![]() |
İslam ve hayat
Kaynak kuraan mucizeleri android programı petek
*O Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi`dir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır. (Sad Suresi) Arıların en hayret verici özelliği düzgün altıgen peteklerdir. Kalabalık arı grubunun son derece intizamlı yapılar meydana getirebileceklerine ihtimal verilmeyebilir. Oysa petek ören arılar kusursuz bir uyum içindedir her biri farklı yerlerden başlamalarına rağmen, aynı büyüklükte altıgen hücreler üretirler altıgenler birleştirdiklerinde hiçbir birleşme yerleri belli olmaz altıngenlerde kayma olmaz.Arılar sadece kovanda ihtiyaç zamanında petek örerler. petekleri barınak, stok ve yumurtalarını büyütmek için inşa ederler. *Peteklerin düzenli bir yapıları vardır. arı petekleri çift yüzlüdür. binlerce göz bulunur. gözlerin bal, polen ve yumurta ile doldurulmaları belirli bir düzende gerçekleşir. bir arı peteğinde, en üstten orta bölüme kadar bal bulunur. Ara bölümde polenler, en altta larva odaları yer alır. işçi arılar larva odaları ile bal odaları arasına polen depo bal, larvalar ve polen birbirine karışmaz petek içinde bal ve larvaların birbirine karışmaması insanların işine yarar yoksa arıcılar içinden çıkamazdı Petekten bir bölüm ayırmak isteyen arıcılar, bal almaya çalışırken arı kolonisine zarar verirdi bal larvalarla karışacağı için bal yemek zorlaşırdı. kolaylığın oluşmasını sağlayan şuurlu bir harekettir. *peteklerdeki hücrelerde hiçbir fark yoktur. tamamen birbirlerine benzer Ancak tüm benzerliğe rağmen, kraliçe boş bal veya polen hücrelerine yumurta bırakmakta yanılgıya düşmez. Her zaman doğru yere yumurta bırakır. bu kraliçe arıya Allah tarafından verilmiş bir yetenektir.Arılardaki Petek Yapımı Benzersizdir Arıları bilim adamlarını şaşkınlığa uğratmıştır. Onları şaşırtan, altıgen, yamuk, dörtgen gibi matematiksel şekillerle ilgili hesaplamalar ve şekillerin peteğin neresinde bulunacağı gibi detayların arılar tarafından eksiksiz bir şekilde yapılır. *arılar konusunda yazan araştırmacı Murray Hoyt petek yapımını şöyle özetlemektedir Bir sürü farklı arının, ağızlarındaki balmumunu bıraktıktan sonra aynı kalınlık ve şeklin oluşması şaşırtıcıdır. on binlerce böcek usta birer mühendistir Her arı petekteki kendi bölgesine küçük bir balmumu ekler. her petek hücresi aynı ölçü ve şekildedir. Arıların rastgele koşuşturduğunu sanırsınız. Petekde bir mühendisin harika programı ve ölçüleri Yüzlerce, binlerce arı işler,. En uygun boşluklar, en uygun hücre ölçüleri ortaya çıkar.bu son derece düşündürücüdür. Bir insanın cetvel, gönye gibi aletler olmadan şekiller çizmesi zordur. insanın arıların petek ölçülerini tutturması olanaksızdır. *İnsanların çizdiği şekiller iki boyutludur. Arılar üç boyutlu altıgen prizmalar meydana getirirler. çok hassas hesaplamaları vardır. petek hücrelerinde balın akmasını engelleyen 13 derecelik bir eğim vardır. petek, ayrı parçaların biraraya getirilmesiyle oluşur Peteklerde her arının ürettiği parçalar uc uca eklenir. petek dilimleri birleştiğinde hiçbir iz kalmaz. Hücrelerde farklı boyut ve yükseklik oluşmaz. Arılar hücreleri kusursuz bir şekilde birleştirir petek yapımından sonra birleşim yerleri tespit edilemez Eğer arılar tek bir taraftan petek üretimine başlasalardı, petek çok uzun sürerdi. birkaç taraftan petek örülmeye başlandığında ise, çok fazla arı çalıştığı için çok süratli bir şekilde petek tamamlanmış olur. petek özel tasarlanmış bir yapıdır tesadüf olasılığını düşünmek son derece saçmadır. Arıların hayatlarındaki her aşama Allah`ın sınırsız kudretinin ve yaratma gücünün tecellisidir. |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
Arıların Yaptıkları Akıl Almaz Hesaplar *Arıların yaptıkları iş mucizevidir Şimdi elinizde aynı ebatda olan tuğlalar olduğunu düşünün. düz bir çizgide, çizginin her iki ucundan aynı anda dizmeniz istense size yardım eden biri varsa bunu başarırsınız. tuğlada bir boşluk kalır sorunu tuğlayı kırıp-kısaltarak çözer ve boşluğu doldurursunuz. Bir de bu işlemi arıların yaptıkları gibi en uçtakiler hariç hiçbir tuğlayı kısaltmadan yapmanız istendiğinde ne yapardınız? Arılar, altıgenin geometrik şekli sebebiyle, petekte tutunma noktalarında, yarım altıgenler yamuklar- örerler arıların yaptıkları gibi işlem yapacağınızı varsayarsak tuğlaların tümü eşit olmak zorundadır. bazı hesaplar yapmanız gerekir. rastgele başarılı olmanız mümkün değildir. *arıları çok karışık olan işlemleri hiçbir alet kullanmadan yaparlar Arılar 0.74 milimetreküplük bir beyne sahip, ağırlıkları 80 ila 110 mg arasında değişen böceklerdir.insanların yapabileceği hesaplamalar yaparlar insanın zorlanacağı açı hesaplarında hiç yanılmadan birbirinin aynısı altıgenleri oluştururlar. kovandaki arılar birbirine uyumlu bir şekilde petekleri örerler Arıların balmumundan ördükleri hücrelerin her birinin genişliği her zaman 5.2 ile 5.4 mm.dir Petek genişliği dar yapılsa yanlış birleşimler ortaya çıkacaktır. Tüm uzunluklar kusursuzdur arılardan biri aşağıdan veya yukarıdan işe başlasa, farklı petekler oluşacak ve bunları birleştirmek mümkün olmayacaktır. arı peteğini sola veya sağa kaydıracak olursa, petekler birleşemeyecektir. *tuğlaları dizdiğinizde üçüncü kişinin tuğla koyması işleri karıştırır ve tuğla hatalı bir yere konulursa boşluk kalır arılarda böyle bir hata olması gibi bir problem yaşanmaz. Aynı anda kaç arı çalışırsa çalışsın, hepsi son derece şaşırtıcı bir uyumla, usta bir mühendis gibi işlerini başarıyla sonuçlandırırlar. Bu allahu tealalanın mucizesidir |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
Balmumu Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Arıların petek üretimi balmumuna bağlıdır. Balmumunun arılar tarafından üretilmesi bir yaratılış delilidir. Evrimciler, arıların özelliklerinin uzunca bir zaman sonra tesadüf sonucu ortaya çıktığını iddia ederler.bazı soruları soralım evrimcilere balmumu arılar nasıl bulmuşlardır? Ve her arı aynı formülü, aynı kıvamı hatasız olarak milyonlarca yıldır tutturabilmektedir balmumu üretimini vücutlarında nasıl oluşturmuşlardır? arıları balmumunu üretsede Bu tek başına hiçbir şey ifade etmez. arı yapacağı inşaat için bilgi ve beceriye de sahip olmalıdır. arının özelliklerine şans eseri sahip olması imkansızdır bilgiyi koloniye öğretmek zorundadır. Ve onların balmumu üretmesi için gerekli sistemi oluşturması gerekmektedir. Arı gelecek olan nesillere bilgiyi ve üretim sistemini aktarmak zorundadır. arıların iş bölümünü bilmeleri gerekmektedir. iş organizasyonu için akla ve bilince sahip olmaları gerekmekir. arıların organizasyonu nasıl gerçekleşir, iletişimi nasıl sağlar, on binlerce arının karanlık bir kovanda hiçbir karışıklık çıkarmamasının nedeni nedir gibi soruları Akıl sahibi insanı vicdanen düşünmelidir olacaktır. Arı petek üretebilecek, ve kullanabilecek özelliklerini tesadüflerle kazanmamıştır olağanüstü inşa yeteneği, aklı ve şuuru yüce allahın mucizesidir Bir insan kendi isteğiyle vücudunda işine yarayacak yeni bir salgı oluşturabilir mi? tükürük bezlerine yeni bir sistemi yerleştirebilir mi? insanın yapamayacağını arıdan beklemek makul müdür? Hic bir canlı kendine organ ekleyemez, salgılar üretemez. Arılardaki tasarım ve mucizevi yetenekler, bir Yaratıcının kanıtıdır Arılar yeryüzündeki tüm canlılar gibi Allah tarafından yaratılmışdır. Allah arılarda insanların ibret alması için benzersiz örnekler göstermektedir. Allah herşeye güç yetirendir. insana düşen vicdanının sesini dinleyerek, her işte Yaratıcı Allah`a yönelmektir tüm hayatını O`nunla yönlendirmektir: De ki: "Göklerden ve yerden rızık veren kimdir? Kulaklara ve gönüllere malik olan kimdir Diriyi ölüden ölüyü diriden çıkaran kimdir işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse korkup sakınmayacak mısınız?" (Yunus Suresi, 31) |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
*arılar hayranlık vericidir. Birkaç haftalık kısa bir yaşamda balarıları kovandaki tüm işleri yaparlar. petek inşası besin bulmak ve bal üretimine kadar her işi başarırlar. balarısının sinir sisteminde 7000 sinir hücresi insanın sinir hücreleri bunun 2 milyon katıdır. balarısı, insanları hayrete düşüren şu işleri kusursuzca yaparlar Kovanda Yavruları besler temizlik yapar, havalandırma, onarım yapıp, yarıkları kaplarlar dost ve düşman arıları ayırt edebilir.Güneş`in açısına göre yön belirleyebilir. -Ultraviyole ışınlarını fark edebilir. polen ağırlığını hesaplayabilir. Göğün parlaklığı ve, yeryüzündeki işaretlere bakarak ve yolu üzerindeki kokuları algılayarak doğru bir uçuş rotası tutturabilirler Uçuşda katettiği uzaklığı hesap edebilir. -Besin için kovanın en uygun bölümünü tespit edebilir.*Kovanda hareketlerin frekansını ölçebilir ve yiyecek kaynağının uzaklığını anlayabilir. -kovanda Güneş ile yiyecek kaynağı arasındaki açıyı hesaplayabilir. altıgen petekler inşa edebilir… tüm bunları başaran balarısının beynindeki sinir hücrelerinin toplamı, yetişkin bir insanın balarısı kelimelerini söylemek için kullandığı sinir hücresi sayısından azdır. balarısının beyin hacmi 0.74 milimetre küptür.kovanın en hayati arısı kraliçenin beyni ise cüssesine rağmen- küçüktür: 0.71 milimetre küptür Arıların yaptıkları işlerin beyinle bağlantısı yoktur. Onlara kusursuz yetenekler "verilmiş"tir.Arılara, olağanüstü özellikleri kim vermiştir? İnsanların yapamayacakları hesapları yapabilen, sayısız özellikle donatılmış bu canlılar, nasıl var olmuşlardır? *Arılar nasıl olur da, dünyaya gelir gelmez, hiçbir eğitim almadan, inanılmaz işler başarırlar? görevlerini nasıl olur da kusursuzca yerine getirirler onların organizasyon üstün bir akıl tarafından yapılabilecek kadar kusursuzdur. Peki bu şuursuz canlılar nasıl böyle bir organizasyonu gerçekleştirebilirler Arılara bu özelliklerini şaşırtıcı yeteneklerini veren sonsuz kudret sahibi Allah`tır. Allah yarattığı tüm canlılarda sınırsız ilmini ve yaratışını bizlere göstermektedir. yaratılışa şahit olan insan için yapacak tek şey, herşeyin hakimi olan Rabbini yüceltmek ve teslim olmaktır. …O`nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir dosdoğru olanı korumaktadır. (Hud Suresi)*Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah`a secde etmektedirler... (Hac Suresi) arılardaki mükemmel sistemler, akılcı davranışlar, hesaplama, planlama, gibi yetenekler nasıl ortaya çıkmıştır evrimciler tutarsızdırlar tesadüfe inanırlar iddiaları çökmüştür ilk arı soyunu soyunu devam ettirebilmek için mutlaka bir dişi arıya muhtaçtır bu kraliçe arıdır kraliçe kendi besinini elde edemez işçiler onu özel arı sütüyle beslerler ve kraliçenin yumurtlama kabiliyeti oluşur. yumurtlama kabiliyeti olmayan kraliçe soyunu da devam ettiremeden yeryüzünden yok olacaktır. kraliçenin soyunu devam ettirebilmesi için kraliçeyi dölleyecek erkek bir arı bulunması şarttır. *kraliçe ve erkek arının yeryüzünde tesadüfen meydana gelme ihtimali sıfırdır kraliçe petek öremez, Yumurtalarını bırakamaz yumurtalardan çünkü larva dışarıda yaşamlarını sürdüremez kraliçe arı yavrularını besleyecek yiyecekleri temin edemez. Çünkü kraliçe arının polen toplayabilecek, ve bal üretebilecek organları yoktur. Ve larvaların hayatlarını kaybetmesi kaçınılmazdır. kraliçe ve erkek arının kendilerini koruyabilecek iğneleri yoktur. Düşmandan korunmaları ve larvalarını korumaları mümkün değildir. bir arının tesadüfen oluşmasının asla mümkün değildir evrimciler geçersizdir yeryüzünde bulunan tek bir canlı evrim teorisini çökertir işçi arılar, kolonisnin soyunu devam ettiren kraliçe arı ve dölleme yeteneği olan erkek arıların tek bir anda ve aynı anda var olmalarının yegane açıklaması tümünün Allah tarafından yaratıldıkları gerçeğidir. *Allah tüm canlılar gibi arıları da üstün yeteneklerle birlikte yaratmıştır. onlara ihtiyacın çok üstünde bal üretme yeteneği vermiştir.Akıl ve vicdan sahibi bir insan için okuduğu, öğrendiği gerçeklerden çıkarması gereken sonuç Allah kullarına karşı sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. O tüm canlıların tek hakimidir. Canlıların sahip oldukları Allah`ın sonsuz ilminin ve kudretinin tecellileridir. hamd, göklerin yerin ve alemlerin Rabbi Allah`ındır.Göklerde ve yerde büyüklük O`nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
Bal, vitaminleri ve mineralleri yapısal özellikleri sebebiyle insanlar için şifadır Rabbin balarısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve çardaklarda evler edin. meyvelerin tümünden ye, Rabbinin kolaylaştırdığı yollarda yürü Onların karınlarından türlü şerbetler çıkar, insanlar için şifa vardır. düşünen bir topluluk için bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi)Balın içinde bakteri barınamaz Bütün canlıların yaşam için neme ihtiyaçları vardır. Bakteriler balla temas ettiklerinde nemden yoksun kalır ve yok olurlar. İnsan vücudunu etkileyen mikroorganizma balda yok olur. Bal, bakteri yok edicidir tifo mikroplarını yok eder Dizanteri mikroplarını öldürür bal, "şifa" yönü son derece güçlü bir besindir. Kuran`da bala 1400 yıl önceden dikkat çekilmiştir. bu sonsuz kudret sahibi Allah`ın indirmiş olduğu Kuran`ın mucizelerindendir Balda, minerallerin, şekerlerin ve vitaminin yanısıra, az miktarda, hormon çinko, bakır ve iyot vardır. BENZERSİZ BİR BESİN: ARI POLENİ Arıların poleni doğrudan doğruya kullanmaz, "arı poleni" denilen bir maddeye dönüştürürler. Arı Poleni çiçekten toplanan polenlere, nektarın ve enzimlerin eklenmesiyle yapılır. Arıların imal ettikleri karışımda ihtiyacımız olan herşey vardır. bitki proteini. vitamin, mineral, enzim ve karbonhidrat içerir. Arı poleninin besin değeri yüksektir. Arı poleni, koli basili ve bakteride antibiyotiktir besleyici, kuvvetli avantajlar sağlar: Polen doğadaki besin açısından en zengin ve mükemmel besindir. strese ve hastalığa direnci artırır, hastalığı iyileştirir Arı poleni orjinal bir besin ve ilaç hazinesidir. Yaşam için gerekli bütün temel maddeleri içermektedir Fiziksel performansı güçlendirir arı poleni sayesinde atletlerin güçlendiğinden bahsetmektedirler. ARI SÜTÜ Arı sütü tanımlanamayan bileşikler içerdiği için sentetik üretilemeyen bir maddedir. Doğal hormonlar, mineraller, B vitaminleri, vücutta Parkinson, Alzheimer ve benzeri sinir hastalıklarına sebep olan amino asitler, proteinler, yağlar ve karbonhidratlar içerir doku yenilemesinde ve büyümesinde önemli bir rolü olan aspartik asiti içermektedir. Arı sütü anti bakteriyel, ve anti virütik, besleyicidir yaşlanmayı önler solunum, iskelet, sinir, üretim, endokrin, kalp damarları, hücre için faydalıdır.Hormonları ve metabolik fonksiyonları düzenler normalleştirir. hücreyi yeniler yardım eder. Deriyi tedavi edip derinin rengini korur. yorgunluk, hastalıklar, ameliyat ya da travma sonrası vücuda güç kazandirır Enerji verir damar sertliğini engeller *karaciğeri koruma, doku kas oluşturma, kemik büyüme ve sağlığını destekleme, hafızayı güçlendirme, kiloyu düzenleme ve yara tedavilerinde faydalıdır arı sütü kötü beslenmiş ve prematüre bebekleri iyileştirmede kullanılır Arı sütü ile beslenen bebeklerin kilo ve sağlıkda iyileşirler arı sütü sinirsel ve ruhsal hastaları normal kilolarına, dayanıklı bir sinir sistemine ve güçlü bir fiziksel ve zihinsel yapıya kavuşturur yaşlanma etkisini geciktirmek için, menopoz, beslenme yetersizliğinin düzeltilmesi, eklem iltihabı, damar hastalıkları, ülserler, karaciğer rahatsızlıkları gibi rahatsızlıklarda doktorlarca tavsiye edilmektedir. |
Kaynak kuran.diyanet.gov.tr fetih suresi
