Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Siyaset (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=260)
-   -   Şizofren Muhalefet (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=178629)

akses 06-28-2018 11:19

Şizofren Muhalefet
 
İnce'nin şizofreni teşhisi doğru galiba. CHP gerçekler aleminde yaşamıyor, bu yüzden de siyaset yapamıyor.

Devamlı öfke yüklemesi yaparak seçmenini de hasta ediyor.

Gencecik kızlar hayata küsüyor.

CHP'li magandalığı, görgüsüzlüğü aldı başını gidiyor.

Ağızlarını bozuyorlar, yolda izde insanlara sataşıyorlar, okulda arkadaşlarını taciz ediyorlar.

HALİME KÖKÇE

ak61 06-28-2018 11:33

Doğru tespit. Psikolojilerini bozdu basiretsiz siyasetçiler. Özellikle Chp'nin seçmeni aslı astarı olmayan senaryolar üzerinden saçmalıklara felan inanmaya başladı. Bu insanlara terapi şart.

akses 06-28-2018 11:49

Milyonlarca CHP'li, bonzai, esrar içip HDP'ye oy verdi

DOĞU PERİNÇEK


Rakında etkisi var. Seçim öncesi patates soğan ile iktidarı alacağız diyorlardı rakı kadehleri kaldırarak.

akses 06-28-2018 11:55

fox tv ve halk tv dünyanın en iyi terapistleriyle ekrandan toplu terapi seansları yapmalı.. hem de ana haber saati.. 2-3 ay yapsalar belki verdikleri hasarın bir kısmını telafi ederler.. diğer saatlerde de dalga sesi yağmur sesi falan.

nerdeyse her yıl bir tane %90 katılımlı seçim yapan türkiyede patatesle, dolarla, proje liderlerle iktidar devrilmeyeceğini artık anlamışlardır heralde....

CEMİL BARLAS

akses 06-28-2018 18:47

http://www.imgim.com/34610576_169506...78035968_n.jpg

akses 06-28-2018 18:52

http://www.imgim.com/35922385_171213...88274176_n.jpg

akses 06-28-2018 19:19

http://www.imgim.com/dgq8lyqwaaaqdy5_li.jpg

akses 06-29-2018 11:17

CHP yönetiminin Erdoğan’a yönelik tavırları, dili ve üslubu tabanını irrasyonel bir psikolojiye sürüklüyor.

CHP tabanında çok eğitimli görünmesine rağmen çok yobaz, çok saygısız, çok tahammülsüz davranan bir grup oluşuyor ve bunlar siyasi yarışı savaş gibi algılamaya başlıyorlar.

Seçim gecesi sanal medyada ortaya atılan iddialar, nasıl bir hayal ve yalan dünyasında yaşandığını gösteriyor.

FETÖ’nün duyduğu nefretinin taşıyıcılığını yapan CHP onların yalan dünyasının da benzerini üretiyor.

Evet, muhalefet liderlerinin bu psikolojiyle yerel seçimlere ulaşması pek mümkün görünmüyor.

YALÇIN AKDOĞAN

akses 06-29-2018 12:04

http://www.imgim.com/gezici-boykot-manset_2017.jpg

akses 06-30-2018 23:25

CHL'liler SARHOŞ MUHARREM'İ KAÇIRMIŞLAR

Bu bir şaka değil, kimseyle de dalga geçmiyorum.
Tamamen hakikat.
Sayın Muharrem İnce’nin, ertesi gün düzenlediği basın toplantısında “şizofren” diye nitelediği CHP’li sosyal medya kullanıcılarının dedikleri doğruydu.
Buradan da o hakikati açıklıyorum:
Muharrem İnce kaçırılmış ve susturulmuştu.


O geceyi, gündüzünden itibaren hatırlayalım ve olan biteni anlatalım.
Önce bilinen kısmı:
Muharrem İnce seçim sabahı oyunu Yalova’da kullanmış ve Ankara’ya gelmişti. İnce önce YSK’ya gidip basına beyanat vermiş ve sonra da minibüsüyle oradan ayrılmıştı.
Şimdi bilinmeyen sonrası.

Muharrem İnce ve ekibi YSK’nın ardından yanındaki ekiple birlikte en yakındaki bir otele gidip 8. kattaki süit dairelerinden birine yerleşti. Bu otel kimine göre Kent Otel, kimine göre de Swiss Otel’di.

