Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Haberler (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=120)
-   -   NTV TÜBİTAK'ın Raporunda Belirtilen Kurtarılmış Kayıtlara Ulaştı. İşte O Görüntüler. (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=127578)

EZEL 04-22-2010 02:45

NTV TÜBİTAK'ın Raporunda Belirtilen Kurtarılmış Kayıtlara Ulaştı. İşte O Görüntüler.
 
Bugüne kadar ’arıza nedeniyle kayıt yapmadı’ denilen Danıştay’ın güvenlik kameralırıyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda kameraların kayıt yaptığı ve bazı kayıtların bilinçli olarak silindiği hatta eklemeler yapıldığı kaydedildi.

Ergenekon davasının en önemli ayaklarından biri olan Danıştay saldırısıyla ilgili olarak, Ergenekon Davası’nın görüldüğü 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dünkü duruşmasına, TÜBİTAK raporu damgasını vurdugu. 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay’a yapılan saldırıdan sonrasında, güvenlik kameralarıyla ilgili tartışma, kameraların arızalı olduğu için kayıt yapmadğı açıklamasıyla başladı. Danıştay tarafından yapılan açıklamada, kameraların arızalı olduğu için kamera sistemini kuran Oyak Güvenlik Şirketi’ne bakıma yollandığı, 3-17 Mayıs tarihleri arasında kayıt olmadığı belirtilmişti. İşte bu sebepten saldırı anı ya da saldırıdan önce bölgede keşif yapılıp yapılmadığı ya da kimlerin keşif yaptığı soruları cevaplarını bulamamıştı. İşte bu arızanın ortaya çıkmasından sonra mahkeme tarafından kamera kayıtlarının incelenmesi için TÜBİTAK’tan bilirkişi raporu düzenlenmesi talep edildi. Bu talepten sonra bilirkişi raporunu hazırladı ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dün yapılan duruşma da bu rapor okundu.

İşte Danıştay saldırısının silinen o kayıtlarI video için tıklayın

DVD’deki kayıtlar eksik
Hazırlanan bilirkişi raporuna göre, incelenmek üzere bir DVD ve 2 adet hard disc TÜBİTAK’a teslim edildi. İşletim sistemini ve dataları içerin iki hard disc tüm detaylarıyla incelendi. Yapılan araştırma sonucunda özellikle, ’kameraların arızalı olduğu’tarih arasında kayıt yaptığı ve kayıtların bir kısmının ise silindiği tespit edildi. Raporda özellikle silinmenin ’geri döndürülemez bir şekilde’silindiğinin altı çizildi. Silinen bazı doslarının ise sadece isimlerinin kaldığı, video kayıtlarının incelenemediğine vurgu yapıldı. Bazı dosyaların ise silinmesine rağmen geri dönüşünün yapıldığını da aynı raporda belirtiliyor.

Kayıp 3 dakika

Raporda özellikle bir zaman aralığına dikkat çekiliyor. Bu zaman aralığı ise 16 Mayısz 2006 tarihinde saat 19:47 ile 19:50 arası. Bu zaman aralığında yapılan kayıtın geri döndürülemez bir şekilde silindiği raporda ifade ediliyor. Peki bu tarihin özelliği ne? Bu tarih, Danıştay saldırısından bir gün öncesine işaret ediyor. Bu zaman aralığında şüphelilerin keşif yapıp yapmadığı yönündeki soru ise, bu kayıt silme işlemi ile daha da önem kazanıyor.

Raporda dikkat çekilen başka bir konu ise üzerinde silinme işlemi yapılan hard disc’in orjinal olup olmadığı. Silindikten sonra geri dönüşümü yapılan dosyaların oluşum tarihlerine bakıldığında 23 Aralık 2005 tarihli dosya dikkat çekiyor. Bu durum ise raporda şu ifadelerle açıklanıyor: “Danıştay’daki kamera sisteminin kurulduğu tarih olan 23 Aralık 2005 tarihinden önce kayıt edildiği anlaşılan dosyaların bulunduğu tespit edildi. Bu nedenle harddiskin orjinal olup olmadığı sorusu net olarak cevaplandırılamadı.” Buradan iki sonuç ortaya çıkıyor. Ya Danıştay’a kullanılmış hard disc verilmiş ya da TÜBİTAK’a incelenmesi için verilen hard disc orjinal değil.

Dosya sayısı az

Raporda dikkat çekilen bir başka konu ise incelenen dosyaların azlığı. Bilirkişi raporunda, bir güvenlik kamerasının 24 saatte ortalama 40 dosya ürettiği ancak teslim edilen DVD’de hafta içerine ait günler de dahil edilmek üzere gün başına her kamerada yer alan dosya sayısı en fazla 6 olarak görülüyor. Raporda, bazı dosyaların silindiği saptandığı gibi sonradan oluşturulan dosyalarından sonra dan DVD içine konduğu belirtiliyor.

