![]() |
Türbanlı diye veli toplantısına alınmadı
Leyla Akdağ'ın eşi Eyüp Akdağ "Benim dünya görüşüm eşimle aynı. Ancak toplantıya ben gitseydim hiçbir şey demeyeceklerdi. Bu nasıl bir eşitlik anlayışı?" dedi
. Arkadaşının kızının veli toplantısı için okula giden Leyla Akdağ, başörtülü olduğu gerekçesiyle okul kapısından içeriye alınmadı. Özel Yüzyıl Işıl İlköğretim Okulu'nun kapısından geri çevrilen Akdağ, "Arkadaşım Ceyda Akar, ayağı kırık olduğu için benden yeni okula başlayan kızının veli toplantısına katılmamı istedi. Ben de okula gittim. Ancak güvenlik görevlisi kapalı olduğum için, prosedür gereği okula giremeyeceğimi söyledi." diye konuştu. Söz konusu okula bir daha ayak bile basmayacağını belirten Akdağ, "Üniversitelerde bu yasağa alıştık; ama ilköğretim eğitimi veren okulda veliye böyle bir yasak uygulandığına inanamıyorum." dedi. Kızının veli toplantısına gitmesini Leyla Akdağ'dan rica eden Ceyda Akar ise, "Leyla telefonla aradı ve başı kapalı olduğu için okula alınmadığını söyledi. Şaka yapıyor zannettim. İnanamadım. Çok üzgünüm." dedi. Sarıyer Bahçeköy'deki okulun kapısından geri dönen Leyla Akdağ, yaşadığı şoku hâlâ atlatamadığını dile getiriyor. Yasakçı bir zihniyetin ilköğretim çocuklarını yetiştirdiğini söyleyen Akdağ, "Böyle bir okul hangi zihniyetle bu küçücük çocukları yetiştiriyor anlamadım. Yurtdışında dahi böyle bir muamele görmedim." diye konuştu. Mağdur veli Leyla Akdağ'ın eşi Eyüp Akdağ ise, "Benim dünya görüşüm eşimle aynı. Ancak toplantıya ben gitseydim hiçbir şey demeyeceklerdi. Çünkü ben bir erkeğim. Bu nasıl bir eşitlik anlayışı?" diyerek, eşinin okula alınmamasına tepki gösterdi. Yüzyıl Işıl Okulları'nda ilköğretim 1. sınıf öğrencisi Toğana Akar'ın annesi Ceyda Akar, "Kızım öğretmenlerinden ve okulundan gayet memnun. Ancak böyle bir şey olması beni gerçekten çok üzdü." diye konuştu. Olaydan sonra okul müdürünü arayan Akar, "Kendisi de olaydan dolayı çok üzgün olduğunu söyledi. 'Haberim olsa böyle bir ortamın oluşmasına izin vermezdim' dedi. Ama böyle de bir prensipleri olduğunu ve bağlama şeklinden dolayı içeriye alınmadığını aktardı." dedi. Özel Yüzyıl Işıl Okulları İlköğretim Müdürü Okan Dilik ise Leyla Akar'ın, okula alınmamasının, gerçek veli olmamasından kaynaklandığını kaydetti. Dilik, 'Başörtülü bir veli okula girebilir mi?' sorusunu ise, "Okulum adına resmi açıklamam bu kadardır." diye cevapladı. zaman |
Hak ediyoruz hiç bağırmayın!
|
Zulmü hak ediyoruz demek, zülme layık olduğumuzla eşdeğer bir ifadenin sonucudur ki bunu kabul etmek "sineye çekme" politikasının söze yansımasından başka bir şey değildir. Hiç bir insan zulmü hak etmiyordur ve hiç bir insan zalimlik etmekle hakkı yerine getirmiş olmaz. Daha derinlikli cümlelerle ve nedenleriyle görüşlerinizi belirtmeniz daha uygun olcaktır zannımca...