Oteldeki görünüm şöyleydi. Muharrem İnce televizyonun tam karşısındaki koltukta, ayaklarını uzatmış olarak oturuyor, ekibi ise çevredeki koltuk ve sandalyelere dağılmış olarak kendisine eşlik ediyordu. Yanında eşi, ağabeyi, kız kardeşi, hatta annesi, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzün, CHP’nin Meclis Grup Başkan Vekili Engin Altay’ın da olduğu söyleniyordu.

Bu arada içkiler ve çerezler gelmiş, sehpaların üzerinde kullanıma hazır hâle getirilmişti.

İnce çok neşeliydi. Seçimin ikinci tura kalacağına kesin gözüyle bakıyordu. Karşılıklı verilen gazlar havada uçuşuyor, kadehler peş peşe havaya kalkıyordu.

Sonuçlar 18.45 itibarıyla açıklanmaya başladığında heyecan tavan yapmıştı. Çünkü o saate kadar kendilerine gelen ilk sonuçlara bakılırsa İnce ikinci tura kalacak gibi görünüyordu. Ancak resmî olarak ilk bir saat içinde gelen oylar moralleri bozdukça bozdu. Erdoğan ile İnce arasında dramatik bir fark vardı ve böyle giderse kapanacak gibi de görünmüyordu.

Sonuçları pür dikkat izleyen, hafiften sinirlenmeye başlayan İnce, yanındaki en sert içkilerden art arda deviriyordu. Adamlarına kızıyor, CHP Genel Başkanı’na, Bülent Tezcan ve ekibine saydırdıkça saydırıyordu. Hiç desteklememişlerdi onu. CHP’nin hazırladığı reklam filmlerinde bile yoktu Muharrem Bey. Haksız sayılmazdı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde durum tam anlamıyla netleşmişti. Muharrem Bey telefonunu sessize almıştı ama bir yandan art arda arayanları görüyordu. Susmuyordu cihazı. Mesaj yağıyordu üstelik. Hiçbirine cevap vermeye niyeti yoktu çünkü öfke içindeydi.

Alınan alkol damarlarındaki hızlı bir dolaşımdan sonra beyin kılcallarında etkisini göstermeye başlamıştı. Muharrem İnce “Kaybettik işte, kaybettik seçimi. Benim oyum arttı, ama CHP’nin hâline bak. Çıkıp konuşacağım” demeye başlamıştı.

Yanındakiler, ailesi, ekip ve danışmanları, yardımcıları hep birden “Aman Muharrem Bey, aman abi yapmayın böyle bir şey, şu anda sinirlisiniz ağzınızdan bir laf kaçar, toparlayamayız” diyor ama söz geçiremiyorlardı.

Gelgelelim tam da o esnada Bülent Tezcan ekranlara çıkıp tüy diker gibi “Muharrem İnce’nin oyu yüzde 44, Erdoğan’ın yüzde 40, öndeyiz” deyince İnce iyice koptu. Bir an etrafına baktı. Zaman durmuştu. Ekrana fırlatmak için bir şey arar gibiydi. Ekip istim üstünde onu yatıştırmaya uğraşırken İnce yeniden konuştu:
“Bir açıklama yapacağım. Kaybettik, arada 10 milyon fark var ama benim oyum arttı, kritik eşik olan yüzde 30’u aştım. Partimin önünden yürü denirse ben yürürüm.”Böyle diyecekti.

Tam eline telefonu aldığı sırada, o anda gelen mesajı gördü. FOX televizyonunda Çalar Saat programının sunucusu İsmail Küçükkaya idi mesajı gönderen ve “Herkes sizi merak ediyor, bir sürü şayia çıktı, bir şey demeyecek misiniz?” diye soruyordu. Çevredeki herkesin şaşkın bakışları arasında Muharrem İnce, İsmail’e pat diye cevap verdi:“Adam kazandı, daha ne diyeyim”

Canlı yayında olan İsmail Küçükkaya anında bu mesajı okudu tabii. Otelin süit dairesindeki televizyonda FOX TV açıktı. İsmail’in söyledikleriyle birlikte herkes dondu kaldı. Başkan adayları giderek tehlikeli olmaya başlamıştı. Aman demeye kalmadı Muharrem İnce kafaya o sert içkilerden birini daha dikti ve talimatı verdi:

“Derhal basını arayın, açıklama yapacağım”
O anda garip bir şey oldu. Ekip birbirine baktı, âdeta gözleriyle anlaştılar ve aralarından biri “Tamam abi ama önce eve gidelim de şu sabahki kıyafetinizi değiştirelim” dediler.

