaybetmeden şerdeki hayrı ve şerri bir yaratanın var olduğunu düşünerek ayakta kalabilme dirayetini göstermelidir. *Bugün millî ittifak yerine “Cumhur İttifakı” adını alan AKP-MHP ittifakı, komisyon başkanları tarafından Sn. Erdoğan ve Sn. Bahçeli’ye götürülmüştü. Liderlerin el sıkışmasıyla iki parti, dün Sn. Binali Yıldırım ve Sn. Devlet Bahçeli imzalarıyla seçimlerde iş birliği yapılacak Seçim Kanunununda değişiklikler yapılacaktır. Cumhur ittifakıyla partilerde üslup değişikliğine sebep olacak. karalama yerine mülakat kapısı aralık kalacaktır. Sn. Kılıçdaroğlu’nun Afrin harekâtında -yalnızca orduyu tebrik etmesi, ABD ile aramızdaki ihtilafta hükûmetimizi haklı bulması Cumhur İttifakı’nın tesirleridir Bazı az rey almış partilerin ittifakta yer almak için müracaat etmişlerdir *Cumhur ittifakının kanun tasarısında partiler birden fazla partiyle ittifak edebilecektir. İttifak sebebiyle her seçimden yüzde 50’nin üstüne çıkılacağından siyasi istikrar sarsılmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı adaylığında noter değil YSK devreye girecektir İstikrarın demek yabancı sermaye iç ve dış yatırım ve güven demektir. Türkiye, hükûmet kuramama ve meclis başkanını seçememe talihsizliklerine düşmeyecektir. 12 Eylül darbesinin meşruiyet saydığı iki hadise sokaktaki kaos, anarşi ve ölümler, diğeri TBMM’nin başkanını seçememesiydi.*15 yıldır menfilik yaşamadık. Ancak her zaman bir partinin tek iktidar mümkün değildir.4 Kasım 2019’da Türkiye, yeni bir sabaha uyanacaktır. TBMM kendi işine bakacak, Cumhurbaşkanı başkanlığında işleyecek Cumhurbaşkanlığı icra kuvvetini çalıştıracaktır. Kabine, 4 Kasımda ilan edilebilir. Diğer partilerin de zamanla ittifaka gitmeleri muhtemeldir.Cumhur İttifakı istikrar, köprüler, hava meydanları, Kanal İstanbul, ekonomik sağlamlık Fırat Kalkanı’yla Afrin destanıdır başarıların siyasette kalıcılık kazanarak devlet hayatına mal olmasıdır.*Cumhur İttifakı, 2023 Büyük Türkiye takviminde iyi bir adım olmuştur. İstikrar olmayan devletlerde büyük ufuklar olmaz veya hayalde kalır.Her şerde bir hayr vardır Eğer; 15 Temmuz olmasaydı TSK temizlenmeyecek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı başarıları elde edilemeyecek FETÖ nün niyet ve mahiyeti öğrenilemeyecekti. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları
ÇOCUĞUN DÜNYASI ÇALINDI *Çocukları, sapıklardan korumak için en ağır ve ibretlik cezalar getirilmelidir Çocukları istismar eden aşağılık kimseler bir zamanlar çocuktu. bir anne-babanın çocuklarıydı. Vaktiyle çocuk olan o kimseler, bugün baba olduğu hâlde, çocuğu şehvet ve şeytanlıkla kirletmekteler.Çocuk istismarına sadece tecavüz demek eksik bir değerlendirmedir. Yetişkinler arası anlaşmazlıklar ve çocuk katliamı da çocuk istismarıdır büyük bir suçtur. sadece hukuk alanında değil tüm hayatımızda çocuk istismarının çâresi aranmalıdır *Kendilerine çağdaş, diyenler, şeriati Allah’ın emir ve yasaklarını itibarsızlaştırmak istiyor Osmanlıda kadının hakkı yoktur, erkek boşsun dedi mi boş olurdu!"*diye dînimize mâzimize ecdadımıza iftira atıyorlardı.adalet olmayan bir devlet altı buçuk asır yaşayabilir mi? Selçukluyu da sayarsak devletimiz 10 asırdır büyük bir şerefle hüküm sürmüştür. kadın adaletsizliğe marûz kalsaydı devlet, değil on asır, bir asır bile yaşayamazdı. Devleti ayakta tutan sebep ailedir. Mahkeme sicilleri ortadadır. Dünle bugünü kıyaslarsak O devirlerde on senede meydana gelen boşanma bugün altı ayda bir olmaktadır. *çocuğa karşı gerek cinsî*sapıklık ve diğer suçların dün ve bugün işlenen suçların karşılaştırması yapılırsa çağdaş asırda çocuğa karşı suçların zirve yaptığı görülecektir.Boşanma da sosyal yaradır. Çocuk ruhi sarsıntılar yaşamaktadır. Boşanan ailenin mağduru en evvel çocuktur.tâciz, tecâvüzler boşanmalar çocuklarda ruhi ve derin izler bırakır çocuk istismarıdır sebepleri aranmalı, tedbirleri alınmalıdır noksanlıklarımız giderilmeli milletçe hata ve ihmallerimiz nedir Aile anne ve babadan ibaret değildir. *Büyüklerin olmadığı evlerde çocuk, yalnızdır.Çocuğun arkadaşı bilgisayar, internet, akıllı telefon ve televizyondur. İşten yorgun-argın gelen ebeveyn çocuklarla ilgilenememektedir aile ve çocuk arasında muazzam bir boşluk kalmıştır:Çocuklardan çalınan dede ve nineler torunlarına ninniler söyleyecek, masallar anlatacak,çocuk dünyalarını kahramanlarla nakış nakış işleyecekler. Allahü tealayı, Sevgili Peygamberimizi - İslâm emir ve ahlâkını öğreteceklerdir nene ve dedeler olmayınca çocuklar din, tarih, edebiyat ve millî varlığımızdan yeterince beslenemediler büyümekteler. bugün Afrin’de destanlar yazılabiliyorsa Anadolu sebebiyledir. 15 Temmuz'u Anadolu ahlakına borçluyuz. *Fırat Kalkanı ve şehidlerin tamamı Anadolu çocuğudur Anadolu ailelerine mensuptur. Anadolu ve osmanlı kültürü olmasaydı zaferler kazanılamazdı Şehirleşme, ailenin tahribine yol açmış, basın yayın, sosyal medya, bencillik duygusunu işlemiş gazete, dergi, TV*ve internetin, müstehcenliği arttırmış ve aile yıkımına yol açmıştır dünyada ilk çocuk hastanelerinden biri, Hamidiye Etfal Hastanesini "anaokulu"*denen kurumu I. Dünya Harbi devam ederken öksüz ve yetimler için Çocuk Esirgeme Kurumu olan Dar’ül Eytamı açan biziz. *Çocuk terbiyesi nikâhla başlar, "52 Farz"ın bilinmesiyle başlar. Titiz bir mes’uliyyettir. çocuk, gözlerini büyük bir ailede açar. büyükanne- büyükbaba, en hâlis öğretmendir, torunlarına kültür köprüsüdür asırların birikimini çocuk kalbine ruhuna ve hayaline nakşeder Çocuk büyüyüp yaramazlık yaptığında büyükanne ve büyükbaba sığınılacak kucaktır; anne baba öfkesine dalgakıran, torunlarına sırdaştır.terbiyenin unsurları, ailedir, okuldur, akraba ve, mahalledir, okunan kitap, seyredilen yayındır.bu unsurlar anlatılmalıdır atasözünde Hırsız*içeridense kilit ne yapsın?"*denir. Vicdan bozuksa, ahlâk çökmüşse kanun ne yapsın? Biz bugün Büyük aileyi yitirdik çekirdek aileye hapsolduk şehirleşme, gökdelenler mahalle hayatını öldürdü, *basın-yayın, medya sayesinde akraba ziyareti, vacip olan "sılai rahim" terk edildi, misafir lokantada ağırlanıyor, evler bereketten ve duadan mahrum kaldı.Peki öyleyse bizden, bizim hayatımızdan geriye kalan ne?zalim sapıklar İHA’larla vurulsa bile dinî, ahlâkî, ailevî, tedbirler alınmazsa ailede beklenen fayda elde edilemez. Çocuktan çalınanların çocuğa iadesi şarttır. Kültür köprülerimiz dinamitlenmiştir kendimiz olmaktan çıktık.Avrupalı olacağız, batılılaşacağız diye ahlak ve kültürümüzü unuttuk |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
YEDİ İKLİMİ HAKK’A DAVET! *yeryüzünde hakkında en çok şiir yazılan bayrak Türk Bayrağıdır Merhum Arif Nihat Asya’nın “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü/Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü” diye meth-ü senâ ettiği Bayrak,övgülere layıktır. Bayrağımız, istiklâlimizin alemidir. göze en güzel görünen bayrak Türk Bayrağıdır. bebek doğduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunur. Bebek, beşiğinde etrafını büyüklerini namazda* görür. rafta Mushaf-ı şerif yanında al bayrak asılıdır. *Bayrağımız, 15 Temmuz’da serdengeçtileri, Afrin’de Mehmedciği* arkasına alıp hainlerin ve düşmanın üstüne koşan korkusuz bir yiğittir Türk Bayrağı mübarektir harplerimizde zaferlerimizde* yaşar inşaat bitince Bayrak asılır, oğlan çocuk sünnet olunca Bayrak asılır, kız çocuk gelin edilince Bayrak asılır. Evlât askere uğurlanırken şehidlik şanına yükselen ev ve* mahalleye Bayrak asılır. Bayrağımızın vazifesi, Mehmetciğe rehberlik etmektir. Bayrağın, sancağın düşmemesi, düşman eline geçmemesi şarttır. Bu yüzden can verilir, Bayrak teslim edilmez. Bayrak, istiklaldir, hürriyettir, namustur. *Sultan l. Murad'ın 1389 I. Kosova Meydanında Muharebe gecesinin ay ışığında gökyüzündeki ay ve hilal yerdeki şehidlerin kanında buluşarak bugünkü ay-yıldız olurlar. Hilal, Allahü teâlânın ismi şerifinin ilk harfi Elif’in, yıldız Peygamberimizin -ismi şerifinin ilk harfi Mim’in san’atkârca* şekillenmesiyle ay-yıldız hâline gelmiştir. Bayrağımıza, tarihin derinliklerinden, üç hilallerden süzülerek Sultan ikinci Mahmud* zamanında bugünkü şekli verilmiştir. Osmanlı Devlet Arması 19. Asır eseridir. Son şeklini 17 Nisan 1882’de hamid Han zamanında almıştır. Camilerde minberin bir yanında sancak, diğer yanında bayrak asılıdır. Biri Şanlı Peygamber adınadır Diğeri ümmet adınadır harp kararı, cihad fermanı, meydanda Sancak altında okunur.*güney hudutlarımızda yedi düvele karşı beka mücadelesi verilir, düşman mağlup edilirken*ay-yıldızlı mukaddes *Bayrağımız, *yükseklerdeki bir kartal gibi Mehmedciğin cesaretine cesaret katmakta, yol göstermektedir.15 Temmuzda hainler perişan edildiyse, Fırat Kalkanı destanı yazıldıysa, Afrin fethedildiyse Türk Bayrağının, aşka getiren, birleştiren, coşturan bize bizi hatırlatan Allah ismiyle Peygamber isminden nakışlı, şehid kanlı Bayrağımızın büyük payı vardır.Bizde öpüp başa konan dört kıymet vardır:-Kur’ân.-Ekmek. -Bayrak.-Ana-Baba eli.Kur’ân’ın yolunda gidildikçe, ekmeğe şükredildikçe, Bayrak uğruna ölündükçe, büyüklerin eli öpüldükçe şehitlerimiz ve ecdat kabrinde rahat* uyusun Türk Milleti, Allah’ın lütfu keremi ve Peygamberler Peygamberinin himmetiyle yeniden ilâhî vazifesine devam edecektir. *Zağra Müftüsü Hüseyin Raci Efendi 1878 de Türk Rus Harbi’nde uğradığımız felaket üzerine Rumeli’yi, evladı-fatihan yurdunu kaybedince “Tarihçe-i Zağra” adlı hatıratında insanın kalbini titreten sözü söyler:-Aziz-i vakt idik; a’da zel’il* kıldı bizi! Arif Nihat Asya, bu inleyişten uzun bir mersiye yazar.Huda ki rûz-i ezelden asîl kıldı bizi,Resûl-i Ekreme vekil kıldı bizi:Taraf taraf, yedi iklimi Hakk’a davette Delil kıldı bizi.Üsküp evlâdı Yahya Beyatlı şunları söylemektedir İstanbul’dan Sofya’ya kadar mazi alevlendi kalbimde Türklük Avrupa’ya bir deniz dağlardan çekilmiş, lâkin tuzunu bırakmış. Bütün toprak Türklük kokuyor…” *Müslüman Türk’ün kokusunun sindiği yalnızca Rumeli değildir. Bayrağımızın ve Ezanımızın on asır boyunca yükseldiği her toprak Türklük kokmaktadır.Afrin türklük kokmaktadır Zağra’yı, Üsküb’ü, Haleb’i, Bayır-Bucak’ı, Kut’ül Amare’yi ve nice yüzlerce yeri milletin çocuklarına unutturanlar mahşerde nasıl hesap vereceklerdir? milleti Hüseyin Raci Efendi’yi, Yahya Kemal’i anlayamaz hâle düşürenler nasıl hesap vereceklerdir? |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
