![]() |
ŞİİR GERİ DÖNÜŞÜM ARŞİVİ
Akşamdı…
Acımı azdırırcasına akşamdı… Kurşun yarası gibi göğsüme bıraktığın ayrılığı Ve içimi tutuşturan bakışını… Ağlayamadım… Güvercinler bile yoktu yeni camiinin önünde… Akşamdı ve adressiz kaldım… Ah! Keşke erken olsaydı biraz daha… Şurada bir simitçi bağırırdı hiç olmazsa yanık sesiyle… Avunurdum… Herkesin gittiği yerde… Ve herkes giderken akşam diye… Ey beni bırakıp giden; Ne bıraktığını bile bilmeden… Şimdi bütün bu yokluğun… İnadına kavuşmak olacak… Senin sadece adın ayrılık… Her yerde sen varsın artık… |
ŞİİR GERİ DÖNÜŞÜM ARŞİVİ
şimdi sen olsaydın
böyle mi olurdu geceleri üşütürmüydü ayaz ellerimi şimdi sen olsaydın böyle mi öterdi kuşlar yalnız kalır mıydı sokaklar şimdi sen olsaydın solar mıydı penceremde güller gider miydi dallarından bülbüller şimdi sen olsaydın elim gider miydi tetiğe sıkar mıydım sensizliği kalbime |
SEN GİDERKEN
sen giderken
ardından bakakalmak düştü bana bir de bu dizeleri yazdıracak bir kaç kelime sen giderken hüzün düştü bana ve bir kaç damla gözyaşı avuçlarıma ve sen giderken ayrılık düştü bana en afillisinden kuyruklu bir ayrılık |
DEMEK ŞİMDİ GİDİYORSUN
Demek şimdi gidiyorsun
Yarım halde Darmadağın bırakıp beni Viran bir şehir gibi Demek şimdi gidiyorsun Kapıyı çarpıp bakmadan arkana Git gitmek istiyorsan git Sensizlik koymaz bana diyemem Her akşam meze yaparım Çilingir soframda Ve içime atarım sensizliğimi Kim bilir neler bekliyor dışarıda seni Kim bilir hangi tuzaklar Hangi yalan sevdalar Sahte gülümsemeler Kim bilir kimler tutacak ellerini Kimler öpecek seni benim yerime Kim sevebilecek seni Benim kadar söyle Kim ölecek senin için Çekip gittiğin zaman Benim gibi böyle sen giderken karanfiller sıralıydı sıralıydı içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı..... |
Biliyorumm....
hırçın sevdaların kucağında
huzuru arıyorum aşkın büyük dalgalarında kaybolsamda biliyorum ki karada mutluluk biliyorum ki bir yerlerde var biliyorum ki beni bekliyor arada bir durulan denizim umut veriyor bana ama birden girdaplar ve fırtına... tekrar diplere batıyorum soluksuz ve sadece sessiz... son gücümle itiyorum kendimi sonra yine güç ve güvenle buluşuyor ruhum çünkü biliyorum ki biryerlede beni bekliyor mutluluk :) :) :) |
işte.....
İşte demeden
olduğu için işte. Yorulduğum için değil alnımdan akan göz yaşım. Taşıdığım yüküm sırtımda değil kollarımda ki yanık izi gibi bana galü bir zamandan kalma. İşte; işte demeden sırf dememek için işte. Sular çekiliyor bir şeyin habercisi gibi. Yeniden doğmak için bir sebep gibi. Ya da doğduğunun farkında olmak için. Sebep senin hepsi senin diyorum. Biliyorsun çünkü böyle. Üzerini örttüğüm bir battaniye aşık attığım küçük misketlerim yuvarlanıyor işte dediğim zamanlara. Üzerimde örtülüyken yünden ellerin. Giderken ellerini duvarlara veriyorsun gözünün kenarıyla. Bir harf bile çıkamazken ağzımdan nasılda örüyor bana bu duvar kerametinde kelimeler. İşte diyorum. İşte dememek için sırf. Yine de faydası yok görüyorsun. İşte dememek için de Bir işte lazım geliyor. İşte dememek için sırf işte diyorum... |
ŞİİR GERİ DÖNÜŞÜM ARŞİVİ
SEVİYORUM SENİ...
Sen, sevincin yüreğisin, Umudun öbür adı. Bulutlar kadar beyaz, Gökyüzü kadar mavi. Yağmur da sensin, Rüzgar da. Alı mavi, Aalı nar, Ve rüzgarı rüzgar kılan. Gece ve gündüz, Zaman ve mekan. Hava Ateş Ve su. Birin iki, İkinin bir oluşu. Hazın tende dağılışı. Ve akışı suların. Tohumda sensin , Toprak da. Mutun en yakın, Kahrın en uzak. Suyun en derin yeri. Ateşin en sıcak. Sen olmasan, yaşamak? Kimbilir? Nasıl fazladan bir şey… SEVİYORUM SENİ. |
Demedim mi???
Demedim mi sana ‘şair, bozuntusu
Demedim mi bir gün herkes gider diye Herkes giderde bir tek sen kalırsın geceleri diye Demedim mi sana yamalı kelimeler terzisi Demedim mi yıkılırsın diye Yıkıldın işte Şimdi kına yaksınlar Ardından oyun yapanlar Dostum deyip yanına sokulanlar |
Sensin ANNE........
SENSİN ANNE
Gözlerimdeki keder mi? Hasretin tabi ki anne Ne kadar bilmiyorum Ne kadar geçeceğinide Kokunu sineme çekmeyeli Ruhumda ki huzur mu? Sesinin bıraktığı kırıntılar yeter ya! İçimdeki sırlar Anlatmak için çırpındığım gecelerde Yoktun yanımda Duruyolar yanımda Anlatacak güven dolu gözler bulamadım Seninkiler gibi Artık masalda dinlemiyorum Sıcacık yatağımda Üzerime düşen kartanelerini andıran Yumuşacık sesin gibi değil Hiçbie ses Yazın kavurucu güneşi bile Gül dudaklarında ki bir gülüş kadar Isıtmıyor beni Dmamarlarımda dolaşan kan Kalbimde hissettiğim mutluluğu Bedenimin en ücra köşesine Taşıyabiliyor mu sensiz anne Gözlerim değersiz misketler gibi Donuk bakarken Nasıl da yakutlara dönüşüyor Sen sahneye çıkınca anne Sonbaharda ağaçların döktüğü Sarı gözyaşları gibi Dört mevsim yaprak döküyorum Sensiz kalınca anne Hergün içime çektiğim nedir biliyor musun? Yağmur sonrası toprak kokusu mu Ya da akşam saatlerinde Denizin sunduğu yosun kokusu mu Ördüğün örük yok belki Ama ellerinin kokusu hala saçlarımda Ve saçlarının parıltısı hala gözyaşlarımda Bütün istediklerimi koydun avcuma anne Ama kapartamıyorum avucumu Çünkü benim istediğim senin Bana verdiklerin değil SENSİN ANNE Yalnız SEN… :) :) :) |
BENİ BAHARKEN TANISAYDIN...