Bu fikri ailesi de destekledi. Hep birlikte apar topar çıkıldı ve Muharrem İnce eve getirilip yatak odasına sokuldu. Kapı üzerine kilitlendi. İnce’nin yanında ne cep telefonu, ne de ev telefonu vardı. Çünkü alınmıştı. Bir süre bağırıp çağırdıysa da aradan fazla zaman geçmeden uyuyup kaldı.

Ekip de bir açıklamadan yanaydı ama CHP Genel Merkezi ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ilk günden papaz olmanın âlemi yoktu. Biraz daha stratejik davranılması gerekmekteydi.

Evet, kaçırılma hikâyesi doğru ama bu şekilde. Yani Muharrem İnce kendi ekibi tarafından kaçırıldı.

Doğu Perinçek’in deyimiyle HDP’ye oy veren bonzai kullanıcısı CHP’lilerle, İnce’nin tanımıyla ŞizofrenCHP’liler o sıralarda YSK ve CHP Genel merkezlerinin önünde videolar çekip sosyal medyada kıyameti koparıyorlardı.

“İnce’yi konuşturmuyorlar, kaçırdılar ve susturdular. Tehdit ettiler.” Tehdit kısmı hariç hepsi doğruydu. Muharrem İnce kaçırılmış, konuşması engellenmiş ve susturulmuştu. Kendi ekibi tarafından.

Zaten konuşacaktı ama ertesi gün uyanması ve damarlarında dolaşan alkolden arınması gerekecekti.

Ol hikâye bundan ibarettir.

FUAT UĞUR

akses 07-03-2018 11:00

http://www.imgim.com/dg7xq1gxcaa-ev9.jpg

akses 07-03-2018 11:05

http://www.imgim.com/dgz2j7_w0aaxnn5.jpg

akses 07-03-2018 11:26

Fuat Uğur‏ @FUATUGUR

Muharrem İnce adlı yalan uzmanı politikacı bozuntusuna hakaretlerini aynen ve misliyle iade ediyorum.


40 günde 40 yalan söyleyen ve seçim gecesini açıklayamayan İnce’nin o geceki macerasıyla ilgili kaynaklarıma güveniyorum.

Onu kendisini destekleyen şizofrenleriyle bırakıyorum.

Muharrem İnce bu kadar ağzı bozuk ve denge probleminden duçar olmasaydı keşke.

Seçim gecesinde neden sırra kadem bastığını açıklayamayan bir adamın gerçek faş edilince böyle çıldırması normal.

Muharrem İnce beni ağza alınmayacak küfürler sıraladığı resepsiyon görevlisiyle karıştırmasın. Gereken cevabı alır.

Bana yazımın yayınlanmasından üç gün sonra küfürlerle saldıran Muharrem İnce(Gerçeği inkar etmek için saldırma taktiği) ne kadar tahammülsüz ve faşizan bir zihniyete sahip olduğunu, kendisine ülke teslim edilemeyeceğini ispat etmiştir.

akses 07-03-2018 11:26

http://www.imgim.com/dhkqfkjw4aa347a.jpg

akses 07-03-2018 17:13

Fatih Tezcan‏Onaylanmış hesap @fatihtezcan

10 yaşında kızı taciz edeni Sapık diye idam sehpasında

ama 30 yaşında evli kadını taciz edeni Çapkın diye Cumhurbaşkanlığı’nda görmek isteyenlerle

akıl ve ahlâk kriterlerimiz bağdaşamaz!

Hiçbir sapıklık ‘çağdaşlık’ maskesiyle meşrulaştırılamaz!

Ahlâk bir bütündür, parçalanamaz!

akses 07-03-2018 18:44

Serdar Arseven‏ @sarseven

İnce'den, Özdil'e: 'Şerefsiz oğlu şerefsiz!'

Özdil'den İnce'ye: 'Muhalefetteyken böyleyse, kazansaydı neler yapacaktı kimbilir!"

CHP'liler, bize kızıyordunuz da...

Bildiğimiz vardı da onun için engellemeye çalışıyorduk, sizin ÇAĞDIŞI zihniyetin iktidarını!

akses 07-04-2018 18:10

Siyasal şizofreni ve yalan dünya

Siyasal şizofreni siyasi gerçeklik duygusunu kaybedip hayal aleminde yaşamak ve yeni algı durumunun ürettiği hayali, sanal, sanrısal gerçekliği baz alarak siyaset yapmaktır.

