Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Haberler (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=120)
-   -   ETÖ Soruları Başbuğ'u Neden Tedirgin Etti? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=99738)

ishakyilmaz 04-29-2009 13:01

ETÖ Soruları Başbuğ'u Neden Tedirgin Etti?
 
ANKARA
29.04.2009 11:06:43

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargahı'nda “İletişim Toplantısı” yapıyor.

İşte Başbuğ'un açıklamaları...

İkinci iletişim toplantısında beraberiz. Bu toplantıya malesef biraz evvel ssizlerin de duyduğu üzere üzücü bir olayla başlıyoruz. Her zaman söylüyorum. Türkiye aslında terörle yaşayan bir ülke. 2 gün önce İstanbul'da ve bugün de Lice'de yaşadıklarımız terör olaylarıdır. Bu sabah Lice-Genç yolu üzerinde yol emniyeti için bir tank ve bir zırhlı personel taşıyıcı görevlendiriliyor. Bölgeye geldiktenn sonra olayın olduğu yerden tank geçiyor, arkasından M113 zırhlı personel taşıyıcı geçerken bir patlama olayı oluyor. Ve bu olay sonucunda elbette yüreğimizi yakan 9 tane vatan evladını şehit verdik. 2 tanesi uzman, diğerleri er.

Zırhlı personel taşıyıcı hepinizin bildiği gibi ismi üzerinde zırhlı. Altında zırhlar var. Bu araca bu denli etki yaptığına göre patlama hakkında elbette şu an detaylı bilgi vermek mümkün değil. Daha sonra kamuoyuyla bu bilgileri paylaşacağız. Bu aracın altında 4-4.5 cm'lik zırh var. Demek ki patlayıcı çok güçlü. Ne olabilir? Muhtemelen çok güçlü el yapımı patlayıcı olabilir. Patlama düzeneğinin nasıul olduğunu söylemek de şu an doğru değil. Ama tank geçtikten sonra olduğuna göre büyük bir ihtimalle uzaktan kumandalı veya kablolu bir sistem.

Kaybettiğimiz 9 vatan evladına rahmet diliyorum. Büyük bir acıdır. Türkiye'ye de başsdağlığı diliyorum. Ancak şunu da unutmayalım. Terörle mücadelede karamsarlığa yer yok. Karamsarlığa girdiğiniz anda kaybedersiniz. Dolayısıyla bu tür olaylar kesinlikle bizim azim ve kararlılığımızı azaltmaz.

Bu toplantıyı yapacağımızı sizlere daha önceden bildirmiştik. Bugün bu toplantının süresini 90 dakika olarak planladım.

Nisan ayında iki faaliyetim olacağını söyledim. Biri 14 Nisan’da yaptığım yıllık değerlendirme toplantısıydı. Diğeri de İletişim toplantısıdır. Bu toplantıyı ağırlıklı olarak sizlerin sorularını alarak bu sorulara cevap vermek şeklinde yürütmeyi düşünüyorum.

İstanbul Cumhriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan mühimmatla ilgili konu. Bulunan mühimmat ve silahlarla ilgili kamuoyu ve medyanın haklı olarak bilgiye ihtiyacı var. Bazı soruların cevaplandırılmaya ihtiyacı var.

Bu haklı bir istektir. Sağlıklı değerlendirmeler yapabilmemiz için bir farkı ortaya koymamız lazım. Silahı tanımlamaya gerek yok. Silah, tabanca, tüfek, top givi şeyler. Burada silahın önemli olan noktası şu: Her silahın üzerinde mutlaka o silaha ait stok numarası var. Aynı numaraya haiz iki silah olmaz. İkinci önemli olan nokta silah askeri malzeme olarak yani silah envantere girince çıkıncaya kadar uzun süre kullanılan bir malzemedir. Silahı tanımladıktan sonra bu Başsavcılığın bugüne kadar yürüttüğü soruşturma kapsamında bulunan silahlar nelerdir? Bunun içine tabanca, tüfek, av tüfeği giriyor. 45 ader bulunan silah var.

Birinci önemli olan nokta şudur: Soruşturma kapsamında bugüne kadar bulunan veya yakalanan 45 adet silah TSK’daki envantere dahil değildir.

İkinci konu muhimmat konusu. Tabi çok çeşitli muhimmat var. Muhimmatlar nelerdir? LAV, el bombası, tüfek bombaları muhimmattır. Muhimmat, bir kere kullanılır. İkinci kez kullanma olanağınız yok. Her muhimmatın üzerinde kafile numarası var. Yani 6 bin adet üretilen lav silahlarının hepsinin üzerine aynı numarayı vuruyor.Boş lav ne yapılır. Ya eğitimde kullanılır ya da atılır. Poyrazköy'de kazılar yapıldı. Bu kazıların bir tanesinde 5 tane lav paketlenmiş olarak kazıda bulundu. Gömülmüş. Şimdi yani bu boş lavın kullanım olanağı yok. Kullanamzsınız. Ben de soruyorum bu 5 tane boş lavı neden gömdüler. Ben bunu anlamaya çalışıyorum. Çünkü bunlar hiçbir işe yaramaz.

