Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Tasavvuf (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=329)
-   -   Tasavvuf nedir? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=93159)

enes84 04-03-2009 03:39

Tasavvuf nedir?
 
Tasavvuf, dinin emrine uygun yaşamak demektir; fakat bunu âlimlerimiz farklı tarif etmiştir. Hikmet ehli zatların, tarifleri aşağıda şiir halinde bildirilmiştir.

Lütfetmek, ihsan etmek kapısıdır tasavvuf,
Vefa ve fedakârlık yapısıdır tasavvuf.

Hakikate sımsıkı bağlanmaktır tasavvuf,
Aşkın ateşi ile dağlanmaktır tasavvuf.

Küfürden, günahlardan sakınmaktır tasavvuf,
Her yerde edebini takınmaktır tasavvuf.

Gaflet uykusu ile yatmamaktır tasavvuf,
Evliyalık ve keramet satmamaktır tasavvuf.

İyi şeylere kötü dememektir tasavvuf,
Üstadına suizan etmemektir tasavvuf.

Helal lokmalar ile beslenmektir tasavvuf,
İslam ahlakı ile süslenmektir tasavvuf.

Tasavvuf, vaktimizin değerini bilmektir,
Daha ölmeden önce, hayattayken ölmektir.

Dolduran olup döken, olmamaktır tasavvuf,
Gonca gül olup diken, olmamaktır tasavvuf.

Aşk ateşiyle yanıp, kül olmaktır tasavvuf,
Hak aşkıyla sararıp ve solmaktır tasavvuf.

Tasavvuf; davaları, terk etmektir demişler,
Hakka olan inancı, berk etmektir demişler.

Tasavvuf, ulemanın yolunu izlemektir,
Duyulan ayıpları, sırları gizlemektir.

Tasavvuf, dinimizin ahkâmına uymaktır,
Aşkın acılarını ta gönülden duymaktır.

Tasavvuf, fırsatları kollamaktır, gütmektir,
Malayaniler ile mubahı terk etmektir.

Tasavvuf, günahlardan, mekruhlardan kaçmaktır,
Engel olmayıp, Hakka giden yolu açmaktır.

Tasavvuf boş zamanı bir ganimet bilmektir,
Ehl-i sünnet olmayı, büyük nimet bilmektir.

Tasavvuf yasaklardan çekmektir ellerini,
İyi bilmektir kalbin değişen hallerini.

Tasavvuf hiç kimseyi incitmemektir asla,
Beytullahı yıkmaktan büyük günahtır daha.

Tasavvuf, hiç kimseye yük olmamak demektir,
Haktan gelene hiç yılmamak demektir.

Tasavvuf, Cennet için tohum ekmek demektir,
Nefsi sorgu suale, her an çekmek demektir.

Tasavvuf, Hakkın yanan mumu ve ışığıdır,
Tasavvufu yaşayan gerçek hak aşığıdır.

Tasavvuf hâl işidir, yaşayan bilir ancak,
Aşkın ağır yükünü taşıyan bilir ancak.

Tasavvuf, istenilen güzel huyun başıdır,
Hayrı şerden ayıran sağlam mihenk taşıdır.

Tasavvuf, yanan aşkın hiç sönmeyen közüdür,
Tasavvuf, ilmin, zühdün ve takvanın özüdür.

Tasavvuf, ruhu ile nefsi savaştırandır,
İman-ı hakikiye bir gün kavuşturandır.

Tasavvuf, sapıklardan uzaklara kaçmaktır,
Tasavvuf, Hak ehli zatlara kucak açmaktır.

Tasavvuf, dine uymak için belli sebeptir,
Tasavvuf, baştanbaşa güzel ahlak, edeptir.

Tasavvuf, Rabbimizin kaderine rızadır.
Nefsimizi terbiye, ona uygun cezadır,

Tasavvuf, bırakmaktır her cins uzun emeli,
Çalışıp artırmaktır her gün güzel ameli.

Tasavvuf, öven ile yereni denk tutmaktır,
Uygunsuz gelen sözü, yüksünmeden yutmaktır.

Tasavvuf dinimizin farklı ilim koludur,
Güzel ahlak örneği Evliyanın yoludur.

Tasavvuf, istisnasız, tâbi olmaktır dine,
Hep rehber edinmektir ulemayı kendine.

Tasavvuf, Allah için gözyaşları dökmektir,
Her zaman iyiliğin tohumunu ekmektir.

Tasavvuf, cömertliktir, her yerde hep vermektir,
Tasavvuf, yalnız kendi kusurunu görmektir.

Tasavvuf, kibretmekten kaçıp uzak durmaktır,
Nefsin hilesine gizli tuzak kurmaktır.

Tasavvuf, nutuk çekmek değil, bir hâl işidir,
Derviş, yeri gelince, sükût eden kişidir.

Tasavvuf ehli, uzak durur kötü ahlaktan,
Çok çekinip sakınır daim haktan hukuktan,

Sofi, hep çile çekip meyvesini oldurur,
Hem de kalbini güzel huylar ile doldurur.

Tasavvuf, tamamıyla gerçek İslamiyet’tir,
Mevla’ya, kayıtsız ve şartsız teslimiyettir.

Kelimelerin anlamı:


Berk: Sağlam
Malayani: Boş şeyler
Mihenk: Birinin ahlâkını anlamaya yarayan ölçü.
Zühd: Dünyaya [haram ve mekruhlara] rağbet etmeme
Takva: Allah’tan korkma, dinin emir ve yasaklarına uyma
Beytullah: Allah’ın evi Kâbe
İman-ı hakiki: Sonu küfür olmayan, elden çıkmayan iman
Vefa: Dostlukta, sevgide sebat gösterme, yapılan iyiliği unutmama
Sofi: Tasavvuf ehli

fican 09-17-2011 15:36

Tasavvuf; Nefsi Ayıklayıp Temizlemek Ve Ruhu Pak Ederek, Lahut Alemine Yükseltmek Yoludur. Tasavvuf Dinin Dişında Degil Bizatihi Dinin Kendisidir.

Tarikatler Tasavvufun Kollarıdır.Mezheblerde Fıkhın Kollarıdır. Bunların İnkarı Cehalettir. Insanı Hayvandan Ayıran Gönlüdür. Gönül Ise; Yaradanını Bilmesi Için Allah-ın Kuluna Bahşettiği Rahmeti-dir, Aşkı İlahidir,Yaratılışın Sırrıdır. Gönlün Kemalata Ermesi; Tasavvuf ve Yaratanının Isimlerini Kesir, Nihayesiz Zikretkmekle Elde Edilir.