Şizofreni eleştirilecek bir durum olmaktan öte bir rahatsızlıktır ama siyasi şizofreni siyasetçilerin bile bile kendilerini kandırmalarıdır ve eleştiriyi hak eder.

Kendisinin toplumsal gerçeklikten koptuğunu fark etmeyen siyasetçinin rakibini ve ona oy verenleri yoldan çıkmış görmesi şizofrenik bir hal üretir ve siyasi şizofrenler büyük bir kızgınlık ve takıntı halinde kendilerini değil başkalarını suçlarlar.

24 Haziran seçimlerinin öncesinde, gecesinde ve sonrasında yaşanan kimi olaylar ve değerlendirmeler bir kısım siyasetçinin ve destekçilerinin nasıl bir hayal âleminde yaşadıklarını, siyasi gerçeklikten ne kadar koptuklarını gözler önüne seriyor.

Seçimi kazandıklarını duyuranlardan, ikinci tur anonsu yapanlara, İnce’nin kaçırıldığını veya seçim hileleri olduğunu söyleyenlere kadar o kadar çok yalan piyasaya sürüldü ve o kadar eğitimli insan bunlara inandı ki akıl sır ermiyor.

Hayali senaryolarla amel edenler mi dersiniz, kendi uydurup kendi inananlar mı?

Adeta alternatif bir evren ve alternatif bir gerçeklik üretilmiş ve bu evrenin hayali senaryoları ciddi bir akıl tutulmasına yol açmış.

Siyasal şizofreniye tutulanlar kendi hallerinin tuhaflığını görmez, başkalarında tuhaflık olduğunu sanırlar ve hakikati görmediğini düşündükleri insanları aşağılamaktan geri durmazlar.

Kendilerince AK Parti’ye yükledikleri gerçekliğin anlaşılmamasından dolayı herkesi delirmiş gibi gören, herkesi suçlayan, herkesin kafayı yediğini düşünen bir halet-i ruhiye bu…

‘Nasıl anlamazsınız, nasıl görmezsiniz, nasıl desteklersiniz’ türü bir tepkisellik psikolojik bunalımı artırıyor.

Eskiden irtica tehlikesini nasıl görmezsiniz diyorlardı, şimdi “diktatör olduğunu nasıl anlamazsınız” diyorlar. Ve hep kızıyorlar.

FETÖ’cüler kendi ürettiği tape ve kumpas malzemelerini piyasaya sürünce insanların aldırış etmemesi üzerine ‘nasıl inanmazsınız’ diye kızgınlık nöbeti geçiriyorlardı.

Yalan ve hile konusunda uzman olan FETÖ’nün klasik CHP seçmeninin korku ve hezeyanlarına kattıkları yalanlar ve yükledikleri nefret/kızgınlık bagajı tabloyu daha vahim hale getiriyor.

Toplumsal gerçeklikten kopanların siyasi şizofreniye sürüklenmeleri kaçınılmaz oluyor.

‘Göbeğini kaşıyan adam’dan ‘cahil cühela’ya, ‘bidon kafalı’dan ‘bunlar her şeye müstehak’a kadar Ak Parti seçmenine yönelik aşağılayıcı ve alaycı ifadeler şekil değiştirerek ama kin ve nefret derecesi artarak devam ediyor.

Sadece siyaset üzerinden, siyasi tercih ve seçimleri üzerinden insanları okuyan, AK Partili bir seçmen gördüğünde onun tüm başka özelliklerini yadsıyarak öfkesinin objesi haline getiren insanlar türüyor.

AK Partili seçmeni arkadaş, komşu, akraba, insan gibi görmeyip kafasında ‘düşman’ gibi kodlama, insani özelliklerinden yalıtarak algılama… Bu çok vahim ve yapanın psikolojisini yıpratan, tüm ilişkilerini havaya uçuran bir tavır…

Seçim gecesi CHP’li bir kitle sanal âlemde üretilen yalanların o kadar kolay peşine takıldı ki sanki kitlesel bir hipnotizma vardı. Kitlesel hipnotizma gibi kitlesel çılgınlık hali yeni bir durum… Koca koca insanlar hem de gruplar halinde bir yalanın peşinde koşup kendi kendilerini dolduruşa getirebiliyorlar.

