Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Haberler (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=120)
-   -   Wikileaks Belgeleri (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=141560)

İntifada 11-29-2010 01:35

Wikileaks Belgeleri
 
TÜRKİYE'DE İSLAMCILAR İVME KAZANIYOR!

Wikileaks'ın belgelerinde Türkiye ile ilgili yeni detaylar, yeni iddialar!
Wikileaks uzunca bir süredir merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait belgeleri bu gece yayımladı. Belgeler, 2004 yılından bu yılın Mart ayına kadar yapılan 250 bin adet diplomatik gizli yazışmayı içeriyor.

Belgelerde Amerikalı diplomatlar bir ortak olarak Türkiye'nin güvenilirliğine ilişkin şüphelerini dile getirirken ve bu kapsamda Başbakan Erdoğan ve danışmanlarına yönelik olumsuz ifadeler yer alıyor.Türkiye'nin gelecekte İslam devleti olma yolunda ilerlediği ve Avrupa Birliği'ne üye olamayacağı yönündeki görüşler de belgelerde yer alıyor.



Wikileaks merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait belgeleri akşam saatklerinde yayımladı. Gizli belgelerde, 2004 yılından bu yılın Mart ayına kadar yapılan 250 bin adet diplomatik gizli yazışmalar yer alıyor.
Wikileaks tarafından yapılan açıklamada, sitenin uğradığı saldırı nedeniyle gizli belgelerin ABD'li New York Times, İngiliz Guardian, Alman Der Spiegel, İspanyol El Pais ve Fransız Le Monde tarafından yayınlandığı belirtildi.
Guardian gazetesinin internet sitesinden yayınladığı gizli belgeler, Türkiye hakkında çok sayıda önemli bilgiler içeriyor. Gizli belgeler arasında İsrail'in Türkiye'nin uyguladığı politikalardan duyduğu rahatsızlığı ABD'ye iletmesi yer alıyor.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in de Türkiye'nin bir enerji merkezi olmaması için Rusya ile gaz anlaşması yaptıklarını söylediği belirtilen belgeler arasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun, ABD'li yetkililerle yaptığı görüşmelerin tutanakları da yer alıyor.

TÜRKİYE'DE İSLAMCILAR İVME KAZANIYOR
Wikileaks'in yayınladığı belgelerin Türkiye ile ilgili bölümlerindeki 31 Ağustos 2007 tarihli bir belgede, aynı yılın 17 Ağustos günü İsrail gizli servisi Mossad'ın Başkanı Meir Dagan ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns arasında yapılan toplantının tutanağı göze çarpıyor.
Toplantıda iki yetkilinin Ortadoğu'daki son durumu ele aldıkları ve özellikle İran konusunun üzerinde durdukları ortaya çıktı.Tutanağa göre, Dagan, Burns'e Türkiye'ye baktığı zaman ülkedeki İslamcıların giderek ivme kazandıklarını gördüğünü söyledi.

"ORDU DAHA NE KADAR SESSİZ KALACAK"
Belgede, "Dagan burada sorulması gereken esas sorunun kendisini Türkiye'nin laik kimliğinin savunucusu olan ordunun bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı olduğunu ifade etti" denildi.
Yine aynı belgeye göre, İran'la ilgili olarak Dagan, güç kullanarak rejim değişikliğine gidilmesi için daha fazlasının yapılması gerektiği yönündeki görüşünü dile getirdi.
25 Şubat 2010 tarihli Azerbaycan ile ilgili bir başka belgede de Türkiye'nin bahsi geçiyor. Belgede, Azerbaycan Devlet Başkan İlham Aliyev'in ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bill Burns ile yaptığı görüşmenin detaylarına yer verilmiş.
Bu belgede ise Aliyev'in Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile Başbakan Vladimir Putin arasındaki ilişkiyi tanımlarken "kaba bir sokak ağzını" kullandığı ifade ediliyor.
Aliyev'in Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma süreci ve Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili görüşlerini dile getirirken de aynı üsluba başvurduğu ifade edildi.
Belgede, "Aliyev, Burns'e 24 Nisan'ın Dağlık Karabağ sürecinin yanı sıra Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecinin üzerinde 'Demokles'in Kılıcı' gibi sallandığını söyledi" denildi.
Aliyev'in ayrıca Türk-Ermeni normalleşme sürecinin Dağlık Karabağ konusunda ilerleme kaydedilmesi için Nisan ayından sonra ele alınması önerisi yaptığı da vurgulandı. Aliyev, ayrıca Karabağ konusunda daha da esneklik göstereceklerini söyledi ancak ABD'den Ermenistan üzerindeki baskıyı artırmasını istedi.
Belgede Aliyev'in Putin ile Medvedev arasında bir çekişme olduğunu hissettiğini söylediği de yer alırken, "Aliyev, (kaba bir sokak ağzı kullanarak) Azericede bir deyim vardır: İki kelle bir tencerede pişmez" denildi.
Görüşmede Burns, ABD'nin Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin Erivan'ın Dağlık Karabağ konusunda daha esnek hareket etmesini sağlayacak siyasi bir zemin yaratacağını düşündüğünü söyledi.
Aliyev, İran'la ilişkilerini "gergin ve istikrarsız" olarak tanımladı. Azeri lider ayrıca, İran'ın Azerbaycan'a yönelik siyasi provokasyonlarının sürdüğünü de ifade etti.

