![]() |
Bangkok'taki camide Osmanlı Arması !
http://dunyabulteni.net/resim/250x19...mi-osmanli.jpg
Bangkok'taki camide Osmanlı Arması Bangkok'un varoşlarının bulunduğu Caran Kurun bölgesinde ara bir sokakta bulunan camideki Osmanlı arması dikat çekiyor Dünyada turizmin en cazip merkezlerinden, Güney Asya ülkesi Tayland, kendine has tarihi, kültürü ve yaygın Budist inancının dışında büyük bir Müslüman nüfusa ev sahipliği de yapıyor. Tayland'ın başkenti Bangkok'ta 55 civarında cami olduğu kaydediliyor. Kentteki camilerin birinde ise bir Osmanlı izi var. Bangkok'un varoşlarının bulunduğu Caran Kurun bölgesinde ara bir sokakta bulunan cami 1916 senesinde inşa edilmiş. Tarihi kayıtlara göre doğrudan bir Osmanlı etkisi görülmese de başkent Bangkok'taki neredeyse yüz yıllık Bang Uthit Camisinin girişinde dev bir Osmanlı Arması işlenmiş. SULTAN ABDÜLHAMİD'İN HATIRASI Camide bulunan Osmanlı arması dikkatli incelendiğinde armanın üzerinde Sultan II. Abdülhamid'in tuğrası dikkati çekiyor. Osmanlı'nın yıkılış dönemine denk gelen ve Sultan II. Abdülhamid'in hal'inden 7 sene sonra inşa edilen camideki Devleti Aliyye armasının ilginç bir hikayesi bulunuyor. Osmanlı Devletinin son hükümdarlarından Sultan II. Abdülhamid Osmanlı'nın uyguladığı İttihad-ı İslam siyaseti çerçevesinde (dünya Müslümanlarını Hilafet çatısı altında birleştirme, Pan-İslamizm) tüm dünyadaki Müslümanlara ya ilim adamları göndermiş, ya da kurduğu Hafiye Teşkilatının mensuplarını göndererek Osmanlıyı ve Hilafeti anlatmıştı. Bu siyaset sayesinde dünya Müslümanları Osmanlı halifesine biat etmiş, Çin'den Afrika'nın birçok noktasına kadar camilerde hutbeler Osmanlı halifesine okunmaya başlamıştı. Cami cemaati ve çevredeki Müslümanlar o dönem, bugünkü Tayland olan Siam Krallığında yaşayan Müslümanlar olarak İslam'a ve hilafete bağlılıklarını yinelemek için 20. yüzyılın başlarında Sultan ve Halife II. Abdülhamid'den bir nişane talep edildiğini ve bu taleplerinin kabul gördüğünü ifade ediyor. http://dunyabulteni.net/resim/250x19...and-cami-1.jpg HİLAFETE BAĞLILIK İFADESİ Bu talebin ardından Osmanlı'nın Siam krallığı Müslümanlarına kendilerine numune olacak bir Osmanlı arması gönderdiği kaydediliyor. Armanın ellerine ulaşmasının ardından ülkedeki Müslümanların yeni yapılan camilerinin giriş kapılarının üzerine bu armanın aynısını yapmaya başlayarak Hilafete olan bağlılıklarını ifade etmeye çalıştıkları ifade ediliyor. Osmanlı'nın yıkılışı ve hilafetin ilgasının ardından ise Taylandlı Müslümanların bu uygulamaya son verdiği kaydediliyor. Bangkok'ta Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bölgede bulunan cami bugüne kadar yıkılmadan ve önemli bir tahribat görmeden sade mimarisi ve girişte bulunan Osmanlı Arması ile hala ayakta. Caminin avlusunda bulunan külliyesinde bulunan okulda halen eğitim verilirken, okulda armanın tarihçesi ve anlamını da anlatan bir pano bulunuyor. http://dunyabulteni.net/resim/250x19...and-cami-2.jpg TAYLAND'DA İSLAM'IN TARİHİ Uzmanlar Tayland'da İslamiyetin 700 yıllık geçmişi olduğunu kaydediyor. İslamiyetin ülkede Sukothai Krallığı döneminde yayılmaya başladığı ve günümüze kadar artarak devam ettiği belirtiliyor. Ülkede Müslülmanların sayıları hakkında net bir bilgi verilmiyor. 2009'da Tayland'da bulunan Pew Araştırma Merkezi adlı bağımsız bir kuruluş araştırmasında ülkede 4 milyon Müslüman bulunduğu belirtilirken, bazı bilim adamları da bu sayının 8 ila 10 milyon arasında olduğunu iddia ediyor. Ülkede yaşayan Müslümanların yüzde 90'ının Sünni olduğu belirtilirken, halkın inancını özgür bir şekilde yaşadığı söyleniyor. Bangkok ve Tayland'da bütün camilerden kralın tanıdığı yetkiyle ezanlar cehri (sesli) olarak okunuyor. Tayland'da helal gıdanın yaygın olduğu gözlenirken, bölgede bulunan Müslüman tüccarlar ve yerel Müslümanlar sayesinde helal gıdaya ulaşmanın kolay olduğu belirtiliyor. Tayland'da ağırlıklı olarak çevresindeki ülkelerden ve Arap tüccarlar sayesinde İslamiyetin yayıldığı kaydedilirken, ülkede müslümanların büyük çoğunluğunun güneyde yaşadığı kaydediliyor. Ülkenin güneyindeki Yala, Pattani and Narathiwat bölgelerinde Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı belirtilirken, o bölgelerdeki nüfusun merkezi hükümetle birçok konudaki anlaşmazlıkları istikrarı olumsuz etkiliyor. Kaynak: AA http://dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=189605 |
MaşAllah..