Pir-i Galibi


İntifada 09-17-2011 15:41

Alıntı:

fican Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952740)
Tasavvuf Dinin Dişında Degil Bizatihi Dinin Kendisidir.


iki varsayımada katılmıyorum...

fican 09-17-2011 16:08

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952743)
iki varsayımada katılmıyorum...

Sen bilirsin, cüzi irade her insanda mevcut.
Kişi ya inanır veya inanmaz.
Ben bu sözünüzden din konusunda katıldığınız birtakım varsayımlar olduğunu anlıyorum. İnancın ve imanın varsayımlar üzerine kurulması ve bu varsayımların yanlış çıkması kişiyi istenmeyen yerlere götürür. Dikkatli olmanızı dilerim.
Tasavvuf yolu her şeriatta mevcut olup tabi olanların görerek, bilerek, şeksiz şüphesiz(acabasız) yürüdüğü yoldur.

İntifada 09-17-2011 16:14

dünyada bu kadar adaletsizlik,bu kadar zulüm,bu kadar mustazaf varken herşeyi gözardı edip mana alemi dediğiniz alemde gezinmenin dinin kendisi olduğunu düşünmüyorum..
tıpki herşeyi toptan inkar eden görüşün dinde tasavvufun yeri yoktur deyişine katılmadığım gibi...

Mavera 09-17-2011 16:19

acaba dini konulara fazla tasuvvufi bakis dinde asimalasyona neden olmuyor mu?

fican 09-17-2011 17:53

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952764)
nyada bu kadar adaletsizlik,bu kadar zulüm,bu kadar mustazaf varken

Her zaman ölçü Hz. Kuran.
Memleketlerin ve toplumların başlarına gelen felaketlerin, neden dolayı olduğuyla ilgili Hz. Adem Peygamber Efendimizden, Peygamber Efendimize gelene kadarki zamanda ve sonrasında da (diğer bütün ayetler gibi) kıyamete kadar hükmü geçecek olan bir çok ayet var.
İncelemenizi tavsiye ederim.

Özgür Çağrı 09-17-2011 17:57

Dini yozlaştıran içine bidatlar katan benim pek hoşlaşmadığım ama inananlarına saygı duyduğum ekol.

fican 09-17-2011 19:45

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952847)
Dini yozlaştıran içine bidatlar katan benim pek hoşlaşmadığım ama inananlarına saygı duyduğum ekol.


Dini yozlaştıran ve içine bidatlar katan insanlara asla saygı duyulmaz.
Bu gibi insanlardan uzak durmakta fayda vardır.

Gerçek Ehli Tasavvuf hakkındaki bu tür yanlış düşünceleriniz sizi bağlar.

fican 09-18-2011 14:43

Aşk mana itibariyle ilahidir. Mecazi aşk olmaz.Mecazi olan istektir, arzudur., Nefsin ihtiyacıdır. Mecazi aşk özlemini duyduğu o nesneye vuslatla biter. İlahi aşk ise yakınlıkla artar. Vuslat da ilahi aşkın sonu değildir. Aşk-ı ilahinin tecellisi nefsin hazzının dışında, ruhun gıdası, yaradılışın sebebi hikmeti, insanlığın hal belgesi mana anlamı TASAVVUFTUR !


PİRİ GALİBİ

İntifada 09-18-2011 15:01

Alıntı:

fican Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952840)
Her zaman ölçü Hz. Kuran.
Memleketlerin ve toplumların başlarına gelen felaketlerin, neden dolayı olduğuyla ilgili Hz. Adem Peygamber Efendimizden, Peygamber Efendimize gelene kadarki zamanda ve sonrasında da (diğer bütün ayetler gibi) kıyamete kadar hükmü geçecek olan bir çok ayet var.
İncelemenizi tavsiye ederim.


inceliyorum zaten...
sizde islam tarihini bir inceleyin derim...
peygamberlerin toplumsal statükoya nasıl mücadele verdiğini,zalimlere karşı nasıl mücadele verdiğini görürsünüz...
herkes bir medreseye kapanıp dünyayla bağını koparırsa adaleti kim sağlayacak...
gözümü dikip islam coğrafyasına bakıyorum,3.dünya ülkelerine bakıyorum zulüm,kan,açlık,adaletsizlik,zorbalık...
ülkeme bakıyorum islam düşmanları,cebinden 1 lira çıkacak diye ödü kopan zenginler,cebine 1 lira girsin diye didinen fakirler,töre cinayetleri,kayıtsız çalışan mahvolan çocuklar,tinerciler,sokak çocukları...
bütün bunlar gözümün önünde olurken ben huzura kavuşamam...


BeldeiTAYYIBe 09-18-2011 17:07

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952847)
Dini yozlaştıran içine bidatlar katan benim pek hoşlaşmadığım ama inananlarına saygı duyduğum ekol.


Tasavvuf'u anlamaya calissan bu kadar pesin fikirli olmazdin....ayrica yazdiginlada celismezdin.

Tasavvuf kimilerinin düsündügü gibi pasifligi tesvik etmez.
Tasavvuf kurumu özünde dini hareketliligi ön plana cikaran bir yoldur.
Böyle olmasaydi,
Seyh Edebali'nin damadi Osman bey Osman Gazi olamazdi,
Haci Bektasi Veli vasita olmasaydi Yeniceri yüzyillarca akinlar yapamazdi,
Aksemseddinin talebesi 2. Mehmed, hazreti Fatih olamazdi,
Cumhuriyetin en baskici dönemlerinde islamin sancaktarligini yapan ve talebe okutarak islami gelecek nesillere tassiyanlarin kahir cogunlugu tasavvuf erleri, Mürsidlerdir...

Biraz arastiralim derim.