*Allah’a ve peygamberine iman edesiniz, O’nu destekleyip büyüklüğüne eğilesiniz akşam sabah O’nu anasınız diye seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı göndermişizdir. Sana yeminle söz verenler* bu sözü Allah’a vermiş oluyorlar, Allah’ın eli onların üzerindedir. kim Allah’a verdiği ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur, Allah’a verdiği sözü* yerine getirene Allah büyük ödül verecektir. Hz. Peygamber Câhiliyede yaşamasına rağmen kişilik ahlâk, tebliğiyle dinin Allah’tan olduğuna canlı bir tanıktır. Onun eğitimi kuralları müjdeleri,* insanları etkilemiş; Allah’a iman ve ibadet uğrunda canlarını ve mallarını ortaya koyarak çaba göstermelerine sebep olmuştur. *büyüklüğü karşısında eğilesiniz”* “O’na saygı gösteresiniz” Hudeybiye biatı. Hz. Peygamber rüyası üzerine Mart 628 de, 1500 sahâbî ile umre* yapmak üzere yola çıkmış, Hudeybiyede konaklamıştı.görevliler, Mekkeli müşriklerin müslümanları engelleyeceklerini bu maksatla Hâlid b. Velîd’in 200 kişilik bir güçle yola çıktığı haberini getidiler. Hz. Peygamber Hz. Osman’ı Mekke’ye elçi* gönderdi. Ve onun öldürüldüğü haberi geldi. savaş ihtimalini* gören Resûlullah, ashabından biat aldı sakız ağacının rıdvân ağacının altında, 1500 kişi ile biatlaştı; Peygamberimize bağlılık ve itaat sözü verildi. Mekkeliler telâşa kapılarak Süheyl* başkanlığında bir heyet gönderdiler. Hz. Peygamber düşmanı azaltmak ve güneyi emniyete almak, Mekkeliler ise ticaret yollarını açmak için bir barış istiyorlardı. *müslümanların ertesi yıl* umre için gelmeleri, Mekkeli bir kimse Medine’ye sığınırsa iade edilecek, ancak Medineliler iade edilmeyecekti Arap kabileleri ile serbestçe antlaşma yapılabilecekti on yıllık bir antlaşma imzalandı resule itaat* Allah’a itaattir Allah’ın elçisi peygambere itaat ve ona biat Allah’a verilmiş bir bağlılık ve itaat sözüdür |
Kaynak dini hikayeler android programı
Hz rabianın duası Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. Ve yiyecek bulamadı. Sekizinci gece açlığı şiddetlendi. Nefsine eziyet ettiğini düşünürken* kapı çalındı. yemek getirildi, yemeği yere koyunca* bir kedi yemeğini döktü Mum söndü. Su* bardağı kırıldı. "Yâ Rabbî! zavallı kulunu imtihan ediyorsun, âcizliğimden sabredemiyorum." diyince Bir ses duyuldu: Ey Râbia, istersen nîmetlerimi saçayım. dert ve belâları kaldırayım. Fakat dertler, belâlar ile dünyâ bir arada bulunmaz." sözünü işitince; Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle senden alıkoyma." diye duâ etti.dünyâ zevklerinden kesildi namazını son namazımdır." diye huşû ile kıldı Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle de, kimse senden alıkoymasın." diye duâ eddi. Şehit mehmet muzaffer *Mehmed Muzaffer, 'zâbit namzeti' olarak Çanakkale'de idi* Alayın kamyon ve otomobil lastiğine ihtiyacı vardı. Muzaffer, becerikliydi malzeme için memur edildi. İstanbul'da lastik yoktu ve karaborsaydı. Muzaffer nihayet Karaköy'de bir Yahûdi'den istediklerini buldu. para temini için Harbiye'ye gitti. kaymakam yarbay 'Ne alınacak?' dedi. Oto ve kamyon lastiği' cevabı verilince Muzaffer'e dik dik baktı: bak oğlum askerin ayağında postal, sırtında kaput yok parasızlıktan alamıyorum. Sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun! Haydi yürü git, insanı günaha sokma... Para mara yok!' dedi. *1.dünya savaşında Almanlar'ın verdiği iki Mercedes kamyon ve iki binek arabası lastiksizdi. malzeme lâzımdı. Şehit asker mehmet muzaffer malzeme temini için vazifelendirilmişti. Şehidimiz Malzemeyi bulmuş ancak* para yoktu. Eli bir çare düşündü malzemenin sahibi Yahûdi'ye 'Para akşamüstü bitecek. öğlen vapurum Çanakkale'ye kalkıyor, Onun için, sabah ezanında* Malları hazır edin...Altın para vermiyorlar, kâğıt sabah Muzaffer, malları arabaya yükledi. gemi Çanakkalenin yolunu tuttu Yahûdi, elindeki yüzlük kâimeyi bozdurmaya Osmanlı Bankası'na gitti. Bozmadılar.. Zira elindeki para sahte idi. *Şehit askerimiz mehmet Muzaffer 1.dünya savaşında malzeme tedarikinde yeterli parayı bulamayınca nakdiye basımında kullanılan kâğıdın aynısını kırtasiyeden tedarik etmiş, bütün gece oturmuş, çini mürekkebi ve boya ile, gerçeğinden ayırt edilemiyen taklit para yapmış yahudi. Tüccara vermiş ve savaş malzemelerimizi temin etmişti O devrin hakiki paralarında şöyle ibâre bulunurdu: Bedeli Dersaâdette altın olarak tesviye olunacaktır.' Muzaffer yaptığı taklit parada şöyle yazmıştır. 'Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır.' burada altın dediği, Çanakkale'de Mehmetçiğin akıttığı, altından kıymetli kan idi... *1.dünya savaşında askerimiz yahudileri dolandırmiştı hâdise bütün İstanbul'a yayıldı. Dünyada emsâli olmayan* bu hâdise için Şehzâde Abdülhalim Yâhudi tüccarı buldurdu. Taklit paranın bedelini altınla aldı. Çok zarif sedef kakmalı bir mücevher çekmecesine yerleştirip, Emniyet Müzesi'ne hediye etti. Şehid Askerimiz Mehmet Muzaffer'in taklidini yaptığı para 1916 da tedâvüle çıkarıldı şehidimizin alacağı malzemenin bedeli elli liranın çok üstündedir ki, o da iki tane ellilik yapmak yerine anlaşılmasın diye tek bir yüzlük yapmıştır. Yahudi tüccar yüzlük kâimeyi* araştırmamış şehit asker* Muzaffer ise 'sabah vaktini paranın incelenmesine imkân bırakmamak,* için seçmiştir ve yahudiyi dolandırmıştır yaptığı tam bir sanat eseridir*Şehit askerimiz mehmet muzaffer çanakkalede malzeme temini için görevkidir o zaman teksir ve totokopi makinesi yoktur bugünün son sistem kalpazanlarına taş çıkartacak şekilde gecenin sınırlı saatlerinde sahte para basmış yahudilerden malzeme temin etmiştir bu sahtekârlık değil, san'at şaheseridir. Hz. Allah, tüm şehidlerimizden ve vatan için her şeyi göze alabilen bu san'atkârın, mübârek şehidin rûhundan* rahmetini eksik etmesin. (Âmin) |
Kaynak dini hikayeler android programı
*Adaletiyle meşhur İran hükümdarı Nuşirevan zalimliğiyle milleti bıktırmıştı avdayken iki baykuş yanına kondu Baykuş nağmeleri* hoşuna giden Nuşirevan'ın* vezirine: İnsan şu kuşların dilinden anlasa da ne dediklerini bilse... Kimbilir bu kuşlar şimdi neler söylüyorlardır? dedi.Vezir derdini anlatması için* fırsat doğdu Sultanım beni bağışlarsanız, kuşların* söylediklerini bildireyim, dedi. Nuşirevan emin ol ve anlat, dedi. Vezir Sultanım* kuşların birisi, diğerinin kızını oğluna istiyor. Öbürü* başlık parası* bir harabe isterim, diyor. Oğlanın babası ise Nuşirevan hükümdarken, ben* on harabe veririm diyince Nuşirevan vezirini anlıyor* adil, bir hükümdar oluyor bir tane harabe bırakmıyor her yer mâmur oluyor. Nerede o şuurlu idareciler, nerede o hükümdarlar? Bâyezid-i Bistâmî (k.s.) hazretlerinin* büyük bir insan olacağı* belliydi.Şakîk-i Belhî hazretleri bir gün, onu çocukluğunda oynarken görmüş, 'Bu çocuk büyüyünce zamanın en büyük velîsi olacak' buyurmuştu. Âlim bir zât, yine bir gün Bâyezid hazretlerini çok sevmiş, zekâsını ölçmek için: 'Güzel çocuk, namaz kılmasını biliyor musun?diyince Bâyezid(k.s.) de: 'Evet Allah dilerse, becerebiliyorum 'Rabbimin emriyle tekbir alıyor, Kur'ân-ı Kerîm'i tane tane okuyor, ta'zim ile rükûya gidiyor, tevâzu ile secdeye ediyor, vedâlaşarak selâm veriyorum, dedi. *Beyazıd ks. Ye Ey sevimli ve zekî çocuk! Sende fazîlet ve derinlik varken, insanların* başını okşamasına niçin izin veriyorsun?diye soruldu Bâyezid hazretleri, yaşından umulmayacak hâkimâne bir cevapla. Buyurdu Onlar beni değil, Allah Teâlâ'nın süslediği güzelliği meshediyor, okşuyorlar. Bana ait olmayana dokunmalarına nasıl mâni olabilirim |
Kaynak dini hikayeler android programı
Cabir ra. Anlatıyor Rasulullah bir müfrezeye* Ebu Ubeyde'yi komutan tayin etmiş Kureyş'e kervanını ele geçirmesini emretmişti Azık olarak hurma vermişti. O hurmayı Çocuğun emmesi gibi ağzımızda tutup emiyorduk. üstüne su içiyorduk. bize bir gün bir gece yetiyordu.ağaç yapraklarını çırparak, düşen yaprakları su ile ıslatıp yiyorduk. Deniz kıyısına varınca büyük bir kum tepesi gibi bir anberbalığı gördük. Ebu Ubeyde Bu leştir, dedi. Ve şunu söyledi: Hayır. Biz Rasulullah s.a.v.'in elçileriyiz Allah yolundayız. Zarurete düştük. Bundan yiyiniz. yaklaşık bir ay* o hayvanın etiyle geçindik. Üçyüz kişiydik ve şişmanlamıştık. Hayvanın göz çukurundan testilerle yağ alıyorduk, öküz büyüklüğünde et parçaları koparıyorduk.*Ebu Ubeyde onüç kişiyi ölü hayvanın göz çukuruna oturtmuştu. Kaburga kemiklerini yere dikti; hayvanın etinden pastırma azık ettik. Medine'ye geldiğimizde Rasulullaha vardık. dedi ki: O, Allah'ın size çıkardığı bir rızıktır. onun etinden var mı? Dıyince getirdiğimiz etlerden bir miktarını Rasulullaha gönderdik, O da etten yedi. Firavun'un kahinleri, saltanatı yıkacak çocuğu haber verdiler. Firavun öldürmek sevdasına kapıldı. dünyaya gelen çocukları kılıçtan geçirdi Cellatlar; sokak sokak, ev ev dehşet ve ölüm saçıyordu Kadının biri, doğum sancılarıyla, mağaraya vardı* çocuğunu dünyaya getirdi. Çocuğunun , öldürülmesinden korktu ve evine döndü. çocuğu, Cenab-ı Hakk'ın emriyle, Hz.Cebrail besleyip büyüttü. kadın, çocuğunu* bulunca sevindi, emzirip doyurdu Günler* geçti küçük büyüdü sonunda çocuk oldu. Adı Musa. Musa da Allah'ın Kelimi, Peygamberi ve Firavun'un helakine sebeb oldu. Cenab-ı Hakk, onu Firavun'un sarayında büyüttürdü. Hz.Musa'nın annesi, ilhamla Nile bıraktı. sarayında karısı Asiye ile* oturan Firavun,* sandığı içinden çıkan küçük Hz. Musa'yı öldürtmek için emir verdiyse de Asiye buna mani oldu Asiye firavuna Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. bize faidesi dokunur, onu evlat ediniriz, dedi. Firavun'un büyüttüğü Musa; Peygamber oldu ve Firavun'u* yıktı. |
Kaynak ihsanşenocak.com
ZAFER’İN MÜBAREK OLSUN Sen, aşk, vecd ve vefa ülkesinin çocuğusun. acıları dindirmeye, çiğnenen iffetlerin hesabını sormaya, zindanlardaki Yusufların yolunu açmaya, gözleri önünde babası kurşunlanan Doğu Türkistanlı’nın intikamını almaya, Arakan’da yakılan, denizde boğulan mustazafların hukukunu dava etmeye memursun. Sen Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün muhafızı, İslâm’ın bin yıllık bayraktarısın! rüzgar bekleyen sancak* senin elinde açılacak. Sen senden ötesin. bir bölgenin, bir ırkın, bir kıtanın* Âlem-i İslâm’ın karargahısın!* Mağrip’teki çoban, Sudan’daki köylü, Gazze’deki mücahid sana dua ediyor. Sen* Türk anasının, Kürt anasının mümine* annelerin Mehmetçiğisin. Anala dualarının aydınlığında, umutlarının ufkunda yürü! Kâinat’ın sahibine, “Ya Rabbi! Mazlumların bana dair umudunu boşa çıkarma!” diye yalvar! yürekleri tevhîd et! Kavmiyet davasıyla parçalanan,* Ümmet’e Ne Mutlu Müslümanım!” demesini söyle! Sonunda ağır bedeller olsa da, Ensarla, Muhacir’i ayrılmaz kılan Peygamber-i Ekber’in yolundan ayrılma! Niyetini söylemini yenile, “Rabbim Ben sadece* rızana talibim” de Hz. Ebu Bekir’in sadakati, Ömer’in adaleti, Osman’ın hayası, Ali’nin hikmetiyle yürü! Abdullah bin Cahş’ın şehadet arzusu, Mukavkıs’ın elçisine, “Senin askerlerin ne kadar yaşamayı istiyorsa onlar da o kadar şehadeti arzuluyor.” dedirten adanmışlığı, Alparslan’ın şecaati, Selahaddin’in Kudüs aşkı, Hüdavendigar’ın ihlası, Fatih’in dehası, Yavuz’un ittihad-ı İslâm sevdası, ile yürü Ömer Muhtar’ın “Kafirlere asla teslim olmayız, ya zafer kazanırız ya da şehid oluruz.” kararlılığı, Çanakkale’de destan yazan kahramanlar yoldaşın, Allah Azze ve Celle mu’inin, Peygamber-i Ekber(s.a.v) mihmandarın, namaz vuslatın, Melekler muhafızın, Kudüs menzilin olsun. Şühedanın ruhu şâd, Zafer’in mübarek olsun. |
Kaynak ihsanşenocak.com
TARİHİN* DEĞİŞTİREN ADAM: ERBAKAN *İlimle doğdu, “amel-i salih”le doğruldu, ihlâsla kemâl buldu bu Ümmet. “Oku” diye başlayan ilk ilahî buyruk her fetretin ilimle aşılacağını müjdeledi. İmam-ı Azam 83 bin mevzuya Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’den cevap verdi; Müslümanların önünü açtı. İmam-ı Gazzalî, Batınî kuşatmasını kalemle yardı, ilim ve fikir tarihinin en büyük zaferlerini ulema kazandı. Haçlı ve Moğolların yıktığı Anadolu’yu, Osmanlı’nın doğuşuna Mevlana ve Yunus hazırladı; Her biri “Yine İslam”, “Yeniden İslam,” “Yalnız İslam” diyerek milletin dinlere ya da ideolojilere kaymasına mani oldu. Ekber Şah’ın Hint Kıtasından İslam’ı silme projesine İmam-ı Rabbanî “dur” dedi. Allah Azze ve Celle dinini, tahriften ulema ile korudu. *Ulema, Efendimiz’e Ümmet de Peygamber-i Ekber’in varisleri olarak baktı. Bir âlimi karşıladı ve uğurlardı.Ulema Sultanların değil, sultanlar onların kapısında beklerdi. Şeyhülislam, bir fetvaya imza atarken Sultanın değil, Allah’ın rızasını esas alır, Sultanın zindanından değil, Allah’ın gazabından korkardı.Devlet-i Aliyyede Trabzon Medreseler Müfettişi Oflu Dersiâm Dursun Efendi, 25 Ekim 1923 de Of eşrafından 17 kişinin imzasıyla, İslamiyet’ten vazgeçmeyeceğinin ilan eder Batıla karşı Hakk’ın, Batı’ya karşı İslam’ın müdafaasını yapar Anadolu’nun İslam’dan başkasına olmayacağını ilan eder. “milli hukukumuz fıkhımızın yerine Garbın değerlerini getirmek isteyenlere karşı mücadele edeceğinin altını çizer.” *Dursun Efendi, Cumhuriyet’le birlikte görevden alınır. Of dışında ırak bir halde yaşamaya* zorlanır Yıllar sonra köyüne dönüp kalem ve kelamla cihada devam eder Muhterem Mahmud Efendi gibi alimler yetiştirir. bir dağ köyünü medreseye çevirir, bedel öder İslamiyye’yi okutmaktan geri durmaz Of’ta hiç bir makam sahibine gösterilmeyecek* bir teveccühe mazhar olur. Oflular onun arkasında kemâl-ı edeple yürür, sözünde tereddüt etmez Allah Azze ve Celle’den en büyük niyazı, Ümmet-i İslam ı ve İslam Birliğini kuracak Büyük Ruhlu bir kahramanın zuhuruydu.*1969’da sözleriyle mazlumlara umut Erbakan… Âlimlerin* teveccühüne nail oldu. Erbakan Hoca’nın siyasetde “Yeniden İslam” demesi bir milat gibiydi. Karadeniz Gezisinde Erbakan Hoca’yı yüzlerce Trabzonlu karşılar.Hocaya “Efendim ilerde Büyük Osmanlı Âlimi Oflu Dursun Efendi var, sizin için geldi.” deyince, Hoca selam verir, elini öper. şu sözleri sarf eder, “Hocam! Ulemanın ayağına gidilir, ve istikbal edilir. Bizim için niçin zahmet buyurdunuz diyince Hoca’nın zarafetine Dursun Efendi şöyle mukabele eder, “Necmeddin Bey! Hilafet-i İslamiyye kaldırıldı, Bilâd-ı İslam İngilizlerce paramparça oldu. Çocuklar yetim, analar evlatsız kaldı. İffetler kirletildi. Medreseler kapatıldı, harf inkılâbıyla ulema tasfiye edildi. İslam’la millet arasına* engeller kondu. *Ezan susturuldu. millete ahlaksızlık aşılandı. İslam düşmanlığına ilericilik, İslam’a gericilik dendi. ihtiyar bir adam olarak izleyip kahroluyor, “Ya Rabbi!* Siyasetde İslam’ı dava edecek bir kahramanı görmeden canımı alma!” diye yalvarıyordum ki, Anadolu’da* sesin yankılandı. milletle meydana* çıkıp, ‘Yeniden İslam dedin. Ben Hayatının son anlarını yaşayan bir ihtiyarım Allah Teâlâ’ya hamd etme makamındayım. Biz sizi değil,* şahsınızda temsil ettiğiniz büyük nizamı istikbal etmek için geldik.”Erbakan Hoca Alparslan’ın cesaret, Hüdavendigar’ın şehadet, Fatih’in feraset, Abdulhamid’in devlet kürsüsüne çıktı; konuştu. zaferlerin işaretini verdi. “Bedel ödemekten değil, gücümüzü son haddine kadar kullanamamaktan korkarım.” dedi. *Heyecanını milletten, ruhunu ulemadan aldı. Mehmed Zahid Kotku, Mahmud Sami Efendi, Mahmud Efendi gibi veli zatların önünde kemal-i edeple oturdu; Millet evlatlarına, İslam’ın emperyalizme diz çöktüreceğini gösterdi. Erbakan Hoca, işgal edilen mazlum milletin, “Ya Rabbi! Bizi ekmeksiz, susuz bırak, lakin İslamsız bırakma” duasının bereketiydi., yol açtı ve tarihin* değiştirdi. Yolu payidar, makamı Cennet olsun. ZAFER’İN MÜBAREK OLSUN |
Kaynak kuran.diyanet.gov.tr fetih suresi