|
Yalnız alttaki fotograftaki tabut niye orda anlayamadım:)
|
Sultan Abdulhamid han'in ne kadar büyük bir kisilik ve dahi oldugunu sanirim zikretmemize gerek bile yok...
Hasta adam diye adlandirilan devleti aliyyeyi islam birligi siyasetiyle erken cökmekten kurtarmistir... Onu anlayabilmek icin Onu, Cin müslümanlarina, kuzey ve güney afrikali müslümanlara, aceli müslümanlara, bu haberde gördügümüz gibi taylandli müslümanlara ve elbetteki filistinlilere sormak gerekir... Ittihati Islami anlamak icin Abdulhamid'i bilmek gerekir. Alıntı:
|
Alıntı:
|
bu camiyee rastlamak nasip değilmiş. halbuki ben bu bangkok'u ziyaret etmiştim.keşke bulabilseydim burayı.
|
Alıntı:
|
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz! Kapkaranlıkken bütün afakı insaniyetin, Nur olup fışkırmışız ta sinesinden zulmetin; Yarmışız edvar-ı fetretten kalan yeldaları; Fikr-i ferda doğmadan yağdırmışız ferdaları! Öyle ferdalar ki: Kaldırmış serapa alemi; Dideler bir cavidani fecrin olmuş mahremi. Yirmi beş yıl, yirmi beş bin yıl kadar feyyaz imiş! Bak ne ani bir tekamül! Bak ki: Hala mündehiş Yad-ı fevka'l-i'tiyadından onun tarihler; Görmemiş benzer o müdhiş seyre, hem görmez beşer. Bir taraftan dinimiz, ahlakımız, irfanımız; Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsanımız; Yükselip akvamı almış fevc fevc aguşuna; Hepsi dalmış vahdetin aheng-i cuşacuşuna. Emr-i bi'l-ma'ruf imiş ihvan-ı İslam'ın işi; Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi. Kimse haksızlıktan etmezmiş tegafül ihtiyar; Ferde raci' sadmeden efrad olurmuş lerzedar. Bir, neyiz? Seyreyle artık; bir de fikr et, neymişiz? Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz! Nehy-i ma'ruf emri münkerdir gezen meydanda bak! En metin ahlakımız, yahud, görüp aldırmamak! Yıktı bin mel'un kalem namusu, bizler uymadık; "Susmak evladır" deyip sustuk... Sanırsın duymadık! Kustu bin murdar ağız (din)'in bütün ahkamına; Ah, bir ses bari yükselseydi nefret namına! Altı yüz bin can gider; milyonla iman eksilir; Kimseler görmez! Gören sersem de Allah'tan bilir! Sonra, şayet şahsının incinse, hatta, bir tüyü: Yer yıkılmış zanneder seyr eyleyen gümbürtüyü! Kırkın aylıktan biraz, yahud geciksin vermeyin; Fodla çiy kalsın, "pilav bitmiş" deyin, göstermeyin; Fes, külah, kalpak, sarık vermiş bakarsın el ele; Mi'delerden fışkırır ta Arş'a aç bir velvele! Ortalık altüst olurken ses çıkarmazdım, hani, Öyle bir dernekte seyret gel de artık sen beni! Göster, Allah'ım, bu millet kurtulur, tek mu'cize: Bir "utanmak hissi" ver gaib hazinenden bize! Mehmet Akif ERSOY |
All times are GMT +3. The time now is 07:14. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025