Hüdavendigâr 09-18-2011 17:15

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 952847)
Dini yozlaştıran içine bidatlar katan benim pek hoşlaşmadığım ama inananlarına saygı duyduğum ekol.

furkan yine saçmalamış..bu adamın beynini kim yıkadıysa Allah onu davul etsin..

fican 09-18-2011 19:03

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 953357)

inceliyorum zaten...
sizde islam tarihini bir inceleyin derim...
peygamberlerin toplumsal statükoya nasıl mücadele verdiğini,zalimlere karşı nasıl mücadele verdiğini görürsünüz...
herkes bir medreseye kapanıp dünyayla bağını koparırsa adaleti kim sağlayacak...
gözümü dikip islam coğrafyasına bakıyorum,3.dünya ülkelerine bakıyorum zulüm,kan,açlık,adaletsizlik,zorbalık...
ülkeme bakıyorum islam düşmanları,cebinden 1 lira çıkacak diye ödü kopan zenginler,cebine 1 lira girsin diye didinen fakirler,töre cinayetleri,kayıtsız çalışan mahvolan çocuklar,tinerciler,sokak çocukları...
bütün bunlar gözümün önünde olurken ben huzura kavuşamam...


İslam tarihi bir vaka değildir.
Hz. Adem peygamberimizden kıyamete kadar tek dindir. Hz. Kuran'da bahsi geçen Peygamber Efendilerimiz ile gönderilen Rahmet-i İlahi, onların her devirde gelecek olan varisleri (EVLİYA) ile kıyamete kadar bakidir.
Dünya eskisi gibi aynı dünya ve olaylarda eskisi gibi aynı olaylardır. Gönderilen İlahi Kitaplar aynı kitap ve Hz. Allah'ın rahmetine vazifeli kulları her devirde aynı vazifeyi yapmaktadır.

Hz. Kuran'ın ne dediğine değilde, olaylara göre görüş sahibi olmak sizin içinde bulunduğunuz durumun örneğidir.

İntifada 09-18-2011 19:59

İslam tarihi bir vaka değildir ama tarihten bugüne tevhid ve şirk savaş içindedir...
tevhidin savunucusu peygamberlerin metodlarını gözardı edersek tevhid dinini anlamamız zorlaşır...
nerede bir statüko oldu orada bir peygamber çıktı ve dur dedi...
her manada putlarını yıktı onların.Put deyince akla sadece kaş göz oyulmuş taş geliyorsa yanılırsınız...
Tevhidi haykırmışlardır Allahtan başka ilah,otorite,yalvarılacak,yardım istenicek kimse olmadığını haykırmışlardır...
mazlumları kollamış zalimlerin karşısında durmuş statükoya karşı gelmişlerdir.

çok güzel ahkam kesiyorsun bana kuranın adaleti,mücadeleyi,duyarlı olmayı emretmediğini kanıtlarmısın ?
yaşadığı devirde yaşadığı toplumda karşılaştığı sorunlara eyvallah diyen ve toplumdaki yanlışlıkalrla mücadele vermeyen peygamber tanıyormusun ?


İslamiyyet, tarihi menşei ve vazifesi olarak pratik hayatta beşer vicdanından uzak kalmayı istemez. Hiçbir zaman bir imparator veya kraldan korkarak şümul sahasını daraltmaz. Ruhi, dini, maddi ve dünyevi olarak bütün beşer hayatı onun faaliyet ve hizmet sahasıdır. O hiçbir sistem ve nizamın veya başka bir kuvvetin tesirinde değildir.

der üstad seyyid kutub...

benim sözüm tasavvufa değil bu devirde tasavvuf diyerek insanları dünyadan bi haber bırakanlaradır...
İslamı insanlara bir afyon gibi uygulayanlardır.

yoksa tarih bize göstermiştir ki tasavvuf eğiti altında yanlışa dur diyen adaleti savunan insanlar olmuştur...
ilk aklıma gelen sennusi tarikatıdır...
emperyalist güçlere karşı mücadele vermişlerdir...

Kuranı kerim dışında bir söylemimiz yoktur.


fican 09-18-2011 22:06

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 953412)
Kuranı kerim dışında bir söylemimiz yoktur.


Ya onları uyardığımız şeylerin bir kısmını sana gösteririz, ya da senin canını alırız . Sana düşen, sadece duyurmaktır. Hesap görmek bize düşer.
(RA'D suresi 40. ayet)

Eğer yüz çevirirlerse ; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, yalnız duyurmaktır. Biz insana, bizden bir rahmet taddırdığımız zaman ona sevinir. Ama ellerinin öne sürdüğü işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelirse, insan hemen nankör olur.
(ŞÛRÂ suresi 48. ayet)


De ki: "Ey insanlar, işte size Rabbinizden gerçek geldi. Artık yola gelen, kendisi için gelir; sapan da kendi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim!"
(YÛNUS suresi 108. ayet)



Kuranda aynı manada pek çok ayet var.
Şimdi sana mı inanalım yoksa Allah'a mı?

İntifada 09-18-2011 22:36

peygamberlerin kurana ters bir yaşam sürdükleri mi iddia ediyorsun ?
peygamberimiz hz.muhammed tebliğ etti ve durdumu öylece ?
cahiliye ile mücadele vermedimi ?
vahiy durdurmaz vahiy harekete geçirir...
Kadınların eşya gibi alınıp satılmayacağını,kız çocuklarının gömülmemesi gerektiğini,bir zencinin bir beyazla eşit olduğunu neye dayanarak söyledi peygamberimiz ?
bunların hepsi zamanın düzenine darbe değilmiydi ?



Alıntı:

Fitne kalmayıncaya ve din tamamıyla Allah'ın oluncaya kadar onlara karşı savaşın.
enfal 39
kardeş gördüğün gibi mücadele emrediliyor...
Alıntı:

“Firavun, milletini küçümsedi ama onlar kendisine yine de itaat ettiler. Doğrusu onlar yoldan çıkmış bir milletti.” (Zuhruf, 43/54)


gördüğün gibi kardeş zulme itaat eden halk için yoldan çıkmış ifadesi var...

Alıntı:

Size ne oluyor da, Allah yolunda ve 'Ey Rabb'imiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder' diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
nisa 75
ve buyur kardeş...

başka söylemek istediğin birşey var mı ?

ben son kez söyleyeyim görüşümü...
afyon görevi görmeyen tasavvufa ve afyon çekmiş gibi olmayan tasavvufçuya sözümüz yoktur.
ama bu dünyada olup bitenlere karşı kayıtsız kalanlar bunu tasavvufa bağlıyorlarsa ona tabi ki söz ederiz...

fican 09-18-2011 22:54

Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de İslâm’ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm’a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir.
(ÂLİ IMRÂN suresi 20. ayet)



“Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir.”
(ANKEBÛT suresi 18. ayet)


(Şu'ayb), onlardan öteye döndü de: "Ey kavmim dedi, ben size Rabbimin mesajlarını duyurdum ve size öğüt verdim, artık kâfir bir kavme nasıl acırım?" (A'RAF suresi 93. ayet)



Benim yapabileceğim sadece Allah'tan size duyurmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir. Artık kim Allah'a ve Elçisine baş kaldırırsa, ona içinde sürekli kalacağı cehennem ateşi vardır.
(CİN suresi 23. ayet)





Kuranda aynı manada pek çok ayet var.
Şimdi sana mı inanalım yoksa Allah'a mı?