Muhimmat konusu dediğim gibi üzerinde sadece kafile numarası var. Mesela bir taarruz el bombası 6 bin 380 tane üretilmiş, hepsinde aynı numara var. Bir lav üretilmiş 4 bin 500 tane üretilmiş. Önemli bir husus daha var. MKE'nin ürettiği tüm muhimmatlar TSK'nın envanterine girmiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne de veriiliyor. LAV, el bombası gibi muhimmatlar sadece TSK'nın envanterine girmiyor. Burada yanlış anlaşılma olmasın. Bu silahlar TSK'nın değil şu birimindir diye birşey söylemiyorum.

Deniliyor ki bulunan muhimmatın bir kısmı özel kuvvetlere ait gömülü muhimmat olabilir. Bunun cevabını çok net veriyorum. 1986 yılına kadar TSK'nın Türkiye çapında gömülğü silah ve muhimmatı vardı. 1986'da alınan karar çerçevesinde bu silah ve muhimmatın tümünün toplatılarak depolara alınmasına karar verildi ve bu 1988 yılında tamamlandı. Bu da şu demek: TSK'nın ülkenin hiçbir yerinde gömülü silah ve muhimmatı yoktur.

Bulunan muhimmatların kafile numaralarına göre birliklerde nokta kontrolü yapıyoruz. Bizde muhimmat eksiği yok. Ele geçirilen muhimmat kaynaklarından biri Irak olabilir.

Her bulunan muhimmat ve silah konusu olduğu anda hiç gecikmeksizin burada ismi geçenler için derhal askeri yargı sistemini çalıştırıyoruz. Şu ana kadar bu tür olaylarda askeri yargı sürecinin başlatılmadığı hiçbir olay yoktur. Son olarak bir yarbayla ilgili iddialar vardı. Hemen Genelkurmay Askeri savcısı soruşturma açmıştır. Aynı şekilde Poyrazköy'deki kazılarla ilgili de Kuzey Deniz Komutanlığı Askeri savcısı hemen o gün soruşturma açmıştır.

Bunları kimin yaptığını ve ne amaçla yapıldığı sorusunun muhatabı biz değiliz. Bir yargı süreci var. Yargı ortaya çıkarsın. Bu konuda biraz sabırlı olalım. Bir sabırsızlık var. Yargının zaman zaman yavaş işlediğini kritize edebilirsiniz. Ama hepimizin yapması gereken yargı kararlarını beklemektir. Dolayısıyla bize kim yaptı, neden yaptı, nasıl yaptı diye sorular sorulması anlamsız olur."

SORU: Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bazı muhimmatlardan verildiğini söylediniz. Poyrazköy'de bulunan muhimmattan da verilmiş olabilir mi?

Bu konuda net bir rapor yok. Bilgiler birşey söylemek için yetersiz. Ama şunu söyleyebilirim. Dolu bulunan lavlardan bir tanesi SAT Komutanlığı'nın envanterinde yok. Ben burada herhangi bir kurumu hedef göstermek istemiyorum. Ben bu işin karmaşıklığını belirtmek istiyorum.

SORU: Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan ikinci iddianamede birtakım eski komutanlarla ilgili iddialar var. Sayın Hilmi Özkök ifade verdi bu kapsamda. Siz bu davaya nasıl bakıyorsunuz?

Bir kere isim zikrediyorsunuz. Bu yanlış. Bu konuda bir mahkeme kararı var. Var mı yok mu? Hukuk devleti miyiz? O zmaan saygılı olalım. Benim bildiğim kadarıyla ilgili mahkemenin kararıyla özel isimle bu dava anılamaz. Saygı göstermemiz lazım.

TSK olarak demokratik rejime bağlı ve saygılıyız. Demokrasinin en vazgeçilmez unsuru yargı bağımsızlığı ve hukuk düzenidir. Dolayısıyla hukuk düğzenine zarar verecek tutumlardan kaçınmamız lazım. Biz TSK olarak buna azami şekilde dikkat ediyoruz. Herkes de bu süreçte buna dikkat etmelidir. TSK olarak biz her zaman hukuka sonuna kadar güvenilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bu konuyla ilgili devam etmekte olan yargı süreciyle iligili yorum yapmamı beklemeyin. Ancak madem sordunuz bazı konularla ilgili düşüncelerimi paylaşmak isterim. Bu düşünceler tamamen silahlı kuvvetleri ilgilendiren konular.