POSTMODERN İHANET! *Takvimler, 28 Şubat 1997 i gösteriyordu. Vatandaş tedirgin, hava kurşuni renkliydi. Yarınlar karanlıktı. MGK iki muhalif kanada ayrılmış olarak içtima etti”…9 saat süren toplantı bittiğinde laikliğin demokrasi ve hukukun teminatı olduğu söyleniyor, laiklik maddelerinin, tevhidi tedrisat kıyafet kanununun tatbik edilmesi, eğitimin 8 yıla çıkarılması, cemaat okullarının MEB’na devri, Kur’ân kurslarının teftişi, tarikatların kapatılması, kurban derilerinin derneklere verilmemesi, irtica sebebiyle ordudan atılan gerici subayları müdafaa eden ve orduyu din düşmanı gibi gösteren medyanın kontrol edilmesi *isteniyordu… *Geçmişi, 1970’lere dayanan Millî Görüş tüm kapatma dâvâlarına rağmen bir başka parti ismi alarak* siyasi mücadeleye devam etmekteydi. MGK, 28 Şubat’ta toplandığında RP seçimleri kazanmış ve DYP ile ortak hükûmet kurmuştu. Erbakan Başbakan Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanıydı.Demokrasi ve halk iradesi, böyle tecelli etmişti. asker, yargı, üniversite, iş adamı medya elitleri yerli ve millî olana karşılardı. Tek Parti zihniyetinin devamı 27 Mayıs cuntacı ve darbecileri Refah Yola düşmandı. Ellerinden gelse Allah demeyi yasaklayacaklardı. Kökleri dışarıdaydı. Mason, siyon ve kapitalizm uşağıydı *Kapalı kapılar ardında kirli oyunlar tezgâhladılar cunta müdahalesine haklı gerekçeler uydurdular 28 Şubattan önce ortalığı aczmendi” denen uzun âsalı, karanlık *bakışlı ürkütücü tipler doldurmuştu. uydurma tarikatlar türemiş, *onların istismar ettiği kadınlar ekranlarda zırlıyorlardı.Sincan Belediyesi, Kudüs Gecesi tertipledi. Bir piyeste Kudüs’ün işgali, Mescid-i Aksa’ya saygısızlık ve Filistin zulümü kınanmaktaydı. Siyonistlerin ayağına basılmıştı. İçerideki uşaklarını harekete geçirdiler. Sincan’da tanklar göründü. Neler oluyor? diye sorulduğunda 28 Şubat’ın kralı Orgeneral Çevik Bir, balans ayarı yapılıyor” dedi. 28 Şubat günkü MGK Kurul başkanı Başbakan Erbakan idi ama darbe bildirisi O’na karşıydı. Başbakan, utanç metnini imzalamadı. *Başbakan erbakan 4 Mart günü yumuşatılmazsa 28 şubat darbesini imzalamayacağını açıkladı.ve imzayı reddetti. medya algı operasyonuyla imzalamış gösterdi. 28 Şubat’ın yargıdaki kralı başsavcı Vural Savaş, “ülkeyi iç savaşa sürüklediği” iddiasıyla RP aleyhine kapatma davası açtı. şükür ki* millet oyuna gelmeyecekti. genelkurmay başkanlığı ticari şirketleri kara listeye aldı. 10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkanlığında bir salona dolduruldular.brifing verildi.çürük hukukçular, sıfatlarından hicap etmeyerek askerin yağdırdığı talimatları ayakta alkışlayıp cuntaya biat ettiler. Yargı, postalların altına paspas yapılmıştı. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
POSTMODERN İHANET! *Başbakan Erbakan 18 Haziran’da istifasını Cumhurbaşkanı Demirel’e verdi. Çiller, başbakan yapılsın diye istifa etmişti. Oysa Demirel, vazifeyi Çiller’e değil, Mesut Yılmaz’a verdi.ANAP, DYP’den küçük olduğu hâlde bu yapılabilmişti. Demirel,12 Mart ve 12 Eylül’de darbeyle devrildiği hâlde Postmodern Darbe” denen 28 Şubat ihanetine destek oluyordu. Demirel,* başı örtülü kızlara Arabistan’a gitsinler!” diye vicdanları yaralayan utanmaz bir laf edecektir. Yılmaz, *Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk’la beraber* ANASOL-D Hükûmetini kurdu.*darbenin asker, yargı, medya, üniversite ve hükûmet çerçevesi tamamlandı sıra zulümlere gelmişti. Darbeciler kendilerinden emindi 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini ileri sürüyorlardı. Cunta, MGK kararlarına “28 Şubat Eylem Planı” adını vermişti. faşist dayatmaları*için Batı Çalışma Grubu adlı bir *şebeke kurulmuştu. Başlarında General Çevik Bir vardı. Vatandaşlar, fişleniyordu. İrtica iddiasıyla TSK, MEB, bürokrasi, adliye, üniversite tasfiye edildi. “Yeşil sermaye uydurmasıyla beyaz Türklerden olmayanlara* nefes aldırılmadı Basın hürriyeti bitirildi. *İmanının varlığı şüpheli* sözde ilahiyatçı akademisyenler, sahibinin sesi olarak* her akşam ekranlardan zehir kusmaktaydılar. Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş, Yekta Güngör Özden, Çevik Bir, Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu cuntaya yaslanarak milletin değerlerine taarruz ediyordu. medya, sermaye,* üniversite, yargı 28 Şubat’ın uşağı olmuştu. Üniversite önleri dram ve gözyaşı doluydu. başı örtülü binlerce genç ve aileleri *mağdur ediliyordu. 15 Temmuz FETÖ’cü leri halkın seçtiği iktidara yüklenip “başaramadınız çekip gidin!” diye manşet atarak yardakçılık yapıyorlardı... *Postmodern Darbe ihanetinin asıl gücü FETÖ’cülerdi 28 şubatın darbecileri fetö teröristleri 15 Temmuz da işgal teşebbüsü ve darbe ihaneti ortaya çıktı. FETÖ’cüler, 2012’den itibaren Ergenekon davaları altında davaları sulandırarak *delil ve failleri sakladılar.28 Şubat’ın mahkemeye götürülmesi gerekir.Postmodern İhanet, bin yıl değil 10 yıl bile sürmedi.zararı çok büyük oldu.beyin göçü gerçekleşti yetişmiş insanlar harcandı ihanete muvaffakiyet nasip olmaz. *Darbecinin hesabı varsa Allah’ın da hesabı vardı 28 Şubat olmasaydı bugünkü iktidar doğmayacaktı.* Küfürbaz cuntacılar, Başbakan Erbakan’ı istifaya zorlamış, istikbal vadeden İBB Başkanı Erdoğan’ı “Minareler süngü diye şiir okuduğu için hapse atmışlardı. bugün o şiir, TRT ekranlarından haykırılmakta. 28 Şubat neyi yasaklamışsa bugün hayat bulmuş vaziyettedir Kukla krallar saklanacak delik arıyorlar. 28 Şubat’ın mağdurları duayla, zalimleri kötülükleriyle anılmaktadır.Herkes layık olduğuna kavuşur. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****
*Sultan Abdülhamid sakin ve mütevazıydı Kibar bir insandı. Büyük-küçük herkese “siz” diye hitap ederdi.Yaz-kış her gün sabah 05.00 te uyanırdı. ılık su ile yıkanırdı.Güne sabah namazı, ve Kur’ân-ı kerim ile başlardı. Sabah namazını, mevsim elverişli ise Yıldız Sarayı bahçesinde eda ederdi Sade giyinir; mesaiye hazırlanması kısa sürerdi.Sabah namazından sonra Mekke Şerifi’nin gönderdiği Moka kahvesi ve kahvaltısı ikram edilirdi. Gün içinde kahve içerdi.Kahvaltısı ve yemekleri sade olur; sofrada kahve ile birlikte ekmek, tereyağı, yumurta gibi yiyecekler olurdu. *Devlet teamülü icabı kahvaltı ve öğünleri yalnız yerdi. Müşfika Kadınefendi yemeğe iştirak ederdi. Resmî davetlerde masası kalabalık olurdu. tütünü Mutki’den gelirdi.Kahvaltıdan sonra Harem Dairesine geçer, aile efradıyla Harem mensuplarının ihtiyaçlarını talimat verirdi. Harem’den sonra saat 10’da Selamlığa geçer devlet işlerine dair arzları kabul ederdi devlette her teferruata hâkimdi.tayin ve vazifelendirmeleri bizzat kendisi yapardı.Saray memurları, Sultana arz ederlerdi.-Sultan güne başlarken Avrupa gazetelerinin Devlet-i ali Osman ve şahsı için neler yazdıklarını dinler gerekli talimatı verirdi. *Sultanın mesaisi idari işleri tedvir eder dilekçeleri dinler, istihbarat alır, raporları inceler nazır ve sefirleri huzura kabul eder günü yoğun geçerdi. Abdülhamid Han-ı sani, yorulmak nedir bilmeyen bir azme sahipti. bıkıp-usanmadan çalışır o günkü işleri, ertesi güne bırakmazdı. Çalıma odasında sabahlardı Mesaisine ancak namazlarda ara verirdi.Öğle yemeğini saat 11-12 arası Haremde yerdi. Sofrası sade ve seçkin olur, sebze yemeklerini tercih eder Asla alkol kullanmazdı masada su, ve şerbet bulunurdu.*Öğle öğününde sofrada çok az miktarda et az miktarda sebze yemeği, börek ve meyve bulunur, yemekten sonra kahve içerdi. Kahvesi sade olur Yemeğini umumiyetle Boğaz yahut Marmara’yı gören odalarda yerdi.-Öğle yemeğinden sonra uzanır, sonra mesaisine dönerdi. yaverler ve erkanıyla sarayın bahçesinde gezinir, göletteki kayıkla gezinti yapardı Öğleden sonraki mesaide toplantılara riyaset eder, kabullerde bulunurdu. Öğle ile akşam arasında kısa bir teneffüsü olurdu. ahşap işleri yaparak çalışır ve dinlenirdi. Mimar Sinan, mimarlıkta ne ise Abdülhamid Han da marangozlukta odur. dünya çapında üstün san’atkârlardır. *Sultanın hayatında cuma günü kıymetli bir hazineydi Cuma namazına Yıldız Sarayının önündeki Hamidiye Camiine gider; namazını Hünkâr Mahfilinde eda ettikten sonra Saray’a me dönerdi. Bu gidiş-gelişe “Cuma Selamlığı” denir; ahali ve ecnebiler kendisini görmek için sarayı doldururlardı.Cuma, namazdan sonra nazırların ve sefirlerin huzura kabul günüydü.-Sultan, akşam yemeğini akşam namazından sonra yavaş yavaş yerdi. israftan uzaktı. Sofrada pirinç pilavı, buzlu şerbet, tatlı ve dondurma gibi yiyecekler olurdu. paşalarla devlet ricalini akşam yemeğinden sonra Selamlık’ta kabul ederek dinler emirleri verirdi. *Sultan yorgun düşmüşse Haremde istirahat ederdi.Haremde ailesiyle meşgul olur, şehzade ve sultanların Kur’ân-ı kerim ve dinî bilgilerini takip ederdi.Akşamları kütüphanede vakit geçirirdi Sultan, çok geç yatar erkenden kalkardı.hiç uyumadan iki gün boyunca çalıştığı olurdu. Devlet işleri beklemeyeceğinden gecenin her saatinde kapısının çalınırdı hiçbir devlet evrakını abdesti olmadan imzalamamıştır. Akşamları yatak odasında , Kur’ân-ı kerim ve kitap okurdu. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi CÜCE VE DEV