Okul yönetiminin yaptığı şey gerçekten adaletsizliğin, ideolojilerle karar vermişliğin bir göstergesidir. Bu tür haberlere alışmak istemiyorum, güzel haberler okumak istiyoruz artık. Hem bu ülkede yaşayıp, hem de özgürlüklerin kabul edildiği bir ülkede hayatımızı devam etirmek istiyoruz. Yasalara aykırı, yasaların üstünde düşünen insanların ideolojilerini bırakıp herkesin eşit olduğu ve her insanın özgürlüklerini yaşama hakkı olduklarını hatırladıkları ve hiç unutmadıkları bir ülkede ama ülkemizde yaşamak isterdik. Adalet,özgürlük, insanlık...Çok mu? |
Alıntı:
|
Alıntı:
haksızlık karşısında susan dilsiz "ŞEYTANDIR.".. |
Bu nasıl bir mantıktır , yazıklar olsun !
|
Alıntı:
|
Alıntı:
gerçekten yerli yerinde konuştun...çok haklısın... ya sen ne dediğini biliyo musun....aklın başında mı... yada biliyosunda ...laf olsun diye mi konuşuyosun... bişey biliyosan konuş... bilmiyosan sus ki adam sansınlar...:) |
Problem yokken problem icad eden insanların vermiş olduğu eğitim hiç bir şekilde güvenli olamaz sebebi çok gerilerdeki devirlerde dahi kabul edilemeyecek anlayış kıtlığının ileri çağlardaki insanlığı baskı altına alıp tek tür insan modeli ortaya koymasıdır , dolayısı ile şunu diyorum laikliği kendilerine araç edinen (tamamen Ergenekon misali ) yozlaşmış bir kesimin , insanları koyun gibi görmek istemeleri düşünmeyen ,sorgulamayan ,hatta bir şeyleri anlama konusunda gayret sarf etmeyen bir nesil elbette onların yalan rüyalarını gerçekleştirmeleri için bir araçtır. Kendileri güdülüyorlar haberleri yok , kınıyorum ,kınıyorum, kınıyorum.
|
Alıntı:
Demek onun için bu olanları hak ediyoruz.. Bu ne mantıkdır.. Ben hatasız olduğumuzu savunmuyorum, herkesin nefis muhasebesi yapıp artı ve eksilerini kontrol etmesi gerekitiğini düşünüyorum lakin şu an yaşananlar bizim hakettiğimiz değildir. Ben inanıyorum ve inancımın gereği olanı yapıyorum, bana ait bir duruşum var.Ama buna rağmen zülme uğruyorum. Demek ki sorumlusu yine başörtülü olup gereğini yerine getiremeyenler mi diyeceğim.. İnsanları suçlamak çok kolaydır ama nefis muhasebesi zordur.. Keşke önce ben sorumluluklarımı yerine getirebiliyor muyum diyebilseydik !!!!! selamlar |
Bazen susmak her seyı anlatır...
Avazım cıktıgı kadar susuyorum... |
malesef bunda hükümetimizin de suçu var. 6 yıldır iktidardayız ama hiç bir halt edemedik ne türban konusunda ne İHL konusunda. bu yumuşak politikamız daha ne kadar sürecek ?
|
Alıntı:
|
Alıntı:
ülkemizdeki laik yapı ne bana anlatır mısın? laikliği aldığımız fransızlarda başörtüsü serbest. ama bu durum onlardaki laikliğe aykırı değil. sizin gibi zeka geriliği hastalığına kapılmış zavallı kişiler laik yapıdan bihaber oldukları için geveleyip duruyorlar. sizin laikliğinize göre laiklik dizsizlik oluyor o zaman. başörtüsü dendi mi laikliğe aykırı, namaz kılmak laikliğe aykırı, dini eğitim laikliğe aykırı. o zaman ülkemizdeki laik yapı dinsizlik oluyor. halbuki laikliği ülkemiz kendi yönetimine empoze ederken tanımını "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması" şeklinde yapmıştı. bu da gayet açık. |
Alıntı:
|
ben sana ülkemizdeki laik yapı ne diyorum sen anayasa mahkemesinin kararıdır türban laikliğe aykırıdır diyorsun.en sonda da vikipediaya bak diyorsun. başka cevapta beklemiyordum senden. kapasitenin üstünde bir soruydu kabul ediyorum.
aynı türban laik fransada serbestken neden laik türkiyede yasak? |
Alıntı:
|
Laiklik, "din" in kendisini değil, din adına baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır; uzun bir evrim süreci içinde, koşulların zorlamasıyla doğmuştur.Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü tasarruf, dîne, daha doğrusu kutsal kitaba göre değil, Anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve dünya işklerinin ayrılmasıdır.