1- Biz dedik ki mahkemeler kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur, masumdur. Şimdi soralım... Bu yürütülen soruşturma kapsamında bu kurala uyuluyor mu? Siz daha kesin karara varmadan, baştan itibaren insanları suçlu ilan etmeye kimsenin hakkı yok.

http://images.iha.com.tr/i//2009/04/...0429_51742.jpg

iha

ishakyilmaz 04-29-2009 13:14

http://www.ensonhaber.com/images/news/170508.jpg

ishakyilmaz 04-29-2009 13:14

http://www.ensonhaber.com/images/news/170507.jpg

ishakyilmaz 04-29-2009 16:25

http://www.ensonhaber.com/images/news/170548.jpg

redyellow 04-29-2009 16:35

Alıntı:

ishakyilmaz Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596066)

Ben izleyemedim ama arkadaşlar anlattılar.

Başbuğ brandı çok fena morartmış diyorlar.

İnşaallah sizin verdiğiniz bu linkte video vardır.

ishakyilmaz 04-29-2009 16:45

Sayın Başbuğ bu tavrınız için sizi canı yürekten kutluyorum.Birandın maksatlı sorusu karşısında kendisini rezil rusva etti.Doğan medyası ve yandaşları artık yalan dolanla haber yapmayı bırakmalıdırlar.Devletimizin erkleri artık bu tür basit eylem ve söylemlerle uğraşacak zamanı yoktur!

ishakyilmaz 04-29-2009 16:47

Birand aklı sıra etönün bir fıkra davası olduğunu dinlendirmeye çalışıyor.!

Sevban 04-29-2009 16:47

Birand hayatının sonuna kadar bu günü unutmayacaktır,

ishakyilmaz 04-29-2009 16:48

En sonunda kekelemeyerek susmak zorunda kaldı.:D

ishakyilmaz 04-29-2009 16:51


ishakyilmaz 04-29-2009 16:53

http://foto.gazetevatan.com/newpics/...3225087633.jpg

ishakyilmaz 04-29-2009 16:56

http://images.iha.com.tr/i//2009/04/...0429_51773.jpg

ishakyilmaz 04-29-2009 17:34

Yalçın üstad genel olarak söylediklerin elbette doğru,elbette sorgulanması gerekilenler..Fakat burada birandı ayrı bir kefeye koymak gerekiyor.Birand samimi ve dürüst değil,şayet olsaydı eveleyip gevelemeden direkt sorar cevabını alırdı!Ama kalkıp kelime oyunu yaparak yapmacıkları oynamak peşinden lüp lüpleri getirir.;1

Erman İlhan 04-29-2009 17:42

M.Ali Birand çok sert kayaya çarptı bence.:D

Necip Fazıl 04-29-2009 17:42

Brand 'ın kırk yılda bir söylediği doğru sözlerden birisiydi ama işine gelmemiş olacak ki Başbuğ bu soruyu böyle geçiştirmek istedi...


Eeee siz böyle yaptıkça insanların kafasında zaten mevcut olan soru işaretleri artmayacakmıdır...

ishakyilmaz 04-29-2009 18:29

http://www.ensonhaber.com/images/news/170525.jpg

DadaşAkp 04-29-2009 18:40

örtüsü kapandı silahlar tsknın değildir diyor inandıkmı ?

ishakyilmaz 04-29-2009 19:01

Genelkurmay Başkanı, Ergenekon konusunda satır aralarında mesajını verirken, TSK’yi, mensuplarını ve emeklilerini gizli-açık savunurken, sık sık adalete ve yargıya güvenilmesi gerektiğini söylemeyi de ihmal etmedi. Üstelik ‘hukuk devleti’ deyimini de sık sık kullanmayı unutmadı.
Ancak, askeri makamların ve özellikle de askeri yargının bu konularda hiç bir girişim gerçekleştirmediğini belirterek, TSK’nın önemli bir açığını/eksikliğini faş etmiş oldu.
Doğa, yapı ve gelenek itibarıyla, her zaman çok içten olmasa da, sürekli olarak iktidar yanlısı niteliği ağır basan, TSK’ya karşı koşulsuz şartsız destek veren ve sevgi besleyen Türk egemen medyasının yöneticilerinin hiç biri de, makul bir formülasyon içinde, Genelkurmay Başkanına şu soruyu soramadı: ‘’Siz sürekli olarak hukuk devletinden sözediyorsunuz. Hukuk devletinde, Genel Kurmay Başkanı neden böyle siyasi basın toplantısı yapma ihtiyacını duyar? ‘.
http://www.gazeteciler.com/data/news...ed-1basbug.jpg

ishakyilmaz 04-29-2009 19:02

http://www.gazeteciler.com/data/news...7-15319bas.jpg

ishakyilmaz 04-29-2009 19:02

http://www.gazeteciler.com/data/news...achment222.jpg

Eşref 04-29-2009 19:13

Olayları abartan, ülkeyi kaosa ve korkuya sürüklemeye çalışa doğan gurubu ve Mehmet Ali Birand'a güzel bir cevap olmuş. Terör örgütleri, sansasyonel eylemlerde bulunsa bile, medyanın bunu toplumda korku ve endişe oluşturmayacak şekilde aktarması gerekir.

