![]() |
Hazır konu milletin ödeyeceği bedellerden açılmışken...
Sayın başbakanımız Kızılcahamam buluşmasında kriz konusunda bazı açıklamalarda bulunuyor. Diyor ki;
“Kimse bu krizin faturasını AKP iktidarına çıkaramaz. Tedbirini alamamış, şimdi faturasını bize kesiyorlar. Biri faturanın üzerine atlayacak olursa bedelini milletim öder. Ben, milletime fatura ödetmem. Bunu 2000-2001 krizinde yaptılar. Kim ödedi, millet ödedi. Kriz fırsatçılığı yapanlara ne bizim, ne de milletimizin müsamahası olamaz. Bağıranlar, çağıranlar onlar. Bunu iyi takip edin. Dertleri başka. Yoksa benim milletimi düşündükleri için değil. Bu dönem içinde onlar taşın altına elini koymak istemiyorlar. Hiçbir zaman da taşın altına ellerini koymadılar, millet koydu, millet.” Birilerinin aşağıdaki tabloyu inceleyip şu soruma cevap vermesi mümkünmü acaba? Bu borçları miletime fatura ödetmem diyen Tayyip ERDOĞAN mı ödeyecek yoksa biz mi? http://canerdemircancom.googlepages....orcdisborc.PNG |
bu borçlar heralde 10yıl içi olan borçlar değil evvelden gelen borçlar iktidar olduğu dönemde hepsinn ödenmeside beklemez ha ama yapmaya çalıştıkları reformlarlada aşikar birşey görmek istemeyen ne dersek diyelim zaten görmez. evinin içi kesesi güllük gülistanlıkda olsa vız gelir. ımf bizim iktidarımız evvelinde vardı ama halkın dilinde vve gündemine pek gelmiyordu neden çünkü halk daha çok yaşam kavgasında ve gelen zamlarla boğuşuyordu diyeceksiniz ki şimdi zam yok mu dünya çapında yaşanan kriz neticesinde zamlarda olmaya başladı ama eski zamanlardaki(ben daha çok Ecevit hükümeti devrini biliyorum) kıyasladığımızda devede kulak ee o kadarda olacak...
|
Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde toplam borcun son 6 yıl içinde ivmelenerek arttığını görüyoruz.Bunun yanında özelleştirme ve cari açık verilerini düşündüğümüzde büyük bir tezatla karşı karşıyayız. Özelleştirmeye kesinlikle karşı değilim ama 2007 yılında dünyada son 5 yılın özelleştirme şampiyonu olmuş bir ülkenin borç stoklarında azalma olmasa bile en azından borçların artmamasını beklerdim. Yani şöyle düşünün: eviniz vardı sağdan soldan borç aldınız evinizi sattınız ve bir yalıya taşındınız. Artık bir yalıda oturuyorsunuz fakat büyük bir borcun altına girdiniz. Şunu sormak istiyorum bu işsizlik devam ederse, büyüme yavaşlayıp istihdam sıkıntıya girerse -ki objektif yaklaşırsak gidişat böyle olacağını gösteriyor. Bu durumda son 6 yılda yapılan ve neredeyse 80 yılda yapılan borcun 2 katına ulaşan bu borç stokunu kim ödeyecek? Tayyip ERDOĞAN mı yoksa sen ben mi?
|
o borcu sen ben ödemeyiz desekte sen ben halk olarak ödeyeceğiz ödüyoruz dünyaya geldiğimizde borçla geldik ve dünyaya çocuk getirdiğimizde borçla geliyor. kim olursa olsun geçtiğimiz hükümetlerde de böyle oldu kimse ödemedi ödemediği gibi hortumlar açtı biz ülkenin borcu yanında birde ek olarak talii borç ödedik hortumculara...ne zaman düzelir sen ben bu borçları ödeyecek olan halk ülkesinin borcunu kabullenip vergi kaçırmaz, kaçak elektrik kullanmaz ve buna bağlı olarak hakta gözü olmazsa bişeyler olur işsizliğe gelince inşaALLAH o yönde de insanların istihdamı konusunda bişeyler olur inş...işsizlik de yeni bişey değil...biz çabalarsak ALLAH verir biz herşeyin kolayına kaçarsak ne ALLAH verir ne devlet nede millet...tüketmeye alışmış bir toplum olarak üretmeyi hedeflemeliyiz...