“"Din bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karsı değiliz. Biz sadece, din işlerini devlet ve ulus işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz."” Mustafa Kemal, birçok çağdaş değeri kendileri ile zamanında karşı karşıya gelmiş ve savaşmış olmasına karşın Batılı ülkelerden almış; bunun sebebini ise çağı yakalamanın gelişmiş ülkelerde olduğu gibi akıl ve bilimin kullanılabilmesine engel teşkil edecek kurum ve kuralların ortadan kaldırılması ile mümkün olabildiğini göz önünde tutmasıdır. Mustafa Kemal henüz genç bir subayken şu kanaate varmıştı: “Mevzuatını ve hareket tarzını Kuran’dan ve hadisten alan bir devlet, bilimin ve çağdaşlığın gerisinde kalır.” 1924 yılında yaptığı bir konuşmada Dünya yüzündeki her şey için, maddî ve manevî her şey için, yaşam için ve başarı için en doğru yol gösterici bilimdir, tekniktir. Bilimin ve tekniğin dışında yol gösterici aramak, düşüncesizliktir, bilgisizliktir, yanlıştır, demiştir. Mustafa Kemal, gerek partisinin içinde gerekse dışında, farklı ideolojik görüşlere karşı son derece hoşgörülü olmasına rağmen ödün vermediği tek bir konu vardı: Laiklik! Serbest Fırka'nın önderliğini üstlenecek olan Fethi Okyar'a yazdığı mektupta yer alan şu satırlar, bu konuda çok aydınlatıcıdır: Memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur... Laik Cumhuriyet esası dahilinde fırkanızın her türlü siyasi faaliyetinin bir engelle karşılaşmayacağına güvenebilirsiniz efendim. Laiklik, devletçilik dışındaki diğer ilkelerin hepsinin de ön koşulları içinde yer alır: Demokrasinin ön koşuludur; çünkü laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü de olamaz, gerçek bir özgür seçim de. Milliyetçiliğin ön koşuludur; çünkü laiklik olmayan yerde önem taşıyan öğe ulus değil, inananların oluşturduğu ümmet tir. Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü laikliği kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışması bile genellikle yapılamaz. Halkçılığın ön koşuludur; çünkü bir din devletinde halkın istekleri değil, dinsel "seçkin" lerin düşünceleri önemlidir. Atatürk, laiklik anlayışını, kendi el yazısı ile kaleme aldığı "Medeni Bilgiler" kitabında, sadece din ve devlet işlerinin değil, dinin de siyasetten ayrılması ve yasaların dine göre değil, toplumun gereksinmelerine göre yapılması ilkelerine bağlamaktadır. 3 Mart 1924 tarihinde Şeriye Vekaleti'ni kaldıran yasanın 4. maddesinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti'nde insanlar arası ilişkileri düzenlemek üzere kanun yapmak yetkisi yalnızca TBMM'ndedir. hükmü artık dine dayanılarak yasa yapılamayacağının belki dolaylı, ama açık bir anlatımıydı. Atatürk'ün Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur ve Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir özdeyişleri de onun laiklik anlayışının uzantılarıdır. Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir.(1215)” “Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.