Zaten terörün amacı toplum içinde korku yaymak, huzursuzluk oluşturmaktır. Medyamız yangına körükle giderse, bunun sonu ne olur? Teröre mi hizmet etmiş olurlar yoksa ülkeye mi?

Dünyanın süper gücü dediğimiz, özgürlükler ülkesi ilan ettiğimiz Amerika'daki 11 Eylül saldırıları sonrasında kaçınız o binalardaki çıkan cesetleri gördünüz? Kaçınız o çalışmaları detaylarıyla tv karşısında seyrettiniz? Seyredemedik çünkü onlar teröre prim vermediler. Gazetecilik, habercilik böyle olur.

Sayın Birand'a ders olsun.

Eşref 04-30-2009 01:51

Alıntı:

yalçın Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596315)
Sevgili Tarkan olayın apartılması muhtelif bir çok yerde vuku bulan silahların cokluğumudur anlamadım , Sayın Birand gayet acık ve manalı bir soru sormuştur , bu soru ile terör olaylarının sansasyonel boyutu arasında nasıl bir bağ var acıklarmısınız.:)

Yöneltilen soru dikkat ederseniz veya etmiş iseniz , ülkenin bir çok yerinde kazılar sonrası cıkan silahların akibeti hakkında idi sevgili Tarkan ım bu noktayı kacırmış isek olaya farklı boyut kazandırırz bunuda belirtmek isterim.

Yalçın abi, sitede videoyu izlediğimde gerçekten çok şaşırdım. Birincisi Doğan gurubu değil miydi Dink cinayetinde bile aylarca yayın yapan? Veya danıştay saldırısında ülke sanki elden gitti gibi gösteren bu grup değil miydi?

Peki sonra ne oldu? Ergenekon çıktı. Umursamadılar. Bu kadar silahla darbe mi olurmuş dediler. Şimdi fışkırıyor dedikleri silahlar bunlar. Ayrıca sanki Ergenekon'u Ak Partinin bir oyunuymuş gibi gösterdiler.

Şimdi de çıkmış silah fışkırıyor diyor. Hemde vurgulaya vurgulaya. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Sözlerindeki çelişki, kaos oluşturma gayesi görülmüyor mu?

Onu da geçtim. Fışkırmak tabiri, mübalağalı bir söz olduğu aşikar. Ülkenin her karış toprağından silah çıkmıyor ki silah fışkırıyor diyelim. Tamam silahlar bulunuyor ama bir gazetecinin o ortamda işi mübalağa boyutuna getirip soru sorması hoş değildi bence.

Terörü yok saymak da tehlikelidir, teröre ait unsurları yüceltmek de. Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum ama benim kanaatim bu yönde.

(Birand'ı ve haberciliğini pek sevmezdim. Bu olay hoşuma da gitti.)

FarukARSLAN. 04-30-2009 02:16

Arkadaşlar şurdaki yorumlarda Birand'a yüklenip onun Ergenekon hakkında yazdığı tek bir yazıyı dahi okuyanı var mı?

Doğan grubunda Hasan Celal Güzel'den sonra Ergenekon'un ciddi manada sonunun getirilmesini isteyen yazarların başını çekiyor Birand arkadaşlar.

Çok bel altı vuruyorsunuz..

redyellow 04-30-2009 10:22

Branda burda bu olay için vuranlar bu konuşma için vurmuyorlar ki...

Brandın şimdiye kadar kırdığı cevizlerin sayısı bini aştı.

Kanald ana haber bülteni brand yönetiminde hazırlanmıyor mu?

Branda bel altı vuruyorsunuz diyen arkadaşlar, kanald ana haberden çok mu memnunsunuz?

El insaf yani.

sırf laf olsun diye yazmayın lütfen.

Kanald ana haberdeki tüm soysuzluklar, tüm edepsizlikler brandın sorumluluğu altındadır.

Brandı savunacak olanlar ilk önce bu edepsizlikleri de savunmalıdır.

Var mısınız? savunabilir misiniz?

redyellow 04-30-2009 10:43

Alıntı:

KOLBÖREĞİ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596800)
Peki islami kanalların yaptıklarından neden söz etmiyorsunuz? İslami kanallar son derece harika mükemmel dört dörtlük haberler mi yapıyorlar. Hiç mi onların kötü tarafı yok. Hep karşı taraf mı kötü? yapmayın arkadaşlar lütfen. Biraz objektif olun. Ben kanal d haberi seyretmem. Şahsen Uğur DÜNDAR abimi terk geçerim habercilik konusunda. Ama biraz daha aklıselim düşünmenizde fayda görüyorum.