Beni bir baharken tanısaydın
O zaman sonbaharlar inan ki Çok değerli olurdu. Kurumuş sarı yapraklar bile düşmezdi dallarından Solmadan tutsaydın ellerimden Rüzgarlara boyun eğmeden koklasaydın Düşlerinden Düşlerin düşlerim olurdu. Vazgeçmezdim ki o zaman senden, Vazgeçemezdim. Ne sen giderdin, Ne umut biterdi, Nede ben geçerdim yaşamaktan. |
Seni Seviyorum
Seni seviyorum diye
Gelişine kadar rötar yapmış hayatımı Seninle yaşamaya hazırlanırken Sana uzanan yollarımı kapaman niye? Biliyorum haykırışlarım boşuna Şahin pençesinde asılı serçe gibi Nafile tüm çırpınışlarım Boşuna sesleniyorum duymayacağını bile, bile Seni beklemem nafile Gözlerinde zifir siyah bir perde Alkış tutuyorsun alabildiğine Şamdandaki mum gibi eriyip bitişime Sen kulaklarını değil Yüreğini tıkamışsın sana seslenişime Oysa ben Tüm yokluğuna inat varlığını yaşatırken içimde Gül pembesi çizgilerle resmini işliyorum Karanfil moru gecelere Şiirleri seninle yüklüyorum kanatırcasına Dizeleri ağlatıyorum. Seni işliyorum hecelere Tüm yaşayamadıklarıma inat Seni yaşamak istememdi ütopyalarım Tek sana adanmışlığımdı ölümüne Tek senin doldurduğundu rüyalarım Şimdi Bir tutam gücüm kaldı en sona sakladığım Bilmiyorum Ansızın çıkıp gelecekmisin aniden Bir avuç toprak olmadan sonunda Sen diye kucakladığım. Bir gün Anlayabilme ihtimalin var ya sevdiğimi Düşüp gelme umudun var ya yüreğinin peşine Yüreğin bende emanet biliyorsun Ve ben Yüreğin yüreğimde Yüreğin ellerimde Çok yakında Çekip gideceğim yok oluşun koynuna Beni düşürdün ya bu hale Günahı boynuna. |
Gece seni saklıyor
Bu şuursuz beklemeler yıpratmaya başladı beni
geceler gündüze anat bulaşıyor ellerime camlardan alnımı dayadığım pencereden dışarıyı seyrediyorum karanlık kopkoyu bir karanlık sarmış şehri sirenlerin umursamaz gürültüsü korkutuyor beni ambulanslar hızlı hızlı seni taşıyormuşcasına huzursuzum yoksun bulamıyorum seni en son o gece gördüm seni gözlerine bakmadan gittim baksam gidemezdim özlediğimi söylediğimde gülmüştün söylediğimde özlediğimi gülmüştün gülmüştün özlediğimi söylediğimde bu ilk seni çok sevdim tıpki seni tekrar bulamıyacağımı anladığımdaki kadar çok sevdim ambulanslar hala gelip geçiyor gece devam ediyor geceyi soluyorum ciğerlerim simsiyah deniz kudurmuş geceye saldırır durur kayalar bastırmaya çalışırken geceyi tüm kumsal adını haykırıyor rüzgara rüzgar şehriallak bullak ederek dağlara tırmanıyor tüm geceyi kaldırıp altına bakıyorum oralarda yoksun karakızım neredesin bulamıyorum geceyi fırlatmaya çalışıyorum olmuyor kötü bulaşmış şehre gece camlar simsiyah alnıma simsiyah gece bulaşık elimin tersiyle terimi siler gibi siliyorum geceyi çirkin yazılmış elyazısı gibi duruyorum şu dünyanın üzerinde kimse silipte yani baştan yazmak istemiyor oysa öyle hasretimki kerelerce defa yazılmaya kağıt olsam kalem olsam cümle olsam nokta virgül olsam gelsen kilometrelerce kilometrelerce hasret dolu şiirler yazsan benimle kitaplarca dolsam mısralarca ağlasam ellerinde uyanıyorum ansızın bu şiirsel dünyadan şehir kapkara karanlık şiirler okuyup simsiyah boşluğa seni çağıyorum sesime bugün yırt bu geceyi baştan sona dolaş tüm şehri bütün sokak lambalarını yak bütün kapıları çal herkes uyansın bir müjde olsun içinde senden birşeyler olsun bu gece şehir uyumasın bu karanlık bu şehir bu gece bu son olsun bu gece bu simsiyah karanlığı yırtan bembeyaz çığlık bana seni getiren müjde olsun bu son olsun içinde sen olsun... |
KEŞKE TANIMASAYDIM SENİ... KEŞKE...
KEŞKE...
keşke tanımsaydım seni keşke tanımasaydım seni, omuzlarıma bu kadar yük binmezdi, o zaman gözlerim aglamayı bilmezdi, o kadar sık kalbim çarpmazdı böyle delicesine, benimde ellerim sımsıcak olurdu mutlaka, geceleri asla uykusuzluk çekmezdim sabaha kadar, rüyalarım, hatta tatlı hayallerim olurdu, duygusuzca düşünmezdim yoklugunda günlerimi, saatlerimi, hem hiç üşümezdim böylesine ölü soguklugunda, hırsla takip etmezdi beni böyle kötü kader, kan çanagına dönmezdi gözlerimin taa içi, kayan yıldızlardan bende farklı dilekler tutardım, duyardım, anlardım, yanımda konuşulanları, hasretim bu kadar artmazdı o zaman, bende gülerdim zaman zaman, deniz ve mehtap benim içinde önemli olurdu, hele hele kara saplı bıçak dostum olmazdı sırtımda, bide süzüldünmü rüyamda, kavrulmazdı cigerlerim, beynimse böylesine hırçın uğuldamazdı sürekli, kor yüreğimde damlaa damla vurmazdı göz yaşlarım, ruhumu daraltmazdı, benligimi sıkıştırmazdı, en tiz sesiyle çıglıklar atmazdı gögsüm, simsiyah yankılar oluşturmazdı ufkumda, saçıma, sakalıma, bende bakardım delicesine, bütün gücümle sigaramı çekmezdim her an, keşke tanımasaydım seni, keşke, kara saplı bıçak dostum olmazdı, kor yüregimde damlaa damla vurmazdı göz yaşlarım, dedim ya ulan, keşke, keşke tanımsaydım seni, keşke tanımasaydım seni !!!!.KEŞKE TANIMSAYDIM SENİ.!!!! |
UMUTLARIM KONUŞUR ARTIK
Yaşamasakta o nemli günleri