"NABUCCO'YA İHTİYACINIZ VAR MI?"

Toplantıda enerji konusu da ele alındı. Aliyev Türkiye'nin "yapıcı bir tutum" sergilemesi durumunda gaz geçiş anlaşmasının yapılabileceğini de ifade etti. Aliyev'in bahsettiği anlaşma Haziran ayında imzalandı.
Belgede, "Aliyev, Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın kısa bir süre önce Azerbaycan devlet petrol şirketinin başkanına 'Neden Rusya ile ilişkilerinizi bozuyorsunuz ki? Nabucco'ya gerçekten ihtiyacınız var mı?' dediğini de söyledi" denildi.

"TÜRKİYE'NİN ENERJİ MERKEZİ OLMASINI İSTEMEDİK"

Belgede dikkat çeken bir diğer nokta da Aliyev'in ABD'li yetkiliye Rusya'ya gaz satma anlaşmasının detaylarını aktarması oldu. Belgeye göre Aliyev, bu anlaşmanın "Türk dostlarımıza" doğalgaz dağıtım merkezi yaratmasına izin verilmeyeceğini göstermek için yapıldığını ifade etti. Belgede, Aliyev, Erdoğan hükümetinden "haz etmediğini" de söyledi.

“ANKARA'NIN ARABULUCULUK ÇABALARI MANTIKLI DEĞİL"

17 Kasım 2009 tarihinde Ankara'da yapılan ve dönemin ABD Büyükelçisi James Jeffrey tarafından gizli belge statüsünde gönderilen tutanakta, Philip Gordon ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında yapılan ve İran'ın nükleer programını konu edinen bir görüşmenin detayları yer alıyor.
12 Kasım'da yapılan ve 40 dakika süren görüşmede Gordon, Davutoğlu'nu Ankara'nın arabuluculuk çabalarının faydalı ya da mantıklı olmadığına ve İranlılara ciddi müzakerelere başlamadan zamanla oynama şansı verdiğine ikna etmeye çalıştı.
Davutoğlu İran hükümetinin kamu önündeki tavrını bir kez daha dile getirirken, "İranlıların P5+1in önerilerine prensipte evet dediğini ancak kamuoyunun algısını düzeltmek zorunda olduğunu" aktardı. İran'ın nükleer silah sahibi olması durumunda yaşanabileceklerle ilgili olarak Davutoğlu Türkiye'nin "elbette" bu riskin farkında olduğunu, tam da bu sebepten İranlılarla bu kadar yakından çalıştıklarını söyledi.
Gordon, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının Türkiye'nin meseleyi nasıl gördüğüyle ilgili soru işaretleri yarattığını söyleyince Davutoğlu bunun farkında olduğunu ancak Guardian'ın son röpotajında Erdoğan'ın söylediklerini doğrudan aktarmadğını belirtti. Davutoğlu, "Sadece Tükiye İran'la açık ve eleştirel bir dille konuşabilir, çünkü Ankara kamuoyu önünde dostluk mesajları vermektedir" dedi.
Gordon, Ankara'dan yaptırımların dikkate alınmaması durumunda olabileceklerle ilgili güçlü bir mesaj vermesini istedi. Davutoğlu ise Erdoğan'ın Tahran ziyaretinde bu mesajı zaten verdiğini belirtti. Türkiye'nin dış politikasının bölgeye bir "adalet duygusu" ve "vizyon duygusu" verdiğini, İran'a ve Suudilere bir alternatif olduğunu ve "bölgede İran etkisini sınırlandırdığını" söyledi.
25 Şubat 2010 tarihli bir başka tutanak ise 18 Şubat tarihinde William Burns'le Feridun Sinirlioğlu arasında yine Ankara'da yapılan bir görüşmenin içeriğiyle ilgili. Toplantıda İran'dan Ermenistan protokollerine, PKK'dan Kıbrıs görüşmelerine ve füze savunma sistemine kadar birçok konuda değerlendirmeler var.
İran: Sinirlioğlu Ankara'nın resmi tavrını yinelerken askeri operasyonun Türkiye'ye zarar vereceğini, yaptırımların ise İran halkının kenetlenmesine yol açarak muhalefete zarar vereceğini söyledi. Sinirlioğlu bölge ülkelerinin İran'ı bir tehdit olarak gördüğünü belirterek, "Şam'da bile alarm zilleri çalıyor" dedi.
Ermenistan: Sinirlioğlu protokollerin onay süreciyle Minsk süreci arasında eşzamanlılık istedi. Kongre'nin "soykırım" tasarısını kabulünün onay sürecindeki hesapları çıkmaza sokacağını söyleyen Sinirlioğlu, "Aliyev'in kabul edeceği bir şey olursa biz de ilerleyebiliriz" dedi. Sinirlioğlu, gaz anlaşmasıyla ilgili olarak da "Bize güvenmiyor" dedi.