*Türklerin “Kanuni”, Haçlı Avrupasının hayranlıktan Muhteşem Süleyman” dediği Kanuni Sultan Süleyman Han, Türklerin Hakanı, Müslümanların Halifesi, gayrı Müslim teb’anın adil hükümdarıdır. Seferde, harp hâlindeyken vefat etmiş bir şehiddir. yarım asra yakın süren Padişahlığında zaferler kazandırmış; devlet, zirveyi yakalamış, vatan topraklarımız 23 milyon 400 bin km2 gibi uçsuz-bucaksız bir çapa ulaşmıştır. Kanuni zamanı Güneşin en parlak anı, tam tepede olduğu vakittir. Devlet-i âli Osman, göz kamaştırıcı ihtişamına Kanuni ile kavuşulmuş, tepeye çıkılmıştır. *Kanuni Sultan Selim gibi bir dehanın hayrlı bir evladıdır. Atası Fatih, Balkanların, babası Yavuz, Arap coğrafyasıyla Kuzey Afrika’nın, Kanuni ise Rodos-Cezayir ve Orta Avrupanın fatihidir. Akdeniz Türk Gölü olmuştur Kanuni zamanında devlet, kuvvet ve kudret olarak, zirveye çıkmış millet ve medeniyet zirveyi*yaşamıştır. Padişah "Muhibbî" mahlasıyla üstad bir şairdir. İktidarında edebiyat, mimari, ilim, san’at, erişilmez çaptadır. Hazine ve maliye dünyanın en güçlüsüdür.3 kıtada kütüphane raflarında kıyamete kadar gelecek nesillerimizin yüzünü ağartan eserler Kanuni devri eserleridir. *Bir sütunun Kanuni’yi anlatması imkânsızdır. bir gazetenin ve kitab onu anlatmaya yetmez. kadir-kıymet bilmez vefasızlar, böyle büyük bir insanı rencide etmektedir Bir Türk'ün, bir Müslümanın, bir insanın böyle bir kıymete hakaret etmesinin insaf, irfan, vicdan ve ahlakla bağdaşır tarafı yoktur. hakkında en çok kitap yazılan, en çok akademik çalışma yapılan liderlerden Kanuni münakaşası yapılamaz o halde hangi hadsiz niçin kanuniye sataşmaktadır Sevenleri bir yana, düşmanları bile kanuniyi takdir etmektedir. Kanuni, 29 Ağustos 1526’da Mohaç Meydanında Macar Ordusu’nu iki saatte imha etmiştir. *içimizdeki birtakım kimseler, yıllardır asil Padişahı, bayağı dizilerle anlatmakta, ve iftira etmektedir. Bu vebale RTÜK ortaktır. Dizi çarpıtması yetmezmiş gibi Prof. etiketli biri Muhteşem Süleyman’a hakaret etme cibilliyetsizliğini işlemiştir Akademik Görgüsüz Ağzı bozuk şarlatan kitab tanıtımında kanuniye hakaret etmiştir Bu münasebetsiz kişi, cezayı hak etmiştir. Savcılar Sn. Cumhurbaşkanı Osmanoğulları ve Vatandaşlar dava açabilir.ceza ve tazminat davası açılmalıdır. Kazanılan para, Mehmetçik Vakfı veya Kızılay vakıfına bağışlanabilir.Unutulmasın ki kindarlığı yapanlar, Osmanlıya söven soytarıların devamıdır. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamalı. Mahkemede hesap sorulmalıdır... **** |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
MEN DAKKA DUKKA! *Evlerimizle iş yerlerimizin duvarlarında eskiden ayeti kerime, Hadisi şerif, vecize ve atasözü olurdu.bizlere nasihat, ederlerdi hat sanatı müstesna bir değer taşırdı. “bu güzide eserlerimizden biri de “men dakka dukka!”dır. Men dakka dukka, “çalma kapıyı, çalarlar kapını!” demektir. Kim ki hıyanetle birinin kapısını tıklatırsa, zilini çalarsa, penceresini yoklarsa aynısı kendi başına gelir.Arap atasözüdür.Kısacası “eden bulur” denebilir.Kötülükten alıkoymayı murat etmekle lisanımızdaki “rüzgâr eken, fırtına biçer” deyimiyle eş anlamlıdır.*Türkiye farkında olmasa da şu günlerde ibretlik olaylar yaşanmaktadır. Afrin’e kilitlendiğimizden komşudaki hırçınlığın farkında değiliz. Yunanistan’da yer yerinden oynuyor. Ülke medyası ve vatandaş ayakta.Nedir, ne oluyor bu Yunanistan’a? Hükûmete neden yükleniyorlar? iki Yunan askeri izinsiz bir şekilde topraklarımıza girdiler. Mahkeme, onları casusluk suçlamasıyla cezaevine gönderdi.Komşumuzdaki kızgınlığın sebebi bu.Başbakan Çipras BM’den yardım istedi BM’nin tırnağı olsa başını kaşır,Guta’ya nefes aldırır. Ancak BM nin kendine hayrı yok Yunanistan siyasi buhranda Neredeyse Türkiye’ye harp açacaklar.Akdeniz hummasına kapılmışlar. *Kaçak yunan askeri casusluktan tutuklandı asker kardan dolayı yolları kaybettiğini mültecileri takip ettiklerini iddia etti Bunlar bahaneydi, başka sebepler var dı ancak bilinmiyor. Ankaranın Atina’ya gülerek “işte şimdi elime düştün; men dakka dukka!” dediğini tahmin etmek zor değil... Ankara, haklıdır.500 sene birlikte yaşadığımız Yunanlılar bilir ki “komşu komşunun külüne muhtaçtır”. Ne var ki Atina, 15 Temmuz ihanetinde kendisine iltica eden FETÖ’cü pilotları iade etmedi. Tutukladı, serbest bıraktı. tutarsızlık sergiledi. darbecileri korudu Doğrusu yunan 1999 Marmara zelzelesinde aramız iyi olmadığı hâlde yardımımıza koşmuştu *Yunan Kendilerine koşan fetöcüleri iade etmeliydi Bu dürüstlük, düzelmiş ilişkileri iyileştirecekti.Yunan hükûmeti, darbeci nankörleri himaye etti ve bize teslim etmedi Türkiye’de kimse meydanlara dökülmedi.Sonunda Hadisi şerif, güneş gibi parladı-Men sabera zafera/ sabreden zafere kavuşur.Sabrettik; haklı olduğumuz hâlde taşkınlık yapmadık; pazarlık sebebi, kendi ayaklarıyla geldi. Ankara yunan karşısında şu imkânına kavuşmuştur: -Verin darbecileri, alın askerlerinizi!..Bu kadar açık söylenir. Ve açık diplomatik dil kullanılır. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
FRANSA'NIN PİMPİRİKLİĞİ! *BMGK nın 5 daimî üyesi vardır. Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Amerika. Bu devletlerden Fransa hariç hiçbiri Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekâtı'na muhalefet etmedi. Çin'den ses çıkmadı. Rusya ile müzakere edilerek harekât başladı. İngiltere, meşru müdafaa hakkımızı kullandığımızı söyledi.* ABD, PYD ile can-ciğer olmasına,*teröristlere yaltaklık etmesine rağmen harekâtı anlayışla karşıladı NATO da müdafaa hakkımız olduğunu ifade etti.Yalnızca Fransa rahatsız oldu.*ve harekâtın ikinci günü BMGK yı Afrin gündemiyle âcilen toplantıya çağırdı.* *Fransa'ya âcil toplantı çağrısını yaptıran sebep nedir? Afrin'de binlerce sivil mi öldürdük halkın suyunu mu zehirledik kimyevi silah mı kullandık fransızlar gibi hangi adaletsizliği işledik Türkiye ülkesinin birlik, dirlik ve bütünlüğü vatandaşı için *KCK-PYD-YPG-PKK, DEAŞ terör örgütlerine karşı harekât yapmaktadır mecburdur. harekât, Afrinli sivillere ve Suriye'ye karşı değildir. Harekât, *meşruiyetini Cenevre Sözleşmesinden almaktadır. Afrin harekatı sahipsiz kalan hudutta emniyeti tesis etme maksadıyladır. Sn. Yıldırım tarafından açıklandığı gibi *sınırımızdan 30 km derinliğe gidilip güvenli bölge kurulacaktır. *Arap Baharında Suriye karışınca*yapılmasını Amerika'yla dünyaya teklif ve ettiğimiz bölgeyi kendimiz inşa etmekteyiz.Böylece; terör koridoru açılamayacak terör devleti kurulamayacaktır. Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ın* toprak bütünlüğü korunmaktadır. Afrin harekatı olmasaydı bölge* istikrarsızlaşarak çok tehlikeli bir* geleceğe sürüklenecekti peki Fransa resmi neden görmemektedi işgüzarlığı niyedir Paris'teki siyasi kafa, Suriye'nin Türkiye, Rusya, ABD pay edileceğini düşünmektedir. Fransa parsadan pay almak için teröristlerin gözüne girmeye çalışmaktadır *Kanlı Amerika ve Fransa teröristlerle iş tutmaktalar. Fransa'nın Haçlıların Kudüs işgalinden beri suriyede gözü var Napolyon bölgeyi istila etmiş Akka kalesinde Cezzar Paşa tarafından cezalandırılarak geri gönderilmiştir. I. Dünya Harbi'nde Türkiye, Irak, Suriye, Filistin, Ürdünde Osmanlı mülkünde işgal ve zulümler yapılmıştır. Fransa Orta Doğu ve İstanbul'u işgal etmiştir ilk cihan harbinden beri bölgenin başbelası Sykes-Picot Anlaşması'nı* yapmıştır Fransa eski Cumhurbaşkanları Kürt bölücülerle seyahat eder türkiyeyi bölmek için konuşurdu. Afrin için siyasi atak yapan Fransa, tek bir gün Arakanlı mağdur Müslümanlarla ilgilenmemiş Filistin mazlum ve mağdurlarını görmemiştir. Akdeniz, binlerce Suriyeli mülteciye mezar olduysa vebali AB ve Fransaya aittit Fransa vahşi batı mensubudur sömürgecidir. Afrikayı sömürmüş Cezayir'deki bir buçuk milyonu katletmiştir affedilemez insanlık katilidir. orta Afrika'da yaptıkları tazedir. Mısır'daki Sisi darbesinin arkasındaki isimdir.Herkes, attığı adımı da dediği lafı da bilmelidir |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları NÛN
*15 Temmuz darbeye teşebbüs ve işgal projesinin önlenmesinde Diriliş dizisinin *önemli bir mânevî/ gücü olduğuna şüphe yoktur. Tabiî dizi, darbe olabilir; halkı hazırlayalım!” diye yapılmadı. Film’in sahibi* Sn. Kemal Tekden, hangi zorlukları aşıp, nelere ekrana ulaşabildiklerini anlattı. Diriliş-Ertuğrul, milletin, bir ruh silkinmesiyle cengâverleşerek* 15 Temmuz ihanetini bastırmasında büyük pay sahibidir. Darbe öncesinde diziyi seyreden vatandaş, o gece ölümü düşünmeden his çağlayanı ve imân fırtınasıyla tehlikenin üzerine *koştu. Her biri, Çanakkale’nin Seyid Onbaşısı oldu.*15 temmuz kahramanları yerden gökteki jetlere meydan okudular.Diriliş-Ertuğrul, yüreklerdeki Allah, Peygamber, din, vatan, millet ve ezan aşkındaki pasları söktü yüreklerde şahadet sevdası, evliyalık hürmeti, dua bereketi yeniden ve samimiyetle doğdu, imânsızlık kalbimizden sökülüp atıldı 15 Temmuz Haçlı kuşatma ve darbe ihanetiydi iç harbe girdik ordumuz, yaralandı insanlarımız yüreklerinin kışla aleyhisselam- ocağı olduğunu hatırladı. Fırat Kalkanı’nda* destanlar yazıldı. *24 Şubat 2017’de Payitaht *Zeytindalından iki gün önce de Kut dizisi başladı. Diriliş gibi Payitahtda Zeytin Dalı Harekâtı’nda milletin evlâtlarının aşk, şevk ve Kızılelma ufkuna kavuşmasında çok müessir oldu Kut’ül Amâre dizisi de son ateşlemeyi yaptı. Aliya dizisi Yedi Düvelle hesaplaşmada öncekilerden geri kalmayacaktır biiznillah.dizilerimiz derleniş, toparlanış, uyanış ve dirilişte pay sahibidir göze ve gönle hitap eder. tesiri büyüktür.