1- İslami kanalların (aslında islami kanal diye bi şey yok ama hadi diyelim var) hepsi harikadır diyen oldu mu?

2- O tek geçerim dediğin UĞUR DÜNDAR abin ilk önce kaçırdığı vergilerin hesabını versin!!

3- O tek geçerim dediğin UĞUR DÜNDAR ABİN... intiharına sebep olduğu Şevket YARDIMEDİCİ hocanın hesabını versin!

4- O abin konyada başörtülü kadın doktorlar testis rontgenini çekmediler diye iftira attığı hanımların hesabını versin.

Yalancılığı kendi yayın yönetmeni tarafından tescil edilmiş birisine abi dememenizi tavsiye ederim.

Türkiyenin tescilli yalancı habercisi uğur dündardır.

redyellow 04-30-2009 10:47

Alıntı:

yalçın Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596799)
Sevgili ''Redyollow'' Brandin nasıl bir kişiliğe sahip olduğu hangi cevrelerin sözcülüğünü yaptığı belli bu noktada kimse bir şeyler söyleyemez , konunun ve Brandin sorgulanması Sayın Başbuğa yönelttiği sorudaki samimiyeti içindi,zaten bir insan büsbütün fena olmayı başaramaz ara sırada demokrasinin namusu içinde haklı bir çıkış yapabilir buna hakkı var sanırım. Kimse Birandı savunmuyor , onun karakteri hakkında yorum yapmanın bu konu altında olmamalı diye düşünüyorum. Neyi tartışdığımızı ön kabul olarak alabilirsek birbirimizi çok daha iyi anlarız saygılar

Brandın başbuğa sorduğu soru doğruydu, ama paşanın omuzundaki yıldızlardan ve belindeki silahdan korktu brand...:)

Ve bende dahil brandın o sorusunun doğru olduğunu bildiğim halde orda paşa tarafından bozulmasına, adeta azarlanmasına içten içe sevindik.

Niye?

Yıllardır süre gelen bir çizgisi var brandın ve hep bu çizgi bizim için bozuk bir çizgi olduğu için.

Brand kanald haberde islami kesime, müslüman kesime hep yamuk yaptı onun için.

Sadece ergenekonunun ciddi manada sonunun getirilmesini istemesi onun bütün günahlarını yok etmez.

Biraz da burdan bakınız lütfen.

Dualarımla sayın üstadım.

*AZRA* 04-30-2009 11:12

Genel kurmay başkanı ilker başbuğ bu adama gayet güzel cevap vermiş. daha iki kelimeyi bir araya getiremiyor. çıkmış orda saçma sapan soru soruyor.

redyellow 04-30-2009 11:12

Alıntı:

KOLBÖREĞİ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596811)
Birincisi evet o haberi ben dehatırlıyorum. Bunları söyleyebiliyorsan, elinde kanıt olmalı elinde belge varmı ki Uğur DÜNDAR'ın vergi kaçırdığını söyleyebiliyorsun? Şunu sakın unutma arkadaşım. İslam da iftira en büyük günah. Bana ispatlayamıyorsan o zaman susmayı bileceksin ki, çoğu zaman susmak daha büyük erdemdir. Evet çekmemişti.yrıca kamuya açık alanda başörtüsü var ve bir doktor olan bu hanım hipokrat yemini etmiş bir bayan. Sana şunu diyim. iki yeğenim ikisi de doktor ve erkekler. Bir kaç kere başına gelmiş, yeğenim sırf erkek doktor diye ve kendisi o gün nöbetçi doktor, sırf erkek diye kadın ona tedavi olmamış. Kocası da hastaneyi birbirine katmış ''neden saadece erkek doktor var'' diye. Bu mantıklı mı? Eğer o tabib işse ve tebabaed ilmine hais bir kişi olarak hipokrat yemini etmişsen yapacaksın. Ne yani böyle bir mantık var mı yaa.

İftiranın İslamda en büyük günahlardan olduğunu güzel hatırlamışsın.

Peki uğur dündara ABİM derken de bunu hatırlıyormuydun?

Uğur Dündar Şevket Yardımedici hocaya iftira atarken, onun intihar etmesine sebep olurken de hatırladın mı?

Uğur Dündar başörtülü kadın doktorlara iftira atarken de hatırladın mı sayın dostum?

Elimde belge varmıymış:

Tabiki var..

Uğur Dündar bizzat kendisi maliyeye UZLAŞMA TEKLİF EDİYOR....

Yanlışı yoksa niye uzlaşıyor?

Bundan daha iyi belge olur mu?

redyellow 04-30-2009 11:19

Alıntı:

Kendi belgesi Uğur Dündar’ı yalanlıyor
30 Nisan 2009 Perşembe, 00:10EKONOMİ

Vergi kaçırdığı haberini yapan star’a hakaretler yağdıran Uğur Dündar, yalanlama için vergi uzlaşma tutanağını kanıt gösterdi. Oysa tutanaktaki bilgiler Dündar’ın konuyla ilgili açıklamasının doğru olmadığını ispatlıyor.