Hatta seçimde hile yapılıyor yalanını o kadar dolaşıma soktular ki, Kılıçdaroğlu seçim gecesi hakikati ve yadsınamaz gerçekliği görünce ‘seçimde değil demokraside hile var’ gibi absürt bir laf ederek durumdan kurtulmaya çalıştı.

Sürekli algı operasyonlarıyla siyaset yapmaya çalışanların algı bozukluğu yaşaması kaçınılmaz bir durumdur.

Siyasal şizofreninin ilacı toplumu tanımak, kendini bilmek ve gerçeklikle kavga etmemektir.

YALÇIN AKDOĞAN

akses 07-05-2018 09:55

Muharrem İnce seçim gecesi Swiss Otel’in 8. katından sonuçları izlemiş, aldığı sert içkilerin tesiriyle erkenden açıklama yapmaya kalkışmış ama ekibi onu engelleyerek eve götürmüştü.

Yani kaçırıldıysa bile Muharrem İnce’yi arkadaşları ve ekibi kaçırmıştı. Tabii ki kafasına çuval geçirip odaya tıkmamışlardı. İkna etmişler ve eve götürmüşlerdi.

Bu yazının yayınlanmasından 3 gün sonra (Evet tam üç gün sonra) Muharrem İnce ağır hakaretlerle dolu bir Tweet atarak “Fuat Uğur denen gazeteci bozuntusu seçim gecesi ile ilgili yazdıklarını ispatlamazsan alçaksın, namussuzsun, şerefsizsin! Senin gibi alçaklar köşelerinden böyle yalanlarla havladıkça mücadele azmim artacaktır” diye yazdı.

Söz konusu kişi bu ülkenin ana muhalefet partisinin Cumhurbaşkanı adayı. Seçimi kazansa ülkeyi teslim edeceğimiz biri yani. Tehlikenin farkında mısınız?


Bu Tweet öfke kontrol problemi olan birine işaret ediyor.
Bu Tweet tahammülsüz ve ağzı bozuk bir adamın profilini çiziyor.
Bu Tweet faşizan bir zihniyeti barındırıyor.
Gerçek Muharrem dımdızlak ortaya çıktı.
Açıkçası ben şaşırmadım.

Muharrem İnce seçim öncesinde de sürekli yazdığım ve ortaya çıkan vukuatlarından da anladığımız üzere seciyesine, seceresine ve seviyesine uygun davrandı yine.

Yazdıklarımı ispatlamam gerekirmiş. İspatlamazsam şerefsiz ve namussuzmuşum. Yazdım ve iddiamın arkasındayım. Sen ne yaptın?

Twitter hesabından bana hakaret ettiğin flood’unda (alt alta sıralanan mesajlar) seçim gecesi için yalnızca şunu yazdın:
“Seçim gecesini eşim, oğlum, kardeşlerim, Engin Altay, Yaşar Tüzün ile birlikte takip ettik” O kadarını biz de yazdık. Sonra? O gece hakikatte ne oldu?

Seçim gecesi neden sırra kadem bastın?

Sizin delirttiğiniz ama daha sonra paranoyak ve şizofren diye suçladığınız CHP’liler YSK ve CHP il merkezleri önünde bekliyordu. “Haydi aslanlarım” deseniz sokağa fırlayacak kadar kendilerinden geçmişlerdi başlarına ne geleceğini bilmeden.

CHP Genel Merkez yöneticileri hem korkularından bu “talimatı” veremiyorlar, hem de sanki seçim sonuçları belli değilmiş gibi bir izlenim oluşturarak kalabalıkları istim üstünde tutuyorlardı.

Dertleri o kitlenin kendiliğinden harekete geçmesiydi. Çünkü kızgın patatesi ellerine almak istemiyorlardı.

Muharrem İnce, sen ne yapıyordun bu tezgâh kurulduğunda. İsmail Küçükkaya’ya o mesajı yayınlamayacağını tahmin ederek gönderdiğini söylediğine göre bu insanların kışkırtılmasına sen de mi ortaktın yoksa?

Bu kadar olay yaşanırken susuyor olman tuhaf değil miydi?

O gece öfke patlamaları yaşayıp sağa sola çemkirdiğin yalan mı?

Açıklama yapmak için hareketlendiğin ama sonra vazgeçirildiğin, aslında “Dostluğa binaen değil” kızgınlıkla İsmail Küçükkaya’ya o mesajı attığın, seni ailenin ve ekip arkadaşlarının eve götürdüğü yalan mı?