siyah beyaz fotoğraftaki o solmuş yüzü ve boynundaki o ilmeği beyazlara bürünmüş bedeninin yıkılmışlığını ve acıyı canlı duymasakta hissetmesekte aynı kaderi yüklenir omuzlarımız aynı sevda türküsünde buluşur dileklerimiz Ülkem ,vicdanım,hayatım onun gibi heyecan, onun gibi vakur olmak ister yorgun bakışlarım küllerinden doğar o an ağlayan gökyüzünün matemi kulaklarımda ve ben susarım caniye dur diyemesemde faniye yanarım Umutlarım konuşur artık sevdam filizlenir bir başka yürekte vatanımın her bucağı onun ruhaniyetinde bu koşu ebediyet kucağında büyür VE BİR ZEYBEK GÖZDDEN KAYBOLUR unlu |
BELKİ BİR AN SUSMALIYIM
BELKİ BİR AN SUSMALIYIM
Belki bir an susmalıyım kelimeli eğip bükmeli, şekil vermeli acizane yarınlara soğuk duvarlara , kapanmış kapılar dirilme vaktini yüzüme kapatmış. HIZIR gerek bana HIZIR ben yalnız onla kurtuluşa ererim çelişkilerim pembe duvarlarda ah ben yeşile hasret yeşil ne kadar yakın ne kadar umut verici. Belki bir an susmalıyım dansa inat halay çekmeliyim yarınları kovalayan bir yürek bulmalıyım tohumlar ekip hasadını kendi ellerimle toplamalıyım evet evet ya hepsini ben yapmalıyım bütün yük bana sefa bu sefer başkasının kucağında HIZIR gerek bana HIZIR Belki bir an susmalıyım. UNLU |
Çanakkale Geçilmez
Analarım,babalarım,gardaşım ağlıyor Ben mehmedim,ben askerim Anne ben ödüyorum vatan borcunu Nice şanslı ana babalar gibi Olabilseniz keşke sizlerde Nice çannakale şehitleri gibi Olabilecek makama sahip olabilsem Çanakkale geçilmedi,geçilmez de Bunu tekrarla Allah aşkına her gün Sabah,öğlen,akşam,besmele gibi Şükret bugününe ve unutma sakın dününü |
Mühürlü Şiirler
http://img229.imageshack.us/img229/3161/11hf.jpg İnsan yüzü. Ah o bîçâre insan yüzü. Derine, daha da derine. Ancak orası olacak sonumuz. Eskimişlik ve bîçârelik. Söyle ne yapacağız şimdi seninle? İp mi atlayacağız, yağmur mu yağacağız böyle usuldan? Hayat hep bu hızla mı devam eder Müslüman kafalardan? Her kağıtta bir mühür var, her harfte bir imza. Belli belirsiz, sıfatı az, zamiri nazlı, öznesi niyâzlı. Öyle dökül(müş)dü demli lakin kafiyesiz, sicak lakin kifayetsiz kelimeler, bir kaçını paylaşma isteği hasıl oldu, zor ama; inşâallah keyifle okursunuz. _________________________________________________ _________________________________________________ _________________________________________________ Elveda Ankara Gamsız insanların vurdumlarını duymadıkları zamanlardı Ankara'ydı Ankara'daydı Hani şiirlerde adı geçen ama yaşayanların sevmediği yer varya Hani coğrafya derslerindeki gibi kışları soğuk, yazları kurak Tıpkı büyütülmüş yüreklerin arasında küçük kalmış yüreğim gibi Seven ve sevilen yüreklerin yanında kurutulmuş bir yaprak gibi Tutamayan elim, konuşamayan dilim, bakamayan gözüm, tepedeki yarım ay gibi Gözyaşları gördüm; içinde yalan dışında acındırma olan Delikanlı adamlar gördüm; yüreği mangal gibi akşamları hanımına tokat atan Kalbi temiz sevgileler gördüm; aşkını bir telefona bir arabaya satan Ölümü gördüm; beni dostumdan ayıran sevgiliye bağlayan Ve seni gördüm; kurak Ankara'nın çorak yerinde yeşile hasret yüreğimin ateşiyle Birlikte olamasakta beni sevmesende Bilki seni seven ve özleyen var idi bu yaşanmamış memleketin soyutlaşmış caddelerinde Bitti sayılır; Ankara'ya veda zamanı geldi, yaşanmamış yarım kalmış hayallere veda zamanı geldi Sevgililer ve sevgisizler geçti doğup büyüdüğüm bu şehirde Dostlarım ve can yoldaşlarım oldu geçen hızlı senelerde Doğumlar ve ölümler gördüm şu kısacık hayatımda Artık hayaller başka bahara, yaşanılası herşey yakın zamanda Elveda Ankara... Eylül 1 / '05 |
BAĞDAT
HERGÜN BOMBALAR YAĞAR MAZLUM BAĞDATA
BAĞDATA BOMBALAR , YÜREĞİME YAŞLAR AKAR BİR ANANIN FERYADI YÜKSELİR KULAKLARIMA KÜÇÜK BİR ÇOCUK ÖLMÜŞ BAĞDAT SOKAKLARINDA YÜREK DAYANMAZ, MEHMET DAYANMAZ BUNA YA RAB' YA BENİDE AL IRAK SAFLARINA YA DA CANIMI AL ALLAH'IM AL CANIMI SİPER ET DÜŞMAN KURŞUNLARINA RUHUM BOYANSIN ŞEHİT KANLARIYLA.... |
yetmiş yıl
Geniş zamanlardaydı
Çocuk gülüşleri Geniş geri gelecek sandığım Üşenmedik koşmalardaydı Bir koşu gidip almalardaydı Bir paket makarnayı… Geniş zamanlardaydı hepsi: Topun pembeliği Saçların rüzgârı sevişi Uçurtmanın dalları bekleyişi Geniş zamanlardaydı Matem ekmeğimize sürülmemişti Ölüm yastığımızı beklemiyordu Ölüm yavaştı Otuz yaş kocamandı gözümüzde Otuz yaş ulaşılmazdı Geniş zamanlardaydı Şiirsizliğim Geceyi tefekkür edişim Geniş zamanlardaydı Üzülmemek içindi oyunlar Babamın alnından akan kanlar Görülmesin içindi… Kefen beyaz bilinmesin içindi Uykular… Üzülmemek içindi Bol katlı pastalar Gece yarısı ağlamalar Üzülmemek içindi… Geniş zamanlardaydı Ayaklarımın tökezlemesi Ellerimin tutmayı bilmeyişi Geniş zamanlardaydı Yaş on birdi İlk yemeğimin dibi tuttuğunda On birdi Gece yatağımın altına Sığındığımda… Geniş zamanlardaydı Başlangıç ve bitiş Yalnızlığı böyle kabulleniş Geniş zamanlardaydı bir dilek tuttum on birimde şiir oldum… |
AĞLAMAYI SAKIN UNUTMAYIN
Siz ağlamanın ne olduğunu biliyormusunuz ..