Star tv Haber Grup Başkanı Uğur Dündar’ın 62 bin liralık vergi kaçırma olayıyla ilgili açıklamalarının neden gerçek olamayacağını madde, madde tüm teknik ve kanuni ayrıntılarıyla dün yazdık. Merak edenler yazının tamamını ‘Böyle bir cevap Sülün Osman’ın bile aklına gelmez’ başlığıyla internette de bulabilir. Yazının sonunda sorduğumuz bazı sorular vardı. Örneğin Uğur Dündar’ın ‘vergi ödemeyi ne kadar süre unuttuğu, ödeme talebinin Maliye’den mi yoksa Uğur Dündar’ın kendisinden mi geldiğini’ açıklaması gerektiğini söylemiştik. Tesadüf odur ki Milliyet’e bizim haberimizi yalanlamak için Uğur Dündar tarafından gönderilen ve gazetenin sayfalarında yer bulan bir belge cevapları almamıza neden oldu. Sayın Dündar’a şeffaflığı için teşekkür ederiz...

13 AYLIK UNUTKANLIK

Gazeteye kupür şeklinde konulan vergi uzlaşma tutanağı birçok konuda aydınlatıcı bilgiler taşıyor. Dündar’ın ‘Banka bildirmeyi unutmuş, biz de gidip vergi dairesine gerçeği anlatmış ve vergimizi son kuruşuna kadar ödemek istediğimizi bir dilekçeyle belirtmişiz’ sözleri konusunda kör noktalar gün ışığına çıkıyor.

Çünkü Dündar’ın bu sözlerini okuyunca ‘Banka Uğur Dündar’a ne kadar vergi ödemesi gerektiğini söylemeyi ihmal etmiş (ki bankanın böyle bir yükümlülüğü yok). Dündar da bunu görür görmez vergi dairesine koşup vergiyi ödemiş gibi bir anlam çıkarıyorduk. Ancak Milliyet’in haberinde savunma belgesi olarak kullanılan tutanaktaki bilgiler olayın biraz ağır çekimde yaşandığını gösteriyor. Kendi belgelerine göre Dündar’ın ikamet ettiği yerden vergi dairesine gitmesi biraz uzun sürmüş... Yaklaşık 13 ay kadar. İstanbul ili sınırları için oldukça uzun bir süre.

Söz konusu uzlaşma tutanağında Uğur Dündar’ın ceza aldığı vergi beyannamesi tarihinin 20 Mart 2006’ya ait olduğu gözüküyor. Tutanağa göre Dündar bu cezayı ödemek için Beykoz Vergi Dairesi’ne 6 Nisan 2007’de gitmiş!

BİRKAÇ SORU DAHA

Aradaki bu zaman farkı ister istemez bazı soru işaretleri doğuruyor. Örneğin olayın gerçekleşme tarzı şu şekilde olmuş olabilir mi?.. Hazine bonolarının vergilendirilmesinde stopaj uygulamasına geçilmesinin ardından, Maliye 2006 yılında mükelleflerin 2005 ve önceki yıllara ait Hazine bonosu kazançlarını gösteren bilgileri bankalardan toplu halde isteyip inceleme başlattı (Sektörel olarak gerçekleştirilen bu inceleme o yıl gazetelerde de sıkça haber oldu). Bu incelemeler sonucunda Uğur Dündar’ın bono gelirlerini beyan etmeyip vergi kaçırdığı tespit edildi ve bunun üzerine bir vergi kaçırma raporu yazıldı... Ya da Maliye’nin toplu incelemesi olmasa Dündar ‘kendi ifadesinde söylediği gibi’ vergiyi ödemediğini hatırlar mıydı? Uğur Dündar bu konularda cevap verebilir mi?

TUTANAK NEDİR?

DİĞER taraftan Uğur Dündar’ın vergi ödeme talebinin Maliye’den değil kendisinden geldiğini göstermek için Milliyet gazetesine koydurduğu vergi uzlaşma tutanağı neyi gösteriyor. Biz söyleyelim; kamuoyuna doğruyu anlatmadığını. Dündar savunmasını ‘Bakın o tutanakta ‘Mükellefimiz vergisini ödemek istediğini belirtmiş’ sözlerine dayandırıyor. Yani ‘ben ödemek istedim’ diye ısrar ediyor. Bilmeyenler için o sözler geçerli bir bahane olarak kabul edilebilir. Ancak Maliye’nin tüm uzlaşma tutanaklarında benzer sözler yazar. Uzlaşma vergi kaçırma suçu işleyen ve bu yüzden ceza kesilen mükellefin ‘mazeret beyanı’dır.