İntifada 09-18-2011 23:16

ohoo sen böyle yapacaksan işimiz var :)
ne bekliyorsun ayeti bırak gel bana inan dememizi mi :)
ama senin koyduğun ayetlerde benim söylediğime cevap niteliğinde birşey yok :)
ben sana peygamberler toplumsal adaletsizlikle mücadele mi etti yoksa bi kenara oturup dünyadan bağlarınmı kestiler diyorum sen ise bana peygamberlerin elçi görevlerinde olduklarını bildiren ayetleri alıntılıyorsun :)
gayet tabi elçilerdi ama getirdiği mesajı uygulamıyorlarmıydı ?

bak Allahu teala kuranda ne diyor...

Alıntı:

Biz, Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmetmen için hak üzere sana Kitab'ı indirdik. Hainlerin savunucusu olma!
nisa 105


daha da uzatmaya gerek yok zannediyorum...
senin koyduğun ayetler benim görüşümle çelişmiyor aksine güçlendiriyor...
peygamberler Allahın elçileridir...
Ve Allah peygamberine gördüğün gibi Allahın gösterdiği şekilde hükmedeceksin diyor...
Yani ayetlere bakacaksın...
yukarıda da sana gerekli ayetleri koymuştum birisini alıntılayacağım sadece...


Alıntı:

Size ne oluyor da, Allah yolunda ve 'Ey Rabb'imiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder' diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
nisa 75
işte görülüyor ki peygamberimizin mustazafları koruyan,zalimlerin karşısında duran.adeletsizliğe karşı savaş açan yönetim biçimini Kurandan almaktadır...

fican 09-19-2011 00:19

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 953536)

daha da uzatmaya gerek yok zannediyorum...
senin koyduğun ayetler benim görüşümle çelişmiyor aksine güçlendiriyor...
peygamberler Allahın elçileridir...
Ve Allah peygamberine gördüğün gibi Allahın gösterdiği şekilde hükmedeceksin diyor...
Yani ayetlere bakacaksın...
yukarıda da sana gerekli ayetleri koymuştum birisini alıntılayacağım sadece...


işte görülüyor ki peygamberimizin mustazafları koruyan,zalimlerin karşısında duran.adeletsizliğe karşı savaş açan yönetim biçimini Kurandan almaktadır...


Cevap veriyoruz ahkam kesiyorsun diyorsun,
Peygamberlerimizi savaş kahramanları gibi tanıtıyorsun , öyle değil vazifeleri tebliğ etmektir diyorum ben zaten bunları biliyorum diyorsun.
Lütfen kin beslediğiniz milletler için attığınız savaş çığlıklarınıza Dini, Peygamberi alet etmeyin.
Bakın aşağıdaki ayet kıyamete kadar bakidir.
Hz. Allah'ın ZALİM sıfatıyla sıfatlandırdığı insan ve toplumları anlatan aynı manada pek çok ayet Hz. Kuran'da mevcuttur.

Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir resülü memleketlerin ana merkezine göndermedikçe, o memleketleri helâk edici değildir.
Zaten biz ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir.

Kasas 59

İntifada 09-19-2011 00:30

ohoo...
kardeş sapıtıyorsunda sapıtıyorsun meseleyi Allahtan kork...
sana yine bi dolu ayet yazarım ama sen yine benim söylediğimle alakasız bir ayet koyarsın...


Alıntı:

Biz, Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmetmen için hak üzere sana Kitab'ı indirdik. Hainlerin savunucusu olma!
nisa 105

Peygamberimiz Muhammedul Emin olduğu kadar Muhammedul emir di de...
yeri geldi cihatla yeri geldi anlaşmayla düzeni sağladı...
devleti içinde fakiri zengine,güçsüzü güçlüye,kadını erkeğe,çocuğu büyüğe ezdirmedi...
adaleti sağladı...

Alıntı:

Ve eğer antlaşmalardan sonra, yine yeminlerini bozarlarsa ve dininize hınç besleyip saldırırlarsa, bu durumda küfrün önderleriyle çarpışın. Çünkü onlar, yeminleri olmayan kimselerdir; belki cayarlar.
tevbe 12

benim tasavvuf konusunda ki yorumumla senin savunmuya çalıştığın şey arasında koca bir fark var...
2 sayfayı objektifçe okuyan herkes bunu görecektir...
sana daha cevap vermiyorum çünkü 4 mesajdır aynı şeyden yakarıyorum...
vesselam...

fican 09-19-2011 00:44

Alıntı:

AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 953357)


gözümü dikip islam coğrafyasına bakıyorum,3.dünya ülkelerine bakıyorum zulüm,kan,açlık,adaletsizlik,zorbalık...
ülkeme bakıyorum islam düşmanları,cebinden 1 lira çıkacak diye ödü kopan zenginler,cebine 1 lira girsin diye didinen fakirler,töre cinayetleri,kayıtsız çalışan mahvolan çocuklar,tinerciler,sokak çocukları...
bütün bunlar gözümün önünde olurken ben huzura kavuşamam...


Kardeş tartışma buradan başladı ve konuyu hiç saptırmadım.

Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir resülü memleketlerin ana merkezine göndermedikçe, o memleketleri helâk edici değildir.
Zaten biz ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir.