Fetih Suresi Medinede inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını fetih” kelimesinden almıştır. Sûre de başlıca,* Hudeybiye antlaşması, cihad, savaştan geri kalan münafıklar ve Mekke’nin fethedileceği müjdesi*konu edilmektedir.Fetih sûresi* hicretin 6. yılında, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra, Mekke yakınlarında, Cum‘a sûresinden sonra, Mâide’den önce nâzil olmuş halde Medine’de gelen sûreler listesinde yer almıştır. Hz. Peygamber Hudeybiye dönüşünde; yürürken* Hz. Ömer* sorar cevap alamayınca üzüntü ve endişeyle uzaklaşır. Kendisi hakkında bir âyet gelmesinden korkar. Hz. Peygamber’in kendisini çağırır efendimiz Ömer’e, yeni gelen Fetih sûresinin ilk âyetlerini okur Fetih süresi sahih rivayetlere göre Hudeybiye seferinden dönerken değil, Hudeybiye’de savaşmak yerine sulha karar verildiğinde meydana gelmiştir. Hz. Ömer sert bir üslûpla Peygamberimiz’e müslümanlar haklı, onlar haksız neden bu aşağılayıcı barışın yapıldığını”*sormuş, efendimiz*“Ben Allah’ın elçisiyim, O, elçisini mahcup etmeyecektir”*cümlesinden başka cevap vermemiştir. efendimiz hz Ömer’i çağırdı ve sulhun bir fetih olduğunu açıkladı* yeni gelmiş Fetih sûresini okudu Hudeybiye Antlaşması için* umre* yapamadan müminler büyük hayal kırıklığı içindedirler* fetih suresiyle müminler teselli edilmiş hudeybiye barışının Allah nezdindeki değerinin açıklanmıştır. Hz. Peygamber ve ashabının Allah katındaki dereceleri, ibadetten meneden müşrikler ile yalnız bırakan münafıkların acı sonları hakkında önemli bilgiler verilmiş, fetihler müjdelenmiştir. Hz. Peygamber Bu gece bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha değerli ve güzel bir sûre gönderildi”; diyerek Fetih sûresini okudu |
Kaynak kuran.diyanet.gov.tr fetih suresi
Fetih Suresi Tefsiri Ayetاِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحاً مُب۪يناًۙ* Senin günahını Allah’ın bağışlaması, sana nimet vermesi, seni doğru yolda yürütmesi ve Allah’ın sana yardım etmesi için sana* fetih ihsan ettik. Fetih Sûresine adını veren fetih* Hudeybiye Antlaşmasını ve Mekke’nin fethini* anlatır* Fetih savaş yoluyla* toprağı ele geçirmektir* fetih suresinde Hudeybiye sulhunun anlatılmış mekkenin fethi müjdelenmiştir Çünkü Hudeybiye sulhundan sonra** mekke ve hayber fethedilmiştir. Mekkeli müşrikler İslâm ile müşerref olmuştur. Sulhtan İki yıl sonra on bin kişilik bir ordu Mekkeyi fethetmişdir.müslümanları muhatap almayan* savaş arayan müşrikler ilk defa müslümanları* tanımışlar, güvenlik talep etmişler, müslümanlar 1 yıl sonra umre yapmışlardır Hudeybiye sulhundan önce efendimiz, sadık 1500 kadar sahâbî ile* tehlikeli umre seferine* çıktı. sahâbe sabır, cesaret, bağlılık ve fedakârlık imtihanlarına tâbi tutuldu Allah Teâlâ’nın lutufları tecelli etti Hz. Peygamber,* hiçbir ümmete bahşedilmeyen iltifatlara nâil oldu, tüm günahlarının bağışlandığı rabbi tarafından ilân edildi. bütün peygamberler gibi Hz. Peygamber de ismet özelliğine sahiptir, günahsızdır. Şu halde Peygamberimizin, işleyeceği bir günah olmayıp, beşeriyet hasebiyle günah işleme potansiyelidir. İsmet sıfatı, peygamberlerin günah işlemesini ilâhî koruma ve esirgemedir; hudeybiye antlaşması* ile Müşriklerin suçlu ilan edip ölüme mahkûm ettikleri Hz. Peygamberden bu antlaşma ile barış ve güvenlik istemişlerdir Hudeybiye antlaşmasından sonra En büyük nimet ve dosdoğru yol olan İslâm dini sulhla* tamamlandı ve yayıldı .sulh müzakerelerinde* Allah’ın büyük yardımları görüldü.Peygamberler ümmetlerine örnektir Allah onları günahtan korumuştur. efendimiz gece gündüz nâfile ibadetler* ve namazlarla ümmetine örnek olmuş ve ibadetin cennet ve cehennem için değil, Allah için ve kul* mânevî huzur bulduğu için yapılacağını göstermiştir. Efendimize niçin çok namaz kıldığı sorulduğunda şu cevabı vermişdir:*“Elimden geldiğince Allah’a şükreden bir kul olabilmem için” müminlere, sıkıntılı durumlarında Allah moral verir yardım eder* müminlerin yanında olan ve ilâhî yardımı ileten meleklerdir. Melekler* ilâhî ceza ve ödülü* icra ederler |
Kaynak islamguzelahlaktir.blogspot.com
Pazartesi'nin Hikmeti *İnsanlar pazartesini* sevmezler tatil sonrasında işe başlamak zor gelir Adına Pazartesi sendromu derler. Dinimizde Pazartesi gününün önemlidir Peygamber Efendimiz'in Hatemü'l Enbiya Alemlere rahmet Hz. Muhammed (sav) Fil yılının Rebi'ül-evvel ayının 12. gününde Pazartesi sabahı, tanyeri ağardığında alemlere rahmet oldu.610 yılının Ramazan ayında Hira Mağarasında bir Pazartesi günü Cebrail tarafından ilk vahiy geldi. Peygamberimiz Kuba'ya erişince 13 yıllık ıztırap arkada kaldı. Buraya Rebi'ül-evvel ayının başlarında 622* yılının 20 Eylülünde, bir Pazartesi günü ulaştı.* *Rebi'ül-evvel ayının Pazartesi günü, sıcak bir gündü Medine seması saf ve berrak,gök yüzü saftı efendimiz; Elini kaldırdı. Parmağıyla semaya işaret etti. "Refik-i a'laya, Yüce dosta" dedi. Ve eli yanına düştü. Artık ne bir ses, ne bir nefes..vardı İbn-i Abbas " efendimizin Doğumu ilk peygamberlik Pazartesi geldi, hicreti Pazartesidir, ruhu Pazartesi kabzolunmuştur." *sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:* Allah, toprağı cumartesi günü yarattı. dağları pazar günü, ağaçları*pazartesi*günü, sevilmeyeni salı günü, nûru çarşamba günü yarattı. Hayvanları* perşembe günü yayıp dağıttı. Âdem’i yaratılanların sonuncusu olarak cuma gününün son saatlerinde, ikindiyle akşam arasında yarattı.” Her*Pazartesi*ve Perşembe günü ameller Allah'a arz olunur." Allah Rasulü,*pazartesi*ve perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi." Rasulullah'a, (asm)*pazartesi*günü için Ben o gün dünyaya geldim peygamberlik verildi ve bana vahiy indirilmeye başlandı." buyurmuşlardır. Ameller, Cenab-ı Hakk'a*pazartesi-perşembe günleri arz olunur. istedim ki Cenab-ı Allah'a amelim arz olunurken oruçlu olayım." |
Kaynak Bedir Haber
Pazartesi gününün İslam'da önemi *yoğun stres etkisi ile Pazartesini günah keçisi ilan ettik. Peki Müslümanlar olarak Pazartesiyi nasıl algılamalı ve değerlendirmeliyiz sanayi ve teknoloji ile manadan soyutlanıp mekanikleştik üretken değil, tüketen bir varlık olduk* insan tüketmek için çalışmakta* kısır döngüden kurtulamamaktadır.* maddi ve manevi problemler ve 'pazartesi sendromu' olarak isimlendirilen yanlış ve* kötümser bir yaklaşımın doğmasına neden olmuştur. Pazartesi, çalışma maratonunu hatırlattığı için istenmeyen bir zaman olmuştur oysaki besmele ile başlanan her vakit ve zaman kıymetlidir *zaman kıymetini; mekân kutsiyetini, Yaradan'ın ve elçisinin önemi ve ulviyet boyutunu insanlık kaderini etkileyen olaylarda aramalıyız* Evrende her nesne Allah'ın sanatıdır yaratılanın Yaradan'dan ötürü hoş görüldüğü bir medeniyetin çocuklarıyız.* varlık, bizim için hikmet ve hayırdır tüm ihtişamıyla endam eder.toplumumuzda bazı canlı ve varlıkların uğursuzluk getirdiği gibi batıl inançlar vardır. Allah'ın her zamanı kıymetlidir pazartesi de önemlidir tembel insanlar pazartesiye* tepkilidir oysaki* Kur'ân-ı Kerim'de ve Hz. Peygam- ber'in sözlerinde çalışma ve kazancın alın terinin önemi vurgulanmıştır. Pazartesi besmeledir *Pazartesi ailemize helal lokma götürmenin* üreten olmanın ilk günüdür Peygamberimiz'in hayatında önemli ve birçok güzel olaylar olmuştur* pazartesi hayır ve güzelliktir beklenen olmalıdır günahını aldığımız pazartesi, faziletlidir Âlemlere rahmet Hz. Muhammed bu gün dünyayı şereflendirdi Hz. Peygamber Bugün benim doğduğum peygamber olarak gönderildiğim* bana vahiy indirildiği- gündür." buyurmuştur. Hz. Peygamber'in, risâlet Hace- ru'l-Esved'in yerine konulmasındaki problemi çözdüğü gün pazartesidir.Nâfile oruçlardan biri de Pazartesi günü orucudur. oruç, sadece sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğduğu güne özel değil* her Pazartesi günüdür.**Rasûlullah Pazartesi günü orucu sorulunca şöyle buyurmuştur:*O gün dünyaya geldim* bana vahiy indi Perşembe günü ise, ameller kaldırılır ve Allah Teâlâ'ya arz edilir. |
Günlerin ve Gecelerin Fazileti
*Allâh-u Teâla’ya hamd, Rasülüne , â’li ve eshâbına Salât-u Selam olsun Her gün ve gece faziletli ve önemlidir Sallallâhu aleyhi ve sellem ‘e pazartesi günü hakkında sordular. Şöyle buyurdu :O , yolculuk ve ticaret günüdür.”o gün Şuayb Aleyhisselâm , ticaret yapmak ve rızık kazanmak için yolculuk yapmıştır.” Buyurdu.Allâh pazartesi gününe yedi fazilet vermiştir İdris Aleyhisselâm göğe çıkmıştır. Musâ Aleyhisselâm Tur’a gitmiştir. Allah’ın birliğini gösteren delil inmiştir. Allâh’ın Rasulü pazartesi günü doğmuştur. Cebrâil Aleyhisselâm’ın ilk inişi pazartesi günüdür* Ümmetin amelleri Peygambere sunulur. Sallallâhu aleyhi ve sellem vefât etmiştir *Cebrâil Aleyhisselâm, Sallallâhu aleyhi ve sellem ‘e ilk defa pazartesi gelmistir. Efendimiz kendisini ibadete vermişti. Kırk yaşında herkes onun olgunluğundan söz ediyordu kalbinde Allah sevgisinden başka* bir şey taşımıyordu. hüzünlü ve derin düşünceliydi. Kendisine herkes ”Muhammedü’l-Emîn” güvenilen Muhammed- diyordu.Halk Efendimizin ibadetini gören* amcası Hazreti Hamza kız kardeşi Atike’ye şöyle dedi : Muhammed’in nesi var ? Yüzü sararmış Allâh’ın Rasülü Kalbin hasta ise çaresine bakalım.dediler cevap vermeyince Ey Ebu Bekir, Muhammed’i gamlı ve üzgün görüyoruz nesi var dediler Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dedi : Ey Ebu Bekir, kalp sıkıntıda ruh yangında uyku tutmuyor , *giyinip* ridasını da giydi ve Hira dağına çıktı mübarek yüzünü toprağa koydu. Ağladı…Allâh’a yalvardı yedi kat gök melekleri , cennet hurileri şöyle çığlık atdılar :Biz sevgilinin iniltisini,* yalvarıcının yalvarışını duyuyoruz.”diyince Allâh celle şânühü, Cebrail Aleyhisselâm’a Artık vahyin iniş zamanı ! Emir ve nehyin açıklanma vakti geldi. Haydi Sevgilime, Safiyyime,* seçtiğime sevgim ile hediyemi ulaştır.”Cebrâil Aleyhisselâm havada bir nâra attı. Hazreti Muhammed yer ile gök arasında,* yeşil elbiseli şahsı gördü. Cebrâil ”Oku” dedi. Allâh Rasulü korkmuştu. Cebrail elini uzattı. Onu salladı ve ”Oku ! ” dedi. Allah Rasulü Ben okuyucu değilim ”dedi. Cebrâil Aleyhisselâm* şu âyeti ulaştırdı : Ey Muhammed ! Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı !” (Alak süresi : 1-2)*Sonra Cebrâil Aleyhisselâm kayboldu Efendimiz* evine döndü. Hira dağını zevcesi Hazreti Hadice validemize anlattı Beni sarın, beni sarın, çok korktum ! ” dedi.Hadice validemiz şöyle konuştu Müjde ey Muhammed ! Vallahi, Allah seni mahcup etmez.sen akrabayı ziyaret edersin. Doğrusun gözetirsin.ve ağırlarsın. Halka* yardım edersin. Rabbin sana* övülen bir makam verir.* O, peygamberlere gelen Nâmus’u Ekber Cebrâil ‘dir Cibril “‘Ey örtüsüne bürünüp uyuyan, kalk ve uyar ! ” ayetini okuyunca, Hazreti Muhammed Ey Hadice ! İşte o, yine geldi… dedi. Hazreti Hadice Şimdi* başımı açacağım.* o şeytan ise kımıldamaz, Allâh’ın elçisi melek ise hayadan kaybolup gider.”ve Cebrâil Aleyhisselâm,* gözden kayboldu ! ” *Hazreti Hadice Radıyallâhu anhâ efendimize Haydi* islamı anlat. Çünkü sen Allâh Rasulüsün, peygambersin ” dedi. ve ilk müslüman olma şerefine nail oldu.Ümmetin amelleri Efendimize pazartesi günü sunulur. Sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurdu Hayatımda sizin için hayırlıdır, ölümüm de sizin için hayırlıdır.” yaşadığım müddetçe hayatım size hayırlıdır Sizi Allah’a , hikmet ve güzel öğütle davet ederim.”Ölümümde sizin amelleriniz bana pazartesi ve perşembe günü sunulur.* onlar iyiyse sevinirim. Kötü ise size Allah’tan bağışlanma dilerim ! ”Efendimiz salı günü hakkında* şöyle* buyurdu :O kan günüdür” o günde Havva hayız oldu, Adem’in oğlu kardeşini öldürdü ! ” buyurdu. |
Günlerin ve Gecelerin Fazileti
*Bazı alimler derki ; Salı günü yedi kişi öldürüldü ; 1) Cercis Aleyhisselâm, 2) Yahya Aleyhisselâm, 3) Zekeriyya Aleyhisselâm, 4) Firavunun sihirbazları, 5) Firavunun karısı Asiye, 6) Beni israil içinde Musa’nin sığırı, 7) Adem Aleyhisselâm’ın oğlu hâbil….. *ÇARŞAMBA GÜNÜ Allah’a Teâla buyurmuştur insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi koparıp, yere seren , dondurucu rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik…” (Kamer süresi) Bu olay çarşamba günü olmuştur.* Efendimize* çarşamba günü için şöyle buyurdu :”O uğursuz bir gündür ! ”o gün Allah Firavunu ve kavmini suda boğmuş, Ad ile Semûd’u o gün helak etmiştir.” Allah yedi kafiri, çarşamba günü yedi şeyle helak etmiştir :Avc bin Unuk’u Hüdhüd’le,Karun’u yerle bir olmakla,Firavunla askerini denizle,Nemrud’u sivrisinekle, Lut kavmini taşla ve yerle bir olmakla, Şeddad bin Ad’ı ise Cebrail Aleyhisselâm’ın sayhasıyla helak etmiştir. PERŞEMBE GÜNÜ Allah Rasulü* perşembe günü için şöyle buyurdu : ”O, hacetlerin görüldüğü gündür.”o günde ibrahim Aleyhisselâm mısıra girdi. Allah onun ihtiyacını gördü ve Hacer’i ona verdi…” Kıssa sahipleri der ki : perşembe günü yedi peygamber, yedi veli yedi yere girip yedi şey buldular :ibrahim Aleyhisselâm mısırda Hacer’i buldu. Saki hapisten çıktı. Melik’e hizmet* şerefine nail oldu.Yusuf Aleyhisselâm’ın kardeşleri Yusuf’un yanına perşembe günü girdiler, yanında nimet buldular :Bünyamin perşembe günü Mısır’a girdi, Yusuf’u buldu.Yusuf kardeşini bağrına bastı.Ya’kup Aleyhisselâm perşembe günu Mısırda* oğlunu buldu :Yusuf’un* annesini, babasını bağrına bastı : ”Allah’ın dilediği kadar, güven içinde Mısır’da yerleşin !” Dedi. Musa Aleyhisselâm perşembe günu Mısır’da Kıpti’yi buldu :Sallallâhu aleyhi ve sellem ‘in Mekke’ye perşembe günü girip zaferle karşılaşdı Allah, peygamberinin rüyası gerçek oldu |
Günlerin ve Gecelerin Fazileti
CUMA GÜNÜ Allah’u Teâla buyurdu Ey inananlar* Cuma günü namaz icin ezan okunduğu zaman , Allah’ı anmaya koşun.”Allah Rasulü Cuma günü için Şöyle buyurdu O vuslat kavuşma nikah ve evlenme* günüdür Peygamberler o gün evlenirlerdi.” Alimler derler ki : Yedi nikah cuma günü kıyılmıştır :Adem ile Havva, Yusuf ile Züleyha, Musa ile Safûra, Süleyman ile Belkis, Muhammed ile Hatice, Muhammed ile Aişe,Ali bin EbibTalip ile Fatıma Radıyallâhu anhüma. CUMARTESİ GÜNÜ : ”Allah Rasulü* Cumartesi için şöyle buyurdu : O, hile ve aldatma günüdür o gün, Kureyş Dâr’ün-Nedve’de hile yapmıştır.” Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur İnkar edenler, seni bağlayıp bir yere kapamak veya öldürmek yada sürmek için düzen kuruyorlardı…” Şunu bil ki : Burak sahibi, anlaşma gününün ulusu, Melik olan Allah’ın Rasulü Cumartesiye hile ve desise günü demiştir. o gün yedi nefer yedi kişiye hile etmiştir. *Allah Rasulü* pazar günü için, şöyle buyurdu : O , dikme ve imar etme günüdür.”dünyanın imarı o gün başladı.”Faziletiyle üstün ve güzel olan geceler, bütün senede on beş gecedir. Allah’ın Cemâlini arayan mürid bu gecelerden gâfil olmamalıdır bu geceler hayırların mevsimi ticaretlerin* tanzim edildiği zamandır. Tâcir* gâfil olduğu zaman, kâr edemeyeceği gibi, mürid de vakitlerin faziletlerinden gâfil bulunduğu zaman zaferi elde edemez.Bu gecelerin altısı Ramazan ayındadır. Beşi, son on günün tek gecelerindedir. Kadir gecesi aranmalıdır, altıncısı ise Ramazan-ı şerifin on yedinci gecesidir. öyle bir gecedir ki sabahında Kuran inmiş ve iki ordu karşılaşmış Bedir muharebesi olmuştur.*Abdullah bin zübeyr Ra ramazanın, on yedinci gecesinin Kadir gecesi olduğunu söylemiştir. Faziletli geceleri* şöyle sıralayabiliriz Muharrem ayının birinci gecesi Aşure gecesi Receb ayının birinci gecesi ve on beşinci gecesi Receb ayının yirmi yedinci gecesi Mi’raç Gecesidir Şaban-ı Şerifin on beşinci gecesi Arefe gecesi Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi Cenab-ı Hak biz müminler için rahmeti, feyiz ve bereketi bol* günler ve geceler halk etmiştir.*Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki İki günü aynı olan , her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen- ziyan etti.” Dünya işlerinde olduğu gibi, din işlerindede ilerlemek gerekir. Allahu Teala her gün ve gecenin ihyasını yapabilmeyi, dünya ve ahiret* günahlarından uzak durmayı ömrümüzü hüsnü hatime ile tamamlayıp huzura varmayı, cennet ve cemalullâh’la müşerref olmayı cümlemize nasip eylesin. AMİN AMİN AMİN…Rahmetine talibiz yarab. Bizleri fazileti bol olan günlerde ibadetinden mahrum etme Amin. |
PAZARTESİ GÜNÜ Dinimizde Pazartesi günü önemlidir alışveriş yapmak,şirket *kurmak,yeni işe başlamak,bağ bahçe dikmek,kumaş biçmeknakletmek,traş olmak,ikindiden sonra tırnak kesmek hoş ve uğurludur. Hatemü’l Enbiya,*Alemlere rahmet* Hz. Muhammed (sav) Rebi’ül-evvel ayının 12. gününe rastlayan Pazartesi sabahı, dünyayı şereflendirmiştir.İlk Vahiy,*Miladın 610 yılının Ramazan ayında Hira Mağarasında* Pazartesi günü Cebrail tarafından geldi.