evet ..evet hıçkırıklarla ağlamaktan ve gözlerimizden dökülen yaşlardan bahsediyorum .. Ağlamak; Rahmandan kuluna bir armağan, bir rahmet!... Ağlamak; İçteki sıkıntıları dışa atmaktır... sıkıntılardan arınmak,psikolojik olarak rahatlamak !... Bazen sevgiliye naz! Bazen sitemdir! Bazen de hiç anlaşılamamaktır... Bazen pişmanlığın bazende merhametin ifadesidir . Çoğu zamanda ruhumuzda esen kasırgaların bir süre iç çekişleriyle ağladıktan sonra dinmesidir.... Ağlamak; Kaybedilene ağıt! Hüznün ise doruk noktası... Resulün kaybettiği oğluna hediyesi ... Ya ResulAllah! Sen de mi? Dedirten inci taneleri... Bazen Rabbe yöneliş!... Bazen af dileme,Bazen acının inci inci dışa vurumu! ve bazende yürek yangını ile içten gelen pişmanlığın ifadesidir... Bazende çok daha ağır ve kabullenemediğimiz acılarda yürekten gelen o engellenemeyen haykırış.. Adeta acının yıkanması... toprağa karışıp yok olması... Bazen sevincin gözlere yığılması, ardından göz pınarlarından süzülen taneler... Yürekte sevinç fırtınaları koparken, gözlerin mahzunluğu! Söylemek !hissettiklerini ifade etmek insana uzakken, süzülen damlalarla bunları tek tek yazmak hemde yüreğinin ta derinlerinden! İçteki gök gürültüsünün adeta yağmuru davet edişi... Yakubun Yusu fa özleminin ifadesi!... Net, yalın, riyasız hiçbir kelime telaffuz etmeden tüm çıplaklığıyla, yürekteki duyguların ifadesi... Ve ağlayabilmek; Gece yarısı mahlukat uyurken, seccadesinde Rabbine huşuyla yönelmiş, alın secdede, Rabbi ile buluşmanın doruk noktasında... Bir müminin gözlerinden süzülen damlalar! Belki de diğerlerinin kurtuluşuna bir sebep!... Rabbinden rahmet olarak.... Bir annenin yavrusuna özlemi, hasretinin ifadesi!... Duygular yumağı içindeyken kalbin birden infilak etmesi veya yüksek yamaçlardaki karların çığ ile aşağı yuvarlanması gibi durdurulamayan duygular birikiminmin dışarı yansıması. Ve gözyaşı; Rabbinden rahmettir mü-mine!... Bir tesellidir anneye! Sevgiliye sığınak! acizler için ise yardım çağrısı... Mecnundan Leyla ya kalan son hatıra!... ve Resul-den ümmetine şefaat için merhamet !... Ağlamak kimilerine göre zayıflıktır. Peki neden ağlamamız gereken anlarda; yumruklarımızı, tırnaklarımız avuçlarımızı kanatıncaya kadar sıkar, boğazımızdaki düğümleri yutkunarak gidermeye çalışırız? Neden kaçırırız buğulanan gözlerimizi başkalarından? Bakın ben ağlıyorum işte! Utanmıyorum kimseden...O kadar içime akıttım ki gözyaşlarımı!...Artık zapdedemiyorum içimdeki çağlayanı.... Ağlıyorum içimi acıtan kalp kırıklıklarım için Ağlıyorum istemeden de olsa kalbini kırdıklarım için Ağlıyorum unutulmaması gerekenleri unuttuğum için Ağlıyorum beni unutanları unutamadığım için Ağlıyorum yaklaştıkça uzaklaştıklarıma Ağlıyorum tanıdıkça çirkinleşenlere Ağlıyorum kıymetini bilemediklerime Ağlıyorum sevsem de yüz bulamadıklarıma Ağlıyorum ziyan olan yıllarıma Ağlıyorum bir ömür ağlayamadıklarıma, ve ağlıyorum.. bu güne kadar doyasıya ağlayamadığım için..... Göz yaşlarım bu gece biter mi ? Ruhumdaki kirleri yıkamaya yeter mi ? Kalbime gün doğarmı bu sabah acep ? Yoksa böyle gelmiş yine böyle gider mi ? Duyarmısın göz yaşlarımın sesini yarab ? Bu yaşlar günahlarımın diyetini öder mi ? Rabbim hepinizi dilerim sevinçten ağlatsın ... Hüzün ,acı,elem ve kederler sizden uzak olsun. ;) |
Bir Hayâl Olmuş Sana
Nedim'in en sevdiğim gazeli...
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şişeden ruhsâr-ı al olmuş sana Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana Sihr ü efsûn ile dolmuştur derûnun ey kalem Zülfü Hârut’un demek mümkin ki nâl olmuş sana Şöyle gird olmuş firengistan birikmiş bir yere Sonra gelmiş gûşe-i ebrûda hâl olmuş sana Ol büt-i tersâ sana mey nûş eder misin demiş El amân ey dil ne müşkilter suâl olmuş sana Sen ne câmın mestisin âyâ kimin hayrânısın Kendin aldırdın gönül noldun ne hâl olmuş sana Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden La’lin öptürmek bu hâletle muhâl olmuş sana Yok bu şehr içre senin vasf ettiğin dilber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana. Günümüz Türkçesiyle; Nezaket, kuyumcuların altını tel halinde incelttiği araçtan (haddeden) geçerek senin boyunu posunu oluşturmuş. Şarap, şişeden süzülerek yanağındaki allığı oluşturmuş. Gülün kokusu damıtılmış nâzın ucu mendil gibi işlenmiş: biri huyunu biri mendilini oluşturmuş. Sen öyle büyülü şeyler yazıyorsun ki ey kalem, büyücü Harut'un saçı senin kalemini oluşturmuş. Senin kaşının kenarındaki ben bütün Avrupa ülkelerinin güzel kızlarına denktir. O putatapan sana “Şarap içer misin?” diye sormuş. Aman yarabbi, ne zor, çözülmesi ne güç bir soru sormuş sana. (Tezat sanatı var. Bir yandan sevgili şarap sunuyor, diğer yandan ise Müslüman ve şarap yasak). Sen hangi kadehten sarhoş olmuşsun, acaba kime hayransın? Ey gönül, ona sen bağlandın, ne oldun, bu halin nedir? (Bunu sen istemedin mi?)Dudakların “sin” harfinin dişlerinden dolayı yaralanır (Senin dudakların o kadar naziktir ki, “bûse” sözcüğündeki “sin” harfinin dişi andırır başlangıcından dolayı yaralanır). Bu yüzden, ateş gibi kırmızı olan o dudaklarını öpmek imkansızdır. Ey Nedim! Senin anlattığın gibi böyle güzel bir kadın bu şehirde yok. Olsa olsa sana bir perinin yüzü görünmüştür. |
Mühürlü Şiirler
Bir Sizde Kalmış Ben Gibi Bir ben gibi olmayanı yaşadım Bir sen gibi olamadım bağışla Bir ben gibi sevgiye geç kaldım Bir sen gibi hiç olamayacağım ... Kucaklayacağım, hasretle yanan tüm sineleri Ölümü özleyen, hasret duyan tüm bedenleri Hayallerde kaybolmuş, ruhlarla raks eden düşleri Hiç sevilmemiş, hiç kucaklanmamış kelimeleri Ağlayacağım, gözünden hiç yaş akmamışlar için Her üzüntüye bir kulp bulan, sevmeyi vasıf sayanlara Hıçkırıklara boğulacağım, ıslanmayan her zerre için Dilenmeyi aşağılık bulan, ibadette karşılık arayanlara Düşünececeğimde düşünmeyen insanların ve senin yerine Bir kaç tel saçım ağaracak belki, belki sökülecek yerinden Hiç gülmeyeceğim, nasıl olsa gülüyor birileri benim yerime Sıkma canını, boşver, yorulma, sen hiç kalkma yerinden Haykıracağım susmuşların konuştukları haksızlığa Sadece konuşanlara inat yaslanacağım tüm tabulara Sevdaları yoklayacağım, sistemlere laf atacağım Bir Müslüman gibi belkide, kelepçelere mahkum olacağım Ben cezamı burda çekiyorum, burda yanıyor bedenim Anlıyorum delirenleri, anlıyorum hiç uğruna ölenleri Esasen ben burda hissediyorum soğuk Cehennem'i Üşüyorum günahlarımın sicaklığında kalmış bir ben gibi ... Mart 1 / '07 |
Kendine İyi Bak...