Kasas 59

fican 06-03-2012 21:13

"Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran ELÇİLER gelmedi mi?" "Kendi aleyhimize şâhidiz." dediler. Dünyâ hayâtı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler.
EN'ÂM suresi 130. ayet

Bu böyledir, çünkü Rabbin, halkı habersiz iken ülkeleri zulüm ile helâk edici değildir.
EN'ÂM suresi 131. ayet

fican 10-27-2012 22:38

İnsanın canı nasılsa işlerinden ve sözlerinden belli olur.
Tasavvuf hâl ilmidir, kâl değil.
Tasavvuf özdür, söz değil.
Tasavvuf sîrettir, sûret değil.

fican 10-30-2012 19:15

Pir-i Galibi H.Galip Hasan Kuşçuoğlu Diyor Ki :

Tasavvuf; dinin manası ve özüdür, ariflik ve irfaniyettir, sâlikinde bariz zuhuru görülen ehli zikirdir.
Kemâl-i aşkı ilâhidir.
"Yeryüzünde halifemi yaratacağım" hitabının tecelli ve zuhur mercii, tevhit dininin manası ve aslı, ilmi ledünninin giriş kapısıdır!..
Rical-i gaybın, mana ünüversitesi sâlikinin hazırlandırıldığı yerdir!..
Cümlesinin ismi "yol ehlidir" Arapça "tarik" cemi "tarikat"tır.

fican 10-31-2012 19:24

Kulun Yaratılışının Nedeni Aşktır.
Aşkı İlahinin öğrenim dalı ve kökü Tasavvuftur!..
Yol İsmi ise Tariktir.
Cem-i Tarikattır!..
Talebesinin yani salikinin ismi ise Derviştir.
Günlük dersi, o kuluna Hz. Allah’ın bahşettiği ihsan eylediği Aşk Rahmetidir!


PİR-İ GALİBİ
H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU

fican 01-30-2013 15:00

Tasavvuf, maneviyatın yani fiziküstü metanın zuhurunun dünyada bariz maddi ve manevi görünümünün zuhur mercii ve aşk-ı ilâhiden Hazret-i insan olmanın manevi ilim kapısı.

PİRİ GALİBİ
H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU

zülcenaheyn 01-31-2013 01:34

İslam hayatın her alanını açıklar ve her alanıyla ilgilenir.

İşte bu ilgiler arasında İslam'ın insanın nefsi ile ilgilenmesi ilmine tasavvuf denir.

İnsanın sadece kendi içindeki tekâmülü, gelişimi, dönüşümü ile ilgilenir.

Ama tasavvuf İslam'dan ayrı değildir.

Eğer sadece nefs ilmi ile ilgilenip de dinin geri kalan her şeyi çöpe atılırsa işte o vakit o budizm falan olur.

Tevhide benzer görüşler birçok inançta vardır fakat bu benzerlikten dolayı da tasavvuf budizm demek olmaz.

Her inançta benzer parçalar vardır fakat parçaların tamamı, mükemmel bir şekilde sadece İslam'da mevcuttur.

Ebu yahya 02-03-2013 00:30

İslama küfür,şirk,bidat bulaştıran en tehlikeli yollardan biridir tasavvuf.Ondan uzak durmak gerekir.

zülcenaheyn 02-03-2013 17:27

Alıntı:

Ebu yahya Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1034332)
İslama küfür,şirk,bidat bulaştıran en tehlikeli yollardan biridir tasavvuf.Ondan uzak durmak gerekir.

Mıy mıy mıy. Aman sen uzak dur zaten.

Ebu yahya 02-03-2013 17:47

sen dalga geç bakalım mıy mıy mıy laflar eden sensin gerçekler zoruna gidiyor değil mi?uzak duracağım tabi bunca küfür amelini işleyecek değilim.Sen işlemek istiyorsan ne halt yersen ye beni ilgilendirmez.

fican 02-04-2013 18:18

Alıntı:

Ebu yahya Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1034332)
İslama küfür,şirk,bidat bulaştıran en tehlikeli yollardan biridir tasavvuf.Ondan uzak durmak gerekir.

Alıntı:

Kategori : Gündem - Etiketler :almanca, birlik, ETKİNLİK, faransa, kültür, MORALHABER.NET, ödül, tyb, ülke, yazar - Tarih : 29 Aralık 2012