SALDIRIDA 1 HAKİM ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ

17 Mayıs 2006’da Danıştay II. Dairesi’ne yapılan silahlı saldırı sonucunda hakim Yücel Özbilgin hayatını kaybederken Daire Başkanı Mustafa Birden’in de aralarında bulunduğu 4 Danıştay üyesi yaralandı. Olayı gerçekleştiren avukat Alparslan Arslan güvenlik güçlerince hemen etkisiz hale getirildi. Arslan verdiği ifadede saldırıyı, Danıştay II. Dairesi’nin türban hakkında aldığı kararlara tepki olarak gerçekleştirdiğini ifade etti. Osman Yıldırım, olayın azmettiricisi olarak göz altına alınırken, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava da Ergenekon davası ile birleştirildi

İŞTE O GÖRÜNTÜLER TIKLAYIN

Gözler Oyak Güvenlik'te

Kameraların arızalı olmadığı ve bazı görüntülerin silinmeye çalışıldığına ilişkin TÜBİTAK raporu, gözleri Oyak Güvenlik’e çevirdi. Danıştay saldırısından sonra Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, OYAK Güvenlik yetkililerinin, Danıştay Başkanlığı Genel Sekreterliği’ne kamera kayıtlarının tutulduğu hard diskin arızasıyla ilgili gönderdiği yazışmalar girmişti. Saldırının olduğu gün, yani 17 Mayıs’ta hazırlanan servis formunda, güvenlik kayıtlarının tutulduğu hard diskin arızalandığının bildirilmesi üzerine, 16 Mayıs 2006 saat 16.00’da kayıt cihazının söküldüğü, geçmiş görüntülerle ilgili herhangi bir dosyanın kurtarılamadığı belirtilmişti. Formda ayrıca, cihaz hard diskleri ile yazılımın formatlandığı (silme işlemi), arızalı hard disklerin yenileriyle değiştirildiği, yazılımın yeniden yüklendiği kaydedilmişti.

Firmanın, Danıştay Başkanlığı’na gönderdiği yazıda ise 16 Mayıs’taki arızanın mahallinde giderilemeyeceğinden cihazın sökülerek teknik servise getirildiği, incelemede voltaj dengesizliği yüzünden cihazdaki hard diskin ciddi hasar gördüğünün tespit edildiği belirtilmişti. Cihazın yenisiyle değiştirilmek üzere 17 Mayıs günü sabah Danıştay binasına gelindiği ancak saldırı nedeniyle cihazın montajının öğleden sonra yapılabildiği ifade edilmişti. Yazıda, “Diğer yandan arızalı cihazın servise getirilmek üzere söküldüğü saate kadar kaydedilen görüntülere ulaşılamamıştır” denilmişti.

Mehmet Eymür’ün karartma iması

Dava süresince Oyak Güvenlik’le ilgili çarpıcı iddialar gündeme gelmişti. Eski MİT Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür “Oradaki güvenlik şirketinin başında, benim yanımda da 1990’lı yıllarda çalışmış olan Orhan Çoban isimli emekli albay var. Kaşif Binbaşı (Kozinoğlu) ile birlikte bize gelen grubun en kıdemlisiydi” demişti. Eymür, internet sitesinde de Orhan Çoban ile ilgili olarak “Yeşil’in bahsettiği Kemal Yılmaz Paşa, o tarihlerde MİT’deki Yavuz Ataç, Orhan Çoban, Kaşif Kozinoğlu gibi Özel Kuvvetler Komutanlığı kökenli emekli subaylarla yakın ilişki içindeydi. Bu kişiler MİT Müsteşarı olacağına muhakkak gözüyle baktıkları Kemal Yılmaz’a devamlı bilgi taşıyorlardı. MİT’teki asker kökenliler Kemal Yılmaz’ın başlarına geleceğine o kadar kesin bakıyorlardı ki, nakledilenlere göre Yavuz Ataç ve Orhan Çoban, yeni yapılanma ile ilgili listeleri tanzim ederken makam kavgasına girmişler, aralarında sert tartışmalar çıkmıştı” diye yazmıştı. Eymür’ün bu sözleri bazı gazetelerde Danıştay saldırısındaki karartmanın arkasında Orhan Çoban’ın olduğunu ima ettiği yorumlarına neden olmuştu.