|
Şu an Türkiye'de milyonlarca işsiz var, üstelik bunların içinde kendini yetiştirmiş üniversite mezunu doktor ve mühendisler var, aç ve yoksul milyonlar var. Yakın vadede bu insanları işsizlikten, açlıktan, sefaletten kurtarmak için bir sihirli değneğimiz olmadığına göre bizi büyük sıkıntılar bekliyor. Ben ülkemizin geleceğini pek parlak görmüyorum. İşsizlik almış başını gitmiş, büyük yatırımcılar ortada yok, tekstil otomotiv devleri batıyor yok oluyor. Bu durumda bile pembe tablolar çizmeye çalışıyoruz. Bu borcu benim boynuma yükleyenler yarın lüks ciplerle gezmeye ve lüks evlerinde oturmaya devam edecekler. Yarın onlar ailesinin karnını doyurmayı, çocuğunu okula göndermeyi dert etmeyecek ama ben edeceğim. Benim oğlumun gemisi yok, benim kızım iş adamı bursu bulamıyor, benim arsalarım evlerim yok anlıyormusun?
|
Doğru düzgün tarttım için terazinin iki kollununda varolması gerekiyor.Burada değindiğiniz konu doğru olabilir,fakat bununla birlikte türkiye'de meydana gelen değişimlerinde hesabını yapıp bir fatura kesersek eğer ozaman terazinin iki kollunu eşitlemiş oluruz.Tek taraflı ve subjektif bakmayalım olaylara.Objektif olalım!objektif...
|
benimde yok borç harç yaşamaya çalışıyorum ama bak ne diyorum yaşamaya çalışıyorum yatta katta da gözüm yok aza kanaat etmeyen çoğu da bulamaz.öyle pembe hayallerde kurmuyorum küçükken bile doktor olmayı hayal edemezdim doğal olarak olmadım emek veriyorum benim gibi emek verenler benden daha iyi durumdalar ama ben isyan yolunu seçmiyorum çabalıyorum kah katık buluyorum kah yavan idare ediyorum...gerçeklerin farkındayım sizde farkındasınız sihirli deynek yok kimsenin elinde ha deyince de kimse bu durumu düzeltemez zamanla bu kadar borçlanan ülke zamanla borcunda altından kalkacaktr ama ergenekoncuların önünü açarak değil elbirlikle ben bitaraftan çekiştirirsem sen bi taraftan çekiştirirsen gördüğün devlette az bi açıkta sende bede açığı büyütmeye çalışırsak biz daha çoookk vaveylada bulunuruz. silkelenip önümüze bakmalıyız....
hey gidi hey hocamız anlatırdı kurtuluş savaşı, çanakkale savaşı sıralarında yiyecek bulamayan dedelerimiz afedersiniz kurumuş tezeklere düşmüş taneyle sayılı pirinç tanelerini alıp yerlermiş nerden nerelere değil mi? az bayatlamış ekmeğimiz olsa çöpe atar olduk siz düşünün artık biz nerelere gideriz bu durumda.... |
Türkiye'de çok iyi değişimlerin olduğu düşüncesine katılamıyorum maalesef. Ak Parti iyi niyetli icraat ve reformları gerçekleştirmeye çalışmış fakat bunda kısmen başarılı olmuştur. Yolsuzluk iddialarına tatmin edici çözümler getirememiş, parti içi demokrasisini güçlendirememiş, işsizliğe hükümeti devraldığı günden bugüne iyileştirme sağlayamamış, 2002 yılında gözlerimizin içine baka baka dokunulmazlıkları kaldıracağız sözünü tutmamış bir yönetimden bahsediyoruz. Herşey bir anda olmaz diyeceksiniz ama ben de diyorum ki meclisteki sandalye sayısına bakın istendiği taktirde çıkarılan yasalara bakın, AKP'nin tek parti gücü ortadadır. Yanlış anlaşılmasın ben CHP'li, MHP'li, DTP'li değilim arkadaşlar ama AKP'li de değilim. Objektif bakma konusunda sanırım içinizde laf söylenebilecek son kişiyim.
|
Herşey güllük gülistanlık demek kendini kandırmaktan öteye geçmez elbette.Fakat denilmek istenen ak parti döneminde Türkiye'nin 40yıldır yakalayamadığı ivmedir.Ak parti Türkiye'yi uçurumdan kurtarmasının üzerinden sadece 7 yıl geçmiş.Sırt sırtta verirsek inşALLAH herşey daha güzel olacaktır.
|
bakmak istediğin yerden görürsün bende bakmak istediğim yerden görüyorum senin gördüklerini kısmen görüyorum ama sen benim gördüklerimi de göremiyorsun...dediğin gibi meclisdeki sayıları epeyce fazla ikince kez ve tek başına bu da bişeyler olduğunun göstergesi kanaatimce yani verilmesi gereken cevapları da veriyor aslında...
|
Evet borçlanma konusunda müthiş bir ivme yakaladığımız konusunda seninle hemfikirim, özelleştirmede keza öyle. Daha önceki iktidarları hiç savunmayacağım ama kamu varlıklarını yok pahasına satmayı onlar akıl edememişmiydi diye sormaktan kendimi alamıyorum. Bence yedi yıl boyunca gerçekleştirilen reformları gözünüzde fazla büyütmeyin çünkü bu reformlar zaten gelişmekte olan Türkiye için vazgeçilmez adımlardı yani tek parti olarak başka bir hükümet de gelseydi, bu A, B, veya C partisi hiç farketmez yine de bu reformlar sağlanırdı. Üstelik onurlu bir AB diplomasisi ve daha adaletli ekonomik politikalarla şu an daha iyi konumda olurduk diye düşünüyorum.
|
gelişmekte olan türkiyeyi görüyor oluşunuzda bir gelişme kanaatindeyim demekki bişeyler farkedebiliyorsunuz...:)
|
Hazır konu milletin ödeyeceği bedellerden açılmışken...