Maliye bu mazeretler nedeniyle uzlaşma talebini kabul ettiği her mükellefin tutanağına ‘Mükellef vergisini ödemek istemiştir’ sözlerini ekler. Örneğin Petrol Ofisi’ne 2006’da kesilen ve sonra uzlaşmaya gidilen cezaya ilişkin uzlaşma tutanağında da benzer sözler yer alır. Ayrıca Dündar’ın, Maliye talep etmeden kendi kendine gidip vergiyi ödediği yönündeki sözlerinin doğru olması kanuni olarak da imkansız. Çünkü Dündar’ın Milliyet’e gönderdiği vergi uzlaşma tutanağı, vergi kaçırma olayının gerçekleştiği, Maliye’nin bunun tespit ettiği, cezayı kestiği ve mükkellefin cezayı hafifletmek için ödeme talebinde bulunduğunu gösteriyor. Uzlaşma tutanağı, olayların bir önceki cümledeki gibi gerçekleşmesi durumunda tutulan kanuni bir belge.

UZLAŞMA VARSA KAÇAK VAR

VERGİ Kanunu’na göre uzlaşma tutanağı varsa kaçak da vardır. Eğer olay Dündar’ın söylediği gibi olsaydı, yani Dündar kendi başvurusuyla ödeme talep etseydi zaten böyle bir uzlaşma tutanağı hiç olmayacaktı. Vergi Usul Kanunu’nun 371’inci maddesine göre kendi talebiyle ödeme yapmak istemesi durumunda Dündar ‘pişmanlık’ hükümlerinden yararlanacak, böylece ne bir inceleme olacak, ne ceza kesilecek ne de vergi uzlaşma tutanağı olacaktı. Özetle, Dündar Milliyet gazetesine yolladığı belgeyle kendisini yalanlıyor.


http://www.stargazete.com/ekonomi/ke...ber-185168.htm


Sayın kolböreği, abin için bir haber. Belki ilgini çeker:)

redyellow 04-30-2009 11:30

Alıntı:

KOLBÖREĞİ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596854)
Star mı yahu ben AKP'nin yandaşı bir gazeteye itibar mı edeceğim. Komik olmayın lütfen. Bana hiçbir şekilde Vakit, Zaman, Yeni Şafak, Bugün, Star gibi gazetelerden yazılar sunmayın saaadece güler ve it ürür kervan yürür der geçerim arkadaşım.

Terbiyesizlik yapma.

Adam gibi yazacaksan devam edelim, yok üreceksen buyur devam et!

Adam gitmiş maliyeye uzlaşma teklif ediyor hala konuşuyorsun, Şevket Yardımedici hocaya iftira attı diyorum hala konuşuyorsun.

Allah inşaallah seni de şevket yardımedicinin durumuna düşürsün o zaman tamam mı?

Düşüren de uğur dündar olsun!

Adam gibi yazacaksan buyur.

redyellow 04-30-2009 11:37

Hürriyet gazetesinde bir haber yayınlandı:

"BAşörtülü iki kadın doktor, Testis filmini çekmediler..."

"Tesettür Faciası"

Şeklinde manşet atıldı.

Haberi yapan UĞUR DÜNDARdı...

Ve bilahere Bizzat Hürriyet yayın yönetmeni ERTUĞRUL ÖZKÖK özür diledi, yalan olduğunu kabul etti.

Buyur hürriyetin kendi sitesinden:


Alıntı:




Ertuğrul ÖZKÖK



Özür ve teşekkür

16 yıllık genel yayın yönetmenliğim süresince, hiç gocunmadığım bir şey, yanlış yaptığımızda "özür dilemek" ve düzeltmek oldu.

İtiraf edeyim, mesleğimizde herkes bu konuda benim kadar bonkör değildir.

Geçen hafta Davos'ta olduğum için, söz verdiğim bir görevi biraz gecikerek yerine getiriyorum.

* * *

Uğur Dündar'ın ekibinin hazırladığı "Testis Raporu" haberi, geçen ay bütün Türkiye'de yoğun tartışmalara neden oldu.

Konya'da bir hastanede, iki kadın radyoloji uzmanının, erkek olduğu için bir gencin testis röntgenini çekmeyi reddettiği iddia ediliyordu.

Haberin kaynağı, genç çobanı ameliyat eden doktordu.

Doktor, ameliyat sonrasında bir rapor yazmış ve bunu hastanın dosyasına koymuştu.

O raporda, iki kadın görevlinin, testis röntgenini çekmeyi reddettiği hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça ifade ediliyordu.

Uğur Dündar'ın ekibi de bu raporu ele geçirmiş, olayı başhekime sormuş, ondan o gün net bir cevap alamamıştı.

* * *

Haber yayınlandıktan sonra ortalık karıştı.

Hastane başhekimi, olayı incelettiğini, ancak kadın radyologların çekim yapmayı reddetmesinin söz konusu olmadığını açıkladı.

Haber, bir anda tıbbi çerçevesini aşarak siyasi nitelik kazandı.