Gazetevatan


Danıştay'ın kameraları bozuk değildi, görüntüler silindi
http://medya.zaman.com.tr/2010/04/22/danistay.jpg

Ergenekon'la birleştirilen Danıştay davasında dün önemli bir gelişme yaşandı. Mahkemeye ulaşan TÜBİTAK raporu, Danıştay'daki güvenlik kameralarının bozuk olmadığını ortaya koydu. OYAK Güvenlik'in daha önce mahkemeye sunduğu 'kameralar arızalı' bilgisini yalanlayan rapora göre, bir kısım görüntüler bilinçili olarak kayıt kodları değiştirilerek silindi. Kayıtların bir bölümü ise TÜBİTAK'ta kurtarıldı.
Türkiye'nin en provokatif silahlı saldırısı olarak tarihe geçen Danıştay cinayetine ait güvenlik kamerası kayıtlarından büyük kısmının silindiği ortaya çıktı. Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebi üzerine Danıştay binasındaki kamera kayıtlarını inceleyen TÜBİTAK'ın bilirkişi raporu Silivri'ye ulaştı. 6 sayfalık rapor, kayıt yapılan harddisklerin bir kısmının bilinçli olarak geri döndürülemez şekilde silindiğini ortaya koyuyor. Kamera görüntülerinin önemli bir bölümünün ise özel bir programla kurtarıldığı belirtiliyor. Bilirkişi incelemesinde, geri getirilen dosyalardan bazılarının isimlerinin değiştirildikten sonra silindiği bilgisi veriliyor. Raporda, katil Alparslan Arslan'ın saldırıdan bir gün önceki keşif görüntülerinin yok edildiği aktarılıyor. Harddisklerde teknik bir bozukluk bulunmadığının altı çizilen rapor, bugüne kadar bilinenin aksine saldırı sırasında kameraların bozuk olduğu bilgisini de çürüttü. Danıştay'ın güvenliğini sağlayan Oyak Savunma ve Güvenlik Şirketi, binadaki kameraların cinayetten bir gün önce bozulduğunu açıklamıştı. Gelişmeyi değerlendiren hukukçular, Oyak Güvenlik hakkında savcıların soruşturma başlatmak zorunda olduğunu vurguluyor.


http://medya.zaman.com.tr/2010/04/22/tablo1.jpg


BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYIN



Mahkemenin re'sen istediği 3 Mayıs 2006 ile 17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Danıştay binasının güvenliği ile ilgili kameraların arıza nedenlerinin, hangi tarihlerde OYAK Savunma ve Güvenlik şirketine bildirildiğinin ayrıca bu tarihler dışında kameraların arıza yapıp yapmadığına ilişkin talebine cevap verilmesi istenmişti. Yapılan bilirkişi incelemesine ilişkin TÜBİTAK'tan gönderilen yazıda, Danıştay saldırısının yapıldığı tarihlerde Danıştay güvenlik kamerasının arızalı olduğunun bildirilmesi üzerine kayıtların alındığı, hard diskler üzerinde inceleme yapıldığı belirtiliyor. Bu hard disklerde herhangi bir arıza