Son 25 çeyrektir büyüyen Türkiye 'nin milli gelirinin 2011'de 900 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Bugün 9 bin 333 dolar düzeyinde olan kişi başına gelir de 12 bin doları geçecek.Türkiye , 2001'deki ekonomik kriz sonrası, hızlı bir büyüme sürecinden geçiyor. Son dönemde, büyüme hızında bir yavaşlama başlasa da, Türkiye ekonomisi 25 çeyrektir kesintisiz büyüyor. Bu durum hem temel ekonomik verilere yansıyor hem yeni hedeflenen rakamlarda etkisini gösteriyor. 2009- 2011 dönemini kapsayan orta vadeli programda da, bunun etkisini görmek mümkün. Buradaki tahminler ve hedefler üzerinden yapılan hesaplamalar, gelecek 3 yılla ilgili durumu şöyle ortaya koyuyor: enflasyon % 5.5'E İNECEK Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH ) 2009'da yüzde 5, 2010'da yüzde 5,5, 2011'de ise yüzde 6 büyüyecek. enflasyon oranları sırayla yüzde 7,5, yüzde 6,5, yüzde 5,5 olacak. Geçen yıl 856 milyar 387 milyon YTL olan GSYİH , 2009'da 1 trilyon 109 milyar 351 milyon YTL , 2010'da 1 trilyon 245 milyar 269 milyon YTL , 2011 yılında ise 1 trilyon 395 milyar 158 milyon YTL 'ye ulaşacak. Ortalama dolar kurlarıyla ise 2007'de 658,8 milyar dolar olan GSYİH , 2009'da 772,7 milyar, 2010'da 830,2 milyar, 2011'de ise 900,6 milyar dolara çıkacak. Türkiye nüfusu 2007 yıl ortası olarak 70 milyon 238 bin düzeyinde. Nüfusta 2007- 2011 döneminde yıllık ortalama yüzde 1 artış olacağı varsayımıyla yapılan hesaplamaya göre de Türkiye 'nin toplam nüfusu 2011'de 73 milyon 90 bine yükselecek. KİŞİ BAŞINA GELİR 12 BİN $ Bu olursa 2006'da 7 bin 500, 2007'de 9 bin 333 dolar olan kişi başına gelir, 2009'da 10 bin 784, 2010'da 11 bin 418, 2011 yılında ise 12 bin 321 dolara çıkacak. Ancak, halen 1,20'nin altında seyreden dolar kuru, ABD 'da yüzde 5'lerde devam eden enflasyon göz önüne alındığında, iki ülke enflasyon farkı kadar artığı takdirde, yani Türk Lirası değerini korursa, 2009'da 1,23, 2010'da 1,245, 2011'de 1,25 düzeyinde seyredecek. Bu durumda, GSYH , 2009'da 902 milyar, 2010'da 1 trilyon, 1 trilyon 116 milyar dolara çıkacak. Böyle olursa eğer, kişi başına yurtiçi gelir de 2009'da 12 bin 589, 2010'da 13 bin 819, 2011'de 15 bin 269 dolara yükselecek |
arkadaşlar bu formu yeni keşfettim.formları dolaştığımda herkesin akpartili olmamasınada çok sevindim. form mozayiği renkli olursa sanırım daha sıhhatli olur.Atalarımız ne demiş '' barikai hakikat müs-ademei efkardan doğar ''
şimdi dış borç iç vs.. bahsediliyor. şimdi şöyle düşünelim.biz bir bakkalız diyelim en fazla borçlanmamız 3-4000 ytl olur .ama bir hipremarket iseniz bu rakam en az 100 kat gibi değerlerle olur. akparti hükümeti zamanında yapılanlara bakılırsa ,oldukça mekanik bir parti olduğu görülür. hizmet gitmesi gereken yerlere nasıl gitmesi tartışılır hemen icraata konulur. önceki siyasiler ise nerde ki ihale kime verilmiş, hangi müdürü memuru nereye sürsek yerine kime koysak bunu tartışırlardı. artık hizmet zamanı .devlet milletle en yakın olduğu zamandır. akparti devam ettikçede bunlar devam edecektir. |
All times are GMT +3. The time now is 19:52. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025