Niye gecenin geri kalan kısmı kapkaranlık?

Tutmuşsun benden “İspatlamazsan namussuz, şerefsiz ve alçaksın” diyor bir de “havlama” gibi kelimeler kullanarak seviyesizlikte level atlıyorsun.

Öncelikle kullandığın tüm çirkin kelimeleri sana misliyle iade ediyorum çünkü hak ediyorsun. Bana gazeteci bozuntusu diyenin bir politikacı bozuntusu olduğunu artık tüm Türkiye gördü.

Şeref, namusmuş. Söyle bakalım, sen ne zaman tanıştın bu kavramlarla? Senden, çocuğu için yardım istemeye gelen CHP’li kadını taciz ederken mi?

Hakkında tacizden fezleke hazırlanan ve FETÖ’cü savcı sayesinde paçayı sıyıran sen mi şeref ve namustan bahsediyorsun?

Çocuklu dul bir kadını taciz etmek hangi alçakların işidir söyler misin bana?

Sen mi benim şeref ve namusuma laf edeceksin. Orada dur. Sınıfta çakarsın.

Yanlışlarım olabilir ama meslek yaşamım boyunca utanacağım hiçbir şey yapmadım.

Ya sen? 40 günde tek ayak üzerinde 40 yalan söyledin.

Utanmadın mı da kalkıp benim şerefime, namusuma laf edip alçak diyorsun. Her söylediğinin aksini söyledin seçim boyunca.

En önemlisi de şu: FETÖ iblisini geri getirmek için belgelerin eksik olduğu zırvasını sana telefonda söyleyen Amerikalı kim?
Seçim sonrası açıklayacağını bildirmiştin.

İşte seçim sonrası. Aradan iki hafta geçti, ne duruyorsun?
Sende bir gram şeref, haysiyet ve namus varsa söyle, o isim kim?

Aslında bir şey söyleyeyim mi? Senin için harcanan zamana bile yazık.

İçindeki bir nebze lider olma vasfını da yalanlarınla, küfürlerinle, insanları aşağılamalarınla yok eden, sıradan bir görevliye ağza alınmayacak sözlerle küfredebilen zavallı, IQ fakiri, çocuk düşmanı bir adamsın.

Kenarın fizikçisi, quantumun son deliğisin.:hihi2::hihi2::hihi2::hihi2::hihi2:

FUAT UĞUR

akses 07-05-2018 10:13

Her seçimde benzer travmayı yaşıyorlar ama bu sefer üşüttüler.
Muharrem 1 haftadır kaçırılmadığını ve seçimi kaybettiklerini ispatlamaya çalışıyor!


Eh, 16 yıl üst üste ‘yenmiş de yenmiş’.., dile kolay!..
Şizofren üreticisi medya iktidara atfen, her seçimde olduğu gibi ‘Yolcudur Abbas’ deyip durdu.
Yine kandırdılar, yine kaybettiler ama bu sefer CHP’de iç savaş başladı.

Kemalci mi olacaklar, Muharremci mi?.. Kimi tutacaklar, onu da bilmiyorlar!.. Muharrem bodoslamadan şerefsiz oğlu şerefsiz göndermesi yaptı bir yazara.

Mesajı alan; “Babam şerefsizse, ben şerefsizin oğlu şerefsizsem, babamın cenaze törenine niye geldi acaba, şerefsizler toplantısına mı?” diye sordu Muharrem’e?!..

Bu arada, “Muhalefetteyken bile böyleyse, kazandığında neler olacaktı diye düşünüyor insan.” diye de eklemiş ‘arka sayfa güzeli’?!.. (Gaz verirken iyiydi?!.. Biz hep söylüyoruz, şimdi mi anladın?)

Faşizan statükonun sözcü’lüğünü yapan sabah akşam iktidara söven ve hiçbir öngörüsü tutmayan bu gazetenin bir de ‘Tokmakçısı’ var. O da ‘Yanlış yere çattın’ deyip Muharrem’e giydirdi…

Diğer bir yazarı (ilk çağ yazarlarından); “Kemal makamı dolduramadı ama Muharrem de partiye biraz ‘ince’ gelir…” diyor!
Helenistik Çağlardan beri yazan bir yazarı ise, ‘Kemal’le olmaz’ diyor…

Diğer kıdemli yazarlardan biri de seçim öncesi “DÖTÖ” diye bi’şeyden söz ediyordu. DÖTÖ, ‘Dönekler Terör Örgütü’ demekmiş.