(1926)”“Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir.(1930)” LAIKLIK Ataturk ilkeleri arasinda devrimcilik, cumhuriyetcilik ve uygarlikcilik ilkeleri ile simsiki iliskili olan laiklik ilkesi, yaygin anlatimiyla din ile dunya, din ile devlet islerinin ayrilmasini ongoren akilci bir yontemdir. Laiklik, genis anlamiyla cagdaslasmanin dogal bir sonucudur. Din, bireylerin diledigi inanci tasimasidir. Nasil bireyleri belli bir inanca zorlamak insan haklarina aykiri ise, devleti de belli bir inancin buyrugu altina sokmak cagdas devlet anlayisina aykiridir. Devlet yonetiminin dinsel kural ve kurumlardan ayrilmasi, cagdas Turk toplumunun yuzyillardir bekledigi bir devrim atilimidir. Yalnizca, basimevinin ulkeye girmesine engel olup uc yuz yil geciktiren dinsel otoritenin, Turk ulusunun cagdisi kalisindaki olumsuz etkisi bile, din ile devlet islerinin ayrilmasi icin yeter ve gerek bir kosuldur. Laiklik ilkesi, kimi gerici cevrelerin yorumladiklari gibi, dinsizlik anlaminda dusunulmemelidir. Tersine her yurttasi din ve inancinda ozgur birakan temiz ruhlu halkimizi, ozellikle koylumuzu, kutsal din duygusunu somurerek cikar saglayan guclerin baskisindan kurtaran laiklik ilkesi, toplumdaki mezhep farkliligindan ileri gelen karsitlik ve catismalari da onleyen en etkili ve olumlu bir yontem oldu. Laiklik, devlet yonetiminde butun yasalarin, kurallarin ve yontemlerin, bilimsel ve teknik bulgularla cagdas uygarligin sagladigi verilere ve dunya gereksinmelerine gore yapilmasi ve uygulanmasi ilkesidir. okuyun |
Hala böyle öküzler var demek ki memlekette...
|
Bu akısız insan bozması canavarla uğraşmaya değmez.Anlamazki anlatalımda anlasın diyelim ama anlamıyor.
ÖKÜZ , KÖPEK ,EŞŞEK bile insanın ne demek istediğini anlayabiliyor.Tüş deyince duruyor yani lafımızı anlıyor hayvanlar.Sen neden laftan anlamıyorsun. HAYVANLAR ANLARKEN BİZİ SENİN GİBİ HAYVANDAN AŞAĞI KİŞİLERİN ANLAMAMASI DOĞALDIR HERALDE |
Alıntı:
eee hani? ben niye karşımda adam göremiyorum? hiç boşuna gizleme şimdi, dört ayaklı olduğunu çok iyi biliyorum :kiss: |
Mustafa kemal deyip durmayın be siz mustafa kemali ağızınıza almayın sizin yüzünüzden kemal paşa Azap duyuyordur bunların elinemi kaldım diye...
Kemal paşanın arkasına sığınmayın yerinden kalksa ilk kovalayacağı kişi siz olursunuz bunu bilmeni isterim tabi anlamıyorsun ama sırf spor olsun diye yazıyorum |
Türkiye'de din-devlet ilişkileri bakımından köklü değişim cumhuriyetin kurulmasıyla yaşanmıştır. Bu değişimin düşünsel kökleri hiç kuşkusuz cumhuriyet öncesi karşımıza çıkmaktadır, ancak bu düşünceler köklü biçimde uygulama imkanına cumhuriyet sonrasında kavuşmuştur. Cumhuriyet'in kurulmasından sonra kesin bir tutumla laik bir devlet ve seküler bir toplum yaratma çabalarına başladığını görüyoruz. Rutsow'un da işaret ettiği gibi, pek az ülke tüm siyasal,sosyal ve kültürel hayatında bu dönem Türkiye'si kadar kapsamlı veya hızlı değişiklikler geçirmiştir.