*hain darbe ihanetiyle haçlı işgalinin püskürtülmesinde yerli ve millî basının payı büyüktür. kalemler mukaddeslerimiz uğruna kendini hedefe koymuştur Bir iktidar, sadece yol, hava meydanı, baraj gibi bayındırlık hizmetleri yaparak ayakta kalamaz. Eğer kalsaydı Abdülhamid Han, Vahideddin Han, Adnan Menderes ve Süleyman Demirel kalırdı. AK Parti sinema ve basını keşfetmiş tarihî hizmetlere imza atmıştır kıymetli bir hizmettir namuslu, yerli ve millî bir matbuatları olsaydı Abdülhamid Han ve Vahideddin Han talihsiz akıbetlere uğramazdı. Menderes ve Demirel’e destek veren basın olsaydı darbeye maruz kalmazlardı. Erbakan medya desteğinden mahrumdu.medya onun can düşmanıydı. *28 Şubat zulmünün suçlusu cuntacılar ve Devrin medyasıydı Bugün medya gazete, dergi, televizyon ve radyo ve sosyal medya, yerli ve millî olmalıdır 15 Temmuz’un mağlup edilmesinde, Fırat Kalkanı, referandum, Zeytin Dalı Harekâtı’nda medyanın değerli payı vardır.Bütün başarı, medyaya siyâsî irade ve asker ile yüce milletindir Fatih Sultan Mehmed Han, Bizans’ı çökertince ulema Padişahım, dua ettik, zafer müyesser oldu!” dediler.* Muzaffer Sultan, tebessüm ederken kılıcının kabzasını okşayıp “bunun hakkını unutmayın!” der. Siyasi irade, millî duruşun adıdır. Bugün Abdülhamid Han dirilmiştir TSK, Asakir-i Mansure-i Muhammediye olduğunu göstermektedir.Unutulmamalıdırki bugün askerin Allah!! Allah!!! diyerek çıktığı kışlaya 28 Şubat sürecinde Besmele yazılı erzak kamyonu giremiyordu.*Diziyi çeken kameradır. arkasında güçlü bir kalem olmayan dizi ve sinema tutmaz. Donanımlı kalemleri olmayan dergi ve gazete okunmaz. Yazar, kalemiyle fikir üretir ve kâğıda döktüğünü şişeye koyarak meçhul adreslerdeki kahramanlara ulaşsın diye ırmağa verir.Diriliş Ertuğrul bunun isbatıdır:bir talebeyken Seyyid Ahmed Arvasi nin yazılarından beslenen Kemal Tekden, Kızılelmayı kalbine nakşeder: imkânım olursa film şirketi kuracak ve film çekeceğim.” der kendisi, bugün bir operatör doktordur. Niyeti düzeltip, yola çıkmış zorluklara da tahammül edince Allahü teâlâ, O’na milyonlara tesir eden, millete aslını, özünü ve yiğitliğini hatırlatan bir filme imza atma şerefini bahşeder.Kalem,Kelâm, tefekkür,İmân,Ve… Kızılelma Mütefekkiri ve san’atkârı olmayan bir dâvâ, yarına kalamaz.millî eğitimde ve millî kültürde muvaffak olmak millî borç ve millî mükellefiyettir. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi ÇEKİÇ GÜÇ
*Günü, bugünde kalarak tahlil etmek hayıflanılacak bir hâldir. Doğrusu dün-bugün-yarın denklemidir. Bugünü, bugüne gelinceye dek yaşadığımız dış ve iç olayları tahlil etmeden anlamamız mümkün değildir.1950-60’larında Amerikan “Barış Gönüllüleri sözde öğretmenlerdi. Türk çocuklarına sözde İngilizce öğretiyorlardı. Hâlbuki onlar 1800’lerin başından bu yana bu topraklarda görülen misyonerlerdi. ülke çocuklarında zihin operasyonu yapmak istediler içindeydiler. Hadisenin etkileri geçmedi *Çekiç Güçü yaşı 20’nin altında olanlar hatırlamayacaktır. Yaşı 30’un üstünde olanların hatırlamaması ürkütücüdür. hafıza örselenmesidir. bir otelde Viyana-Kut’ül Amare tarihini resmettik. Kürsüden indiğimizde yaşını almış bir dinleyicimiz, derin bir üzüntüyle“Ben, öğretmenim ama anlattıklarınızı ilk defa duydum diyordu*2 Ağustos 1990’daki Birinci Körfez Harekâtından sonra 1 Mart 1991’de Basra’da Şii isyanı çıktı Saddam dışarıdan ve içeriden sıkıştırılıyordu. Şiileri tahrik eden üst akıl bugün Kürtlere döndü. 5 Mart’ta Raniye kasabasında Kürt ayaklanması çıktı Kuzey Irakı. Etkiledi 5 Nisan 1990 da Peşmergeler ele geçirdikleri yerlerden atıldılar. 2 Martta Koalisyon komutanlarıyla Iraklı generaller arasında ateşkes yapıldı. Saddam’ın kendilerine kıyacağını zanneden 2 milyon Kürt Türkiye ve İran’a kaçtı, BMGK 5 Nisan da aldığı*688 Irak devletini soykırım ve zulümle itham ederek Irak hava sahasında 36. Meridyenin kuzeyi ve 32. Meridyenin güneyinde uçuşu yasakladı. Kürt mültecilere 100 km derinlikte emin bir bölge tesis edildi. *Kuzey Irak’ta huzuru temin için bir araya gelen Koalisyon Kuvvetleri, şu devletlerden meydana geliyordu:*ABD, Birleşik Krallık, Avustralya, Fransa, Hollanda ve Türkiye.Çekiç Güç” denen Huzur Harekâtına 24 Temmuz 1992’de son verildi.ve Birleşik Görev Gücü” kuruldu. Çekiç gücün mahiyet ve maksadı değişmemişti. İncirliğe yerleşti. Erbakan’ın Başbakanlığındaki Refah/Yol Hükûmetince 31 Aralık 1996’da gönderildiyse de isim değişikliğiyle faaliyetine*devam etti.Çekiç Güç, 1991’den 21 Mart 2003 e kadar 12 yıl ülkemizde faaliyet gösterdi.*TBMM 6 ayda bir çıkarttığı tezkerelerle çekiç güçe izin veriyordu.Bu zaman zarfında -Kuzey Irak Muhtar İdaresi kuruldu.Bitme noktasına gelen PKK sahaya sürüldü. Mehmedciğin Cudi Dağı’nda kıstırdığı PKK’lılara Amerika destek malzemesi atıldı. 17 Şubat 1993’te Ankara’dan Diyarbakır’a uçan Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in uçağı meçhul bir şekilde düştü. Eşref Paşa şehid oldu.Çekiç Güçten sonra 28 Şubat Darbesi yaşandı.çekiç güçün hüküm sürdüğü 12 yılda Adana’daki İncirlik ve Diyarbakır’daki Pirinçlik kullanılıyor, Türk Meclisi çekiç gücün süresini uzatıyor, proje sahipleri, projelerini hayata geçiriyorlardı.Aynı İncirlik, 15 Temmuz’da da vardı. Savaşı sahada kazanıp masada kaybetmemek için diri hafıza ve kıvrak diplomasi şarttır.mücadele Afrin’le bitmeyecek, Menbiç’le bitmeyecek. Terörist kimin üniformasını giyerse giysin vururuz!” Fikrî*ve fiilî*hazırlık buna göre yapılmalıdır |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
AKADEMİK GÖRGÜSÜZLÜK *TEOG imtihanı ancak Cumhurbaşkanı*el koyunca masaya yatırıldı. YÖK ve MEB e sormalı TEOG ve yardımcı doçentlik yanlış idiyse neden ses çıkartılmadı? Birinde çocuklarla aileleri mağdur ve rencide olmaktaydı.Şayet Sn. Erdoğan, müdahale etmeseydi sürüp gidecekti.TEOG eğitim hayatından çıktı, talebeler ve veliler kurtuldular. Yardımcı doçentlik yakında kaldırılacak. Akademi, bir kusurdan, o unvanı taşıyanlar bir yükten kurtulacaklar…*Ancak; mühim bir konu daha var Bu ayıp, görgüsüzlüktür ve hatanın düzeltilmesi Cumhurbaşkanına bırakılmamalı. Sn. Erdoğan, nedir bu münasebetsizlik!?"*demek zorunda bırakılmamalıdır şehirli bir toplum olmamıza rağmen akademik görgüsüzlük, devam etmektedir. Ekrandaki sohbetten, gazetedeki yazıya . Kadar görgüsüzlük çevremizi kuşatmıstır örneğin akademik kariyeri farklı bir sahada olan şahıs kendiyle alakasız bir konuda prof ünvanını kullanmaktadır. konuşmacı kendi alanımda ünvan kullanmalıdır kendi alanı dışında ünvan kullanmak görgüsüzlüktür. *akademik unvanlar konferanstaki diğer şahısları geri planda bırakmaktadır unvan olur-olmaz yerli-yersiz görgüsüzce kullanılmamalıdır konuştuğunda saygı duyulacak, eli öpülecek akademisyen sayısı* azdır. Etiket parlak, kalite ise yerlerdedir. görgüsüzlük yaşanmaktadır Askerde üst rütbeli subay, astı karşısında hemen rütbesini gösterir. Kışlanın rütbelileri üniversitenin unvanlıları da fukaralıklarını unvanlarıyla örtmeye çalışmaktadır. yalancı akademisyenlerin ünvan kullanması kötüdür. Vatandaş, şöhretine kanarak kendisine kulak vermekte kitabını almakta ama zırnık kadar faydaya kavuşamamaktadır.*Düne kadar devlet hayatımızda yetişmiş insan sıkıntısı vardı. Bunu arkada bıraktık. Ne var ki rical sıkıntısı bugün akademide mevcuttur 27 Mayıs,*12 Eylül ve 28 Şubat'ın bir de böyle büyük darbelerinde çok değerli akademisyenlerin üniversiteyle ilişiği kesilmiştir Mevzuuna hâkim, konuştuğu dinlenebilen, Türkçeyi iyi kullanan, akademisyenimiz çok az. Her ile üniversite çok isabetli bir karardır. Böylece*iki büyük şehirdeki üniversite dukalıkları yıkıldı. üniversite problemleri devam etmektedir üniversitede, siyasette, medyada, askerlikte ve hayatın her sahasında bilgi öncelik kazanmazsa görgüsüzlük ve sığlık devam eder.TEOG kaldırıldı.Yardımcı doçent unvanına son veriliyor.Akademik unvanların kullanılması doktora yapılan ilim dalıyla sınırlanmalıdır |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi NATO DA ÇÖKER
*ABD'li yetkililer, Türk mevkidaşlarıyla görüşmekteler. Trump, Cumhurbaşkanıyla , Dışişleri Bakanı Tillerson Mevlüt Çavuşoğlu'yla, görüşmekteler.McMaster-İbrahim kalınla görüştü, maksat, bozulan Türk-Amerikan dostluğunu kurtarmaktı İki devlet arasındaki dostluk, Bush zamanında bile bu kadar kötüleşmemişti. Merak edilen soru münasebetler ve dostluk devam edecek mi çok kötümser olunmayabilir ama çok iyimser olmak için de sebep yok.*Amerika, içeride ve dışarıda kaybediyor güçlü bir siyasi irade mevcut değil Başkanlık, Pentagon, hariciye her kafadan bir ses çıkmakta. İsrail'in menfaatleri, Amerikan menfaatlerinin önüne geçmiştir. Washington, Ankara'nın tüm ikazlarına rağmen Türkiye düşmanı terör örgütleriyle dostluklar kurmuş, 15 Temmuz'a destek vermiş, Türkiye'yi itibarsızlaştırmak için 17/25 Aralık davalarını açtırmıştır. FETÖ kadrolarını iade etmemiş ve nPKK/PYD maşalığına devam etmiştir PYD nin stratejik ortağıdır her çeşid silah vermiştir. silahlar 5 bin tırdır. Verdiği silahların içinde tank, top ve jet vardır Teröristler amerikan silahları ile insanımızı katletmektedir *bugün*teröristler abd silahları ile askerimizi şehit etmektedir Amerika Irak'ın Kuzeyi ile Suriye'nin kuzeyinde kukla bir Kürt devleti kurma*hülyasıyla İsrail'in menfaatini koruma*yolundan vazgeçmez, FETÖ'cüleri teslim etmez, şantaj dâvâlarını düşürmez, DEAŞ, PKK, PYD'nin arkasından çekilmezse Türkiye'den umduğunu bulamayacaktır. Türkiye her dostluğunda samimidir.Türkiye, aldatmaz.Türkler, dinlerine, dillerine, bayraklarına bağlıdır. Bir Amerikalı, Amerikan bayrağından mayo yapar, Türk ise bayrağını öpüp alnına koyar en yükseğe asar.Ortak geçmişe rağmen Türkleri tanımayanlara söz biter. Şifası olmaz. Başbakan Yardımcısı ve Hükûmet Sözcüsü Bekir Bozdağ, abdye ''ikna etmeye geliyorsanız gelmeyin!'' diye yüksek sesle söylemiştir*ABD Türkiye düşmanlarını dost edinip her türlü desteği vermiş İsrail’in "Nil'den Fırat'a* Büyük İsrail" projesine destek olmuştur stratejik ortaklığımız lafta kalacak ve Türk Amerikan dostluğu çökecektir. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu yüksek sesle ya tamam ya devam!.. diyerek Washingtonı sorguladı.Türk-Amerikan dostluğu biterse birinci derecede zarar gören Amerika olur.*Beyazsaray, dost seçmede*zaafa uğramıştır. Time Amerika’nın yalnızlığını kapak yaptı. Akıl var, iz'an var. teröristler ve İsrail, Türkiye yerine ikame edilemezler çapsızdırlar Yahudi Lobisi, Amerika'yı*pençesine almıştır Türk-Amerikan dostluğunun bitmesi Amerikan iç siyasetini kötü etkiler NATO'nun sonunu gelir Amerikan hükûmetin bütçe yapamamaktadır Sağduyusu olmayanın bütçesi olmaz. Abd kibirli ve kindardır dostluk ve NATO çürük iplikte sallanmaktadır NATO olmazsa İncirlik'in varlık gerekçesi kalmaz.Washington, son dönemeçtedir |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