tespit edilmediği ifade edilen yazıda, kaydedilen kamera görüntülerinin akşam saatlerine ait kayıtlarının bir kısmının silindiği, özel bir programla yapılan çalışma sonucu silinen bu kayıtlardan bir kısmının kurtarıldığı kaydedildi. Yazıda kurtarılan görüntülerin daha rahat seyredilmesi için avi formatına dönüştürüldüğü, ayrıca silinen dosyaların bir kısmının da isimlerinin değiştirildikten sonra silindiği vurgulandı.



http://medya.zaman.com.tr/2010/04/22/belge1.jpg

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahke-mesi'nce Silivri'de görülen birinci Ergenekon davasında önemli bir gelişme yaşandı. Danıştay saldırısının gerçekleştirilmesi öncesine ilişkin güvenlik kamerası kayıtlarının bilirkişi incelemesi raporları mahkemeye ulaştı. Raporda hard diskte silinmiş dosyaların tespit edildiği belirtilirken, geri döndürülemez biçimde silinen dosyaların çoğunun 16 Mayıs 2006 günü 19.47 ile 19.50 saatlari arasındaki zaman dilimine ait olduğu kaydediliyor. Sözü edilen tarih ve zaman dilimi Alparslan Arslan'ın binada keşif yaptığı anı ifade ediyor. Raporda, geri döndürülebilen dosyalar arasında Danıştay'daki kamera sisteminin kurulduğu tarih olan 23 Aralık 2005 tarihinden önce kaydedilen dosyaların bulunduğu da belirtildi. Bu durumda Danıştay binasına kurulan kamera sisteminde kullanılan hard diskin daha önce başka bir yerde de kullanıldığı ya da firmadan istenen orijinal hard diskin verilmeyip, başka bir hard diske ilgili dosyaların kopyalanıp daha sonra bazı bilgilerin silinmiş olabileceği ihtimaline de dikkat çekiliyor. Bu nedenle bu hard diskin orijinal olup olmadığının net anlaşılamadığı belirtildi. Hard diskin orijinalliğini şüpheye düşüren iki önemli sebep var. Birincisi hard diskin, Danıştay güvenlik sisteminin kurulduğu 23 Aralık 2005 tarihinden daha öncesine ilişkin görüntüler içermesi. İkincisi ise harddisklerin 16 Mayıs 2006 tarihinde teknik firma tarafından Danıştay'dan alınmış olmasına rağmen, hard disk içerisinde teslim tarihinden sonraya tekabül eden 22 Mayıs 2006 ve 6 Haziran 2006 tarihlerine ait kayıtların bulunduğu görülüyor. Bu durum da orijinal hard diskin başka bir hard diske kopyalanarak kopya harddiskin orijinal diye teslim edildiği, teslim tarihinden sonrasına ilişkin kaydedilmiş dosyaların da bu kopya hard disk üzerine daha önceden kaydedilip silinmiş dosyalar olabileceği belirtiliyor. Her iki durum da dikkate alındığında hard diskin, üzerine orijinal hard disk klonlanmış farklı bir harddisk olduğu anlaşılıyor.