WIKILEASKS'A GÖRE FRATTİNİ TÜRKİYE İÇİN "AVRUPA VE İRAN ARASINDA İKİLİ OYUN OYNUYOR" DEDİ
WIKILEAKS tarafından yayınlanmaya başlanan ABD'nin dişişlerine dayalı belgeleri arasında İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin "Putin'in sözcüsü" olduğu, Dışişleri Bakanı Franco Frattini'nin de Türkiye'nın Avrupa ve İran arasında ikili oyun oynadığını belirttiği iddia edildi.
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini ve ABD Savunma Bakanı Robert Gates arasında yapılan görüşmede, Frattini'nin Gates'e, Türkiye'nin Avrupa ve İran arasında ikili oyun oynadığını ifade ederek bu durumdan yakındığı iddia edildi. Görüşmenin ardından ABD'nin Roma Büyükelçiliği tarafından 8 Şubat 2010'da Washington'a gönderilen teleks mesajında, “Frattini özel olarak, Türkiye'nin Avrupa ve İran arasında gerçekleştirdiği ikili oyun hakkında, tatminsizliğini dile getirdi" ifadesinin yeraldığı belirtildi. Mesajda ayrıca, "Frattini'ye göre Çin ve Hindistan, halkı tehlikeye atmadan İran yönetimininin yönünü etkileyebililecek kritik ülkeler" ve "Frattini, Sudi Arabistan, Türkiye, Brezilya, Venezüella ve Mısır'ın resmi olarak İran'la masaya oturabileceğini bildirdi" ifadelerinin yeraldığı belirtildi.

Bu arada yine ABD'nin Roma Büyükelçiği tarafından hazırlanan belgelerden birinde, “Berlusconi ve Putin arasındaki ilişki olağanüstü sıkı. Enerji alanında karşılıklı çok cömert anlaşmalarda bulunuyorlar. Bu arada karşılıklı olarak çok cömert hediyeler veriyorlar" ifadesi kullanılırken bir başka belgede ise, "Berlusconi, Putin'in Avrupa'daki sözcüsü gibi görünüyor" tanımlamasına yer verildiği dile getirildi.


İntifada 11-29-2010 01:37

Wikileaks belgelerinde açıklanan, ABD Devlet Sekreter Yardımcısı Filipp Gordon'un Paris ziyareti sırasında Elysees Diplomatik Danışmanı Levitte ile görüşmesinden Türkiye ile ilgili bölümler. Dipnot.tv özel çevirisi ile!

ABD Devlet Sekreter Yardımcısı Filipp Gordon'un Paris ziyareti sırasında Elysees Diplomatik Danışmanı Levitte ile görüşmesinden: (11/09/2009)





TURKIYE HAKKINDA ENDISELER

----------------------------------------

6. (C) Levitte, S.Y. Gordon'a Fransızların Avrupa Birliği ve Türkiye arasında "imtiyazlı ortaklık" oluşturulması konusunda görüşlerinin değişmediğini belirtti. Ancak, Fransa'nın, üyeliği varsaymayan tüm katılım müzakerelerini de devam etmekten alıkoymadığını vurguladı. (AB) müktesebatında hala açıkta kalan birçok konu var, o yüzden, eğer ilerleme olmazsa, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki ihtilafından kaynaklanıyor. Ne yazık ki, Ankara gereken reformları tamamlamadığından, süreç durmuş durumda. Levitte bu sonbaharda Türkiye'nin Ankara Protokolü'ne uyum sağlayamadığı konusunda bir rapor bekliyor. S.Y. Gordon Türkiye'nin bir çıkmaza yakalandığını ve Ankara Protokolü'ne uyum sağlayamamasının nedeninin Türklerin AB üyeliğini sürecinin ilerleyeceğine inanmamaları ve aynı zamanda gereken reformları tamamlamadıkları için ilerleme kaydetmediklerini söyledi. Ayrıca son yapılan Alman Marshall Fund anketlerine göre Türkiye'de %30'dan az bir kısımın AB üyeliğinde başarılı olunacağına inandığı sonuçları alındığını belirtti.

7. (C) Levitte bu yoruma katıldığını, ancak Paris'in isteğinin, Türklerin, Avrupa'ya bağlanmaktansa, Avrupa ve Asya arasında bir köprü rolü oynamanın, kendileri için daha iyi bir seçenek olduğunu kendi kendilerine anlamaları olduğunu ekledi. Türkiye'nin AB'ye girmek isterken, bir yandan da AB üyelerinden birini tanımayı reddederek zor bir durumda olduğunu belirtti. Levitte olabilecek en kötü senaryonun Türkiye'nin nihayetinde müktesebatı tamamlaması ve müzakereleri sonlandırması ve Fransa'da yapılan bir halk referandumundan üyeliklerinin aleyhinde bir sonuç çıkması olacağını öngördü. Tüm bu problemlere rağmen, Levitte, Başkan Sarkozy'nin Türkiye'nin bir dostu olduğunu ve hayatı süresince en az 10 kere bu ülkeyi ziyaret ettiğini iddia etti.
http://www.guardian.co.uk/world/us-e...cuments/225319

Çeviri: Burcu Kırpınar

İntifada 11-29-2010 01:38

Ahmedinejad “Hitler”, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy “çıplak imparator

Wikileaks'ın açıkladığı belgelere dünya gazetelerinden ilk yorumlar!

New York Times'ın konuyla ilgili haberine göre belgelerde Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına belli ülkelerde "Ulusal İnsani İstihbarat Koleksiyonu Direktifleri"ni nasıl yerine getirebilecekleri anlatılıyor. Diplomatlardan kişilerin işleri, unvanları, mevkileri, telefon numaraları, kredi kart numaraları, uçuş detayları gibi noktalarda bilgi sahibi olmaları isteniyor.