AK PARTİ- MHP MİLLÎ İTTİFAKI Malum olduğu üzere 2019 seçim yılıdır Seçmen, belediye seçimleri için sandığa gidecek.3 Kasım 2019’daki milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak yarım senelik bir zamanda 3 seçim yapılacak Mahalli seçimler, genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi...Türkiye, 2019’da 2023-2071 Döneminin yol haritasını tayin edecek seçimlerle güçlü meclis güçlü Cumhurbaşkanlığı şarttır 3 Kasım 2019’da parlamenter sistem bitecek, Başbakanlı Hükûmet bitecek, icrayı layıkıyla işletecek bir Cumhurbaşkanlığı olacaktır. anayasa referandumundan sonra akp ve mhp arasında Millî İttifak kurulmuştur. ilk teklif sn Bahçeli’den gelmişti. İttifaka Devlet Bey “Cumhur İttifakı” Tayyip Bey’in millî ve yerli fikrinden hmillî ittifak” adını verdi çalışma üç kısma ayrılıyordu. Mahalli seçimler, milletvekili seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimi. ittifak için Millî Mutabakat Komisyonu” kuruldu ve çalışmalar tamamlandı Liderler arasındaki toplantıda Belli olan hususlar şunlardır Yüzde 10 baraj devam edecektir.Seçim pusulasında parti isim ve markaları yer alacaktır. çift mühür yerine tek mühür vuracaktır.Milletvekili seçimlerinde tam ittifak olacaktır.AK Parti gibi MHP de YSK Kuruluna Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan’ı gösterecektir. Allah ömürler versin; Türkiye 2023’e Sn. Erdoğan’ın liderliğinde girecektir. AK Parti-MHP Millî İttifakı, şunu ispatladı siyaset didişmek demek değildir. Böylece Allah nazardan saklasın kardeşâne bir ittifak yapıldı. İki taraf da samimi ve sözünün eri.ittifak olmasaydı Afrin harekâtında başarı elde edilemezdi.Millî ittifak, seçimler için çok hayrlı olacaktır Ülke menfaatini, şahıs ve parti menfaatinin önüne alınacaktır . Bu yapılabildikten sonra her şey olur. Millî İttifak sadece seçimlerde değil çok iyi işlere vesile olacaktır Huzur, kalkınma ve büyüme, birlik ve dirlikledir yerli ve millî kalma şartına bağlıdır bu ittifak biiznillah Türkiye’yi Kızılelma’ya taşıyacaktır. Bu bir kardeşlik ittifakıdır.Dava ittifakıdır.Büyük Türkiye ittifakıdır.7 Düvel tarafından bir asır sonra tekrar kuşatılmışken “ben” yerine biz demek hava kadar, su kadar elzemdir.Millî İttifak “biz” demektir. Milli İttifak, tek yürek ve tek bilek olmaktır Şehidin, mektubundaki sırrı, anasının gözyaşındaki hikmeti okumak demektir.Yolunuz açık olsun.Fitne, sizlerden uzak olsun. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
ŞEHİD YAKINLARI İÇİN KANUN TEKLİFİ TBMM Sayın Başkanlığı’na: *Genç yaşta, gözlerini kırpmadan aziz canlarını dinimiz, milletimiz, istiklal ve istikbalimiz için feda eden mübarek şehidlerimizin yakınları, necip milletimize ve kudretli devletimize emanettir. emanetlerin ihtiyacı karşılanmalıdır mahrum kalması, kendini sahipsiz hissetmesi şehidlerimizi Cennet bahçesinde rahatsız eder milletimiz için ayıp ve kusur olur.*en geç 3 ay içinde devlet, evi olmayan şehid ana-babasına ev vermeli Evi olup evi bulunmayanlara yeni ev vermelidir Maaşı olmayan ana-babaya maaş bağlanır. Ayda bir kere şehid ana-babası muayene edilir. Şehidin eşi ve çocukları tahsil süresinde her türlü sağlık desteğini ücretsiz alır.Şehidin eşi varsa ev verilir. Veya evi değiştirilir. Maaş bağlanır Şehid aylıkları, her en iyi seviyede tutulur.Şehidin nişanlısına 22 yaşını bitirene kadar asgari ücret maaş verilir. Evlendiğinde nişan, nikâh ve düğün yardımı yapılır. 22 yaşından önce evlenirse maaş kesilir.Şehid çocuklarının anaokulundan üniversiteden mezun oluncaya kadar masrafı devletçe karşılanır.Şehid çocukları, dilediği fakülteye imtihansız kabul edilir. *Şehit çocuklarından Yüksek lisans ve doktora yapmak isteyenler, imtihansız kabul edilir. yardımlar lisans eğitiminde 25, lisansüstü eğitimde 29 yaşında kesilir.Şehidin erkek evlatları, askerlikten muaftır. Şehid çocuklarının evlilik masraflarını Bakanlık karşılar. 30 yaşını geçenler evlilik yardımı alamazlar. Şehid çocukları, 30 yaşına kadar diledikleri işe imtihansız alınırlar. Şehid ana ve babalarıyla eşleri, ömür boyu, nişanlısı 22, çocukları 25 yaşına kadar bütün vasıtalarda VIP yolcu olarak ücretsiz seyahat ederler. Şehid ana-babalarıyla eşi, Ramazan Kurban ve Kandilde müftü, muhtar, askerlik şube başkanı tarafından ziyaret edilirler.ziyaret, nişanlıya 22, çocuklara 25 yaşına kadar yapılır. *Şehit ailelerine Ramazan ve Kurbanda asgari ücret aylığı kadar hediye verilir. dinî bayram hediyesi nişanlıya 22, çocuklara 25 yaşına kadar devam eder.Evlenen şehid eşi, evlendikten sonra kanunda zikredilen yardımlardan istifade edemez. Şehid ana baba ve çocuklarıyla nişanlıya senede 10 gün tatil yardımı yapılır. ana-babada ömür boyu, eş evlenene kadar, nişanlı evlenene veya 22 yaşına, kadar, çocuklar 25 yaşına kadar istifade eder. Yüzde nisbetinde 60 malul olan gazi yakınları, şehid yakınları gibi muamele görür. |
Kaynak rahim er türkiye gazetesi köşe yazıları
CEMİL MERİÇ’İN AFRİN ŞİİRİ Cemil Meriç, fikrinin çilesini yaşamış, bedelini ödemiş soylu bir kalemdir, irfanımızın, yirminci asırdan çağa ve gelecek zamanlara hediyesi büyük bir mütefekkirdir, edebiyatçı ve sosyologdur. Necip Fazıl’ın tarifiyle "Allah’ın, iç gözü görsün diye dış gözünü kapattığı sahici münevverdir."*Sezai Karakoç, şiirinde "Bir kadını al onu yont yont anne olsun’’ der. Cemil Meriç de bir lise*edebiyat öğretmenini yonta yonta tefekkür abidesi yükseltmiştir. Fransız edebiyatına bir Fransız aydını kadar, Hind edebiyatına en az bir Hind aydını kadar hâkimdir. Rus ve Fars edebiyatına yakındır Cemil Meriç’i okurken insan, kendini kelimeler sağanağı çılgınlıklar fırtınası*içinde hisseder. meydana çıkışı 1965’te Hisar dergisinde oldu. Yazılarında fikirler, tesbitler, hükümler baş döndürücü bir hızla savruluyordu. ideolojiler, idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir!"*diyordu bu söz Necip Fazıl’ın sokak başında Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak!’’ diye haykırmasının tercümesidir. murdar bir hâlden, muhteşem bir mâziye kanatlanmak gericilikse her namuslu insan gericidir bir yiğit cümledir Allah"*diyene "gerici"*damgasının vurulduğu seviyesiz dönemde haykırılmış cesur bir manifestodur. Cemil Meriç’i merhum, bir şair değildi. mensur yazının şairiydi. İşte mısra Itır gülün sesi, ışık sonsuzun. Geceleri ölüm konuşur karanlıklarda..." El Aziz Lisesi’nin bu Fransızca muallimi okumaya düşkündür okuya-yaza rahatsız olan gözlerini kaybetmiştir. Buna rağmen bedeliyle okuyanlar bulmuş okuma ihtiyacını dinleyerek karşılamıştır. Kendini etiketlerle ilerici sanan Türkiye’nin sözde aydınları, İhtişam ve Sefalette kalmış Frenk kavrukları Cemil Meriçi gerici sayıp Ülke’nin adamını yokluğa mahkûm etmişlerdir. Gafletten uyanmaları yarım asrı alacaktır. Hüseyin Cemil Meriç, 12 Aralık 1916’da Hatay’ın Reyhaniye kazasında dünyaya gelmiştir. ana vatana dönememiş İngiliz, Fransız işgalleri altındadır Halife’nin memalik-i şâhanesi,istanbul Akif’in "kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela!"*dediği emperyalistlerce işgal edilmiştir. Ana vatan bir yana, Bayırbucak’lar, Afrinler, Türkmen illeri bir yana düşmüştür.O yamyam işgal ve talan bugün de sürmektedir. Bugün Mehmedcik oğlunu şehid veren ana-baba, Allah, devlete zeval vermesin!"*diye dua etme*asaletini göstermektedir. Cemil Meriç, Reyhanlı’da 1935’te afrin şiirini yazdığında 19 yaşındadır. müze olan evinde Afrin’e dair duygularını kâğıda dökmüştür. O şiiri besleyen bir şairlik damarı vardır Afrin şiiri Dil ve Edebiyat dergisi Şubat 2018 de yayınlamasaydı meçhul kalacaktı. Şiirdeki kelimeler, okuyanı zorlayabilir; peki raftaki lûgat ne güne duruyor? Cemil Meriç ne der? "Kamûs, namustur!"*Bu şâhâne sözü "sözlük namustur"*veya "lügat, namustur"*diye özünden koparamayız.83 yıl önce şiir yazdığımız bir iklim gurbet olabilir mi Haleb’in Afrin’iyle Sakarya’nın Arifiye’si bizim için aynıdır... *AFRİN Kışın rüzgârları tehdit ederdin Sevahil darbe-i mevcinle inlerdi Kaçardı irtiaşla savletinden Sürüklerdin reh-i azminde evler. Yıksan bin hanümanı bugün Ve göklere yükselip yıldızlarla öpüşsen Tokatlasan o mağrur, haşin güneş sultanı Yine bir gün tabiat o şahlanan başına Yenilmez kudretinden kırılmaz bir gem takar Yine bir gün ufkunda gam şimşekleri çakar Bir uyuşukluk çöker dalgalanan başına Kumları fistolayan, sahili oyalayan Uslu, sessiz, çekingen küçük bir su olursun Böyle şahlanma Afrin, çarçabuk yorulursun Yaz, tembellik aşılar damarlarına, aman! |
Kaynak yusuf kaplan yeni şafak köşe yazıları