[youtube=425,350]Ha1BAxC3R0g[/youtube] Kendine iyi bak bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde… “Kendine iyi bak.” Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum. Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum. “Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum.” “Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine Kendine Iyi Bak gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadarTa ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar” Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez Kendine Iyi Bak derler ve giderler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler. “Kendine iyi bak” derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. “Kendine iyi bak” derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler. Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin. Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler. Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler. “Kendine iyi bak” bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma. Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem Keske döndürebilsek zamani geriye.Nafile… Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden…, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?. Peki o zaman… Senin istedigin gibi olsun… Öyleyse…Sen de Kendine Iyi Bak. |
AşK bitti...
Bir aşk nasıl biterse Öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim Alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, Dostlara mektup yazmayı, Çiçekleri sulamayı Unutmuşluğum gibi bitti. Bir aşk nasıl biterse, Öyle bitti bu aşk da. Yürümeyi yeniden öğrenen Felçli bir çocuk gibi Sokağa çıkmalıyım şimdi Ve çoktandır İhmal ettiğim dostlara Yeni bir adres bırakmalıyım. Pencereleri açmalı, Kitapları düzenlemeliyim Belki, bir yağmur yağar Akşama doğru Yarıda bıraktığım Şiirleri tamamlarım. “Aşk da bitti” diyordu ya bir şair, AŞK BİTTİ İŞTE.. TAM DA ÖYLE. |
SENSİZ
İÇİM ACIYOR,YÜREĞİMİ YAKARCASINA.
KALMIŞIM DÖRT DUVAR ARASINDA,YAPAYALNIZ. GÖZLERİM AÇILMAK İSTEMİYOR ARTIK. SENSİZ BAKMAK İSTEMİYOR DÜNYAYA. SADECE BEN VE BOMBOŞ BİR EV İÇİNDEYİM HER ZAMAN. KALBİM ATMAK İSTEMİYOR SENSİZ ARTIK. NEFES ALAMIYORUM,ALMAK İSTEMİYORUM. BİR PARÇA MUTLU OLDUĞUMUZ ANLARI ÖZLEMEZ MİSİN. AYRILIĞA ALIŞAMADIM,SEVEMEDİM BEN BAKARMIYIM DÜNYA GÖZÜ İLE SANA BİLEMİYORUM. AYRISIN,UZAKLARDASIN,ELLERİNSİN SEN ARTIK. HALA SENSİZLİĞE ALIŞAMADIM. |
dönmemek lazım
Hak için çekilen, cevr ile cefa
Hakikat ehline haz gelir dostum Vasıfsız insanda, ne arar vefa Sadıklar cihana az gelir dostum. Olgunsa şımarmaz, sun-i havadan Şerefli bir insan, dönmez davadan Mümin her belayı, bilir mevladan Dostun her cefası, naz gelir dostum. Ey mason dizginli, gavur eğerli Kafası değişmiş, kalıbı yerli Ahlak önemlidir, onur değerli Nafileden önce, farz gelir dostum. Kocası Bush olmuş, hocası Olmert Vatandaşa hain, patrona cömert Allah için vermek, ne bilsin namert Yumurta gönderir, kaz gelir dostum. Kutsalını satar, aşağılık tip Kendisi figüran, Siyonist tertip Palavra yalanla, sanılır hatip Ağzından kokuşmuş, gaz gelir dostum. BM göstermelik, NATO`su illet AB kapısında beklemek zillet Türk deyince akla, Müslüman millet Kırmanç, Çerkez, Arap; Laz gelir dostum. Nefsine uşaksan, sen artık yoksun Çabala imanın, şeytanı boğsun Sabret ki saadet sabahı doğsun Kıştan sonra bahar, yaz gelir dostum. Alemde Allah`ın hükmü yürüyor Cahil, sebepleri öne sürüyor Şu gaflet perdesi, aklı bürüyor Anlarsan, su sesi; saz gelir dostum not: alıntıdır cok beğendiğim için buraya koydum |
sevgilim olmayan sevgiliye
korunaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili
sağanak yağışlı günlerimde sığınacağım bir yer bulunsun bari, şiirlerde bir ev'cağızım olsun üç oda bir salon yalnızlığımı kiraya vereceğim heveslenme, senin için düşlerim başka aklını başından alıp, gezmeye götüreceğim ne güzel gülüyorsun, dudaklarında eski İstanbul resimleri öyle kal lütfen, yüzüme baktığın anın resmini çekeceğim sana söz veriyorum, sen de bana umut ver sonra her şeyi unutup, ülkeme geri döneceğim bende bir hoşum, şarkıların belalı güzelliğine vuruldum o uzak ayda kaldı onayladığım gülüşler raks eden sevişmelerin çingene zamanındayım, 'gel' desen, gidemeyecek kadar sarhoştur özlemler anlayışımı kaybettim, beni anla karşılığında gözlerimin kahvesinden içireceğim düşe kalka düşledim, son baharım kaldı beni şimdi tutmazsan, dudaklarına devrileceğim oturaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili yorgun günlerimde dinleneceğim bir yer bulunsun şiirlerde bari, bir nefeslik yerim olsun |
Seni Diledim...
Ellerimi açtım niyaza durdum
Beş vakit duada seni diledim Doğan yeni güne hep seni sordum Beş vakit duada seni diledim.. İpek oldum metre metre satıldım Kağıt olup sayfa sayfa yırtıldım Ne bu çile doldu ne ben kurtuldum Beş vakit duada seni diledim.. Ben seni severim canımdan candan Kimse ayırmasın aşkımı benden İnan esirgemem canımı senden Beş vakit duada seni diledim.. Aşkın yüreğimde har oldu dinmez Alevden yakışın müebbet sönmez Öz yeminler etti sözünden dönmez Beş vakit duada seni diledim.. Karşı kıyılardan yanan bir ışık Sevda fısıldayan dillerim aşık Ceylan gözlüm ruhum sana dolaşık Beş vakit duada seni diledim.. Dolansın bedene candan kollarım Vuslata yürüsün çetin yollarım Yâr diye ağladı öksüz dillerim Beş vakit duada seni diledim... |
Özledim senii..
http://img20.imageshack.us/img20/9921/masumkd2.jpg Seni cok özledim... söyleyemesemde sana.. anlatamasamda duygularımı.. yureğim çığlık çığlık haykırırken aşkını ben konusamasamda sana sesini duyamasamda bir tek sözüne bile razıyken.. bilmesende söyleyemesemde anlamasanda hissetmesende.. ____________BEN SENİ COK ÖZLEDİM bitanem...!!! |
...SEN MİSİN...
