![]() |
Hattat Hikayeleri ...
http://yolgecen.files.wordpress.com/...aytac-kita.jpg CENNET'TE YAZMAK Hattat Halim Özyazıcı, Osmanlıdan intikal eden en önemli hattatlarımızdan Hattat Hamid Aytaç’ın talebesidir. Fakat genç sayılabilecek bir yaşta vefat etmiştir. Hattat Hamid gayretli, verimli ve üretken bir hayat yaşamıştır. Adeta hat O’nun hayatı olmuştur. Artık son demlerini yaşadığını fark etmiş ve hattan ayrı düşmek istemediği için ölümden tedirginlik duymaktadır. Bu ruh haliyle bir gece rüyasında talebesi Hattat Halim Efendi’yi görür. Halim Efendi günlük, güneşlik, yemyeşil bahçeler, rengarenk çiçekler içinde fakat habire yazmaktadır. Tıpkı hayatında olduğu gibi hızlı hızlı yazmakta her yan yazıyla dolmuş durumdadır. Hattat Hamid hayretle seyrederken Halim Efendi; “hocam bizi burada da bırakmadılar, habire yazıyorum” der. Ertesi gün Hattat Hamid, neşeli bir vaziyette öğrencilerine der ki; “Çocuklar artık rahatça ölebilirim. Boşuna telaşlanmışım, Cennet’te de yazdırıyorlarmış.” işte Hamid Aytaç'ın son dönemlerinden bir fotoğraf... :) http://img209.imageshack.us/img209/2...lismasibk0.jpg |
Hattat Hikayeleri ...
ÖMRE BEDEL BİR SANAT Hattat Ali bin Abdullah yetmiş yaşına kadar hayat sürer. Ömrünün her senesine karşılık birer Mushaf yazar. Vasiyet ederek son yazdığı Mushaf’tan elde ettiği ücretin, vefatında defin işlerinde kullanılmasını ister. |
Hattat Hikayeleri ...
ben bu yazıyı yaza bilmek çok istedim+ teşekkürler
|
Hattat Hikayeleri ...
rica ederim ...
eğer çok istiyorsan yazmak nasip olur inşaAllah.. :) |
Hattat Hikayeleri ...
ben 3 senedir hat sanatıyla uğraşıyorum
bu sene icazet almak nasip olur inşaAllah :) çok fazla sabır gerektiriyor öğrenmek isteyenlerin dikkatine ;) |
Hattat Hikayeleri ...
Alıntı:
|
Hattat Hikayeleri ...
hocam duymasın :)
|
Hattat Hikayeleri ...
Alıntı:
|
Hattat Hikayeleri ...
gurur duyuyor zaten ama havalanmayayım diye bana söylemiyor
arkadaşlarıma övüyor ::) hava üstüne hava burcuyum nasıl havalanmayayım :D |
Hattat Hikayeleri ...
Alıntı:
|
Hattat Hikayeleri ...
teşekkkür ederim :)
|
Hattat Hikayeleri ...
http://seyyahin.files.wordpress.com/...ddin-okyay.jpg Necmettin Okyay ... Gel Keyfim Gel Beşir Ayvazoğlu'nun kaleminden Uğur Derman'dan nakil: “Ebruculukta kullanılan ve Hindistan’dan geldiği için tedariki zor olan, morumsu vişne çürüğü renkli lök boyasının Mısır Çarşısı’ndaki bir dükkânda bulunduğunu işiten Necmeddin Efendi bu boyanın peşine düşer. Lâkin o gün 13 Kasım 1918’dir ve 30 Ekim’de imzalanan meş’um Mondros Mütarekesi’ni müteakip gemilerle gelen İngiliz-Fransız kuvvetleri İstanbul’u işgale başlamışlardır. Lök boyasını temin eden ve başına bir iş gelmemesi için vapura binmeyip sandal tutarak yabancı askerlerin arasından güç bela Üsküdar’a dönen Necmeddin Hoca, evine zorlukla erişir. Aradan neredeyse beş yıl geçtikten sonra, 6 Ekim 1923 günü yabancı kuvvetlerin gemilerle İstanbul’dan ayrılışını, limanı gören bahçesinden dürbünle seyrederken o neş’e ile evine girip ‘Gel keyfim gel’ celi talikini ebrulu olarak yazar ve renkleri serperken işgal günü zorlukla bulduğu lök boyasını da bilhassa kullanır.” Uğur Bey’in anlattığına göre, Necmeddin Okyay, o gün, tekneden çıkardığı “Gel keyfim gel” ebrusunu seyrederken bir yandan da kahvesini yudumlayarak keyfine keyif katmaktadır. Fakat birden, heyecandan olsa gerek, kahvesi ebrunun üzerine dökülüverir. Bu ebru, Uğur Bey’in koleksiyonundadır ve üzerindeki kahve lekeleri hâlâ durmaktadır. Necmeddin Okyay'a ait bir eser ... http://www.ebrusitesi.com/ebru_images/necmeddin04.jpg |
Hattat Hikayeleri ...
rica ederim yalçın....
yorumun ve ilgin için ben tesekkür ederim... LAMELİFLER Hattat Hamid Aytaç’ın en önemli eserlerinden biri Şişli Camii yazılarıdır. Hamid büyük özenle cami yazılarını yazıp uygulamaktadır. Fakat kapı üzerindeki müsenna yazıyı bir türlü tamamlayamamıştır. Ne kadar uğraştıysa da lamelifleri yerleştiremez. Bunun sıkıntı içerisindeyken yorgunlukla bir süre uyuklar ve rüyasında lamelifleri kolayca yerleştiriverir. Uyanır uyanmaz hemen rüyasındaki şekliyle lamelifleri yazarak istifi tamamlar. :) |
Hattat Hikayeleri ...
BAĞCI ve HATTAT Verimli ve üretken hattatlarımızdan Halim Özyazıcı, 1924 yılında Bab-ı Ali caddesi'nde bir dükkan açarak serbest hattat olarak çalışmaya başlamıştı. 1928 Harf İnkılabı ile çalışma imkanı kalmayınca Topkapı'da bir araziyi satın alarak bağ haline getirmiştir. Toprağını ıslah ettiği ve duvarını kendisi çevirdiği bu bağda otuz çeşit üzüm yetiştirmiştir. Geçimini buradan sağlamaktaydı ama hat sanatından da kopmuş değildi. Gelen yazı siparişlerine de cevap veriyordu. Hattat Halim Efendi bu dönemde yazdığı yazılara "sabıkan hattat / halen bağıban (eskiden hattat / şimdi bağcı)" şeklinde imza atıyordu. |
Hattat Hikayeleri ...
“Biz ‘Allah’ yazıyoruz kardeşim, yanmayız Bir ara Hattat Hâmid’in odasının bulunduğu han büyük bir yangın geçiriyor. Eğer Hattat Hâmid’in odasına da yangın gelecek olursa —ki eski İstanbul yangınlarını düşünelim— mevcut olan bütün eserler yanıp kül olacak. Hancı geliyor: “Üstad!” diyor, “çabuk davran, toparlan, yangın geliyor, yanacaksın!”. Hattat Hâmid hiç istifini bozmadan çalışmasına devam ederek diyor ki: “Biz ‘Allah’ yazıyoruz kardeşim, yanmayız; siz başınızın çaresine bakın”, ve hakikaten bunu nasıl güçlü bir imanla söylediyse, ateş Hattat Hâmid’in kapısına kadar geliyor ve kapısında sönüyor |
All times are GMT +3. The time now is 17:32. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025