ABD'nin Ortadoğu, Doğu Avrupa, Latin Amerika ve BM'deki misyonlarına gönderilen bu belgede, Amerikalı diplomatların aktif olarak yabancı ülkelerin sırlarını çalıp çalmadıklarına dair bir kanıt yok. Dışişleri Bakanlığı çalışanları uzun bir süredir biyografik profiller çıkarmak için CIA'e bilgi sunuyordu ancak bu belgede talep edilen detaylar bilgi toplama ve izleme operasyonları için de kullanılabilir.

Belgelerde ayrıca diplomatlardan yabancı ülkelerin ordularını ve istihbarat ajanslarını destekleyen telekomünikasyon ağları hakkında da detay talebinde bulunuluyor.

BİZZAT RICE VE CLINTON İMZALAMIŞ

Belgelerin binlercesi dışarıdaki büyükelçiliklerden bakanlığa gönderilmiş ancak 2008 ve 2009 yıllarından beş-altı belge Dışişleri Bakanları Condoleezza Rice ve Hillary Clinton'ın imzasını taşıyor. Örneğin Clinton imzalı bir belgede New York'ta bulunan BM merkezindeki ABD temsilcilerinin öncelikleri sıralanırken "Kuzey Koreli üst düzey diplomatların biyografik ve biyometrik özellikleri" hakkında bilgi toplanması isteniyor.

BM'de ajanlık yapmak uluslararası anlaşmalarca yasaklanmış bir durum ancak birçok ülkenin böyle çabaları olduğu herkesçe bilinen bir "sır".

New York Times'ın verdiği örneklerde Paraguay'daki büyükelçilikten Paraguay-Brezilya-Arjantin sınırında El Kaide, Hizbullah ve Hamas varlığıyla iligli bilgi toplanması, Ruanda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki temsilcilerden HIV rakamları ve Çin'in Afrika'dan kobalt, bakır ve petrol talebi gibi konularda bilgi isteniyor.

Sofya büyükelçiliğinden, Bulgar hükümetinin yolsuzlukla mücadele adımları ve Rus işadamlarıyla bağlantıları sorulurken, İsrail, Ürdün, Mısır ve bölge ülkelerden "Filistin meseleleri" konusunda istihbarat isteniyor.

ESKİ BÜYÜKELÇİLER KAYGILI

ABD çoğunlukla diplomat görünümlü gizli ajanları yurtdışına yolluyor ancak diplomatların çoğu ajan değil. Konuyla ilgili bilgilendirilen birçok eski büyükelçi, bu durumun Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışındaki çalışmalarını zorlaştırabileceği yönünde kaygılarını gile getirdi.

New York Times, bakanlık çalışanlarına yönelik bu talebin, ABD'nin istihbarat ajanslarının iki savaş ve küresel bir terörist avının ortasında kendilerinden bekleneni karşılamaya yetişemediği bir dönemde geldiği yorumunu yaptı.

SIZINTI DÜNYA BASININDA

Guardian
ABD elçiliklerinin iç yazışmaları küresel diplomatik krize neden oldu ABD bugün elçiliklerinin kendi içindeki 250 binden fazla iç yazışmasının medyaya sızmasının ardından dünya çapında bir diplomatik krizin içine çekildi.
Birçoğunun “gizli” olarak nitelendirilen belgelerde, Arap liderler özel olarak İran'a bir hava saldırısı düzenlenmesi için kulis yapıyor.
Belgelerde ayrıca, ABD'li yetkililere BM'nin üst düzey görevlileri hakkında casusluk yapmaları talimatı veriliyor.
Daily Telegraph
Wikileaks: ABD Mahmud Ahmedinejad'ı Hitler olarak adlandırıyor Wikileaks tarafından yayımlanan ABD belgelerinde Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad “Hitler”, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise “çıplak imparator” olarak adlandırılıyor.
New York Times
Dünya genelinde İran endişesi
Belgeler ABD eski Başkanı George W. Bush ve halefi Barack Obama'nın İran'ın üstesinden gelmek için gösterdiği çabaları ve Obama'nın daha sert yaptırımlar için nasıl deste sağladığını anlatıyor.
Belgelerde, Çin'in İran'a olan enerji bağımlılığından kurtulması için Suudi Arabistan'ın Pekin'e düzenli olarak petrol sağlamasını amaçlayan bir ABD planından da söz ediliyor.
Jerusalem Post
Barak: Dünyanın kaderi İran'ın durdurulmasına bağlı Wikileaks'in yayımladığı belgelerde İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın barış süreci ve İran'ın nükleer hırsları konusundaki görüşleri de yer alıyor.
ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliği'nden gönderilen 2 Haziran 2009 tarihli bir belgeye göre, Barak, “İran ve Kuzey Kore'nin önünü kesmek için hiçbir opsiyonun masadan kaldırılmaması gerektiğini”söylüyor.
Barak ayrıca, ABD ve İsrail'in İran konusunda aynı istihbaratı paylaştığı ancak edindikleri bilgiyi farklı analiz ettiklerini söyledi.
Barak'a göre, ABD, İran'ı “suçluluğu ispatlanana kadar masum” olduğunu düşünüyor, oysa “bölgenin ve dünyanın kaderi İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemekten geçiyor.”
Haaretz
Barak'tan “İran'a saldırı 2010 yılı içinde yapılmalı” uyarısı ABD hükümetine ait 2009 tarihli bir iç yazışmada, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın İsrail'i ziyaret eden Amerikan yetkililere, İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırının 2010 yılı sonuna kadar uygulanabilirliği olduğunu, ancak bu tarihten sonra ortaya konacak herhangi bir askeri çözümün sonuçlarının kabul edilemeyecek derecede hasarlara neden olabileceğini söylüyor.
Der Spiegel
Bir süpergücün dünya görüşü
ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait 251 bin gizli belge Washington'ın dünya üzerindeki etkisini nasıl korumaya çalıştığını gösteriyor.
Yayımlanan belgelere göre, ABD'nin eski Berlin Büyükelçisi William Timken Dışişleri Bakanlığı'na yaptığı bildirimde, iki ülke arasındaki ilişkilerinde bir gelişme olduğunu ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ilişkilerin daha da ileriye gitmesi için gerekli olan cesur adımları atamadağını belirtiyor.