İnsan yetiştirmeden dünyasını inşa etmeden aslâ *Bir yerde yanlış yapıyoruz önümüzü açacak çaplı insanlar yetiştiremiyoruz madde planında elde ettiğimiz başarılara bel bağlıyoruz.Toplumumuz geçici,yapay ideolojik fay hatlarını aşarak kenetlenmektedir potansiyel büyük atılımlara soyunabileceğimiz tarihî bir imkân yakaladık Bu tür ânlar toplumların kader ânlarıdır, kaderlerinin belirlendiği kritik zamanlardır Emperyalistlere karşı sadece güney sınırımızda askerî bir savaş vermiyoruz. Neredeyse her alanda, siyasette, ekonomide, teknolojide, stratejide çok yönlü bir savaş veriyoruz *kritik zamanlarda, ortak idealler etrafında kenetlenmesini bilen toplumlar, bütün engelleri aşma iradesi ortaya koyarlar.ülke içinde birliği, dirliği, kardeşliği tesis edecek, ideolojik kesimlerin farklılıklarını derinleştirmek yerine, yüksek idealler etrafında bütünleşmelerini sağlayabilecek bir çaba ortaya koymak zorundayız.bilgece yaklaşımları benimsemek zorunda olduğumuz zorlu bir süreçten geçiyoruz.her tenkit, teklifi de beraberinde getirmelidir. Teklif sunmayan bir tenkit tahriple sonuçlanır. *Toplumu germeden, toplumun fay hatlarını derinleştirmeden,yapay ve sahte engellere takılmadan, kucaklayıcı, önaçıcı, yol açıcı bir perspektifle yolculuğu başarılı bir şekilde hayata ve harekete geçirebiliriz Bu ülkemizin ve medeniyetimizin gelecek kaderinin şekillendiği şu zorlu, eşikte son derece önemlidir ideolojileri sınırlayıcı, bizi birbirimize düşürücü, önümüzü tıkayıcı dar perspektifler aşılmalı mü’min’in güven adası Nebevî şiarını, şuuru harkete geçirilmeli herkese kucak açabilen hakikat medeniyeti kurulmalıdır*bizi birbirimize düşürücü, ideolojik farklılıklarımızi derinleştirici, yaklaşımlar, önümüzü tıkamaktadır Bu ideolojiler aşılarak derin bir nefes alınmalı geniş gönüllü olunmalı yürek ülkesinin çocukları olduğumuz dünya âleme gösterilmelidir bir Tarihin gündönümünde bunu gerçekleştirmeliyiz Medeniyet perspektifinin bize kazandıracağı en önemli imkân, sorunlarımızı geniş bir perspektiften görebilmek ideolojik kapışmaların ötesindeki sorunlarımızı kökten, ele alabilme, değerlendirebilme, tartışabilme, iradesi sunabilmesidir *Madde planında büyük başarılar elde edebilirsiniz. Madde planındaki başarılar, mânâ planındaki atılımların sonucu değilse, bumerang etkisi yapar: Toplumu yokoluş çukuruna yuvarlar Öyleyse her dâim mânâya kafa yormak zorundayız Şunu söylemeliyiz topluma: İnsanlığın önünü açacak, insanlığı çıkmaz sokaktan çıkaracak, insanlığa adalet ve hakkaniyet, sulh ve selâmet armağan edecek, Gazâlîler, İbn Arabîler, Yunus’lar, Mevlânâ’lar, Büyük Sinan’lar, yetiştirecek hakikat medeniyetinin yapı taşlarını döşemek zorundayız. Perspektifimizi genişletebilmemiz, zor zamanlarda toplumun öncü ve zirve insanlarını bütünleştirip kenetlemek için basiret yeterlidir.Unutmayalım: derinlikli, kuşatıcı, bilgece perspektif sadece bu topraklara özgü Bizi kuşatan, bizimle savaşan, bize diz çöktürmeye çalışan düşman’a yoğunlaşmalıyız. |
Kaynak bbc.com Afrin kim için, neden önemli?
Fehim TaştekinGazeteci-Yazar Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin Hatay ve Kilis sınırındaki Afrine yapılan harekat,Fırat Kalkanı II dir Türkiye'nin asıl gündemi, (YPG) kontrolüne son vermektir Kilis'teki Öncüpınar Sınır Kapısı kullanılmaktadır Azez-Cerablus hattındaki askeri yığınağın ilk hedefi, Kürt koridorunun uzantısı Minnig Hava Üssü ve Tel Rıfat'ı alıp Afrin'i terörden temizletmektir İdlib ile Azez arasındaki bağlantıyı kesen bu bölgeler YPG'nin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri'nin elindedir Obüs ve havan toplarıyla Afrin'e yapılan atışlarla YPG'nin savunma hatları kırılmaya çalışılmaktadır Afrinin dağlık coğrafyası toplumsal karakteri teröristle avantajlar sunmaktadır bu yüzden ele geçirilmesi zor bir bölgedir ve çatışmalar devam etmektedir Türkiye, 29 Mart'ta Fırat Kalkanını bitirmiş Harekâtı Azez-El Bab hattına çevirmiştir Tel Ebyad'dan Rakka'ya doğru Rojava Kobani ile Ceziredeki terör bağlantısı yok edilmektedir Fırat'ın doğusunda ABD'nin YPG'ye kalkan olmuştur ve korunaktadır Menbiçte abd tarafından korunan ypgli teröristler Fırat'ın batısında ise bir Rusya ve Suriye ordusuyla korunmaktadır Mayısta SDG'nin Rakka operasyonu sürerken abd nin Fırat'ın batısına geçerek Tabka Üssü'nü ele geçirmesi ve buraya yerleşme çabası Rusları kızdırmıştır Amerikan güçlerinin, Rakkada Suriye ordusunu durdurmak savaş uçağını düşürmesi Rusları kızdırdı Ruslar afrin operasyonuna destek vererek abd desteğindeki Kürtlere ders vermek istedi YPG ve PYD PKK nın enikleridir Afrin'in teröristlerce idare edilmesi türk sınır güvenliğine bir tehdittir ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır eğer önlenmezse ABD'nin desteğiyle Akdeniz'e kadar bir Kürt koridoru oluşacak ve bir Kürt devletinin kurulacaktır Afrin ile Kobani'nin birleşmesiyle 'Kürt koridoru' projesinin en önemli ayağı atılacaktır *Kürt Dağı Çiyayê Kurmênc olarak bilinen Afrin, Kürtlerin yaklaşık 1000 yıldır varlık gösterdiği bir bölgedir Kobani'de ve burada Kürt nüfusu ezici çoğunluktadır teröristler buradaki kürt halķı kandırarak amaçları doğrultusunda maşa ve kalkan olarak kullanmak istemektedir. Rojava özerklik hareketinin sacayağından birisi. Kürt hareketine en uzun süre destek vermiş olan bir bölgedir Suriye Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürt partileri Cezire bölgesini merkez alırken Afrin'deki boşluğu, 1980 ve 1990'larda PKK ile doldurdular teröristlerin.desteğiyle Afrin'de ticari müesseseler kuruldu Afrin zeytin, zeytinyağı, un ve şekeriyle Kürt hareketini beslerken terör örgütleri için önemli bir üs haline geldi. *1990'daki seçimlerde PKK, Suriye Parlamentosuna afrinden 6 milletvekili göndermişti.bebek katili öcalanın posterleri evlere asılır hale gelmişti suriye Yönetimi göz yumuyordu. PYD, Temmuz 2012'de kontrolü ele alırken Afrin'de örgütlüydü.Suriye Kürtleri Kobani'den Afrin'e açılacak bir koridoru "Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu olarak tanımlıyor. Kobani ve Afrin'deki Kürt varlığına karşın Kürtlerin Şehba adını verdiği bölgede Araplar, Türkmenler ve Kürtler birlikte yaşıyor. Kürt hareketinin temsilcileri siyaset koridorunun açılmasına "Kürdistan'ın tamamlanması" denilmesine karşı çıkıyor. |
Kaynak bbc.com Afrin kim için, neden önemli?
Fehim TaştekinGazeteci-Yazar Afrin'in batısında Türkiye destekli gruplar, güneyinde ise Nusra Cephesi bulunuyor. Ekonomisi zeytin, zeytinyağı ve meyve üretimine dayalı olan Afrin'de abluka yüzünden gıda ve yakıt fiyatları inanılmaz boyutlara ulaştı.200 litrelik mazot 2 binden 50 bin Suriye lirasına, benzin 2 bin 500'den 100 bin Suriye lirasına, 50 kiloluk buğday 250'den 7 bin Suriye lirasına çıktı.Afrinde kürtler ablukanın kırılması için Afrin'e Cerablus-Azez den koridor açmayı hedefliyordu. Türkiye bunu önledi bu kez 40 km güneyde Menbic, El Bab'ın kuzeyi ve Tel Rıfat üzerinden koridor açmaya çalıştılar. Fırat Kalkanıyla El Bab'a inilmesi kürt planını başarısızlığa uğrattı.El Bab'ın altında Suriye ordusunun çektiği set Kürtlerin Afrin'e ulaşmasına TSK ve ÖSO Tel Rıfat'ı düşürdüğünde terör koridoru kapanmış olacak. Hesaplar bozulacaktır Afrin'in TSK-ÖSO nun eline geçmesi teröristlere büyük bir darbe indirecektir Afrin'in merkezinde Arap, Mabata'da Alevi Kürtler, Kastel Cındo ve Ezazê civarında Ezidi Kürtler yaşıyor.Afrin, 2013'ten itibaren IŞİD'in elindeydi Rakka, Menbic, El Bab ve Cerablus'tan kaçanlar için sığınak oldu. Yedi kasaba ve 365 köyden oluşan Afrin'in 400 bin civarındaki nüfusu göçlerle iki katına çıktı. TSK'nın müdahalesinde amaç kürt halkı değildir Hedef işiddir bu yüzden suriye kürtleri türkleri kurtarıcı gibi karşılamıştır doğrudan Afrin'i hedef alan bir hamle Suriyeli Kürtleri çatışmanın içine çekebilir. PKK Türkiye sınırını hedef alabilir türk ordusunun hedefi siviller ve afrin değil pkk ve ypg dir YPG'nin Afrin'deki silahlı gücü 20 bin civarındadır gençler teröristlerce sivil kalkan olarak kullanılmakta küçük çocukların eline silah verilmekte en ön cephede savaştırılmaktadır Kadınları ypg ve pyd silahlı eğitimden geçirmiştir canlı bomba kullanmaktadır 50 yaş üstündeki yaşlı erkeklere silah talimi verildi. İnsanlar savaştan ve pkk baskısından kurtulmak için türkiye yi kurtarıcı gördü sivillere ve sivillerin türklere olan desteğine zarar verilmeden afrine girilmeli sivil halkın desteği ile teröristler yok edilmelidir Rusya ve ABD'nin tutumuna dikkat edilmelidir Afrin, Suriye krizinde Türkiye ile sınırların en istikrarlı ve güvenli olduğu yerlerin başında geliyordu istikrarın bozulması Suriye krizini derinleştirecektir ve iç barışı olumsuz etkileyecektir istikrara ve bölge halkının güven ve desteğine zarar vermeden afrin operasyonu süratli bir şekilde terörü yoketmelidir |
Kaynak gazetevatan.com