Bu arada Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a konu sorulduğunda, o "Müfettiş gönderip inceleme yaptıracağım. Ondan sonra konuşacağım" dedi.

Ben de bakanın bu tavrını destekleyerek, "Size güveniyorum. Yaptırdığınız soruşturmanın sonucu ne olursa olsun gereğini yapacağım" dedim.

Soruşturma geçen hafta tamamlanarak kamuoyuna duyuruldu.

Sonuçlarını Hürriyet'te okudunuz.

Müfettişler, gerçekten iyi bir soruşturma yaptılar ve şu sonuçlara ulaştılar:

İki kadın görevlinin bir kusuru yoktu. Başhekim, iki kadın radyoloğun o gün görevde olmadıklarını söylemişti. Biri görevdeymiş ancak kendisinden çekim istenmemiş. Öteki ise görevde değilmiş.

Bu sonuçtan sonra bize yapılacak tek şey kalıyor.

İki kadın görevliden özür dilemek.

Onu da kamuoyunun önünde açıkça yapıyorum.

../..


Peki bu sonuç bizim hatamızı örter mi?

Hafifletse de örtmez.

Daha dikkatli davranmamız, sadece rapora güvenmeyip araştırmamız gerekirdi.

O bakımdan hem muhabirin, hem de yazı işleri olarak bizim kusurumuz var.

Ayrıca olayı hemen "Tesettür Faciası" olarak sunmak da açıkça önyargılı bir davranış olmuş.

Bütün bunlar için, haberi yapan arkadaşımızı uyarıyoruz.

Yazı işleri olarak biz de gereken dersi çıkarıyoruz.


http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2007-01-30

hala uğur dündar için yalancılığı tescil edilmiş birisi için yazacaksın buyrun devam et!

redyellow 04-30-2009 11:39

Alıntı:

KOLBÖREĞİ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596862)
Sizler çeşitli şekillerde terbiyesizlik y6apıyorken bir şey olmuyor da bireisi bir atasözünü söylediiği zaman mı zorunuza gidiyor. Hep kendiniz doğrusunuz, siler sdütten çıkma akkaşıksınız başkaları ise günahkar iftiracı öyle miş? Acaba siz AKP'lilerin içinde kasç tannezin maliyede dosyası var bunları düşündünüz mü?

Sizler deme... BANA yaz...

Benim terbiyesizliğim varsa yaz.

Ben akplimiyim? bukadar cahilmisin sen?

İnsan yazmadan önce gider kişinin yazılarını bi kontrol eder.

BEn akpli değilim dostum...

Her gördüğün sakallıya deden sanma!!!

redyellow 04-30-2009 11:48

Alıntı:

KOLBÖREĞİ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596876)
Fark eder mi? Siz SP'lilerin de ne mal olduğu oırtada. Geçmişinizde onlarca kez kapatılıp aç kapa partisi olmuş bir partisiniz. Geçmişinizde mercümek davalarınız hala var. O malıum hocanızın mahkum olduğu dava. Geçmişiniz hala daha karanlık bir pasrtisiniz. Hoca döneminde bu ülkenin başı felaketten kurtulmadı. Hoca sayesinde bu ülkenin başbakanlşık konutuna tarikat liderleri girdi utanç verici bir durum.


Bu ülkenin başbakanlık konutuna uğur dündar gibi yalancılar, iftiracılar gireceğine onbin kere yüzbin kere tarikat liderleri girsin.

Kurban ol sen o tarikat liderlerine.

Kafana tarikat liderleri kadar taş düşsün emi:)

redyellow 04-30-2009 11:49

Ulaaaa kolböreği uçmuş... boşuna yazmışız yahu:)

Keşke biraz daha kalsaydı da o derin fikirlerinden biraz daha faydalansaydık:)

Ak_Kelebek 04-30-2009 11:52

Yahu sil sil kolum yoruldu yeter daa :)

ishakyilmaz 04-30-2009 11:55

http://www.habervaktim.com/resim/res...jpg?t=43947663

redyellow 04-30-2009 11:56

Tamam, durdum.

Mecburen, adam uçmuş:)

ishakyilmaz 04-30-2009 11:58

Son zamanlarda forumu provake edenlerin ortak bir özeliğide 'ADANA'teşkilatlarından olmaları..Ne garip?

redyellow 04-30-2009 12:02

Alıntı:

ishakyilmaz Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596895)
Son zamanlarda forumu provake edenlerin ortak bir özeliğide 'ADANA'teşkilatlarından olmaları..Ne garip?

yok artık:)

Aytaç durakı mı işaret ediyorsunuz:)

bryan 04-30-2009 12:04

Alıntı:

redyellow Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 596903)
yok artık:)

Aytaç durakı mı işaret ediyorsunuz:)

sanırımmmmm


All times are GMT +3. The time now is 20:28.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025