İntifada 11-29-2010 01:40

WİKİLEAKS BELGELERİNDE EN ÇOK ADI GEÇEN SİNİRLİOĞLU İLE İLGİLİ İLK HABER!

Wikileaks'ın belgelerinde Türkiye ile ilgili bölümlerde hep Dışışleri müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun adı geçiyor. Sinirlioğlu'nun Nisan ayında Bakü'yü ziyaret ettiği ortaya çıktı.

9 Nisan 2010 tarihinde gazetelerde çıkan haberin ayrıntıları şu şekilde:



"Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özel mektubunu iletmek üzere Bakü'de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldi.



Görüşmenin, Cumhurbaşkanlığı Sarayında yapıldığı belirtilirken, görüşme hakkında basına herhangi bir açıklamada bulunulmadı.

Büyükelçi Sinirlioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özel mektubunu iletmek üzere Bakü'ye gitmişti.

Sinirlioğlu, Bakü'deki temasları kapsamında daha önce Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile bir araya gelmişti.

Sinirlioğlu'nun Ermenistan'ın ardından Azerbaycan'a yaptığı ziyaretini değerlendiren diplomatik kaynaklar, Bakü'deki temasları çerçevesinde Sinirlioğlu'nun Ermenistan'daki görüşmesine ilişkin bilgi aktaracağını kaydetmişti.

Ayrıca Washington'da yapılacak ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılacağı Nükleer Güvenlik Zirvesi öncesinde Azeri yetkililer nezdinde nabız yoklanacağı belirtilmişti

Bu zirveye Azerbaycan'ın davet edilmediğini aktaran aynı kaynaklar, ABD'nin zirveye davet için kendisine göre bazı mekanik kriterleri olduğunu ve sadece nükleer programı olan ülkelerin Washington'a çağrıldığını bildirdi.

Ancak buna rağmen Ankara'nın Washington'daki zirveye Ermenistan'ın davet edilip, Azerbaycan'ın davet edilmemesinden dolayı rahatsız olduğunu dile getiren diplomatik kaynaklar, bu rahatsızlığın üst düzeyde ABD yönetimine iletildiğini söyledi.

Dışişleri Müsteşarı Sinirlioğlu geçtiğimiz çarşamba günü Erivan'da Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile görüşmüştü.

Sinirlioğlu'nun Erivan ve Bakü temaslarına paralel olarak Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Füle de Ermenistan'ın ardından Azerbaycan'da temaslarda bulunacak."


İntifada 11-29-2010 01:47

WİKİLEAKS'DA YAYINLANAN BELGELERİN NE KADARI GİZLİ BELGE?

Wikileaks'da yayınlanan belgelerin kaynakları ve gizlilik dereceleri belli oldu.

Wikileaks'de açıklanan belgelerin kaynakları hangi ülkeler, hangi şehirler? Ne kadarı gizli belge, ne kadar açık belge?

İşte http://cablegate.wikileaks.org sitesinde yayınlanan grafiğe göre belgelerin dağılımları, kaynakları:



http://public.tableausoftware.com/vi...CablesbyOrigin


İntifada 11-29-2010 01:49

WASHİNGTON'DAN SONRA EN ÇOK TELGRAF GÖNDERİLEN YER ANKARA

Wikileaks'ın belgelerinde Ankara'nın yeri en üst sıralarda!
Guardian'ın analizlerine göre Washington'dan sonra telgrafların en çok gönderildiği yer Ankara, Washington'dan 8,017, Ankara'dan 7,918, Bagdat'tan 6,667, Tokyo'dan 5,697, Amman'dan 4,312 telgraf gönderilmiş.


Ankara'dan ilk ifşa edilen telgraf 2002 senesinde..
3,298 gizli (confidential) telgraf, 577 secret, 4,043 sınıflanmamış telgraf var..


İntifada 11-29-2010 01:58

Dünya alarmda! Dipnot takipcilerinden mail kutumuza düşenler!
Jeffrey Bülent Arıç'ı Erdoğan'nın Bulldog'u olarak nitelemiş.

Amerika Ankara büyükelçiliği duman ateşin nerede olduğunu bilir demek zorunda kaldı.