Medine’ye Hicretle 13 yıllık ıztırap arkada kaldı* sallallahu aleyhi ve sellem*şöyle buyurdu: Allah, toprağı*cumartesi* yarattı.* dağları pazar ağaçları*pazartesi, sevilmeyeni salı günü, nûru çarşamba günü yarattı. Hayvanları yeryüzüne perşembe günü dağıttı. Âdem’i yaratılanların sonuncusu olarak cuma günü yarattı.”“Allah Rasulü,*pazartesi*ve perşembe günleri oruç tutmaya özen gösterirdi.” Efendimiz Ben pazartesi dünyaya geldim o gün peygamberlik verildi ve vahiy indirilmeye başlandı.”*buyurmuşlardır. El-Vasi İlim ve ihsanı her şeyi içine alan, zenginliği ve rahmeti her şeyi kuşatan. Affı ve mağfireti geniş, nimet ve ihsanlarıyla darlığa düşmeyendir Pazartesi günü “EL-VASİ celle celalühü ” diye 137*defa zikreden ve zikreden kimseler *isteğine ve dileğine kavuşur. gam, kasavet ve keder ağırlığı kalkar, rahata kavuşur, huzur ve mutluluk kazanır. Pazartesi Günü Okunacak Esmalar, Zikirler Ya Mü’min*– 136 Kere Okunur Güvende olmak, güvenilir insan olmak, kötü hastalıklara düşmemek için. Ya Musavvir–336 Kere Okunur Amacına ulaşmak ve ifade etmek, zor işleri başarmak, bir işte uzmanlaşmak için. Ya Vedûd*– 20 Kere Okunur İnsanların sevgisini kazanmak için Ya Vâsi’*– 137 Kere Okunur Ömür uzunluğu, sıhhat ve rızık genişliği için Ya Batın* – 62 Kere Okunur Rahat ve huzur bulmak için vesveselerden kurtulmak,*sıkıntılardan kurtulmak için |
Kaynak Seçme Hikayeler
Fedai Osmancık Taburu Askerlerimize gayret ve cesareti veren sadece*vatan sevgisidir.*Türk kanı taşıyor olmalarıdır. Damarlarında Türk kanı taşıyan herkes, ister köylü, ister İstanbul çocuğu olsun cengaver dedelerinden* miras kalan savaşçılık meziyetini gösterir. istemese bile gösterir. Bilmeden, farkına varmadan yaman bir savaşçı olur çıkar. Çünkü bu allahu tealanın Türk’e bir lütfü olan cengaverlik kanıdır korkak bir insan bile bayrağıyla alay edeni bir yumrukta yere serer işte o günde ırak cephesinde halim selim çocuklar cengaverleşmiş ırak cephesinde bedevi düşmana göz artırmıyordu göz kırpmadan savaşıyorlardı. İlk 3 ay* korku ile geçmişti ama şimdi her mehmetçik kahramanlaşmıştı Irak cephesinde herkes sağ kurtulup* çocuğunu bir cengaver ve kahraman gibi büyütmenin özlemini kuruyordu çocuklarina masal değil, irade, cesaret ve azim aşılayan, mehmetçiği anlatmanın düşüyle yaşıyorlardı ve hatıralarını yazıyorlardı* Eğer alın yazısında şehit olmak varsa tutulan defterler Türk çocuklarına yadigâr olabilirdi esirlik fena idi esir ve köle olmamak için türk mehmetçiği ölmeyi yeğ tutuyordu |
Kaynak dinihikayeler.android programı
*Bişr-i Hafi. Evliyânın büyüklerindendir. Gençliğinde Günah çukurunda yuvarlanıyor içkili Sarrhoş. Evine, gidiyordu kağıt, üstünde Besmele yazısını gördü çamurun içinden Besmele kağıdını aldı Allah'ın ismi yerde olur mu, çamur içinde olur mu, diyerek Kağıdı öpüp çamurlarını temizleyip evine götürdü güzel kokular sürüp evinin en güzel yerine astı O gece âlim bir zât bir Rüyâda,'' Bişr'e söyle! İsmimi temizlediği gibi onu temizlerim. İsmimi büyük tuttuğu gibi büyültürüm. İsmimi güzel kokulu yaptığı gibi, onu güzel ederim. İzzetime yemin ederim ki, onun ismini dünyada ve âhirette temiz ve güzel eylerim'' dedi. *Rüyâ gören Bişr-i Hafi'yi meyhanede buldu. Mühim haberim var diyince . Bişr -Kimden haber vereceksin? -Allahü teâlâdan haber vereceğim. Bişr, ağladı ve sordu: kızıyor mu, şiddetli azap mı yapacak? -Ey arkadaşlarım! Beni çağırdılar, bundan sonra beni göremiyeceksiniz.diyerek tövbe etti. ayağında ayakkabı bulunmadığı için, hiç ayakkabı giymedi. Sebebini soranlara,''Söz verdiğimde yalınayaktım, giymeğe hayâ ederim'' derdi. kendisine Hafi'' (yalınayak)denilmiştir. *Evliyanın büyüklerinden İbrahim Edhem Hazretleri anlatıyor: Babam Horasan hükümdarlarındandı. avda tilki kovalıyordum. bir ses Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emrolunmadın! Sesini duydum. ve dedim ki: Bu Allah'tan uyarıdır. Vallahi Rabbime isyankârlık yapmam. çoban elbisesini aldım, kıymetli elbiselerimi bıraktım. günlerce işçi çalıştım.helal kaygısından başkası huzur vermiyordu. helal kazanç için bostanlarda bekçilik yaptım. bostan sahibine nar getirdim Adam narın ekşi olduğunu gördü. dedi ki: Sen bahçemizde bekçisin; narlarımızdan yiyorsun. Tatlıyı ekşiden ayıramıyor musun diyince Vallahi meyvelerinizden yemedim, tatlısını ekşisini ayıramam! Adam şaşkın bir edayla Hayret Sen İbrahim Edhem olsan, bundan fazla olmazdın. Ertesi gün haber yayıldı insanlar bahçeye akın etti. Ve ethem ks bahçeden ayrıldı |
Kaynak dinihikayeler.android programı
*Medineli Sabit bin Kays, sahabenin ileri gelenlerindendir Efendimize hizmetten geri kalmaz, sözünden çıkmazdı. Efendimiz Sabit cennetliklerdendir.” buyurmuştu. Sabit’in aile Hanımı Cemile, Sabiti sevememişti Cemile iç dünyasındaki fırtınayı kime anlatabilirdi? İslam’dan Önceki kadının söz hakkı yoktu Cemile Efendimizin huzuruna girdi, Ya Resulallah, beyim İslamîdir Ahlaklıdır. Lakin ben onu sevemedim. isyan etmekten, korkuyorum. Söyleseniz beni boşasa. O, kendisini sevmeyen bir hanımı zorla tutmasa, ben de dinime zarar vermesem Efendimiz, Cemile’yi ilgiyle dinledi. Bir hanımı, sevemediği erkekle bir arada kalmaya münasip bulmuyordu. Ancak, beyi Boşamak istemezse zorla boşayamazdı *Efendimiz Cemile’nin duygularını, Sabit’e aktardı Sabit, ra Cemile’yi seviyordu. tek taraflı sevginin mutluluk getirmeyeceğini de biliyordu. Ya Resulallah, Cemile’ye nikahta en değerli bahçemi mehir verdim. Bunca serveti verdiğim kadını nasıl boşayabilirim dedi Efendimiz. Cemile’ye şöyle sordu: Sabit seni boşasa, nikah mehrini iade eder misin? Böylece sen nikah bağından kurtulursun, Sabit de nikahdan vaz geçip bahçesini geri alır karşılıklı mağduriyetlerinizi giderirsiniz diyince Cemile razı oldu. Kocasının nikahda verdiği bahçeyi “Memnuniyetle iade ediyorum.” dedi. Sabit de “ben de nikahını memnuniyetle iade ediyorum diyince Taraflar böylece bir şey verirken bir şey de aldıklarından helalleşerek ayrıldılar*Bakara Suresi’nin 229. ayeti anlaşmayı iptal etmiyor, aile hayatı yok olunca, hanımın mehri verip nikahını ortadan kaldırmasını meşru görüyor; erkeğin fırsatçılık edip kadından veremeyeceği miktarda mal istememesini tavsiye ediyordu. fıkıhta hüküm şöyle tespit edildi: Kadın ayrılmak istediğinde beyine bir şeyler vererek kendini boşatabilir! Yeter ki beyi fırsatçılık edip kadından veremeyeceği miktarda haksız mal isteğinde bulunmasın. |
Kaynak dinihikayeler.android programı
*Meşhur velilerden Habib-i Acemî k.s. zamanında, eşsiz bir hadise yaşanmıştır: Horasanlı bir adam, evini onbin dirheme satarak, Habib-i Acemî'yi buldu ve ondan şöyle bir istekte bulundu eşimle hacca gidiyorum. onbin dirhem parayla Basra'da benim için uygun bir ev alıver. Horasanlı ve eşi Mekke'ye yola koyuldu. Basra'da müthiş bir kıtlık başgösterdi. Habib-i Acemî Hazretleri emanet parayla gıda maddeleri alıp, sahibinin hayrına muhtaçlara dağıtdı. Adamın rızası olmazsa, parayı geri verecekti. Horasanlı, hac dönüşünde evini sordu. Habib-i Acemî dedi ki: Rabbimden sana Cennet'te bahçeli bir ev alıverdim! *Adam eşine haber verdi. Kadın tapusunu istedi. Habib-i Acemî şöyle bir senet verdi 'Bismillah.. Bu senet, Habib'in Horasanlı için Rabbinden aldığı evin tapusudur. Allahu Tealâ bu evi Horasanlı'ya verecek ve Habib'i de borcundan kurtaracaktır...' senedi alam kırk gün daha yaşadı. Ölmek üzereyken, tapu senedinin kefenine konulmasını vasiyet etti. kabrinin üzerinde, bir levhaya parlak bir yazıyla şöyle bir yazı yazılmıştı Habib Ebu Muhammed'in Horasanlı için onbin dirheme aldığı evin beratıdır. Rabbi, Habib'in istediği evi verdi ve Habib'i borcundan kurtardı.' A sadece sizinle *Hz. Ali bir gömleğin Kollarını kısaltmaya terziye götürür. Terzi: “Hz. Ali’yi tanıyamaz Bu adam mecnun olmuş. Gelin deli görün…” deyince, Hz. Ali “Elhamdulillah!” Ben Resulullah’dan duydum, sizden biriniz hakkında halk “delidir” demedikçe kamil mü’min olamaz…”buyurdu |
Kaynak dinihikayeler android programı
*Gazi Zeynel Bey, Giritin fethinde önemli rolü olan takva sahibi bir komutandır…. Giritin fethinden önce, askere moral vermek amacıyla Köprülü Fazıl Paşa da Girite gelir. taarruza geçilecektir…. Zeynel Bey, kıbleye döner ve namaza başlar. Düşman top ateşi yağdırır. Zeynel Beyin şehit olduğunu zannedilir. Zeynel Bey secdeden başını kaldırır Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa Zeynel Bey, biz seni şehit sandık….Elhamdulillah bana bir şey olmadı, yalnız Düşman mermisi patlayınca başımı secdeden kaldırmayıp bekledim… Namazım bozuldu mu efendim?....İşte size bir başka deli…. *Ahmed bin Harb Hazretleri buyurmaktadır ki: Bizlere ne kadar şaşılır ve hayret edilir gölge denilince hemen güneşin aklımıza gelir de, Cennet denilince akla Cehennem'in geleceği, ondan korunmak çâreleri düşünülmez ve ondan gâfil oluruz…"Şimdi sormak gerekmez mi….*Ahmed bin Harb Hazretlerine saliha kadından” sorulunca şöyle der, Beş vakit namazını kılan, efendisine kocasına itâat eden, her işinde Allahü teâlânın rızâsını gözeten, gıybet ve dedi-kodudan dilini koruyan, kanâat sâhibi olup dünyâya meyletmeyen musîbetlere sabreden kadın, çok iyi bir kadındır…"Ne diyelim efendim…. Aşkımız neyse belamız da oradan gelsin !….AŞKINIZ CEMAL, CEMALİNİZ NUR, NURUNUZ AYN OLSUN!... *Adamın pislik böceği görür Bu yaradılışı çirkin pis kokulu bir yaratıktır.Allah bunu niçin yaratmışki ? " der. Ve adamın yüzünde çıban çıkar. derdine derman bulamaz. Çııban yara olur. bir yolcu yardım edebileceğini, ve tedavisini söyler. Adam her Allah'tan umut kesilmez diyerek kabul eder. Yolcu pislik böceği getirilmesini ister. hasta adam, böcek hakkındaki sözlerini hatırlar ve derki ; Adamın isteğini yerine getirin, ne diyorsa yapın. Yolcu böceği yakar ve külünü yaraya serper ve yara Allah'ın hikmetiyle iyileşir. hasta adam etrafına der ki ; Unutmayın ! Allah'u Teala'nın yarattıklarının, yaratılışında bir hikmet vardır, bir derde deva vardır. Velev ki pislik böceği olsa dahi. *Mısır Tolunoğullarının kurucusu Ahmed b. Tolun, dindar ve dürüst biriydi. babası Tolun onu hükümete göndermişti. Ahmed Tolun cariyelerinden birinin fuhuşuna şahit oldu cariye, baba Tolun'a şöyle söyledi: Biraz önce Ahmed beni yoldan çıkarmak istedi. kaçtım sözlere kanan Tolun, Ahmed'i çağırdı. Yazdığı mektubu götürmesini emretti. Mektupta şöyle yazıyordu: Bu mektubu taşıyan kişi sana gelince boynunu vur, kesik başını bana gönder.' Ahmed mektubu bilmiyordu. cariye onu çağırdı. yalan sözlerinin etkisini anlamak istiyordu. Cariye,Ahmedin mektubunu aldı. Ve kendisiyle fuhuş ortağı olan şahsı kurtarmak istiyordu. mektubu aldı ilişkide bulunduğu hizmetçiye teslim ederek, kumandana gönderdi. Kumandan mektubu okuyunca emir gereği hizmetçinin başını kestirip Tolun'a gönderdi. Baba Tolun, oğlu Ahmede Mektubu sorunca, Ahmed gördüklerini anlattı. cariye korkuyla Tolundan af istedi. cariye yüzünden idama mahkum olan Ahmed b. Tolun ise, babasının yanında değer kazandı |
Kaynak osmanlıhikayeleri android programı
*Kızı Fatıma Sultan’ın Emirsultan ile nikâh haberi Edirne`ye ulaşınca, Yıldırım Bâyezîd, Süleymân Paşaya emri vererek, Emîr Sultan`ın ve Hundî Hâtun`u engellmesi için Bursa`ya gönderdi. Emîr Sultan Bu dehşet ve korkunuz nedir? söyleyin." dedi. Sonra Vâlide Sultan`a yayı ave oku gerip atın." dedi. Vâlide ok atamam." deyince, Emîr Sultan; "Siz oku takın, o kendiliğinden gider." dedi. Vâlide Sultan, pencereden askerlere karşı oku bıraktı. Yeşil ok, kırkına saplandı. Askerler kaçtılar. Vâlide Sultan; "Yâ Emîr Sultan! Niye oku sen atmadın diyince Emîr Sultan; oku biz atsaydık Osmanoğulları helâk olurdu. Onun için size yaptırdık." dedi*Osmanlı Yardım, şefkat ve sevgi müessesesiydi insanı hayretler içinde bırakan çok enteresan vakıflar vardı. Bunlardan bazıları şunlardır:Kışın aç kalan hayvanların beslenmesi, Bayram günlerinde çocukların sevindirilmesi, Koyun cinsinin ıslah edilmesi,Et fiyatlarının yükselmemesi için tedbir alınması Hasta ve göçmen leyleklerin bakım ve tedavisi Ramazan câmilerde iftâriyeliklerin dağıtılması, Köy ihtiyarlarına elbise temini, Hamalların dinlenmesi için mola taşları dikilmesi Çalışan kadınlara süt anne bulunması,Hac yolunda parasızlara para dağıtılması,Yüksek dağ ve geçitlerde sığınak yapılması, Yaz aylarında gölgelik yapılması *Adım: Mehmet 1901 van Göllü köyündenim. Van`daki ordunun Erzuruma çekilmesiyle Ermeniler Analarımızı babalarımızı kesdiler babam da orada Jandarma çavuşu idi.şehit oldu. Mollakasım, Amik, Şeyhayne, Göllü, Hıdır, köylüleri katledildiler. köyümüz şehit oldu zor kaçtık Ermeniler, hamile kadınların karınlarını süngülerle yarıp çocuklarını süngülerin ucunda çıkardılar. Müslüman köylerini ateşe verdiler. Kadın-erkek, genç-yaşlı katlettiler. köprüden karşıya geçerken Ermeniler köprüyü yıktılar. Esirleri öldürüp Ablengez suyuna attılar. annem ve kardeşim, derelerde sürünerek ilerliyor, dağlarda kalıyorduk. Ermenilerin bizi öldürüleceğini biliyorduk. Diyarbakır`a kaçtık. annem öldü. iki kızkardeşimi kaybettim. Yapayalnız kaldım.*II. Selim, Kıbrıs`ın fethiyle Venediklilerin baskısını ve feodalite sistemini kaldırdı ve gayr-i müslimlere din hürriyeti tanıdı Ada, Eyalet haline getirilip Tarsus, Alâiye ve İçel buraya bağlandı ilk nüfus sayımı, 120.000 erkekti Kıbrıs halkı arasında hak ve adalet tesisi için 1572 de şu ferman, Osmanlı Devleti ve Kıbrıs münasebetleri açısından altın bir sayfadır. Kıbrıs beylerbeyi, kadısı ve defterdârı Kıbrısı beyim fethedmiştir ahali, zayıf düşmüştür. Ada ahalisine zulüm ve haklarına tecavüz olunmayıp adaletle şer‘î hükümle*rin İslâm hukukunun tatbikinde titizlik göstermek vergilerden muaf tutarak ahaliyi koruma ve adanın güçlenmesine çalışmak adayı ma‘mûr kılmak en önemli hizmetlerdendir. buyurdum ki, azami dikkat gösterip zulüm etdirmeyesiz ve *İslâm hukukunun hükümlerini icrada, vergi tahsilinde devlet hizmetlerinin görülmesinde, adaletle hareket edip ahaliye ihtilalden kaçınasız.Adaletle dolu saltanatımda ahali hoş ve huzurlu olarak işe devam eyleye, koruna, ma‘mûr kalalar. adanın şen ve ma‘mûr, olması, en güzel emelimdir.dikkat edesiz. adanın şen ve ma‘mûr olması için gayret göste*resiz. ahaliye zulüm ve hakka tecavüz edildiği tarafımdan duyula, gadr ve zulmünüzün kabul edilmesi ihtimali asla mevcut değildir. gaflet eylemeyesiz. |