…SEN MİSİN…
İçimde birşeyler oluyor... Nefret, hüzün, hırs, intikam ve bütün karmaşık duygular Bunların arasında bir parça sevgi ve bir mutluluk kırıntısı var Sen misin bu sevgi? Sen misin bu mutluluk? Hayat namlusunu bana doğrultmuşken, Dost gibi görünen insanlar yanımda olmadığı halde Yanımda gibi görünebilirken, Yani şu koskoca toprak parçasına her ayak bastığımda, Bir yerde,uzakta,aynı zamanda ta yakınımda Var olduğuna inandığım,hissetiğim biri var... Birkaç kişiye sordum, sen misin? diye Kimine de sormaktan daha ilk gördüğüm anda vazgeçtim. Bütün yön işaretleri sana doğru, Seni gösteriyor, senin adını söylüyor Ve şimdi soruyorum sana Sen misin içimdeki yalnızlığı yok edebilecek mucize insan? Sen misin herşeyim olabilecek, bana ben olduğumu hissettirecek kişi? Sen misin avucumdaki buzdan mutluluk parçacıklarını yüreğinde eritebileceğim? Sen misin? Yaşamanın anlamını doğmak,büyümek,para kazanmak olarak belirleyen insanlara karşı Uğruna ölmek olarak değiştirebileceğim kişi sen misin? Hayır...Yine mi aynı son? Bütün yollar birbirine bağlı ve alabildiğine uzunken, Ben yolun sonunu arıyorum. Biliyorum orada bir yerde,bir yolun bitiminde beni bekliyorsun Bütün zor engelleri aşıp,bütün çıkmaz yollara bakacağım Bulacağım seni acı ve hüznün doruğunda Ve artık öyle bir yer olmayacak, biz kavuştuğumuzda... |
kırdın kalbimi
Ne zaman yagmur yagsa Bir bulusma yeri olurdun Istanbul'da rüzgâr soluklara Mavisi yasaklanmis deniz Kizil tufani yaratmadan daha Ne zaman yagmur yagsa Tarihin siir tanigi olurdun Yagmurdan sonra Toprak kokusu bakislilara Tam otuz yil nasil kiydim sana Bin zehirli duman arasinda Isliginla besteledim hep En pembe çocuk düþlerini Pan'in flütünden mi kalma Babam'in dilsiz kavalindan mi Hep rüzgârla bir tuttum seni Hani yolu yakin Aski sonsuz kilan rüzgârla bir Ey can içre cankörügüm Hangi kentin temiz havasi Yetmez oldu ki soluguna Çikardin kendini ölüm doruguna Ölmek kolay degil cankörügüm Kalbimde sevinç gözesi pinarlar Kalbimde yasamak aþki çinarlar Ve bir nice coskular coskular Sende onlar gibi yaþayacaksin Akip irmaklara karisacaksin Sirilsiklam bütün seviþmeleri Yine soluðunla kurutacaksin |
Terkeden
Kimdi kimdi kalan Giden mi suçludur herzaman? Ne zaman başlar ayrılıklar Dostluklar biter ne zaman Her geçen gün bir parça daha Aldı götürdü bizden Aynı kalmıyordu hiçbir şey Değişiyordu herşey kendiliğinden Artık çözülmüştü ellerimiz Artık bölünmüştü yüreğimiz Birimiz söylemeliydi bunu Ötekini incitmeden Kimdi giden kimdi kalan Aslında giden değil Kalandır terkeden Giden de bu yüzden gitmiştir zaten |
sabaha karşı bir düş kurdum!!!!
http://img389.imageshack.us/img389/7...5dd10fh3bc.gif
Sabaha karşı bir düş kurdum...Yalnızlığımın eşiğinde, acabalarımın senfonisi çalıyordu.. Belkilerim vardı.. Birde , birde sensizliğim.. Sabaha karşı bir düş kurdum...Sen bundan habersiz.. Benden habersiz uyurken..Düşlerimi gezdirdim..Uykusuzluk diyarının tenha caddelerinde.. Ve düşüncelerimin hiç bilinmedik, ıssız köşelerinde, sen oldum.. Sabaha karşı bir düş kurdum..... Seni kurdum zamansız..Ve amansız.. Ve herşeyi yanıma alarak, adımlarının gölgesi oldum..Sen oldum.. Sensizlik oldum.. Sabaha karşı bir düş kurdum...Düşümde güneşi, güneşte aydınlığı, aydınlıkta seni, sende ise kendimi buldum.. Neler yazmadımki adına... "Baş harflerini nerelerde kullanmadımki, hatta noktasızlaranokta koyup, adını bile kısalttım, kimse bilmesin diye.." Mana aradım.. çözümsüzlüğün ortasında ... Sabaha karşı bir düş kurdum...Gecenin en sonuna gidiyor..Günün ilk ışıklarını karşılıyordum..Saat dördü vururken.... Ben hala seni düşünüyordum.. "Sen yoktun biliyorum..Benimkisi, çok uzaklarda, bilkinmedik bir şehrin, en kuytu en karanlık , şimdilerde özlem dolu bir evin değişmesini bekleyen patlamış ampulu gibi, Işıksız geceleri aydınlatma hevesi..." Özlem dolu bir insan ne yapıyorsa ben de onu yapıyordum.. Sensizliğe doğru yürüyor, dönüp bakmadan ardına.. Gidiyordum işte.. Gidiyorum.... |
...düşüme gerçek kaçtı...ağladım..
http://img266.imageshack.us/img266/1769/32hv9.jpg Öyle sessizdi ki gece her bir damla gözyaşım düştüğünde yattığımız zemine,sesi duyuluyordu.. Gerçekler kadar keskindi gözyaşlarım. "O"söyledi ben ağladım.. "O" OLMAZ dedı ben ZAMAN dedim,belki zaman "BİLMEM" dedi. Onca kötülüğün ardına birde bekle sözcüğünü sıkıştıramam,sana bunu yapamam! Zaman aşımına uğramaz sevgim dedim ve içimden BEKLERİM oldu son sözcüğüm. Sonra ağlamaya devam ettim. Kolum vücuduna sarılı sessiz gözyaşlarım;uykuya dalmışım(ız) Rüyamda yine yanımdaydı. Uyandım yine yanımda. Şimdi onsuzum ama içimde |
MİNİCİĞİM...