Askeriye gerekli gördüğü anda anında müdahalesini yapacak.

Levitte'e göre Paris'in umudu Türklerin kendi kendillerine Avrupa ve Asya arasında bir köprü olarak kalmayı istemesi ve böylece Avrupa'ya demir atmaması.
En çok korktuğu ise Türkiye'nin Ab üyeliği için kendinden istenenleri harfiyen yerine getirmesi ve Fransa'da yapılabilecek bir referandum sonraı Türkiye'nin üyeliğine hayır çıkması kuvvetle muhtemel.

En önemli mesele Kıbrıs meselesi Türkiye için.

En çok cable gelen yer Ankara.

Ayrıca Amerika ve İsrail'in İran'da ki rejimi değiştirebileceği ve teröre arka çıkan bir rejim olmalarından vazgeçirebileceği de Levitte'in söyledikleri arasında.
İstediğimiz takdIrde nükleer projelerini durdurarak onları normal bir devlet haline de getirebiliriz.


Berlusconi fiziksel ve yönetimsel olarak zayıf görülüyor.

Türkleri İran'a karşı İsrail ile korkutuyorlar. İsrail ise Türkiye'den korkuyor.


Washington alarm'da.

İntifada 11-29-2010 02:01

Wikileaks belgelerine göre hangi ülke Türkiye için ne düşünüyor, gizli yazışmalarda hangi iddialar yer alıyor?

Az önce Guardian'ın internet sitesine koyduğu belgelerde Türkiye ile ilgili çok sayıda önemli bilgi bulunuyor.

2004 - 2010 arasında yapılan 250 bin adet gizli diplomatik yazışmayı içeren belgelerde ?İsrail'in Türkiye'nin uyguladığı politikalardan duyduğu rahatsızlığı ABD’ye ilettiği de görülüyor.

GİZLİ BELGE: ANKARA GÖRÜŞMELERİ

Wikileaks'in yayımladığı belgelere göre ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, 18 Şubat 2010 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile yoğun bir görüşme gerçekleştiriyor. Görüşmenin özeti GİZLİ belge olarak Ankara Görüşmeleri başlığıyla saklanıyor.

Burns Türk yetkililere İran Hükümeti'ne karşı Amerika liderliğinde yürütülen yaptırımlara destek olması ve İran'ı yanlış yolda olduğuna ikna etmeleri için baskı yapıyor. Türkler izledikleri yolun ilerleme açısından en iyi yol olduğunda ısrar etseler de bölgedeki ülkelerin İran'ı tehdit olarak gördüğünü kabul etmeye zorlanıyorlar. Özet belgelerin ilk bölümünde Ankara'da 18 Şubat'ta gerçekleştirilen ziyaret "Ortak Görüş ve Yapısal Görüşmeler" başlığıyla anılıyor.

KIBRIS İÇİN BASKI

Türkiye ile ilgili belgelerdeki diğer başlıklar şöyle:

Ermenistan protokollerinin onaylanması ve Minsk sürecinin eşzamanlı yürümesi görüşüldü;

Türkiye Hükümeti'nin Irak Başbakanı Maliki ile ilgili artan tatminsizliği kayıt altına alındı;

Irak'taki Amerikan Kuvvetleri Komutanı General Odierno'nun meseleye dahil olmasının terörist PKK'ya karşı Kürdistan Özerk Yönetimi'nin somut işbirliğinin
sağlanması için etkili olacağı ifade edildi;

Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi görüşmelerine Amerikan Hükümeti'nin üst düzeyde müdahil olması için baskı yapıldı;

Türkiye Hükümeti'nin füze kalkanıyla ilgili daha fazla diyaloğa açık olduğu tespit edildi...

Sinirlioğlu'yla Burns'ün görüşmelerinin detayları ise konu başlıklarına göre şöyle...

İRAN

Burns, Sinirlioğlu’na İran Hükümeti’ni yanlış yolda olduğuna ikna etmek için devam eden eylemi desteklemesi konusunda ciddi baskı yaptı. Sinirlioğlu, Türkiye Hükümeti’nin nükleer bir İran’a muhalefetini yeniden ifade ettiyse de askeri bir harekatın Türkiye üzerine yan etkileri olabileceğine dair korkusunu kaydetti ve yaptırımların İranlılar’ı rejime destek olmaya iteceğini ve muhalefete zarar vereceğini düşündüğünü de ekledi. Burns, yaptırımların Türkiye’ye ekonomik etkisinin farkında olduklarını ifade etti ancak Sinirlioğlu’na İsrail’in İran’ın nükleer silahlar elde etmesini durdurmak üzere askeri harekata geçmesi ya da Mısır ve Suudi Arabistan’ın da kendi nükleer alanlarını gözetmeye kalkmaları halinde de Türkiye’nin çıkarlarının olumsuz etkileneceğini hatırlattı... Açık biçimde tehdit edilen Sinirlioğlu ortak bir mesajın önemine ikna olduğunu ifade etmek durumunda kaldı ve bölge ülkelerinin de İran’ı giderek büyüyen bir tehdit olarak gördüğünü kabul etti: “Şam’da bile tehlike zilleri çalıyor.”