Kaynak dinihikayeler android programı
*Bir adam Hz. Ömer (r.a.)'in yanında şâhitlikte bulunmuştu. Hattâb hazretleri Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi. Oradaki birisi, Emin ve âdil bir adamdır cevabını verdi. Hz. Ömer (r.a.)İnsanın takvâsını ortaya koyan, muâmelesidir. Bu adam, alış'veriş yaptığın bir kimse midir? Adam tekrar, Hayır, dedi. 'Sen onu tanımıyorsun, dedi ve adama seni tanıyan birini getir, buyurdu.' insanı iyi tanıyabilmek, için; onunla, komşuluk yapacaksın alış-verişte bulunacaksın yahut yolculuk edeceksin... Aksi takdirde, tartmadığın bir kişi hakkında, müsbet ve menfî yönde şahâdette bulunmayacaksın. Zira sen onu tanımıyorsun. *Süfyân-ı Sevrî hazretleri son anlarını yaşıyordu. bir kese çıkardı. sadâka olarak dağıtın' buyurdu. Süfyân-ı Sevrî dünya malına ehemmiyet vermez, dünyalık bulundurmazdı.parayı saklamanın sebebini şöyle izah etti: Bu para ile, dinimi korudum. Şeytanımı ve nefsimi susturdum. Nefis ve şeytan ne zaman Giyecek bir şeyin yok. dünyaya çalış, dünyalık kazan diye vesvese verse onlara altınları gösterir, başımdan kovardım, altınları onlara silah olarak kullanırdım.' Ve Süfyân-ı Sevrî hazretleri vefat etti. *Hz. Ali (r.a) Ya Ebu Bekir Sen iyilikte öndersin, Ebu Bekir (r.a.) ya ali Sen Resulüllah'a yakınsın Hz. Ali (r.a) : Ben, seni geçemem. Çünkü Resulüllah "Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu. Hz. Ebu Bekir (r.a.) Ben, senin önüne nasıl geçerim Resulüllah kızı Fatıma(r.a)'yı sana verdiği gün, Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu. Hz. Ali (r.a) Resulüllah (s.a.v) İbrahim(a.s)'ı görmek isteyen Ebubekir'in yüzüne baksın" buyurdu. Hz. Ebu Bekir (r.a.) Resulüllah(s.a.v) 'Adem (a.s)'ın hilm sıfatını ve Yusuf (a.s)'ın güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın' buyurdu. Hz. Ali (r.a) Resulüllah "Ya Rabbi! Beni en çok seven ashabımın en iyisi kimdir? dedi. Cenab-ı Hak:Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddıktır," buyurdu. *Hz. Ebu Bekir (r.a.) : ya ali önüne önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Hayber'de: Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahü Teala onu sever. Ben de, onu çok severim" buyurdu. Hz. Ali (r.a) Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Cennetin kapıları üzerinde 'Ebu Bekir Habibullah' yazılıdır" buyurdu. Hz. Ebu Bekir (r.a.) : Resulüllah(s.a.v) Hayber gazasında, Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir' buyurdu. Hz. Ali Resulüllah(s.a.v) buyurdu ki: "Ya Eba Bekir, sen gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin". Hz. Ebu Bekir (r.a.) : Resulüllah(s.a.v) buyurdu ki Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir. Cenab-ı Hak buyurur ki 'Ya Muhammed!(s.a.v) Senin baban İbrahim Halil, ne güzel babadır. Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir.' *Hz. Ali (r.a) : Resulüllah(s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi Rıdvan adındaki melek Cennete girer. Cennetin anahtarlarını Bana verir. Cebrail (a.s) gelip, Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a(r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin der." Hz. Ebu Bekir (r.a.) Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ali kıyamet günü yanımdadır.Havz ve Kevserde benimledir. Cennette, benimledir. Allahü Teala'yı görürken, benimledir." Hz. Ali (r.a) :Resulüllah(s.a.v) "Ebu Bekir'in imanı, bütün mü'minlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir" buyurdu. Hz. Ebu Bekir (r.a.) : Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki: "Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır." *Hz. Ali (r.a) : Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki: "Ben sadıklığın şehriyim.Ebu Bekir onun kapısıdır." Hz. Ebu Bekir (r.a.) : Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? Derler.Allahü Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur." Hz. Ali (r.a) : Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki: "Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız. Tekrar bir olacağız." Hz. Ebu Bekir (r.a.) Resulüllah(s.a.v) buyurdu ki: Allahü Teala, ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim.Biri Peygamberlerin üstünü Muhammed'dir(s.a.v).Biri, Allah'dan korkanların üstünü Ali'dir.üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat'üz Zehra'dır. Dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir." |
Kaynak dinihikayeler android programı
*Hz. Ali (r.a) : Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki: "Sekiz Cennetten şöyle ses gelir'Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin." Hz. Ebu Bekir (r.a.) : Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki: "Ben bir ağaca benzerim,Fatıma bunun kökü,Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir." Hz. Ali (r.a) : Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki: "Allahü Teala Ebu Bekirin kusurlarını affetsin. Çünkü O kızı Aişe'yi bana verdi.Hicrette bana yardımcı oldu.bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti." Resulüllah(s.a.v')in iki sevgilisi, kapıda konuşurken, dinliyordu Hz. Aliye buyurdu -Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Cebrail (a.s) dedi ki, yerdeki ve yedi kat gökdeki melekler sizi dinlemektedir.kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahü Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız. *Resulullah'ın(s.a.v): hx ali ve hz ebu bekire Allahü Teala ikinize yüzbinlerce rahmet etsin. İkinizi sevenlere yüzbinlerce rahmet etsin düşmanlarınıza da yüzbinlerce lanet olsun, buyurdu. Hz. Ebu bekir Sıddık dedi ki: -Ya Resulallah(s.a.v) Ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem. Hz.Ali dedi ki: -Ya Resulallah(s.a.v) Ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım. Hz. Ebu bekir Sıddık(r.a): -Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem, buyurdu. Hz. Ali de: -Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem, buyurdu. Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a.) taraftarlarının ve düşmanlarının kulakları çınlasın. Allah dostlarının talebesi... hocalarına arzedip: Efendim, şu kadar lborcum var idi. memlekete gidip öder gelirim, dedim. Biraz sabret, geceler gebedir, buyurdular. memlekette, "borçtan kaçtı" sözleri gelince Hz.Üstadın sözü yine Geceler gebedir. Oldu bir gün sonra nerden vereceksin bu parayı? diye sual ettiler. Efendim, babamdan kalma bağım var, Onu satıp veririm, dediğimde Hz.Üstadın rengi değişti. mübarek gözleri buğulandı. Ve ... şu sözler döküldü: kardeşlerimizin evini satmak değil iki etmekle mükellefiz. İkinci gün ..... bir tüccar ödünç para verdiler. ödedim. Haşir meydanındaki insanlar, ebede uçmak için sabırsızlanıyordu. Peygamberler, şehitler ve velilere zorluk yoktu. diğerleri, "elli bin sene sürer" denilen bu yolu, dünyadaki hayatlarının karşılığı ile aşmak durumundaydı. Her insan, sevap ve günahlarını hesaplarken, sermayeleri yetmeyen gençler gözcülük eden meleğe başvurarak: Bizler dünyada yarışmaya katılmıştık!. dediler. gayretimize karşılık araba istiyor ve zorlu yollar aşmayı planlıyoruz.Melek, Yanlış şeye dokunmuşsunuz!. Sizin arabanız, o yolda gitmez!. Gençler, Şuradaki insanlarda bir şeylere dokundu Ama şimdi Cennet'e uçuyorlar.Evet!.. dedi, melek. Onlar da dokundular. Hem de günde bir saatçik. gençler. Oysa bizler günler boyu çekmedik elimizi. Uyumadık, aç kaldık, . Peki onlar nelere dokundularSeccadeye!. dedi melek. Küçük bir seccadeye. Şimdi ise onlarla uçuyorlar. |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
ALLAH HERŞEYİN HAKİMİDİR *Binlerce kilometre uzaktaki, belirli bir noktaya doğru kusursuzca başlatılan hayvanların göç yolculuğu "rastlantı değildir şuur ve amaçtan yoksun süreçler, göç yolculuğunu gerçekleştiremezler göç evrimle açıklanamaz Göç üzerinde düşünüldüğünde, canlıların üstün bir Akıllan yönlendirildikleri görülür. Küçücük bir canlının tehlikeli yolculuklara kalkışması, kendisine güç sağlayacak bölgede yiyecek depolaması, Güneş ve yıldızlarla yön bulma teknikleri ve milyarlarca canlının her göçte programlanıp yola koyulması, bir Yaratıcı`nın eseridir Allah canlıları yaratmıştır ve her türe nasıl yaşaması gerektiğini "ilham" etmektedir. " *Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş kuşları görmüyorlar mı? Onları boşlukta) Allah`tan başkası tutmuyor..." ayetiyle işaret edildiği gibi, canlılardaki üstün yetenekler, akılcı davranışlar bize Allah`ın canlılar üzerindeki hakimiyetini gösterir Canlılardaki göç hareketi Allah`ın bir ilhamıdır: Göklerde ve yerde bulunanlar O`nundur; hepsi O`na gönülden secde ediyorlar. vicdanıyla düşünen insanlar için Tüm canlılar herşeye güç yetiren, tüm alemlerin Rabbi olan Allah`ın dilemesi ve yaratmasıyla var olmuştur. yılan balıkları her defasında ölmek ve yumurtlamak için Avrupa`dan binlerce kilometre uzaktaki Sargasso Denizi`ne gidiyor hiç şaşırmadan yönlerini buluyorlar bu bile tek başına, Allah`ın varlığına iman etmemiz için yeterli bir delildir. *Tüm canlılarda muhakeme kabiliyeti ve üstün bir akıl vardır. Bu aklı Allah ilham etmektedir, ayet şöyle buyurur:De ki: "Allah`ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? yerden neyi yaratmışlardır? onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz bir kitap vermişiz de onlar apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar. Allah, Kuran`da insanlara yarattığı varlıklar ile göklerin ve yerin yaratılışını düşünmelerini emretmiştir. Çünkü, vicdanlı düşünen her insan Allah`ın varlığının delillerini görebilir. gerçeği görmemekte direnen inkarcılar büyüklenme nedeniyle inkar etmektedirler. *Allah inkarcılar için ayette şöyle buyurur Şüphesiz, Allah`ın ayetleri ile mücadele edenlere gelince; göğüslerinde ulaşamayacakları bir büyüklük den başkası yoktur. sen Allah`a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir. Rabbimiz`in yeryüzünden gökyüzüne yarattığı her varlık O`nun sonsuz aklının ve benzersiz sanatının en güzel tecellisidir. Göklerde ve yerde ne varsa Allah`ındır. Andolsun, Biz sizden önce kitap verilenlere ve sizlere: "Allah`tan korkup-sakının" inkara saparsanız, şüphesiz, göklerde ve yerde ne varsa Allah`ındır. Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hamde layık olandır. |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
Evrime Meydan Okuyan Bir Canlı: Yağmur kuşu *Yağmur kuşları kışı geçirmek üzere Alaska`dan Hawai`ye göç ederler. Okyanusta dinlenmeden uçarlar, rota üzerinde ada yoktur ve yüzücü kuş değillerdir. 4.000 kilometrelik 88 saatlik yolculuklarında, kanatlarını 250.000 kez Yolculukta kiloları 200 gramdır. 70 gramı yakıt olarak kullanılacak yağdan oluşur. vücut ağırlıklarının %0,6`sını tüketirler. 72 saat içinde uçuş zamanının %81`inde 70 gram yağı tüketmeleri gerekir. Bu da kuşun varış noktasına gelmeden 800 km evvel okyanusa düşmesi demektir. Ancak bu şekilde olmaz. *Alman profesör olan Werner Gitt, yağmur kuşlarının 70 gramlık yakıtla 88 saatlik uçuşu nasıl başardıklarını şöyle anlatmaktadır: Yaratıcı`nın eserini hayranlıkla izliyoruz. Bu kuş V dizilimi ile uçar V dizilimi, %23`lük bir enerji tasarrufu sağlar ve hedefe güvenli şekilde varır. 88 saat sonra, geriye hala 6,8 gram yağ kalmıştır, bu da gereksiz değildir; rüzgarların ters yönlerden eseceği zor durumlar için tedbir olarak saklanmıştır. Kuşta Olağanüstü düşük bir yakıt tüketimi vardır, saatte ağırlığının sadece %0,6`sını yakar. Bu, helikopter için %5 ve jet uçağı için de %12`dir.göç uçuşlarında tesadüfe yer yoktur. ince matematiksel hesaplamalar söz konusudur. İnsanların dahi başaramadıkları bu verimli uçuş, bizleri pek çok soru üzerinde düşündürmektedir: *Kuş, ne kadar enerjiye ihtiyaç duyduğunu nereden bilmektedir Kuşun yolculuğa çıkmadan evvel gerektiği kadar yağ depolaması nasıl mümkün olmaktadır Kuş, mesafeyi ve net yakıt tüketimini nereden bilmektedir Kuş, göç rotasını nereden bilmektedir Kuş, gideceği yere ulaşabilmek için aralıksız nasıl yolculuk edebilmektedir? Kuş, yakıt tüketimini azaltmak için diğer kuşlarla V biçiminde dizilerek uçması gerektiğini nereden bilmektedir Şuur ve akıldan yoksun, muhakeme yetenekleri olmayan bcanlıların son derece akılcı plan ve teknikle uçmaları, buna uygun vücut tasarımına sahip olmaları tek bir gerçekle açıklanabilir: yaratıldıkları ilk andan itibaren kendilerine verilen ilhamla hareket ederler Onlar herşeyi yaratan Rabbimiz`in emri ve denetimi ile yaşamlarını sürdürürler*Araştırmacı Jobe Martin Evrim Teorisine Karşı Çıkan İnanılmaz Canlılar adlı bir belgeselde yağmur kuşunu ve evrim teorisinin geçersizliğini şöyle anlatmıştır Evrim teorisi göç eden hayvanın nerede olacağını, şöyle açıklar? Teksas`ta büyümüş bir kuş vardır.kış çok soğuktur Meksika`ya uçar. Burası güzelmiş der yazın tekrar Texas`a döner. Ancak bir kuş bu kuralı bozar. bu kuş güvercin büyüklüğünde küçük bir kuştur. Alaska`da yaşar. Kış için Hawai`ye 88 saatlik aralıksız bir uçuşu vardır. Çünkü arada kara yoktur. 3 gün 4 gecelik uçuş. Peki bunu nasıl başarırlar? Yolculuk öncesi yerler 70 gramlık yakılabilen enerji elde ederler. 88 saatlik bir yol vardır problemimiz şudur. Her saat 1 gram harcadıklarına göre, yüzücü olmayan bu kuşlar birkaç saatlik mesafede Hawai yakınlarında okyanusa düşeceklerdir. *Allah yağmur kuşlarının liderlerini değiştirerek V biçiminde uçacakları, hava akımının kırılacağı ve uçmak için enerjiyi azaltacakları şekilde yaratmıştır... Evrim teorisi çökmüştür Çünkü yağmur kuşu her sene biraz daha fazla, biraz daha güneye gitseydi okyanusa düşecek ve balık yemi olacaktı evrim geçersizdir kuşun hangi yöntemle, ne kadar yakıtla uçarak göç edebileceğini deneme yanılma ile tespit edemez Başarısızlıkla sonuçlanan her uçuş, ölümdür ölen kuş tecrübesini aktaramaz seleksiyon saçma bir iddiadır. Kuşların mutasyon gibi canlıları tahrip edici etkileri ince hesaplara uçuş tekniklerine genlerine kodlaması ihtimal dışıdır. |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