Danıştay'ın kameraları bozuk değildi, görüntüler silindi
Rapordan keşif günü dört stratejik konumdaki kameranın görüntülerinin silindiği anlaşılıyor. Kaydı silinen 2 numaralı kamera, yukarı katlardaki bir ara bölmeyi gösteriyor. 3 No'lu kamera ise bina arkasını ve arayolu gösteriyor. 6 No'lu kamera, servis araçlarının ve uzaktan insanların geçiş yaptığı alanı, 7 numaralı kamera ise nizamiye kapısı ile insanların hareketlerini ve park etmiş araçları görüyor.
Hakimden, sorumlular hakkında suç duyurusu
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi naip hakimi, Danıştay binasına ait güvenlik kamerası görüntü kayıtlarının silinmesiyle ilgili, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan başvuruda, 'kamu görevlisinin suçu bildirmemesini' içeren TCK'nın 279. maddesindeki yasal zorunluluk gereği, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Karanlık cinayeti Silivri'deki mahkeme aydınlatıyor
Haber Analiz - Büşra Erdal
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davası ile birleştirilmesinin ardından Danıştay davası ile ilgili derinlemesine araştırmanın sonuçlarını alıyor. Savcılar ve hakimlerin talebi doğrultusunda dosya "sil baştan" yeniden açıldı. Bir hakimin hayatını kaybettiği saldırıyı "türbana" endeksleyen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yapmadığı araştırmalar Ergenekon davası kapsamında yapıldı. Son olarak mahkemeye ulaşan TÜBİTAK, raporunda OYAK'ın arızalı diye kayıt yapılmadığını açıkladığı Danıştay'ın güvenlik kameralarından 17 Mayıs 2006 tarihlerine ilişkin kayıtların silindiğini ortaya koydu. Bu yeni gelişme, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamayı bir kez daha şaibe altında bıraktı.
2.455 sayfalık birinci Ergenekon iddianamesinde Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik bombalı eylemler Ergenekon örgütünün silahlı eylemleri arasında sayıldı. Ergenekon savcılarının talebi ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararı doğrultusunda Danıştay saldırısı Ergenekon davası ile birleştirildi. 3 Ağustos 2009'da birinci Ergenekon davası ile birleştirilerek yeniden başlayan yargılamada mahkeme heyeti eksik delilleri yeniden toplamaya başladı. Mahkeme heyeti de önceki gece verdiği ara kararda söz konusu talebi kabul etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara 11. Ağır Ceza'nın araştırması gereken, ancak üzerine gidilmeyen onlarca kritik sorunun cevabının peşine düşen mahkeme, saldırıya ilişkin dava dosyasına konulmayan delilleri tamamlamak için harekete geçti. Danıştay dosyasında yer almayan deliller için ilgili kurumlara yazı yazan mahkeme, olay günü bozuk olma sebebi hiç araştırılmayan güvenlik kameralarını OYAK'tan istedi. Alparslan Arslan'ın, saldırıdan bir gün önce keşif yaptığını gösteren 14 karanlık telefon mesajını kime gönderdiğinin tespiti için de Türkiye İletişim Başkanlığı'yla irtibata geçildi.
Yine eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'a yazı yazılarak, kendisinde olduğu belirtilen Susurluk raporu iade edilmek üzere talep edildi.
Başbakanlık arşivlerinde bu raporun olmadığı bildirildi. Bunun üzerine Mesut Yılmaz, raporun orijinalinin kendisinde olduğunu açıkladı ve mahkemeye gönderdi.
3-17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Danıştay binasının güvenliğiyle ilgili kameraların, arızaları nedeniyle alınan cihazların arızalı olsa bile OYAK Savunma ve Güvenlik AŞ'den temin edilerek gönderilmesi talep edildi. OYAK Güvenlik, cihazları gönderdi. TÜBİTAK tarafından incelenen cihazlarda 17 Mayıs 2006 tarihinde kayıt yapıldığı ve daha sonra silindiği ortaya çıktı.
Danıştay binasının çevresindeki kurum ve kuruluşlardan temin edilen kamera görüntülerinin incelenmesi için mahkeme hâkimi Hüsnü Çalmuk, naip hâkim olarak tayin edildi.
İlgili kuvvet komutanlıklarına da müzekkere yazılarak dosya kapsamında el konulan el bombaları ve mühimmatın tesliminden itibaren, birlik ve şahıs olarak tarihlerini belirtir şekilde zimmet silsilesinin, sarf edilmişse sarf raporunun ayrıntılı olarak bildirilmesi istendi. Buna ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı'ndan yazı geldi. Bu yazıda mühimmatların bir kısmının Güneydoğu'daki birliklere ait olduğu bildirildi.
Alparslan Arslan'ın Danıştay saldırısından önce kullandığı arabanın köprülerden geçiş saatleri, Arslan'ın kullandığı telefon hatlarının dökümleri, saldırıdan önce attığı garip mesajlar da araştırıldı. Danıştay cinayetinden 'rejim krizi' çıkardılar -Türkiye, 17 Mayıs 2006 gününün sabahına Danıştay'a yapılan hain saldırı ile uyandı. Avukat Alparslan Arslan, rutin toplantılarını yapan Danıştay 2. Daire üyelerine kurşun yağdırdı. Saldırıda 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, üyeler Mustafa Yücel Özbilgin, Ayla Günenç, Ayfer Özdemir ve tetkik hâkimi Ahmet Çobanoğlu yaralandı. Özbilgin kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Canlı yayınlara art arda bağlanan konuklar, rejimin tehlikede olduğunu savunuyordu. CHP lideri Deniz Baykal, yaralıları ziyaretinde saldırıdan hükümetin sorumluluğu olduğunu ileri sürdü. Grup toplantısındaki konuşması daha netti: "Siyasete kan bulaştı." Yargıtay, Danıştay, YÖK, rektörler art arda hükümeti hedef alan açıklamalar yaptı. Yargı mensupları Anıtkabir'e yürüdü. Cenaze töreni de bu çerçevede kullanıldı. Siyasiler yuhalandı, linç tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.


