Siyaset Forum - Hiçlerde kaybolduk da geldik

Dört yanımızda, zırhsız yalnızlıklar kuşanmışken hatırlıyoruz seni. Bütün çaresizliklerimize inat, sana geliyor, senden dileniyoruz her şeyi yeniden. Yüzümüze kapanan dünyevi kapılarda bulduk seni...

Rahmani bulutlar altında, laciverde çalmış solgun kentlerimizde bulduk.

Seni unutmuşken, bulduk.

Oysa, seni bulana kadar, binbir badirelerden geçtik biz.

Ihlamur kokulu sokaklardan geçtik mesela... Tavşan kanı keyiflerin, şaraba yatırılmış üzüm salkımlarının, sarhoş eden kokusunu duyduktan sonra, son bir gayretle geldik. Yıkılmaya yüz tutmuş yanlarımıza, umut denen merhemler çalarak ve biraz da boyun eğerek olmuşa ve olacağa, öyle geldik.

Geri çevirmezsin dedik.

Biz seni öyle bildik.

Yüreğimizde; ölümün başında beklediği hastalarımızın, kırılgan acıları, ellerimizde; sevdiklerimize adadığımız boynu bükük dualarla geldik.

Çaresizdik aslında.

Gün yaza ulaşırken, içimizdeki kışlar kadar çaresizdik. Yitikti her şey. Ülkemiz de yitikti. Destelediğimiz hasretlerimizi, ağıtlarımızı, hayatımızla yuyarak, umutsun diye sana geldik.

Mağaradakilerini hatırladık sonra. Hani o dostuna zarar gelmesin diye, topuğu ile yılan deliklerini kapatanın, dostluğunu hatırladık. Gözlerinden damlayan yaşların, dostun yüzüne düşüşü gibi, uyuduğumuz uykulardan uyandık.

Mağaralarda kaldık da geldik...

Dost göz yaşlarında ıslandık da geldik...

Her şeyin bittiği ve her şeyin başlayacağı güne inanarak, teslimiyetle geldik.

Bir mağaranın ve bir dostun servet ettiğini öğrendik de geldik...

Bir hiçtik, hiçlerde kaybolduk da geldik...

Sebahattin Çelebi