Kara başlı yalı bülbülüyle yapılan deneyler *Profesör Peter Berthold, kuş göçünü 20 yıl araştırdı Sonuçlar şu şekilde kuşlar içsel ve yıllık bir ritim ortaya koydular. Kuşlar, aydınlık ve karanlıkta birçok değişiklik ortaya koydular: Kilolarında değişti tüyleri yenilendi yılın "uygun" dönemlerinde göç hareketliliği gösterdiler. onlara göçü hatırlatacak ortam yoktu bedenlerindeki bir program, onları göçe hazırlıyordu. Deney kuşlarının %97`si, doğada serbest kuşların yola çıkmasıyla hareketlendiler kuş türleri kendi göç davranışlarına uygun hareketlilik gösterdiler.Melezleme deneyleri, göçün programlanmış ve kalıtımsal olduğunu gösterdi. deney kuşları, göç seyrinde Cebelitarık yakınlarında Akdeniz`i geçmekteyken yönlerini güneybatıdan güneye çeviriyorlardı. *kuşlarda göç noktasında yön değiştireceklerini tayin eden bir mekanizma vardır önceden programlanmışlardır Genç kuşlar, kaç gün veya gece ve ne yönde uçmaları gerektiğini söyleyen göç programlarıyla donamamışlardır penguenler yol bulmak için güneşi kullanırlar penguen yavruları yol bulmada yetişkinler kadar yeteneklidir penguen yavruları bunu biliyor olarak doğmuşlardır göçte mekanizması doğumla birlikte aktarılan davranışlardır. Peki ama nasıl kalıtımla aktarılabilmektedir? Genlerde, davranış programımı vardır? Canlılarda göç davranışı kalıtım yoluyla aktarılmaktadır bu kalıtımın nasıl sağlandığı konusu çok önemlidir. *Hayvanlar olağanüstü göç davranışları göstermektedirler. Binlerce kilometrelik uçuşlar, uçuşlar için önceden yapılan hazırlıklar, yön bulma ve navigasyon yetenekleri, belirlenmiştir? genlerdeki göç programı evrimle açıklanamaz. Hayatın ve organların kökeninde seleksiyon ve mutasyon ile açıklanamayacak bir bilgi vardır. Göçü rastlantısal mutasyonlarla açıklamak, yol haritası"nın kağıda yanlışlıkla dökülen mürekkeple çizildiğine inanmak gibidir. mantıklı bir insanın buna inanması mümkün değildir. kuşların göç bilgisi Yaratıcı tarafından verilmiştir. Göç eden canlıların hücrelerindeki tüm canlıları yaratan Allah`ın sonsuz kudretinin eserlerindendir. *Evrim, canlıların kökenini hayat mücadelesine dayandırır tesadüflerin birbirine eklenerek canlılar inşa ettiğini varsayar. Küçük kuşun hiçbir rehber olmaksızın binlerce kilometrelik bir yolculuğa kalkışması, yolculuk için gerekli organ ve davranışlar eksiksizce var olduğunda başarıya ulaşır. göç için gerekli organ ve davranışların aşama aşama elde edilmesi mümkün değildir. Çünkü donanımsız bir canlının hayatta kalması imkansızdır Bir evrimci şöyle söz eder Göçte ölüm riski büyüktür riskin gölgesi altında evrimin nasıl gerçekleştiği açıklanmamış bir yönüdür evrim teorisinin çıkmazı, evrimcileri hayali spekülasyonlar yapmaktan alıkoymamaktadır. *buzul çekilmelerinden evrimciler şöyle bahseder Evrimcilere göre, buzullaşma, göçü açıklayabilir. ilerleyen buzullar ılıman kuşları tropiklere iter Buzullar çekilince kuşların torunları atalarının evlerine dönüş yapıp. Buzullar çekilince kuşlar buzullarla kaplı bölgelere yayılabildiler. Elbette bu senaryo son derece gerçek dışı ve saçmadır evrimciler çelişkidedir. Bir canlının DNA`sının çevreye uyum sağlaması ve canlının etkilenmesi mümkün değildir. kuş türü ne yönde yer değiştirirse değiştirsin, ne kadar sık seyahat ederse etsin bunun DNA üzerinde etkisi olmaz. göç hareketleri canlının DNA`sına bilgi eklemez. Göç gerektiği şekilde olmazsa, havyanlar için öldürücü olabilir. *göç sırasında ölüm riski büyüktür" ve hiçbir canlının, mutasyonların mükemmel bir göç davranışı kazandırmasını bekleyecek vakti yoktur. evrim teorisi tutarsızdır kuşun hiç gitmediği bir yerin koordinatlarını tespit etmesini mutasyonlarla kabul etmek mantıksızdır. Göç bilinçli bir "tasarım"ın ürünüdür kuşlar göçmeden hızlıca beslenirler. amacı, zorlu göçte enerjiyi ve yağ toplamaktır. Bazı kuşlar ağırlıklarını iki misline çıkarırlar beslenme göçten 2-3 hafta önce başlar. kuşların enerji yetersizliği engellenir Bu kuş açısından etkili bir tedbirdir Evrimcilerin kuş göçünün DNA`da ki rastlantısal mutasyonlara bağlı olduğunu öne sürerken gösterecekleri hiçbir kanıt yoktur. |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
*Göç mekanizmasında evrimcilerin açıklayamayacağı bir diğer unsur da, kuşların hormonal değişimlerdir.değişimi başlatan sinir ve içsel hormon salgılamaları kuş mekanizmasında değişiklikler ortaya koyar, ve beyin epifizine etki eder ve beyindeki hormon bezini etkiler. hormonlar birlikte çalışarak göç hareketliliğini etkiler içsel hormonların moleküler yapısı, çok özel ayarlanmış bir bütünün uyumlu parçasıdır. böyle sistemlerde tek bir hormonun bile tesadüflerle ortaya çıkması imkansızdır, buna dair tek bir bilimsel kanıt yoktur. göçücü kuşlar yüksek irtifada uçarlar. Anser indica isimli kaz türünün Himalayaların üzerinde 9.000 metre yükseklikte uçar bilinmektedir. Atmosferin bu bölgeleri oksijen açısından fakirdir. uçan kuşların kanlarındaki oksijen kapasitesi yüksek alyuvar konsantrasyonuyla artırılmıştır. *göçücü kuşlarda hemoglobin -göçücü olmayan kuşların ve omurgalıların aksine- oksijen taşıma ve bırakma açısından farklılaşan iki formdadır özel tasarım, oksijen yoğunluğu farklılık gösteren irtifalarda kuşa, oksijen miktarına göre oksjien taşıma sistemi sağlar.Kuşlardaki üstün yetenek vücutlarındaki kusursuz tasarımla birlikte avantaj oluşturur. canlılardaki tasarım,ve hayranlık uyandıran yetenekler tesadüflere ihtimal tanımayacak kadar mükemmeldir.seleksiyon ve mutasyonla, canlılardaki tasarıma ve davranışlara dair baçıklama getirilemez yavrular tecrübeli kuşların rehberliğinde, göç yollarını izlerler. En küçük göçmen olan sinek kuşu -mısır tanesi kadar beyniyle, 5 gram vücut ağırlığıyla- çok uzak mesafeleri kusursuz bir rota ile kateder. *Evrimcilere canlının, göç etmesi ve doğal seleksiyonun sonucudur. Doğada canlıların mücadelesini ve seleksiyonun canlıları evrimleştirdiğini iddia eden evrimciler çok büyük bir gaf ve hatadırlar. seleksiyonun evrimleştirici bir etkisi yoktur seleksiyon, bilindiği gibi, doğadaki koşullara en fazla uyum sağlayabilen, canlıların yaşama ve çoğalma oranlarının yüksek olmasıdır. bu canlıyı evrimleştirmez kuşlardaki göç eğilimi onların büyük kanatlı yapmaz doğal seleksiyon onları dönüştüremez yeni bir organ ya da özellik kazandıramaz. seleksiyon, sadece kanatlı kuşların daha uzağa uçmasını ve iyi bir yaşama ulaştırır seleksiyon, Darwin`den önce de tarifi yapılmış bir doğal mekanizmadır. doğa bilimcileri bu tür olaylarla karşılaştıkça bir mucizenin varlığına inanmışlar , yani Allah`ın, yarattıklarını korumak için onları korumanın bilgileriyle donattığını düşünmekten kendilerini alamamışlardı. canlılar sahip oldukları üstün özellikleri kendi akılları ile yapamazlar özellikleri ile doğduklarında onlara veren, onları tavır gösterecek şekilde yaratan üstün bir akıl ve ilim sahibi Yüce Rabbimiz Allah`tır.*göçmen hayvanların davranış ve mekanizmaları bilinçli olarak tasarlanmış tüm canlıları Allah yaratmıştır bu gerçeği reddeden, canlıların tasarımla değil, rastlantılarla ortaya çıktıklarını savunan Darwinistler göç kavramını nasıl açıklarlar Evrimciler, göçle nasıl yüzleşirleşirler evrim çıkmazdadır Hayvanlarda göç Allah`ın yaratmasındaki üstün ilmi gösterir ve evrimi çökertir evrim canlıların davranışlarını tesadüf mutasyon ve bilinçsizce seleksiyona- bağlar. Evrimde şuursuzdur Evrim geçersizdir modern bilim karşısında yenilmiştir Kuzey Amerika Ren Geyiği karada göç eden hayvanlar arasında en uzun seyahatleri gerçekleştirenlerdir. Yaşadıkları alanlar sert kış bölgeleri olmasına rağmen bu canlılar çok iyi birer yürüyüşçüdür ormanlardan sahil ovalarına kadar 4.350 kilometre seyahat edebilirler tespit edilmiştir. Ren geyiği, 5.055 kilometre ile kara memelileri arasındaki en uzun yolculuğu gerçekleştirmiştir. İlkbaharda kışlık alanlardan yavrulama alanlarına göç ederler. Hamileler zemin karlıyken seyahate başlar ve yavrulama alanının zemini karlıyken oraya ulaşırlar. alanı cazip kılan yavruları doğduğunda besin bulabilecek olmalarıdır. Pamuk bitkisi goncaları ve besinlerin bol olduğu yerlerde doğum gerçekleşir ve 10 gün kadar beslenme amacıyla buralarda kalırlar.*Göçe başlarken bu canlıları hangi işaretin harekete geçirdiği bilinmez hamile dişiler göç sürelerini uygun zamanda uygun yere ayarlarlar Allah canlıların ne şartta olursa olsun, olması gerektiği zamanda, olması gerektikleri yerde olmalarını ilham etmiştir. Yoksa bir hayvanın doğum yapacağı alanın kendisinden ne kadar uzaklıkta olduğunu, doğum yapmasına kaç gün kaldığını kaç kilometre gitmesi gerektiğini hesaplaması mümkün değildir. Ren geyiğinin böyle bir muhakeme kabiliyeti yoktur.Göçe başlarken zamanlama olarak en rahat ortamın oluşmasını beklerler. en uygun zaman rüzgara açık bayırlar, donmuş göller sığ ya da buz tutmuş karların olduğu zamanlardır. Kar derinse harcadıkları enerji artar. Derin karlarda yürümek zorunda kaldıklarında tek sıra halinde giderler *Birkaç yüz metre sonra başka bir Ren geyiği liderliği alır akılcı bir organizasyon vardır. Bunu Ren geyiklerinin kendi iradeleriyle, bilinçli bir şekilde kararlaştırdıklarını söyleyebilmek mümkün değildir. Bir hayvanın akletmesi sonra da metod geliştirmesi mümkün değildir. hayvanlar var oldukları ilk andan itibaren bu şekilde hareket etmektedirler.onlara öğretilmiştir kuşkusuz bunu ilk Ren geyiğinden bu yana tüm Ren geyiklerine öğreten onların Yaratıcısı Rabbimiz Allah`tır. |
Kaynak 1çerkes.com
KUŞCUBAŞI EŞREF Albay Levent Göktaş* *Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 3 adet üstün cesaret ve feragat madalyasına sahip tek kişidir.şehit cenazeleri üstünden siyasi rant sağlayanlar,vatan sağ olsun diyemeyenler, timsah göz yaşları dökenler, öldürülen PKK’lıların resimlerini paylaşıp vatansever olduklarını ispatlamaya çalışanlar, klavye kalemşörleri, tatlı su vatanseverleri Kuşcubaşı Eşref Sencer’i, Çerkes Ethem’i… Tıpkı oniar gibi sonu ihanetle itham edilmiş bir adamla tanıştırıyım sizi.– Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın en seçkin subaylarının eğiticisi ve bir çok birliğinin kurucusudur,*Yüksek atlama serbest paraşütçü, dağ ve su altı komandosu olan ilk ve tek subaydır Erken terfisi olan ender subaylardandır Yalnızca bir seferde, yaklaşık 40 askeriyle Irak’taki terör kampında 240* teröristi geberten bir komutandır. Arazide pusuya düşen ve kuşatılan askeri birlikle teröristler arasına tek başına girip, elindeki makinalı tüfekle teröristlere göz açtırmadan askeri birliğini pusudan çıkaran cesur bir askerdir, Onun vücudunda Ameliyatla çıkarılamayan* kurşunlar ve kırık kemikleri* tutturmak için kullanılan metal parçalar bulunur,Makedonya Genelkurmay Başkanı’nın; Uluslararası bir ortamda, “Benim hocam hayran olduğum ve örnek aldığım subay’dır” dediği Türk Subayı’dır, *En çok üstün cesaret ve feragat madalyası ve takdirname sahibi asker Kara Harp Okulu İşletme Bölümü mezunu Gazi Üniversitesi İşletme Ana Bilim Dalı Üretim Yönetimi-Planlama yüksek lisansı sahibi,Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu,Türk ordusunda üç tane “Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası” sadece onda var. Başka hiçbir subay da yok altı tane “Üstün Birlik Yetiştirme Beratı” sahibi 180 tane “Takdirname” sahibi, Sayısı bilinmeyen şerit rozeti,Kuzey Irak’ta* bütün operasyonlara katılmış,İngilizce, Rusça, Arapça biliyor. İşte bu adam “Türk Ordusunda kumpas kurbanı Emekli Albay Mustafa Levent Göktaş. Ergenekonda hapis yatan, hücrede yatan bir komutan Levent Albay Göktaş..*PKK ile yüzlerce çatışma yaşadı asker duruşlu, gerçek bir kahramandı kumpaslarla, paralel yapılanmalarla, entrikalarla hapse atıldı, 2,5 ay hücreye atıldı, tıpkı kahramanlığı, vatanperverliği öğrendiği hemşerisi Kuşbaşı Eşref* gibi, Çerkes Ethem gibi..2.5 yılım ve devletime helali hoş olsun göğsümde gururla taşıdığım kahramanlık madalyamla tecrit hücresindeyim burada insan hafızasında olanları* kaybediyor.”Ben yanında çok şehit vermiş, çok şehit cenazesi yıkamış ve çok şehit cenazesi kefenleyip mezara koymuş kişiyim. Hatta 2 gecede 38 tane gül gibi şehitle tek başına kalmış, sonra onları kefenleyip mezara koymuş kişiyim |
Kaynak 1çerkes.com
KUŞCUBAŞI EŞREF Albay Levent Göktaş* “*Çukurca taburunda idik.* karakol basıldı yardıma koştuk. zorlandık ama elimizden geldiğince çabuk hareket ettik, mevzilerde şehit askerlerimiz vardı. vücutlarına bıçakla zarar verilmişti. bir tane şehit ve jandarma askeri vardı. Rpg-7 ile vurulmuş, vücut altında hasar vardı.elini tuttum, göz göze geldik. Kelime-i Şehadet getirdik. Sonra o’na ezberimdeki* İnşirah suresini okudum. “Elem neşrah leke sadrek” diye başladım senin göğsünü açmadık mı, yükünü atmadık mı” derken gözleri kapandı. gözlerinden* yaş boşaldı.şehit olmanın mutluluğu ile şehadet getirdi.* pkk’lılardan 17 tanesini etkisizleştirdik ölen mehmetçik kardeşlerimizin ruhları huzur bulsun*“Kuzey Irak’ta tanklarla* ileri harekata geçecekken ateş ettiler. sıcak temas yaşadık, teröristler ölülerini bırakarak.kaçtılar bir inilti geliyordu iniltisi, 14 yaşlarında bir kız çocuğu tank tarafından vurulmuş şehit jandarma askerimiz gibi alt kısmı parçalanmıştı. Yanına yaklaştım, gözlerinde korku vardı. kelime-i şehadet getirtirdim. Elini sıktım,gözlerinden iki damla yaş geldi ve öldü.Göktaş’a gelen emir Ballıkaya’ya birliğiyle girmesiydi. Göktaş, birliğiyle sabaha karşı Ballıkaya’ya sızdı Ve çatışma başladı Çatışma sabah 6.00’dan akşam 20.00’ye kadar, 5 metre yakınlıkta yaşanıyordu Levent Göktaş, terörî Geri püskürttü ancak Bir asker şehit oldu. 10’u ise yaralandı gece 5 kez içeri girdik yoğun ateşle karşılaştık için şehit naaşını alamadık”Hava eksi 35 dereceydi. *PKK’lı, Göktaş’a kod adı olan ‘Ozan’ diye hitap ediyordu. Seslenen PKK sorumlusuydu. Şimşek” kod adlı PKK’lının terörist şöyle sesleniyor“cenazeyi almak için durmadan aşağı inipyorsun. Hiç gelme alamazsın ama istersen bir şartla cenazeyi veririm.”Göktaş, Ölen askerini almak zorundaydı. “Şartı sordu.Armut Boğazı var. çam ağacına yiyecek, oksijen, tentürdiyot, konserve ve pamuk koy. tek başına yanımıza gel. Cenazeyi al, git.”dedi. Göktaş PKK nın , yanına tek başına gitti Göktaş, birlik komutanı olarak şehit askerinin cenazesini alacaktı.Çocuğun naaşı yerdeydi. Yüzü tertemizdi, yıkamışlardı. Askeri sırtına aldı PKK’lılar ayağa kalkıp levent göktaşı selamladılar.*Levent göktaş Şehid askerinin cenazesini aldılar PKK’LILARIN SAYGI DURUŞU nda durdular türk albay Levent Göktaş sırtında şegit askerimizin cenazesiyle yukarı çıktı.tüm gün savaştığı düşmanlarının arasına silahsız inmişti. Çatışmada onu öldürmek için hedef alan PKK’lılar askerini almak için ölümü göze alan komutana ve şehit mehmetçiğe saygı duruşunda bulundu. Ve albay levent göktaş şöyle diyor sorarım size ölen kim, öldüren kim? Savaşçı olmama karşın fikrim, ölümlerin durması, üzüntülerin bitmesi artık hiçbir ailenin üzülmemesi yönündedir. savaş, savaşı davet eder. Topraklarımız kan, gözyaşı ve acılarla doludur.Hayber Kalesinde 40 adamıyla 20.000 kişilik Faysal’ın ordusuna karşı 5 saatten fazla çarpışan Kuşçubaşı Eşref Sencer’in hemşerisi Albay Mustafa Levent Göktaş’tan asker duruşu, adam gibi adam duruşu…* |