Mete yarar afrin röportajı *Afrin'de Zeytin Dalı harekatı ile Bölgede en fazla teröristi Türkiye öldürdü ancak Afrin'in tek başına çözüm olmayacak ABD terör örgütüne destek veriyor Türkiye bölgesel bir güçtür İslam toplumunda ve Ortadoğuda ağırlığı olan bir ülkedir. geçmiş devlet tecrübesi ile abd nin teröristlere verdiği silahları toplamasını bilir." Zeytin Dalı Harekatı’yla Türkiye, sınırında terör koridorunu asla kabul etmeyecektir dünyaya net olarak mesajımız budur Türkiye’nin saldırı nereden gelirse gelsin yokedecektir *ABD, Rusya ve Fransa’nın yerinde terörle mücadele kavramını hayata geçirdi. Türkiye zeytindalıyla insani krizleri engelleyecek türkiyede yurdundan göç etmiş yaklaşık 3,5 milyon suriyeli şu an Türkiye’de. Afrin operasyonu ve başlayacak Münbiç’le yaklaşık 1 milyona yakın insan topraklarına geri dönecektir bu operasyon. İnsani kaygılarla yapılan bir operasyondur Türkiye, Fırat Kalkanında dünyaya şunu haykırdı Benim DEAŞ, PKK, PYD gibi teröristlere cevap verecek gücüm var ve kullanacağım. Fırat Kalkanı DEAŞ mücadelesiydi. Bu güne kadar en fazla öldürülen terörist Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı’yla gerçekleşti. Bugün yine operasyondaki leş sayımız 3200 küsürdür *Rusya zeytin dalında net olarak Türkiye’siz ve iransız suriyenin normale dönmeyeceğini gördü Türkiye tüm kuvvetleriyle sahadadır sandalyesini çekip masaya oturmuştur Suriye’de tüm dengeler değişti.Türkiye Söylediklerini icra edecek bir güce sahiptir Afrin Harekâtıyla terör bölgeden söküp atılacaktır Türkiye kendi kaderini kendi çiziyor.İSTİKRARLI ŞEKİLDE İLERLİYOR Zeytin Dalında Herkesin dengeleri farklı. Fırat’ın doğusundaki strateji farklı batıdaki farklı. terör örgütleri için de farklı farklı stratejiler var ve en önemlisi Türkiye’nin bölgedeki iradesi ve iradesini istikrarlı bir şekilde korumasıdır SURİYE REJİMİNE NET MESAJ VERİLDİ*Esed'in* Afrin'e bir askeri gücü yok. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu en net açıklamayı yaptı: “Eğer Esed PKK’ya karşı Afrin’e geliyorsa sorun yok ama PKK’ya destek veriyorsa Tsk bunun karşısında durur.” Esed’in Afrin’e hareket etmesi Zeytin Dalı’nı etkilemez. Fırat Kalkanında Esedin milisleriyle karşılaştık. Fırat Kalkanında sıcak temaslar yaşandı. Zeytin Dalı’nda da Esed’e milislerine uyarı ateşi açıldıTürkiye’de kararlı bir şekilde müdahale edeceğini net şekilde gösterdi.İsrail uçağının düşürülmesi Suriye denklemini karıştırdı. Rusya-İsrail ilişkileri Suriye-İsrail gerginliği arttırdı Hizbullah İran bloğundaki gerginlik arttır. Hizbullah sahaya girmeye çalıştı. İsrail, Golan tepelerinde güvenlik koridoru oluşturmaya çalışıyor. Şu an işgal edilmiş topraklar Suriye sınırlarında.ve Suriye ve İran’ın başı karışmış durumda Türkiye’yi etkileyecek bir durum yok. *Fırat’ın doğusunda teröristlerle sıcak temaslar yaşandı. Sınırdan geçmeye çalışan teröristler etkisizleştirildi. Türkiye’ye roket atmaya çalışan teröristler öldürüldü. Türkiye; Afrin, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki terör sorununu çözmeye çalışıyor. TÜRKİYE EN GÜÇLÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR Bm Dışişleri Bakanlığı ile görüştü bölgede PYD/PKK ile mücadele ediyoruz. BM’de meşru müdahale hakkı ile ilgili maddeler sıralandı. Kimse türkiyeye karşı çıkmadı Diğer ülkelerde terörle mücadele ediyorlar.ve türkiyeye karşı çıkmaları kendi meşruiyetini ortadan kaldırmak demektir. ABD 10 bin kilometreden Suriye’de terörle mücadele ederken Türkiye ye müdahale etmesi mümkün değildir Bu uluslararası hukukta kopukluk yaratır. *Türkiye en güçlü dönemini yaşıyor. DEAŞ’la mücadele ederken BM de hukuk sisteminde.sıkıntı yaşamıyor.TÜRKİYE DOĞRU ADIMLAR ATIYOR birileri PYD'yi kullanıyor ne PKK ve pyd Türkiye için bir tehdiddir ve Türkiye terör kordonuna karşıdır Fırat Kalkanında Zeytin Dalında kürt kardeşlerimizle omuz omuza savaşmaktayız ÖSO'nun içerisinde Kürt kardeşlerimiz var. Astana sürecinde Kürt gruplarıda katılmıştır Türkiye'de etnik veya mezhepsel bir ayrım yoktur bizim için Suriye'nin toprak bütünlüğü önemlidir konfederasyon söz konusu değildir |
Kaynak gazetevatan.com
Mete yarar afrin röportajı Herkes kendisine sağladığı güçle o hedefler belirler. Konjonktür devlet kurmayı düşündürebilir. manipülasyon yaptırır Türkiye Barzani’ye net Birilerinin oyunusun ve oyunun bedelini ağır ödeyeceksin. demiştir Türkiye’nin dediği çıkmıştır Barzani borç batağına girdi. İsrail Barzani’yi destekledi ve devirmek istedi? Barzani Türkiye’nin uyarılarını dinlemedi; ABD ve israile maşalık yaptı Ve siyasetten dışlandı İsrail onu görevden indirmek için ayak oyunları yaptı. İsrail Barzani’yi destekler gibi yapıp yönetimi değişikliğine alt yapı oluşturdu.*ABD’NİN VERDİĞİ SİLAHLARI TÜRKİYE TOPLAMASINI İYİ BİLİR ABD – PYD/PKK ilişkisinde Türkiye’ye tehdid oluşturan PYD/PKK'ya 550 milyon dolar bütçe ayırmıştır bu para Örtülü operasyonlar için geçerli değildir abd pkk ya 1 milyar dolar yardım ve yataklık etmektedir Şişirilmiş örgütleri ne kadar desteklerseniz destekleyin bir şey olmadığını Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’nda görüyoruz. Türkiye terörle terbiye edilemez dış politikadaki açılımlarımız FETÖ ya DEAŞ ve PKK ile engellenmeye çalışıldı Türkiye bölgesel bir güçtür İslam toplumunda ve Ortadoğuda ağırlığı olan bir ülkedir.devlet tecrübesi vardır teröristlere kim ne kadar silah verirse versin türkiye silahları toplamasını bilir. Teröristlere silah yardımı türkiye ye müttefik olan abd ve rusya tarafından yapılmaktadır **Deyrizor’da doğalgaz yatakları var. Ve abd nin doğal gaz yataklarında gözü var Deyrizor bölgesinde Rus güçlerine, rejim güçlerine ve İran milislerine şiddetli hava saldırıları yapıyor ve bölgeleye kimsenin girmesine izin vermiyor. Deyrizor’da abd PYD/PKK’y mâşa kullanıyor deyrizorda petrol ve doğalgaz. Var bölgenin yeni Kerkük’ü olma yolunda ilerliyor.ÖSO VATANI İÇİN SAVAŞAN DÜZGÜN İNSANLARDIR ÖsO kendisini çok geliştirdi. Fırat Kalkanındaki tecrübeler ÖSO ya Türkiye nin destek vermesinde önemli rol oynadı. grubun sayısı 17 bine yükseldi ve önümüzdeki aylarda 25 bini bulabilir. Birinci ÖSO nun özgüveni arttı Fırat Kalkanı Harekâtı öncesinde kendileriyle hiçbir şey yapılamaz denilen ÖSO’nun vatanı için savaşan ne kadar düzgün insanlar olduğunu gördük. *Öso Hem DEAŞ’ı hem de PYD/PKK’lı teröristleri bölgeden çıkardı. Afrin’e geldiler. silah tutuşlarından ilerleyiş tekniklerine kadar emir komutaya uyuşları geçmişle bugün arasında büyük uçurum olduğunu göstermektedir Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekatı 15 Temmuz’un ardından bir kuşatmayı yarma harekatıdır. kısıtlı şartlarla yapılmıştır. Fırat kalkanından 2 sene geçmiştir. 2 senenin ardından Türkiye teknolojik olarak çok kısa sürede önemli adımlar kat etti. Ordusunu revize etti. Profesyonel asker sayısını attırdı. Jandarma ve Polis Özel Harekat da önemli artışlar oldu. Fırat Kalkanındaki İki harekat arasında arazi yapısı silahlar. Birbirine benzemiyor Afrindeki gücümüz Fırat Kalkanı Harekâtı’ndan çok daha fazladır |
suriye ordusuyla bitiririz biz bu işi
|
Afrin Harekatı’nda son dönemeç
Mete Yarar karar gazetesi köşe yazısı Teör sadece yurt içinde değildir terörün kökü yurt dışına uzanmaktadır bu yüzden terör ile sadece ülkemizde değil ülke dışında da savaşmalıyız aksi hale terörün kökünü kurutamayız terör ile mücadele ettiğimizde hem iç politika hem de dış politikada ister baskılara maruz kalmaktayız Turizm ve ekonomi terörden olumsuz etkilenilmektedir.terör ülke sorunlarının çözümünü engellemektedir.bir ülke sadece kendi sınırlarında değil bataklığın olduğu her yerde olayları çözme kararalığında olmalıdır bütün dengeleri altüst edebilmelidir Hollanda’dan gelen gurbetçiler afrin harekatını şöyle değerlendirdiler evet değişiklik oldu’bizlere farklı bakıyorlar. saygı duyuyorlar. Yaklaşımları sıcak bir bizlerle konuşmayanlar bile konuşmak istiyorlar” Türkiye’nin, ağzından çıkan her sözü gerçekleştiriyor. İnsanlar etkileniyor. Ve “Onlar güçlüyü severler” Türkiye her söylediğini sahada yapıyor Türk dış politikasının önü açıldı. yöntem kararlı ‘Türkiye Suriye politikasında sert gücünü kullanıyor yumuşak gücü hayata geçirmek için bölge teröristlerden arındırılmalıdır Her şey güvenlik içinde icra edilmektedir.Türkiye Suriye’de unutulan güç kavramını herkese hatırlatmalıdır Söylediğinin arkasında duran siyasetçisi, geri adım atmayan güvenlik güçleri, sınır tanımayan sivil toplum örgütleri ve milleti ile Türkiye bölgesinde yumuşak güç kullanan tek ülkedir.etnik, mezhepsel veya dini hiçbir ön yargıya sahip değildir. Her bölgede birleştiricilik ile insanları koruyup kollamaktadır Afrin’de son dönemeçteyiz bölgen normalleştirilecektir PYD’nin Kürtler üzerinde kurmak istediği baskıcı sisteme de son verilecektir Türkiye yalnızca oyun bozmuyor, bölgede unutulan tarih ile oyun kuruyor. |
Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Arapça Kitap ve Kültür Sessiz devrimin sesleri *İki asır önce gökkubbemiz çöktü: Temeller sarsıldı, sütunlar yıkıldı; İslâm dünyası, tarihinin en büyük buhranlarından birinin, eşiğine yuvarlandı... büyük medeniyet buhranıydı bu.iç ve dış nedenleri vardı.GÖKKUBBEMİZ ÇÖKTÜ AMA TESLİM BAYRAĞI ÇEKMEDİK...Modern Batının saldırısından nasibimizi aldık: her şeyimizi yitirdik... her şeye rağmen Çinliler, Hintliler, Japonlar gibi teslim bayrağı çekmedik... Sömürgecilere karşı destansı bir direniş mücadelesi verdik.*Çinliler, Hintliler, Japonlar bütün direncini yitirdiler medeniyetlerini yenileyemediler ve koruyamadılar.müslümanlar olarak, devâsâ medeniyetimizi yenileyemedik fosilleştirilmesine, yok edilmesine izin vermedik...Direndik...Topraklarımız işgal edildi, kaynaklarımız talan edildi, İslâm dünyası paramparça edildi ama mücadele ettik... mücadele sürüyor hâlâ İslâm, 21. Yüzyılı belirleyecek; 22. Yüzyıl İslâm’ın yüzyılı olacak inşallah...Bu iş, kolay olmayacak.Zorlu, yorucu umutlu bir direniş, diriliş ve varoluş yolculuğu bizi bekliyor...İslâm dünyasının toparlanabilmesi, insanlığın önünü açacak yolculuk zor ama imkânsız değil. *İnsanlığın önünü açacak hakikat, adalet ve hakkaniyet yolculuğunu bizden başka yapacak kalmadı: Bütün medeniyetler, mutasyona uğradı ruhlarını yitirdi.İslâm medeniyeti, çöktü ama ruhen canlılığını sürdürüyor direniş ruhunu koruyor, İslâm dünyası umut ve ufuk bahşedecek Batının tıkanması, medeniyetlerin mezarını kazması, insanlığı yok etmek üzere ve müslümanların tüm dünyayı kurtarıcı bir islami fikrî üretmeleri gerekiyor Bunu Batılılar, görüyor ama biz zihnî felçleşme yaşadığımız için göremiyoruz... İnsanlık için İslâm dışında başka bir çıkış yolunun kalmadığını görebilirsek, kurtuluş için ilk adımı atmış oluruz.