Şu an karanlık bir odadayım,
Aynen bırakırken gittiğin karanlık dünya gibi. Ağlıyorum, ağlıyorum sensiz geçen gecelerin ardından. Yalvarıyorum Allah'a geri dönesin, yine beni sevesin diye, Ama kimseye duyuramıyorum sesimi, hapishane duvarındaymışım gibi. Bir an seni unuttuğumu düşünüyor, gülümseyiveriyorum hayata Sensiz geçirdiğim o hüzünlü akşamları unuttum diyorum, Vazgeçtim diyorum, bitti herşey bitti, Gitti ve tüm yalanlar silindi diyorum Acısız bir hayata başlıyor, yeni aşklar arıyorum diyorum Bir lise aşkıydı, gelip geçti diyorum Hayaller, umutlar hepsi yalandı, onun gibi yalancıydı Belki de o benim için hayattaki en büyük acıydı Belki güzel ama sahteydi yüzü, meğersem duygusuzmuş, Sevmekten geçmezmiş onun özü diyorum Gülüşüyle kandırırmış herkesi, sevmedi beni de diyorum Yok be miniğim... Hepsi birer aldatmaydı, seni kandırmaktı amacım Birazcık kıskandırmaktı başkalarının yanında Öğrenmekti bir nevi sevip sevmediğini... Belki sen beni gerçekten sevmedin Ama bilmeni isterim Canımı koydum bu aşkın uğruna, ölümüne Sonuna kadar olacağım yanında Gidişini kaldıramam, ayrılığa katlanamam Belki ne el ele, ne göz göze olacağız Ama ben yine razıyım senin sevgine Gözlerinle gülümsemene, "SENİ SEVİYORUM"demene Hele biricik aşkım beni bırakma demene, Hiç ama hiç dayanamam! Ne senden ayrılırım, ne seven kalbimden Bu uğurda canımı veririm ama yine terk etmem seni. Sevdim seni be minigim, daha ne diyeyim ki; SEVDİM işte sevdim be miniğim... |
üzgünüm annem.senin degerini bugün yine anladım.
:( :( :( :( :( :( :( :( :( :( :( :(
insan annesinin degerini hastalanınca daha çok anlıyo.allah onları başımızdan eksik etmesin.AMİN Çoğul düşler diyarındaydım BUGÜN anne Sen yoğun bakım ünitesinde Cihazlara bağlı gidip gelirken Ölümle yaşam arası mücadele verirken Ben neler yaşadım bilemezsin Bilemezsin anneciğim Soğuk hastane odasında ölümle burun buruna Çiçeklenmişken bahar dalları yeşermişken umutlar Ben vedaya henüz hazır değilmişim anneciğim Gözünü açar açmaz ben iyiyim sen yorgunsun Hasta olmayasın dedin anne neden kendini hiç düşünmezsin Oysa ben hiç bu kadar iyi olmamıştım sen yeniden hayata dönmüştün anne Hala gözlerimi üretken olan ellerinden sevecen gözlerinde ayıramıyorum Sen yorulmadan mı bizi büyütürken hiç gül benzin solmadı mı Bunları sana söylemek istedim oysa hiç konuşamadım Söyleyemediğim duygularımı hiç olmazsa yazıyorum Okyanusların gel gitleri gibi duygu seli duygu fırtınası içerisinde Sana neler anlatabilirdim neler söylemek isterdim bir bilsen Duygular neden gizlenir neden aramızda sırlar olur bilemedim anne Sen çiçekleri bitkileri ağaçları çok seversin bilirim Ama şunu biliyorum ki papatyalara aşıksın bana benzettiğin için İncileri de seversin oysa güzel kuğu boynuna asla takmadın onları Bizi incilere benzettip hep gurur duyduğun için seversin Gözlerin nemlendi kaçırıyorsun yine benden Merak etme ağlayabilirsin anne ben biliyorum ki Ağlarken de gülerken de bizim için atıyor tekleyen kalbin Duygularını neden saklıyorsun anne ben başucunda bu şiiri yazarken Sen yine daldın ilaçların tesirinden güzel gözlerini kapattın Ne olur anne bir daha kapatma aç gözlerini tut ellerimi Çoğul düşler diyarına yolculuğum bitecek birazdan Ama sana olan sevgim ihtiyacım hiç bitmeyecek Bitmeyecek canım anneciğim. :( :( :( :( |
SELAM OLSUN
kalp Selam olsun.... SELAM OLSUN UYUP TA SÖZÜ ÖZÜNE MERT KALANA SELAM OLSUN VATAN DENİNCE GÖZÜNE YAŞ DOLANA SELAM OLSUN... HAK AŞKIYLA YANIVERİP ŞAHADETE KANIVERİP VATAN İÇİN CANI VERİP ŞAN ALANA SELAM OLSUN... NE ALT KİMLİK,NE ÜST KİMLİK HAİNLERE KARŞI DİMDİK VATANIMIZ OLSUN BİRLİK TÜRK OLANA SELAM OLSUN... BUNCA YANGINI YOK SAYIP TAYYAR ÇAVUŞ SUSMAK AYIP VATAN AŞKINI KUTSAYIP FARZ KILANA SELAM OLSUN... Alıntıdır... |
...Yağmur (Başörtüsü Şiiri)....
http://img201.imageshack.us/img201/2...sort4iujh5.jpg Ayrılık getirecek bu YAĞMUR belli; Havada yine hicrân kokusu var. Sen bu ellerden gittin gideli, Ağlıyor ardından hep bu YAĞMUR'lar. Ayrılık getirecek bu YAĞMUR belli... Feryâtlar düştü hissene: ;bembeyaz.. Ne bülbüle gâm ne de figân düştü. Her acı dudağında mağrûr bir hâz; Saadet gözlerine bir nâlân düştü. Feryâtlar düştü hissene: bembeyaz.. Feryâtlar, feryâtlar.. duymuyor kimse! Vicdânlar sağır, taş ve ateşten - Yaratılmış, sahte, dar bir elbise. Yamaçta aksi, kısacık ve içten - Feryâtlar, feryâtlar.. duymuyor kimse! Eller semâlarda; bulutlu gözler: Bu karanlık gecenin sabâhı nerde? Gözyaşları gözyaşlarını izler; Ve bir yaprak gibi titrerde, Eller semâlarda; bulutlu gözler: Taş kalplere anlatmak ahh.. Ne kadar zor - Gerçeklerin masal olmadığını. Bir darbe de dostun kendisi kor; Basar hemen sonra da kahkâyı... Taş kalplere anlatmak ahh.. Ne kadar zor! .. Beklemek, beklemek.. Acaba neyi? Sevgi nedir bilmeyen gönüllerden - Bir parça, küçücük.. Dostça sevgiyi.. Herşeye rağmen bıkmayıp yeniden, Beklemek, beklemek.. Acaba neyi? İnanmak.. Ahhh.. Sonuna dek inanmak.. Sonuna dek ve de gülercesine - Ateşe bağrına gâmlı uzatmak.. Baharında birgün geleceğine, İnanmak.. Ahhh.. Sonuna dek inanmak.. Zulümler,zulümler.. Sonsuz zulümler.. Neden: Çünkü bu dava tehlikeli(!) .. Açmasın, açmasın diye bu temiz güller İğrenç yüzünde çağdaşlık maskeli - Zulümler,zulümler.. Sonsuz zulümler.. Limanda bomboş, sessiz bir gemi, Kalkacak belki de, tahmin etmek zor.. Denizlere bakan yeşil gözleri, Ümitsiz, beyhûde, suskun ağlıyor. Limanda bomboş, sessiz bir gemi... Erkek olamadık biz sizler kadar; Seyrettik uzaktan sizi hüzünle. Seyrettik, seyrettik sadece o kadar; Bu kavganın gerçek yüzünde, Erkek olamadık biz sizler kadar... Rüyâlarda gezdik sizden