Belgelerde dikkat çeken bölümlerden biri, 17 Ağustos 2007’de İsrail gizli servisi MOSSAD Başkanı Meir Dagan ile Burns arasında yapılan toplantının tutanağı. İkili, Ortadoğu’daki son durumu konuştuktan sonra İran üzerinde duruyor. Tutanağa göre, Dagan, Burns’e “Türkiye’ye baktığımda ülkedeki İslamcıların giderek ivme kazandıklarını görüyorum” diyor. Belgede şöyle deniyor: “Dagan, burada sorulması gereken esas sorunun kendisini Türkiye'nin laik kimliğinin savunucusu olan ordunun bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı olduğunu ifade etti.” Aynı belgeye göre, İran’la ilgili olarak Dagan, güç kullanarak rejim değişikliğine gidilmesi için daha fazlasının yapılması gerektiği yönündeki görüşünü dile getirdi.

ERMENİSTAN
Sinirlioğlu'yla Burns'ün görüşmelerinin Ermenistan'la ilgili bölümleri şunlar:

"Sinirlioğlu, Ermeni soykırımı ile ilgili yasa tasarısının kongreden geçmesinin kendi hükümetinin içerdeki politik hesaplarını 'karmaşıklaştıracağı' konusunda uyarıda bulundu. Azerbaycan Başkanı Aliyev için kabul edilebilir bir şey bulunabilirse protokollerde 'ilerleyebileceklerini' de söyledi. Sinirlioğlu, Azerbaycan ve Ermenistan’ın Minsk Grubu'nun gelişimi için ortak bir çerçeve açıklamalarının Türkiye Hükümeti için gerekli politik kılıfı sağlayacağını söyledi. Burns Türkiye ve Azerbaycan arasındaki bir doğalgaz anlaşmasının ilerleyişi ile ilgili bir gelişme olup olmadığını sorguladı. Sinirlioğlu ise Aliyev’in Türkiye'nin protokolleri ele alış yöntemlerine karşı bu anlaşmayı esir tuttuğunu ima etti: 'Bize güvenmiyor.'

IRAK
18 Şubat tarihli belgelere göre Sinirlioğlu, Türkiye Hükümeti’nin, Irak Başbakanı Maliki ile ilgili giderek artan tatminsizliğini ve ‘kontrolden çıkmaya’ eğilimli olduğuna dair korkularını ifade etti. "Kendi politik var oluşu ile meşgul" dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Maliki’nin danışmanları olan Sadık El Rikabi ve Tarık El Necmi'yi 10 gün önce bir dizi toplantı için konuk etti. Sinirlioğlu İran'ın seçimleri etkileme çabalarından şikayet etti. Aynı zamanda Suudi Arabistan da oradaki Şii baskınlığının kaçınılmazlığını kabul etmekte isteksiz olduğu için Irak'taki politik partiler için "ortalıkta para saçıyor" dedi.

7 Mart seçimlerinin ardından Sinirlioğlu Irak gaz sahalarını Türk dağıtım ağlarına 500 milyon dolara mal olacak 300 kilometrelik boru hattı ile bağlamak üzere bir girişim başlatacaklarını söyledi. 2 yıl içerisinde boru hattına gaz pompalanabileceğini de ekledi. İran'ın boru hattına Irak'ın gaz sahalarının pek çok Kürt ve Sünni bölgelerinde olduğu için muhalif olduğunu da iddia etti.

Sinirlioğlu, Irak'taki Amerikan Kuvvetleri Komutanı General Odierno'nun yakın geçmişteki ziyaretini takdir ettiklerini kaydetti. Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Irak'ın kuzeyinde kamplaşan terörist Kürdistan İşçi Partisi PKK'ya karşı daha çok işbirliği yapmasını sağlayacak bir eylem planının hızlıca tasarlanmasını umduğunu ifade etti: "Kürdistan Özerk Yönetimi’nin bizimle çalışmanın önemli olduğunu anlamasını istiyoruz."

İSRAİL

Sinirlioğlu ile görüşmesinde Burns, Türkiye'nin İsrail'le gerilimli ilişkilerine özellikle odaklandı. Sinirlioğlu "Problemin karşılıklı değil genel" olduğunu iddia etti. Filistin'le ilgili olarak barış sürecinin dondurulması üzerine bölgedeki ülkelerin kızgınlığının giderek arttığını ekledi. İsrail'in bölgesel paydaşların, Netanyahu'nun amaçlarını sorgulamasına neden olan uyumsuzluğuyla ilgili bir düzelme olmamasını suçladı. "Gazze'deki insani durum" ile ilgili iddialarda bulundu. Bu durumun Hamas'ı değil Gazzeliler'i cezalandırdığını, bunun da Türk halkının İsrail'e karşı öfkesini beslediğini vurguladı. Böyle bile olsa İsrail'le ikili işbirliği devam ediyor. Türkiye İsrail'in askeri techizatlarını mesela insansız hava araçları heronları satın almaya devam ediyor. İki ülke arasındaki direkt uçuşlar rutininde karşılıklı ticaret sağlıklı diye de ekliyor. Bu arada turizm biraz azaldı ancak "düzelecektir." Sinirlioğlu, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Ocak ortasındaki ziyaretini "çok iyi" diye tarif etti. Dışişleri Bakanlığının uluslararası bir toplantının bahanesiyle iki başbakanın bir kenarda görüşebilmelerini ayarlamanın yollarını aradığını da belirtti. Türkiye Hükümeti'nin takıntılı olduğu mevzuya dönerek Türkiye'nin Suriye - İsrail yakınlaşması görüşmelerinin arabuluculuğunu yaptığını hatırlattı.