DÖTÖ’yü keşfeden bu arkadaş önce Meralciydi ,sonra ‘Muharremci oldu. Seçimden sonra da Kılıçdaroğlu’na ‘Lütfen çek git artık’ dedi…
Ve sonunda Muharrem’e onca destek vermiş, ex enkırmen çıldırdı…

Dün sosyal medyada şu twiti paylaşmış: “Ya Muharrem tamam kaçırılmadın tamam yav, biz geri zekalı gibi gece yarılarına kadar oyumuzun peşinden koşturup durduk sen de YSK’ya yakın bir yerden(!) izleyip az çaldılar diyerek uyudun, tamamen bizim eşekliğimiz abi özür dileriz, rahat ol sen.” :hihi2::hihi2::hihi2::hihi2::hihi2:

Velhasıl birbirlerine daldılar,

Şizofren, namussuz, şerefsiz oğlu şerefsiz, geri zekalı..vs gırla gidiyor…

Devam edin, ama DÖTÖ’ye de dikkat edin!..

HİKMET GENÇ

akses 07-05-2018 10:26

Muharrem İnce kaba bir adam.
Hem kaba, hem kabadayı.
Adı İnce ama kendisi kalın.


Efeleniyor, dayılanıyor, küfür de ediyor. (Bir polis memuruna dümdüz gitmişti, milletvekili olmasına güveniyordu, o küfürleri bugün de edebilir mi acaba?) Bu kabalık, Kılıçdaroğlu'nun "sinsi nezaketinden" sıkılan CHP kitlesine çekici geldi!

Çünkü "Tayyip'e postakoyabilecek" bir dayı istiyorlardı.
Kısa beyaz saçlı ve geçkince "Atatürk rahibeleri" de erkek olarak kendisini beğendiler.

(Meral Hanım da "cazgırkadını' oynamaya kalktı amatutturamadı.)Kılıçdaroğlu küfür etmez. Gerçi bana "şaklaban" demişti ama kendisine kıymet vermediğim için ciddiye almadım.

Muharrem İnce bir "lider" değil ve olamaz.
Muharrem İnce bir "devletadamı" hiç değil ve olamaz.
Muharrem İnce herhangi bir "kasaba politikacısı", bir "taşra yarı-aydını"...Ucuz popülizm yapıyor, o kadar.

"Kuantum" bilmesi ya da bilmemesi de kimseyi ilgilendirmiyor. CHP'yi kurtaracağı söyleniyor...
Yani iktidara getirecekmiş!

Aynı umudu sekiz yıl önce Kılıçdaroğlu'na bağlamış olan çapsızlar kendilerini şimdi de bununla avutuyorlar.

Ayakkabılarını çıkarıp iskemle üstünde yeniden göbek atmak için umutla bekliyorlar.

Fakat bu Muharrem İnce en az Kılıçdaroğlu kadar siyasi yalancı, en az Kılıçdaroğlu kadar siyasi kaypak, en az Kılıçdaroğlu kadar siyasi güvenilmez.

Seçimden önce çeşitli yalanlar söyledi. "Kendisini arayan Amerikalılar'dan" sözetti, bu bir yalandı.
Seçimden sonra açıklayacağını söyledi, aradan on bir gün geçti, tık yok.

Erdoğan'ın yakın çevresinden birinin "Erdoğan'ın Pennsylvania'ya gitmiş olduğunu" söylediğini söyledi, adını seçimden sonra açıklayacaktı, aradan on bir gün geçti, tık yok.

Fetullah'ı getirtmek için düzenlenen evrakın eksik ve yanlış olduğunu söyledi, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından yalanlandı.

Her gün cuma namazı kıldığını söyledi, yalanlamaya bile değmez.
Ne kadar güvenilir olduğunu da, genel başkanıyla yedikleri "aile yemeğinden" sonra yaptığı açıklamalarla gördük...

Peki şimdi bu iş nereye gidiyor?
Bir sola bir sağa yatan CHP bundan böyle mahalle kabadayılığına mı yatacak?

Yakın zamanda Kılıçdaroğlu İnce'yi partiden kovdurursa, ona da şaşırmayınız. CHP başa geçerse bu işi bırakacağımı söylemiştim.
Sağolsun CHP kitlesi "aman Engin Bey işsiz kalmasın"diye düşünmüş olmalı ki bana ömür boyu iş garantisi sağlıyor!