Kaynak sorularlaislamiyet.Com
Şeriat nedir, nasıl yaşanır; şeriat geçerli midir? Neden şeriat sürekli karalanıyor? Şeriat hakkında bilgi verir misiniz? Müslümanların şeriatı uygulama zorunluluğu varmı *İslam tüm konularda görüş belirtmiş Devlet yönetiminde ilkeler koymuştur. Adalet, hukuk, insan hakları göreve sadık kalınmak ilkeleriyle devlet yönetilmelidir.Şeriat, İslam hükümleridir Doğru İslamiyeti ve doğruluğu anlatmak ve yaşamak zorundayız.*İslam adına yapılan, ama İslama uymayan uygulamalar İslamiyete ve Müslümanlara zarar verir Namaz kılıp oruç tutan birisi şeriata karşı olduğunu söylüyor ve hayret ediyorsunuz. Bir başkası .Şeriatı savunuyor. Ancak ibadet etmiyor hayrete düşüyorsunuz.ve kanaatiniz şu oluyor:*Bunlar şeriatı bilmiyorlar!.. Şeriat:*“Din”, “Allah’ın emri”, “İlâhî emir ve yasaklardır İnsan, bir kavramı reddederken ve kabul ederken anlamını bilmeli, *En çok tartışılan kavramlardan biri şeriat ve kafa karışık. Çünkü Anlamını bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Şemseddin Sami Efendi, dilimizin lugatinda Şeriatı,*“evamir ve nevahi-yi İlahiyye ve âyet ve hadis ve icma-ı ümmet esasları üzerine müesses kanun-u İlahi”*diye tarif ediliyor.şeriat İlahi emirler ve yasaklardır İlahi kanunlar âyet, hadis ve icma”*üzerine kurulur. Ömer Nasuhi Bilmen ise,*Şeriat, din lisanında, Cenab-ı Hakk'ın, kulları için vazetmiş olduğu dini, dünyevi ahkamının heyet-i mecmuasıdır. şeriat, din ile müradif olup, ibadet, ahlak ve muamelatı ihtiva eder.”“Şeriat,*peygamber-i zişan tarafından tebliğ edilmiş kanun-u İlahi demektir.* Kur'an'a, Hadise, İcmai hükümlerdir *Şeriatı, kulları için Allah koymuştur.dini ve dünyevi imani ahlaka, ibadete ve hayata dair hükümlerdir peygamberin getirdiği İlahi kanunlara şeriat denilir. Kur'an'a, Hadise ve İcmaa dayanan hükümlerdir Elmalılı Hamdi Efendinin,*“şeriat tarifi şöyledir: ırmak veya su içmek için girilen yoldur insanların hayat-ı ebediyeye ve saadet-i hakikiyeye ulaşması için, Allah Teala'nın vaz u teklif ettiği ahkam-ı mahsusaya ve mezheb-i müstakime ıtlak edilmiştir din demektir.”Şeriatı Allah koymuş ve kullarını sorumlu tutmuştur. Allah, şeriatı kullarının ebedi hayata ve saadete ulaşması için göndermiştir.Şeriat, müstakim, doğru yoldur dindir *Bediüzzaman şeriatı için şunları söylüyor: Şeriat ikidir.*Birincisi,*alem-i asgar olan insanın ahvalini tanzim eden ve sıfat-ı kelamdan gelen şeriattır.*İkincisi,*insan-ı ekber olan alemin harekatını tanzim eden, sıfat-ı iradeden gelen şeriat-ı kübra-yı fıtriyedir Bedüzzaman Şeriatı ikiye ayırıyor Küçük âlem” olan insanın fiillerini düzenleyen ve Allah'ın “kelamı şeriattır Kainattaki varlıklar, Allah'ın * kanunlarına isyansız itaat ederler, alem mükemmeldir karışıklık yoktur insanlar İlahi kanunlara isyansız itaat etseler, özlenen ahenge kavuşacak ve saadete erecekler. Uyumsuzluğun ve huzursuzluğun sebebi, isyandır Ahiret saadeti ve, dünyevi huzurun çaresi İslam'dadır. *şeriat dinimizin kurallarıdır. İnsan ise, hür bir varlıktır. İnsanlar şeriatı ve dinimizi Kabul ve red de...*özgürdür “Dinimizde zorlama yoktur. Bir çekirdeği ağaç yapan ona meyve verdiren Allah, bu gayenin tahakkukunu şartlara bağlamıştır Buna şeriat-ı fıtriye denilir çekirdek, toprağını bulacak, suyuna kavuşacak, güneşle sohbet edecektir ki ağaç olabilsin.İnsan çekirdek gibidir şeriat,*insanın cennete lâyık olabilmesi için uyması gereken kanunlar manzumesidir Akıl,*düşündüğü takdirde, mârifetullaha eriyor.*Dil,*hayır söylediği ölçüde ebed ülkesinde ulvî sohbetler yapmaya aday oluyor.*Beden,*Allah için yorulduğu nispette o saadet beldesinin maddî nimetlerinden faydalanmaya hak kazanıyor.*Sevgi, korku, şefkat, merhamet gibi hislerden, göze, kulağa, ele, ayağa kadar her şey Allah’ın emir dairesinde çalışmaları hâlinde ulvîleşir ve ulvî âlemlere yönelir Şeriat, hakikate giden yoldur Su membaından su almak için girilen yoldur Hakk’a ermenin ve hakikati bulmanın yoludur Yunus derki "Şeriat, tarikat yoldur varana, Hakikat meyvesi andan içerü." Yola girmeden, menzile erişilemez. Şeriatsız, hakikate erme iddiaları, oyalamaktan öte bir işe yaramayan kuruntulardır.Tarikat,*nâfile ibadetlerin simgesidir Şeriat yolunda sağlam yürümek, nefis ve şeytana karşı güçlü olmak için konulmuş bir terbiye ameliyesidir Kulu, Rabbine yakınlaştırmaya vesile. Nefsi terbiye etmeye yardımcıdır |
Kaynak sorularlaislamiyet.Com
Şeriat nedir, nasıl yaşanır; şeriat geçerli midir? Neden şeriat sürekli karalanıyor? Şeriat hakkında bilgi verir misiniz? Müslümanların şeriatı uygulama zorunluluğu varmı *hakikate ulaşmak için İlâhî emirlere harfiyen riayet etmek kalbini ve ruhunu güçlü kılmak için nâfile ibadetlere devam etmek gerek. İmam-ı Rabbani’yi dinleyelim:Dilin yalan söylememesi ve doğru konuşması*şeriattır. Kalpten yalan düşüncesini uzaklaştırmak, zorlayarak ve çalışarak olursa*tarikat, zorlanmaksızın olursa*hakikattir.” Doğru sözlü olmak, Allah’ın rızası güzel bir ahlâk, hakikat. için, ilkin şeriatın*“yalan söylemeyiniz”*emrine uyulur; dil günahtan uzak tutulur. kalb ve ruh tedavi edilir ve. kalp hiçbir zorlamaksızın yalandan nefret eder hâle gelir. Artık kalbe, yalan yanaşamaz Konuşan doğruyu söyler. Ve doğrunun hakikatine erilir.*hakikate ermek tarikatsız da olabilir İnsan, doğrudan, şeriattan hakikate geçebilir. Ama, ermenin, şeriatsız olmayacağı muhakkaktır.Şeriat,*sadece, İslâm’ın ceza hukuku değildir Yalan söylememek şeriattır. Yalan söylemeyen, gıybet etmeyen, mala, cana, ırza, namusa kötü bakmayan, helâl kazanç peşindeki insan şeriat üzeredir ve hakikat yolundadır. Böyle birinin şeriata karşı çıkması, kendisiyle çelişkiye düşmesidir Dinin temeli,*şeriat, insanın yaratılışıdır âlemde her zerre, her yıldız, hava, toprak, su, Allah’ın iradesine tâbidir. O’nun İlâhî kanunlarıyla hareket etmede. O’nun emrine, O’nun iradesiyle boyun eğmektedir *Melekler âlemi hakikattir . İbadet tesbih hamd için yaratılmışlardır Onlar, Allah neyi emrederse onu işliyorlar.İnsan Her şeyiyle Allah’ı tesbih eder daima tesbihte, daima ibadettedir. İnsan idaresi melekte yoktur onlar sürekli allaha itaat üzeredir beden ülkesinin, sultanı Ruhtur ruhta, büyük bir lütuf ve büyük bir imtihan olan irade vardır İnsanın melekten farkı irade sahibi olmasıdır Parmağıyla işaret edebilir yüzünü dönebilir ve. duygularını dilediği gibi kullanabilir insan iradesinin önünde imtihan vardır ve imtihanın sonunda cennet ve cehennem var şeriat*Allah’ın rızasını emreden emir ve yasaklardıt.*Kul İlâhî ipe sımsıkı sarılmakla emrolunuyor.*İnsan iradesinde iki saha var. Biri dünya, diğeri âhiret işleridir. İslâm’da kanunlar, mevcuttur. Kul, uyarsa hem ibadet eder hem de rahat, ve mesut yaşar Şeriat münakaşaları ikiye ayrılıyor. Biri muamelât, diğeri cezadır şeriat tartışmalarının ağırlık merkezi, cezadır ceza hukukunda İslâm’ın hükümleri mevcuttur. şeriat farzdır emire riayet etmeyen de mesuldur isyankarlık günahkârlıktır İlâhî emri, o Kur’anî hükmü inkâr etmek,küfürdür İslâmî hükümler* ferdin nefsine ailesine cemiyete karşı vazifeleridir. Şeriatın hükümleri vardır inkârı küfür ve isyandır günahtır şeriatın öncelikli olanı ferdin nefsine ait vazifeleridir. Bunların başında ibadet geliyor. *İnsanın nefsine ve ailesine ait mükellefiyetlerinde semâvî kitaplarda hükümler mevcuttur. ibadet emredilmiş, günahlardan sakınma esas tutulmuştur ibadetlerin şekli vakti farklıdır ama ibadeti emretmeyen, ahlâkı emretmeyen bir hak din yoktur sosyal kaideler,devlet yönetimine dâir hükümler, dinlerin en mükemmeli İslâm’da kemâliyle yer almıştır İnsanın yaratılış gayesi, bütün dinlerde müşterektir. Bu gaye, Kur’an-ı Kerim emrediyor Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”(Zâriyât)* Bir de şarta bağlı emir ve yasaklar vardır hüküm şarta bağlıdır mümini İslâm emirlerini kabul etmiyormuş gibi göstermek ve insafsızca tenkit etmek, tek kelimeyle zulümdür âhirette cezası büyük olan ithamlardan kaçınmak gerekir *Bütün insanları fakir bir ülkede ediniz. ülke fertlerini zekât vermemekle suçlayabilir misiniz? İslâm’ın hükümlerine inandığı halde gücü yetmeyen bir Müslüman da böyle değil midir? İslamı tatbik etmek devletin vazifesidir, ferdin değil. Dolayısıyla ferde sorumluluk terettüp etmez. İslâm’ın hükümleri,*ferdin uymak zorunda olduğu İlâhî emirlerdir.Devlet yönetimiyle ilgili hükümler İlâhîdir, inanmak her mümine farzdır; Şeriatın yüzde doksan dokuzu ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir. Yüzde bir siyasete mütealliktir. Onu da ulû'l-emirlerimiz düşünsünler.”*(Bediüzzaman) İslâmî ve. İlâhî hükümlerin bir kısmı sadece Müslümanlara uygulanan hükümler, diğeri ise bir İslâm beldesinde yaşayan herkese tatbik edilen hükümlerdir |
Kaynak sorularlaislamiyet.Com
Şeriat nedir, nasıl yaşanır; şeriat geçerli midir? Neden şeriat sürekli karalanıyor? Şeriat hakkında bilgi verir misiniz? Müslümanların şeriatı uygulama zorunluluğu varmı *İslamın kısım,*ceza”*hükümlerinde. Bir gayri müslim cizye vererek İslâm beldesinde yaşıyorsa, o beldenin vatandaşı olarak bütün ceza hükümlerine muhatap olur. Hırsızlıkta eli kesilir, zina iftirasında bulunursa cezalandırılır. Bazı sapkınlar İslâm’ın ceza hükümlerinin uygulanmadığı ülkede namaz kılmanın, oruç tutmanın mana ifade etmeyeceği gibi saptırıcı sözler söylüyorlar. Ve mü’minleri Allah’ın hükümlerine uymamakla suçluyorlar. Oysaki şeriatın %99 u ibadettir Namazda Fâtiha’yı okuyan Rabbinden “sırat-ı müstakime” dileyen bir mü’min çok dikkatli olmalıdır. istikametten uzaklaşmamalı *insanlar, bu asırda İslâmî hükümlerle hükmetmenin mümkün olmadığını iddia etmekteler İslâm hükümleriyle hükmetmeyeni, niyetlerine bakmaksızın, küfürle itham ediyorlar. Bunların biri ifrattadır, diğeri tefritte. ikisi de aşırı ve, ikisi de istikametten sapmış.kaideye göre.*“Bir şey sabit olursa, levazımıyla sabit olur.”* parmaklar elin lâzımıdır. Eli, parmaksız düşünemezsiniz. Ve istifade edemezsiniz. Yüz dendi mi, gözü ayıramazsınız. Gözsüz bir yüzü ek******. Parmak elin, göz yüzün, gözbebeği de gözün lâzımıdır. ayırır ve tek düşünürseniz fayda edemezsiniz. İslâmî hükümler Bir bütündür.*Ve ancak o zaman, ferdi ve cemiyeti huzura, saadete kavuşturur. *İslâm’ın temel şartlarının ihmale uğradığı, yanlış esaslar üzerine bina edildiği bir cemiyette, ceza hükümleri fayda sağlamaz. hükümlerin, tatbiki mümkün olmayabilir. İnsan inanmadan istemeyerek uymakla nifaka düşer. Müslüman görünür, ama İslâm düşmanı olarak yaşar. Şeriat bir bütündür İslâm’da faiz haramdır, Bu yasağı getiren âyet-i kerimeyi*“Müminler ancak kardeşidirler”*âyetiyle düşünürsek. hakikat şudur*“Bir mü’min, ihtiyaç içinde borç isteyen kardeşine borç verirken, ona karz-ı hasende bulunurken, parayı fazlasıyla talebde bulunamaz. Bunun kardeşlikle bağdaşmaz İslâmî kardeşliğin son derece zayıfladığı, kişinin öz kardeşine tuzaklar kurduğu, devlet malının yağmalandığı bir cemiyette, İslâm’ın faiz yasağı icra edilemiyorsa, kabahat bozulan bünyenindir; ilâcın, yahut gıdanın değil.*Bir cemiyette, İslâm’ı tatbik etmeyen, hükmünü veremeyen bir insana kâfir damgası vurmak insaf değildir. iman küfre zıttır. Bir insan İslâm’a zıt bir hüküm veriyorsa, İslâm’ı reddederek küfre girer İman ve küfürde de niyet ve irade şartı vardır. Bir adam ancak,*“İslâm’ın hükmünü kabul etmiyorum derse küfre girer. Böyle bir niyeti ve iradesi yoksa, hata, yanlış hüküm ve bilgisizlikden ve irade zaafından kaynaklanıyorsa, yaptığının yanlış olduğunu biliyorsa bu adama kâfir demek Ehl-i sünnette mümkün değildir. Bunu ancak, büyük günah işleyenin kâfir olduğuna hükmeden* “Haricîler” yada bu kimsenin imanla küfür arasında kalacağını savunan*“Mûtezile”*iddia eder Bunlar ise ehl-i dalâlettir Çok dikkatli olmalı ve İslâm’ı savunurken, bilmeden dalâlet yoluna girmemeliyiz |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