M.Atilla 11-29-2010 10:03

Başbakan'dan WikiLeaks açıklaması
 
Başbakan Erdoğan Libya seyahati öncesi havalimanında bir basın açıklaması yaptı.

http://image.samanyoluhaber.com/Imag...son-dakika.jpg


Gazetecilerin Wikileaks hakkında sorduğu soruya şöyle cevap verdi: Şu anda wikileaks'in eteklerinde neler var onları bir döksün bakalım. Ondan sonra da bunların ne kadar ciddi ve gayriciddi olduğunu görürüz. Bu bakımdan şu anda sadece eteklerdeki taşların dökülmesini bekliyoruz. Ondan sonra açıklama yaparız.

Samanyolu Haber

M.Atilla 11-29-2010 13:45

Erdoğan'a ilginç benzetme !
 
Wikileaks'in yayınladığı belgelerde ABD'li diplomatların Erdoğan ile ilgili ifadeleri öne çıkıyor.

http://image.samanyoluhaber.com/Imag...ks-erdogan.jpg

Wikileaks tarafından yayınlanan belgelerde Türkiye'deki hükümet ile asker ilişkileri yanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili ifadeler de öne çıkıyor.

ABD'li diplomatlara göre Erdoğan;Atatürkile aynı idealleri paylaşan bir harekete liderlik ediyor. O işkolik, inatçı, mükemmeliyetçi biri fakat despotik değil.

"ERDOĞAN KAFAYI TAKTIĞI İŞTEN VAZGEÇMEZ"

Belgede ismi saklı olarak verilen bir ABD'li diplomat, Erdoğan'ın tarzını şöyle anlatıyor: Erdoğan kendinde ve çevresinde mükemmeli arayan biri. Her zaman mükemmel şeylerin bile geliştirilebileceği bir yol arıyor. 22 Temmuz seçimlerinde AK Parti'nin beklentilerinin bile üzerinde (yüzde 46.6) sonuç elde etmesinin ardından herkes Erdoğan'dan Parti Meclisi'nde övgü bekliyordu. Fakat o, sıradaki hedefinAK Partiyönetiminde olmayan belediyelerin alınması olduğunu söyledi ve "AK Parti Türkiye'nin partisi. İzmir, Trabzon, Tunceli ve Çankaya'yı almamız gerek" dedi.

Erdoğan'ın "işkolik" olarak nitelendirildiği bir diğer diplomatın izlenim raporunda ise "Seçim dönemindeyiz. Erdoğan her gün üç seçim bölgesini geziyor. Şu anda üç günlük tatilde. Bu onun için çok uzun bir zaman.Seçimdöneminin dışında ekibi saat 23:00'e veya gece yarısına kadar çalışıyor. Ekip, Başbakan'ın yatağına gittiğini duyana kadar ofiste kalıyor" ifadeleri yer alıyor.

Bir diğer diplomatın Erdoğan'la ilgili izlenimleri ise şöyle: Eğer Erdoğan'ın iyi olduğunu biliyorsanız, ne kadar inatçı olduğunu da bilirsiniz. Eğer kafasını bir şeye taktıysa, daha da önemlisi eğer birşeye inandıysa, onu vazgeçirmeniz imkansızdır. Çok kararlıdır da. Ayrıca birlikte çalıştığı yabancılarla dostluğa varan kişisel ilişkilerinde becerikli ve etkileyicidir. Buna örnekler Başkan Bush ile yaptığı uzun görüşme ve "buz gibi" Putin'le bile kucaklaşması.

"ERDOĞAN ÜSTE ÇIKTI, BAŞBUĞ BUNUNLA YAŞAMAYI ÖĞRENDİ"

Aynı belgede yer alan bir diğer izlenim raporunda ise, "Erdoğan çalışanlarına karşı çok adildir. Çalışanlarına destek olur, sorunlarıyla ilgilenir. Büyük bir kalbi ve vefa duygusu vardır. Geçtiğimiz Ramazan, Erdoğan zırhlı makam aracında düşük kan şekeri nedeniyle bayılıp kilitli kaldığında yaşananlardan sonra bile koruması Halit'in işine son vermedi. Başbakan, Halit'in fiyaskoyla sonuçlanan balyozla zırhlı aracın camını kırmaya çalışma girişiminin kendisine olan sevgisi ve duygusal bağlılığından kaynaklandığını düşünüyordu" deniyor.

Yine ABD'li diplomatların belgelerde yer alan Filistin konusunda, "Araplar sessizken Erdoğan'ın Hamas'a desteğinin faydası yok" sözleri de dikkat çekici.

ABD'li diplomatların Türkiye'de ordu, Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğu, hükümet ve Başbakan arasındaki ilişkileri de değerlendirdiği belgelerde dikkat çeken bir diğer ifade şu oldu: Erdoğan üste çıktı, Başbuğ bununla yaşamayı öğrendi.

http://medya.zaman.com.tr/2010/11/29/m_erdogan_k.jpg
Samanyolu Haber


All times are GMT +3. The time now is 07:46.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025