Danıştay'ın kameraları bozuk değildi, görüntüler silindi
'Allah'ın askerleri' lafı nereden çıktı?
Menfur saldırının hemen ardından Danıştay Başkan Vekili Tansel Çölaşan tanıkların doğrulamadığı bir iddia ortaya attı: "Saldırgan, 'Allah'ın askeriyiz' diyerek odadan içeri giriyor. Bunlar türban kararından ötürü." Bu ifadeleri tetikçi Alparslan Arslan bile doğrulamadı. Arslan, Silivri'deki savunmasında olay anını şöyle anlattı: "Bahçede uzun süre oturdum. Bir ara yukarı çıktım, salon kapalıydı. Salon açık olsaydı silahı alıp gelip saldırıyı yapacaktım. Çaycı geldi, dosyam var, dedim, binadan ayrıldım. Ertesi sabah arkadaşlar otelde uyurken çıktım gittim. Silah çantamdaydı. Güvenlik noktasında öttü. Kimliğimi gösterdim. Avukat olduğum için yukarı çıkmama izin verdiler. Salona girdim. Başta Mustafa Birden olmak üzere 3-4 el ateş ettim. Bayanlar da vardı. Böyle bir şey yasak olamaz, bitsin dedim." Çapraz sorguda ise Danıştay'ın başörtüsü kararından haberinin olmadığı ortaya çıktı. Bir süre sonra bu davanın sanıklarından İsmail Sağır'ın 'fuhuş için başkasına kadın tedarik etmek' suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm olduğu belirlendi. 'Allah'ın askeri' sözü iki kez daha gündeme geldi. İlki olaydan 2,5 saat sonra yapılan bir telefon görüşmesiydi. Osman Yıldırım, x şahısla yaptığı görüşmede aynen şu cümleyi kuruyordu: "Allah'ın askeri dayı ya Allah Allah." Diğeri de Ertuğrul Özkök'ün köşesinde yer aldı: Ama bizzat cinayeti işleyen adam ne diyor: "Ben Allah'ın askeriyim, türban kararını protesto etmek için vurdum."
Dava Silivri'ye alındı; geRçekler ortaya çıktı
Başkent'te görülen Danıştay davası yoğun bir hukuk çabasının ardından Ergenekon kapsamında Silivri'ye alındı. Görüldü ki, Ankara'daki mahkeme, delilleri hiç araştırmamış, suçu tuhaf hareketlerde bulunan Alparslan Arslan'a yükleyerek dosyayı kapatmıştı. Danıştay saldırısıyla ilgili hazırlanan iddianamede eylemlerin 'türban' ile ilgili olduğu ileri sürülüyordu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Şubat 2008'de Alparslan Arslan'ı iki kez müebbet hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağıroğlu da müebbet hapis cezası aldı. 28 Nisan'da mahkemenin gerekçeli kararı yayınlamdı. Buna göre saldırı 'türban' sebebiyle gerçekleştirilmişti. Sanıklar türbanı kendi istedikleri şekilde yorumlamayan kişileri cezalandırmayı amaçlamıştı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, (7 Ekim 2008) kararı Ergenekon'la bağ olduğu gerekçesiyle oybirliğiyle bozdu. 3 Ağustos 2009'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, birinci Ergenekon davası ile Danıştay davasının birleştirilmesine karar verdi. Ardından Danıştay soruşturmasının sil baştan ele alınması hükme bağlandı. Dosyadaki eksiklikler de bu sırada gündeme geldi. Savcılar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden eksiklerin giderilmesini istedi. İşte o taleplerden bazıları:
3-17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Danıştay binasının güvenliğiyle ilgili kameralar, arızaları nedeniyle alınan cihazlar arızalı olsa bile OYAK Savunma ve Güvenlik AŞ'den temin edilerek gönderilmeli.
Danıştay binasının çevresindeki kurum ve kuruluşlardan temin edilen kamera görüntülerinin incelenmesi için mahkeme hâkimi Hüsnü Çalmuk, naip hâkim olarak tayin edilsin.
Alparslan Arslan'a ait 34 BE 026 plakalı aracın 4-16 Mayıs 2006 arasındaki köprü ve otoban geçiş zamanının bildirilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılmalı.
Ankara Ulus semtinde faaliyet gösteren Selvi Otel yetkilisine müzekkere yazılarak, otelin 15, 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihlerine ait defter ve bilgisayar kayıtları celp edilsin.
16 Mayıs 2006 tarihinde, Danıştay binasının önüne gelen Alparslan Arslan, kimliği bilinmeyen bir kişiye; 'Tarkan işinize yarar mı?', 'Bekliyorum..', 'Bir eksiğin var mı?', 'İçeride mi dışarıda mı?', 'Bilmiyorum yolcuyu görmeli miydim?' şeklinde mesaj gönderdiği ortaya çıktı. Bu mesajların gönderildiği kişi araştırılmalı. Osman Yıldırım'ın itirafları görmezden gelindi 10 Kasım 2009'da Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, tarihî itiraflarda bulundu. Yıldırım, "Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan eylemlerde işi veren Veli Küçük'tür, bombaları veren Muzaffer Tekin'dir. Ataşehir'deki toplantıda, Muzaffer Tekin, Hüseyin Görüm'ün yeğeni, Oktay Yıldırım, Fikri Karadağ, Orhan Kadı, Alparslan Arslan ve tanımadığım başka kişiler vardı. Toplantıda 5 dakika kaldım. Bombaları aldım, çıktım. 2 tane bomba aldım. Alparslan Arslan 1 tane aldı. Muzaffer Tekin verdi bombaları. Alparslan Arslan'ı kullananlar Veli Küçük'tür, Muzaffer Tekin'dir. Bunların üstü de Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve Fikri Karadağ'dır.'' dedi. Ancak 10 Mayıs 2006'da Cumhuriyet'e bomba atılması ve 17 Mayıs'taki Danıştay cinayetini günlerce işleyen gazeteler bu itirafları görmezden geldi. Hürriyet ve Milliyet'te bu haber yoktu. Olayın muhatabı Cumhuriyet ise iç sayfalarında gizledi.