TYB Ödülleri sahiplerine verildi
TYB İstanbul Şubesi ile İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen 4. İstanbul Edebiyat Festivali kapsamında verilen “Edebiyat Mevsimi Özel Ödülleri’ sahiplerini buldu.
Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende kültür, sanat ve tasavvuf alanlarında çalışmaları bulunan 4 kişiye ödülleri, düzenlenen törenle verildi. Törene edebiyat camiasından çok sayıda davetli katılırken, gecenin onur konuğu ise Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış oldu. TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, programın açılışında yaptığı konuşmada, tasavvufun, Edebiyatımız üzerindeki derin tesirine vurgu yaptı. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış da, tasavvufa dikkat çekerek “Maalesef bu ülkede biz, kendi değerlerimizden korkutulduk, kendi kültürümüzden soğutulduk” dedi. Ödül töreninin ardından sahneye çıkan Sanatçı Ender Doğan da, seslendirdiği Anadolu ve İstanbul tekke ilahileriyle davetlileri mest etti.
4 BÜYÜK İSME ÖDÜL
“Edebiyat Mevsimi Özel Ödülleri” Tasavvuf Kültürüne hizmetlerinden dolayı Prof Dr Mustafa Tahralı, Prof Dr Süleyman Uludağ, Tuğrul İnançer ve Prof Dr Mustafa Kara’ya verildi.
Prof. Dr. Mustafa Tahralı ödülünü Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın elinden alırken Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın ödülünü ise İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurahman Şen verdi. Prof. Dr. Mustafa Kara’ya ödülünü İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire eski Başkanı Hüseyin Öztürk verirken Ömer Tuğrul İnançer ise ödülünü TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı takdim etti. İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen’e ise gecenin anısına TYB İstanbul Şube Başkan Yardımcısı M. Davut Göksu tarafından şilt takdim edildi.
BIYIKLI: TASAVVUF EDEBİYATIMIZA CAN KATMIŞTIR
Programı açılışında konuşan TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, “Bu sene tema olarak tasavvufu ele aldık. Değerli katılımcılarımızla bir hafta boyunca Edebiyat Tasavvuf ilişkisini derinlemesine inceledik. Tasavvufun edebiyatımız üzerindeki büyük tesirine bir kez daha şahit olduk. Nihat Sami Banarlı’nın da ifade ettiği gibi ‘Türk Edebiyatını vücuda getiren olgunlaştıran önemli unsurlardan biri Tasavvuftur’. Romandan Hikayeye Şiirden Musikiye tasavvufun kültürümüz üzerinde büyük tesiri vardır, Tasavvuf edebiyatımıza can katmıştır, diye konuştu
TEKKE VE ZAVİYELER YENİDEN AÇILIR MI?
TYB İstanbul Şube Başkan Yardımcısı M. Davut Göksu da, “Tasavvufun edebiyatını yapmaktan çok, tasavvuf edebiyatı incelensin istedik. Modernizmden sonra Batı’nın post-modernist eğilimleri, düşüncelerimizi etkiledi. Ancak tasavvuf bizim değerimiz. Başkalarından öğrenmemiz gerekmiyor. Edebiyat Mevsimi çerçevesinde 60’tan fazla edebiyatçımız toplantılara katıldılar. Fikirlerini sundular. Böyle bir geleneğin devam etmesini canı gönülden diliyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmasının devamında Göksu, programı onur konuğu olan AB Bakanı Egemen Bağış’a “Sayın Bakanım (Egemen Bağış) buradayken sormak istiyorum; Hâlâ tekke ve zaviyeler kanunu duruyor. İnsanların bu kültüre, fikriyata endişe duymadan gidecekleri bir zaman olacak mı? Avrupa’nın kendi insanına verdiği özgürlükleri, biz de kendi insanımıza verebilecek miyiz?” diye sordu.
ŞEN: TYB’YE DESTEK VERİYORUZ
İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen ise, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi kültür birimi olarak, sivil toplum kuruluşumuz, kültürümüzün emekçisi olan TYB’ye destek veriyoruz. TYB ile 4 senedir böyle bir programı düzenlemekten son derece onur duyuyoruz” diye konuştu.
BAĞIŞ: TASAVVUF, ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANMAKTIR
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, “Bu anlamlı gecede sizlerle birlikte olmaktan büyük onur duyuyorum. Kitap ehli olan, gönül ehli olan sizlere, Başbakanımızın selamını getirmekten onur duyuyorum. Türkiye’nin birçok sorununun çözülmesinde fikir üretmiş, yeni nesillerin barış içerisinde yaşamasında emek vermiş siz aydınlarımızla bir arada olmaktan onur duyuyorum. Projeye desteğinden dolayı abi demekten onur duyduğum belediye bakanımız Sayın Kadir Topbaş’a teşekkür ediyorum. Bu seneki Edebiyat Mevsimi’nin temasının, tasavvuf ve edebiyat olmasını anlamlı buluyorum. Böyle saygın bir toplumun önünde tasavvuftan bahsetmek haddim değil. Temennimiz Allah katında bir gün tasavvuf ehli olabilmek. Muhiddin Arabi, ‘Tasavvuf, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmaktır’ diyor. Tasavvufun en önemli mesajlarından biri hakikate ulaşabilmek için sabırdır. Bu toplantının böyle bir şehirde, tasavvufun da başkenti olan bir şehirde gerçekleşiyor olması önemli. İstanbul, insana kapılar açan bir şehir” diye konuştu.
“ALLAH EZANLARIMIZI SUSTURMASIN”
Bağış, “İstanbul’u elde tutmanın fethetmekten daha önemli olduğunu bilen o komutan, hocası Akşemsettin’e gider ve İstanbul’u elde tutmak için ne yapılması gerektiğini sorar. O da Cemalettin Halveti hazretlerine yönlendirir. O da şöyle der; ‘Allah’ın katında, dünyanın hakimiyeti adalete bağlıdır.’ Allah, bu ülkede ezanlarımızı susturmasın. Milli şairimizin söylediği gibi, Allah bu memlekete bir daha milli marş yazdırmasın” şeklinde konuştu.
“HOŞGÖRÜ İÇİNDE YAŞIYORUZ”
Bağış, “Bugün hâlâ dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar hoşgörü içerisinde yaşıyoruz. Cami, kilise ve havraların içinde barış içersinde yaşıyoruz. Bugün üyesi olamaya çalıştığımız AB ülkelerimde bile çok kanlar döküldü. En ufak kıvılcımda bile çok büyük çatışmaların yaşandığına şahitlik ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“TYB’Yİ ÖNEMSİYORUZ”
Bağış, “Türkiye’de farklı bir dönemi yaşıyoruz. Bu tasavvuf ehlileri çok sıkıntı yaşadı. Ama sabrettiler. Temennimiz o ki, bir daha bu ülkede insanlar, değerlerinden, inançlarından ve görüşlerinden dolayı zarar görmesin. Kendi ülkemizin içerisindeki farklı lehçelere barışık olduk. Shakespeare’in eserlerini öğrettik Fransızca, Almanca Gothe’nin eserlerini yayımladık. Ama beraber yaşadığımız toplumun kahramanı olan Memu Zin’i öteledik. Yok edebildik mi o kültürü? Hayır edemedik. Yıllarca kültürlerin üzerini toprak ekerek gömebileceğimizi dündük. Yeniden kendi değerlerimizle barışmaya başladığımız dönemi yaşıyoruz. Maalesef bu ülkede biz, kendi değerlerimizden korkutulduk, kendi kültürümüzden soğutulduk. Bugün, bizim kültürümüzde olan o hoşgörüyü, tasavvufun bize en büyük öğretisi olan hoşgörüyü, hem kendi topraklarımızda yeniden canlandırmamız lazım, hem de kuzey ve güneyimizdeki ülkelere aşılayabileceğimiz kardeşlik mesajı olara kabul etmeliyiz. Hoşgörü temelli kültürümüzü anlatamadığımız zaman kimileri, İslam’ı yanlış anlatanlara danışıyorlar. Bunda hepimizin mesuliyeti var. Kimsenin ‘bana ne’ moduna geçmeye hakkı yok. 1978 yılından beri TYB, bu mesuliyeti yerine getiriyor. Bugün Yazarlar Birliği’nin etkinliklerini, hükümetimiz, milletimiz, önemli görüyor. Yazarlar Birliği, milletinin değerleriyle barışık yaşadı. Kendi değerleriyle barışık olmayan ülkelerin güçlü olma durumu yok.”
Devlet büyüklerimiz gerçek manada tasavvufun, senin söylediğin gibi olmadığını anlıyor ve anlatmaya çalışıyorlar. İnşaAllah bu yolun sahtekarlarının da gerçek yüzlerini ortaya koyacak cesareti gösterirler.
Sizcede din üzerinden para kazananların, dünyevi menfaat elde edenlerin asıl toplum içerisinde ayıplanmaları gerekmez mi?

