Siyaset Forum - Dr. Ali Soylu - Hayırlı İşlere Hayır Demek CHP Geleneği

Dr. Ali Soylu - Hayırlı işlere hayır demek CHP geleneği

http://img23.imageshack.us/img23/1895/chpzihniyeti.jpg

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) referandum ile ilgili kararı ‘esastan’ ve ‘şeklen’ hatalı olmasına rağmen Türkiye’yi rahatlattı. Bu karar da AYM’nin diğer kararları gibi ‘siyasi’dir. Ancak anayasa ile ilgili değişiklik kararını halka bırakmıştır.

Mahkemenin Anayasa değişikliğini içeren paketin referanduma gitmesi yönünde karar almasında AK Parti’yi seçmen gözünde mağdur duruma düşürmemek ve bu mağduriyetle erken bir genel seçimde AK Parti’nin oylarını arttırarak tekrar birinci parti çıkma olasılığının önüne geçmek etkili olmuştur.

Basiretsiz siyaset

AYM’nin bu kararı, süreci yönetmeyi bilseler, muhalefet partileri için bir şanstır. AYM, CHP’nin itirazını yerinde bulup paketi toptan reddetseydi muhtemelen Meclis erken seçim kararı alacak ve AK Parti bu durumdan daha kârlı çıkacaktı.

Şayet muhalefet partilerinin referandumda değişiklik paketine ‘Evet’ deme basiretini gösterebilmiş olsalar, AK Parti’den oy devşirecekler, ancak ‘Hayır’ istemezük deyip bu fırsatı tepiyor, iktidar olmayı değil muhalefette kalmayı tercih ediyorlar.

Çağdışılıkta ‘Hayır’ aramak

Türkiye’yi ve millet iradesini Mayıs 1960 darbesinden bu yana süregelen asker ve yargı vesayetinden bir nebze kurtaracak olan bu Anayasa değişikliği tarihî bir fırsattır. Yarım asırdır bu sisli/dumanlı ortamdam nemalananlar dışında herkesin bu değişime ve yenileşmeye ‘Evet’ demesi gerekir. ‘Evet’; darbecilerin, cuntacıların ve karanlık derin güçlerin dışında herkesin faydasına olacaktır.

Siyasi iktidarın ayağına dolaşan HSYK ve AYM’nin yapılarını değiştiren Anayasa değişikliğine AYM’nin “referanduma götürülmesinde bir mahzur yoktur” mealindeki kararı, muhalefeti derin bir “hayal kırıklığı ve memnuniyetsizliğe” sevk etmiştir. Muhalefetin düştüğü bu durum katıksız bir basiretsizliğin neticesi, vizyonsuz ve misyonsuz bir lider(siz)lik örneğidir.

1980 darbesi hem ülkücülere/sağcılara, hem de solculara büyük zarar veren ve yaptıkları Ana(Askerî)yasa ile hâlâ menfi etkisini sürdüren utanç verici kara bir lekedir. Türkiye adına, hukuk adına bu utanç verici sürecin devamından yana tavır alan muhalefeti anlamak kolay değil. Sadece iktidara muhalefet olsun diye ülke yararına, millet menfaatine olan bir değişime ‘Hayır’ demek ne milliyetçiliğe, ne demokratlığa, ne yurtseverliğe, ne de çağdaşlığa sığar.

CHP’nin hayırlı işlere ‘Hayır’ demesi 70 yıllık geleneğinde mevcut olan ‘bilimsel’ bir bulgudur. Ancak MHP ve BDP hakikaten basiretsiz ve son derece sorumsuz davranarak CHP’nin dümen suyuna kapıldılar. İlkel muhalefet anlayışı ve kısa vadeli yanlış ve basit oy hesapları yüzünden ayaklarına gelen tarihî fırsatı kaçırıyor, bindikleri dalı kesiyorlar. Bu iki partinin tabanları referandumda vicdanlarının sesini dinleyip liderlerinin ve partilerinin aksine, darbecilerin yasası olan 1982 Anayasasını değiştiren pakete ‘Evet’ diyeceklerdir.

MHP ve BDP’nin ortak noktası

CHP’nin altı okundan biri milliyetçiliktir. MHP ve BDP ayrı iki uçta milliyetçilik zeminine oturmuş iki siyasi partidir. Bu tür milliyetçilik anlayışı artık kabul görmüyor. Zaman vatandaşlık zeminine oturmuş müspet milliyetçilik zamanıdır. Muhalefetin bunu görüp AYM gibi kendine balans ayarı çekmesi gerekir.

Kanunlar, yasalar ve yargıdaki uygulamaları hukuk devletinin adalet aynasındaki yansımalarıdır. Bu ülkenin istisnasız bütün vatandaşları; ileri, medeni ülkelerdeki demokratik hak ve özgürlüklere ve insanca yaşamaya layıktır. Vatandaşlarımızı bu fırsat ve haklardan siyasi çıkarlarımız uğruna mahrum etmeyelim. Himmetimiz siyasi çıkarımız olmasın, himmetimiz milletimiz olsun. “Himmeti milleti olan, tek başına bir millettir” düsturu rehberimiz olsun.

Star 27.07.2010