OYAK Güvenlik suç delilini yok etti; soruşturma açılmalı
yasin kılıç istanbul
-Danıştay binasındaki kamera görüntülerinin silinmesi, hukuki sonuçlar doğuracak. Hukukçulara göre derhal OYAK Güvenlik hakkında soruşturma açılmalı. Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı'ya göre; TÜBİTAK'ın son verdiği bilirkişi raporu ışığında cumhuriyet savcıları OYAK yöneticileri ve yetkililerine yönelik otomatik olarak soruşturma başlatmak zorunda. Burada ayrı bir suçun söz konusu olduğunu ifade eden Avcı şunları söylüyor: "TCK'nın 282. maddesine göre 'suç delillerini değiştirmek ve yok etmek' suçu devreye giriyor. Savcılar OYAK'ın yetkililerine soruşturmayı sevk etmek zorunda. Danıştay saldırısı, delillere göre Ergenekon yapılanması çerçevesinde mütalaa ediliyor." Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek de TÜBİTAK'ın raporunun önemli bir maddi delil anlamına geldiğini belirtiyor. Dosyanın bütünlüğü açısından mahkemenin savcılıktan 'delillerin karartılması' yönünde varsa suçun ortaklarını ve suça iştirak edenleri araştırmasını isteyebileceğini ifade eden Petek, "Suç delillerini gizlemek, yok etmek, karartmak ayrı bir suç olduğu için bu eylemi işleyenler hakkında soruşturmanın genişletilerek tespit edilmesi halinde sanıkların davanın birlikte görülmek üzere tekrar iddianame ile mahkemeye bu şekilde tevdi edilmesini mahkeme talep edebilir." açıklamasında bulundu.
TÜBİTAK'ın raporunun eylemin ferdi olmadığı, bir örgüt işi olduğu noktasında değerlendirilebileceğini belirten Petek, mahkemenin delilleri yok eden ve gizleyenlerin tespit edilip ortaya çıkarılması için yeni soruşturma açabileceğini kaydetti. Reşat Petek sözlerine şöyle devam etti: "Mahkeme soruşturmanın genişletilmesini, yeni soruşturma yapılmasını ve elde edilecek delillerin mahkemeye sunulmasını isteyebilir. Bu TÜBİTAK raporu onu zorunlu kılıyor. Yeni ortaya çıkan maddi delildir. Kim yaptı, kimler yaptı savcılar kamu adına soruşturur. Danıştay saldırısındaki örgüt bağlantısını Ergenekon iddiası ile sürdürülen terör örgütü davasında hukuki fiili irtibatlı yeni bir delil elde edilmiş oluyor. Bu işin tek başına işlenmediği, tetiği çeken ile daha sonra ona yardımcı olmak, suç delillerini kaybetmek için birilerinin kayıtları sildiği, suça iştirak ettiği, yok etme suçunu işledikleri anlaşılır, bunların da soruşturma ile tespit edilip haklarında dava açılması, gerekli görülürse de dava ile birleştirilmesi gerekir."
Orduevinin kameraları için de 'arızalı' demişlerdi
Danıştay saldırısıyla ilgili takibi yapılan önemli hususlardan biri Sıhhiye Orduevi'nin Danıştay binasını gören kameraların görüntüleri idi. Ancak bu kameraların da Danıştay binasındaki kameralar gibi bozuk olduğu ileri sürüldü. Genelkurmay Başkanlığı'ndan Aralık 2009'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen yazıda şöyle denildi: "Sıhhiye Orduevi'nde olay tarihinde kullanılan kamera güvenlik sistemi Ağustos 2008'de değiştirildiğinden mevcut güvenlik sistemi DVR kayıt cihazları kullanılarak işletmeye alınmıştır. Olay tarihinde Danıştay binasını gören seyredilebilir görüntü Sıhhiye Orduevi Md.lüğü'nün 17 Mayıs 2006 tarihli, OREV: 0913-244-06-810 sayılı 'kamera görüntüleri' konulu yazısıyla Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilmiş olup, kullanılan media player değiştirildiğinden halen envanterde bulunmamaktadır."
Gazeteler saldırıyı nasıl vermişti?
HÜRRİYET: Kaşıya kaşıya
SABAH: Hedef manşetten, kurşun avukattan
MİLLİYET: Laikliğe kurşun. Zanlı 28 yaşında, dindar, ülkücü.
POSTA: Türkiye'ye kurşun
TAKVİM: Laik Cumhuriyet'e savaş açtılar
VATAN: Yalnız değildi
CUMHURİYET: Bu kez de aynı el. Cumhuriyet'e saldırıdan sonra Danıştay yargıçlarına kurşun yağdı
YENİÇAĞ: Bu kimin hayaleti?
RADİKAL: Yargıya Türk-İslam sentezci saldırı
AKŞAM: Tetiği kim çektirdi?
ZAMAN: Karanlık güçler işbaşında. Danıştay'a hain saldırı
BUGÜN: Alçak saldırı
TÜRKİYE: Huzura saldırı
YENİ ŞAFAK: Alçakça. Terör, hukukun kalbini hedef aldı
STAR: Huzura kurşun VAKİT: İğrenç saldırı