KURAN ALLAH SÖZÜDÜR Kuran öyle bir kitaptır ki, içinde verilen haberlerin hepsi doğru çıkmıştır. Bilimsel konularda, gelecekten haberlerde matematiksel şifrelemelerde hiçbir insan tarafından bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiştir. Bu bilgilerin dönemin bilgi ve teknolojisiyle edinilmesi mümkün değildir. bu durum, Kuran`ın insan sözü olmadığının apaçık ispatıdır. Kuran, herşeyi yoktan var eden ve ilmiyle tüm varlıkları kuşatan Yüce Allah`ın sözüdür. ayet buyuruyor o, Allah`tan başkasından olsaydı, kuşkusuz birçok çelişkiler bulacaklardı" buyurmaktadır. (Nisa Suresi, 82). Kuran`da hiçbir çelişki yoktur her bilgi, gün geçtikçe İlahi kitabın mucizelerini ortaya koymaktadır. İnsana düşen Allaha ve kitabına sarılmak ve onu rehber kabul etmektir. Allah, ayetinde şöyle seslenir Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitap`tır. O`na uyun ve korkup-sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.„ (Enam Suresi) Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin…„ (Kehf Suresi) O Kuran bir öğüttür. dileyen, onu düşünüp-öğüt alsın.„ (Abese Suresi) KURAN`IN GELECEKLE İLGİLİ HABERLERİ *Kuran`ın mucizevi yönlerinden biri de, gelecekteki olayları önceden haber vermesidir Fetih Suresi 27. ayetinde, müşriklerin işgali altındaki Mekkenin fethedileceği müminlere şöyle müjdelenmekteydi: Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Allah dilerse, mutlaka Mescid-i Haram`a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, kısaltmış ve korkusuzca gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi, size yakın bir fetih nasib kıldı.„ (Fetih Suresi, 27) ayette, Mekke`nin fethinden önce gerçekleşecek bir başka fetih haber verilmektedir. Ve ayette haber verildiği gibi müslümanlar önce, Yahudiler`in elindeki Hayber Kalesi`ni fethetmişler, daha sonra da Mekke`ye girmişlerdir. *Gelecekten haber verilmesi Kuran`daki üstün hikmetlerden yalnızca bir tanesidir. Bu, Kuran`ın sonsuz ilmin sahibi olan Allah`ın sözü olduğunu kanıtlayan bir delildir O dönemde hiçbir insanın haber veremeyeceği haberlerden biri de Bizans`ın yenilgisidir. Dünya`nın en alçak noktasında Rumlar yenilgiye uğramışdır. ayette en alçak nokta" belirtilmektedir. teknoloji ile Dünya`nın en alçak noktasının belirlenmesi mümkün değildir. Bu, herşeyden haberi olan Allah`ın haber vermesidir. BİZANS’IN GALİBİYETİ *Kuran`ın gelecek haberlerden biri de Rum Suresi`nin ayetleridir ayetlerde Bizans İmparatorluğu`yenildiği çok kısa bir zamanda tekrar galip geleceği bildirilmiştir: “Elif, Lam, Mim. Rum yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". onlar, yenilgiden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde.önce ve, sonra emir Allah`ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.„ (Rum Suresi) ayetler, Hıristiyan Bizansın, putperest Persler karşısında yenilgiye uğramasından 7 sene sonra, M.S. 620 de indirilmişti. ayetlerde Bizans`ın yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa Bizans kayıplara uğramıştı galip gelmesi, ve ayakta kalması imkansızdı . Persler Avarlar, Slavlar Lombardlar Bizansa tehditti Avarlar istanbula gelmişlerdi. *Bizans Kralı Heraklius, ordu masrafları için kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretti. valiler Kral Heraklius`a isyan etmiş, İmparatorluk parçalanma noktasına gelmişti. Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır ve Ermenistan, putperest Persler`in işgali altındaydı Bizans`ın yok olması bekleniyordu. Rum Suresinde Bizans`ın dokuz yıl geçmeden galip geleceği haber verildi. müşrikler Kuran`daki zafere inanmıyordu Kuran`ın tüm haberleri gerçekti. Rum Suresi`nin ilk ayetlerinin indirilmesinden 7 yıl sonra, M.S. 627 de Bizans ve Persliler Ninova harabelerinde savaştı Bizans ordusu, Persler`i yendi. Persler işgal ettikleri yerleri Bizans`a geri verdi *Allah`ın Kuran`da bildirdiği "Rum`un zaferi", gerçek oldu. Bu ayetlerde kimsenin tespit edemeyeceği coğrafi bir gerçek ise Rum Suresi`nin 3. ayetindeki Rumlar`ın "Dünyanın en alçak yerinde" yenilmesidir Arapçası "Edna el ard" ifadesi meallerde "yakın bir yer" olarak tercüme edilir. Edna" kelimesi Arapça`da "alçak" demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve "en alçak" anlamındadır "Ard" ise yeryüzüdür. Edna el ard" ise "Yeryüzünün en alçak yeri" manasındadır Bizans ile Persler yeryüzünün en alçak noktasında savaştı. savaşın yeri, Lut Gölü havzasıdır. deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Gölü yeryüzünün "en alçak" bölgesidir. Rumlar, ayette belirtildiği gibi, "yeryüzünün en alçak yeri"nde yenilmişlerdir. Lut Gölü`nün rakımının, modern ölçümlerle tespit edilmiştir. Daha önce hiç kimse Lut Gölü`nün Dünya`nın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün değildir. Ama Kuran`da "Yeryüzünün en alçak yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu, Kuran`ın İlahi bir söz olduğunun delilidir |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
ANNE SÜTÜ Anne sütü, bebeğin besinini eksiksiz gidermek ve bebeği enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah tarafından yaratılmış eşsiz bir karışımdır. Günümüzün teknolojisi ile hazırlanan bebek mamaları bu mucizevi besinin yerini tutamazlar Bilimin anne sütü ile ilgili keşfettiği gerçeklerden biri ise bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin faydalı olduğudur. Bilimin yeni keşfettiği bu bilgiyi Allah bizlere "…Onun ayrılması, iki yıl içindedir..." ayetiyle 14 asır önce bildirmiştir. Biz insana anne ve babasını onlara iyilikle davranmayı tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla karnında taşımıştır. Onun sütten ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır."„ (Lokman Suresi, 14) DENİZLERDEKİ KARANLIK VE İÇ DALGALAR *inkar edenlerin amelleri engin denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu göremeyecek Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur (Nur) Derin denizlerdeki ve okyanuslardaki karanlık, 200 m den daha derindir derinlikte, ışık yoktur. 1000 m.`nin altındaki derinliklerde hiçbir ışığa rastlanmaz Günümüzde denizin yapısı,canlıların özellikleri, gibi bilgilere teknoloji ve denizaltılarla ulaşmak mümkündür Güneş ışığının %30`u deniz yüzeyinde yansıtılır. İlk 200 metrede 7 rengin tümü emilir.1000 m`nin altındaki derinlikde ise hiçbir ışığa rastlanmaz Bu bilimsel gerçek 1400 yıl önce Nur Suresi`nde, 40. ayetinde dikkat çekilmiştir. *Bir insanın alet olmadan 40 m.`den derine dalması imkansızdır. insanın yardımsız okyanusların 200 m. civarındaki karanlık derinliklerde yaşamak mümkün değildir. bilim denizleri çok yakın zamanlarda keşfetmişdir. Nur Suresi`ndeki ayette engin denizlerin karanlık" olduğu ifadesi 1400 sene önce haber verilmiştir. teknolojinin olmadığı bir dönemde böyle bir bilgi Kuran mucizesidir *Nur Suresi`40. ayetde belirtilen "…engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır…" ifadesi de Kuran`daki bilimsel mucizedir farklı yoğunluktaki katmanlarda yoğunluk ara yüzlerinde meydana gelen iç dalgalar vardır. İç dalgalar deniz ve okyanus derinliklerini kaplar derin denizlerde sudan daha fazla yoğunluk vardır. İç dalgalar yüzey dalgalarıdır insan gözüyle görülemez sıcaklık ve tuzluluk değişiklikleriyle fark edilebilir. bir insan ancak deniz yüzeyindeki dalgaları bilebilir. Ancak denizin içindeki dalgalanmaları bilemez Ama Nur Suresi denizlerin derinliklerindeki ikinci bir dalgaya dikkat çeker bilim adamlarının keşfettikleri bu gerçek Kuran`ın Allah sözü olduğunu gözler önüne serer DAĞLARIN HAREKET ETMESİ *Neml suresinde dağların sabit olmadıkları hareket halinde bulundukları şöyle bildirilir “Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler...„ Dağların hareketi, yerkabuğu hareketiyledir Yerkabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakasında yüzer gibi hareket eder. İlk olarak bu yüzyılda Alfred Wegener isimli Alman bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların Dünya`nın ilk dönemlerinde birarada olduklarını, daha sonra sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını öne sürmüştür jeologlar, Wegener`in haklı olduğunu onun ölümünden 50 yıl sonra 1980`de anlayabildiler. kara parçaları yaklaşık 500 milyon yıl önce birbirlerine bağlılardı ve Pangaea ismi verilen büyük kara parçası Güney Kutbu`ndaydı *180 milyon yıl önce Pangaea ikiye ayrıldı. Farklı yönlere sürüklendi dev kıtanın birincisi Afrika, Avustralya, Antarktika ve Hindistan`ı kapsayan Gondwana idi. İkincisi ise, Avrupa, Kuzey Amerika ve Hindistan`sız Asya`dan oluşan Laurasia idi. 150 milyon yıl içinde Gondwana ve Laurasia küçük parçalara ayrıldı Pangaea`nın parçalanmasıyla ortaya çıkan kıtalar sürekli olarak Dünya yüzeyinde sürüklenmektedirler. 20. yüzyılda keşfedilen yerkabuğunun hareketi şöyle açıklanmaktadır: Yerkabuğu ve üst manto 100 km. kalınlığındaki Dünya yüzeyi "tabaka" parçalarından oluşmuştur. Dünya yüzeyini oluşturan altı büyük tabaka ve sayısız küçük tabaka vardır. tabakalar kıtaları ve okyanus tabanını beraberinde taşıyarak Dünya üzerinde hareket eder*Kıtasal hareket yılda 1 ile 5 cm. civarındadır Tabakalar hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Atlantik Okyanusu her sene genişlemektedir.Allah dağların hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir. bilim adamlarının buna Kıtasal Sürüklenme" derler Bilimin çok yeni keşfettiği bu bilimsel gerçeğin, Kuran`da bildirilmiş olması kuşkusuz Kuran`ın mucizesidir |
Kaynak kuraan mucizeleri android programı
DAĞLARIN GÖREVİ *Kuran`da dağlara şöyle dikkat çekilmektedir: Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık...„ (Enbiya Suresi) ayette, dağların yeryüzündeki sarsıntıları önleyici bir özelliği bildirilmektedir. Dağların toprağın derinlerinde kökleri vardır. Dağlar derin kökleriyle şekil olarak kazıklara benzerler Kuran indirildiğinde hiç kimsenin bilmediği gerçekler modern jeoloji ile ortaya çıkarılmıştır. dağlar, yeryüzü kabuğunu oluşturan büyük tabakaların hareketleri ve çarpışmaları ile meydana gelir. İki tabaka çarpıştığında dayanıklı olan ötekinin altına girer. Üstte ki tabaka kıvrılarak yükselir ve dağlar meydana gelir. Alttaki tabaka yeraltında ilerleyerek aşağıya derin bir uzantı meydana getirir. dağların yeryüzündeki kütleleri kadar, yeraltına doğru ilerleyen derin uzantıları vardır. *Bilim dağların şöyle tarif eder"Kıtaların kalın olduğu dağlık bölgelerde yerkabuğu mantoya derinlemesine saplanır." ayette, dağlar "kazığa benzetilmiştir Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık?„ (Nebe Suresi) *Dağlar yer üstü ve yeraltında yerkabuğunu birer kazık gibi birbirine perçinler. Yerkabuğu hareket halindeki tabakalardan oluşur Dağlar hareketli yerkabuğunu sabitleyerek sarsıntıları engeller. dağlar, yeryüzü tabakalarını perçinler. Bu yerkabuğunu sabitler tabakalar arasındaki kaymayı engeller. dağları, tahtaları birarada tutan çivilerdir Dağların sabitleyici özelliği bilimde "izostasidir İzostasi Jeolojide, dağların Dünya yüzeyinin altındaki yerçekimsel kuvvetle yerkabuğunun dengesinin sağlanmasıdır modern jeolojinin keşfeddiği dağların işlevi, yüzyıllar önce Kuran-ı Kerim`de bildirilmiştir bu Allah`ın yaratmasındaki üstün hikmettir ayet şöyle buyrur: “... Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı...„ (Lokman Suresi) YÖRÜNGELER *Kuran`da Güneş ve Ay`dan bahsedilir ve her birinin belli bir yörüngesi olduğu şöyle vurgulanır: “Geceyi, gündüzü, Güneş`i ve Ay`ı yaratan O`dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.„ (Enbiya Suresi, 33) Güneş`in sabit olmadığı, belli bir yörüngede yol aldığı ayette şöyle bildirilmektedir: Güneş de, kendisi için bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir.„ (Yasin Suresi) Kuran`da bildirilen gerçekler, astronomik gözlemlerle anlaşılmıştır. Astronomiye göre Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge ve Vega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.`lik muazzam bir hızla hareket eder Güneş günde 17 milyon 280 bin km. yol kateder Güneş gezegenler ve uyduları aynı mesafeyi katederler. evrendeki tüm yıldızlar planlı bir harekete sahiptirler. *evrenin bu şekilde yörüngelerle donatılmış olduğu, Kuran`da şöyle haber verilmiştir Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış` göğe andolsun.„ (Zariyat Suresi) Evrende 200 milyar galaksi mevcuttur galakside 200 milyar yıldız bulunur. yıldızların gezegenleri, gezegenlerin ise uyduları vardır. Tüm gök cisimleri yörüngelere sahiptir. milyonlarca yıldır her biri kendi yörüngesinde kusursuz bir uyum ve düzende gitmektedir. kuyruklu yıldız kendisi için tespit edilmiş yörüngede yüzüp gider. Evrendeki yörüngeler gök cisimleri Galaksiler de şaşırtıcı hızlarla planlı ve hesaplı yörüngelerde hareket ederler. hiçbir gök cismi bir diğeriyle çarpışmaz, yolları kesişmez. *Kuran indirildiğinde insanlık, uzayı milyonlarca kilometre gözlemleyecek teleskoplara, ve astronomim bilgilere sahip değildi. uzayın, ayette bildirildiği gibi, "özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış" olduğunu, tespit etmek imkansızdı. Kuran-ı Kerim`gerçekleri açıkça haber vermiştir; Kuran, Allah`ın sözüdür. Evrendeki kuyruklu yıldız gibi Halley kuyruklu yıldızı da planlı bir harekete sahiptir. Kendisine ait yörüngesi vardır gök cisimleriyle kusursuz bir uyum ve düzende hareket etmektedir. Evrendeki gök cisimlerinin; gezegenlerin, uyduların yıldızların, galaksilerin çok ince hesaplarnmış yörüngeleri vardır. kusursuz düzeni kuran ve devamlılığını sağlayan, tüm evreni yaratmış olan Allah`tır. |
Kaynak Faydaları Zararları
Zemzem suyunun faydaları nelerdir? *Zemzem suyu* İslam dininin mucizelerindendir Mekke’de üretilir Kâbe’nin doğusunda bulunur milyonlarca kişi Hac ve ya Umrede zemzem suyu içmektedir. Zemzem suyunun erdemleri* hadislerle teyit edilmiştir.*Düzenli olarak tüketilen zemzem suyu* Vücud zindeliğini korur dayanıklılığı artırır* hastalığı tedavi eder. bilim adamları zemzem suyunun sağlığa faydalarını* onaylanmıştır. Vücudun yüzde 70’i sudan oluşur su vücut için önemlidir. mineralleri ile vücuda destek olan zemzem suyu, kişinin hayat kalitesini arttırır ve vücut sağlığını korur Enerji verir:*sıradan sulara göre şaşırtıcı bir içeriğe sahiptir. fiziksel ve zihinsel olarak kişiyi dinlendirir Göz sağlığını destekler:*Zemzem suyu göz sağlığı için faydalıdır. Görme yeteneğine etki edebilen bir devadır *zemzem suyu, gözleri iyileştirir Bakterilerle mücadele eder:*zemzem suyunda kirletici hiçbir madde yoktur Kalsiyum*ve* magnezyum* kaynağıdır Zemzem suyu şifadır. florür barındırıp mikrop öldürür Zemzem suyu kan trombositlerini artırmu içmek kan trombositlerini artırır detoksu temizler Hastalıkları iyileştirir diğer *su kaynaklarından* daha fazla mineral içerir. hastalıkları tedavi eder Hücreleri güçlendirir:* Kilo vermeye yardımcı olur:*iştahı ve Açlık hissini azaltır Dinç bir vücuta destek olur:*vücudun beslenmesini sağlar.* zemzem suyundaki farklı elementler iyileşmek ve gençleşmek için pozitif bir enerjidir.saftır:*Zemzem suyu 4000 yıl önceden bu yana aktığı kabul edilen kutsal bir sudur. değerli mineraller içerir *saf bir sudur Kirlenmemiştir tamamen saf olan bu su sağlık için benzersizdir.Organları korur:*Vücudun yüzde 70’i sudur temiz ve mineral deposu olan zemzem suyu, organları korumak için harikadır. sağlık için gereklidir.Gençleştirir:*saf* mineral deposudur pozitif enerji verir* kilo verdirir** gençleştirir Dayanıklılığı artırır:*sporcular maraton öncesi zemzem suyu içmekte ve* başarılı bir sonuç almaktadır.Baş ağrısını hafifletir:*Baş dönmesi ya da baş ağrısında, aspirin yerine zemzem suyuna başvurulabilir Baş ağrısı için zemzem içmek Arap ülkelerinde popüler ve geleneksel bir tedavidir. hap kadar etkilidir düşünülmektedir. Zemzem suyundaki kalsiyum minerali güçlü kemik yapısı ve sağlık için faydalıdır *Peygamberimiz* (SAV) zemzem suyunu hasta ve hastalık* olan kişilere serpmiştir kelimelerin telaffuzunu düzeltmeye yardımcıdır Zemzem suyu içerek ibadetler tamamlanır* Müslümanlar için zemzem suyu mükemmel bir hediyedir mucizevi bir iyileştiricidir barındırdığı iyot, tiroid hastaları için iyidir. |
All times are GMT +3. The time now is 06:41. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025