Evvelce de arz etmiştim:
CHP'yi ne
Mustafa Sarıgül kurtarabilir, ne Mahsun Kırmızıgül, ne de Yılmaz Morgül.

Rahmetli olmasaydı Yasemin Esmergül'ü de ekleyecektim.
Ha, bir de "sade Gül" var, Abdullah Gül, belki 2023'te çatı adayı yaparlar!

ENGİN ARDIÇ

akses 07-06-2018 11:28

Sen bittin Muharrem İnce!

Hani Başkan Erdoğan’a “diktatör” diyordunuz?
Alın işte seçmene omuz vurup geçen…
Çocukları yanından kovan…
HDP-PKK’ya yalakalık etmek için, PYD’yi coğrafyadan silen Temel Paşa’ya “apoletlerini sökecem senin, apoletlerini” diyen…
Devletin polisine ağız dolusu küfürlerle hakaret edip tehdit eden “Tatanka” Muharrem İnce…


Artık kaç promil kafayla attıysa, meslektaşımız Fuat Uğur’a hakaretlerle dolu bir twit atmış! Demiş ki: “Fuat Uğur denen gazeteci bozuntusu seçim gecesi ile ilgili yazdıklarını ispatlamazsan alçaksın, namussuzsun, şerefsizsin! Senin gibi alçaklar köşelerinden böyle yalanlarla havladıkça mücadele azmim artacaktır.”

Ne demişler?
Katranı kaynatsan olmaz ki şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker!
Muharrem İnce’nin zoruna giden şey aslında Fuat Uğur’un, “Muharrem İnce gerçekten kaçırıldı” başlıklı yazısında İnce’yi fena halde sobelemiş olması!

“Muharrem İnce, seçim gecesi Swiss Otel’in 8. katından sonuçları izlemiş, aldığı sert içkilerin tesiriyle erkenden açıklama yapmaya kalkışmış ama ekibi onu engelleyerek eve götürmüştü.
Yani kaçırıldıysa bile Muharrem İnce’yi arkadaşları ve ekibi kaçırmıştı.

Tabii ki kafasına çuval geçirip odaya tıkmamışlardı. İkna etmişler ve eve götürmüşlerdi.”
Şimdi Muharrem Efendi! Eğer Fuat Uğur’un anlattıkları yanlışsa, çıkarsın yalan dersin…
İnkâr edersin…
Ne diye kontrolden çıkıyorsun?
Ne diye ağzını bozuyorsun ki?

Sonuçta Swiss Otel’in oda servisi diye bir şey var!
Yediğini içtiğini gösterir belgelersin…
O gece Swiss Otel’in 8. katında kafa çekmedim dersin…
Ama yooook… İnkâr edemiyorsun…
Zira aksini ispat edecek durumda değilsin!
Sıkıştığın için de suçunu kavgayla bastırmaya çalışıyorsun!
Çünkü utanç içindesin!


İşte cümle âlem bilsin… Seçim gecesi, CHP’lilere “YSK önünde bekleyin, ben çok yakında olacağım” deyip, Swiss Otel’de kafayı çekmişsin!

Bir de Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi falan diyorlardı ya…
Tehey…

Bay Muharrem sen, 15 Temmuz gecesi kaçıp saklanan korkak Kılıçdaroğlu’na pabucunu ters giydirirsin.

Yahu kossskoca CHP’de adam mı yoktu ki, lider koltuğunu bu “taciz” fezlekesi olan, “Başkasının karısına” göz diken, seçim gecesi seçmenini enayi gibi YSK önüne toplayıp Swiss Otel’de kafa çeken birine teslim ettiniz?

Bu kadar mı yokluk içindeydiniz?
Bu kadar mı çaresizdiniz?

Fuat Uğur sormaya devam ediyor!

“O gece öfke patlamaları yaşayıp sağa sola çemkirdiğin yalan mı?

Açıklama yapmak için hareketlendiğin ama sonra vazgeçirildiğin, aslında “Dostluğa binaen değil” kızgınlıkla İsmail Küçükkaya’ya o mesajı attığın, seni ailenin ve ekip arkadaşlarının eve götürdüğü yalan mı?

Niye gecenin geri kalan kısmı kapkaranlık?

Ha sıkıysa çık ve bu böyle değil de Muharrem İnce!
Bundan böyle şerefin varsa, alkolmetreye üflemeden tek kelime etme!

MEHTAP YILMAZ



All times are GMT +3. The time now is 05:22.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025