fican 02-14-2013 13:47

BÜTÜN SEMAVİ DİNLER İSLAMİYYET'TİR
Bütün semavi dinler İslamiyet'tir. "Peygamber efendilerimizin getirdiği şeriatlarına tabi olanlar da müslümandır." “ALLAH’tan başka ilah yoktur, ALLAH vardır” diyen her kim ise Kur’an-ı Azimü’ş-şan’da belirtildiği gibi, hangi şeriata tabi olursa olsun müslümandır. Hazret-i Kur’an’ı hislerinin esiri ve geçmiş hadiselerin mahkumu olarak değil kasd-ı ilahiyi, rahmet-i ilahiyi bir nebze yaşayarak, bu yönlü zevkini alarak mütalaa edersen dünyaya ve yaratılan her şeye bakış ve görüşün değişecek, kimseye eza ve zulmü reva görmediğin gibi, ALLAH’ın rahmetini başka türlü düşünemeyecek ve kimseye su-i zan edemeyeceksin.Yaratılışın sırrının rahmet, gene rahmet olduğunu iyi anlayacaksın. Fakat sebebine tevessül edeceksin. Bu rahmetin meyvesi zikrullahtan gafil olmamak, ehl-i aşkın aşkı ile istihza etmemek, şeriat üzere yaşanan tarikat ve tasavvufa karşı hasmane tavır takınmamak. Bütün semavi dinlerde mevcut iken en mütekamil “şeriat-i Muhammedi de tasavvuf ve tarikat yoktur” diye inanan insanları rencide etmemek.


PİR-İ GALİBİ
H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU


cihanpadisahi 02-14-2013 13:50

insanın ruhaniyetini temiz tutabilmesi ,ilim ile ve inanç ile ruhaniyeti ve derinlerindeki iyi niyeti koruyabilmesidir.saygılar.benim bildiğim bukadar:)

fican 03-17-2013 14:02

Aşk mana itibariyle ilâhidir. Mecazi aşk olmaz. Mecazi olan istektir, arzudur. Nefsin ihtiyacıdır. Mecazi aşk özlemini duyduğu o nesneye vuslatla biter. İlâhi aşk ise yakınlıkla artar. Vuslatda ilâhi aşkın sonu değildir. Aşkı ilâhinin tecellisi nefsin hazzının dışında, ruhun gıdası, yaratılışın sebebi hikmeti, İnsanlığın hâl belgesi... mana anlamı "TASAVVUF"tur!

PİR-İ GÂLİBİ

fican 04-13-2013 05:14

Alıntı:

“EY İMAN EDENLER! YAHUDİLERİN VE HIRİSTİYANLARIN EVLİYALARINI EVLİYA EDİNMEYİN. ZİRA ONLAR KENDİLERİNİN EVLİYASIDIR. İÇİNİZDE ONLARIN EVLİYALARINI EVLİYA EDİNENLER ONLARDANDIR. ALLAH ZALIMLAR TOPLUMUNA YOL GÖSTERMEZ.”
(Maide Suresi, 51)
EHL-İ KİTÂB’I RAHMET-İ İLAHİYEDEN DIŞLAMAK MANA-YI KUR’ÂN’A TERS DÜŞER
EHL-İ KİTÂB’I RAHMET-İ İLAHİYEDEN DIŞLAMAK EMR-İ İLÂHİYE TERS DÜŞTÜĞÜNDEN MANA-YI KUR’ÂN’A VE
CÜMLE KİTABLARA DA SUHUFLARA DA AYKIRI OLDUĞUNU HAZRET-İ ALLAH SARİH BİLDİRİYOR
Bismillâ hirrahmanirrahim
“SENDEN ÖNCE GÖNDERDİĞİMİZ PEYGAMBERLER HAKKINDAKİ KANUN BUDUR. BİZİM
KANUNUMUZDA HİÇ DEĞİŞİKLİK BULAMAZSIN.”
(İsra Suresi, 77)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Îman edip yararlı iş yapanlara gelince onlarda cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalacaklardır.”

(Bakara Sûresi, 82.)
“Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” diyen meal ve tefsirler Kur’ân’ın rûhuna ve rahmet-i ilâhîyeye tamamı
ile aykırıdır.
Uygulaması da imkansız olup bu yanlış tefsir semâvî dinler arasında düşmanlıktan başka bir şey
getirmemiştir.
Hazret-i ALLÂH’ın Kur’ân’ın çok yerlerinde verâset-i enbiyâ olan “evliyâ”yı, Türk lisânında her mevzûda
kullanılan “dost” ifâdesi, gayr-i meşru hâdiselerde dahi “dost” diye ifâde olunurken... Arapça’da “dost” diye bir
kelam yok.
Herhangi bir ecnebî kelimeyi “aynı mânâyı yansıtmıyor” diye lisânımızda olmadığı için onların telaffuz ettikleri
gibi almak mecburiyetindeyiz de, “evliyâ” için aynı uygulamayı niçin yapmıyoruz?
Mâide Sûresi 51. âyetinde mâlumun “evliyâ”ya “dost” demekle o kadar mânâ değişiyor ki, Benî İsrâil (Yahudiler)
ve Benî Nasârâ (Hıristiyanlar)’ı tamamı ile dışlamak ALLÂH’ın kânunlarına uymadığı gibi Hazret-i Kur’ân’da ehl-i
kitâbın îmanlılarını taltif eden âyetleri görmezlikten gelemeyiz emr-i ilahinin dışına çıkmayalım. Başka inanç
sâhiplerini hakir görerek yaşamanın mümkün olmadığını târih boyu gördük veya göremedik. Gerçeği göremeyip,
nefsânî hislerinin esaretinden kurtulamayan, başkalarını hakir görerek yükseleceğini, bir yere varacağını
zannedenler bu zannın doğurduğu perişanlığı görmemezlikten gelemeyiz Bu türlü düşünce ve tutumlarımızı
hemen değiştirelim lütfen. bugün Buna daha mecburuz. Zararın neresinden dönülürse kardır denir.!
PİRİ GALİBİ
SEYYİT H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KARDEŞLİK isimli eserinden alıntıdır.

fican 04-30-2013 14:48

Adem (safiyullah)’tan Kıyamete Kadar Semavi Din İslamiyet’tir.
Peygamber Efendilerimiz din getirmediler. İnsanların kemalatına uygun, din-i İslam içinde şeriat getirdiler. Cümlesi İslamiyet üzere geldiler. Bütün insanlığa bu gerçekleri duyurmak zevkinden mahrum olmayalım.