*Kurtuluş ve dirlişte atılması gereken köklü adımlar var çağımızı imkânlarıyla ve zaaflarıyla tanımalıyız Tanıyamadığımız bir çağı değiştirme iddiasında bulunamayız havanda su döveriz, dünyaya hiç bir şey söyleyemeyiz başkalarının kavramlarıyla dünyamızı kuramayız... Yeni bir dünyayı ancak kendi kavramlarımızla kurabiliriz...Önce dünyanın, sonra da coğrafyamızın sorunlarını görebilmeli tanımlayabilmeliyiz.Batı dünyayı felâkete, sürüklüyor...Tanrı fikri yitirildi, hakikat yitirildi, tabiat delik deşik edildi, dünya cehenneme sürüklendi...Müslümanlar, büyük sorun yaşıyorlar:Müslümanca duyma ve düşünme melekelerini kaybedildi Müslüman Zihni yitirildi Müslümanca yaşama kaybedildi hayat ruh ve hayatın her alanındaki Müslümanlar yitirildi *İNSANLIĞIN ÖNÜNÜ“BİZ” AÇABİLİRİZ YALNIZCA...Şu ân kafa patlatmak zorundayız...kat edeceğimiz mesafe, dünyanın önünü açacaktır...asırlık eğitim, düşünce, sanat kurumlarına ihtiyacımız var. İlim, fikir ve ruh atılımına ihtiyacımız var Arapça Kültür Günlerinin tohumları ekiliyor, sessiz ve derinden ilk defa...Arapça, Kur’ân’ın dili; medeniyetimizin ruh köklerinin dili.Arapça olmadan hiçbir şey yapamayız. Türkçeye derinlik kazandıran Kur’an Arapçasıdır Dil Devrimi’nden sonra Türkçe’nin İslâmî ruh kökleri kurutuldu. Arapçayla, Arapçadan bize ne?” gibi sarsak tepkiler verildi Dilimiz çeviri, konuşmalarımız dublaj, fikir, sanat ve kültür dünyamız ve hayatımız Batı’dan montaj *Dil devrimiyle yıkıcı, yok edici zihnî bir felç geçirdik bunu görmemiz, elbette ki, zor olacaktır.Fransızcadan, Almancadan, İngilizceden Grekçe ve Latince kelimeleri çıkarın, bu diller biter, ortada bir şey kalmaz...Grekçe ve Latince, Batı uygarlığının kök dilleridir Kur’an Arapçası da bizim medeniyetimizin kök dilidir; Türkçe’nin ruhu Kur’ân Arapçasından gelir...Köklere inemezseniz, göklere yükselemezsiniz.ilim, fikir ve müslümanların sorunlarını konuşan, tartışan böylesine güzel bir sessiz devrime imza atan kardeşlerimi yürekten kutluyorum. |
Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
“İslâm’ın güncelleştirilmesi” ne demek? *Batılılar, tüm dinleri fosilleştirdiler ama İslâm’ı fosilleştiremediler.İslâm’ı içerden “çökertmek” için iki asırdır İslâm’ın protestanlaştırılması projesinin temellerini atıyorlar... Vehhâbîlik selefîlik ve hâricî mantığıyla İslâm’ın terörle özdeşleştirip protestanlaştırılmış, peygambersiz bir İslâm anlayışının yerleştirilmesini amaçlıyorlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İslâm’ın güncelleştirilmesi” ifadesi, İslâmî kesimlerde tedirginliğe yol açtı.ASIL TEHLİKE: İSLÂM’IN*PROTESTANLAŞTIRILMASI *Asıl tehlike, hâricî mantık değildir. Bu mücadele edilebilecek bir sorundur. Görülemeyen tehlike, müslümanların reforme edilmiş, peygambersiz sahte bir İslâma mahkûm edilmesi İslâm’ın dize getirilmesidir.Selefsizlik ve hâricî mantığının, DEAŞ terörünün nedeni, protentanlaştırılmış İslâm anlayışının oluşturulmasıdır Terör ve hâricî mantığı bütün dünyanın İslâm’dan nefret etmesini sağlamaktı ve bunu başardı Batılılar. Protestanlaştırlmış İslâm ise İslâm’ı hayatın her alanından uzaklaştırıp bireysel bir inanca indirgemeyi, ehlileştirmeyi ve hormonlu müslümanlar icat etmeyi hedefliyor... *ERDOĞAN: YÜREĞİ YANGIN*YERİNE DÖNEN ADAM Erdoğan Yüreği yangın gölüne dönmüş biri mazlumların yükünü sırtında taşıdığı bilinciyle nefes alıp veren biri.ülkenin, medeniyet ve coğrafyamızın büyük travmalarla boğuştuğunun farkında olan biri.Kendimizi toparladığımızda insanlığı toparlayacağımızın şuûrunda olan biri. Erdoğan’ın ilk günkü açıklaması, sorunlu bir açıklamaydı, ve düzeltti, İslâm’la ilişkisi olmadığı hâlde, İslâm’ın reforme edilmesi gerektiği sığ ve ezberci kişilere pelesenk oldu toplumda protestanlaşma projesinin önü mü açılıyor diye tedirginleşmesine neden oldu.15 Temmuzda öncü ilim adamlarının ötekileştirilmesi, kitleleri üzdü. *bazı hocaların açıklamaları, İslâm’a faydası olmayan, İslâm’ı ayağa düşüren ve düşüren sorunlu açıklamalar. Erdoğan, Hocaları ikaz edebilirdi. Ve kendisine gönül vermiş kitleleri tedirgin etmezdi Erdoğan’ın istikamet üzere olan hocaları ve diyaneti yıpratmaması gerekiyor.Birileri 28 Şubat sürecine ortam oluşturmak, istiyor olabilir Fikirlerine katılın katılmayın, İhsan Şenocak’ın ardından Nureddin Yıldız’ın linç edilmeleri, görevden uzaklaştırılmaları, yargılanmaları 28 Şubat kuşkusunu uyandırıyor.Ehl-i Sünnet’e tavır mı, geliştiriliyor, korkusu var. Erdoğan, “marjinal hocalar” dedi ama birilerinin Erdoğan’a, bu hocaların Ehl-i Sünnet’in, ana temsilcileri olduğunu, yapılan çıkış’ın Ehl-i Sünnet düşmanlarına yağ sürdüğünü hatırlatması gerekiyor. *İslamın güncelleme tartışması fitne ateşini körükler bizi asıl meselelerimizden alıkor. düşmanı içerde aramayalım, düşman dışarıda; içerde kenetlenmeye ihtiyacımız var, İslâmî kesimlerin ve tüm kesmlerinin kenetlenmesi, kucaklanması gerekiyor kritik ve bir savaşı veriyoruz içerde ve dışarda.Hunharca gerçekleştirilen Özgecan cinayetinde Özgecan’ın Alevî babasının şu bilgece sözü hepimiz için kılavuz olmalıdır: “Anadolu, Nuh’un gemisidir.” *Çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız. Tanıyamadığınız çağı değiştirme iddiasında bulunamazsınız.dünyanızı başkalarının kavramlarıyla, başkalarının bakış açılarıyla kuramazsınız.tüm insanlığı ilgilendirecek evrensel cümleler kurmak zorundayız. |
Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Müslümanların direniş ve diriliş yolculuğu... *Müslümanlar, modernlikle yüzleşmeden hesaplaşmadan, postmodernliğe yakalandılar, Batı dışındaki dünya için yakıcı sorun.Çin, Hint, Japon, Latin Amerika-, Batı uygarlığının zihnî saldırısına teslim oldular.Ama Müslümanlar teslim olmadılar. çünkü “her imtihan bir imkândırMüslümanlar, iki asır boyunca ortaya koydukları direnişle, Batı uygarlığına teslim olmayacaklarını toparlanabileceklerini ispatladılar.İşte bu nedenle İslâm dünyasının üzerine “çullanıyor” Batılılar. BİLİMİ, TEKNOLOJİYİ DEĞİL, KENDİMİZİ*KAYBETTİK BİZ ASIL! *kendi meselelerimizi kendi bakış açılarımızla mercek altına almalıyız.asıl meselemiz, Müslümanların direniş, diriliş yolculuğudur... mesafe katedmek dünyanın ve coğrafyamızın ülkemizin sorunlarını kavramamız gerekiyor. Batı uygarlığı, bilimle, teknolojiyle büyük bir güç elde etti. Tanrı fikrini, hakikat fikrini kaybetti; tabiatı delik deşik etti; dünyayı yaşanılamaz bir yere çevirdi...Yanlış sorular soruyoruz: Diyoruz ki, Batı bilimini, teknolojisini neden kaybettik, takip edemedik.Asıl sorun şu: Biz, kendimizi kaybettik. Kendi olamayan, kendini tanıyamayan toplumlar, başkalarını nasıl tanıyabilir ki Önce temel sorunu tespit edelim, başımıza geleni görelim ve kendimize gelme dünyalara açılma mücadelesi verelim *İslâm dünyası, medeniyet krizi yaşıyor. Müslüman zihni ve Müslüman melekeleri yitiriliyor Müslümanca yaşama zemin yerle bir oluyor İslâm’ın diriltici soluğunu yok oluyor ÇAĞRI’NIN ÇAĞINI KURMASINI SAĞLAYACAK BİR YOLCULUĞA SOYUNMALIYIZ...Çağı tanımıyoruz; Ama farkında bile değiliz.Kendimizi tanımıyoruz. Kendimizi başkalarının kavramlarıyla,ve bakış açılarıyla tanımlıyoruz Ama bunun da farkında değiliz.kendimizi de, çağı da tanıyamadığımız için insanlığı ilgilendirecek evrensel cümleler kuramıyoruz Bunlar yakıcı gerçekler. Çağın dışında yaşadığımızın, farkına varmalıyız çağın başındaki felaketleri tanımalıyız *İslâm’ı çağa uyduruyorlar...eziklik psikolojisiyle, yenilgi psikolojiyle, yamama ve yamanma psikolojisiyle hareket ediyorlar.Çağ’a da, İslâm’a da nüfûz edemiyoruz. Çağı da, İslâm’ı da hakkıyla tanıyamıyoruz.Çağ konusunda da, derinlikli bir bilince, sahip değiliz Müslüman zihnini ve Müslümanca düşünme melekelerini yitirdik zihnimizi felç ettik İslâm’ın güncellenmesinden sözetmek İslâm’ı tahrip ve tahriftir İslâm güncellenemez bizim kendimizi güncellemeye ihtiyacımız var. Kendimize gelmeye çağ’a rengimizi vermeye, dirilticimeye ihtiyacımız var Şu sorunun cevabını verelim Kim, hangi otorite, hangi zihinle İslâm’ı güncelleyecek? *Çağı tanımadan, İslâm’a modernist bir zihinle yaklaşmak tanımlayabilmek de, çözebilmek de çok zor. basit, yapay, sahte sorunlarla uğraşarak İslâm’ı değiştiremeyiz. İslam güncelleştirilenez Müslümanların sorunları var: zihnimizi felç eden, dünyamızı yok eden, zaman’a İslâm’ın diriltici soluğunu nakşedebilmemizi imkânsızlaştıran, bizi çağa hapseden medeniyet buhranının nereden kaynaklandığını, buhranı nasıl aşabileceğimiz meselesine kafa yormalıyız.tecdit, Müslümanların insanlığın da önünü açacak fikrî, zihnî bir atılımla medeniyet fikrinin yapı taşlarını döşeyebilmekle olur *Erdoğan önümüzü açacak, çağ kuracak öncü kuşakları yetiştirmek eğitim sisteminin geliştirmek fikir, sanat ve kültür hayatının inşa etmek gibi geleceği kuracak meselelerle ilgilenmeli meseleleri devletin gündemine almalı, 100 yılın tohumlarını atmalı çünkü Batı’yı ve kendini tanımayan, zihninin hurafeler çöplüğüne dönüştüğünün farkında olmayan, Batılı şaşı- bakan akademik kadrolarla İslâm’ın tecdit edilmesi, fikrî atılım yapabilmesi çok zor.Tecdit, geleceğimizi inşa edecek öncü kuşakları yetiştirecek kurumların inşasında ve önümüzü açacak köklü medeniyet fikrinin geliştirilmesidir Yapay ve basit meselelerde değil, köklü, temel, meselelerde tecdit konusu söz konusu edildiğinde zaman zihnimiz ve önümüz açılacaktır...Vesselâm. |
All times are GMT +3. The time now is 08:56. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025