habersiz; Amaçsız, pembe - beyaz rüyâlarda. Tasasız, gâyesiz, duygusuz ve hissiz - Gafletler, gafletler ve hep ardarda Rüyâlarda gezdik sizden habersiz; İsmimizde kalmış delikanlılık; Bilmeden hergün nâmerde uymuşuz. Haftada bir cumâyı dindârlık sanıp, Bunca yıl uyumuş, hep uyumuşuz. İsmimizde kalmış delikanlılık... Erkeklik değilmiş, değilmiş ölüm; Erkeklik, daha ölmeden ölmekmiş.. Erkeklik Allah için yanan gönlün - Aşkından asla tâviz vermemekmiş. Erkeklik değilmiş, değilmiş ölüm... Yalanmış bir meğer sahte zaferler; Leylâlar, Mecnûnlar hep bir yalanmış. Asıl Mecnûnluk, Mevlâya bir nefer; Resûle yakışır ümmet olmakmış. Yalanmış bir meğer sahte zaferler... Bulanmış nehirler nefsin tasında, Günâhlar zevk olmuş, haramsa âdet. Saklıymış meğer senin her gözyaşında, Hakîkî mutluluk, gerçek saadet. Bulanmış nehirler nefsin tasında... Artık uyan, uyan eyy Tûde-i Zinde Kalk ayağa sen de Sakarya gibi! Uykular gezinen mahmûr yüzünde - Açmalı sevdânın diriliş vakti! .. Artık uyan, uyan eyy ;Tûde-i Zinde Canlanın siz de eyy solgun çiçekler, Canlanın siz de bir kıyâm vakti.. Ve şu kırık dallarda teker teker, YAĞMUR damlalarını öper gibi, Canlanın siz de eyy solgun çiçekler! .. Islanın ve eriyin bu gözyaşlarında, Başörtüsü mendil herrr bacınızın... Erkeklik nedir görün varın da; Varın bunu defterinize böyle yazın! Islanın ve eriyin bu gözyaşlarında! ! ! Mevlâ`m affeder (!) bizi; sen de affet! Affet bizleri ne olur buna muhtâcım.. Sen eyy gül ü rahmet, sen eyy hüsn ü iffet; Affet bizleri ne olur eyy bacım; Mevlâ`m affeder (!) bizi; sen de affet! http://img154.imageshack.us/img154/5900/25tv1.gif |
başörtüm
edep nişanesiydi örtüm , yüreğime serdim düğüm düğüm, umudum var elbet birgün, bitecek bu kördüğüm, başörtüm... o senin namus saçtığın, o senin uğruna gözyaşı döktüğün, o senin meftun olduğun, o senin kurban olduğun, başörtüm... bir gün yalnız kalırsan. bürün o güzel örtüne. mahşerde sarar senide böyle, o zaman mest olur gönlümde,başörtüm… uğruna dökülen yaşlar feda, verilen canlar kurban sana, yeter ki uzanmasın sana, hain bir nida, canım başörtüm... gözyaşların karıştı o örtün için kana, aldırmazsın onun için gidecek cana, feryad edecekler yana yana, bırakacaklar birgün seni sana başörtün... almasınlar örtümü elimden, yaralamasınlar gönlümü derinden. bir gün olur ışık saçar, o eşsiz benzersiz benim canım örtüm… aldırma gönlüm, ısdırabın herkese sürgün, yalnız değilsin inan, var seni de koruyan başörtüm... senin gönlün yeryüzüne durmayan, senin başörtün arş-ı alaya sığmayan, senin imanın şeytana kalmayan, senindir gafillere aldırmayan başörtün... örtümdür beni mest edip yücelten, örtümdür benim ufuklarımda yatan. kimse alamaz seni elimden benim tek şerefim canım örtüm…. alıntıı |
BURASI KAN KOKUYOR ANNE!
http://img148.imageshack.us/img148/4459/061pi8.jpg burda her gün barut kokuyor anne, burda her gün duman var nefes alamıyorum anne , aldırtmıyorlar! benim elimde ipe bağladığım taşlar vardı, hızlıca sallayıp atardım tanklara, içimde öyle bir ateş var ki taşı her sallayışımda bir düşman vuruyormuş gibi, kardeşime atılan tokatın acısını çıkartıyormuş gibi seviniyordum, ortalık kan kokuyor anne! bunlar kan akıtıyor...kurban kesercesine! anne bunlar israiloğulları! bunlar a inanmıyorlar anne! rabb bizlere anlatmıştı kuran da anne işte bunlar onlar!!! gözümün önünde bacımı alıkoydular arkasında haykıran amcamı kurşunladılar sen gibi bir annemin kucağında yavrusuyla vurdular! süte doymadan nefes almadan veda eden vaadi vurdular nefes almadı anne aldırtmadılar! benim abilerim vardı her biri canlı bombalardı onlar şimdi şehit oldular anne tane tane topladık onları kemiklerini torbaladık! kefen bile nasip olmadı.... anne 10 gün önce başım yerde sürterek götürdüler beni! esirhaneden yazıyorum esirhanemdeyim şimdi! burası cehennem her israiloğlu bir zebani! yemek vakti geliyor içine dışkılarını bırakıyorlar anne anne?bunlar hayvan değiller hakarete girer! aç kalıyoruz, susuz kalıyoruz, bizi canda tutan sadece bir cümle, 5 kelime! "LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH" esirhane inliyor sesimizle... sesimizi duydukça azıtıyorlar, vurdukça vuruyorlar... her bir kamçıda" ALLAHUEKBER "nidaları yükseliyor semaya! sırtımız ,yüzümüz,elimiz, ayağımız kan revan içinde... artık tanımıyoruz birbirimizi... ahmet; muhammede mustafa diyor! mustafa; ahmede abdullah... gece uyutmuyoruz uyuzları , tekbirler titretiyor esirhaneyi... anne bizden korkuyorlar fakındamısın? neden anneleri çocukları bacımızı yaşlımızı vuruyorlar ? bizi burda çürütmeye çalışıyorlar? bilinirki müslüman bir genç dünyaya bedel!!! biz müslümanız anne! bizim imanımız göğsümüzde varolduğu sürece din garip gitmez! biz her gece onların rüyalarındayız biliyormusun? vurulan her şehidimden vurulana taşlar yağıyor.. her gecelerini zindan! her gecelerini kabus ediyoruz...! içleri korkarken, dışları gülen deli gibi her biri onlara sadece gülüyoruz... ve rabbimize dua ediyoruz... "ya rabbi! kahhar isminle kahret kafirleri" aminler buluşuyor semada her bir melek amin diyor sanki gözü yaşlı dualarımıza... ben burdayım anne! eğer rabbim izin verirse ,şehadete varana kadar burdayım senden isteğim vardır bilsesin ,ölürsem: kardeşlerime selam eyle... ve onlara de ki: UNUTMAYIN SİZ YOKSANIZ KİMSE YOK! zulmü bitirmek için birlik olmak gerek .. el ele vermek gerek! ben burda bitiriyorum anne ,bizlere dua eyle... şehid olursameğer ben şehit anasıyım diye inle inlede gök sesini duysun! benim bayrağım semalarda durulsun.... |
All times are GMT +3. The time now is 08:06. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025