ZAMAN GAZETESİ



Derin el’ Danıştay’da keşif anı görüntüsünü temizledi
#gsol div.hbr { background: url(http://91.93.103.35/gazete.png) no-repeat 407px 35px; } #gsol div.hbr div.vny { position: absolute; left: 0px; top: 0px; } #gsol div.hbr div.ktg { position: absolute; left: 0px; top: 0px; }

http://91.93.103.35/haber/100421-114451-256704-C.jpg



TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi, Arslan’ın Danıştay’da keşif yaptığı günün kamera kayıtlarının ‘bilinçli’ olarak silindiğini, 20 gün sonra harddiske ikinci bir operasyon yapıldığını belirledi
HELİN ŞAHİN İSTANBUL
Yargıtay’ın “Ergenekon’la birleştirilsin” kararının ardından Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sil baştan ele alınan Danıştay Saldırısı davasında şok bir gelişme yaşandı. TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi, iddia edilenin aksine saldırı anında güvenlik kamera kayıtlarının tutulduğu harddiskin bozuk olmadığını, aksine kayıt yapıldığı ancak tetikçinin “saldırı için keşif yaptığı” günün akşamı ve saldırıdan 20 gün sonra olmak üzere iki kez “bilinçi” olarak harddiskin silindiğini, saldırı günü ise kayıtdışı bırakıldığını belirledi.
GÖRÜNTÜLERİN BAZILARI KURTARILDI
Ergenekon Mahkemesi’nin ‘’03 Mayıs 2006 ile 17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Danıştay binasının güvenliği ile ilgili kameraların arıza yapıp yapmadığı ve arıza nedenlerine’’ ilişkin istediği rapor mahkemeye gönderildi. TÜBİTAK görevlisi bilirkişinin raporunda, görüntülerin kaydedildiği harddisklerde herhangi bir arıza saptanmadığı, kaydedilen kamera görüntülerinin iki kez silindiği, yapılan çalışma sonucu silinen bu kayıtlardan bir kısmının kurtarıldığı kaydedildi.
KAYIT YAPILAN HARDDİSKTE ARIZA YOK
Naip Hakim Hüsnü Çalmuk’un görevlendirdiği TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi Hayrettin Bahşi tarafından hazırlanan raporun satır başları şöyle:
• Danıştaya saldırının yapıldığı 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay güvenlik kamerasının arızalı olduğunun bildirilmesi üzerine kayıtlar alındı. Harddiskler üzerine inceleme yapıldı ve bu harddisklerde herhangi bir arıza saptanmadı.
• Harddiskin 16.05.2006 tarihinde Danıştay’dan firma tarafından geri alındığı tutanaklarda ifade edilmiş. Verilen DVD içerisinde, bu tarihten sonraki tarihler olan 22.05.2006 ve 06.06.2006 günleri arasında kayıtlara rastlandı, kamera saldırı günü olan 17 Mayıs 2006’da hiç kayda girmedi.
SALDIRI ÖNCESİ ‘KEŞİF ANI SİLİNMİŞ’
• Saldırı günü hiç kayıt yapmayan güvenlik kamerası harddiskinin, saldırıdan önceki son akşam olan 16 Mayıs 2006 saat 19.47’de 3 dakika silindiği tespit edildi. Bu durum saldırgan ve beraberindekilere ait görüntülerin silinmiş olabileceği şeklinde değerlendirilirken “Görünmeyen bir el tetikçi ve yanındakilerin Danıştay’daki keşif hazırlıklarının görüntülerini yok mu etti” sorusu gündeme geldi.
KAYITLAR ‘SİSTEMATİK’ YOK EDİLMİŞ
• Bilirkişiler, sadırıdan önceki akşam saatlerine ait kayıtların isimleri değiştirildikten sonra silindiğini tespit etti. Bu da şüpheleri iyice artırdı.
• Kamera kayıtlarında, saldırıdan iki gün öncesi hariç her güne ait kayıt varken görüntü yok.
20 GÜN SONRA İKİNCİ OPERASYON
• Bilirkişi raporunda, harddiskin Danıştay’dan 16 Mayıs’ta alındığı, ancak DVD’de 22 Mayıs ile 06 Haziran arasındaki kayıtların bulunduğu, DVD’ye 6 Temmuz 2006’da yeniden kopyalama yapıldığı belirtilerek “Dolayısıyla firma tarafından o tarihte harddiskle bir işlem yapıldığı sonucuna varılmıştır” denildi. Yani harddiske, saldırıdan 20 gün sonra farklı görüntüler yüklenmiş.
ORİJİNAL DİSK VERİLMEMİŞ OLABİLİR
• Harddiskte, Danıştay’a güvenlik sisteminin kurulduğu 23 Aralık 2005’ten öncesine ait görüntülerin bulunmasına da dikkat çeken bilirkişi, mahkemeye orijinal harddiskin verilmemiş olma olasılığına da vurgu yaptı.
CEVAP BEKLEYEN SORULA?
• Danıştay’daki güvenlik kamerası kayıtlarını kim ya da kimler sildi?
• Neden ve hangi amaçla silindi?
• OYAK Güvenlik ve Danıştay, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne “Kayıt sistemi arızalı” yazısı göndererek suç delilini mi gizledi?
• Harddiskten 16 Mayıs 2006 gününe ait görüntülerden neden sadece 19.47 ile 19.50 saatleri arası silindi?
• Kamera kayıtlarının silinmesi olayının Ergenekon sanıkları ile telefon görüşmeleri tespit edilen OYAK Güvenlik yöneticileriyle bir bağlantısı var mı?
• “Saldırı türban için yapıldı” kararını veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, güvenlik kameraları bozuk yazısına rağmen harddisk üzerinde neden inceleme yaptırmadı?
• Eksik araştırma ile Danıştay saldırısı davası Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde nasıl karara bağlandı?
• Ergenekon Mahkemesi, “Bozuk da olsa kamera kayıtlarının tutulduğu bilgisayarı verin” diyerek bastırmasa bu skandal Türk kamuoyundan daha ne kadar saklanacaktı?



STARGAZETE


All times are GMT +3. The time now is 01:49.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025