Manay-ı tasavvufu inkar cehalettir, iyi bilelim. Bu gerçeklerin ilanını İslami yönü ile anlatabilir isek; gerçek İslam, cumhuriyet, demokrasi, laiklik, insan hakları İslamiyet’i bu güzellikler dışında mütala etmek, aslından saptırmak İslam’a vurulan büyük darbe ve gerçekleri tahrif olur. Böyle olunca ne olur? Beraber görelim, bütün insanlıkla...

Dost olalım. Hiç bir ülkede İslamiyet’i bilgisizce horlatmayalım. Bu durumda ilmine herkes hürmet gösterir. Şeriatına kimse küfretmediği gibi saygılı olacağından şüphen olmasın. Din özgürlüğün kabul edilir. Teşkilatına özerkliğin verilir. Başkanını din otoritelerinin kendi aralarında seçme hürriyeti elbet verilir. Bilenler katında yerimiz olur. Din istismarcılarının ipliği pazara dökülür. Sahte ilim adamları, sahte mürşitler, meşihat karşısında tuzun suda eridiği gibi yok olurlar!...


PİR-İ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
METAFİZİK isimli eserinden alıntıdır.

fican 05-05-2013 16:14

Osmanlı zamânında “ Turuk-ı aliyyede vazifeli olduğunu iddia edenlerden ” Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e kadar dayanan bir silsile-yi merâtibe ve iz-ni icâzete sâhip olması gerekirdi, yok ise sahte olduğu tebeyyün ederdi! HZ. ALLAH bilirya bu zamanda, bu meziyetlere sâhip kaç meşâyıh çıkar?

PİR-İ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KARDEŞLİK isimli eserinden alıntıdır.

fican 05-08-2013 20:22

ATATÜRK VE DİN

Makamı cennet olsun, büyük insan Mustafa Kemal Atatürk bu noksanlığı düzeltmeyi üstlendi ve başardı sayılır. Çünkü bu icraat her şahsın yapacağı basit bir icraat değildi!..
Bu icraatı yapabilmek için evvelâ Allâh’ı bilmesi, tabi olup kabullendiği peygamberini, peygamberinin getirdiği şeriatını bilmesi ve kul olarak şahsının yaratılışındaki sırr-ı ilâhiyi bilmesi gerekli idi. Tedrisatı ve imanı müsaitti. Bu ilme yabancı değildi, biliyordu!..
Atatürk’ün, yaşadığı zamanın ulemasına kulak ver: Ataya, itifaken ‘mehdi, resul’ demişlerdi!.. Nutuk’larını da iyi oku, anlarsın!.. Zamana uyum sağlamaya çaba gösteren, vatanın gerçek evlatlarını minnet ve rahmetle anıyorum. Çünkü o büyük insandı. Aklı ermeyenlerin dinsiz zannettikleri; çıkarlarına kullananların zannettiği gibi dinsiz hiç değildi!. Edindiğim intibaya göre ‘dindardı’ dersem mübalâğa etmiş sayılmam. Tekrar ediyorum; ‘zamanının mehdi resülü’ diyorlardı, dindar büyüklerim.
Tevatüren hakkında söylenen menkıbelerin canlı şahidiyim. Muhafız erlerinden bir tanesi şöyle anlatıyordu: Sabaha kadar masa başından kalkamadılar. Alaca karanlıkda dışarı çıktı. Bataklık gibi olan Yenişehir tarafına doğru gidiyordu. Ben arkasını takip ettim, vazifem icabı. Geriye dönmeden, bana gelmememi söyledi. Ben görünmeden takibe devam ettim. Durdu bir yerde, yönünü dönmeden ‘yaklaş!’ dedi. Biraz daha yaklaştım. Gür bir sesle:
--Uhud Savaşında Hazreti Resulullah düşmana yalnız gitti; neyine güveniyordu? Neye sığınıyordu? Hazreti Allâh’a değil mi? Ben de Allâh’a sığınıyorum, rahat bırak beni!...
Muhafız öyle diyordu: “Vücudum sarsıldı, ister istemez geri çekildim.”
Medyada Fatih Çekirge’nin programında bu gerçeği anlatmak bana nasip olmuştu:...
PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
HZ. KUR’AN’DA TESETTÜR HİCAP VE EDEP İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR.

fican 05-11-2013 14:03

Arzda varisül-Nebî, nedîm-i ilâhî hiç eksik olmadı. Olamaz da. Her asır rahmet-i ilâhiyeye uygun yaratılmıştır. Arayan bulur. Hazret-i ALLAH: "Siz asrı tanetmeyin" diye buyurmadı mı? Zamanda gazap ve iltimas yoktur. İyi bilesin, zaman kılıçtır; kullanmayı bilemez isen o seni keser. Hazret-i ALLAH’ın yasakları dışında, güzellikleri bulasın. Geçmişten ibret alasın. İstikbâli bilemezsin. Hal bugündür. İman terâzisinde ölçerek günü yaşayasın ki, yaratılışın sırrı sende tecellî edecektir. Şüphen olmasın.
Peygamber efendilerimize derece vermeye kalkışma. Emr-i ilâhîye ters düşersin. Şeriatı ile yükümlü olduğun ALLAH elçisinin izinden ayrılma. Peygamber efendilerimizin vârislerini de tanı ve bul. Bulamadın ise samimiyetle HZ. ALLAH’tan iste. Mürşidini istemekte benim gibi yüzsüz ol ki aradığını buldursun…
Türkçe’de her mevzuda kullanılan, basit hitaplarda da ifâde edilen, ancak zâhirî ulemânın kıskançlığının zuhurundan başka îzahı olmayan "dost" demeyi bırakalım da evliyâya "evliyâ" diyelim. Hazret-i Kur’ân’ın da mânâsını bu yönlü tahrif etmeyelim, lütfen. ALLAH’ın rahmetinin tecellîsi olan evliyâsı arzda her zaman vardır, kıyâmete kadar da olacaktır. Aksini düşünmek Hazret-i ALLAH’a noksan sıfat ve zulüm isnat etmektir!..

PİRİ GALİBİ

SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
RAHMET DAMLALARI İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR.


All times are GMT +3. The time now is 23:14.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025