1924 anayasası "Türkiye devletinin dini İslam'dır" (m.2) ibaresini taşımaktadır.Bununla birlikte köklü değişikliklerin bir bölümü bu madde yürürlükte iken yapılmıştır. Bunları başlıklar olarak verecek olursakşu yasal düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir: • 1924 hilafeti ilgası. • Osmanlı devlet yönetiminde en yüksek dini yetkiye sahip olan ve işlevleri arasında siyasal kararları İslam hukukuna uygunluğunu gözetmek olan şeyhülislamlık makamının 1924'de kaldırılışı. • 1924'te tevhid-i tedrisad kanununun kabul edilmesiyle medreselerin kapatılması,şer'iye ve evkaf bakanlığının kaldırılarak diyanet işleri başkanlığının ihdası. • 1925 'te şapka kanunu ve miladi takvimin kabul edilmesi tekke ve zaviyelerin kapatılarak tüm faaliyetlerinin yasaklanması. • 1926'da İsviçre medeni kanunu ve borçlarkanunu ile İtalya ceza kanununun kabul edilmesi. • 1928'de harf inkilabı ve anayasadan "İslam dini" ibaresinin kaldırılarak anayasadaki yemin metinlerinin laikleştirilmesi. Bu nedenle yeminle ilgili maddelere "vallahi" ifadesi yerine "namusum üzerine söz veririm" ibaresi konulmuştur. • 1929'da Alman ceza mahkemeleri usulu kanunu ve isviçre icra iflas kanununun kabulu. • 1930'da imam-hatip okullarının kapatılması. • 1931'de Türk Dil Kurumu'nun kuruluşuyla Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin türkçe'den ayıklanması sürecinin başlatılması. • 1932'de ezanın ve kametin türkçeleştirilmesi. • 1934'te hafız,ağa,şeyh,molla,efendi,paşa, gibi lakap ve unvanlarla beraber bazı kisvelerin yasaklanması. • 1935'te hafta tatilinin Cuma gününden pazara çevrilmesi, • 1937'de laiklik kavramının anayasa maddesi haline getirilmesi. |
Alıntı:
Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar. 1924 |
laiklik adam olmaksa ben adam olmak istemiyorum...
Çağdaşlık oranı buranı açıp gezmek ise varsın çağdaş olmayayım... sizin gibilerin gözünde örümcek kafalı olmak daha yeğdir... |
Alıntı:
kisveler derken ne demek istediğini anlamadık seni kafasını laiklikle yemiş zevat... |
bu yazdıklarının konumuzla ne alakası var?
neyse bu kadar cümbüş yeter. bu hayvandan aşağı mahlukun akıllanacagı, söz anlayacagı yok. yaşının kaç olduğunu bilmiyorum ama akıl yaşı en fazla 5 i gösteriyor. daha fazla cevap verip sevindirmeyin beyin özürlüyü. |
Alıntı:
Hayvandan aşağı olanlara adammı diyon sen ancak adam olmak bellidir öyle her canlı adam olamıyor mesela senin gibi Şunuda sorabilirmiyim okuma yazmayı nerden öğrendi o beyin sende yokta merak ettim |
Alıntı:
Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar. 1924ATATURK BU SÖZÜCÜ YOBAZ OLAN BEYNİNİZE SOKUN |
Alıntı:
beş olsa iyi aw bwnim yeğenler 2 yaşında bunda iyi aklı var |
Alıntı:
|
"yahudi mallarını protesto edelim" adlı başlığı kim neden sildi?
|
Alıntı:
daha ne gibi ceap bekliyorsun hayvandan aşağı |
Alıntı:
|
Alıntı:
Hee son cümlenizide bence düzenleyin yeniden ;) |
Aç yavrucum aç oranı buranı tutan mı var lakin
karşı tarafada saygını göster senin yaptığın ise laiklik adı altında ahlaksızlıktır hakarete varan boyutlardaki mesajlarını seni ciddiye almadığımızdan dolayı cevap vermiyoruz büyüde gel... sen değilde akıl aldığın o memleket düşmanı derneklerdekiler gelsin.. seni gidi inönüdestpotunun uşağı.. |
Alıntı:
|
kendinize gelirmisiniz arkadaşlar tartışma yeri değil bu başlık bir konu açılmış lütfen herkes saygılı olsun birbirine...!
|
Alıntı:
|
Alıntı:
silmişler. kim neden sildiğini yazsa da aydınlatsa bizi. |
All times are GMT +3. The time now is 01:31. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025